osman hamdi bey in hayatı ve eserleri / Osman Hamdi Bey funduszeue.info

Osman Hamdi Bey In Hayatı Ve Eserleri

osman hamdi bey in hayatı ve eserleri

CANVASTAR®

Paylaş

Osman Hamdi

Osman Hamdi Bey ( &#; )

Türk Ressam Osman Hamdi Bey &#;de İstanbul&#;da İbrahim Edhem Paşa&#;nın oğlu olarak doğdu.

Çok yönlü bir Osmanlı aydını olan Osman Hamdi Bey, &#;da Mekteb-i Maarif-i Adliye&#;de öğrenime başladı. Bu dönemde resme ilgi duydu ve çok sayıda karakalem denemeler yaptı. Babası Edhem Paşa&#;yla birlikte, Belgrad&#;a ve Viyana&#;ya giderek müzeleri gezdi.

mart ayında hukuk öğrenimi için Paris&#;e gönderildi. Paris&#;te bir süre hukuk eğitimine devam eden sanatçı daha sonra resim ve arkeoloji eğitimini tercih ederek Paris Güzel Sanatlar Okulu&#;na kayıt oldu.

Resim eğitimi için bir yandan daJean Léon Gérome () ve Gustave Boulanger () atölyelerine devam etti. Paris&#;teki eğitimi 9 yıl sürdü. yılındaki Uluslararası Paris Sergisi&#;ne üç eseriyle katıldı.

yılında yurda döndükten sonra, Bağdat Valiliği&#;ne atanan Mithad Paşa ile birlikte Vilayet Umur-u Ecnebiye Müdürlüğü göreviyle Bağdat&#;a gitti, &#;de sarayda Teşrifat-ı Hariciye Müdür muavinliğine getirilmesi üzerine İstanbul&#;a döndü. Viyana Sergisine, sergi komiseri olarak gönderildi. yılında Hariciye Umur-u Ecnebiye katipliğine yılında Matbuat-ı Ecnebiye Müdürlüğüne getirildi. Aynı yıl ilk Meclis-i Mebusan&#;da milletvekili olarak görev yaptı. yılında Beyoğlu Altıncı Daire Müdürlüğüne atandı.

Müzecilik

Osmanlı-Rus savaşının bitmesiyle devlet görevleri son bulan Osman Hamdi Bey, yaşamının bundan sonrasını bütünüyle sanat ve kültür çalışmalarına ayırdı. Eski adı Müze-i Hümayun olan Istanbul Arkeoloji Müzesi&#;nin, &#;de kurulmasında ve yeniden düzenlenerek çağdaş bir müze görüntüsüne kavuşturulmasında, Osman Hamdi Bey&#;i bir öncü olarak görüyoruz. 11 Eylül &#;de Müze-i Hümayûn ve &#;de yeniden açılan Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi Müdürlüğüne atandı.

Bu görevleri sırasında Müzecilik ve Sanayi-i Nefise Mektebi için büyük atılımlar gerçekleştiren sanatçı, bir yandan da arkeolojik kazılara katıldı. Müzenin envanter ve teşhir bölümlerini hazırlayan sanatçı aynı zamanda mimar Vallaury&#;ye bugün Arkeoloji müzesi olarak hizmet veren binayı yaptırdı. Ayrıca, Sanayi-i Nefise Mektebi&#;de bu dönemde inşa ettirildi.

Zaten &#;den beri müze komisyonunda üye olan Osman Hamdi Bey&#;in, yabancı dil bilgisinin ve sanat kültürünün bu konuyu kavramasında büyük yararı oldu. Çinili Köşk&#;teki çinilerin onarımı ve temizlenmesi, ayrıca müzenin yeni bir yapıya aktarılması ve genişletilmesi, onun müdürlüğü zamanındadır. Eski eserlerin kaybolmasını önlemek amacıyla çıkardığı &#;Asar-ı Atika Nizamnamesi&#; ile bir arkeolog olarak Sayda yakınlarında Fenike krallarına ait bir nekropolde bularak, Istanbul&#;a taşıttığı lahitler (başta İskender Lahdi) ve &#;de bu konuyla ilgili olarak kaleme aldığı bilimsel inceleme (Th. Reinach ile) onun çalışmaları arasında ön sırada yer alır.

Lahitler için müzede ek bölümün açılması, müze kitaplığının geliştirilmesi gibi çalışmalar da bu arada anılabilir. Bu tür çalışmaları nedeniyle, birçok bilim kuruluşundan fahri doktorluk belgesi alan Osman Hamdi Bey, Türki-ye&#;de arkeolojinin kökleşmesinde büyük payı bulunan bilimsel araştırmalara bizzat katıldı ya da bu araştırmaların bir bölümünü yönetti. Sayda kazısı, onun adını uluslararası bilim çevrelerinde, saygın bir düzeye yükseltti. Ayrıca Istanbul&#;da, eski adı Sanayi-i Nefise Mektebi olan günümüzdeki Güzel Sanatlar Akademisi&#;nin kurulmasında da doğrudan doğruya katkısı oldu. &#;te kurduğu bu okulu, 27 yıl müdür olarak yönetti.

Çok Yönlü Bir Sanat ve Kültür Adamı

Osman Hamdi Bey, Batıya yönelik çağdaş Türk sanat ve kültürünün biçimlenmesinde, kurumlaşmasında hem bir yönetici ve bürokrat olarak, hem de bir sanatçı olarak değişik açılardan etkili olmuştur. Çağdaş kültürümüzün yakın geçmişinde, Osman Hamdi Bey yapısında bir başka kişi bulmak zordur. Onun bir kültür adamı olarak etkinliği, ressam yönünü bir ölçüde gölgelemişse de, anıtsal boyuttaki figürlü kompozisyonlarına, çağdaş Türk resminde kendi türünün ilk örnekleri gözüyle bakılabilir. Doğulu giysiler içindeki bu figürleri, Osman Hamdi Bey&#;i aynı zamanda &#;oryantalist&#; bir ressam olarak görmemizin de nedenidir.

Onun resmi, Paris&#;te gördüğü katı sanat eğitiminin de bir gereği olarak, akademik ve doğacı bir resimdir. Doğulu giysiler içinde çektirdiği kendi fotoğraflarından yararlanarak çizdiği büyük boyutlu kompozisyonları, biraz da belgeci bir görüşten ve klasik bir estetikten kaynaklanır. Doğulu atmosferin görkemi ve çekiciliği, bu belgeci yanla birleşince, Osman Hamdi Bey&#;in büyük boyutlu kompozisyonlarına, Osmanlı döneminin yaşam biçimlerini sergileyen bir kostümler ve gelenekler havası sinmiştir. Feraceli kadınlar, medrese avlusunda tartışan hocalar, dua eden türbedarlar, saray çevresinin insanları, silah satıcıları, genç kadın portreleri, yöresel tipleri bize Osmanlı kültürünün resimlere yansıyan sah nelerini düşündürür.

Büyük Boyutlar ve Titizlik

Resim, Osman Hamdi Bey&#;e göre, doğanın izleyicisi olmak zorundaydı. Küçük bir kumaş kıvrımı, gözden kaçabilecek bir ayrıntı, figürün kimliğine yardımcı olabilecek giyim kuşam özelliği, çevreyi tanımaya olanak verecek yaşam incelikleri, onun tablolarında ihmale gelmeyecek bir titizliğin süzgecinden geçmiş ve akademiciliğin katı kuralcılığı, Osman Hamdi Bey&#;de sadık bir yandaş bulmuştur. Rüstem Paşa Camii Önünde, Ab-ı Hayat Çeşmesi, Silah Taciri, Gezintide Kadınlar, Kaplumbağa Terbiyecisi, Yemenili Kız, Şehzade Türbesinde Derviş, Sultan Ahmed Camii, Çinili Köşk başlıca yapıtları arasında sayılabilir.

Anıtsal nitelikli figür ressamlığının yolunu açmış olması, Osman Hamdi Bey&#;in çağdaş sanatımıza getirdiği başlıca yeniliktir. Ne ondan önce, ne de ondan sonra uzun bir süre, bu çapta bir figür ressamlığı göremiyoruz. Başta İbrahim Çallı olmak üzere empresyonistlerin bir bölümü, bu ressamlığı daha çok portre düzeyinde geçerli kılmaya çalışmışlardır. Ama insanı çevresiyle birlikte, bir bütün olarak ele alıp, bir kompozisyon düzeyinde titiz bir gözlemden geçirme geleneği Osman Hamdi Bey ile başlamıştır, denebilir.


SANATÇININ ESERLERİNİ GÖREBİLECEĞİNİZ GALERİ SAYFALARI


Osman Hamdi Bey eserleri video


Etiketler:Akademik Klasisist Ressamlarünlü ressamlar

 Osman Hamdi, (doğum İstanbul - ölüm 24 Şubat İstanbul) 'da hukuk öğrenimi için Paris'e gitti. Hukuk öğreniminin yanı sıra o dönemim ünlü ressamlarının atölyelerinde çıraklık yaparak iyi de bir resim eğitimi aldı.


yılında Bağdat Yabancı İşler Müdürlüğü''ne atandı. 'de İstanbul'a geri dönünce sarayda çalıştı. 'de Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi)'a atandı. Bu görevi ile Türk müzeciliğinin parlak dönemleri başladı. yılında Güzel Sanatlar Akademisi Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'ni ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni kurdu ve müdürlüklerini üstlendi. 'te o güne kadar hiç gündeme gelmemiş olan ve çokça kayıp verilmiş olunan bir zaafı, antik eserlerin yurt dışına çıkarılmasını yasaklayan Asr-ı Atîka Nizamnâmesini çıkarttırarak yürürlüğe soktu.

Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı, Lagina Tapınağı ve Sayda'da arkeolojik kazılar gerçekleştirdi. Sayda'da yaptığı kazılarda bulduğu, arkeoloji dünyasının başyapıtlarından sayılan, aralarında İskender Lahit'inin de bulunduğu bir takım antik eserler çıkardı. Burada bulunan eserler bugün Osman Hamdi Bey'in bulmuş olduğu birçok eser gibi, kendisinin temellerini attırdığı İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilendi.

 

Kaplumbağa Terbiyecisi
Kaplumbağa Terbiyecisi", Osman Hamdi’nin en ilgi çeken ve özgün eserlerinden birisidir. tarihli eser, özellikle "Lale Devri"ndeki "Sadabad Eğlenceleri"nde geceleri bahçelerin aydınlatılması için kaplumbağaların sırtlarına mumlar dikilerek serbest bırakıldıkları bilgisi bir ipucu olabilir. Yani Osmanlı’nın devlet düzeninde "kaplumbağalar" da "kapıkulları" arasında yer almışlardır.

Bu arada birkaç Osmanlı kurumunun (Sanay-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi, Duyun-u Umumiye, vb.) en üst düzeyinde yönetici olan Hamdi Bey’in kendi iş yapma alışkanlığı/tarzı ile astlarının yaklaşımlarına ilişkin bir allegori akla gelmektedir. Osman Hamdi’nin kendisi olan "Terbiyeci" elinde neyi, boynunda maşası sırtında "keşkül-ü fıkarası" (dervişane bir tevekkülü akla getirmektedir. Hafif öne eğilmiş olarak yapraklarını yiyen üç kaplumbağaya nezaret etmektedir.
Arkada kalan iki kaplumbağa ise yemeğe yanaşmaya çalışmaktadır. Osman Hamdi Bey’in mesai arkadaşlarına yönelik acımasız, ümitsiz bir hicvi olarak yorumlanabilir bir resim bu Önemli olan, alçaktaki tek ışık kaynağından gelen ışıkla aydınlanan resmin, öğelerinin ilgiyi konuya odaklayan bir yalınlık ve kurgu ile her tür gereksiz ayrıntının ayıklandığı çok başarılı bir bir başyapıt olmasıdır.
Uzun süre işadamı Erol Aksoy'un koleksiyonunda bulunan tablo Erol Aksoy'un varlıklarına TMSF'nin el koymasıyla geçici süre devlete geçmiştir. Eser Aralık 'de açık arttırmaya çıkarıldı. Türk resim sanatının en yüksek bedeline çıkan fiyatla Suna Kıraç-İnan Kıraç Vakfı kuruluşu Pera Sanat Müzesi açık arttırmayı kazandı.
Bazı Önemli Eserleri
* Kahve Ocağı ()
* Haremden ()
* İki Müzisyen Kız ()
* Kuran okuyan Kız ()
* Çarşaflanan Kadınlar ()
* Vazo Yerleştiren Kız ()
* Gebze’den Manzara ()
* Çekik Gözlü Kız-Tevfika ()
* Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız I
* Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız II ()
* Feraceli Kadınlar ()
* Pembe Başlıklı Kız ()
* Kaplumbağa Terbiyecisi ()
* Mimozalı Kadın ()
* Şehzade Türbesinde Derviş ()
* Silah Taciri ()
* Beyaz Entarili Kız ()
* Sarı Kurdeleli Kız () .
Osman Hamdi Bey Resimleri

 

Ünlü Ressamlar / Çağdaş Sanat Akımları / Kübizm / Empresyonizm / En Değerli 10 Tablo / Ünlü Ressamların Ünlü Eserleri /Karakalem Çalışmaları

Bilim İnsanları / Ünlü Yazarlar / Ünlü Ressamlar / Ünlü Müzisyenler / Türk Büyükleri / Türk Bilim İnsanları / Ünlü Matematikçiler / Ünlü Fizikçiler

? Bu yazı Bilge Akcaalan tarafından editörün seçimi listesine eklendi?

Osman Hamdi Bey, hem Osmanlı İmparatorluğu’na hem de Türkiye’ye kültürel anlamda kalıcı ve sağlam bir altyapı ile eserler bırakabilmiştir; bir döneme değil tüm Türk tarihine, sanatına ve sanat eğitimine damga vuran yönleriyle tanınmaktadır.
yüzyılın ikinci yarısından itibaren Batılı anlamda resmin Osmanlı topraklarına girdiği bilinmektedir, sanatçının oryantalist tarzda verdiği eserleri, Avrupalı oryantalistlerden konu seçimi ve konuları işleyiş yönünden farklılıklar göstermektedir. Sanatçı, eserlerinde cami ve türbelerinin güzellik ve ihtişamını gözler önüne sererek Doğu’nun manevi ve maddi zenginliğini de bir şekilde yansıtmaya çalışmış; Türklere ait değerleri işlemiş ve yaşadığı toprağın uygarlık değerlerini, bunların ortasında ülkesinin atmosferini ortaya koymak amacıyla eserler vermiştir.

- Reklam Arası -

Osman Hamdi Bey’in çok yönlü kişiliğine istinaden söylenebilecekler şu şekilde özetlenebilir: Her biri birer belge niteliğindeki yapıtları, kitapları, kurduğu müzeler, devlet erkânında üstlendiği görevler ve kurmuş olduğu okulun kısaca tüm görevlerinin ve emek verdiği işlerin ortak paydası tarih bilinci ve sanatçı duyarlılığında eşitlenir.

Osman Hamdi Bey&#;in Hayatı

Osman Hamdi Bey yılında İstanbul&#;da doğdu. II. Abdülhamit devri Sadrazamı olan Ethem Paşa’nın oğludur. yılında Osmanlı İmparatorluğu&#;nda Tanzimat Fermanı ile birlikte bazı reformlar yapılmıştı. Osman Hamdi eğitim alanında yapılan reformlar sayesinde yılında hukuk eğitimi için Paris&#;e gitti. Hukuk öğreniminin yanı sıra o dönemin ünlü ressamlarından resim eğitimi aldı. Paris’te oryantalist resmin en önde gelen temsilcilerinden Jean-Léon Gérôme’nin öğrencisi olmuştu. Gérôme’nin geldiği akademik resim geleneği ise nülerin, yani giyinmiş çıplakların geleneğiydi. Kendisi de bu geleneğe Doğu’yu ve Doğulu kadını gizemli, erotik fantezilere dönüştürdüğü oryantalist üslubuyla eklemleniyordu.

- Reklam Arası -

yılında İstanbul&#;a döndüğünde ileri seviye Fransızcasıyla öncelikle dışişleri bakanlığına atandı ve daha sonra Saray ile Müze-i Hümayun da çalıştı. Osman Hamdi Bey, Müze-i Hümayun’un başına geldiğinde eserleri gelişigüzel sıralanmaktan kurtarmış ve eserler hakkında birtakım bilgiler de vererek onları odalara dağıtmıştır. yılına kadar basın müdürlüğü ile birlikte, birçok görevlerde bulundu. Aynı zamanda dünyaca tanınan bir arkeolog olan Osman Hamdi, yüzyılın sonlarında İstanbul Arkeoloji Müzesi kuruluşunu sağlamıştır. Birinci Dünya Savaşına doğru giden dünyanın elverişsiz koşullarına direnerek kurduğu bu müzeyi, kazılardan çıkardığı birçok değerli eserlerle de zenginleştirmiştir. Bağdat’ta ilk arkeolojik çalışmalarını yaptıktan sonra gerekli yasanın çıkarılmasını sağlayarak ve tüm arkeolojik çalışmaların kontrolünü üstlenerek modern arkeoloji biliminin Osmanlı’da temellendirilmesini sağladı. En önemli arkeolojik kazısı ’de gerçekleştirildiği Sayda Kral Mezarlığı (Lübnan) kazılardır. Bu kazılar sırasında dünyaca ünlü İskender Lahdini bulmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu&#;nda sivil ressamların eğitim alacağı herhangi bir kurum olmadığını gözlemledikten sonra ve &#;de Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi’ni kurmuştur.

- Reklam Arası -

Sanatçının tablolarını ürettiği, yüzyıl sonundaki Osmanlı&#;da Tanzimat reformunu izleyen  dönemde devlet yönetimi ve adalet sistemi başta olmak üzere bir yenilenme arzusu vardır. Bu eğilimler hâlâ oldukça tartışmalı kavramlar olan modernleşme ve/veya Batılılaşma olarak da ifade edilebilir. Sanatta, düşünce dünyasında, müzikte, giyimde bu açılmanın etkileri gözlemlenebilmektedir. Bu konuda Osmanlı entellektüellerinin dönemin kültürel ve entellektüel başkenti olan Paris’te devam eden hareketlilikten çeşitli şekillerde etkilendiğini söylenebilir.

Osman Hamdi’nin yapıtlarını toplumsallık ile bağlayan element ise figürlerin yerleştiği mekânların ayırt edilir derecede Doğu’ya ait olmasıdır. Bu durum belki sanatçının, çok doğal olarak kendi kültürünü yansıtmasıyla açıklanabilir ancak diğer yandan bilinçli olarak Doğu’ya yönelik bir anlatı oluşturma amacı olduğu da düşünülebilir. Edhem Eldem ise ressamın, Paris döneminin üzerindeki etkisini göz önüne alarak, ülkesine bir Batılı gözüyle bakmaya yatkınlığı olduğunu öne sürer. Hem Avrupa’da hem Osmanlı ve daha sonra Türkiye Cumhuriyeti’nde bu dönemin tablolarına baktığımızda kadınlar birer nesneden ziyade özne olmaya eskiye kıyasla çok daha yakınlardır. Osman Hamdi Bey, Osmanlı hayatının renkli sahnelerini resmetmiş ve bu resimleri ustaca işlediği ayrıntılarla gerçekçi kılmıştır.

Kuran Okuyan Kız Tablosu

yılında resmedilmiş bir Osman Hamdi Bey tablosudur. Türk İslam kültürüne ait unsurlar ve canlı renkler ile resmin merkezine yerleştirilmiş kız, göz alıcı safran elbisesi ve turuncu yazmasıyla sedef kakma işlenmiş rahlenin önünde Kuran okumaktadır. Rahlenin hizasında, ahşap rengi çok ışınlı yıldız geçmeleriyle süslenmiş pencerenin önünde ajur tekniğinde, tepsili altın sarısı dumanı tütmekte olan tütsülük; kızın sağ yanında mavi beyaz Selçuklu yıldızlarıyla süslenmiş çini pano ve hemen diz çöktüğü zeminde ise Madalyonlu Uşak halısının güzide örneklerinden birisi göze çarpar. Osman Hamdi, mekân ve insan bütünlüğünü ışık-gölge-renk oyunlarına başvurmadan, insanın huzurlu iç dünyasını merkeze oturtarak, kendi kültür ve geleneği doğrultusunda yansıtan sanatçıdır. Özellikle Selçuklu sanatına çok özel bir ilgi ve sevgi duyan sanatçının bu yönü, yeteneğine ve fırçasına kadar ulaşmıştır.

Barnaby Rogerson, “Kur’an Okuyan Kız” tablosu için “Eser, İslami tasarımlarla renkli bir arka plana karşı Kur’an okurken diz çökmüş genç bir kızı ve Osman Hamdi’nin oryantalizminin eşsiz doğasını ve sanat oyununu gösteriyor.” ifadelerini kullanmıştır.

Toplumda süregiden dönüşüm paralelinde Osman Hamdi’nin resimlerinde kadınlar cami, türbe çevrelerinde, kırlarda, haremlerde günlük hayatın içinde görülür. Kuran Okuyan Kız tablosundaki figür önündeki kutsal metni pür dikkat okuyor ve algılamaya çalışıyor gibidir; figürün dine yönelik analitik bir tavır içinde olması vurgulanabilir. Ressamın eserlerinde yer alan figürler; okumak, düşünmek, bir sanat icra etmek gibi eylemleri nedeniyle belki özneleşmenin göstergeleri olarak ele alınabilirler. Sanat tarihçisi Zeynep Çelik bu durumun kadınların, Oryantalist ressamlarca silinmiş olan entellektüel yönünü onlara geri verdiğini söyler. Sanatçının tablolarında yarattığı birçok kadın figürünün bu aşağılayıcı kadın şablonuna, bir ölçüde, karşıt bir tutum sergiliyor olabileceği düşünülebilir. Tablo Türk resim sanatında rekor bir fiyatla 44 milyon TL&#;ye satılmıştır.

Mihrap Tablosu

yılında yapılmış olan Mihrap, Osman Hamdi Bey&#;in en tartışmalı resimlerinin başında gelir. Tablo yapılışından itibaren birçok eleştirinin ve saldırının hedefi olmuştur. Bu nedenle hiçbir zaman sergilenemedi, bugün de nerede olduğu bilinmemektedir. Tablonun orijinal adının Yaratılış olduğu da söylenegelmiştir.

Bir caminin içerisindeki figürün arkasındaki bölüm mihraptır. (Mihrap; cami ve mescitlerin içinde Kâbe yönünü belirten, yapının o yönündeki duvarında bulunan ve imama ayrılmış olan oyuk ya da girintili yer). Sarı kıyafeti ve kendinden emin duruşu ile büyük bir rahleye (kutsal kitabın okunurken konduğu tahta gereç) oturan kadının tasviri oldukça ilginçtir: Tablodaki kadının başının ve göğüs dekoltesinin açık oluşu, doğu dinlerinin kutsal kitaplarının ayaklarının altında olması ve sırtının Kabe’ye dönük durması sebebiyle toplumsal ahlak ve din açısından hassas olan noktalara temas ettiği düşünülmüştür.

Tabloda dini yazıların üzerine basarak bir rahle üzerinde dominant bir pozisyonda oturan ve hamile gibi duran bu kadın figür, farklı açılardan yorumlansa da en açık olan nokta sembolik bir amaç yüklendiğidir. Sanatçı, anlatmak istediği şeyi kadınlık üzerinden anlatıyor belki de kadın üzerine bir söz söylüyordur. Kimi yorumlara göre tablo kadının statüsünün önemini vurgular, yere atılan dini içerikli kitaplar kadının özgürlüğünü engelleyen dinsel baskıları simgelemektedir.

Osman Hamdi Bey Osmanlı kadınlarının da sosyal ve dini baskılardan uzak bir şekilde yaşaması gerektiği inancı sanatçının tablolarından çıkarılabilir. Bu ve benzeri resimleri dikkate alarak muhafazakar kesim Osman Hamdi&#;yi bir İslam düşmanı olarak görür. Birçokları da Osman Hamdi Bey gibi gerçek İslam&#;ın bu olmadığını, toplumda kadınlar için uygulanan usullerin gerçeği yansıtmadığını, çarpıtıldığını düşünüyor olabilir ya da tam aksi onu bir düşmanlıkla suçlayabilir.

Kaplumbağa Terbiyecisi

yılında yapılmış Kaplumbağa Terbiyecisi için de benzer yorumlar yapılabilir. Kaplumbağa Terbiyecisinin orijinali İstanbul Beyoğlu&#;nda yer alan Pera Müzesi&#;nde bulunmaktadır. Bu isim tabloya Osman Hamdi Bey tarafından verilmemiştir, süreç içerisinde çok fazla bu şekilde anıldığı ve sanat tarihçileri bu şekilde yorumladığı için bu ismi almıştır.

Kaplumbağa Terbiyecisi’nin ve olmak üzere iki farklı versiyonu vardır. İki versiyon arasındaki temel fark, ilk versiyonunda 5, ikinciversiyonunda 6 kaplumbağa olmasıdır. Tabloda mekan Bursa&#;daki Yeşil Camii&#;nin funduszeue.infoıdır, odanın duvarlarındaki sıvalar ve çiniler yer yer dökülmüştür. Sarıklı dervişin boynunda hayvanları eğitmek için kullanılan çatallı bir sopa, arkasında ise bir ney mevcuttur.

Bu resim yılında Fransa&#;da yayınlanan Le Tour De Monde dergisinde yer alan bir gravüre benzerlik gösterir. Gravürde hafif kamburlaşmış yaşlı ve sakallı bir adam tıpkı tabloda görüldüğü gibi kaplumbağalarla meşgul olan çeşitli sesler çıkararak onları eğitmeye çalışır. Osman Hamdi Bey&#;in bu gravürü gördüğünü onun mektuplaşmalarından bilmekteyiz; ’da babasına yazdığı bir mektubunda “Bana yollamış olduğunuz Tour du Monde’u okudum.” demiştir. Gravürden ilham aldığı oldukça açıktır; Osman Hamdi Bey&#;in betimlemiş olduğu derviş de tıpkı gravürdeki gibi müzik aracılığıyla kaplumbağaları eğitmeye çalışır.

Osman Hamdi Bey’in bu tablosu, özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklinde yorumlanmıştır. Kaplumbağaların esin kaynağının, Lale Devrindeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür. Bir yoruma göre, birçok kurumu kurmak ve yönetmek görevini üstlenen Osman Hamdi Bey; tabloda kendini terbiyeci, kendi iş yapış biçimine uyum gösteremeyen astlarını ise yemeğe ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak göstererek, onları hicvedilmektedir.

O, toplumu sanatın bir yolu olan müzikle eğitmeye ve çağdaşlaştırmaya çalışır. Ancak dervişin suratındaki sabırlı ve yorgun ifade bunun sandığından çok daha uzun bir süre alacağını toplumdaki ilerlemenin hızla olamayacağını, yavaş ve küçük adımlarla olacağını anlatmaya çalışır gibidir. O nedenle bu tablo bir eleştiri içerir, Osman Hamdi toplumun çağdaşlaşmaya ve yenileşmeye ne kadar kapalı olduğunu metaforlarla anlatmıştır. Resme dair bir başka detay ise pencerenin üzerindeki yazıdır: Burada, “Şifa’al-kulûp lika’al Mahbub” yazıyordu anlamı &#;Kalplerin şifası sevgiyle buluşmaktır.&#; Yani zorlu ve uzun süre alacak değişim sürecinde sanatçı, yapılması gerekenin sevgiyle ve sabırla beklemek olduğunu söylemektedir.

Osman Hamdi Bey, Batıya yönelik çağdaş Türk sanat ve kültürünün biçimlenmesinde, kurumlaşmasında hem bir yönetici ve bürokrat olarak, hem de bir sanatçı olarak değişik açılardan etkili olmuştur. Onun bir kültür adamı olarak etkinliği, anıtsal boyuttaki figürlü kompozisyonlarına, çağdaş Türk resminde kendi türünün ilk örnekleri gözüyle bakılabilir. Osman Hamdi Bey, Tanzimat Dönemi’nin yetiştirdiği bir Osmanlı aydını; resim, arkeoloji, müzecilik, sanat eğitimi gibi kültür-sanat yaşamının farklı alanlarında, bir ömre ancak sığdırılabilecek zenginlikte ve çeşitlilikte katkıları olmuş bir kişiliktir.

 

Kaynak:

Osman Hamdi Bey: Yüzyılın Türk Müzecisi-Devlet Adamı-Ressamı- Sanat eğitimcisi- Arkeoloğu

Gece Dergi, Kuran Okuyan Kız

Bu İmgeler Ne kadar Gerçek?: Osman Hamdi&#;nin Tablolarında Kadın Figürleri

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası