Akciger Iltihabi Belirtileri

Akciğer enfeksiyonu farklı nedenlerden ortaya çıkan alt solunum yolu hastalığıdır. Akciğerde toplanarak artan bakteriler veya virüsler bu hastalığa neden olur. Ciğerde iltihaplanma oluşur ve kişi solunum problemi yaşamaya başlar. Kişi hastalığı yakalandıktan sonra enfeksiyon nedeniyle ateş, göğüste ağrısı, öksürük görülmektedir.

Eğer ağır bir enfeksiyon durumu yoksa belirtiler zaman içerisinde kendiliğinden geçer. Ama bazen hastalık ilerler veya ağır seyreder. Ya da hastalığa yakalanan kişinin yaşı ileri olabilir ya da kronik rahatsızlığı olabilir. Bu durumda süreç hastaneye yatmaya kadar ilerleyebilir. Kronik rahatsızlığı olanların doktora başvurması gerekir.

Akciğer Enfeksiyonu Neden Olur?

Akciğer enfeksiyonunda virüs ya da bakteri akciğere yerleşerek burada ilerler. Kışa aylarında ise en çok görülen hastalıklar arasında yer almaktadır. Hastalığın bulaşma hızı da oldukça fazladır. Öksürük yolu ile çevredekilere bulaşır. Bu hastalığı oluşturan mikrobun belli süre havada asılı kalması, bulaşma oranını arttırır. Ayrıca yüzeye inen mikroplar ile temas edenlerde hastalığı kapabilirler.

Bu hastalığın bazı türleri de bulunmaktadır. Genellikle 3 tür olarak görülmektedir Bu türleri ise şunlardır;

Zatürre: Zatürre virüs, bakteri veya enfeksiyon nedeniyle olabilir. Enfeksiyon sonucu akciğerde bulunan kesecikler iltihaplanır. Bu iltihaplanma sonucunda ise akciğerde sıvı oluşur. Bu durumda ise oksijen kana karışamaz ve diğer organlara ulaşma şansı olmaz.

Akut Bronşit: Bakteri veya virüs nedeniyle ortaya çıkabilmektedir. Gribe neden olan virüsler nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Akciğerler için hava nakli yapan bronş tüplerinin iltihaplanması durumdur.

Bronşiyolit: Küçük bebeklerde daha sık görülen bir durumdur. Bakım ile düzelmesi söz konusudur. Ama bebeklerin iştahını olumsuz etkiler ve nefes darlığına neden olur.

Akciğer Enfeksiyonu İle Ortaya Çıkan Belirtiler

Akciğer enfeksiyonu ile birlikte ortaya çıkan bazı belirtiler bulunmaktadır. Bu belirtiler ise şunlardır;

● Yüksek ateş

● Terleme ve halsizlik

● Sürekli öksürük

● Nefes almada güçlük çekme

● Balgam çıkarma

● Öksürük nedeniyle oluşan göğüs ağrısı

● Kalp ritminin değişmesi

● İştahsızlık

● Vücutta oluşan eklem ağrıları

Bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşamanız durumunda hemen bir doktora başvurmanız gerekir. Doktor yaptığı tetkikler ile hastalığın teşhisini ortaya koyacaktır.

Akciğer Enfeksiyonu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Nefes testi, röntgen, kan numuneleri ile hastalığın tam olarak teşhis edilmesi sağlanır. Doktorun teşhisi ortaya koymasından sonra tedavi süreci başlar. Tedavi sürecinde antibiyotik kullanımı söz konusudur. Eğer bakteri kaynaklı bir enfeksiyon söz konusu ise antibiyotik olmadan iyileşme söz konusu olmayacaktır. Antibiyotik doktorun belirttiği dozlarda ve sürede alınmalıdır. Düzenli kullanılmadığı takdirde etkili olmayacaktır.

Ayrıca vücutta ateş olduğu için ateş düşürücü kullanılması gerekir. Bunun yanında hastanın ağrı düzeyine göre ağrı kesici ve öksürük ilaçları kullanılabilir. Tüm bunlar doktorun tavsiyesi doğrultusunda alınması gereken ilaçlardır. Bazen hastalığın ileri aşamasında serum verilmesi söz konusu olabilir. Antibiyotiğinde damar yolunda verilmesi gerekebilir.

Kişinin nefes problemi yaşaması durumunda ise oksijen desteği verilebilir. Hastalığın iyileşme süreci kişinin bağışıklık sisteminin gücüne, yaşına ve genel sağlık durumuna göre değişebilmektedir. Bazı kişiler hastalığı dinlenerek ve dengeli beslenerek atlatabilmektedirler. Bazı durumlarda hastalık tekrarlayabilir. Bunun nedenleri ise;

● Aşırı sigara ve alkol tüketimi

● Antibiyotiklerin düzenli kullanılmaması

● Kişinin yeterince dinlenmemesi

● Kronik hastalıklar

● Yaşlılık

● Bağışıklık sisteminin zayıf olması

● Hijyenik koşullara dikkat etmemek

● Dengesiz ve sağlıksız beslenme

Hastalıktan korunmak için beslenmeye dikkat etmek gerekir. Ayrıca kişiler hastalığın tekrarından kurtulmak için aşı yaptırabilirler.

Halk arasında akciğer zarı sertleşmesi olarak bilinir. Çoğunlukla önemli bir iz bırakmadan iyileşir. Gene de dikkatle izlenmesi gerekir, çünkü olguların önemli bir bölümü akciğer filmleriyle her zaman tanınamayan verem hastalığına bağlıdır.

Nedenleri

Eğer hastalık etkeni verem basili değilse çeşitli olasılıklar söz konusudur. Akciğer zarı iltihabı akciğer ya da bronş iltihabı, apse, bronş genişlemesi ve yıkımı gibi bir başka akciğer hastalığından kaynaklanabilir. Gut ve üremi gibi bir zehirlenme hastalığına bağlı olabilir. Göğüs kafesi yaralanma-lan, romatizma ya da karaciğer, safrakesesi, karın zarı, kalp gibi komşu dokulardaki bir iltihabın akciğer zarına yayılması sonucunda ortaya çıkabilir. İltihap etkenlerinin kan ya da lenf dolaşımı yoluyla akciğer zarına ulaşmasıyla da gelişebilir.

Belirtileri

Dört önemli belirti görülür: Ağn, ateş, Öksürük ve zar sürtünmesi. Bunlar hastalığın yeterince tipik belirtileridir ve hemen her olguda belli ölçüde yinelenir. Bununla birlikte kesin tanı konabilmesi için hepsinin bir arada bulunması gerekmez.

Ağrı hastanın dikkatini çeken ilk belirtidir. Gerginlik duygusu verir, batıcıdır ve göğüs duvarının tek bir noktasında duyulur. Bu nokta genellikle kürekkemiğinin ucuna denk düşer. İltihap akciğer tepesini örten zarda yoğunlaşmışsa ağrı özellikle omuza yayılma eğilimindedir. Ağrının önemli bir özelliği de derin soluk almayla, öksürük ve hapşırıkla artmasıdır. Hastalık etkeni o bölgede bazı değişikliklere neden olur. Örneğin akciğer zarını besleyen damarları genişletir. İltihaplı bölgeden damar geçirgenliğini artına maddelerin çıkması sonucunda damarlardan bol miktarda fibrinojen içeren bir sıvı sızar. Fibrinojen bir proteindir. Akciğer zarının İki katmanı arasında biriktiğinde zamanla sertleşerek ağsı ya da partüklü bir fibrin kütlesine dönüşür. Bu arada akciğer zarının katmanlarını döşeyen hücrelerin de dökülmesiyle bunların örttüğü zar alanı açıkta kalır. Akciğer zarının yüzeyi böylece kayganlığını yitirir ve zarın iki katmanı solunum sırasında birbiri üzerinde kolayca kayamaz. Solunum hareketi sırasında zar katmanlarının birbirine sürtünmesi, zarın göğüs duvarım örten yüzeyindeki duyu sinirlerinin uçlarım uyararak ağrıya neden olur. Buna karşılık zarın akciğeri örten bölümünde duyu sinirleri bulunmadığından bu bölge ağrısızdır.

Ateş çok farklı biçimlerde gelişebilir. Genellikle 38°C°C ye kadar yükselir; özellikle hastalığın başlangıcında belirgindir ve gün boyu yüksek kalır&#;. Daha Önemli bir belirti olan öksürük kuru ve inatçıdır. Akciğer zarındaki iltihaptan doğan bir refleks sonucu ortaya çıkar. Son derece rahatsız edicidir, çünkü ağrıyı artırır.

Akciğer zarı sürtünmesi hastalığın ana belirtisidir. Sürtünme sesinin şiddeti akciğer zarı katmanlarında iltihabın yaygınlığına bağlı olarak değişir. Oğuşturulan taze kösele sesine, karda yürürken çıkan sese ya da birbirine sürtülen saç tellerinin çıkardığı sese benzeyen bu ses, artık pürtüklü bir yapısı olan akciğer zarı katmanlarının birbirine sürtünmesinden doğar. Derin soluma sırasında ve soluk vermekten çok soluk alırken duyulur. Sesin zamanla hafifleyerek kaybolması fibrin birikintilerinin ortadan kalktığını, akciğer zarının iki katmanının birleştiğini ya da akciğer zarı boşluğunda sıvı (eksüda) birikmesiyle katmanların sürtünemeyecek kadar birbirinden uzaklaştığım düşündürür. Son olasılık, fibrinli akciğer zan iltihabından sulu akciğer zan iltihabına geçildiğini gösterir.

Kuru (fibrinli) akciğer zarı iltihabının belirtileri özellikle vereme bağlı olgularda çok hafif olabilir. Başlangıçta gözden kaçabilir ve akciğere yayılarak çok daha ağır duruma gelebilir. Bu nedenle belirtiler hafif de olsa, inatçı ve yineleyici özellikteyse hastanın röntgen filmi çekilmeli ve çeşitli incelemeler yapılmalıdır.

Özel İçerik

Solunum sağlığımız birçok faktörden etkilenebilir. Genel olarak dünya çapında hava kalitesinin önemli ölçüde düştüğü göz önüne alındığında, akciğer sağlığımız oldukça büyük risk altındadır. Uzmanlar, göğüs ağrısı ve nefes alma sorunları yaşayan insan sayısındaki artıştan endişe duyuyor.

Bunun haricinde, akciğer enfeksiyonları da vücuda ciddi zarar verebilir. Bir virüsün, bakterinin ve hatta bazen bir mantarın neden olduğu, en yaygın akciğer enfeksiyonu türlerinden biri, hafif belirtilerden yaşamı tehdit eden sorunlara kadar gidebilen zatürredir.

AKCİĞER ENFEKSİYONUNUN BELİRTİLERİ

Bununla birlikte, bir akciğer enfeksiyonunun belirtileri hakkında her şeyi bilmek ve hemen tedavi etmenin yollarını bulmak son derece önemlidir.

Hastalığın belirtileri büyük ölçüde patojene ve akciğer dokusuna verilen hasar miktarına bağlıdır. Bununla birlikte, hemen hemen tüm akciğer enfeksiyon türleri ortak semptomlara sahiptir: Halsizlik ve yorgunluk, baş ağrısı, titreme, yüksek ateş, öksürük (ilk günlerde kuru, sonra kan katkılı balgam), göğüste ağrı, nefes darlığı (iltihabın odağı ne kadar büyükse, o kadar güçlüdür), mavi cilt.

İşte akciğer enfeksiyonunun en yaygın belirtileri:

Kalıcı Öksürük

Akciğer enfeksiyonu olan bir kişi, sürekli öksürerek solunum yollarının ve akciğerlerin iltihaplanmasından kaynaklanan mukustan kurtulmaya çalışır. Bronşit veya zatürre gibi solunum yolu hastalıkları, berrak, sarımsı-gri, yeşil, beyaz renk arasında değişen kalın mukusun eşlik edebileceği öksürüğü tetikleyebilir. Bazen mukus kan taşıyabilir. Bu tür öksürük haftalarca devam edebilir.

Nefes Darlığı

Nefes darlığı, nefes almakta zorlandığınız veya bir nefes döngüsünü bitirmekte zorlandığınız anlamına gelir. Akciğer enfeksiyonunun yanı sıra kalp krizi de dahil olmak üzere birçok başka tehlikeli hastalığın belirtisi olabilir, bu nedenle zamanında teşhis edilmesi daha da önemlidir. Akciğer enfeksiyonu, bıçak saplanıyormuşçasına göğüs ağrısına eşlik eden nefes darlığına neden olabilir.

Hırıltı

Akciğer enfeksiyonunuz olduğunda, iltihaplanma nedeniyle solunum yollarınız daralabilir. Bu nedenle, nefes verirken yüksek perdeli bir ıslık sesi olan hırıltıya neden olabilir.

Ateş, Titreme ve Yorgunluk

Herhangi bir enfeksiyon türü, vücutta ciddi iltihaplanmalara neden olarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Akciğer enfeksiyonları farklı değildir. Bununla birlikte, yalnızca vücudunuzun enfeksiyonla savaşmaya çalıştığını gösteren ateş, titreme ve yorgunluk eşlik edebilir.

AKCİĞER ENFEKSİYONUNUN NEDENLERİ

Bu enfeksiyonlara bakteri veya virüs gibi küçük organizmalar neden olur. Etrafımızda milyonlarca canlı organizma vardır.

Virüsler küçük damlacıklar halinde hareket eder ve virüsün taşıyıcısı öksürdüğünde veya hapşırdığında kişiden kişiye yayılır. Böyle bir enfeksiyondan etkilenen bir kişinin vücudu, virüsle savaşmak için antikorlar üretir. Vücudunuz bu virüsle başa çıktıysa, yeniden enfekte olduğunda onunla tekrar başa çıkabilecektir. Bununla birlikte, zamanla virüs dönüşebilir ve başka biçimler alabilir ve vücut artık bu virüsle savaşmak için gerekli antikorlara sahip olmayabilir.

Akut Bronşit ve Kılcal Bronşit (Bronşiolit)

Akut bronşit vakalarının neredeyse yüzde 90'ı influenza ve rinovirüs gibi virüslerle ilişkilidir. Vakaların yüzde 10'dan azı bakteri ile ilişkilidir.

Bebeklerde ve küçük çocuklarda bronşiolite en sık solunum sinsityal virüsü neden olur.

Grip

Üç influenza virüsü vardır: A, B ve C. En zararlısı A virüsüdür, B virüsü ile enfekte olduğunda hastalık o kadar zor değildir ve C virüsü insanlarda hiçbir hastalığa neden olmaz.

İnsanların bağışıklığının olmadığı yeni bir tür ortaya çıkarsa, tüm dünyaya yayılabilir. Örneğin, 'da benzer bir domuz gribi salgını vardı. Ve yine influenza virüsüne benzer bir virüs olan koronavirüs, Aralık 'dan beri tüm dünyayı saran bir salgın olarak devam ediyor.

Pnömoni (Zatürre)

Yetişkinlerde, pnömoniye en yaygın olarak Streptococcus pneumonia bakterisi neden olur. Virüsler de ayrıca neden olabilir; küçük çocuklarda en sık respiratuar sinsityal virüs ve bazen influenza virüsü pnömoniye neden olabilir.

AKCİĞER ENFEKSİYONUNDA TEDAVİ YOLLARI

Hastalığın ana tedavisi ilaçtır. Antibiyotikler tablet şeklinde, kas içinden veya damardan (hastalığın ciddiyetine bağlı olarak), antibakteriyel ve antifungal ilaçlar (bakteri veya mantar enfeksiyonu tespit edilirse) verilir. Gerekirse, hastaya balgam söktürücü ilaçlar ve vitaminler verilir. Ayrıca oksijen desteği verilebilir.

Hastalığın ilk döneminde yatakta kalmanız, günde 1, litreye kadar sıcak içecekler tüketmeniz (limonlu çay, meyve içecekleri, meyve suları şeklinde), yağlı yiyecekleri ve şekerlemeleri diyetten çıkarmanız önerilir.

Çoğu akciğer enfeksiyonu reçeteli ilaçlarla tedavi edilebilirken, bazı ev ilaçları iyileşmeyi hızlandırmaya ve semptomlarınızı hafifletmeye yardımcı olabilir. İşte bunu yapmanın yollarından bazıları:

- Bol bol sıvı tüketin.

- Bol bol dinlenin.

- Sağlıklı bir diyet uyguladığınızdan emin olun.

- Kuru ortamlarda bulunmayın ve buhar solumayı deneyin.

- Sıcak içecekler için.

- Sigara içmekten veya sigara içen bir kişinin yanında olmaktan kaçının.

- Uyurken düz yatmayın. Bunun yerine, mukusun göğsünüze yerleşmesini önlemek için başınızı yüksekte tutun.

AKCİĞERİ GÜÇLENDİREN 10 BESİN

Akciğer sağlığını korumak için en iyi önlem yeterli uyku, orta derecede egzersiz ve dengeli beslenmedir. İşte solunum sisteminin çeşitli hastalıklarına karşı koruma sağlayan, aynı zamanda hayatımızı daha lezzetli ve güzel kılan faydalı bileşikler içeren 10 besin:

Elma

C ve E vitaminleri ve beta karoten kompleksi nefes almayı kolaylaştırır, solunum yolu hastalıkları riskini azaltır ve akciğer fonksiyonlarını iyileştirir. Elmaları her gün yiyin ve neredeyse hiç alerjisi olmadığını unutmayın.

Ceviz ve Yağlı Balık

Ceviz, değerli omega 3 yağ asitleri açısından zengin bir kaynaktır. Günde sadece bir avuç ceviz yerseniz astım geliştirme riskiniz büyük ölçüde azalır. Ayrıca, bir gün içinde daha fazla kuru yemiş yemek zaten önerilmez. Öten yandan, yağlı balıklar da harika bir omega 3 kaynağıdır. Düzenli olarak uskumru, somon balığı ve hamsi gibi yağlı balık tüketimi, ciğerlerinizi koruyacaktır. Ve aniden hastalanırsanız, bunlar daha hızlı iyileşmenize yardımcı olacaktır.

Yaban Mersini

Orman meyveleri bir bütün olarak vücut için son derece faydalıdır. Ancak akciğer sağlığının korunması için yaban mersini özellikle değerlidir. Pnömoni de dahil olmak üzere solunum sistemini etkileyen hastalıklara karşı aktif olarak savaşan yüksek C vitamini içeriği ile ünlüdürler. Sezon dışında donmuş veya kurutulmuş meyveler tüketilebilir.

Brokoli

Yiyeceklerin özellikle görünüşleri olan organlar için faydalı olduğuna dair yaygın bir inanış vardır. Ceviz beyin için, domates kalp için, brokoli akciğer için. Ve bu doğru! Brokoli, iç iltihapla savaşmaya yardımcı olan çok sayıda folik asit, karotenoid ve C vitamini içerir. Brokoli akciğerin en iyi arkadaşıdır.

Acı Biber

Acı biberin içeriğinde bulunan kapsaisin solunum mukozasını korur ve beta karoten astım riskini azaltır. Acı biberin akciğer kanseri riskini azaltmaya bile yardımcı olduğuna inanılıyor.

Zencefil

Zencefil, vücudun detoks sürecine yardımcı olarak akciğerleri temizler. Ve uzmanlar, genellikle zencefili akciğerleri güçlendirmek için ana gıdalardan biri olarak görüyor.

Muz

Muz, solunum sistemimizin düzgün çalışması için gerekli olan potasyum bakımından yüksektir. Yapılan çok sayıda araştırma, kişinin diyetinde potasyum açısından zengin besinler varsa, akciğer kapasitesinin daha büyük olduğunu ve daha iyi çalıştığını kanıtlamıştır. Potasyum ayrıca ıspanak, domates, patates ve fasulyede de bol miktarda bulunur.

Sarımsak

Sarımsak, solunum sistemini toksinlerden temizlemeye ve kanserojenlerin olumsuz etkilerini azaltmaya yardımcı olan maddeler içerir. Ayrıca sarımsak antiseptik özelliklere sahiptir ve akciğerler de dahil olmak üzere iltihabı azaltır.

Domates

Domatesler bol miktarda potasyum ve C vitamini içerir. Ayrıca, solunum sisteminin işleyişini iyileştiren bir madde olan likopen deposudurlar. Domates sevgisi eşittir akciğer sağlığı demektir.

Zerdeçal

Bu baharat, anti inflamatuar (iltihap önleyici) özelliklere sahiptir, güçlü bir bağışıklık uyarıcı ve antioksidan etkiye sahiptir. Öğütülmüş zerdeçal mükemmel bir öksürük ilacıdır.

Ve dahası - mümkün olduğunca çok su için. Genel olarak su, tüm vücudun sağlığı için önemli bir rol oynar. Su metabolizmayı iyileştirir, solunum sisteminin birikmiş zararlı maddelerden daha hızlı temizlenmesini sağlar ve iç iltihabı önler. Günde en az iki litre su için.