orhan veli kanık anlatamıyorum şiirinin hikayesi / Anlatamıyorum şiiri - Orhan Veli Kanık

Orhan Veli Kanık Anlatamıyorum Şiirinin Hikayesi

orhan veli kanık anlatamıyorum şiirinin hikayesi

Orhan Veli Kanık, 13 Nisan yılında dünyaya gelmiştir. Yenilikçi garip akımının kurucularından biridir. Türk şiirinde ki eski yapıyı değiştirmeyi amaçladı. Orhan Veli, şiirin yanında, makale, hikaye ve deneme yazıları yazmıştır. 14 Kasım yılı 36 yaşında vefat etmiştir.

Orhan Veli'nin Aşkı "Anlatamıyorum"da Gizli

Orhan Veli&#;nin Aşkı &#;Anlatamıyorum&#;da Gizli!!Doğum Gününde Saygıyla..

Orhan Veli&#;nin Aşkını Anlatamadığı Kadının Ağzından Orhan Veli

yılında  Ayhan Hülagü’nün Kolektif Sanat için yaptığı söyleşi…

Karşımızda 92 yaşında bir kadın. Tırnakları ojeli, yüzü hafif buruşmuş, gözünde bir güneş gözlüğü. Görme yetisini hafif kaybetmiş gözlerinin önüne düşen saçlarını usulca kulaklarının arkasına alıp konuşuyor. Sesi titremiyor, bilinci yerinde. Kahve fincanını zarif bir şekilde dudaklarına götürüp getiriyor. Anlatıyor… Edebiyat dostlarını, darbeleri, bir mum gibi eriyen hayatını anlatıyor. Kalkıp ağır adımlarla diğer odaya gidiyor. Uluslararası bir müzede nadir bulanacak eserlerinin önünden geçiyor. Duvarlarda kendisine hediye edilen Bedri Rahmi Eyüpoğlu ve Abidin Dino&#;nun tabloları, karakalem portre çalışmaları…

Ev sahibi iki dakika sonra tekrar beliriyor köşede. 71 yıl öncesindeyiz… Saçları simsiyah, gözler ay ışığı gibi parlıyor. Kucağındaki defterleri masaya yığıp ayaklarını altına çekip sedire oturuyor. Tozlu koltukta bu kez Orhan Veli var. İçeride Sabahattin Eyüboğlu,Melih Cevdet Anday gibi yazarların sesi yükselirken Orhan Veli&#;den çıt çıkmıyor. Genç kızı hayranlıkla seyre dalıyor. Bella tedirgin olup, soruyor: Neyin var, ne oldu?. Ama cevap yok. Sonra defterini alıp bir şeyler yazıyor. “Epeyce yaklaşmışım… Duyuyorum anlatamıyorum.” Defteri uzatıyor, ‘Al&#; diyor ‘Sana yazdım.&#; Genç kız şiiri usulca okuyor, teşekkür etmekle yetiniyor.

Orhan Veli'nin Aşkı "Anlatamıyorum"da Gizli!!Doğum Gününde Saygıyla..

Köşeden bir ses geliyor. Adına şiirler yazılan kadın tabloların önünde. Orhan Veli kayboluyor ortadan. Anlatamadım, diyor: “Olay Sabahattin Eyüboğlu&#;nun evinde geçti. Kimseye anlatamadım. Defteri kaybettiğim için herkesten sakladım. Ukala bir kadın çıkar, ‘bana yazdı&#; der. Böyle tartışmaların içinde bulunmak istemediğim için söylemedim.” Ünlü şairin Sere Serpe şiirini yazdığı kadın, masum birkaç cümleyle Anlatamıyorum şiirinin hikâyesini paylaşmış oluyor. Hatta “olmaz ki, böylede yatılmaz ki” dizellerinden daha güzel, anlamlı, dokunaklı olduğunun altını çize çfunduszeue.info, yeniden sandalyeye yerleşiyor. Orhan Veli&#;nin anlatamadıklarını anlatıyor. Hikâyeleri bir masal gibi geliyor kulağa. Edebiyat dünyasının birçok ismini tanıyor çünkü. Sabahattin Ali&#;yi, Bedri Rahmi&#;yi, Melih Cevdet&#;i Hasan Ali Yücel&#;i… Yollarının, eniştesi Erol Güney&#;in evinde kesiştiğinden bahsediyor.

Zaman akıyor, söz Bella ile Orhan Veli&#;nin ilk tanışmalarına geliyor. Kelimeler ağzından dökülüyor: “ yaşında eskrim şampiyonası için Ankara&#;ya gittim. Gelmişken bir de ablamı ziyaret ettim. İşte o gün Orhan&#;ı gördüm. Melih Cevdet, Sabahattin Eyüboğlu toplanmış sohbet ediyorlar. Hasanoğlan&#;da derse başlayınca daha samimi olduk, yakınlaşmamız o zaman oldu, sık sık ziyaretime gelirdi. Evimiz küçüktü ama muhabettimiz büyüktü!”

Orhan Veli'nin Aşkı "Anlatamıyorum"da Gizli!!Doğum Gününde Saygıyla..

Bana âşık olduğunu geç fark ettim

Sonraları Orhan Veli&#;yle sık sık görüştüğünü söylüyor. Hasanoğ-lan&#;daki köy enstitüsüne kadın öğretmen olarak atandığında yanına gelip gittiğini… Bella&#;ya hiç açılmamış. Platonik bir aşık olarak kalmış. Bir gece şöyle bir olay olmuş hatta: Cahit Sıtkı, Melih Cevdet, Necati Cumalı sohbeti sırasında Orhan Veli&#;nin sevgilisi Nahid Hanım bağırmaya başlıyor: ‘Orhan benimdir. Kimseye kaptırmam&#; Bella orada küçülüyor, buharlaşmak istiyor adeta. Sevgilisi olan bir erkeğe yan gözle bakmayan kadın, bundan sonra Orhan Veli sayfasını tamamen kapatıyor.

Bella, Orhan Veli&#;nin kendine âşık olduğunu biraz geç fark ettiğinin söylüyor. “İkili oynamak istemiyordu. Çok kibar bir adamdı. İki tane kostümü vardı, sürekli onları giyerdi. Bir kere Sabahattin Ali&#;yle takside giderken ellerinin güzel olduğunu söyledim. Anlamıştır herhalde. Başka bir şey olmadı. Onunla ilgili bir keşkem yok!” diyor bunun için.

ANLATAMIYORUM  

Ağlasam sesimi duyar mısınız,  
Mısralarımda; 
Dokunabilir misiniz, 
Gözyaşlarıma, ellerinizle?  
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, 
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 
Bu derde düşmeden önce.  
Bir yer var, biliyorum; 
Her şeyi söylemek mümkün; 
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; 
Anlatamıyorum.  
Orhan Veli Kanık

Orhan Veli Kanık Kimdir?

Anlatamıyorum Şiiri &#; Orhan Veli Kanık

Orhan Veli'nin "Anlatamıyorum" şiirinde yaygın olarak yer alan zihniyet nedir?

ORHAN VELİNİ ŞİİRLERİNDE YER ALAN ZİHNİYET
Orhan Veli ,Varlık dergisinde yayımlanan ilk ürünlerinde, aslında “Saf Şiirciler “anlayışıyla yazar. Hatta hece vezni değil aruz vezniyle yazdığı bir iki şiir bile olur. Yani hem halk şiiri hem divan şiirine vakıftır.

Orhan Veli ,bu eski şiir anlayışını yılından itibaren bırakır ve gündelik yaşam sahnelerinin yer aldığı şiirler yazmaya başlar. Bu şiir anlayışı başta Yahya Kemal olmak üzere bir çok kurallı şiir yazan şairleri kızdırıfunduszeue.info üzerine yazdıkları şiirin savunmasını yapacağı “Garip “adlı bir önsöz yazar ,burada “Garip Şiiri”nin ilkelerini de belirtir.
  • -Vezinli kafiyeli şiirde hayır.
  • -Edebi sanatlara hayır.
  • -Burjuvaziye hayır.
  • -Eski biçimlere hayır.
  • -Duygusallığa hayır
  • -Şairaneliğe hayır.
Bunların ötesinde öyle bir cümle yazar ki bu önsöz en çok diğer genç şairleri etkiler. Bu söz şudur; ”Şiir, bütün özelliği söylenişinde olan bir söz sanatıdır. Yani tümüyle anlamdan oluşfunduszeue.info insanın beş duyusuna değil,kafasına funduszeue.info gün gelecek,şiir yalnızca kafayla okunacak,edebiyat da böylece yeni bir yaşama kavuşacak.”
Orhan Veli Kanık kendisi gibi düşünen Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’la birlikte bu ilkelerle yeni bir oluşum başlatmış olur: Garip Akımı.

Altın Dişlim
Gel benim canımın içi,gel yanıma
İpek çoraplar alayım sana
Taksilere bindireyim
Çalgılara götüreyim seni
Gel,
Gel benim altın dişlim
Sürmelim,ondüla saçlım,yosmam;
Mantar topuklum,bobsitilim,gel
funduszeue.info Kanık

Şiirde dönemin zihniyeti, o dönemdeki kadınların moda anlayışları verilirken,toplum tarafından eleştirilen kadın tipine Orhan Veli’nin bakışını da görmüş oluyoruz. İlginçtir ki”bobsitil” sözcüğü Atilla İlhan tarafından garip anlayışına mensup kişilere taktığı bir isimdir. Orhan Veli şiirde aynı zamanda kendisini beğenmeyen ,küçük gören ,alay edenlere de bu kadın tiplemesiyle karşılık vermiştir.”ondüla saç” ifadesi şiir için garip gelmiş hep eleştirilmiştir.

Orhan Veli’nin şiirlerinde bütün anlayışı öyle hakimdir ki tek bir mısrayı çıkardığınızda şiir anlamını tamamen funduszeue.info gücü” Var olanı” yazmaktan gelmiştir.

Orhan Velinin Şiirlerinde Kullandığı Dilin Özellikleri
Cumhuriyet döneminin bir başka önemli şahsiyeti olan Orhan Veli de, Batı şiirinin yanı sıra halk şiiri unsurlarından da beslenmiş güçlü bir şairdir. Orhan Veli halk edebiyatı türlerinden türkülerin etkisinde kalarak, halk deyimlerini
ustaca kullanmış ve biçim olarak da halk şiiri biçimlerini deneyerek yine şiirlerini bu disipline
yaklaştırmıştır. Orhan Veli’nin :
Çocuk gönlüm kaygılardan azâde
Yüzlerde nur, ekinlerde bereket,
At üstüne mor kâküllü şehzâde
Unutmaya başladığım memleket
Şakağımda annemin sıcak dizi
Kulağımda falcı kadının sözü
Göl başında padişahın üç kızı
Alaylarla Kaf Dağı’na hareket.
şiiri halk şiirinin etkisini açık bir şekilde gözler önüne seren örnek şiirlerdendir. “Masal” olan şiirin adı bile halk edebiyatının etkisini çağrıştırmaktadır. Şiir hece ölçüsüyle yazılmıştır ve halk edebiyatına özgü motiflerle yüklüdür.
Halk şiirine yaklaştığı şiirlerden biri de mani dörtlüklerinden oluşturduğu “Delikli Şiir”dir.

Kullandığı temalar

Her şeyin şiire konu edinilebileceğine inanan Orhan Veli ve arkadaşlarının Türk şiirine yaptığı en büyük katkılardan biri de bu inançlarını eserlerinde uygulamaları oldu.[94] Bunun için de ilk olarak sıradan insanı kendilerine konu edindiler. Böylece, eski şiirlerdeki kahramanlaştırılan ideal insan tipinin yıkılmasını sağladılar. Divan şiirinde insan, aşkın arayıcısı olan kusursuz ve soyut bir varlık; Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Mehmet Akif gibi şairlerin eserlerinde toplumu için mücadele eden bir kahraman iken Orhan Veli’nin şiirlerinde gündelik sorunların peşinde koşan sıradan bir vatandaştı.[94] Örneğin Kitabe-i Seng-i Mezar şiirinin kahramanı olan Süleyman Efendi, hayattaki en önemli sorunu nasır olan, Allah’ın adını sık anmasa da günahkar sayılmayan, varoluş problemi yaşamayan bir adamdı.[95] Süleyman Efendi’yle ilgili olarak Orhan Veli: “Ben hayatı sadelik içinde geçmiş basit bir adamın hayatından bahsetmek istedim. Acayiplik olsun diye yazmadım şiiri, neşretmeden evvel de bu kadar yadırganacağını tahmin etmiyordum.” dedi. Nasırı önemseyip edebiyata soktuğu için eleştirenlere ise şu cevabı verdi: “Hayatından daha büyük manevi ızdırapları olmayan bir insan için nasırın mühim olduğunu telakki ediyorum.”
Toplum eleştirisi teması da Orhan Veli tarafından sık sık kullanıldı.[96] Fakat şair, bu konuyu kendisinden önce bu türün örneklerini veren Namık Kemal, Nazım Hikmet ya da Tevfik Fikret gibi isimlerin aksine ironi ve parodi tekniklerini kullanarak işliyordu. Hardalname, Cımbızlı Şiir, Vatan İçin, Bedava ve Kuyruklu Şiir’in örnek olarak verilebileceği şiirlerinde sadece durum tespiti yapıp herhangi bir ideolojiyi savunmaması sebebiyle sanatçı burjuva şairi olmakla da suçlandı.[97]
Orhan Veli Dedikodu, Söz, Tahattur, Şanolu Şiir, Sereserpe, Eski Karım, Aşk Resmigeçidi gibi pek çok şiirinde ise aşk ve cinsellik konusunu işledi. Öte yandan çocukluk şairin hem Garip öncesi hem de Garip döneminde sık sık kullandığı temalardan biriydi. Bu temanın örnekleri arasında Ağaç, Kuş ve Bulut, Rüya, Robenson sayılabilir. Sanatçının çocuk algısıyla yazdığı şiirlerde duygu tonu diğer şiirlerine göre çok daha fazladır.[98]
Şairin işlediği diğer temalar arasında yaşama sevinci (Ne Kadar Güzel, Sokakta Giderken, Güzel Havalar, Birdenbire), savaş (Bizim Gibi, Tereyağı, Gangster), yolculuk (Yolculuk, Seyahat) gelir. Talât Sait Halman’a göre varolmanın ve yaşamın sevincini Türk edebiyatına sistemli olarak yerleştiren isim Orhan Veli olmuştur.[79] Ayrıca, Kanık, Nedim ve Yahya Kemal ile birlikte Türk şiirinin sayılı İstanbul şairlerinden biri kabul edilmektedir.

Şiir gerçekliğini Orhan Veli nasıl vermiştir?

Garip ya da Birinci Yeni[1], Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday’ın öncülüğünü yaptığı şiir akımının adıdır. Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş kalıp ve anlayışlardan kurtulmak gerektiğini savunur ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp, söyleyiş güzelliğini esas alır. 'de Orhan Veli, M. Cevdet Anday ve Oktay Rifat üçlüsü, şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran şiirlerini Garip adıyla bir kitapta topladılar. Kitaba koyulan Garip adı zamanla hem üç şairi yansıtan bir kimlik kazandı hem de Türk şiirinde yeni başlayan akımı yansıttı. Şiirde her türlü kurala ve önceden belirlenmiş kalıplara karşı çıkıp kuralsızlığı kural edindiler. Şiirin ölçü, uyak ve dörtlükle ilgisiz olduğunu, özgür yazılması gerektiğini savundular ve şiirin konularını genişlettiler. O güne kadar “seçkin” bir tür sayılan şiirin her konuda yazılabileceğini savundular. Konuşma dilini şiire dahil ettiler; “nasır” gibi bayağı bir sözcüğün de şiirde kullanılabileceğini gösterdiler. Halk deyişlerini şiire aktardılar. Bütün bu aykırı özellikleriyle şiir gibi görünmeyen ve Türk Edebiyatı içinde tepki toplayan Garip Akımı, ancak günümüzde anlaşılabildi.
Garipçiler, Garip adlı kitaplarına yazdıkları önsözde, Türk şiirini katı kurallara bağlı ve doğallıktan uzak bulduklarını belirtmişlerdir. Garipçilere göre bu durumun temel nedeni hece, uyak, aruz gibi kalıpların şiirde vazgeçilmez sanılmasıydı.
Garip akımını takip eden şairler bir türlü düzgün para kazanamamıştır. Kaderleriyle baş başa kalmışlardır. Genelde yalnız olarak hayata gözlerini yummuşlardır.

Orhan Veli Hangi geleneğe bağlı kalmıştır?
Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz vezinlerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. “Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak” amacıyla yola çıkan Kanık’ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu.[6] Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı.[7] Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.[8]

Şairin Yaşamından Yetiştiği Ortamdaki İzler
Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi. Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı.[6] Bu ilgi ise kısa zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı.[6] Sait Faik Abasıyanık da Orhan Veli’nin bu yönüne dikkat çekerek onu “üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair” olarak tanımladı.
Her ne kadar Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli “tek tür” şiirler yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık’ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktadır.[12] Oktay Rifat bu durumu “Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi.” ve “Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı.” sözleriyle açıkladı.

Orhan Veli Kanık’ın serbest tarzda yazmış olduğu Anlatamıyorum başlıklı şiirinde, aşk duygusuyla tanışan şiir kişisinin hayata karşı bakış açısı, duyguları ve algıları değişmektedir. Şiir, duygusal olarak yoğun olmakla beraber, şiirde duygusal acı ve bu acının değiştirdiği bakış açısından ve duyguları ifade etmekteki güçlükten bahsedilmektedir.bir_garip_sair_orhan_veli_kanik_kimdir_hayati_ve_bilinmeyenleri__ 2

Şiirde konuşan kişi birinci tekil kişidir: “Bir yer var, biliyorum;” (8) dizesinde “biliyorum” kelimesi birinci tekil kişi anlatımını gösteren ifadelerden biridir. Şiirde konuşan kişi diğer insanlara seslenmektedir. Bu seslenişte adeta bir yakarış vardır. Şiir kişisi diğer insanlardan onunla empati kurmalarını ve onu anlamalarını istemektedir:“Ağlasam sesimi duyar mısınız,/ Mısralarımda;/ Dokunabilir misiniz,/ Gözyaşlarıma, ellerinizle?” (1) dizelerinde şiir kişisi diğer insanlardan olan bu beklentisini dile getirmektedir. Şiirde konuşan kişi ona acı veren duyguyu tatmadan önce daha farklı hisler içinde bulunduğundan bahsetmektedir. Bu acı, şiir kişisinde o denli büyük bir duygu seli yaratmıştır ki şiir kişisi bu coşkulu duyguyu kelimelerle ifade etmekte zorlanmaktadır. Şarkıların bile şiir kişisine vermiş olduğu etki farklılaşmaktadır. Burada şiir kişisi şarkılarla melankolik bir duygu durumu içinde olduğunu anlatmaktadır. Şarkılar, şiir kişisinin hissettiği sıkıntı ile bütünleşip daha duygusal ve etkileyici bir hâl almaktadır. Şiir kişisi şarkıları eskisinden daha güzel bulduğunu söyleyerek, aslında duygusal acısından gizli bir zevk aldığını da ifade etmektedir. Bu da okuyucuya bu acının aşk acısı olabileceğini hissettirmektedir: “Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel/ Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu/ Bu derde düşmeden önce.” (5).

Şiirde anlatılmak istenen birden fazla duygu vardır. Bunlardan en çarpıcı olanı kişinin kendini ifade etmekteki çaresizliğidir. “Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel/ Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu” (5) dizelerinde şiir kişisi açıkça duygularını anlatmaktaki zorluğunu belirtmektedir. Şiirde yalnızlık temasına da değinilmiştir. Şiir kişisi kimsenin onu anlamadığından yakınmaktadır ve bu da şiir kişisinin kendini yapayalnız hissetmesine sebep olmaktadır. Belki de “Bir yer var, biliyorum;/ Her şeyi söylemek mümkün;” (8) dizelerinde anlatmaya çalıştığı yer, duygularını paylaşabileceği bir dost, yakın arkadaş ya da bir sevgili yanıdır. Bahsi geçen her şeyi söylemenin mümkün olduğu bu yer, şiir kişisinin duygularını ifade etmek için kelimeleri kullanmakta ulaşabileceği yüksek bir seviye de olabilir. Şiir kişisi bu yerin varlığını “biliyorum” derken aslında böyle bir yerin olmasına duyduğu ihtiyacı, böyle bir yerin varlığını tahmin ederek göstermektedir. Şiir kişisi yalnızlığın ve çaresizliğin içinde yitmiştir ve kendi duygularını ifade edebileceği bir çıkış yolu aramaktadır.

Şiirin genel havası karamsardır. Şiir kişisinin ağlaması, göz yaşları, bir derde düşmesi ve kendini anlatamaması okuyucuyu bu karanlık havanın içine sürükler. Şiirin son anlamsal biriminde atmosfer karamsardan umutlu bir havaya döner.

Şiirde üç tane anlamsal kesitleme bulunmaktadır. Birinci anlamsal kesitleme, birinci anlamsal birimdedir. Bu anlamsal kesitlemede şiir kişisi kendini anlatamamasındaki çaresizliğinden söz etmektedir. Bu çaresizliği, “göz yaşı” imgesine dönerek hüzün ve üzüntü ile birleşmektedir. İkinci anlamsal kesitleme, ikinci anlamsal birimdedir. Bu anlamsal kesitlemede şiir kişisinin yaşadığı duygusal acı sonrası şiir kişisinin duygularında olan değişimleri anlamlandırmaya çalışmasından bahsedilmektedir. Üçüncü anlamsal kesitleme, üçüncü anlamsal birimdedir. Bu anlamsal kesitlemede şiir kişisi kendini ifade edebilme umudunu anlatmaktadır. Şiir kişisi kendini ifade etmekteki sıkıntısından kurtulmak istemektedir.

Şiirin “Her şeyi söylemek mümkün,” dizesindeki “şey” kelimesini karşılayan kavram, şiir kişisinin kendini ifade etmekte zorlandığı kelimeler ve cümlelerdir. Şiir kişisi bu dizede istediği her duyguyu ifade edebileceğine olan umudundan bahsetmektedir.

Şiirde soru sorma sanatı kullanılmıştır: “Ağlasam sesimi duyar mısınız,/ Mısralarımda;/ Dokunabilir misiniz,/ Gözyaşlarıma, ellerinizle?” (1). Ayrıca “gözyaşlarına dokunmak” mecaz bir ifadedir. Şiir kişisi burada derdini anlayacak, acısına teselli olacak birini aramaktadır. Şiirin ikinci anlamsal biriminde şarkılar için “güzel” kelimesi kullanılırken kelimeler içinse “kifayetsiz” denilmektedir. Bu iki kelime okuyucuda zıt düşünceler uyandırmaktadır. “Güzel” kelimesi “Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran” anlamında olup okuyucuya olumlu duygular aktarmaktadır. “Kifayetsiz” kelimesi ise “Yetersiz” anlamıyla okuyucuda olumsuz duygular uyandırmaktadır. Bu da zıtlık söz sanatına bir örnektir.

Şiir sade ve yalın bir biçimde yazılmıştır. Süslü anlatım yapmadan duygularını ifade etmiştir şiir kişisi. Şiirin akıcı olması da okuyucuların şiiri daha iyi ve kolay anlamlandırmalarını sağlar. Bu şiirde karmaşık ve zor kelimelerin bir arada kullanılmaması şiirin akıcı olduğunu gösteren unsurlardan biridir. Ayrıca şiir özlüdür. Kısa olmasına rağmen çok farklı duygular ve anlamlar ifade etmektedir. Şiirde gereksiz söz ve eklerin bulunmaması da şiirin duru olduğunun bir göstergesidir. Şiirde anlatım doğal ve içtendir. Şiir kişisi yapmacıklıktan uzak durarak anlatmıştır duygularını. Şiirin açık bir anlatımı yoktur ve anlatılmak istenen okuyucunun yorumuna bırakılmıştır.

Orhan Veli Kanık’ın yazmış olduğu Anlatamıyorum şiirinde, aşk duygusunun şiir kişisine vermiş olduğu tarif edilemez acıdan dolayı şiir kişisinin farklılaşan duyguları ve hayata bakış açısından bahsedilmektedir. Şiirde duygusal acının yol açtığı değişimler, kendini ifade etmekteki zorluk ve çaresizlik anlatılmaktadır. Tüm bu çaresizlik ve hüzün duygularına rağmen şiir kişisi ümidini yitirmemektedir.

 

 Kaynakça

Orhan Veli Kanık Anlatamıyorum Şiirinin İncelemesi Tahlili Kafiye ve Redifleri Zihniyeti Nazım Birimi Ahenk Unsurları Söz Sanatları Ses Olayları

Anlatamıyorum Şiir İncelemesi

Anlatamıyorum Şiirinin Nazım Biçimi: Serbest Şiir

Anlatamıyorum Şiirinin Nazım Birimi: Bent

Anlatamıyorum Şiirinin Birim Sayısı:  Tek bentten oluşmuştur.

Anlatamıyorum Şiirinin Ölçüsü: Serbest ölçü kullanılmıştır.

Anlatamıyorum Şiirinin Ahenk Unsurları: Garip akımı şairleri, şiirde kafiye ve ölçüye karşı oldukları için şiirde ahengi dize içi ses, kelime tekrarlarıyla sağlamışlardır.

Anlatamıyorum Şiirinin Kafiye ve Redifleri:

Duyar mısınız/dokunabilir misiniz: mısınız’lar redif.

Biliyorum/duyuyorum/anlatamıyorum:  yorum’lar redif.

Anlatamıyorum Şiirinin Söz Sanatları:

İstifham yani Soru Sorma Sanatı:   “sesimi duyar mısınız,

                                                                 Mısralarımda”

İstifham yani Soru Sorma Sanatı: “Dokunabilir misiniz,

                                                             Göz yaşlarıma, ellerinizle?”

Anlatamıyorum Şiirinin Dili: Sade, yalın okuyan herkesin rahatça anlayacağı günlük hayatta kullanılan dil kullanılmıştır.

Anlatamıyorum Şiirinin Teması: İnsanın bazen duyguları aktarmada yaşadığı güçlük.

Anlatamıyorum Şiirinde Gelenek: Garip Akımının kurucusu olan şair, hayatın içinden insanlara da şiirlerinde yer vermiştir.

Anlatamıyorum Şiiri ve Şair: Bazen kelimelerin duyguları ifade etmede yetersiz kalması anlatılmıştır bu şiirde.

Anlatamıyorum Şiiri Ses Olayları:

Olduğunu: Bu kelimede ünsüz yumuşaması ses olayı vardır. olduk-unu=olduğunu

Derde:  Bu kelimede ünsüz yumuşaması ses olayı vardır. dert-e=derde

Anlatamıyorum:  Bu kelimede ünlü daralması ses olayı vardır. anlatama-yorum=anlatamıyorum

Şiir inceleme örnekleri için tıklayınız!

Ders Kitabı Cevapları

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası