yetime zekat verilir mi / Evi olmayan kardeşe zekât verilir mi?

Yetime Zekat Verilir Mi

yetime zekat verilir mi

Yetime Bakmak, Ramazan Dışında Zekât, Ticarette Kâr

Yetime bakmak için mutlaka Müslüman çocuğu mu olması gerekir?

Yetim, kendisine bakacak bir velisi olmayan çocuktur. Yetimlik dönemi “İhtilam olduktan sonra yetimlik yoktur”[1] hadîs-i şerifinin delaleti ile akıl baliğ olduktan sonra sona erer. Mutlak olarak yetim çocuklara bakmak caizdir. Çünkü her çocuk İslam fıtratı üzere doğar, daha sonra dinî inançlar ana ve babaların yönlendirmesiyle ortaya çıkar. Hz. Ömer (r.a.) efendimizin bir Yahudi çocuğuna beytülmalden yardım ayırdığına dair rivayetler vardır. Ayrıca zekât dışındaki sadakalar gayrimüslimlere de verilebilir.

Müslümanların evvelemirde Müslümanların yetimlerine bakmaları gerekir. Gayrimüslimlerin yetimlerine bakmanın ise iki şartı vardır: Gayrimüslimlerin yetimlerine bakılması Müslümanların yetimlerine bakılmasına engel olmamalı. Gayrimüslimlerin yetimleri Müslümanların gözetiminde ve Müslüman toplumunun içinde olmalıdır.

Zekât ve Fitre Ramazan Bayramı’ndan sonra da verilebilir mi?

Zekât, yıl dönümünden itibaren her gün ödenebilir. Ancak fazilet ve bereketinin daha üstün olması nedeniyle ramazan ayında ödenmesi müstehap görülmüştür. Dolayısıyla zekât Ramazan Bayramı’ndan sonra da verilebilir. Bir sorun oluşmaz.

Fitre sadakası, Ramazan Bayramı’nın birinci günü fecrin doğuşundan itibaren vacib olursa da, bundan önce ve bundan daha sonra da verilebilir. Fakat daha önceden verilmesi güzel görülmüştür. Çünkü fitre önceden verilirse muhtaç durumdaki insanlar bayram ihtiyaçlarını karşılamış olurlar. Bayramdan sonraya bırakılması ile fitre sadakası düşmez, kaza edilmesi yani ödenmesi gerekir. Allah en iyisini bilir.

Çok ucuza alınan bir malın birkaç kat fazlasıyla satışını yapmak caiz midir?

Dinimizde alışveriş akitlerinde kâr haddi uygulaması konulmamıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.), Hakîm b. Hizâm (r.a.)’a  kurbanlık bir koyun satın alması için para vermiş, o da önce bir koyun satın almış, daha sonra bu koyunu iki koyun fiyatına satmış, tekrar bir koyun almış ve artan parayı da Peygamberimiz (a.s.)’a getirmiş; Efendimiz (as) bu alışverişten dolayı Hakim b. Hizamı kınamamış ve ona hayır duada bulunmuştur.[2]

Fakat bilhassa insanların yeme, içme ve giyinme gibi ihtiyaçlarının temininde fahiş fiyat uygulamasına gidilirse, ihtikar yapılırsa, müşterileri kandırma durumu hasıl olursa vs. durumlarda fiyat belirleme yoluna gidilebilir.[3][4] Aşırı fiyat tespiti ise bilirkişilerin günün piyasa şartları çerçevesinde belirleyecekleri durumu göre yapılır. Allah en iyisini bilir.

[1] İbn Adiyy, Sünen, 7/, H. No: , Süyuti, el-Camiu’l Kebir, H. No:

[2] Ebû Dâvûd, Sünen, 9/, H. No: ; Tirmizî, Sünen, 5/47, H. No:

[3] Mevsuatu’l Kuveytiyye, 11/

[4] İbn Abidin, 5/; Fetava Hindiyye, 3/; el-İhtiyar Li Ta’lîl Muhtar, 4/; Hidâye, 4/

 

Zekat - Fitre - Sadaka

''Verdiğin Senindir''

Zekat, fitre, sadaka; infaktır, yardımlaşmadır, malımızın şükrüdür. Hem ibadet hem Allah’ın rızasını kazanmaya, ümmet birliğine ve kardeşliğin pekişmesine vesiledir.

Dünya üzerinde bir yanda sınırsız harcama yapılırken bir yandan da milyonlarca insan açlıkla mücadele ediyor. Toplumdaki bu iki uç ve dengesizlik, kardeşliği ve ümmet birliğini zedeliyor.

Verdiğiniz zekat ve sadakalarla bu düzensizliğin toplumda açtığı yaranın kapanmasına vesile oluyorsunuz. Savaş mağduru mazlumların yarasını sarıyor, ihtiyaç sahiplerinin derdine derman, temel ihtiyaçlarını karşılamasına destek oluyorsunuz. Gönderdiğiniz zekat- sadaka- fitreler yurt içi ve yurt dışında, yetimler öncelikli olmak üzere mazlumlara ulaştırarak yüzlerde tebessüm , gönüllerde sevgi izi bırakıyoruz.. Yetim ve Öksüzler İçin El Ele Derneği olarak ülkemizde ve dünyadaki ihtiyaç sahibi kardeşlerimizin yardımlarına sizlerin desteği ile koşuyoruz. Yüzlerde tebessüm, gönüllerde sevgi izi bırakıyoruz.

Siz de zekat ve sadakalarınızı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için açıklama kısmına ZEKAT- SADAKA-FİTRE yazarak IBAN numaramıza Eft/havale yolu ile yahut web sitemiz üzerinden yahut derneğimizde elden ulaştırabilirsiniz.
Eft/Havale ile bağış yapmak için ''HESAP NUMARALARI''  sayfasını inceleyebilirsiniz.


SIK SORULAN SORULAR
  • Zekat/fitre/sadakamı nasıl ulaştırabilirim?
    • Açıklama kısmına ZEKAT- SADAKA-FİTRE yazarak IBAN numaramıza Eft/havale yolu ile yahut web sitemiz üzerinden yahut derneğimizde elden ulaştırabilirsiniz.
      Eft/Havale ile bağış yapmak için ''HESAP NUMARALARI''  sayfasını inceleyebilirsiniz.
  • Sadaka nedir?
    • Sadaka Allah için yapılan maddi manevi infaktır. Allah’ın bize ihsan ettiği her türlü imkanı, nimeti Allah yolunda infak etmektir. Kendi rahatımızı terk ederek yaptığımız fedakarlıklardır.
    • Allah’a karşı bağlılığın bir ifadesi olarak her insanın imkan ve bulunduğu ortama göre yapabileceği bir ibadet çeşididir. Böylece Müslümanlar zaman ve sınırlama olmaksızın hayır işlemiş ve mükafat kazanmış olacaklarıdır.
    • ''Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık, hayra sarf edenler var ya, onların mükafatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntüde çekmezler.'' (Bakara/)
    • ”Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler var ya ,verdikleri onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükafat da vardır.” (Hadid/18)
  • Zekat nedir?
    • Dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda mala sahip olan kişilerin Kuran-ı Kerim’de belirtilen sınıflara mallarından belirli bir miktarı vermeye denir.
  • Zekat kimlere verilir?
    • Allah Teala ‘Sadakalar(Zekatlar) Allah’tan bir farz olarak ancak ,yoksullara, miskinlere, zekatı toplayan memurlara, gönülleri İslam’a ısındırılacak olanlara,(hürriyetlerini satın almaya çalışan)kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara, yolda kalmışlara mahsustur. Allah en iyi bilendir, hikmet sahibidir.’(Tevbe/60) buyurarak bizlere zekatı kimlere vermemiz gerektiğini bildirmiştir.
  • Fitre nedir?
    • Halk arasında fitre diye bilinen fıtır sadakası insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir Şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır. Sadaka tutarı hesaplanmasında ,kişinin günlük iki öğün yemek ihtiyacının tutarı esas alınır. Bu meblağ ülkemizde her sene Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açıklanır.
  • Zekat, sadaka, fitre kimlere dağıtılıyor ?
    • Zekât, Tevbe suresinin ayetinde geçen şu 8 sınıf kimselere verilmektedir: “Sadakalar (zekâtlar) Allah’tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslam’a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda olana, yolda kalana mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir.”
    • Zekât, sadaka, fitreleriniz öncelikli yetim aileler olmak üzere ağır engelli, öksüz, savaş mağduru, muhtaç ailelere dağıtılıyor.
  • Zekat , fitre, sadaka hayır kurumlarına verilebilir mi?
    • Aldıkları fitre, sadaka, zekatları yalnızca Tevbe suresinin ayetinde belirtilen yerlere sarf ettikleri bilinen dernek, vakıf vs. gibi hayır kuruluşlarına verilmesinde dinen bir sakınca yoktur.
  • Hangi bölgelerde proje devam ediyor?
    • Zekat, sadaka ve fitrelerinizi YURT İÇİNDE takibimizdeki ailelere ve  Suriye , Afrika, Filistin'deki ihtiyaç sahibi ailelere güvenle ulaştırarak yüzlerde tebessüm oluşturmaya çalışmaktayız. Gönderdiğinizde faaliyet gösterdiğimiz en uygun bölge hangisiyse oraya ulaştırıyoruz.

Şafii Mezhebine Göre Zekat Kimlere Verilmez?

Tarih: 03 Ocak FIKIHZekat

Şafii mezhebine göre zekat kimlere verilmez? Zekat verilmemesinin sebepleri nelerdir?

  1. Bakmakla yükümlü olunan kişilere: Bir kimse, kendi ana, baba, dede, nine, evlat ve torunlarına - bunlar yoksul olsalar da- zekât veremez. Zengin kimse, deli veya sakat olan büyük ço­cuklarına da zekât payı ayıramaz. Çünkü bunların nafakasını temin etmek­le yükümlüdür.

Bir kimse evli olup da başka yerde oturan ve kendisine yetecek miktarda mal ve kazanca sahip olmayan evlâtlarına, gelinine, damadına veya üvey anne ile üvey babasına zekât verebilir, çünkü bunlara bakma yükümlülüğü yoktur.[1]

Zengin olan bir kadının, fakir olan ko­casına zekâtını vermesi caizdir. Çünkü zengin de olsa kadın, kocasının ve çocukları­nın nafakasını temin etmekle yükümlü değildir. Ebû Hanife’ye göre birbirlerine bakmakla yükümlü olduklarından karı ve koca birbirine zekât veremez.

Kadın, kocasının veya baba, evlâdının verdiği nafakayla geçinemiyorsa; evli kadına veya evlât sahibi babaya başkasının zekât vermesi caizdir.

  1. Zenginlere: Nisap miktarı malı ve parası olan zenginlere zekât verilmez. Ancak zengin de olsa bazı kişiler bu hükmün dışında tutulmuşlardır. Hadis-i şerfite bu durum şöyle açıklanmıştır: "Zekât zengine helâl olmaz. Ancak beş kişi hariç: Zekât memuru, zekât için ayrılan malı parasıyla satın alan, Allah yolunda gaza eden, borçlu kişi ve­ya kendisine zekât verilen miskinin (bu malı) zengin bir kişiye hediye etme­si. "[2]

Babası zengin olan çocukla, kocası zengin olan kadın zengin kabul edilir. Ancak zengin bir adamın kazanmaktan aciz, fakir olan büyük çocuğuna ve fakir olan babasına başkasının zekât vermesi caizdir.

Nisap miktarı mala sahip olmamakla birlikte geçimini rahat sağlayan insanlara da zekât verilmez.

  1. Gücü yettiği halde halde tembellik edip çalışmayanlara: Allah Rasulü “Zekât, ne zengine ne de sakatlığı olmayan güçlüye helal değildir”[3] buyurmuştur.

Zekât parasını içki, kumar gibi günah yolunda harcayacak veya israf edecek olan kimselere vermek de doğru değildir.

  1. Müslüman olmayanlara: Zekât, gayrimüslimlere verilemez. Çünkü zekât, müslüman fakirin hakkıdır.
  2. Temyiz gücü olmayanlara: Zekât verilen kişi reşid olmalı, parayı nasıl tasarruf edeceğini bilmelidir. Çocuğa, deliye ve diyaneten sefih olan kişiye zekât ver­mek caiz olmaz. Ancak bunlar adına velilerine zekât verilebilir.
  3. Peygamberimizin ev halkına ve onların nesline: Kural olarak ganimet fonundan pay aldıkları için Ehl-i Beyt’e ve onların neslinden gelen Hâşimoğulları ve Muttaliboğulları sülâlelerine zekât verilmez. Ancak muhtaç durumda iseler, beytülmâlde ganimet fonundan onlara verilecek ödenek yoksa, bu kişilere zekâttan pay ayırmak caiz görülmüştür.
  4. Cami, okul, çeşme, yol, köprü gibi yerlere: Zekât, gerçek kişilerin hakkı olduğu için bu gibi yerleri yapmak amacıyla dahi zekât verilemez. Çünkü zekâtta kişiye temlik şartı vardır.

ŞAFİİ MEZHEBİ VE ŞAFİİ HAZRETLERİ

Şafi mezhebi; İmam Şafi’ye (r.a) nisbet edildiği için bu adla anılmıştır.  Şâfi mezhebinin kurucusu sayılan İmam Şafi (r.a) (Hicri ) yılında Gazze şehrinde (Filistin) doğdu. 

Şafi mezhebi önce Mısır’da sonra kısmen Suriye, Yemen, Irak ve Mâverâünnnehir’de yayıldı. Günümüzde Irak, Suriye ve Anadolu’nun güney ve doğu bölgelerinde Şafi mezhebi yaygındır.

Dipnotlar:

[1] Nevevî, el-Mecmû', 6/

[2] Ebû Davud. Zekât, 3; Mâlik, el-Muvatta Zekât, 29

[3] Tirmizi, Zekât 23, Nesai, Zekât 90

Kaynak: Hasan Serhat Yeter, FIKIH 1 (Şafii Mezhebi),

İslam ve İhsan

ŞAFİİ MEZHEBİNE GÖRE ZEKAT KİMLERE VERİLİR?

Şafii Mezhebine Göre Zekat Kimlere Verilir?

PAYLAŞ:                

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Erkam Medya © islam&ihsan

Zekat, Fitre, Sadaka hakkında sorulan sorular

Bir kimsenin zekât vermekle mükellef olması için Müslüman, hür, akıllı, büluğ çağına erişmiş olması; borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla hakikaten ya da hükmen artıcı mahiyette yani kazanç sağlayıcı nitelikte ve üzerinden bir yıl geçmiş nisap miktarı mala sahip olması gerekir.

Nisap ne demektir? Miktarı ne kadardır?

Nisap, zekât, sadaka-i fıtır ve kurban gibi ibadetler için konulan bir zenginlik ölçüsüdür. Nisap, asgarî zenginlik ölçüsü şeklinde de tanımlanabilir. Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak bu kadar mala sahip olan kişi dinen zengin sayılır. Böyle bir kişi, zekât veya sadaka alamayacağı gibi; sadaka-i fıtır vermek ve kurban kesmekle de yükümlü olur. Borçtan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olan bu malın artıcı olması ve üstünden bir yıl geçmesi hâlinde zekâtının verilmesi gerekir. Zenginliğin asgari sınırı olan “nisap” Hz. Peygamber tarafından belirlenmiştir. Bu asgarî sınırlar, o dönem İslam toplumunun ortalama hayat standardını ve zenginlik ölçüsünü göstermektedir. Hadislerde belirlenen nisap miktarları şöyle sıralanabilir: 80,18 gr. altın veya bunun tutarında para veya ticaret malı; 40 koyun veya keçi, 30 sığır, 5 deve. Nisap miktarının belirlenmesinde kullanılan bu malların, o dönemin en yaygın zenginlik aracı olduğu açıktır. Nisabın bu mallar üzerinden belirlenmesi, sosyal ve ekonomik şartların fazla değişmediği ileriki dönemlerde de aynen korunmuştur.

Havaic-i asliye (asli ihtiyaçlar) nedir?

Havaic-i asliyye, temel ihtiyaçlar demektir. Fıkhi değerlendirmelerde temel ihtiyaçları karşılayan, bu yüzden de zekâta tabi olmayan maddi varlıklar havaic-i asliye olarak ifade edilir. İslam’da diğer bedenî ve malî yükümlülüklerde olduğu gibi, zekâtta da mükellefin durumu göz önünde bulundurularak, ona makul ve taşınabilir bir sorumluluk yüklenmiştir. Bu nedenle İslam bilginleri, zekât ve sadaka-i fıtr ile yükümlü olmak için, kişinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin temel ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olma şartını aramışlardır. Temel ihtiyaç miktarı mal, kişinin yaşaması için zarurî olan miktardır. Temel ihtiyaç maddeleri insanın hayat ve hürriyetini korumak için muhtaç olduğu şeylerdir. Bunlar, genel olarak, nafaka, oturulan ev, ev eşyası, ihtiyaç duyulan elbise, borç karşılığı mal, sanat ve mesleğe ait alet ve makineler, binek taşıtları, ilim için edinilen kitaplar gibi eşyadır.

Araç-gereç ve malzemeye zekât düşer mi?

Sanat ve mesleğin icrası için gerekli olan araç gereç, makine ve malzemeler, aslî ihtiyaçlardan olup bunların zekâtının verilmesi gerekmez. Ancak, kendi mesleğinin icrası için değil de, ticaret için üretilen veya ticari amaçla alınıp satılan araç-gereç, malzeme ve makinelerin zekâtının verilmesi gerekir.

Zekât vaktinden önce verilebilir mi?

Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi zekât konusunda da kameri ay hesabı uygulanır. Zekâtın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden bir kameri yılın geçmesi gerekir. Buna rağmen mal sahibi dilerse vakti gelmeden önce de nisap miktarına ulaşan malının zekâtını verebilir.

Taksitli olarak zekât verilebilir mi?

Asıl olan kişinin üzerine terettüp eden zekâtı ödemesidir. Bu itibarla, zekât bir defada ödenebileceği gibi, taksitle de ödenebilir.

Zekât vermenin belirli bir zamanı var mıdır?

Zekât vermenin belli bir zamanı olmayıp, farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir ayı veya Ramazanı beklemeye gerek yoktur. Zekât vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri uygun olur.

Ticaret malının zekâtı kendi cinsinden ödenebilir mi?

Ticaret mallarının zekâtı, malın değeri üzerinden hesaplanıp parayla verilebileceği gibi, malın kendi cinsinden de verilebilir.

Ticaret malının zekâtı neye göre hesaplanır?

Kâr amacıyla alınıp satılan mallara “ticaret malları” denir. Borçtan ve aslî ihtiyaçlarından fazla gr. altın değerinde ticaret malına sahip olan kişinin, bu malın elde edilmesinin üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde, kırkta bir (%2,5) oranında zekâtını vermesi gerekir. Zekât, ileride elde edilmesi muhtemel kârdan değil, mevcut sermayeden ödenmesi gereken mali bir ibadettir. Bu itibarla, ticaret malının zekâtı verilirken, kârsız olarak zekâtının verildiği tarihteki değeri esas alınır.

Alacakların zekâtı nasıl verilir?

Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekâtlarının ödenmesi gerekir. Alacak tahsil edilmeden önce zekâtı verilmemişse, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekâtlar da ödenmelidir. İnkâr edilen veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl zekâtının verilmesi gerekmez. Şayet böyle bir alacak daha sonra ödenirse, alacaklı bu tarihten itibaren zekât mükellefi olur; geçmiş yıllar için zekât ödemez.

Alacaklar zekâta mahsup edilebilir mi?

Ödeme güçlüğü çeken borçlu kişi, kendisine zekât verilebilecek kişilerden ise, böyle bir kişide alacağı bulunan kişi, ondaki alacaklarını zekâta mahsup edebilir.

Arazî mahsulünden zekât verilmesi gerekir mi?

Odun, kamış (şeker kamışı hariç) ve ottan başka topraktan elde edilen her türlü ürünün, nisap miktarına ulaşması hâlinde (yaklaşık kg.) zekâtının verilmesi gerekir. Yüce Allah; “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan infak edin” (Bakara, 2/); “Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. Herbiri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin. Devrilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (En’am, 8/) buyurmaktadır. Hz. Peygamber de, “Yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak mahsullerinde onda bir; kova (el emeği) ile sulananlarda ise yirmide bir vardır.” buyurmuştur (Buhârî, “Zekât”, 55). Hadiste de belirtildiği gibi, mahsulün zekâtının verilmesinde toprağın işlenmesi ve su kullanımı esas olarak alınmaktadır. Buna göre toprak emek sarf edilmeden yağmur, nehir, dere, ırmak ve bunların kanallarıyla sulanıyorsa, çıkan mahsulün 1/10’i; kova, dolap gibi emekle veya suyun ücretle alınması, motorla sulama gibi masraf gerektiren bir yolla sulanıyorsa 1/20’i zekât olarak verilir.

Hayvanların zekâtı yerine değeri verilebilir mi?

Malın zekâtı, kendi cinsinden verilebileceği gibi belli olan başka maddelerden de verilebilir. Buna göre, hayvanların zekâtını vermek isteyen kimse, kendi cinsinden verebileceği gibi, değerleri üzerinden de verebilir. Ancak fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur.

Ziynet eşyasına zekât verilir mi?

Altın ve gümüş dışındaki ziynet eşyaları zekâta tabi değildir. Altın ve gümüşten yapılmış ziynet eşyaları ise, zekât için gerekli diğer şartları da taşıdığı takdirde zekâta tabidir. Bu itibarla altından yapılmış ziynet eşyaları, gr. veya daha fazla ve üzerinden bir yıl geçmiş ise zekâta tâbidir.

Şirket ortakları nasıl zekât verirler?

Fiilî olarak bir şirketin ortağı olan kişi, şirketin büro, alet vb. duran varlıkları dışındaki dönen varlığından kendi hissesine düşen miktarın, nisaba ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde zekâtını vermesi gerekir. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin; duran varlıkları (üretim aletleri, makine vb.) zekâttan muaf; borçlar, malzeme, işçilik, üretim, pazarlama, yönetim, finansman vb. giderlerin maliyet hesapları yapılıp çıkarıldıktan sonra dönen varlıkları (yarı mamul ve üretilmiş mallar, hammaddeler, nakit para, çek vs.) ise net kâr ile birlikte % 2,5 (Kırkta bir) oranında zekâta tabidir.

Zekât ve fitre kimlere verilir?

Zekât ve fitrenin kimlere verilebileceği Kur’an-ı Kerim’de belirlenmiştir. (Tevbe Sûresi, 60) Bunlar; fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allah yolunda cihada koyulanlar (mukaddesatı korumak için mücadele verenler, ilim tahsil edenler), yolda kalmış olanlar, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar ve müellefe-i kulûb adı verilen, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimselerdir.

Zekât ve fitrenin, Tevbe suresinin ayetinde sayılanlar dışında kalan kişi ve kuruluşlara verilmesi caiz değildir. Ayrıca zekât verilecek kişi, bu şartları taşısa bile zekât mükellefleri; 1) ana, baba, büyük ana ve büyük babalarına, 2) oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklarına, 3) Müslüman olmayanlara, 4) karı-koca birbirlerine zekât veremez.

Zekât ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi?

Aldıkları zekât ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca Tevbe suresinin ayetinde belirtilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardımlaşma fonlarına zekât ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca yoktur.

Ücretlilere zekât verilebilir mi?

İslam’da zekât ve fitrenin, kişilerin sınıf ve meslek gruplarına bakılmaksızın, kimlere verilip verilemeyeceği açıkça belirlenmiştir. Bu itibarla, belli bir geliri olduğu hâlde, bu geliriyle asgari temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve başka bir mal varlığı da bulunmayan kişilere zekât verilebilir.

Farklı ayarda altını bulunan kimse zekâtını nasıl hesaplar?

Zekâta tabi olma açısından altındaki ayar farkı önemli değildir. Çünkü hangi ayarda olursa olsun, sonuç itibariyle altın hükmündedir. Buna göre farklı ayarda da olsa bütün altın çeşitleri tek başlarına veya diğer ayardaki altınlarla birlikte toplam ağırlıkları 80,18 grama ulaştığında, diğer şartları da taşıması hâlinde zekâta tabidir. Bu durumda farklı ayarlardaki altınların zekâtı, değerleri üzerinden hesaplanarak, % 2,5 oranında verilir.

Temel ihtiyaçlar için biriktirilen para zekâta tabi midir?

Aslî ihtiyaçlar; ev, ev eşyası giyecek, ulaşım aracı ve yiyecek gibi hayatın güvenli ve sağlıklı bir şekilde devamı için gerekli olan şeylerdir. Bu ihtiyaçları temin etmek için biriktirilen paralarla onları karşılamak üzere sözlü ya da yazılı herhangi bir taahhüde girilmişse o takdirde bu paralardan zekât vermek gerekmez. Çünkü sözlü ya da yazılı taahhüde girildiğinde bu para, artık temel ihtiyaç için harcanmış demektir. Ancak böyle bir taahhüde başlanmamış paranın, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde, zekâtının verilmesi gerekir.

Büluğ çağına ermemiş zengin çocuğun malından zekât gerekir mi?

Akıllı olmayan ve büluğ çağına ermemiş olan kişiler, dinen mükellef olmadıklarından zekât ile sorumlu değildirler. Ancak, zenginlerin malında fakirlerin hakkı olduğu için, zengin olan çocuk ve deliler kendileri mükellef olmasa da, veli veya vasilerince bunların mallarından zekât verilmelidir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de; “Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır” buyrulmaktadır. (Zâriyât, 51/19)

Babası ile birlikte oturan kimse zekât ile mükellef midir?

Babası ile birlikte oturan kimsenin kendi şahsına ait ayrı malı bulunur ve zekât için gerekli şartları taşırsa bu kişi zekât vermekle yükümlü olur. Ancak babası ile mallarını ayırmamışlar da ortak kazanıp ortak harcıyorlarsa, bu takdirde ellerindeki birikim üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan kişi, zekâtla yükümlü olur.

Vergi zekât yerine geçer mi?

Vergi bir vatandaşlık görevidir; zekât ise dinî bir yükümlülüktür.  Ayrıca zekât ile vergi; mükellefiyet, temel gaye, oran, miktar ve harcanacağı yerler (Tevbe, 9/60) bakımından birbirinden farklıdır. Bu itibarla, devlete ödenen vergiler zekât yerine geçmez. Zekâtın ayrıca verilmesi gerekir.

Zekât havale yoluyla ödenebilir mi?

Zekât, bizzat elden verilebileceği gibi, vekâlet veya havale yoluyla da verilebilir. Burada önemli olan, zekâtın alacak kişiye ulaşmasıdır.

Üvey anne, üvey baba ve üvey çocuklara zekât verilebilir mi?

Kocası ölmüş ise üvey anneye, büluğ çağına erişip evden ayrılmış ise üvey çocuklara ve üvey babaya, fakir olmaları hâlinde zekât verilebilir. Çünkü bunlarla zekâtı veren kişi arasında usul (bir kimsenin anası, babası, dedeleri) ve füru (çocukları ve torunları) ilişkisi olmadığı gibi, zekât veren şahıs bunlara bakmakla yükümlü de değildir.

Damat ve geline zekât verilebilir mi?

Fakir olan damada zekât verilebilir. Koca eşine bakmakla yükümlü olduğundan, kişinin gelinine zekât vermesi dolaylı olarak kendi oğluna zekât vermesi gibidir. Bu itibarla, geline zekât vermek- geçerli olmakla birlikte- uygun değildir.

Zekât verilen kişinin zengin olduğu ortaya çıkarsa ne yapmak gerekir?

Zekât mükellefi, kime zekât verdiğini araştırmalıdır. Araştırma sonucu zekât verilebilecek kişilerden olduğu kanaatine vardığı birisine zekât verir. Daha sonra bu kimsenin zekât verilecek kişilerden olmadığı ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur. Araştırma yapmaksızın zekât verir ve daha sonra bu kimsenin zekât verilebilecek kişilerden olduğu ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur; ancak böyle olmadığı anlaşılırsa, zekâtı geçerli olmaz, yeniden vermesi gerekir.

Kayınvalide ve kayınpedere zekât verilebilir mi?

Kayınvalide ve kayınpeder, kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimselerden olmadığı için, fakir iseler kendilerine zekât verilebilir.

Sadaka, zekâttan daha geniş olarak Allah (c.c.) için gönüllü olarak yapılan her türlü bağış ve infakı içermektedir. Özelde zekât, genelde ise sadaka İslam’ın, bireylerin ve toplumun maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlamada sosyal yardımlaşma aracı olarak devreye soktuğu ekonomik bir sistemi de ifade etmektedir.

Sadaka-i cariye, adından da anlaşılacağı üzere bir ırmağın akışı gibi akışı devam eden sadakalar için kullanılır. Vakıf kurma, cami, sebil, çeşme, köprü, medrese yaptırma vb. istifade ettikçe hayrı akmaya devam eden tasadduklar buna örnektir.

Vakıf ve derneklere yapılan yardımlar sadaka veya sadaka-i cariye sayılır mı?

Hayır kurumlarına verilen bağışlar sadaka/sadaka-i cariye sayılırlar ve veren insanlar ecir alır. Hayır kurumları da hayra vesile olmanın ecrini alır. Hayır kurumlarının açtırdığı kuyular, yaptırdığı müesseseler, hayırları ulaştırmak için aldığı arabalar, insanları tedavi için kurduğu müesseseler sadaka-i cariye çerçevesi içindedir.

Kimler sadaka-i fıtır vermekle yükümlüdür?

Sadaka-i fıtır, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olan her Müslüman’a vaciptir. Bireyin sadaka-i fıtır ile mükellef olması için öngörülen zenginlik ölçüsü, zekâtta aranan nisaptır. Ancak sadaka-i fıtırda, zekâtta öngörülen, malın artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmamaktadır.

Sadaka-i fıtır ne zaman verilir?

Sadaka-i fıtır, Ramazan Bayramı’nın birinci günü tan yerinin ağarmasıyla vacip olmakla birlikte, Ramazan ayı içinde de verilebilir. Hatta fakirlerin bayram ihtiyaçlarını karşılamaları için, bayramdan önce verilmesi daha iyidir. Ancak Bayram sabahına kadar sadaka-i fıtır verilmemiş ise, Bayram günlerinde ödenmesi gerekir. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir.

Fitrenin buğday, arpa, hurma veya üzüm olarak verilmesi zorunlu mudur?

Hadislerde sadaka-i fıtrın miktarı, arpa, hurma veya üzümden bir sâ’ (yaklaşık gram) buğdaydan yarım sâ’ olarak belirlenmiştir. Sadaka-i fıtrın bu sayılan maddelerden belirlenmesi, o günkü toplumun ekonomik şartları ve beslenme alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır. Hz. Peygamber ve sahabe dönemindeki uygulamalar dikkate alındığında, sadaka-i fıtır miktarı ile, bir fakirin, içinde yaşadığı toplumdaki orta hâlli bir ailenin hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. Buna göre günümüzde sadaka-i fıtır, bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar, aynî gıda yardımı olarak verilebileceği gibi, bunun değerinde nakit de verilebilir. Ancak fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur.

Yurt dışında çalışan kişi, fitreyi Türkiye şartlarına göre mi verir?

Ülke ve bölgelere göre geçim standartları farklı olduğundan, sadaka-i fıtır mükellefinin kendi bulunduğu yere göre bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar üzerinden sadaka-i fıtrını vermesi gerekir.

Vaktinde ödenmeyen sadaka-i fıtır borcu nasıl ödenir?

Bütün ibadetlerde olduğu gibi sadaka-i fıtır yükümlülüğü de geciktirilmeyip zamanında yerine getirilmelidir. Bununla birlikte zamanında ödenmemişse, bu fitrelerin mümkün olan ilk fırsatta ödenmesi gerekir.

Sadaka-i fıtır kimlere verilir, kimlere verilemez?

Sadaka-i fıtır, zekât verilebilecek kimselere verilir. Zekât verilmesi caiz olmayan kişilere sadaka-i fıtır da verilmez.


nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.