okulda küfür etmenin cezası / Pilates Nasıl Yapılır

Okulda Küfür Etmenin Cezası

okulda küfür etmenin cezası

Polis İdari Soruşturma

Yani bir polis disiplin cezalarından önce hukuka uygun bir soruşturmanın yapılması gerekmektedir. Bu soruşturma sonrasında kanunda yetkili amir yahut disiplin kurulu tarafından ceza verilmesi gerekmektedir. Yanlış disiplin amiri yahut hatalı disiplin kurulunun verdiği cezalar mahkemeler tarafından iptal edilmektedir. sayılı Kanunun maddesinde polis disiplin kurulları ve bu kurulların kimlerden oluştuğu belirtilmektedir. Mesela İl Polis Disiplin Kurulunun kimlerden oluştuğu ve hangi personele ceza verebileceği düzenlenmiştir.

İl polis disiplin kurulu ne zaman toplanır ? Buna göre İl polis disiplin kurulu “il emniyet kadrosundaki; Polis memurları, çarşı ve mahalle bekçileri ile emniyet hizmetleri sınıfı dışındaki memurlara bütün disiplin cezalarını vermek üzere toplanabilir. Bunun yanında Komiser yardımcısı, komiser ve başkomiserlere meslekten çıkarma cezası dışında kalan diğer disiplin cezalarını verebilir. İl polis disiplin kurulunun ne zaman toplanacağı konusunda açık bir düzenleme yoktur. Yani muhakkik yahut müfettiş raporunun sunulması üzerine kurul başkanının belirleyeceği tarihte toplanarak karar verebilir.

Polis Disiplin Cezaları

Polis Disiplin cezaları, Kanunun 7. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre emniyet disiplin tüzüğü çerçevesinde verilebilecek cezalar şunlardır:

Kanunun 8. maddesinde de disiplin cezasını gerektiren eylemler ve bunlara karşılık verilecek cezalar sayılmıştır. Devlet memurluğundan çıkarmayı gerektiren fiiller bakımından sayılı Kanuna atıf yapılmıştır. Buna ilaveten iki eylemin devlet memurluğundan çıkarmayı gerektirdiği özellikle belirtilmiştir.

a) Ülkenin bağımsızlığını zedelemeye, bütünlüğünü bozmaya ve milli güvenliği tehlikeye düşürmeye yönelik herhangi bir faaliyette bulunmak veya aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, vakıf, dernek ve benzeri teşekküle katılmak, bunlara yardım etmek veya bu yapılarla ilişki içerisinde bulunmak.
b) İşkence yapmak.

Kanunun maddesinde fiilinin neticesinde, Devlet ya da kişiler zarara uğratılmış ya da hizmetin gecikmesine ya da durmasına neden olunmuşsa doğan zararın derecesine ya da durumun ağırlığına göre daha ağır cezaların verilebileceği düzenlenmiştir. Bu madde ile idareye çok geniş bir takdir alanı bırakılmıştır. Bunun hukuka uygun olup olmadığı ayrı bir tartışma konusudur.

Disiplin Amirleri Kanunda sayılmıştır.

(3) SAYILI ÇİZELGE EMNİYET PERSONELİ DİSİPLİN AMİRLERİNİN CEZA YETKİLERİ &#; POLİS DİSİPLİN AMİRLERİ

Ceza verecek disiplin amirlerinin rütbe ve makamlarıUyarmaKınamaAylıktan kesme
Kriminal Laboratuvar Müdürü, Şube Müdürü, İlçe Emniyet Müdürü, İlçe Emniyet Amiri ve Polis Merkezi AmiriVerebilirVerebilir3 güne kadar
Birinci Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, Eğitim ve Öğretim Kurumu Müdürleri, Polis Moral Eğitim Merkezi Müdürleri, İl Emniyet Müdürleri, KaymakamlarVerebilirVerebilir10 güne kadar
Teftiş Kurulu Başkanı, Özel Harekat Başkanı, Özel Güvenlik Denetleme BaşkanıVerebilir (1. Sınıf Emniyet Müdürleri hariç)Verebilir (1. Sınıf Emniyet Müdürleri hariç)10 güne kadar 1. Sınıf Emniyet Müdürleri hariç)
Emniyet Genel Müdürü, ValilerVerebilirVerebilir15 güne kadar
BakanVerebilirVerebilir15 güne kadar
polis disiplin cezası soruşturması itirazı iptal davası

Kanunda, Polis Merkezi Amirinden Bakana kadar hangi amirin hangi disiplin cezası verebileceği belirtilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus bu cezaların (uyarma-kınama 15 güne kadar aylıktan kesme) re’sen verilebilen cezalar olmasıdır. Yani bu cezaların verilebilmesi için herhangi bir Kurul kararına ihtiyaç bulunmamaktadır.

Öte yandan hangi amirin hangi cezayı verebileceği ayrıca ve açıkça belirtilmektedir. Bu konuda yapılacak bir hata verilen cezanın iptal edilmesine yol açacaktır. Mesela Emniyet Genel Müdür Yardımcısı re’sen disiplin cezası verebilecek kişiler arasında sayılmamıştır. Dolayısıyla bu kişi tarafından re’sen bir ceza verilemez.

Kanun uyarınca Disiplin soruşturması yapma ve disiplin cezası verme görev ve yetkisi üst disiplin amirleri tarafından da kullanılabilir. Mesela Kaymakamın verebileceği cezayı Vali de verebilecektir.

Polis Disiplin Kurulları

Kurul kararıyla verilebilen cezalar ayrıca Kanunda belirtilmiştir. (Kısa Süreli Durdurma- Uzun Süreli Durdurma- Meslekten Çıkarma- Memurluktan Çıkarma). Bu cezalar bakan dahi olsa re’sen verilemez, mutlaka yetkili disiplin kurulu tarafından ceza verilmelidir. EGM personeli için yetkili disiplin kurulları şunlardır:

İl polis disiplin kurulları, ilde görev yapan;

Eğitim ve öğretim kurumlarındaki polis disiplin kurulları, (POMEM, PMYO, Polis Akademisi)

Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu,

Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu,

Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu

Kişinin hangi disiplin kuruluna tabi olacağı Kanunda ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir. Kurullar konusunda bir hatanın olması halinde disiplin cezası iptal edilecektir. Mesela bir il kadrosunda çalışan komiser yardımcısı hakkında toplanan il polis disiplin kurulu meslekten çıkarma cezası verecek ise bunu EGM Yüksek Disiplin kuruluna göndermek zorundadır. Şayet meslekten çıkarma dışında bir karar verilecekse de bu kararı kendisi vermeli üst kurula göndermemelidir.

Polislikten İhraç Sebepleri &#; Polisin Meslekten Atılma Nedenleri

sayılı Genel Kolluk Dı̇sı̇plı̇n Hükümlerı̇ Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenı̇n Kabul Edı̇lmesı̇ne Daı̇r Kanun&#;un 8. maddesinin 6. fıkrasında meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiiller sıralanmış düzenlemeye göre fiiller şunlardır:

  1. Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak veya personel arasında bu yolda ayrım yapıcı tutum ve davranışlarda bulunmak. 
  2. Göreve çıkılmaması için propaganda yapmak, kışkırtmak, zorlamak, karar alınmasını sağlamak, alınan bu karara katılmak veya karar uyarınca göreve çıkmamak. 
  3. Amir ya da üstlerinin icraatına karşı çıkmak ve bu hareketi toplu hale dönüştürerek görev yapılmasını ya da göreve çıkılmasını engellemek, buna katılmak, katılmaya tahrik ya da teşvik etmek. 
  4. Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak. 
  5. Hizmetle ilgili her türlü dosya, kayıt, resmi evrak veya belgeyi ya da örneklerini yetkisiz kişilere vermek, verilmesini emretmek, verilmesine göz yummak. 
  6. Gizli tutulması zorunlu olan ve görev ile ilgili bulunan bilgi ve belgeleri görevli veya yetkili olmayan kişilere açıklamak. 
  7. Muhafazası veya sevkiyle görevli olduğu şüpheli, sanık, tutuklu veya hükümlünün kaçmasına bilerek ve isteyerek imkân vermek. 
  8. Bilerek ve isteyerek suç kanıtlarını yok etmek veya bunların yok olmasına neden olmak, kanıtları silmek, gizlemek, değiştirmek, bozmak veya bu fiillere yardımcı olmak. 
  9. Devlet malı araç, gereç, hayvan, silah, mermi ve mühimmatı satmak veya mal edinmek, personel kimlik kartını, araç, gereç, hayvan, silah ve mühimmatı başkalarının kullanımına vermek. 
  10. Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek. 
  11. Görev sırasında yardım isteyen güvenlik görevlilerine haklı bir neden yokken yardımdan kaçınmak veya bildiği ya da gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak. 
  12. Mesleğin saygınlığını zedeleyecek şekilde uygunsuz yerlere gitmek. 
  13. Görev mahallinde veya görevli bulunduğu sırada alkollü içki içmek veya içilmesine göz yummak. 
  14. Göreve sarhoş veya alkollü içki içtiği belli olacak biçimde gelmek. 
  15. Resmi kıyafetle umuma açık yerlerde alkollü içki içmek veya resmi kıyafetli olarak gizlenemeyecek derecede sarhoş görünmek. 
  16. Uyuşturucu maddeleri yapmak veya kullanmak, bunların yapılmasına, kullanılmasına, saklanmasına, nakledilmesine, yakalanacağı sırada ortadan kaldırılmasına, satılmasına veya satın alınmasına aracı olmak, kullanılmasını kolaylaştırmak ya da özendirmek. 
  17. Kumar oynamak veya oynatmak, kumar oynatanlarla ilişki kurmak.
  18. Kaçakçılık yapmak veya kaçakçılarla ilişki kurmak.
  19. Geliri ile uygun sayılmayacak biçimde yaşadığı ve aşırı harcamada bulunduğu kanıtlanmış olmak ve bunun haklı kaynağını gösterememek.
  20. 14/7/ tarihli ve sayılı Devlet Memurları Kanunu ile öngörülen grev yasağı kapsamına giren eylemlerde bulunmak.
  21. Devlet memurları tarafından yapılamayacağı sayılı Kanunda belirtilen kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak.
  22. Siyasi partilerin yararına veya zararına çalışmak ya da siyasal eylemlerde bulunmak, görevli olmaksızın siyasal amaçla yapılacak açık veya kapalı yer toplantılarına ya da gösteri yürüyüşlerine katılmak. 
  23. İffetsizliği bilinen veya anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenmek ya da evlilik bağını devam ettirmek veya böyle bir kimseyi yanında bulundurmak ya da nikahsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar etmek. 
  24. Kanuna aykırı olarak sendikalara üye olmak, sendikaların veya üyesi bulunmadıkları derneklerin yapacakları bilimsel, kültürel ve teknik nitelik taşımayan açık veya kapalı yer toplantılarına ya da gösteri yürüyüşlerine görevli olmaksızın katılmak, açık yer toplantı ve gösteri yürüyüşlerine resmi kıyafetli veya silahlı olarak katılmak ya da üyesi bulundukları derneklerin tüzüklerinde belirtilen amaçları dışındaki çalışmalarını veya bu nitelikteki toplantı ya da gösteri yürüyüşlerini düzenlemek veya bunlara katılmak. 
  25. Görevde kullanılan telsiz, telefon haberleşmesini veya kurum içi iletişim sistemlerini kasıtlı olarak engellemek. 
  26. Mesleğin onur ve saygınlığını zedeleyici veya amir ya da üstlerinin eylem ve işlemlerini olumsuz yönde eleştirici nitelikte tek başına veya topluca bildiri dağıtmak ya da basın, haber ajansları, radyo ve televizyon kurumları ve diğer iletişim kanalları vasıtasıyla kamuoyuna yönelik bilgi, yazı ve demeç vermek. 
  27. Amir ya da üste karşı itaatsizliğe, mukavemete ya da fiilen taarruza tahrik ya da teşvik etmek. 
  28. Menşei belli olmayan, bulundurulması ve taşınması yasak olan her çeşit silah, mühimmat ve benzerlerini bulundurmak. 
  29. Hukuka aykırı olarak kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etmek, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın kaydetmek, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etmek, kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal etmek, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa etmek, kişisel verileri kaydetmek, kişisel verileri bir başkasına vermek, yaymak veya ele geçirmek, kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olduğu halde bu görevini kasıtlı olarak yerine getirmemek, gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla suç delillerini yok etmek, silmek, gizlemek, değiştirmek veya bozmak, sayılan fiilleri emir vererek yaptırmak. 
  30. Yetkili olmadığı halde hukuka aykırı olarak elektronik ortamda veya bilgisayar loglarında kişisel verilerle ilgili sorgulama yapmak, bu şekilde elde edilen bilgileri paylaşmak veya yayın yoluyla duyurmak, log kayıtlarını değiştirmek veya silmek. 
  31. Görevi gereği öğrendiği veya edindiği kişisel bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilerle paylaşmak ya da basın ve yayın kuruluşlarına veya diğer iletişim kanallarına vermek. 
  32. Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunmak yahut bu fiili kendisine rızasıyla yaptırmak. 
  33. Görevine, sosyal ve aile yaşantısına zarar verecek derecede menfaatine, içkiye, kumara ve benzeri kötü alışkanlıklara düşkün olmak. 
  34. Üstlerine, aynı rütbedeki meslektaşları ile diğer mesai arkadaşlarına fiili tecavüzde bulunmak.
  35. Görevde kullanılan telsiz haberleşme araçlarıyla amir ya da üstleri hakkında olumsuz yönde eleştirici nitelikte konuşmalar yapmak. 
  36. Dernek kurmak ya da spor dernekleri dışındaki derneklere üye olmak. 
  37. Vakıf kurmak veya Bakanlıkça belirlenmiş vakıflardan başka vakıfların organlarında görev almak. 
  38. Fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişilerle bilerek ilişki kurmak. 

Yukarıda sayılan eylemlere ek olarak kişiler işlemiş oldukları başkaca eylemler sonucunda ise devlet memurluğundan çıkarma cezası almaktadırlar. Bu da yine sayılı kanunun 9. maddesinde düzenlenmiştir.

MADDE 9- (1) Devlet memurluğundan çıkarma cezası uygulanacak fiiller ve bu cezayı verme yetkisi ile ilgili olarak sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Ayrıca, aşağıdaki filleri işleyen personel de Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılır; 
a) Ülkenin bağımsızlığını zedelemeye, bütünlüğünü bozmaya ve milli güvenliği tehlikeye düşürmeye yönelik herhangi bir faaliyette bulunmak veya aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, vakıf, dernek ve benzeri teşekküle katılmak, bunlara yardım etmek veya bu yapılarla ilişki içerisinde bulunmak. 
b) İşkence yapmak. 

Polis Disiplin Cezalarına İtiraz

Polis disiplin hukuku, soruşturma evresinden cezanın verilmesine ve daha sonra idari yargıda cezanın polis memuruna tebliğinden itibaren 60 günlük süre içerisinde açılacak olan iptal davası sürecinde profesyonel olarak takip edilmesi gereken oldukça teknik bir konudur. Ankara İdare Avukatı

Hakaret Suçu ve Cezası &#; TCK Madde

Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu&#;nun (TCK) maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, &#;bir kimseyi alenen aşağılayıcı bir söz söylemek&#; veya &#;bir fiil veya davranışla bir kimseye hakaret etmek&#; hakaret suçunu oluşturmaktadır. Hakaret suçu, bir kişinin onuruna, şerefine veya itibarına yönelik olarak yapılan sözlü veya yazılı bir saldırıdır. Bu suç, bir kişinin itibarına zarar vermek, aşağılamak veya küçük düşürmek amacıyla yapılan açık veya örtülü ifadeler ile gerçekleşebilir. Hakaret suçunun basit hali takibi şikayete bağlıdır. Yani mağdur şikayetten vazgeçtiğinde dosya düşer. Sadece kamu görevlisine hakaret takibi şikayete bağlı değildir. Hakaret suçu sayılı Türk Ceza Kanununun Kişilere Karşı İşlenen Suçlar kısmında ve Şerefe karşı suçlar bölümünde düzenlenmiştir. Şerefe karşı suçlar, kişinin manevi varlığına yönelik saldırıları önlemeye, şeref hakkını korumaya yönelik suçlardır. Hakaret suçu, TCK’nın ile maddeleri arasında şerefe karşı suçlar başlığı altında  düzenlenmiştir. Hakaret suçu 2 farklı şekilde işlenebilir:

  • Onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir durum ve olgunun isnat edilmesi (Örneğin; o adam katil, tecavüzcü, rüşvetçi, o kadın hırsızlık yaparken yakalandı vs.)
  • Küfür edilmesi (Adi, köpek, şerefsiz vs)

Hakaret suçu doğrudan kişinin birey olmaktan kaynaklanan kişilik haklarına saldırıdır. Hakaret suçu ile sosyal bir kavram olan “şeref” ve kişinin özsaygısı korunmaktadır. İnsan kişiliği maddi ve manevi varlığı ile bir bütündür. Kişinin maddi (fiziki) varlığı kadar manevi varlığını da korumak gerekir. Kişinin maddi varlığı adam öldürme, yaralama gibi vücut bütünlüğüne karşı suçlar ile korunurken; manevi varlığı da şerefe karşı suçlarla ( hakaret vs.) korunmaktadır. İnsanın maddi ve manevi varlığı Anayasanın maddesi ile koruma altına alınmıştır.

Bu makalemizde; hakaret suçunun tanımı ve unsurları, hakaret suçunun TCK&#;daki yeri ve cezası, hakaret suçunun öğeleri ve nitelikleri, hakaret suçunun şikayete bağlı veya resen soruşturulması, hakaret suçu işleyen kişinin kastı ve kusuru, hakaret suçunda sözlü ve yazılı ifadelerin değerlendirilmesi, hakaret suçunun ceza hukuku ve medeni hukuktaki yansımaları, hakaret suçunun işlendiği ortamın rolü: internet ve sosyal medya, hakaret suçuna karşı koruma yolları: dava açma ve tazminat talebi, hakaret suçunun diğer suçlarla ilişkisi: iftira, tehdit, nefret söylemi arasındaki ilişki ele alınacaktır.

hakaret sucu nedir

Hakaret Suçu Nedir?

Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu&#;nun (TCK) maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, &#;bir kimseyi alenen aşağılayıcı bir söz söylemek&#; veya &#;bir fiil veya davranışla bir kimseye hakaret etmek&#; hakaret suçunu oluşturmaktadır. Hakaret suçu, bir kişinin onuruna, şerefine veya itibarına yönelik olarak yapılan sözlü veya yazılı bir saldırıdır. Bu suç, bir kişinin itibarına zarar vermek, aşağılamak veya küçük düşürmek amacıyla yapılan açık veya örtülü ifadeler ile gerçekleşebilir. TCK maddesinde yer alan hakaret suçu, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte “somut bir fiil veya olgu isnat etmek” veya “sövmek” suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına düşürmek şeklinde oluşan bu bakımdan seçimlik hareketli bir suç tipidir.

Hakaret suçu ise, tahkir suçları olarak nitelendirilen suç tiplerinin genel tahkir suçu kapsamındadır. Özel tahkir suçları olarak adlandırılan ve kişilerin şerefinin yanı sıra veya bundan ayrı olarak başka hukuki değerleri koruyan suç tipleri de bulunmaktadır;

  • Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar altında yer alan suçlar olan Cumhurbaşkanına hakaret (TCK m),
  • Devletin egemenlik alametlerin aşağılama (TCK m),
  • Türk milletin, Türkiye Cumhuriyet Devletin, devletin kurum ve organlarını aşağılama (TCK m)
  • Yabancı Devletlerle İlişkilere Karşı Suçlar altında düzenlenen Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret (TCK m) gibi.

Hakaret suçunun şartları sadece madde ile sınırlı değildir. TCK’nın ikinci kısmının “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı Sekizinci bölümünde maddede hakaret suçu ve nitelikli halleri, maddede mağdurun belirlenmesi, madde isnadın ispatı, maddede iddia ve savunma dokunulmazlığı, maddede ise, cezanın kaldırılması veya azaltılmasını gerektiren nedenler düzenlenmiştir. madde “kişinin hatırasına hakaret” başlığını taşımaktadır,. madde ise, soruşturma ve kovuşturma usulüne dairdir.

TCK md uyarınca;

(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. (Asliye Ceza Mahkemesi) (Uzlaşma Kapsamında)

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. (Asliye Ceza Mahkemesi) (Uzlaşma Kapsamında)

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, (Asliye Ceza Mahkemesi) (Uzlaşma Kapsamında Değil)

b)Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, (Asliye Ceza Mahkemesi) (Uzlaşma Kapsamında)

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. (Asliye Ceza Mahkemesi) (Uzlaşma Kapsamında)

(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. (Asliye Ceza Mahkemesi) (Uzlaşma Kapsamında)

(5) Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

Hakaret suçu Türk Ceza Hukukunda son derece yaygın bir biçimde uygulama alanı bulan suç tiplerinden biridir. sayılı TCK’nın İkinci Kitabının Kişilere Karşı Suçlara ilişkin İkinci Kısmının “Şerefe Karşı Suçlar “ başlığını taşıyan Sekizinci Bölümünde maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu makalemizde, Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak sizlere hakaret suçunu, hakaret suçunun özelliklerini, unsurlarını, cezasını, hakaret suçunda görevli mahkemeyi, zamanaşımını, uzlaşmayı, şikayet süresini, hakaret suçunda adli para cezası, erteleme ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması hususlarını açıklayacağız.

Hakaret Suçunun Şartları

Hakaret suçunun şartları şu şekilde ifade edilebilir:

  • Hakaret suçunun faili herkes olabilir.
  • Suçun hukuki konusu kişilerin onur, şeref ve saygınlığıdır.
  • Hakaret suçu sayılı TCK m’e göre seçimlik hareketli bir suç olup birden fazla hareket ile işlenmesi mümkündür. Bunlar; somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövme biçiminde gerçekleşir.
  • Somut bir fiil veya olgu isnat etmek: Hakaret suçunun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketlerden ilki, failin mağdura doğruluğu veya yanlışlığı ortaya çıkarılabilecek, ispatlanmaya elverişli somut bir fiil veya olgu isnat etmiş olmasıdır.
  • Sövme: Hakaret suçunun diğer seçimlik hareketini oluşturan sövme, somut bir fiil ya da olgu içermeyen, soyut bir değer yargısını ifade eden fakat kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte sözler sarf edilmesidir.

Hakaret suçunun oluşması için özel kast aranmaz, genel kast yeterlidir. Şaka yapma, alay etme amacıyla yapılan fiiller hakaretin objektif unsurlarını içeriyorsa bu durumda yine suç oluşacaktır.

hakaret sucu cezasi ne kadar

Hakaret Suçunda Soruşturmanın Başlaması

Beyanına başvurulan mağdura ;

  • Olayın nerede ,
  • ne zaman gerçekleştiği ,
  • Eylemin kim tarafından yapıldığı,
  • Eylemin ne şekilde (sözle, yazıyla, hareketle, telefonla, elektronik postayla vs. ) yapıldığı,
  • Eylemin üçüncü kişilerce duyulup duyulmadığı ,
  • Eyleme tanık olan kişilerin kimlik ve adres bilgileri ,
  • Eyleme sebep olan ya da dayanak oluşturan olaylar ,
  • Şüpheli tarafından sarf edilen sözlerin tam olarak nelerden ibaret olduğu ,
  • Mağdurun kamu görevlisi olup olmadığı ve sarf edilen sözlerin kamu görevlisinin görevinden dolayı söylenip söylenmediği
  • Suç telefon görüşmesi sırasında işlenmişse, kendine ait telefon ile biliyorsa şüphelinin kullandığı telefonun numaraları, olay tarihli iletişiminin tespitine rıza gösterip göstermediği ,
  • Sosyal medya vasıtasıyla suça maruz kalmışsa, kendisine ve faile ait sosyal medya hesaplarına dair bilgiler,
  • Suç telefon görüşmesi sırasında işlenmişse, sözlerin söylendiği anda kendisinin nerede olduğu,
  • Suç telefon görüşmesi sırasında işlenmişse, şüpheli ile arasında toplam kaç görüşme olduğu ve hakaret teşkil edecek sözlerin hangi görüşmelerde söylendiği ,
  • Eyleme karşılık verip vermediği,
  • Eylemin bizzat yüzüne karşı işlenip işlenmediği,
  • Eylem gıyabında işlenmiş ise toplam kaç kişinin muhatap alınarak işlendiği ve bu kişilerin kimlik ve iletişim bilgileri ,
  • Şüpheliden şikayetçi olup olmadığı ,

Sorulmalıdır.

Önemli Not : Uygulamada birçok mağdur , beyanı alınırken kendisine karşı sarf edilen sözleri açıkça söylemekten çekinmekte ve dolaylı ifadeler kullanmayı tercih etmektedir . Ancak sarf edilen sözlerin tam olarak içeriği bilinmeksizin suçun işlenip işlenmediğine dair net tespit yapabilmek mümkün değildir. Bu sebeple, işin hukuki mahiyeti kısaca mağdura anlatılmalı ve sarf edilen sözleri açıkça belirtmesi istenmelidir.

Önemli Not : Uygulamada vatandaşlar sık sık Cumhuriyet Başsavcılıklarına müracaatla TBMM Başkanı , bakanlar vb. yüksek düzeyli kamu görevlilerine hakaret eden kişileri ihbar etmektedirler. Bu durumlarda bazı Cumhuriyet savcılarınca kamu görevlisine hakaret suçunun takibinin şikâyete bağlı olmadığı gerekçe gösterilerek mağdurun beyanı ve hatta kimlik bilgileri bile temin edilmemekte, iddianamelerde sadece mağdurun adına ve sıfatına yer verilmektedir. Bu uygulama hatalı ve hukuka aykırıdır. İhbar üzerine başlatılan bu tür soruşturmalarda mağdurun görev yaptığı kuruma yazı yazılarak kimlik bilgileri ve istemi halinde beyanı temin edilmelidir.

Hakaret Suçu Nasıl İspatlanır?

Hakaret suçunun ispatı, hakaretin sözlü veya yazılı olarak yapıldığına dair delillerin toplanması ile mümkündür. Türk Ceza Kanununda delil serbestisi kuralı vardır. Yani suç her türlü delille ispat edilebilir. Hakaret suçunda ispat yöntemleri arasında şunlar sayılabilir:

  • Tanıkların ifadeleri: Hakaret suçu işlenmesi durumunda, olaya tanıklık eden kişilerin ifadeleri, mahkeme tarafından kabul edilebilecek önemli bir delil olarak kabul edilir. Tanıkların her biri olayın nasıl gerçekleştiği ve neleri duyduğunu savcılık ve mahkeme huzurunda yeminli ifadesinde söyler.
  • Telefon kayıtları: Hakaretin sözlü olarak yapıldığı durumlarda, hakareti içeren telefon görüşmesi kayıtları veya diğer iletişim kanalları, hakaretin varlığını kanıtlamak için kullanılabilir. Telefon görüşmesi sırasında şartları varsa ses kaydı veya sesin dışarı taşması durumunda duyanlar dinlenebilir.
  • Sosyal medya kanıtları: Günümüzde hakaret suçu, sosyal medya gibi dijital platformlarda da sıklıkla işlenmektedir. Bu nedenle, hakaret içeren mesajların, tweetlerin, yorumların veya diğer sosyal medya paylaşımlarının kanıt olarak sunulması mümkündür. Facebook, twitter, instagram gibi sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerini Amerika Birleşik Devletleri adli makamları cevaplamamaktadır.
  • Emniyet araştırma raporu: Sosyal medya üzerinden yapılan hakaretlerde şüphelinin kimliğinin tespiti için açık kaynaklardan emniyet araştırma raporu hazırlar. Bu raporda şüphelinin kimliği ve yapılan hakaret tespit edilmeye çalışır. Bu rapor % kesinlik içermez.
  • Delil tespiti yapılması: Hakaret suçu işlendiği yerde delil tespiti yapılması, hakaretin varlığını gösteren kanıtların toplanması için de bir yöntem olabilir. Örneğin, hakaretin yapıldığı yerdeki güvenlik kameraları veya olay yerindeki kanıtlar, hakaretin varlığını ispatlamak için kullanılabilir.
  • E-Tespit yapılması : Türkiye Noterler Birliği sunduğu hizmetle 7 gün 24 saat esasına göre internette herhangi bir web sayfası veya sosyal medya hesabı üzerindeki veri veya bilgiyi URL bazlı tarama yaparak tespit etmektedir. E-tespit talep eden kişi, içeriğini tespit etmek istediği URL’yi Noterler Birliği’nin veri tabanına gönderir, kendisine bir e-tespit başvuru numarası verilir, söz konusu başvuru numarasıyla mesai saatleri içinde herhangi bir notere başvurularak online yapılan tespit, kağıda dökülerek noter tarafından onaylanır. E-tespit yöntemiyle internet üzerinden işlenen suçlar kesin bir şekilde tespit edilmiş olur. Noterler Birliği’nin e-tespit sayfasına buradan ulaşabilirsiniz. E-Tespit Başvuru Sayfası

Bu yöntemler, hakaret suçunun ispatında kullanılabilen bazı yöntemlerdir. Ancak, her ülkenin yasal düzenlemeleri farklı olduğundan, hangi kanıtların kabul edileceği ve nasıl kullanılacağı da değişebilir.

Hakaret Suçu Unsurları

Kanun metninde “bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi” ibaresine yer verilmiştir. Buna göre bu suçun faili herkes olabilir. Aynı durum TCK m. kişinin hatırasına hakaret için de söz konusudur. Ayrıca kimse ibaresi kullanıldığı için failinin ancak gerçek kişiler olabileceği anlaşılmaktır. Tüzel kişilerin bu suç açısından fail olabilmeleri söz konusu değildir. Bu suçun faili yaşayan bir kişi olabilir. Ölen bir kimsenin hakaret içerikli yazılarının yayınlanması konusunda ise yayınlayanlar bu suçtan sorumlu olacaktır. Ölen kişinin sorumluluğu söz konusu değildir. Vasiyetname yoluyla hakaret edilmesi durumunda ölmüş kişi fail olmayacağı gibi vasiyetnameyi açıp işleme koyan kamu görevlisinin de kanun hükmünü yerine getirme nedeniyle sorumlu olmayacaktır.

Kamu görevlileri bu suçu görevi sırasında işlerse özel soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulur.

Yasama dokunulmazlığı veya diplomatik dokunulmazlık gibi bir muafiyetin varlığında  fiili gerçekleştiren kişiler suçun fail olabilirler ancak muafiyet nedeniyle yargılanamazlar. Anayasa madde 83 uyarınca” Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden,…, bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.” Milletvekilleri yasama sorumsuzluğu kapsamında meclis çalışmaları sırasında gerçekleştirdikleri ve hakaret niteliği taşıyan söz ve davranışlarından hiçbir zaman sorumlu tutulmayacaktır.

Hakaret suçlarının basın yoluyla işlenmesi durumunda sayılı Basın Kanunu m uygulama alanı bulacaktır. Buna göre suçun işlendiği yayının süreli veya süresiz bir yayın olmasına göre  ayrım yapılır.

  • Süreli yayınlarda, bu kanun gereğince fail eser sahibidir. Eser sahibinin belli olmadığı veya yayım sırasında ceza ehliyetine sahip olmadığı ya da yurtdışında bulunması nedeniyle Türkiye&#;de yargılanamadığı veya verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkûm olduğu cezaya etki etmediği hallerde sorumlu müdür ve yayın yönetmen, genel yayın yönetmen, editör, basın danışmanı gibi sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilidir. Fakat bu eserin sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayınlanması halinde, bundan doğan sorumluluk yayımlatana aittir.
  • Süresiz yayınlarda ise, eser sahibinin belli olmadığı veya yayım sırasında ceza ehliyetine sahip olmadığı ya da yurtdışında bulunması nedeniyle Türkiye&#;de yargılanamadığı veya verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkûm olduğu cezaya etki etmediği hallerde sorumlu müdür ve yayın yönetmen, genel yayın yönetmen, editör, basın danışmanı gibi sorumlu basımcıdır.

sayılı Türkiye Radyo Ve Televizyon Kanunu md. 28 uyarınca ; tespit yoluyla yapılan yayınlarda canlı veya bant kaydı olması fark etmeksizin, bu yayınlar aracılığı ile suç işlenirse bu suçun faili; metni yazan veya sesi tespit eden, bunu fiilen kontrol eden, yayını fiilen yöneten ve kontrol eden TRT görevlileridir. Aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca sadece verilen metni okuyan spikerin sorumluluğu söz konusu değildir. Yani verilen metni ,bildiri ve konuşmaları, seçimlerdeki siyasi parti propagandalarını, yayımlanan cevap ve düzeltmeleri okuyan spiker fail olamaz. Aynı durum TCK m. kişinin hatırasına hakaret için de söz konusudur. Örneğin ölmüş birine canlı yayında yapılan bir açıklama da hakaret edilmesi durumunda olduğu gibi okuyan spiker sorumlu olmayacaktır.

TCK md. /1&#;de suçun &#;bir kimseye&#; karşı işlenebileceği düzenlenmiştir. Buna göre;  herhangi bir kişi bu suçun mağduru olabilir. Hakaret suçunun mağduru kendisine hakaret edilen kimsedir.

Ölmüş kimsenin açıkça kimliğinin de belirtilmesi de gerekmez. Örneğin bir ölünün hayattayken kullandığı lakabı, ona takılan ad yahut adının baş harfinden de kimin kastedildiği anlaşılabiliyorsa, ihtilat yeterli sayıya ulaştığında suç oluşacaktır.

Mağdurun kim olduğu belirlenmediği hallerde hakaret suçu oluşmaz. Hakaret suçunun oluşabilmesi için mağdurun belli veya belirlenmesinin olanaklı bulunması gereklidir. Bu durumda ulu orta sövmelerin kimin onur, şeref, saygınlığını zedelediği belli olmadığı için hakaret suçu da oluşmayacaktır. TCK m. isnadın ispatı başlığı taşımakla birlikte mağdurun belirlenebilirliği noktasında aydınlatıcı bir hükümdür. Anılan hüküm uyarınca; “Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.” Bu durumda örneğin; bir kimsenin lakabını, baş harflerini, veya yalnızca adını veya soyadını söylemek veya herkesin anlayacağı şekilde malum şahıs ifadesi kullanmak bu suçun oluşumu için yeterli olacaktır.

Belli bir bölgeyi hedef alan fakat belli bir kimseye yönelik olmayan sözler bir kimsenin onur şeref ve saygınlığını zedeleyecek nitelikte değilse; hakaret suçu oluşmaz. Fakat bu durumda barışa karşı suçlardan birinin işlenmesi ihtimali değerlendirilebilir. Örneğin; “şu bölgede yaşayanların hepsi kuş beyinlidir.” gibi bir ifade kullanılması halinde TCK md uygulama alanı bulacaktır. Çocuklar ve akıl hastaları da bu suçun mağduru olabilirler. Zira bu kişilerin de korunmaya değer dış şerefi  mevcuttur. Toplumda adli geçmişi, sosyal durumu ve mesleği nedeniyle şeref alanı bulunmadığı kabul edilenler de bu suçun mağduru olabilirler. Örneğin hırsıza hırsız, dolandırıcıya dolandırıcı, fahişeye fahişe diye hitap edilmesi hakaret suçunu oluşturacaktır.

TCK md. /3 gereği kamu görevlileri görevinden dolayı bu suçun mağduru olabilirler. Fakat suç görevleri nedeniyle değil de sıfatı gereği işlenmişse; TCK md/1 uyarınca adi hakaret suçuna vücut verecektir. Örneğin polis memuruna gıcık olan birisinin, şerefsizler diye bağırması durumunda suç görevi nedeniyle değil polis memurunun şahsına karşı işlenmiştir. Dolayısıyla adi hakaret suçu oluşmuş olacaktır.

kamu gorevlisine hakaret sucu cezasi

Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine( TBMM, Bakanlar Kurulu, seçim ve sandık kurulları, adli kurullar vs.) karşı bu suçun işlenmesi halinde ise kurulu oluşturan her bir üyeye karşı bu suç işlenmiş olacaktır.

Bir topluluğa doğrudan bir meslek grubunu veya sosyal topluluğu hedef almadan hakaret edilirse; hakaretin gerçekleşme biçimi itibariyle doğrudan suçun muhatabı bir ya da birden fazla gerçek kişinin varlığı halinde bu topluluğu oluşturan kişilerden her biri, bu suçun mağdurudur ve zincirleme suç hükümleri uygulanır. Örneğin somut olarak o meslekten bir ya da birkaç kişiye yöneltilerek “şu meslekten olanlar nokta noktadır” demek bu suçu oluşur. Fakat salt “şu meslekten olanlar düzenbazdır” gibi mağduru tespit edilemeyen durumlarda bu suç oluşmaz.

TCK m. da düzenlenen kişinin hatırasına hakarette ise; mağdur ölen kişinin yakınlarıdır. Ayrıca ölmüş kimsenin cinsiyetinin, yaşarken algılama yeteneğinin olup olmadığının da bir önemi yoktur. Bu suç bakımından önemli olan ölmüş kimsenin hatırasına en az üç kişiyle ihtilat edilerek işlenmesi durumudur.

Bu suçun konusu, kişilerin onur, şeref ve saygınlığıdır. Bu suç bir tehlike suçudur. Bu anlamda suçun konusunun bir zarara uğramış olması bu suç bakımından aranmaz. Hatta suçun konusuna ilişkin tehlikenin somut olarak ortaya çıkması da gerekmez. Dolayısıyla isnadın veya değer yargısının kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olması yeterlidir. Netice itibariyle suç soyut bir tehlike suçudur.

TCK&#;nın /1. Maddesi uyarınca suçun hukuki konusu ise ölen bir kimsenin hatırası doğal olarak yakınlarının bu hatıraya duyduğu saygıdır. TCK&#;nın /2. Maddesinde düzenlenen ceset ve kemiklerin alınması, ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunması  durumunda suçun konusu ise ölünün ceset ve kemikleridir.

Ceset ölü doğan ya da daha sonradan ölen insanın bedeni şeklinde tanımlanabilir. Ancak henüz insan şeklini almamış fetüs ceset sayılmaz. Organları dağılmamış olup kimliğinin tespiti mümkün olan kadavra ceset kapsamındadır. Bütünlüğü bozulmuş dağılmış ise artık o kadavra cesedin parçaları kapsamında sayılacaktır.

Bir kimsenin bitkisel hayata girdikten sonra beyin ölümü gerçekleşmiş ise ona karşı yapılan hakaret fiili artık TCK&#;nın vd. maddeleri gereğince hakaret suçunu değil maddesinde düzenlenen suç oluşturacaktır. Zira TCK m teki hakaret fiilinin mağduru sadece yaşayan insan olabilir. Mumya da yine bu korumadan yararlanacaktır.

Ölmeden önce kişiye eklenen protezler , kalp pili, takma diş gibi çıkarılabilen parçalar bu suçun konusu olamaz.

Bu düzenlemede sayılı Türk Ceza Kanununda benimsenen hakaret ve sövme suçu ayırımı kaldırılmıştır. Buna göre; hakaret suçunun fiil unsuru iki seçimlik hareketten oluşup bunlar; somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövme biçiminde gerçekleşir. Onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikteki seçimlik hareketlerden birinin işlenmesi halinde hakaret suçu gerçekleşecektir. Bu suç sırf hareket suçudur. Bu nedenle; mağdurun onur, şeref ve saygınlığının rencide olması sonucu aranmaz, fiilin o niteliği taşıması yeterlidir.

1. Somut Bir Fiil veya Olgu İsnadı

Hakaret suçunun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketlerden ilki, failin mağdura doğruluğu veya yanlışlığı ortaya çıkarılabilecek, ispatlanmaya elverişli somut bir fiil veya olgu isnat etmiş olmasıdır.

Somut bir fiil veya olgu isnadından söz edebilmek için mağdura yönelen isnadın, fiil veya olgunun yer, konu, zaman ve gerçekleşme şekline ilişkin tamamlayıcı unsurları da ihtiva etmesi gerekir. Örneğin bir avukat hakkında &#;çantalı hırsızdır.&#; denilmesi soyut bir isnattır (sövme); buna karşın aynı avukat hakkında &#;adliyede yolsuzluk çarkının başını çekiyor&#; denilmesi somut bir olgu isnadı taşıdığını gösterir. Başka bir örnek vermek gerekirse; bir kimseye “sen şu tarihte şu şahıstan para aldın” demek yine somut bir isnad niteliğindedir.

İsnat kavramına gelecekte gerçekleşecek olaylar dahil edilmez. Örneğin “şu kadın kocasından ayrılırsa patronu A ‘yı eve alır zina yaparlar.” denmesi durumunda somut olgu isnadı değil daha çok sövme fiilini oluşturur. İsnat edilen fiil veya olgunun gerçeğe uygun olması, kural olarak hakaret suçunun oluşması yönünden şart değilse de; belirli hallerde TCK md&#;de düzenlenen isnadın ispatı müessesesi uygulama alanı bulabilecektir.  Ayrıca gerçeğe uygunluk noktasında, haber ve eleştiri hakkının kullanılması kapsamında bir hukuka uygunluk nedeninin uygulanması da söz konusu olabilir.

Hakaret suçu konusu itibariyle bir soyut tehlike suçu olup, kanuni tanımında fiilin dış dünyada somut bir değişiklik meydana getirmesine yer verilmemiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere fiilin tamamlanmış sayılması için failin amaçladığı neticenin gerçekleşmesi gerekmez. Bu suç ani suç özelliği taşımaktadır yani söylendiği anda gerçekleşir. İsnat edilen fiilin doğruluğu suçun oluşumunda etkili değildir. Ayrıca bilinen başka olayları aktaran kişi mağdurun şerefini bir kez daha lekelenmiş ve olayın daha çok yayılmasına sebep olmuş olduğu için hakaret suçunu işlemiş olacaktır.

2. Sövme

Hakaret suçunun diğer seçimlik hareketini oluşturan sövme, somut bir fiil ya da olgu içermeyen, soyut bir değer yargısını ifade eden fakat kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte sözler sarf edilmesidir. Kişiye herhangi bir olayla irtibatlandırmadan, soyut olarak yakıştırmalarda bulunulması hâlinde de, hakaret suçu oluşur. Kötü bir niteliği veya huyu ifade eden sözler, somut bir fiil veya olguyla ilişkilendirilmedikleri hâlde, yine de hakaret suçunu oluştururlar.  Sövme suçu, yazı, resim, işaret, müstehcen bir el hareketi ile gerçekleştirilebilir. Örneğin bir kimseye kemik uzatıp &#;yakala” demek, bir köpeğe mağdurun ismi takmak, mağdurun yüzüne tükürmek sövme teşkil edecektir. Yargıtay funduszeue.info Dairesinin kararlarında sövme, &#;küçültücü değer yargısı” biçiminde tanımlanmıştır. Madde gerekçesinde de belirtildiği gibi bu husus bir kimseye “serseri”, “alçak”, “hayvan” denmesi hâlinde, somut fiil isnadı söz konusu değildir. Aynı şekilde kişiye soyut olarak “hırsız”, “rüşvetçi”, “sahtekâr”, “fahişe” gibi yakıştırmalarda bulunulması hâlinde de hakaret suçu oluşmaktadır. Kişinin bedenî arızasını ifade etmekle veya kişiye bir hastalık izafe etmekle de hakaret suçu işlenmiş olur. Örneğin, kişiye “kör”, “şaşı”, “topal”, “kambur”, “kel” vs. demekle; kişiye “psikopat”, “frengili” veya “AİDS’li” demekle, hakaret suçu işlenmiş olur.

Dikkat edilmelidir ki; davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amacına yönelik olarak belli bir siyasî kanaatin isnat edilmesi hâlinde de hakaret suçu oluşur. Örneğin, bir kişiye “faşist”, “komünist” veya “mürteci” demekle, hakaret suçu işlenmiş olur. Bir kişiye izafeten söylenen sözün veya bulunulan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, toplumda hâkim olan telâkkileri, örf ve âdetleri göz önünde bulundurmak gerekir.

Hakaret suçunun oluşması için özel kast aranmaz, genel kast yeterlidir. Şaka yapma, alay etme amacıyla yapılan fiiller hakaretin objektif unsurlarını içeriyorsa, bu durumda yine suç oluşacaktır. Hakikat değeri taşıyan bir durumun, hukuki bir müessesenin veya tarihsel bir gerçekliğin ortaya konulması durumunda hakaret fiili oluşmayacak olup örneğim evli bir erkeğe bir form doldururken &#;karınızın adı nedir?&#; Şeklinde sorulan soruda geçen &#;karı&#; ifadesi hakaret niteliği taşımazken; bir tartışma esnasında karşıdaki kadına yönelik olarak &#;atın şu karıyı dışarıya&#; şeklindeki ifadeleri muhatabını aşağılamaya, küçük düşürmeye yönelik olduğu için hakaret suçuna vücut verecektir.

Fail, kullandığı sözlerin mi yaptığı hareketlerin Onur şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte olduğunu biliyorsa, kullandığı söze veya harekete kendisinin başka anlam yüklemiş olması suç kastını ortadan kaldırmaz. Fakat fail, yöresel bir yerde kullandığı sözün veya icra ettiği hareketin yöresel olarak Onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olduğunu bilmiyorsa; TCK&#;nın 30/4. maddesi uyarınca hatasından yararlanır.

Hakaret suçu olası kastla da işlenebilir. Örneğin, bir kimse bahçede komşusu hakkında konuşurken &#;duyarsa duysun&#; diye hakaret içeren sözler söyler mağdur da bu sözleri duymuş ise burada suç olası kastla işlenmiştir. Yargıtay&#;ın görüşü de bu yöndedir.

Hakaret suçunun taksirle işlenmesi TCK&#; da düzenlenmediğinden taksirle işlenmesi halinde cezalandırılmayacaktır.

TCK&#;nın maddesinde düzenlenen kişinin hatırasına hakaret suçu genel kastla işlenen bir suçtur. Bir kimsenin öldüğünü ve 3 kişiyle ihtilat ettiğini bilerek onun hatırasına hakaret etmesi ölünün ceset veya kemiklerinin alınması veya tahkir edici fiillerde bulunulması suçun tamamlanması için yeterlidir. Bu suç olası kastla da işlenebilir. Ancak taksirli hali kanunda düzenlenmediğinden taksirle işlenemez.

Hakaret suçu için hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldıran hukuka uygunluk nedenleri bulunmaktadır. Bunlar özellikle hukuk uygulamasında çok sık biçimde karşılaşılan haber verme ve eleştiri hakkı ile TCK md. de incelenen iddia ve savunma dokunulmazlığı hakkı ve bunların yanı sıra yalnızca hakaret suçuna özgü olarak ortaya çıkan TCK Md. de düzenlenen isnadın ispatı şeklindeki hukuka uygunluk nedenleridir.

1. İddia ve Savunma Dokunulmazlığı

İddia ve savunma dokunulmazlığı Anayasa&#;nın Maddesi ile güvence altına alınan&#; hak arama özgürlüğü&#; kapsamında  TCK Md. hükmünde &#; Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.&#; şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre yargı mercilerine ya da idari makamlara yapılan yazılı ve sözlü başvurular ile ihbar ve şikayetler bu hukuka uygunluk nedeninin kapsamında yer alırlar.

Madde hükmünün uygulanma koşullarını şu şekilde sayabiliriz. Yargı mercileri ya da idari makamlar nezdinde yazılı veya sözlü başvuru yapılmış, iddia ve savunmada bulunulmuş olunmalıdır. Başvurunun  yazılı, sözlü bir ihbar ya da şikayet ile olabilir. Yani yazılı olma zorunluluğu yoktur.

Kişilerle ilgili olarak gerçekleştirilen isnat ve  olumsuz değerlendirmelerin hukuka uygun olabilmesi için &#;gerçek ve somut vakalara dayanması&#; ve &#;uyuşmazlık ile ilgili olması&#; gerekir. Örneğin boşanma davasında&#; davalı kadın erkeklerle yatıp kalkmaktadır.&#;sözleri iddia ve savunma kapsamında değerlendirilebilirken aynı davada kadına aynı olay nedeniyle&#; orospu&#; denmesi bu kapsama alınamayacaktır.

Bununla birlikte somut uyuşmazlıkla bağlantılı olmayan isnatlar gerçek olsa bile iddia ve savunma dokunulmazlığının varlığından bahsedilemez.

İddia ve savunma dokunulmazlığı hakaret suçuna özgüdür. Zira örneğin failin fiili görevi kötüye kullanma niteliğinde veya tehdit suçuna vücut verecek nitelikte ise bu dokunulmazlıktan faydalanamaz.

2. Haber ve Eleştiri Hakkı

Halkın haber alma hakkı kapsamında babasının üstlenmiş olduğu haber verme ve eleştiri hakkının kamusal bir nitelik taşıdığı kuşkusuzdur. Bir olayın kamuoyunu aktarılması sırasında haber verme hakkı şeklindeki hukuka uygunluk nedeninden yararlanabilmek için kişilik hakları başta olmak üzere anayasal güvence altına alınmış diğer halklara da zarar vermemek gerekir. Bu kapsamda; bir isnadın siyasi, bilimsel, edebi eleştiri çerçevesinde mi yoksa onur şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte mi olduğunun tespiti hakim aittir.

Basın yoluyla işlenen hakaret iddiaları çok titiz davranılması gereken bir konudur aksi takdirde basın ve ifade hürriyeti zarar görecektir. Haber verme ve eleştiri hakkını sınırlarını belirleyen belirli ölçüler benimsenmiştir bunlar gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve kamusal ilgi, konu ile ifade arasındaki düşünsel bağlılıktır. Bu unsurlardan birinin dahi gerçekleşmemesi haber verme ve eleştiri hakkını ortadan kaldırır ve fiili hukuka aykırı duruma getirir. Bu özellikleri kısaca incelemek gerekirse;

Bir haber veya eleştirinin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında saymak için öncelikle bu haberin gerçek olması gerekir. Gerçeklik niteliği taşımayan, tamamen düzmece niteliğindeki haber veya yorumlar eleştiri kapsamına alınamazlar. Burada aranan gerçeklik görünüşte gerçekliktir haberi yapan kimse tüm ayrıntıları araştırmak ve yüzde yüz doğruya ulaşmak zorunda değildir. Kendisinin yapması mümkün olan bütün araştırmaları yapmış olması ve bu hususun doğru olduğu sonucuna ulaşmış olması yeterlidir. Haberin aynı zamanda güncel olması gerekir güncelliği geçmiş eskimiş konularda bu hakkın kullanımından söz edilemeyecektir.

Haberin veriliş içindeki kamusal ilgi ve yararın bulunması gerekmektedir. kamu yararının gerektirdiği bilgi dışında kişilerin özel bilgilerinin yer alması durumunda haber verme hakkının kullanıldığından söz edilemez. Ayrıca verilen haberle kullanılan değer yargıları arasında düşünsel bağlılık olmalıdır. Haber ile veriliş şeklinin birbirinden farklı çağrışımlara yol açması halinde, haber vermenin dışına çıkılması durumunda yine bu haktan söz edilemeyecektir.

Haber veya yorumda küçük düşürücü ifadelere yer verilmemesine dikkat edilmelidir. Özellikle haber veya yorumda o hiçbir şekilde sövme niteliğindeki sözcükler yer almamalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise mizah ile hakaret arasındaki sınırın dikkatli bir şekilde belirlenmesidir. Yargıtay’a göre mizah ,&#; Eğlendirme, güldürme ve bir kimsenin davranışına incitmeden takılma amacı güden ince alay&#; şeklinde tanımlanmıştır. Buna buna göre mizah yoluyla yapılan benzetme ve takılmalar, ağır ve sarsıcı olabilir. Fakat bir hukuka uygunluk nedeni sayılabilmesi için mizahın özü itibarıyla incitici, küçültücü değer yargılarını içermemesi, ölçülü bir anlatım kullanılması gerekir.

İsnadın ispatı sadece hakaret suçunu özgü bir hukuka uygunluk nedenidir. İsnadın ispatı somut bir fiilin isnat edildiği hallerde söz konusu olur ise ilgililere ispat hakkı tanınmamıştır. Bu isnat kamu görevlisine görevinden dolayı yapılmış olabileceği gibi herhangi bir kimseye karşı da suç isnadında bulunulmuş olabilir. Sırf kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı bu görev ve hizmetin yerine getirilmesi ile ilgili olarak isnatta bulunulması halinde isnatta bulunan kişi isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Kamu görevlisi dışında bir kimseye yapılan isnadın doğruluğunu ispat etmek için şu iki koşuldan birinin gerçekleşmesi gerekir.

Birincisi isnadın doğruluğunun ispatında kamu yararı bulunmasıdır. İkincisi şikayetçi nin yani kendisine hakaret edilenin ispata razı olmasıdır. Buna göre; isnadın ispatını düzenleyen TCK maddenin uygulanma koşullarını üç başlıkta incelememiz mümkündür.

Tanıkların beyanları alınırken;

  • Öncelikle olayın ayrıntılı olarak anlattırılması, ne zaman ve nerede gerçekleştiğinin sorulması,
  • Bilhassa sarf edilen sözlerin ne olduğunun tam olarak sorulması,
  • Eylem öncesinde şüphelinin bu sözleri sarf etmesine neden olan bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin sorulması,
  • Eyleme mağdurun karşılık verip vermediğinin sorulması gerekmektedir.

Önemli Not: Gıyapta hakaret suçu açısından, ihtilat edilen her kişi tanık olarak dinlenerek iddia edilen eyleme ilişkin ayrıntılı bilgi ve görgüleri sorulmalıdır.

Susma hakkını kullanmayacağını beyan eden şüpheliye;

  • Eylemi ne zaman , nerede ve nasıl gerçekleştirdiği ,
  • Eylemi gerçekleştirme nedeni,
  • Mağdura karşı tam olarak hangi sözleri sarf ettiği sorulmalıdır.
  • İsnat Olunan Fiilin Doğru Olup Olmadığının Anlaşılmasında Kamu Yararı Bulunması Gerekliliği

İlk olarak isnat olunan fiilin suç olup olmadığı değerlendirilmeli daha sonra kamu yararı incelenmelidir. Suç olan bir fiilde kamu yararı bulunup bulunmadığı ayrıca değerlendirilmeyecektir. Hakaret suçu failinin ispat istemi üzerine fiilin doğruluğunu anlaşılmasında kamu yararının bulunup bulunmadığını mahkeme takdir edecektir. İsnat toplumun genelini ilgilendiren bir konuda ise mağdurun sosyal statüsü, toplumda üstlendiği görev bu tür bir iddianın belirsiz kalmamasını gerektiriyorsa ispatta kamu yararı vardır. Bu nedenle bir kamu görevlisine görevinden dolayı yapılan isnatlarda her zaman kamu yararının bulunduğu kabul edilir.

  • İsnada Konu Fiilin Suç Olması ve Mağdurun Mahkumiyeti

Bir suç isnadı suretiyle hakarete uğrayan kişi hakkında isnat edilen suçtan dolayı kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı varsa bu durumda hakaret suçunun failine ceza verilmez. Ancak burada dikkat edilmesi gereken mahkumiyet kararının hakaret fiilinden önce kesinleşmiş olması gerektiğidir.

İsnada konu suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin ortaya çıkarılması ancak bu nedenle ilgili mahkemesinde açılmış veya açılacak olan ceza davasında söz konusu edilecektir. Hakaret davasının görüldüğü dosyada ispat yargılaması yapılmayacak ve açılan davanın sonucunun beklenmesine karar verilecektir. Yani isnadın ispatı bekletici mesele olarak karşımıza çıkacaktır.

Şikayetçinin rızasının varlığı halinde kamu yararının bulunup bulunmadığını araştırmaya gerek olmaksızın failin ispat hakkı olduğu kabul edilir. Şikayetçinin isnadın ispatına razı olması, kendisine karşı hakaret suçu işlenen mağdurun isnat edilen fiilin gerçek veya yanlış olduğu hususunu mahkemenin tartışmasını kabul etmesi anlamına gelir.

Şikayetçi ispata rıza gösterdikten sonra artık bundan vazgeçemez. Sınavım ispat edilebilmesi için isnat edilen eylemin gerçek olduğu huzursuz şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin ve tam olarak belirlenmelidir. Şüphe varsa isnad edilmiş sayılmayacaktır.

İsnadın ispatı konusunda Yargıtay son dönemde tüm usulü açıklayan bir karar vermiştir. Karardı bahsi geçen olayda sanık mağdur hakimin kendilerini duruşma salonunda &#;siktirin gidin&#; dediğini iddia etmekte, hakimin bu şekilde söylediğini ispat içinde o an duruşma salonunda tanık olarak bulunan kimselerin tanık olarak dinlenmesini istemekte ve mağdur hakimi şikayet ettiğini, bu şikayetin sonucunun beklenmesi gerektiğini bildirmektedir ancak buna rağmen mahkeme herhangi bir araştırma yapmadan sana kamu görevlisine hakaret suçundan cezalandırılması yoluna gitmiştir. Yargıtay bu olay hakkında sanığa ispat hakkı tanınmadan ve tanık anlatımlarındaki çelişkiler değerlendirilip tartışılmadan hükümlülük karar verilmesini uygun bulmamış ve bozma kararı vermiştir.

Failin eyleminin hukuka aykırı olması gerekir özellikle ceset veya kemiklerinin alınması eyleminde, fail görevini yapıyorsa, örneğin, mahkeme hakimi feth-i kabirle cesedi çıkararak Adli Tıp Kurumu&#;na göndermesi, sayılı ve sayılı yasalardan kaynaklanan görev ve yetkinin kullanılması hallerinde fiil hukukta uygun olduğundan eylem suç teşkil etmeyecektir.

  • Yargıtay Hakaret Sayılan Kelimeler

  • Köpek karı
  • Lanet insan
  • İt karı
  • Kaltak
  • Sen eskortsun
  • Şarlatan
  • Sen konuşma senin akli dengen yok
  • Çingene gibi bağırma
  • Sen yalancısın ,yalan söylüyorsun
  • Şerefsizler, rüşvet vermiyoruz onun için ceza yazıyorlar
  • Büyücü büyü yapıp hayvanları öldürüyorsun
  • Zina yapıyorsun
  • Sen burasını fuhuş yuvası yaptın
  • Adi
  • Köpek
  • Şerefsiz

Beddua kapsamındaki sözler hakaret oluşturmaz. Nitekim CGK “Allah belanı versin” sözlerini tanrısal ceza dileme kapsamında hakaret niteliğinde olmadığı yönünde karar vermiştir.

İsnat ve Sövmenin Gerçekleşme Biçimleri

Hakaret suçu fikir açıklamasından ibarettir, suçun oluşması için düşünülen hususun açıklanması ve bu açıklamanın da mağdurun ve üçüncü kişilerin bilgisine ulaşması gerekir. Bu nedenle kişinin kendi kendine konuşması günlüğüne not tutması açıklama gerçekleşmediğinden hakaret suçu oluşmaz.

  • Huzurda (Yüze Karşı) Hakaret

TCK m. /1 huzurda hakaret düzenlenmiştir. Hakaret suçunun mağdurun huzurunda işlenmiş sayılması için, hakaretin doğrudan mağdurun kendisi tarafından öğrenilmiş olması gerekmektedir.. Failin mağdurla birbirini görmesi şart değildir, hakareti mağdurun işitebileceği şekilde gerçekleştirmesi durumunda, okunarak veya seyredilerek görülmesi ve failin bu iradeyi taşıyor olması halinde huzurda hakaret suçu oluşacaktır.

Yargıtay içtihatlarından anlaşıldığı üzere sağır olan mağdurun fail ile yüz yüze iken kendisine yöneltilen hakareti hissetmiş ancak tam olarak içeriğini anlayamamış, fakat o sırada olay anında hazır bulunanlardan öğrenmiş olması halinde yine huzurda gerçekleştiği kabul edilir.

Fail başkasıyla konuşurken kendisinin haberi olmadan mağdur söylenenleri duysa bile bu durum fiilin huzurda gerçekleştiğini göstermez. Aynı şekilde; mağdur duysun diye bazı sözleri söyleyip, mağdurun başka şeylerle uğraşması dolayısıyla duymaması durumunda huzurda hakaret söz konusu olur.

  • İleti Yoluyla (E-mail, Whatsapp Mesajı, SMS, Twitter, İnstagram, Facebook DM) Hakaret Suçu

Tck /2 hükmü uyarınca; “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” Hükmü amirdir.

Türk Ceza Kanunun /2 maddesi,  sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret edilmesini suç olarak kabul etmiştir. Sesli, yazılı veya görüntülü ileti yoluyla yapılan hakaretin cezası normal hakaret ile aynıdır. Fakat ileti yoluyla hakaretin bir kısmı huzurda hakaret suçu, bir kısmı da gıyapta hakaret suçu kapsamında cezalandırılmaktadır. Sesli, yazılı veya görüntülü ileti yoluyla hakaret suçunun “huzurda” oluşabilmesi için iletiyi gönderenin mağduru hedeflemesi veya mağdurun fiilini öğrenebileceğini istemesi şarttır. Örneğin, skype mesajını yanlışlıkla mağdurdan başka birisine gönderilmiş ancak tesadüfen mağdur tarafından öğrenilmiş ise huzurda hakaret suçu unsurları meydana gelmez. Bu durumda eylem gıyapta hakaret suçu olarak değerlendirilir. “Gıyapta hakaret” suçunun oluşması için de bu mesajın en az 3 kişiye gönderilmesi veya 3 kişinin bulunduğu ortak bir mesajlaşma grubuna gönderilmesi gerekir.

TCK m/2 anlamında ileti olarak kabul edilen iletişim vasıtaları şunlardır:

  • Telefon,
  • Faks,
  • Mektup,
  • E-mail,
  • Whatsapp mesajları,
  • Skype mesajları,
  • Telegram mesajları,
  • Discord mesajları,
  • Forum siteleri
  • Websitelerinde yorum kısımlarına,
  • Cep telefonuyla SMS,
  • Telefon konuşmaları,
  • İnstagram,
  • Twitter,
  • Facebook vb. sosyal medya üzerinden,
  • DM (Direct Message) yoluyla mesajlaşma.

İnternet sitesinde, basında, radyo veya televizyon yoluyla suçun işlenmesi halinde doğrudanlık söz konusu olmadığı için yoklukta ve alenen hakaret gerçeklemiş olur. Bizzat mağdura yöneltilme ögesi gerçekleşmediğinden gıyabında hakaret suçu oluşacaktır.

Şayet mağdur, telefon görüşmesi sırasında bu eyleme maruz kalmışsa;

  • Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna müzekkere yazılarak mağdura ait telefonun iddia edilen tarih aralığına ilişkin iletişiminin tespit edilmesi,
  • Mağdur tekrar çağrılıp iletişim kaydı gösterilerek kendisini arayan numaranın hangisi olduğuna ve şikayetinin devam edip etmediğine dair ek beyanının alınması,
  • Temin edilen iletişim kaydından mağdurun şüpheli tarafından kaç kez arandığının ve arama zamanlarının tespit edilmesi.

Şayet eylem, cep telefonuna mesaj gönderilmek suretiyle işlenmişse;

  • Mağdurdan rızası dâhilinde telefonu alınıp inceleme yapılması ve ilgili mesajın içeriği, gönderilme zamanı ve gönderen numaranın tespit edilerek tutanağa bağlanması,
  • Aynı zamanda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna müzekkere yazılarak mağdura ait telefonun iddia edilen tarih aralığına ilişkin iletişiminin tespit edilmesi gerekmektedir.
  • İnternet Yoluyla Hakaret Suçu

Günümüzde hakaret suçu en çok çağdaş iletişim araçlarıyla işlenmektedir. İnternet yoluyla hakaret, kolay ispatlanabilecek bir suç çeşididir. Bu nedenle, e-mail, facebook, skype, messenger, whatssap, twitter vb. gibi sosyal medya araçlarıyla doğrudan mağdurun hedef alınarak hakaret edilmesi de hakaret suçunu oluşturur.

Başkasından gelen hakaret içerikli bir e-mail mağdura “forward” edilerek gönderildiğinde dahi hakaret suçu oluşur. İnternet yoluyla işlenen hakaret suçlarının her suçun özelliğine göre teknik olarak nasıl ortaya çıkarılacağı bir ceza avukatı ile görüşülmelidir.

Huzur&#;da hakaret etti fiilin işlenmesi sırasında mağdur huzurdadır ve söylenen sözleri yapılan hareketleri aracısız olarak bizzat duyar ve görür gıyapta hakaret değilse mağdur kendisi hakkında söylenen sözleri veya yapılan hareketleri bizzat duymamakta veya görmemektedir. Yani gıyapta hakaretten söz edebilmek için kişinin hakarete doğrudan maruz kalmaması kendisine üçüncü kişiler vasıtasıyla bu söz ve hakaretlerin ulaşması gerekmektedir.

Mağdurum gıyabında hakaret edilmesi halinde suçun en az 3 kişi ile işlenmesi gerekir. Bu sayıya fail ve mağdur dahil değildir.

Suçun faili ihtilatı bilerek isteyerek gerçekleştirmelidir. Fail 1 kişi ile ihtilat ederken varlığından haberdar olmadığı başkalarının da bunu duyması halinde ihtilat unsuru gerçekleşmiş olmaz. Aynı şekilde fail sadece bir kişiye söylediği sözü bu kimse onun bilgisi ve rızası dışında olarak başkalarına söylerse bu durumda ihtilat gerçekleşmemiş olacaktır.

Kanunda belirtildiği üzere en az 3 kişi ile ihtilat edilmelidir. İhtilat edilen 3 kişinin aynı anda aynı yerde olması ile farklı yerlerde olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Yani failin üç kişi bir arada iken mağdur hakkında hakaret içerikli sözleri söylemesi ile farklı yerlerdeki kişilere ayrı zamanlarda bu sözleri söylemesi suçun oluşumu açısından bir fark oluşturmayacaktır.

İhtilat da kullanılan vasıtanın önemi yoktur. Söz, yazı, şarkı, hareket, resim, sahneye eserleri fiilen ihtilatı mümkün kılabilecek her vasıta kullanılmış olabilir. Örneğin aynı yazıyı 3 veya daha fazla kişiye mektup ile gönderme durumunda suç tamamlanmış sayılır.

Bu suçun oluşabilmesi için mağdurların ihtilat konusunu anlayabilecek durumda olmaları gerekir. Bu durumda küçükler akıl hastaları konuşulan lisanı bilmeyenler söz konusu ise ihtiras oluşmayacaktır. Fail sadece bir kişiyle ihtilat etmekte fakat bu kişiye haberi yaymasını söylerse ihtilat yine gerçekleşmiş sayılacaktır.

Resmi makamlara yapılan başvurularda fail yapılan başvurunun bir silsilesi içerisinde 3 veya daha fazla kişinin öğrenebileceğini bilebilecek durumda ise ihtilat gerçekleşmiş sayılır. Yargıtay sanığın polis imdat hattını arayarak yaptığı telefon görüşmesi sırasında hakaret eylemini gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi telefon konuşmalarının kayıt altına alınıp dinlenildiğini bilmesi ve dinleme görevlisi de dahil olmak üzere görüşme kayıtlarının diğer görevlilerce de dinleneceğinin bilinebilir bir durum olması nedeniyle, gıyapta hakaretin ihtilat unsurunun gerçekleştiğini kabul etmiştir.

İhtilat edilen kimselerle gerçekleştirilen temaslar arasındaki zaman aralığının önemi yoktur. İhtilat edilen 3 kişiden birisi öldüğü takdirde bu durum ihtilatın gerçekleşmesini önlemez. Fakat ispat açısından bazı sorunlara sebep olabilir. Bu durumda failin diğer ihtilat ettiği kişiler ölen kişinin de olay yerinde olduğunu, söylenenleri duyduğunu veya yapılanı gördüğünü bildirirler ise ihtilatın gerçekleştiği kabul edilir.

Uygulamada en çok karşılaşılan durum; failin mağdur hakkında hakaret oluşturacak bir sözü üçüncü bir kişiye söylemesi onun da gelip bu sözleri mağdura iletmesi durumudur. Bu durumda mağdur bizzat kulağı ile duymadığı için huzur da hakaret söz konusu olamayacağından gıyapta hakaret hükümlerinin uygulanması gerekecektir.

Yargıtay kararların da görüldüğü üzere yoklukta hakarette şikayet süresi; 3 kişi ile ihtilat edilerek suçun tamamlandığı veya en son kişi ile ihtilat edilerek suçun bittiği tarihlerde gibi düşünülse de aslında mağdurun faili veya fiili öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı kabul edilmiştir. TCK maddede düzenlenen kişinin hatırasına hakaret suçunun fiili seçimlik hareketli fiil olup 3 şekilde bu suçun oluşumu sağlanır.

  • Ölünün Hatırasına Hakaret

Hakaret TCK&#;nın Maddesinde de belirlendiği üzere bir kimseye Onur, Şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı veya sövme eylemidir. /1. Maddesinde hakaretten bahsedilmesine karşın, sayılı TCK ile hakaret sövme ayrımı kaldırıldığından sövme de bu kapsamda değerlendirilecektir. sayılı Türk Ceza Kanunu&#;nun maddesinde tanımlanan bu suça ilişkin ihbar ya da şikâyet üzerine başlatılan soruşturmalarda; .

  • Bu eylemin üç kişiyle ihtilat halinde gerçekleşmesi halinde suç teşkil edeceği, (bu sitede mevcut)
  • Suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve şikâyet hakkının da ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşlerine ait olduğu, (bu da sitede kovuşturma aşaması kısmında mevcut)

Hususları gözden kaçırılmamalı, şikayete ilişkin usulden ya da maddi unsurlarından yoksun eylem ihbarlarına istinaden başlatılan soruşturmalar derhal sonlandırılmalıdır.

Ölünün hatırasına hakaret suçunun unsurlarından birisi ihtilattır. Ölünün hatırasına hakaret suçu olağan durum gereği yüze karşı işlenemez. Kaldı ki; suçtan zarar gören olarak ölü yakınlarının yüzüne karşı müteveffa için yapılan hakaret de bile ihtilat unsuru aranmaktadır. Örneğin; iki tane yakınına karşı, ölen hakkında onun onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek bir söz söylenmesi durumunda da ihtilat gerçekleşmediğinden suç oluşmayacaktır. Ayrıca ölen kimse hakaret suçunun mağduru olamaz. Bir kimseye ölen annesi için &#;senin annen şu günde, şurada şu kişiyle, zina yaptı.&#; Denildiğinde yakını için hakaret suçu oluşmayacaktır. Çünkü; ölünün hatırasına hakaret suçunda dolaylı hakaret söz konusu olamaz. İhtilat edilmesi gereken 3 kişinin, şikayet hakkı bulunan yakınlar veya başka birisi  olması arasında fark bulunmamaktadır.

TCK md. te olduğu gibi  ihtilat için gereken 3 kişinin toplu veya dağınık olması arasında fark etmez. Bu hakaret, sözle, yazıyla, resimle veya işaretle gerçekleştirilebilir. Örneğin, ölen bir kimseyi cehennemde Zebanilerin başı olarak gösteren bir karikatürle de ölünün hatırasına hakaret suçu işlenebilecektir. Burada önemli olan  hakaretin ölünün cesedine dokunmadan yapılmasıdır.

  • Ölümün Ceset ve Kemiklerini Alma

Maddede hareket unsuru için sadece&#; alma&#; tabiri kullanılmıştır. Suçun hareket unsuru olan almak bir kişinin hakkı olmadığı halde cesedi veya ölünün kemiklerini zilyetliği altına alması biçiminde tanımlanmıştır. Burada hırsızlıktan farklı olarak zilyetliğin ihlali yeterlidir tesisine gerek yoktur. Bununla birlikte cesetle birlikte gömülen eşyanın alınması durumunda hırsızlık suçu oluşacağından burada hakimiyetin tesisi gerekir. Ceset veya kemiğin alınması amacı olmadan mezarın açılması durumunda umumi Hıfzısıhha Kanununun Maddesinde düzenlenen suç oluşacaktır. Bu suçun tamamlanması için ceset veya kemiklerin &#;alınmasının&#; gerçekleşmesi gerekir. İcra hareketleri yapılmış fakat alma gerçekleşmemişse suç teşebbüs aşamasında kalmış sayılır.

  • Ceset veya Kemikler Hakkında Tahkir Edici Fiillerde Bulunma

Tahkir; aşağılamak küçük ve hor görme anlamlarına gelmektedir. Tahkir etme ise; hor gören aşağılayan terzil eden davranışlarda bulunmaktır. Ölünün ceset ve kemikleri hakkında tahkir edici fiillerden bulunmaktan maksat, ölüye saygı ile bağdaşmayan sözlü nitelikte olmayan maddi fiillerin işlenmesidir.

sayılı TCK da tahkir edici fiillerde bulunulması suçun oluşumu için yeterli sayılmış ayrıca ihtilat aranmamıştır. Ceset üzerinde yapılan tahkir edici fiilleri hiç kimse görmemiş olsa bile bu suç oluşacaktır. Örneğin cesedi parçalamak, cesetle cinsel ilişkiye girmek, cesedin kulağını kesmek, ceset üzerine tükürmek, tuvaletini yapmak, cesedi çıplak olarak sokak ortasında asmak bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Tahkir edici fiiller ceset üzerinde ona dokunarak gerçekleştirilen fiillerdir. Ceset üzerine yazı yazmak da olsa bu kapsamda değerlendirilmelidir. Örneğin ölüyü morgdan çıkarıp alnına &#;ben zina yaptım&#; yazmak eyleminde tahkir edici fiil mevcuttur. Burada dikkat edilmesi gereken konulardan biri failin üzerinde hem tahkir edici fiilde bulunduğu hem de sözlü olarak hakaret ettiği durumda cezalandırmanın nasıl olacağıdır. Burada TCK&#;nın maddesinin 1 ve 2. fıkraları arasında fikri içtima hükümleri uygulanacaktır.

hakaret sucu cezasi nedir

Hakaret Suçu Cezası Nedir?

  • Hakaret Suçu Temel Şekli Cezası &#; TCK /1

TCK md “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.” hükmü uyarınca hakaret suçunun temel şekli için seçimlik ceza öngörülmüştür.

Hakaret suçunun temel şeklinin cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.

TCK 61/9 uyarınca adli para cezasının alt ve üst sınırı hapis cezası dikkate alınarak belirlenecektir. Buna göre adli para cezasının alt sınırı sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihinden önce işlenen suçlarda sayılı TCK&#;nın Maddesi uyarınca 5 gün, bu tarihten sonra işlenen suçlarda ise TCK&#;nın 61/9. Maddesi uyarınca 90 gündür. Mahkemece hapis cezasının seçildiği durumlarda bu ceza para cezasına çevrilemez. Hakim Hapis cezası yönünde hüküm kurduğu takdirde; neden bu cezayı seçtiğini gerekçelendirmelidir.

  • Hakaret Suçu Nitelikli Hali Cezası &#; TCK /3

Kanun koyucu, temel suç tipinde bazı unsurları ekleyerek, o suçun daha ağır veya hafif cezalandırılmasını öngörebilir. Suçun temel şekline ilave edilen ve cezanın arttırılmasını veya indirilmesini gerektiren bu hallere suçun nitelikli unsurları denir. Görüldüğü gibi, suçun nitelikli halinde o suçun temel şekline ilişkin bütün unsurların yanında suçun temel şeklinin temel suç tipinin cezasını ağırlaştıran veya hafifleten bir sebep de bulunmaktadır.

  • Suçun Kamu Görevlisine Karşı Görevinden Dolayı İşlenmesi (TCK m/3-a)

TCK m 3 ve 4. fıkralarında hakaret suçunun nitelikli haline getiren unsurlar sayılmış olup bunlardan ilki TCK m/3-a fıkrası uyarınca kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret edilmiş olması halidir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için kamu görevlisine yerine getirmiş olduğu görev nedeniyle hakaret edilmiş olması gerekir yani görev ile hakaret fiili arasında nedensel açıdan bağlantı olmalıdır. Bu suç; kamu görevlisinin sadece görevin devamı sırasında değil görevinden ayrıldıktan sonra da nitelikli hal olarak uygulanır.

  • Suçun Dini, Siyasi Sosyal Felsefe İnanç Düşünce Ve Kanaatlerini Açıklamasından Değiştirmesinden Yayılmaya Çalışmasından Mensup Olduğu Dinin Emir Ve Yasaklarına Uygun Davranmasından Dolayı İşlenmesi( TCK m/3-b)

Hakaretin bir kişiye karşı dini siyasi sosyal felsefi inanç düşünce ve kanaatlerini açıklamasından değiştirmesinden yaymaya çalışmasından mensup olduğu dinin Emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı gerçekleştirilmesi diğer bir nitelikli hale oluşturmaktadır. Fıkrada düzenlenen suça örnek olarak bir Müslümanın Hristiyan olmasından dolayı ona hakaret edilmesi ya da bir kimsenin komünist olduğunu açıklaması nedeniyle hakaret edilmesi ve yahut bir kimsenin oruç tutması, namaz kılması veya başörtüsü takması nedeniyle hakaret edilmesi sayılabilir. Burada ayırt edilmesi gereken nokta mağdurun dinin Emir ve yasaklarına aykırı davranması nedeniyle ona hakaret edilmesi halinde bu fıkra hükümleri değil birinci fıkra hükümleri uygulanacak olmasıdır. Örneğin oruç tutmayan birine hakaret edilmesi durumunda birinci fıkra hükümlerince cezalandırılması gerekecektir.

  • Suçun Kişinin Mensup Bulunduğu Dine Göre Kutsal Sayılan Değerlerden Bahisle İşlenmesi (TCK m/3-c)

Kişinin inandığı değerlerle alay edilmesi veya hakaret edilmesi daha fazla haksızlık içeriğine sahip olması nedeniyle bu durum cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Burada korunan husus kişinin kutsal sayılan değerleri değildir kutsal değerleri konu edinen sözler ile kişiye hakaret edilmesidir. Dolayısıyla bu hükmün uygulanabilmesi için failin mağdurun mensup olduğu dine göre kutsal sayılan değerlerinden söz ederek ona hakaret etmesi gerekir. Bir değeri o dine göre kutsal sayılıp sayılmadığı o dinin temel kaynaklarına bakılarak belirlenir. Din kavramı bu suç açısından geniş yorumlamayı gerektirir. Bazı mezheplerde bir değer kutsal sayılmış olabilir. Eğer bu değerden söz edilerek hakaret edilme durumu söz konusu olursa nitelikli hal uygulanır. Örneğin Müslümanların Kur’anı Kerim okumalarından söz ederek alay edilmesi bu nitelikli halin uygulanmasını gerektirir.

  • Suçun Alenen İşlenmesi (TCK m/4-a)

Hakaret suçu açısından sayılı Türk Ceza Kanunu&#;nun /4 maddesinde belirtilen &#;aleniyet&#; unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit etmek için konusunda uzman bir kolluk görevlisine talimat verilerek olay yerinin -çevreyi de belirtir- krokisinin ayrıntılı olarak çiz dirilmesi ve bölgenin fotoğrafının çektirilmesi uygun olacaktır. Aksi halde mahkeme, bazı istisnai durumlarda, kovuşturma safhasında bu hususu tespit etmek için keşif yapmak zorunda kalabilecektir. Türk Ceza Kanununun maddesinin 4. fıkrasında hakaretin alenen işlenmesi halinde cezanın altıda bir oranında artırılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; artırım yapılırken maddenin birinci ve üçüncü fıkralarında öngörülen cezalar ayrı ayrı değerlendirilir, 1. fıkradaki halde alt sınırı itibariyle 3 ay veya 90 gün adli para cezası; 3. Fıkrada ise 1 yıl hapis veya gün adli para cezası üzerinden artırım yapılır.

Yasal düzenlemede aleniyet hakkında açık bir tanıma yer verilmemekte birlikte &#;hakaret teşkil eden fiilin belirli olmayan birçok kişi tarafından algılanabilir bir mahiyette bulunması&#; olarak tanımlanabilir. Yargıtay’a göre hakaretin herkesin girip çıktığı bu nedenle herhangi bir kimsenin duyup işitebileceği yerde yapılması halinde aleniyet gerçekleşmiştir. Söylenen sözün fiilen duyulup duyulmadığı önemli olmayıp böyle bir olasılığın varlığı yeterlidir.

Uygulamada herkese açık umumi yerler ve herkesin girebileceği yerler olan sokak, park, kahve, yol kabul edilmektedir. Ancak suçun işlendiği yerin aleni olup olmadığı konusunda şüphe varsa keşif yapılır, bilirkişi raporu alınır. Yargıtay’a göre, “sokak” “polis merkezi önünde” “site bahçesinde”  “aleni bir yer olan polis merkezi içerisinde” “ sahil kenarında” “ duruşma salonu” “ mahkeme kalemi  “mobilya satış mağazası” “ köy yolu”  “dispanserin bekleme odası”  “her tarafı açık olan evin damı” “karakol binası”  “cami” “ doktor muayenehanesinin bekleme salonu”  “tarla”  “PTT memurunun mesai odası”  “evin bahçesi”  “çeşme başı” “ fabrika binaları” “ cadde üzeri” “ öğretmenler odasının önü” “ duvarla çevrili avlu içi” aleni kabul edilirken;  “Cezaevinin içerisi”, “cezaevi koğuşu”, “ekip aracı”, “jandarma komutanlığına ait bahçe”, “apartman içi”, “bağ evi”,  “taksi içi”, “orman bölge şefinin odası”, “patates tarlası,” “hasta odası,” “kontrol görevlilerine ayrılan yer”, “sorgu odası” aleni kabul edilmez.

Aleniyetin varlığı için önemli olan çok sayıda insanın hakaret teşkil eden fiili öğrenme olanağının olmasıdır. Örneğin yolda hiç insan olmasa bile yine de alenidir. Fakat evde 30 kişi bile olsa ev aleniyet şartını taşımaz.

TCK /c maddesinde düzenlenen ceset veya kemikleri alma veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunma suçunun Herhangi bir artıcı nedeni veya nitelikli hali bulunmamaktadır ancak TCK’nın 1. Maddesinde düzenlenen ölünün hatırasına hakaret suçunun işlenmesi halinde verilecek 1/6 oranında arttırılacaktır. Hakaret suçu ile ilgili yapılan açıklamaya gönderme yapmakla yetiniyoruz ancak şunu belirtmekte fayda var ki suçum basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde bu husus Ali niyetin gerçekleşme biçimlerinden birini oluşturduğundan bu artırın nedeni uygulanacaktır

Burada denilecek bir hususta TCK’nın maddesinde düzenlenen isnadın ispatı aynı yasanın maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı yine aynı yasanın Maddesinde düzenlenen karşılıklı hakaret kurumlarının kişinin hatırasına hakaret suçunun uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

  • Hakaret  Suçu İndirim Halleri

  • Haksız Fiil Nedeniyle Hakaret

Türk Ceza Kanununun Maddesinin 1. Fıkrası, hakaretin haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halini, cezada indirim yapılması ya da hiç ceza uygulanmaması sebebi sayılmıştır. Aslında bu durum bir haksız tahrik hali olup kanun koyucu burada hakaret suçuna özgü, özel bir Haksız tahrik hali olarak düzenlenmiştir. TCK Maddesinden farkı; burada mahkeme ya cezadan indirme gidecektir ya da ceza vermekten de vazgeçecektir. Olayda, TCK&#;nın Maddesinin uygulandığı hallerde, genel tahrik hükümleri uygulanamayacaktır.

Bu hükmün uygulama alanı bulabilmesi için;

  1. Hakaret ve kasten yaralama dışında başka bir tahrik eylemi olmalıdır. Aksi halde aynı maddenin 2. ve 3. Fıkralarının uygulanması söz konusudur.
  2. Tahrike konu eylem haksız bir eylem olmalıdır. Konusu suç teşkil edebileceği gibi, suç tanımına girmeyen ancak hukuka aykırı (kabahat teşkil eden veya özel hukuka dair haksız) herhangi bir eylemde olabilir. Haksız tahrike konu eylemin suç olması durumunda kovuşturma konusu yapılmış ya da cezalandırılabilir nitelikte olup olmaması önemli değildir.
  3. Haksız eylemin bizzat mağdur tarafından gerçekleştirilmesi gerekir .Her ne kadar sayılı TCK&#; nın maddesinde açıkça yer alan &#; Kendisine tecavüzde bulunan şahsı ve maddelerde yazılı sürümlere kendi haksız hareketiyle sebebiyet vermiş ise…&#; ifadesi yeni düzenlemede metne alınmamış ise de, üçüncü kişinin tahriki halinde genel tahrik hükmü olan, TCK nın Maddesinin uygulanması gerekir. Ancak mağdurun haksız eyleme hakaret suçunun failinden başka, üçüncü kişiye yönelik olarak gerçekleşmiş bulunabilir. Buna tepki olarak işlenen hakaret suçu nedeniyle maddenin 1. Fıkrasının uygulanması mümkündür. Örneğin, çocuğuna şiddet uygulayan kişiye hakaret eden fail hakkında haksız tahrikin varlığı kabul edilmelidir.
  4. Hakaretin, haksız eylemi gerçekleştiren kişiye karşı yapılması gerekir.
  5. Hakaret ile haksız tahrike konu eylem arasında nedensellik bağı bulunmalı, suç tepkisel olarak işlenmelidir. Tahrikin gerçekleştirdiği ile hakaretin yapılması arasında zaman aralığı bulunabilir. Burada önemli olan aradaki zamana rağmen nedensellik bağının kurulabilmesidir.
  6. Esas olarak TCK&#;da haksız tahrik 29 maddede düzenlenmiş olup, tüm suçlar bakımından genel hafifletici sebeptir. madde karşısında özel hüküm niteliğinde olan Madde yalnızca hakaret suçu bakımından uygulanır.
  7. Genel tahrik hükmü TCK’nın maddesinde yer alan “haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında” suçun işlenmiş olması aramışken, maddede hakaret fiilinin haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi yeterli görülmüş, ayrıca fiilin hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında işlenmiş olması aranmamıştır. Nitekim esas olan suçun ani öfke ile tepkisel olarak işlenmişidir.
  8. Haksız fiile tepki olarak işlenen hakaret sonucunda verilen ceza indirilebileceği gibi ceza verilmesinden tamam ile vazgeçilmesi de mümkündür. Eğer mahkeme indirim yapmak istiyorsa en fazla ⅔ oranında indirim yapacaktır. Ceza vermekten vazgeçildiği hallerde ise hakim ceza verilmesine yer olmadığına karar verecektir.

Burada hakim ceza vermekten vazgeçtiği hallerde doğrudan /4-c maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verir. Ayrıca mahkumiyet hükmü kurarak, daha sonra ceza vermekten vazgeçmeyecektir. Ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen sanığa kural olarak ,yargılama giderleri yükletilemez. Ancak, hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen sanık kendi kusuruyla bir kısım yargılama giderinin yapılmasına neden olmuşsa bu giderler CMK&#;nın maddesi gereğince kendisine yüklenmesi gerekir. Örneğin hakkında Kamu davası açılan sanık, tanıklarının dinleneceği veya yüzleştirme yapılacağı oturuma katılmaması nedeniyle, işlemlerin yeniden yapılmasına yol açmışsa veya kendisini suçlaması nedeniyle hakkında kamu davası açılmasına sebebiyet vermişse, yapılan yargılama giderinden sorumlu tutulabilecektir. Ancak mahkeme kararında, sanığın yargılama giderine hangi kusuruyla neden olduğunu göstermek zorundadır.

Türk Ceza Kanununun maddesinin 3. fıkrasına göre;&#; hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde verilecek ceza üçte birine kadar indirilebilecek gibi ,ceza vermekten de vazgeçilebilir&#;. Bu hükmü haksız tahrik olarak nitelendirmek gerekir. Zira karşılık olarak gerçekleşen eylemde tahrikten söz edilebilirse de, ilk hakareti gerçekleştirenin  eyleminde tahrik söz konusu olamayacağı halde, her ikisi bakımından da cezada indirim ya da cezasızlık karar verilebilecektir. Karşılıklı hakaret hükümlerinin uygulanabilmesi üç koşulun gerçekleşmesine bağlıdır.

  • Karşılıklı olarak işlenen suçlar .maddede yer alan tanıma uygun olmalıdır. Somut bir fiil ya da olgu isnadı şeklinde olabileceği veya sövmek suretiyle gerçekleşmiş olmalıdır. Bu hükmün TCK&#;nın maddesinde olduğu gibi , özel hakaret suçları için uygulanması mümkün değildir. Bu hakaret suçuna özgü bir indirim halidir. Ayrıca, bir kimsenin hakarete uğraması nedeniyle karşıdakine söylenenleri aynen iade ettiğini bildirmesi veya ona hakaret teşkil etmeyen başka bir söz söylemesi halinde karşılıklı hakaretten söz edilemez.
  • İlk hakareti gerçekleştirenin haksız olması, eylemin hukuka aykırı bulunması gerekir. Bir hakkın yerine getirilmesi ya da görevinin ifası sırasında gerçekleşen hakarete karşılık veren, kimse indirim ya da cezasızlık nedeninden yararlanamaz.
  • Hakaret karşılıklı olmalı ve aralarında da nedensellik bağı bulunmalıdır. Karşılıklı hakaretten söz edebilmek için ilk hakaret kim tarafından gerçekleştirilmiş ise, karşı hakaretin de ona yönetilmesi gerekir. Ancak, eş, anne- baba, evlat gibi makul derecede yakınlara yönelik hakarete karşı hakaret suçunun işlenmesi halinde, TCK&#;nın /3. maddesinin uygulanabileceği kabul etmek gerekir.

Karşılığında derhal verilmesi gerektiği düşünülürse de nedensellik bağının korunması kaydıyla engelin kalktığı ilk anda gerçekleşmesi de yeterlidir. Önemli olan makul bir sürenin geçmesi ve nedensellik bağının korunmasıdır. Hakaretin gıyapta gerçekleşmesi halinde de karşılık hakaretten söz edilebilir. Ancak öğrenilir öğrenilmez karşılık gerçekleştirilmelidir.

TCK &#;nın maddesinin 3. Fıkrasının uygulanabilme koşulları oluştuğu hallerde, tarafların cezalandırıp cezalandırılmayacağı ya da hangisini cezalandırılacağı  takdir yetkisi hakime aittir. Burada belirleyici olan olayın mahiyetidir. Bu durumda, olayın mahiyetine göre mahkemenin her iki tarafın cezasını indirmek ya da iki taraf içinde ceza verilmesinden vazgeçmek biçiminde karar verebilecektir. Yalnızca taraflardan biri için indirim ya da cezasızlık uygulaması yapabilir. Ancak bu halde ilk hakareti gerçekleştiren hakkında, karşı tarafın cezası indirilmeden ya da vazgeçilmeden bu hüküm uygulanabilmesi mümkün müdür? Örneğin A B&#; ye konuşurken &#;lan&#; demiş, B bunun üzerine A&#;ya ana avrat sinkaflı şekilde sövmüş, işin içine beşikteki bebeği de katmış, üstüne üstlük eşi ile ilgili de somut bir olgu isnat etmiş ise, bu durumda birinci hakaret edenin cezasını indirmek daha sağlıklı sonuç doğurabilir. Başka bir değişle, tahrikte dengenin bozulduğu durumlarda, ilk haksız harekette bulunan kimsenin cezası da indirilebilir veya ceza vermekten vazgeçilebilir.

Karşılıklı hakaret durumunda verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza verilmekten de vazgeçilebilir. Eğer hakim indirim yapmak istiyorsa en fazla 2/3 oranında indirim yapacaktır. Örneğin indirimi 3/4 oranında belirleyemez. Burada hakim ceza vermekten vazgeçtiği hallerde doğrudan / 4-C maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verecektir. Ayrıca mahkumiyet hükmü kurarak, daha sonra ceza vermekten vazgeçmeyecektir. Karşılıklı hakaret halinde, bunlardan birisi veya her ikisinin hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde de CMK&#;nın maddesine göre, hangisi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmişse o fail de veya her ikisi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmişse her iki fail de yargılama giderine mahkum edilecektir.

  • Suçun Kasten Yaralamaya Tepki Olarak İşlenmesi

TCK&#;nın maddesinin 2. fıkrası uyarınca hakaret suçu kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmişse, faile ceza verilmeyecektir. Fıkra gerekçesinde kişinin kendisine karşı işlenen kasten yaralama suçuna tepki olarak işlediği hakaret suçu nedeniyle cezalandırılamayacağından  söz edilmiştir. Eski Ceza Kanunun /3 maddesinde şiddet kişinin hayatına ,vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına ve özgürlüğüne yönelik eylemleri de içermekteydi. Fakat yeni Yasada kasten yaralamadan söz edilerek kapsamı daraltılmıştır.. Bu durumda kasten yaralama suçuna tepki olarak değil de başka suça tepki olarak işlenen hakaret suçu nedeniyle TCK&#;nın maddesinin 2.fıkrası değil, anılan maddenin 1.fıkrası uygulanması söz konusu olacaktır.

Fıkra hükmünün uygulanabilmesi için; Hakaret suçunun mağduru tarafından gerçekleştirilen fiil; kasten yaralama suçuna karşı işlenmelidir. Hakaret suçu kasten yaralama suçuna karşı değil de yağma, cinsel taciz gibi başka suçlar nedeniyle işlenirse bu durumda maddenin 1. Fıkrası uygulanacaktır. Fiil haksız olarak gerçekleşmeli herhangi hukuka uygunluk niteliği taşımamalıdır. Örneğin zor kullanma yetkisini kullanan polis memuruna veya jandarma personeline karşı hakaret edilmesi bu madde kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ayrıca kasten yaralamanın cezalandırılabilir ya da kovuşturma konusu yapılıp yapılmamış olması önemli değildir. Yaralama kasten işlenmelidir. Bu kast doğrudan kast olabileceği gibi olası kast da olabilir. Taksirli yaralama halinde TCK&#;nın maddesinin ikinci fıkrası değil anılan maddenin 1. Fıkrası uygulanabilecektir.

Yaralamanın basit ya da nitelikli halinin gerçekleşmiş olması arasında fark yoktur. Kasten yaralama eyleminin hakaret suçunun failine karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Bu nedenle 3 kişiye yönelik kasten yaralamanın, bir haksız fiil olduğu gözetilerek maddenin 1. Fıkrası kapsamında değerlendirilmelidir.

Hakaret kasten yaralama eylemine tepki olarak işlenmelidir. Bu nedenle eylemin devamı sırasında ya da hemen ardından hakaret edilmiş olmalı, araya zaman girmemelidir. Fail kendisini yaralayan dan başkasına karşı hakaret etmesi halinde bu cezasızlık hükmünden yararlanamaz. Hakaret suçunun kasten yaralama suçuna tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi halinde kişiye ceza verilemeyecektir. Ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen sanık kural olarak yargılama giderlerini ödemeyecektir ancak kendi kusuruyla bir kısım yargılama giderlerinin yapılmasına neden olmuş ise bu giderler kendisine yüklenir.

Hakaret Suçunda Verilebilen Kararlar

  1. Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar;

  • Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu hariç olmak üzere, müracaat edenin şikâyet hakkının bulunmaması, şikâyet süresinin geçmiş olması veya mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi,
  • Sarf edilen sözlerin hakaret suçunu oluşturacak nitelikte olmaması,
  • Şüphelinin atılı suçu işlediğine dair kamu davası açılmasını gerektirecek yeterlilikte delil elde edilememesi,
  • Taraflar arasında usulünce uzlaşmanın sağlanması,
  • Gıyapta hakaret açısından &#; 3 kişi ile ihtilat &#; şartının gerçekleşmemiş olması hallerinde verilir.

Ayrıca;

  • Eylemin &#; iddia ve savunma dokunulmazlığı &#; kapsamına girdiğinin objektif düzeyde tespit edilmesi
  • Eylemin bir suç isnadından ibaret olması ve bu suçun da mağdur tarafından işlendiğinin ispat edilmesi,

Hallerinde, takdiren kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermek mümkündür.

  1. Uzlaştırma Bürosuna Gönderme

Kamu görevlisine hakaret suçu hariç olmak üzere, sayılı Türk Ceza Kanunu&#;nun ve maddesinde tanımlanan hakaret suçları uzlaştırmaya tabi olup, soruşturma kapsamında kamu davası açılmasını gerektirecek yeterlilikte şüpheye ulaşılmışsa dosya Uzlaştırma Bürosu&#;na gönderilecektir.

  1. İddianame

Kamu görevlisine hakaret ve uzlaşmanın sonuçsuz kaldığı diğer hakaret suçlarına ilişkin hazırlanacak olan iddianamede;

  • Şüphelinin eylemine uyan kanun maddeleri gereği cezalandırılması,
  • Şüpheli hakkında sayılı Türk Ceza Kanunu&#;nun maddesi uyarınca güvenlik tedbirine hükmolunması talep olunur.
  1. Yetkisizlik

Telefon, sosyal medya hesabı vs. iletişim araçlarıyla hakaret etme biçimindeki eylemlere ilişkin soruşturmalarda, iletişim kaydı dikkatle incelenmeli ve mağdurun neredeyken bu eyleme maruz kaldığı saptan malıdır. Beyanı alınırken eylem anında nerede olduğu mağdura da sorulmalıdır. Şayet mağdur, suça maruz kaldığı esnada ( veya son aranma / mesaj alma esnasında ) soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısının yetki alanı dışındaysa, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yönelik yetkisizlik kararı verilmelidir.

Hakaret Suçu Özel Görünüş Şekilleri

Hakaret suçunda kural olarak teşebbüs mümkün değildir. Hakaret suçu tehlike suçu olduğu için mağdurun tahkiri duyduğu veya ihtilatın gerçekleştiği anda fiilin icra hareketleri sona ermiş ve suç tamamlanmış olur. Gıyapta hakarette hakaret içeren söz veya fiili en az üç kişi duymamışsa fiil teşebbüs aşamasında kalmış sayılır. İleti yoluyla işlenen hakarette icra hareketleri bitirilememişse bu durumda teşebbüs söz konusu olabilir. Örneğin hakaret içeren mektubun postaya verilmesi ancak mektubun başkasının posta kutusuna gitmesi nedeniyle mağdurun bu mektuba ulaşamamış olması gibi. Fakat dikkat edilmesi gereken husus fail mağdura gönderdiği hakaret içeren mektubu elinde olmayan sebeplerle değil kendi rızası ile mağdur haberdar olmadan gidip posta kutusundan alırsa bu durumda gönüllü vazgeçme söz konusu olur ve faile ceza verilmez.

TCK’nin maddesinin 1. Fıkrasında düzenlenen suç neticesi harekete bağlı suçlardan olup istila atın tamamlanmasıyla suçla tamamlanmış olacağı ve ihtilat gerçekleşmeden suçun oluştuğundan söz edilemeyeceğinden teşebbüse elverişli değildir Ancak hareket bölünebildiği oranda teşebbüse olanaklı hale gelebilir. Anılan maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen ceset veya kemiklere alma veya ceset ve kemikler üzerinde tahkir edici pillerde bulunma suçu bu amaçla hareketlere başlayıp da eylemin tamamlanmaması halinde teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır

Bu suç iştirak hükümleri açısından herhangi bir özellik arz etmez. Hakaret fiilini gerçekleştiren kimse fail olarak sorumlu olacaktır. Bu süreçte müşterek failliğin söz konusu olabilmesi için ancak katılanlardan her birinin hakaret oluşturan fiile bizzat kendi için yapması gerekir. Örneğin bir gösteri yürüyüşünde gösteri yapanlardan her birinin hakaret ifadeleri içeren pankartlar taşımaları durumunda müşterek fail olarak sorumlu olacaklardır. İştirak hakkında genel hükümler uygulanır bu suça iştirakın her türlüsü mümkündür

Bu suç bakımından zincirleme suç hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Fail bir suç işleme kararı ile aynı kişiye birden fazla hakaret suçu işlerse zincirleme suç hükümleri uygulanır. Fakat hakaret teşkil eden söz veya hareketin araya zaman girmeden ardı ardına söylenmesi durumunda zincirleme suçtan söz edilmeyecek fiil tek suç kabul edilecektir. Aynı mektup içerisinde birden fazla yerde hakaret içerikli söz geçmesi halinde yine tek bir hakaret suçundan söz edilecektir. Fail mağdur açısından hakaret teşkil eden sözleri üçten fazla kimseye karşı söylese bile tek suç oluşacaktır.

Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi halinde suç kurul üyelerine karşı işlenmiş sayılır. Fakat bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümlerinin uygulanacağı belirlenmiştir. Kişinin hatırasına hakaret suçu bir kimseye karşı değişik zamanlarda birden fazla defa işlenmesi veya tek hareketle birden fazla suçtan zarar gören ek karşı işlenmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanır ancak hatırasına hakaret edilen veya kemik veya cesedi alınan ya da tahkir edici fiillerde bulunan kimsenin yakınının birden fazla olması halinde tek suç söz konusu olacaktır.

Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı

  • Hakaret Suçu Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Yargılama neticesinde hükmedilen sonuç cezanın bir yıl veya daha az süreli hapis cezası olması halinde, mahkeme hapis cezasını TCK maddede yazılı adli para cezasına veya diğer güvenlik tedbirlerine çevirebilecektir. Hakaret suçunun temel şekli için seçimlik ceza öngörülmüştür. Buna göre faili verilecek ceza bu suçu işleyen fail hakkında 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Mahkeme TCK /1 maddesin adli para cezasını seçtiği takdirde adli para cezasının alt sınırı 90 gün üst sınırı gün, TCK /3 maddesi uyarınca isefaili bir yıldan iki yıla kadar hapis veya günden güne kadar adli para cezası verilecektir.

Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Erteleme, TCK m. 51/1’de; “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır” şeklinde düzenlenmiştir.

Hakim tarafından hükmedilecek ceza iki yıl ya da iki yıldan daha az olduğu vakit, hapis cezası hakkında erteleme kararı verilebilecektir. Cezanın ertelenmesi kararının verilebilmesi, rüşvet suçundan verilecek olan hapis cezasında indirim yapılabilecek hükümlerin uygulanması ile mümkündür. Hakaret suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür. Ancak tarihinden itibaren kamuda ya da özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli olan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri nedeniyle işlenen hakaret suçunda ceza yarı oranında artırılacak ve failler hakkında Türk Ceza Kanununun maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacaktır.

  • Hakaret Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine sebebiyet veren bir ceza muhakemesi kurumudur. Suçun cezasının 2 yıl veya altında belirlendiği hallerde HAGB kararı mümkündür. Hakaret suçu açısından HAGB kararı mümkündür.

HAGB kararı verilmesinin önemli şartlarından biri mağdurun uğradığı zararın giderilmesi şartıdır. Hakaret suçu açısından dikkat edilmesi gereken nokta, HAGB kararı verilmesi için zararın giderilmesi şartının aranmamasıdır. Çünkü, hakaret suçu nedeniyle uğranılan doğrudan bir maddi zarar yoktur. HAGB kararı için kişinin uğradığı manevi zarar ise dikkate alınmaz.

ankara avukat danismanlik

Hakaret Suçu Gözaltı ve Tutukluluk Hali

Gözaltı hali, CMK’nın maddesinde düzenlenmiştir. Usule uygun olarak (CMK m) yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamaz. O halde gözaltı süresi toplam 36 saati geçemez.

Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır. Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhâl tebliğ edilir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemelere göre hakaret suçu açısından Cumhuriyet Savcısı’nın gözaltı kararı vermesiyle gözaltı halinin gerçekleşmesi mümkündür.

Tutuklama, koruma tedbirlerinin en ağırıdır; zira kişi, kısıtlı bir süreyle de olsa hakkında bir kesin hüküm bulunmadan özgürlüğünden mahrum bırakılmaktadır. Tutuklama, CMK m. ve devamında yer alan hükümlerde düzenlenmiştir. Tutuklama kararını, sadece hâkim verebilir; savcının veya kolluk amirinin tutuklama kararı vermesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Muhakemenin yürütülmesinde esas olan sanığın/şüphelinin tutuksuz olmasıdır; tutuklama ise her zaman bir istisna niteliğindedir. Tutuklama koruma tedbirinin zorunlu tutulduğu bir hal bulunmamaktadır. Olayda muhakeme şartı varsa, tutuklama kararı verebilmek için bunun gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Tutuklamanın somut koşulları bulunmaktadır. Bu koşullar;

  • Kuvvetli suç şüphesi bulunmalıdır.
  • Bir tutuklama nedeni bulunmalıdır.
  • Tutuklama, somut olayda orantılı bir tedbir olmalıdır.

Sadece adli para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. İzah edilenler doğrultusunda, TCK m. vd.’de hakaret suçuna ilişkin ceza miktarı dikkate alındığında, tutuklama şartlarının varlığı halinde bu suç bakımından tutuklama koruma tedbirinin uygulanabilmesi mümkün olabilecektir. Bu suçla ilgili tutukluluk süresi CMK’nın /2. maddesi uyarınca en çok 1 yıldır. Zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir. Bu süreye kanun yolunda geçen süre dahil değildir.

Bu nedenle hakaret suçu basit halinde tutuklama kararı verilemez. Fakat Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında tutuklama kararı verilebilir.

Hakaret Suçu Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması

Şikayet, TCK m. 73’te; “Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz” şeklinde düzenlenmiştir. Bir suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olabilmesi için kanunda bu durumun açıkça belirtilmesi gerekir. Hakaret suçu kural olarak şikayete bağlıdır fakat maddede geçtiği üzere nitelikli şekli olan kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret soruşturma ve kovuşturma resen yapılır. Suçun basın yoluyla işlenmesi de bu genel kuralı değiştirmez.

Savcı, suçun işlendiği ile ilgili şikayetten sonra araştırmaya koyulacak ve bu araştırmada şüphelinin aleyhine ve lehine olan delilleri toplayacaktır. Savcı, araştırması sonucunda yeterli delile ulaşırsa iddianame düzenleyerek dava açacak; aksi takdirde kovuşturmaya yer olmadığı (takipsizlik) kararı verecektir. Savcının bir iddianame düzenlemesi için, suçun işlendiği yönünde yeterli şüphenin varlığı gerekmektedir. Yeterli şüphe şartının aranmasının temel nedeni ise kişilerin gereksiz yere yargılanmalarının önüne geçilmesini sağlamaktır.

Soruşturma aşamasının iddianame düzenlenip kamu davası açılarak tamamlanmasının akabinde artık bir ceza davasının varlığından bahsedilir ve kovuşturma aşamasına geçilmiş demektir. Başka bir deyişle, kovuşturma evresi, iddianamenin kabul edilmesi veya kabul edilmiş sayılması ile başlar. Kovuşturmanın içinde farklı evrelerden bahsedilebilir; duruşma hazırlığı, duruşma, hüküm ve kanun yolu bu evrelerdendir. Soruşturmanın tamamlanması sonrasında hakaret suçuna ilişkin kovuşturma aşaması gerçekleştirilecek ve kovuşturma aşamasının sonunda faile verilecek sonuç ceza belirlenecektir. Hakaret kural olarak takibi şikayete bağlı suçlardandır ve bu nedenle CMK maddesine göre uzlaşma kapsamındadır.

Şikayet hakkı kural olarak suçtan zarar gören durumunda olan mağdura ait olmakla birlikte eğer mağdur şikayet hakkını kullanmadan ölmüşse ölenin 2. dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş ve kardeşleri tarafından şikayet hakkı kullanılabilecektir.

Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Ön Ödeme, Uzlaşma ve Görevli Mahkeme

  • Hakaret Suçu Şikayet Süresi veZamanaşımı

Türk Ceza Kanununun maddesi uyarınca şikayet süresi 6 aydır zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre fiilin ya da failin bilinmesi ya da öğrenilmesinden itibaren başlar. Hakaret yüze karşı yapılmış ise bu durumda şikayet süresinin başlayacağı tarih fiilin gerçekleştiği tarihtir. Hakaret yoklukta yapıldığında bu süre yine ne fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren başlar. Şikayetten vazgeçildiği takdirde dava düşer fakat vazgeçme vazgeçmeyi kabul etmeyen sanık hakkında etkili değildir.

Hükmün kesinleşmesinden sonra vazgeçme gerçekleşmişse bu durum cezanın infazına engel olmayacaktır. Basın yoluyla işlenen hakaret suçları ile ilgili davalar sayılı yasanın Maddesine göre basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığı&#;na teslim edildiği tarihten ve en geç Cumhuriyet Başsavcılığı&#;nın suç öğrendiği tarihten itibaren günlük süreli yayınlarda 4 ay diğer yayınlarda 6 ay içerisinde açılmış olmalıdır. Bu süreler hak düşürücü sürelerdir; durması, kesilmesi söz konusu değildir. Bu süreçte kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilse dahi iddianamenin düzenlenip mahkemeye verilmesine kadar süre işlemeye devam eder.

Türk Ceza Kanununun maddesi uyarınca şikayet süresi 6 aydır zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre fiilin ya da failin bilinmesi ya da öğrenilmesinden itibaren başlar. Basın yoluyla işlenen hakaret suçları ile ilgili davalar sayılı yasanın Maddesine göre basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığı&#;na teslim edildiği tarihten ve en geç Cumhuriyet Başsavcılığı&#;nın suç öğrendiği tarihten itibaren günlük süreli yayınlarda 4 ay diğer yayınlarda 6 ay içerisinde açılmış olmalıdır. Şikayet hakkı ölenin 2. dereceye kadar üst soy ana baba büyük ana büyük baba ve alt soyu evlat torun eş ve kardeşlerine aittir.

  • Hakaret Suçu Ön ödeme ve Uzlaşma

Şikayete bağlı bulunan hakaret suçu ön ödemeye tabi değildir. Zira bu suçta adli para cezası seçimlik ceza olarak öngörülmüş olup ayrıca aynı yasanın 73/son maddesi uyarınca uzlaşma kapsamındadır. Bu suç şikayete bağlı olduğundan CMK&#;nın maddesi uyarınca ilk önce uzlaşma hükümleri uygulanacak ulaşma gerçekleşmediği takdirde CMK&#;nın maddesi gereğince Cumhuriyet avcısı tarafından bu suça dair kamu davası açılmasının ertelenmesi kurumu değerlendirilecek son olarak kamu davası açılacaktır. Aynı durum kişinin hatırasına hakaret suçu için de geçerlidir.

Kamu görevlisine ve cumhurbaşkanına hakaret suçu, şikayete tabi suçlardan olmadığından uzlaştırma kapsamında değildir.

  • Hakaret  Suçu Görevli Mahkeme

Genel yetki kuralı uyarınca davaya bakmak yetkisi suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. Bu nedenle hakaretin yapıldığı yer, hakaret faille mağdurun ayrı ayrı yerlerde bulunduğu bir şekilde yapılmış ise, yetkili mahkeme mağdurun bulunduğu yer mahkemesidir.

TCK m. uyarınca düzenlenen hakaret suçunun tamamında görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

Hakaret Suçu Nedeniyle Manevi Tazminat Davası Açmak

Hakaret suçu nedeniyle manevi tazminat davası açmak mümkündür. Öncelikle hakaret davasında ceza mahkemesi kişi mahkumiyet veya HAGB kararı vermelidir. Hakaret suçuna ilişkin manevi tazminat davası, hakaret suçu işlenmesi sonucu mağdurun manevi zarar gördüğü durumlarda açılabilir. Bu durumlardan bazıları şunlardır:

  • Kişilik haklarının ihlali: Hakaret suçu, kişilik haklarına yönelik bir saldırıdır. Bu nedenle, hakaret sonucunda mağdurun kişilik hakları ihlal edilmişse, manevi tazminat davası açılabilir.
  • İş hayatında olumsuz etkiler: Hakaret suçu işlenmesi sonucunda mağdurun iş hayatında olumsuz etkileri oluşmuşsa, manevi tazminat davası açılabilir. Örneğin, bir işverenin veya iş arkadaşının mağdura hakaret etmesi sonucunda, mağdurun işyerinde itibarının zedelendiği durumlarda manevi tazminat davası açılabilir.
  • Psikolojik etkiler: Hakaret suçu, mağdurun psikolojisini olumsuz etkileyebilir. Özellikle ağır hakaretler sonucu mağdurun depresyona girmesi, kaygı duyması veya benzeri psikolojik rahatsızlıklar yaşaması durumunda manevi tazminat davası açılabilir.
  • Toplumsal hayatta olumsuz etkiler: Hakaret suçu nedeniyle mağdurun toplumda itibarının zedelendiği veya mağdurun toplumda dışlanmasına sebep olacak etkilerin oluştuğu durumlarda da manevi tazminat davası açılabilir.

Bu durumlar, hakaret suçu nedeniyle manevi tazminat davası açılabilecek örnek durumlardır. Her dava ve olaya ilişkin farklı değerlendirme yapılması gereklidir. Bu nedenle ceza avukatından bilgi almanız önerilir.

Hakaret suçu nedeniyle manevi tazminat davası açmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:

  1. İlk olarak, hakaret suçunun somut bir şekilde gerçekleştiğine dair delilleri toplayın. Bu deliller, hakaretin sözlü veya yazılı olarak yapıldığına dair tanıkların ifadeleri, hakaret içeren mesajların veya diğer kanıtların kayıtları olabilir.
  2. Daha sonra, avukat tutabilir veya kendi başınıza mahkemeye başvurabilirsiniz. Avukat tutmak, davayı daha profesyonel bir şekilde takip etmenize yardımcı olacaktır.
  3. Hakaret suçunun işlendiği yerdeki asliye hukuku mahkemesine başvurun. Başvurunuzda, hakaret suçunun gerçekleştiği tarihi, yerini, hakareti kimin yaptığını, ceza mahkemesi kararını, hakaretin sözlü veya yazılı olarak yapıldığını ve size verilen zararı detaylı bir şekilde açıklayan dava dilekçesi hazırlayın.
  4. Manevi tazminat talebiniz için bir miktar para belirleyin ve bu miktarı talep dilekçenizde belirtin. Manevi tazminatın belirlenmesi, mahkemenin takdirindedir ve mahkeme tarafından belirlenen miktar, hakaret suçu nedeniyle size verilen zarara göre değişebilir.
  5. Asliye Hukuk Mahkemesi davayı görmeye başladıktan sonra, siz ve avukatınız duruşmalara katılmalı ve hakaret suçu iddialarınızı kanıtlamaya çalışmalısınız.
  6. Mahkeme, hakaret suçundan dolayı zarara uğradığınız tespit edilirse, mahkeme size manevi tazminat ödenmesine karar verir.

Hakaret suçu nedeniyle manevi tazminat davası açmak karmaşık bir süreç olabilir, bu nedenle avukat tutmanız önerilir.

Hakaret Suçu Şikayet Dilekçesi Örneği

………  (Suçun İşlendiği Yer Buraya Yazılacak) Cumhuriyet Başsavcılığı’na

Müşteki : İsim Soyisim (TC Kimlik No) &#; Adres

Vekili     : Av. Umur YILDIRIM

Şüpheli : İsim Soyisim (TC Kimlik No) &#; Adres

Suç         : Hakaret Suçu (TCK m. vd.)

Suç Tarihi ve Yeri : …/…/…

Konu   : Şüpheli hakkında işlediği suç nedeniyle soruşturma başlatılması ve soruşturma sonucunda kamu davası açılması talepli şikâyet dilekçesidir.

Açıklamalar

  • Burada müvekkil hakkında kim olduğu, şüpheli tarafından rüşvet alma/verme suçunu nasıl işlediğine ilişkin bilgilere yer verilmelidir.
  • Yaşanılan olay ayrıntılı biçimde izah edilmelidir.
  • Burada ise, yaşanılan olaya ilişkin hangi delillerin olduğundan bahsedilmelidir.
  • Dilekçenin ekinde verilecek delillerin neler olduğu belirtilmelidir.

Hukuki Sebepler    : TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.

Hukuki Deliller    : Tanık, yemin, video kaydı, fotoğraf görüntüleri, mesajlar ve ilgili her türlü yasal delil.

Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederiz.

                  Müşteki Vekili

             Av. Umur YILDIRIM

Hakaret  Suçu Yargıtay Kararları

Ceza Genel Kurulu   / E. / K.

  • Hakaret Suçu
  • Türk Ceza Kanunu Madde

Sanık &#;&#;nın ağabeyi olan&#;&#;nın Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin / esas sayılı dosyasında çocuğa karşı nitelikli cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçları nedeniyle yargılanarak tarihinde hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tutukluluk hâlinin devamına karar verildiği, duruşma çıkışında sanığın bir yakınının fenalaşarak baygınlık geçirmesi üzerine gelen ambulansa bindirildiği sırada sanığın adliye önünde polisler, gazeteciler ve vatandaşlar olduğu hâlde; &#;Terör örgütlerinde daha adil yargılama yapılıyor Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti değil, çadır devleti, terör örgütlerinde daha adil yargılama yapılıyor!&#; şeklinde bağırdığı, ardından &#;Ha bu devletin kimliğini taşıyan şerefsizdir la!&#; diyerek cebinden çıkardığı nüfus cüzdanını inceleme dışı sanık &#;’den aldığı çakmakla yaktığı ve yanmakta olan kimliği havaya kaldırıp etrafında toplanan kalabalığa göstererek yüksek sesle &#;Arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti terör örgütü kadar adil değildir, Türkiye Cumhuriyeti çadır mahkemeleri kuruyor görüyorsunuz, mahkemeleri iki tane insanın merhametine bırakarak değil tanık şahit dinlemeyen kendi kafasına göre yargı yapan bir mahkeme devletten ibarettir!&#; dediği ve yanmakta olan nüfus cüzdanını yere fırlattığı, ardından inceleme dışı sanık &#; ve ailesi ile birlikte araçlarına binerek olay yerinden uzaklaştıkları, sanık hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca TCK’nın maddesi gereği soruşturma izni talep edilmesine karşın hakaret suçundan genel hükümlere göre işlem yapılabileceği kanaatiyle Adalet Bakanınca soruşturma izni verilmediği olayda,

Sanığın, kardeşi olan&#;’nın yargılanması sonucu hak etmediğine inandığı yüksek miktarda ceza alarak tutukluluk hâlinin sürdürülmesi ve yine bir yakınının da duruşma sonrası fenalaşarak hastaneye kaldırılması nedeniyle o an duyduğu şiddetli elem ve ızdırap sonucu açığa vurduğu ve şahsında mahkeme heyetine karşı oluşan ve yukarıda anlatıldığı şekilde subjektif olgusal temellere sahip olduğu anlaşılan kişisel değer yargılarını ifade etmeye yönelik bu sözler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, katılan ve şikâyetçilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp muhatapların aldığı karara yönelik ağır eleştiri niteliğinde olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarıyla oluşmadığı kabul edilmelidir. Her ne kadar polis memuru olan tanıklar &#;, &#; ve&#;, sanık &#;’un &#;Devletin a&#; koyayım, hâkim verdiğin yıl kadar seni delmezsem…&#; şeklinde sözler söylediğini aktarmış iseler de olayın sesli görüntülerine ilişkin CD inceleme tutanağı ile bilirkişi raporundan görüldüğü üzere sanığın bu yönde bir beyanının bulunmadığı, anılan ifadeleri inceleme dışı sanık &#;’in kullandığı anlaşılmıştır.


Yargıtay Ceza Dairesi   /71 E. / K.

  • Hakaret Suçu
  • Türk Ceza Kanunu Madde

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın katılana yönelttiği “cezaevinde bir de Turgay maşası var, tombaladan müdür” şeklindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış, ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi


Yargıtay Ceza Dairesi   / E.  ,  / K.

  • Hakaret Suçu
  • Türk Ceza Kanunu Madde

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

Olay günü sanığın söylediği kabul edilen “siz polis misiniz lan” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, müştekilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,


Ceza Genel Kurulu  / E.  ,  / K.

  • Hakaret Suçu
  • Türk Ceza Kanunu Madde

Sanık ve inceleme dışı sanığın ceza infaz kurumunda bulunan sanık &#;’in amcasının oğlunu ziyaret etmek için Cumhuriyet Savcısı olan katılandan talep ettikleri görüş izninin reddedilmesi üzerine, sanığın katılana &#;Burası Devlet kapısı, kim oluyorsun da böyle davranıyorsun&#; dediği olayda; &#;Kim oluyorsun&#; şeklindeki ifade; nezaket dışı, kaba, rahatsız edici ve ağır eleştiri niteliğinde ise de, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı içermemesi ve sövme fiilini de oluşturmaması nedeniyle hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir.


Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü, “Doğu Akdeniz Üniversitesi Öğretim, Sınav ve Başarı Tüzüğü”nün maddesi uyarınca Doğu Akdeniz Üniversitesi Senatosu’nun onayı ile aşağıdaki Yönetmeliği yapar.

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Genel Hükümler

Kısa Adı

S99/

S01/

S07/

S12/

S14/

1.     

Bu yönetmelik “Öğrenci Disiplin Yönetmeliği” olarak adlandırılır.

 

 

Amaç

2.     

Bu yönetmelik, Doğu Akdeniz Üniversitesi içinde veya dışında yasa, tüzük, yönetmelik ve ilkelerin yüklediği görevleri yerine getirmeyen veya yasaklanan fiilleri yapan öğrenciler hakkında yapılacak disiplin soruşturmalarını, verilecek disiplin cezalarını, bu cezaları vermeye yetkili mercileri, disiplin cezalarına itiraz ve disiplin cezalarını uygulama esaslarını belirlemek amacını taşır.

Kapsam

3.     

Bu Yönetmelik Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencileri kapsar.

Tanımlar

4.     

Bu yönetmelikte metin başka türlü gerektirmedikçe, “Bölüm, Bölüm Başkanı, Dekan, Enstitü, Fakülte, Hazırlık Okulu, Hazırlık Okulu Müdürü, Rektör, Rektörlük, Senato, Üniversite (DAÜ), Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK), Yasa, Yüksekokul, Yüksekokul Müdürü” deyimleri bu Yönetmeliğin dayandığı yasada (Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası) belirtilen anlam karşılıklarını ifade eder.

“Disiplin Kurulu” DAÜ Senatosu tarafından seçilen ve Üniversite’nin öğrenci disiplin işlerinden sorumlu olan Kurulu anlatır.

“Öğrenci” DAÜ’de kayıtlı öğrenim gören kişiyi anlatır.

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

Disiplin Suçları Ve Cezaları

Disiplin Cezaları ve Tanımları

5.     

Disiplin cezaları şunlardır:

a)    Uyarma: Öğrenciye davranışının doğru olmadığı ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.

b)    Kınama: Öğrenciye, öğrencilik görevlerinde ve davranışlarında kusurlu sayıldığının yazı ile bildirilmesidir.

c)    Üniversiteden kısa süreli uzaklaştırma: 

Öğrenciye 1 günden 15 güne kadar ceza süresi içinde ders, sınav, laboratuvar ve atölye çalışmalarından ve kütüphane kullanımından yoksun bırakmak suretiyle üniversiteden uzaklaştırıldığının yazı ile bildirilmesidir. Bu ceza, öğrencinin siciline işlenir ve öğretim kurumlarına verilecek belgelerde gösterilir. Öğrencinin belirtilen süre içinde yurtları hariç üniversitenin bina, eklenti ve tesislerine girmesi yasaklanır.

d)    Üniversiteden orta süreli uzaklaştırma: 

Öğrenciye 16 günden 30 güne kadar ceza süresi içinde ders, sınav, laboratuvar ve atölye çalışmalarından ve kütüphane kullanımından yoksun bırakmak suretiyle üniversiteden uzaklaştırıldığının  yazı ile bildirilmesidir. Bu ceza öğrencinin siciline işlenir ve üniversite tarafından verilecek belgelerde gösterilir. Öğrencinin belirtilen süre içinde yurtları hariç üniversitenin bina, eklenti ve tesislerine girmesi yasaklanır.

e)    Üniversiteden uzun süreli uzaklaştırma: 

Öğrenciye 31 günden bir sömestre kadar ceza süresi içinde ders, sınav, laboratuar ve atölye çalışmalarından ve kütüphane kullanımından yoksun bırakmak, toplu kültürel spor etkinliklerine katılmamak suretiyle üniversiteden uzaklaştırıldığının yazı ile bildirilmesidir. Bu ceza öğrencinin siciline işlenir ve üniversite tarafından verilecek belgelerde gösterilir. Öğrencinin belirtilen süre içinde üniversiteninyurtları hariç bina, eklenti ve tesislerine girmesi yasaklanır.

f)     Üniversiteden sürekli uzaklaştırma: 

Öğrencinin Üniversite ile olan bütün ilişkilerinin kesin olarak kesilmesi suretiyle Üniversiteden çıkarılması için verilen cezadır. Öğrencinin siciline işlenir ve Üniversite tarafından verilecek belgelerde gösterilir. Bu şekilde ilişkisi kesilen öğrenciler hiçbir surette Üniversiteye yeniden alınmazlar.

Disiplin Suçları

6.     

Bu yönetmeliğin 5. maddesinde belirtilen cezaları gerektiren fiil ve hareketler şunlardır:

 

 

a)     

Uyarma: Uyarma cezasını gerektiren eylem ve davranışlar şunlardır:

      i.   Üniversite izni veya bilgisi olmaksızın Üniversite adına, kamuoyu veya basında üniversite tarafından yapıldığı izlenimi verecek her türlü toplantı vb. etkinliklere katılmak;

     ii.   Üniversite tarafından veya Üniversitenin izni ile yapılan yazılı duyuruları, programları vb, yırtmak, koparmak, kirletmek, değiştirmek veya herhangi bir şekilde bozmak;

    iii.   Kampüs içerisindeki herhangi bir yere izinsiz ilân asmak;

    iv.   Üniversite bilişim sistemini tahsis amacına aykırı kullanmak ve/veya zarar vermek;

     v.   Disiplin Kurulu tarafından bilgisine başvurulduğu zaman bilgi vermekten kaçınmak; yanlış bilgi vermek

    vi.   Disiplin cezasını gerektiren herhangi bir fiil veya harekete tanık olduğu halde yetkililerden olayı gizlemek;

   vii.   Üniversite içerisinde üniversite trafik görevlilerinin uyarılarına ve trafik kurallarına uymamak;

  viii.   Arkadaşlarına karşı hakaret etmek veya sövmek, küçük düşürücü davranışta bulunmak.

 

 

b)     

Kınama: Kınama cezasını gerektiren eylem ve davranışlar şunlardır:

      i.   Üniversite yetkililerince istenen bilgileri eksik veya yanlış bildirmek veya hiç bildirmemek;

     ii.   Üniversite Rektörlüğü’nün yazılı izni olmadan Üniversite adını kullanarak kamuoyu veya basında üniversite tarafından yapıldığı izlenimi verecek, Üniversite içinde veya dışında her türlü toplantı, konferans, müsamere, açık oturum vb. etkinlikler düzenlemek veya düzenlemeye katkıda bulunmak;

    iii.   Üniversite içinde veya dışında öğrenciler ile ilgili konularda dernek, birlik, sendika vb. kuruluşların düzenleyeceği yasadışı eylemlere katılmak, diğer öğrencileri katılmaya teşvik etmek;

    iv.   Sözlü, yazılı, veya sosyal medya aracılığı ile laf atmak, cinsel içerikli şaka yapmak, kişinin cinsel yaşamı ile ilgili dedikodu yapmak, vb davranışlar ile bir kişiyi rahatsız etmek

     v.   Kişiyi rahatsız edecek  düzeyde davranışlar ile flört etmeye çalışmak.

    vi.   Ödevlerde aşırmacılık yapmak, kullanılan kaynağı göstermemek

   vii.   Sözlü, yazılı, veya sosyal medya aracılığı ile dil, din, mezhep, ırk esasına dayanan kitleler arasında öfkeye, kutuplaşmaya yol açabilecek ifadeler kullanmak suretiyle birini veya belli bir kesimi rahatsız etmek.

 

 

c)     

Üniversiteden Kısa Süreli Uzaklaştırma: 

Üniversiteden kısa süreli uzaklaştırmayı gerektiren eylem ve davranışlar şunlardır:

      i.   Üniversite içinde alkollü dolaşıp huzur bozucu davranışta bulunmak;

     ii.   Üniversite içerisinde tek başına veya toplu olarak siyasi akımlar ve partiler paralelinde, bilimsel tartışmalar dışına taşan propaganda yapmak veya eylemde bulunmak;

    iii.   VYK Başkan ve/veya üyelerine, herhangi bir Üniversite personeline veya bunların ailelerine veya misafirlerine, üniversite içinde veya dışında, saygısızca veya küçük düşürücü davranışlarda bulunmak, söz veya yazı ile hakaret etmek, böyle davranışları teşvik etmek veya böyle davranışlara katılmak; bu kişilerin taşınır ve taşınmaz mallarına kasten zarar vermeye teşebbüs etmek;

    iv.   Üniversite içinde veya dışında görevlilerin görevlerini yürütmesine engel olmak;

     v.   Üniversite içinde veya dışında öğrencileri veya üniversite personelini veya başka herhangi  bir kişiyi darp etmeye  teşebbüs etmek;

    vi.   Başka bir öğrenciye ait taşınabilir/taşınmaz bir mala kasten zarar vermeye teşebbüs etmek;

   vii.   Sınavlarda kopya çekmeye veya vermeye teşebbüs etmek;

  viii.   Bilişim sisteminin depolama alanlarını eğitim amacına uygun olmayan şekilde kullanmak;

    ix.   Üniversiteyi temsilen katılınan üniversite dışı etkinliklerde, etkinliğin yürütülmesini bozacak davranışlarda bulunmak.

     x.   Madde 6/ b/v ve 6/b/vi ‘de öngörülen davranışları uyarılara ragmen ısrarlı ve sürekli bir şekilde tekrarlamak

    xi.   Madde 6/b/vii ve 6/b/viii‘de belirtilen fiili tekrarlamak

   xii.   Üniversiteye ait her türlü araç, gereç ve benzeri taşınır mal ve malzemeye veya her türlü bina, bahçe, eklenti ve tesise zarar vermeye teşebbüs etmek.

 

 

d)     

Üniversiteden Orta Süreli Uzaklaştırma: 

Üniversiteden orta süreli uzaklaştırmayı gerektiren eylem ve davranışlar şunlardır:

      i.   Üniversiteye ait olan her türlü bina, araç gereç ve benzeri mal ve malzemeyi tahsis amacına aykırı kullanmak, kullandırmak ve/veya telafisi güç olmayan zarar vermek;

     ii.   Üniversite içinde alkollü içki satmak;

    iii.   Üniversite binalarına girmeleri yasak olduğu halde, bu karara itaatsizlik etmek veya yetkili organlarca kapatılmış olan binalara girmekDerslere girilmesine veya ders yapılmasına herhangi bir şekilde engel olmaya çalışmak;

    iv.   Üniversitenin bilgisayar ve/veya bilişim ağını kullanmak suretiyle başkalarının kişilik haklarını ihlal edici ve/veya hakaret içeren materyalleri internet ağı üzerinden depolamak, göndermek ve/veya bu tür materyalleri bilinçli olarak saklamak ve/veya depolamak;

     v.   Bilişim ve iletişim aracına/araçlarına sahip kişi, kişiler veya kurumun şifresini kırmaya veya ele geçirmeye teşebbüs etmek (sniffer, keyloggeri spyware, trojan ve benzeri amaçlı programlar kurulumu)

    vi.   (Bilişim ve iletişim aracına/araçlarına sahip diğer kullanıcıların işlerine engel olmak kastıyla faaliyetlerde bulunmak;

   vii.   İnternet ağı üzerindeki Üniversite ile ilgili tüm paketlerde yakalamaya, izlemeye veya değiştirmeye teşebbüs etmek;

  viii.   Hırsızlık veya yüz kızartıcı bir suç işlemeye teşebbüs etmek.

 

 

e)     

Üniversiteden Uzun Süreli Uzaklaştırma: 

Üniversiteden uzun süreli uzaklaştırmayı gerektiren eylem ve davranışlar şunlardır:

      i.   Sınavda veya projede kopya çekmek veya kopya vermek

     ii.   Dil, din, ırk ve mezhep açısından kutuplaşmalara yol açıcı faaliyetlerde bulunmak;

    iii.   Derslere girilmesine veya ders yapılmasına herhangi bir şekilde engel olmak, dersteki öğrencileri dışarı çıkamaya zorlamak; boykot veya işgale yol açan her türlü teşvik ve davranışlarda bulunmak; üniversite içinde yapılmakta olan herhangi bir resmi toplantıya engel olmak;

    iv.   Hırsızlık veya yüz kızartıcı bir suç işlemek;

     v.   Üniversiteye ait bilişim ve iletişim araçlarını üniversitenin izni olmadan ticari amaçla satış veya reklam için kullanmak;

    vi.   Kumar oynamak; kumarhanede bulunmak

   vii.   Kumar oynatmak

  viii.   Üniversite içinde veya dışında, öğrencileri veya üniversite ile bağı bulunmayan herhangi bir kişiyi darp etmek;

    ix.   VYK Başkan ve/veya üyelerini, üniversite personelini veya onların aile bireylerini, öğrencileri üniversite içinde veya dışında, sözle veya yazılı olarak tehdit etmek, bu kimselerin taşınır veya taşınmaz mallarına kasti olarak zarar vermek;

     x.   Üniversite içinde veya dışında silah veya yaralayıcı alet bulundurmak veya kullanmaya teşebbüs etmek

    xi.   Kendi yerine başkasını sınava sokmak veya başkasının yerine sınava girmek

   xii.   Tehdit, şantaj, veya herhangi bir vaad  ile kişinin davranışlarını kontrol etmeye çalışmak sureti ile cinsel tacizde bulunmak

  xiii.   Sarılmak, ellemek ve benzeri cinsel amaçlı davranışlar  ile bir kişinin rızası olmaksızın cinsel dokunulmazlığını ihlal etmek

xiv.   Üniversiteye ait her türlü araç, gereç ve benzeri taşınır mal ve malzemeye bilerek telafisi güç olan zarar vermek 

  xv.   Üniversiteye ait her türlü bina, bahçe, eklenti ve tesislere dikkatsizlik ve tedbirsizlikle telafisi güç zarar vermek.

xvi.   Kendi yerine başkasına ödev, tez, proje yaptırmak veya başkasının yerine  ödev, tez, proje yapmak

xvii.   Seminer, tez, proje, staj raporu, yayınlar ve benzeri akademik ürünlerde aşırmacılık yapmak

 

 

f)      

Üniversiteden Sürekli Uzaklaştırma:

Üniversiteden sürekli uzaklaştırmayı gerektiren eylem ve davranışlar şunlardır:

        i.   Üniversite veya herhangi bir resmi makam tarafından  verilen her türlü belgeyi değiştirmek, değiştirilmiş veya sahte belgeler kullanmak;

       ii.   Bir kimseyi veya grubu tehdit ederek, suç sayılan bir eylemi düzenlemeye veya böyle bir eyleme katılmaya yahut yalan beyanda bulunmaya veya sahte delil göstermeye veya suçu üstlenmeye zorlamak;

      iii.   Disiplin soruşturmasıyla ilgili işleri veya disiplin kurulunun çalışmasını zor kullanarak veya tehditle engellemek;

      iv.   Zorla cinsel ilşkiye girmeye teşebbüs etmek veya zorla cinsel ilişkiye girmek.

       v.   Bir kişiye veya bir gruba her ne sebeple olursa olsun duyularının veya organlarının işlevlerinin zayıflaması veya kaybı, konuşmada sürekli zorluk, yüzde veya bedende sabit iz, yaşamını tehlikeye sokan yaralar vb. bedensel ve ruhsal kalıcı veya ciddi acılar verecek derecede eziyet çektirmek ve bu fiillerin başkaları tarafından yapılmasını azmettirmek.

      vi.   Sınav sorularını sınavdan önce temin etmek amacıyla muhafaza edildikleri yere veya sayısal ortama girmek veya bu fiilleri azmettirmek;

     vii.   Üniversite içinde veya dışında uyuşturucu veya benzeri maddeler bulundurmak ve kullanmak;

    viii.   Üniversite içinde veya dışında uyuşturucu veya benzeri madde satmak veya kullanımını teşvik etmek;

      ix.   Üniversitenin herhangi bir personelini veya onların aile bireylerini, Üniversite içinde veya dışında darp etmek;

       x.   Üniversite içinde veya dışında silah veya yaralayıcı alet kullanmak;

      xi.   Bilişim ve iletişim araçlarını KKTC kanunlarına veya KKTC’nin taraf olduğu ya da tek taraflı olarak kabul ettiği uluslararası antlaşmalara göre suç teşkil edecek biçimde kullanmak;

     xii.   Üniversiteye bağlı birim veya kişilerin bilgisayarlarında bulunan dosyaları izinsiz şekilde incelemek, değiştirmek, zarar vermek ve her türlü virüsü kasıtlı olarak yaymak;

    xiii.   Bilişim ve iletişim aracına/araçlarına sahip kişi, kişiler veya kurumun şifresini kırmak veya ele geçirmek;

    xiv.   Bilişim araçlarını başkasının kullanıcı adı ve şifresi ile izinsiz ve yetkisiz olarak kullanmak;

     xv.   İnternet ağı üzerindeki Doğu Akdeniz Üniversitesi ile ilgili tüm paketleri yakalamak, izlemek veya değiştirmek.

    xvi.   Akademik personele ait ders notlarını ve dersle ilgili diğer materyali izinsiz olarak ticari menfaat sağlamak amacı ile kullanmak

   xvii.   Üniversite veya herhangi bir resmi makam tarafından kendisine verilen belgeyi başkasına kullandırmak veya başkasına verilen belgeyi kullanmak

  xviii.   18 yaşının altında bulunan küçüklere karşı 6/e/xiii ve 6/e/xiv’teki fiilleri işlemek

    xix.   Üniversiteye ait her türlü bina, bahçe, eklenti ve tesislerine bilerek telafisi güç zararlar vermek

 

 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DİSİPLİN SORUŞTURMASI

Soruşturma Yaptırmaya Yetkili Amir

7.     

Disiplin soruşturmasını yaptırmaya yetkili amirler;

(a)     Birden fazla fakülte ve yüksekokul öğrencilerinin dahil olduğu disiplin suçları ve toplu öğrenci olayları ile ilgili olarak Üniversitede Güvenlikten de sorumlu Rektör Yardımcısı,

(b)     Lisansüstü öğrencilerinin işlemiş oldukları disiplin suçlarından dolayı Enstitü Müdürü,

(c)     Fakülte öğrencilerinin işlemiş oldukları disiplin suçlarından dolayı dekan,

(d)     Yüksekokul öğrencilerinin işlemiş oldukları disiplin suçlarından dolayı yüksekokul müdürüdür.

Soruşturma yaptırmaya yetkili amirler, soruşturmayı soruşturmacı veya soruşturmacılar tayini suretiyle yaptırırlar.

Öğrenci Disiplin Kurulu üyeleri soruşturmacı olarak görev üstlenemezler.

Soruşturmanın Süresi

8.     

Disiplin soruşturmasına başlanmak üzere olayın öğrenilmesini müteakip ilk on iş günü içerisinde soruşturmacı atanır. Soruşturma, soruşturmacı-ya atanma kararının tebliğ edilmesinden itibaren en geç on beş iş günü içerisinde sonuçlandırılır.

Soruşturmanın bu süre içerisinde bitirilememesi halinde soruşturmacı, kendisini disiplin soruşturması yapmakla görevlendiren amirinden gerekçeli olarak bir kereye mahsus olmak üzere on beş iş günü ek süre verilmesini yazılı olarak talep edebilir.

Soruşturmanın Yapılış Şekli

9.     

Soruşturmacı tanık dinler, keşif yapabilir ve bilirkişiye başvurabileceği gibi bunları gerektiğinde istinabe suretiyle de yaptırabilir. Her soruşturma işlemi bir tutanakla tespit olunur. Tutanak; işlemin nerede ve ne zaman yapıldığı, işlemin mahiyeti, kimlerin katıldığı, ifade alınmış ise, soruları ve cevapları belirtecek şekilde düzenlenir ve soruşturmacı, katip ile ifade sahibi veya keşif sırasında hazır bulundurulanlar veya belge sorumlularınca imzalanır. İstinabe talimatında şahidin kimliği, adresi ve benzeri açıklayıcı bilgiler açık ve tam olarak belirtilir. Tanığa usulüne uygun olarak yemin ettirilir.

Üniversitenin bütün personeli, soruşturmacıların istedikleri her türlü bilgi, dosya ve başka belgeleri hiçbir gecikmeye mahal bırakmaksızın vermeye ve istenecek yardımları yerine getirmekle yükümlüdürler.

Öğrencinin, disiplin suçunu işledikten sonra üniversite içinde yer değiştirmesi veya üniversiteyi değiştirmiş bulunması veya üniversiteden her ne sebeple olursa olsun ayrılmış olması, soruşturma açılmasına, devamına ve gerekli kararların alınmasına engel teşkil etmez.

Savunma Hakkı

 

a)    Hakkında Disiplin Soruşturması açılan öğrenciye atfedilen suçun neden ibaret olduğu, savunmasını yapacağı tarihten en az üç iş günü öncesinde yazılı olarak bildirilir. Bu yazıda; öğrenci belirtilen gün, saat ve yerde savunmasını yapmaya davet edilir. Tebligat yapılmasının mümkün olmadığı hallerde öğrencinin savunmasını yapmak üzere soruşturmacıya başvurması hususu, öğrencisi bulunduğu Enstitü, Fakülte veya Yüksekokulun belirli yerlerinde ilân olunur ve öğrencinin portaldaki hesabı veya telefon ile bildirilir.

b)    Öğrenci, davetiyeyi almamış olması halinde, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.

c)    Öğrenciye yollanacak davetiyede; çağrıya özürsüz uymadığı veya özrünü zamanında bildirmediği takdirde, savunmadan vazgeçmiş sayılacağı ve diğer delillere dayanılmak suretiyle hakkında gerekli kararın verileceği kaydolunur.

d)    Geçerli ve kabul edilebilir bir özür bildiren veya mücbir sebep dolayısıyla davete uymadığı anlaşılan öğrenciye yeniden uygun bir süre verilir veya belirtilecek bir süre içinde yazılı savunmasını göndermesi istenir. Tutuklu öğrencilere savunmalarını yazılı olarak gönderebileceği duyurulur.

e)    Soruşturma; öğrencinin kendini gereği gibi savunmasına imkan verecek şekilde yürütülür. Ancak savunma bahanesiyle soruşturmanın uzatılmasına imkan verilmez.

Soruşturma Raporu

          

Soruşturmacı bir soruşturma raporu düzenler. Raporda; soruşturma onayı, soruşturmaya başlama tarihi, soruşturulanın kimliği, isnad edilen suç konuları, soruşturmanın safhaları, deliller, alınan savunma özetlenir. İsnad edilen her suç maddesi ayrı ayrı tahlil edilerek delillere göre suçun sabit olup olmadığı tartışılır, uygulanacak disiplin cezası teklif edilir. Varsa belgelerin asıl veya suretleri bir dizi pusulasına bağlanarak rapora eklenir. Soruşturma raporu, dosya ile birlikte soruşturmayı açan amire tevdi edilir.

Soruşturma Sırasında Tedbir

 

Soruşturmacılar; zaruri gördükleri takdirde soruşturma süresince,   sanık öğrencilerin Üniversite binalarına girmesinin   yasaklanması hususunda karar verilmesini Üniversite’ de güvenlikten sorumlu Rektör Yardımcısından  isteyebilirler.

Soruşturmanın Sonuçlandırılması

 

a)   Soruşturma, soruşturma raporu ve dosyasının soruşturma açılmasına karar veren amire teslim edilmesi suretiyle sonuçlandırılır.

b)  Soruşturma açılmasına karar veren amir, soruşturma dosyasının ve raporunun kendisine geliş tarihinden itibaren üç iş günü içerisinde madde çerçevesinde gereğini yerine getirir.

c)   Soruşturma raporu ve dosyasını inceleyen amir veya disiplin kurulu gerekli görürse noksan saydığı belirli soruşturma işlemlerinin tamamlanmasını aynı soruşturmacıdan isteyebilir.

Disipli Cezası

Vermeye Yetkili

Amir ve Kurullar

 

Uyarma ve kınama cezaları doğrudan doğruya ilgili rektör yardımcısı, fakülte  dekanı , enstitü müdürü,  veya yüksekokul müdürünce, kısa, orta, uzun ve sürekli uzaklaştırma cezaları ise disiplin kurulunca verilir.

 

 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Disiplin Kurulunun Oluşumu, Görev ve Yetkileri

Disiplin Kurulu’nun Oluşumu

 

a)   Disiplin Kurulu, Üniversitedeki Enstitü Fakülte, Yüksekokul ve Yabancı Diller ve İngilizce Hazırlık Okulunun her birini temsilen bir asıl ve bir yedek üye ile Üniversite Öğrenci Konseyinin seçeceği bir asıl ve bir de yedek üyeden oluşur.

b)   Disiplin Kurulu üyeleri, Enstitü, Fakülte, Yüksekokul ve Hazırlık Okulu yöneticisi tarafından, kendi birimlerinde (Enstitü için lisansüstü programlarda) görev yapan öğretim elemanları arasından önerilir ve Senato tarafından onaylanır.

c)   Disiplin Kurulu’nun Akademik Personel üyeleri iki yıllığına, öğrenci üyeler bir yıllığına seçilirler. Görev süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler.

d)   Disiplin Kurulu üyelerinin disiplin cezası almamış olması esastır. Disiplin Kurulu üyesi iken herhangi bir disiplin cezası alan üyenin Kurul üyeği düşer. Kurul üyeliği düşen üyenin yerine aynı usulle yenisi seçilir. Hakkında soruşturma açılmış olan üye Kurul toplantılarına katılamaz.

e)   Öğrenci Disiplin Kurulu’nda, Başkanlık görevi her akademik yıl için farklı bir fakülte/ yüksekokul/okul temsilcisi tarafından yürütülür. Başkanlık görevini üstlenen birim temsilcisinin ders yükü indirimi olan bir akademik yönetici (dekan/müdür yardımcısı, bölüm başkanı, bölüm başkan/müdür yardımcısı) olması ve Kurulun yazı işleri başkanlık görevini üstlenen akademik yöneticinin bağlı olduğu akademik birimin sekreteri tarafından yürütülmesi esastır. 

Başkanlık görevi fakülte/yüksekokul/okul kodu sırasına göre (01’den başlayarak) yürütülür. Başkanlık görevini üstlenen fakülte/yüksekokul/okulun yedek üyesi Disiplin Kurulunda Başkan Vekili olarak görev alır ve Başkanın katılamadığı toplantılara katılıp başkanlık yapar. 

f)  Kurulun gerekli görmesi halinde, kurula Rektörlüğün uygun göreceği hukuk danışmanı yardımcı olur.

Disiplin

Kurulu’nun

Görevleri

 

 

Disiplin Kurulunun görevleri şunlardır:

a)    Soruşturma raporu ışığında ve sanık öğrencinin dinlenmesine de imkân verdikten sonra bulguları değerlendirmek ve ceza gerektiren hallerde, verilecek cezaları suç duyurusu yapanın Disiplin Kurulu üyesi olması halinde oy hakkı olmaksızın, karara bağlamak.

b)    Alınan kararları Rektörlüğe yazılı olarak bildirmek.

c)    Rektörlük veya Senato tarafından yeniden görüşülmek istemi ile gönderilen Disiplin Kurulu kararlarını inceleyerek alınan karar ve gerekçelerini Rektörlüğe iletmek.

d)    Her akademik dönem sonunda toplanarak, Üniversitenin genel disiplin durumunu gözden geçirmek ve alınacak önlemler konusunda Disiplin İşlerinden sorumlu Rektör Yardımcısı’na önerilerde bulunmak.

e)    Uygulamada görülecek aksaklıkların düzeltilmesi yönünde Disiplin Yönetmeliğinde değişiklik önerilerinde bulunmak. Gerektiğinde Üniversite disiplini hakkında görüş bildirmek.

Disiplin Kurulu’nun Toplanması

 

a)   Disiplin Kurulu, Başkan veya Başkan Vekilinin çağrısı üzerine ve salt çoğunlukla toplanır ve çoğunlukla karar verir. Çekimser oy kullanılmaz. Oyların eşit olması halinde, Başkanın oyu doğrultusunda karar verildiği kabul edilir. Başkanın bulunmadığı hallerde oturuma Başkan Vekili başkanlık eder.

b)  Üyeler toplantılara düzenli katılmak ve birimlerine bilgi vermekle mükelleftir. Mazeretli olarak kurul toplantısına katılamaması durumunda yedek üyenin katılımını sağlar; Ardışık iki kez toplantılarda temsil edilmeyen birimin Dekanlığına / Müdürlüğüne veRektörlüğeKurul Başkanı bilgi vererek katılımın sağlanmasını ister. Kurula atanacak temsilcilerin kurul toplantı saatlerine göre dersleri bağlı bulunduğu akademik birim tarafından düzenlenir.

Disiplin Kurulu Kararları

 

a)    Disiplin Kurulu, Kurula havale edilen konuları en geç 45 iş günü içerisinde sonuçlandırarak karara bağlar. Ancak, dönem sonu ders kesimine iki hafta kala veya final sınavları süresi içinde veya sonrasında disiplin kuruluna havale edilen disiplin dosyaları, Disiplin Kurulu Kararı ile, bir sonraki döneme ertelenebilir. Bu şekilde ertelenen disiplin konuları ertelendiği dönemin ders başlama tarihinden itibaren en geç 45 iş günü içerisinde görüşülerek karara bağlanır.

b)    Disiplin Kurulu; soruşturma raporunda önerilen cezayı kabul edip etmemekte serbesttir. Gerekçelerini göstermek kayıt ve şartıyla lehe veya aleyhe başka bir disiplin cezası da verebilir.

c)    Aynı olaydan dolayı, öğrenci hakkında ceza soruşturmasının başlamış olması durumunda Disiplin Kurulu disiplin işlemlerinin ertelenmesine karar verebilir. Ertelemeye karar verilmesi halinde (a) fıkrasında öngörülen süreler durur.

d)    Sanığın ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması disiplin cezasının uygulanmasına engel teşkil etmez.

e)    Kamu davası nedeniyle tutuklu bulunan veya haklarında hürriyeti bağlayıcı hapis cezası verilen öğrenciler bu sırada yapılan sınavlara alınmazlar ve bu kayıplarından dolayı herhangi bir hak iddia edemezler.

Sanığın Savunma Hakkı

 

Disiplin Kurulu, soruşturması tamamlanan öğrenci hakkında karar vermeden önce, bu öğrenciye Disiplin Kurulu önünde savunma hakkını tanımakla yükümlüdür. Ancak, Disiplin Kurulu’na çağrılan öğrenci geçerli ve kabul edilebilir bir mazereti yokken Disiplin Kurulu toplantısına gelmezse, Disiplin Kurulu öğrencinin yokluğunda (gıyabında) karar verebilir.

Kararların Yazılması

 

Kararlar gerekçeli olarak yazılır, deliller özet halinde açıklanır; dayanılan yasa, tüzük, yönetmelik maddeleri ve ilkeler belirtilir ve karar toplantısına katılan üyelerce imzalanır; olumsuz oy verenler gerekçesini karar metnine geçirterek ayrıca imzalarlar. Kararların yazdırılmasında, imzalanıp saklanmasında ve diğer yazışma işlerinde Kurul Başkanı sorumludur.

Kararların Kesinleşmesi

 

Disiplin Kurulu kararları aşağıda belirtilen şekilde kesinleşir:

a)    “Üniversiteden Sürekli Uzaklaştırma” cezası dışında kalan bütün cezalar, Disiplin Kurulu karar tarihinden itibaren en geç 10 iş günü içerisinde, Rektörlük tarafından onaylanması ile kesinleşir.

b)    “Üniversiteden Sürekli Uzaklaştırma” cezasının kesinleşmesi, Rektörün onayından sonra, Senatonun onayını da gerektirir. Bu işlem Disiplin Kurulu Karar tarihinden itibaren en geç 30 iş günü içerisinde yapılır.

a)    Rektör veya Senato onaylarına sunulan Disiplin Kurulu Kararlarını ve/veya verilen cezayı uygun görmez veya usul yönünden aykırı bulur ise, gerekçelerini de belirterek konunun yeniden incelenmesini ilk yapılacak disiplin kurulu toplantısında görüşülmek üzere Kurul toplantı gündemine alınıp konunun yeniden incelenmesini Kuruldan talep eder. Disiplin Kurulu’nun ikinci inceleme sonucu yeni bir karara varmaması halinde, Üniversiteden “sürekli uzaklaştırma” kararı hariç, ilk karar kesinleşmiş olur. Sürekli Uzaklaştırma cezalarında ise Senato’nun vereceği karar kesindir.

 

 

BEŞİNCİ BÖLÜM

Uygulama ve İtiraz

Disiplin Konularının Duyurulması

 

 

a)    Disiplin konularının (suç duyurusu, sanık veya tanık olarak Disiplin Kurulu’na çağrılması vb.) öğrenciye duyurulması, bir kopyası ilgili Fakülte Dekanlığı’na/Okul Müdürlüğü’ne veya Bölüm Başkanlığı’na da gönderilen ve aslı Öğrenci Disiplin Duyuru Panosu’na asılan ilanlar yolu ile ayrıca öğrencinin elektronik posta adresine ve portalına konmak suretiyle yapılır. Öğrenci Disiplin Duyuru Panosu ve ilgili birimin ilan panolarında yer alan veya elektronik posta adresine gönderilen duyuru ile disiplin duyuruları öğrencinin bilgisine getirilmiş kabul edilir.

b)    Kesinleşen cezaların duyurulması Rektörlük tarafından yapılır. Cezalar, Disiplin Kurulu Kararı’nın Rektörlüğe iletilmesini takip eden 15 iş günü içerisinde bir kopyası ilgili öğrenciye veya öğrencilere iletilmek üzere ilgili Dekanlık kanalı ile Bölüm Başkanlığına veya ilgili Müdürlüğe ve öğrencinin dosyasına girmek üzere Öğrenci İşleri Müdürlüğü’ne yazılı olarak iletilir. Ayrıca bir kopyası bilgi için Öğrenci Duyuru Panosu’na asılır ve kesinleşen cezalar Öğrenci İşleri Müdürlüğü tarafından öğrencinin anne ve babasına, yoklukları halinde, öğrencinin göstermiş bulunduğu en yakın aile mensubuna bildirilir.

Disiplin Cezalarının Uygulanması

 

a)    Kesinleşen disiplin cezalarının, Disiplin Yönetmeliği hükümleri uyarınca uygulanma-sından ilgili Enstitü, Dekanlık veya Müdürlük sorumludur. Gerekli görüldüğü hallerde, ceza duyurularının bir kopyası Üniversite Güvenlik Birimi’ne de iletilir.

b)    Disiplin Kurulu kararları, kurul veya öğrencinin bağlı bulunduğu akademik birim tarafından aksi belirtilmedikçe, öğrenciye tebliğ edildiği tarihten itibaren uygulanır. Ancak üniversiteden kısa ve orta süreli uzaklaştırma cezalarının akademik takvimde belirtilen sınav dönemleri dışında uygulanmasına dikkat edilir. Cezaların uygulanmasında takvim günü esas alınır. Cezalar her durumda öğrencinin herhangi bir derse kayıtlı olduğu dönemde uygulanır.

Cezalara

İtiraz

 

“Uyarma” ve “Kınama” cezalarına itiraz edilemez. Diğer cezalarda, duyuru tarihini izleyen ilk 5 iş günü içinde, Üniversite Rektörlüğüne yazılı olarak itiraz edilebilir. Disiplin Kurulu kararına itiraz eden öğrenci hakkındaki karar kesinleşinceye kadar, ders, sınav, laboratuvar gibi eğitim çalışmalarına, toplu kültürel veya spor faaliyetlerine veya Üniversiteyi temsil eden herhangi bir faaliyete katılamaz.

Üniversiteden kısa, orta ve uzun süreli uzaklaştırma cezalarına öğrencinin itiraz etmesi durumunda, Rektör tarafından uygun görüldüğü takdirde, yürütme geçici olarak durdurulur ve gerekçeleri ile birlikte yeniden Disiplin Kurulu’nun incelemesine sunulur. Disiplin Kurulu konuyu 10 iş günü içerisinde yeniden karara bağlar. İnceleme sonucu karar değişmezse, ceza aynen uygulanır. Kararın değişmesi halinde, bu Yönetmeliğin maddesi hükümlerine uygun olarak işlem yapılır. Öğrenci ile ilgili karar kesinleşinceye kadar, yukarıda belirtilen işlemler nedeni ile geçen süreler, ceza süresinden düşürülür.       

Üniversiteden Sürekli Uzaklaştırma cezalarına yapılan öğrenci itirazlarını Rektör Senatoya iletir. Senato uygun gördüğü takdirde yürütmeyi geçici olarak durdurur, konuyu inceler, öğrenciye yeniden savunma hakkı tanır. Gerekirse Disiplin Kurulundan ve/veya öğrenciden yazılı olarak ek bilgi ister ve başvurunun iletildiği tarihten itibaren 10 iş günü içerisinde karar verir. Senato’nun itiraz hususunda verdiği karar nihaidir.

 

 

ALTINCI BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Cinsel suçların

 Soruşturulması

Cinsel suçlar ile ilgili soruşturma yapmakla görevlendirilen soruşturmacı Üniversite bünyesinde kurulan/kurulacak olan “Cinsel Tacize ve Cinsel Saldırıya Karşı Destek Biriminden” bilirkişi desteği alır.

Bir Üst Cezanın Verilebilmesi

Hakkında disiplin işlemi yapılan öğrencinin işlemiş olduğu fiil aynı akademik yıl içerisinde daha önceden aldığı bir disiplin cezasını gerektiriyorsa Kurul öğrenciye bir üst cezayı verir.

Cezaların Bağışlanması

Siciline işlenmiş cezasını çektikten sonra, en az bir yıl süre veya öğrencinin mezuniyetine bir yıldan az bir süre kalması halinde, bu süre içinde disiplin cezası almaması ve üniversitenin tespit ve ilan edeceği Toplumsal Duyarlılık Projelerinde gönüllü olarak görev üstlenmesi halinde, öğrencinin başvurusu üzerine;

a)    Uyarma ve Kınama cezaları, cezayı veren amir/Kurul tarafından,

b)    Kınamadan ağır cezalarda ise ilgili Dekan veya Müdürün önerisi ve Üniversite Senatosunun kararı ile bağışlanabilir.

Bu durumda ceza, öğrenciye verilen belgelere işlenmez. Ancak çekilen ceza nedeni ile uğranılan kayıplar telâfi edilmez.

Yönetsel

Önlem

a)    Güvenlikten Sorumlu Rektör Yardımcısı, Dekan veya Okul Müdürü, Rektörlüğün onayı ile öğrenciyi Disiplin Kurulu’na sevk ederken, sevkten önce veya sonra disiplin kovuşturmasının tamamlanmasını beklemeden ivedi bir yönetsel önlem olarak ve geçici bir süre için, Üniversiteden uzaklaştırma ya da ders, lâboratuar, atölye ve sınavlara girmekten alıkoymaya yetkilidir.

b)    Kısa, orta, uzun süreli uzaklaştırma cezası almış öğrenciler yurtlardan çıkarılmazlar. Ancak ceza almış veya hakkında disiplin soruşturması başlatılmış öğrencilerin, yurtlardaki güvenlik ortamını ya da huzuru bozma olasılığının bulunduğu durumlarda, bu öğrencilerin yurtlardan uzaklaştırılmalarına ya da çıkarılmalarına Güvenlikten Sorumlu Rektör Yardımcısı karar verebilir.

Yürürlük

Bu Yönetmelik Senato tarafından onaylandığı tarihten itibaren yürürlüğe girer.

Yürütme

Bu Yönetmeliği Üniversite Rektörlüğü yürütür.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası