Sümeyye Erdoğan Derya Yanık

AKP'ye yak&#;n Yeni &#;afak'&#;n sorular&#;n&#; yan&#;tlayan Sümeyye Erdo&#;an Bayraktar, ile ve Sosyal Hizmetler Bakanl&#;&#;&#;'na KADEM'den Derya Yan&#;k'&#;n getirilmesine ili&#;kin görü&#;lerini payla&#;t&#;.

Sümeyye Erdo&#;an Bayraktar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanl&#;&#;&#;'na kendisinin de yönetiminde oldu&#;u, AKP'ye yak&#;nl&#;&#;&#;yla bilinen kad&#;n örgütü KADEM'den Derya Yan&#;k'&#;n getirilmesine ili&#;kin "&#;ki dönemdir KADEM’den isimleri görüyoruz Aile Bakanl&#;&#;&#; koltu&#;unda. Bu konuda çe&#;itli yorumlar da yap&#;l&#;yor. Siz nas&#;l de&#;erlendiriyorsunuz?" sorusuna da &#;öyle yan&#;t verdi:

"Son iki dönemin üst üste gelmesi tabii ki bir tevafuktan ibaret. &#;unun alt&#;n&#; çizmek isterim, her iki bakan&#;m&#;z&#;n da tercih edilme nedeni, onlar&#;n KADEM’le ili&#;kileri de&#;il, ki&#;isel yetkinlik ve donan&#;mlar&#;d&#;r. Zaten yetkinlikleri dolay&#;s&#;yla KADEM’de bulundular. Bu da KADEM’in potansiyelini ve liyakatini gösteren bir durum.

Çok aç&#;k konu&#;aca&#;&#;m, bana sorarsan&#;z, ben KADEM’in hiçbir siyasi tart&#;&#;ma içine girmesini istemem. Ama nihayetinde alan&#;m&#;z kad&#;n haklar&#;, siyasetin bir konusu. Beraber çal&#;&#;t&#;&#;&#;m&#;z arkada&#;lar&#;m&#;z&#;n pek ço&#;u da siyaseten duyarl&#; ve aktif insanlar. Dolay&#;s&#;yla nas&#;l ki akademide, özel sektörde, sendikalarda yer edinmi&#; ki&#;ilerin s&#;kl&#;kla siyasette görev ald&#;&#;&#;n&#; görüyorsak, sivil toplum kurulu&#;lar&#; ile siyaset aras&#;nda da insan kayna&#;&#; ve tecrübesi anlam&#;nda bir geçi&#;kenlik olmas&#; çok do&#;al."

Sümeyye Erdo&#;an'dan '&#;stanbul Sözle&#;mesi' aç&#;klamas&#;

Yazıyı Paylaş:

Derya Yanık, Fethullah Gülen için çıkabilecek kırmızı bülten kararını, Paralel Yapı üzerinden CHP’ye yöneltilen iddiaları, CHP’nin MİT’e dair suçlamalarını ve Paralel Yapının Sümeyye Erdoğan’a suikast planı iddialarını değerlendirdi.

Yanık, Gülen hakkında çıkması beklenen Kırmızı Bülten kararı hakkında, Kırmızı Bülten olması için öncelikle bir tutuklama kararı veya kesinleşmiş bir hüküm olması gerektiği ve bununla ilgili olarak da Adalet Bakanlığı’nın gerekli işlemleri sürdürdüğünü belirtti.  Paralel Yapıyla CHP arasındaki dirsek temasının Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduğundan beri olduğunu söyleyen Yanık, Bu dirsek temasının, yazışma içeriklerinden, bir cinayet tasarrufuna kadar gelmesinin, çok sarsıcı olduğunu ifade etti.

Avukat Derya Yanık, Sümeyye Erdoğan için planlanan suikast planının ortaya çıkarılmasının MİT’in ve Emniyet Birimleri’nin görevi olduğunu, CHP’nin MİT’e dair suçlamalarına karşılık olarak, iddiaların içeriği ile ilgili tatmin edici, gerçekçi bir açıklamaların olması gerektiğinin altını çizdi

KIRMIZI BÜLTEN KARARININ TAMAMLANMAK ÜZERE OLDUĞUNU, BAKANLARIN AÇIKLAMALARINDAN ANLIYORUZ

Betül Soysal Bozdoğan (BSB): Paralel yapıyla mücadele MGK da kırmızı kitaba girmesiyle birlikte artık bir devlet politikası haline geldi. Devlet paralel yapıyla mücadeleyi önemsiyor. Bu anlamda, örgüt lideri olarak da Gülenin Türkiye’de yargılanması kamuoyu vicdanının da istediği ve beklentiye geçtiği bir konu. Bakan Çavuşoğlu, bunun için hazırlıkların son aşamada olduğunu söylüyor. Kırmızı bültenin çıkması halinde Gülenin durumunda neler değişir?

Bunun hukuki karşılığı nedir?

Derya Yanık (D.Y.) : Kırmızı bülten hakkında kısa bir özet geçelim, Kırmızı Bülten Interpol ülkeler arasında, suçluların iadesi veya yakalanması ile ilgili, ortak çalışma birliğidir. Interpol bültenlerinin altı ayrı bülteni vardır. Kırmızı, mavi, yeşil, sarı, siyah, turuncu diye gider. Kırmızı Bülten bunlar arasında, en acil durumlar için geçerli olan bültendir. Interpol üyesi ülkelerin tamamında yayınlanan, ya da iadesi istenen kişiyle alakalı, yakalama veya iade etmeyi içeren bir bülten biçimidir. Bundan sonra ki süreç ne olacak? Türkiye Fetullah Gülen’in yargılanmak üzere Türkiye’ye iadesini yayınladığında, İnterpole taraf olan hangi ülkedeyse ki şuanda Amerika Birleşik Devletlerinde olduğunu biliyoruz, yakalanarak Türkiye’ye iadesi gerçekleşmiş olacak. Kırmızı Bülten olması için öncelikle bir tutuklama kararı veya kesinleşmiş bir hüküm olması gerekiyor. Bununla ilgili olarak da Adalet Bakanlığının gerekli işlemleri sürdürdüğünü, sonrasında Dış İşleri Bakanlığı ile Interpol Kırmızı Bülteninin yayınlanacağı sürecin tamamlanmak üzere olduğunu ilgili bakanların açıklamalarından anlıyoruz.

DARBE GİRİŞİMLERİNDEN SONRA GÜLEN İÇİN YAKALAMA KARARI KAMUOYUNDA ÇOK TARTIŞILDI

BSB: Aslında bu konu Türkiye’nin birkaç aydır gündeminde. Süreci işleyici bakamından, normal bir zamanlama mı yaşıyoruz? Yoksa biraz uzadı mı? Bu konuda nasıl bir değerlendirme yapacaksınız? Türkiye güçlü gitmek istediği için mi süreci uzatıyor?

D.Y. : Ben normal sürede işlediğini düşünüyorum. Tabi kamuoyu beklentileri, Aralıktan sonra çok hızlı gelişti. Bu normaldir de. Kamuoyunun spontane tepkileri, beklentileri, bu kadar şeyler oldu tapeler yayınlandı. Hükümete karşı hükümeti devirme, darbe girişimi vs olduktan sonra neden bu kadar yavaş davranıyoruz? Neden girişimler başlamadı? Diye kamuoyu tepkileri var. Bunu hem medyadan hem sosyal medya üzerinden takip edebiliyoruz. Ben bir hukukçu olarak şuna inanıyorum; yeterli ve tam tekemmül etmiş bir dosya ve soruşturma dosyası içeriği hazırlamadan yapılan her hareket, akim kalabilirdi ve sadece usulden dolayı sonuca ulaşmamış her hareketi de masumiyet durumu gibi karşımıza çıkaracak bir yapı var karşımızda. Türkiye’nin üzerinde özellikle Fuat Avni’nin twitter hesabını kullanan kişi bunun da Emre Uslu olduğu söyleniyor, çok ağır, insanın kanını donduran bir takım hesapların döndüğünü görebiliyoruz. Dolayısıyla bu hazırlığın iyi bir hazırlık olması gerekiyordu.

SOSYAL MEDYADA SUÇ İÇERİĞİ TAŞIYAN YAZIŞMALAR, DELİLDİR

BSB: O halde hemen geçelim o konuya. Sosyal medyadaki bu yazışmalar hukuki anlamda bir delil niteliği taşıyor mu?

D.Y. : Türkiye’de twitter tartışmasının özellikle gezi olayları sırasında, twitter kapandı, kapanmadı tartışmasının yapıldığı süreci hatırlayalım. Sosyal medya üzerinden ciddi anlamda kışkırtıcılık hatta şiddet çağrısı yapanların şöyle bir güvencesi vardı; sosyal medya hesaplarıyla ilgili bilgileri twitter Türkiye’ye vermiyordu, vermeyeceği içinde, kendilerinin, hesabın kime ait olduğunu tespit edemeyeceğiniz durumlarda, kendilerinin asla ifşa olmayacaklarını, herhangi bir suçlama ile karşılaşmayacaklarını bekliyorlardı. Ancak Türkiye twitter ile ciddi bir anlaşma süreci yaşadı, ihtiyaç halinde bilgilerin verilmesiyle ilgili ciddi bir müzakere süreci yaşandı. Yine buna bir örnek olarak Amerika’da sosyal medya üzerinden Başkan Obama’yı aslında sadece dalga geçmekten ibaret olan tehdit’ten dolayı hemen yargılama yapıldı ve altı yıl ceza aldı ilgili kişi. Dolayısıyla burada sosyal medya üzerinden yapılan yazışmalar, konuşmalar, tehditler, suç içeriği taşıyan herhangi bir şey IP numarası, kullanıcı adı belli olduğu takdirde ebetteki bir delildir. Tıpkı benim size telefon mesajı ile herhangi bir bilgi göndermemde, telefon numaralarımız nasıl adlarımıza kayıtlıysa ve bu tespit edilebiliyorsa, sosyal medya üzerinden yapılan her tür, suç içerikli eylemde artık tespit edilebilir ve soruşturma konusu olabilir durumda. 

PROBLEM; DEMOKRATİK TÜM TEAMÜLLERİ ORTADAN KALDIRARAK BİR SİYASET DİZAYNI YAPMAK

BSB: Bu bilgiler ışığında size şunları soracağım; Paralel Yapı’nın sosyal medya hesabı ile bazı CHP’li Milletvekilleri arasındaki yazışmalar medyaya yansıdı bunun üzerinden pek çok soru soruluyor. Umut Oran ve Akif Hamzaçebi bu kapsamda CHP ve Paralel Yapı ittifakı var mıydı soruları soruluyor. Özellikle geçtiğimiz iki seçimde, pek çok haber yansımıştı medyaya. Paralel Yapı’nın pek çok üyesinin CHP’ye oy topladıklarının ve bu çağrıda bulunduklarına dair pek çok haberler, görüntüler, ses kayıtları medyaya yansımıştı. Bugüne geldiğimizde, bu yazışmalar üzerinden böyle bir iddia var. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

D.Y. : Öncelikle şunu ayırmak lazım; Türkiye’de her vatandaş dilediği siyasi partiye oy verebilir. Paralel Yapı mensuplarının CHP’ye veya X partiye oy toplamasının, bunun için çalışmasının hiçbir sorunu yok. Ancak sorunlu olan alan şu; sadece bu düzlemde kalsaydı hepimiz saygı duyardık. Demokrasi böyle bir şeydir, insanları seçme hakkı vardır dilediklerini seçerler. Ama asıl problem şu; siyaseti demokratik olmayan yollarla, siyaseti bir takım illegal dinlemelerle, siyaseti bir takım tehditlerle, şantajlarla dizayn etmek, bunun üzerinden bir siyaset mühendisliği yapmak, demokratik tüm teamülleri ortadan kaldırarak bir siyaset dizaynı yapmaktı problem.

CHP’NİN BU DURUMA DÜŞMESİ ÇOK ACIKLI

BSB: Siyasette nasıl yansımalar buldu bu iddialar? Kemal Kılıçdaroğlu bu iddiaları kabul etmiyor. Bunun yanında AK Parti konuya tepkili. Milletvekili Bülent Turan mecliste konuştu ve şöyle söyledi: CHP’nin bu hale düşmesi utanç verici. Mehmet Metiner ise: CHP, Paralel Yapı’nın üssü oldu, mesajını verdi. Daha çok şöyle yorumlar yapılıyor AK Parti tarafından; Pensilvanya emir veriyor CHP uyguluyor. Böyle yorumlar var.

D.Y. : Demokrasi kültürünü, siyaset kültürünün yerleşmesini, siyasetin belirleyici, şu anlamda belirleyici; siyaset çünkü halkın seçtiği, halkın kendisini temsil etme yetkisini verdiği birim olduğu için değerli. Halkın tercihlerini, temsilini sağladığı için değerli. Bu anlamda da siyaset kültürünü ve siyasetin güçlenmesini önemseyen birisi olarak, CHP’nin elbette ki bu hale düşmesi çok acıklı. Kaldı ki bu son sosyal medya yazışmaları, iki tane CHP Genel Başkan Yardımcısının yazışmalarıyla ortaya çıkan bir ilişki biçiminde değil bu. Bu ilişki biçimini biz Aralıktan hatta Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduğundan beri bu yana çok gördüğümüz bir dirsek teması var. Bu dirsek temasının, bu en son konuştuğumuz yazışma içeriklerinde, bir cinayet tasarrufuna kadar gelmesi, çok sarsıcı.

SORUŞTURMADA ASIL OLAN, MAHKEME KARARIDIR

BSB: 7 Haziran öncesi, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşekkür konuşmaları yapacak, mitingler düzenleyecek ve bu mitinglerin önüne geçmek için bir plan görülüyor bu yazışmalarda, sosyal medya yazışmalarında, Sümeyye Erdoğan’a suikast planı. Böyle bir şey gerçekleşirse, Erdoğan bu konuya odaklanacaktır dolayısıyla mitinglere çıkmayacaktır, AK Parti’nin oylarını olumlu yönde etkileyemeyecektir gibi bir plan var. Bundan bahsediyorsunuz. Böyle bir iddia var.

D.Y. : Böyle bir iddia var tabi. Ben bir hukukçu olarak şunu ifade etmek isterim; bir soruşturma konusunun içeriğini ancak dosya üzerinden, belgeler üzerinden incelenir. Dolayısıyla biz şuanda, medyaya yansımış haberler ve belge içerikleri üzerinden değerlendiriyoruz. Bu anlamda aslolan mahkeme kararlarıdır. Çıkan sonuca göre de, söylediklerimizi tekrar güncelleriz. Ancak sürece baktığımızda, Aralık sürecinden başlayarak ve sonrasındaki olaylardan yola çıkarak, çok üzülerek kendimde de fark ettiğim şeyi, toplumdaki ve sosyal medya üzerindeki tepkilerden hiç kimse böyle bir konunun ifşa olmasına şaşırmadı. Herkes bekliyormuş, çok trajik bir şey. Siyasette, bir siyasi partiden ya da düne kadar bir dini cemaat olduğunu iddia eden yapıdan, bu tarz çok ağır suç örgütlenmelerini, sonuçları itibari ile çok ağır suç içeren davranışları bekliyor olmak, kendi başına içerik doğru veya değil ayrı bir şeydir, kendi başına çok trajik bir durum.

CHP, PARALEL YAPI’NIN CEMAAT OLMADIĞINI ANLADIĞINDA, ONLARLA STRATEJİ VE İŞBİRLİĞİ İÇİNE GİRDİ

BSB: Bir iddia daha var. Buna da kimse şaşırmadı. CHP’li Milletvekilleri de dinlenmiş ve izlenmiş. Kırk beş CHP’li Milletvekilinin şantaj kaseti olduğu söyleniyor.

D.Y. : Onu bilemiyoruz sonuç itibariyle ama ben yeri gelmişken şunu söylemek isterim, genel olarak şöyle bir algı var; Paralel Yapı’nın tehdit, şantaj ve zorlamalarıyla bir şekilde onun dümen suyuna girdi, böyle hareket ediyor aslında şantajlar olmasa öyle hareket etmezdi gibi bir algı var. Ben buna da katılmıyorum. Dün’e kadar CHP, Paralel Yapı’nın karşısındaysa çünkü biz dini bir cemaat olduğunu var sayıyorduk ve bu yüzden karşısındaydı. Bugün bir dini cemaat olmadığını, siyasal, ekonomik bir takım beklentileri olan, hesapları olan bir yapı olduğunu gördükten sonra, bence dini bir cemaat olmadığını fark edince bir strateji ve hedef birliği var CHP ve Paralel Yapı arasında, bunu iyi görmek lazım. Sadece şantajla olan bir şey değil, bir hedef. Çünkü CHP, yine çok üzülerek söylüyorum; siyaset kültürü değerlendirmesi üzerinden söyleyeceğim, maalesef demokrasinin gelişmesi, Türkiye’de hukukun üstünlüğünün yerleşmesi, siyaset kültürünün güçlenmesi için, CHP’den hiçbir şey beklemememiz gerçeği ile karşı karşıyayız.

MİT’İN VARLIK SEBEBİ, TÜRKİYE’NİN VARLIĞINI, BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAK VE ONA SAHİP ÇIKMAKTIR

BSB: Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki; CHP’ye kumpas kuruluyor, bütün bunları MİT yapıyor. Bu iddiaya ne diyorsunuz?

D.Y. : Bunu şöyle değerlendirmek lazım; iddiaların içeriği ile ilgili tatmin edici, gerçekçi bir açıklamanız olur, sonra dersiniz ki: ‘biz asla böyle bir yazışma yapmadık, bu belgelerin tümü sahtedir.’ Bu kumpas ise sahte belgeler üretmek ile kumpas olur. Ancak belgelerin içeriği, yazışmalar gerçekse, bunların ortaya çıkarılmış olması kumpas olmaz, bunu ayırmak lazım. Eğer sahte belgeyse, tamam biz de çıkalım diyelim: ‘yapmayın, böyle şey olmaz neden sahte belge üretiyorsunuz?’ Bu kumpastır. Ama bu içerik doğruysa ve bunu ortaya çıkması söz konusu ise, o zaman bu kumpas olmaz. CHP’nin yapması gereken şey bu dur. MİT’in varlık sebebi Türkiye’nin varlığına, bütünlüğüne, Türk Devleti’nin varlığına çünkü Paralel Yapı ile ilgili soruşturma konusu da o dur; Milletin varlığını ele geçirmedir.

SÜMEYYE ERDOĞAN’A SUİKAST PLANI VARSA BUNU ORTAYA ÇIKARMAK, MİT’İN VE TÜM EMNİYET TEŞKİLATININ GÖREVİDİR

BSB: Sümeyye Erdoğan’a gerçekten bir suikast planı varsa, bunu açığa çıkarmak hakikaten de MİT’in görevidir. Bu önemli…

D.Y. : Tabi ki. MİT’in ve Emniyet Birimleri’nin bütününün görevidir. Türkiye’de emniyet gücü olarak, istihbarı olarak, bir tek Milli İstihbarat Teşkilatımız var. Dolayısıyla bunların zaten bu varlık sebebi. Kurum, varlık sebebini yerine getiriyor diye bir kumpasçılıkla suçluyor olmak, Kılıçdaroğlundan beklenebilir bir hareket tabi.
BSB: Peki, önümüzde bir seçim var. 7 Haziran seçimleri öncesinde Paralel Yapı’nın hedefinde başka neler olabilir? Sizin öngörüleriniz nelerdir?

D.Y. : Hepimiz olayları takip ediyoruz. Toplum da bu gerçeğin fazlasıyla farkında. Türkiye’de siyaset ile halkın oylarıyla bir sonuç teşkil ettiremeyen, ettiremeyeceğini de gayet iyi fark etmiş yapılar, son zamanlarda sadece kaos üzerinden hareket ediyorlar. Şuan da yapılmak istenen bir tarafıyla sosyal kaos, sokağa çağırmalar, öbür tarafıyla siyasal kaos yapılmaya çalışılıyor. Kaos ile birlikte şöyle bir algı oluşturulacak; yönetilemeyen bir Türkiye. Bunu zaten gezi olayları döneminde söylediler biliyorsunuz. Aciz kalmış bir hükümet, dolayısıyla seçimlerde, halkın algısıyla, algı yönetimi yaparak biraz daha öne geçmek, biraz daha oy almak gibi bir çaba görülüyor. Bütün bu sonuç itibariyle söyleyeceğim son cümlem olsun; bir algı yönetimiyle karşı karşıyayız.

Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Zehra Zümrüt Selçuk görevlerinden alındı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, iki ayrı bakanlığa dönüştürüldü. Aile Bakanlığı'na Derya Yanık atandı.

AKP MKYK üyesi olan yeni Bakan Yanık, aynı zamanda Yönetim kurulu başkan yardımcısı görevinde Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın bulunduğu diğer kızı Esra Albayrak'ın da kuruluşunda yer aldığı Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) yönetim kurulu üyesi.

İstanbul Sözleşmesi tartışmasında, yeni Bakan Derya Yanık AKP’lilerin “cinsiyet değişikli ameliyatlarını” arttırdığı yönündeki eleştirisine karşı çıkmıştı.

Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun İstanbul Sözleşmesi ile cinsiyet değiştirmek isteyen yaşındaki bir çocuğun devlet tarafından ailesinden zorla alınabileceğini ve ameliyatın SGK'ya ücretsiz yaptırılabileceğini söylemesi üzerine şu mesajlarla karşı çıkmıştı:

BAHÇELİ SÖZLERİ

Yeni Bakan Yanık, yılında MHP lideri Devlet Bahçeli ile ilgili yazdığı bir Twitter paylaşımında Bahçeli'ye "çapsız" demesi dikkat çekti.

İşte o mesaj:

Yanık, 10 Ekim Gar katliamından sonra yaptığı Twitter paylaşımlarında ise Bahçeli'yi etiketleyerek şunları yazmıştı:

"Size de yazıklar olsun! Ruhunuz tümüyle iğdiş edilmiş artık anladık! Gerçekten yazıklar olsun! TR'nin yönetilemez hale gelmesini iştahla bekliyorsunuz anladık! Şu halde milliyetçilikten falan bahsetmeyin artık!

Hedef kitlenizi çözdünüz, oy çoğaltmaya dönük hamleler bunlar anladık! Ama o kitle sizin sonunuz olacak, göremiyorsunuz! Biz Mizânı bekleriz; siz orada yüzünüz kara çıkacaksınız huzura!"

İşte o mesajlar:

Yanık, yılında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin photoshopla kurgulanmış fotoğrafını paylaştı ve "Bahçeli Reyiz, Cannes'a gidemeyince şöyle bir tebrik selfie'si göndermiş ;))" ifadelerini kullandı.

“İBB'YE BAŞKANLIK EDEN İLK KADIN”

yılları arasında da İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği görevlerinde bulundu.

Şubat 'da dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Londra'ya yapacağı ziyaret sırasında kendisine vekalet etmek üzere Yanık'ı seçti.

Milliyet gazetesinde o dönem konuyla ilgili yayımlanmış habere göre, Topbaş, bu kararını AKP’nin özellikle kadınların aktif bir hal almasını istemesiyle bağdaştırdı ve "İlk defa İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde bir günlük de olsa bir kadın başkanlık yapacak. Özellikle Türkiye için bunu önemsiyorum. Bu şekilde, diğer başkanlarımıza da önemli bir mesaj veriyoruz" açıklamasını yaptı.

Yanık da bu kararı "sembolik ama önemli" olarak tanımladı ve bir kadın meclis üyesi olarak bunu önemsediğini söyledi.

funduszeue.info