Hola todos! Barcelonada nerelere gidilir, ne yapılır, neler yenir.. Barcelona ile ilgili merak ettiğiniz birçok sorunun cevabını bu yazıda bulabileceksiniz. Özellikle Barcelonaya ilk kez gelecekler için rehber niteliğinde bir yazı hazırladık. Daha önce gelenler ise neler kaçırmış bu yazıda görebilir.
Ayrıca Barcelonada turistler tarafından daha az bilinen yerler için Barcelona yazımızı, Barcelonaya uzakta olmayan alternatif rotalar için Mura ve Talamanca: Barcelona’ya Yakın Tarihi Köyler, Barcelona’dan Günübirlik Tarih ve Deniz Gezisi: Peratallada, Vulpellac ve Ullastret Ortaçağ Köyleri yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
Barcelonadaki en önemli müzeler hangileri, fiyatları ve çalışma saatleri nedir, hangi günler ücretsiz girebilirsiniz görmek için Barcelona Müzeleri(İngilizce) yazımıza mutlaka göz atın!
Yazının devamında tüm gezilecek yerlerin işaretli olduğu Google Haritalar listesini bulabilirsiniz.
Barcelona, İspanyanın kuzeydoğusunda, Akdeniz kıyısında yer alır ve Madridden sonra İspanyanın en büyük ikinci şehridir. Aynı zamanda Katalonya özerk bölgesinin başkentidir. İspanyadaki il, ilçe ve belediye olayları Türkiyeden farklı ve biraz karışık. İl olan Barcelonada milyon kişi, görece küçük denebilecek merkez ilçe/belediye olan Barcelonada ise milyon kişi yaşar. Bu yazıda bahsettiğimiz Barcelona merkez ilçe olandır.
Turistik olarak çok gözde bir destinasyon olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir sanayi şehridir Barcelona. Birçok global firmanın ofisini görebilirsiniz. Son yıllarda ise verilen teşvik ve yapılan yatırımlarla letgo, Glovo gibi bazıları Türkiyede de bilinen yüzlerce startupa ev sahipliği yapmaktadır.
Barcelona, El Prat havaalanına sahiptir. Türkiyeden gelenler için, hem THYnin hem Pegasusun İstanbuldan Barcelonaya günde birden fazla seferi var. İstanbuldan yolculuk 3 saat 45 dakika kadar sürer.
Eğer Avrupadan geliyorsanız, Avrupanın neredeyse her yerinden direk uçak var. Ryanair, Wizz Air gibi ucuz havayolları ile geliyorsanız dikkat etmekte fayda var. Bazen Barcelona için El Reus ve Girona havaalanlarına iniş yapabilirler. Aslında bu havaalanları farklı Katalan şehirlerindedir. Ancak ortalama 1 saatlik bir otobüs yolculuğu ile Barcelona şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Fiyatı makulsa tercih edilebilir.
Önce sizlerle genel Barcelona görüntüsünü paylaşalım.
Barcelonaya ilk defa gelen birisi vaktinin %80ini Ciutat Vella ve Eixample bölgelerinde geçirecektir. Fikir vermesi açısından Ciutat Vellanın üst sınırından(Katalonya Meydanı) plaja kadar 30 dakikada yürünebilir. Yani burası öyle büyük bir şehir değil. Tabi unutulmamalı ki aman şu sokağı da göreyim bu binayı da çekeyim derken saatler geçer anlamazsınız bile 🙂
Sizleri Vikipedi bilgilerine boğmadan kısaca Barcelona tarihinden bahsedeyim:
Bildiğimiz manada ilk şehir Romalılar tarafından Ortaçağ döneminde kuruluyor. Güneydeki ve kuzeydeki iki Roma şehri ortasında kalması ve 2 nehrin(Besos ve LLobregat) arasında olması Romalıların bu şehri kurması için en büyük nedenleri olmuş.
Romalıların kurduğu şehirden kalan bazı surları ve kalıntıları Gotik bölgesinde görebiliyoruz. Eski şehir bugün Barcelona Katedrali ile Jaume meydanı(Plaça de Sant Jaume) arasında kalıyordu.
Sonraki zamanlarda Aragon, Katalonya veya çeşitli İspanyol yönetimlerinin kontrolü altına girmiş ama Barcelona önemini hep korumuş. Şehir düzenli olarak gelişmeye devam etmiş. Akdenizde hem ticari hem askeri açıdan önemli bir liman olmuş.
İnebahtı Deniz Savaşında Haçlı filosunun kullandığı Kraliyet Kadırgasının(Royal Galley) Barcelona tersanelerinde yapıldığını biliyor muydunuz? Bu gemiyi Barcelona Denizcilik Müzesi (Museu Marítim de Barcelona)nde görebilirsiniz.
yüzyıl ise bugün Barcelonayı Barcelona yapan senelere ev sahipliği yapmış diyebiliriz. Bu dönemde iki önemli isim ön plana çıkıyor: Ildefons Cerdà ve Antoni Gaudí.
Bilmeyenler için Barcelonanın Eixample(Katalanca ek, uzantı demek) denilen bölgesi Cerdà tarafından çizilmiş muntazam bir şehir planlamasına sahiptir. Bu plana göre binalar bloklar içerisinde yer alır. Blokların köşeleri verimliliği arttırmak için kesik yapılır. Her blok arasındaki mesafe ulaşımı, hijyeni, gün ışığını ve kişi başına düşen hava miktarını belirli bir standardın üzerinde tutmak üzere belirlenmiştir. Sokaklar cetvelle çizilmiş gibi dümdüzdür. Cerdànın tüm istekleri yerine getirilmese de bazı önemli noktalar uygulanıyor. Daha nice detaylar var bu planda ama başka bir yazıya kalsın.
Sonrasında ise Gaudí çıkar meydane.. Gaudí Katalan bir mimardır. Bir şehrin üzerinde bu kadar iz ve etki bırakan kaç mimar vardır gerçekten? Gaudínin açtığı yol başka mimarlara da ışık olmuş ve şehirde adeta bir mimari yarış yaşanmış. Bugün özellikle Eixample bölgesi mimari güzelliğiyle dikkat çeken yüzlerce binaya ev sahibi yapıyor. Barcelonada görülecek yerler listesinin birçoğunun Gaudínin eserlerinden oluşması tesadüf değil.
Barcelonanın son kırılma noktası ise Olimpiyatları olmuş. Bu döneme kadar daha çok bir sanayi şehri olmasıyla ön plana çıkan Barcelona, olimpiyatlar öncesinde ve sonrasında köklü değişikliklere sahne olmuş. 90lardaki binlerce fabrika, atölye bugün sanatçılara, alternatif işlere mesken olmuştur. Kentsel dönüşüm ile şehrin çirkin yüzünü değiştirme çalışmaları hala devam ediyor. Olimpiyatlardan önce bir plajı bile olmayan Barcelona, kumu Mısırdan, palmiye ağaçlarını ise Hawaiiden getittirmiş ve bugün Avrupanın en meşhur plajlarından birine sahiptir(Barceloneta).
Sonuç olarak Barcelona bugün Avrupanın en gözde turistik şehirlerinden birisi olmayı başarmış. Hala da şehrin yöneticileri Barcelonayı sürdürülebilir bir hayatın yaşanması için geliştirmeye devam ediyorlar.
Bu soruyu birkaç farklı açıdan ele alalım:
Barcelonada Mart ayı itibarıyla havalar ısınmaya başlar ve Ekim/Kasıma kadar havalar soğumaz. Ekim/Kasım soğuk olmasa bile yağışlı olabilir. Temmuz, Ağustos gibi aylar en sıcak ve turizm açısında en yoğun aylardır. Bizce en iyisi ilkbahar veya sonbahardır. Hem sıcaktan etkilenmezseniz, hem turist yoğunluğu azdır, hem de konaklama fiyatları biraz daha düşüktür.
Kışın gelmeyi düşünenler için; Aralık, Ocak ve Şubat ayları ortalama sıcaklıklar 5 dereceye kadar düşer. Yağış çok olmasa da rüzgar olabilir. Not: Son senelerde mevsimsel bir kayma var ve Aralık ayları bile bahar tadında geçebiliyor.
Turist yoğunluğu iklimle paralellik gösterir. Mayıs-Eylül harici yoğunluk daha düşük olacaktır.
Ağustos için özel bir parantez açmak gerekirse, İspanyada ve Avrupada Ağustos insanların tatile çıktığı aydır. Barcelonanın yerelleri şehri terkeder. Ancak diğer taraftan başka bölgelerden ve ülkelerden tatil için Barcelonaya gelenlerin sayısı da artabilir.
Barcelonada festivaller için en yoğun dönem Ağustos ve Eylüldür. Ayrıca bilen bilir ki Noel dönemi Avrupa şehirleri başka bir havaya bürünür. En iyisi biz sizi Fiesta Fiesta! Barcelona Festival Günleri yazımıza alalım. Festivallere ve tarihlerine bakıp siz karar verin! Şehrin en ünlü festivali La Mercè için Eylül 20si civari gelmek gerekir. Unutmayın ki festival zamanları konaklama talep ve fiyatlarında artış olabilir.
Cevaplaması kolay bir soru olmasa da bizce en azından gününüzü dolu dolu geçirebilirsiniz. Bu sürede en gözde turistik mekanları görebilir, Gotik bölgesinin dar sokaklarında kaybolabilir, Sagrada Familiaya ağzınız açık bakabilir, bol bol fotoğraf çekinebilir ve denize girebilirsiniz. Eğer daha fazla vaktiniz varsa Seviye 2ye hoşgeldiniz! Daha daha uzun vaktiniz varsa Barcelonaya yakın Mura veya Peratallada gibi köylere ve diğer şehirlere günübirlik seyahatler yapabilirsiniz.
Barcelona Türkiyedeki şehirlerle kıyaslarsak yüzölçümü olarak büyük bir şehir değil. Şehir içi toplu ulaşım olanakları metro, otobüs, tramvay gibi her türlü aracı kapsayacak kadar gelişmiştir.
Eğer şehre ilk defa geliyorsanız zaten gezeceğiniz yerler genelde birbirine yakındır. Kaldı ki burayı keşfetmek istiyorsanız bizim tavsiyemiz kesinlikle yürümenizdir. Barcelona özellikle mimarisiyle birçok insanın kalbini kazanmıştır. E bu güzel sokakları, binaları keşfetmek için yürümekten daha iyi bir yol olabilir mi?
CityMapper hem iOSde hem Androidde hem de webden çalışan şehir içi ulaşımda elimiz ayağımız olan bir uygulama. Google Haritalarla beraber mutlaka telefonunuzda olsun.
Uygulamada gitmek istediğiniz yeri ve başlangıç noktanızı yazıyorsunuz ve o size alternatif ulaşım olanaklarını çıkartıyor. Otobüs, metro, yürüme vs ne kadar sürer hepsini teker teker listeler.
Resmi sitesi: funduszeue.info?set_region=es-barcelona
Tabii ki bazı noktalar vardır ki toplu ulaşım kullanmak daha iyi olabilir. Bunun için ihtiyacınız olan T-Casual denilen 10 binimlik toplu ulaşım kartıdır. Bu bileti tüm şehir içi ulaşım araçlarında kullanabilirsiniz. Mesela Tibidabo, Park Güell, Montjuic gibi yerlere giderken metro veya otobüs kullanabilirsiniz. Ayrıca Barcelona El Prat Havaalanı ile Şehir Merkezi Arası Ulaşım yazısında anlattığımız gibi T-Casualı havaalanı ile şehir merkezi arasında da kullanma şansınız var. Unutmayın ki bu kart tek kişiliktir. Aynı vasıtada iki kişi için kullanamazsınız.
Barcelona genel olarak düz bir şehir olduğu için bisiklet ve elektrikli scooter gibi mobil araçlar da çok yaygındır. Günlük kiralama yöntemine gidebilirsiniz. Kurallara uymayı unutmayın!
T-Casualın yanında Barcelonada turistler için çıkartılmış özel bir ulaşım kartı var. Bu kart ile metro, tramvay, Zone 1(muhtemelen diğer bölgelere gitme ihtiyacınız olmayacak ilk gelişinizde) içerisinde banliyötrenleri, füniküler, otobüs gibi tüm ulaşım araçlarını kullanabiliyorsunuz. El Prat Havaalanı ile şehir merkezi arasında çalışan L9 isimli metroyu da bu özel kartla ekstra ücret ödemeden kullanabilirsiniz. Kullanım hakkı sınırsız. Eğer pek yürümem metro, otobüs sık kullanırım diyorsanız makul bir seçenek olabilir. 2 günden 5e güne kadar seçenekleri var. fiyatları şöyle:
Hola BCN sadece ulaşım maksatlı bir kart iken Barcelona Card ulaşımın yanı sıra birçok müze ve turistik aktivitede ücretsiz giriş veya indirim sağlayan bir şehir kartı. Çok sayıda yerde avantajı olduğu için burada uzun uzadıya yazmak yerine sizleri funduszeue.info adresine alalım. Gezeceğiniz yerlerle buradaki avantajlar uyuyorsa makul bir seçenek olabilir.
Eğer Barcelonada kısıtlı zamanınız varsa ve hızlıca belli başlı yerleri görmek istiyorsanız, hop on hop off turistik otobüs sizin için olabilir. Eğer daha önce kullanmadıysanız, bu tip otobüslerin en turistik yerlerden oluşan özel bir rotası olur. Tek bir biletle o gün içerisinde istediğiniz kadar bu özel otobüslere binip inebilirsiniz. İsterseniz inmez otobüsle göre göre geçersiniz. Örneğin Sagrada Familiadan biner Katalonya Meydanında iner, biraz orada gezer sonraki otobüse tekrar binebilir ve Barcelonetaya gidebilirsiniz. Böylece az yürüyüp zamandan kazanmış olursunuz. En turistik yerleri kapsayan 3 tanesi rotası var. Detaylı bilgi için: funduszeue.info
Barcelonada araç kiralamayı tavsiye etmiyoruz. Şehir içerisinde kesinlikle ihtiyacınız olmayacak. Eğer araç kiralamak için önemli bir sebebiniz varsa iki şeyi hesaba katmayı unutmayın: park yeri/ücreti ve trafik.
Şehir içinde sokaklarda kafanıza göre araç park edemezsiniz. Bir sürü kuralı, rengi var. Mecbur özel park alanlarına bırakmak durumunda kalacaksınız. Onlarda ortalama günlük en az 12 Euro civarına gelir. İkinci sorun ise neredeyse her 2 blokta bir kırmızı ışık veya yaya geçitleri var. Kısaca zart zurt durmak zorunda kalıyorsunuz. Kısa mesafeler bile uzun vakit alabiliyor.
Araç kiralamayı toplu ulaşımın daha sınırlı olduğu küçük sahil kasabalarına veya köylere gitme planınız varsa düşünebilirsiniz. Araç kiralamaya alternatif olarak ise Blablacar ve kişilerin şahsi araçlarını kiraladığı Getaround gibi servisleri değerlendirebiliriz. Özellikle Getaround ile %%40 daha ucuz fiyatlara araç kiralamışlığımız var.
Barcelona çok büyük bir şehir değil ve ulaşım olanakları da iyi olduğu için aslında nerede konakladığınızın çok da önemi kalmıyor.
Turistik mekanlara yürüme mesafesinde olmak isterseniz Born, Gotik, Eixamplenin Sagrada Familiaya yakın bölgelerini tercih edebilirsiniz.. Eğer ben biraz daha uygun fiyatlı ve az turistik yerde kalayım derseniz Eixamplenin sol tarafı, Gracia, Poblesec, Poblenou gibi bölgelerde de kalabilirsiniz.
Eğer metro ile ulaşsam yeter diyorsanız, Sarı(L4) veya Yeşil(L3) metro hattına yakın olursanız tek vesaitle şehir merkezine gidebilirsiniz. Diğer metro hatlarına yakın bir yeri tercih etseniz bile, en fazla bir aktarma ile turistik bölgelere ulaşabilirsiniz.
İşte önemli kısma geldik: Barcelonada gezilecek yerler.. Biz aşağıda belli başlı görülecek yerleri sizler için listelesek de Barcelona sokakları bunlardan fazlasını vaadediyor. Sokaklarda kaybolmadan Barcelonayı gezdim demeyin!
Sizlere bir kolaylık daha yapıyoruz ve bahsettiğimiz Barcelonadaki tüm gezi noktalarının Google Haritasında işaretlendiği bir listepaylaşıyoruz. Bu listeyi kaydedebilir, paylaşabilir ve takip edebilirsiniz: funduszeue.info
Gaudínin en önemli ve ünlü eseri: Kutsal Aile Bazilikasıya da daha Bitmeyen Kilisede diyebiliriz! Sagrada Famílianın yapımına yılında başlanmış ancak ilk mimarı Gaudí değil. 1 sene sonra mimar istifa edince Gaudí işi eline alıyor ve tasarımı değiştiriyor. O gün bu gündür inşaat hala devam ediyor. Bu zamana kadar bitirilememesinde, İspanya iç savaşı ve savaş sırasında orijinal planın bir kısmının tahrip olması (planın eksik kısımları çeşitli kişiler tarafından tamamlıyor) ve bütçe en büyük sebep olmuş. Gaudínin ölüm yıl dönümü olan ya kadar bitirileceği söyleniyor. Ancak bazıları der ki kilisenin bitmemesi asıl pazarlama noktası. O nedenle hiçbir zaman bitirilmeyecek. Onu bilemeyiz ama muhteşem ve benzersiz bir görüntüsü olduğu tartışılmaz.
Peki bu kilise neden bu kadar özel?
Bileti mutlaka internetten önceden alın. Hem birkaç gün kala bilet bulamama ihtimaliniz var hem de daha az sıra beklemiş olursunuz. 20 Euroyu aşan bilet bedeliyle oldukça pahalı olsa da görmek istiyorsanız durmayın!
Passaig de Gracia, Gracia bölgesini Plaza de Cataluña(Katalonya Meydanı)a bağlayan caddenin adıdır ve Eixample bölgesini sağ ve sol olmak üzere ikiye ayırır. Şehrin en havalı ve geniş caddelerinden birisidir. Sağlı sollu lüks markaların dükkanları, şaşalı binaları ile mutlaka bu caddede bir salınmak gerekiyor. Türk Konsolosluğu da bu cadde üzerindedir.
Cadde, özellike CerdàPlan uygulanmaya koyulduktan sonra şehrin tam göbeğinde ana arter görevi görmüş ve yyın sonlarından beri burjuvazinin gözbebeği olmuş. Özellikle o dönem zenginler arası bir rekabete dönmüş ve en iyi mimarları işe alıp en havalı evleri yaptırmak için kıyasıya yarışmışlar.
Passaig de Gracianın üzerinde yer alan güzel binalardan bazıları için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Gaudínin en ünlü binalarından 2 tanesi buradadır. Birisi Casa Batllo diğeri ise La Padrera olarak da bilinen Casa Miladır. Bu binalar bugün müze-ev olarak hizmet veriyor ve ücreti mukabilinde ziyarete açık.
Bizim en az Passaig de Gracia kadar beğendiğimiz bir başka yol ise Rambla de Catalunyadır. İki tarafında havalı binaları ve ortadaki ciks kafe/restoranları ile keyifli bir yürüyüş yoludur. Passaig de Gracianın sadece bir blok yanındadır ve paralel olarak Plaza de Cataluñaya kadar uzanır.
Plaza de Cataluña için ise kısaca Barcelonanın Taksimi diyebiliriz. Tam olarak şehrin ortasında yer alır. Bir tarafında cetvelle çizilmiş örnek şehir Eixample, diğer tarafında kargacık burgacık sokaklarıyla eski şehir.. Meydan üzerinde ilginizi çekebilecek bir havuz ve çeşitli heykeller var. Meydanda en tanıdık gelecek aktivite ise güvercinlere atmak için yem satan teyzeler olabilir! Buranın güvercinleri de pek yüzsüzdür bizden söylemesi..
Casa İspanyolcada ev demekken Mila ise evi yaptıran kişinin soyadı oluyor. Cephe kabartmalarıyla dikkat çektiğinden, halk arasında taş ocağı manasına La Padrera olarak da bilinir. Evin inşası yıllarında tamamlanıyor. İnşaat süresince Mila Bey ile Gaudí Bey ve Gaudí Bey ile belediye arasında baya bir tartışmalar yaşanıyor. Neymiş efendim bir tane kolon, kaldırımı işgal ediyormuş. Sonunda bina standart kurallara uymasa da kültürel bir anıt gibi kabul edilip, Gaudínin istediği şekilde oluyor. Tabi cezayı Mila Bey ödüyor 🙂
La Padreraanormal bir giriş ücreti talep ediyor: 24 Euro. Bizce çok pahalı olsa da işte size girmeniz için birkaç sebep:
Caddenin biraz aşağısında ise bizleri Casa Batllo karşılıyor. Bina de yapılmış. Sonrasında de Battlo ailesi satın alıyor ve Gaudíye binayı tamamen yıkmak da dahil olmak üzere tam yetki veriyorlar. Ancak Gaudí binayı yıkmaya gerek kalmadan hem binanın cephelerini hem de iç tasarımını baştan aşağı değiştiriyor. Sanatsal evrimin yanı sıra ortaya daha çok ışık alan, daha fonksiyonel bir eser çıkıyor.
Bu binanın en dikkat çeken kısmı ejdarha sırtı desenli renkli çatısıdır. Gaudí burada Sant Jordi efsanesine atıfta bulunmuştur.
Casa Battlo ve yanında bulunan 4 binanın ayrı bir özelliği vardır ki, tam ortadaki Casa Bonet hariç her biri Katalan Modernizmi mimari akımının temsilcisi 4 farklı mimar tarafından farklı tarzlarda yapılmıştır. Tam ortada yer alan Casa Bonet ise Modernizm akımına karşı olarak yapılmış. Özellikle Casa Battlonun yanı başındaki Casa Amatller ve alt köşedeki Casa Lleó Morera, Gaudí eserleri kadar dikkat çekicidir.
Gotik, Barcelonanın en eski bölgesidir. Romalılar şehri buraya kurmuştur. Hala bazı duvarları ve eski kolonları görmek mümkündür. O ünlü daracık sokaklar da kaybolmak kadar güzeli yoktur.
Eğer Plaza de Cataluña tarafından geliyorsanız, Calle de Angelo caddesini kullanın. Burası sağlı sollu dükkanların olduğu geniş bir cadde. Yolu takip edip sola yöneldiğinizde Katedral meydanı sizi karşılayacak.
Katedral meydanı, tahmin edileceği üzere Barcelonanın en büyük ve baş katedraline ev sahipliği yapıyor. Meydan her daim canlı ve kalabalıktır. Canlı müzikler, danslar, etkinlikler için önemli bir noktadır. Katedralin dışında meydanda birkaç müze de bulunuyor.
Katedral, Barcelona başpiskoposluğunun da bulunduğu dini açıdan en önemli kilisedir. Tarihi 4. ve 5. yylara kadar dayansa da şimdiki bina yylarda inşa edilmiştir. Binanın dış tasarımında neo-Gotik çizgiler kullanılmış. Barcelonanın en önemli azizelerinden biri olan Eulàliaya ithaf edilmiştir. Kendisinin mezar odası da yine kilise içerisindedir. Giriş ücreti 9 Eurodur. Katedralin El Pont del Bisbe yolu tarafında kalan küçük bir avlusuna genelde ücretsiz olarak giriş yapabiliyorsunuz.
Katedralden çok uzaklaşmadan Barcelonadaki en ünlü duvarlardan birine bakalım. Sanatçı Joan Fontcubertanın çabalarıyla, vatandaşlardan özgürce yaşamak temalı kişisel fotoğraflar gönderilmesi istendi. Sonuçta ellerine tane fotoğraf ulaştı. Fotoğraflar seramik üzerine aktarılıp duvara yerleştirildi. El petó(Katalanca öpücük demek) olarak bilinen bu duvarda uzaktan bakıldığında öpüşmekte olan iki dudak görürüz. Bu sanatsal girişimin sloganı ise Dünya her bir öpücükle doğar olarak ifade edilmiş.
Katedralin sağ tarafında kalan dar yolu takip ederseniz sizi Katalan Hükümet Binası ve Barcelona Belediye Binasının bulunduğu Jaume meydanına götürür. Yol üzerinde ise Barcelonanın en çok fotoğraflanan eserlerinden birisini görebilirsiniz.
El Pont del Bisbe etrafında kalan eski yapılara rağmen yapımı oldukça yeni ve tarihi a dayanıyor. Mimarının asıl amacı Gotik bölgesinde olup ve Gotik olmayan tüm yapıların değiştirilmesiymiş ancak bu düşünce kabul edilmemiş ve sadece bu köprü yapılmış.
Köprünün altında kalan bir kuru kafa ve ona geçirilmiş hançer tasarımı o kadar inandırıcı bulunmuş ki, bunun taş işçiliği değil gerçek bir kuru kafa olduğunu söyleyen şehir efsaneleri dahi vardır.. Bir inanışa göre ise köprünün altından kuru kafaya bakarken geri geri yürüyerek geçerseniz dileğiniz gerçek olurmuş..
Eğer tarihe meraklıysanız ve üzerine bastığınız o taşların altında bir zamanlar neler vardı merak ediyorsanız doğru yerdeniz. Barcelona tarih müzesi tam da yerin altında ziyaretçilerini ağırlar. İlk yerleşmecilere dair kalıntılardan başlayıp, Romaya, oradan dönem dönem neler yapılmış o eski duvarları, balık kurutma alanlarını, şaraphaneleri görebilirsiniz.
MUHBAnın şehrin dört bir yanına yayılmış başka müzeleri ve sergileri de var. Detaylı bilgi için: funduszeue.info
MUHBAya giriş her ayın ilk pazar günü ve her pazar günü saat 3ten sonra ücretsizdir.
Nedendir bilinmez belki şehre gelenlere biraz korku vermek belki fanilere ecele hatırlamak için olsa gerek eski şehrin tarihi girişlerinden birisinde Roma döneminde kalma mezarlıklar vardır. MUHBAnın bir parçası olan bu alanı ücretsiz olarak üstten görebilirsiniz.
Barcelanada Roma döneminden kalma çok az sayıda yapı vardır. Birçoğunun üzerlerine yeni evler inşa edilmiştir. Dikkatli gözler hala o taşları veya duvarları görebilir. Kalan nadide Roma yapılarından bir tanesi Agusto Tapınağına aittir. Yapı dediysek de koskoca tapınaktan 3 tanecik sütun kalmış geriye. Turistlerin pek de bilmediği bu sütunları ilk gördüğümüzde çok şaşırmış ve heyecanlanmıştık. Tam konumu paylaştığımız Google haritalar üzerinde bulabilirsiniz.
Jaume meydanına inmeden sizi bir ara sokaktan kaçıralım ve daracık sokakların ardında saklanmış gizli bir köşeye getirelim. Buraya girince hep bir sükunet çöker..
Franco dönemine dayanan üzücü bir hikayesi vardır bu meydanın. Kilisenin duvarlarında izleri hala görülür. O dönem korumaya alınmış 30 çocuk kilisede saklanır ve meydana düşen bir bomba tüm çocukları öldürür. Yardım için birileri koşar ve o arada ikinci bir bomba daha düşer ve 12 kişi daha hayatını kaybeder.
Meydandan aşağı devam ederseniz güzel kafe/restoranların olduğu dar bir sokağa ve eski Yahudi mahallesine ulaşmış olursunuz.
Bu seferki önereceğimiz yer aslında Türkiyedeki pasajlara benzer bir çarşı diyebiliriz. Gotikin ara sokaklarında kolaylıkla gözünüzden kaçabilir. İlk gittiğimizde bizi oldukça şaşırtmış, ilginç kostümcüler, orijinal Harry Potter, Game of Thrones, anime, punk gibi çeşitli konularda hediyelik dükkanları ile bambaşka bir dünyaya girmiş gibi olmuştuk.
Websitesi: funduszeue.info
Galeriesin alt kapısından çıkarsanız Pi Meydanına(Plaça del Pi) gelmiş olursunuz. Meydanın ortasında Pi Katedrali yer alır. Katedralin çevresinde ise 3 tane meydancık vardır ki biz çok sevimli buluruz buraları. Ortadaki meydanda Paristeki Montmartreyi anımsatan resim sanatçılarını ve eserlerini görebilirsiniz.
Katedrale girmek isterseniz ücreti Euro. Çan kulesinden panoramik Barcelona manzarasının da dahil olduğu rehberli tur ise 9 Euro.
Rambla İspanyolcada bulvar demek. Katalonyadaki ramblalar genelde iki yanından araçların geçtiği ortada geniş bir alanın ise yayalar için ayrıldığı bir düzende oluyor. La Rambla, Barcelonadaki en meşhur rambladır diyebiliriz . Bir nevi buranın İstiklal Caddesi, Bağdat Caddesi gibi düşünebilirsiniz.
La Rambla, Katalonya Meydanından başlayıp limana kadar iner. Caddenin ortasındaki alan ağaçlarla süslenmiştir. Sıra sıra restoranlar, hediyelik eşya dükkanları, sokak sanatçıları yine cadde yol boyunca size eşlik eder. Caddenin iki yanında ise Barcelonanın alameti farikası olarak havalı, güzel ve tarihi binalarla doludur. Özellikle birçok tiyatro binası ilginizi çekecektir.
Cadde üzerinde Barçalı taraftarların buluşma noktası olan Canaletes çeşmesini ve Mironun hoşgeldin eserlerinden biri olan mozaiği görebilirsiniz.
La Ramblada baştan sona kadar yürümek zordur. Genelde kalabalık olması sebeplerden biri olsa da, asıl sebep sağlı sollu dikkatinizi çeken bir sürü daracık tatlı sokağın veya binanın aklınızı çelmesidir. İşte onlardan bazıları:
Barcelonada her mahallede kapalı bir semt pazarı vardır. Tabi La Boqueria, La Ramblanın yanıbaşında kaldığı için diğerlerinden daha göz önündedir. Meyve, sebze, balık, kasap, atıştırmalıklar vb bir sürü şey görebilirsiniz.
Mimarisine yine Gaudínin elinin değdiği güzide bir binadır. Sokak arasında farklı mimarisi ile hemen dikkat çeker. Palau, Katalancada saray manasına gelmektedir. Zamanının zengin ailelerinden Güell ailesinin yaşaması için tasarlanmıştır. Binanın her köşesinde ayrı bir detay dikkat çekmektedir. Terasından görebileceğiniz, Montjuic ve Katalan Sanat Müzesinin silüeti hoş bir manzara sunar.
Ücretsiz ziyaret edebileceğiniz günleri ve diğer bilet detaylarını funduszeue.info adresinden öğrenebilirsiniz.
Eğer ziyaret etmeyi düşünüyorsanız ücretsiz sesli rehbere(Türkçe yok) de ulaşabileceğiniz resmi Palau Güell Android ve Apple mobil uygulamalarını indirmeyi unutmayın.
Barcelonada daha önemli meydanlar olsa da bize İspanyada yaşadığımız hissini veren asıl meydan burasıdır. Etrafı sarı binalar ve altlarında restoranlarla çevrili, içerisi palmiye ağaçları ve Gaudínin tasarladığı sanat eseri sokak lambalarıyla donatılmış ponçik bir meydan.. Her daim canlı ve keyiflidir. La Rambla girişinden başka meydanı çevreleyen her bir kenarından ayrı bir girişi daha vardır.
Eğer hala La Ramblada iseniz işte yönünüzü değiştirtecek bir sokak daha! Gotik bölgesindeki diğer sokaklara nazaran daha geniş olan Ferran caddesi, Jaume Meydanını da boylu boyunca keser ve sizi Ciutadella Parkına kadar götürür. Sağlı sollu yerleştirilmiş şık sokak lambaları bu caddenin en karakteristik özelliği diyebiliriz.
Eğer La Rambladan sapmamayı başardıysanız tebrikler! Ödül olarak caddenin sonunda üzerinde Kristof Kolombun heykelinin yer aldığı kuleyi görebilirsiniz. Kule yyın sonlarında, Kolombun yeni kıtaya olan ilk seferiyle ilgili Barcelonada Kraliçe İsabel ve funduszeue.infodoya verdiği rapora binaen yapılmış.
Eğer Kolombdan aşağı yürümeye devam ederseniz marinaya ulaşırsınız. La Rambla de Mar(Deniz ramblası)dan geçip AVM ve akvaryumun bulunduğu yarım adaya ulaşabilirsiniz.
Raval nüfusunun çoğunluğunu, başta Pakistanlılar olmak üzere göçmenler oluşturur. Dükkanlar, insanlar, sokakların enerjisi size o havayı hemen verecektir. Şehrin yerelleri buraları pek sevmez ve biraz tehlikeli bulur. Suç oranının daha yüksek olduğu söylenebilir. Ancak kapkaç/yankesicilik dışında başınıza bir şey gelme ihtimali düşük. Biraz tehlikeli bir hava versek de çantanıza, telefonunuza sahip çıktığınız sürece sorun yaşamazsınız.
Bu kötü önyargıyı yıkmak için Barcelonanın en önemli modern sanat müzelerinden birisi olan MACBA bu bölgede yer almaktadır. Bölgeyi turlarken bölgenin ilginç bar ve restoranlarında soluklanıp bir şeyler içebilir, eski bir hastane olan Biblioteca de Catalunya(Katalonya Kütüphanesi)yı ve Kedi (El Gato de Botero)heykelini görebilirsiniz.
Born ise biraz daha elit ve sanatçıların tercih ettiği bir bölge diyebiliriz. Bir çok sanat müzesine, butiğe ev sahipliği yapar.
En öne çıkan birkaç noktayı sayalım: Palau de la Música Catalana(Katalan Müzik Sarayı) hem içi hem dışı muazzam bir mimariye sahiptir. Bu binanın şanssızlığı arada sokakta kalıp gözden kaçabilmesidir. Giriş ücretleri 10 Eurodan başlamaktadır. Picasso müzesi, ünlü İspanyol ressam Picassonun eserlerine ev sahipliği yapar. Picassonun hem hayatı hem de eserleri ile ilgili yaşadığı evrimi görmek açısından önemli bir müze. El Born Centre de Cultura i Memòriada ortaya çıkartılmış eski şehir duvarlarını görebilirsiniz. Katalan Gotik mimarisinin eşsiz örneklerinden birini görmek civardaki keyifli sokak ve meydanlarda takılmak için Basilica of Santa Maria del Marı ziyaret edebilirsiniz. Son olarak küçük olsa çok sevimli bulduğumuz Passeig del Borndan geçmeyi unutmayın.
Ciutadella Park, ismini bir zamanlar burada yer alan Avrupanın o zamanki en büyük kalesinden dolayı almış. İspanya Kralı 5. Philipin emriyle yapılan kale için Katalanlar zorla çalıştırılmış ve vergi yükü de onlara bindirilmiş. Kale artık işlevini yitirdiği bir dönem, surlar ve içerisindeki binalar bombalanarak yıkılmış. yyda ise şimdiki haline bürünerek Barcelonalılara park olarak hizmet vermeye başlamış. Park sınırlarında, yeşil alanların yanı sıra hayvanat bahçesi, küçük bir göl, Cascada, şato görünümlü bir müze ve Katalan Parlamento Binası da yer alıyor.
Hayvanat bahçesine girmediğimiz için çok yorum yapamayacağız ancak parlamento binasının önündeki bahçeye kadar girip oturabilir, keyif yapabilirsiniz.
Parkın en önemli eseri Cascada denilen şelale/havuzdur. Mimarı, Romadaki Aşk Çeşmesinden esinlenmiş. Bugün Barcelonanın simge eserlerinden birine dönüşmüştür.
Parktaki diğer bir keyifli alan ise Cascadanın biraz altında kalan küçük gölettir. Doğayla iç içe geçmiş bu gölette sandal kiralayıp keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Parktan çıkıp Passeig de Lluís Companysyi takip yukarı doğru yürüyebilirsiniz. Bu yürüyüş yolu gençlerin buluşma noktalarından biridir diyebiliriz. İnsanlar burada toplanır, içerler, dans ederler. Sokak sanatçıları tarafından da tercih edilen bu yolun yüksek bir enerjisi vardır. Yolun sonunda ise Arc de Triomfu göreceksiniz. Benzerleri Berlin, Paris gibi diğer Avrupa şehirlerinde de görülebilecek arklar genelde bir zafer anıtı olarak inşa edilir ancak Barcelonadaki ark deki Dünya Ticaret Fuarı için giriş kapısı olarak yapılmış.
Barceloneta, Barcelonanın deniz kıyısındaki semtidir. Eski şehre en yakın plaj burası olduğu için turistler arasında çokça rağbet görür. Olimpiyatlara kadar olmayan bu plaj, Mısırdan getirilen kumlarla yapılmıştır. Plajın yanında kilometrelerce uzanan yürüyüş yolu da vardır. Vaktiniz varsa Barcelonetadan Selva de Mara kadar sahilden yürüyebilirsiniz. Dönüşte yürümeye üşenirseniz Sarı metro hattı(L4) ile geri dönebilirsiniz 😉
Daha kısa bir yürüyüş tercih edenlere en azından Port Olimpice kadar yürümelerini tavsiye ederiz. Bu bölge, birçok otel, gece kulübü, restoran, kumarhaneye ev sahipliği yapar. Ayrıca Frank Gehryin ünlü AltınBalık(El Peix dOr) isimli eserini burada görebilirsiniz.
Ancak Barcelonetada denize girmenizi tavsiye etmeyiz! Kapkaç olayları çok sık yaşanır ve denizi o kadar temiz değildir. Şehrin yerelleri daha ileride kalan Bogatell gibi plajlarda denize girmeyi tercih eder.
Gelelim Barcelonanın en önemli bir başka meydanına: İspanya Meydanı!
Protesto ve kutlamalar için en gözde adreslerden biri olan Plaza de España, döner kavşağın ortasındaki heykeliyle dikkat çeker. Bunun yanında civarda görülesi birçok yer vardır. Bir gününüzü bu bölgede geçirebilirsiniz.
Meydanın güneyinde 2 tane Venedik usulü kule ve yolun sonunda ise Katalan Güzel Sanatlar Müzesi(MNAC) bizleri karşılar. Meydanın hemen yanı başında dairesel şekliyle dikkat çeken, eski bir boğa güreşi arenası olan ArenaAVM yer alır. Özellikle AVMnin üzerinden o ücretsiz seyir terası imkanı vardır. AVMnin girişinde yer alan ücretli asansör yerine, AVM içindeki yürüyen merdivenlerle terasa ücretsiz çıkabilirsiniz!
Arena AVMnin yan tarafında ise adını ünlü Katalan ressam Mirodan alan Miro Park var. Mironun Kadın ve Kuş isimli pek manidar heykelini burada görebilirsiniz. Bu heykel Mironun Barcelonayı ziyaret eden insanlara hoşgeldiniz minvalinde yaptığı 3 eserden biridir. Eserlerden biri La Ramblada yere, diğeri ise Barcelonetaya giden yol üzerinde yapılmıştır.
MNACa yakın konumda bulunan bir başka turistik nokta ise Poble Espanyol de Barcelonadır. Biz ziyaret etmesek de içerisi İspanyayı anlatan kültürel öğelerle donatılmış özel bir alan. 14 Euroluk ücretini hak ediyor mu bilemiyoruz.
Son olarak ise MNACın arka tarafında yer alan küçük ama sevimli bir botanik bahçe olan Jardí Botànic Històrici sizlere önerelim. MNAC binasının sağ taraftan arkasına dolaştığınızda yürüyen merdivenleri göreceksiniz. Yürüyen merdivenlerin hemen sağ tarafında ise içeriye giden yola sizi bahçeye götürecek.
Barcelonadaki en ünlü aktivitelerden birisi Fuente Mágicayı izlemektir. Bu büyülü fışkiye haftanın belirli gün ve saatlerinde harekete geçer. Havuz suyunun ışık ve müzikle olan dansını izlersiniz. Etkinlik 30 dakikadır ve 2 defa art arda yapılır. Bizce öyle uçan kaçan bir olayı olmasa da buraya kadar gelmişken mutlaka katılın. Malum Covidden dolayı gösteriler durdurulsa da güncel durumu funduszeue.info adresinden kontrol edebilirsiniz.
Palau Nacional(Ulusal Saray) da Barcelonada yapılan Dünya Ticaret Fuarı için yapılmış bir saray. Mimarisinde İtalyadan esintiler taşıyor. den beri de Katalan Ulusal Sanat Müzesine ev sahipliği yapıyor.
Peki MNACa neden gitmeli?
Bizce 12 Euro vermektense, Cumartesi ve her ayın ilk Pazarı olan ücretsiz girişleri kaçırmayın. Detaylar için: funduszeue.info
Bizce sarayın kendisi bile ziyaret etmek için iyi bir sebeptir. Sarayın ön tarafında yer alan merdivenler her daim doludur. Bir yandan şehri izlerken, bir yandan bir sokak sanatçısının yaptığı müziği dinler, uzaklara dalar gidersiniz..
Barcelonadaki en yüksek tepe olmasa da şehir merkezine yakın ve hakim durumdaki önemli bir tepedir.
En tepede yılında yapılan Montjuic kalesi vardır. Ücreti mukabilinde ziyaret edilebilir. Bu kale tarihi boyunca savaşlara ve infazlara tanıklık etmişken, günümüzde ise genelde kale duvarlarının dışında kalan yeşillik alanlarda yapılan sanatsal etkinlikler ile anılıyor.
Tepede kalenin yanısıra Barcelona olimpiyatları için yapılmış olimpik stada ve diğer tesislere, Barcelonayı izlemelik ve kafa dinlemelik parklara, birçok bitki çeşidini görebileceğini bir botanik parka, amfi tiyatroya ve Joan Miro ile MNAC gibi önemli sanat müzelerine ev sahipliği yapıyor.
Montjuic bir tepe olduğu için yukarı çıkmak biraz meşakkatli olabilir. Eğer yürümek istemiyorsanız, tepeye çıkmak için en kolay yöntem Plaza de Espanadan numaralı otobüse binmektir. Alternatif olarak Parallel metro istasyonundan ücretsiz fünikülerle tepenin yarısına kadar çıkıp geri kalan yolu yürüyebilirsiniz. Teleferikle çıkmak da mümkündür ancak pahalı bir yöntemdir.
Montjuic için tavsiyemiz yukarıdaki yöntemlerden birisiyle tepeye kadar çıkıp, gezerek ve görerek aşağı yürümenizdir.
Yine bir Gaudí işi karşınızda. Park Güell, Gracianın üst kısımlarından Barcelonaya yukarıdan bakar. yılında yapımına başlanmış ve 14 yıl sürmüştür. Aslında halka açık bir park olarak tasarlanmamış. Güell bir işadamıydı ve parkın içinde 60 tane ev inşa edilmesi planlanmıştı. Ancak konumun ulaşım sıkıntısı ve daha birçok problemden ötürü alıcı çıkmamıştı. 60 evden sadece 2 tanesi yapılabilmiş. Sonunda da bakmışlar olacak gibi değil halka açık etkinliklerin yapılabildiği özel bir alana dönüşmüş. Güell öldükten sonra ise mirasçıları parkı Belediye Meclisine satmışlar ve Park Güell bir halk parkı olmuş.
Klasik bir parktan bekleyeceğiniz yeşilliğin yanında Gaudí tarafından tasarlanmış birçok yapı görürsünüz. Gaudí çoğu zaman zaman olduğu gibi, ilhamını doğadan almıştır ve ortaya çok ilginç eserler çıkarmıştır. Maalesef bu eserleri sözle ifade etmek haksızlık olacaktır. En iyisi yerinde görüp, dokunmak, hissetmektir.
Kırık seramiklerden yapılmış, mozaik süslü teras ve parkın girişindeki Hansel-Gratelden fırlamış gibi gözüken yaş pasta kıvamındaki köşkler en ünlü kısımlarıdır bu parkın. Bunların dışında parkın dört bir yanında taşların anormal biçimde bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş birçok eser göreceksiniz. Ayrıca bir zamanlar Gaudínin yaşadığı ev Gaudí müzesi olarak işletilmektedir ve ziyaret edilebilir.
Haziran itibarıyla Park Güelle giriş düzeni değiştirildi. Önceden parkın sadece bir kısmı için bilet gerekirken, artık parka girmek için her türlü bilet almanız gerekiyor. Ücretsiz giriş sadece park bölgesinde yaşayan yerellere ve kütüphane kartı sahiplerine sağlanıyor.
Giriş ücreti 10 Eurodur. Buraya kadar gelmişken El Turó de les Tres Creusu görmeyi unutmayın. Parkın hemen yanı başındaki bu taş kulesi, güzel bir Barcelona manzarası sunuyor. Kuleye çıkana kadar ise çeşitli sokak sanatçılarına denk gelebilirsiniz.
Tibidabo, Barcelonanın sırtını verdiği Collserola tepelerinin en yükseğidir. Panoramik Barcelona manzarası izlemek için harika bir noktadır. Manzara noktası olması dışında Sagrat Cor kilisesine(Kutsal Kalp), lunaparka ve televizyon antenine ev sahipliği yapar.
Kilisenin yapımına yılında başlanmış ve 60 sene sürmüş.İlginç bir biçimde şehirdeki birçok sokak arasından bile yükselen kiliseyi görebilirsiniz. Düz gri rengine rağmen süslemeli bahçe kapısı ile beraber bizce çok havalı bir görüntüsü var. Kilisenin sadece kulesi ücretli. Bahçesinden neredeyse derece etrafı izleyebiliyorsunuz.
Kilisenin altındaki lunapark ise daha çok çocuklara hitaben bir yer ama yetişkinlerin de eğlenebileceği oyuncaklar var olabilir. Lunapark girişi için kişi başı 26 Euro.
Tibidaboya Plaza de Catalunyadan tren, füniküler ve nolu minibüs kombinasyonu ile ulaşılabilir. Aktarma olduğu için sadece 1 bilet yeterli olacaktır. Bulunduğunuz konuma uygun yol tarifini almak için CityMapperı kullanmayı unutmayın 😉
Camp Nou, şehrimizin ünlü futbol takımının evidir. kişilik kapasitesiyle Avrupanın en büyüklerindendir. Müzesinde Barcelonanın kazandığı kupaları, eski top, krampon gibi futbol malzemelerini, sonra stadyuma geçip soyunma odalarını, tribünleri ve kenardan saha içini görmek istiyorsanız 23 Euroya elveda demelisiniz.
Yaklaşık 7 senedir yurtiçi ve yurtdışında geziyorum ve Camp Nou açık ara, para verdiğime en çok pişman olduğum yerdir. Öncelikle 23 Euro buralı birisi için bile çok anlamsız ve pahalı bir şeydir. Eğer daha önce bir stadyum görmediyseniz, Barcelona fanatiği falan değilseniz tavsiye etmiyoruz 🙂 Üzerine biraz daha koyup maç izlemek daha mantıklı olabilir.
Açıkçası Barcelona kendi mutfağı çok güçlü bir şehir değil. İspanya deyince akla gelen ve tatmanız gereken bazı lezzetleri Barcelona için de sayabiliriz: Tapas ve paella. Onun dışında Meksikadan Doğu Asya mutfaklarına, Afrikadan Ortadoğuya tüm dünya mutfaklarını bulabilirsiniz.
Tapas, paella ve diğer lezzetler hakkında daha detaylı bilgi için sizleri Mutlaka Tatmanız Gereken İspanyol Yemekleri yazımıza alalım.
Barcelonaya ilk kez gelecekler için nerelerde geziler, neler yenir, ne yapılır gibi soruları tek bir yerde toparlamaya amaçladığımız bu yazının sonuna geldik. Yakında Barcelona ile daha az bilinen yerleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz!
# tifliste gezilecek yerler# Tiflis gezilecek yerler biz evde yokuz# Tiflis gece Hayatı# tiflis en ne alınır# Tiflis Gezi Rehberi# Tiflis gezilecek Yerler haritası# Tiflis kaç Günde gezilir# gürcistanda gezilecek yerler# tiflis gezi rehberi# tifliste gezilecek yerle
İlginizi Çekebilir
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası