Disney+ Türkiye, görkemli, elenceli, Tarkanl, kalpli bir lansmanla pazara giri yapt. Platformun orijinal yerli içerie sahip ilk dizisi “Kaç” da dün izleyebildim. Hikâyesi ve tasarm ayn zamanda dizinin barol oyuncusu olan Engin Akyürek’e, senaryosu Ali Doançay’a ait, O3 Medya ve Same Film imzal dizinin yönetmeni Yaz Alp Akaydn.
Dizinin özeti, açkças bende yaklak ayn ölçülerde kayg ve üphe uyandrmt. Disney+da dizi u biçimde anlatlyor:
“Yetenekli bir fotorafç olan Mehmet; bir gazeteci grubuyla (rem Helvacolu, Onur Bay, Adem Ylmaz) birlikte Türkiye snrn geçmeye ve snrn öteki tarafn fotoraflamaya karar verir. Ezidi köyüne vardktan ksa bir süre sonra, snr bölgesini ele geçirmi olan radikal örgüt köye baskn yapar ve Mehmet hariç herkesi alr. Mehmet köyde yalnz kalmtr. Buradan nasl kurtulacan ve Türkiye’ye nasl döneceini bulmaya çalr.”
Burada aktarlmayan ksmda bir de daima en olmamas gereken yerde ve biçimde bulunan, ortam gerçekliine uygun hareket etmeyen kadn aktivist Zeynep (rem Helvacolu) var ki ayrca ilgiye deer. Sava muhabirlii, snrn öte yan, radikal örgüt, Ezidi köyü ve sklan kapandan kurtulma hikâyesi, bir tür “tüm tulara basma” hissi uyandrd içindi üphem. Merak ve heyecansa bizde bir dönem alm yürümü asker dizileri dnda, henüz aslnda sava ve Orta Dou temal bir dizi yaplmam olmasyla ilgiliydi. Ezidilerin aclarn ve çok yaknmzdaki trajediyi anlatrken ajitasyondan ve kendini Bat gözünden görmekten kaçnma becerisi, sava bir “turistik anlatya çevirmemek” de balca beklentimdi. Elbette nasl devam edecei de nasl balad kadar hatta belki daha da önemli. Ama dizinin ilk bölümüyle, dütüü baz önemli tuzaklara ramen, malzemesine yaklam bakmndan bana göre snav geçtiini peinen söyleyeyim.
Bir diziye kendimizi “kaptrdmz” anda etrafmz çevreleyen gerçeklik de ister istemez alglarmzda belli ölçüde etkili olabiliyor. Dizinin yaynland günden hemen sonra Diyarbakr’da 16 gazeteci tutukland, gazeteci nci Hekimolu sabaha kar zmir’deki evinden gözaltna alnd. “Dezenformasyon yasas” olarak tanmlansa da, sosyal medya içeriklerine suistimali çok mümkün hayli mulak bir snr çizdii için yanl olmayan deyile sosyal medya sansür yasas komisyondan geçti. Birbirlerinden bamsz görünseler de yarattklar duygu çok ortak ve önemli nokta da bu zaten: Söze kilit, nefese tpa, özgürlüklerin giderek artan biçimde elden alnmas hissi. Ve bir türlü çkmayan ya da yeterince yüksek sesle çkmayan “gk”lar…
Hikâyeler her eyden bahsedebilir, yeter ki özgürce konuabilsinler. Bir fincan takmndan yola çkarak dünyann en temel sorunlarna deinebilirsiniz. Yani hikâyenin neyi anlattndan çok nasl anlatt önemlidir. Ama içinde bulunduumuz ortamda (maalesef demeliyim) neyin anlatldnn ya da anlatlmaya deer bulunduunun da önemi var. Öyle bir dönemdeyiz ki, insan bugün anlatlamayann yarn hiç anlatlamayabilecei hissine kaplyor çünkü. Hem muktedirin desteklemedii hem de u ya da bu nedenle günün “elencesi” olmaya da müsait olmayan hikâyeler, bolukta kaybolup gidebiliyor. Çünkü oto sansür, sansürün bir yan etkisi deil, en güçlü aparat. nsanlarda söyledikleri ya da yazdklar cümlelerin sabaha kar apar topar evlerinden alnmalarna yol açabilecei hissini güçlü biçimde uyandrrsanz çounluun cümlelerine salam bir kilidi önden vurmu olursunuz. Söylediklerinin çok küçük bir kesim haricinde kimseye ulamayaca hissini yarattnzda da böyle olabilir bu. Birincisinde hikâye anlatlamaz hale gelir, ikincisinde ise dinlenmeyeceinden emin, batan gücenik bir homurdanmaya dönüür. Tüm bunlar gerçek hayat için olduu kadar, kurmaca için de geçerli. Popüler anlat bunun örnekleriyle dolu. Hangi hikâyelerin “anlatlabilir” olduunun snrn çounlukla önden, hangilerinin yaynlanabilir olduu çiziyor. Gerçeklii dev bir paranteze alabilme, gerçei iimize geldii biçimde yorumlama alkanlmz hikâye anlatmndan kiisel ilikilere uzanan bir çizgide, zaten çok güçlü olduundan, bir süre sonra sansüre falan hiç gerek kalmyor. O hikâyeler zaten yazlmyor, hatta hayal bile edilmemeye balyor. Çünkü hikâye, görülmek, okunmak, hayata geçmek ister.
Katliamlarn, ykmlarn, “yan komunun bana geldii halde” tonti nine ve dede sayklamalaryla hayal meyal bugüne ulaan eksik ac anlatlarnn tarihi, tarihimiz. Üzerinden atlayp devam etmeye, bize dokunmayan ylan yok saymaya öylesine altrlmz ki. Aclar arasnda ba kurabilme, bugün “öteki”ne dokunann yarn mutlaka bize de dokunabilecei bilgimiz de sakatlanm. deal olan, bizim bamza gelsin gelmesin, acya, hakszla, adaletsizlie ses yükseltmekken yanl yaplandrlm kör bir bencillie hapsedilmi bir mozaikte debelenip duruyoruz. Hem bencilce ve baka aclara duyarsz, hem de kendi içinde bile skntl bir ac bilgisi. Tehlikeyi, basky bakasna yönelmise görmemek, künt cisim kendi kafana inene kadar da aslnda hiç görmemek üzerine. E sonra da zaten geçmi olsun.
“Ses veremeyenin sesi olmak”, bu nedenle bir gazeteci, yazar için olduu kadar bir hikâyeci için de deerli. Hikâyeler biraz da bize emanet edilmi, anlatlmay, olabildiince doru, çok yönlü, hakkaniyetli biçimde anlatlmay bekleyen eyler. Ama bu toplumsal alkanlklara elik eden baskc ve sansürcü rejimler nedeniyle Yeilçam filmlerinden TV dizilerine uzanan çizgide popüler anlat bizde gerçekliin önemli bir ksmnn kapsam d braklmas üzerine kurulu. Tarih önümüzden akyor, biz habire masallar anlatyor, masal seyrediyoruz. Ki masallar da güzeldir, insann bazen gerçeklikten tamamen kopmaya, bir masaln içinde kaybolmaya güçlü biçimde ihtiyac vardr. Ama melodramndan dramna, komedisinden polisiyesine her tür bize sadece masal anlatmamal. Bizi çok rahatsz da etse, bazlar da bizi kendi kuyularmza indirmeli, gerçeklerle temasmz salamal.
Ana akm televizyonda nelerin hikâye edilebileceinin snr çoktan çizilmi vaziyetteydi. Birbiri ardna açlan dijital platformlarn dourduu beklentilerden biri de bu nedenle ister istemez bu yönde oldu. Bu ana dek “resmi hikaye”nin kapsama alan dnda braklm olan da anlatabilme imkân Toplumsal olaylarn, yakn tarihin önemli bir ksm, hikâye dna itilmi farkl dil ve kültürler, sadece en klie halleriyle ve birer yan öe olarak konumlandr(lmam), aznlklar, “öteki”lerin anlatlamam hikâyeleri… Dijital platformlarn böyle bir misyonu da oldu ister istemez. Ana akmda anlatlamayan hikâyeleri, üstelik de “insan izleyecek bunu” dedirten, evrensel kurallara uygun sürelerde anlatabilmek. Platformlarn yaratt düünülen bu imkândan seslenebilen, ana akmda var olamayacakken parlayan dizi ise hâlâ çok az sayda, bana göre. Bambaka türlerde Bir Bakadr, Kulüp, Gibi, Fatma ve ahsiyet ilk aklma gelenler.
Disney gibi elenceli, Marvell bir evrenden belki bunu beklemiyorduk. Ama Kaç bana göre, en azndan ilk bölümüyle, dijital platformlarn salad bu özgürlüü cesurca kullanan dizilerden biri olarak ilgiyi hak ediyor. Disney kadar zengin bir “fantezi” evreni, lansmanyla ilginç biçimde bizi kendi gerçekliimizin oldukça ac ve karanlk bir noktasna bakmaya davet ediyor. Diziyi izledikten sonra hzlca yorumlara göz attm. Engin Akyürek fanlar ve dudak bükenler/ sessiz kalanlar olarak ikiye ayrlm gibi imdiye dek. Diziye dair yorumlar okurken bolca “yine mi Suriyeli, kara kal, bykl, terörö/ dijital plaformlar dada bayrda Doulu imgesine kilitliyor bizi” gibi yorum gördüm. “Bir toplum kendini bu kadar m sevmez ve gerçeine tuhaf biçimde ilintilenir”den “sava dizisinde baka ne görecektik?”e uzanan birçok karl olabilir bunun. Dizinin birinci bölüm itibaryla elbette skntlar da var. Mesela kötü radikal örgüt liderinin (Aziz Çapkurt) adnn “Ebu Zalim” olmasna hiç gerek yokmu. Birkaç sahne önce çoluk çocuk katlettiini gördüümüz adamn zalim olduunu zaten biliyoruz.
Mehmet’in katliam sonrasnda, köyde yalnz ve çksz kald bölümde bir oyuncak bebekle konumaya balamas da, ilk bölüm telanda karakterin bu sanrsal düzleme nasl geçtiini göremediimizden, eksik ve yer yer abartl kalyor. (Benzerine yakn zamanda “Against the Ice” (En Souk Düman) filminde rastladmz biçimde, izleme deneyimiyle örtümeyen hayal ve sanr sahneleri yabanclatrc olabiliyor.) Yine de toplamda salanabilen, devamn merak ettiren cinsten bir gerçeklik hissi de var dizinin. Gerçeklik duygusu biraz da gelenekle, türün kendi içindeki devamllyla ilgilidir. Dolaysyla melodram ve masal ekseninden drama younlaan dizilerimiz arttkça bu yöndeki dizilerin de eksiklerinin giderek tamamlanacan düünüyorum.
Dizide, Mehmet’in Ezidi kadnlarn gün doumu dua ritüelini izlemek için grup arkadalarndan ayrlarak köy katliamna tank olduu bir sekans var. Bence oldukça da iyi düünülüp çekilmi. Burada objektife denk gelen “kurun” imgesi fazla dorudan olmakla birlikte yine de çarpc. Kalemin, sözün durmakszn ezilen ve ses veren lehine krld, hakikatin peine düenin dokuz köyde katledilebildii bir corafyada, üphesiz uygun bir yere denk geliyor.
Dizinin öyküsünü de tasarlayan Engin Akyürek birçok yönüyle acayip bir aktör. Gerçek bir ekran karizmasna sahip, çok az çabayla çok fazla heyecan tetikleyebilecek bir yan var. Kariyerinin bandan beri takip ettiim aktörlerden biri, ekranda karma çktnda beni genellikle bir süre megul eder. Salt güleç kara göz inandrclyla bile olsa, olduu yeri doldurur genellikle. Yldz kuma dediimiz eye sahip bir adam. Hem fazlasyla bural, hem de taa yldzlardan. Zaman zaman kendini tekrar ettiini gördüm ama izleyebildiim kadaryla kendisine duyulan hayranln ötesinde bir eyler yapmaya çaltn da hep görüyorum. Bir oyuncunun öyküler yazmas, bir dizinin tasarmn yapmaya “kalkmas”, gerçekten anlatmak istedii bir eyler varsa ve bu dürtü kolaylkla ilk elden ulaabildii hayranlk ve övgünün ötesine geçiyorsa, bence dikkate deer bir ey. “Kaç” ilk bölümünde malzemesini yer yer en klie, beklendik tuzaklara düerek deerlendirirken yine de henüz söylenmemi olan söyleme giriiminin altn içtenlikle doldurma çabasyla, bana dikkate deer göründü. Bize bir masal anlatldn bildiimiz zaman mantk hatalar bata her tür hatay yiyip yutmaya daha gönüllü, gerçeklerden bahsedildiinde ise daha üpheci oluyoruz. Çk noktasn samimi ve güçlü bulduum dizinin akbetini de niyeti gibi olumlu bulmay umarak izleyeceim. Bakalm, hem dijital platformlarn Türkiye serüveni hem de karakterin yazgs bakmndan iddial balayan bu kaç, nerelere varacak…
Yıllar önce Gonca'ya neler olduğu hakkında sır perdesi yavaş yavaş aralanır. Önce Tunç, sonra Ufuk'un ölümü birilerine mesaj gibidir. Jandarma da Masal'ın kasabaya gelişiyle ölümlerin olması arasında bir ilişki olduğunun farkındadır. Masal ise Zümrüt'ün aklıyla hareket ederek Ufuk'u öldüren kişinin Ömer olduğundan şüphelenir. Masal'ın ondan izinsiz hareket etmemesini isteyen Zümrüt, tüm kozlarını kullanır. Zümrüt, diğer yandan yardımcısı Şükran'ın başına gelenlerden habersizdir. Kenan'ın elinde olan Şükran, Zümrüt'ü ele verecek mi?
Yeğeninin intikamını almak isteyen Battal, Levent'i kaçırıp Halil'le karşı karşıya gelir. Oğlunun suçsuz olduğunu bilen Halil, Battal'ın elinden Levent'i kurtarır. Yako, cinayetin işlendiği bedestene gider ve olayın nasıl yaşandığını kurgularken boş mermi kovanı bulur, fakat kimseye hiçbir şey anlatmaz.
Savcı, Masal'ı tekrar ifadeye çağırır. Endişeyle ifade vermeye giden Masal, bu tuzağı ona kimin kurduğunu bulmaya çalışır. Fikret, Masal'a inatla kızı Gonca olduğunu itiraf etmesi için elinden geleni yapar. Ömer ve Masal, cinayetin yaşandığı bedestene gider ve o esnada Battal ve Yako'nun gelmesiyle saklanırlar. Ömer ve Masal, Yako'nun sayesinde Battal'a yakalanmamayı başarır. Bedestenden çıkarken Masal öyle bir şey görür ki cinayet sonrası fotoğrafı çeken kişinin kim olduğunu anlar.
Şükran, bir şekilde kaçırıldığı yerden kurtulup Zümrüt'ü arar. Zümrüt, olayların iyice çıkmaza girdiğinin farkındadır. Masal ve kendisinin kim olduğunun bilinmemesi için gözü hiçbir şeyi görmez. Sır perdesinin aralanmaması için Zümrüt'ün yaptığı planlar hiç umulmadık bir şekilde ilerler.
YÜZLEŞME 4. YENİ BÖLÜM FRAGMANIYüzlesme
Masal continues to live with the people she knows in Kalender. But things do not go as expected. Everyone starts to doubt each other. The secrets hidden by Kalender will begin to surround ev Read allMasal continues to live with the people she knows in Kalender. But things do not go as expected. Everyone starts to doubt each other. The secrets hidden by Kalender will begin to surround everyone like the arms of an funduszeue.info continues to live with the people she knows in Kalender. But things do not go as expected. Everyone starts to doubt each other. The secrets hidden by Kalender will begin to surround everyone like the arms of an octopus.
See production, box office & company info
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası