Ateş Düştükten Sonra Terlemek

Ateş, vücudun kendi termostat ısısını yükseltmesi ile oluşuyor. Her insanın vücut ısısı, daha doğrusu önceden ayarlanmış ortalama vücut ısısı aynı değil.

Örneğin vücudu 36 dereceye ayarlanmış bir insan, 38 dereceye ayarlanmış bir insana göre, çevresindeki sıcaklık yükselmelerine daha hassas oluyor.

Bu mükemmel ayarlama, beyne yerleştirilmiş gerçek bir termostat tarafından yapılıyor. Beyninizde terlemeyi düzenleyen ve tüm bu ayarlamaları yapan özel bezin adı "hipotalamus".

Ayrıca cilt tabakasının altında yumak görünümlü 2 milyon ter bezi ve bu bezlerin her santimetrekaresinde ince kanal bulunuyor. Çevre ısısının artması ile beyin, ciltteki ter bezlerini uyarıyor.

Ter bezleri de ince kanallar vasıtası ile, deri üzerine gözle görülemeyecek kadar az sıvı salgılıyorlar. Cilt tabakası üzerine çıkan ter buharlaşırken vücudun ısısını da alıyor.

Böylece tıpkı esen bir akşam rüzgarından veya serinletici bir fandan duyulan serinlik hissi gibi cilt kendiliğinden soğuyor.

Kimi bakteri ya da virüslerin salgıladığı maddeler ya da kendileri, vücudumuzu uyararak "endojen pirojen" denilen maddelerin artışına yol açıyorlar.

Bu pirojenler de beyinde hipotalamusta etki ederek önceden ayarlanmış termostat derecesini yükseltiyor. Bu da ateşe neden oluyor.

Aslında ateş, belli bir sınırda kalması şartıyla vücudun kendini koruma mekanizması olarak ortaya çıkıyor. Hipotalamus, hastalıkla savaşırken vücudun kaç dereceye kadar yükselmesi gerektiğine dair bilgiyi tüm mekanizmalara ulaştırıyor.

Örneğin, 40 dereceye çıkacağını belirlediyse, bu seviyeyi buluncaya dek çalışır ve ateşe sebep olan faktörden vücudu kurtarana dek sıcaklığı aynı düzeyde tutarlar.

Bu sırada vücut ısımız ortam ısısına oranla hızla arttığından, ortam git gide soğuyormuş gibi hissediyoruz.

Ortam sıcaklığı ile vücut ısısı arasındaki fark arttıkça üşümeye ve titremeye başlıyoruz. Üşümemize rağmen, vücut ısımız yükselmeye devam ettiği için aynı anda terleme de başlıyor.

Ter yoluyla mikropları vücudumuzdan atana dek bu durum devam ediyor.

Kaynak: Popular Science

Ateş bilinenin aksine çocuk için zararlı bir faktör değildir. Anne ve babaları en çok endişelendiren faktörlerden biri olan ateş aslında bir hastalık değil, hastalığın bir paçasıdır. Ateş sayesinde hastalıklardan erken haberdar olabilir ve önlem alabiliriz. Ciddi bir durum söz konusu olmadıkça ateş vücut için faydalı bir uyarandır. Ateşin derecesi ile hastalığın şiddeti arasında da bir bağlantı yoktur.

Vücut sıcaklığını beyindeki hipotalamus yani ön beyin kontrol eder. Vücudumuzun yaşamsal işlevlerini yerine getirebilmesi için belirli bir sıcaklıkta olması gerekir. Hipotalamus termostat görevi görerek vücudumuzun sıcaklığını soğuğa ve sıcağa karşı dengede tutar. Vücut ısısının 37,2 ile 37,7 arasında olması gerekir, eğer bu değerlerin üzerinde ise yüksek ateş söz konusudur.

Çocuklarda ise durum biraz daha farklıdır. Çocukların vücut ısısı yetişkinlere oranla biraz daha yüksek olur. Bu normal bir durumdur.

Ateş mikroplara karşı savaşır ve bağışıklık sistemini uyarır. Mikrop vücuda girdiğinde makrofaj adı verilen hücreler mikropla savaşır. Bağışıklık sistemi makrofajlar tarafından uyarılır ve pirojen (ateş yapıcı) maddenin sentezlenmesine sebep olur. Bu da vücut ısısının artmasına neden olur.

Ateşin yükselmesini terleme, titreme, el ve ayakların soğuması, tüylerin dikenleşmesi, tiroid hormonunun tetiklenmesi gibi belirtilerle anlayabiliriz. Terleme vücudun kendini soğutma mekanizmalarından birisidir.

Çocuğun ateşi yükseldiğinde ilk olarak üzerindeki kalın giysiler çıkarılmalıdır. Kalın giysiler vücut sıcaklığının dışarı geçmesine engel olarak ateşin daha da yükselmesine sebep olur. Yüksek ateşte çocukta titreme görülmesi normal bir durumdur. Ateş düşmeye başladığında terleme olur.

Ateşin bir çok nedeni olmakla birlikte en sık rastlanan sebep enfeksiyonlardır. Çocuklar yaşına kadar sık sık virüs enfeksiyonlarına bağlı ateşli hastalıklar geçirebilir. Eğer çocuğun savunma sisteminde bir problem yoksa, hafif dereceli enfeksiyonlar bağışıklık sistemini daha da güçlendirir.

Ateşe sebep olan diğer faktörleri diş çıkarma, ilaçlar, tümörler, aşılar, romatizmal hastalıklar, transfüzyon reaksiyonlar ( kan nakli tepkimesi ) olarak sıralayabiliriz.

Düşünülenin aksine ateşin vücuda bir çok faydası vardır. Bu faydaları; antikor üretimini arttırma, virüslerin hücrelere saldırmasını önleme, akyuvar sayısını arttırma, mikropların üremesini yavaşlatma, bakterilerin demirle beslenmesini önleme olarak sıralanabilir.

Ateş vücudun enfeksiyonlarla savaşma yöntemlerinde birisidir. Anne ve babalar dikkatli olarak ateşi kontrol altında tutabildiği sürece çocuğun her ateşi çıktığında doktora gidilmesini gerektirecek bir durum olmayabilir. Fakat çocuğun ateşi koltuk altından ölçüldüğünde 37,5 dereceyi geçiyorsa, kulak veya makattan ölçüldüğünde 38 dereceyi geçiyorsa doktora danışarak ateş düşürücü verilebilir. Eğer çocuğun ateşi 39 derecenin üzerindeyse, çocuğa ılık bir duş aldırılabilir. Ilık suyla ıslatılmış bir bezle koltuk altı, diz arkaları, dirsek içleri, boyun çevresi gibi büyük damarların yüzeye geçtiği noktalara kompres yapılabilir. Eğer çocuk 3 aydan küçükse ilk müdahalenin ardından bir doktora başvurulmalıdır.

Kaynak: funduszeue.info

İlk Yayın Tarihi: 25 Şubat @

Ateş bilinenin aksine çocuk için zararlı bir faktör değildir. Anne ve babaları en çok endişelendiren faktörlerden biri olan ateş aslında bir hastalık değil, hastalığın bir paçasıdır. Ateş sayesinde hastalıklardan erken haberdar olabilir ve önlem alabiliriz. Ciddi bir durum söz konusu olmadıkça ateş vücut için faydalı bir uyarandır. Ateşin derecesi ile hastalığın şiddeti arasında da bir bağlantı yoktur.

Vücut sıcaklığını beyindeki hipotalamus yani ön beyin kontrol eder. Vücudumuzun yaşamsal işlevlerini yerine getirebilmesi için belirli bir sıcaklıkta olması gerekir. Hipotalamus termostat görevi görerek vücudumuzun sıcaklığını soğuğa ve sıcağa karşı dengede tutar. Vücut ısısının 37,2 ile 37,7 arasında olması gerekir, eğer bu değerlerin üzerinde ise yüksek ateş söz konusudur.

Çocuklarda ise durum biraz daha farklıdır. Çocukların vücut ısısı yetişkinlere oranla biraz daha yüksek olur. Bu normal bir durumdur.

Ateş mikroplara karşı savaşır ve bağışıklık sistemini uyarır. Mikrop vücuda girdiğinde makrofaj adı verilen hücreler mikropla savaşır. Bağışıklık sistemi makrofajlar tarafından uyarılır ve pirojen (ateş yapıcı) maddenin sentezlenmesine sebep olur. Bu da vücut ısısının artmasına neden olur.

Ateşin yükselmesini terleme, titreme, el ve ayakların soğuması, tüylerin dikenleşmesi, tiroid hormonunun tetiklenmesi gibi belirtilerle anlayabiliriz. Terleme vücudun kendini soğutma mekanizmalarından birisidir.

Çocuğun ateşi yükseldiğinde ilk olarak üzerindeki kalın giysiler çıkarılmalıdır. Kalın giysiler vücut sıcaklığının dışarı geçmesine engel olarak ateşin daha da yükselmesine sebep olur. Yüksek ateşte çocukta titreme görülmesi normal bir durumdur. Ateş düşmeye başladığında terleme olur.

Ateşin bir çok nedeni olmakla birlikte en sık rastlanan sebep enfeksiyonlardır. Çocuklar yaşına kadar sık sık virüs enfeksiyonlarına bağlı ateşli hastalıklar geçirebilir. Eğer çocuğun savunma sisteminde bir problem yoksa, hafif dereceli enfeksiyonlar bağışıklık sistemini daha da güçlendirir.

Ateşe sebep olan diğer faktörleri diş çıkarma, ilaçlar, tümörler, aşılar, romatizmal hastalıklar, transfüzyon reaksiyonlar ( kan nakli tepkimesi ) olarak sıralayabiliriz.

Düşünülenin aksine ateşin vücuda bir çok faydası vardır. Bu faydaları; antikor üretimini arttırma, virüslerin hücrelere saldırmasını önleme, akyuvar sayısını arttırma, mikropların üremesini yavaşlatma, bakterilerin demirle beslenmesini önleme olarak sıralanabilir.

Ateş vücudun enfeksiyonlarla savaşma yöntemlerinde birisidir. Anne ve babalar dikkatli olarak ateşi kontrol altında tutabildiği sürece çocuğun her ateşi çıktığında doktora gidilmesini gerektirecek bir durum olmayabilir. Fakat çocuğun ateşi koltuk altından ölçüldüğünde 37,5 dereceyi geçiyorsa, kulak veya makattan ölçüldüğünde 38 dereceyi geçiyorsa doktora danışarak ateş düşürücü verilebilir. Eğer çocuğun ateşi 39 derecenin üzerindeyse, çocuğa ılık bir duş aldırılabilir. Ilık suyla ıslatılmış bir bezle koltuk altı, diz arkaları, dirsek içleri, boyun çevresi gibi büyük damarların yüzeye geçtiği noktalara kompres yapılabilir. Eğer çocuk 3 aydan küçükse ilk müdahalenin ardından bir doktora başvurulmalıdır.

Kaynak: funduszeue.info

İlk Yayın Tarihi: 25 Şubat @