istiklal marşı nın güftesi kime aittir / İYİ Kİ KABUL EDİLDİ: İSTİKLAL MARŞI'MIZ | Friendz10 Sosyal Medya İçerik Platformu

Istiklal Marşı Nın Güftesi Kime Aittir

istiklal marşı nın güftesi kime aittir

İstiklal Marşı:Söz başka telden, saz başka telden

Kurtuluş Savaşı yıllarında yeni kurulan orduyu ayakta tutmak, ona moral verecek güçleri harekete geçirmek ve halkı işgal güçlerine karşı direnmesi için cesaret vermek için yapılmıştı İstiklal Marşı yarışması. Dönemin Eğitim Bakanı Rıza Nur, “Böyle zamanlarda milletler en güzel milli marşlarını yaparlar” diyerek marş yarışmasını açtırdığını anlatır hatıralarında. Yarışmanın tek şartı, gönderilecek şiirlerin Millî Mücadele ruhunu ifade etmesi olur. Kazanan yarışmacıya beş yüz lira ödül verileceği duyurulur. Beste yarışması daha sonra açılacak ve bu yarışmayı kazanan besteciye de beş yüz lira ödül verilecektir.

O sıralarda Dr. Rıza Nur’un yerine Maarif Vekilliği’ne getirilen Hamdullah Suphi, ilanın gazetede yayınlanmasının yanı sıra millî marş yazabileceği tahmin edilen şairlere ayrıca birer mektupla bildirildiğini de söyler. Son şiir gönderme tarihi olan 23 Aralık ’ye kadar şiir Maarif Bakanlığına gelir. Bu sonuçlar Hamdullah Suphi Beyi hiç memnun etmez. Çünkü devrin tanınmış şairleri yarışmaya katılmamış ve gelen şiirlerin hiçbiri Millî Mücadele’nin ruhunu ifade edecek güçte değildir. Bakan Hamdullah Suphi, Mehmet Akif&#;in marşa ödül koyulması nedeniyle katılmadığını öğrenince, şaire yazdığı mektupta ödül konusunun uygun bir şekilde çözümlenebileceğini söyleyerek yarışmaya katılmasını rica eder.

Çığlıkla gelen mısra

“O şiir bir daha yazılamaz. Ben de yazamam. Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen büyük şair Mehmet Akif Ersoy’un kaleminden çıkar İstiklal Marşı. İlk mısra, Hasan Basri&#;nin evine çay içmeye gittikleri sırada, huzursuz bir şekilde dolaşan Akif&#;in, sonra boş bir odaya geçip içeriden bir çığlık atmasıyla ortaya çıkar. Hasan Basri odaya girdiğinde kâğıt olmadığı için duvara yazılmış &#;Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak&#; dizesini görür. Böylesine sancılı ve güçlü duygularla yazılan sözler, 12 Mart tarihinde Birinci TBMM tarafından büyük bir coşkuyla kabul edilir.

Marşın, güfte yarışmasına şiir katılmasına rağmen, beste yarışmasına sadece 24 besteci katılmıştır. Ahmet Yekta Madran, Ali Rifat Çağatay, Bedri Zabaç, H. Saadettin Arel, İsmail Hakkı Bey, Kazım Uz, Lemi Atlı, Mehmet Baha Pars, Mustafa Sunar, Rauf Yekta, Saadettin Kaynak, Zati Arca, Zeki Üngör gibi isimlerden oluşan listeden kolaylıkla bir beste seçilemez. Bir süre farklı illerde, farklı besteler söylenir.

Orkestra şefinin zaferi

Yarışmaya katılan bestecilerden Ahmet Yekta Madran, kendi bestesini bulunduğu Edirne’de söylemeye ve yaymaya başlar. İzmir’de müzik öğretmeni olarak bulunan İsmail Zühdü Bey de kendi bestesini İzmir’de söylemeye ve yaymaya çalışır. Ankara’da Osman Zeki Üngör’ün bestesi, İstanbul’un birçok bölgesinde Ali Rifat Çağatay’ın bestesi söylenir. Bu süreç birkaç yıl devam ettikten sonra, yılında Ali Rifat Çağatay’ın bestesi kabul edilir ve yılına kadar tüm ülkede resmi beste olarak çalınır. yılında meclis tarafından kabul edilerek değil, ani bir emirle Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör’ün bestesi Milli Marş bestesi olarak değiştirilir.

Osman Zeki Üngör, bestenin yapılış hikayesini hatıratında anlatırken, bestenin sözsüz olarak ortaya çıktığını da belirtir. Muhtemelen bestedeki prozodi hataları ve ses ritminden daha ağır söylenmesi gibi onlarca hata buradan kaynaklanmaktadır. 10 kıtalık İstiklal Marşı’nın yalnızca ilk iki kıtası bestelenmiş, marşın armonik düzenlemesi Edgar Manas tarafından, bando düzenlemesi ise İhsan Servet Künçer tarafından yapılmıştır. 88 yıldır aynı beste, aynı hatalarla ve şiirin ruhunu öldüren tınısıyla okunmaya devam eder. Özellikle ilk iki kıtası hemen her ilkokul mezunu tarafından ezberlenmiş olan İstiklal Marşı’nın bestesi, Akif’in yazdığı ruhu da, verdiği mesajı da tamamen yok eder tarzdadır.

Farklı besteler de var

İstiklal Marşı’nın bestesinin uyumsuzluğu hep tartışılagelmiştir. Mehmet Akif’in vefatının yıldönümünde () Türkiye Yazarlar Birliği’nin bilgi şöleninde Reha Sağbaş, “Yalnızca iki kıt’ası müziklendirilmiş olan şiirin sekiz mısraındaki hecenin 53 tanesinde prozodi hatası mevcuttur. Kelime gruplarının nağmeye denk düşmemesi demek olan periyot hatası ise 13’tür. Türkçe okuma kurallarına ters düşen vurgu hatası 14’tür. Budanmış veya kelime gruplarından doğan anlamsız hece veya hece gruplarının sayısı ise 12’dir” şeklinde bir açıklamayla bestenin düzensizliğine dikkat çekmişti. Bu hatalar her kesimden müzisyen tarafından bilindiği halde, değiştirilmesi teklif dahi edilemedi. Buna rağmen birkaç cesur besteci, İstiklal Marşı’nı kendi inisiyatifleriyle farklı bir tarzda besteleyip yayınladı. Bunlardan Ramazan Uçar’a ait olan beste Beştepe Külliyesi’nin tanıtım filmi müziğinde seslendirildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstiklal Marşı bestesiyle ilgili &#;En büyük üzüntüm bu emsalsiz marşın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin bulunamamış olmasıdır. O beste ile güftenin birbirini tamamlaması çok önemlidir. Burada bestekarlara büyük iş düşüyor. Temenni ediyoruz ki o da çıkar” demesi, beste tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Anayasasıyla koruma altına alınan İstiklal Marşı’nın bozuk olan bestesinin gündeme gelmesi, muhalefet tarafından İstiklal Marşı’nın topyekûn değiştirileceği yaygarasına yol açtığı gibi, bu konu üzerinde kafa yoranları da heyecanlandırdı.

İstiklal Marşı’nın ruhuna uygun değil

İstiklal Marşı’nın bestesinin ciddi problemleri olduğunu yıllardan beri dile getiren Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, bu konunun sadece siyasilerin konuştuğu bir konu olmadığına dikkat çekti. “İstiklal Marşı’nın bestesinin ciddi problemleri olduğunu herkes biliyor. Bu konu ciddi olarak gündeme geldiğinde, İstiklal Marşı’nın bir bütün olduğu, bestesiyle metninin birlikte koruma altında olduğu söyleniyor. Halbuki İstiklal Marşı’nın metni Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiştir. Kanun hükmünde olan budur ve anayasa metninde yer almıştır. Konu gündeme gelince ‘kötü beste, ama şimdi bunu değiştirmenin ne alemi var’ deniliyor. Şu da hakikat ki, bizim gibi yetmiş yaşına gelmiş olanlar bile hayatı boyunca İstiklal Marşı söyledikleri halde İstiklal Marşı söylerken sıkıntıya düşüyor, doğru okuyamıyor.

Günümüzde okunan beste İstiklal Marşı’nın manasına, ruhuna uygun değil. Metni okurken insan heyecan duyuyor, ama bestesiyle okurken bunu idrak edemiyor. Çünkü sözle beste uyumu yok. Bu beste başka bir sebeple yapılmış, sonra İstiklal Marşı’na uyarlanmaya çalışılmış, o da başarılamamış. Besteye kötü diyemeyiz, eğer bu sözler besteye bindirilmese güzel bir beste, ama bu sözleri bindirdiğiniz zaman olmuyor, dar geliyor elbise. Daha kolay akılda kalacak, toplu söylerken herkesin büyük bir heyecanla söyleyeceği bir beste yapılabilir. Burada tek tehlike, sağdan soldan aparma olmaması, özgün beste yapılsın, sözüyle uysun, söylerken heyecan hissedilsin, hata yapılmasın.

Değiştirilmesine karşı çıkanlar zannedersem yeni yapılacak olan bestenin Batı tarzı olmayıp, Osmanlı musikisi formlarında yapılacağından kaygı duyuyor olabilir. Bunun laikliğin elden gitmesiyle ilgili olduğunu sanmıyorum, İstiklal Marşı’nın her tarafı laikliğe aykırı zaten. Bir de değiştirene bakıyorlar, ‘bu iktidar değiştirirse kötü olur’ diyen bir cephe de var.”

Söz başka telden, müzik başka telden çalıyor

Yıllar önce Adil Düzen Marşı’nı besteleyen Dr. Ramazan Uçar, yılında İstiklal Marşı’nı da farklı bir formatta besteleyerek bu konuda atılacak adımlara öncülük edenlerden. Besteyle ilgili değişiklik konusunu muhalefetin “İstiklal Marşı değiştiriliyor” şeklinde gündeme getirerek kamuoyunu yanılttığını söyleyen Uçar, asıl meselenin müziğin sözlere uygun hale getirilmesi olduğunun altını çizdi. “Matematik kesin bilgi ihtiva eden ve insanların kendi tercihlerine ve keyfiliklerine göre hareket etmeyen bir bilimdir. Asıl anayasaya aykırılık şu andaki besteden kaynaklanıyor, çünkü sözleri değiştiriyor. Akif’in yazdığı 8 mısralık sözler, 14 mısraya çıkartılmış. Bugün iki İstiklal Marşı var; birincisi Mehmet Akif Ersoy’un şiirinden kelimeleri yazıya dökülmüş olan aruz veznindeki orijinal olan, diğeri ise Osman Zeki Üngör’ün bestesinden yazıya dökülmüş olan bozulmuş serbest vezinli şiir. Düzgün olan bir şey bozularak anlamsız bir şiire dönüşüyor. Cumhurbaşkanının söylemiş olduğu şey, bozulmuş olan bir şeyi düzeltmektir.

Bozulmuş bir şeyin düzelmesi, peygamberi bir metottur. Bir doktor hastayı tedavi etmesi gerekiyorsa, hastalıklı olan kısımlarını tedavi eder ve hasta sıhhatine kavuşur. Bunun değişmesi demek çok önemli bir kaliteyi yakalamak demektir. Bu toplumun milli ve manevi değerlerinin, manevi motivasyonunun artması konusunda o aşkı, heyecanı, coşkuyu sağlaması açısından son derece önemlidir. Coşkulu bir insanın konuşmasıyla depresif bir insanın konuşması arasında toplumu etkilemesi açısından büyük bir fark vardır. Bu coşku, bu eser aracılığıyla kayboluyor. Söz başka bir telden çalıyor, müzik başka bir telden çalıyor. Şizofreni dediğimiz şey de budur zaten.

Mutlaka değişmesi lazım ve bunun kutsanmaması gerekiyor. Bu bir bestedir ve bir insan tarafından yapılmıştır. İstiklal Mücadelesi, Kurtuluş Savaşı, Milli Mücadele Batı’ya karşı verilmiş bir mücadeledir. Emperyalist Batı’ya karşı verilmiş bir mücadeleye yazılan marşın bestesinin, yine onların konseptinde sunulması yaman bir çelişki değil midir? Doğru olan, milli marşımızın, milli bir beste ile taçlandırılmasıdır.”

Yeni beste kısa sürede öğrenilir

İstiklal Marşı’nın 30 civarındaki bestesini sahnelerde icra eden ve yeni bir beste de kendisi yapan ses sanatçısı Mehmet Kemiksiz, farklı bir beste yapmasının sebeplerini ve bestesi okunurken neden ayağa kalkılmadığını anlattı. “Yaklaşık 3 yıla yakındır kendi İstiklal Marşı bestemi icra ediyorum. Geçen sene Kültür Bakanlığına kendi bestemle icra ettiğim İstiklal Marşı’nın da bulunduğu çalışmamı sundum. Bakanlıktan tescilini alarak yayınladım. Geçtiğimiz Aralık ayında Akif’in vefatı münasebetiyle yaptığımız programda da icra etmiştim fakat sansasyon olmadığı için duyulmadı. 12 Mart’ta Beykoz Belediyesinin daveti üzerine gittiğim programda Akif’in başka eserleriyle birlikte bu bestemi de okudum. İstiklal Marşı’nı okumadan önce şu anda kullanılan bestenin Zeki Üngör’e ait olduğunu, bir takım müzikal problemleri bulunduğunu, kendi marşımı onun yerine koymak için yapmadığımı söyledim. Alternatif marş algılamasını ortadan kaldırmak için böyle bir konuşma yaptım. Bu besteyi yapma amacım bunun yapılabilmesinin yolunu açmaktı sadece.

Resmi marşımız olmadığı için ayağa kalkarak dinlemenin bir manası olmadığını da söylemiştim. Çünkü sadece resmi marşlar ayakta dinlenilir. Bu marşın sadece Akif’le benim gönlümün buluştuğu bir besteden ibaret olduğunu söyledim. Bunu belirtmeme rağmen konuştuklarım çarpıtılarak haberleştirildi. Bir gün sonra Cumhurbaşkanımız o sözleri söylediğinde bizim bestemiz ve Beykoz’daki görüntüler ana haberlerde dönmeye başladı.

Değiştirme kelimesi ve İstiklal Marşı’nı yan yana getirdiğiniz zaman, algı direkt olarak marşın tümden değiştirilmek istendiğine gidiyor. Oysa İstiklal Marşı’nın sözü zaten anayasal koruma altında ve onu kimse değiştiremez, değiştirmeyi teklif dahi edemez. Müziğinin değişmesinde bir sakınca görmüyorum, çünkü bizim için metninin altındaki anlam önemli. Yeni bir beste yapılırsa, kabul edildiği günden bugüne kadar düzgün okunması öğrenilememiş bir marştan daha kısa sürede öğrenilecektir.”

İstiklal Marşının Bestecisi Kimdir Ve Ka&#; Yılında Bestelenmiştir?


İstiklal marşı, şairin Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin özverisine ve yürekliliğine olan güvenini, Türk ulusunun Hakk'a, bağımsızlığa, yurduna ve dinine bağlılığını aktardığı bir mücadele şiiridir.

İstiklal Marşının Bestecisi Kimdir ve Kaç Yılında Bestelenmiştir?

İstiklal Marşı'nın, güftesi, Anadolu'da Millî Mücadele'nin devam ettiği esnada Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınmıştır. Bağımsızlığımızın ve mücadelemizin sembolü olan şiir, 12 Mart 'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya toplam 24 besteci katıldı.

İlk önce yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etti. yılına kadar bu beste çalınsa da 'da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı aynı zamanda Senfoni Orkestrası Şefi olan Osman Zeki Üngör'ün 'de bestelediği bugünkü şiir yürürlüğe kondu ve marş olarak okunmaya başlandı.

Türk milletinin kahramanlığın simgesi İstiklal Marşı'nın ilk bestesi

Türk ordusunun Birinci Dünya Savaşı’nda gösterdiği başarıya rağmen yaşanan işgal yılları ve Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan büyük zafer.

Maarif Vekaleti, yani şimdiki zamanın Milli Eğitim Bakanlığı, Kurtuluş Savaşı’nın milli bir ruh içerisinde kazanılmasını sağlamak amacıyla bir güfte yarışması düzenledi.

şiirin katıldığı yarışmanın kazananı için bir de ödül verilmesine karar verildi. Mehmet Akif Ersoy, “Milletin başarılarının para ile övülmeyeceğini” düşündü. Bu yüzden yarışmaya katılmama kararı aldı.

Türk milletinin kahramanlığın simgesi İstiklal Marşı'nın ilk bestesi

Mehmet Akif’i ikna etmek için mektup gönderildi

Yarışmaya katılan şiirler arasından bir tanesi bile bu milli ruhu anlatmaya layık görülmedi.

Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey, Mehmet Akif’e yarışmaya katılmasını rica etmek için bir mektup gönderdi. Gönderdiği mektupta şu sözler yer alıyordu:

“Pek Aziz ve Muhterem Efendim, İstiklal Marşı için açılan yarışmaya katılmayışınızdaki sebebin ortadan kaldırılması için pek çok tedbirler vardır. Usta kişiliğinizin istenilen şiiri meydana getirmesi, amacın gerçekleşmesi için son çare olarak kalmıştır. Asil endişenizin gerektirdiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu etkili telkin ve heyecan kaynağı aracından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve sevgilerimi arz ve tekrar eylerim efendim.”

Mehmet Akif mektuptan sonra fikrini değiştirdi ve yarışmaya katılma kararı aldı.

Türk milletinin kahramanlığın simgesi İstiklal Marşı'nın ilk bestesi

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak…”

Ankara’da bulunan Taceddin Dergahı’nda Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancıyla Mehmet Akif Ersoy, Türk askerinin kahramanlığına yürekten inanarak İstiklal Marşı’nı yazdı.

Mehmet Akif, Türk ulusunun bağımsızlığa olan inancını, dinine bağlılığını anlattığı şiirini Maarif Vekaleti’ne teslim etti. Şiir, ilk olarak cephedeki askere okundu. Daha sonra birkaç gazetede yayınlandı.

Takvimler 12 Mart ’i gösterdiğinde, Mustafa Kemal’in başkanlığını yaptığı bir meclis oturumunda şiirler seçildi. Mehmet Akif'in şiirini Hamdullah Suphi Bey okudu. Şiir, salonda bulunan herkeste büyük bir coşku yarattı. Ön elemeyi geçen diğer 7 şiirin okunmasına gerek kalmadı

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.”

Mehmet Akif, yarışmadan kazandığı parayı yoksullara verdi. Bu eserin kendine değil Türk milletine ait olduğunu düşünerek, şiirlerini topladığı Safahat adlı kitabında İstiklal Marşı’na yer vermedi.

Türk milletinin kahramanlığın simgesi İstiklal Marşı'nın ilk bestesi

Sıra bestede

Kurtuluş ruhunu anlatan şiir tamamdı. Ancak bir şey eksikti. Şiirin bestesi yoktu.

Mehmet Akif’in şiirinin bestelenmesi ülke savaşta olduğu için iki yıl ertelendi. Daha sonra en iyi besteyi seçmek için bir yarışma açıldı. 24 kişinin katıldığı yarışmada, her bestekar kendi bulunduğu bölgeye bestesini yaymaya çalıştı.

Edirne’de Ahmet Yekra Madran’ın, Ankara’da Osman Zeki Üngör’ün, İstanbul’da Ali Rıfat Çağatay’ın ve Zati Bey’in olmak üzere İstiklal Marşı farklı bestelerle okunuyordu.

Yaşanan bu kargaşalar yüzünden yarışmanın bir an önce sonuçlandırılmasına karar verildi. 5 ay süren çalışmalar sonucu, 12 Temmuz 'de Ali Rıfat Çağatay’ın eseri milli marşı en iyi tamamlayan eser olarak seçildi. Daha sonra yarışmanın sonucu bütün okullara bildirildi ve İstiklal Marşı bu beste ile okunmaya başlandı.

Türk milletinin kahramanlığın simgesi İstiklal Marşı'nın ilk bestesi

Ali Rıfat Çağatay’ın bestesi sadece 6 yıl İstiklal Marşı’nın dizelerine eşlik etti. ’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör’ün bestesi milli marşın bestesi oldu.

Dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın bando düzenlemesini İhsan Servet Künçer, armonisini Edgar Manas yaptı.

Ali Rıfat Çağatay kimdir?

Geleneksel Türk müziğine farklı bir yorum katan besteci ve eğitimci Ali Rıfat Çağatay, ’de İstanbul’da doğdu.

Çocukluğunda özel eğitim görerek, ud, viyolensel ve kemençe çalmayı öğrendi. Daha çok gençken en iyi ud virtüözleri arasına girdi.

Önce Şart Cemiyeti’ni, sonra Türk Musikisi Ocağı’nı kurdu ve yönetti. Sayısız öğrenci yetiştiren eğitimci Çağatay, geleneksel Türk müziğini Batılı yazım teknikleriyle yeniledi. Bestelerini bu tanımlara uygun olarak yaptı. 3 Mart 'de İstanbul'da hayatını kaybetti.

Eserleri

"İstiklal Marşı", arasında Ali Rıfat Çağatay'ın bestesiyle okundu. Çağatay'ın diğer eserleri ise şöyle:

"Zülfün görenlerin hep bahtı siyah olurmuş" (nihavent beste), "Verdim ateş dillere suzidil-i avareden" (suzidil beste), "Gördüm yine bir afet-i nadide-edayı" (nihavent ağırsemai), "Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı" (nihavent fantezi), "Meyledip bir gülzare" (nişaburek şarkı) ve "Meclis-i vaslında giryan olduğum mazur tut" (yegah şarkı).

Kaynak: TRT Haber 

İstiklal Marşı 10 Kıta ve S&#;zleri - İstiklal Marşı'nın 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 Kıtası ile Anlamı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

İstiklal Marşı milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmış ve Osman Zeki Üngör tarafından günüzdeki okunuşu bestelenmiştir. İstiklal Marşı Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletlerinin resmi marşıdır. İstiklal Marşı'nın anlamı ve önemi oldukça büyüktür. İstiklal Marşı'nın ilk 2 kıtası törenlerde milli marş olarak okunmaktadır. Toplamda 10 kıta olan İstiklal marşı'nın tüm 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve kıta sözleri ile detayları..

Haberin Devamı

İstiklal Marşı milli şair Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmış ve Osman Zeki Üngör tarafından beslenmiştir. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşıdır.

İstiklal Marşı 10 Kıtası ve Sözleri

İstiklal Marşı'nın 10 kıtası ve sözleri kıta kıta aşağıdaki gibidir.

İstiklal Marşı 1. Kıta

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

İstiklal Marşı 2. Kıta

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal!

İstiklal Marşı 3. Kıta

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Haberin Devamı

İstiklal Marşı 4. Kıta

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

İstiklal Marşı 5. Kıta

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

İstiklal Marşı 6. Kıta

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

İstiklal Marşı 7. Kıta

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

İstiklal Marşı 8. Kıta

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

İstiklal Marşı 9. Kıta

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.

İstiklal Marşı Kıta

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Haberin Devamı

İstiklal Marşı'nın Anlamı ve Önemi

Bağımsızlığımızı ve kurtuluşumuzu anlatan İstiklal Marşı milletimiz açısından oldukça büyük bir öneme sahiptir. Mehmet Akif Ersoy her kıtada okuyan kişilere oldukça hisli duygular oluşturan ve anlamı çok etkileyici olan bir şiir kaleme almıştır.

İstiklal Marşı Tarihçesi

İstiklal Marşı'nın tarihçesi hakkındaki bilgiler

İstiklal Marşı ne zaman kabül edildi? İstiklal Marşı'nın kabülü ve tarihi

İstiklal Marşı 12 Mart tarihine Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiştir.

İstiklal Marşı neden, ne zaman ve kaç yılında yazıldı?

İstiklal Harbi'nin kazanılmasını cesaretlendirmek amacıyla yapılan yarışma için yazılmıştır. Şair şiir içerisinde milletinin özgürlüğünü ve kurtuluşunu elde edeceğine olan inancını dile getirir.

İstiklal marşı nerede yazılmıştır?

İstiklal Marşı Mehmet Akif Ersoy tarafından Tacettin Dergâhı'nda yazılmıştır.

Haberin Devamı

İstiklal Marşı ne zaman bestelendi?

Osman Zeki Üngör yılında tarafından bestelenmiş, Edgar Manas tarafından yılında orkestrasyon haline getirilmiştir.

İstiklal Marşı'nın ilk bestecisi kimdir?

Ali Rıfat Çağatay İstiklal Marşı'nın ilk bestecisidir.

İstiklal Marşı Hakkında Genel Bilgiler

Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın sözü kime aittir?

Mehmet Akif Ersoy tarafından söylenmiştir.

istiklal Marşı'nın nefes yerleri nerelerdir? İstiklal Marşı okunuşu

İstiklal Marşı'nın okunuşu ve nefes yerleri konusunda detaylı bilgi almak için tıklayınız

İstiklal Marşı kaç kıta?

İstiklal Marşı toplamda 10 kıtadan oluşmaktadır.

İstiklal Marşı'nın bestecisi kimdir? İstiklal Marşı bestecisi

İstiklal Marşı'nın güncel kullanılan bestesini besteleyen kişi Osman Zeki Üngör'dür.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır