cipralex cinsel isteksizlik / Cinsel dürtüleri azaltan antidepresanlar hakkında hekimler ne öneriyor?

Cipralex Cinsel Isteksizlik

cipralex cinsel isteksizlik

Cinsel İsteksizlik

Cinsel İsteksizlik Nedir?

Halk arasında “cinsel isteksizlik”, “cinsel soğukluk”, “bel soğukluğu”, “haz eksikliği” “cinsel arzu azalması”, “cinsel uyarılma bozukluğu” isimleriyle; tıp literatüründe ise “frijidite” veya “frijit” isimleriyle bilinen hastalık; kadın veya erkek, genç ya da yaşlı farkı gözetmeksizin her bireyde hem fiziksel hem de psikolojik sebeplerden kaynaklı olarak ortaya çıkabilecek ve bu yüzden de fiziksel veya psikolojik olarak değerlendirilebilecek bir durumdur.

Bireylerin cinselliklerini sürdürebilmeleri için öncelikle bedensel olarak ve ruhen sağlıklı olmaları gerekmektedir. Dönem dönem cinsel ilişkiye girme isteğinde azalmalar görülmesi normaldir fakat bu durumun insanoğlunun doğası gereği de çok uzun sürmemesi gerekmektedir. Cinsel ilişkiye girme isteğinde azalma, karşı cinse karşı duyulan ilgisizlik, karşı cinsten gelen uyarana karşı tepki vermeme ya da verememe durumu 6 ay ve daha uzun süreli devam ederse frijidite durumu söz konusudur denilebilir ve mutlak suretle tedavi gerektirmektedir.

Kişinin içerisinde bulunduğu fiziksel durum, psikolojik durum, çevresel durum, sosyal konumu, bireysel konumu, ekonomik durumu gibi faktörler cinsel isteksizliği direkt olarak tetikleyebilir. Bu durumlarda kötüye gidiş, yaşam kalitesini de kendisiyle birlikte düşüreceği için cinsel isteksizlik hastalığının görülmesi muhtemeldir. Erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülmektedir.

Cinsel İsteksizlik Türleri

Birçok sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilecek olan cinsel isteksizlik hastalığının türlerini 3 ana başlık altında incelemek mümkündür.

Primer cinsel isteksizlik-Birincil cinsel isteksizlik:

  • Bireyin cinsel kimliğinin oturmaya başladığı ergenlik döneminde görülmektedir.
  • Birey, karşı cinsten gelen hiçbir uyarana tepki vermez.
  • Birey, hiçbir cinsel olguya ilgi göstermez.
  • Mastürbasyon ile tatmin olma isteği yoktur.
  • Tiksinti söz konusudur.
  • İlerlemesi ve bu şekilde devam etmesi muhtemeldir.
  • Kalıcı olabilir.
  • Cinsel uyaran eksikliğinden kaynaklanabilir.
  • Bireyde erkeklik hormonu veya kadınlık hormonu miktarında azlık veya çokluk durumundan kaynaklanabilir.

Sekonder cinsel isteksizlik-İkincil cinsel isteksizlik:

  • Bireyin normal giden cinsel yaşantısının genellikle bir etmene bağlı olarak son bulmasıdır.
  • Bireyin daha önceden yaşadığı kötü cinsel ilişkileri sebebiyle oluşan türdür.
  • İlişkide partnerinin kişisel bakımına özen göstermemesinden kaynaklanabilir.
  • Sonradan görülür.
  • Azalarak son bulma söz konusudur.
  • Geçici olabilir.

Durumsal cinsel isteksizlik:

  • Birdenbire ortaya çıkabilir, geçicidir.
  • Maddi durumda yaşanan olumsuz durumlardan kaynaklanabilir.
  • Kaygı bozukluğu sonucunda oluşabilir.
  • Yorucu geçirilen dönemlerde artışı görülür.
  • Strese bağlı olarak gelişebilir.

Cinsel İsteksizlik Belirtileri

Her birey hayatının belirli dönemlerinde cinsel isteksizlik problemiyle karşı karşıya gelebilir. Bu isteksizliğin altında psikolojik ve fiziksel olmak üzere nitelendirilebilecek sebepler yatmaktadır.

Kadın-erkek farkı gözetmeksizin görülebilecek olan belirtiler aşağıdaki gibidir:

  • İnsanın davranışlarının ve yaşama bağlılık gücünün temelini oluşturan libidoda azalma durumu
  • Cinsel arzunun olmaması durumu
  • Cinsel ilişkiye motive olamama
  • Cinsel ilişkiden zevk alamama
  • Cinsel ilişki esnasında başka şeyler düşünme
  • Cinsel ilişkinin sıklığındaki azalmanın normal olarak düşünülmesi
  • Cinsel ilişkinin sıklığında görülen giderek azalma durumu
  • Cinsellikle ilgili konulardan kaçma hissi
  • Karşı cinse karşı nötr olma durumu

Cinsel İsteksizlik Nedenleri

Önemli bir sağlık problemi olan cinsel isteksizliğin nedenlerini kadınlarda ve erkeklerde olarak ayrı ayrı değerlendirmek daha açıklayıcı olacaktır. Ancak genelleme yaparak, cinsel isteksizlik nedenlerini aşağıda belirtilen haliyle maddeleştirmek de mümkündür.

  • Alkol bağımlılığı
  • Sigara veya madde bağımlılığı
  • Depresyon
  • Kalp yetmezliği
  • Aldatma durumu
  • Aldatılma korkusu
  • Tiroid hormonunun neden olduğu hastalıklar
  • Nörolojik olarak yaşanan problemler
  • Böbrek yetmezliği
  • Karaciğer yetmezliği
  • İlk cinsel ilişkinin başarısız olmuş olması
  • Tansiyon hastalığı veya diyabet gibi kronikleşmiş hastalıklar
  • Yaşlılık hissi
  • Evlilik ile ilgili sorunlar
  • Evlilikte kişiler arasında yaşanan sosyo-kültürel farklılıklara bağlı olarak ortaya çıkan problemler
  • Yakın zamanda bir akrabanı kaybetmiş olma durumu
  • Gizli veya kabullenilemeyen eşcinsellik durumu
  • Bıkkınlık durumu

Kadınlarda cinsel isteksizlik nedenleri:

Günümüzde kadınların yaklaşık olarak üçte birinde cinsel isteksizlik söz konusudur. Bu durumun nedenleri dönemsel olarak, yaşa bağlı olarak, psikolojik ve daha önceden yaşanmış travmalara bağlı olarak değişiklikler gösterebilir.

Bunlar;

  • Bedenini yeterince ve doğru tanımama durumu
  • İlişkiden nasıl zevk alacağını bilememe durumu
  • Toplumsal baskı durumu
  • Aileden ve içinde yaşanılan topluma ait kültürel değerlerimiz
  • Dini değerlerimiz
  • Partnere karşı duyulan geçmiş kırgınlıklar
  • Partnere karşı duyulan öfke
  • Daha önceden geçirilmiş, rahmin ameliyatla alınması anlamına gelen ve “histerektomi operasyonu” adıyla bilinen bir cerrahi müdahale
  • “Tokofobi” adıyla bilinen; gebe kalmaktan ve doğumdan korkma duygusu
  • Bireyin yaptığı işin birey üzerinde oluşturduğu baskı
  • Cinsel ilişkiden korkma durumu
  • Zor doğum öyküsü
  • Vajinismus
  • Anormali ile sonuçlanan gebelik durumu veya kürtaj işlemi
  • Cinsel ilişki sırasında hissedilen şiddetli ağrı-disparoni
  • Cinsel ilişki sırasında partnerinin erken boşalacağı korkusu
  • Cinsel ilişki sırasında partnerinin sertleşme sorunu yaşayacağı korkusu
  • Cinsel ilişki sırasında kadının vajinada kuruluk yaşaması
  • Menopoz dönemi ve bu dönemin getirdiği ani hormonal ve ruhsal değişimler
  • Doğum kontrol hapları, kortizonlu kremler veya haplar, antidepresanlar gibi kullanılan bazı ilaçların yan etkileri
  • Rahimin ters dönmüş durumda olması
  • Vajinada meydana gelen akıntı, mantar, kötü koku problemi
  • Çocukluk veya ergenlik döneminde yaşanan taciz durumu
  • Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan tecavüz durumu
  • Cinsel ilişkiyi kadınların bir görevi gibi düşünerek hareket etme ve buna bağlı olarak yalnızca partnerini tatmin etme ihtiyacının hissedilmesi durumu

Erkeklerde cinsel isteksizlik nedenleri:

Erkeklerde cinsel isteksizlik problemi kadınlara oranla daha az miktarda görülmektedir.

  • Östrojen hormonunun azlık veya çokluk durumu
  • Cinsel ilişki sırasında sertleşme problemi
  • Cinsel ilişki sırasında erken boşalma sorunu
  • Partnerini tatmin edememe, mutlu edemeyeceği düşüncesi
  • Performansta başarısızlık korkusu
  • Partnerini diğer kadınlarla kıyaslama durumu
  • Evli olan bireylerde, diğer kadınların daha çekici olduğunu düşünme durumu
  • Partnerine bağlanmaktan korkma durumu

Cinsel Birleşmede Hazza Ulaşmadan Sonra Cinsel İsteksizlik

Cinsel birleşme sonrası erkek bedeni kaybettiği eforu yeniden kazanabilmek ve boşalma durumunun kendisinde yarattığı olgudan uzaklaşabilmek için zamana ihtiyaç duyar. Bu zaman kişiden kişiye değişiklik gösterir.

Penisin tekrar cinsel birleşme için hazır hale gelmesi ve cinsel birleşmenin sağlanabilmesi için her bireyin anatomik olarak da zamana ihtiyacı vardır. Böylelikle bedenin zarar görmesinin de önüne geçilmiş olur. Kadınlar tarafından çok normal karşılanmayan bu durum tıbbi olarak normal görülmektedir.

Cinsel İsteksizlik Teşhisi

Cinsel isteksizlik problemi her bireyin hayatının farklı dönemlerinde karşılaşabileceği bir sorun olarak görülmektedir. Cinsel isteksizlik hastalığının tanısı koyulurken alanında uzman bir hekimden destek alınmalıdır.

Cinsel soğukluk hastalığı çiftlerin uzun süre ilişkiye girmemeleri, çiftlerden birisinin veya her ikisinin de bu durumu normal olarak düşünmesi sonucu daha da ciddi seviyelere ulaşarak, boşanmalara neden olabilir. Bireylerin ilişkilerinde kendilerini değersiz hissetmeleri durumu, birbirlerine karşı öfkeleri ve kızgınlıkları, ev içerisinde sık sık yaşanır hale gelen çatışmalar, bireylerin bedenlerini doğru tanımamaları ve bunlara ek olarak fiziksel sorunlar sonucu cinsel soğukluk hastalığı ortaya çıkabilir.

Öncesinde cinsel soğukluğun nedeni doğru bir şekilde belirlenmelidir. Sonrasında ise cinsel isteksizliğin nedenlerine ve belirtilerine göre bir Psikologdan, Kadın Doğum Uzmanı veya Üroloji Uzmanından destek alınabilir. Alanında uzman bir doktordan destek alınırken, şayet doktorunuz tarafından gerekliliği dile getiriliyorsa, eşler tedavi sürecini birlikte devam ettirmelidir. Böylelikle eşlerin birbirleriyle geçirdiği sürecin ve yaşantılarının öyküsü daha net bir şekilde belirlenecek ve öncelikle çiftler arasındaki psikolojik sorunların önüne geçilmeye çalışılacaktır. Sonrasında ise temelinde yatan diğer sebepler detaylıca incelenip fiziki muayene gerekliliği görülebilir.

Fiziki muayenede ikincil tip olarak adlandırılan sekonder cinsel isteksizlik sebepleri irdelenir ve vücuttaki kıllanma oranları, testis ve vajinanın boyutları, göğüslerde aşırı büyüme ve büyümeme gibi olgular incelenir. Hormonal dengeler de kontrol edildikten sonra tedavi süreci için uygun planlama uzman doktor eşliğinde yapılır.

Cinsel İsteksizlik Tedavisi

Cinsel isteksizlik tedavisinde ilk aşama bu hastalığa sebep olan şeyin doğru tespitinin sağlanmasıdır. Hastalığın temelinde psikolojik etmenlerden birisi yatıyorsa, psikolojik destekle tedavi sağlanacaktır. Bu tedavi için cinsel terapi hizmeti veren kliniklerden, evlilik terapisi hizmeti veren kliniklerden ve uzman psikologlardan destek alınmalıdır. Fakat hormonal bir sorun söz konusuysa öncelikle soruna neden olan hormon seviyeler kontrol edilmeli, sonraki aşamada tedaviye geçilmelidir.

Kişilerin sorunlarının bireysel olarak tespiti sağlanmalıdır. Kadının partneriyle ilgili olan sorunları irdelenir. Örneğin sertleşme sorunu, erken boşalma durumu gibi şeyler de mutlaka incelenmeli ve eş zamanlı olarak tedavisi sağlanmalıdır. Cinsel gevşeme ve rahatlama sağlayacak olan masaj, cinsel birleşme pozisyonlarının değerlendirilerek doğru olana karar verilmesi ve birleşme tekniğinin belirlenmesi, mastürbasyon ihtiyacının birlikte giderilmesi gibi aşamalar da uygulanabilir. Böylelikle tedavi sürecini eş desteğiyle birlikte kısaltmak ve kalıcı çözümler sağlamak mümkün hale gelebilir.

Cinsel isteksizlik tedavisini de erkeklerde ve kadınlarda olmak üzere ayırmak mümkündür.

Erkeklerde cinsel isteksizlik tedavisi:

Erkeklerde testislerden salgılanan ve “testosteron” adı verilen erkeklik hormonunun düşüklüğüne bağlı olarak cinsel soğukluk görülebilir. Testosteron hormonu insan vücudunda serbest ve bağlı olmak üzere bulunmaktadır. Bağlı halde bulunan testosteron hormonu proteinlerle birliktedir fakat serbest halde bulunan testosteron hormonu erkek vücudu tarafından kullanılabilir ve aslında büyük rolü vardır.

Bu hormon;

  • Kas yapısını geliştirir.
  • “Penis” adı verilen erkek cinsel organının büyümesini ve süreç içerisinde de gelişimini tamamlamasını sağlar.
  • Ses tonunun ortaya çıkmasını yani ses tellerindeki gelişimini sağlar.
  • Vücudun kıllanmasını sağlar.
  • Kemik yapısını oluşturur ve geliştirir.
  • Saçların yapısını oluşturur.

Testosteron hormonunun eksikliğinde aynı zamanda anksiyete bozuklukları, terleme durumu, halsizlik, duygu durumunda ani değişiklikler, depresyon hali ve uykusuzluk gibi durumlar da görülebilir.

Doğru tedavinin sağlanabilmesi için öncelikle cinsel isteksizliğin sebebinin psikolojik etmenlere bağlı olup olmadığının tespiti sağlanmalıdır. Psikolojik etmenlere bağlı bir nedeni yoksa testosteron hormonu seviyelerinin ölçümleri yapılmalı ve hormon tedavisine başlanarak çözüm aranmalıdır. Bu süreç aynı zamanda bir psikolog tarafından da desteklenirse, kısa sürede çözümlenecektir.

Kadınlarda cinsel isteksizlik tedavisi:

Kadınlarda cinsel isteksizlik sorununun tedavi edilebilmesi için öncelikle jinekolojik bir muayene yapılmalı ve kadının cinsel isteksizliğine sebep olan şeyin doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.

Yapılacak olan jinekolojik muayene, kadının cinsel isteksizliğine neden oluşturan ve cinsel arzuyu doğrudan etkileyebilecek olan fiziksel durumlar kontrol edilir. Hastanın kullandığı ilaçlar, geçmiş dönemde yaşadığı ve kronikleşmiş hastalıkları, nörolojik sorunlarının olup olmadığı değerlendirilir. Bu değerlendirmelere bağlı olarak herhangi bir soruna ulaşıp nedeni tespit edilemezse; cinsel soğukluğa neden olan psikolojik etmenlerin tespiti için bir psikolog veya cinsel terapistten destek alması için hasta yönlendirilir. Hastanın bilinçaltı detaylı olarak ele alındıktan sonra, gerekli tedavi için planlama yapılır.

Cinsel İsteksizlik Tedavi Edilmezse

Cinsel isteksizlik problemi muhakkak bir uzman desteğiyle kaynağı doğru tespit edilerek tedavisi sağlanması gereken bir hastalıktır. Cinsel isteksizlik durumu tedavi edilmezse; kişi kendisini içinde bulunduğu topluma ait hissetme noktasında sıkıntılar yaşar, güveni kaybolur, yaşam kalitesinde azalmalar görülür ve sonuç olarak da mutsuz bir birey haline gelir.

Cinsel İsteksizliğe Ne İyi Gelir? Ne İyi Gelmez?

Cinsel isteksizliğin öncelikle altında yatan sebebinin doğru olarak tespiti sağlandıktan sonra gerekli psikolojik destek ve uzman doktor muayenesi yaptırılmalıdır. Bu psikolojik destek ve uzman doktor muayenesi sonucunda, kişiye verilen ilaçlara veya psikolojik bilgilendirmelere ek olarak besinlerden de faydalanmak mümkündür.

Havlıcan kökü, ısırgan tohumu, ceviz, adaçayı ve özellikle kuru incirin cinsel isteksizlik tedavisinde pozitif etkileri görülmüştür.

Cinsel isteksizliğe iyi gelmeyen şeyler arasında da aşırı sigara kullanımı, kafein bağımlılığı, antidepresanlar ve çeşitli kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar bulunmaktadır.

Hamilelikte Cinsel İsteksizlik

Hamilelik döneminde kadın ve erkekte, ana rahmine gebeliğin düşmesiyle birlikte annelik ve babalık kavramları oluşur. Bu kavramlar cinsel ilişki sırasında yalnız olunmadığı düşüncesini de ortaya çıkarır. Bebeğin varlığının farkında olan anne ve baba, yalnız olmadıklarını düşüncesine bağlı olarak cinselliklerini erteleyebilir ve hatta hamilelik süresi boyunca hiç cinsel birliktelik yaşamayabilirler. Bu durum tabi ki normal değildir.

Hamilelik döneminde kadın vücudunda ortaya çıkacak olan hormonal denge bozuklukları, kadının bu süreci cinselliğe aşırı düşkün veya cinsellikten tiksinerek geçirmesine neden olabilir.

Kadın hamilelik sürecini tek başına yaşamamaktadır aslında. Partneri de onun bu durumundan etkilenmektedir ve ilişki sırasında erkek üreme organı olan penisin ana rahminin üzerinde ve dolayısıyla da bebek üzerinde baskı yaratacağı düşüncesine sahip olan erkek, seksten uzaklaşır ve mümkün olduğunca cinsel birliktelik yaşamaktan kaçınır hale gelir.

Bu nedenle her cinsel birliktelik girişimi, kadının partnerinin kendini kontrol etmeye çalışması ya da seks pozisyonundan bebeğin etkileneceği düşüncesiyle sürekli rahatsızlık duymasına bağlı olarak başarısızlıkla sonuçlanır. Buna bağlı olarak kendini artık kadın, “çekici”, “seksi” kavramlarından uzak hissetmeye başlayan anne adayı mutsuz olur ve partneri de tamamen mecburiyetten cinsel birleşmeyi tamamlayabilir fakat haz alma söz konusu değildir.

Unutulmaması gereken bir nokta ise mutluluğun sadece cinsel birleşme ile sağlanmadığıdır.

Kısacası;

  • Gebelik döneminde kadının koku ve tat duygusunda ciddi değişiklikler meydana gelir. Mide bulantıları oluşabilir.
  • Gebelik döneminde kadın kendisini estetik açıdan yeterli hissetmez.
  • Gebelik döneminde vajinada ve göğüs uçlarının renginde koyulaşmalar görülür ve bu durum kadının kendisini çirkin hissetmesine neden olabilir. Haliyle partnerinin de kendisini bu durumdan dolayı itici bulabileceği algısına kapılabilir ve sonuç olarak da cinsel birleşmeden mutlak suretle kaçar.
  • Gebelik döneminin ilerleyen zamanlarında fetüsün anne karnına büyümeye başlaması, hareketlerinin daha da belirgin ve hissedilir hale gelmesiyle beraber anne, bebeğin cinsel birleşmeyi hissettiği algısına kapılabilir.
  • Gebelik döneminde vajinal kokular ve akıntılar meydana gelebilir. Kadın bu durumun partneri açısından olumlu karşılanmayacağı düşüncesinde olabilir.
  • Gebe kişi, cinsel birleşme esnasında yaşanan durumdan zevk alma olarak nitelendirebileceğimiz “orgazm” algısının ve bu durumun ortaya çıkaracağı kasılmaların bebeğe zarar vereceğini düşünebilir.

Doğum Sonrası Cinsel İsteksizlik

Doğum sonrası dönemde yaşanan cinsel isteksizlik durumu bir travma olarak nitelendirilebilir.

Doğum sonrasına “anne” vasfına sahip olan kadında “prolaktin” olarak adlandırılan ve vücutta süt salgılanmasını sağlayan hormon, kadında cinsel isteksizliğe neden olabilir. Yumurtalıklardan salgılanmakta olan “androjen” ve “östrojen” hormonları, emzirme döneminde yüksek oranda salgılanan “prolaktin” tarafından baskı altına alınır. Bu durumda da cinsel isteksizliğin görülmesi normaldir.

Anne kişisi doğum sonrası dönemde sadece bebeğini beslemeye ve onun ihtiyaçlarıyla ilgilenmeye odaklanır. Cinsellik onun için ön planda değildir. Bu durumun aksine, erkeklerde de doğum sonrası dönemde cinsel istekte artış gözlemlenir. Fakat kadının hem hormonal hem de psikolojik etmenlerine bağlı olarak cinsel birleşmeyi gerçekleştirmesi neredeyse imkansız olarak nitelendirilebilir.

Bu durum ve beraberinde getirdiği süreç normaldir fakat bu sürecin uzamamasına dikkat edilmelidir.

Menopoz Döneminde ve Menopoz Sonrasında Cinsel İsteksizlik

“Menopoz” sözcüğü; kadınlarda regl döneminin son bulduğu ve yumurtlamanın artık olmayacağı anlamındadır. Bir hastalık değildir. Bunun aksine insan fizyolojisinin olmazsa olmaz parçalarından birisidir.

Menopoz durumu kadınlarda cinselliği çok etkileyen bir durum değildir. Bu dönemde kadının yaşının artmasıyla birlikte iş stresinde azalma, gebe kalma durumunun ortadan kalkması, fiziksel olarak bağımlılık gerektiren durumların azalmış olması, kaygıların ortadan kalkması ve yaşa bağlı olarak edinilen tecrübeler ile birlikte kişinin cinsel yaşantısında artışlar meydana gelir.

Menopoz döneminin başlarında görülebilecek olan ve cinsel isteği tetikleyen libidoda azalma durumu bazen söz konusu olabilir ama geçicidir. Vajinanın cinsel ilişki sırasında kuruma hissi yaratması ve bu durumun ağrılı cinsel birleşmeye neden olması, menopoz dönemindeki kadını cinsel ilişkiden uzaklaştırabilir. Bu süre içerisinde kayganlaşmayı sağlayıcı jeller veya vajina bölgesine uzman bir doktor tarafından uygulanabilecek hormon enjektesiyle kalıcı çözümler sağlanabilir. Böylelikle de cinsel isteksizlik problemi ortadan kaldırılır.

Cinsel isteksizlik için Hangi Doktora Gidilir?

Aşağıdaki belirti ve şikayetlere sahip kişilerin cinsel ilişki isteksizliğinin tedavisi için bir doktora muayene olması gerekebilir. Cinsel isteksizliğin sebebi bir fonksiyonel problemin sonucu ise erkekler bir Üroloji Hastalıkları uzmanıyla kadınlar ise bir Kadın Doğum ve Hastalıkları uzmanı ile görüşmelidir. Bununla birlikte cinsel isteksizlik psikolojik bazı sebeplere dayanıyorsa cinsel alanda eğitim almış bir psikolog ile görüşmek gerekir.

Bu belirti ve şikayetler:

  • Eğer cinsel ilişkiye girme sıklığınız  herhangi bir olaydan veya travmadan sonra azaldıysa ve bu konuda kendinizi yetersiz hissediyorsanız bir genellikle psikolojik bir probleminiz vardır. Bu sebeple bir psikolog size yardımcı olabilir.
  • Cinsel ilişkiye isteksiz olmanız cinsel ilişki sırasında yaşadığınız fonksiyonel problemlerden kaynaklanıyorsa ve giderek cinsel ilişkiye girmekten kaçınma sıklığınız azalıyorsa bir üroloji hastalıklarına gitmeniz gerekir.
  • Kadınlarda cinsel isteksizlik cinsel ilişki sırasında ağrı hissine bağlı olarak meydana gelebilir. Bu sebeplerle cinsel ilişki yaşayan kadınların bir kadın doğum ve hastalıkları uzmanı ile görüşmesi gerekir.

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) tarafından geçtiğimiz günlerde “Cinsellik, Cinsiyet ve Sınırlar” temasıyla yapılan ulusal kongrede konuşan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Cem İncesu, depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların cinsel işlev bozukluklarına yol açabildiğini, çoğu zaman doktorla konuşulmayan bu etkilerin depresyon hastalarının tedavilerini bırakmalarında önemli bir neden olduğunu söyledi.

Depresyon ve cinsel işlev bozuklukları arasında çok güçlü ve çift yönlü bir ilişki olduğunu belirten Dr. İncesu; “Depresyon olgularının yarısından çoğunda başta cinsel isteksizlik olmak üzere çeşitli cinsel işlev bozuklukları tabloya eşlik ediyor. Öte yandan antidepresif ilaçların da yüksek oranda cinsel işlev bozukluğuna yol açması bir kısırdöngü oluşturuyor. Cinsel yan etkilerle ilgili soruları hastalara bırakmadan mutlaka hekimler sormalı ve önce onlar gündeme getirmeliler. Çünkü hastalar utanıyor ve soramıyorlar. Ama hekim sorduğunda çok daha rahat cinsel sorunlarını konuşabiliyorlar” dedi.

Serotonin ve prolaktin artıyor, cinsel istek azalıyor

Majör depresyon özsaygıda azalma, zevk alamama, psikomotor aktivitede azalma gibi klinik belirtiler aracılığıyla doğrudan cinsel işlev bozukluklarına etki ediyor. İlişki sorunları, içe kapanma, kişiler arası ilişkilerde bozulma gibi depresyona bağlı olarak ortaya çıkan ya da eşlik eden sorunlar cinsel işlevleri olumsuz etkiliyor. Psikiyatrik ilaçların yan etkileri; alkol, madde kullanımı; eşlik eden diğer psikiyatrik hastalıklar da cinsel işlev bozukluklarına yol açan nedenlerden.

Her üç kişiden biri yaşamının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşıyor. Bu oran psikiyatrik sorunlarda iki katına çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen cinsel işlev bozuklukları istek azlığı, uyarılma ve orgazm bozuklukları. Erkeklerde ise erken boşalmanın, en sık görülen cinsel işlev bozukluğu olduğu belirtiliyor.

Depresyon tedavisinde kullanılan “trisiklik” grubu antidepresanların cinsel işlevler üzerindeki olumsuz etkilerinin; kolinerjik ve beta adrenerjik aktivite ile histamin ve oksitosun düzeylerinde yol açtıkları azalma, prolaktin ve serotonin düzeylerinde yol açtıkları artış nedeniyle olduğu belirtiliyor. “SSRI” (geçici serotonin geri alımönleyicileri) grubu antidepresanlar cinsel işlevin bütün aşamalarını etkiliyor. Kadınlarda orgazm olamama ya da daha zor olma, erkeklerde ejakülasyonda gecikme gibi yakınmalara yol açıyor. SSRI’lara bağlı cinsel işlev bozuklukları erkeklerde daha sık, kadınlarda daha şiddetli görülüyor. Cinselliğin özellikle orgazm ve istek aşamalarını etkiliyor. İlaçlar ilk haftadan itibaren etki göstermeye başlayıp, tolerans az gelişiyor.

Baş etme stratejileri

Antidepresanlara bağlı cinsel işlev bozuklukları konusunda doktorların aktif davranmasını ve bu konuda hastalarla mutlaka konuşulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Cem İncesu;  yaşam kalitesinde bozulma, partner tepkisi ve partner ilişkisinde bozulma, cinsel özgüvende azalma, özsaygıda azalma, performans anksiyetesi geliştirme, depresyon tedavi seyrinin etkilenmesi, tedavi terki gibi sonuçları olan bu etkilerle doktorların baş etme stratejilerini ise şöyle sıraladı:

İlaç toleransı için bir süre bekleme: Hafif olgularda tercih ediliyor. Orta düzeyde olgularda 6 ayda yüzde 19 oranında etkisi var. Ağır olgularda, daha önce ilaca bağlı cinsel işlev bozukluğu ya da bu nedenle tedavi terki olanlarda beklenmesi önerilmiyor.

İlaca ara verme (hafta sonları, tatiller vb.): Genellikle etkisiz olan bu yöntem, belirtilerde alevlenme yaratabildiği için sık kullanılmıyor.

Antidot tedavisi: Etki düzeyi düşük. Seçilmiş olgularda kullanılabiliyor.

Doz azaltımı, antidepresanı değiştirme gibi baş etme stratejilerinin de diğerleri gibi mutlaka doktor kontrolünde ve detaylı değerlendirme ile yapılabileceğini, aksi durumda depresyon belirtilerinin alevlenebileceğini söyleyen Dr. İncesu konu hakkında hastaların dikkat etmesi gereken bir başka unsur daha olduğunu belirtiyor:

“Cinsel işlev bozukluklarını (psikolojik kökenli olanları) cinsel işlev bozuklukları konusunda ek eğitim ve süpervizyon almış psikiyatrist ya da klinik psikologların tedavi etmesinin çok daha uygun olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu alan spesifik bir alan ve ülkemizde de dünyada da klasik uzmanlık eğitimlerinde genellikle öğretilmiyor.” (AT/AS)

Cinsel dürtüleri azaltan antidepresanlar hakkında hekimler ne öneriyor?

Hayatınızın daha kolay, mutsuzluğunuzun daha çekilir olduğunu hissederken cinsel dürtülerinizin azalacağını bilseniz, bunu yine de ister miydiniz? Psikiyatrların sıkça reçetelediği antidepresan ilaçları kullananların sayısı arttıkça, bilinen yan etkilerin görülme oranı da artıyor. Ne yazık ki antidepresanların en yaygın yan etkilerinden biri, libido olarak da adlandırılan cinsel dürtülerde azalma. Uplifers okurları için cinsel isteksizliğin daha seyrek görüldüğü antidepresanları araştırdık, hekimlerin önerilerini derledik.

Yan etkisiz ilaç var mı?

Yan etki, ilacı kullanmanın beklenmeyen bir sonucudur; fizyolojik ya da psikolojik bir etki olarak kendini gösterebilir. Tüm ilaçların çeşitli sıklıklarda görülen, hafif, orta ya da şiddetli yan etkileri vardır. Bunlar, ilacı kullanmanın faydaları ile karşılaştırıldığında riskli görülmedikleri sürece ilaç üretilmeye ve satılmaya devam eder.

Beyindeki kimyasal dengeyi değiştiren antidepresanların sık görülen yan etkileri arasında alışılmadık rüyalar görme, asabiyet, ağız kuruluğu ve ishal bulunur. Bunlar genelde vücudun ilaca alıştığı ilk haftadan sonra geçen yan etkilerdir. Ancak cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, orgazm olamama gibi yan etkiler hem erkekleri hem de kadınları etkileyen, daha uzun süreli tatsız durumlardır. 

Hekimler cinsel dürtüde azalmaya karşı ne öneriyor?

İlaç kullanmadan önce mutlaka bir hekime danışılması gerektiği gibi, yan etki görülmesi durumunda da mutlaka hekimi bilgilendirmek gerekiyor. Cinsel isteksizlik ve orgazm olamama gibi yan etkilere karşı hekimlerin önerdiği stratejilerden bazıları şunlar:

  • İlacın değiştirilmesi ya da dozunun azaltılması
  • Yan etkilerin tedavisi için bir ilaç daha kullanılması
  • Cinsel isteği artırıcı ve ereksiyon problemini çözücü başka bir ilaç kullanılması (sildenafil, vardenafil gibi)

Sıkça önerilen ve ilaca dair bir değişiklik gerektirmeyen bir öneri ise, ilacın günlük dozunu almadan önce ilişkiye girilmesi. Bu durum spontan cinsel ilişki olasılığını düşürse de, en azından ani cinsel dürtü kaybına maruz kalınmıyor ve uyarılmama, orgazm olmama gibi durumlardan bizi olabildiğince uzak tutuyor.

Mayo Clinic’e göre bazı etken maddeler cinsellikle ilişkili yan etkilere daha az neden oluyor. Bupropion, mirtazapine, vilazodone etken maddelerini içeren antidepresanların kullanılması durumunda cinsel isteksizlik benzeri yan etkiler daha az görülüyor.

İlginizi çekebilir: Uzun süreli ilişkilerde cinsel isteksizlik problemiyle baş etmenin yolları

Kaynaklar: Self, WebMD, HealthLine, Mayo Clinic

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası