hristiyanların yıllık ibadetleri nelerdir / Hristiyan rituelleri nelerdir? – Cevap-Bul.com

Hristiyanların Yıllık Ibadetleri Nelerdir

hristiyanların yıllık ibadetleri nelerdir

İbadet Nedir?

İncil’i ilk okuduğumda; içinde ne kurallar, yasaklar ve özellikle ne ibadetler var diye altını çizmek için okumuştum. Ne var ki iki ritüelden başka bir ibadet göremedim. Onlarda günlük, düzenli yapılması gereken türden değillerdi. Hristiyan olmayan pek çok kişinin de yakından bildiği bu ritüeller;

Rab’bin sofrası dediğimiz ekmek ve şarap paylaşımı ve vaftiz dediğimiz suya batırılma ibadetleridir. Bu iki ibadet Hristiyanlığın temelindedir ve Mesih İsa’nın çarmıhıyla yakından alakalıdırlar. Bunları ilerde biraz daha açacağız.

Peki, Hristiyanların Tanrı’yı hoşnut etmek ve O’nunla zaman geçirmek için bir ibadete, vaaz dinlemeye, bir araya gelip beraber tapınmaya ihtiyaçları yok mu? Tanrı bunu şart (farz) koşmamış mıdır? İsa Mesih öğrencilerine nasıl dua etmeleri gerektiğini (Rab’bin Duası) öğrettiği bölümde şöyle der:

“Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Baba’nıza dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.” (Matta 6:6)

Ama İbadet bir ritüele bağlanamaz:

Biz Hristiyanlar günün her saati Tanrı’nın huzuruna çıkıp O’nunla zaman geçirebiliriz. İsa Mesih’in kendisi de Baba ile zaman geçirmek için kimi zaman tüm geceyi dağlarda geçirdi, kimi zaman sabah erken kalkıp dua etmeye gitti. Öğrencileriyle birlikteyken de onlara aynı şeyleri öğretti; beraber ilahiler söylediler, dua ettiler, ayak yıkadılar, yemekler yediler ve sık sık bir araya geldiler (Matta 26:30, Yuhanna 13-17). Aslında Mesih, kilisesinin nasıl bir araya geleceğinin ve tapınacağının çerçevesini ortaya koyuyor, ama bunu emrederek yapmıyordu. İsa Mesih, belki de Kutsal Kitap’ın en önemli ayeti olan:

“Ama içtenlikle tapınanların Baba’ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor. Tanrı ruhtur, O’na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar.” (Yuhanna 4:23-24)

sözlerini söyledi ve bunun yollarını gösterdi. İncil’de üzerinde durulan en önemli husus, iman ettiğimizde Kutsal Ruh’u alacağımızdır. Benliğin tutsağı olan bizlerin, Tanrı’nın dokunuşuna ve Ruh’un bizi içten dışa değiştirmesine ihtiyacımız vardır. Kendi kendimize iyi olamıyoruz. Mesih’in dediği gibi ağız yürekten taşanı söylüyor; eller, içte planlananları eyleme döküyor.

Değişime ve Ruh’un bize vereceği sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve öz denetim meyvelerine ihtiyacımız var (Galatyalılar 5:22-23).

İsa Mesih’in önünde diz çöküp, Tanrı’ya iman eden herkes yüreğinde büyük bir sevinç duyar. Her an Tanrı’nın huzurundadır. Kiliseye gitmek, imanlı kardeşlerle bir araya gelmek, beraber tapınmak, dua etmek, Kutsal Kitap çalışmak ve Rab’bin sözünde derinleşmek, diri imanımızın meyveleridir. Rab bizimledir ve bedenimiz O’nun Ruh’unun içinde yaşadığı tapınaktır.Rab’bin sofrası ibadetimizi şu ayetler en güzel şekilde izah eder:

“Ele verildiği gece Rab İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve şöyle dedi: “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın.”  Aynı biçimde yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: “Bu kâse kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır. Her içtiğinizde beni anmak için böyle yapın.” Bu ekmeği her yediğinizde ve bu kâseden her içtiğinizde, Rab’bin gelişine dek Rab’bin ölümünü ilan etmiş olursunuz.” (1. Korintliler 11:23-26)

Rab’bin fedakârlığını anmak, O’nun acılarına paydaş olmak için yaptığımız bu ibadet Hristiyan hayatının temel taşlarından biridir. İnanlılar topluluğu ile beraber, dua edilerek bir düzen içerisinde alınır. Ne sıklıkla yapılacağı size bırakılmıştır. Vaftiz ise yine semboliktir ama çok derindir. Mesih nasıl çarmıhta ölüp 3. gün Tanrısal hayatına bedende dirildiyse, bizde suya batırıldığımızda dünyasal hayatımıza ölür ve çıktığımızda ruhsal ve Tanrısal bir hayata adım atarız. Tabi ki vaftiz olmadan önce yüreklerimizde buna hazır olmamız gerekir. Yine yetkili bir imanlı tarafından, dualarla ve bir düzen içerisinde yapılan bir ibadet. Bir imanlının, ömründe bir kere vaftiz edilmesi yeterlidir.

Görüleceği gibi Hristiyanlığın merkezindeki bu iki ritüel (ibadet) dışsal olmaktan ziyade, taşıdıkları mana itibariyle, bizim Yaşayan Diri Tanrı’ya adanmışlığımızın, özde tapınmamızın ve Mesih’e olan itaatimizin göstergesi olarak önemli ve değerlidirler. Bunun haricinde de bir Hristiyanın tüm yaşamı ibadetlerle doludur. Rab’den, “komşunu kendin gibi seveceksin” diyen emri aldık. Bu yüzden yoksullara, düşkün olanlara, tüm ihtiyaç sahiplerine, mahpustakilere, yetimhanedekilere yardım eli uzatmayı kendimize borç biliriz. Çünkü biliriz ki Kutsal Kitap:

“Tanrı sevgidir. Sevgide yaşayan Tanrı’da yaşar, Tanrı da onda yaşar. Yargı gününde cesaretimiz olsun diye sevgi böylelikle içimizde yetkin kılınmıştır. Çünkü Mesih nasılsa, biz de bu dünyada öyleyiz.” (1. Yuhanna 4:16-17)

der. Hristiyan yaşamında oruç ve ondalık (kazancın onda birini Rab yolunda harcama) vermek de vardır. Ama bunlar da şartlı bir düzene bağlanmamıştır. Kimisi bir, kimisi üç gün bir şey yiyip içmez. Kimisi de bir hafta yada 40 gün sadece su içer ama katı yiyecek yemez. Bazen orucu; bizleri gereksiz yere çok meşgul eden dünyasal şeylerden uzak durarak tutarız, örneğin televizyon ya da sosyal medyadan bir müddet uzak durmak gibi. Orucun özü, kendimizi bedenin tutkularından arındırıp Tanrı’ya yaklaşmak, O’na adanmışlığımızı göstermektir. Ondalık konusu ise yine sadece finansal olarak değil, ama zamanımızı ve bilgimizi ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak üzere Tanrı’nın bereketini aramaktır. Kutsal Kitap’ta, Tanrı, ondalıklarımızı verdiğimiz takdirde göğün kapaklarını açacağını ve üzerimize bereketler yağdıracağının sözünü verir (Malaki 3:10-12). Cömertliğin kaynağı olan Tanrı, elimizdeki tüm değerleri bundan yoksun olanlarla, mümkün olduğu kadar paylaşmamızı ister ki,

“Çok toplayanın fazlası, az toplayanın da eksiği yoktu” diye yazılmış olduğu gibi, eşitlik olsun. (2. Korintliler 8:15) der. Ne mutlu hayatını Tanrı’yı hoşnut etmek için yaşayanlara!

Esen Kalın.

Günümüz Yahudi ve Hristiyanların inanç ve ibadet şekillerini açıklar mısınız?

Değerli kardeşimiz,

Yahudi İnanç ve İbadet Şekillleri

Yahudilik'te en önemli iman esasını, Allah'ın varlığına ve birliğine olan inanç teşkil eder.(3) O'nun birliği, yaratılmamışlığı, evvelinin ve sonunun bulunmayışı, her şeyi bilişi, bütün varlıkların Yaratan'ı oluşu vb. gibi Allah inancı vardır.

İnançlarına göre Tanrı'nın en sevgili milleti Yahudilerdir. Bunun en büyük delili, Tanrı'nın İsrâiloğulları ile Musa'nın şahsında Sina'daki ahitleşmesidir. İnançlarına göre Tanrı, insanlığı aydınlatmak ve mutlu kılmak için İsrailoğulları'nı seçmiş, "nebi"lerini görevlendirmiştir. Bu konuda Musa'nın önemli bir yeri vardır. Çünkü Tevrat O'na verilmiştir. Tanrı, evreni devamlı olarak idare etmektedir. O'nun gücünün yetmeyeceği hiçbir iş yoktur.

Yahudilik'te ahiret inancı tarihi bir gelişme izlemiştir. Tevrat'ın bazı hükümlerinde ahiret inancına dair işaretler bulunmaktadır.

Eski Yahudilik'te iyi, kötü, ölen bütün insanlar "Şoel" adı verilen bir yere gidecekler, orada kederli bir şekilde varlıklarını sürdürecekler, ruhları da mezarda kalacaktır. Yahudilik'te ahiret inancı konusunda, daha sonraki dönemlerde birtakım gelişmeler olmuş, yeniden dirilme, ebedî hayat, yargılanma, cennet, cehennem vb. inançlar vardır.

Yahudiler ibadetlerini "sinagog"larda yaparlar. Sinagoglarda rulo halinde el yazması Tevrat tomarlarının saklandığı, Aron ha-Kodes denilen, Kudüs'e yönelik kutsal bir bölme vardır. Sinagoglarda Yedi Kollu Şamdan (Menora) da bulunur. Bundan ayrı olarak Kral Davud'un mührü kabul edilen iki üçgenden meydana gelmiş Magen David denilen altı köşeli bir yıldız da vardır.

Yahudiler sinagoglarda Tevrat'tan bazı parçaları sesli bir şeklide okurlar. Tevrat rulolarının bohçalardan çıkarılarak haham tarafından okunması, ibadetin en önemli anıdır. Yahudiler sinagog dışında evlerde de ibadet ederler. Nitekim evlerde giriş kapısının arkasında "Mezuza" denilen, rulo haline getirilmiş Tevrat cümlelerinin yazılı olduğu mahfazalar asılıdır. Eve giriş çıkışta Yahudiler bu mahfazaya dokunarak parmaklarını öperler. İbadet, Kudüs'e yönelerek yapılır. Başa takke, sırta cüppe alınır. Kadınlar ibadete katılamaz, ancak başları örtülü olarak ibadeti seyredebilirler.

Yahudi dininin esasını ilâhiler teşkil eder. İbadet esnasında okudukları bazı klişeleşmiş dua ve ilâhiler vardır. Dua, dindar Yahudinin hayatında önemli bir yer işgal eder. Yahudilikte ibadet günlük ve haftalık olmak üzere ikiye ayrılır. Günlük ibadet sabah, öğle ve akşam yapılır. Haftalık ibadet ise Cumartesi (Sabbat, yevmu's-sebt) günü havra (sinagog)'da icra edilir.

Yahudiler sabah ayininde bir dua atkısı (Tallit) alırlar. Sabah ayininde, sol pazu ile alna birer dua kayışı bağlanır. Dualar ayakta, oturarak vücudu sallayarak ve secdeye kapanmak suretiyle okunur. Geleneklerine bağlı Yahudiler bu esnada özel bir elbisede giyerler. Toplu dualar on üç yaşına girmiş en az on kişinin iştirakiyle yapılır.

Cumartesi ibadeti, cuma akşamı güneşin batmasıyla başlar, cumartesi akşamı sona erer. Bu ibadet sinagogta yapılır. Bu maksatla cumartesi günü ateş yakmak, çalışmak, taşıt kullanmak vb. yasaktır.

Yehova Musevîlerinin millî ve hâkim bir Tanrısı'dır. İnsan da O'nun kulu durumundadır. İnançlarına göre Yehova sadece İsrâiloğulların'a şefaat eden, kıskanç bir Tanrı'dır. İsrâiloğulları yabancı bir ülkede de O'nun tarafından korunacaktır. O, İbrahim, İshak ve Yakub'un Tanrısı'dır.

Yahudilik de (Musevilikte) oruç gereklidir. Yılda birkaç kez oruç tutulur. Özellikle Yom Kippur'da (Kefaret Günü) oruç tutulması öngörülür. Yenilmez, içilmez. Deri elbise giyilmez. Yağ ve krem sürülmez. Cinsî münasebette bulunulmaz. Genelde oruç günlük işlerden uzaklaşmak için bir vasıtadır. Arabistan'ın çesitli bölgelerinde yaşayan Yahudiler oruç tuttuklarinda yatsıdan sonra da bir şey yemezlerdi. İmsak önceki akşam güneş batarken başlar. O gece ve ertesi gün ilk iki yıldız görününceye kadar da yemek içmek yasaktır. Bu süre yaklaşık yirmi beş saattir.

Hristiyanlık inanç ve İbadet Şekilleri

Hristiyanlık monoteist bir dindir, İncillerde ve diğer mukaddes metinlerde bu anlayışı destekleyen ifadeler mevcuttur. Ancak yine aynı metinlerde ve kilisenin sahih kabul ettiği incil metinlerinde isa için "Tanrı'nın Oğlu" Allah için de "Baba" terimlerinin kullanıldığı görülmektedir. Hristiyanlığın mukaddes kitabı'nda geçen "Ben ve Baba biriz", "Babanızın Ruhu", "Allah'ın Ruhu" vb. deyimler, bunlar teslis olarak yorumlanmaktadır.

Hristiyanlıktaki iman ikrarına giren esasların nelerden oluştuğu İncil metinlerinde açık bir şekilde yer almamakla beraber, bu prensiplerin ilk Havariler Konsili'nden itibaren tesbite başlandığı, son şeklini ise IV. ve V. yüzyıldaki konsillerde aldığı yaygın bir kanaat halindedir. Bununla beraber inançlar konusunda gerek kiliseler, gerek mezhepler arasında bazı ortak ana unsurlar bulunduğu gibi farklı anlayışlar da vardır.

Hristiyan Mukaddes Kitabı'nda "teslis" kelimesi veya O'na iman etmeye çağıran açık bir ifade mevcut değilse de İsa (as)'ın , "Baba, Oğul ve Ruhu'l-Kuds ismiyle vaftiz eyleyin" şeklinde Havarilere emir verdiği bilinmektedir. Ancak ilk konsillerde bu konu tartışılmış, İznik Konsili (325) 'nde Ruhu'l-Kuds'ün tanrılığı karara bağlanmıştır.

Bazı dinler tarihçilerine göre, monoteizm inancının hâkim olduğu Yahudi çevresinde çıkmış olan "teslis" inancı, büyük bir ihtimâlle İsa (as)'nın tanrılaştırılmasının tabiî bir sonucu telâkki edilmelidir. Bunun yanında Ruhu'l-Kuds'ün de ayrı bir ilâhî varlık sayılması üç ayrı tanrı anlayışına zemin hazırlamıştır. Daha sonraki dönemlerde birtakım kelâmî ifadelerle açıklanmaya çalışılan teslisin üç unsuru (Baba, Oğul, Ruhu'l-Kuds) bir ulûhiyetin üç ayrı görüntüsü olan bugünkü formülün benimsenmesiyle noktalanmıştır.

Hristiyanlara göre teslis öyle büyük ve gizemli bir kavramdır ki, sırf insan aklı onu derinliği ve şümulü ile kavrayamaz. Bu bakımdan, mahiyet ve köklerini araştırmaya girişmeksizin insanın O'na inanması gerekir. Bununla beraber Hristiyanlık'taki inanç esaslarının bütün mezheplerce aynı şekilde benimsendiğini söylemek mümkün değildir.

Hristiyanlıktaki melek inancının temeli onların masum ve ruhanî varlık oluşlarıdır. Ancak kilise bu ruhanî varlığı cisimlendirerek açıklamaktadır. Onlara göre melekler Allah'a yardımcı olmakla görevlidirler. Ancak bazı Hristiyan mezheplerinde melekler, insanlar gibi günah işleyebilir olarak algılanmıştır. Onlardan bazılarına "Tanrı'nın Kızları" adı verilmiştir.

Hristiyanlar Pazar günü kiliselere giderek ibadetlerini yerine getirirler; İncil'den bazı bölümler okunur.

Hristiyanlıkta oruç genelde yılın belirli ayı için konmuş bir ibadet biçimi değildir. Kiliselerin ibadet takvimlerinde cemaati teşvik ve bir hatırlatma olarak oruç dönemleri yer almasına karşın Hristiyanlar diledikleri zaman oruç tutabilirler.

Hristiyanlık da alkol ve cinsî münasebet oruç sırasında yasaktır. Günlük işler asgariye indirilir. Oruç, genelde, istiğfar için, bolluk içinde yaşamanın idraki içindir. Özellikle Katolikler ve Ortodokslar kırk günlük Büyük Perhiz ile Noel'den önceki Advent dönemlerinde oruç tutarlar. Protestan kiliseleri oruç tutmayı üyelerinin vicdanlarına bırakırlar.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Cevap-Bul.com

  • Cankurtaranlar
  • İçindekiler

    Hristiyan ritüelleri nelerdir?

    İsa’nın dirildiği, havarilerine göründüğü ve kilisenin kurulduğu gün olmasından dolayı kutsal bir gün kabul edilir. Pazar günü ibadeti sabah ve akşam olmak üzere kilisede ve papaz eşliğinde yapılır. Ekmek – Şarap Ayini pazar günü yapılan ibadetlerden biridir. Papaz günahların bağışlanması için tövbe konuşması yapar.

    Hristiyanlar nasil ibadet eder?

    Yıllık ibadetler, bayram ve anma günü şeklindedir. Noel, Epifani, Paskalya, Haç Yortusu, Meryemana Günü bunlardandır. Yıllık ibadetlerde Kilise Takvimi kullanılır.

    Ibadethaneler nelerdir?

    Tapınaklar/İbadethaneler/Mabetlerin İsimlendirilmesi Bir tapınağı (ibadethane ya da mabet), tapınma ve ibadet olarak belirtilen adetlerin, dini ritüellerin ve uygulamaların gerçekleştirildiği yer/yapı olarak ifade edebiliriz. Tapınaklar kutsal kabul edilen ve bu kapsamda değerlendirilen yapılardır.

    Hristiyanlar neden günahkâr doğar?

    Orijinal Günah ya da Aslî günah, Hristiyan inanışına göre Adem ve Havva’nın Aden Bahçesi’nde günah işlemesi ve bu yüzden tüm insanların doğuştan günahkar ve kusurlu olmasıdır. Katolik Kilisesi’nin temel öğretilerindendir. İsa’nın çarmıha gerilmesi de bu günahı telafi etmiştir.

    Hangisi Hristiyanlığa ait bir ibadettir?

    Hristiyanlık inancına sahip olup, İsa’ya iman eden kişiler vaftiz olurlar. Vaftiz, Ortodoks Kilisesi’nde suya girmeyi gerektirirken, Katolik Kilisesi’nde ise üzerine su serpmekten ibarettir.

    Hristiyanların günlük ibadetleri nedir?

    O halde bir Hristiyan’ın günlük ibadetini özetlersek, ilahi teganni etmek, mez- mur terennüm etmek, kutsal kitaptan bir parça okumak ve genel bir dua etmek şeklinde sayılabilir.

    İbadet yerlerinin isimleri nelerdir?

    Bir tapınağı (ibadethane ya da mabet), tapınma ve ibadet olarak belirtilen adetlerin, dini ritüellerin ve uygulamaların gerçekleştirildiği yer/yapı olarak ifade edebiliriz. Tapınaklar kutsal kabul edilen ve bu kapsamda değerlendirilen yapılardır.

    Kaç çeşit ibadethane vardır?

    2003 yılından bu yana yıllar itibarıyla ibadethane statüsü için kilise ve havralarca yapılan başvurularla ilgili istatistiki veri bulunmamakla birlikte, ülkemizde 2019 yılı itibariyle 398 kilise, 38 sinagog, 3 havra olmak üzere toplam 439 ibadethane bulunmaktadır.

    Taishan Dağı Budistlerin kutsal mekanı mı?

    Çin’in doğusundaki Shandong eyaletinde bulunan Taishan Dağı, Tai’an şehrinde yer alıyor. Çin’de büyük tarihi ve kültürel öneme sahip bir dağ olan Taishan’ın en yüksek noktası 1532 metrede bulunuyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan bu dağ, 3000 yıl boyunca bir ibadet dağı olarak kullanılmış.

    Rumnindei Budistlerin kutsal mekani midir?

    Budizm’in Kutsal Mekânları Rumnindei (Yeni Delhi): Buda’nın doğum yeridir. Bodh-Gaya (Allahabad): Bodhi ağacının bulunduğu ve Buda’nın aydınlandığı yerdir. Varanasi (Nepal): Sekiz dilimli yol, Buda’nın ilk vaaz verdiği yerdir.

    Paskalya Bayramı: Ne zaman, nasıl kutlanır?

    Tüm Hristiyanlar tarafından kutlanan en önemli ve en eski bayramlardan biri olan Paskalya'da Hz. İsa'nın yeniden dirilişi (Paskalya Bayramı) kutlanmaktadır.

    Katolik ve Ortodoks kiliselerinde tıpkı Noel Bayramı gibi farklı dönemlerde kutlansa da Paskalya, yaklaşık olarak mart ile nisan sonuna kadar olan dönemdir. Paskalya Bayramı için modern dünyada belirli bir tarih belirlenmeye çalışıldı. Nisan ayının ikinci pazar günü üzerinde durulsa da uygulamaya geçilmedi. Dünya kiliselerinin çoğunda pazar günü kutlanan Paskalya Günü, Kıyam Yortusu ya da Diriliş Günü olarak da adlandırılır.

    Yahudilerin 500 yılı aşkın bir süre Mısır egemenliğinde köle olarak yaşamasından sonra Hz. Musa önderliğinde bu ülkeden çıkmasını temsil eden Pesah Günü (Fısıh Bayramı) vardır. Hristiyanlar, Hz. İsa'nın Fısıh Bayramı’nın hemen öncesinde çarmıhta can verdiğine ve bittikten sonra da dirildiğine inanırlar. Bu hafta Hristiyanlar tarafından 'Kutsal Hafta' olarak adlandırılmış olup Paskalya ve Fısıh Bayramı peşpeşe gelir.

    Yahudiler ise Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği günü Pesah yani 'Hamursuz Bayramı' adıyla baharın ilk dolunayından sonraki 14'üncü günde kutlamaktadır.

    Süryanilerin temmuz ayında kutladıkları Meryem Ana Paskalyası adı verilen yortu da Paskalya kavramı içine girer.

    İngilizce'de Easter olarak bilinen Paskalya diğer Batılı dillerde de Eastre, Ostern ya da Pasen, Paskar gibi isimlerle anılır. Türkçe'ye Rumca Pashalia sözcüğünden türeyerek girmiştir. Kelime anlamı 'geçiş, geçmek' demektir.

    Hristiyanlar Paskalya'da hangi ibadetleri ve ritüelleri uygular?

    Hz. İsa'nın milattan sonra (M.S.) 29–33 yılları arasında çarmıha gerildiği belirtilse de Paskalya bayramına dair en eski kayıtlar 2. yüzyıla aittir. Bununla birlikte Hz. İsa'nın dirilişinin anılması muhtemelen daha eski tarihlere dayanıyor.

    Paskalya döneminin kutlanışı ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Kilisede yapılan ayinler dışında en yaygın kutlama şekli Hristiyanlığa inananların birbirine genellikle çikolatadan yapılan Paskalya tavşanı ve farklı renklere boyanan ve haşlanan Paskalya yumurtası hediye etmesidir. Paskalya Günü için evlerde özel çörekler (Paskalya çöreği) yapılır, mumlar yakılır ve dualar okunur.

    Büyük perhiz (oruç) nedir?

    Paskalya, perhizle geçen beş haftalık (Büyük Perhiz veya Lent) bir hazırlık dönemi ile son haftayı (Kutsal Hafta) kapsar. Paskalya Günü'nde (Diriliş Günü) sona erer. Hristiyanlar bu 'Lent' döneminde 40 gün boyunca hayvansal gıda tüketmezler.

    II. yüzyılda yazılan Didakte kitabına göre Hz. İsa inananlarına çarşamba ve cuma günü oruç tutmalarını buyurmuştur. II. yüzyıldaki kiliselerin bu orucu Diriliş Bayramı'ndan önce (Paskalya) tuttukları bilinmektedir.

    Paskalya gecesinde ayin düzenleme ve vaftiz törenleri yapmak hem Katolik hem de Ortodoks kiliselerince uygulanır. Rum ve Rus Ortodoks kiliselerinde kilise dışında bir ayin alayı düzenlenir. Alaya katılanlar kiliseden çıkarken hiç ışık yakmaz ancak Hz. İsa'nın dirilişini simgelemek için dönüşte yüzlerce mum yakılır.

    nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir