kırmızı gül demet demet hikayesi kısaca / Kırmızı Gül Demet Demet 2 - Türkü Hikayeleri - funduszeue.info

Kırmızı Gül Demet Demet Hikayesi Kısaca

kırmızı gül demet demet hikayesi kısaca

Okunmaya Değer Bir Türkü Hikayesi

Okunmaya Değer Bir Türkü Hikayesi

KIRMIZI GÜL DEMET DEMET Türk için beşikten ötesi gurbet demişler, boşuna mı? Gurbet bizi yaktıkça biz türkü yazmışız da ondan. ‘Gitti gelmez’ yakarışlarıyla yüreği yanan anaların, sevda değil bir alamet diyen yavukluların ve dahi beşikte yetim kalmış bebeklerin yakarışları ezgi olur da dolar senelere. Ve bu ezgilerin adı türkü olur. Türkü yani Türki ait olan…

KIRMIZI GÜL DEMET DEMET Türk için beşikten ötesi gurbet demişler, boşuna mı? Gurbet bizi yaktıkça biz türkü yazmışız da ondan. ‘Gitti gelmez’ yakarışlarıyla yüreği yanan anaların, sevda değil bir alamet diyen yavukluların ve dahi beşikte yetim kalmış bebeklerin yakarışları ezgi olur da dolar senelere. Ve bu ezgilerin adı türkü olur. Türkü yani Türki ait olan…

Ezgi dediğin bu topraktan hüzne batmış göz yaşıdır, yürek yanıklığıdır, can acısıdır. Gurbet acısıyla yüreğini dağlamamış kaç ferdi var ki bu milletin. Gurbete çıkamayanlar da gurbeti işlerinde bilmişler bu yüzden. Ya ekmek kavgası için yollarına düşürülmüş gurbetin ya vatan ve namus uğruna seferberliğe çıkılmış. Kırmızı gül demet demet Sevda değil, bir alamet Gitti gelmez ol muhannet, Şol Revan’da balam kaldı Yavrum kaldı, Balam nenni,
Nenni ya? Nenni ki hem de ne nenni. Balaya nenni, yavruya nenni. Belli gök ekini biçilmiş gene ecelin orağı. Belli ki ecel kurşunun demir pencesi gene bir sineye saplanmış olmadığı. Belli ki gene bir ananın yüreği yanmış. Çeyizinin nakışları gözyaşına batmış bir tazenin. İyi de ya Revan? Revan neresi?

Tarihini bilmeyenin coğrafyasının sınırlarını başkaları belirler. Sen yurdunun sınırlarını haritalarda mı ararsın? Yanılırsın. Senin yurdunun sınırların türkülerin çizmiştir. Türkü ki ‘ Diyarbakır etrafında dağlar var ’ demektedir, Diyarbakır senindir.

Türkü ki ‘ Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar’ demektedir, Urfa senindir.

Türkü ki ‘ Kerkük’ün kal’asıyam’ demektedir, Kerkük senindir.

Türkü ki ‘ akma Tuna’ demektedir, Tuna serhadıdır vatanın da ondan söylemektedir.

Türküler ki Bağdat demektedir. Halep demektedir. Üsküp demektedir. Türküler çizmektedir sınırlarımızı ezgileriyle.

Haritalara aldanma gönül. Cetvelle çizilmiş haritalar cağın en büyük yalancıları.

 

Evet ,Revan neresi? Revan, bugünkü adıyla Erivan, yani günümüzdeki Ermenistan’ın başkenti…’li yıllara kadar yirmiye aşkın camisiyle, kapalı çarşısıyla nüfusunun yüzde yetmişe varan çoğunluğuyla Türk kokan şehir. Şimdiyse bir tek Türk yaşamamakta ve bir tek cami kalmamış ayakta.

Türkümüze konu olan olayın geçtiği zaman ise, büyük olasılıkla yy civarı…

Neden dersiniz, Revan Selçuklulardan beri Türk yurdudur. asırdan itibaren de Osmanlının en önemli ticari merkezlerinden biri. Bir ara başka bir Türk devletinin, Safevilerin eline geçmiş. Yıl Dördüncü Murat iki yüz elli bin kişilik bir orduyla Revan’a sefer düzenlemiş. Sekiz ay, yirmi dört günlük kuşatma sonunda, Revan yeniden Osmanlı topraklarına katılmış. Eskisi gibi kervanlar gider geliyormuş. Mal götürüp, mal getirmişler…

 

Kervanlar ki onlar bazen hasret taşımışlar bazen kara haber. Eşkıyanın, düşmanın, yırtıcı hayvanın, hastalığın pençesinde nice can bırakmış kervanlar. Götürmüş de her götürdü-ğünü getirmemiş kervanlar. İşte, Mehmet de gidip gelen kervancılardan birisi… hani türkümüzde gitti gelmez denilen muhannet.

 

Mehmet de Mehmet hani… Kara yağız bir delikanlı… Anasının da tek ‘balası’… Bir ata binişi var, bir cirit atışı var, bir bar tutuşu var ki, anlatmaya kelimeler yetmiyor. Bileğide yüreği de yiğit Mehmet’in. Mihnetsiz ekip biçiyor toprağını, yetiştirdiği ürünü kervana katıp, Revan’da satıyor. Taşı tutsa, suyunu çıkaracak kadar güçlü.

 

Bir anası bir de yavuklusu var Mehmet’in. Bir de çocukluğundan eri bir gün bile ak-satmadığı bir alışkanlığı…Her akşam tarla dönüşü, bahçeden iki demet gül deriyor Mehmet. Biri anasına, biri yavuklusuna. Anayla oğul arasında bir simge gibi kırmızı gül demeti…Sevgi simgesi, saygı simgesi.

 

Güller evinin duvarına asıp kokluyor ana… Onlarda oğul kokusu var çünkü. Hele Meh-met kervandaysa. Gözü gönlü kırmızı gülün kurumuş, gazelleşmiş demetinde ananın. Rüyaları hep Mehmet üstüne… Revan yoluna bakıp kalmakta her akşam. Dualar göndermekte gurbetteki balasına.

 

Her şey yolundadır. Başta devlet vardır çok şükür. Toprak emeklerini zayi etme-mek-tedir hamdolsun. Bir ayrılık var Revan seferinde boyunlarını büken. Onu da özlem biriktirmek saymadalar. Ama son seferde yüreği buruktur ananın. Gerçi hakimdir dağı taş.Düşman korkusu, eşkıya endişesi yoktur ya, yol bu… Hastalığı sağlığı var… Karı var, ayazı var!. Bir de salgın hastalık söylentisi yayılmış. Veba diye bir hastalık kırıp geçiriyormuş ortalığı Revan’da. Veba ki Azrail’in sağ eli o yıfunduszeue.info kuşunun demirden cırnağı veba. Ölümün soğuk yüzü, gül bahçesinin vakitsiz yüzü veba.

 

Vay ocağı batısı funduszeue.info yıkılası ölüm. Anasının kuzusu Mehmet’i yakalayı- vermiş yolda veba. Atının terkisinde iki demet gül. Ve anasıyla yavuklusuna aldığı elbiselik kumaşlar heybesinde. Ölüm bu. Pençesini saldığı yürekteki sevdaya,hasrete acır mı hiç… Acımaz.

 

Mehmet’e de acımamış ölüm. Anası ve yavuklusunu sayıklayarak can vermiş Mehmet. Bir çalının dibine gömmüşler. Söylememiş sözleri, anasına, yavuklusuna biriktirdiği özlemleriyle birlikte koymuşlar kara toprağın bağrına taze ölüyü. Gençmiş… Sevenleri varmış… Anası yavuklusu yol gözlüyormuş. Ecel bu! Kimini sele, kimini yele verir. İki demet kırmızı gül atının terkisinde, sevginin ve özleminin yanık ezgileri soğumuş teninde. Artık bir çalıdır mezar taşı Mehmet’in!.

 

Bir tek Mehmet değil vebaya teslim olan. Kervanın çoğu kırılıyor. Sahipsiz mezarlar gurbet yanıklığında hasretlerin can kokan çiçekleri gibi göveriyorlar vatan üstünde. Kalanlar perişan. Utangaç. Yaşıyor olmaktan utanıyorlar sanki… Sanki ölenlerin sorumlusu ölme- yen-leşmiş gibi… Ağır ağır Erzurum’a giriyor kervan. Meraklı gözlerle karşılıyor kervanı gurbet yolu gözleyen gönüller.

 

Ana bir yanda, yavuklu bir yanda Mehmet’i arıyorlar Kervan’funduszeue.info görkemli delikanlı. Mehmet kervan tepeden görüldüğü an seçilir Mehmet başçısıdır kervanın. Gözlerini siler ana. Gözlerini siler yavuklu Mehmet görünmemektedir. Yeşil alevli ateşler düşer iki buruk yüreğe. ‘Oğlum, Mehmet’im nerede, birlikte çıktınız kervana, nerede kaldı’. Diye hıçkırarak yapışır kervancın yakasına ana. Gel de cevap ver. De ki veba aldı Mehmet’i. De ki ecel aldı yer gizledi. De ki bir dağ başında bir çalının dibinde kaldı mezarı Mehmet’in. Bir anaya nasıl söylenir ki bu haber. Derken atı gelir Mehmet’in atta mahzundur. Emanetini yarı yolda bırakmış olmanın hüznüyle yanaşır anaya. Terkisinde iki demet gül vardı atın. Güller sevgi değil, saygı değil gayrı ayrılık kokmaktadır. Ölümün kokusu sinmiştir güllere. Sesi soluğuna düğümlenir ananın. Gözyaşı kaynar su olur dökülür içine. Atın terkisinden bir demet gül alır ana. Güç bela bir ah kurtulur göğsünden. Elinde bir demet gül, dilinde yanı bir ezgi. Düşer Revan yoluna.

 

Kırmızı gül demet demet Sevda değil, bir alamet Gitti gelmez ol muhannet Şol Revan’da balam kaldı, Yavrum kaldı, Balam nenni, Kırmızı gül her dem olmaz Yalara merhem olmaz Ol tabipten derman gelmez Şol Revan’da balam kaldı, Yavrum kaldı, Balam nenni. Kırmızı gülün ezeli,

Sam vurur döker gezeli, Kara yağızın güzeli Şol Revan’da balam kaldı, Yavrum kaldı, Balam nenni. T. Mümtaz Orhun (HERFENE, s)

Kaynak: T. Mümtaz Orhun HERFENE, s

Kırmızı Gül Demet Demet
Ali diye bir oğlan varmış zamanıfunduszeue.infoş patlak vermeden evvel gönül vermiş bir güzele, evlenmiş ve evliliğinin daha kırkı çıkmadan askere çağrılıvermiş.Ali sevdiğini anası ile bir başına bırakıvermiş ve askere gitmiş.Ali askere gitmesinden epey bir süre geçmesinden sonra savaşın bittiği haberi gelmiş köye Ali nin anası ile sevdiği mutluluk sarhoşu olmuşfunduszeue.info nin içinde bulunduğu grubun şehre dönüş tarihi belli olmuş bunun üzerine anası ve karısı başlamışlar hazırlığfunduszeue.info o gün geldiğinde anası demişki:

&#;Kızım ben gidip tren istasyonunda bekleyeyim oğlumu sende hazırlıkları tamamla evde&#; deyip tren istasyonun yolunu sabahın köründe tutmuş.Anası başlamış funduszeue.info tren gelir biri gider ve oğlan gelmezmiş.Anası hava kararıncaya kadar beklemiş ve oğlan gelmemiş.Umudunu kesen ana evin yolunu tutmuş.
Eve geldiğinde gelinin odasında sesler geldiğini duyup kapıya yanaştığında içerde bir erkek olduğunu funduszeue.info Anadolunun anası namusunu kirli bırakırmı içerden tüfeği kaptığı gibi odaya dalıverir ve yorgana doğru boşaltır funduszeue.infoık kan gölüne dönmüştür.O arada yorgan sıyrılıverir yatağın üstüfunduszeue.info ne görsün iki yıldır askerde olan oğulcuğu ile ona gözü gibi bakan gelini yatağın içfunduszeue.infoğersem anası istasyonda beklerken görememiştir oğlunu, oğlanda koştura koştura eve gitmiş ve sevdiceğini yalnız bulunca dayanamamıştıfunduszeue.info sonra ana az olan aklını da yitirip yollara düşer ağzında bir türkü;

Kırmızı Gül Demet Demet &#;..

Yöre: Erzurum

Aşağıda yaşanmış türkü hikayeleri kısa kısaca olarak ele alacağız.

Kırmızı Gül Demet Demet türküsünün hikayesi şu şekildedir:

Erzurum coğrafyasında tarımla uğraşan Mehmet, hasadını kervana katarak ticaret yapmaktadır. Günlerini bu çetin işle uğraşarak geçirmektedir. Tarım faaliyetlerini tek başına idare etmeye çalışmaktadır. Annesiyle arasında kopmaz bir sevgi bağı bulunmaktadır.

Annesinin de Mehmet&#;e karşı hassasiyeti oldukça fazladır. Mehmet her gün işten dönerken annesi için kırmızı güller toplayıp getirmektedir. Demet demet kırmızı gül getirmesi annesinin hoşuna gitmektedir. Annesi ile Mehmet arasında güller, sevgi ve saygının simgesi haline gelmiştir.

Bir gün hasat kervanıyla yola çıkmak zorunda kalan Mehmet ile annesinin arasına ayrılık girer. Annesi kervan dönene kadar kabuslar görür. Kervanın yıkıldığını, savrulduğunu, rüzgara kapıldığını görerek bin bir endişe ile kervanı funduszeue.infoken de bu türküdeki sözlerle adeta ağıt yakar. Kervan dönene kadar bu böyle devam eder. Annesi sürekli ağıtlar yakar, kervan da dönmek nedir bilmez.

Kırmızı Gül Demet Demet türkünün sözleri şu şekildedir:

Kırmızı gül demet demet,
Sevda değil bir alamet,
Balam nenni, yavrum nenni
Gitti gelmez ol muhannet
Şol revanda balam kaldı,
Yavrum kaldı, balam nenni&#;

Hastane Önünden İncir Ağacı türküsünün hikayesi şu şekildedir:

Yozgat şehrinde küçük yaşlarda beşik kertmesi yapılan iki çocuk, büyüdüklerinde de birbirlerini sevmeye devam ederler. Gencin askere gitme çağı gelince kızdan ayrı düşmek durumunda kalır. Bu nedenle çeşitli üzüntü ve kederler içine girer. Çünkü kızın ailesinden şüphe etmektedir. Ayrı düşmenin acısına katlanamayacağını düşünmektedir. Her şeye rağmen gitmek askere gitmek zorundadır.

Komşu kızıyla beşik kertmesi olan genç, askere gitme çağından kızdan ayrı düşmek durumunda kalır. Yozgat&#;tan asker vazifesini yapacağı yere gider. Beşik kertmesi olduğu sevdiği kızdan ayrılmanın acısını yaşar. Sürekli onu düşünür. Onu başka birine vermelerinden korkar. Onu başka bir evliliğe zorlamalarından korkar. Bir gün hastalanır. Hava değişimi için Yozgat&#;a gelir. Kızın ailesi kızı göstermek istemez. Daha çok hastalanır, endişe bütün vücudunu sarar.

Tedavi görmek için İstanbul&#;un hastanelerinden birine gelir. Verem olduğu anlaşılır. Çektiği ızdıraplar onu verem yapmıştır. Hastanede günler geçmek bilmez. Hastane bahçesinde bir incir ağacı bulunmaktadır. Bu incir ağacıyla vakit geçirip oyalanmak isterken türküler söyler. Bu türkü de o şekilde söylenen türkülerden biri olmuştur. Verem hastalığından kurtulamaz ve ayrılık acısını yaşayarak ölür. Cenazesi de İstanbul&#;da kalır.

Hastane Önünde İncir Ağacı türkünün sözleri şu şekildedir:

Hastane önünde incir ağacı
Doktor bulamadı bana ilacı
Baş tabib geliyo zehirden acı

Garip kaldım yüreğime dert oldu
Ellerin vatanı bana yurt oldu
Mezarımı kazın bayıra düze

Benden selam söyleyin sevdiğim gıza
Başına koysun, karalar bağlasın
Gurbet elde kaldım diye ağlasın

Kara Tren türküsünün hikayesi

Yıl , Osmanlı birçok cephede savaştığı her türden levazımın gerekli olduğu gibi her şeyden önce de savaşacak asker lazımdı. Büyük kayıpların verildiği, gidenlerin geri dönmediği çoğunun akibeti bilinemediği günler.. İnsanımız istasyonlarda sabahlıyor.. Ümitle beklenen kara trenler kara haber getiriyor çoğu zaman.
Anaların, bacıların, eşlerin, gözleri ağlamaktan fersiz düşmüş çaresiz bekleyişi… Bekledikleri bir defa ölmüş ama o her kara tren gelişinde bir defa daha ölen kadınlarımız. Yorgun, bitkin ve başı eğik kara tren acı bir çığlık atarak uzaklaşıyor. İnadına yaşatılmaya çalışılan ümitleri, o korkunç bekleyişleri bir ağıta dönüşüyor;

Kara tren gecikir belki hiç gelmez…
Dağlarda salınır da derdimi bilmez
Dumanım savurur halim hiç görmez
Gam dolar yüreğim gözyaşım dinmez..

Cemalim Türküsü   Hikayesi

Türkü, öldürülen Cemal’e, karısı Şerife tarafından yakılmıştır. Şerife, 90 yıldan fazla yaşamış, 30 Kasım günü vefat etmiştir. yaşlarında Cemal’le evlenmiş, mutlu geçen birkaç yılı Cemal’in öldürülmesiyle sona ermiş, bu hadiseden sonra bir oğlu ile ortada kalmıştır. Bu hadisenin oluş şekli ve ona yakılan ağıtı/türküyü bana, Şerife’nin daha sonra evlendiği Hayrullah’tan olan oğlu İsmet Aksoy göndermiştir. Cemal’in öldürülme hadisesi ve türkünün tam metni şöyledir:

Ürgüp‘ün Karlık köyünün eşrafından ve varlıklı bir ailesinden olan Cemal, kalleşlikle öldürülür. Herkesçe sevip sayılan Cemal’in ölümüne yanmayan kalmaz. Eşi Şerife acılarını yaktığı ağıtla hafifletmeye çalışır. Yetim kalan oğlu Mustafa da, birkaç yıl sonra hasat zamanı bir atın tepmesi sonucu ölmüştür.

Ağıt, Şerife’nin ikinci kocası Hayrullah’ın sonraki yıllar Refik Başaran’a “Herkese bir türkü okudun ama, bana okumadın.” diye sitem etmesi üzerine Cemal türküsünü plağa okur. Cemal Hayrullah’ın aynı zamanda amcasıdır. Onun öldürülüşü Şerife kadar Hayrullah’ı da etkiler. Şerife’nin türkünün her çalınışında gözünden iplik iplik yaşlar akıtmasını, Cemal’i bir türlü unutamamasını daima anlayışla karşılamıştır.

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

Eski zamanlarda Malkara’da 15 yaşlarında Zeynep isimli güzel bir kız vardır. Bir gün köyde Ağa’nı bir düğünü olur. Düğünde eğlenceler ve at yarışları yapılır. At yarışlarına uzaklardan gelen Ali adında bir genç te katılır. Ali gönlünü düğünde gördüğü Zeynep’e kaptırır. Köyüne dönünce babasına Zeynep’i istetir. Ali’nin Köy’ü uzak olduğundan Zeynep’in ailesinin pek gönlü olmaz ama gönüllü gönülsüz verirler. Düğün yapılır, Zeynep Aili’ni köyü’ne gelin gider. Ancak ailesinden ayrı olmaya alışık olmayan Zeynep tam yedi yıl ailesini göremez. İçindeki hasret büyüdükçe türküler yakmaya başlar, düğünlerde söyler. Zeynep’in kocası Ali’de bu duruma aldırış etmez, yeri geldilçe Zeynep’i döver, O’nu hor görür. Zeynep üzüntüsünden hastalanıp yataklara düşer. Çevredekiler en sonunda dayanamayıp Zeynep’in anasını, babasını çağırırlar. Annesi bası geldiğinde Zeynep onlara bu türküyü mırıldanır ve bir daha da iyileşemez. Bu duruma çok üzülen çevresindeki halk bu türküyü dilden dile günümüze kadar aktarmıştır.

Yaşanmış Türkü Hikayeleri Kısa Hakkında Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası