10 15 lökosit ne demek / Türk Hematoloji Derneği

10 15 Lökosit Ne Demek

10 15 lökosit ne demek

Kronik Miyeloid Lösemi

Başlıklar


"Erişkin bir hastada çok büyük bir dalak ciddi bir kan hastalığına işaret edebilir. Bu hastalıklardan biri de genellikle yavaş seyirli bir lösemi türü olan KML (Kronik Miyeloid Lösemi) dir"

Lösemi Nedir?
Lösemi; lökosit dediğimiz, kemik iliğinde yapılan beyaz kan hücrelerinin kanseridir. Löseminin akut ve kronik olmak üzere iki tipi vardır. Akut lösemiler; birden ortaya çıkan, hızla ilerleyen ve hastayı düşkün bırakan lösemiler olup, akut lenfoblastik ve akut miyeloblastik olmak üzere iki ana tipten oluşmaktadır. Kronik lösemiler ise, daha yavaş seyirli olan, hastayı genelliklebirden kötüleştirmeyen lösemilerdir. Kronik miyeloid (miyelositik) ve kronik lenfositik lösemi olmak üzere iki ana tipi içermektedir. Akut lösemilerde kanda lökosit sayısı düşük, normal, yüksek olabilirken, kronik lösemilerde kanda lökosit sayısı artmıştır. Löseminin hangi tip olduğu, hastanın muayenesinin yanı sıra, kan ve kemik iliğindeki hücrelerin bazı özel boyalar ile boyanması ve mikroskop altında incelenmesi ve daha ileri laboratuar incelemelerinin yapılmasıyla hematologlar tarafından konur. Her lösemi tipinin kendine özgü birçok alt tipi ve tedavi şekli vardır.

Kronik Miyeloid Lösemi Nedir?
Lökositler granülosit, lenfosit ve monosit denilen hücrelerden oluşur. Kronik miyeloid lösemi, granülositlerin kanseridir ve bu hastalıkta granülositlerin sayısı artar. Granülositlerin yanı sıra trombosit dediğimiz, kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücreler de kanda artabilir. Hastalık KML diye kısaltılarak da ifade edilir. Kronik miyeloid lösemi (KML) her yaşta görülebilir ancak en sık 40 - 50 yaşları arasında ortaya çıkar. Çocuklarda nadir görülür. KML, kuşaktan kuşağa geçen kalıtsal bir hastalık değildir.  Her 100 lösemili hastanın 20-30’u kronik miyeloid lösemidir. KML erkeklerde kadınlara göre biraz daha sık görülür. Kan hücreleri kemik iliğinde olgunlaştıktan sonra kana geçerler. Kemik iliğinde olgunlaşmakta olan hücreler  öncül hücreler olarak adlandırılır.KML hastalarında yeterince olgunlaşmamış hücreler kemik iliği ve kanda sayıca artarlar. Normalde beyaz kan hücrelerinin sayısı 5 - 10 bin/mm3  arasında iken bu hastalıkta sayıca artarlar ve 50 binden - 200 bine ulaşan lökosit artışı görülebilir. KML’de beyaz seri hücreleri sadece kanda artmaz, aynı zamanda dalak başta olmak üzere diğer dokulara da yayılabilir. En sık görülen bulgu dalak büyüklüğüdür.

Kronik Miyeloid Löseminin sebebi nedir?
Kronik miyeloid lösemide, kan hücrelerinde “ Philadelphia kromozomu ” denilen kalıtsal olmayan bir genetik anormallik görülür. Normalde hücrelerimizde 23 çift kromozom vardır. Kronik miyeloid lösemide 22. kromozomda bir yapısal değişiklik ortaya çıkar. Bu değişmiş 22. kromozoma Philadelphia kromozumu denir. Lösemili hücrelerin kanda artmasına Philadelphia kromozomu neden olur. Kan hücrelerinde Philadelphia kromozomunun neden ve nasıl oluştuğu çok iyi bilinmemektedir. Hiroshima ve Nagasaki’de atom bombası atılmasından sonra KML sıklığının belirgin artması radyasyonun KML’ye yol açabileceğini düşündürmüştür. Hastanede çekilen filmlerle alınan radyasyon miktarı çok az olup KML gelişmesine yol açmadığı düşünülmektedir. Kronik miyeloid lösemi bulaşıcı bir hastalık değildir.

Kronik Miyeloid Lösemili hastaların hangi şikayetleri olur? 
Hastalığın erken dönemlerinde hastaların genellikle şikâyetleri yoktur. Hastaların yaklaşık %40’ında başka nedenlerle gittikleri hastanede kan testleri yapıldığında tesadüfen lökosit düzeyinin yüksek bulunması ile tanı konur. Hastalığın ilerlemesi ile yorgunluk, ateş, gece terlemesi gibi yakınmalar gelişir. Bazı hastalarda kilo kaybı olur. Bir kısım hastada ise dalak büyümesi nedeniyle karın sol üst kısmında, sol kaburga altında dolgunluk, sertlik hissetme şikâyeti ortaya çıkar. Bu bulgular kronik miyeloid lösemi yanı sıra, başka birçok hastalıkta da görülebilir, bu nedenle bu belirtilerden şüphelenildiğinde doktora gidilmelidir.

Kronik Miyeloid Löseminin Tanısı Nasıl Konulur?
Yukarıdaki şikâyetlerle başvurduğunuz hekim sizden tam kan sayım testi ister. Kan sayımında lökosit sayısının yüksek bulunması ayırıcı tanıda kronik miyeloid lösemi düşündürebilir ve daha ileri testlerle tanınızın konulması için bazen hematoloji uzmanına başvurmanız önerilir. Muayeneniz sonrası yapılan bir dizi testle hastalığınızın tanısı konulur. Bu testler arasında kan hücrelerinin doktorunuz tarafından gözle değerlendirilmesi amacıyla parmak ucu ya da damarlarınızdan alınan kanınızın cam üzerinde yayılıp  boyandıktan sonra (=periferik kan yayması) mikroskop altında incelenmesi çok önemlidir. Bu incelemenin ardından kemik iliği incelemesi yapılır. Kemik iliği incelemesinde, kalça kemiği (=pelvis) ya da göğüs kemiğinden (=sternum) kemik iliği örneği alınır, mikroskop altında incelenir, kromozom incelemesi yapılır. Kemik iliğinden örnek alma işlemi (=kemik iliği aspirasyonu), 15-20 dakikalık bir işlemdir ve önce kemik iliğinden örnek alınacak bölge uyuşturulur ve sonra bir iğne ile girilerek kemik iliğinden enjektörle 0.5-1 ml örnek çekilir. Bazen de ilik yanı sıra 2-2.5 cm’lik bir kemik iliği parçası da (=kemik iliği biyopsisi denir) alınarak patolojik incelemeye gönderilir. Bu işlemler hastaneye yatarak yapılabileceği gibi poliklinik koşullarında da yapılabilir. Kronik miyeloid löseminin kesin tanısı kemik iliği örneğinin veya bazı koşullarda kanın kromozom incelenmesinde Philadelphia kromozomunun veya bu kromozomda bulunan ve bcr-abl olarak adlandırılan anormal genin kemik iliği veya kanda saptanması ile konur. Hastaların yaklaşık %90-95’inde Philadelphia kromozomu saptanır. Philadelphia kromozomu, t(9;22) diye yazılır ve bunun anlamı 9 cu kromozomdan bir parçanın kopup 22’ci kromozoma gelmesi, 22’ci kromozomdan bir parçanın da 9’cu kromozoma gitmesidir. Bu yer değiştirme neticesinde oluşan anormal 22’ci kromozom Philadelphia kromozomudur. Kromozomun boyu kısalır ve oluşan gen bcr-abl olarak isimlendirilir. Philadelphia kromozomu ve bcr-abl FISH veya  PCR olarak adlandırılan yöntemler  veya klasik kromozom inceleme yöntemi ile gösterilir. KML tanısında ikincil önemi olan diğer bir test ise lökosit alkalen fosfataz düzeyidir ve KML hastalarında düşüktür.

KML başka hastalıklarla karışabilir mi?
Enfeksiyonlarda, kronik miyelomonositer lösemide, kolon, mide kanseri gibi organ kanserlerinde de bazen KML’de olduğu gibi lökosit sayısı çok artabilir. Kesin tanı doktorunuzca belirlenecektir.

Kronik Miyeloid Löseminin Seyri Nasıldır?
Hastalığın kronik, akselere (hızlanmış) ve blastik evre (akut lösemiye dönüşme) denilen 3 safhası vardır. Hastalar tanı konulduğunda genellikle kronik evre denilen aşamadadır. Bu evrede hastalık yavaş seyirlidir ve hastaların şikâyetleri azdır, normal yaşamlarını sürdürürler, hastaneye nadiren yatarlar, tedavilerini ayaktan alırlar. Bu dönemde ilaç dozlarının düzenlenmesi için düzenli kan testlerini ve muayenelerini poliklinik takiplerine uyarak yaptırmaları gerekir. Kronik evrenin süresi hastadan hastaya değişmekle birlikte tedavi edilmediğinde veya tedaviye yanıt alınamadığında ortalama 3 - 4 yıldır. Bu sürenin sonunda hastalar akselere (=hızlanmış) evre dediğimiz evreye girerler. Bu evrede ise hastanın belirtilerinde (ateş, kilo kaybı, yorgunluk, kemik ağrıları vd) artış yanında, muayenelerde dalak büyüklüğü artar. Kan lökositlerinin sayısı daha fazla artış eğilimi kazanır ve bu artışı kontrolde tutmak için verilen ilaç dozları artar. Bu dönem birkaç aydan  bir yıla kadar sürebilir. Hastalarda hızlanmış evreden sonra, blastik evre denilen evre gelişir. Bu evrede kronik miyeloid lösemi akut lösemiye dönüşür. Bu dönemde hastalarda ateş  gelişir, ciltte morluklar oluşur, halsizlik, yorgunluk, kemik ağrıları vd belirtiler giderek artar. Blastik evre döneminde hastaların hastanede yatarak tedavi görmeleri gerekir. Blastik evrenin tedaviye  yanıt oranı genellikle düşüktür. Hastalığınızın hangi safhada olduğunu sizi izleyen hematolog  kan ve kemik iliğinizi değerlendirerek söyleyecektir.

Kronik Miyeloid Lösemi’de Ne Tür Tedaviler Kullanılır?
KML’de tedavi hastalığın kronik, hızlanmış, blastik evrede olmasına ve hastanın yaşına göre değişmektedir.
Hastalar ilk tanı konulduğunda genellikle kronik evrededirler ve lökositleri çok yüksektir. Lökosit sayıları bazen çok yüksek sayılara ulaşıp damarları tıkayabilir ve böyle riskli durumlar oluştuğunda hücre ayırıcı (=cell ceperator) denilen aletlerle lökaferez denilen işlem yapılarak lökositlerin bir kısmının vücuttan uzaklaştırılması gerekebilir. Bu işlemde hastanın bir kolundan devamlı kan alınır ve hücre ayırıcı denilen alete gelir. Burada lökositler kandan ayrılıp bir torbada toplanır, hastanın kanının geri kalan kısmı (alyuvar, plazma, trombosit) hastaya diğer kolundan geri verilir. Lökaferez işlemi birkaç saat sürer. Lökaferez işlemi gerekip gerekmediğine doktorunuz karar verecektir. Lökaferez gerekmeyen hastalarda çok yüksek lökosit sayısı hidroksiüre denilen ilaçla düşürülebilir.
KML tedavisi yıllar içinde önemli değişiklikler göstermiştir. Kronik evredeki olgulara önceleri sadece hastalığı kontrol altında tutmaya dönük tedaviler uygulanırken giderek hastalığın olumsuz seyrini tamamen değiştirecek ve kür oluşturabilecek tedaviler gündeme gelmiştir.  
Yıllar önce sıkça kullanılan ilaçlar olan Busulfan ve Hidroksiüre kan sayımlarında olumlu değişiklikler oluştururlar fakat kür sağlamazlar. Daha sonra keşfedilen İnterferon ise KML hastalarının küçük bir oranında Philadelphia kromozomunu azaltıp ortadan kaldırabilmiştir. Bu hastalarda yaşam süresinin uzadığı gözlenmiştir. Kemik iliği nakli (yeni adıyla kan kök hücresi nakli) ise KML’de kür oluşturma olasılığı yüksek olan tek tedavi olarak 2000’li yılların başlangıcına kadar vericisi bulunan hastalarda çok başvurulan bir yöntem olmuştur. Pek çok hasta kök hücre nakli ile KML’den kurtulmuş olmakla birlikte kök hücre naklinin oluşturduğu riskler nedeniyle bir grup hasta ciddi nakil komplikasyonları ile karşılaşabilmektedir.
KML hastalarında yaklaşık 10 yıl önce bulunan ve Philadelphia kromozomunun etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik (tirozin kinaz engelleyici)  İmatinib (Glivec) adlı ilaç bugün için ilk basamak tedavinin temelini oluşturur. Halen en yaygın kullanılan KML ilacı olan İmatinib hastalığın seyrini olumlu yönde olmak üzere önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu ilaç KML’nin belirtilerini kontrol etmekle kalmayıp hastaların önemli bir kısmında Philadelphia kromozomunu ortadan kaldırabilmektedirdir. Bu ilacın keşfinden sonra dünya genelinde KML olgularında kök hücre nakli uygulamalarının sayısı büyük ölçüde azalmış ve sadece belirli hasta gruplarında uygulanır hale gelmiştir.
Bunun dışında İmatinib tedavisini yan etkiler nedeniyle kullanamayan veya bu tedaviye yanıt vermeyen hastalardan ikinci kuşak tirozin kinaz engelleyici  tedavi alternatifleri olan Dasatinib (Sprycel) ve Nilotinib (Tasigna) kullanılabilir.
Aşağıda bu tedavi şekillerinden ayrı ayrı bahsedilecektir.

TEDAVİ

Doktorunuz hastalığınızla ilgili çeşitli özellikleri değerlendirdikten sonra çeşitli tedaviler arasından sizin için en doğru tedavi seçimini sizi bu konuda bilgilendirerek- sizin tercihlerinizi de dikkate alarak- sizinle birlikte gerçekleştirecektir.

I-Tirozin Kinaz Engelleyiciler :

Glivec (Imatinib): KML de hastalıktan Philadelphia kromozomu sorumludur. Hastalıktaki lökosit artışına Philadelphia kromozomu yol açar. Bu kromozomda oluşan  bcr-abl adlı yeni bir gen bir enzim proteinin aktivitesini (tirozin kinaz) arttırır. Glivec, bu proteinin enzim aktivitesini ortadan kaldırır ve KML’de kanser hücrelerinin çoğalması engellenir. KML’nin kronik evresinde daha çok olmak üzere hızlanmış ve blastik evrede de etkili olabilmektedir. Glivec’in 400-100 miligramlık tabletleri vardır ve 400-800 miligram/gün dozlarında kullanılır. Kronik evredaki hastaların %90’ında hematolojik (kan değerlerinin normalleşmesi ve dalağın normal boyutlara dönmesi), %60’ında sitogenetik (Philadelphia kromozomunun kaybolması) yanıt (remisyon) sağlar. Hızlanmış evrede %65, blastik evrede ise %20-30 yanıt sağlar. En önemli yan etkileri göz çevresinde, bacaklarda oluşan ödem, bulantı ve bacak ağrılarıdır. Ülkemizde, tüm dünyada olduğu gibi kronik evre KML hastalarında ilk basamak tedavisi olan imatinibin dozu 400 miligram/gündür.

Dasatinib (Sprycel), Nilotinib (Tasigna):İmatinib tedavisini kaldıramayan veya bu tedaviye yanıtı bulunmayan hastalarda kullanılabilecek ikinci kuşak imatinib benzeri (tirozin kinaz inhibitörü) ilaçlardır. Dasatinibin kronik evre KML hastalarında önerilen günlük dozu 100 miligram, Nilotinibin ise hem kronik hem de hızlanmış evredeki olgulardaki kullanım dozu günlük toplam 800 miligramdır (2x400mg). Dasatinib hızlanmış ve blastik evre hastalarda 140 miligram/gün (2x70mg) dozunda kullanılabilir. Her iki ilacın da dozları doktorunuz tarafından takibinize göre ayarlanacaktır. İmatibine benzer yan etkileri olmakla beraber dasatinib tedavisi sırasında akciğer zarları arasında sıvı toplanması (plörezi) ve nilotinib tedavisi sirasinda da pankreas iltihabı (pankreatit) oluşabilir. Her iki ilaç da nadir de olsa kalpte ritm problemlerine neden olabilmektedir.

II-Kemik iliği nakli: Kemik iliği nakline günümüzde artık kök hücre nakli denmektedir. Bundan sonraki kısımlarda kemik iliği nakli yerine kök hücre nakli deyimini kullanacağız. Halen KML tedavisinde eskisine oranla daha az başvurulmakla birlikte diğer tedavilere yanıt vermeyen, bu tedavileri kullanamayan, ileri evrelere geçiş gösteren ve bunun dışında doktorunuzun belirleyeceği bazı gerekçeler olduğu durumlarda uygulanması zorunlu olabileceği gibi nakil için olumlu özellikleri olan bir grup hastada en uygun tedavi olabilir.
Kök hücreler normalde kemik iliğinde %1 oranında bulunurken, dolaşan kanda %0.1-0.01 oranında bulunur. Ancak, büyüme faktörü dediğimiz ilaçlarla kandaki kök hücre miktarı kanda %1’e çıkartılabilmekte ve  kök hücre naklinde kullanılmaktadır. KML’de kök hücre nakli; HLA dediğimiz doku grubu uygun kardeşten, kardeş yoksa doku grubu uygun akraba dışı vericiden kemik iliği ya da kandan kök hücreler alınarak yapılmaktadır. Kök hücre kaynağı olarak kemik iliği kullanılacak olursa vericinin kalça kemiklerinden genel anestezi altında bir litre civarında kemik iliği alınır ve alıcıya büyük damarlara yerleştirilen bir kateterden verilir. Vericinin birkaç gün kalça ağrısı olur ve alınan kemik iliğinin yerine birkaç haftada yenisi oluşur. Vericilere bir süre kan yapımı için ağızdan demir içeren ilaçlar verilebilir. Verici, kemik iliği yerine kandan kök hücresi verecek olursa, dört gün büyüme faktörü (Neupogen, Granulocyte veya Leucomax) dediğimiz ilaçları alma sonrası genel anestezi gereksinimi olmadan bir koluna girilen iğneden gelen kan hücre ayırıcı denilen alet ile toplanır ve kök hücreler ayrılıp torbaya aktarılır. Kalan kan vericiye diğer koluna takılan iğneden geri verilir. Bu işlem 3 - 4 saat sürer ve yeterli kök hücresi toplanana dek 2 - 3 kere yapılabilir. Alıcıya kök hücreleri verilmeden önce yaklaşık bir hafta süren kemoterapi ve veya radyoterapi içeren hazırlama rejimleri uygulanır. Takiben kök hücre nakli gerçekleşir. Kök hücre verilmesini takiben ortalama iki-dört hafta içinde yeni kök hücreleri kan yapmaya başlar. Kök hücre nakli ile kronik evredeki KML’li hastaların yaklaşık % 60-70’inde uzun sureli iyileşme sağlanır.Bu oran daha ileri evredeki KML hastalarında daha düşüktür.
Kök hücre nakli sırasında işlem komplikasyonlarına bağlı hasta kaybı riski vardır. Kök hücre nakli yapılan hastaların bir kısmında daha sonraki yıllarda hastalık geri gelebilir ve böyle durumlarda İmatinib veya diğer tirozin kinaz engelleyiciler verilir veya eski vericinin lenfositleri hücre ayırıcılar ile toplanıp alıcıya verilir (=donör lenfosit infüzyonu) ve tekrar hastalığın iyileşmesi sağlanabilir.

III-Diğer Tedaviler
İnterferon-alfa tedavisi: İnterferon normalde vücutta az miktarlarda yapılan bir maddedir ve alfa, beta ve gamma diye 3 tipi vardır. KML tedavisinde kronik evrede alfa interferon kullanılır. 2000 öncesinde kullanımı daha fazla iken imatinibe göre daha az etkili olduğundan son yıllarda kullanımı azalmıştır. İnterferon; vücudun kanser hücresine karşı olan bağışıklık sistemini uyarır ve kuvvetlendirir, kanser hücresinin çoğalma hızını yavaşlatır. İnterferon alan hastalarda ateş, adale ağrısı, eklem ağrısı, baş ağrısı olabilir. Bu etkiler interferon öncesi alınan analjezikle (ör:parasetamol) engellenebilir.Ancak ateş düşüren aspirin ve benzeri antiromatizmal ilaçlar interferonun etkisini ortadan kaldırdığı için kesinlikle birlikte kullanılmamalıdır. Fakat zamanla azalır. Hastalara interferon enjeksiyonunu yapmaları öğretilir ve hastalar kendi enjeksiyonlarını yapabilir. İnterferon sitozin arabinozid veya hidroksiüre gibi ilaçlarla birlikte de uygulanabilir.
Hidroksiüretedavisi: Beşyüz miligramlık kapsül şeklinde ilaçtır ve ağızdan yutulur. Günlük dozu 1-8 tablet arası değişebilir. Lökosit sayısının hızla kontrol edilmesinde yararlıdır. Çok özel gerekçelerle nadiren uzun süreli de kullanılır. İlacın kesilmesini gerektirecek düzeyde önemli yan etkisi seyrektir. İlacı alırken beraberinde kan ürik asit düzeyi yükselmesini engelleyen allopurinol isimli ilaç alınır. Lökosit düzeyinize göre, hidroksiüre dozu ayarlanır, bu nedenle düzenli aralıklarla kan sayımınız gerekir. Hidroksiüre tedavisi hastalığı kontrolde tutar, ancak hastalığın yok edilmesi gibi bir etkisi yoktur. Hydrea adıyla ruhsatlı bulunmaktadır.
Busulfan tedavisi: İki miligramlık tabletleri (Myleran) ve ayrıca ampul formları vardır. Eskiden sık kullanılmasına rağmen, günümüzde KML tedavisinde busulfan sadece kemik iliği nakli öncesindeki hazırlama rejimlerinde kullanılmaktadır.
Tedavinin etkili olup olmadığı nasıl anlaşılır? Lökosit sayımının 5 – 10 bin arası olması ve diğer kan sayımlarının da normalleşmesi hastalığın kontrolde olduğunu gösterir. Bu hastalarda dalak büyüklüğü de  kaybolması ile oluşan yanıta hematolojik remisyon (=yanıt,iyilik hali) denir. Tedavinin etkinliğini değerlendiren diğer test ise kromozom analizi, FISH, PCR ile bcr-abl geninin (Philadelphia kromozomu) araştırılmasıdır. Philadelphia kromozomunun azalması/kaybolmasına sitogenetik yanıt, bcr-abl’nin azalması/saptanamamasına moleküler yanıt denmektedir ve bu hastalığın vücuttan temizlendiğine ait güvenilir bir veridir.
 Hastalarca dikkat edilmesi gereken hususlar:

  • Kendi kendinize lökositinize baktırıp doktorunuza danışmadan doz ayarlaması yapmayınız.
  • Aldığınız ilaçlar kan lökosit ve trombosit düzeyinizi düşürebilir, bu nedenle tam kan sayımınızı doktorunuzun önerdiği zamanlarda yaptırmayı ihmal etmeyiniz.
  • Ateşiniz 38.5°C üzerine çıkarsa doktorunuza bilgi verin ya da hastaneye başvurun.
  • Ağrı kesicilerle geçmeyen şiddetli kemik ağrılarınız ortaya çıkarsa doktorunuza   başvurunuz.
  • İlaçların bilinen yan etkileri konusunda bilgi sahibi olunuz ve oluşunca paniğe kapılmadan doktorunuzla iletişime geçiniz.
  • Hekimlerin önerdiği ilaçlar dışında başka hastaların veya kişilerin önerdiği hiçbir ilaç ya da bitki özü gibi maddeleri kullanmayınız.
  • Doktorunuzun önerdiği tedavi dışındaki uyarılarını da dikkate alınız.

Daha ayrıntılı bilgi için genel bilgilere bakınız.
Başvurulabilecek Kaynaklar ve Web siteleri

 

Lökosit Miktarı: Bağışıklık Sistemine Olan Etkileri

Sağlıklı bir bedene sahip olmak adına düzenli şekilde kan ve idrar testi yaptırmanız gerektiğini biliyor muydunuz? Test sonuçlarına göre beslenme ve yaşam şeklinizi düzenleyip hastalıksız bir hayata sahip olabilirsiniz. Kan değerlerinizde eksiklik varsa gerekli tedaviye başlayabilir ve kendinizi her daim dinç hissedebilirsiniz. Bilindiği üzere kanda dolaşan 3 hücre bulunmaktadır. Bu hücreler alyuvarlar, akyuvarlar ve trombositlerdir. Yazımızda inceleyeceğimiz hücre de akyuvarlar olacaktır. Bir diğer adı ile: Lökosit.

Bağışıklık sisteminizin uzun süre sağlıklı olması için lökosit değeri hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Bilmeniz gereken her şeyi şimdi sizlere açıklıyoruz. Beyaz kan hücreleri yani lökositler sizin için ne ifade ediyor, öğrenelim!

lökosit nedir

Lökosit Nedir?

  • Vücudunuzu bulaşıcı hastalıklardan korumakla görevli olan ve bağışıklık sistemini güçlendiren beyaz kan hücrelerine “lökosit” adı verilmektedir.
  • Lökositler kemik iliğinde üretilmektedir.
  • Kanda bulunur.
  • Kanın dışında ise hem lenf sisteminde hem de diğer vücut organlarında yer alır.
  • Vücudun mikroplarla mücadelesinde büyük rol oynar.
  • Lökositler tanecik yapısına göre iki farklı türde incelenir: Hücre içinde tanecik bulunduranlar ve tanecik bulundurmayanlar olmak üzeredir.
  • İdrar testi sonucunda idrarda lökosit görülür.
  • İdrar yoluyla eski hücreler vücuttan atıldığı için, çok az da olsa idrarda lökositlere rastlanır.
  • Gerekli kontroller için “üroloji” bölümünde görünmeniz gerekmektedir.

lökosit değerleri

Lökosit Kaç Olmalı?

İdrarda bulunan lökositler belirli bir değere kadar normal kabul edilir. Eğer çok fazla lökosit tespit edildiyse idrar yolları enfeksiyonu belirtisi olmaktadır. Lökosit değerleri enfeksiyon ve lösemi tanısı için önemlidir. Kan sayım cihazları ile lökosit sayısı belirlenir. Ayrıca lökosit esteraz adı verilen idrar testi ile de sonuç belirlenebilir. Bu test ile enfeksiyon olup olmadığı da tespit edilir. Yaşa göre normal kabul edilen lökosit değerleri şu şekilde ifade edilir:

  • Yenidoğan bebeğin ilk gününde: 9,000 ile 30,000
  • Doğumdan 1 – 7 gün sonra: 9,400 ile 34,000
  • Doğumdan 8 -14 gün sonra: 5,000 ile 21,000 arası
  • Doğumdan 15 gün – 1 ay sonra: 5.000 ile 20.000
  • Doğumdan 2 – 5 ay sonra: 5.000 ile 15.000
  • Doğumdan 6 ay – 1 yıl sonra: 6,000 ile 11,000
  • Doğumdan 2 yıl sonra: 5,000 ile 12,000
  • Doğumdan 3 – 5 yıl sonra: 4,000 ile 12,000
  • Doğumdan 6 – 11 yıl sonra: 3,400 ile 10,000 arası
  • Doğumdan 12 – 15 yıl sonra: 3,500 ile 9,000
  • Yetişkinler için ideal değer: 3,500 ile 10,500

Test sonuçları lökosit negatif olduğunda yüksek protein veya glikoza rastlanmış demektir. Bu durumda lökosit sayımı en kesin sonucu almak için tekrar yapılır.

lökosit yüksekliği

Lökosit Yüksekliği: Neden Yükselir?

İdrarda lökosit yüksekliği “lökositoz” olarak adlandırılmaktadır. İdeal değerlerin üzerinde çıkan lökosit miktarı, hastalıklara neden olur. Kan testi sonucunda ise lökosit wbc ile ifade edilir. Lökosit seviyesinin yükselmesine ise şu faktörler neden olur:

  • Hamilelik: Bu dönemde idrardaki protein miktarı da artış gösterir. Gebelik döneminde de lökosit seviyesinin yükselmesi normaldir. Gerekli kontroller için doktora gidilmesi tavsiye edilir.
  • Böbrek Enfeksiyonu: Genellikle bağışıklık sistemi zayıf kişilerde böbrek enfeksiyonu görülür. İdrar yollarında oluşan iltihaplanma lökosit seviyesini yükseltir.
  • Sigara ve alkol alışkanlığı,
  • Yoğun egzersiz lökosit değerini yükseltecektir.
  • Lösemi: Bu durumun en ciddi boyutudur. Kemik iliği bozukluğunda meydana gelir.
  • Stres: Stresli dönemlerde kandaki lökosit değeri yüksek çıkar. Kendinizi iyi hissettiğinizde ve stresi geride bıraktığınızda değerler normalde döner.

lökosit normal değerler

Lökosit Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir?

Beyaz kan hücrelerini, normal değerlere indirmek için bazı tedavi yöntemlerini deneyebilirsiniz. En sağlıklı sonuçlar için listede yer alan tedavi seçeneklerini tercih edebilirsiniz. Tabii doktor kontrolü ile!

  • Enfeksiyonun neden olduğu lökosit yüksekliği için doktorunuz size antibiyotik verebilir. Reçete ile almış olduğunuz antibiyotikler, enfeksiyon geçene kadar kullanılmalıdır.
  • Temiz ve sağlıklı beslenerek lökosit değerini düzenleyebilirsiniz. Bu nedenle bol sıvı tüketimi önemli olacaktır. Gün içindeki su ihtiyacınızı mutlaka önemsemelisiniz. B ve C vitamini ağırlıklı besinler de lökosit miktarını dengeler.
  • Kişisel bakımınıza önem vermeniz, enfeksiyon riskini ortadan kaldırır. Cinsel bölgenin hijyenik olması lökosit değerinin yükselmesini önler. Günlük olarak çamaşır değişimi ve kişisel temizlik yaparak lökosit yüksekliğini önler.

lökosit

Lökosit Düşüklüğü Nedenleri Nelerdir?

Lökosit değeri yüksek çıkabildiği gibi bazı durumlarda ideal değerin altında da çıkabilir. Doktorlara gelen şikayetler ve yapılan araştırmalar sonucunda lökosit düşüklüğü yaşayan kişilerde şu rahatsızlıklar ortaya çıkmıştır:

  • Karaciğer hastalıkları, kemik iliği rahatsızlıkları
  • Çok aktif çalışan dalak sistemi
  • Vitamin eksikliği
  • Romatizma kaynaklı eklem iltihabı
  • Lösemi tanısı
  • Uzun süre kullanılan ilaçların etkisi
  • Uzun süre devam eden radyasyon tedavisi

Bir kişinin kanında lökosit düşüklüğü tespit edilirse, sağlık sorunlarının oluşma ihtimali de ortaya çıkar. Zatürre, mantar enfeksiyonu, kan zehirlenmesi gibi ciddi problemler meydana gelebilir. Bu durumda olan kişinin bağışıklık sistemi de bulaşıcı hastalıklara karşı zayıf kalır. Lökosit miktarında gözlemlenen eksiklik, doktor kontrolü isteyecektir.

lökosit esteraz

Lökosit Düşüklüğü Tedavisi Nasıl Yapılır?

  • Yapılan testler sonucunda lökosit düşüklüğü tespit edildiyse, doktorunuz Filgrastim, Sargramostim ve Pegfilgrastim gibi ilaçları kullanmanızı isteyebilir.
  • Çiğ et yemek lökosit düşüklüğünü tetikler. Bakteri barındırma ihtimalini düşünerek çiğ ve iyi şekilde yıkanmamış besinlerden uzak durmalısınız.
  • Sebzeleri bolca yıkayıp etleri ise pişmiş şekilde tüketmelisiniz. Şarküteri riskli bir besin grubu olmaktadır.
  • Kan değerlerini yükseltmek için çinko, selenyum, C vitamini gibi mineral desteği alabilirsiniz.
  • Bitkisel yağlar, şekersiz gıdalar ve az porsiyon sizin mutfaktaki en iyi arkadaşlarınız olmalıdır. Çok kilolu kişilerin bağışıklık sistemi enfeksiyonlara karşı güçsüz kalacaktır.
  • Ayrıca lökosit düşüklüğü yaşayan kişilere diyet, spor ve stressiz bir yaşam tavsiye edilmektedir.

yaban mersini

Lökosit Bitkisel Tedavisi, Kür Tarifleri

  • Yaban Mersini: Yaban mersini tüketmeniz kandaki lökosit miktarını dengede tutar. Tüketirken çok şekerli olmamasına dikkat etmelisiniz. Çünkü şekerli yaban mersini başka hastalıklara meydan hazırlayabilir. Şeker hastalığı gibi…
  • Avokado Yaprağı: Böbrek rahatsızlığının neden olduğu lökosit tedavisi için İbrahim Saraçoğlu avokado yaprağı öneriyor. Bitki çayı olarak tüketeceğiniz avokado yaprağını kullanmadan önce doktorunuza bilgi vermelisiniz.
  • Kırkkilit Otu: İbrahim Saraçoğlu, lökosit değerlerini dengelemek isteyenlere kırkkilit otunu tavsiye ediyor. Bitki çayını demleyip tüketebilirsiniz.
  • Limonlu Su: İdrar yolları enfeksiyonu nedeniyle lökosit değerlerinizde dalgalanma meydana geliyorsa öncelikle enfeksiyonu temizlemek için bir süre bolca limonlu su içmeniz tavsiye edilir. Limon vücudunuzdaki zararlı maddeleri atar ve bedeninizi arındırır.
  • Ekinezya Çayı: Ekinezya bitki çayı içtiğiniz günlerde kandaki lökosit aktivitesini uyarmış olursunuz. Ayrıca bağışıklık sisteminizi de güçlendirerek enfeksiyon riskini önler.
  • Yeşil Çay: Lökosit seviyesi düşük olan hastalar için gün içinde yeşil çay tüketimi tavsiye edilir. Yeşil çay antioksidan ve C vitamini kaynağıdır. Yeşil çay içen kanser hastalarının bir zaman sonra kandaki akyuvar sayısında artış olduğu gözlemlenmiştir.

Kan Pıhtılaşması Nedir? Neden Oluşur? Belirtileri, Bitkisel Tedavisi

Kansızlık Belirtileri Nelerdir? Ne İyi Gelir? Nedenleri, Tedavisi

Trombosit Nedir? Düşüklüğü ve Yüksekliği Nedenleri, Tedavisi

Ferritin Nedir? Düşüklüğü ve Yüksekliği, Yaşa Göre Normal Değerleri

Hemoglobin Nedir? Yüksekliği ve Düşüklüğü, Değeri Kaç Olmalı?

Lökosit Beyaz Küre (WBC) Nedir? Yüksekliği ve Düşüklüğü Ne Anlama Gelir?

 

Vücudun savaşçı hücrelerinden olan lökosit çeşitli nedenlere bağlı olarak yükselip düşebilir. Peki, lökosit nedir? Lökosit beyaz küre nedir?

Beyaz Küre (WBC) Yani Lökosit Nedir?

Beyaz kan hücresi olarak adlandırılan ve WBC olarak kısaltılan lökositler, akyuvar ve beyaz küre olarak da isimlendirilir. Bu hücreler vücudun çeşitli mikroplar ve zararlı toksinlerden korunmasında etkilidir. Beyaz küreler nötrofil, lenfosit, monosit, eozinofil, bazofil olarak 5 alt tipe ayrılır. Peki, beyaz kan düşüklüğü ve yüksekliği neden olur? Anlamı nedir?

Lökosit Kaç Olmalı?

Lökosit normal değeri bir milimetreküp kanda 4.000-10.000 arasıdır. Peki, idrarda lökosit kaç olmalı? İdrarda görülen bu değer de 0 ile 5 WBC/HPF aralığında olmalıdır.

WBC Kaç Olursa Tehlikeli?

“WBC kaç olursa lösemi olur?” sorusu da şu şekilde yanıtlanabilir:

Bir mikrometre kanda 4500-11000 mm3=µm WBC normal değerdir. Ancak bu değerin 10 katı WBC yüksekliği oldukça tehlikelidir. Bu değer yetişkinler için 190.000 mm3=µm WBC lökosit olduğundan bu kan kanseri belirtisidir.

WBC Yüksekliği Neden Olur?

“İdrarda lökosit yüksekliği nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir:

Sağlıklı insanın 1 mm3 kanında 4.000 ile 10.000 arasında lökosit bulunur.  Tam kan sayımı ile yapılan tetkik sonucunda WBC değerinin 10.000’den yüksek olması lökosit yüksekliği olarak adlandırılır. Bu durumun nedenleri şu şekildedir:

  • Alerjik hastalıklar
  • Anksiyete ve stres  
  • Hemoliz
  • Herhangi bir nedenle dalağın alınması
  • Hormon bozuklukları
  • İnfeksiyonlar
  • Kalp krizi
  • Lösemi
  • Myeloproliferatif hastalıklar
  • Vücutta inflamasyon yapan durumlar

Lökosit ve Trombosit Yüksekliği Hangi Durumlarda Görülür?

İdrarda lökosit yüksekliği genellikle vücutta oluşum gösteren bir iltihap ve infeksiyona bağlıdır. Bu mikroorganizmalar hem trombosit hem de beyaz kan hücrelerini artırır.

Beyaz Küre (Lökosit) Yüksekliği Belirtileri Nelerdir?

İdrarda lökosit yüksekliği belirtileri şöyledir:

  • Ateş
  • Balgam
  • Boğaz ağrısı
  • Eklem ağrıları
  • Gece terlemesi
  • Geniz akıntısı
  • İdrar yaparken yanma
  • İshal
  • Karın ağrısı
  • Kilo kaybı
  • Öksürük
  • Üşüme – titreme
  • Vücut ve kemik ağrıları

Beyaz Küre (Lökosit) Düşüklüğü Neden Olur?

“WBC düşüklüğü nedir?” tam kan sayımı ile yapılan tetkik sonucunda WBC değerinin 4.000 ile 10.000 değerinden düşük olmasıdır. Nedenleri şöyledir:

  • AIDS hastalığına sebep olan HIV virüsü
  • Bakterilerin neden olduğu infeksiyonlar
  • Beslenme sorunları
  • İleri derece dalak büyüklüğü
  • İnfeksiyon dışı yaşanan iltihap
  • Kemik iliği yetmezlikleri
  • Kemoterapi
  • Lösemi
  • Otoimmün
  • Radyasyon tedavisi
  • Romatizmal hastalıklar
  • Verem
  • Vitamin eksikliği

Beyaz Küre Yüksekliği ve Düşüklüğü Lösemi Belirtisi mi?

Lösemide lökosit yüksekliği veya düşüklüğü izlenebilir. Ancak bu lösemi için tek neden değildir. Bu düşüklük ya da kanda lökosit yüksekliği lösemi dışındaki hastalıklardan da kaynaklı olabilir.

Beyaz Küre (Lökosit) Düşüklüğü Belirtileri Nelerdir?

Beyaz küre düşüklüğü belirtileri de şöyledir:

  • Ateş
  • Eklem ağrıları
  • Gece terlemesi
  • Kilo kaybı
  • Vücut ve kemik ağrıları

Beyaz Küre Değerleri Yaşa Göre Değişir mi?

Bu değerler yaşa göre değişir. Özellikle yenidoğan döneminde biraz yüksek olur ve 18 yaşından sonra normale döner.

Yorum Ekle

İdrarda Lökosit (WBC) Görülmesi

Lökosit Nedir?

Lökosit beyaz kan hücresi anlamına gelir. Beyaz kan hücresinin İngilizce karşılığı olan White Blood Cell kelimelerinin baş harflerinden kısaca tahlillerde WBC veya akyuvar olarak da adlandırılır. Bağışıklık sisteminin çalışması için öneme sahip bir kan hücresidir. Vücudumuzun enfeksiyonlarla savaşmasında da görev alır.
Kan dolaşımındaki yüksek lökosit seviyeleri enfeksiyona işaret edebilir. Bunun nedeni, WBC'lerin bağışıklık sisteminin bir parçası olması ve hastalık ve enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olmasıdır.

Lökositler idrar analizinde veya tam idrar tahllinde de (idrar testi) bulunabilir. İdrarda yüksek düzeyde WBC'ler de idrar yollarında enfeksiyonunuz olduğunu göstermektedir. Bu durumda, vücudunuz idrar yollarında bir yerde enfeksiyonla savaşmaya çalışır. İdrardaki lökositler böbrek veya mesane enfeksiyonun da işareti olabilir.

İdrarda Lökosit Neden Görülür?

İdrar yolundaki veya mesanedeki enfeksiyonlar veya tıkanmalar, idrarınızda yüksek miktarda lökosit bulunmasına neden olabilir. 
Hamileyseniz enfeksiyonlar daha şiddetli olabilir, bu da idrar yolu enfeksiyonları (İYE) gibi sorunların ortaya çıkma olasılığını arttırır. Eğer hamileyseniz ve idrar yolunuzda enfeksiyon varsa, hamileliğinizi zorlaştırabileceğinden tedavi almak önemlidir.
İdrara çıkmadan önce idrarınızı çok uzun süre tutarsanız, mesanenizde bakteriyel bir enfeksiyon oluşma riski vardır. İdrarınızı sürekli olarak tutmak mesaneyi çok fazla genişletebilir. Zamanla bu durum tuvalete gittiğinizde mesanenin tamamen boşalmasını zorlaştırır. İdrar mesanede kaldığında, bakteri sayısının artması, mesane enfeksiyonuna neden olabilir. Basit sistit, hamile olmayan sağlıklı insanlarda sadece  mesanede oluşan idrar yolu enfeksiyonunun başka bir adıdır.

Böbrek taşları, pelviste bir tümör veya idrar yolunda başka bir tür tıkanıklık da daha fazla lökositin ortaya çıkmasına neden olabilir.

İdrarda Lökosit Görüldüğünde Belirtiler Nelerdir?

İdrardaki lökositler kesinlikle kendi başlarına belirtilere neden olmaz. İdrarda lökosit varsa, belirtileriniz lökositlerin idrarınızda birikmesine neden olan duruma bağlı olarak değişecektir.

 İYE (İdrar yolu enfeksiyonu) belirtileri şunlardır:

  • Sık sık idrara çıkma dürtüsü
  • İdrar yaparken yanma hissi
  • Bulanık veya pembemsi idrar
  • Ağır kokulu idrar
  • Özellikle kadınlarda pelvik ağrısı

Üriner sistemdeki engeller, tıkanıklığın konumuna ve türüne bağlı olarak çeşitli  belirtilere neden olabilir. Çoğu durumda, asıl belirti, karın bölgesinin bir veya iki tarafındaki ağrıdır.  Böbrek taşları İYE ile benzer belirtilere neden olabilir ancak bulantı, kusma ve yoğun ağrı da olabilir.

İdrarda Lökosit Görülmesinde Kimler Risk Altındadır?

Kadınlar, idrar yolu enfeksiyonları için daha yüksek bir risk altındadır ve bu nedenle idrarlarında lökosit olma olasılığı daha yüksektir. Hamile kadınların daha da yüksek bir riski vardır. Erkekler de bu enfeksiyonları kapabilirler. Örneğin büyümüş ve geniş bir prostata sahip olmak, erkeklerde İYE riskini artırır.
Bağışıklık sistemi zayıflamış olan herkes de herhangi bir enfeksiyon türü için daha yüksek risk altında olabilir.

Eğer sağlıklıysanız, kan dolaşımınızda ve idrarınızda hala yüksek lökositlere sahip olabilirsiniz. Kan dolaşımındaki normal aralık mikrolitre başına 4,500-11,000 WBC arasındadır. İdrarda normal bir aralık kandan çok daha düşük olup 0-5 WBC (wbc/hpf) dir.

Doktorunuz İYE (idrar yolu enfeksiyonu)  olduğunuzdan şüphelenirse, muhtemelen bir idrar örneği vermenizi isteyeceklerdir. İdrar numunesini aşağıdakileri kontrol etmek için test edecekler:

  • Beyaz kan hücresi
  • Alyuvar (eritrosit, rbc)
  • Bakteri
  • Mantar

Sağlıklı olduğunuzda bile idrarınızda birkaç WBC'ye sahip olmanız gerekir, ancak bir idrar testi 5 wbc/hpf'nin üzerindeki seviyeleri tanımlarsa, muhtemelen bir enfeksiyonunuz vardır. Bakteri tespit edilirse, doktorunuz bakteri enfeksiyonunun türünü teşhis etmek için idrar kültürü yapabilir.

Böbrek taşlarının teşhisine idrar testi de yardımcı olabilir. Radyolojik inceleme veya tomografi de doktorunuzun taşları görmesine yardımcı olabilir.

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz.Soru sormak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Popüler Blog Yazıları

Hba1c (Glikozile Hemoglobin) Testi nedir?Kimlere yapılır?York Test, İsparta'da Tahlil.com okurlarına 200 TL indirimliTroid Biyopsi Nasıl Yapılır?Diyet Öncesi Yaptırmanız Gereken TahlillerTahlil Sonuçları Öğrenme Tahlil.com'daYork Testi Nedir? Kimler, Neden York Test Yaptırmalıdır?Dörtlü Tarama Testinde Hangi Değerlere Bakılır?Ömürlük Grip AşısıBeyaz Kan Hücre Sayım Neden Düşük?Karyotip Analiz Nedir ve Neden Yapılır?Kültür Çeşitleri Nelerdir?Beta HCG Değerlerine Bakılarak Çoğul Gebelik Tanısı Koyulur mu?

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası