en iyi halay başı çekenler / Tek Basina Halay Cekenler mp3 mp4 flv webm m4a hd video indir

En Iyi Halay Başı Çekenler

en iyi halay başı çekenler

Düğünlerin vaz geçilmez halay başıydı Süleyman. Öyle bir halay çekerdi ki izleyenin dili damağına yapışır neredeyse ağzı açık izlerdi. Sorana “Atadan kalma” derdi “Babamda iyi halay çekerdi.” Karısı Emine’yi zaten bir köy düğününde halay çekerken beğenmişti. Daha doğrusu Emine onu halayda izlemiş, gözlerini ondan alamamış, bunu fark eden Süleyman’da kısa süre sonra anne ve babasını aynı köyden Emine’nin evine gönderip istetmişti. Dillere destan bir köy düğünü yaptı Süleyman’ının babası. Üstelik Süleyman ile babasının yan yana ilk halayı da bu düğünde olmuştu. Aradan yıllar geçti herkes bu halayı konuştu “Üstüne aynısı gelmedi.” dedi. Babasının ölümüyle köyü terk edip Ankara’ya göçmesi aynı yıl oldu Süleyman’ın. Annesi Fadime büyük ağabeyinde kalıyor, yaz aylarında köye geldiğinde hem kardeşlerini hem de anasını doya doya görüyordu. Ankara’ya gelmeden babasının mezarını ziyarete gitti Süleyman, ondan helallik aldı. Göz yaşlarını toprağın üzerine akıttı “Senden sonra hiçbir düğünde halaya durmadım baba.” dedi “Tövbe ettim. Olurda kızım olursa bir tek onun düğünün halay çekeceğim.” Onun da matemi böyleydi. Çok severdi babasını. Kardeşlerinin içinde ona en çok benzeyende oydu. Sıvacıydı Süleyman. İnşaatlarda çalışırdı. İki kızı oldu. Büyüğüne Firdevs küçüğüne Feride ismini koydu. Okuttu Firdevs’i. Ele güne muhtaç etmedi. Giymedi giydirdi yemedi yedirdi. Sıvacı parasıyla en iyi dershanelere gönderip öğretmen etti. Firdevs’in tayini Muş Varto’da bir ilkokula çıktı. Dördü birlikte gitti Varto'ya. Karısı Emine'yle birlikte bir ay yanında kaldılar kızının. O zamanlar küçük kızları Feride henüz okula başlamamıştı. Bu yüzden aceleleri yoktu. Bir süre sonra baktılar ki Firdevs’in yeri rahat, arkadaşları iyi, çevre ve öğretmenler birbirine saygılı ve birbirine yardımcı oluyor bir ay sonra kızını alnından öpüp geri döndüler Ankara’ya. Üç yıl boyunca yaz tatilinde Firdevs geldi Ankara’ya. Gelmediği aylar düzenli olarak para gönderirdi babasına. Okul döneminde hemen her gün telefonla görüşürlerdi. Üçüncü yılın sonu yine Firdevs aradı “Baba, bu sıralar işim çok. Müfettiş gelecekmiş. Bu yüzden sık sık arayamam merak etmeyesin” dedi. Anlayışla karşıladı Süleyman “Tamam” dedi “İyi ol yeter. Gerisi önemli değil.” Önce haftada bir aramaya başladı Firdevs, sonra iki haftada bir. Gittikçe seyrekleşiyordu araması. Konuştuklarında “Ben iyiyim baba” diyordu “Sakın merak etme. geleyim falan da deme. İşlerimiz yoğun o kadar.” Üçüncü aydı Süleyman’ı Kaymakam aradı. Firdevs’ten bahsetti, onu methetti. Firdevs’in çok çalışkan ve başarılı bir öğretmen olduğunu ve bu yüzden kızına plaket verileceğini, mümkünse ilçeye gelmesini söyledi. Çok sevindi Süleyman. Karısına bile ne diyeceğini bilemedi. Kaymakam dört kişilik bileti ayarlamış ertesi gün yola çıkmaları için istenilen saatte terminalde olmalarını söylemişti. Varto'da başta Kaymakam olmak üzere kalabalık bir topluluk karşıladı Süleyman ve ailesini. Doğruca Devlet hastanesine gittiler. Hastaneyi görünce ateş düştü Süleyman’ın içine, kapıdan içeri girer girmez dizine vurdu “Eyvah” dedi “Eyvah. Firdevs’im. Kınalı kekliğim.” Kaymakam ve ilçe milli eğitim müdürü çok ilgilenmiş Firdevs’le. Doktor, hastane her ne gerekiyorsa götürmedikleri yer kalmamış. Ama yemin ettirmiş Firdevs “Sakın” demiş “Babama bir şey söylemeyin. Öleceksem burada öleyim.” Kansermiş Firdevs. Üç ay içinde vücudunu yiyip bitirmiş. Arkadaşları çok yalvarmış ona babana haber edelim annene haber edelim gelip görsünler diye ama yük olmak istememiş Firdevs. Öleceğini anlamış. İçine doğmuş “Babam çok çekti. Bir yük daha çıkarmayayım. Beni hep iyi hatırlasın, iyi görsün gözünde.” demiş. O gün Varto’da kalmışlar. Ertesi gün Firdevs’in cenazesiyle birlikte iki otobüs köye gitmişler. Mahşeri kalabalıkmış mezarlık. Duyan gelmiş. Duyan yanmış. Duyan dizine vurmuş “Bu nasıl kader.” diye. Firdevs’i tabuta koymadan önce annesi yummuş gözlerini. Alnından öpmüş. Sarmış sarmalayıp tabuta koymuşlar. Babası gelmiş başucuna. Son kez yüzünü açmış kızının. Alnından öpmüş, Koklamış. “Kızım” demiş “Yavrum. Kekliğim. Hani düğünü de oynayacaktım.” Sonra tabutu köy meydanına getirmişler. Ahali toplanmış meydana. Köyün davul ve zurnacısı belirmiş çeşmenin başına. Yanık bir ses. Yanık bir hava. Kollarını açmış Süleyman. Başlamış tek başına halaya durmaya. “Yavrum” diye bağırmış Süleyman. Kuşlar uçuşmuş, çeşmeler kurumuş, Süleyman'ın göğsüne bir hançer saplanmış. “Kuzum." diye bağırmış Süleyman "Firdevs’im. Kınalı kekliğim. Söz vermiştim sana. Düğününde oynayacaktım kaderimde tabutunun başında oynamak varmış. Güle güle kızım. Gül güle kınalı kekliğim." Köylüler araya girecek olmuş. Kollarından tutacak olmuş. Dinlememiş Süleyman. Tek başına halaya devam etmiş "Ben" demiş "Babayım. Kız babasıyım. Babalar kızına verdiği sözünü tutarlar.” // Veli Bayrak //

Düğünlerin vaz geçilmez halay başıydı Süleyman. Öyle bir halay çekerdi ki izleyenin dili damağına yapışır neredeyse ağzı açık izlerdi. Sorana “Atadan kalma” derdi “Babamda iyi halay çekerdi.”

Karısı Emine’yi zaten bir köy düğününde halay çekerken beğenmişti. Daha doğrusu Emine onu halayda izlemiş, gözlerini ondan alamamış, bunu fark eden Süleyman’da kısa süre sonra anne ve babasını aynı köyden Emine’nin evine gönderip istetmişti.

Dillere destan bir köy düğünü yaptı Süleyman’ının babası. Üstelik Süleyman ile babasının yan yana ilk halayı da bu düğünde olmuştu. Aradan yıllar geçti herkes bu halayı konuştu “Üstüne aynısı gelmedi.” dedi.

Babasının ölümüyle köyü terk edip Ankara’ya göçmesi aynı yıl oldu Süleyman’ın. Annesi Fadime büyük ağabeyinde kalıyor, yaz aylarında köye geldiğinde hem kardeşlerini hem de anasını doya doya görüyordu.

Ankara’ya gelmeden babasının mezarını ziyarete gitti Süleyman, ondan helallik aldı. Göz yaşlarını toprağın üzerine akıttı “Senden sonra hiçbir düğünde halaya durmadım baba.” dedi “Tövbe ettim. Olurda kızım olursa bir tek onun düğünün halay çekeceğim.”

Onun da matemi böyleydi. Çok severdi babasını. Kardeşlerinin içinde ona en çok benzeyende oydu.

Sıvacıydı Süleyman. İnşaatlarda çalışırdı. İki kızı oldu. Büyüğüne Firdevs küçüğüne Feride ismini koydu. Okuttu Firdevs’i. Ele güne muhtaç etmedi. Giymedi giydirdi yemedi yedirdi. Sıvacı parasıyla en iyi dershanelere gönderip öğretmen etti.

Firdevs’in tayini Muş Varto’da bir ilkokula çıktı. Dördü birlikte gitti Varto'ya. Karısı Emine'yle birlikte bir ay yanında kaldılar kızının. O zamanlar küçük kızları Feride henüz okula başlamamıştı. Bu yüzden aceleleri yoktu. Bir süre sonra baktılar ki Firdevs’in yeri rahat, arkadaşları iyi, çevre ve öğretmenler birbirine saygılı ve birbirine yardımcı oluyor bir ay sonra kızını alnından öpüp geri döndüler Ankara’ya.

Üç yıl boyunca yaz tatilinde Firdevs geldi Ankara’ya. Gelmediği aylar düzenli olarak para gönderirdi babasına. Okul döneminde hemen her gün telefonla görüşürlerdi. Üçüncü yılın sonu yine Firdevs aradı “Baba, bu sıralar işim çok. Müfettiş gelecekmiş. Bu yüzden sık sık arayamam merak etmeyesin” dedi. Anlayışla karşıladı Süleyman “Tamam” dedi “İyi ol yeter. Gerisi önemli değil.”

Önce haftada bir aramaya başladı Firdevs, sonra iki haftada bir. Gittikçe seyrekleşiyordu araması. Konuştuklarında “Ben iyiyim baba” diyordu “Sakın merak etme. geleyim falan da deme. İşlerimiz yoğun o kadar.”

Üçüncü aydı Süleyman’ı Kaymakam aradı. Firdevs’ten bahsetti, onu methetti. Firdevs’in çok çalışkan ve başarılı bir öğretmen olduğunu ve bu yüzden kızına plaket verileceğini, mümkünse ilçeye gelmesini söyledi.

Çok sevindi Süleyman. Karısına bile ne diyeceğini bilemedi. Kaymakam dört kişilik bileti ayarlamış ertesi gün yola çıkmaları için istenilen saatte terminalde olmalarını söylemişti.

Varto'da başta Kaymakam olmak üzere kalabalık bir topluluk karşıladı Süleyman ve ailesini. Doğruca Devlet hastanesine gittiler. Hastaneyi görünce ateş düştü Süleyman’ın içine, kapıdan içeri girer girmez dizine vurdu “Eyvah” dedi “Eyvah. Firdevs’im. Kınalı kekliğim.”

Kaymakam ve ilçe milli eğitim müdürü çok ilgilenmiş Firdevs’le. Doktor, hastane her ne gerekiyorsa götürmedikleri yer kalmamış. Ama yemin ettirmiş Firdevs “Sakın” demiş “Babama bir şey söylemeyin. Öleceksem burada öleyim.”

Kansermiş Firdevs. Üç ay içinde vücudunu yiyip bitirmiş. Arkadaşları çok yalvarmış ona babana haber edelim annene haber edelim gelip görsünler diye ama yük olmak istememiş Firdevs. Öleceğini anlamış. İçine doğmuş “Babam çok çekti. Bir yük daha çıkarmayayım. Beni hep iyi hatırlasın, iyi görsün gözünde.” demiş.

O gün Varto’da kalmışlar. Ertesi gün Firdevs’in cenazesiyle birlikte iki otobüs köye gitmişler. Mahşeri kalabalıkmış mezarlık. Duyan gelmiş. Duyan yanmış. Duyan dizine vurmuş “Bu nasıl kader.” diye.

Firdevs’i tabuta koymadan önce annesi yummuş gözlerini. Alnından öpmüş. Sarmış sarmalayıp tabuta koymuşlar. Babası gelmiş başucuna. Son kez yüzünü açmış kızının. Alnından öpmüş, Koklamış. “Kızım” demiş “Yavrum. Kekliğim. Hani düğünü de oynayacaktım.”

Sonra tabutu köy meydanına getirmişler. Ahali toplanmış meydana. Köyün davul ve zurnacısı belirmiş çeşmenin başına. Yanık bir ses. Yanık bir hava. Kollarını açmış Süleyman. Başlamış tek başına halaya durmaya.

“Yavrum” diye bağırmış Süleyman. Kuşlar uçuşmuş, çeşmeler kurumuş, Süleyman'ın göğsüne bir hançer saplanmış.

“Kuzum." diye bağırmış Süleyman "Firdevs’im. Kınalı kekliğim. Söz vermiştim sana. Düğününde oynayacaktım kaderimde tabutunun başında oynamak varmış. Güle güle kızım. Gül güle kınalı kekliğim."

Köylüler araya girecek olmuş. Kollarından tutacak olmuş. Dinlememiş Süleyman. Tek başına halaya devam etmiş "Ben" demiş "Babayım. Kız babasıyım. Babalar kızına verdiği sözünü tutarlar.”

// Veli Bayrak //

Yok böyle düğün Halay çekenler cezalandırıldı, ortaya ise renkli görüntüler çıktı

Yok böyle düğün Halay çekenler cezalandırıldı, ortaya ise renkli görüntüler çıktı

SİVAS - Sivas'ın Gemerek ilçesinde bu sefer damat değil halay çekenler cezalandırıldı, ortaya ise renkli görüntüler çıktı.

Sivas'ın Gemerek ilçesi geçtiğimiz günlerde ilginç bir düğüne ev sahipliği yaptı. Alışagelmiş damat eziyeti geleneği dışında Arif Abdullah ve Kübra Çelik çiftinin düğününde yaşatılan gelenek renkli görüntülere sahne oldu. Düğünde halay çekenler halay başı ne yaptıysa aynısını yaptı. Kimi zaman şırnav çektiler kimi zaman ise çoraplarını çıkardılar. Halay başını tekrarlayamayanlar ise kemerle dövüldü. Kemerle dövülenler halayı bırakmak yerine oyuna devam etmesi dikkat çekti. Hal böyle olunca ortaya eğlenceli görüntüler çıktı.

Kelle oyunu oynayıp damada hediye ettiler

Damadın arkadaşı Hacı Göktürk, oynadıkları oyunun Kelle oyunu olduğunu belirterek, "Geçenlerde Arif Abdullah arkadaşımızın düğününe katıldık. Orada bir kele oyunu oynadık. Farklı isimleri de var. Arkadaşlarımızla oynadık, damada hediye ettik" dedi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Akın Bozduman - Yerel

GemerekSivasYerelHaberler

Halay Mendili

Halay mendili geleneksel Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan ve anlam içeren bir parçadır. Genellikle Türk halk müziği ve halk oyunlarında kullanılan renkli bir kumaştan üretilen tasarımlardır. Tarihi, Türk kültüründe binlerce yıl öncesine dayanır. Eski Türkler, savaşçı bir toplum oldukları için, özellikle savaş sırasında kullanmak için birçok farklı türde çeşitleri bulunur. Bunların en yaygın kullanımı, askerlerin yaralarını tedavi etmek için kullanılan bir tür tıbbi bez olarak bilinir. Daha sonraki yıllarda Türk kültüründe önemli bir yere sahip olmaya başladığı görülür. Özellikle düğünlerde ve diğer geleneksel törenlerde kullanılmaya başlanmasıyla tanınır. Türk halk müziği ve halk oyunlarında da kullanılır. Halay mendili modelleri genellikle düğün, nişan, sünnet gibi törenlerde kullanılan bir öğedir. Bu törenlerde, halay çeken kişiler ellerinde sallayarak dans ederler. Bu kişiler arasında mendil fırlatma yarışmaları da bazı kültürlerde düzenlenebilir. Müzik eşliğinde ellerinde bu aksesuarları sallayarak dans eder. Bu dansın amacı topluluğun bir bütün olarak hareket etmesini sağlamak olduğu bilinir. Genellikle pamuklu kumaştan yapılır. Kumaş, önce istenilen boyutta kesilir ve sonra kenarları dikişle kapatılır. Boyutları kullanım amaçlarına göre değişebilir. Genellikle ortalama olarak 30 x 30 cm boyutunda yapılır. Daha büyük halay mendili çeşitleri de isteğe göre bulunabilir. Çeşitli seçeneklerle bulunan renkleri, genellikle canlı ve parlak renklerdir. Bu renkler, Türk kültüründe neşe ve mutluluğu temsil eder. Genellikle çiçek, geometrik desenler işlemeli halay mendili gibi motifler bulunur. Türk halk kültürünün sembolik öğelerinden biridir. Halay çeken kişilerin ellerinde salladığı aksesuarlar topluluklar arasında bir bağ kurulmasına yardımcı olur. Halay çekmek, birbirlerine kenetlenmek ve birlikte hareket etmek için bir fırsattır. Bu ürünler de bu birliği pekiştiren sembolik bir unsurdur. Ayrıca desenleri, Türk el sanatları ürünlerinde ve hediyelik eşyalarda da sıklıkla kullanılır. Bu aksesuarların önemi sadece Türk kültürüyle sınırlı kalmayarak Türk kültürünün tanıtımı ve yayılmasında da önemli bir rol oynar. Siz de bu çok amaçlı ürünlere Trendyol’dan ulaşarak halay mendili satın alabilirsiniz.

Beğeni Toplayan Mendil Çeşitleri

Beğeni Toplayan Mendil Çeşitleri

Bu mendil, Türk kültüründe büyük yer kaplayan geleneksel bir öğedir. Türkiye'nin birçok bölgesinde özellikle düğün, nişan ve diğer özel günlerde kullanılır. Düğünlerde gelin ve damat için özel olarak hazırlanan modelleri düğünün renklerini ve temasını yansıtan desenlerle süslenir. Farklı renklerde, desenlerde ve boyutlarda üretilir. Siyah, kırmızı, beyaz halay mendili gibi farklı renklerde üretilir ve farklı renklerin farklı anlamları vardır. Örneğin, beyaz renk saflık, temizlik ve masumiyeti temsil ederken, kırmızı renk aşk ve tutkuyu ifade eder. Yeşil renk ise doğa ve umudu ifade eder. Sarı renk genellikle mutluluk ve neşe ile ilişkilendirilirken, siyah renk ise yas ve kederi temsil eder. Bu ürünler farklı desenlerde üretilir. Bu desenler genellikle yöresel özelliklere ve geleneklere göre değişir. Bazı modelleri düz ve tek renkli iken bazıları karmaşık desenlere sahiptir. Yöresel özelliklere bağlı olarak bazı baskılı halay mendili modelleri geometrik şekiller ve semboller de kullanılabilir. Genellikle standart boyutlarda olup, daha uzun halay mendili boyutlarda da üretilir. Büyük boyutlu olan modelleri özellikle düğünlerde kullanılır. Küçük boyutlu seçenekleri ise çocuklar için üretilir ve oyuncak olarak da kullanılabilir. Bu ürünler farklı kumaş türlerinden üretilir. Pamuklu, ipekli, kadife, polyester ve saten halay mendili sıklıkla kullanılan kumaş türleridir. Kumaşın türü kullanım amaçlarına göre değişebilir. Örneğin, düğünlerde kullanılan gelin mendili genellikle saten kumaştan üretilir. Aynı şekilde şifon halay mendili hafif, şeffaf ve parlak bir kumaş olarak üretilir. Bu genellikle düğünlerde, nişanlarda ve kına halay mendili gibi özel şekillerde kullanılır. Şifon kumaşın hafif ve havadar yapısı dans sırasında rüzgar etkisi yaratarak etkileyici bir görüntü oluşturur. Dantel halay mendili kenarları dantel ile süslenmiş pamuklu veya polyester kumaştan yapılan bir modeldir. Genellikle beyaz veya krem renklerde üretilir ve dantel desenleri, çiçekler, yapraklar ve diğer süslemelerle dekore edilebilir. Zarif görünümü ve hafif yapısı dans ederken rahat bir kullanım sağlar. Bazı modellerinin kenarları dantel ile süslenirken bazılarında boncuk ve taşlar da kullanılır. Bazılarında üzerlerine işlemeler veya baskılar da yapılabilir. Türk kültürünün önemli bir parçasıdır ve farklı çeşitleri vardır. Renklerine, desenlerine, boyutlarına, kumaş türlerine ve süslemelerine göre farklılık gösterir. Özellikle düğünlerde, nişanlarda ve diğer özel günlerde kullanıldığı gibi, aynı zamanda Türk halk dansı olan halayın da vazgeçilmez bir öğesidir. Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir ve hala kullanılmaya devam eder. Geleneksel bir öğe olarak, Türk halkının kültürel kimliğinin bir parçasıdır ve kültürün gelecek nesillere aktarılmasında da önemli bir rol oynar. Ayrıca dans ekipleri de bu ürünleri kullanarak performanslarını renklendirirler. Etkinliklerinizi renklendirecek ve kültürünüzü yansıtabilecek bu ürünlere Trendyol’dan kolayca ulaşabilirsiniz.

Türk Kültürünün Bir Parçası Olarak Önemi

Türk Kültürünün Bir Parçası Olarak Önemi

Halay mendilleri, Türk kültürünün önemli bir parçası olarak yıllardır gelecek nesillere aktarılmaya devam eder. Türk kültüründe, bu aksesuarlar farklı çeşitleriyle kullanılır. Renklerine, desenlerine, boyutlarına, kumaş türlerine ve süslemelerine göre farklılık gösterirler. Genellikle pamuk, ipek, saten gibi kumaşlardan üretilir ve üstünde çiçek, kuş, ağaç gibi desenlerle süslenir. Ayrıca bazı ismeözel halay mendili modelleri üzerinde özel yazılar da bulunabilir. Halay dansı, Türk kültüründe önemli bir yer tutar. Bu dans, genellikle grup halinde yapılan bir dans türüdür ve bu aksesuarlar dansa renk katar. Bu dans Türk kültüründe yüzyıllardır yapılır ve toplumsal dayanışma, birlik ve beraberlik duygusunu ifade etmek için devam ettirilir. Türk kültüründe düğünlerde de önemli bir yere sahiptir. Düğünlerde gelin ve damat için özel olarak hazırlanan özel tasarımları düğünün renklerini ve temasını yansıtan desenlerle süslenir. Damat halay mendili modelleri ise özel danslarda sıkça tercih edilir. Ayrıca gelin ve damadın ailesine ve arkadaşlarına da özel olarak hazırlanan modelleri hediye edilebilir. Bu nedenle düğün veya kına mendili özel günlerde anlamlı bir hediye olarak da kullanılır. Sadece bir aksesuar değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma, birlik ve beraberlik duygusunu ifade eden önemli bir semboldür. Dansı, bu sembolün en belirgin kullanım alanlarından biridir. Türk kültürünün yanı sıra halk müziği ve halk oyunlarında da sıkça kullanılır. Özellikle yöresel halk oyunlarında farklı renk ve desenlerle kullanılır ve oyunun temasına uygun olarak değişir. Sadece danslarda kullanımıyla sınırlı kalmayarak aynı zamanda evde de kullanılır. Özellikle kadınlar bu ürünleri ev işlerinde kullanır. Örneğin, kıyafetlerin üzerinde süsleme olarak kullanılır veya başörtüsü olarak kullanılır. Geleneksel olarak, el emeği ile yapılan bu aksesuarlar hala varlığını sürdürür. Ancak fabrikalarda da seri olarak üretilir. Türk kültüründe birlik, beraberlik, dayanışma ve sevgi gibi değerleri ifade eden önemli bir semboldür. Bu sembolün gelecek nesillere aktarılması, Türk kültürünün korunması açısından da önemlidir. Siz de kültürel olarak anlam taşıyan bu ürünleri Trendyol halay mendili online alışverişi ile elde edebilirsiniz.

Göz Alıcı Süslemelerle Halay Mendili

Göz Alıcı Süslemelerle Halay Mendili

Hem danslarda hem de günlük yaşamda kullanılan bu mendiller, özel süslemelerle dekore edilerek daha da estetik bir hale getirilir. Özellikle yöresel halk oyunlarında kullanılır ve çeşitli renklerde ve desenlerde üretilir. Bu desenler arasında genellikle çiçek motifleri, geometrik şekiller, hayvan figürleri ve hatta insan figürleri yer alır. Özel süslemeleri, genellikle el işiyle yapılan nakışlar, dantel işleri, boncuklar, pullar, payetler ve diğer süslemelerle yapılır. Pullu halay mendili, özel süslemelerden biridir ve genellikle güzel ve parlak bir görünüm elde etmek için kullanılır. Özellikle dans performansları için tercih edilen bir seçenektir. Genellikle düğünlerde kullanılan bu modeller gelin ve damadın isimleriyle veya düğün tarihi özel olarak işlenerek kişiye özel hale getirilebilir. Boncuklu halay mendili, özel süslemelerle dekore edilmiş geleneksel modellerden biridir. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olarak kullanılır ve danslarda sıkça görülür. Üzerine işlenen küçük boncuklarla süslenir. Bu boncuklar, farklı renklerde olabilir ve özel bir desen oluşturacak şekilde yerleştirilir. Simli halay mendili modelleri üzerinde parıltılı simler bulunan özel bir kumaşla kaplanır. Farklı renklerde olabilir ve özel bir desen oluşturacak şekilde yerleştirilir. Simler ürünün hem ön hem de arkasına işlenebilir. Kişiye özel halay mendili seçenekleri özel günlerde kullanılmak üzere tasarlanır, bireysel olarak kişiselleştirilir. Özel günlerde kullanılmak üzere hazırlanırlar. Genellikle gelin ve damadın isimleriyle ya da özel bir mesajla işlenir. Özel bir anlam taşır ve özel günlerde kullanılan hatıra eşyaları arasında yer alır. Özellikle danslarda ve günlük yaşamda kullanılan bu ürünler özel süslemelerle dekore edilerek daha da estetik bir hale getirilir. Nakışlar, danteller, boncuklar, pullar ve payetler gibi özel süslemeler daha da çarpıcı hale getirir. Şık ve modern süslemelerin yanı sıra kültürel motifleri barındıran seçenekleri de bulunan bu modelleri Trendyol’dan inceleyebilirsiniz.

Etkileyici Anlamlı İçerikleriyle Halay Mendilleri

Etkileyici Anlamlı İçerikleriyle Halay Mendilleri

Halay mendilinin en temel anlamı, birlik ve beraberliktir. Birbirine bağlı insanlar arasında bir köprü görevi görür ve herkesin birbirine kenetlenmesine yardımcı olur. Halay çekmek, Türk kültüründe birlik ve beraberlik duygusunun en önemli sembollerinden biridir ve halay mendili kullananlar bu sembolizmi taşır. Başka bir anlamı da temizliktir. Türk kültüründe, temizlik çok önemlidir ve bu nedenle el ve yüzleri silmek için de kullanılabilir. Dans edenler bu ürünleri kullanarak ter ve tozu silerler ve böylece temiz bir ortamda dans ederler. Ayrıca diğer bir anlamı da sadakattir. İki insan arasındaki bağı simgeler ve bu bağın sonsuza kadar süreceğini gösterir. Bunların yanı sıra şans getirme ve kötü enerjiden korunma amacıyla da kullanılır. Düğünlerde gelin ve damada şans getirdiği inancıyla kullanılır ve kötü enerjiden korunmak için evlilik töreninde kullanılan diğer sembollerle birlikte kullanılır. Geleneksel olarak kadınların kullanmasının yanı sıra erkekler tarafından da kullanılır. Erkek halay mendili, genellikle daha sade ve koyu renklerde üretilir. Aynı zamanda askeri törenlerde de kullanılır ve ülkenin bayrağına benzer renklerde ve sembollerde üretilir. Askerler arasındaki birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirmek amacıyla kullanılır. Özel halay mendili modelleri üzerine işlenen isim veya tasarımlar, kişinin özel bir anısını veya hatırasını yansıtabilir. Örneğin, bir düğünde gelin ve damadın adlarının işlendiği isimli halay mendili tasarımları çiftin ömür boyu sürecek birlikteliğini simgeleyebilir. Ayrıca bir spor kulübü veya okul takımı için hazırlanan özel modeller takım ruhunu ve dayanışmasını yansıtabilir. Sonuç olarak Türk kültüründe çok önemli bir semboldür ve birlik, beraberlik, temizlik, sadakat, şans ve korunma anlamlarını taşır. Özellikle özel günlerde kullanılır ve kültürünün derinliklerinde yatan inançlar ve geleneklerle ilişkilidir. Büyük anlam ve önem taşıyan kültürel sembol sayılan bu tasarımları Trendyol sayesinde deneyimleme şansı bulabilirsiniz.

Halay Mendilleri ve Modern Kültür Bağlantısı

Halay Mendilleri ve Modern Kültür Bağlantısı

Bu tasarımlar geleneksel Türk kültürünün önemli bir parçasıdır ve yüzyıllardır Türk halk müziği ve dansı için kullanılır. Ancak modern kültürün etkisiyle değişmiş ve gelişmiş durumdadır. Geleneksel modelleri genellikle basit bir tasarıma sahip beyaz veya pastel renkteki bir kumaş parçasıdır. Ancak son dönemde daha gösterişli ve çeşitli renklerde ve desenlerde yapılır. Ayrıca özel süslemeler ve baskılar ile değişik şekillerde de tasarlanabilirler. Modern bir tasarıma sahip tüylü halay mendili, pamuklu veya ipekli kumaşlar üzerine eklenen tüylerden oluşur. Tüyler genellikle farklı renklerde olabilir ve modelin rengine veya tasarımına uygun olarak seçilir. Geleneksel kullanımının yanı sıra şık ve modern aksesuar olarak da sıkça tercih edilir. Tülden halay mendili hafif ve yumuşak yapısı sayesinde, dansçıların ellerinde rahatça tutabilecekleri bir aksesuar olarak tercih edilir. Modern tasarımlarla da karşınıza çıkan tülden modelleri geleneksel ve modern kültürlerin birleşimini yansıtır. Dansçılar, modern dans ve tiyatro performanslarında da kullanarak geleneksel ve modern kültürleri bir araya getirirler. Ayrıca örgü halay mendili tasarımları bazı moda tasarımcıları tarafından da tercih edilir. Farklı materyallerle birleştirerek ilginç ve yenilikçi tasarımlar ortaya çıkarırlar. Ürünlerin kullanımı sadece Türk kültürüyle sınırlı değildir. Halay oyununa benzer dans oyunları, diğer kültürlerde de bulunur. Örneğin, Yunanistan'da zeybek dansı sırasında benzer bir aksesuar olan feslikan kullanılır. Ayrıca farklı kültürlerdeki dans ve performans sanatları alanlarına da uygun şekilde uyarlanabilir. Modern kültür, halay mendili tavsiye edilen kullanımına da yenilik katmış durumdadır. Artık sadece geleneksel Türk müziği ve dansı etkinliklerinde kullanılmasıyla sınırlı kalmaması açısından önemlidir. Özellikle gençler arasında popüler bir aksesuar haline gelmiş olarak konserler, festivaller, spor etkinlikleri gibi çeşitli etkinliklerde kullanılır. Hem geleneksel hem de modern kültür anlayışıyla harmanlayabileceğiniz aksesuarlara Trendyol’dan sahip olabilirsiniz.

Halay Mendili Modelleri ve Fiyatları

Halay Mendili Modelleri ve Fiyatları

Bu aksesuarlar renkli ve süslü olmalarıyla dikkat çekerler ve Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Kökeni Türk kültüründe eski zamanlara kadar uzanır. Hem dansa ritim katan hem de estetik açıdan güzellik katan bir aksesuardır. Genellikle ipek veya pamuklu kumaştan yapılır. Geleneksel olarak kenarları elde işlenir ve çeşitli süslemelerle bezenebilir. Genellikle parlak renklerde ve çiçek desenleri, geometrik desenler veya hayvan figürleri gibi motiflerle süslenirler. Kültürel olarak önemli bir yere sahip olmasının yanı sıra son dönemde de popülerliğini korur. Özellikle halk müziği, sanat müziği ve pop müziği gibi müzik türlerinde yapılan danslarda vazgeçilmez bir aksesuardır. Ayrıca bazı moda tasarımcıları tarafından da tercih edilerek farklı materyallerle birleştirilerek ilginç tasarımlar ortaya çıkartılır. Eğlence ve coşkuyu simgeleyen bir aksesuar olarak kabul edilir. Bu nedenle genellikle düğün, nişan, bayram gibi özel günlerde ve halka açık etkinliklerde kullanılır. Dansçıların hareketlerine eşlik ederek izleyicileri coşturur ve eğlendirmeye yardımcı olur. Trendyol, müşterilerine birçok farklı kategoride ürün seçeneği sunar ve bu ürünler arasında Türk kültürünün önemli bir parçası olan bu tasarımlar da bulunur. Bu kategoride, hem kadınlar hem de erkekler için farklı boyutlarda ve malzemelerde seçenekler bulunabilir. Her bütçeye uygun halay mendili fiyatları ve avantajlı fırsatlarla sunulur. Ayrıca düzenli olarak halay mendili indirim ve kampanyaları düzenlenir. Genellikle özel günlerde gerçekleşen halay mendili kampanyaları müşterilerine uygun fiyatlı alışveriş yapma imkanı sunar. Bir diğer avantaj ise halay mendili yorumlarıdır. Burada hali hazırda ürünleri satın almış müşteriler tarafından yapılan yorumlardan faydalanarak ürün hakkında detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz. Trendyol’dan bu ürünlere gönül rahatlığıyla ulaşarak kaliteli bir deneyim yaşama fırsatı yakalayabilirsiniz.

TÜRK HALK OYUNLARI KATALOĞU

SİVAS OYUNLARI:

Sivas bölgesi oyunlarca emsalsiz (benzersiz, eşsiz) derecede zengin topraklarımızdan biridir.

Kadınlar şehirlerde yarı halay çekerlerse de, bir kısım köylerde karma yürütülenleri de vardır.

Sözlü olanlarından birinin türküsünü alıyoruz:

Çekin halay dizilsin
Halaya kalkmayanın
Burun (vurun) boynu üzülsün
Sabahtan bizim pınara
İki gelin bir kız geldi
Birinin adı kahraman
Kaşları var çatma çatma
Diğerinin bendinde
Kalayladım kazanı
Bir yavrunun uğruna
Yedim Iramazan'ı
Bir kurşun atacağım
Serçenin kanadına


Sivas Halayları: Kadın erkek bütün halk halay çekmekte ve bazıları baş tutmada mahir (usta) olmakla beraber bilhassa köylülerin bu işteki üstünlüğü herkesçe teslim edilmektedir. Bir toplulukta davul zurna halaya başladı mı herkes coşup ortalığın havası değişiverir ve ustalar sıraya (halay dizisine) kalkmakta gecikmezler. Ayrıca buyur etmeye lüzum bile kalmaz. En iyi oyuncuyu da baştutma mevkii derhal verilir.

Belli başlı halay çeşitleri şunlardır: Garkın, Gızıh, Düz, Üç ayak, Yanlama, İrişvan, Karahisar (köy), Sallangel (köy), Mektebin Bacaları, Dudum, Yareli Dağlar, Turnalar, Tozuğan, Çekirge, Yarelim, Namelim vs. halayları. Bunlardan başka Hafik'te Bayburt Oyunu, Hanım Esme, Sarı Kız, Yıkılgan, Sürtme, Tek Ayak, Horhon Bicosu, Sade Bico, Sivas halayı, Hoş Bilezik, Yahşi, Meral, Sarhoş Barı vardır.

Divrik'te (Divriği'de) Samah veya Kol oyunu denilen bir çeşit vardır. Dini merhaleden kalmalığı adından tahmin edilebilen bu oyunda kadın erkek kişi halka kurup davul zurna yahut da saz (bağlama) ve keman eşliğiyle oynarlar. Eski Alevi semaında (semahında) sıra oyunu saz eşliğinde sofada yapılırdı. Bu davullu meydan çeşidi neticede tarikat dışı kalmıştı.

Gürün'de iki kişilik bir çeşidin adı Kol Oyunudur.

Divriği'de erkeklere mahsus olarak kişilik Dik Oyun ve Onbaşı Oyunu çeşitleri de vardır.

Zara'da kişilik Karahisar Oyunu ile Temürağa, Turna Barı ve biri erkek diğeri kadın kıyafetli iki erkek oyuncu tarafından yürütülen Hançer Barı, Tamzara ve tek olarak oynanan Tatyan çeşitleri vardır.

Yıldızeli'de Tamzara, Hoşbilezik, Baş Halay, Bico, Kol Oyunu, Kabak Alayı, ayrıca kadınlı erkekli Vik, Kafe ve Çeçen adlı göçmen oyunları yapılır ki, belirli bir iki iskan mahallesinin düğünlerinde seyredilip tanınmışlardır.

Kangal, Suşehri, Şarkışla'da Samah'tan hatıra ve halaylar vardır.

Divriği'de yarı yarışmalı haliyle Sinsin ve Turna oyunları oynanır.

Köylere gelince; Divriği ilçesini Zinekar köyünde kadın erkek kişi karma dizi kurup halay yürütürler. Aynı ilçenin Kesme köyünde kadın erkek karma halde yahut kadınlar erkeklerden ayrı olarak halay çekerler. Sincan köylünde yerin genişliğine göre kalabalıkla kadınlı erkekli halay çekilir.

Kangal ilçe merkezinde yerin genişliğine göre ve hatta daha çok kişi davul zurnayla halay çekerler. Düğünlerde, gelin ile güveyi meclislerinde (düğün toplantılarında) Halaya almak adeti vardır.

Halaylarında, güney halaylarından farklıca figürleri vardır. Kadınları, erkeklerden ayrı halay çekerler.

Çekin halay dizilsin (düzülsün)
(Ela gözler süzülsün)
Halaya kalkmayanın
Burnu, boynu büzülsün

Sabahtan bizim pınara
İki gelin bir kız geldi
Birinin adı kahraman (Fatma)
Kaşları var çatma çatma

Değirmenin bendinde
Kalayladım kazanı
Bir yavrunun uğruna
Yedim Iramazan'ı

Sivas hayalarından, düz halay; ağırlama, yanlama ve hoplatma denilen aynı karakterde üç figürden (bölümden) ibarettir. Ağırlamada birlik ve beraberlik, Yanlama'da; fertlerin dayanışması, destekleşmesi, Hoplatma'da; coşkunluk ifadesi vardır.

Giyim: Erkek oyuncunun bacaklarında zıbka (dar pantolon), sırtında sıkma başına feshindiler bulunur. Gömlekleri gümüş düğmelidir. Sıkmalar, gümüş kösteklerle süslüdür.

Sivas halayının Ağırlama kısmındaki dik ve keskin duruşlar, Çorum Halayı'ndaki Ağırlama kısmının kavisleri kadar cazibelidir. Her iki halayda eller bırakıldıktan sonraki mertlik ve kahramanlık ifadesi, kolların ahenkli ve intizamlı hareketleri ayrıca dikkati çeker.

Sivas Halayı'nda Ağırlama kısmından yanlama bölümüne geçilirken musikînin makam geçkisine uygun olarak yürütülen figür modülasyonu pek hoş bir hava yaratır. Bu bölümde beş perçinli birer kilit gibi taraklanıp kenetlenen ellerden kuvvet alan omuzların yan yana yaslanışı ve tam o sırada Heeeeeey! Sesleri , birliktelik gücünün ağız birliğini canlandırır. Hafif nüanslarla sola geri yaslanışlar ve çifter ayak vuruşları sürer. Yanlama kısmında eller bırakıldıktan sonraki birlikte dönüşler ve onu takibeden diz ve el vuruşları oyunun çekiciliği kuvvetli figürlerindendir.

Çorum Halayı'nın çapraz karşılaşmaları, Ağırlama'dan Oynatmaya ve ondan da ikilemeye geçilirken ki ezgi değişimine uygun vaziyet çeşitlenişi, çift düşme figürleri hoştur. Sürükleyici kavisler (yaylar) çizerek gelişen oyunda bir aralık yan yana getirilmiş ayakların üzerine dimdik düşüldüğü görülür. Bu figürde oyuncuların kenetli elleri sağa ve sola yukarı açılmış, kol ve bacaklar gerginleşmiş, duruşlar sert ve keskin bir hal almış bulunur.

Halayı gerektiren topluluklarda ev sahibi, düğün kahyası yahut o toplantıya idare eden kimse davulcuya bir halay havası vurmasını söyler. Oradaki konuklara da bir halay çekmelerini rica ve teklifinde bulunur. Oyuna kaldırılması gereken halaycı adları o sırada her yandan hatırlatılmaya başlar. Bir müddet sonra, oradakilere tanınmış en kuvvetli halaycıların yüzde yüzlük bir seçim isabetiyle alanda yer aldıkları görülür. Halkın işaret reyi (oyu) ile seçtiği oyuncularda kendi aralarından birini başa geçirirler. Burada dikkati çeken, pek önemli bir nokta vardır. Başa getirilen oyuncu, dizide kendinden daha iktidarlı (yetenekli) bir oyuncunun yer aldığını sezerse başı derhal ona bırakır. Kendisi ikinciye veya ortalara geçer. Bazen en sona geçtiği bile olur. Bir iki dakikada ve huzur içinde hallediliveren bu arkadaşça nokta, oyun erkanının (töresinin) ne kadar incelmiş bir göreneği bulunduğunu açıkça belli ettiriverir. Durum, anlayışlıların gözünden kaçmaz ve haz duyulur.

Mahir (usta) davulcular, oyun esnasında bazan davulu yerlere sürünecek derecede aşağılardan döndürebilir, bir ara kucağına alır, omzuna kor ve nihayet başının üstüne bile kaldırarak onu adeta baştacı gösterir ve bir nevi (çeşit) davul ayiniyle oyuna katılmış görünürler.

Çorum ve Sivas dolaylarında baş oyuncunun vakit vakit diziden ayrılarak öbür oyuncuların karşısında figürler yapması keyfiyetiyle vaktiyle tekkelerdeki zakirbaşının zikir esnasında yaptığı bir hareketin tamamiyle aynı oluşu keza (böylece) menşe (köken) birliğini kuvvetle tahmin ettirecek delillerden sayılsa yeridir.

Sivas takımınca yürütülen Köy halayı görünüşte sırf taklitçi mahiyettedir; Un eleme, Hamur yoğurma, yumak alma, ekmek pişirme, yün tarama, çıkrıkta ip bükme vs. gibi sırf kadın işi ev meşguliyetlerinin taklidi şeklinde görünen bu halayın ilk ve ikinci figürlerindeki ifadeden bu oyunun da doğuşça bir eğlenceden ibaret olmadığı fark olunur. İlk figürde oyuncular arka arkaya dizilidirler. Gövde ve başlar biraz önden tarafa eğik, eller -tam değil- biraz önden yana doğru olarak yanlara konulmuştur. Halk nazarında bu duruş bir acz (zayıflık) ve tezellürlül (alçalmanın) ifadesidir. Tavrın böylesi hakkında Orta Anadolu'nun birçok yerlerinde siftinme tabiri kullanılır. Siftinme, zaaf ve aczini (kusur ve zayıflığını) açığa vurma tedirginliği demektir. İkinci figürdeki ellerin göğüse çaprazlanıp alınların göğe yönelecek vaziyette geri yaslanışlarda Tanrı'ya bir yönelişi ve bir yakarış ifadesi ancak aranabilir. Tabiatın yüceliği karşısında bir nevi (çeşit) tapınma gibidir. İşte bu zaviyeden (açıdan) bakıldığı takdirde; un elemelerinin, hamur yoğurmalarının, ekmek pişirmeye üşüşmelerinin ve hatta en sonunda sevinç içinde oyuna geçişlerinin manası değişir. Belki de büyük bir kıtlıktan berekete kavuşma çağının hatırası zamanımıza kadar ulaşabilmiştir denilebilir.

Kadın dizisinde biri başı çeker, diğerleri ona ayak uydururlar. Tabii erkekler de aynı yolda oynarlar. Başı tutan ister kadın isterse erkek olsun en iyi oyun bilenler bunlardır. Boş ellerinde birer mendil tutarlar.

Dizidekilerin bir ağızdan türkü söyledikleri bilhassa kadınlarda olur. Erkeklerde söyleyiş olmassa da, seyirciler havanın sözlerini tanıdıklarından türküyü zihnen ve zevkle takip ederler. Figürler, havanın tartımına (ritmine) bağlıdır. Türkü söylense de çalgı eşliği mutlaka vardır.

Zahma tabir olunan hareketli kısımda rol tamamen sazdadır. Oyuncular kulak sazda ve gözler başı çekende olmak üzere hareketleri yürütürler. Sıçramalar, el çırpmalar ayak atmalar hep birlikte olur, geri kalan hiç olmaz.

Kadın oyuncularının başında Süpürgesi yoncadan gelir. Erkeklerde baş oyun Çekin Halay'dır. Sözler her iki oyunda birdir. Yalnız kadınlarınkinde küçük bir fark vardır. Kadınlarınki:

Süpürgesi yoncadan
Gayet belin inceden (Belin gayet inceden)
Ben seni sakınırım
Yerdeki karıncadan

Bendiyle başladığı halde, erkeklerdeki başlangıç şöyledir:

Çekin halay düzülsün
Ela gözler süzülsün
Halaya gelmeyenin
Vurun boynu üzülsün

Sözlerin geri kalan kısmı her iki tarafta birdir.

İkinci önemde olarak erkeklerde Abdurrahman Halayı gelir. Bu oyun, Sivas'ın en eski ve en meşhur bir halayıdır. Layıkıyla (gereği gibi) oynayanları zamanımızda parmakla sayılabilecek kadar azalmıştır.

Oyun havalarının başlıcalarının sözleri şöyledir:

Süpürgesi yoncadan

Süpürgesi yoncadan
Belin gayet inceden
Ben seni sakınırım
Yerdeki karıncadan
Al lililli, edalı da yar
Hop lililli, cilveli yar

Zahma; Başta duran pek güzel
Kır ata binmiş gezer
Eğdirmiş fino fesin
Nice yürekler ezer

Nakarat

Eyledür yar öyledür
Aşkın beni söyledür
Almış yari yanına
Hem öper hem söyledür

Nakarat

Permakta yüzük yarım
Kolda bilezik yarim
Yeter bana cevrettin
Bana da yazık yarim
(Size de yazık yarim)

Nakarat

Zahma

Erkeklerde ise şöyledir:

Çekin halay düzülsün
Ela gözler süzülsün
Halaya gelmeyenin
Vurun boynu üzülsün
Zahma

Vay canım yazık sana
Bak koydum azık sana
Sen ölme ben öleyim
Yosmasın yazık sana
Zahma

Sabahtan bir yel esti
Hançer bağrımı kesti
Ak göbeğin üstünde
Beni bir uyku bastı
Zahma

Kelkit'in yolu

Kelkit'in yolu bayır m'ola
Bir düş gördüm hayır m'ola
Şimdi yarim gelir m'ola

Aşalım dağlar aşalım
Hanım gel bayramlaşalım
Elin elime alaydım yar
Şalın belime saraydım yar
Bir gece mihman olaydım yar

Nakarat

Kelkit'in yolu düz olur yar
Top mavi şalvar toz olur yar
Komşular duyar söz olur yar

Nakarat

Şeftali derler ezerler yar
Çini tabağa düzerler yar
Sallanır gezer güzeller yar

Nakarat

Yeni tikanın (dükkanın) üstüyem ben
Allar giyenin dostuyam ben
Ellemeyin hiç hastayım ben

Nakarat

Sabahtan Bizim Pınara

Bu da mühim (önemli) halaylardandır. Kol kola girerek birbirine yaslanan kişi tarafından yürütülür.

Sabahtan bizim pınara
İki gelin üç kız gelmiş
Birin adı Fatma
Kaşları var çatma çatma

Aman şafak erken atma
Canım şafak erken atma
Aman horoz erken ötme
Canım horoz erken ötme

Bugün ben bir güzel gördüm
Bakar cennet sarayından
Kamaştı gözümün nûru
Anın büsn-i cemalinden

Nakarat

Bir o yandan bir bu yandan
Bir de gerdanın altından

Nakarat

Lahuri şal göbektedir
Bir yar sevdim gurbettedir
Sağ olsun da gurbet olsun
Sevdası var yürektedir

Nakarat

Ah yandım, yare yandım
Paşam yandım yar elinden
İlle hanımın dilinden

Zahma

Ela gözlü nazlı dilber
Akıl baştan perendedir
Ben severim, sen kaçarsın
İman senin nerendedir

Ah yandım yar elinden
Paşam yandım yar elinden
İlle hanımın dilinden

Zahma

Bu türkünün zahması çok ağırdır. Oyuncular elleri kalçada bir sağa, bir sola döne döne dairevi yürüyüşlerine usul usul devam ederler. Hava tedricen (derce derece), fakat yine de tarta tarta şiddetlenerek raks da aynı nispette gitgide temkininden uzaklaşır. Tam ayak değişirken de şu türküye geçilir:

Keçi vurdum bayıra
Şıngır mıngır yayıla
Benden sana fayda yok
Mevlam seni kayıra

Zahma:

Lay lay lay lay lay lay lam
Lay lay lay lay lay lay lam

Bir kurşun atacağım
Karganın kanadına
Kız ben seni alırım
Babanın inadına

Zahma

Geminin ambarına
Mum diktim şemdanına
İnşallah kavuşuruz
Hacılar bayramına

Zahma

Gemideyim gemide
Ayağım yemenide
Alıyorsan al beni
Nişanlım var geride

Zahma

Değirmen'in başınad
Kalayladım kazanı
Bir yavrunun uğruna
Yedim Iramazan'ı

Zahma

Sonuncu sözlerden sonraki zahma çok şiddetli olur. Raks da ona uyar. Oyuncuların çoğu oyundan ayrılır. En sona iki üç kişi kalır. Nihayet çalgı da durur. Bunun oyunu el ele tutuşulmuş olarak adımları ileri atmak ve hızla yere çökmekten ibarettir. Oyuncular iyice yorulmuşlardır. Bazı halayların sonunda işte bu "Keçi vurdum bayıra" oynanır.

Ağırlama

Altı yedi kişiyle yürütülen halay çeşididir. Bu da halayların başında yer alır.

Yürü yeşillim (ed'lım) yürü
Kalma yolundan geri
Zehir olsa içerim
Bade dolduktan geri

Çayda kumlar kaynaşır
Elde mendil dolaşır
Suda balık oynaşır
Zahma

Hoş Bilezik

Daha ziyade Erzurum ve Sivas arasında gün gören anonim bir havadır:

Hoş bilezik, hoş bilezik, kolları nazik
Ben yarimden ayrı düştüm, vay bana yazık
Zahma

Bir oda yaptırdım hurma dalından
İçini döşettim Acem şalından
O da benim değil, ahbap malından

Nakarat

Hoş bilezik, hoş bilezik, kolları nazik
Ben yarimden ayrı düştüm, vay bana yazık
Zahma

Bir oda yaptırdım yüceden yüce
İçinde yatmadım üç gün üç gece
Kurbanlar keserim sardığım gece

Nakarat

Bir oda yaptırdım dururum diye
Aldım martinimi vururum diye
Hiç aklıma gelmedi ölürüm diye

Nakarat

Bir oda yaptırdım, döşetemedim
Kahpe felek ile baş edemedim
Yalvardım yalvardım eş edemedim

Nakarat

Kabağı da Boynuma Takarım

Kabağı da boynuma takarım
Huvardayı gözünden çakarım
Ah bana yan bakan bir olursa
Vallah billah beşliylen yakarım

A dinge dinga dinga bak
Esme rüzgar sen bana bak
Eli yakma hep beni yak

Kabak da pişti tuz ister
Anne gönlüm bir kız ister
Kız olmazsa dul olsun
Şeftalisi bol olsun
Evi barkı dol' olsun

Nakarat

Turnam

Turnam gelir illerinden
Arabistan çöllerinden
Sokunayım güllerinden

Turnam yürüdü yürüdü
Hanım yürüdü yürüdü
Dağları duman bürüdü
Saran kollarım çürüdü

Turnamın kanadı sarı
Ben çekerim ah ü zari
Sen de mi küstürdün yari?

Nakarat

Turnamın kanadı yeşil
Gün değerde ışıl ışıl
Efendim peşini döşür

Nakarat

Turnamın kanadı nefti
Böyle m'olur yarin ahdi?
Geldi sarılmanın vakti

Nakarat


Bir de Muhacir ağızı dedikleri ve Erzurum, Kars göçmenlerince getirilip, Sivas'ta epey yayılmış bulunan havalar vardır; bar adını buralarda muhafaza ediyorlar.

Horoz

Benim horozum ağıdı (ak idi)
Derisi dolu yağıdı
Dün bu zaman sağıdı

Ana benim çil horozum
Mimikleri (ibrikleri) gül horozum

Hay olur hay olurudu
Eğer vursam tay olurudu
Kırk askere pay olurudu

Nakarat

Çıkar çöplükte sorudur
İner küllüğe dağıtır
Elli karıyı avutur

Nakarat

Çil horozum tartar idi
İlk akşamdan yatar idi
Elli avrata yeterdi

Nakarat

Bayburt'un Yolundan

Bayburt'un ince yolundan
Bir elma yoldum dalından
Elma kaldı
Hayalımdan

Şen ol Bayburt, şen ol, sende nem kaldı?
Yazıldı tezkerem, üç günüm kaldı

Bayburt'un ince yolundan geçilmez
Soğuktur suları bir tas içilmez
Anadan geçilir yardan geçilmez

Nakarat

Bu türkülerde asıl olan unsur sözden ziyade ezgidir. Ezgiler çoğu zaman değişiktir. Beyitlerden bir kısmı başka türkülerde de geçer. Bu itibarla her hangi bir türküyü müstakil bir havaya bağlı sayamayız.

Sivas'ta bugün oynanan halk rakslarının başlıcaları şunlardır:

1. Düz halay
2. Abdurahman Halayı
3. Süpürgesi Yoncadan,
4. Arnavut
5. Hoş bilezik
6. Mektebin bacaları

1. Düz Halay : Genel olarak sekiz kişi tarafından oynanan bir meydan oyunudur. Davul zurna eşliğiyle icra edilir. Dört esaslı tonu (figürü) ihtiva etmektedir:

a. Ağırlama tabir edilen figür gayet ağır olarak devam eder.

b. Halayı çekenler birbirlerine sarılarak yine ağır ağır oynarlar.

c. Eller serbest bırakılarak bazan kalçaya getirilmek suretiyle bütün vücudun ve bilhassa ayakların kıvrak hareketleriyle karakterize bir figürdür.

d. Oyuncular tekrar el ele tutuşarak bütün vücudun hareketiyle karakterli ve sıçrayışları ihtiva eden bir figürdür.

2. Abdurrahman Halayı: Abdurrahman adlı bir oyuncuya izafeten bu isimle anılan oyun, genel olarak altı kişi tarafından oynanan çok tartımlı (ritmik) bir çeşittir. Üç figürü vardır. Pek ince ve manalı hareketlerle bütün vücut işler (çalışır). Bilhassa figürlerin sonundaki titremeler çok ilgi çekici bir manzara arz ediyor.

3. Arnavut: Genel olarak beş kişi tarafından oynanır. Oyuncuların çevik ve zarif hareketleriyle ayaklarını bir ileri bir geri atarak yürüttükleri pek kıvrak bir oyundur. İki figürle işlenir. Davul zurna eşliğiyle icra edilir.

4. Süpürgesi Yoncadan: Bu halay da Sivas'ın en eski oyun çeşitlerindendir. Umumiyetle altı kişiyle oynanır. İki ana figürü vardır. Oyun ağır başlarsa da, ikinci figürde hızlanır ve oyuncular karşılıklı el çarparak ve sıçramak suretiyle oyunu bitirirler.

5. Hoş Bilezik : Bu halaya Erzurum Halayı tabir ediyorlarsa da, Sivas'taki icrası daha heyecanlıdır. Oyunun aslı Erzurumlu dahi olsa, Sivas'ta türlü inceliklerin katılımıyla güzelleştirilmiş, mahalli zevke uyarlanmıştır.

6. Mektebin Bacaları: Köylülerin Ağırlama tabir ettiği bu raks, çok neşeli bir oyundur. Dört figürle işlenir. Öbürlerindeki gibi önce ağır başlayıp sonra hızlanarak tempo da son bulur.

Bu oyunlardan başka Köylü Halayı veya Kürt Halayı tabir edilen bir halay daha vardır ki; çok orijinaldir. Bu oyun, Çorum'da kadınlarca yürütülen Türkmen Kızı (Kürdün Kızı diyen yerler de belirtmişti) oyunundan başka bir şey değildi. Bir farkla ki, bu oyunu Sivas'ta erkekler oynar. Zira, hayata dair taklitçi ve temsili bir çeşittir.

Sivas oyunlarının en önemli karakteristiği çok hareketli oluşlarındadır. Bazı figürlerindeki incelikler eskiden kadın ve erkeklerin karma halde oynamışlığını belirtecek mahiyettedir. Gerçekten de bugün köylerde kadın ve erkeklerin hala muhtelif (karma) oynadıkları olur. Sivas içindeyse kadınlar ayrı, erkekler ayrı oynuyorlar.


nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası