rusların dini nedir / Rusya'da din - Vikipedi

Rusların Dini Nedir

rusların dini nedir

Rusya’da İslam’ın serüveni

Toplam nüfusu milyon olan Rusya’da 30 milyon civarında Müslüman yaşamaktadır. Müslümanların yaklaşık 25 milyonu, asırlardır bu topraklarda yaşamakta olan yerli halklardan, kalan kısmı ise Azerbaycan, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan gibi eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ülkelerinden Rusya’ya çalışmak için gelen göçmenlerden oluşmaktadır. Müslümanların büyük çoğunluğunu Sünniler oluştururken, sadece küçük bir kısmını Dağıstan’da yaşayan Şiiler teşkil etmektedir.

  • Müslümanların çoğunluk olarak yaşadıkları özerk cumhuriyetleri şöyle sıralayabiliriz: Tataristan, Başkurdistan, Dağıstan, Çeçenistan, İnguşetya, Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar.
Rusya'daki Müslümanların yüzdelik konumunu gösteren demografik harita.

Rusya’nın siyasi ve sosyo-kültürel hayatını tanımak ve anlayabilmek için onun geçmişte ve günümüzde İslamiyet ile olan münasebetlerine de göz atmak gerekir. Söz konusu ilişkilere baktığımızda dört dönem öne çıkmaktadır: 1) İdil Bulgar Hanlığı ve Altın Orda Devleti, 2) Moskova Knezliği ve Rusya İmparatorluğu, 3) Sovyetler Birliği, 4) Rusya Federasyonu dönemleri.

İdil Bulgar Hanlığı ve Altın Orda dönemi

Bugünkü Rusya topraklarına İslamiyet’in ulaşması ’inci yüzyıllardaki İslam fetihlerine denk düşmektedir. 7’nci yüzyılın ortalarında Azerbaycan topraklarına ulaşan İslam ordusunun akınları sonucu, günümüzde Dağıstan’da bulunan Derbent şehri ele geçirilmiş ve bunun sonucu olarak İslamiyet İdil (Volga) bölgesinde yayılmaya başlamıştır.

Emevi Halifesi Abdülmelik b. Mervân’ın oğlu Mesleme b. Abdülmelik tarafından fethedilen Derbent şehri konumu dolayısıyla çok önemli bir kentti.

Orta İdil bölgesinde ortaya çıkmış olan İdil Bulgar Hanlığı 9’uncu yüzyıl sonunda kurulmuştur. İdil (Volga) nehrinin orta havzasında kurulmasından dolayı ve diğer Türk-Bulgar devletleri ile karıştırılmaması için İdil Bulgar Hanlığı olarak isimlendirilen bu devlet ilk Müslüman-Türk devletidir. Devletin daha ilk döneminde, yöneticileri İslam’a ilgi göstermeye başlamıştı. Örneğin, ilk bilinen Bulgar hükümdarı Almış Han Müslüman idi. Ancak iktidarını güçlendirmek ve Bulgar kabilelerini tek bir devlet çatısı altında birleştirmek için İslam’ın devletin resmi dini olarak kabul edilmesi gerekiyordu. Bundan dolayı Almış Han, Abbasi halifesi Muktedir Billah’tan, içinde din âlimlerinin de bulunduğu bir heyet göndermesini istemiş ve bu isteği kabul edilmiştir. Bunun sonucu olarak ’de İslam İdil Bulgar Hanlığı’nın resmi dini olarak ilan edilmiştir.

13’üncü yüzyıla kadar ayakta kalacak olan bu hanlık, tasavvufun aktif olarak geliştiği önemli bir İslam merkezine dönüşmüştür.

 yılında inşa ettirilen ve Rusya'nın en eski camisi olan Derbent Cuma Camii, Müslümanların bölgedeki tarihi varlığının bir kanıtı olarak ayakta durmakta.

yılında Moğol istilasına uğrayan İdil Bulgarları, Altın Orda Hanlığı’na bağlı olarak siyasi varlıklarını devam ettirebilmişlerdir. Özbek Han’ın hükümranlığı döneminde (’ten sonra) İslamiyet Altın Orda devletinin resmi dini haline gelmiştir. Bu dönemden itibaren Müslüman-Tatar ve Hristiyan-Ruslar gibi kavramlarının birbirine zıt olarak kullanılmaya başladığını görüyoruz.

Rusya İmparatorluğu dönemi

15’inci yüzyılda, Altın Orda Devleti’nin yıkılması sonucunda birçok bağımsız Müslüman hanlığı ortaya çıktı. Rus beylikleri ile en yakın ilişki içinde bulunan hanlık ise, esas olarak İdil Bulgarları’nın devamı sayılan Kazan Hanlığı idi. 16’ncı yüzyılda, Kazan, Astrahan, Nogay ve Sibirya hanlıklarının Ruslar tarafından işgal edilmesi, Rus devletine önemli ölçüde Müslüman nüfusunun dâhil edilmesine yol açtı.

Devlet yerli Müslüman halkları düşman olarak görüyor ve bu nedenle onları, Kazan şehri ve Volga nehri gibi, stratejik bölgelerden uzak tutmaya özen gösteriyordu. Cami ve medreselerin tahrip edilmesi ve yenilerinin inşasının yasaklanması bu dönemin bir başka önemli özelliğidir. Söz konusu baskı, Müslüman halkların Sibirya, Başkurt ve Güney Urallar bölgelerine göç etmesine ve 17 ila 18’inci yüzyılların devlet karşıtı bütün ayaklanmalarında yer almasına yol açmıştı. İslamiyet’in etkisini kırmayı amaç edinen Rus Çarlığı, insanları İslam’dan vazgeçirmek için ekonomik teşvikler verme yöntemini benimsemişti. Örneğin Hristiyanlığı kabul edenler vergilerden muaf tutuluyor ve toprak sahibi yapılıyordu.

Büyük Petro döneminde Kur'an-ı Kerim ilk defa Rusça'ya çevrildi.

Derken Büyük Petro (Deli Petro, ) zamanı geldi. Bu dönemde, Rusya Çarlığı ilk defa İslam’ı “anlamaya” ve “öğrenmeye” başladı. Bunun sonucunda, 'da Kur’an-ı Kerim ilk defa Rusçaya tercüme edildi. Ancak, İslam’a yönelik baskılar da devam ettirildi. ’de Müslümanları Hristiyanlaştırmak için, önemli yetkilere sahip olan “Vaftiz Komisyonu” kuruldu. Bunu takip eden kısa bir dönemde, söz konusu komisyonun önderliğinde, 17 ve 18’inci yüzyıllarda devletten izin almaksızın inşa edilen camilerin çoğu yıkılmıştır.

’de hükümdarlık tahtına oturan çariçe İkinci Katerina (), “baskı yerine kontrol” fikrini benimsemiş ve Müslümanlara yönelik iki yüzyıl boyunca devam eden baskıcı politikaları değiştirme yoluna gitmiştir. Çariçe, devleti dışarı doğru büyütmek istediğinden, iç güvenliği korumaya gayret etti. Buna bağlı olarak, Müslümanlara yönelik olan bir dizi kısıtlamayı kaldırma yoluyla Müslümanların gönlünü kazanmaya çalıştı. Uzun zaman geçmeden Katerina bu çabalarının sonucunu almış ve Tatarlar tarafından “Büyükanne Çariçe” ismi ile onurlandırılmıştır.

’te ilan edilen fermanla, daha önce cami inşaatına koyulan yasak kaldırılmış ve 10 yıl sonra, Müslümanların yaşadığı Kırım Hanlığı’nın Rusya tarafından istilasının ardından, Katerina Müslümanların dini kurumlarını korumaya söz vermişti.

Müslümanlara karşı olumlu davranışları dolayısıyla Tatarlar tarafından “Büyükanne Çariçe” olarak adlandırılan ikinci Katerina.

Çariçe Katerina, yukarıda bahsedilen siyasi emellerini gerçekleştirmek ve Müslümanların Rusya karşıtı çalışmalarını kontrol altında tutmak için 22 Eylül 'de ilan edilen fermanla, devlet tarafından atanan bir müftü ve kadıdan oluşan Orenburg Mahkeme-i Şer’iyyesi’nin açılışına izin vermişti. Rusça adı "Orenburskoye Mogamedanskoye Duhovnoye Sohraniye" olan bu kurum Orenburg Ruhani idaresi, Ufa Müftülüğü gibi adlarla da bilinir. Böyle tek bir dini kurumun oluşturulması, İslam geleneğinin bir özelliği değildi, ancak Müslümanların dini hayatını kendi kontrolü altına almaya çalışan Rus devletinin amaçlarını yansıtıyordu. Merkezi bir dini otoriteyi kontrol etmek, çok sayıda Müslüman toplulukları kontrol etmekten daha kolaydı.

  • Fakat şunu da belirtmek gerekir ki, Rusya Çarlığı hiçbir zaman kendi topraklarında yaşayan Müslümanların tek bir çatı altında toplanmasına müsaade etmemiştir. Çünkü devlet, bu tür bir örgütlenmenin önemli bir muhalefet etkisi doğurması olasılığından korku duyuyordu.

Her ne kadar Müslümanların üzerindeki baskı İkinci Katerina döneminde ciddi derecede hafiflemiş olsa da, Müslümanlar hiçbir zaman tamamen rahat bir ortama kavuşmamıştır. yüzyılda Kuzey Kafkasya’nın Rusların hâkimiyetine girmesiyle birlikte, bu bölgedeki Müslüman halkları yönetme sorunu ortaya çıkmıştır. Nitekim devlet bu bölgenin yönetimi hususunda yeni bir yol haritası çıkarmış ve Tiflis merkezli olarak kurduğu “Güney Kafkasya Şii ve Sünni Dini İdareleri” üzerinden bütün bölge Müslümanlarını kontrol etmeye çalışmıştır.

Müridizm hareketinin başlattığı direnişler sırasında Dağıstan dağlarında gerçekleşen bir çatışmayı tasvir eden bir tablo.

Bu dönemde, Kuzey Kafkasya Müslümanlarının 18’inci yüzyıl sonlarında Ruslara karşı başlattıkları tasavvuf kökenli dini ve milli direniş hareketi olan “Müridizm” yaygınlık kazanmıştı. 'te Kafkas Savaşı'nın sona ermesiyle, Müridizm etkisini önemli ölçüde kaybetmiş olmasına rağmen, bu bölgede yaygın bir dini ve siyasi hareket olmaya devam etmiştir.

SSCB dönemi

19’uncu yüzyılda İstanbul, Mısır, Moskova ve Paris gibi merkezlere seyahat eden ve eğitim alan aydınlar, Rusya Müslümanlarını içinde bulundukları kötü şartlardan çıkarmak için harekete geçmişler ve Ceditçilik / Cedidizm (Yenilikçilik) hareketini başlatmışlardır. Cedidizm hareketi İsmail Gaspıralı önderliğinde başlamış, Usul-i Cedid okullarının açılması ve Tercüman gazetesinin yayınlanmaya başlaması ile hız kazanmıştır. Ceditçilerin amacı, ülkelerini çağdaş değerlere kavuşturmak, ahlak, inanç, hukuk vb. sosyal ve kültürel alanları tecdit-ıslah etmek, Türkistan bölgesine tekrar İslam medeniyetini ve yerlilerin siyasi hâkimiyetini kazandırmaktı. Buna giden yol değişimden geçiyordu. Onlara göre değişim siyasi, kültürel, ekonomik ve sosyal bakımdan tecdit (yenilenme) yoluyla terakki etmek anlamına geliyordu. Amaçlarına ulaşmak için eğitim başta olmak üzere tarih, edebiyat, basın-yayın ve sanata (tiyatro) ağırlık verdiler.

Cedidizm hareketinin önderi, düşünür ve yazar İsmail Gaspıralı.

Öncesinde ülkenin siyasi hayatında yer almalarına müsaade edilmeyen Müslümanlar, artık 20’nci yüzyılın başında Rusya Meclisi olan Duma’da bir parti kurmuş ve gazete yayımlamaya başlamışlardı. Bilahare Sovyetler Birliği’nin kuruluşuna giden yolu açan tarihli Şubat Devrimi’nden sonra Müslümanların Rusya’nın siyasi hayatında daha etkin şekilde yer almaya başladıklarını görüyoruz. Bolşevik yönetimi, Aralık ’de yayınladığı “Rusya Halkları Hakları Beyannamesi”nin “Rusya ve Doğu'nun tüm çalışan Müslümanlarına" başlıklı bölümünde Müslümanlara “bundan sonra sizin inançlarınız, örf ve adetleriniz, milli ve kültürel kurumlarınız özgür ve dokunulmazdır.” güvencesini vermişti. Bu tarihten sonra Müslümanlar arasında Sovyet hükümetine ve komünist ideolojisine sempati duyan hareketler ortaya çıkmaya başladı. Bunların en önde gelenleri ise, komünistlerle işbirliğinde bir sorun görmeyen Ceditçiler ve “Sovyet iktidarı için, şeriat için” sloganını benimseyen “Sovyet Şeriatçıları”dır.

Sovyetler’in Türkistan bölgesinde bu gelişmeler yaşanırken, Kuzey Kafkasya'da, Şubat Devrimi'nden sonra, liderleri sûfî şeyhler olan ulusal ve dini hareketler devreye girdi. Bunlar, bütün Kafkasyalıların bir arada yaşadığı bağımsız bir cumhuriyetin kurulması gerektiğini savunuyorlardı ve 11 Mayıs ’de Abhazya, Adigey, Kabardey, Karaçay-Balkar, Osetya, Çeçen-İnguş ve Dağıstan eyaletlerinden oluşan Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti’ni kurduklarını ilan ettiler.

 yılında kurulan Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti’nin bayrağı.

Bu dönemde Sovyetler Birliği, Beyaz Ordu ile Kızıl Ordu arasında devam eden iç savaş bataklığına saplanmış ve dağılma eşliğine gelmişti. Genel olarak Beyaz Ordu’nun monarşinin ordusu olduğu ileri sürülmektedir. Ancak bu yanlış bir genellemedir. Beyaz Ordu liderleri arasında, ne General Kornilov ne de General Denikin monarşizm taraftarıydılar.

Beyaz Ordu genel hatlarıyla tek parça, birleşik, çokuluslu Rusya'ya inanmıştı ve eski Rusya İmparatorluğu üzerinde ulus devletleri oluşturmak isteyen ayrılıkçıların karşıtıydı.

’de kurulan Dağ Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin eyaletlerini gösteren bir harita.

Beyaz Ordu ile şiddetli bir mücadele yürüten Kafkasyalı Müslümanlar, “düşmanımın düşmanı dostumdur” düşüncesinden yola çıkarak ve komünistlerin bağımsızlık vaatlerine inanarak Bolşeviklere yakınlaşmıştı. İç savaş Bolşeviklerin zaferiyle sonuçlanmasına rağmen, Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti komünistler tarafından yıkılmış ve yerine ’de Dağ Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştu. ’e kadar Kafkaslardaki Müslüman din âlimlerinin yanı sıra, şer’î mahkemelerinin özel konumuna dokunulmamıştı.

Sscb'de başlatılan Ateist hareket sonucu birçok cami, kilise ve sinagog yıkıldı.

’de Bolşevik Devrimi ile tarih sahnesinden silinen Rusya Çarlığı’nın yerine kurulan SSCB komünist yönetimi ’lerin ortasından itibaren, daha öncesinde Müslüman halklara vaat ettiği siyasi ve kültürel bağımsızlıktan vazgeçmiş ve baskıcı politikalar uygulamaya başlamıştı.

  • Ateizmin yayılmasına yönelik her türlü politika teşvik edilirken, medreseler kapatılmış, yaklaşık 12 bin cami yıkılıp kullanılamaz hale getirilmiş ve din adamlarının % 90’ı kendi görevini yürütmekten mahrum bırakılmıştı.

yılında Vladimir Lenin’in ölümünden sonra yönetime geçen Josef Stalin’in terör estirdiği dönemde 50 bin civarında Müslüman din âlimi infaz edilmiş ve Semerkant, Buhara ve Derbent gibi İslam’ın önemli ilim merkezlerinde bulunan milyonlarca İslami eserin bulunduğu kütüphaneler yakılmıştır. Müslüman halkların dillerini ortadan kaldırmak amacıyla Arap alfabesi yerine ilk başta Latin ve daha sonra Kiril alfabeleri dayatılmıştır.

Binlerce Kırım Tatarı, Kırım'dan zorla sürülmüş, yurtlarından edilmiştir.

Ayrıca, Komünist rejimin Müslümanlara yönelik uyguladığı tehcir politikasıyla milyonlarca insan, anayurtlarını terk etmeye zorlanmıştı. 23 Şubat ’te başlayıp bir hafta sürecek olan operasyonla binden fazla Çeçen ve İnguş, soğuk kış günlerinde Orta Asya topraklarına sürgün edilmiştir. Takvimler ’ün 18 Mayıs’ını gösterdiğinde ise bine yakın Kırımlı Tatar, ana yurdundan çıkarılmış ve SSCB’nin farklı bölgelerine sürgün edilmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında devletin din politikalarında belirli bazı değişiklikler meydana gelmiş ve ülkenin farklı bölgelerinde (Bakü, Taşkent, Mahaçkale ve Ufa) birbirinden bağımsız dört müftülük yeniden açılmıştır. Buna rağmen aynı dönemde cami sayısının gittikçe azaldığını görüyoruz. ’de resmi kayıtlarda olan cami sayısı, yılına gelindiğinde idi. Ancak binlerce cami, gayri resmi olarak faaliyet gösteriyor ve insanlar gizlice ibadetlerini yapıyorlardı. Bu dönemde İslam’ın ana özelliği kamusal hayatta ifade edilmeyen “ev içi dindarlık”tır.

Yukarıda bahsedilen dini idarelerin en eskisi, Çariçe İkinci Katerina’nın kararıyla kurulan Orenburg Mahkeme-i Şer’iyyesi’nin halefi kabul edilen “Rusya Müslümanları Merkezi Dini İdaresi”dir. SSCB döneminde bu kurum, Avrupa Rusya’sı ve Sibirya Müslümanları Dini İdaresi (ARSMDİ) adı altında hareket ediyordu ve yetkileri, Müslümanların ezici çoğunluğunu Tatarlar ve Başkırların oluşturduğu bölgelerde geçerliydi. ’dan bu yana kurumun başkanlık görevini Talgat Taceddin yürütmektedir.

Rusya Federasyonu

’lerde dağılma sürecine giren SSCB, ’de tarih sahnesinden silinmiş ve yerine bugünkü Rusya Federasyonu kurulmuştur. 74 yıl boyunca komünist rejimin baskısı altında yaşadıktan sonra inançlarını hayata geçirme özgürlüğüne kavuşan Rusya Müslümanları, artık daha fazla örgütlenmeye başlamıştı. Bununla birlikte ’ların başında ARSMDİ’nin parçalanma süreci başlamış ve çeşitli bölge müftülükleri ortaya çıkmıştır. Örneğin ’de Başkurdistan, Tatarstan, Saratov ve Volgograd müftülükleri açıldı. Birçok yönden bu hareketlenme, İslam üzerindeki emperyalist etkinin üstesinden gelme ve “normal” İslami hayatı yeniden canlandırma arzusundan kaynaklanmaktaydı. İdarenin başkanı Talgat Taceddin Sovyet geçmişine bağlı bir insan ve “devletin adamı” olarak kabul edilmektedir. ’larda kısa bir dönem için ARSMDİ yönetiminden bile uzaklaştırılmış, ancak birkaç ay sonra, ismi “Rusya Müslümanları Merkezi Dini İdaresi” olarak değişen kurumun başına tekrar geçmiştir.

Rusya Müslümanları Merkezi Dini İdaresi Başkanı Baş Müftüsü Talgat Taceddin.
  • Talgat Taceddin’e göre Rusya Müslümanları Rus İmparatorluğu ve SSCB’nin uyguladığı baskı ve zulüm altında yozlaşmamış, aksine, daha gelişmiş bir İslam formuna ulaşmıştır.

Taceddin, verdiği bir röportajda şöyle diyordu: “Rusya'da Hıristiyanlarla birlikte yüzyıllardır yaşamakta olan Müslümanlar, açık, hoşgörülü ve benzersiz bir din kültürünü geliştirdiler. Rusya Müslümanları özgürlük ve demokrasi gibi modern uygarlık değerlerinin taşıyıcılarıdır”. Bu tür fikirler Rusya Müslümanlarının tepkisini çekmekte ve dini idareye karşı şüphe uyandırmaktadır.

Rusya Müslümanları Merkezi Dini İdaresi Başkanlığına kurulmuş Rusya Müftüler Konseyi başkanı Ravil Gaynuddin.

Siyasi ve ideolojik nedenlerle “Rusya Müslümanlarının Merkezi Dini İdaresi”ne karşı olan şüphe, baş müftünün devlete olan sadakati ve çeşitli ticari kurumlarla olan şaibeli ilişkileri merkezden bağımsız yeni dini idarelerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu alternatif kurumlardan en önemlisi Rusya Müftüler Konseyi’dir (RMK). ’da kurulan Konsey’in başkanlığına Ravil Gaynuddin getirildi. Konsey, Taceddin'in dini idaresinden ayrı olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Bu konsey, esas olarak Müslüman Tatarları, aynı zamanda Kuzey Kafkasya dışında bulunan Tatar olmayan Müslüman topluluklarını bir araya getirmektedir.

Kuzey Kafkasya’da bulunan müftülükleri birleştiren kurum ise, ’de kurulan Kuzey Kafkasya Müslümanları Koordinasyon Merkezi’dir. Merkezin ana amaçları şunlardır: Müslüman örgütlerin faaliyetlerini koordine ederek İslam'ı yeniden canlandırmak, radikal örgütlere karşı koymak, Kuzey Kafkasya'da İslami eğitim kurumlarını açmak ve İslami normlar ile çelişmeyen, Kuzey Kafkasya'nın manevi, kültürel, ahlaki ve milli geleneklerinin yeniden canlandırılması. Söz konusu merkez, Dağıstan, İnguşetya, Çeçenistan, Kuzey Osetya, Kabardey-Balkar, Adigey, Karaçay-Çerkes ve Stavropol’un dini idarelerini bir araya getirmektedir.

Kuzey Kafkasya Müslümanları Koordinasyon Merkezi'nin başkanı İsmail Berdiyev.

Müslüman nüfusunun çoğunluğunun Sünni olduğu Rusya’da sûfî tarikatlar yaygınlık kazanmıştır. Sovyetler Birliği zamanında engellenen sûfî gruplar, artık bölgesel yönetimlerle iş birliği yapmakta ve devlet desteğini almaktadır. Diğer taraftan gayrimüslim bir devletin egemenliği altında yaşamayı kabul etmeyen ve bağımsızlık taraftarı olan Selefi gruplarla sûfîler arasında da bir çatışma ortamı oluşmuştur. Tam bağımsızlık yanlısı olan Selefi gruplar, Rusya devleti tarafından “aşırıcı İslami unsurlar” olarak görülmektedir.

  • Sûfîler gibi kontrol altına alınamayan Selefi ve Suudi Arabistan kökenli Vehhabiler, ’lerin başından itibaren “terörist oluşumlar” olarak Rusya genelinde yasaklanmıştır.

Özetle:

İslam Rusya’nın tarihinde uzun bir yol kat etmiştir. Volga (İdil) bölgesinde Müslüman devletlerinin var olduğu dönem, İslam kültürünün gelişmesi ve onun aktif yayılması ile hafızlara kazınmıştır. Bu toprakların Moskova Knezliği’ne dâhil edilmesiyle birlikte, İslamiyet’in yayılmasını önlemek ve Müslüman halkları Hristiyanlaştırılmak için baskı ve zulmün uygulandığı bir dönem başlamıştır. Müslümanların bu uygulamalara karşı direnişi, Rus İmparatorluğu’nu politikalarını değiştirmeye ve İslam’la bir arada yaşamaya zorlamıştı. Aynı zamanda, devletin inisiyatifiyle, Müslümanların dini hayatında bir merkezileşme ortaya çıkmış, bu da onları kontrol altında tutmayı kolaylaştırmıştır.

20’nci yüzyılın başında, Rusya Müslümanlarında bağımsız dini devlet kurma fikrini benimseyen reformcu akımlar ortaya çıkmıştır. Nitekim Bolşevik Devrimi ve iç savaş yıllarında bu amaca ulaşılmıştı. Sovyet döneminde İslam, diğer dinlerle aynı kaderi paylaşmıştır: Din âlimleri, camiler, medreseler ve İslam kültürünün somut işaretleri neredeyse tamamen yok edilmişti. SSCB’nin dağılmasıyla tarih sahnesine çıkan Rusya Federasyonu’nda, sadece İslam'ın yeniden canlanması ve harekete geçirilmesi söz konusu değildir. Bununla birlikte, Müslümanlar arasında İslam’ın daha fazla gelişmesinin yolları aranırken, Müslüman ve Batı uygarlıklarının münasebetleri, Hıristiyanlığa karşı tutum, geçmişin kültürel ve dini gelenekleri gibi temel meseleler hakkında şiddetli tartışmalar yaşanmaktadır. Bunun kaçınılmaz sonucu ise, bugün Rusya Müslümanlarının içinde bulunduğu siyasi ve dini düşüncedeki bölünmüşlüktür.

Yüzyıl Sovyet Rusya'sında Din, İslamiyet ve Nüfus Üzerine

Çarlık Rusya´nın çöküşünden sonra, din özellikle de İslam Rusya´da önemli bir rol oynamaya başladı. Rusya'da tam siyaseti anlamak için, İslam'ın mevcut devlet ve toplum içinde oynadığı rolü anlamak gereklidir. Çarlık rejimi, kendi egemenliği sırasında ele geçirdiği her yerde halkı öldürerek, diline, dinine, kültürüne zarar vermiş ve bölgedeki her şeye el koyarak bölge halklarını uzak diyarlara sürmüştür. Bu bölgede yaşayan halklar ( Almanlar, Ukraynalılar, Belaruslar v.s ) ve özellikle de Türkler için durum o kadar vahim bir hal almıştı ki birbirleri ile komşu, akraba ve tanıdık olan her bir fert Türkistan´ın farklı yerine dağıtılmış ve bir daha birbirlerini göremeyecek şekilde yerleştirilmişlerdi. Bolşevikler, burada yaşayan halkları, özellikle de Türkleri dilde, dinde ve kültürde özgürlük vaatleri ile kandırarak dağıtma yoluna gitmişlerdi. Ruslar, den ´ye kadar ki kısa süre içinde diğer halklara ve Türklere özgürlük vermişlerdi. Asıl Rus politikaları ise ´den sonra oluşturulmaya başlanmıştır. Sovyetler Birliği´nin İslam´ı yok etme politikalarından birini yılında başlayan süreç oluşturmuştu. Sovyet rejimi bu doğrultuda, hem İslam inanç esaslarını yok etme, hem de bu esasların uygulanmamasına yönelik olarak yoğun bir süreç başlatmıştı. Bu süreç dâhilinde on binlerce cami yıktırılırken, birçok din adamı da öldürülmüştü. Bununla ilişkili olarak baktığımızda Sovyet rejimi din eğitimini, tıpkı camileri yok ettiği gibi yok etmeye çalışmıştı. Nitekim her caminin yanında yer alan medrese ( ilkokullar ) Sovyet yetkililer tarafından kapatılmıştı. Yine dine karşı faaliyet üst düzey Sovyet idarecilerinden önemli destek görmüştür. Din aleyhtarı propaganda kurallarını öğretmek için bu üst düzey Sovyet yetkilileri mevcut olan beyin gücünü etkili bir şekilde kullanmışlardır. Sovyet Rusya, Ruslaştırma ve Hıristiyanlaştırma gayretiyle birçok ulusu, özellikle de bölgede Ruslardan sonra en kalabalık olan Türkleri parçalayıp mikro milliyetçilik ile ötekileştirmeye çalışmıştır. Nitekim Sovyet yönetimi milletler politikasında Çarlık Döneminden kalma "böl ve yönet" metodunu kullanmıştır. Ulusal ( idari, etnik, dinsel ve kültürel ) kimlik üzerinde şekillenen milliyetçilik, kitleleri etkileyen önemli bir unsur olurken Sovyet yönetimi bu unsuru kullanmakta bir sakınca görmeyecekti. Böyle bir uygulamanın temel amacını kısa süre için mahalli farklılıkların birbirlerine karşı kullanılması olurken, uzun vadede Rus egemenliğini garanti altına alma çabası taşımıştır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Orta Asya´nın farklı milliyetlere bölünmesi Sovyet yetkilerinin siyasi bir taktiği olacaktı. Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan gibi farklı milletlerin yaratılması, Müslüman halkı şekillendirmede stratejik bir unsur olmuştu. Bugün itibari ile Rusya´daki Müslüman nüfusuna baktığımız zaman Rusya Müftülük Konseyi Başkanı Ravil Gaynutdin´in verdiği rakamlara göre Rusya´da 23 milyon Müslüman yaşıyor. Rus istatistiklerine göre, Rusya´da en fazla nüfus artışı gösteren dinî azınlığı ise Müslümanlar oluşturmaktadır. Yine Rus istatistiklerine göre, Rus nüfusu her geçen gün azalırken, Müslüman nüfus ise artış göstermektedir. Bu makalede yüzyılda Rusya´daki din örgüsü ve bu din örgüsü içinde İslamiyet, nüfus ve bu doğrultuda Rusların uyguladıkları politikalar incelenip değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: İslamiyet - din - nüfus - Rusya

Doi Number :seafoodplus.info

Ruslar İslamiyet'i seçmek üzereyken nasıl Hıristiyanlaştı?

Kiev-Novgorod Rus Prensi Vladimir ve boyarları yılında din arayışına girdiklerinde İslamiyet'i seçecekken, İslam’daki domuz eti yeme, içki içme ve 4’ten fazla eşle evlenme yasağını öğrenerek İslam’dan vazgeçmiş ve eski düşmanları olan Bizans’ın Ortodoksluk mezhebi üzere Hristiyan olmuşlardır.

Bu tarihte pagan inançlarına sahip olan Vladimir’in eşi olduğu rivayet edilir.

Arka plan

Normanlar gibi Vikinglerin bir kolu olan Vareglerin efsanevi lideri Rurik’in (?) şu anki Rusya’nın batısındaki Slavların başına geçmesiyle ’de kurduğu Novgorod Prensliği, Rusya’nın atası olarak kabul edilmektedir. Yönetici Viking sınıfının uzun zaman içerisinde de olsa Slavlığa/Rusluğa asimile olduğu bilinmektedir. Rurik hanedanı ’a kadar Rusları yönetmiş olup bu tarihten sonra erkek veliaht kalmadığı için sona ermiş, Rusları ’ten ’ye kadar anne tarafından Rurik’in soyundan gelen Romanov Hanedanı yönetmiştir.

Ruslara 'din arayan' lider: "Büyük Vladimir" ()

’da 11 yaşında tahta çıkıp Novgorod Prensliği’nin başına geçen Vladimir, zamanla topraklarını büyüterek ve gücünü artırarak Kiev Rus Prensliği’ni ele geçirip ’de iki prensliği birleştirip başkenti Kiev olan güçlü bir devlet kurmuştu. Bu tarihe kadar Novgorod Rusları da Kiev Rusları da pagan/putperest inancına sahip olup halkta ve yönetici sınıfta az sayıda, Batı'daki Hristiyanlardan etkilenip Hristiyan olanlar ve daha az sayıda, sadece halk içerisinde, doğudaki Müslüman İdil Türklerinden etkilenip Müslüman olanlar vardı.

Kiev Rusu keşiş ve tarihçi Nestor’un () ‘İlk Vakayiname’ isimli eserinde aktardığına göre ’de Vladimir’in yönetici konseyindeki ‘boyar’lar (Rus yönetici asiller) din seçimi konusunu Prens Vladimir’in başkanlık ettiği bir toplantıda gündeme getirerek Paganizm yerine derli toplu, daha sistemli bir dini tercih etmeleri hususunda Vladimir’i ikna ettiler. Öncelikle İslam’ı incelemek üzere doğu komşuları Müslüman İdil Türkleri’ne heyet gönderdiler.

jpeg

Rusların din arayışına girdiği yıllarda Avrupa ve çevresinin siyasi haritası

İlk Türk-İslam devleti: İdil Türkleri/Volga Bulgarları İslam Devleti

7. yüzyılda Türklerin alt kolu olan Bulgarlar tarafından Volga Nehri (Türkler tarafından verilen ismiyle İdil Nehri) havzasında kurulan Bulgar başkentli devletin liderlerinden İlteber Almış Han, ’de Bağdat’taki Abbasi halifesine elçi göndererek İslam’a girmeyi istediklerini iletti ve kendilerine İslam’ı öğretecek kimseler talep etti. Abbasilerin gönderdiği, aralarında ünlü seyyah İbn Fadlan’ın da olduğu din bilginlerinin talimatları doğrultusunda devletin tüm yapısı ve kuralları İslam’a uygun hale getirildi. Yönetici sınıfı tek seferde topluca Müslüman olurken İdil Türkleri’nin genelinde İslamlaşma ’lı yıllarda tamamlandı.

Yaygın bilinenin aksine Müslüman olan ilk Türk devleti ’lı yıllarda Müslüman olan Karahanlılar değil ’de Müslüman olan İdil/Volga Bulgar Türk devletidir.

yılında Rusların heyeti İslam hakkında bilgi almak üzere İdil Türkleri’nin başkenti Bulgar’a vardı.

Vladimir neden Müslüman olmadı?

Nestor’un aktardığına göre Vladimir’in heyetinin Müslümanlar hakkındaki ilk intibaları olumlu olmuştu. Fakat Müslümanların ibadethanelerinin kendilerinin pagan tapınakları gibi sade olması onlara bir eksiklik gibi gelmişti.

Fakat heyet için asıl şaşırtıcı olan İslam’da domuz eti yemenin, özellikle de içki içmenin yasak olmasıydı. Ayrıca İslam’da bir erkeğin evlenebileceği eş sayısının 4 ile sınırlı olmasının Prens Vladimir’in hoşuna gitmeyeceğini tahmin ediyorlardı çünkü Vladimir’in, pagan kültürünün bir yansıması olarak, onlarca eşi ve bunun yanı sıra 'ü aşkın eşi vardı.

Heyet Kiev’e dönüp Vladimir’e İslam’ın kurallarından bahsettiğinde Vladimir 4 eş ile sınırlanmak istemediğini belirtip “İçki Rusların eğlencesidir, bırakamayız” dedi ve böylece, İslam'ın hayatı yaşama şartlarından rahatsız olan Ruslar Müslüman olmaktan vazgeçti.

Vladimir Katolik Almanlara heyet gönderiyor

Vladimir Hristiyanlığı araştırmak üzere öncelikle Rusların batısında yer alan Katolik Almanlara heyet gönderdi. ’te gerçekleşecek olan Ortodoks ve Katoliklerin karşılıklı olarak birbirlerini aforoz edip tamamen koptukları “Büyük Kırılma” henüz gerçekleşmemiş olmakla birlikte Constantinopole (İstanbul) merkezli Ortodoks ve Roma merkezli Katolik kiliseleri siyasi nedenlerin de etkisiyle epeyice ayrışmış durumdaydı.

Katoliklikten hiç memnun kalmayan, sadece bir eşli olabileceği bildirilen ve Alman Katolik kiliselerinde de aradıkları ihtişamı bulamayan Rus heyeti Vladimir’e öncekinden daha olumsuz bir cevapla geri döndü.

Vladimir eski düşmanları Ortodoks Bizans’a heyet gönderiyor

Vladimir bunun üzerine Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’na da heyet göndermeye karar verdi. Ortodoksları en sona bırakmasının sebebi Ruslar ve Bizanslılar arasında seneden fazladır süren savaşlardan kaynaklı düşmanlıktı.

Henüz Rurik Rusların başına geçmeden Rusların da katılımıyla Karadeniz’e dökülen nehirlerden gemileriyle Karadeniz’e çıkan Vikingler Bizans’ın Paflagonya Eyaleti’ne (şu anki Kastamonu, Sinop, Çankırı, Bartın, Zonguldak çevresi) çıkartma yapıp bölgeyi istila etmiş, bunu Viking-Rusların , ve ’deki Constantinopole saldırıları ve ’deki Balkanlar’daki Bizans-Kiev Rusları Savaşı izlemişti. Heyet, aradaki gerginliğe rağmen Ortodoksluğu incelemek üzere Bizans’a gönderildi.

Rus heyeti ’de Constantinopole’a (İstanbul) vardığında Bizans tahtında 2. Basil () bulunmaktaydı. Müttefik arayışı içinde olan Bizans’ın resmi dini Ortodoksluğun Katoliklik ve İslam arasında yalnızlaşmasından endişeli olan 2. Basil eski düşmanlıkları unutarak Rus heyetini çok iyi karşıladı ve cömertçe ağırladı. Ayasofya başta olmak üzere Constantinopole’un ihtişamlı kiliselerinden, şehrin güzelliğinden ve büyüklüğünden çok etkilenen heyet 2. Basil’e Hristiyanlıkta tek eş şartının olduğunu öğrendiklerini, Prenslerinin tane eşi olduğunu ve bu durumu değiştirmek istemediğini söylediğinde 2. Basil Ortodoks Hristiyan oldukları takdirde prenslerinin yaşayışına asla karışmayacakları taahhüdünü verdi. Böylece Prens Vladimir Ortodoks olmaya karar verdi ve Bizans ile müttefik oldu.

yılında vaftiz olan Vladimir, Bizans Ortodoks din adamlarını ülkesine getirerek başkenti Kiev’de yaşayan herkese şehirden geçen Dinyeper Nehri’nde vaftiz olmasını emretti. Vladimir yönettiği ülkede Paganlığı yasaklayıp Ortodoksluğu zorunlu kıldı. Bu karara direnenleri katletti. Rusları Ortodokslaştırdığı için Ortodoks Kilisesi Prens Vladimir’i ‘Aziz’ ilan etti.

seafoodplus.info

Prens Dimitri’nin Kievlileri Dinyeper Nehri’nde topluca vaftiz ettirmesini canlandıran tarihi bir resim

seafoodplus.info

Moskova’daki Prens Vladimir Heykeli

Vladimir, Peçenek Türklerini de Hristiyan yapıyor

’de Vladimir müttefik olduğu Peçenek Türklerinin başlarından Küçük Han ve Metika Han’ı da Ortodoks olmaya ikna etti. Bu hanlar da tabiyetlerindeki Peçenekleri Ortodoks yaptı. Bu tarihlerden sonra yönetici sınıfında Viking etkisinin devam ettiği Viking-Rus Devleti’nden ve Peçeneklerden kültürlerinin din ekseninde ortaklaşmasının sonucu olarak Bizans Ordusu’na paralı asker olarak katılanların sayısında artış görüldü.

Rusların Ortodoks olmasının 'inci yılı kutlamaları ()

’de Sovyet Yönetimi’nin izniyle Moskova Ortodoks Kilisesi ülke çapında Rusların Ortodoks olmasının yılını kutladı. Bu tarihin, ’den itibaren Ortodoksluk da dahil tüm dinlere ağır baskı uygulayan Sovyet rejiminin açılma politikası güttüğü zamanlara denk gelmesi, Moskova Kilisesi’nin Rusların Ortodoks olmasının yılını aleni ve görkemli bir şekilde kutlamasını mümkün kılmıştı.

Ertesi sene ’da Sovyetler Birliği’nin büyük bir yapısal krize girmesi ve 2 sene sonra tamamen dağılması, dindar Rus Ortodokslar tarafından Ortodoks olmalarının yılıyla gelen ilahi bir müdahale olarak görülmüştü.

Rusya’da bazı dindar Ortodoks Vladimir Putin () destekçileri, Prens Vladimir’in hüküm sürdüğü yıllardan sene sonra Vladimir ismini taşıyan bir liderin Prens Vladimir gibi uzun süre Rusların başında olmasını da ilahi bir işaret olarak görmektedir.

Müslümanlar arasında 'İdil Türkleri’nin tavrı doğru muydu?' tartışması

İdil Türkleri’nin Ruslara sınırsız çok eşliliğin, domuz eti yemenin ve içki içmenin İslam’da yasak olduğunu bildirmesi sonrası Rus Prensi Vladimir’in Müslüman olmaktan vazgeçmesi ilerleyen asırlarda olmasa da modern dönemde Müslümanlar arasında İdil Türkleri’nin tavrının doğru olup olmadığı tartışmalarına neden oldu.

Bu konuya dair üç farklı görüş ortaya atılmıştır.

Birinci görüşe göre İdil Türkleri’nin tavrı yanlıştı. Bu görüşe göre yapmaları gereken Ruslar bu konularda kendilerine soru sorsalar dahi gerekirse yalan söyleyip İslam’da bunların serbest olduğunu söyleyip önce Ruslara genel olarak İslam’ı kabul ettirmek, sonra en erken bir nesil sonra Rusları İslam’a aykırı adetlerinden sakındırmak olmalıydı.

Bu görüş, tezinin İslam’ı tahrif anlamına geldiği itirazıyla eleştirilmiştir. İlk dönem Müslümanlarının İslam’ı yayarken İslam’ın hakikatlerini gizlemedikleri, sorulduğunda İslam’da var olan bir yasak ya da uygulamayı reddetmenin İslami ve ahlaki olmadığı şeklinde çokça cevap almıştır.

İkinci görüş, İdil Türkleri’nin yaptıklarının tamamen doğru olduğu ve “hidayetin Allah’tan olduğu”na dayanarak Rus Prensliği’nin Müslüman olması için onların yaptıklarından daha fazla yapacak bir şey olmadığı yönündedir.

Üçüncü görüş ise İdil Türkleri’nin İslam’ın kurallarını Ruslara açıkça bildirmekle beraber üstüne yapmaları gerekenin İslam’a aykırı olan uygulamalarını terk etmeleri için kendilerine zaman tanınması olduğu, İslam’da İslam’ı seçip iman etmelerinin İslam’ın yasaklarından sakınmaktan daha önemli olduğunu Ruslara bildirip onlara bir de bu şekilde yaklaşsalardı bu daha doğru bir tavır olurdu yönündedir.

twtbannerjpg

Etiketler :Rusya, Ruslar, Ruslar Nasıl Hrıstiyan oldu?

Ülke özellikleri

Ülkenin Genel Özellikleri

Ruslar hakkında bilmeniz gerekenler

Herhangi bir ülkenin sakinleri gibi Ruslar da onları diğer kültürlerden ayıran özelliklere sahiptirler. Onları bilmek, hızlı bir şekilde yerel koşullara uyum sağlamanızı kolaylaştırır.

Misafir ağırlamayı severler

Görüntü №2 – Ülkenin Genel Özellikleri

Ruslar misafirperverlikleri ile tanınırlar. Konuklarla tanışmayı ve sevinçle arkadaşlara ve tanıdıklara gitmeyi severler. Zengin sofralar, bu tür buluşmaların ana özelliğidir. Bir bardak çay için davet edilseniz bile, ziyaretten önce yemek yememek daha iyidir – Ruslar, kendi yemek pişirme dahil, neredeyse tüm malzemeleri evlerinde misafirlerine ikram etme eğilimindedirler. Ev sahibi için, boş bir masanın daha rahatsız edici bir şey yoktur. Ona göre bu, konukların hala aç olduklarının ve yemeklerin yeterli olmadığının bir işareti.

Hediye olmadan ziyarete gitmeyin

Rusya'da, elleri boş ziyarete gidilmez. Hatta doğum günü olmasa da mütevazi, dostça toplantılar olsa bile. Muhakkak bir şeyler getirmek gerekli. Küçük aile üyeleri için kek, şeker, bir şişe şarap veya çikolata olabilir. Hediyenin ne olduğu o kadar önemli değil. En önemlisi hediyenin olmasıdır. Aksi takdirde, sizi cimri kabul edebilirler.

Çeşitli inanışlara sahipler

Yoldan kara kedi geçerken Ruslar, genellikle sol omuzlarından tükürürler, nazar değmemek için tahtayı çalarlar ve parasız kalmamak için evde ıslık çalmazlar. Kaldıkları yere geri döndüklerinde, ufak tefek şeyleri unuturlar ve ayrılırken muhakkak aynaya bakarlar.

Yolculuğun başarılı olması için Ruslar yolun önünde sessizce oturmanın gerekli olduğunu düşünüyorlar. İnançlara göre, hiçbir kırık ayna veya dökülen tuz iyi bir şey vaat etmiyor.

Önemli olaylardan önce (örneğin, sınavı geçmeden önce), Ruslar birbirlerine "Ne yumak ne de tüy" diliyorlar. Buna cevaben, "Cehenneme!" demelisin, aksi takdirde işe yaramaz.

Öğrencilerin de kendilerine göre inanışları var.

  • Sınav dönemlerinde saç kesimi yapmayın;
  • Sınavdan önceki gece yarısında, pencereden ders not defterini sallayarak yüksek sesle iyi şanslar derler;
  • Sınavlar sırasında, topuğun altına beş ruble bozuk para koymanız gerekir.

Bu manipülasyonların iyi derecelendirmeler sağlayacağına inanılmaktadıseafoodplus.infoe bütün bu inanışlara bir derece ironi ile yaklaşılmalıdır.

Gerçek dostluğu değerli bulurlar

Ülkenin Genel Özellikleri

Arkadaşlık, Rusların hayatında önemli bir şeydir. Gerçek bir arkadaş, bazen bir akrabadan yakındır.

Sadakatlik, güvenir dostluk anlamları, birçok Rus için boş bir laf değildir.

Gerçek dostluk, okulda veya üniversitede başlayabilir ve yaşamın sonuna kadar sürebilir.

Konuşmayı severler

Ruslar fikirlerini kendilerine saklayanlardan değiller. Çoğunluk, kabak yetiştirme yöntemlerinden Beyaz Saray'ın dış politikasına kadar geniş bir konu yelpazesine sahipler. Batı’daki Rusya’da siyasal sansürle ilgili klişe, Rusların, öğrenci izleyicilerinden devlet başkanının katılımıyla basın konferanslarına kadar çeşitli yerlerde açıkça konuşmasını engellememektedir.

Yabancılara gülmezler

Rusya'da, sebepsiz yere gülümsemeye alışkın değiller ve daha da ötesi, neşeli bir ifadenin ardında kötü bir ruh hali veya problemi gizlemeye alışkın değiller. Birçok Rus, bunu samimiyetsiz buluyor. Halka açık yerlerde, odaklanmış bir yüz ifadesi tutma eğilimindedirler. Ancak bir Rus insanı kendisini meslektaşları, arkadaşları ya da akrabaları etrafında bulduğunda, anında dünyanın en gülümsemesine "reenkarne olur" ve bazen kahkaha ve şakalara son vermez.

Kadınlara özel bir açıdan bakarlar

Rusya'da çok güzel kadınların olması, tüm dünyada biliniyor. Natalya Vodianova, Maria Sharapova, Anna Kournikova ve Rus kökenli diğer ünlüler bunu onaylayanların birkaçıdır.

Rusya'da adil cinsiyete karşı özel bir ilişki var. Toplu taşıma araçlarında onlara yer verilir, kendilerine kapıyı tutuyorlar, arabadan çıkmak için ellerinden tutarlar. Böyle bir tuhaflık, kadınların iş niteliklerinin bağımsızlığına veya bozulmasına karşı bir saldırı olarak kabul edilmez. Ancak halka açık yerlerde yabancıların yakından incelenmesi, zulüm, takıntılı kurbanlık, sonra ıslık çalma hakaret olarak algılanmaktadır.

Şaka yapmayı severler

Ruslar genelde mutlu insanlardır: şaka yapmayı, anekdot ve takılmayı severler. İyi mizah ve hiciv takdir ediyorlar, kendilerine nasıl güleceklerini biliyorlar Çoğu zaman popüler filmlerden, özellikle de Sovyet komedilerinden, konuşmalarına alıntılar koyarlar, kelimenin tam anlamıyla herkes bu filmlere, yaşlarına bakılmaksızın, özel bir sevgi ile yaklaşırlar. Bazen Rusların neyle şaka yaptığını anlamak için, sadece Sovyet filminin hitlerini izlemeniz gerekiyor – “Sevgi ve Güvercinler”, “Moskova Gözyaşlarına İnanmıyor”, “Kafkasya Tutsağı”, “Pokrovski Kapısı”, “Elmas Kol” ve diğerleri.

Banyoya giderler

Ülkenin Genel Özellikleri

Rusya'da hamama gitmek, hem erkek hem de kadınlar için özel bir vakit geçirme türüdür. Buhar odasının vücudu ve ruhu temizlediğine inanılmaktadır. Ruslar banyoya sadece kendilerini yıkamak için değil, aynı zamanda arkadaşlarla ya da iyi tanıdıklarla konuşmak için giderler.

Banyo ritüeli, uygun bir şirketin seçimini, buhar odasında yıkama ve kalma sürecini içerir. Kişi ne kadar uzun süre kalırsa, ruhunu o kadar sağlıklı ve güçlü kılar. Bir buhar banyosundan sonra, bir buzun içine veya buzlu su havuzuna dalmak gelenekseldir. “Prosedürlerin” sonunda kızarmış banyocular geleneksel “Sıhatler olsun!” İfadesiyle karşılanır.

* * *

Rusların ana bayramları

Her yıl 50'den fazla resmi bayram, Rusya'da, ulusal ve dini bayramlardan profesyonel ve unutulmaz tarihlere kadar kutlanmaktadır. Rusların kelimenin gerçek anlamıyla ve mecazi anlamda dolaşabileceği bir yerler var.

Yeni yıl

Yeni yıl

Rusların en önemli ve en sevdikleri bayram – Noel ağacı, hediyeler, uzun aile sofraları ve görkemli havai fişeklerle yapılan bayramdır. 1 Ocak gecesi kutlama yapılır. Rusya'da yeni yılın temel özellikleri, iyi kalpli Noel Baba ve torunu Kardan Kız, şampanya, havyar, zeytin salatası, savaş çanları ve TV'de devlet başkanının tebriklerinin yanı sıra Sovyet komedi filminin “Kaderin Cilvesi” zorunlu izlenmesidir.

Noel Bayramı

Noel Bayramı

Paskalya'dan sonra Rusya'daki Ortodoks Hıristiyanlar için en önemli ikinci bayramdır. Ocak gecesi, ülkenin her yerindeki Ortodoks kiliselerinde önemli hizmetler veriliyor. Noel için Ruslar, evi dekore eder, bir bayram düzenler. Ayrıca, evlenmemiş kızların damadın adını bulmayı umduğunu tahmin etmek de kabul edilir. Noel öngörülerin en doğru olduğuna inanılıyor.

Tatiana Günü (Rus Öğrenci Günü)

Tatiana Günü (Rus Öğrenci Günü)

25 Ocak'ta kutlanılır. yılında, erken Hıristiyan şehit Tatiana'nın anılarının olduğu gün, Roma İmparatoriçesi Elizabeth, daha sonra Rus Bilim ve Kültür merkezi haline gelen Moskova Üniversitesi'ni (şimdi MDÜ) kuran bir kararname imzaladı. Zamanla, üniversitenin doğum günü Rus öğrenciler için bir tatil günü oldu. yılında bu statü resmileştirildi.

Bu günde, öğrenciler aziz Tatiana'yı onurlandırır ve kış dönemi sonunu kutlarlar. Her şehir ve üniversitenin kendine özgü gelenekleri vardır: Skeçler, konserler, toplar, sergiler, oyunlar, ücretsiz ikramlar ve eğlence.

Anavatan Günü Savunucusu

Sovyet döneminde, Sovyet Ordusu ve Donanması Günü olarak kutlanır, tüm askerler ve askeri personeller tebrik edilirdi. Modern Rusya'da, 23 Şubat, sadece ordu için değil, orduda görev yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın tüm erkekler için bir tatildir. Bu günde, tebriklere ek olarak, meslektaşlarından, akrabalarından, arkadaşlarından, eşlerinden ve kız arkadaşlarından küçük hediyeler beklerler. Ruslar şaka yaparlar: 23 Şubat'ta bir kadın sevgilisine ne hediye ederse, 8 Mart'ta alacağı hediye ona göre olur.

Maslenitsa

Maslenitsa

Kışı görmek ve ilkbaharla buluşmak için geleneksel Slav tatili Büyük oruç döneminden önceki hafta boyunca kutlanır, bu sırada misafirliğe elinde kreplerle ziyarete gitmek adettendir. Son yedinci günde, Maslenitsa efendisi yandığında kışı görme ritüeliyle sona eren kitlesel kutlamalar var.

Dünya Kadınlar Günü

Rusya'da, uluslararası kadın hakları için mücadele günü, Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. 8 Mart'ta, ülkenin kadın nüfusu kızlardan büyük annelere kadar bütün ibadet ve hayranlık nesnesine dönüşüyor: Bu günde onlara sadece güzel şeyler söyleniyor, çiçek ve hediyeler veriliyor.

Paskalya

Paskalya

En eski Hristiyan bayramı baharın başında Rusya'da kutlanır. Bu gün, kutsal ilahî hizmetler Ortodoks kiliselerinde düzenleniyor, Ruslar birbirlerini "Hristos Voskres" yanıtını aldıkları "Vaistinu Voskrese" ifadesiyle selamlıyorlar. Özellikle Paskalya için Paskalya keki pişirip satın alır ve yumurta boyarlar.

Bahar ve İşçi Bayramı

Sovyet döneminde, 1 Mayıs'ta, Uluslararası Emek Dayanışma Günü olarak kutlandı. Tatil resmiydi, ideolojik bir rengi vardı. Başlıca nitelikleri, Moskova'daki Kızıl Meydan da dahil olmak üzere kentlerin merkezi sokaklarındaki marşların altındaki büyük çaplı yürüyüşler ve Komünist Partinin liderliklerini stantlardan selamlamak. Şimdi bu bayram Bahar ve İşçi Bayramıdır. Alaylar, çalışan Rusların haklarını koruyan sendikalar tarafından organize ediliyor.

Zafer Bayramı

Zafer Bayramı

Ülkenin en önemli bayramlarından biri: 9 Mayıs, SSCB'nin Nazi Almanyası ve Büyük Vatanseverlik Savaşı'nın sona erdiği zaferini () işaret ediyor. Bu gün, ülke çapında büyük çapta kutlamalar düzenlendi: Moskova'daki Meçhul Asker Mezarı alayı, kahraman şehirlerdeki askeri geçit törenleri ve festival havai fişekleri, konserler. Ruslar gazileri onurlandırıyor.

Rusya Günü

Her yıl 12 Haziran'da kutlanır. Bu günde ülke çapında kutlamalar ve konserler düzenlenmektedir. Rusya Federasyonu’nun devlet egemenliğine ilişkin Deklarasyon’un ’da kabul edilmesinin onuruna kurulmuştur.

Rusya halklarının dini bayramları

Rusya halklarının dini bayramları

Rusya'da yaşayan çeşitli inanç temsilcilerinin kendi gelenekleri vardır. Özellikle Müslümanlar, Ramazan (zorunlu oruç ayını) dikkatle takip eder, Uraza-bayram'ı (oruç bitimi kutlaması) ve Kurban-bayram'ı (kurban baharı kutlaması); Yahudiler Hanuka'yı (Yahudi mum bayramı) ve Pesah'ı (Yahudi Paskalya) kutlarlar; Budistler - Sagaalgan (Beyaz ayın tatili, ay takvimine göre Yeni Yılın ilk günü) ve Zul-Khural (bin lambaların bayramı). Bazı Rus bölgelerinde, dini bayram günlerinin resmen tatil olduğu ilan edilir, örneğin, Tataristan (Uraza Bayram, Kurban Bayram) ve Buryatia'da (Sagaalgan) ilan edilir.

Sosyal ağlarda paylaş

Học tại Nga

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir