elektronik kelepçe süresi / Elektronik kelepçeli yaşam: Trafik bile özgürlükmüş - Evrim Kepenek - bianet

Elektronik Kelepçe Süresi

elektronik kelepçe süresi

İlk kez 5 sene önce başlanan "Elektronik Kelepçe Uygulaması" 81 ilde aktif hale geldi

İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı iş birliğinde 'dan bu yana 15 ilde pilot olarak sürdürülen "Elektronik Kelepçe Uygulaması" 81 ilde aktif hale getirildi.

Söz konusu uygulama ilk kez yılında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde uygulamaya konmuştu.

Bu kapsamda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinasyonunda İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı bir toplantı yaptı. Toplantıya Emniyet, Jandarma ve ŞÖNİM'de görevli 81 ilden yaklaşık personel katıldı.

Yapılan sunumda sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" kapsamında bakanlıklar arasında bir protokol imzalandığı ve elektronik kelepçe uygulamasının tüm yurtta etkin hale getirildiği kaydedildi.

Uygulamaya göre, şiddet uygulayan kişiler, mahkemeden alınan kararla ayak bileğine elektronik kelepçe takılarak izlenebiliyor. Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ekiplerince takılan elektronik kelepçeler, Elektronik İzleme Merkezinden 7 gün 24 saat esasına göre takip ediliyor.

Elektronik kelepçe uygulamasında şiddet uygulayanın mağdura zarar vermesini engelleyecek asgari mesafe belirleniyor. Mesafe belirlenirken, şiddet uygulayan ile şiddet mağdurunun ev ve iş adreslerinin birbirine yakınlığı, bulundukları şehrin yüzölçümü ve kolluk birimlerinin etkin müdahale süresi kriter alınıyor.

'dan bu yana 15 ilde vakada kullanıldı

Uygulamada mağdur kişi cihazlara bildirim gönderilerek ikaz yapılabiliyor. İhlalin devamında ise izleme merkezindeki görevlilerce ilgili kolluğa haber verilerek ihlali yapan faile müdahale edilmesi sağlanıyor.

Toplam 15 ilde pilot olarak başlatılan elektronik kelepçe uygulamasını bugüne kadar vakada kullanıldı ve 51 olay hala polis tarafından takip ediliyor.

Kadın Destek (KADES) uygulamasını 1 milyon bin kişi indirdi

İçişleri Bakanlığınca 'de hizmete alınan, kadınların acil durumlarda yardım isteyebilecekleri Kadın Destek (KADES) uygulamasını bugüne kadar 1 milyon bin kişi indirdi.

Uygulama üzerinden 68 bin kadın, karşılaştığı acil durumları tek tuşla ihbar etti. Şiddet mağdurları ve sivil toplum kuruluşlarının sosyal medyadan yaptığı ihbarlar da kolluk kuvvetlerince takip edilerek olaylara anında müdahale gerçekleştirildi.

Çalışmalar sonucu geçen yıl cinayete kurban giden kadın sayısı bir önceki yıla göre yüzde 21 azalarak 'ya geriledi. 'da , 'de ve 'de ise kadın katledildi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığından:

SAYILI KANUN KAPSAMINDA TEKNİK YÖNTEMLERLE TAKİP

SİSTEMLERİNİN KULLANILMASINA DAİR YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; 8/3/ tarihli ve sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümlerine göre verilen tedbir kararlarının teknik araç ve yöntemlerle takibine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

(2) Bu Yönetmelik, Kanun kapsamında düzenlenen teknik araç ve yöntemlerle takip uygulamasına ilişkin görev, yetki ve sorumluluğu bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının konu ile ilgili iş ve işlemlerini kapsar.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 8/3/ tarihli ve sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 12 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği: İl Emniyet Müdürlüklerinde Asayiş Şube Müdürlüğü ve İlçe Emniyet Müdürlüğü/Amirliği bünyesinde aile içi şiddet ve kadına karşı şiddete ilişkin iş ve işlemleri yürüten birimi,

b) Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlüğü/Kısım Amirliği: İl Jandarma Komutanlıkları bünyesinde aile içi ve kadına karşı şiddet olaylarına ilişkin iş ve işlemleri yürüten birimleri,

c) Asgari mesafe: Kolluk birimlerinin acil durumda hızlı ve etkin müdahalesini sağlamak üzere yükümlü ve şiddet mağdurunun ev ve iş adresi ile bulunduğu konumun birbirine olan yakınlığı, bulundukları şehrin yüzölçümü, nüfus yoğunluğu, trafik durumu, kolluk birimlerinin etkin müdahale süresi gibi ölçütler göz önünde bulundurularak belirlenen, yükümlünün şiddet mağduruna fiziksel olarak herhangi bir biçimde zarar vermesini engelleyecek mesafeyi,

ç) İl müdürlükleri: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı il müdürlüklerini,

d) Elektronik kelepçe: Yükümlünün ayak veya kol bileğine takılan elektronik cihazı,

e) Güvenli bölge: Yükümlünün fiziksel olarak şiddet mağduruna zarar verme ihtimalinin düşük olduğu güvenli yeri ya da konumu,

f) İhlal tespit tutanağı: İzleme sürecinde yükümlünün yasak bölgeyi ihlal etmesi, cihazı çıkarması, zarar vermesi ve yükümlülüğünü etkisiz kılacak davranışlarının tespit edilmesi halinde izleme personeli tarafından takip kararının ihlaline ilişkin düzenlenecek tutanağı,

g) İletişim listesi: İzleme personeli tarafından yapılacak acil aramalarda, hızlı yönlendirme ve müdahaleyi kolaylaştırmak amacıyla ilgili kurum, kuruluş ve personelin iletişim bilgilerinin yer aldığı formu,

ğ) İlgili kolluk birimi: Hakkında takip kararı verilen kişilerin yerleşim yeri veya bulunduğu ya da kararın uygulanacağı yerdeki İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesindeki yetkili ve görevli birimi,

h) İzleme merkezi: İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulu, şiddet mağduru ve yükümlünün teknik araç ve yöntemlerle takibi, olası takip kararı ihlallerinin engellenmesi ve tespiti amacıyla oluşturulan elektronik izleme merkezini,

ı) İzleme merkezi amiri: İzleme merkezinin idaresinden sorumlu amiri,

i) İzleme personeli: İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından, izleme merkezinde, teknik araç ve yöntemlerle takibe ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesiyle görevlendirilmiş ve gerekli hizmet içi eğitime tabi tutulmuş personeli,

j) İzleme üniteleri: Teknik araç ve yöntemlerle takip kararının yerine getirilmesi için yükümlünün ayak veya kol bileğine takılan elektronik kelepçe ile yükümlü ve şiddet mağdurunun konumunu tanımlayan, izleme merkezi ile karşılıklı iletişim kurmasını sağlayan, aynı zamanda yükümlünün tampon bölge ve/veya yasaklı bölgeyi ihlal etmesi halinde izleme merkezine, şiddet mağduruna ve yükümlüye uyarı veren cihazları,

k) Kanun: 8/3/ tarihli ve sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu,

l) Karar: Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının etkin uygulanması amacıyla Kanunun 12 nci maddesine dayanılarak teknik araç ve yöntemler kullanılabileceğine ilişkin hâkim tarafından verilen kararı,

m) Komisyon: Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) bünyesinde, şiddet vakasının teknik yöntem ve araçlarla takibe elverişli olup olmadığını değerlendirmek üzere, ŞÖNİM Müdürü, ŞÖNİM’de görevli en az bir meslek elemanı ve polis irtibat görevlisi/jandarma personeli olmak üzere asgari üç personel ile oluşturulan komisyonu,

n) Meslek elemanı: Üniversitelerin sosyal hizmet, psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik ile sosyoloji bölümlerinden mezun olan ve il müdürlüğü bünyesinde görev yapan meslek mensuplarını,

o) Müdahale planı: Şiddet mağdurunun karşılaştığı sorunların çözümü konusunda izlenecek aşamaların belirlenebilmesi amacıyla sorunu ve kişiyi tanıma, tanımlama, veri toplama, durum saptama, değerlendirme ve sonuçlandırma aşamalarının görülebileceği planı,

ö) Polis irtibat görevlisi: İl Emniyet Müdürlüğü tarafından ŞÖNİM’de görevlendirilen ve bağlı bulunduğu birimin kurumsal temsilini yapan polis memurunu,

p) Şiddet mağduru: Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişileri,

r) Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM): Şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin bir biçimde uygulanmasına yönelik güçlendirici ve destekleyici danışmanlık, rehberlik, yönlendirme ve izleme hizmetlerinin verildiği, yeterli ve gerekli personelin görev yaptığı ve tercihen kadın personelin istihdam edildiği, çalışmaların yedi gün yirmi dört saat esasına göre yürütüldüğü merkezleri,

s) Tampon bölge: Mahkeme kararında belirtilen yasak bölgeye ilaveten, kolluk birimlerince vakaya hızlı ve etkin müdahaleyi sağlamak ve şiddet mağdurunu güvenli bölgeye ulaştırmak amacıyla izleme merkezi ve uygulama ekibi tarafından koordineli olarak belirlenen ek ya da ara bölgeyi,

ş) Teknik yöntemlerle takip: Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının etkin uygulanması ile tedbirin ihlal edilip edilmediğinin, Kanunun 12 nci maddesi hükmü çerçevesinde elektronik kelepçe, mağdur koruma ünitesi, GPS ünitesi gibi teknik araç ve yöntemler kullanılarak coğrafi bilgi sistemleri üzerinden denetlenmesi yöntemini,

t) Uygulama ekibi: Teknik yöntemlerle takip uygulamasında izleme ünitelerinin teslimi, takılıp/çıkarılması ve kullanıma hazır hale getirilmesine yönelik iş ve işlemleri illerde yürütmek üzere Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri ile Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlüğü/Kısım Amirliğinde, kolluk görevlilerinden oluşan teknik yöntemlerle takip uygulama ekibini,

u) Yasak bölge: Yükümlünün; Karara göre şiddet mağduruna yaklaşmasının yasak olduğu, şiddet mağdurunun konutu, işyeri, okulu ve benzeri yerleri,

ü) Yükümlü: Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışları uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan ve hakkında Kanunun 12 nci maddesi kapsamında teknik yöntemlerle takip kararına hükmedilen kişiyi

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

İzleme Merkezi, İzleme Personeli ve Uygulama Ekibinin Görevleri

İzleme merkezi

MADDE 4 – (1) Teknik yöntemlerle takip kararlarının gereği, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünde kurulu izleme merkezinde yerine getirilir.

(2) Takip işlemleri izleme merkez amiri ve izleme personeli tarafından yedi gün yirmi dört saat esasına göre yürütülür.

(3) Takip işlemleri Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının uygun gördüğü, gerekli vasıflara sahip yeterli sayıda izleme personeli tarafından gerçekleştirilir.

(4) Gerçekleştirilen iş ve işlemler uygulama ekibi ve ŞÖNİM ile koordineli biçimde yürütülür.

(5) İzleme merkezince, teknik yöntemlerle takip sistemine dâhil tüm vakalara ilişkin bilgilerin yer aldığı veri sistemi oluşturulur. Verilere ilişkin iş ve işlemler 20 nci maddede düzenlenen hükümler doğrultusunda yerine getirilir.

(6) Görevli ve yetkililer hariç, üçüncü kişiler izleme merkezine giremez; izleme merkezine ziyaretçi kabul edilmez. İzleme merkezine mobil telefon, kamera, bilgisayar, fotoğraf makinesi, flaş bellek gibi elektronik ve görsel kayıt alma özelliği bulunan cihazlarla girilmez.

(7) İzleme merkezinde izlemenin yapıldığı ekranlar sürekli açık ve güncel halde tutulur ve ilgili personel tarafından takip edilir.

(8) Sistemin çalışırlığı ile güncelliği sürekli olarak takip edilir.

(9) Takibi yapılan kişiler ile ilgili genel bilgiler düzenli olarak dosyalanır ve arşivlenir.

(10) Takibi yapılan kişilere ilişkin yapılacak acil aramalar için iletişim listesi hazırlanır ve sürekli güncel tutulur.

(11) İzleme sırasında ihlalin tespit edilmesi halinde 13 üncü maddede düzenlenen uyarı, ihlal ve müdahale prosedürleri uygulanır.

(12) İhlal tespit edilmesi halinde öncelikle yükümlü ile irtibata geçilerek gerekli ihlal prosedürleri izlenir. İhlalin devam etmesi durumunda ilgili kolluk birimleri ile irtibata geçilerek yükümlünün ve şiddet mağdurunun bulunduğu bölgenin koordinat bilgisi paylaşılır ve müdahale prosedürleri izlenir.

(13) Şiddet mağduru ile irtibata geçilerek mağdurun güvenli bir konuma geçmesi amacıyla gerekli yönlendirme yapılır; mağdurun güvende olduğu bilgisi teyit edilir.

(14) İhlale ilişkin tespit tutanağı düzenlenerek ivedilikle ilgili kolluk birimi ile ŞÖNİM’e ulaştırılır.

İzleme merkezi amirinin görevleri

MADDE 5 – (1) İzleme merkezi amiri;

a) Görev alanına giren iş ve işlemlerin mevzuata uygun olarak yürütülmesini sağlamak,

b) İzleme merkezindeki işbirliği ve koordinasyonu sağlamak,

c) Günlük vardiya listesinin hazırlanmasını sağlamak ve kontrolünü yapmak,

ç) Çalışma ortamlarının düzenini sağlamak, personelin etkin ve verimli çalışmasına yönelik tedbirler almak ve denetlemek,

d) Teknik yöntemlerle takip sistemine dâhil olan tüm vakaların veri sistemine işlenmesini sağlamak,

e) İletişim listesinin hazırlanmasını ve sürekli güncel tutulmasını sağlamak,

f) Mevzuata uygun olarak verilen diğer görevleri yerine getirmek

ile görevli, yetkili ve sorumludur.

İzleme personelinin görevleri

MADDE 6 – (1) İzleme personeli;

a) Vardiya süresince izleme ekranını sürekli açık ve güncel tutmak,

b) Sisteme belirli sürelerde gelmesi gereken bilgilerin gelip gelmediğini düzenli şekilde kontrol etmek,

c) Takip ettiği kişiler ile ilgili genel bilgileri ve Karara ilişkin bilgileri, ihlal bilgilerini veri sistemine kaydetmek, gerektiğinde raporlamak,

ç) Kararın sona ermesinden on beş gün önce uygulama ekibi, ilgili kolluk birimi ve ŞÖNİM’i bilgilendirmek,

d) İletişim listesini hazırlamak,

e) İzleme ekranında izlenen kişilerin uyarılmasını gerektirecek bir durumun tespit edilmesi halinde 13 üncü maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen uyarı prosedürünü uygulamak,

f) Yükümlünün yapılan uyarıya rağmen Kararı ihlal etmesi durumunda 13 üncü maddenin dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci fıkralarında düzenlenen ihlal prosedürünü uygulamak,

g) Gerektiğinde vakanın durum değerlendirmesine esas teşkil edecek teknik detayları içeren raporu veri sisteminden çekerek oluşturmak ve ilgili kurumlarla paylaşmak,

ğ) Şiddet mağduru ile irtibata geçerek mağdurun güvenli bir konuma geçmesi amacıyla gerekli yönlendirmeyi yapmak; mağdurun güvende olduğu bilgisini teyit etmek,

h) Çalışma ortamında mevzuata, disiplin kurallarına ve etik ilkelerine uygun davranmak,

ı) Çalışma ortamının düzen ve temizliğini, görevde kullanılan her türlü araç ve gerecin bakımlı ve çalışır durumda bulunmasını sağlamak,

i) Merkezin iş ve işlemlerinin geliştirilmesine ve iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak,

j) Mevzuata uygun olarak verilen diğer görevleri yerine getirmek,

ile görevlidir.

(2) İzleme personeli görevlerini yerine getirirken gizliliğe riayet eder. İzleme merkezinin işleyişine ve Kararların taraflarına ilişkin bilgileri üçüncü kişilerle paylaşamaz.

Teknik yöntemlerle takip uygulama ekibinin görevleri

MADDE 7 – (1) Teknik yöntemlerle takip uygulama iş ve işlemlerini illerde yürütmek üzere Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği ile Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlükleri/Kısım Amirliklerinde kadına yönelik şiddetle mücadele ve teknik yöntemlerle takip konularında eğitim almış kolluk görevlileri arasından, teknik yöntemlerle takip uygulama ekibi oluşturulur.

(2) Uygulama ekibi;

a) Karara istinaden izleme yapılacak vaka için yazılı olarak izleme merkezinden izleme ünitelerini talep etmek,

b) 16 ve 17 nci maddelerde düzenlenen elektronik izleme ünitelerinin taraflara teslimi ve geri alınmasına ilişkin iş ve işlemleri yapmak,

c) İzleme süresi biten ya da sonlandırılan vakalarda kullanılan izleme ünitelerinin geri alınması işleminden sonra izleme merkezine iade edilmesini sağlamak,

ç) Kararın tebliğinin kurulum esnasında gerçekleşmesi ve tarafların Karara itiraz edeceğini belirtmesi halinde kurulum işlemleri tamamlandıktan sonra 14 üncü maddede düzenlenen itiraz prosedürü hakkında bilgilendirme yapılarak duruma ilişkin hazırlanan tutanağı Cumhuriyet Başsavcılığına göndermek,

d) İzleme merkezinden gelen ihlal bilgisini takip etmek,

e) İzleme ünitelerinde meydana gelen arızaların giderilmesine ilişkin gerekli iş ve işlemleri yürütmek,

f) Şiddet mağduru ve yükümlünün farklı illerde ikamet ettiği vakalarda, ihtiyaç duyulan izleme ünitesinin sevki ya da talep edilmesi gibi iller arası işbirliğini gerektiren konularda koordinasyonu sağlamak üzere izleme merkezine bilgi vermek,

g) Gerçekleştirilen tüm iş ve işlemlerde izleme merkezi ve gerektiğinde ŞÖNİM ile koordinasyon sağlamak,

ğ) İzleme merkezinin göreve ilişkin taleplerini yerine getirmek,

ile görevlidir.

(3) Takip sürecinde şiddet mağduru ve yükümlüye ilişkin işlemlerin gerçekleştirilmesinde farklı İl Emniyet Müdürlükleri ya da İl Jandarma Komutanlıklarının yetkili olması halinde işlemler, şiddet mağdurunun ikamet ettiği yerdeki sorumlu kolluk birimi tarafından yürütülür.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Vakanın Tespiti ve Değerlendirilmesi

Vakanın tespiti

MADDE 8 – (1) Kanunda yer alan tedbirlerin etkin uygulanması ve takibi amacıyla; koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının yetersiz kalması, mağdurun hayatının olağan akışının aksaması gibi nedenlerle teknik yöntemlerle takibe uygun olabileceği yönünde kanaat oluşan vakalar Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği ve Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlüğü/Kısım Amirliği ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı birimler tarafından tespit edilir. Vaka tespit edildikten sonra olaya ilişkin elde edilen bilgi, belge ve delillerle birlikte vakanın teknik yöntemlerle takibe uygunluğu Komisyon tarafından değerlendirilmek üzere ŞÖNİM’e gönderilir.

Vakanın değerlendirilmesi

MADDE 9 – (1) Tespit edilen vakalar; ŞÖNİM bünyesinde ŞÖNİM Müdürü, ŞÖNİM’de görevli en az bir meslek elemanı ve polis irtibat/jandarma görevlisi olmak üzere asgari üç kişiden oluşan Komisyonda değerlendirilir. Komisyonda değerlendirilen vakanın kolluk sorumluluk bölgesine göre Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amiri/Çocuk ve Kadın Kısım Amiri Komisyona davet edilebilir.

(2) Komisyon; vakanın teknik yöntemlerle takibe uygunluğu, teknik yöntemlerle takip kararının alınması, uzatılması ve kaldırılmasına ilişkin değerlendirme yapar. Yapılacak değerlendirme şunları içerir:

a) Meslek elemanının şiddet mağduru ile gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin durum değerlendirme raporu ile polis irtibat görevlisi/jandarma personeli tarafından şiddet uygulama riski konusunda yükümlü hakkında resmi kayıtlardan edinilen bilgiler incelenir.

b) Gerek görülmesi halinde yükümlü kişi ile ASH İl Müdürlükleri bünyesinde görüşülebilir, görüşme raporu mahkemeye sunulacak olan nihai değerlendirme raporuna eklenmek üzere ŞÖNİM’e gönderilir.

c) İlgili kolluk birimi tarafından vakaya acil durumda etkin ve hızlı müdahalenin sağlanması amacıyla sorumluluk bölgesine göre polis irtibat görevlisi/jandarma personelinin koordinesinde gecikmeksizin asgari mesafeye ilişkin değerlendirmeyi içeren rapor hazırlanır. Asgari mesafeye ilişkin değerlendirme yapılırken; yükümlü ve şiddet mağdurunun ev, iş, okul ve benzeri adreslerinin birbirine olan yakınlığı, gündelik güzergâhları arasındaki mesafe, bulundukları şehrin yüzölçümü, nüfus yoğunluğu ve trafik durumu, kolluk birimlerinin etkin müdahale süresi gibi kriterler göz önünde bulundurulur. Asgari mesafe raporu; ilgili kolluk birimi tarafından Komisyon değerlendirmesi neticesinde hazırlanacak nihai değerlendirme raporuna eklenmek üzere ŞÖNİM’e gecikmeksizin gönderilir.

(3) Komisyon tarafından vakanın teknik yöntemlerle takibe elverişli olup olmadığına ilişkin nihai değerlendirme raporu hazırlanır. Vakanın teknik yöntemlerle takip açısından elverişli olduğu değerlendirildiği takdirde rapora asgari mesafe önerisi ve ilgili diğer bilgi ve belgeler eklenerek Karar talebi ŞÖNİM tarafından aile mahkemesine ivedilikle sunulur.

(4) Komisyon değerlendirmesinden geçmeden mahkemeye ulaşan vakalar için, hâkimin talep etmesi halinde, Komisyon bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında değerlendirme yapar ve ŞÖNİM tarafından hazırlanan nihai değerlendirme raporu, ilgili bilgi ve belgelerle birlikte ivedilikle aile mahkemesine sunulur.

(5) Kararlarda asgari mesafenin belirlenmemiş olması halinde teknik yöntemlerle takibe uygunluğun değerlendirilmesine esas teşkil edecek asgari mesafe önerisi ve güvenli bölgeler; ilgili kolluk birimi tarafından belirlenerek polis irtibat görevlisi/jandarma personeli aracılığıyla ŞÖNİM’e gönderilir. ŞÖNİM tarafından vakaya uygun asgari mesafe önerisini içeren ek Karar talebi, Kararı veren aile mahkemesine sunulur.

(6) Komisyon tarafından Kararın uzatılması ya da kaldırılmasına ilişkin değerlendirme; Karar süresinin sona ermesinden en az on beş gün önce yapılır. Değerlendirmede, ikinci fıkra hükümleri uygulanır ve yükümlünün izleme sürecindeki ihlal bilgileri göz önünde bulundurulur.

(7) Teknik yöntemlerle takibe elverişli bulunmayan vakalarda; ŞÖNİM tarafından vakanın risk durumuna uygun müdahale planı hazırlanır ve gerektiğinde Kanun kapsamında uygun koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının alınması amacıyla ilgili aile mahkemesinden talepte bulunulur.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Teknik Yöntemlerle Takip Kararı

Karar talebi

MADDE 10 – (1) Karar; ŞÖNİM, kolluk, şiddet mağduru ya da Cumhuriyet savcısı tarafından en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer aile mahkemesi hâkiminden talep edilir.

Kararın tebliği

MADDE 11 – (1) Karar, taraflara uygulama ekibi tarafından ilgili kolluk biriminde farklı zamanlarda ivedilikle tebliğ edilir.

(2) Teknik yöntemlerle takip kararının tebliği sırasında, yükümlüye Kanunda yer alan tedbir kararlarının yedi gün yirmi dört saat esasına göre elektronik olarak takip edileceği ve Karara aykırılık halinde zorlama hapsi uygulanacağı ihtarı yapılır. Yükümlünün izleme ünitelerinin kurulumunu kabul etmemesi halinde; 14 üncü maddede düzenlenen Karara itiraz prosedürü uygulanır; ancak, Karara itiraz edilmesi Kararın uygulanmasını durdurmaz.

(3) Yükümlünün, Kararın tebliği için yapılacak davet çağrılarına cevap vermemesi, yükümlü veya şiddet mağduruna ulaşılamaması ya da yükümlünün ceza infaz kurumunda bulunması gibi nedenlerle Kararın uygulanmasının mümkün olmadığı hallerde; durum uygulama ekibince tutanak altına alınarak mahkemeye sunulmak üzere ilgili kolluk birimine, ayrıca bilgi için ŞÖNİM’e ve izleme merkezine bildirilir. Kararın uygulanma süresi boyunca durum, uygulama ekibi tarafından 18/1/ tarihli ve sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliğinin 35 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında araştırmaya devam edilir. Yükümlüye ulaşıldığında, ŞÖNİM ve izleme merkezi ile koordine sağlanarak Kararın uygulanması sağlanır.

Kararın uygulanması

MADDE 12 – (1) Karar, ilgili tedbir kararları olmaksızın tek başına uygulanamaz.

(2) Kararın uygulanmasına ilişkin izleme süreci, taraflara izleme ünitelerinin teslimi ile başlar ve geri alınmasıyla sona erer.

(3) Yükümlünün, şiddet mağduruna yaklaşmaması gereken asgari mesafe bilgisi izleme merkezinde sisteme kaydedilir ve yükümlü tarafından girilmemesi gereken tampon bölge ve yasak bölge harita üzerinden işaretlenir.

(4) Şiddet mağduru ve yükümlünün Kararda belirtilen hususlar doğrultusunda sistem üzerinden izlenmesi, izleme merkezinde gerçekleştirilir.

Kararın ihlali

MADDE 13 – (1) Takip sürecinde, izleme personeli tarafından, izlenen kişilerin uyarılmasını gerektirecek bir durumun tespiti halinde önce uyarı prosedürü, uyarıya rağmen Kararın ihlali halinde ise ihlal prosedürü uygulanır.

(2) İzleme personeli tarafından yükümlü ile iletişime geçilerek uyarı prosedürünün uygulanacağı durumlar şunlardır:

a) Yükümlünün, izleme merkezi tarafından belirlenen tampon bölgeye girmesi.

b) Yükümlünün, alıcı cihazı yanında taşımaması veya şarj etmemesi.

c) Yükümlünün, elektronik kelepçeye ve alıcı cihaza zarar verecek biçimde müdahalede bulunması.

(3) Şiddet mağdurunun; alıcı cihazı şarj etmemesi, yanında bulundurmaması ve yükümlüye yaklaşması durumlarında izleme personeli tarafından şiddet mağduruna ulaşılarak gerekli yönlendirme ve bilgilendirme yapılır.

(4) İzleme personeli tarafından ihlal prosedürünün izleneceği durumlar şunlardır:

a) Yükümlünün tampon bölgeye girdikten sonra uyarıya rağmen yasak bölgeye girmeye devam etmesi.

b) Yükümlünün uyarı prosedürünün uygulanmasına rağmen elektronik kelepçeye ve alıcı cihaza müdahale etmeye ve zarar vermeye devam etmesi.

(5) İhlal durumlarında izleme personeli tarafından ihlal tespit tutanağı düzenlenir ve tutanak Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere ilgili kolluk birimine ve bilgi için ŞÖNİM’e ivedilikle ulaştırılır.

(6) Bu maddenin ikinci ve dördüncü fıkralarında sayılan haller ve izlemenin teknik sebepler ile kesintiye uğradığının anlaşıldığı hallerde izleme personeli tarafından eş zamanlı olarak şiddet mağduru aranarak olası şiddet tehlikesi hakkında bilgilendirilir ve güvenli bölgeye geçmesi istenir.

(7) İhlalin devam etmesi ve/veya elektronik kelepçenin yükümlünün vücudundan çıkarılması durumlarında izleme personeli tarafından // Acil Çağrı Hatları ve ilgili kolluk birimleri ile irtibata geçilerek gerekli müdahalenin yapılabilmesi amacıyla yükümlünün ve şiddet mağdurunun bulunduğu bölgenin koordinat bilgisi paylaşılır.

(8) İhbarı alan kolluk birimi tarafından yükümlüye gerekli müdahale sağlanır. Kolluk birimi tarafından ilgili Cumhuriyet Savcısı ivedilikle bilgilendirilir, duruma ilişkin tutanak düzenlenerek Cumhuriyet Başsavcılığına ivedilikle gönderilir. Kanunun 13 üncü maddesi kapsamında gerekli iş ve işlemler yapılır.

Karara itiraz

MADDE 14 – (1) Karara karşı, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ilgililer tarafından aile mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz süreci konusunda Kanunun 9 uncu maddesinde yer alan hükümler uygulanır.

(2) Karara itiraz; Kararın uygulanmasını durdurmaz.

Kararın devam etmesi ve kaldırılması

MADDE 15 – (1) Komisyon tarafından Kararın uygulanma süresinin sona ermesinden on beş gün önce teknik araç ve yöntemlerle takibin devamı ya da kaldırılmasına ilişkin bir değerlendirme yapılır. Değerlendirme sonucunda, Kararın devamına ilişkin kanaatin oluşması halinde izlemenin kesintiye uğramaması için uygulama süresi sona ermeden on gün önce talep, ŞÖNİM tarafından aile mahkemesine sunulur.

(2) Karar süresinin uzatılmasına ilişkin değerlendirme, sürenin sona ermesinden en az yedi gün önce ŞÖNİM tarafından kolluğun ilgili Büro/Kısım Amirliği ile izleme merkezine bildirilir.

(3) Kararın uygulanması sürecinde; izleme merkezi, ŞÖNİM ve ilgili kolluk birimince vakanın teknik yöntemlerle takibe elverişsiz olduğunun tespit edilmesi ya da risk durumunun değişmesi gibi hallerde Kararın kaldırılması talebi, Komisyon tarafından yapılacak değerlendirme sonucunda ŞÖNİM tarafından aile mahkemesine sunulur.

(4) Kararın süresi sona erdiğinde veya kaldırıldığında izleme personeli, şiddet mağduru ve yükümlüyü, izleme ünitelerinin teslimi için uygulama ekibine yönlendirir.

(5) Sürenin uzatılmasının gecikmesi veya teknik yöntemlerle takibin çeşitli sebeplerle yapılamaması hallerinde ŞÖNİM tarafından vakanın risk durumuna uygun müdahale planı hazırlanır ve ilgili kurum ve kuruluşların işbirliğinde uygulanır.

BEŞİNCİ BÖLÜM

İzleme Ünitelerinin Teslimi, Geri Alınması ve Zarar Gören İzleme Ünitelerine

İlişkin Yapılacak İşlemler

İzleme ünitelerinin teslimi ve takılması

MADDE 16 – (1) Taraflar, uygulama ekibince Kararın tebliği ve uygulanmasına esas teşkil eden elektronik izleme ünitelerinin teslimi amacıyla farklı zamanlarda kolluk birimine davet edilir.

(2) Uygulama ekibi tarafından gerekli hijyen ve temizlik işlemleri yapıldıktan sonra izleme üniteleri takılır, teslim edilir.

(3) Taraflara teknik yöntemlerle takip sürecinde uyulması gereken kurallar ve cihaz kullanım prosedürleri anlatılır; söz konusu kural ve prosedürlere ilişkin uygulama kılavuzu teslim edilir.

(4) İzleme ünitelerinin teslimini ve teknik yöntemlerle takip sürecinde gerekli kural ve prosedürlere uyulacağı taahhüdünü içeren tutanak taraflara imzalatılarak sistemin aktivasyonu izleme merkezi ile koordineli biçimde sağlanır.

İzleme ünitelerinin çıkarılması ve geri alınması

MADDE 17 – (1) Teknik yöntemlerle takip kararı sona erdiğinde taraflar, izleme merkezi tarafından kolluğun ilgili Büro/Kısım Amirliğine yönlendirilir ve eş zamanlı olarak uygulama ekibi bilgilendirilir. Cihazların çıkarılması ve geri alınmasına ilişkin taraflara imzalatılan tutanaklar uygulama ekibince dosyalanır.

İzleme ünitelerinin zarar görmesi halinde yapılacak işlemler

MADDE 18 – (1) Yükümlü tarafından izleme ünitelerine zarar verilmesi ya da kullanımının hukuka aykırı olarak engellenmesi hallerinde durum tutanak altına alınarak Cumhuriyet Başsavcılığına ivedilikle suç duyurusunda bulunulur.

(2) Yükümlü tarafından izleme ünitelerine zarar verilmesi ya da kullanımının hukuka aykırı olarak engellenmesi ayrıca bu Yönetmelik kapsamında Karar ihlali olarak değerlendirilir. 13 üncü maddede düzenlenen ihlale ilişkin prosedür işletilir.

ALTINCI BÖLÜM

Koordinasyon ve Veriler

Kurumlararası koordinasyon ve eğitim

MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında gerçekleştirilecek iş ve işlemler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığına bağlı, ilgili kuruluşların işbirliği ve koordinasyonunda yürütülür.

(2) Teknik yöntemlerle takip uygulama sürecinde personelin gerek duyacağı matbu formlar, kılavuz ve benzeri dokümanlar oluşturulur ve gerektiğinde güncellenir.

(3) Teknik yöntemlerle takip sürecinde görev alan personele yönelik bu Yönetmelik kapsamında görevi bulunan kurum ve kuruluşların işbirliği ve koordinasyonunda düzenli olarak eğitim programları hazırlanır ve uygulanır.

Verilerin tutulması ve paylaşılması

MADDE 20 – (1) Teknik yöntemlerle takip sürecine dahil olan vakalara ilişkin bu Yönetmelik kapsamında görevi bulunan kurum ve kuruluşlar, kendi görev alanları çerçevesinde bu Yönetmelikte toplanması öngörülen verilerin tutulmasından ve talep üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığına bağlı, ilgili kuruluşlar paylaşılmasından sorumludur.

(2) İzleme süresince ihlal durumunda veya uyarı niteliğinde yükümlü ve şiddet mağduru ile izleme merkezi tarafından gerçekleştirilen görüşmelerin kayıt altına alınacağı, sistemin aktivasyonu esnasında kişilere bildirilir. Bunun haricinde özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal edecek şekilde kişilerin ses ve görüntüleri dinlenemez, izlenemez ve kayıt altına alınamaz.

(3) Elektronik izleme merkezinde takibi yapılan kişilere ait verilerin kaydı, işlenmesi ve paylaşımı 24/3/ tarihli ve sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununa uygun olarak yapılır ve bu veriler 5 yıl süre ile saklanır.

YEDİNCİ BÖLÜM

Son Hükümler

Yürürlük

MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 22 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ve İçişleri Bakanı birlikte yürütür.

Boşanma aşamasındaki eşten "elektronik kelepçemin süresi uzatılsın" talebi

ANKARA (AA) - BARIŞ KILIÇ - Ankara'da boşanma aşamasındaki eş, birçok kez hakkında suç duyurusu dilekçesi veren "eşinin şikayetlerinin önüne geçmek" için aile mahkemesinden üzerinde taşıdığı elektronik kelepçenin süresinin uzatılması talebinde bulundu.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Ankara'da ikamet eden İ.Y. ve M.Y. geçimsizlik nedeniyle birbirlerine karşılıklı boşanma davaları açtı. Çiftin boşanmasına ilişkin süreç devam ederken M.Y, kocası hakkında farklı tarihlerde 7 defa Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına "hakaret", "tehdit", "basit yaralama" ve "tedbir kararına aykırılık" gibi suçlardan şikayetçi oldu.

Savcılık şikayetlerin beşiyle ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verirken, iki şikayet üzerine dava açtı.

Ankara Asliye Ceza Mahkemesindeki yargılama aşamasında M.Y, mahkemeye "eşinin kendisini darbetmediğine, kızgın olduğu için şikayette bulunduğuna" ilişkin dilekçe sundu. Mahkeme de sanık koca İ.Y. hakkında beraat kararı verdi.

M.Y, Ağustos 'de de polisi arayarak, "İ.Y. tarafından şiddete uğradığını" ihbar etti. Eve gelen polislere ise "ayakkabılıkta eşine ait ruhsatsız tabanca bulduğunu" söyledi. Buna ilişkin başlatılan soruşturma sonucunda savcılık Ankara Asliye Ceza Mahkemesinde ise hem M.Y. hem de İ.Y. hakkında "ruhsatsız tabanca bulundurma" suçlamasıyla dava açtı.

Ankara Asliye Ceza Mahkemesi, dava sonucunda mahkeme, toplanan delillere göre ruhsatsız silahın kadına ait olduğunu tespit ederek, M.Y'yi 7 ay 15 gün hapse çarptırdı.

Gerekçeli kararda kadının İ.Y. hakkında pek çok şikayeti bulunduğuna dikkat çekildi ve aralarındaki husumet gözetilerek M.Y'nin beyanlarının dikkate alınmadığı bildirildi.

Çiftin arasındaki boşanma davası sırasında aile mahkemesi, kadının talebi üzerine İ.Y'ye, ikametinin çevresindeki metrelik mesafeyi aşmaması için 6 ay süreyle elektronik kelepçe takılmasına karar verdi.

Bu tedbirin süresi bitmek üzereyken sadece M.Y. dışında İ.Y. de avukatı aracılığıyla mahkemeye dilekçe vererek "elektronik kelepçe tedbirinin devamını" talep etti.

İ.Y'nin avukatı Aykut Özdemir'in verdiği dilekçede "uygulama sayesinde M.Y'nin asılsız ve sonu gelmeyen iftiralarının önüne geçildiği" ifade edildi ve elektronik kelepçe süresinin 6 ay daha uzatılması istendi.

Mahkeme tarafların talebini kabul ederek, İ.Y'ye 6 ay süreyle daha elektronik kelepçe takılmasına hükmetti.

Anadolu Ajansı, DHA, İHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde funduszeue.info editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

Adli Kontrol Tedbiri Kararı

Adli Kontrol Tedbiri Nedir? (CMK )

Adli kontrol kararı, tutuklama sebeplerinin varlığına rağmen şüpheli veya sanığın denetim altına alınarak tutuklama kararı yerine uygulanan bir ceza muhakemesi tedbiridir. Hakim, tutuklama tedbiri yerine “adli kontrol şartıyla” şüpheli veya sanığı denetim altına alarak serbest bırakmaktadır. Adli kontrol tedbiri, şüpheli veya sanığın adli bir kararla, ancak idari bir yolla (imza vermek, yurtdışına çıkış yasağı vs.) kontrol altına alınmasını sağlamaktadır. Adli kontrol tedbirine sadece ceza mahkemesi tarafından karar verilebilir (CMK md). Tefhim veya tebliğden itibaren 7 gün içinde adli kontrol kararına itiraz etmek mümkündür.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda tutuklama yasağı öngörülen suçlar (CMK md/4) açısından da, yani üst sınırı 2 yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda da adli kontrol tedbiri hükümleri uygulanabilir.

Tutuklama, suç şüphesi altındaki kişiye uygulanan en ağır ceza muhakemesi tedbiridir. Adli kontrol tedbiri, tutuklamanın yol açacağı bazı sakıncaları önlemek amacıyla öngörülmüş, şüpheli veya sanığı sosyal hayat içerisinde denetim altına almayı amaçlayan alternatif bir yoldur. Ayrıca kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında da adli kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

Adli kontrol ile denetimli serbestlik kavramları birbirine karıştırılmamalıdır. Adli kontrol de kural olarak bir denetimli serbestlik çeşidi olmasına rağmen Denetimli serbestlik ( sayılı Kanunm/A), kesinleşmiş cezanın infazı aşamasında uygulanır. Adli kontrol tedbiri ise, yargılama devam ederken, yani henüz cezanın kesinleşmediği bir aşamada uygulanır. Denetimli serbestlik (m/A) ve adli kontrol tedbirinin uygulanması denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından takip edilmektedir.

Adli Kontrol Tedbirleri Nelerdir?

Mahkeme tarafından adli kontrol altına alınmasına karar verilen şüpheli veya sanığın bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulması mümkündür. Adli kontrol tedbirine karar veren ceza mahkemesi, şüpheli ve sanığı ne şekilde adli kontrol altına aldığını kararında açıkça belirtmelidir. Adli kontrol, kişinin bir edimi yerine getirmesi (örn, imza atmak) şeklinde pozitif bir yükümlülük olabileceği gibi, yapmama şeklinde (örn, belirli yerlere gitmeme) şeklinde negatif bir yükümlülük de olabilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, şüpheli veya sanık, mahkeme tarafından şartları oluştuğunda aşağıdaki adli kontrol tedbirlerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulabilir (CMK md/3):

  • Yurt dışına çıkış yasağı: Yurt dışına çıkış yasağı, uygulamada en çok karşılaşılan adli kontrol tedbiri çeşididir. Sulh ceza hakimliği veya mahkeme yurt dışına çıkış yasağı kararı aldığında, karar UYAP üzerinden derhal tüm yurtdışı çıkış noktalarına (havalimanı, gümrük) bildirilmektedir.

  • İmza Uygulaması: Hakim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.

  • Hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.

  • Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.

  • Hâkim veya Cumhuriyet savcısı bu yükümlülüğün uygulamasında şüphelinin meslekî uğraşılarında araç kullanmasına sürekli veya geçici olarak izin verebilir.

  • Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek.

  • Güvence Bedeli (Kefalet): Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak. Adli kontrol şartları mevcut olsa bile mahkemeler kefalet istenmesi yöntemine çok az başvurmaktadır.

  • Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek.

  • Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak.

  • Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.

  • Konutunu terk etmemek (ev hapsi).

  • Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.

  • Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.

Adli Kontrol Kararına İtiraz Edilmesi ve Kaldırılması (CMK m/2)

İtiraz, hakim veya mahkeme kararlarına karşı, kararın bir daha başka bir merci tarafında gözden geçirilmesi için başvurulan bir kanun yoludur. Adli kontrol tedbiri kararına karşı da itiraz kanun yoluna başvurulabilir (CMK m/2). Şüpheli veya sanığın adli kontol kararına itiraz edilmesi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşü alındıktan sonra hâkim veya mahkeme beş gün içinde adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar verebilir. İtiraz üzerine, tedbirin kaldırılması yerine, adli kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülüklerin bütünüyle veya kısmen kaldırılmasına, değiştirilmesine veya şüpheli/sanığın bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutulmasına da karar verilebilir.

Adli kontrol kararına itiraz süresi, kararın yüz yüze verilmesi halinde öğrenilmesinden veya yoklukta verilmişse tebliğ edilmesinden itibaren 7 gündür.

Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi (vasi, veli vb.), eşi ve avukatı şüpheli veya sanık adına adli kontrol kararına itiraz edebilirler (CMK m/1).

Adli kontrol kararına itiraz edilmese bile, Şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç dört aylık aralıklarla; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise resen mahkeme tarafından karar verilir (CMK m/4).

Adli Kontrol Kararına İtirazın İncelenmesi Usulü

Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir. İtirazı incelemeye yetkili mercilerin farklı olduğu hâllerde, itirazların gecikmeksizin incelenmesi amacıyla, kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimliği tarafından gerekli tedbirler alınır. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir (CMK m/3-b).

Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir (CMK m/3-c).

Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir (CMK m/3-d).

Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler (CMK m/3-e).

Adli Kontrol Kararı ve Elektronik Kelepçe Takılması

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli veya sanıklara elektronik kelepçe takılması da mümkündür (Denetimli Serbestlik Yönetmeliği md). Adli kontrol kararının niteliğine göre, yükümlünün evinde veya evin çevresinde serbestçe hareket edebileceği alanlar belirlendikten sonra yükümlünün ayağına elektronik kelepçe takılmaktadır.

Elektronik kelepçe açılırsa sistem alarm vermektedir. Elektronik kelepçenin açılması veya belirlenen alanın dışına çıkılması adli kontrol kararının ihlali kabul edilmektedir. Elektronik kelepçeyi açarak yükümlülüğü ihlal eden kişinin tutuklanması söz konusu olacaktır.

Adli Kontrol Tedbiri Kararı Hangi Mahkeme Tarafından Verilir?

Adli kontrol kararı, hem soruşturma aşamasında hem kovuşturma aşamasında verilebilir. Buna göre, soruşturma ve kovuşturmada adli kontrol tedbirine karar verme usulü şu şekildedir (CMK md):

  • Soruşturma aşamasında; Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hakiminin kararı ile şüpheli soruşturmanın tüm aşamalarında adlî kontrol altına alınabilir. Cumhuriyet savcısının talebi yoksa, Sulh Ceza Hakimliği kendiliğinden adli kontrol kararı veremez. Ancak, soruşturma aşamasında tutuklama istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilen şüpheli, hakimlik tarafından tutuklama yerine kendiliğinden adli kontrol altına alınabilir.

  • Kovuşturma aşamasına; sanık hakkında yargılama yapan mahkeme hangisi ise adli kontrol tedbirine karar verme yetkisi de o mahkemededir. Kovuşturma aşamasında genel yetkili mahkemeler, asliye ceza mahkemesi ve ağır ceza mahkemesi olmak üzere iki mahkemeden oluşmaktadır. Ayrıca çocuk mahkemesi, fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi vb. gibi özel mahkemeler de kovuşturma aşamasında adli kontrol kararı verebilir.

Soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliği, kovuşturma aşamasında yargılamayı yapan mahkeme; adli kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.

Adli Kontrol Ne Kadar Sürer? (CMK /A)

sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda adli kontrol uygulamasının ne kadar süreceğine dair açık bir düzenleme yapılmıştır. Adli kontrol tedbirinin süresine dair düzenleme tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç dört aylık aralıklarla; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise resen mahkeme tarafından karar verilir (CMK m/4)

Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde adli kontrol süresi en çok iki yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda dört yılı geçemez. Bu maddede öngörülen adli kontrol süreleri, çocuklar bakımından yarı oranında uygulanır (CMK m/A)

Hüküm kesinleştikten sonra adli kontrol tedbiri kendiliğinden kalkacaktır. Kesinleşen hükmün infazı aşamasında, yargılama aşamasına ilişkin olan adli kontrol hükümleri uygulanamaz.

Adli Kontrol Tedbirine Uyulmaması ve Sonuçları (CMK md)

Adli kontrol şartlarını isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. Adli kontole uyulmaması halinde tutuklama kararı verilmesi yetkili merciin takdirine bağlıdır. Adli kontrol kararının ihlali halinde, mahkeme gerekli görürse tutuklama kararı yerine adli kontrolün biçimini değiştirebilir veya aynen devamına da karar verebilir.

Hemen belirtelim ki, bazı şüpheli veya sanıklar azami tutukluluk süreleri dolduğu için adli kontrol altına alınarak tahliye edilmektedir. Azami tutukluluk süresinin dolması nedeniyle verilen adli kontrol tedbirinin ihlali halinde de hakim tutuklama kararı verebilir. Ancak, bu durumda tutuklama süresi ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde dokuz aydan, diğer işlerde iki aydan fazla olamaz (CMK md/2).

Güvence Verilmesi (Kefaletle Tahliye) Nedir? (CMK md)

Uygulamada kefaletle tahliye olarak adlandırılan belli bir güvence verilmesi de bir adli kontrol çeşididir. Şüpheli veya sanık belli güvenceler göstermek şartıyla adli kontrol altına alınabilir. Şüpheli veya sanık tarafından gösterilecek güvence, aşağıda yazılı hususların yerine getirilmesini sağlar :

  • Şüpheli veya sanığın bütün usul işlemlerinde, hükmün infazında veya diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunması.

  • Aşağıda gösterilen sıraya göre ödemelerin yapılması:

    • Katılanın yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme; şüpheli veya sanık nafaka borçlarını ödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları.
    • Kamusal giderler.
    • Para cezaları.

Şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda, güvencenin (kefaletin) yukarıdaki zarar, masraf, ceza, gider vs. hangilerini ne miktarda karşıladığı ayrı ayrı gösterilmelidir.

Yurtdışına Çıkış Yasağı Nedir? Nasıl İtiraz Edilir?

Yurtdışına çıkış yasağı, şüpheli veya sanık hakkında soruşturma veya kovuşturmanın herhangi bir aşamasında Türkiye dışına çıkışının tedbiren yasaklanmasıdır. Soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliği, kovuşturma aşamasında yargılamayı yapan mahkeme tarafından kararlaştırılan yurtdışına çıkış yasağı geçici bir yargılama önlemidir.

Yurtdışına çıkış yasağına itiraz süresi, yasal yollardan kararın öğrenilmesinden (tefhim veya tebliğ) itibaren 7 gündür. İtiraz süresinin sona erse bile, yurtdışına çıkış yasağı kararını veren mahkemeye başvurularak söz konusu tedbirin kaldırılması veya başka bir tedbire çevrilmesi her zaman istenebilir.

Soruşturmada Verilen Adli Kontrol Kararı Kovuşturmada Devam Eder mi?

Soruşturma aşamasında savcılığın talebiyle sulh ceza hakimliği tarafından adli kontrol kararı verilmektedir. Soruşturma aşamasında verilen adli kontrol kararı, kovuşturma aşamasında kendiliğinden devam etmez.

Kovuşturma aşamasında, yani dava açıldıktan sonra, davaya bakmakla görevli mahkeme adli kontrol tedbiri kararının devamı yönünde bir karar almadığı müddetçe soruşturma aşamasında verilen adli kontrol kararı kendiliğinden kalkar. Dava açıldıktan sonra mahkeme tensip zaptı düzenleme aşamasında adli kontrol tedbirinin devam edip etmeyeceği konusunda bir karar almalıdır. Mahkeme tarafından tensip zaptıyla adli kontrole dair herhangi bir karar alınmadığı takdirde, adli kontrol tedbiri kendiliğinden kalkar. Ancak, uygulamada tensip zaptı ile adli kontrolün devamına karar verilmese bile, mahkemelerin talep üzerine adli kontrolün kaldırılması için yeni bir karar aldığı görülmektedir.

Adli Kontrol Şartıyla Serbest Bırakılan Kişi Tutuklanabilir mi?

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan kişi aleyhine Cumhuriyet savcısı tutuklanması istemiyle itiraz kanun yoluna başvurabilir. Savcılığın başvurusu üzerine adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli veya sanık şartları varsa tekrar tutuklanabilir.

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli veya sanık , adli kontrol gereği uyması gereken (imza atma, belli bir yerde ikamet etme, elektronik kelepçe takma vs.) yükümlülüklere uymadığı takdirde de tutuklanabilir (CMK md/1). Ancak, adli kontrol yükümlülüklerini yerine getiren şüpheli veya sanık tutuklanamaz.

Adli Kontrol Sicile İşler mi?

Adli sicil kaydı, kesinleşmiş mahkeme kararına dayanılarak kişiler hakkında ceza ve güvenlik tedbirlerine ilişkin bilgilerin kaydedildiği sisteme denilmektedir.

Adli kontrol tedbiri, bir ceza mahkumiyeti kararı veya kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile hükmedilen başka bir hüküm çeşidi de değildir. Bu nedenle adli kontrol tedbiri adli sicil kaydına işlemez.

Adli Kontrol Tedbiri Altında Geçen Süre Cezadan Mahsup Edilir mi?

Kural olarak, adli kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez (CMK m/6).

Ancak, CMK m/3-(j) bendinde belirtilen konutunu terk etmemek yükümlülüğü (ev hapsi), hükümlülük halinde cezadan mahsup edilebilir. Konutunu terk etmemek yükümlülüğü (ev hapsi) altında geçen her iki gün, cezanın mahsubunda bir gün olarak dikkate alınır.

Adli Kontrol Yargıtay Kararları

Adli Kontrol Tedbiri Yargıtay Kararları


Yurtdışına Çıkış Yasağı Adli Kontrol Tedbiri Nedeniyle Manevi Tazminat

Adli kontrol koruma tedbiri nedeniyle açılan tazminat davasında, davacının durumunun Ceza Muhakemesi Kanuna göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemini düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun /1. maddesi tazminat ödenmesini kabul ettiği tedbir işlemlerini şu şekilde göstermiştir.

Bunlar:

a-Yakalama

b- Tutuklama

c- Arama

d- El koyma

e- Kanuni gözaltı süresi içinde hakim önüne çıkarılmama,

f- Yakalama veya tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmama,

Fıkradaki açık düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, adli kontrol, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme gibi koruma tedbirleri için tazminat ödenmesi kabul edilmemiştir.

Bununla beraber, somut olayda hakkında 9 yıl 1 ay 16 gün ( gün) süre ile uygulanan yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinden dolayı davacının (sanığın) manevi olarak zarar gördüğü ve görmesi hayatın olağan akışına göre, tartışmasız ve aşikardır.

Genel olarak tutuklama sanığın yargılamada hazır bulunmasını, maddi gerçeğin araştırılmasını temin etmek veya yargılama neticesinde verilecek cezanın infazını sağlamak amacıyla başvurulan bir koruma tedbirdir. Bazı durumlarda tutuklama koruma tedbiri ile ulaşılabilecek sonuçlara daha hafif tedbirler yoluyla da ulaşılmak mümkündür. Adli kontrol tedbiri de uygulamada genel olarak sıkça başvurulan bu tedbirlerden bir tanesidir. sayılı CMK’nın ve devamı maddelerinde tutuklama tedbirinin oranlılık (ölçülülük) kriteri çerçevesinde (CMK’nın /1. vd) uygulamasını sağlamak amacıyla tutuklama koruma tedbirine alternatif bir koruma tedbiri olarak düzenlenen adli kontrol kurumu ile kişi özgürlüğünün en az şekilde sınırlandırılması yoluyla tutuklamanın sonuçlarına ulaşılması amaçlanmıştır. Kısaca, adli kontrolün amacı tutuklama koruma tedbirinde de genel olarak öngörülen, şüpheli veya sanığın kaçmasını, saklanmasını veya delilleri karartmasını önlemek, tanık ve mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişimine engel olmak ve yargılamanın sağlıklı şekilde yapılmasını sağlamaktır. Tutuklama koruma tedbiri yönünden, başvurulan bu tedbirin ne kadar süreceği konusunda yasada azami bir kısım süreler belirlenmesine karşın, kanunda adli kontrol tedbirinin uygulanması açısından her ne kadar bir üst sınır belirtilmemiş ise de, bir koruma tedbiri olması nedeniyle, adli kontrol tedbiri de geçici olup, bunu haklı kılan şartlar ortadan kalkınca bu tedbirin de kaldırılması gerektiği kuşkusuzdur. Zira burada amaç, kural olarak kişi hürriyetini tam manasıyla sınırlandırmamak suretiyle veya daha geniş bir ifade ile kişinin belirlenen yükümlere uymak kaydıyla toplumsal ve bireysel yaşamını olağan şekilde sürdürmesine olanak sağlanmasıdır. Bu kapsamda tazminat talebine konu edilen dava konusu somut olayda, davacı hakkında uygulanan adli kontrolün Anayasanın maddesinde öngörülen temel hakların sınırlandırılmasında geçerli olan ölçülülük ilkesinin ihlal edildiği anlaşılmaktadır. Ölçülülük ilkesi, genel bir ilke olup, adli kontrol tedbiri kapsamında yer alan yükümler açısından da geçerli olan bir ilkedir. Adli kontrol kararının verildiği hallerde, tutuklama kararının niteliğine ve somut olayın koşullarına göre; şüpheli veya sanık, birey hak ve özgürlüklerine en az müdahaleyi gerektiren yükümlere ve soruşturma ve kovuşturma konusu suçun niteliğine uygun düşen tedbirlere tabi kılınmalıdır. Kısaca ölçülülük ilkesi, temel hak ve özgürlüklere müdahale söz konusu olduğunda sınırlamada başvurulan aracın, amacı gerçekleştirmeye yetecek ölçüde olmasını gerektirir.

Tüm açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davacı hakkında uygulanan adli kontrol tedbiri nedeniyle oluştuğu anlaşılan zararın CMK’nın /1. maddesi kapsamında açıkça lafzi olarak belirtilmediği, ancak tarih ve sayılı Kanunun maddesiyle CMK’nın maddesine eklenen 3. fıkradaki “Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, davacı (sanık) hakkında uzun süre uygulanan adli kontrol tedbiri açısından tutuklama ile serbest bırakma arasında düşünülen ve serbest bırakmanın oluşturabileceği zararları gidermek için uygulanan adli kontrolün bir aşamadan sonra seyahat özgürlüğünün sınırlandırıldığı, bu sınırlama ile kişi özgürlüğünün kısıtlanması olan tutuklama ile arasında bir derece ve yoğunluk farkı olduğu, davacıya uygulanan tedbirin seyahat özgürlüğünü kısıtlama tedbirini aştığı ve davacıyı özgürlükten yoksun bıraktığı, oranlılık ilkesinin ihlal edildiği, kanun ile belirlenen amacın dışına çıkıldığı ve uygulanan tedbirin ölçüsüz hale geldiğinin anlaşılması karşısında, davacı hakkında ilk kararın verildiği tarihinden sonra uygulanmaya devam edilen adli kontrol tedbiri nedeniyle davacı yararına (hak ve nasafet ilkelerine uygun) makul oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davacı lehine eksik manevi tazminata hükmedilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay Ceza Dairesi / E. , / K.).

Adli kontrol kararına itiraz, ceza soruşturma veya dava dosyası değerlendirilerek bir avukat tarafından yapılmasında yarar olan bir kanun yoludur.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası