ayetel kürsi hangi surede geçiyor / AYETEL KÜRSİ OKUNUŞU: Ayetel Kürsi Arapça Türkçe oku, anlamı, faydaları, tefsiri

Ayetel Kürsi Hangi Surede Geçiyor

ayetel kürsi hangi surede geçiyor

Ayetel Kürsi Duası Kaç Ayettir? Ayetel Kürsi Kaçıncı Sayfa Ve Cüz?

Ayetel Kürsi'nin faziletlerini ve faydalarını bilenler, Ayetel Kürsi kaçıncı sayfada ve hangi surede yer alır, Ayetel Kürsi kaç ayetten oluşur gibi sorulara yanıt arıyor. Namazların ardından ve geceleri yatmadan okunduğunda çok hayırlı olan ve şeytanın şerrinden, kötülüklerden ve nazardan koruyan Ayetel Kürsi kaç ayet diye de araştırılıyor.

AYETEL KÜRSİ KAÇINCI SAYFADA VE HANGİ SUREDE YER ALIR?

Ayetel Kürsi, Kur'an-ı Kerim'in ikinci suresi olan el-Bakara Suresi'nde yer alır. Surenin 'inci ayeti olan Ayetel Kürsi Kur'an-ı Kerim'in 41'inci sayfasında bulunur. Ayetel Kürsi'de, Allah'tan başka ilah olmadığından' ve Allah'ın Hayy ve Kayyum olduğundan bahsedilmektedir. Ayetel Kürsi konuları arasında Allah'ın yeryüzünün ve gökyüzünün sahibi olduğu yer almaktadır.

AYETEL KÜRSİ KAÇ AYETTEN OLUŞUR?

Ayetel Kürsi sure olarak bilinir ancak, birçok hadiste övülmesi sebebiyle adına Ayetel Kürsi denilen ve anlamı yüksek ayetler olan bir ayettir. Uzun bir ayet olması sebebiyle Ayetel Kürsi'nin birden fazla ayetten oluştuğu düşünülür. Ancak Bakara Suresi içinde tek bir ayetten oluşmaktadır.

AYETEL KÜRSİ NE İÇİN OKUNUR?

Her şeyin şerrinden Allah'a sığınarak sürekli şekilde Ayetel Kürsi okunmalıdır. Nazara karşı okunması gereken dualar arasında yer alır. Namazlardan sonra Ayetel Kürsi okumak menduptur. Özellikle geceleri yatmadan evvel okunması halinde okuyan kişinin evine kötülükler gelmeyecek, şeytanın şerrinden korunacaktır.

AYETEL KÜRSİ FAZİLETLERİ

Ayetel Kürsi okumak nazardan büyüden ve tüm olumsuz enerjilerden korunmaya vesile olmaktadır. Ayetel Kürsi okumak imkansız olarak düşünülen işlerin açılmasına rızkın bollaşmasına ve bereketlenmesine vesile olmaktadır. Namazlardan sonra Ayetel Kürsi okumak hadislerde yer alan ve cennete girmek için faziletli olan bir ameldir. Ayetel Kürsi okumak kişinin ailesinin ve malının korunmasını sağlayan bir ibadettir. Hasta kişilere okuyarak üflemek hastalıktan kurtulmaya vesile olmaktadır. Birçok sıkıntının yok edilmesine vesile olan bir ayettir. Maddi manevi rahatsızlıkları gidermek için okunduğu gibi uyku problemlerinde ve ruhsal sıkıntılardan kurtulmaya da şifa olmaktadır.

Ayetel Kürsi duası okunuşu ve anlamı için Ayetel Kürsi linkine tıklayınız.

Ayet el kürsi okunuşu, anlamı. Ayet el kürsi duası Türkçe-Arapça okunuşu, anlamı, fazileti

Ayetel Kürsi duası Kur'an-ı Kerim'de yer alan Bakara Suresi'nin ayeti kerimesidir. Faziletleri en büyük ayetleri arasında ilk sırada yer alır ve ayetlerin efendisi olarak nitelendirilmektedir. Ayet el kürsi her namazın ardından okunur. Her türlü nazardan, felaketten, hastalıktan korunmak için de günün her saatinde Ayet el kürsiaokunmaktadır. Ayetel Kürsi okunuşu Arapça ve Türkçe anlamı en çok araştırılan konulardan birisidir. Ayetel Kürsi ezberle, dinle ve oku başlığı altında Ayet el kürsiile ilgili merak ettiğiniz tüm ayrıntılara buradan ulaşabilirsiniz. Ayetel Kürsi duası okunuşu dinle, Arapça Türkçe oku ve Diyanet meali içeriğimizde yer alıyor. İşte Bakara Suresi'nin ayeti olan ayetel kursi okunuşu ile ilgili merak edilen tüm ayrıntılar! Ayetel Kürsi Ne Demek? Manası Nedir? Ayetel Kürsi Okumanın Faziletleri ve faydaları nelerdir? Ayetel Kursi'de Geçen Allah'ın İsimleri ve Anlamları Nelerdir? Ayetel Kürsi'de Geçen Allah'ın Sıfatları ve anlamları nelerdir? İşte detaylar haberimizde

Ayetel Kürsi Bakara suresinin ayetinde yer almaktadır. İçinde Allah'ın kürsüsü zikredildiği için "Ayetü'l-kürsi" adıyla anılan bu âyet hem muhtevası hem de üstün özellikleri sebebiyle dikkat çekmiş, hakkında hadisler vârit olmuş, çok okunmuş, şifa ve korunmaya vesile kılınmıştır. Kelime-i şehâdet ve İhlâs sûreleri nasıl İslâm inancının özünü ihtiva ediyor ve insanlara Allah Teâlâ'yı tanıtıyorsa Âyetü'l Kürsî de –onlardan daha geniş ve detaylı olarak- bu özelliği taşımaktadır.

Bakara suresi Mushafta ikinci, nüzûl sıralamasında sûredir, Medine'de nâzil olmuştur. Kur'an'ın en uzun sûresidir. Tamamının bir nüzûl sebebi olmamakla birlikte birçok âyeti için özel iniş sebepleri vardır. O âyetler açıklanırken nüzûl sebepleri hakkında da bilgi verilecektir.

Ayet el kürsi okunuşu, anlamı. Ayet el kürsi duası Türkçe-Arapça okunuşu, anlamı, fazileti

AYETEL KÜRSİ ARAPÇA

Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla.

"Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür." (Bakara suresinin )

"Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm.

"Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih, ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yü-hîtûne bi'şey'in min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim." (Bakara suresinin )-

Müşrikler, tevhid inancını bir kenara bırakarak putlara tapıyor ve onların kendilerine şefaatçi olacaklarına inanıyor, Allah Teâlâ'ya inandıklarını söylemekle birlikte, O'nun ulûhiyetine ait sıfatlarını inkâr ediyorlardı. Mekke devrinde tevhid inancını ispat eden pek çok âyet-i kerîme nâzil olmuşsa da Âyetü'l-Kürsî, Medine döneminin ilk yıllarında, Allah Teâlâ'ya inanç konusundaki doğru itikadı âdeta bir deklarasyon şeklinde beyan etmek ve Mekke'de inmiş olan tevhid âyetlerinin ortak mânâsını özetlemek üzere indirildi. (el-Mürşidî, vr/A)

Ayet el kürsi okunuşu, anlamı. Ayet el kürsi duası Türkçe-Arapça okunuşu, anlamı, fazileti

Kur'ân-ı Kerîm, Peygamber Efendimiz'e 23 yılda parça parça indirilmiş, her inen âyet-i kerîme Peygamber Efendimiz tarafından vahiy kâtiplerine yazdırılmıştır. Tefsir kitaplarımızda kaydedildiğine göre bu âyet-i kerîme indiğinde Peygamber Efendimiz, vahiy kâtiplerinin başında gelen Zeyd bin Sâbit'i çağırarak bu âyet-i kerimeyi yazdırmıştır.

Hazreti Ali'nin oğlu Muhammed bin Hanefiyye'den aktarıldığına göre bu âyet-i kerîme indiğinde yeryüzünde birtakım olağanüstü hâller yaşanmış, dünyada bulunan putlar yere düşmüş, krallar da dengelerini kaybederek taçlarını düşürmüşlerdir.

Ayetel kürsi namaz içinde sure şeklinde okunduğu gibi, namazda tesbihden önce de okunur. Aynı zamanda bu ayeti namaz dışında dua olarak ihlas suresi, nas suresi ve felak sureleri ile birlikte okumanında iyi olduğu söylenmektedir.

Kur'an-ın Şerefesi Ayet-el Kürsi'dir

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: "Her şeyin bir şerefi var. Kur'an-ı Kerim'in şerefesi de Bakara suresidir. Bu surede bir ayet vardır ki, Kur'an ayetlerinin efendisidir." (Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 2, ().)

Hangi Ayet Daha Büyük?

Übey İbnu Ka'b (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Ey Ebu'l-Münzir, Allah'ın Kitabından ezberinde bulunan hangi ayetin daha büyük olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Ben: "O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, O, Hayy'dır, Kayyûm'dur (yani diridir her şeye kıyam sağlayandır" (Bakara, ) -ki buna Ayet'ü'l-Kürsi denir- dedim. Göğsüme vurdu ve: "İlim sana mübarek olsun ey Ebu'l-Münzir!" dedi." (Müslim, Ebu Davud, Vitr, 17, (Salat , ().)

Ayet el kürsi okunuşu, anlamı. Ayet el kürsi duası Türkçe-Arapça okunuşu, anlamı, fazileti

Okuyanı Muhafaza Eden Sure "Ayetel Kürsi"

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her kim akşam olunca Ha-mim el-Mü'min süresini baştan, 3. (dahil) ayetine kadar ve Ayete'l-Kürsiyi okuyacak olursa bu iki Kur'an kıraati sayesinde sabaha kadar muhafaza olunur. Kim de aynı şeyleri sabahleyin okursa onlar sayesinde akşama kadar muhafaza edilirler." (Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 2, ().)

Kur'an'ın En Faziletli Ayeti

Muhammed b. İsâ'dan nakledildiğine göre İbnü'l-Aska' şöyle der:

"Adamın biri Hz. Peygamber'e gelip,

'Kur'an'ın en faziletli âyeti hangisidir?' diye sordu. Resulullah (asm.) şöyle buyurdu:

Âllah'u Lâilâhe illâ huve'l-Hayyu'l-Kayyûm " (Müslim, Müsafirîn, ; Ebû Dâvûd, el-Huruf ve'l-Kiraa, 35; İbn Hanbel, V/).

Başka bir hadisi şerifte şu şekilde geçmektedir:

"Kur'an'ın en faziletli âyeti Bakara sûresindeki Âyetü'l-kürsi'dir. Bu âyet bir evde okunduğu zaman şeytan oradan uzaklaşır. " (Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'an, 2)

Ayetel Kürsi Şeytanı Evden Uzaklaştırır

"Kur'an'ın en faziletli âyeti Bakara sûresindeki Âyetü'l-kürsi'dir. Bu âyet bir evde okunduğu zaman şeytan oradan uzaklaşır. " (Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'an, 2)

Ayetel Kürsi En Faziletli Ayetlerdendir

Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:

"Âyetü'l-kürsî Kur'ân âyetlerinin şahıdır." (Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'an, 2)

Bu âyet-i kerîmede Cenâb-ı Allah'ın yüceliği, sıfatları, kâinatta meydana gelen büyük olayların tamamen onun iradesi doğrultusunda vukû bulduğu, onun isteği ve izni olmadan hiç bir kimsenin başkasına şefaat edemeyeceği, O'nun kürsüsü, göklerde ve yerdekilerin ona ait olduğu hakkında bilgi verilmektedir.

Ayetel Kürsi Kur'an-ı Kerim'in ikinci suresi el- Bakara Suresi'nde geçer. Surenin Ayeti olmakta ve Kur'an-ı Kerim'de Sayfada geçmektedir. Yayınevlerinin basımına göre sayfa rakama bir sayfa ileri de ya da geride olabilir. Cüz olarak 3. Cüzün ilk sayfasına bakıldığında ayeti kerime bulunabilir.

Muhalefetül lil Havadis: Zati sıfatıdır. Aalamı, Allah (c.c) yaratılmışlardan farklıdır.

İlim : Subuti sıfattır. Allah'u Teala'nın her şeyi bilmesi, bilgisinin her şeye yetmesidir.

Basar : Subuti sıfattır. Allah'ın yaşanan her şeyi gördüğüdür. Yüce Allah'ın görmesi için herhangi bir uzva ihtiyaç duymaz.

El-Hayy: Diri, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten anlamına gelir.

El- Kayyum : Gökleri ve yeri her şeyi tutan anlamına gelir.

El- Aliyy: Pek Yüce, pek yüksek anlamına gelir.

El- Azim: Çok azametli olan anlamına gelir.

Ayet el kürsi okunuşu, anlamı. Ayet el kürsi duası Türkçe-Arapça okunuşu, anlamı, fazileti

AYETEL KÜRSİ'NİN TEFSİRİ

İçinde Allah'ın kürsüsü zikredildiği için "Âyetü'l-kürsî" adıyla anılan bu âyet hem muhtevası hem de üstün özellikleri sebebiyle dikkat çekmiş, hakkında hadisler vârit olmuş, çok okunmuş, şifa ve korunmaya vesile kılınmıştır. Kelime-i şehâdet ve İhlâs sûreleri nasıl İslâm inancının özünü ihtiva ediyor ve insanlara Allah Teâlâ'yı tanıtıyorsa Âyetü'l Kürsî de –onlardan daha geniş ve detaylı olarak– bu özelliği taşımaktadır.

Bir önceki âyette peygamberlerin getirdiği bunca âyet ve "beyyine"ye (imana götüren işaret ve delil) rağmen insanların ihtilâfa düştükleri, kiminin küfrü kiminin imanı tercih ettiği zikredilmişti. İnsanı imana götüren deliller, aklını kullanarak üzerinde düşüneceği "kendisinde ve yakından uzağa çevresinde (enfüs ve âfâk)", peygamberleri desteklemek üzere Allah'ın onlara lutfettiği mûcizelerde ve vahiy yoluyla yapılan "sağlam delillere dayalı sözlü açıklamalar"da görülmektedir. Bu âyet gerçek mâbudu arayanlar için eşsiz ve başka hiçbir kaynaktan elde edilemez bir açıklamadır, delildir.

Şevkânî'nin Buhârî, Müslim, Nesâî, Ahmed b. Hanbel gibi sahih kaynaklardan derlediği hadislerden birkaçı bile bu âyetin önemi hakkında bir fikir edinmeye yetecektir: Hz. Peygamber, Übey b. Kâ'b'a "Allah'ın kitabından hangi âyet en büyüğüdür" diye sorup "Âyetü'l-kürsî'dir" cevabını alınca onu tebrik etmiştir (Müslim, "Müsâfirîn", ).

Yine Übey'in hurmasına şeytana tâbi bir cin musallat olmuş; vermeyi, dağıtmayı seven Übey'i bundan vazgeçirmek üzere hurmayı aşırmaya başlamıştı. Übey mahlûku takip ederek yakaladı. Garip bir şekli vardı. Onunla konuşunca kimliğini ve maksadını anladı. Kendilerinden nasıl kurtulabileceğini sorunca "Bakara sûresindeki kürsü âyeti ile" dedi ve ekledi: "Onu akşamda okuyan sabaha kadar, sabahta okuyan akşama kadar bizden korunmuş olur." Sabah olunca Übey durumu Hz. Peygamber'e aktardı. Resûlullah, "Habis doğru söylemiş" buyurdu.

Buhârî'de de Ebû Hüreyre'den naklen yukarıdakine yakın bir rivayet vardır. Hz. Peygamber'e hadiseyi anlatınca şeytan olduğunu öğrendiği hırsız Ebû Hüreyre'ye şöyle demiştir: "Yatağına yatınca Âyetü'l-kürsî'yi oku, devamlı olarak Allah'tan bir koruyucun olacak ve sabaha kadar sana şeytan yaklaşamayacaktır."

Allah varlığı ezelî, ebedî, zaruri ve kendinden olan, her şeyi yaratan, her şeyin mâliki ve mukadderatının hâkimi, her şeyi bilen ve her şeye kadir olan yüce mevlânın öz ismidir. Bu öz isim zikredildikten sonra hem O'nun vahdâniyeti (birliği, tekliği) hem de İslâm'ın getirdiği imanın tevhid (Allah'ı birleme, bir bilme) özelliği açıklanmak üzere "O'ndan başka ilah yoktur" buyurulmuştur.

Müşrikler elleriyle yaptıkları putlara tapmakta idiler. Bunlar cansız eşyadan yapılırdı. Canı bile olmayan varlığın ilâh olamayacağını ifade etmek üzere hemen arkasından "O diridir" buyurulmuştur. Evet Allah diridir, O'nun hayat sıfatı vardır ve tıpkı diğer isimleri ve sıfatları gibi bunun da mahiyetini ancak kendisi bilmektedir.

Gerek Araplar'daki gerekse diğer kavimlerdeki müşriklerin çoğu büyük bir Allah'a inanmakla beraber bunun yanında –her birine bir işlev tanıdıkları– sözde tanrılara inanmışlardır. Bu inanç tevhide aykırıdır. Tevhidi açıklayarak başlayan âyet, Allah Teâlâ'nın "kayyûm" sıfatını zikrederek "küçük, aracı, özel görevli tanrılar"a gerek bulunmadığını ifade etmektedir. Çünkü kayyûm, "bütün varlıkları görüp gözeten, yöneten, bir an bile onları bilgi ve ilgisi dışında tutmayan" demektir. "Onu ne uyku basar ne uyur" cümlesi, hay ve kayyûm sıfatlarını pekiştirmekte ve biraz daha anlaşılmasını sağlamaktadır. Uyku basan veya fiilen uyuyan birinin gözetim, yönetim, koruma gibi işleri yerine getirmesi mümkün değildir. Allah Teâlâ'nın kayyûmluğu kâmil ve kesintisiz olduğuna, daha doğrusu kayyûm sıfatı bunu ifade ettiğine göre O'nu ne uyku basar ne de uyur.

Yerde ve gökte ne varsa –başka hiçbir kimseye değil– O'na aittir; yaratanı da gerçek sahibi de O'dur. Âyetin bu mânayı ifade eden parçası "Yalnız O'na aittir" kısmıyla tevhidi öğretirken "başkasına değil" mânasıyla de şirkin çeşitlerini reddetmektedir. Çünkü müşrik toplumlar varlıkları yaratılış, aidiyet ve yetki bakımlarından çeşitli tanrılar arasında paylaştırmışlar; meselâ yıldız, gök, yer tanrılarından söz etmişlerdir. "Yerde ve gökte" tabiri Arapça'da "bütün varlıklar" mânasında kullanılmakta, adına yer ve gök denilmeyen veya maddî mânada yere ve göğe dahil bulunmayan mekânlar ve buradaki varlıklar da bu ifadenin içine girmektedir.

Allah'a ortak koşan kâfirlerin bir kısmı, bu ortakların O'na denk olduklarına değil, O'nun nezdinde reddedilemez şefaat, geri çevrilemez aracılık hakkına sahip bulunduklarına inanmakta ve putlara bu anlayış içinde tapınmaktadırlar. "Allah katında, O izin vermedikçe hiçbir kimse şefaat edemez" mânasındaki cümle bu inancın asılsızlığını ortaya koymakta; şefaatin de izne bağlı bulunduğunu, O izin vermedikçe ve dilemedikçe kimsenin böyle bir yetki ve imkâna sahip olamayacağını özlü ve etkili bir şekilde zihinlere yerleştirmektedir. Allah katında kendisine şefaat izni verilenlerin durumu ve yetkileri, ödül törenlerinde ödülleri vermek üzere kürsüye çağrılan şeref konuklarınınkine benzemektedir. Ödülün kime verileceğini bilen ve belirleyen onlar değildir. Ancak bu merasimi tertipleyenlere göre onlar, şerefli, saygıya lâyık, büyük kimseler olduklarından kendilerine böyle bir imtiyaz verilmiştir. Allah katında şefaatlerine izin verilecek olanlar da Allah'a yakın ve sevgili kullar olacaktır.

Allah'tan başka bütün şuur ve bilgi sahiplerinin bilgileri sınırlıdır, doğru da yanlış da olmaya açıktır. Bu genel gerçek şefaat meselesine uygulandığında kimin şefaate lâyık olduğunun da ancak Allah tarafından bilineceği anlaşılır. Çünkü dış görünüşü (mâ beyne eydîhim) itibariyle şefaate lâyık görülenlerin, kullar tarafından görülemeyen ve bilinemeyen iç yüzleri (mâ halfehüm) itibariyle böyle olmamaları mümkündür. Allah birdir ve yalnızca O ibadete lâyıktır; çünkü O'ndan başka olmuşu, olacağı, gizliyi, açığı, geçmişi, geleceği, görüleni, gaybı bilen yoktur.

Kürsî (kürsü), "koltuk, sandalye, taht" anlamlarına gelir. Mecazi olarak saltanat, hükümranlık, mülk mânalarında da kullanılmaktadır. Allah Teâlâ'nın üzerine oturulan maddî alet mânasında kürsüsü olamayacağından –bu O'nun bizzat açıkladığı yüce sıfatlarına aykırı düştüğünden– burada kürsüden bir başka mânanın kastedilmiş olması gerekir. Esasen Kur'an'da Allah'a nisbet edilen, "Allah'ın" denilen her şeyi, O'nun varlığına dahil veya kullandığı bir şey olarak anlamak da doğru değildir. Meselâ "Allah'ın evi, Allah'ın ruhu, Allah'ın emri, Allah'ın kölesi" tamlamalarında Allah'a ait olan şeyler böyledir. Bunlar ne O'nun varlığının bir parçasıdır ne de kullandığı araçlardır; önem ve şereflerinden dolayı O'nun" diye tanımlanmışlardır. İbn Abbas'a göre kürsüden maksat ilimdir. O'nun ilmi her şeyi kaplar. Âyetin bu kısmını, "kürsüden maksat O'nun hükümranlığıdır ve buna sınır yoktur, hiçbir şey O'nun dışında kalamaz" veya "Allah semavatı, arzı, arşı Kur'an'da zikretmiş, fakat bunlardan maksadın ne olduğunu açıklamamıştır. Kürsüsü de böyle bir varlıktır, yerleri ve gökleri içine alacak kadar geniştir. Ne ve nasıl olduğunu ise ancak kendisi bilmektedir" şeklinde anlamak mümkündür.

Yüce, kâmil, eşsiz sıfatlarının bir kısmı âyette zikredilen yüce Allah'a, kulların sonsuz gibi gördükleri kâinatı korumak, gözetmek ve yönetmek elbette güç gelmeyecek, O'nu yormayacak, meşgul bile etmeyecektir. Çünkü O yücelerden yücedir, kimse bilmez nicedir.

Hayyum ve Kayyum ne demek?

Allah'ın (c.c) isimlerinden olan el-Hayy: Dâimâ diri; her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten anlamına gelmektedir. el-Kayyum: Gökleri, yeri, her şeyi ayakta tutan. Bir şeyin kıyâmı, yani, bir varlık sâhibi olarak durabilmesi neye bağlı ise, onu veren. Her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı idare eden. Her şey Hak ile kâimdir anlamındadır.

Allahu la ilahe illa hüvel hayyul kayyum ne demek?

"Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur." demektir.

Ayet-el Kürsi nedir?

Allah'ın kürsüsü zikredildiği için "Ayetü'l-kürsi" adıyla Bakara suresi ayetinde geçen Kuran'dan bir ayettir.

Ayetel Kürsi kaç kez okunmalı?

Ayetel Kürsi Allah'ın ayetlerinden bir ayettir. Her ayet ve surede olduğu gibi kişi dilediği kadar okuyabilir.

Allahu la ilahe illa hüvel hayyul kayyum hangi ayet?

Allahu la ilahe illa hüvel hayyul kayyum Bakara suresi ayettir.

Ayetel Kürsi ile namaz kılınır mı?

Kuran'dan bir ayet olduğu için namaz kılarken Ayetel Kürsi'de diğer sureler gibi okunabilir. Ayetel Kürsi ile namaz kılınır.

Ayetel kürsi kuranda geçiyor mu?

Ayete Kürsi Kuran'ın Bakara suresi ayetinde geçiyor.

Ayetel Kürsi neden bu adı almıştır?

Allah'ın kürsüsü zikredildiği için "Ayetü'l-kürsi" adıyla anılan bilinir.

Ayetel Kürsi hangi surededir?

Ayetel Kürsi Bakara suresindedir.

Namaz abdesti almadan Ayetel Kürsi okunur mu?

Abdesti olmayan birinin el dokundurmadan karşısında bulunan Kur'an'dan okuması veya ezberinden bildiği âyet ve sûreleri okuması caizdir.

Ayetel Kürsi kaç ayetten meydana gelmiştir?

Ayetel Kürsi bir ayettir.

Ayetel Kürsi nerede indirildi?

Medine'de inmiştir.

seafoodplus.info - Gündem

Münir KaraloğluKayyumAllahGündemGüncelHaberler

Ayetel k&#;rsi ka&#; ayetten oluşur? Ayet-el k&#;rsi'de ge&#;en Allah'ın isimleri nelerdir? (Ayet-el K&#;rsi'nin fazileti)

Ayet-el kürsi'nin bulunduğu Bakara suresi için “Sure–i bakara” ifadesi de kullanılmakla birlikte toplamda ayeti kerimeden oluşmaktadır ve Medine’de indirilmiştir. Bakara suresi Kuran-ı kerim'deki en uzun suredir.

Ayet-el kürsi de bakara suresinin Ayeti kerimesidir. Ayet demek Kuran-ı kerim'deki iki durak aralarına denir. Başka bir tabirle Kuran-ı kerim'deki bir cümleye ayet denir. En uzun sure bakara suresi olduğu gibi aynı zamanda da Kuran-ı kerim'deki en uzun ayet de bakara suresindedir. Bakara suresinin Ayeti kerimesi Kuran-ı kerim'deki en uzun ayettir.

Kısacası Ayet-el kürsi hangi surede geçer ve kaç ayetten oluşur sorusunun cevabı, 2. sure olan Bakara suresinin ayeti Ayet-el Kürsi’dir ve 1 ayettir.

Ayet-el Kürsi'nin Türkçe Arapça Okunuşu;

Bismillahirrahmanirrahim Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum, la te'huzühu vela nevm , lehu ma fissemavati ve ma fil'ard. Men zellezi yeşfeu indehu illa bi'iznih , ya'lemü ma beyne eydihim vema halfehüm vela yühitune bi'şey'in min ilmihi illa bima şae vesia kürsiyyühüssemavati vel ard, vela yeudühü hıfzuhüma ve hüvel aliyyül azim.

Ayet-el Kürsi Türkçe anlamı;

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla, Allah'tan başka ilah yoktur. O hayydır ve kayyumdur. O ne uyur ne de uyku gelir. Yerdeki ve göklerdeki hep onundur. Onun izni olmadan katında kim şefaat edebilir? O kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir, ondan gizli olmaz. Onun bildirdikleri dışında insanlar Allah'ın bildiklerini bilmezler. Rabbin kürsüsü yer yüzünü ve gökleri için alır onları göz etmesini bilir. O büyük ve yücedir.

Ayet-el Kürsi'de geçen Allah'ın İsimleri;

Aliy: Çok yüce.

Kayyum: Kainatın yöneticisi.

Azim: Aklın bile yanında küçük kaldığı Yüce Zat.

Hayy: Yaşamı ezeli ve ebedi olarak sarmalayan.

Ayet-el Kürsi'de geçen Allah'ın Sıfatları;

Muhalefetün lil Havadis: Allah hiçbir şeye benzemez.

İlim: Allah her şeyi bilir.

Basar: Allah her şeyi görür.

Ayet-el Kürsi'nin Fazileti (Manevî Muhafaza Vesilesi Olduğuna Dair Hadîs-i Şerîfler)

Nakledeceğimiz hadîs-i şerîflerin ortak manası: “Kim ki Âyetü’l-Kürsî’yi günün evvelinde veya gecenin evvelinde okursa o onu korur” şeklindedir.

“Kim ki sabahladığı zaman ‘Hâ Mîm’ (el-Mü’min) Sûresi’nin üçüncü (dönüş Allah’ındır) âyetine kadar ve Âyetü’l-Kürsî’yi okursa onların ikisinin yüzü suyu hürmetine akşamlayıncaya kadar korunur. Onların ikisini akşamlandığında okursa, onların yüzü suyu hürmetine sabahlanıncaya kadar korunur.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 2)

“İçinde bu ayetin okunduğu evi, şeytanlar otuz gün terk ederler. O eve kırk gece erkek ve kadın hiçbir sihirbaz ya da büyücü giremez.” (el-Keşşaf Tefsiri)

“Kim uyuyacağı esnada Ayete’l-Kürsi’yi okursa, Allah onu sabaha kadar koruması için bir melek gönderir (görevlendirir).” (Durrü’l-Mensûr)

Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh) Peygamber Efendimiz’den (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle rivayet etmiştir: “Bakara Sûresinde Kur’ân âyetlerinin efendisi vardır. İçinde şeytan olan bir evde okunduğunda şeytan oradan çıkar. Her şeyin bir zirvesi vardır. Kur’ân’ın zirvesi de Bakara Sûresidir. Onda Kur’an âyetlerinin efendisi vardır ki o da Âyet el-Kürsî’dir.” (Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, 2/)

İmam Nesefî (Rahimehullâh) Hazretleri Âyetü’l-Kürsî’nin bu derece fazîletli oluşunu şu şekilde açıklamıştır: “Çünkü bu ayet tevhid esasını, Allah’ın (Celle Celâluhû) birliğini, azametini ve temcidini (ululuğunu) ele almaktadır. O’nun yüce sıfatlarından, niteliklerinden söz etmektedir. Çünkü Aziz ve yüce Rab olan Allah’ı (Celle Celâluhû) anmaktan daha üstün bir şey olamaz. Dolayısıyla Allah’ı (Celle Celâluhû) zikretme, anma mahiyetinde olan bir şey elbette diğer şeyleri anmaktan daha değerli ve faziletlidir. Böylece anlaşılıyor ki, ilimler içerisinde en değerli ve en önemli olan ilim “tevhid” ile ilgili olan ilimdir.” (Suyûtî, 2/56)

Hazreti Hasan (Radıyallâhu Anh) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Her farz namaz sonunda Âyetü’l-Kürsî’yi okuyan kişi, diğer namaza kadar Allah’ın koruması altında olur.” (Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 2/)

Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) validemiz şöyle buyurmuştur: “Adamın biri Rasûlullâh’a (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) gelip evindeki malının eksilip bereketsiz olduğunu söyleyince, Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Âyetü’l-Kürsî’yi neden okumazsın? O hangi yemek ve katığa okunursa Yüce Allah mutlaka o yemeği ve katığı bereketli kılıp çoğaltır’ buyurdu.” (Suyûtî, 2/56)

İbni Mes‘ûd’un (Radıyallâhu Anh)ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) kendisinden tavsiye isteyen birisine şöyle buyurmuştur: “Âyetü’l-Kürsî’yi oku. O, seni, çocuklarını ve evini korur. Hatta evinin etrafındaki evleri bile korur.” (Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, 2/)

İbni Abbas (Radıyallâhu Anhumâ) Âyetü’l-Kürsî’nin faziletini şöyle ifade etmiştir: “Allah (Celle Celâluhû) Bakara Sûresi’nden daha değerli bir şey yaratmadı. Bu sûrede en değerli ayet Âyetü’l-Kürsî’dir.”

Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bir başka hadîs-i şerîfinde Âyetü’l-Kürsî’nin sıkıntıları kaldıracağı hakikatini şöyle ifade buyurmuştur: “Kim sıkıntılı anında Âyetü’l-Kürsî’yi ve Bakara Sûresi’nin son iki âyetini okursa Yüce Allah o kişiye yardımcı olur.”

Sahâbe-i Kirâm’ın büyüklerinden Abdurrahman ibni Avf, evine girdiği zaman âyetü’l-kürsî okumaya devam etmiştir. Hazreti Hasan’ın da: “Hangi ameli daha üstün görüyorsun” diye sorulduğunda: “Kur’ân okumayı, Kur’ân’dan da âyetü’l-kürsî okumayı en üstün amel görüyorum” dediği rivâyet edilmiştir.


SORU: Kuranı Kerimde en uzun ayet hangi surededir ve kaçıncı ayetidir?

CEVAP:

Kur'an-ı Kerim'in en uzun ayeti Bakara Sûresi'ndedir. Bakara Suresinin ayeti Kur'an-ı Kerim'in en uzun ayetidir.

AYETİN MEALİ:

Ey iman edenler! Belli bir vâde ile birbirinizden borç alıp verdiğiniz zaman onu hemen yazın. İçinizden biri onu doğru bir şekilde yazsın. Yazmayı bilenler, kendisine Allah’ın öğrettiği şekilde yazmaktan çekinmesin de yazsın. Borçlanan kimse de, borcunu söyleyip yazdırsın. Rabbi olan Allah’tan korksun da ondan en küçük bir şey eksiltmesin. Eğer borçlu yarım akıllı veya küçükse yahut bizzat yazdırmaya güç yetiremiyorsa, o takdirde velîsi doğru bir şekilde yazdırsın. İçinizden iki erkeği de bu anlaşmaya şâhit tutun. İki erkek bulunmazsa o takdirde şâhitliğini kabul edeceğiniz kimselerden bir erkekle, biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatabilmesi için iki kadın şâhit olsun. Şâhitler, çağrıldıkları zaman şâhitlik yapmaktan kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun borçları vâdesiyle birlikte yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız, Allah katında adâlete daha uygun, borcu ispat etmeniz için daha sağlam ve şüpheye düşmemeniz için daha elverişli bir yoldur. Ancak aranızda hemen o anda hazır mallar üzerinde yapacağınız peşin alışveriş olursa, bu takdirde yazmamanızda size bir günah yoktur. Fakat yine de alışverişlerinizi şâhit huzurunda yapmanız daha iyidir. Ancak ne yazana ne de şâhitlik yapana bir zarar verilmemelidir. Şâyet onlara bir zarar verirseniz, şüphesiz bu sizin için günah olur. Allah’a karşı gelmekten sakının! Allah size ihtiyaç duyduğunuz bütün hükümleri ve her işte uymanız gereken yolu öğretmektedir. Allah, her şeyi hakkiyle bilendir.


seafoodplus.info
Nas Suresinin Fazileti

Nâs sûresi Mekke’de inmiştir. 6 âyettir. Kur’ân-ı Kerîm bu sûre ile sona ermektedir. İsmini, 4. âyet hâriç, âyetlerinin sonlarında tekrarlanan ve “ins


seafoodplus.info
Dilek ile İlgili Ayetler

Dilek kelimesi sözlükte, “olması istenen şey, istek, arzu, talep, ricâ, temenni” anlamlarına gelir. Kur’an-ı Kerim’de istek, dilemek, temenni vs. hak


seafoodplus.info
Felak Suresi Okunuşu ve Anlamı

Felâk suresi, Medine döneminde nüzul olmuştur. Felâk suresi, 5 âyettir. Felâk, “sabah aydınlığı” demektir. FELAK SURESİ ARAPÇA Felak Suresi Arapça


seafoodplus.info
Felak Suresinin Fazileti

Felak sûresi Mekke’de inmiştir. 5 âyettir. İsmini birinci âyetin sonundaki “yarmak, aydınlık, sabah” mânalarına gelen اَلْفَلَقُ (felak) kelimesinden


seafoodplus.info
Devlet Yönetimi ile İlgili Ayetler

Devlet kelimesi sözlükte, “belli bir toprakta veya toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun olu


Copyright © Kuran ve Meali. Hiçbir ticari kaygısı yoktur.

seafoodplus.info altında yayınlanan içeriklerin tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi içeriklerin tamamı izinsiz kullanılamaz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir