milli mücadelenin ilk genelgesi / Havza Genelgesi - Vikipedi

Milli Mücadelenin Ilk Genelgesi

milli mücadelenin ilk genelgesi

THE IMPORTANCE OF MUSTAFA KEMAL PASHA IN NATIONAL STRUGGLE OF SAMSUN AND HAVZA ACTIVITIES

Öz:

Mustafa Kemal Pasha, who was sent to Samsun as the inspector of the ninth army continent, had met with local authorities in order to eliminate the insecurity caused by the Greek gangs. Mustafa Kemal Pasha, who communicated with the commanders and governors in Anatolia, tried to gather them around the National Struggle. Mustafa Kemal Pasha's plan was to ensure unity and solidarity for the National Struggle and to complete the organization. In his telegram to Istanbul, Mustafa Kemal Pasha stated that the British occupied Samsun without informing the local administrators, that this situation interrupted the influence of the state and that the British cooperated with the Greeks. Mustafa Kemal Pasha, who went to the Havza, induced that the people around him should not despair and believe that the country would be saved. Here, Mustafa Kemal Pasha, who issued the Havza Circular, the first national reaction in the National Struggle, signed the first official revolt against the invasions. This circular requires the establishment of national organizations, rallies in response to invasions, the Istanbul government and the Allied States to send telegrams, the use of the Allied Powers as a reason for the occupation of the security of the Christian people, the need to awaken the national authority. Mustafa Kemal Pasha, who aimed to make people adopt the National Struggle and determine it as a method with resistance and rallies, had left behind an important stage in achieving the goal he had kept secret since Istanbul. Before Erzurum and Sivas Congresses, the activities of Mustafa Kemal Pasha were one of the most important actors in directing the National Struggle.

Anahtar Kelime:


Konular:

Havza Genelgesi (28 Mayıs ): Samsun’a çıktıktan sonra bölgede İngiliz işgal kuvvetlerinden cesaret alan Rum çetelerinin faaliyetlerinden dolayı karargâhını daha emniyetli bir yere nakletmek isteyen Mustafa Kemal Paşa, 25 Mayıs ’da Kavak üzerinden Havza’ya geçmiştir. Havza’ya geldikten sonra şehrin ileri gelenlerini Müfettişlik karargâhında kabul eden Mustafa Kemal Paşa, memleketin genel durumunu ve işgalcilerin niyetlerini açıkladıktan sonra, “Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi kurtaracağız.” demek suretiyle gelecekle ilgili umudunu belirtmiş ve bu konuda harekete geçilmesini tavsiye etmiştir. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin önderliğinde şehir merkezinde halkın katılımı ile büyük bir miting tertip edilmiş ve ülkenin kurtuluşu için silahlı direnişe geçilmesi konusunda fikir birliğine varılmıştır. İzmir’in Yunanlar tarafından işgali karşısında yeterli tepkiyi göstermeyen İstanbul Hükûmeti İtilaf Devletlerinin merhamet ve insafına sığınmaktan başka çare bulamamıştır. Önce İzmir’in, ardından Manisa ve Aydın’ın işgali ile başlayan Yunan saldırı ve zulümleri hakkında millet daha aydınlanmamış; millî varlığa açıktan açığa yapılan saldırılar karşısında herhangi bir tepki ve şikayet gösterilmemiştir. Mustafa Kemal Paşa Havza’ya geldiğinde verdiği emirlerle, halkın öncelikle işgaller karşısında uyarılması ve bilinçlendirilmesi düşüncesiyle Anadolu’nun her tarafından mitingler tertip edilmesini istemiştir. İşgaller karşısında Mustafa Kemal Paşa, 28 Mayıs tarihinde valilere ve bağımsız mutasarrıflıklara, Erzurum’da 15’inci Kolordu, Ankara’da 20’nci Kolordu ve Diyarbakır’da 13’üncü Kolordu Komutanlıkları ile Konya’da İkinci Ordu (Yıldırım) Kıt’aları Müfettişliğine gönderdiği genelgede, İzmir’in ve ardından Manisa ile Aydın’ın işgale uğramasının gelecekteki tehlikeyi daha açık olarak ortaya çıkardığını, buna karşı sürekli ve canlı tepkilerin gösterilmesi için mitingler yapılmasını, İstanbul Hükûmeti başta olmak üzere yabancılara ve diğer gerekli yerlere telgraflar çekilmesini, birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesini tavsiye etmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın bu talimatı üzerine her yerde gösteri toplantıları yapılmaya başlanmıştır. Bazı yerlerde işgalciler tarafından engellemelere rağmen, Türk halkı Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye cemiyetlerinin yönlendirmeleriyle işgalleri protesto mitinglerini büyük katılımlarla gerçekleştirmiştir. Mayıs tarihlerinde ülkenin pek çok yerinde işgalleri protesto mitingleri gerçekleştirilmiştir. Bu sırada Mustafa Kemal Paşa, 29 Mayıs tarihinde Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa’ya gönderdiği şifre telgrafta, yapılan mitinglerin İtilaf devletlerinin Türk milletini izzeti nefsine ve meşru haklarına saldırmalarından kaynaklandığını belirtiyordu. Ayrıca bu heyecanın memleketin en ücra köşesini dahi içine alacak şekilde genişlediğini, hükûmet memurları ile askerlerin şimdilik tamamen tarafsız kaldıklarını ve metanetlerini muhafaza ettiklerini açıklayarak İstanbul’dan gelebilecek tepkileri azaltmaya çalışıyordu. Öte yandan Mustafa Kemal Paşa, 30 Mayıs tarihinde Havza’da şehrin ileri gelenleri ve halkın katılımıyla işgallere karşı büyük bir protesto mitingi düzenlemiştir. Mitingden sonra her türlü saldırının silahla önlenmesi için and içilmiştir. Öte yandan Mustafa Kemal Paşa, 3 Haziran tarihinde müfettişlik mıntıkasındaki kolordu komutanları ile vali ve mutasarrıflıklara gönderdiği telgrafta, Paris’te toplanacak barış konferansına gidecek heyetle ilgili olmak üzere millî vicdanın kesin isteğine uygun kararlar alınmasının gerekliliğini bildirerek Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye cemiyetlerinin Türk milletinin haklarının korunması yolunda hemen harekete geçmesi gerektiğini ifade etmiştir. İstanbul hükûmetinin mitinglere ilk tepkisi işgal kuvvetleri tarafından daha önceden tutuklanmış olan altmışyedi Türk devlet adamının Malta’ya sürgün edilmeleri ve Mustafa Kemal Paşa’nın 6 ve 8 Haziran tarihli yazılarla İstanbul’a geri çağrılması olmuştur. İstanbul hükûmetinin geri çağırma teklifini reddeden Mustafa Kemal Paşa, halk ile yaptığı görüşmelerle, Havza’dan gönderdiği genelgede de anlaşıldığı üzere, Anadolu’da başlatılmış olan ve gücünü Türk halkından almaya kararlı olan Millî İrade’nin sözcüsü bir lider olarak ortaya çıkmıştır. İstanbul hükûmeti başta olmak üzere işgal kuvvetlerine karşı milli çıkarları çekinmeden korkusuzca savunan biri olarak faaliyetlerini sürdürmüştür. Mustafa Kemal Paşa, 25 Mayıs Haziran tarihleri arasında toplam 19 gün Havza’da kalmıştır. Bu süre zarfında müfettişlik mıntıkasında bulunan halkın her türlü işgale karşı uyarılması konusunda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu arada Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’daki fikirlerini sistemleştirmiş, Millî Mücadele hareketinin stratejisini belirlemiştir. Buna göre, dört önemli hareket tarzı geliştirmiştir. Bunlar sırasıyla belirtmek gerekirse;

1. Millî varlığa vurulan darbelere karşı milletin etkin bir şekilde uyandırılması ve harekete geçirilmesinin sağlanması, bu amaçla yetki alanının içinde ve dışında kalan askerî ve mülkî yetkililerle millî kuruluşlara gizli açık gönderilen bildirilerle işgallere karşı mitingler yapılması, İstanbul hükûmetinin uyarılması, yabancı ülke temsilcilerine protesto telgrafları çekilmesi,

2. Ordunun millî harekete desteğinin sağlanması ve bunun devamlı olması, bu maksatla ordu mensuplarının yönlendirmeleriyle mitinglerin düzenlenmesi,

3. Düşman işgallerine tepki olarak kurulmuş olan millî cemiyetlerin ortak bir amaç etrafından birleştirilmesi, böylece Millî Mücadele hareketinin bütünleştirilmesi,

4. İstanbul ile ilişkilerin devamı ve geleceği konusunun belirlenmesi, millî iradenin her bakımdan hâkim kılınması ve her gücün üstünde bir kuvvet olarak benimsenmesi, bundan böyle İstanbul’un Anadolu’ya hâkim olmak yerine tabi olmasının sağlanması şeklinde belirlenmiştir.

Havza genelgesinde ortaya çıkan sonuçlara bakıldığından bütün bunların, kısa bir süre sonra Amasya Genelgesi’nde daha açık ve belirgin bir şekle dönüştürüldüğü görülecektir. Yapılan çalışmalar, işgalciler ve İstanbul hükûmetinin engellemelerine rağmen aksatılmadan yürütülmüş, ordu başta olmak üzere Mustafa Kemal Paşa’nın yönlendirmeleriyle Türk halkı tarafından Millî Mücadele hareketi benimsenmeye başlanmıştır. Bu aşamadan itibaren bütün etkinliklerin, çalışmaların ve her türlü girişimin millet adına yapıldığının halka anlatılmasıyla Türk halkının bu eylemlere katılımı sağlanmıştır. Böylece Amasya Genelgesi’nin hazırlanmasına uzanan süreç, kendiliğinden gelişmiştir. Mustafa Kemal Paşa; Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 24 Eylül ’de ikinci, 18 Eylül ’de üçüncü ve son olarak 22 Kasım ’da dördüncü kez Havza’ya gelerek Havzalıları onurlandırmıştır. Cumhurbaşkanı olarak 24 Eylül tarihinde, Havza’yı ziyaretlerinde Havzalılara yaptığı konuşmada, &#;Muhterem Havzalılar! İlk cür&#;eti, ilk cesareti gösteren; ilk teşkilatı yapan sizlersiniz. İnkılap ve Cumhuriyet tarihinde kahraman Havza&#;nın ve Havzalıların büyük bir yeri vardır.&#; diyerek Havza’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecindeki önemine vurgu yapmıştır.

Zekeriya TÜRKMEN

KAYNAKÇA

AKÇAKAYALIOĞLU, Cihat, Atatürk Komutan, İnkılâpçı ve Devlet Adamı Yönleriyle, ATASE Bşk.lığı Yay., Ankara

Askerî Tarih Belgeler Dergisi, S 82, Belge nr: , Genel Kurmay ATASE Başkanlığı Yayını, Ankara

ATATÜRK, Kemal, Nutuk , Yay. Hz. Zeynep Korkmaz, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara

Atatürk’ün Samsun’a Çıkışı ve Kurtuluş Savaşının Başlatılmasına Dair Belgeler, ATASE Bşk.lığı Yay., Ankara

BIYIKLIOĞLU, Tevfik, Atatürk Anadolu’da (), Ankara

Gnkur. ATASE Bşk.lığı Arşivi.

GOTTHARD, Jaschke, “Havza’da Mustafa Kemal Paşa”, Belleten, S , Ankara-Nisan , s

Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, S ,

KURTCEPHE, İsrafil, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Askerî Hayatı”, Türkler, C 16, Ankara , s

ÖZDEMİR, Hikmet, Amasya Belgelerini Yeniden Okumak, Amasya

SELEK, Sabahattin, Millî Mücadele I, Anadolu İhtilali, İstanbul

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Cilt I, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara

TÜRKMEN, Zekeriya, “Millî Mücadele’de İstanbul Mitingleri”, Askerî Tarih Bülteni, S 48, Ankara-Şubat , s

TÜRKMEN, Zekeriya, Devlet Merkezine Gönderilen Raporlara Göre Batı Anadolu’da Yunan Mezalimi, Ankara

TÜRKMEN, Zekeriya, Millî Mücadele Yıllarında İstanbul Mitingleri, Ankara

TÜRKMEN, Zekeriya, Yeni Devletin Şafağında Mustafa Kemal (Ekim Ocak ), Ankara

24/06/ tarihinde funduszeue.info adresinden erişilmiştir

Görüntülenme Sayısı

Milli M&#;cadele'nin ilk adımı yılında

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, milli mücadele planlarıyla, 19 Mayıs 'da ilk adımı attığı Samsun, yılında da ulusal kurtuluş mücadelesindeki rolünün ve Büyük Önder'in izlerini gururla taşıyor.

AA muhabirinin tarihi kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Limni adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında, 30 Ekim akşamı Mondros Mütarekesi imzalanır. Çanakkale'de Türk askerinin destan yazmasına rağmen, düşman gemileri Çanakkale Boğazı'ndan geçerek İstanbul'a demirler, 15 Mayıs 'da İzmir İşgal edilir.

                    

Karadeniz Bölgesi ise işgal güçlerinin iştahını kabartmaktadır. İngiltere, Yunanistan'ın Karadeniz kıyılarında bir Pontus Rum devleti kurma isteğine destek vermektedir. Mondros Ateşkes Antlaşması'nın, "İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır." maddesi Rum çetelerine güç verir.

Samsun ve çevresindeki Rumlar, Mart tarihinde Samsun'a asker çıkaran İngilizleri de arkalarına alıp, yaptıkları çete baskınlarıyla kargaşa çıkararak bölgeyi İtilaf Devletleri'nin işgaline açmak istemektedir.

yılının mart ve nisan aylarında Rum çetelerinin saldırıları artmaya başlar ve Türk çetelerinin kargaşa çıkardığı iddia edilerek İngilizler, Osmanlı hükümetine 21 Nisan 'da bölgede asayişin sağlanması için nota verir. "Eğer siz asayişi sağlayamazsanız biz Samsun'a çıkıp bölgeyi işgal edeceğiz" anlamı taşıyan notanın ardından Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilir.

İstanbul Şişli'deki evinden 16 Mayıs'ta annesi ve kardeşi ile vedalaşarak ayrılan Mustafa Kemal Atatürk'e, vapura binmeden, "Bandırma Vapuru'nun Karadeniz'de batırılacağı" istihbaratı iletilir.

Atatürk, o gün yaşadıklarını şöyle anlatır:

"Bir an yalnız kaldım ve düşündüm. Bu dakikada düşmanların elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar mıydı? Beynimden bir şimşek geçti. Tutabilirler, sürebilirler, fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz'in coşkun dalgaları arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıklı idi. Ancak benim için artık yakalanmak, tutuklanmak, sürülmek, düşüncelerimi yapmaktan alıkonmak hepsi ölmekle denk idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rıhtımına geldim."

Büyük Önder, zihnindeki kurtuluş mücadelesi planlarıyla, Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan yola çıkar. Bandırma Vapuru, Kız Kulesi önünde durdurulur. İtilaf devletleri askerleri vapurda denetim yaptıktan sonra Bandırma Vapuru yoluna devam eder. Mustafa Kemal, kaptan İsmail Hakkı Durusu'ya, sahile yakın bir rota çizmesini söyler.

Bandırma Vapuru, üç gün sonra Sinop'a varır. Mustafa Kemal Sinop'ta karaya çıkar. Samsun'a kara yoluyla gitmek için yolun durumunu ve araç sorar. Ancak ne yol ne araç vardır. Aldığı bu yanıtla Mustafa Kemal ve beraberindekiler tekrar vapura binerler.

Samsun'a varış

19 Mayıs Pazartesi günü Bandırma Vapuru Samsun sahiline demir atar. Mustafa Kemal ve arkadaşlarını, ilk olarak Havuzlu İsmail'in kullandığı sandalla Kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey karşılar.

Birinci Dünya Savaşı'nda Ruslar tarafından kentin bütün iskeleleri bombalanmış ancak bir tek kentte sigara üreten Fransızlara ait Reji İskelesi sağlam kalmıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşları, Samsun'a ilk adımlarını, diğer adı Reji İskelesi olan Tütün İskelesi'nden atar.

Karakaş Mustafa lakaplı kayıkçının karaya çıkardığı Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Samsun'da küçük bir grup karşılar. Karşılamada Samsun Mutasarrıfı İbrahim Ethem Bey bulunmamaktadır. Mutasarrıf rahatsız olduğunu belirterek yerine Muhasebe Müdürü Osman Bey'den heyeti karşılamasını ve ağırlama işleriyle ilgilenmesini istemiştir.

"Dokuzuncu Ordu Kıtaları Müfettişi ve Padişahın Fahri Yaveri Mirliva Mustafa Kemal Paşa" unvanı ile Mustafa Kemal, "Saat 'de Samsun'a ulaşarak görevine başladığına" dair İstanbul'a telgraf gönderir.

Mustafa Kemal ve arkadaşları kalabalık oldukları için tek otele yerleştirilemezler. Atatürk ve maiyetindekilerden bir kısmı, Jean İonnis Mantika'ya ait olan ''Mantika Palas''a yerleştirilir, diğerleri ise bugünkü Samsun Ticaret ve Sanayi Odasının yerinde bulunan o zamanki Karadeniz Oteli'nde kalır.

Havza'ya geçiş

Atatürk Samsun'da 6 gün kalır, 25 Mayıs'ta Havza'ya geçer. İngilizleri şüphelendirmemek için Atatürk, böbrek sancılarının artttığını ve Havza'nın kaplıcalarının kendisine iyi geleceğini belirterek kentten ayrılır.

Atatürk ve arkadaşları, eski bir araçla Havza'ya doğru yola çıkar. Yollar bozuktur ve araç birkaç kez arızalanır. Araçtan inen Atatürk ve arkadaşları, doğanın güzelliğine kendilerini kaptırarak bir süre "Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar, güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar" marşını söyleyerek yol alır.

Mustafa Kemal, Havza'da Mesudiye Oteli'nde, beraberindekiler ise Ali Osman Ağa'nın konağında ağırlanır.

Atatürk, Havza'da Milli Mücadele'yi örgütlemek için uygun ortamı bulur. İlk Müdafa-i Hukuk Cemiyeti, Havza'da kurulur. Teşkilat, ilk toplantısını "Taş Mektep" yani şimdiki Merkez İlköğretim Okulunda yapar. İlk miting Havza'da yapılır. Mustafa Kemal Paşa'nın talimatıyla gerçekleştirilen mitingde, İzmir'in işgali protesto edilir. İlk genelge yine Havza'da yayımlanır, 28 Mayıs'ta yayımlanan Havza Genelgesi, tüm valilikler, kolordu komutanlıkları ve bağımsız mutasarrıflıklara gönderilir.

Havza Genelgesi, Atatürk'ün Samsun'a çıktıktan sonra ilk resmi tepkisi olması dolayısıyla tarihte büyük öneme sahiptir. Atatürk, bu genelgeyle halkın işgallere tepki göstererek milli bilincin uyandırılmasını amaçlamıştır. Bir sonraki durağı Amasya olacak Mustafa Kemal, 18 gün boyunca Havza'da Milli Mücadele için önemli adımlar atar.

Havza'daki hareketlilikten haberdar olan İngilizlerin yaptığı baskı ile Atatürk, Dokuzuncu Ordu Müfettişliği görevinden alınır. İlk adımları teker teker atarak yoluna devam eden Atatürk, Havzalılara sivil olarak veda eder.

Atatürk, 24 Eylül 'te Havza'ya ikinci gelişinde, Havzalılara şöyle seslenecektir:

"Sizinle en elemli, en yeisli günlerde tanıştım. Aranızda günlerce kaldım. Bana mazinin hatırasını tekrarlatan şu daire içinde kıymetkar mesai ve muavenetinizden pek müstefit oldum. Eğer Havzalıların o samimi ve metin hüsnükabulleri olmasa ve eğer Havza'nın nafi şifalı kaplıcaları ahval-i sıhhiyem üzerinde müspet bir tesir bırakmasaydı, emin olunuz ki, inkılap için çalışamayacaktım. Bundan dolayıdır ki Havza ve Havzalılara çok şey borçluyum. Kalbi rabıtam ebediyen saklayacak ve sizi hiç unutmayacağım. İlk cüreti, ilk cesareti gösteren sizlersiniz. İnkılap ve Cumhuriyet tarihinde kahraman Havza'nın ve Havzalıların büyük bir yeri vardır."

Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı ve Kurtuluş Mücadelesi'ni başlatışı, Cumhuriyet'in ilanından sonra tarihine kadar ''Gazi Günü'' adıyla Samsun'da yerel olarak kutlanır.

Daha sonra ise Atatürk'ün Milli Mücadele'yi başlatmak üzere 19 Mayıs 'da Samsun'a ayak basması, 20 Haziran 'de çıkarılan bir kanunla milli bayram olarak kabul edilir.

Milli Mücadele'nin ve Mustafa Kemal'in Samsun'daki izleri

Milli Mücadele'yi başlatan kişileri Anadolu'ya taşıyan Bandırma Vapuru'nun orijinal planları kullanılarak inşa edilen birebir kopyası, Samsun sahilinde müze gemi olarak ziyarete açık tutuluyor.

Doğu Park'ta düzenlenen alanda ziyarete açılan müze gemi Bandırma Vapuru, özellikle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla kente gelen ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor.

Bu yıl koronavirüs salgını nedeni ile müze gemi ilk kez 19 Mayıs'ta ziyarete kapalı olacak.

Günümüzde, Atatürk'ün ilk adımı attığı nokta, artık dolgu sahası. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından önceki yıllarda dolgu sahasına "Kurtuluş Yolu" yapılarak, Tütün İskelesi yeniden inşa edildi. Tütün İskelesi'nde ilk adımı temsilen Atatürk ve silah arkadaşlarının ve onları karşılayanların bal mumu heykelleri yer alıyor.

Tütün İskelesi'nden başlayan "Kurtuluş Yolu" ise Atatürk'ün Havza'ya geçiş güzergahını takip ediyor.

Atatürk'ün Samsun'a gelişinde kaldığı Mantika Palas, uzun yıllar ''Mıntıka Palas'' olarak adlandırıldı ve bugün Atatürk'ün eşyalarının sergilendiği Gazi Müzesi olarak o güne ait izleri canlı tutuyor.

Mustafa Kemal Paşa'nın Havza ilçesinde 25 Mayıs Haziran tarihlerinde karargah olarak kullandığı ve Milli Mücadele'nin ilk karargahı sayılan ev ise günümüzde "Havza Atatürk Evi" olarak tarihin izlerini yansıtıyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
AMASYA TAMİMİ’NİN KURTULUŞ SAVAŞINDA VE

CUMHURİYETİN KURULUŞUNDAKİ YERİ

PROF. DR. ABDULKADİR YUVALI (*)


 
 

Batı dünyasındaki ilmî, teknik ve beşerî alandaki gelişmeler karşısında müesseseleri ihtiyaca cevap verememiş ve dolayısıyla gelişmeyi, kalkınmayı gerçekleştirememiş olan Osmanlı Devleti tasfiye noktasına gelmişti. Batı dünyası, sadece Osmanlı Devleti’ni tasfiye ve taksim etmekte kalmamış, bu devletin dayanağı, aslî unsuru yani Türk milletini de yok farz etmiştir. Doğuda ve Çukurova’da Ermeni, Batıda, Marmara ve Karadeniz Bölgesi’nde de Rumları Taşoran olarak kullanmak suretiyle Osmanlı Devleti ile birlikte binlerce yıldan beri insanlık medeniyetine çoğu konularda öncülük etmiş olan Türk Milletini de ölü milletler mezarlığına göndermek istemiştir. Zira Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmaları bunun resmî belgesidir.

Osmanlı Devleti’nin başında bulunan yöneticiler bu esaret belgesini imzalamışlar, taşoron firmalar, Anadolu’nun çoğunluğunu teşkil ettiklerini ispat edebilmek için aralıksız bir katliam başlatmışlardı. Savaş mağlubu olarak ordusu terhis edilmiş, silâh ve cephanelerine el konmuş, gelirleri borçlarına karşılık haciz edilmiş Osmanlı Devleti’nin Batılı devletlerin Türklerin Anadolu’ya girişi ve fethi ile gündeme getirmiş oldukları ve ortak bir ideal olarak yaşatmış olarak meselesinin çözümü için ortaya konulan katliam plânlarına dur demesi de mümkün değildi. Zira Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu’daki yapılanma Anadolu için de geçerli idi.

İşte böyle bir ortamda İstanbul’a çağrılmış olan Türk subayları arasında Türk Milletini esaret ve katliamlara boyun eğmeyeceğine inanan ve bu inancını yakın arkadaşları ile paylaşan ve bunu hayata geçirmek için Anadolu’ya geçmiş olan Mustafa Kemal Paşa’nın şahsında başlatılmış olan millî mücadele için atılmış olan ilk ve önemli adımlardan birisi de Amasya Tamimi’dir.

Mustafa KemalPaşa diyor ki;

“ senesi Mayıs’ının günü Samsun’a çıktım.” Bu sözler sadece Mustafa Kemal Paşa için değil, yeni Türk Devletinin kuruluşu için de önem taşımaktadır.

Mustafa Kemal Paşa İstanbul’da bulunduğu yaklaşık 6 ay boyunca Anadolu’ya resmî bir görevle geçebilmenin yollarını aramıştır. Şayet bu yolla geçemese idi, sivil bir Türk aydını, kahraman bir Türk subayı olarak da geçmeyi plânlamıştı. Daha Sureyi Cephesinde iken aldığı kararlara Mondros Mütarekesi hükmüne rağmen tutum ve davranışına bakarak O’nun mutlaka Anadolu’ya geçeceğini kesin bir dille ifade edebiliriz.

Atatürk Ordu Müfettişi sıfatı ile daha Havza’da iken Rum Pontus çetelerine karşı yerli halkın mücadelesini açıktan desteklemiş Diyarbekir yöresinden getirilen 40 katır yükü silâh ve benzeri malzemeye el koydurmuş ve kendilerini savunabilmeleri için halka dağıtmıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın bu tür uygulamalarından şüphelenen İstanbul Hükümeti İtilâf Devletleri’nin Karadeniz Ordusu Başkumandanı G. F. Milne’nin de ısrarlı isteği üzerine Mustafa Kemal Paşa’yı 8 Haziran ’da İstanbul’a geri çağırmıştır.(Nutuk C.I Ank. , s) Mustafa Kemal Paşa bu emre uymamış (yazışmalar devam ederken) 12 Haziran’da Havza’dan Amasya’ya hareket etmiştir.

İstanbul Hükümeti, İtilâf Devletleri’nin baskısı ve padişahın da devreye girmesiyle O’nu görevden almaya kararlıdır. Zira Dahiliye Nazırı Ali Kemal Bey 23 Haziran günü bir genelge ile hükümetin bu konudaki görüşünü ülkeye duyuracaktır.(Nutuk I S) Samsun, Havza ve Amasya’daki faaliyetlerinden dolayı Mustafa Kemal İstanbul Hükümetine göre emre itaat etmemiş yani verilen görevin dışına çıkmış, dolayısıyla da isyan etmiş sayılıyordu.

Amasya Genelgesi; millî mücadele çabalarına hemen herkesin kuşkuyla baktığı ve daha başlangıç günlerinde Türk insanının millî hakimiyet ruhunu ilk defa dile getirmesi bakımından tarihî önem taşımaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu yolunda atılmış olan ilk adım olması bakımından da ayrıca anlam taşımaktadır.

Amasya Genelgesi’nin ilk sözü “Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklâli tehlikededir.” olmuştur. O günkü şartlarda bu söz büyük mana ifade etmektedir. Genelge “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” şeklinde devam etmektedir.

Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da kaldığı 6 ay boyunca “Vatan nasıl kurtulabilir” sorusuna arkadaşları ile görüş alışverişinde bulunmak sureti ile cevap aramıştır. Bu sorunun cevabını Amasya Tamimi’nde bulmamız mümkündür. O’na göre esas olan Türk Milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas da ancak tam istiklâli ile sağlanabilir.

Mustafa Kemal Atatürk, “Hürriyet ve İstiklâl benim karakterimdir. Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım.”inancı millî mücadelenin ateşi olmuştur. Amasya Tamimi’nde O’nun duygu, düşünce ve idealleri saklıdır. Bize göre, Amasya Tamimi ile Türk Milletinin sesini duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak olarak çalışabilecek bir millî hey’etin varlığına acilen ihtiyaç vardır. Bu millî heyet yoluyla Türk halkının iradesine dayanan bir meclis kurulacaktır. Mustafa Kemal Paşa daha İstanbul’da iken buna inanmış ve bunu millî bir“sır” olarak saklamıştır. Bu konuda Müdafa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyetleri atılan ilk adım olmuştur. Kurulacak olan yeni Türk devleti için gerekli olan millî meclisin nüvesini ise Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri teşkil etmiştir. Bu cemiyetler başlatılmış olan mücadelenin meşru bir zeminde sürdürülmesi bakımından da önemli bir görev üstlenmişlerdir. Mustafa Kemal Paşa en olumsuz şartlarda bile mücadelesini meşru bir zeminde sürdürmüştür. Millî mücadele hareketinin söz konusu cemiyetler tarafından desteklenmesi, yani Türklerin millî mücadelede nefs-i müdafaa konumunda olduğunu o günkü iletişim araçlarıyla dünyaya ilân edilmesi mücadelenin seyrini ve sonucunu önemli ölçüde etkilemiştir. Bu yüzden olmalıdır ki, Amasya Tamimi millî hakimiyet arzusunun ilk belgesel örneği olması bakımından da büyük önem taşımaktadır. Amasya Tamimi’ni Osmanlı Devleti ve İtilâf Devletleri’ne karşı Mustafa Kemal Paşa’nın öncülüğünde Türk Milletinin bir ihtilâl bildirisi olarak da değerlendirmemiz mümkündür.

Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu kargaşa ve istikrarsızlığın bir göstergesi de Mondros Mütarekesi’nden 30Ekim ’denAmasya Tamimi’ne (22 Haziran ) kadar İstanbul’da Ahmet İzzet Paşa I. ve II. Tevfik Paşa, I. ve funduszeue.info Ferit olmak üzere 7 ayda 5 hükümet değişmiş olmasıdır.

Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilmesinin sebebi,Karadeniz Bölgesindeki güvenlik meselesi, yöredeki silâh ve cephanenin İstanbul’a gönderilmesini sağlamaktı. Bunun için de görevli bulunduğu sırada vb. geniş yetkilerle donatılmış olarak Anadolu’ya geçmeyi başarmıştır. Çünkü O Samsun’a çıkar çıkmaz ilk olarak Anadolu’da yer yer kurulmuş olan Müdafa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyetleri ile temasa geçmenin yollarını aramıştır.

Mustafa Kemal Paşa öncelikle Pontus çetelerinin bölgede huzuru bozmasını önlemek için acil tedbirler almıştır. Gerekçe mağdur olan Rumlar değil, Türkler idi. Çünkü I. Dünya Savaşı’nın kaybedilmesi ve takiben imzalanmış olan Mondros Mütarekesi’nin getirdiği olumsuzluklar sonucu Osmanlı Devleti’nin Pontus Rum Çetelerini durduracak askerî gücü zayıflamıştı. Ayrıca mütareke hükümlerine göre Türk askerinin terhis ve silâhlarının alınmasına karşılık, İngilizler Samsun’a çıkar çıkmaz bölgedeki Rum çetelerine 10 bin adet silâh dağıtmıştı. Bu davranış rumların hem cesaretini hem de lojistik gücünü artırmıştır. Pontus Rumlarına göre beklenilen gün gelmiştir. Wilson prensiplerine göre bölgede Rum Devletinin kurulabilmesini kolaylaştırmak için Rum nüfusunun artması için her yola başvurulmuştur. Türk nüfusunun çoğunluğunu azınlığa düşürmek için de Rum çeteler Türk köylerine baskınlar yaparak yaşlı, çocuk ve kadınları katletmişlerdir.

Günümüzde Karabağ,Bosna ve Kosova’da işlenen cinayetlerin bir örneği de Anadolu’da yaşanmıştır. Özellikle de Samsun, Terme, Amasya,Merzifon, Vezirköprü, Ladik,Havza, Tokat, Erbaa,Zile ve yöresinde ciddi katliamlar söz konusudur. Pontus çeteleri, Amasya’yı tarihî Pontus merkezi olarak ilân ettikleri için yörede baskı ve katliamlar aralıksız devam etmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun, Havza ve Amasya’daki faaliyetlerinden rahatsız olan İngilizler, Ermeni ve Rum çetelerinin de aşırı isteği yönünde İstanbul Hükümeti’ne baskı yaparak 8 Haziran tarihinde Mustafa Kemal Paşa’yı gönderilişinden bir ay sonra İstanbul’a geri çağırtmışlardır.

Mustafa Kemal Paşa,Anadolu’ya geçtikten sonra yani bir aylık bir süre içinde Anadolu’daki mevcut ordu birlikleriyle temas ve bağlantı sağlamış, milleti mümkün mertebe aydınlatarak daha uyanık ve dikkatli hale getirmiş,Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri’nin kurulması Kuva-yı Milliye’nin oluşturulmasına hız vermiştir. Mustafa Kemal Paşa İstanbul Hükümeti’nin çağırma emrine uymamış ve bu tarihten sonraki faaliyetlerini şahsî olmaktan çıkarıp, millete malolması yönünde çaba sarfetmiştir. Böylece mücadelenin yani millî birlik ve dayanışmaya dönüştürülmüş olması ile yeni bir dönem başlamıştır.(Nutuk S)

Mustafa Kemal Paşa millî mücadelenin İstanbul’da kalarak yapılamayacağını, işgal altındaki İstanbul’da döndüğü zaman anlamıştı, fakat Anadolu’ya rütbe ve yetkilerle donatılmış olarak gidebilmesi de millî mücadele hareketi için son derece önemli idi. Samsun’a çıktığı tarihten 8Haziran ’a kadar her türlü teşebbüs ve faaliyetini Ordu müfettişi olarak yapmıştı. Ama kendisinden ve faaliyetlerinden rahatsız olan düşman çevreler O’nu 8 Haziran ’da geri İstanbul’a çağırtmışlardı. Bu tarihten itibaren Mustafa Kemal Paşa’nın çalışmaları ferdî olmaktan çıkıp, millete mal olmuştur.

Mustafa Kemal Paşa bu tarihten sonra gücünü Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerinden almış olan bir temsil heyeti ile Kuvay-i Milliye hareketinin top yekun Anadolu’ya yayılmasına ve halka mal olmasına gayret etmiştir. Konuya bu açıdan bakacak olursak Mustafa Kemal Paşa’nın millî hareketi ferdî olmaktan çıkarıp, halka maletmiş olduğu yer Amasya, karar ise Amasya Tamimi olmuştur. Amasya Tamimi bu bakımdan millî mücadele tarihimiz açısından büyük önem taşımaktadır. Erzurum ve Sivas Kongreleri için atılan ilk adım olan Amasya Tamimi Kuvay-i Milliye hareketi için de önemli bir dönüm noktası olmuştur. Amasya Tamimi her iki kararın, yani Müdafa-i Hukuk ve Kuvay-i Milliye kararların Türk Milletine ve Dünyaya ilân edilmesidir.

Mustafa Kemal Paşa, Amasya’da millî emeller uğrunda milletle beraber sonuna kadar mücadele edeceğine mukaddesatı adına söz vermiştir. Böylece Mustafa Kemal Paşa, Havza ve bilhassa Amasya Tamimi ile millî mücadelenin liderliğine emri vaki olarak üstlenmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın Amasya’daki ilk faaliyetleri arasında Amasya Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin kuruluşunun gerekli olduğunu halka anlatmasıdır. Bu cemiyetler il ve ilçeler bazında Türk halkının teşkilâtlanarak kendi kaderinin tayin edilmesinde etkili olmuştur. Bu cemiyetler Türk vatanı ve milletinin aleyhinde alınacak kararları protesto edecek ve bu haksızlığı o günkü Dünya devletlerine duyuracaktı. Kuvay-ı Milliye kuvvetleri de fiili olarak haksızlıklarla mücadele edecekti. Nitekim Amasya’ya gelişinin 2. günü yani 14 Haziran günü Amasya Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Mustafa Kemal Paşa’nın da katıldığı ve cemiyetin lüzumu ve çalışma şekli hakkında bilgi verdiği bir konuşma ile açılmıştır.

Mustafa Kemal Paşa, bu cemiyetler aracılığı ile ülkenin her yanındaki olumsuz ve olumlu gelişmelerden haberdar olmuştur. Öyleki 15 Haziran’da Diyarbekir ve Halep’e 18Haziran’da da Edirne’ye çekilen telgraflar O’nun Amasya’daki faaliyetlerinin mahiyet ve önemini ortaya koymaktadır. Kısa bir süre için de olsa Amasya, millî mücadele hareketine merkez oldu denilebilir. Çünkü bir yandan Anadolu’da Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri’nin kurulması, diğer yandan Kuvay-ı Milliye hareketinin başlatılması yönündeki faaliyetler yanında millî mücadelenin fikrî ve fiil temelleri atılmıştır. Bu maksatla bir yandan Anadolu’daki ordu ve askerî birlik komutanlarına Amasya Tamimi ile ortaya konulan durum hakkında bilgi verilirken, diğer yandan da yapılması gereken işler yönünde görüşleri alınmıştır. Özellikle 18 Haziran’da I. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Bey’e (Edirne) durum telgrafla bildirilmiş, 19 Haziran’da da Hüseyin Rauf Bey ile Ali Fuat Paşa Amasya’ya gelmiştir.(H. Rauf Bey,İstanbul’dan Bandırma’ya oradan da Balıkesir, Manisa, Alaşehir ve Afyonkarahisar’dan Ankara’ya Ali Fuat Paşa ile Ankara’dan Amasya’ya gelmişlerdir.)

20 Haziran Amasya Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin yapmış olduğu miting de Mustafa Kemal Paşa “Millî bir silkinme ile felaketlerin son bulacağını” ifade etmiştir.

Anadolu ve Rumeli’deki işgal olayları

Millî cemiyetlerin faaliyetleri

İstanbul Hükümetlerinin tavırları,

Bölgenin güvenlik meselesi ile yapılması muhtemel faaliyetler hakkında kaleme alınmış ve ilân edilmiş olan Amasya Tamimi’nde;

1-Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklâli tehlikededir.

2-İstanbul Hükümetleri üstlenmiş oldukları görevi yerine getirememekte bu durum milletimizi yok olmuş gibi göstermektedir.

3-Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

4-Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların geçeceğini yerine getirmek ve haklarını cihana duyurmak için her türlü baskıdan uzak millî bir heyete ihtiyaç vardır.

5-Bu maksad için Sivas’da bir kongre toplanması kararlaştırılmıştır. Bu iş için illerin her livasından üç temsilcinin en kısa zamanda seçilerek Sivas’a gönderilmeleri gerekir.

6-Bu faaliyetler millî bir sır olarak saklanmalı ve gerekiyorsa temsilciler yolculuklarını gizlemeleri gerekir.

7-Doğu illerinin temsilcilerini 10 Temmuz ’da Erzurum’da toplanacaktır. Genel kongre ise Sivas’da yapılacaktır.

8-Askerî ve idarî teşkilâtlanma devam edecektir.

9-Konuta hiç bir şekilde ilga edilmeyecek ve kimseye devredilmeyecek, silâh ve mühimmat elden çıkartılmayacaktır.

Amasya Tamimi incelendiğinde;

Millî mücadele konusunda şahsî ve bölgelere yönelik çabalar bir merkezde birleştirilmiştir. Milletin istiklâli ve vatanın bütünlüğü konusunda birlik olunmuştur. Bir bakıma askerî mülkî ve mahallî temsilciler arasında bir“mukaddes ittifak” yapılmıştır.

Amasya Tamimi, Mustafa Kemal Paşa’nın daha İstanbul’da iken arkadaşlarıyla yaptığı gizli toplantılarda görüş birliğine varmış olduğu hususların yazılı olarak ilân edilmesidir.

Amasya Tamimi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması, bu devletin millî karakterli ve demokrat olması fikrinin ortaya konmasıdır.

Tamim’de “millîlik”, “bağımsızlık”, ve “egemenlik” kavramları, özellikle de “millet, millî irade, millî vicdan, milliyet ve milliyetçilik” kavramları ısrarla vurgulanmıştır. Haksız işgal ve katliamları karşı millî isyan bildirisidir. Yine bu Tamim ile hakimiyetin kayıtsız şartsız Türk Milleti’ne ait olduğu ilân edilmiştir. Ayrıca bu Tamim Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu yolunda atılmış ilk ve önemli bir adımdır. Çünkü vatan ve milletin içinde bulunduğu ağır şartların yazılı olarak ilân edilmesi milleti top yekün savunma yani “ya istiklâl ya ölüm” sloganında birleştirmiştir.

BİBLİYOGRAFYA

ADAMOF, EE:Sovyet Devlet Arşivi Gizli Belgelerinden Anadolu’nun Taksimi, Çev. Hüseyin Rahmi, İstanbul,

ATATÜRK, Mustafa Kemal, Nutuk, Haz. Zeynep Korkmaz, Ankara

ATATÜRK, Mustafa Kemal, Söylev ve Demeçler, funduszeue.info, Ankara

ATAY F. Rıfkı, Çankaya,İstanbul

BIYIKLIOĞLU, Tevfik, Atatürk Anadolu’da , İstanbul

BURÇAK, Rıfkı Salim,Türk-Rus-İngiliz Münasebetleri (), İstanbul

JAESCHKE,Gottard, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, Çev: Cemal Köprülü,Ankara

KURAT, Y. Tekin, Osmanlı İmparatorluğu’nun Paylaşılması,Ankara

KESKİR, Mustafa, Abdülkadir YUVALI, Türk İnkılâbı ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi,Kayseri

KÜRKÇÜOĞLU,Ömer, Türk-İngiliz İlişkileri, , Ankara

TANSEL, Selahattin, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar,C.I-IV, İstanbul

TOSUN Ramazan, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi,(Kuruluş Dönemi).

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası