pozitif düşünme telkinleri / Pozitif Düşünce İçin İpuçları | İstanbul Go Okulu

Pozitif Düşünme Telkinleri

pozitif düşünme telkinleri

OLUMLU DÜŞÜNCE VE YARARLARI

Bilinçaltınızı olumlu bir yapıya kavuşturmanın en etkili yolu, önce konuşmalarınızın içinde bulunan ve zararsız gibi görünen olumsuzluk taşıyan çok küçük ifadeleri çıkarıp atmaktır. Sonra da düşüncelerinizi kontrol altına alıp en küçük olumsuzluk düşüncesinden başlayarak büyük olumsuzluk düşüncesine doğru onların önce bilincine varıp vücuttaki ve yüzümüzdeki meydana getirdiği kasılmaları gevşetmek ve onları kaslarımız sayesinde vücudumuzdan akıp gitmesini sağlamaktır. Konuşmalarımızdaki kullandığımız olumsuz sözcükler ve bu sırada aklımızdan geçen olumsuz düşünceler tek başlarına zararsız bile görünseler, bir zaman sonra bilinçaltımızda son derece zararlı etkilere yol açarlar. Bilinçaltımız böylece olumsuz bir tutum alır. Kendi kendine devamlı olumlu sözler söyleyip telkinde bulunan insan zamanla bilinçaltının o yönde çalışmasını sağlar. Bu aynı jimnastik alıştırmaları gibidir. En kötü bir olayı dahi anlatırken ama iyi olacak deyip sonrada o kötü olayın nasıl iyi yanları ve etkileri olabileceğini düşünüp söyleyin. Hatta onları bir kağıda yazıp devamlı okuyun. Umut dolu, daima olumlu ve yapıcı eleştiri yapan, ileriye neşe ve ümitle bakan insanlarla ilişki kurun ve sizde öyle bir insan olun. Devamlı üzülen, olumsuz insanların bu huylarını değiştirmeye uğraşın. Bir insan nasıl düşünürse öyle yaşar. Üzüntü, sağlıksız ve yıkıcı bir zihinsel alışkanlık, bir hastalıktır. Üzüntü parça parça yok edilir. Bunun için önce küçük şeylere üzülmeyi bırakınız. Konuşmalarınızdan üzüntü ve korku belirten kelimeleri çıkarınız. “Ben yapamam” cümlesi bir hastalık belirtisidir. Daima ben başarırım, ben yaparım deyin. Günde 20 kez ben yaparım, ben başarırım diye tekrarlayın. İleride otomatik olarak böyle düşünmeye başlayacaksınız. “Ben yapamam’ı değiştirmenin bir başka yolu da kendinize ait bir teknik arayıp bulmanızdır. Eğer yokları düşünürseniz varlara ulaşamazsınız. Eğer gerçekçiyim diye övünüyorsanız ve gerçekçiliğiniz sizi karamsar yapıyorsa siz gerçekçi değil karamsarsınız. İyimser olan insanda beyin endorfin denilen bir hormon salgılar. Bu hormon insanin kendini daha iyi ve mutlu hissetmesini sağlar. Coşkulu yaşayın coşkuyu bulun ve coşku için dua edin kendinize.

MUTLU YAŞAM

Dünya ve kendinizle barışık olmak. Bu görkemli anda hiç bir şey canınızı sıkmaz ne insanlar ne dünya nede KENDİNİZ.

MUTLU YAŞAMIN YOLU

Sırasıyla yapılacaklar:

  • kendiyle birlikte olmaya boyun eğme
  • hedef ve istek
  • inanç
  • anahtar sözcük

Büyük ben’inize boyun eğin, isteyin, hedefinizi gerçekten isteyin. Hedefinizi istemeyi sevin. Bilinçaltınıza isteğinize hedefinize hiç kuşkunuz kalmayacak şekilde inanın. Ve uygun anahtarı seçip elektrik düğmesi gibi çalıştırın.

ZEN METODU

Bu yolla yapılacak meditasyonda sırayla şunlar yapılmalı:

  1. Dizinizi bükerek veya da sandalyenin üzerinde dik olarak oturunuz
  2. En azından 15 dakika boyunca içinizdeki nehire konsantre olunuz. Bütün kötü olumsuz duyguları korkuları içinizdeki nehire atıp akıp gitmesini sağlayınız. Bedensel olarak duyduğunuz duyumlar (karnın da veya gögsünüzde) nehirden akıp gitsin. Düşüncelerin gelip yanınızdan adeta bir tren gibi geçmesine yardımcı olun. Mümkünse hiç bir şey düşünmeyin. Hiçbir şeye karşı koymayın. Bütün kötü düşünceler sizi yalayıp gitsin. Akan suya baraj olmayın. Yollayın gitsin, aksın gönlünce. Duran su kokar, hastalık yapar. Bentleri kaldırın...
  3. Bunu günün her anı yapmaya gayret ediniz. Kendinize karşı durmayın. Bunları yaparken uyuklamayın vücudunuzu bilinçli şekilde hissedin.
  4. Vücudunuz sizin mutlu ve huzurlu yaşadığınız evinizdir.
  5. Zen durumunda yakaladığınız uyumu SİZ dahil kimsenin bozmasına izin vermeyin. O UYUMU savunun.

Başka bir yol:

  1. Rahat ve gevşemiş durumda sandalyeye oturun. Vücudunuzun her öğesinin varlığının bilincine varın. Ayak parmaklarınızdan kaslarınıza kadar vücudunuzun her parçasını gevşettin. Bunu yaparken “ayak parmaklarım gevşiyor, ayak bileklerim gevşiyor” diyerek her öğenin bilincine vararak her yerinizi gevşettin.
  2. Zihninizi dalgalı bir su gibi düşünerek yavaş yavaş dalgaları dindirin. Dalgalar gittikçe azalsın, küçülsün ve suyun yüzeyi dümdüz olsun.
  3. Sakinlik ve huzur veren kelimeleri söylemeye başlayın. Huzur, sakinlik, sessizlik, uyum, billur, hoş duygu, gibi bunları yaptığınızda ALFA durumuna geçmiş oldunuz.

BİRLİKTE

Bilinçli bilginiz; bildiğiniz, sözcüklerle anlatabildiğiniz her şeydir. Bilinç altı bilginiz ise sonsuzdur. Bilinçaltı bilginizin çok az bir kısmını hatırlayabilirsiniz, yüksek sesle ifade edebileceğiniz bölümünü. BU DÜNYADA NASIL MUTLU OLUNURURUN NASILIYIM BEN.

**HAYATI KENDİNİZE ZEHİR ZİNDAN EDEN YİNE SİZSİNİZ

Acıyı kederi korkuyu kısacası BÖLÜNMEYİ nerede hissediyorsanız vücudunuzda, oradan özür dileyin. Özür diliyorum deyin; özür dileyin kendinizden. Ta ki acı ve kötü duygular kaybolana kadar. Ruhun aynı senin bebeğin gibidir; ona sevgi şefkat göstermeli, onu kollarına alıp korumalısın. Her deneyim belleğinizde depolanmıştır. Bunu bir deneyim fabrikası olarak adlandırabiliriz. Bu fabrikadaki makinelerin çoğu çalışmaz durumdadır. Fakat bu makinalar kullanılmaya kullanılmaya ihmal yüzünden paslanmış körlenmiş zor veya hiç çalışmaz durumdadır. Makineleri eski durumuna getirmek için bir çok deneme, zaman, inanç ve güven gerekecektir. Bu bellek fabrikanızı çalıştırma düğmesi BİRLİKTE kelimesidir. Ona yaptığı bütün işler için yirmi dört saat mesai yaptığı için teşekkür edin. Kendi kendinize cahilim, aptalım, şişmanım derken BEN kelimesini kullanın biz kelimesini kullanmayın GİZLİ BENİNİZİN olanaksızı gerçekleştirme deneyimine güvenin. Korkunun sebebi telaştır. KENDİNİZLE BİRLİKTE OLMADIĞINIZI kabul etmek zorundasınız. Bunu kabul edin ve ben kendimle birlikte değilim değin. Bilinçaltım DUYGULARIMI İRADEMI ve BİLİNÇSİZ DÜŞÜNCEMİ yönetir. Onu çalıştır ona çalışmadan önce ve çalıştırdıktan sonra gözü kapalı INANINIZ.

Dıştan gelen ve sizi yıpratan etkenler BÖLÜNMEYE sebep verir. Ama en zararlı bölünme kendi kendimize yarattığımız bölünmedir. Bölünmemek için kötüyü görme, duyma, konuşma. Bölünmenin sebepleri; acılar, kaygılar, korkular, aşırı duyarlılık, öfke, tartışma, tiksinme, tembellik, sorumluluktan kaçma, can sıkıntısı, pişmanlık, kararsızlık, unutkanlık, bir şeyi zamanında yapmamak.

Bir anda kendinizi cesaretli, kendine güvenir, kaygısız, hissettiğiniz anlar olmuştur. Sevinçli ve mutlusunuzdur. Sonra önemsiz, can sıkan bir olayı yada kişiyi düşünür yine canınızı sıkarsınız O güzelim duygular bir anda kaybolurlar. KIM dir sizi mutsuz eden? yine SİZ. Kendi kendinize yine BÖLÜNDÜNÜZ. Bir şeyi yapacağımızı söylüyorsak kendimizden BİZ diye bahsetmeliyiz. Ben diye bahsedersek sadece bilincimizden bahsetmiş oluruz. BEN bir şeyi yapacağım dersiniz. Eğer ben kullanırsanız sadece bilincinizi kastetmiş olursunuz. Aslında ESAS YAPICI BİLİNÇ ALTINIZDIR Bilinciniz değil. Bir şey yapmak isterseniz bilinç altınızdan yardım isteyin. Bilincinizle düşünebilirsiniz hissedebilirsiniz ama bilinçaltınızla isteyebilirsiniz. KENDİME SAYGILIM. KENDİME SAYGI DUYUYORUM.

Bilinçaltına sizden başka sı ulaşamaz onu duyamaz. Bilinçaltı kendini dünyada sizden başka sına anlatamaz. BİLİNÇALTIMLA DAYANIŞMA İÇİNDEYİM. GİDİP GELİN anahtar sözcüğü ile bilinçaltınızı düşünün. Bu sözcük size en iyi dostunuzu kazandıracaktır. Böylece bilinçaltınızla bilinciniz birbirine gidip gelecek ilk dostunuzu böyle kazanacaksınız. Bu sözcük dost kazanmada çok önemlidir. 28 kere birlikte şarkısını söyleyin. Ruhunuzu koşullandırın. Bilinçaltınıza TEŞEKKÜR EDİN. Anahtar sözcüklerle gizli fabrikanızın makinelerini çalıştırabilirsiniz. Bilinçli bir çaba veya yardım olmaksızın bilinç altınız

istediğiniz sonuçları GÖRÜNMEZ ve BİLİNMEZ yollardan elde etmenizi sağlayacaktır.

Akşam yatarken de SİZDEN VE SİZE YAPTIĞIM HATALAR İÇİN ÖZÜR DİLİYORUM BAĞIŞLAYINIZ BENİ YALVARIYORUM deyin.

Bilinçaltınıza şu soruları sorun

  • tam olarak ne istiyorum?
  • benim için en iyi şey nedir?
  • nasıl istiyorum?

Yalnızca bilinçaltımızı kullanarak yaptığımız şeylerde bir mükemmellik ve mükemmelliğe giden bir hal vardır. Bilincimiz ise devamlı bizi eleştirir. Korumaya çalışır. İkaz eder. Bilinç devamlı bilinçaltının işine karışır ve sessiz bilinçaltı devamlı bilinçten azar işitir. Bilincin bilinçaltına bu hareketlerini kontrole aldığımız zaman, bilinçaltını kendi haline bırakıp mükemmellik yaratacağı bir ortam hazırlamış oluruz. Sonuç olarak bilincinizin bilinçaltını olumsuz yönde etkileyecek telkinlerde bulunmasını önlemeli, olumlu telkinleri bilinçaltına göndermeliyiz. Bu durumun farkında olursak, günün her ani bunu uygulayabiliriz. Kendimize bir şeyi mükemmel yaparken birden ama diye başlayarak o mükemmelliği bozmamız tamamen bilincin suçudur. Kendinizi bilinçaltına teslim edin. Olumlu kontrolü elden bırakmayın.

Bilinçaltınıza ne kadar güvenirseniz kendine güven de o kadar artar. Kendine güven için korkuları ve içimizdeki suçluluk duygusunu atmalı bu yönde çaba göstermeliyiz. Bunun için kendimizden yardım isteyin. Bir şeyi iyi yapamadığınızda veya yapmadığınızda suçluluk duymayın. Her gün değişik bir gündür. Bugün belki canınız istemez, iradeniz kuvvetsizdir ama belki bir saat sonra belki yarın ruhsal gücünüz daha fazla olacak ve o işi daha iyi yapacaksınız. Unutmayın bulutlar ne kadar siyah ve sık olursa olsun o bulutların arkasında mutlaka bir parlak güneş vardır. Öyle değil mi? BİRLİKTE ve MUTLU olmak için

  1. Kalbini kin ve nefretten arındır. Kendinden niye nefret ediyorsun?
  2. Kafanı üzüntü, korku ve suçluluk duygularından arındır.
  3. Basit bir hayat yaşa
  4. Başkalarından çok az şey bekle, umma, beklentin az olsun. Kendin için iyi olan yaptığın şeyler için kendinden de bir karşılık bekleme. Senin kendin için iyi olana inan ve yap onu ama sonucunda kendinden bir karşılık bekleme.
  5. Başkalarına çok ama çok şey ver. Sakin ama sakın bencil olma. Başkalarına verirsen onların kendilerini değerli hissetmelerini sağlarsın. Kendini sizin tarafınızdan değerli hisseden insan sizi sever size değer verir. Dolayısıyla sizin kendinize değer vermeniz sağlanmış olur.
  6. Ruhsal gücünü hesaba katarak mümkün olduğu kadar çok ama çok çalış
  7. Yaşamını SEVGİYLE doldur. Verebileceğin en küçük sevgiyi hisset ve ver. Onu alınganlık, küçük hesaplar ve karşılık bekleyerek söndürme.
  8. Başkaları tarafından aranan sevilen bir insan ol. Hepimizin içinde bize devamlı sinyaller gönderen bir aygıt vardır. Bu sinyalleri dikkate alırsak bu sinyaller bizim nasıl mutlu olacağımızı söyler. Bu sinyalleri duymak için kendimize devamlı sorular sormalı, kendimizin ve vücudumuzun iyi bir dinleyicisi olmalıyız. Bu aygıt sağduyumuzdur. Sağduyu bilinçaltının bilinçlendirilmiş bölümüdür.

İNANÇ

Yaşamın bir çok dalında kendine güvenen ve inanan insan diğerlerinden daha başarılı olur. Bilinç kendi kendine güven duyamaz. Bilinç sizi TEK BAŞINA inandıramaz. Bilincin zaten inancı vardır. Bilinçaltından yardım iste, inanmak için. İnancını asıl geliştirmeye ihtiyacı olan bilinç altınızdır BİLİNÇ ALTIM SEN BENİM İÇİN HER İYİ VE GÜZEL ŞEYİ BANA BAŞARTIYORSUN, HERGÜN HER ALANDA DAHA İYİ OLUYORSUNUZ BİLİNÇALTIMIN YARDIMIYLA HERŞEYİ BAŞARIYORUM. Eğer bunları dersek bilinçaltımızı inandırmış böylece kendimizi inandırmış oluruz. Niye yukarıdaki cümleleri okurken rahatsız

oluyorsun?

BİRLİKTE................... VE BUNA İNANIYORUM.

Sigarayı bırakıyorum

Kilo veriyorum

Çok çalışıyorum

Boyun eğin bilinçaltınıza boyun eğin. O sizi gelmek istediğiniz yere getirecektir. Girişkenlik inancı doğurur. Bir ise başlayın gerisini bilinçaltınız yapar. Bir kötü olay başımızdan geçmişse mesela bir yakınımızın ölümü, sevgilinin terk etmesi gibi bunu güçlü bir şekilde atlatmak için bu olayın gerçekten olduğuna onun varlığına İNANIN. Anahtar sözcüklerin işlerini yapmaları için tam bir inanç, şiddetli bir istek, kesin bir hedef ve kendi kendisiyle birleşme durumu gereklidir. Ama bunlar tam olmasa da bu sözcükler işlerini yaparlar. İnanmak için dua ediniz. Dua bir tanrıya, SAGDUYUNUZA veya da kendinize olabilir. Sonuçta dua sizi kendinize yaklaştıran, sizin kendinizle BÖLÜNMENİZİ ENGELLEYEN, sağduyunuzun tekrar devreye girmesini sağlayan bir anahtardır. İnsanları zindeleştirir, insanın içindeki gücü ortaya çıkarır. Ünlü din adamları her aksam dua ederseniz sabaha kendinizi yenilenmiş ve enerjik olarak bulursunuz derler. Sorunlarınızı inandığınıza anlatın. Böylece kendinizle bir bağ kuracak ve o bağı sağlamlaştıracaksınız. Dua ederken olumsuz olmayın yalnız olumlu şeylere dua edin olumlu pozitif şeyleri isteyin. İnandığınız şeyle günlük dilinizle konuşun. Sevmediğiniz insanların isimlerini bir kağıda yazıp önünüze koyup onlar için de dua edin. “Bizim sağlıklı kalmamızı sağlayan en büyük güç, doğuştan bizde varolan sağlıklı yaşayacağımıza olan inançtır”. Hippocrattes. “Olumlu düşünün. Hayal görün ve hayal kurun. Hayalinizde olmak istediğinizi görün ve inanın bari hayalinizde inanın” der.

İNANÇTA BEYNİN GÜCÜNÜN KULLANIMI

Beynimizin sağ tarafıyla vücudumuzun sol tarafını, beynimizin sol tarafıyla vücudumuzun sağ tarafını kullanırız. Her zaman kullandığımız elimizle yazdığımız inançlarımız kendimize ait gerçek inançlarımızı içermez. Gerçek inançlarımıza ulaşmak için her zaman kullandığımız elimizi değil obur elimizi kullanmalıyız. Baskın olmayan elle yazılan ve bizi anlatan şeyler ve inançlar gerçeğe daha yakındır. Bizim hayatımıza yon veren küçük inançlarımızdır. Her yaptığımız is, eylem bir inanca karşılık gelir. Bir olumsuz inancı değiştirmek bir olumsuz eylemi değiştirmektir. Bir olumsuz eylemi değiştirmek bir olumsuz inancı değiştirmektir. Bu küçük inançların bazıları olumlu bazıları olumsuzdur. Bu andan itibaren izleyeceğimiz yol simdi sahip olduğumuz olumsuz inançlarımızı olumlu hatırlamaya ve olumlu yapmaya başlamak ayrıca su andan itibaren edineceğimiz inançlarında olumlu inançlar olmasını sağlamaktır. Bu günden itibaren edineceğimiz inançlarımızın olumlu olmasında izlenecek yol bu inançların olumlu olmasına mazeret uydurup onları olumsuz yapmamaktır.

  • Şans diye bir şey yoktur yaptım vardır. Kötü şansa inanmak hastalıktır.
  • Problem diye bir şey yoktur. Probleme inanma! Probleme inanmak hastalıktır.
  • Zor diye bir şey yoktur. Zora inanma! Zora inanmak hastalıktır. Yalnızca bilinçaltımızı kullanarak yaptığımız şeylerde bir mükemmellik ve mükemmelliğe giden bir hal vardır. Bilincimiz ise devamlı bizi eleştirir. Korumaya çalışır. İkaz eder. Bilinç devamlı bilinçaltının işine karışır ve sessiz bilinçaltı devamlı bilinçten azar işitir. Bilincin bilinçaltına bu hareketlerini kontrole aldığımız zaman, bilinçaltını kendi haline bırakıp mükemmellik yaratacağı bir ortam hazırlamış oluruz. Sonuç olarak bilincinizin bilinçaltını olumsuz yönde etkileyecek telkinlerde bulunmasını önlemeli, bu olumsuz telkinleri not edip, olumlu telkinleri bilinçaltına göndermeliyiz. Bu durumun farkında olursak günün her anı bunu uygulayabiliriz. Kendimize bir şeyi mükemmel yaparken birden “ama” diye başlayarak o mükemmelliği bozmamız tamamen bilincin suçudur. Kendinizi bilinçaltına teslim edin. Olumlu kontrolü elden bırakmayın. Yapmak istediğiniz bir şeyi yalnızca yapın. Bilinçaltı her zaman sizinle beraberdir.

Hiç yemeyi düşünmezken birden karnımızın acıkması bilincin saçma bir soruyla bilinçaltını uyarmasıyla olabilir. Olumsuz bir inancı, olumlu bir inanca dönüştürmek için iyi yapabildiğiniz ve yaparken, yaptık ve bitirdikten sonra gurur, coşku ve ferahlık duyduğunuz bir işi ve onu iyi yaptım inancını, iyi yapamadığınız, yaparken sıkıldığınız bir iş için duymaya çalışın. Başarısız olduğunuz işi başarınca yeni bir olumlu inanca sahip olacaksınız. Bundan dolayı iyi yaptığınız işlerde sahip olduğunuz inançları yazın.

EYLEMLERİ GÜÇ KAZANDIRAN İNANÇLARA DÖNÜŞTÜRMEK

İnançlarımızı olumlu yaparken ama’lar, inanıyorum’lar, keşke’ler yoktur. Kesinlik, açıklık, kesin bir kendine güven vardır. “Ben çalışkan bir insanim” doğru bir inançtır “çalışkan bir insan olacağım” veya olduğuma inanıyorum tam bir inanç değildir. Ama "daha iyi bir insan oluyorum" yine olumlu bir inançtır. İnançlarınızı onların bütün sorumluluklarını üstünüze alarak ifade edin.

İnancınızı olumlu ifade ediyor musunuz?

Bir inancı olumsuz ifade etmek “ben korkak değilim” şeklinde olur. Ama bir inancı olumlu ifade etmek korkak ve değilim kelimelerini atıp, “ben girişken bir insanım” diyerek olur. Böyle yapılan telkinler NLP metoduna göre beyince daha çabuk kabul edilir. Veya da olumsuz inancın içindeki olumsuz kelimeyi tamamen yok edebiliriz. “korkaklık” diye bir şey yoktur. “Korkaklık bir hastalıktır.”

Bir inanç gerçekten sizin mi, yoksa başka birisinin mi?

“İnsanlar benden hoşlanıyor” inancı başkalarının inancıdır. Ben hoşlanılacak bir insanım bizim inancımızdır. İnanacağım, olsun gibi “zihinsel güvenilirlikten” uzak inanca yönelik telkinler sizin sorumluluk almanızı önler. Bu tür inançlar kendine güvenin başlangıcı ve direği, zihinsel güvenilirlikten yoksundur.

İnancınız diğer inanç ve hedeflerinizle güçleniyor ve yaşamınızın diğer yönleriyle uyuşuyor mu?

İnanacağımız şeyin şu anda inandıklarımızla desteklenmesi hiç olmazsa şu anki inandıklarımızla çatışmayıp paralel gitmesine dikkat edelim.

İnancımız dinamik olsun, statik inançlarımızı da dinamik yapalım

Zekiyim, güvenilirim, çalışkanım gibi inançlar statik inançlardır. Zihinsel güvenç için tehlikelidirler. Bu tur inançlara uymayan bir kaç durumda zihinsel güvenilirliğimiz sarsılabilir. Bu yüzden bu tür statik inançları dinamik inançlar haline getirmeliyiz. Zekiyim ve her gün daha zeki oluyorum. Çalışkanım ve her gün daha çalışkan oluyorum. Gibi……

Hangi eylemler inancınızı destekler? Bulunuz ve yazınız.

Bir şeye inanmayı istiyorsanız, önce hareketlerinizi davranışlarınızı sanki o şeye inanıyor musunuz şeklinde değiştirmeniz gerekmektedir. Bunu o isi başkalarının nasıl inanarak yaptıklarını gözlemlemeyle başlayabilirsiniz. Bu inançta olan birisi nasıl davranır? Sorusu en güzel ve cevaplandırılması gereken bir sorudur.

İSTEK

İsteklerin sistemimize dahil olmasını engelleyen etmenler aşağıdadır. Gerçekten istemek için aşağıdakileri uygulayınız.

  • Çalışmadan korkmayınız
  • İnsanlarla tanışmaktan çekinmeyiniz. Onlardan çok şey öğrenebilir, kendinizi onlara anlatırken kendinize daha yakınlaşabilirsiniz. “Popüler” demek herkesin sizi tanıması demek değildir, herkesin sizi seviyor olması da gerekir. Başka insanlar tarafından aranan ve istenen insan mutlu ve tatminkar olur. Çünkü o zaman başkaları da sizin kişiliğinize değer verdiğinden, kendinizin de kendi kişiliğinize değer vermeniz sağlanır. Bir insanla tanışmadan önce dua et.
  • Kaybetmekten, başarısızlıktan korkma.
  • Durgun hareketsiz durmayınız
  • Geçmişte aldığın başarıları anlatıp durma. Geçmiş geçmişte kalmıştır.
  • Kişisel bir değişiklik yapmanız gerektiğinde (zayıflama rejimi, sigarayı bırakmak) bilinçaltından isteyiniz
  • Dilemeyin, umarım demeyin, sadece ve sadece isteyiniz. BİLİÇALTINDAN UMMAYIN DİLEMEYİN İSTEYİN SİZDEN................YAPMANIZI İSTİYORUM
  • İsteklerini başkalarının yapmalarına izin verme. O isteklerini kendin yap. İsteklerine sahip çık ve onları sen gerçekleştir. Kimse senin isteğini gerçekleştirmesin.

İsteği SEVİN ve bir isteği getirdiği tüm sıkıntı, acı ve güzel yanlarıyla KABUL EDİN. Akıl kendi başına istek üretemez. Bilinç altından ..................... isteyiniz.

sigarayı bırakmamızı

kilo vermemizi

NE İSTİYORUM, NASIL İSTİYORUM?

Şüphe duymayı değil istemeyi öğrenin. Gerekirse önce umutlu olmayı sonra istemeyi öğrenin. Şüphe içinizdeki yaratıcı gücün ortaya çıkmasını önler. Şüphenin kafanızda değil kok salmasını tohumunun bile düşmesini önleyin. Şüphe duymayın sadece oluyor deyin. Şüpheciliğin hastalık haline dönüşmesini inceleyen psiko-nöro-imunoloji denen bir bilim dalı bile vardır. Bu yöntemleri öğrenmek bir müzik aleti çalmaya benzer. Öğrenmesi zaman ve çaba gerektirse de bir kavranıldı mı insana büyük bir zevk verir.

İSTEKTE BEYNİN GÜCÜ VE KULLANIMI

Beynimizin sol tarafı mantıklıdır ve dilimizi kullanır. Ayrıntılı düşünmeyi sol tarafla yaparız. Sağ taraf duygularla, hislerle ve sezme olayını gerçekleştirir. Olayları bütünsel bir şekilde algılar. Beynin iki yanını da harekete geçiren insan her şeyi yapabilecek kudrete sahip olur. Önce bütün isteklerimizin, hayallerimizin, "keşke"lerin, "olsa"ların bir listesini çıkarın. Hedeflerinizi ayrıntılarıyla yapın.

  • Şu anki durum nedir ve hedefime ulaşırsam durumumda neler değişebilir? Yaz.
  • Hedefimi ne kadar iyi ve nasıl bir düzeyde gerçekleştirmek istiyorum? Yaz.
  • Hedefime ulaşmak ve ulaşmak için sarf ettiğim yol beni mutlu edecek mi? Ne kadar ve nasıl mutlu edecek? Yaz.
  • İsteklerinizi başarmanız sizin kendi elinizde mi? Yaz.
  • İsteğinize ulaşmayı sağlayacak olanaklarınız var mı? Şu anda olanağınız yoksa oluşturabilir misiniz? Yaz.
  • İstekleriniz olumlu mu, getirileri, götürülerinden fazla mı? Yaz.
  • Ne göreceksiniz? Yaz.
  • Ne duyacaksınız? Yaz.
  • Ne koklayacaksınız? Yaz.
  • Ne tadacaksınız? Yaz.
  • Ne işiteceksiniz? Yaz.
  • Ne hissedeceksiniz? Yaz.

Bütün bu yukarıdakilerin cevaplarını bir kağıda yazdığınızda ortaya isteğinizin ne kadar istek olduğu ortaya çıkacak. İsteğinizi ne kadar isteyip istemediğinizi öğreneceksiniz. İsteklerinize ulaşmak için hangi yolu, hangi metodu seçeceksiniz? Ne yapmanız gerekiyor? Bunun 5 yolu vardır. Bunları bir kombinasyon halinde de kullanabilirsiniz. Sıra önemli değildir, kişiden kişiye değişebilir.

  1. Bilmek
  2. Yapmak
  3. NE Elde etmek -MELİYİM?
  4. Yakın olmak
  5. Olmak

İsteğiniz açık seçik ortaya çıktımı? Ee! peki ne duruyorsunuz? Lütfen ama lütfen ilk adımı atınız, başlayınız, o zaman!!!!!!

GEÇERSİZ KILIN

Bilinçaltı bilinç tarafından yalnız bırakılırsa ortaya felaketler zinciri çıkar. Hemen geçersiz kılın denmeli sonrada BİRLEŞİN BİRLİKTE denmelidir. KAFANIZDA CANLANAN KÖTÜ BİR DÜŞÜNCE, DUYGU, KORKU, KÖTÜ BİR FELAKETİ GELECEKTE ÖNLEMEK İÇİN HEMEN GEÇERSİZ KILIN DENMELIDİR.

**Bu bir dua dır**

ÇALIŞMAK, ÇALISKAN OLMAK

İçinizdeki huzursuzluğu gideriniz, üretiniz ve ertelemeyiniz, çalışınız. Bilinçaltı çalışmaya açtır.

Elle tutulur, gözle görülür bir çalışma kendiyle birleşmeyi sağlar. GÖBEGİNİZDEKİ KASILMALARI ÖNLEYIN

CİĞERLERİNİZİN EN ÜST KISMIYLA NEFES ALIP O BÖLGEYİ AÇIN

Özenli iyi rahat çalışın. Sanki bir zanaatkar gibi. Ben bir zanaatkarım. Bilinçaltınız çok iş görebilir. Ama daha dayanıklılığını bile gösteremeden bilinçli yanınız yorgunum deyip işin içinden çıkar. Ben yorGÜN değilim. Bilinciniz ben bu işi yapamam, ben beceremem dedikçe bilinçaltınızı KÖRLEŞTİRIRSİNİZ. Oysa “Birlikte BİZ her şeyi yapabiliriz. BİZ birlikteyken varılmayacak hedef üstesinden gelinmeyecek iş yoktur” demeliyiz. Olayları sürekli ertelemek, uyuşuk ve hareketsiz olmak, olayların kendiliğinden hallolmasını eklemek gerginliğe sinire bölünmeye sebep olur. Geciktirme olayını ortadan kaldıran kelime ŞİMDİ dir. Tembellik, çoğunlukla zaman öldürme isteğinden kaynaklanır. Zamanı bir şeyler

yaparak oldurun. Tembelliği kovmanın yolu GİDİN demektir.

BİRLİKTE ÇOK ÇALIŞABİLECEĞİNİZE BAŞARABİLECEĞİNİZE İNANIN... İNANIN...

Bilinç bedensel çalışmadan hoşlanmaz. Bilinç elle iş yapmak ister. Zihinsel bir iş yapmak istiyorsak işe ellerimizi de karıştırmalıyız. Böylece bilinçaltı ile bilinci birleştirmiş oluruz. İsteğinizi hedefinizi açık açık yüksek sesle dile getirin. Kendi kendinize bunu iyice belletin. Yaptığınız iyi bir işten sonra kendi kendinize TEŞEKKÜR EDİN. Sorumluluk almak, sorumluluğa sahip olmak, ileride insanın kendine

karşı sorumluluk duygusunu geliştirir. İnsan yerine getirmesi gerekenleri yerine getirince daha sağlıklı ve tatmin olmuş yaşar, mutlu olur. Başarılı olduğunuz bir resmi zihninizde canlandırın. Ve onu zihninize kazıyın. Bu resmi beyninizden hiç çıkarmayın. O resmi düşünürken vücut kaslarınızın gevşemiş olmasını kontrol edin. Hayallerinizin önüne engeller çıkarmayın. Çıkardığınız engelleri ve sıktığınız kaslarınızı yine kendiniz olumlu düşüncenizle yok ediniz. Çalışırken ruhsal enerji ile bedensel enerjiyi iyi dengelemeliyiz. Birini öbüründen fazla zorlayıp kullanırsak, aynı yağsız bir motor gibi belli bir süreden sonra parçalanır, bozuluruz. Vücudunuzun her küçük parçasını kullanırken ruhsal enerjiyle birleştirerek kullanınız. Ruhsal enerjinizi her zaman göz önüne alınız. Vücudunuzun ritmine göre çalışınız. Her şey öğrenilebilir, çok ama çok çalışmakta. Çalışmayı bir meşe ağacı tohumu olarak düşünelim. Onu ekmeniz ve sabırla büyümesini beklemeniz gereklidir. Çalışmayı becermekte, öğrenmekte meşe tohumuna benzer yavaş yavaş büyütmek ruhi enerjiyi dikkate alarak çalışma tohumuyla özenle ilgilenmek gereklidir. Gerginlik ve tedirginlik duyguları sahip olunan gücü ve enerjiyi boşa harcar, bitirir. Ruhsal enerjinizi göz önünde tutunuz. Ruhsal enerji ile fiziksel enerjiyi birlikte dengeli kullanınız. Şüphe duymayı değil, istemeyi öğrenin. Gerekirse önce umutlu olmayı sonra istemeyi öğrenin. Şüphe içinizdeki yaratıcı gücün ortaya çıkmasını önler. Şüphenin kafanızda değil kök salmasını tohumunun bile düşmesini önleyin. Şüphe duymayın sadece oluyor deyin. Bu yöntemleri öğrenmek bir müzik aleti çalmaya benzer. Öğrenmesi zaman ve çaba gerektirse de bir kavranıldı mı insana büyük bir zevk verir. Çok çalışabilmek için; işinizi sevin, işinizin olumlu ve size yarar getiren yanlarını düşünün; belki değişmesi gereken sizsiniz. Her işin her zaman kolay olduğunu düşünün. Usta olun, işinizde ne kadar çok bilgi sahibi olursanız, o iş size o kadar kolay gelmeye başlayacaktır. Konsantre olun. Konsantre olun. Aynı meditasyon sırasında nefesinize, vücudunuza ve sayılara nasıl konsantre olup gevşiyorsanız okuduğunuza, yazdığınıza, yaptığınıza da öyle konsantre olup uğraştığınızdan başka hiç bir şey düşünmeyin. Zen’i yaptığınızla birleştirip yapın.

KONSANTRE OLDUM.

Yaptığınız işi en iyi yapan siz olun. Tuvalet temizleyicisi bile olsanız dünyanın en iyi gelmiş geçmiş en iyi tuvalet temizleyicisi siz olun. İşinize konsantre olun, yaptığınız işi size rahatsızlık veren duygulardan ayırıp yapın. İş yaparken duygusal olmayın profesyonel olun. Bugünün işini yarına bırakmayın. Zorlanıyorsanız DUA edip isteyin. Yalvarın kendinize, tanrıya… Üzüntü ve mücadele birer öğretmendir, kötü şeyler değildirler. Üzüntü ve mücadeleyi yaşayıp onlardan öğrendiklerimizle simdi mutluyuz. Veya da mutlu olacağız.

UYGUN KILIN

Ağır bir eşyayı kaldırmanıza yardım edecek biri yoksa uygun kılın deyin. Bilinçaltınız SİZİ birden bir eşyayı kaldırmanın bilimsel yollarını bilen usta, bir mühendis yapacaktır. Bilinçaltınız bedeninizi yormadan ağır eşyaları nasıl kaldıracağınızı bilir.

AFFETMEK

Bir gün dışarı çıkın ve karşılaştığınız her insanı affedin. Yolda gördüğünüz insanları, yolda karşılaştığınız insanları bir tanrı gibi affedin. Kalabalığın içinde gördüğünüz yüzleri, bedenleri, genellikle tanımadan bilmeden bazen hiçbir neden olmadan kınadığınız eleştirdiğiniz insanları affedin. Affetmekle kalmayın birde onları sessizce ÖVÜN. Onlar için dua edin. Başkalarını affedebilen insan sonunda kendini de affedebilir. Affetmek insana bundan dolayı İLAHI BİR MUTLULUK VERİR. Bunu bir egzersiz gibi düşününüz ve yapınız. Affetmek her zaman kolay değildir. Affedemediğiniz halde kendinizden özür dileyiniz. Karşınızdaki insandan sessizce özür dileyiniz. Bu sizi bölmeyecek ve size huzur verecektir. Birlikteliğinize, Bilinçaltınıza boyun eğebilmeniz ve inanabilmeniz için önce çevrenize ve olduğunuz hale boyun eğmeniz ve inanmanız gereklidir. Eğer ayıplanacak biri varsa oda sizin bilincinizdir. Tüm sıkıntılarınızı, şikayetlerinizi, kızgınlıklarınızı doğuran bilincinizdir. Kötüyü görmeyin, kötüyü duymayın, kötüyü söylemeyin. Bunları yapmak sizi sadece sizi BÖLER. Sevmediğiniz kişi için dua edin. Tanrım önce benim sonra onun kalbini sevgiyle doldur. Kendinizden nefret ediyor musunuz? Yapamadığınız, sizce başarısız olduğunuz şeyler için, olamadığınız insan için kendinize içerleyip nefret ediyor musunuz? Oysa biraz kendinize merhamet gösterip anlamaya çalışsanız, daha mutlu olduğunuzu göreceksiniz. Önce kendinize merhamet edin. Kendimi affettim.

KİLO VERMEK

Aşırılıkların çoğu yemekte aşırıya kaçmakta BİLİNÇALTI mekanizmasının bir ürünüdür. Bilinçaltı kişiye devam etmesini, daha fazla hep daha fazla yapmasını söyler. Çok sigara içmek, çok yemek, tembel olmak gibi alışkanlıklardan vazgeçmek için bilincimiz öne çıkıp BİLİNÇALTIYLA KONUŞMALI, BİRDEN DEĞİLDE YAVAŞ YAVAŞ KESMESİ, KONUŞUN ONU İKNA EDİN.

Tüm gelişmeler, tüm ılımlı davranışlar bilinçten kaynaklanır. Bozukluğu kendinize yüksek sesle aynada söyleyin. Anahtar kelime YETER dir. Yeter!!! Tüm aşırılıkların bilincin yardımına ihtiyacı vardır.

İSTİYORUM..

Zayıflamak

ZAYIFLIYORUM hergün DAHA ÇOK ZAYIFLIYORUM.

Vücut ve yüz kaslarını kontrolde tutarak onların gerginliklerini azaltarak, açlığımızın neden çok yediğimizin nedeninin bilincine vararak, meşe tohumunu büyütür gibi disiplini ele almalıyız. Ama bu disiplin içindeyken bile vücudumuzla ruhumuzu ve kendimizi uyum içinde tutmalı, her türlü gerginlikten kaçınmalıyız. Olmuyorsa, kendimizi bölecek kötü duygulara kapılmamalı belki de simdi daha hazır değilim diyebilmeliyiz. Korku, keder ve üzüntüsü olan insanın pankreas organı çok insülin yaparak vücuttaki sekerin yanmasını ve dolayısıyla korku, keder ve üzüntü duygularının vücudumuzda yarattığı o büyük enerji açığını enerji yaparak gidermeye çalışır. Fakat eğer pankreasımız yorulmuşsa insülin üretilemez ve dolayısıyla enerjimiz az ortaya çıkar, seker enerjiye dönüştürülmez ve vücuda alınan şeker direkt yağa dönüşür. Unutmayın 3 hafta düzenli spor ve diyetin sonunda vücut ancak kilo vermeye başlar. Çünkü bu 3 hafta içinde yağlar gider, yerini su alır. 3 haftadan sonra kilo verilmeye başlanır. Karnı guruldayan insanin midesi ve bağırsakları boştur. Karnı guruldayan insan kilo vermeye başlamıştır. Zayıflamış durumunuzu hayal edin. Saçınızdan tüm vücut hatlarınızı canlandırın. Yürüyüşünüzden duruşunuza kadar zayıf olduğunuz haldeki hareketlerinizi hayal edin. Zayıf halde neler giydiğinizi, vücudunuzun hareket özgürlüğünü hayal edin. Bir takvim sayfası hayal edin ve böylece bir tarih belirleyin. Korku ve mazeret yoktur. En son olarak bu hayalinizi devamlı kurun ve onu devamlı kurmaktan hiç vazgeçmeyin. Bu duruma gelmek için yapılması gerekenleri yapın ama bir beklentiniz olmasın.

KORKU ve TELAŞ

Telaşın en çok görülen sebebi korkudur. Eğer korkularınızı bilir ve korkularınıza BOYUN EĞER, korkularınızı kabul ederseniz KENDİNİZLE BİRLİKTE OLMADIĞINIZI da kabul etmiş olursunuz. Bu basit gerçeğe BOYUN EĞİN. Gerginlik ve tedirginlik duyguları sahip olunan gücü ve enerjiyi boşa harcar, bitirir. Ruhsal enerjinizi göz önünde tutunuz. Ruhsal enerji ile fiziksel enerjiyi birlikte dengeli kullanınız. Eğer bir süre korktuğunuz halde çok cesur bir insan gibi davranır ve cesur insanların davranışlarını gözlemler, örnek alırsanız, bir süre sonra sizde korkularını bir kenara bırakmış cesur bir insan olursunuz. Bu yöntem psikolojik olarak kanıtlanmıştır. Cesur bir insan nasıl yaşar, nasıl davranır?

HASTALIK VE AĞRIYI gidermek. Hastalık ve ağrılar ister içerden ister dışarıdan kaynaklansın, bilinçaltınızda o acıya veya hastalığa karşı bir çözüm yolu vardır. Hasta olduğunuza ağrınızın olduğuna İNANIN. Hasta olduğunuza inanmanız için, illa ki bir doktorun size hasta olduğunuzu söylemesi mi gerekli? Ağrıyı ve hastalığı İSTEMEDİĞİNİZİ bilinçaltınıza yüksek sesle söyleyin. Defalarca DEĞİŞİN veya da DEĞİŞİN BİRLİKTE şarkısını söyleyin. Sorunlarınız olan kendinizi veya sorununuz olan insani bir sosyal görevli gibi karşınıza alın her şeyini bir kağıda yazın ve üzerinde düşünerek çözüm yolları üretin. "Bizim sağlıklı kalmamızı sağlayan en büyük güç, doğuştan bizde varolan sağlıklı yaşayacağımıza olan inançtır. Hippocrattes. Olumlu düşünün.

HERŞEY İSTEDİĞİM GİBİ YOLUNDA GİDİYOR

Her şeyin yolunda gittiği anlar olur. Her yaptığın istediğin gibi olur. Rahat ve kolay yaparsın herşeyi, her şey yolunda gider, iyi rastlantılar, iyi rastlantıları takip eder, çevrendeki herkes her şey adeta islerinin olması ve senin işlerinin yolunda gitmesi için el birliği etmiştir, herkes adeta o yönde hareket eder. Her işin huzur içinde rahat, kolay ve seni mutlu edecek şekilde hoş süprizlerle yürür gider. Korkudan uzak mutluluk içinde... Yolunda gitsin işlerim. İşlerimin yolunda gitmesini istiyorum. Eğer içinizde bir boşluk duygusu varsa bunu gidermenin ilk yolu başkaları için iyi şeyler düşünmek ve onlara yardım etmektir.

SORUN ÇÖZME YÖNTEMİ

  1. İnanın her sorunun bir çözümü vardır. İnanın.
  2. Sakin bir insan olun. Vücut kaslarını gevşek tutun, kaslarınızı gerginlikten koruyun. Alfa durumuna geçin.
  3. Zihinsel olarak sorunlarınıza kısa sürede en iyi çözümü bulacağım diye beyninizi zorlamayın. Çünkü kendimiz en güç durumumuzda bize en iyi çözümü sunacak şekilde oluşmuştur. Belki daha hazır değilsiniz.
  4. Ben profesyonelim.
  5. Kendi sorunlarınıza kendinizden çıkıp, kendinizi başkasının yerine koyup, o ne yapardı sorusunu sorun. Sorunlarınıza duygusallıklarınızı (korku, hoşlanma veya hoşlanmama, kızgınlık,.) karıştırmayın. Profesyonelce olaylara ve KENDİNİZE insanlara bakın.
  6. Sorunlarınız olan kendinizi veya sorununuz olan insani bir sosyal görevli gibi karşınıza alın her şeyini bir kağıda yazın ve üzerinde düşünerek çözüm yolları üretin.
  7. Gerekiyorsa dua edin. Özellikle kutsal yerlerde, mezarlıklarda ve doğa içinde yaptığınız yürüyüşler esnasında çözüm yolu için yapılan dualar bilinçaltınızı ve kendimizi devreye sokacak ve bizim için en uygun çözüme, nasıl ulaşacağımızı gösterecektir.

Sorun çözmenin başka bir yolu:

Yaratıcı olun: probleminize çözümler bulun ve bunları yazın.

Organizatör olun: fiziksel olarak bulduğunuz yukarıdaki çözümleri nasıl uygulayacağınızı düşünün. Bunları yazın.

Eleştirisel olun: yargıç rolünü üstlenerek hoşunuza gittiği kadar kendinizi zorlamadan eleştirisel olun. Uygulayacağınız bu çözümlerin beraberinde neler getireceğini yazın. Sonuçta ortaya çıkan veya geriye kalan çözümler sizin için en iyi çözümlerdir. Onları da bir kağıda yazın ve her gün görebileceğiniz bir yere koyun.

MEDITASYON

İnsanlar iç ve dış tabaka olmak üzere iki tabakadan meydana gelirler. İç tabaka bizim duygularımız ve zihinsel bilgilerimizle beraber kişiliğimizdir. GERÇEK BENİMİZDİR. Dış tabaka ise dış dünyanın etkilerine göre hareket eden, dış dünyaya nasıl yanıt verdiğimizin nasılıdır. Eğer iç tabakamızla olaylara bakar ve eğer iç tabakamızla dış tabakamıza bakabilirsek içimizde bir ışık yanar. İç tabakamız bilinçaltımız mıdır? İç tabakamıza meditasyonla ulaşabiliriz. Meditasyonla vücudumuzda yasayan kişiye ulaşabiliriz. Vücudumuzun patronu ve sahibi olup onu kontrol edebiliriz. Düşüncelerinin sahibi olmaya çalışma onlar birer çarpışan otodur, düşüncelerin birbiriyle çarpışırlar, aynı yönde giderler fark etmez. Sen yanda dur ve onları kendi hallerine bırak. Vücudun senin evindir, onu temizle, ona bak, onu koru. Çevremiz negatif ve pozitif enerjilerle doludur. Negatif ve pozitif enerjileri devamlı içimize alırız. Negatif enerjiyi dışarıda tutma veya bloke etmek gibi bir şey söz konusu değildir. Negatif enerjiyi içimizde bloke etmediğimiz sürece ondan korkmamıza gerek yoktur. Verdiğimiz nefesle negatif enerjiyi evden dışarı yollamak en güzel yoldur. Yaşamda her şey-5 duyumuzla algıladığımız-enerjidir. Biz dünyadaki bu tüm enerjileri üçüncü gözle iceri alırız. Bu yüzden pozitif enerji veren şeylere yönelip onları üçüncü gözle içeri almalıyız. Anahtar sözcük ENERJİYE KARŞI KOYMA dır. Enerjileri zorla negatif pozitif diye ayırma karşılaştığın tüm enerjileri bir paket olarak KABUL ET, karşı koyma. Siz bazen içi sıkıntı ile dolu bir gemi yolcusu gibisiniz. Lütfen geminin arkasına gidip sıkıntılarınızı denize atarmısınız. İçinizi, gögsünüzü billur BERRAK bir su gibi düşünun ve hissedin. Berraklık deyin. Bu da bir anahtar kelimedir. Bu kelimeyi yavaş yavaş tadına vara vara hissederek söyleyin. Bütün ilhamlar sessizlikten doğar. Thomas Carlyle Huzur dolu sakin bir dimağa kavuşmanın en etkili yollarından biride sessiz durma egzersizleri yapmaktır. Kendimiz= bilinçaltımız, içimizdeki gerçek ben (eğer kim olduğunu biliyorsak), sağduyumuz, içgüdülerimizdir. Kendimizle iyi bir ilişki kurmuşsak ondan bize bedenimiz, aklımız ve ruhumuz için gerekli enerji akar. İlişki ne kadar güçlü ise enerjimizde o kadar çok olur. Çalışırken ruhsal enerji ile bedensel enerjiyi iyi dengelemeliyiz. Birini öbüründen fazla zorlayıp kullanırsak, aynı yağsız bir motor gibi belli bir süreden sonra parçalanır, bozuluruz. Vücudunuzun her küçük parçasını kullanırken ruhsal enerjiyle birleştirerek kullanınız. Ruhsal enerjinizi her zaman göz önüne alınız. Duygu ve düşünceleri kontrol etmeyi öğrenmek zaman ister. Bunu öğrenmek için önce vücudumuzun tepkilerinin bilincine varıp o tepkileri ve vücudumuzu kontrol altına almalıyız. Bunu da her gün düzenli egzersiz yaparak yavaş yavaş öğrenebiliriz.

YING YANG

Yang enerji aydınlık, ying enerji karanlık. Yin yang’i besler, yang’da yin’i canlandırır. Erkek yang, kadın ying’dir. Erkeğin başı yang, göbeği ying’dir. Vücudumuzda ying vücudumuzun yapısı, yang ise vücudumuzun yaptığı eylemler ve hareketlerdir. Dünya ve onun enerjisi bir yang enerjidir. Onu bloke edersek vücudumuz enerjisiz kalır.

HAYATTA ZORLUK DİYE BİR ŞEY YOKTUR. BIR İŞ ZOR DİYE DÜŞÜNEN HASTADIR.

  • DUA. BOYUN EĞİYORUM Kİ BİLİNÇALTIM, BENİM EN ZENGİN ARKADAŞIM VE EN BÜYÜK HAZİNEMDİR, BOYUN EĞİYOR VE İNANIYORUM Kİ BEN VE BİLİNÇALTIM BİRLİKTEYİZ
  • ŞÜPHESİZ İNANIYORUM Kİ AFFEDİLMEYİ DİLEYEREK BOYUN EĞİYORUM Kİ HER GÜN DAHA İYİ OLUYORUZ VE HERŞEYİ BİRLİKTE YAPIYORUZ.
  • ŞÜPHESİZ İSTİYORUZ Kİ BİLİNÇALTIMLA BİRLİKTEYİZ VE BİLİNÇALTIMLA BİRLİKTELİĞİMİZE İNANIYORUZ
  • BİLİNÇALTIM VARLIĞIN VE HER ZAMAN YANIMDA OLDUĞUN İÇİN SANA SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM. TEŞEKKÜR EDERİM VARLIĞIMIN BÜTÜNÜNE.
  • AFFET BENİ BİLİNÇALTIM BİRLİKTELİĞİMİZDEN ŞÜPHE EDERSEM GÜCÜNDEN ŞÜPHE EDERSEM BAĞIŞLA BENİ. BANA BİRLİKTE OLMAMIZ İÇİN VE BİRLİKTE KALMAMIZ İÇİN YARDIMCI OLUNUZ
  • İŞLERİMİZ YOLUNDA GİDİYOR MUTLU EDİYORLAR BENİ. DAHA DA YOLUNDA GİTSİN İŞLERİNİZ DAHA DA MUTLU ETSİNLER BİZİ.
  • KENDİMİ SEVİYORUM VE SANA SONSUZ BİR SAYGI DUYUYORUM. BİRLİKTE YAŞAMIN GÜZEL YANLARINI YAŞIYORUZ. SANA TEŞEKKÜR EDERİM.

Bu sayfada verilenler: http://members.lycos.nl/erdinc1970/newpage1.html web sayfasından alınmıştır.

İş çevrelerinde son dönemlerde moda olan kavramlardan biri de pozitif düşünmektir. Bu konu örgütsel psikoloji alanındaki çalışmalara da sıklıkla konu olmuş ve pozitif düşünmenin iş stresini azaltan, kişinin verimini artıran, iş yerinde mutluluğa katkısı olan bir tutum olduğu sonucuna varılmıştır. Bunun neticesinde psikologlardan , Ik profesyonellerine , kişisel gelişim uzmanlarından spiritüel danışmanlara kadar herkes pozitif düşünmeyi telkin eder hale gelmiştir. Şirketler bu konuda çalışan mutluluğu uygulamaları geliştirmiş, hatta bu konuda yöneticiler atamışlar, çalışanlarının kendilerini pozitif, mutlu ve huzurlu hissetmeleri için new age uygulamalar da dahil bir çok destek almışlardır.

Yaşam koşullarının zorlaştığı, çalışma şartlarının kötüleştiği, işsizliğin arttığı ve emek piyasasındaki rekabetin kızıştığı bir dünyada kişilere pozitif düşünmeyi telkin etmenin şirketler ve devletler açısından olmak üzere gözlerden kaçan iki önemli boyutu vardır.  Pozitif düşünmenin telkin edildiği çalışan işyerinde karşılaştığı tatminsizlikler, adaletsizlikler, çatışmalar karşısında somut çözümler aramak veya durumunu objektif olarak değerlendirmek yerine pozitif düşünmeyi tercih ederse , talepleri, tepkileri ve aksiyonları yumuşayarak gecikecektir. Bu durum işgücünü daha kolay yönetmek için işveren açısından doğru bir stratejidir.

Yine aynı şekilde gün geçtikçe yaşam koşulları zorlaşan, sosyal kazanımlarını yitiren, ekonomik ve politik olarak kendini güvensiz hisseden bireyin pozitif düşünmeye sığınması, onun içinde yaşadığı problemlere karşı akli ve geçerli tavırlar geliştirmesini engelleyecek ve onu politik iktidar açısından daha kolay yönetilebilir bir varlık haline getirecektir.

Yapılan araştırmalar bir yana pozitif düşünmenin telkin edilmesi masanın diğer tarafında duranlar için talep etme yetin, ya da itiraz etme uyum sağla formülasyonunun yeniden üretimi gibi görünmektedir.  Çalışanlar için pozitif düşünme kavramının gözden geçirilerek tanımlanmasının iki açıdan önemi büyüktür :

  • Koşullarının farkında olma
  • Kendinin farkında olma

Koşullarının farkında olma, kişinin içinde bulunduğu çalışma şartlarını piyasa koşulları ve kendi yeterlilikleri ile kıyaslayarak hakkaniyet ölçüsünde değerlendirmesidir. Aşırı iyimserlik aşırı kötümserlikte olduğu gibi bazen tehdit ve fırsatları görmemizi engeller ve bizi gereğinden fazla yumuşakbaşlı ve teslimiyetçi hale getirebilir.

Kendinin farkında olma kişinin kendi yetkinliklerinin, kalifikasyonunun, eksiklerinin, bunları tamamlamak için yapması gerekenlerin farkında olmasıdır.

Kendi ve kariyeri ile ilgili aşırı iyimserliğe kapılan ve pozitif olmanın dozunu kaçıran çalışan hedeflerine ulaşmak için bol bol gülümsemek ve evrene olumlu mesajlar göndermekle meşgul olurken yapması gerekenleri gözden kaçırabilir ve kendini geliştirmek için gerekli olan öz disiplin, irade ve daha fazla çalışmadan oluşan gerçekçi çözümden kaçınabilir.

İnsanı tarih boyunca başarıya götüren ve onun sosyo biyolojik evrimini mümkün kılan şey primitif bir avcı olarak farkındalık becerisindeki genişlik olmuştur. Doğası gereği predator bir varlık olan insan çevresindeki her türlü varlığın ve değişkenliğin farkında olmuş, gerçekçi analizler yaparak beslenme ve barınma ihtiyaçlarını karşılayarak hayatta kalmayı başarmıştır.

İnsan doğru gören, doğru düşünen ve buna göre doğru davranışla ilerleyen bir varlıktır. Dozu kaçmış pozitiflik bizim elimizden bu gerçekçiliği alıp en temel silahımız olan doğru düşünme becerisinden bizi mahrum edebilir.

İş hayatının olduğu gibi toplumsal hayatın tüm alanlarında pozitif düşünme değil doğru düşünme bizi bireysel ve toplumsal gelişime yönlendirecek temel tutum olmalıdır.

İsmail Orhan Sönmez

1978 yılında İnebolu’da doğdu. İlk, orta ve Lise öğrenimimi Balıkesir’de tamamladı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden (2001), ODTÜ Sem İnsan Kaynakları Yönetimi Sertifika Programından (2008) ve Bilgi Üniversitesi Endüstriyel Psikoloji Yüksek Lisans Programlarından (2017) mezun oldu.. Askerliğini 2001-2003 yılları arasında Şırnak Uludere’de Jandarma Asteğmen olarak yaptı. Bir süre İstanbul’da ithalat-ihracat alanında yönetici olarak çalıştı. 2008 yılından beri Türkiye’nin en büyük transformatör üreticisi olan ve Türkiye’nin En Büyük İlk 300 şirketi arasında yerini koruyan BEST A.Ş ‘de sırasıyla İnsan Kaynakları Sorumlusu, İnsan Kaynakları Müdür Yardımcısı, İnsan Kaynakları Müdürü Pozisyonlarında çalıştı. 2019 yılından BEST A.Ş İnsan Kaynakları ve Endüstriyel İlişkiler Direktörü olarak kariyerine devam eden Sönmez, 2022 yılında BEST A.Ş’ den ayrılarak ARTHA Consult Eğitim ve Danışmanlık Firmasını kurmuştur. PERYÖN Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve BALİP Platformu kurucusu olan Sönmez İngilizce, Fransızca ve Almanca bilmektedir. Evli ve iki oğlu olan Sönmez’in Derin Liderlik, Doğru Yönetim, Kayıp Jeolojiler (şiir),Doğa Tarih İnsan Üzerine Aykırı Denemeler, İş Hayatı 101 Yeni Başlayanlar İçin el Kitabı, Başarılı Bir Kariyer İçin Üniversite hayatını Kullanma Kılavuzu, Kardeşim Kurt(şiir), Yöneticinin El Kitabı, Hızırname isimli kitapları mevcuttur.

Hastalıkların panzehiri: Pozitif düşünce

İLK KURAL POZİTİF DÜŞÜNCE

Farkındalığınızı yükseltin. Hastalığı; bedeninizin verdiği hata sinyali olarak değerlendirip, zihninizde hastalığı yaratan düşünce kalıplarını kırarak sorunu kökünden çözebilirsiniz. Düşünce yapınızı en yüksek seviyede bir farkındalıkla kontrol edebilmeli, sizi hasta eden düşünce kalıplarını tespit edebilmelisiniz. Sağlıklı olmayı, sağlığınızı korumayı sağlayan düşünce kalıplarını beyninize yerleştirmelisiniz. İyi bir beden, iyi bir enerji ve iyi bir ruh hali için beyninize olumlu düşünce kalıpları yerleştirmeniz gerekir. Beyin ne kadar sağlıklı ve pozitif düşünürse insan o kadar sağlıklı ve enerjik olur, genç kalır ve o kadar az hastalanır. İnsanların içsel konuşmalarının, kendi kendilerine yorum ve analiz yapmalarının sonucu; negatif ya da pozitif düşünceler ortaya çıkar. Bunları yaparken pozitif olmak gerekir. Çünkü hastalıkların pek çoğu neredeyse % 90’ı insanın beyninde üretilir. Genetik, fiziksel ve çevresel faktörlerden doğan hastalıklar sadece %10’luk bir dilimde kalır. Bu nedenle beyni güçlü tutarken düşünce gücünü en üst seviyeye taşımak gerekir. Beynin yüksek potansiyel ve enerjide kalması, pozitif düşünceler eklenmesi önemlidir.

Olumlu cümlelerimizle yapacağımız içsel konuşmalarımız karşılığında sağlığımızı koruyabiliriz. Telkinlerimizin olumlu olması önemlidir. İnsan beynine hastalıklı ve olumsuz düşünceler eklerse kendi kendini hasta edebilir. Beyin verilen her komutu ciddiye alır. Örneğin ‘benim ailemde kanser var ve ben de kanser olacağım’ demek kanserin geleceği komutunu beyne vermektir. Beyne bir hedef belirtir, negatif düşünceler yükler. Oysa insan kanser kelimesini aklına getirmez, güçlü ve sağlıklı olacağına inanırsa şartlanmışlıkla, hastalıkları davet etmez. Hastalığın adını anmamak insanın kendine çekmesini engeller. Olumsuz telkinlerin yarattığı stres hormonları, kalp ve damar hastalıkları, kanser, alerji gibi birçok hastalığa davetiye çıkarır. Zihin, ne kadar sağlıklı ve olumlu düşünce yapısında olursa, beden de o kadar sağlıklı ve enerjik olur, o kadar az hastalanır.

KİMSEYİ SUÇLAMAYIN, KENDİNİZİ DEĞİŞTİRİN

İnsan her zaman ektiğini biçer. Bu yüzden kimseyi suçlamamak gerekir. İnsanın başına kötü bir olay geldiğinde veya gerçekten bir hastalığı varsa önce düşünce şeklini değiştirmelidir. Pozitif şeyler ekince pozitif sonuçlar elde edilir. Hasta olunca hatayı kabul etmek gerekir. Suçu kimseye yüklememek, düşünce tarzını değiştirmek gerekir. Çözümü kimsede aramayın, hayatınızda hatalı yönler varsa demek ki düşünce şekliniz hatalıdır. Radikal kararlar alın ve düşünce şeklinizi topyekün değiştirin.

Hastalıkların panzehiri: Pozitif düşünce

MEDİTASYON YAPIN

Çok hareketli ve hızlı yaşıyoruz. Gün içerisinde beynimizde birikenleri boşaltmamız gerekli. Stresten ve negatif düşüncelerden uzaklaşmak gerekli. Bu nedenle uyumadan önce meditasyon yapın. Muhteşem hissedeceksiniz. Yaşadıklarımızı yaşadık, eskide kaldı, onları unutalım, beynimizdeki çöpleri temizleyelim. Yarın yeni bir gün başlıyor. Güzellikleri fark etmeliyiz. Durarak yürümeliyiz, koşmaya gerek yok. Böylece farkında olursunuz. İnsanları, iyilikleri, güzellikleri görebilirsiniz.

STRESLE BAŞ ETMEYİ ÖĞRENİN

İnsanlar hayatın zorluklarıyla karşı karşıya geldiklerinde kara senaryolar yazarlar. Karamsar bir bakış açısı strese yol açar ve yaşlanmayı hızlandırır, hastalıklara davetiye çıkarır. Gelecek kaygısı, başarısızlıklar, korkular ve daha pek çoğu, negatif düşüncelerden beslenir. Tüm bu olumsuz telkinler, stres hormonlarının salgılanmasına neden olur. Stres de vücudu içten kemiren zehir gibidir. Aslında her dakika milyonlarca hücre ölüyor ve yenisi doğuyor. Vücudumuzda hücrelerimiz ortalama olarak 7 ayda yenilenir. Oysa ki stres hormonu salgılayan bir vücut, bu yenilenmeye direnir. Stresli bir vücut, bazı zehirler salgılar. Vücuttaki hücreleri öldürür. Bu da hastalıklara yol açar. Vücut direncini ve enerjiyi düşürür. Tüm bunları bildikten sonra streste baş etmek, hastalıklardan uzak durarak genç ve zinde kalmanın olmazsa olmazıdır. Hiçbir şeyin sonsuz ve mutlak olmadığını bilmek gerekir. Kaygı duymamayı öğrenmek ve takmamak gerek. Bir şey yaşadınız, olay yaşandı ve bitti, buna üzülmenin bir anlamı yoktur. Diyelim ki bardak yere düştü, kırıldı bir kere, üzülmekle bardak eski haline gelmez. Şöyle düşünmeli; “Bir dahaki sefere bu bardağı daha sıkı tutacağım, düşebileceğini düşüneceğim, ders alacağım.” Yaşadıklarımızdan ders alarak pozitif hedefler koyalım ve böylece geleceği daha sağlıklı şekillendirebiliriz.

KAYGIDAN UZAKLAŞIN ŞİMDİYİ YAŞAYIN

Dünü ve yarını düşünmek negatif hisler getirir, şimdide olmak önemlidir. Sürekli geleceği düşünmek, üstüne üstlük kara senaryolar kurmak insanı içten içe eritir. Şöyle olursa böyle olur gibi kurgulayıp duruyorsunuz, nerelere gittiniz, durun daha bugünü yaşıyoruz. Aynı şekilde geçmişte yaşananları düşünmek de insanları depresyona sokar. Dün bitmiştir, yaşananlar yaşanmıştır. Yani çöptür. Dünü veya yarını düşünerek bugünde olan güzellikleri kaçırırsınız. Bugünün özelliklerinin farkında olamazsınız.

NEGATİF ETKİ YARATAN KİŞİLERDEN UZAK DURUN

Çevresel etkiler, aile, evlilik, ilişkiler, negatif enerjiyle yüklü arkadaşlıklar insanları etkiler. Paylaşımlarda negatif duygu varsa, bu yaşlanmayı hızlandırır, hastalıkları çoğaltır. Bu nedenle çevremizi seçerken dikkat etmemiz lazım. Çünkü baştan yapacağımız küçük seçimler geleceğimizi etkiler. Örneğin eşinizi seçerken, arkadaşlar, dostlarınızı seçerken dikkat edin. Pozitif enerji veren insanlarla daha çok bir araya gelin. Enerjinizi alan ve negatif yüklü çevreden uzak durun, sınır koyun. Bırakın az dostunuz olsun, on binlerce olmasına gerek yok, birkaç tanesi yeter. Yeter ki size enerji versin, pozitif paylaşımlarınız olsun. Ancak az ve öz olan dostlarınıza da değer verin. Hakkını verin, yükseltin. 

False

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası