10 15 lökosit ne demek / Lökosit Yüksekliği: Lökositoz Nedir? Lökositoz Neden Olur? - tahlil.com

10 15 Lökosit Ne Demek

10 15 lökosit ne demek

Kronik Miyeloid Lösemi

Başlıklar


"Erişkin bir hastada çok büyük bir dalak ciddi bir kan hastalığına işaret edebilir. Bu hastalıklardan biri de genellikle yavaş seyirli bir lösemi türü olan KML (Kronik Miyeloid Lösemi) dir"

Lösemi Nedir?
Lösemi; lökosit dediğimiz, kemik iliğinde yapılan beyaz kan hücrelerinin kanseridir. Löseminin akut ve kronik olmak üzere iki tipi vardır. Akut lösemiler; birden ortaya çıkan, hızla ilerleyen ve hastayı düşkün bırakan lösemiler olup, akut lenfoblastik ve akut miyeloblastik olmak üzere iki ana tipten oluşmaktadır. Kronik lösemiler ise, daha yavaş seyirli olan, hastayı genelliklebirden kötüleştirmeyen lösemilerdir. Kronik miyeloid (miyelositik) ve kronik lenfositik lösemi olmak üzere iki ana tipi içermektedir. Akut lösemilerde kanda lökosit sayısı düşük, normal, yüksek olabilirken, kronik lösemilerde kanda lökosit sayısı artmıştır. Löseminin hangi tip olduğu, hastanın muayenesinin yanı sıra, kan ve kemik iliğindeki hücrelerin bazı özel boyalar ile boyanması ve mikroskop altında incelenmesi ve daha ileri laboratuar incelemelerinin yapılmasıyla hematologlar tarafından konur. Her lösemi tipinin kendine özgü birçok alt tipi ve tedavi şekli vardır.

Kronik Miyeloid Lösemi Nedir?
Lökositler granülosit, lenfosit ve monosit denilen hücrelerden oluşur. Kronik miyeloid lösemi, granülositlerin kanseridir ve bu hastalıkta granülositlerin sayısı artar. Granülositlerin yanı sıra trombosit dediğimiz, kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücreler de kanda artabilir. Hastalık KML diye kısaltılarak da ifade edilir. Kronik miyeloid lösemi (KML) her yaşta görülebilir ancak en sık 40 - 50 yaşları arasında ortaya çıkar. Çocuklarda nadir görülür. KML, kuşaktan kuşağa geçen kalıtsal bir hastalık değildir.  Her 100 lösemili hastanın 20-30’u kronik miyeloid lösemidir. KML erkeklerde kadınlara göre biraz daha sık görülür. Kan hücreleri kemik iliğinde olgunlaştıktan sonra kana geçerler. Kemik iliğinde olgunlaşmakta olan hücreler  öncül hücreler olarak adlandırılır.KML hastalarında yeterince olgunlaşmamış hücreler kemik iliği ve kanda sayıca artarlar. Normalde beyaz kan hücrelerinin sayısı 5 - 10 bin/mm3  arasında iken bu hastalıkta sayıca artarlar ve 50 binden - 200 bine ulaşan lökosit artışı görülebilir. KML’de beyaz seri hücreleri sadece kanda artmaz, aynı zamanda dalak başta olmak üzere diğer dokulara da yayılabilir. En sık görülen bulgu dalak büyüklüğüdür.

Kronik Miyeloid Löseminin sebebi nedir?
Kronik miyeloid lösemide, kan hücrelerinde “ Philadelphia kromozomu ” denilen kalıtsal olmayan bir genetik anormallik görülür. Normalde hücrelerimizde 23 çift kromozom vardır. Kronik miyeloid lösemide 22. kromozomda bir yapısal değişiklik ortaya çıkar. Bu değişmiş 22. kromozoma Philadelphia kromozumu denir. Lösemili hücrelerin kanda artmasına Philadelphia kromozomu neden olur. Kan hücrelerinde Philadelphia kromozomunun neden ve nasıl oluştuğu çok iyi bilinmemektedir. Hiroshima ve Nagasaki’de atom bombası atılmasından sonra KML sıklığının belirgin artması radyasyonun KML’ye yol açabileceğini düşündürmüştür. Hastanede çekilen filmlerle alınan radyasyon miktarı çok az olup KML gelişmesine yol açmadığı düşünülmektedir. Kronik miyeloid lösemi bulaşıcı bir hastalık değildir.

Kronik Miyeloid Lösemili hastaların hangi şikayetleri olur? 
Hastalığın erken dönemlerinde hastaların genellikle şikâyetleri yoktur. Hastaların yaklaşık %40’ında başka nedenlerle gittikleri hastanede kan testleri yapıldığında tesadüfen lökosit düzeyinin yüksek bulunması ile tanı konur. Hastalığın ilerlemesi ile yorgunluk, ateş, gece terlemesi gibi yakınmalar gelişir. Bazı hastalarda kilo kaybı olur. Bir kısım hastada ise dalak büyümesi nedeniyle karın sol üst kısmında, sol kaburga altında dolgunluk, sertlik hissetme şikâyeti ortaya çıkar. Bu bulgular kronik miyeloid lösemi yanı sıra, başka birçok hastalıkta da görülebilir, bu nedenle bu belirtilerden şüphelenildiğinde doktora gidilmelidir.

Kronik Miyeloid Löseminin Tanısı Nasıl Konulur?
Yukarıdaki şikâyetlerle başvurduğunuz hekim sizden tam kan sayım testi ister. Kan sayımında lökosit sayısının yüksek bulunması ayırıcı tanıda kronik miyeloid lösemi düşündürebilir ve daha ileri testlerle tanınızın konulması için bazen hematoloji uzmanına başvurmanız önerilir. Muayeneniz sonrası yapılan bir dizi testle hastalığınızın tanısı konulur. Bu testler arasında kan hücrelerinin doktorunuz tarafından gözle değerlendirilmesi amacıyla parmak ucu ya da damarlarınızdan alınan kanınızın cam üzerinde yayılıp  boyandıktan sonra (=periferik kan yayması) mikroskop altında incelenmesi çok önemlidir. Bu incelemenin ardından kemik iliği incelemesi yapılır. Kemik iliği incelemesinde, kalça kemiği (=pelvis) ya da göğüs kemiğinden (=sternum) kemik iliği örneği alınır, mikroskop altında incelenir, kromozom incelemesi yapılır. Kemik iliğinden örnek alma işlemi (=kemik iliği aspirasyonu), 15-20 dakikalık bir işlemdir ve önce kemik iliğinden örnek alınacak bölge uyuşturulur ve sonra bir iğne ile girilerek kemik iliğinden enjektörle 0.5-1 ml örnek çekilir. Bazen de ilik yanı sıra 2-2.5 cm’lik bir kemik iliği parçası da (=kemik iliği biyopsisi denir) alınarak patolojik incelemeye gönderilir. Bu işlemler hastaneye yatarak yapılabileceği gibi poliklinik koşullarında da yapılabilir. Kronik miyeloid löseminin kesin tanısı kemik iliği örneğinin veya bazı koşullarda kanın kromozom incelenmesinde Philadelphia kromozomunun veya bu kromozomda bulunan ve bcr-abl olarak adlandırılan anormal genin kemik iliği veya kanda saptanması ile konur. Hastaların yaklaşık %90-95’inde Philadelphia kromozomu saptanır. Philadelphia kromozomu, t(9;22) diye yazılır ve bunun anlamı 9 cu kromozomdan bir parçanın kopup 22’ci kromozoma gelmesi, 22’ci kromozomdan bir parçanın da 9’cu kromozoma gitmesidir. Bu yer değiştirme neticesinde oluşan anormal 22’ci kromozom Philadelphia kromozomudur. Kromozomun boyu kısalır ve oluşan gen bcr-abl olarak isimlendirilir. Philadelphia kromozomu ve bcr-abl FISH veya  PCR olarak adlandırılan yöntemler  veya klasik kromozom inceleme yöntemi ile gösterilir. KML tanısında ikincil önemi olan diğer bir test ise lökosit alkalen fosfataz düzeyidir ve KML hastalarında düşüktür.

KML başka hastalıklarla karışabilir mi?
Enfeksiyonlarda, kronik miyelomonositer lösemide, kolon, mide kanseri gibi organ kanserlerinde de bazen KML’de olduğu gibi lökosit sayısı çok artabilir. Kesin tanı doktorunuzca belirlenecektir.

Kronik Miyeloid Löseminin Seyri Nasıldır?
Hastalığın kronik, akselere (hızlanmış) ve blastik evre (akut lösemiye dönüşme) denilen 3 safhası vardır. Hastalar tanı konulduğunda genellikle kronik evre denilen aşamadadır. Bu evrede hastalık yavaş seyirlidir ve hastaların şikâyetleri azdır, normal yaşamlarını sürdürürler, hastaneye nadiren yatarlar, tedavilerini ayaktan alırlar. Bu dönemde ilaç dozlarının düzenlenmesi için düzenli kan testlerini ve muayenelerini poliklinik takiplerine uyarak yaptırmaları gerekir. Kronik evrenin süresi hastadan hastaya değişmekle birlikte tedavi edilmediğinde veya tedaviye yanıt alınamadığında ortalama 3 - 4 yıldır. Bu sürenin sonunda hastalar akselere (=hızlanmış) evre dediğimiz evreye girerler. Bu evrede ise hastanın belirtilerinde (ateş, kilo kaybı, yorgunluk, kemik ağrıları vd) artış yanında, muayenelerde dalak büyüklüğü artar. Kan lökositlerinin sayısı daha fazla artış eğilimi kazanır ve bu artışı kontrolde tutmak için verilen ilaç dozları artar. Bu dönem birkaç aydan  bir yıla kadar sürebilir. Hastalarda hızlanmış evreden sonra, blastik evre denilen evre gelişir. Bu evrede kronik miyeloid lösemi akut lösemiye dönüşür. Bu dönemde hastalarda ateş  gelişir, ciltte morluklar oluşur, halsizlik, yorgunluk, kemik ağrıları vd belirtiler giderek artar. Blastik evre döneminde hastaların hastanede yatarak tedavi görmeleri gerekir. Blastik evrenin tedaviye  yanıt oranı genellikle düşüktür. Hastalığınızın hangi safhada olduğunu sizi izleyen hematolog  kan ve kemik iliğinizi değerlendirerek söyleyecektir.

Kronik Miyeloid Lösemi’de Ne Tür Tedaviler Kullanılır?
KML’de tedavi hastalığın kronik, hızlanmış, blastik evrede olmasına ve hastanın yaşına göre değişmektedir.
Hastalar ilk tanı konulduğunda genellikle kronik evrededirler ve lökositleri çok yüksektir. Lökosit sayıları bazen çok yüksek sayılara ulaşıp damarları tıkayabilir ve böyle riskli durumlar oluştuğunda hücre ayırıcı (=cell ceperator) denilen aletlerle lökaferez denilen işlem yapılarak lökositlerin bir kısmının vücuttan uzaklaştırılması gerekebilir. Bu işlemde hastanın bir kolundan devamlı kan alınır ve hücre ayırıcı denilen alete gelir. Burada lökositler kandan ayrılıp bir torbada toplanır, hastanın kanının geri kalan kısmı (alyuvar, plazma, trombosit) hastaya diğer kolundan geri verilir. Lökaferez işlemi birkaç saat sürer. Lökaferez işlemi gerekip gerekmediğine doktorunuz karar verecektir. Lökaferez gerekmeyen hastalarda çok yüksek lökosit sayısı hidroksiüre denilen ilaçla düşürülebilir.
KML tedavisi yıllar içinde önemli değişiklikler göstermiştir. Kronik evredeki olgulara önceleri sadece hastalığı kontrol altında tutmaya dönük tedaviler uygulanırken giderek hastalığın olumsuz seyrini tamamen değiştirecek ve kür oluşturabilecek tedaviler gündeme gelmiştir.  
Yıllar önce sıkça kullanılan ilaçlar olan Busulfan ve Hidroksiüre kan sayımlarında olumlu değişiklikler oluştururlar fakat kür sağlamazlar. Daha sonra keşfedilen İnterferon ise KML hastalarının küçük bir oranında Philadelphia kromozomunu azaltıp ortadan kaldırabilmiştir. Bu hastalarda yaşam süresinin uzadığı gözlenmiştir. Kemik iliği nakli (yeni adıyla kan kök hücresi nakli) ise KML’de kür oluşturma olasılığı yüksek olan tek tedavi olarak 2000’li yılların başlangıcına kadar vericisi bulunan hastalarda çok başvurulan bir yöntem olmuştur. Pek çok hasta kök hücre nakli ile KML’den kurtulmuş olmakla birlikte kök hücre naklinin oluşturduğu riskler nedeniyle bir grup hasta ciddi nakil komplikasyonları ile karşılaşabilmektedir.
KML hastalarında yaklaşık 10 yıl önce bulunan ve Philadelphia kromozomunun etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik (tirozin kinaz engelleyici)  İmatinib (Glivec) adlı ilaç bugün için ilk basamak tedavinin temelini oluşturur. Halen en yaygın kullanılan KML ilacı olan İmatinib hastalığın seyrini olumlu yönde olmak üzere önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu ilaç KML’nin belirtilerini kontrol etmekle kalmayıp hastaların önemli bir kısmında Philadelphia kromozomunu ortadan kaldırabilmektedirdir. Bu ilacın keşfinden sonra dünya genelinde KML olgularında kök hücre nakli uygulamalarının sayısı büyük ölçüde azalmış ve sadece belirli hasta gruplarında uygulanır hale gelmiştir.
Bunun dışında İmatinib tedavisini yan etkiler nedeniyle kullanamayan veya bu tedaviye yanıt vermeyen hastalardan ikinci kuşak tirozin kinaz engelleyici  tedavi alternatifleri olan Dasatinib (Sprycel) ve Nilotinib (Tasigna) kullanılabilir.
Aşağıda bu tedavi şekillerinden ayrı ayrı bahsedilecektir.

TEDAVİ

Doktorunuz hastalığınızla ilgili çeşitli özellikleri değerlendirdikten sonra çeşitli tedaviler arasından sizin için en doğru tedavi seçimini sizi bu konuda bilgilendirerek- sizin tercihlerinizi de dikkate alarak- sizinle birlikte gerçekleştirecektir.

I-Tirozin Kinaz Engelleyiciler :

Glivec (Imatinib): KML de hastalıktan Philadelphia kromozomu sorumludur. Hastalıktaki lökosit artışına Philadelphia kromozomu yol açar. Bu kromozomda oluşan  bcr-abl adlı yeni bir gen bir enzim proteinin aktivitesini (tirozin kinaz) arttırır. Glivec, bu proteinin enzim aktivitesini ortadan kaldırır ve KML’de kanser hücrelerinin çoğalması engellenir. KML’nin kronik evresinde daha çok olmak üzere hızlanmış ve blastik evrede de etkili olabilmektedir. Glivec’in 400-100 miligramlık tabletleri vardır ve 400-800 miligram/gün dozlarında kullanılır. Kronik evredaki hastaların %90’ında hematolojik (kan değerlerinin normalleşmesi ve dalağın normal boyutlara dönmesi), %60’ında sitogenetik (Philadelphia kromozomunun kaybolması) yanıt (remisyon) sağlar. Hızlanmış evrede %65, blastik evrede ise %20-30 yanıt sağlar. En önemli yan etkileri göz çevresinde, bacaklarda oluşan ödem, bulantı ve bacak ağrılarıdır. Ülkemizde, tüm dünyada olduğu gibi kronik evre KML hastalarında ilk basamak tedavisi olan imatinibin dozu 400 miligram/gündür.

Dasatinib (Sprycel), Nilotinib (Tasigna):İmatinib tedavisini kaldıramayan veya bu tedaviye yanıtı bulunmayan hastalarda kullanılabilecek ikinci kuşak imatinib benzeri (tirozin kinaz inhibitörü) ilaçlardır. Dasatinibin kronik evre KML hastalarında önerilen günlük dozu 100 miligram, Nilotinibin ise hem kronik hem de hızlanmış evredeki olgulardaki kullanım dozu günlük toplam 800 miligramdır (2x400mg). Dasatinib hızlanmış ve blastik evre hastalarda 140 miligram/gün (2x70mg) dozunda kullanılabilir. Her iki ilacın da dozları doktorunuz tarafından takibinize göre ayarlanacaktır. İmatibine benzer yan etkileri olmakla beraber dasatinib tedavisi sırasında akciğer zarları arasında sıvı toplanması (plörezi) ve nilotinib tedavisi sirasinda da pankreas iltihabı (pankreatit) oluşabilir. Her iki ilaç da nadir de olsa kalpte ritm problemlerine neden olabilmektedir.

II-Kemik iliği nakli: Kemik iliği nakline günümüzde artık kök hücre nakli denmektedir. Bundan sonraki kısımlarda kemik iliği nakli yerine kök hücre nakli deyimini kullanacağız. Halen KML tedavisinde eskisine oranla daha az başvurulmakla birlikte diğer tedavilere yanıt vermeyen, bu tedavileri kullanamayan, ileri evrelere geçiş gösteren ve bunun dışında doktorunuzun belirleyeceği bazı gerekçeler olduğu durumlarda uygulanması zorunlu olabileceği gibi nakil için olumlu özellikleri olan bir grup hastada en uygun tedavi olabilir.
Kök hücreler normalde kemik iliğinde %1 oranında bulunurken, dolaşan kanda %0.1-0.01 oranında bulunur. Ancak, büyüme faktörü dediğimiz ilaçlarla kandaki kök hücre miktarı kanda %1’e çıkartılabilmekte ve  kök hücre naklinde kullanılmaktadır. KML’de kök hücre nakli; HLA dediğimiz doku grubu uygun kardeşten, kardeş yoksa doku grubu uygun akraba dışı vericiden kemik iliği ya da kandan kök hücreler alınarak yapılmaktadır. Kök hücre kaynağı olarak kemik iliği kullanılacak olursa vericinin kalça kemiklerinden genel anestezi altında bir litre civarında kemik iliği alınır ve alıcıya büyük damarlara yerleştirilen bir kateterden verilir. Vericinin birkaç gün kalça ağrısı olur ve alınan kemik iliğinin yerine birkaç haftada yenisi oluşur. Vericilere bir süre kan yapımı için ağızdan demir içeren ilaçlar verilebilir. Verici, kemik iliği yerine kandan kök hücresi verecek olursa, dört gün büyüme faktörü (Neupogen, Granulocyte veya Leucomax) dediğimiz ilaçları alma sonrası genel anestezi gereksinimi olmadan bir koluna girilen iğneden gelen kan hücre ayırıcı denilen alet ile toplanır ve kök hücreler ayrılıp torbaya aktarılır. Kalan kan vericiye diğer koluna takılan iğneden geri verilir. Bu işlem 3 - 4 saat sürer ve yeterli kök hücresi toplanana dek 2 - 3 kere yapılabilir. Alıcıya kök hücreleri verilmeden önce yaklaşık bir hafta süren kemoterapi ve veya radyoterapi içeren hazırlama rejimleri uygulanır. Takiben kök hücre nakli gerçekleşir. Kök hücre verilmesini takiben ortalama iki-dört hafta içinde yeni kök hücreleri kan yapmaya başlar. Kök hücre nakli ile kronik evredeki KML’li hastaların yaklaşık % 60-70’inde uzun sureli iyileşme sağlanır.Bu oran daha ileri evredeki KML hastalarında daha düşüktür.
Kök hücre nakli sırasında işlem komplikasyonlarına bağlı hasta kaybı riski vardır. Kök hücre nakli yapılan hastaların bir kısmında daha sonraki yıllarda hastalık geri gelebilir ve böyle durumlarda İmatinib veya diğer tirozin kinaz engelleyiciler verilir veya eski vericinin lenfositleri hücre ayırıcılar ile toplanıp alıcıya verilir (=donör lenfosit infüzyonu) ve tekrar hastalığın iyileşmesi sağlanabilir.

III-Diğer Tedaviler
İnterferon-alfa tedavisi: İnterferon normalde vücutta az miktarlarda yapılan bir maddedir ve alfa, beta ve gamma diye 3 tipi vardır. KML tedavisinde kronik evrede alfa interferon kullanılır. 2000 öncesinde kullanımı daha fazla iken imatinibe göre daha az etkili olduğundan son yıllarda kullanımı azalmıştır. İnterferon; vücudun kanser hücresine karşı olan bağışıklık sistemini uyarır ve kuvvetlendirir, kanser hücresinin çoğalma hızını yavaşlatır. İnterferon alan hastalarda ateş, adale ağrısı, eklem ağrısı, baş ağrısı olabilir. Bu etkiler interferon öncesi alınan analjezikle (ör:parasetamol) engellenebilir.Ancak ateş düşüren aspirin ve benzeri antiromatizmal ilaçlar interferonun etkisini ortadan kaldırdığı için kesinlikle birlikte kullanılmamalıdır. Fakat zamanla azalır. Hastalara interferon enjeksiyonunu yapmaları öğretilir ve hastalar kendi enjeksiyonlarını yapabilir. İnterferon sitozin arabinozid veya hidroksiüre gibi ilaçlarla birlikte de uygulanabilir.
Hidroksiüretedavisi: Beşyüz miligramlık kapsül şeklinde ilaçtır ve ağızdan yutulur. Günlük dozu 1-8 tablet arası değişebilir. Lökosit sayısının hızla kontrol edilmesinde yararlıdır. Çok özel gerekçelerle nadiren uzun süreli de kullanılır. İlacın kesilmesini gerektirecek düzeyde önemli yan etkisi seyrektir. İlacı alırken beraberinde kan ürik asit düzeyi yükselmesini engelleyen allopurinol isimli ilaç alınır. Lökosit düzeyinize göre, hidroksiüre dozu ayarlanır, bu nedenle düzenli aralıklarla kan sayımınız gerekir. Hidroksiüre tedavisi hastalığı kontrolde tutar, ancak hastalığın yok edilmesi gibi bir etkisi yoktur. Hydrea adıyla ruhsatlı bulunmaktadır.
Busulfan tedavisi: İki miligramlık tabletleri (Myleran) ve ayrıca ampul formları vardır. Eskiden sık kullanılmasına rağmen, günümüzde KML tedavisinde busulfan sadece kemik iliği nakli öncesindeki hazırlama rejimlerinde kullanılmaktadır.
Tedavinin etkili olup olmadığı nasıl anlaşılır? Lökosit sayımının 5 – 10 bin arası olması ve diğer kan sayımlarının da normalleşmesi hastalığın kontrolde olduğunu gösterir. Bu hastalarda dalak büyüklüğü de  kaybolması ile oluşan yanıta hematolojik remisyon (=yanıt,iyilik hali) denir. Tedavinin etkinliğini değerlendiren diğer test ise kromozom analizi, FISH, PCR ile bcr-abl geninin (Philadelphia kromozomu) araştırılmasıdır. Philadelphia kromozomunun azalması/kaybolmasına sitogenetik yanıt, bcr-abl’nin azalması/saptanamamasına moleküler yanıt denmektedir ve bu hastalığın vücuttan temizlendiğine ait güvenilir bir veridir.
 Hastalarca dikkat edilmesi gereken hususlar:

  • Kendi kendinize lökositinize baktırıp doktorunuza danışmadan doz ayarlaması yapmayınız.
  • Aldığınız ilaçlar kan lökosit ve trombosit düzeyinizi düşürebilir, bu nedenle tam kan sayımınızı doktorunuzun önerdiği zamanlarda yaptırmayı ihmal etmeyiniz.
  • Ateşiniz 38.5°C üzerine çıkarsa doktorunuza bilgi verin ya da hastaneye başvurun.
  • Ağrı kesicilerle geçmeyen şiddetli kemik ağrılarınız ortaya çıkarsa doktorunuza   başvurunuz.
  • İlaçların bilinen yan etkileri konusunda bilgi sahibi olunuz ve oluşunca paniğe kapılmadan doktorunuzla iletişime geçiniz.
  • Hekimlerin önerdiği ilaçlar dışında başka hastaların veya kişilerin önerdiği hiçbir ilaç ya da bitki özü gibi maddeleri kullanmayınız.
  • Doktorunuzun önerdiği tedavi dışındaki uyarılarını da dikkate alınız.

Daha ayrıntılı bilgi için genel bilgilere bakınız.
Başvurulabilecek Kaynaklar ve Web siteleri

 

İdrarda Lökosit (WBC) Görülmesi

Lökosit Nedir?

Lökosit beyaz kan hücresi anlamına gelir. Beyaz kan hücresinin İngilizce karşılığı olan White Blood Cell kelimelerinin baş harflerinden kısaca tahlillerde WBC veya akyuvar olarak da adlandırılır. Bağışıklık sisteminin çalışması için öneme sahip bir kan hücresidir. Vücudumuzun enfeksiyonlarla savaşmasında da görev alır.
Kan dolaşımındaki yüksek lökosit seviyeleri enfeksiyona işaret edebilir. Bunun nedeni, WBC'lerin bağışıklık sisteminin bir parçası olması ve hastalık ve enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olmasıdır.

Lökositler idrar analizinde veya tam idrar tahllinde de (idrar testi) bulunabilir. İdrarda yüksek düzeyde WBC'ler de idrar yollarında enfeksiyonunuz olduğunu göstermektedir. Bu durumda, vücudunuz idrar yollarında bir yerde enfeksiyonla savaşmaya çalışır. İdrardaki lökositler böbrek veya mesane enfeksiyonun da işareti olabilir.

İdrarda Lökosit Neden Görülür?

İdrar yolundaki veya mesanedeki enfeksiyonlar veya tıkanmalar, idrarınızda yüksek miktarda lökosit bulunmasına neden olabilir. 
Hamileyseniz enfeksiyonlar daha şiddetli olabilir, bu da idrar yolu enfeksiyonları (İYE) gibi sorunların ortaya çıkma olasılığını arttırır. Eğer hamileyseniz ve idrar yolunuzda enfeksiyon varsa, hamileliğinizi zorlaştırabileceğinden tedavi almak önemlidir.
İdrara çıkmadan önce idrarınızı çok uzun süre tutarsanız, mesanenizde bakteriyel bir enfeksiyon oluşma riski vardır. İdrarınızı sürekli olarak tutmak mesaneyi çok fazla genişletebilir. Zamanla bu durum tuvalete gittiğinizde mesanenin tamamen boşalmasını zorlaştırır. İdrar mesanede kaldığında, bakteri sayısının artması, mesane enfeksiyonuna neden olabilir. Basit sistit, hamile olmayan sağlıklı insanlarda sadece  mesanede oluşan idrar yolu enfeksiyonunun başka bir adıdır.

Böbrek taşları, pelviste bir tümör veya idrar yolunda başka bir tür tıkanıklık da daha fazla lökositin ortaya çıkmasına neden olabilir.

İdrarda Lökosit Görüldüğünde Belirtiler Nelerdir?

İdrardaki lökositler kesinlikle kendi başlarına belirtilere neden olmaz. İdrarda lökosit varsa, belirtileriniz lökositlerin idrarınızda birikmesine neden olan duruma bağlı olarak değişecektir.

 İYE (İdrar yolu enfeksiyonu) belirtileri şunlardır:

  • Sık sık idrara çıkma dürtüsü
  • İdrar yaparken yanma hissi
  • Bulanık veya pembemsi idrar
  • Ağır kokulu idrar
  • Özellikle kadınlarda pelvik ağrısı

Üriner sistemdeki engeller, tıkanıklığın konumuna ve türüne bağlı olarak çeşitli  belirtilere neden olabilir. Çoğu durumda, asıl belirti, karın bölgesinin bir veya iki tarafındaki ağrıdır.  Böbrek taşları İYE ile benzer belirtilere neden olabilir ancak bulantı, kusma ve yoğun ağrı da olabilir.

İdrarda Lökosit Görülmesinde Kimler Risk Altındadır?

Kadınlar, idrar yolu enfeksiyonları için daha yüksek bir risk altındadır ve bu nedenle idrarlarında lökosit olma olasılığı daha yüksektir. Hamile kadınların daha da yüksek bir riski vardır. Erkekler de bu enfeksiyonları kapabilirler. Örneğin büyümüş ve geniş bir prostata sahip olmak, erkeklerde İYE riskini artırır.
Bağışıklık sistemi zayıflamış olan herkes de herhangi bir enfeksiyon türü için daha yüksek risk altında olabilir.

Eğer sağlıklıysanız, kan dolaşımınızda ve idrarınızda hala yüksek lökositlere sahip olabilirsiniz. Kan dolaşımındaki normal aralık mikrolitre başına 4,500-11,000 WBC arasındadır. İdrarda normal bir aralık kandan çok daha düşük olup 0-5 WBC (wbc/hpf) dir.

Doktorunuz İYE (idrar yolu enfeksiyonu)  olduğunuzdan şüphelenirse, muhtemelen bir idrar örneği vermenizi isteyeceklerdir. İdrar numunesini aşağıdakileri kontrol etmek için test edecekler:

  • Beyaz kan hücresi
  • Alyuvar (eritrosit, rbc)
  • Bakteri
  • Mantar

Sağlıklı olduğunuzda bile idrarınızda birkaç WBC'ye sahip olmanız gerekir, ancak bir idrar testi 5 wbc/hpf'nin üzerindeki seviyeleri tanımlarsa, muhtemelen bir enfeksiyonunuz vardır. Bakteri tespit edilirse, doktorunuz bakteri enfeksiyonunun türünü teşhis etmek için idrar kültürü yapabilir.

Böbrek taşlarının teşhisine idrar testi de yardımcı olabilir. Radyolojik inceleme veya tomografi de doktorunuzun taşları görmesine yardımcı olabilir.

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz.Soru sormak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Popüler Blog Yazıları

Hba1c (Glikozile Hemoglobin) Testi nedir?Kimlere yapılır?York Test, İsparta'da Tahlil.com okurlarına 200 TL indirimliTroid Biyopsi Nasıl Yapılır?Diyet Öncesi Yaptırmanız Gereken TahlillerTahlil Sonuçları Öğrenme Tahlil.com'daYork Testi Nedir? Kimler, Neden York Test Yaptırmalıdır?Dörtlü Tarama Testinde Hangi Değerlere Bakılır?Ömürlük Grip AşısıBeyaz Kan Hücre Sayım Neden Düşük?Karyotip Analiz Nedir ve Neden Yapılır?Kültür Çeşitleri Nelerdir?Beta HCG Değerlerine Bakılarak Çoğul Gebelik Tanısı Koyulur mu?

Lökosit Yüksekliği: Lökositoz Nedir? Lökositoz Neden Olur?

Lökosit Nedir?

Lökosit, kemik iliğinde yapılan ve kan ve lenf dokusunda bulunan beyaz renkli kan hücresidir. Lökositler vücudun bağışıklık sisteminin bir parçasıdır. Vücudun enfeksiyon ve diğer hastalıklarla savaşmasına yardımcı olurlar. Lökosit tipleri granülositler (nötrofiller, eozinofiller ve bazofiller), monositler ve lenfositlerdir (T hücreleri ve B hücreleri). Kandaki lökosit sayısı tam kan sayımı diğer adıyla da hemogram testi ile ölçülür. Lökosit sayımı ile, vücudumuzdaki enfeksiyon, iltihaplanma, alerji ve lösemi gibi durumlar araştırılır.
Lökosit beyaz kan hücresi olarak da bilinir. Bu nedenle İngilizce karşılığı, White(beyaz)  Blood(kan) Cell( hücre) kelimelerinin baş harfleri olan WBC'dir.
WBC ( lökosit ) testi, kandaki beyaz küre sayısının değerlendirilmesinde kullanılan tam kan sayımındaki en önemli parametrelerden biridir.
WBC aynı zamanda akyuvar olarak da bilinmektedir.

Kan Sayımında Lökosit ( wbc) Normal Değerleri:

Prematüre bebekler                        9,00-30,00 K/mm3
 0-1 ay  bebekler                            9,40-34,00 K/mm3
 2-12 ay bebekler                           5,00-19,50 K/mm3
 1-3 yaş  çocuklar                           6,00-17,50 K/mm3
 4-5 yaş  çocuklar                           5,50-15,50 K/mm3
 6-15 yaş çocuklar                          4,0- 13,50 K/mm3
 15 yaş ve üstü:(erişkinler)             4,0- 11,00 K/mm3 


Lökosit Yüksekliği (Lökositoz) Nedir?

Lökosit yani beyaz küre sayısında artış görülmesine lökositoz denir. Lökosit halk arasında akyuvar olarak da bilinir.Tıbbi olarak da WBC, İngilizce karşılığı ile de white blood cell olarak adlandırılmaktadır.
Tam kansayımı (hemogram) testinde normal değerlerin üstünde olması ise lökosit yüksekliği (lökositoz) olarak adlandırılır.
Kanda lökosit normal değeri, yukarıda da belirttiğimiz üzere yaş gruplarında farklı değerlerde olabilir.Lökosit tahlil sonucunu  inceleyen doktor bu durumu da göz önüne almalıdır..

Lökosit Yüksekliği (Lökositoz)  Görülen Durumlar

Sistemik enfeksiyonlar (sistemleri tutan enfeksiyonlar) (sarkoidoz gibi)
Lokal bakteriyel enfeksiyonlar (tonsillit, yumuşak doku enfeksiyonı gibi)
Miyokart enfarktüsü sonrası
Lösemiler 
Gebelikler
Aşırı sigara tüketenlerde
Splenektomi sonrası (cerrahi olarak dalağın alınması)
KBY (Kronik böbrek yetmezliği)
Üçüncü evre ciddi yanıklar sonrası

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz.Soru sormak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum
n********** :

2yaşında oğlumun kan tahlili dr. Kanda mikrop var dedi lütfen yormlrmsnz

wbc15,96H

neut%56,9

neut#9,08H

eo#0,02L

eo%0,1L

baso#0,10H

baso%0,6

lymph#4,59H

lymph%28,8

mono#2,17H

mono%13,6

rbc4,70

hgb12,6

hct36,9

mcv78,5L

mch26,8L

mchc34,1

rdw-sd37,5

rdw-cv13,6

plt275

pdw9,6

mpv9,0L

p-lcr16,8L

pct 0,25


Cevap:

Evet enfeksiyon odağı araştırılmalıdır, idrar, kulak, vb..

e*********** :

wbc 10,28

mon#1,08

neut%75,6

neut 7,77 yuksek çıkan sonuçlar bu şeklde yorumlarsanız sevinirim.


Cevap:

Sonuçlarını belirtiğiniz değerler hemogram yani kan sayımında çalışılan parametrelerden sadece bir kaçı, bunlar tek başına fazla bir fikir vermez.Hemogram yani kan sayımı testinin sağlıklı olarak değerlendirilebilmesi için kan sayımı sonucundaki tüm parametrelerin birlikte değerlendirilmesi gerekir, diğer kan sayım parametrelerinizde eğer bir sorun yoksa, sonucunuzda kayda değer bir problem olmayacağını söyleyebiliriz.

Hemogram ( Kan sayımı) tahlilindeki tüm parametreler hakkında detaylı bilgi sahibi olmak, bu konuda sorulmuş benzer soruları ve cevapları okumak için aşağıdaki bağlantıları ziyaret edebilirsiniz.

Kan sayımı( hemogram) tahlilinde yer alan parametrelerdeki kısaltma ve değerler ne anlama geliyor?



m******* :

hocam merhaba, ben 5 haftalık gebeyim. Elisa sonucumda anti cmv ıgg 113,3 çıktı. ref. aralığı 0-15 benim ki pozitif gözüküyor. Ama teste ıgm diye birşey yazmıyor. virüs var mi yok mu şuan bilmiyorum. haftaya transvajinal us yapılacak. bu virüsun gebe iken tedavisi var mi? Yada bebeğe bulaştıktan sonra tedavi edilebiliyor mu?


Cevap:

CMV IGG pozitigliği olağan bir durumdur, neredeyse her 10 bayanın 9 unda bulunur.CMV IG M pozitifliği yoksa sorun yoktur.

t************** :

merhaba laborantım kendı spermyogramıma bakıyorum ve 3- yıldır hep aynı sonucu alıyorum sperm sayısı 100 mılyona yakın bazen artıyor bazen azda olsa dusuyor yalnız bol lokosit var ve hıc gecmıyor aılemızde sakat bebek olma ıhtımalı yuksek abımdede bol lokosit sprunu var yalnız hareketlılıgı yuksek sızce eşimin gebe ıhtımalı bol lokosit varken varmı? yoksa eşimin rahmıne geçen lokositler eşimi rahatsız eder mı? lutfen cok onemlı :(


Cevap:

Birde bu işten anlayan bir uzman doktor baksın spermine senin, ondan sonra bize tekrar yaz

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Popüler Blog Yazıları

Hba1c (Glikozile Hemoglobin) Testi nedir?Kimlere yapılır?York Test, İsparta'da Tahlil.com okurlarına 200 TL indirimliTroid Biyopsi Nasıl Yapılır?Diyet Öncesi Yaptırmanız Gereken TahlillerTahlil Sonuçları Öğrenme Tahlil.com'daYork Testi Nedir? Kimler, Neden York Test Yaptırmalıdır?Dörtlü Tarama Testinde Hangi Değerlere Bakılır?Ömürlük Grip AşısıBeyaz Kan Hücre Sayım Neden Düşük?Karyotip Analiz Nedir ve Neden Yapılır?Kültür Çeşitleri Nelerdir?Beta HCG Değerlerine Bakılarak Çoğul Gebelik Tanısı Koyulur mu?

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

  • Kimlik bilgileriniz: Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik numaranız, pasaport numaranız veya geçici TC Kimlik numaranız, doğum yeri ve tarihiniz, medeni haliniz, cinsiyetiniz, sigorta veya hasta protokol numaranız ve sizi tanımlayabileceğimiz diğer kimlik verileriniz.
  • İletişim Bilgileriniz: Adresiniz, telefon numaranız, elektronik posta adresiniz ve sair iletişim verileriniz, müşteri temsilcileri ya da hasta hizmetleri tarafından çağrı merkezi standartları gereği tutulan sesli görüşme kayıtlarınız ile elektronik posta, mektup veya sair vasıtalar aracılığı ile tarafımızla iletişime geçtiğinizde elde edilen kişisel verileriniz.
  • Muhasebesel Bilgileriniz: Banka hesap numaranız, IBAN numaranız, kredi kartı bilginiz, faturalama bilgileriniz gibi finansal verileriniz.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı ve planlaması amacıyla özel sağlık sigortasına ilişkin verileriniz ve Sosyal Güvenlik Kurumu verileriniz.
  • Hastane veya tıp merkezlerimizi ziyaret etmeniz halinde güvenlik ve denetim amaçlı tutulmakta olan kamera kayıtları görüntüleriniz.
  • Otoparkı kullanmanız halinde araç plaka veriniz.
  • Sağlık Bilgileriniz: Laboratuvar sonuçlarınız, test sonuçlarınız, muayene verileriniz, randevu bilgileriniz, check-up bilgileriniz, reçete bilgileriniz dahil ancak bunlarla sınırlı olmaksızın tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi sırasında veya bunların bir sonucu olarak elde edilen her türlü sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel verileriniz.
  • www.acibadem.com.tr sitesine veya www.acibadem.com.tr/AcibademOnline/TR/MainPage adresine gönderdiğiniz veya girdiğiniz sağlık verileriniz ve sair kişisel verileriniz.
  • Acıbadem’e veya Acıbadem Grup şirketlerinden herhangi birine iş başvurusunda bulunmanız halinde bu hususta temin edilen özgeçmiş dâhil sair kişisel verileriniz ile Acıbadem Grubu çalışanı ya da ilişkili çalışan olmanız halinde hizmet akdiniz ve işe yatkınlığınız ile ilgili her türlü kişisel verileriniz.

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

  • Kimliğinizi teyit etme,
  • Kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi.
  • İlgili mevzuat uyarınca Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Hastane ve Tıp Merkezlerimizin iç işleyişi ile günlük operasyonların planlanması ve yönetilmesi.
  • Hastane Yönetimi, Hasta Hakları, Hasta Deneyimi bölümleri tarafından hasta memnuniyetinin ölçülmesi, arttırılması ve araştırılması.
  • İlaç temini.
  • Randevu almanız halinde randevu hakkında sizi haberdar edebilme.
  • Risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerini geliştirme amacıyla analiz yapma.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından sağlık hizmetlerinizin finansmanı, tetkik, teşhis ve tedavi giderlerinizin karşılanması, müstehaklık sorgusu kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Araştırma yapılması.
  • Yasal ve düzenleyici gereksinimlerin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgileri paylaşma.
  • Kalite, Hasta Deneyimi, Bilgi Sistemleri bölümleri tarafından risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından hizmetlerimiz karşılığında faturalandırma yapılması ve anlaşmalı olan kurumlarla ilişkinizin teyit edilmesi.
  • Pazarlama, Medya ve İletişim, Çağrı Merkezi bölümleri tarafından kampanyalara katılım ve kampanya bilgisi verilmesi, Web ve mobil kanallarda özel içeriklerin, somut ve soyut faydaların tasarlanması ve iletilebilmesi.

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

  • 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu,
  • 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu,
  • 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname,
  • Özel Hastaneler Yönetmeliği,
  • Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Korunması Yönetmeliği,
  • Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuat hükümleridir.

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

  • Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme,
  • Kişisel veriler işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
  • Kişisel sağlık verilerine erişim ve bu verileri isteme,
  • Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
  • Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesine ve/veya kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesine ilişkin işlemlerin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
  • İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme hakkını haizsiniz.

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

  • (i) ATATÜRK MAH.FEZA SK.NO:3/8 ATAŞEHİR, Istanbul, Türkiye adresine kargo ile ıslak imzanızı taşıyan bir dilekçe ile “Kurumsal Sekretarya” departmanı dikkatine Zarfına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Bilgi Talebi” yazılarak gönderebilirsiniz,
  • (ii) Noter kanalıyla gönderebilir,
  • (iii) [email protected] adresine güvenli elektronik ya da mobil imzalı olarak, kayıtlı elektronik posta adresi veya sistemimizde kayıtlı elektronik e-posta adresiniz aracılığıyla ve/veya
  • (iv) Acıbadem’e hitaben yazdığınız “word veya pdf.” formatındaki bir dosyayı güvenli eimza ile imzalayarak [email protected] ‘a e-posta’nın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Bilgi Talebi” yazarak iletebilirsiniz.

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir