Bebek Beslenmesi
Son Güncelleme:
Çocuğunun iştahsız olması, birçok anne babanın derdi. Dikkatlice uygulanacak bazı yöntemler ile bu sorunu aşmak aslında çok kolay. İşte, Diyetisyen Mehtap Ersin Bayrak’tan pratik bilgiler…
Çocuğundaki iştahsızlık, annelerin çözüm bulmakta zorlandığı bir konudur. Çocuklar her dönemde aynı büyüme hızını göstermezler. Ağırlık ve boy persentil değişimleri düzenli izlenmeli, değerlerin 3. persentilin altına düşmesi halinde çocuklar, büyüme -gelişme geriliği açısından incelenmelidir. Eğer çocuğun büyüme ve gelişmesi normalse, yeme alışkanlıkları bir sağlık problemi oluşturmuyorsa, çocuk gelişimi için gerekli ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsa, anneler endişelenmemelidir.
Ailelere Tüyolar
• Çocukların besin ihtiyacının yaş, cins, metabolizma hızı, aktivite durumu, genetik, psikolojik ve çevresel faktörlerden etkilendiğini ve her çocukta farklılıkların doğal olabileceğini unutmamak gerekir.
• Çocuğunuzun 3 günlük ayrıntılı beslenme günlüğünü yazarak gerçek yediklerini tespit edin. Besin günlüğünüzü doktor /diyetisyeninize göstererek gelişimi için yeterli olup olmadığını kontrol ettirebilirsiniz.
• Çocuğunuzun yemekten 1 saat önce ve yemek sırasında sıvı alımını sınırlandırın. Çocuklar içmeyi, yemeğe tercih eder ve kolayca doygunluk hissi duyarlar. Özellikle süt tüketimi fazla olan çocuklarda doygunluk hissi de fazla olacaktır. Günde 2 su bardağı süt yeterli miktardır. Sütü fazla miktarda tüketen çocuklarda iştahsızlık dışında anemi ve kabızlık gibi sorunlar da görülebilir. çocuk biberon kullanıyorsa, bardakla değiştirmeye çalışın. Böylece çocuğun sıvı alımı kendiliğinden azalır.
• Çocuğun bireysel gelişimini destekleyin. Onu sofrada özgür bırakarak kaşığıyla kendi yemesini teşvik edin.
• Her çocuğun kendine özgü yemek yeme kapasitesi vardır. Çocuklar sofrada yemek yemesi için zorlanmamalıdır. Israrcı olunduğunda kendisine fazla gelen gıdayı çıkartılabilir.
• Yiyecekleri tüm besin gruplarından dengeli olacak şekilde, içeriği zenginleştirerek tüketmesine gayret edin.
• Düzenli saatlerde öğüne alışmasını sağlayın. Öğün aralarında ve yemek öncesinde düzensiz olarak gıdaların alınması, ne yerse kar mantığıyla sürekli arkasından kaşıkla dolaşıp yedirme ve midede sürekli besin bulunması acıkma duygusunun gelişmesini engeller. Acıkmayan çocukta ise iştah gelişemez. Yemeğin sofrada yenmesini alışkanlık haline getirin. Sofrada yemediğinde ikinci öğüne kadar aç kalacağını bilen çocukta beslenme düzeni daha çabuk yerleşecektir.
• Acıkan çocuğa ısrarla yemek zamanını bekletmek onun iştahının kaçmasına neden olabilir. Çocuk acıktığında yemek zamanını beklemeden alması gereken gıdalardan bir miktar verilerek iştahının kaçmamasına dikkat etmek gerekir. Yemek saatinden önce çocuğa verilen atıştırmalık gıdalar (şekerlemeler, çikolatalar, bisküvi, kek, cips vb.) iştahı engelleyebilir.
• Çocuğun yemek yeme karşısında yaşadığı zorlamalar ve baskılar yeme isteğinden uzaklaşmasına neden olabilir. Sofrada kendisinin yemek yemesine olanak tanımak, evi kirletmemesi, sofrada oyalanması ve çeşitli kurallara uyması yönünde onu zorlamamak gerekir. Çocukla yemek sırasında keyif aldığı konularla ilgili konuşmak onun yemek yemesini zevkli hale getirebilir.
• Çocukların gereksinimleri olan gıdaları bilerek hazırlanan yemek tabaklarının çocukların ilgisini çekecek tarzda renkli ve eğlenceli olması, tabağına yiyebileceği kadar yemek konması çocuğunuzun çok daha istekli yemek yemesini sağlayacaktır. Çocuğun tabağına azar azar yemek koyarak tabaktaki yemeğin her bitişinde çocuğu takdir etmek onun yemek yeme davranışının pekişmesine yardımcı olabilir. Yemesi karşılığında takdir edin; fakat ödüle alıştırmayın.
• Okul öncesi dönem çocuğu taklitçidir. Erkek çocuk babayı, kız çocuk anneyi taklit eder. Çocuğun aile ile masada oturması, uygun beslenme alışkanlığı kazanması için gereklidir. Ancak, anne ya da baba yemek seçici ise ve aşırı titiz davranıyorsa, çocuğun olumlu alışkanlıklar geliştirmesi zorlaşır.
• Yemek sırasında olumsuz, üzücü ve rahatsız edici olaylardan söz etmek, onların yaramazlıklarını ve hoşlanmadığınız yanlarını dile getirmek, eleştirmek, suçlamak vb. konuşmalardan kaçınmak gerekir.
• İştahsız yapan faktörlerin başında onların iç dünyalarında yaşadıkları büyük önem taşır. Bilinçaltına yerleşmiş herhangi bir endişe, üzüntü, nefret veya kıskançlığın baskısı iştahı kesebilir. Aile bireylerinin birbirleriyle olan ilişkilerinin de çocuğun iştahı üzerinde önemli etkisi vardır. Aile içerisinde yaşanan sıkıntı ve üzüntüleri çocuğa hissettirmemeye çalışmak önemlidir.
• Sofra, oyuncaklardan, açık televizyon vb. gibi dikkat dağıtıcı şeylerden uzak olmalıdır. Açık havada zaman geçirmek veya dışarıda yapılan gezinti ya da oyun, çocukların iştahını artırılmasına yardımcı olabilir.
• Yemeklerin lezzetli ve iyi pişirilmiş olmalarına özen göstermenin yanında soğuk ve aşırı sıcak olmamalarına da dikkat etmek gerekir. Sizin severek yemeyeceğiniz yemeğin iştahla yenmesini beklemeyin.
• İştah şurubu adı altında satılan ilaçlardan uzak durun. İştahsızlık problemini çözmek için aslında alerji şurubu olan ve yan etkileriyle iştah artmasına yol açan ilaçlara veya yanlış uygulamalara yönelmemek gerekir.
• İştahsızlığın arkasında fiziksel veya ruhsal sebepleri araştırın ve varsa tedavisini sağlayın.
Beslenme bozukluklarna ve vücudun zayf dümesine yol açabilen itahszlk önemli salk sorunlar arasnda yer alr. Farkl nedenlere bal olarak ortaya çkabilen itahszlk problemi, çocuklardan yetikinlere kadar her ya grubunu etkileyebilir. Mevsimsel koullarn da etkili olabildii itah kapanmas durumunda doktorlardan yardm alnmas gerekir.
Ar itahszlk sorunu yaayan kiiler itah açc yemeklere yönelerek baarl sonuçlar alabilir ve sonrasnda tekrar yeterli beslenmeye balayabilir. Stresin de önemli bir sorun yaratt modern dünyada çalan bireyler zaman zaman itahszlk problemi yaayabilir. Stresten uzak bir yaam sürmek bu dertten muzdarip olan kiilerin en önemli ilaçlar arasndadr.
tah Açc Besinler Nelerdir?
tahszla iyi gelen yiyeceklere geçmeden önce itahszla yol açan nedenlerin tespit edilmesi gerekir. Bu nedenler tespit edildikten sonra uzman tavsiyelerine uyularak düzenli bir yemek program kullanlabilir.
Salkl, Uzun Yaamn 11 Beslenme Srr
tahszlk hemen hemen her yata ve her dönemde meydana gelen bir tür yeme bozukluudur. Yeme isteinin çeitli faktörlere bal olarak bastrlmas, yemek yemekten kaçmak ve yemek yemeye kar hevesli olmamak itahszlk problemini dourur. Bu rahatszlk sadece yetikinlere özgü bir durum deildir. Hayatn her annda oluabilen bir durumdur. Ek gdaya geçi döneminde olan bebeklerden yal gruba kadar etkili olan bir rahatszlktr.
Bir kiinin itahszlk hali çok uzun süre devam ediyorsa; saln tehdit eder. Organlarn ileyii bozulur ve ksa sürede ciddi kilo kayb yaanr. Çok salkl olmayan bu problemi ksa sürede iyiletirip hayatnza kaldnz yerden en iyi ekilde devam edebilirsiniz. tahszla çözüm aradnzda, sizin için hazrladmz itahszla iyi gelen besinler listesini inceleyebilirsiniz.
Tarif için: Karamelli Patlam Msr Tarifi (Videolu)
Tarif için:Ayva Kompostosu (Videolu)
Tarif için:Acuka (Videolu)
Vitamin Eksiklii Belirtileri: 8 Sinyale Dikkat!
Bebeklerde Ek Gdaya Geçi Nasl Olmal? Faydal puçlar, Tarifler
Makarna Çeitleri: En Deiik 29 Tarif
Sebzeli Çeni: Lezzet Artran Kullanm
Vitamin Haplar Salkl M Tehlikeli Mi?
Kn Hastalktan Koruyan Beslenme puçlar
Salkl Beslenmek stiyorum Diyorsanz Bu 6 Besini Mutlaka Tüketin!
Çocuklarda iştahsızlık nedenleri nelerdir? Çocuklarda iştahsızlık nasıl giderilir? Çocuklarda iştahsızlık çözümleri nelerdir? İştahsız çocuğun iştahı nasıl açılır? İştahsız çocuğun beslenmesi nasıl olmalı? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dündar Yaykıran, iştahsız çocuklarla ilgili merak edilen soruları yanıtladı!..
İştah yiyeceklere karşı duyulan istek olarak tanımlanır. İştah bilinçli bir istek olup daha önce yiyecek ile olan deneyimlerden, besinin görünümünden olumlu veya olumsuz olarak etkilenir.
Gerçek iştahsızlık, bebeğin veya çocuğun yeterli büyüme ve gelişmesi için alması gereken temel gıdaları bile, değişik sebeplerden dolayı ret etmesidir.
İştahsızlık bazen anne ve özellikle büyükanneler tarafından yanlış yorumlanıyor. Gerçekte iştahsızlığı olmayan çocuk, iştahsız olarak değerlendiriliyor. Çünkü toplumumuzda bebeklerin, çocukların çok yemek yemesi, biraz kilolu olması isteniyor.
Soruyu böyle sorunca sanki sorun sadece çocuktaymış gibi görünüyor. Bu durumda olan çocuklar için; kıymetli bir hocamın asistanlık yıllarımdayken söylediği bir cümle aklıma gelir: Yemek seçen çocuk yoktur, buna sebep olan ebeveyn vardır. Yani bu davranış doğuştan gelmiyor, yanlış beslenme alışkanlakları nedeniyle sonradan öğreniliyor. Tabi çocuğun kendi kişiliğini kabul ettirme, kendini kanıtlama çapası da var. O yüzden her çocuk farklıdır.
Çocuklarda yemek seçme davraşının belli başlı nedenleri;
Çocuklar anne-baba ve kardeş ilişkilerinden çok etkilenir. İhmal edildiğini düşünen çocuk veya yeni kardeşi olan çocuk, ilgi çekmek için bu davranışını sergileyebilir. Sofradaki gerginlikler, tartışmalar ve keyifsiz ortam çocuklarda sofraya gelmemeye, iştahsızlığa neden olabilir. Nasıl ki biz erişkinlerin günlük hayatta, iş hayatında yaşadığı sorun ve sıkıntılar iştahsızlığa neden olursa, çocuklarda da okulda, arkadaşlarıyla veya kardeşleriyle yaşadığı olumsuzlar iştahsızlığa neden olabilir.
İştahsızlığın önde gelen nedenleri;
Bebekler ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Annesini emen bebek doyduğunda emmeyi bırakacaktır. Bu dönemde annelerin en çok sorduğu soru: Sütüm yetiyor mu?
Sütün yeterli olduğunun göstergeleri:
aylık dönemde, ek gıdalara geçişte ana besin kaynağı yine anne sütü olmalı, ek gıdalar çok küçük porsiyonlar (1 tatlı kaşığı) halinde verilmelidir.
1 yaş sonrası için porsiyon büyüklüğünü her yaş için yemek kaşığı olarak tarifleyebiliriz. Yani 1,5 yaşında bir çocuk için 1 porsiyon çorba; yemek kaşığı çorbadır.
Bebek ve çocuklar bu anlattıklarım doğrultusunda besleniyor, büyümesi, mental ve motor gelişimi normal ise yeterince besleniyor demektir.
Bebeklerin ve çocukların tabağına yaşına uygun porsiyonda en az miktarda yemek konulmalı, bebek yemek isterse ileve edilmelidir. Yaşına uygun porsiyonda beslenen ve doyduğunu söyleyen veya daha fazla beslenmek istemeyen bebeklerin ve çocukların tokluk hissine saygı gösterilmelidir. Daha fazla yemesi için ısrarcı olmak yeme bozukluğuna neden olabilir.
Öncelikle bebekte iştahsızlığa neden olabilecek bir hastalık,vitamin veya mineral eksikliğiaçısından muayene etmek, gerekiyorsa tahlil yaptırmak gerekir.
İştahsız ve isteksizlik durumunda;
Çocuklar oturmayı, kalkmayı, yemek yemeyi, hayata dair her şeyi ailelerine bakarak, onları taklit ederek, onları örnek alarak öğrenir. Bu yüzden doğru ve dengeli beslenme davranışı açısından en önemli şey ailenin sofra kültürüdür. Bazen annelerle tartışıyoruz ve anneler bana kızıyor olabilir. Anne: Benim oğlum 2 yaşında hiç peynir, yoğurt yemiyor
Ben: Sofranızda her zaman yoğurt, peynir oluyor mu? Diğer aile üyeleri yoğurt, peynir yiyor mu?
Anne: Hayır. Eşim pek sevmez, ben de bazen yerim. Ama oğlum sevsin diye uğraşıyorum, peynirin yoğurdun en doğalı alıyorum, ne yapsam yemiyor.
Sofradaki yiyecek dünyanın en güzel yiyeceği de olsa, anne baba o yiyecekten yemiyorsa, bebeğin o yemeğe alışması çok zor. Bebeğin anne babasının o yemeği yediğini görmesi lazım.
Dolapta sürekli gazlı içecekler, cips, çikolata varken, siz onları tüketirken;
Bunlar sana zararlı, bunlar sana yasak, sen süt iç demenizin hiçbir anlamı yok.
Bebeklerde sağlıklı beslenmeye ilk adım nasıl olmalı? Ek gıdaya geçiş sürecinde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
aylık dönem, bebeğin ek gıdalarla tanışması ve beslenme alışkanlıklarını kazanması açısından oldukça önemlidir. İlk 6 ay anne sütüyle beslenen bebek için büyüme ve gelişmenin sağlıklı sürdürülebilmesi açısından yeni gıdalara 6. aydan sonra başlanması gereklidir.
Diş çıkarma dönemindeher çocukta, huysuzluk, hafif ateş, ishal ve iştahsızlık gibi şikayetler olur. Öncelikle bu sürecin fizyolojik ve geçici bir süreç olduğunu unutmamak, biraz sabırlı olmak gerekir. Bu dönemde iştahı düzeltecek bir ilaç yok. (Aslında hiç bir dönem için iştah şurupu diye bir şey yok)
Bu dönemde diş etleri çok hassas olduğundan bebeğinizi mümkün olduğunca sıcak gıdalardan uzak tutun. Bu dönemde ılık, hatta soğuk yiyeceklere ağırlık verin. Elma püresi, yoğurt, muhallebi gibi serin ve ferahlatıcı besinlere bebeğiniz hayır demeyecektir.
Öncelikle çocukta gerçekten iştahsızlık var mı, iştahsızlık varsa bu çocuğun büyüme gelişmesini etkilemiş mi, iştahsızlık yapabilecek hastalık veya bir mineral, vitamin eksikliği var mı? Bunları tespit etmek için mutlaka çocuk doktoruna başvurmak gerekir.
1-Anne sütüne 24 aylık oluncaya kadar devam edin.
2-Büyümesi ve gelişimi normal olan bebek için;
3-Çocuğun açlık ve tokluk hissini öğrenmesi için, çocuğun aç kalmasına izin verin, sürekli besleyerek sürekli tok tutmayın.
4-Ögün sayısı (atıştırmalar dahil) 5 i geçmemeli, 3 ana ve 2 ara öğün şeklinde olmalıdır.
5-Ögün süresi net olmalı, süre bittiğinde öğün bitmeli.
6-Aile rol model olup destekleyici olmalı, çocuklarınız sizi örnek alır, onlara iyi örnek olun.
Çocuğunuzun sizin yemek yeme alışkanlıklarınızı aynen taklit edeceğini unutmayın. Sebze yemeğini sevmeyen bir babanın, makarnadan maydanozları ayıklayan bir kardeşin bulunduğu bir ailede küçük bebeğin önüne koyulan her şeyi yiyip bitirmesi beklenmemeli. Elinizde tabakla televizyon izliyorsanız, çocuğunuzu sofrada oturup yemek yemeye ikna etmeniz kolay olmayacaktır.
İştahsızlık birçok hastalığın belirtisi olabilir.
Çocuklarda iştahsızlığa neden olabilen hastalıklar;
İştahsızlık dengesiz ve yetersiz beslenme yapar. Bunun sonucun büyüme, mental ve motor gelişme etkilenir. Özellikle yaş arasındaki dengesiz ve yetersiz beslenme ömür boyunca etkisi sürecek bozukluklara neden olabilir.
İştahsızlığın nedeni tespit edilmeli ve ona yönelik tedavi verilmelidir. Hastalığı varsa hastalığı tedavi edilir, vitamin, mineral eksikliği varsa ona yönelik tedavi verilir. Herhangi bir hastalık ve eksikliği yoksa ve beslenme alışkanlığı bozuksa; daha önceki sorularda bahsettiğimiz noktalara dikkat etmek gerekir.
Bir çok enfeksiyon hastalığı (kulak enfeksiyonu, boğaz enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyu, mide barsak enfeksiyonları, nezle, grip vb.) kusma ve iştahsızlık yapabilir. Özellikle şu hastalıkta kusma ve iştahsızlık olur diyebileceğimiz bir hastalık yok. Bu enfeksiyon hastalıkları dışında Reflü Hastalığı da olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu durumda bebeğin yaşı, genel durumu, ishalin şiddeti, ishal ve iştahsızlık dışında başka şikayet olup olmaması gibi etkenler önemlidir.
Doktora başvurulması gereken durumlar;
Bebeklerde ateş ve iştahsızlık durumunda, öncelikle ateşi kontrol altına almak gerekir. Ateş 38 derece üzerinde ise mutlaka doktora başvurulmalıdır. Her insanda olduğu gibi bebeklerde de ateşli hastalıklar sırasında iştahsızlık olacaktır. Bu dönemde yemek yemesi için asla zorlanmamalı, anne sütü verilmeli, sıvı alımına dikkat edilmelidir. İştahsızlık hastalık sonrası yavaş yavaş düzelecektir. Hastalık dönemlerinde hem bağışıklığı desteklemek hem de iştahın düzelmesi için doktorunuzun önerdiği probiyotikleri ve çinko içeren şurupları kullanabilirsiniz.
Çocuklar 2 yaşından önce kesinlikle hiçbir suretle renkli ekrana (telefon, tablet, televizyon) maruz kalmamalı, mental gelişim açısından bu konu çok önemlidir. Ekran karşısında yemek yiyen çocuk ne yediği ile, yemeğinin tadı ile ilgilenmez. İlk zamanlarda erkan karşısında yemek yedirmek, anneler için kolay ve pratik gelse de ilerleyen dönemlerde çocukta çok daha ciddi yeme bozukluğuna, yanlış beslenme alışkanlıklarına neden olacaktır.
Ebeveynler bebeklerinde iştahsızlık olduğunu düşünüyorsa mutlaka doktora başvurmalıdır. Bebeğin beslenme alışkanlığı, gerçekten iştahsızlığının olup olmadığı, bu iştahsızlığın büyüme gelişmesini etkileyip etkilemedi değerlendirilmelidir. Ayrıca iştahsızlığa yol açan hastalıklar ve vitamin, mineral eksiklikleri açısından da muayene edilmeli gerekli ise tahlilleri yapılmalıdır.
İştahsızlığa neden olmaz ancak besin seçmeye ve dengesiz beslenmeye neden olur. Erken çocukluk dönemlerinde sebze yemeklerine alıştırılmayan çocuklar, ilerleyen yaşlarında da sebze yemeklerini sevmez ve yemezler. Damak tadı ve doğru beslenme alışkanlığı erken çocukluk döneminde (6 ay-5 yaş) oluşturulmalıdır. 5 yaşına kadar doğru beslenme alışkanlığı kazanmış bir çocuk bundan sonraki yaşamında da dengeli ve doğru beslenecektir.
Yemek yenilen sofraların keyifli ortam olması şart. Sofradaki kişilerin ilgisi yemekte ve sofardaki insanlarda olmalı. Yemek sırasında dikkat dağıtıcı nesneler olmamalı, sofradayken anne ve babanın elinde telefon olmamalıdır. Yemek hazırlık aşamasında ve sofra hazırlanırken çocuklar da buna dahil edilmelidir. Çocukların ilgisini arttırmak için tabakları ilgilerini çekecek şekilde hazıfunduszeue.info önemli konu da, çocukların yemekten keyif alması için yemekten önce aç olması gerekir. Çocukları sürekli besleyerek, sürekli tok tutmamak gerekir.
Bu konu da bence tek sorumlu olarak ebeveynlerdir. Hiç bir çocuk kendi kendine fast food alışkanlığı kazanmaz. Çocuklar kesinlikle fast fooda alıştırılmamalıdır. Okul öncesi dönemde fast food ile beslenen çocukta tek suçlu ebeveynlerdir. Erken çocukluk döneminde doğru beslenme alışkanlığı edinmiş okul çağı çocukları, zaman zaman arkadaşlarıyla yese de fast fooda alışmazlar. Fast food ile beslenen çocukların çoğunlukla diğer aile bireylerinde de bu alışkanlığın olduğunu görüyoruz.
Fast food beslenme alışkanlığını düzeltmek için, bütün aile bireyleri beslenme alışkanlığı ile ilgili kuralları belirlemeli ve herkes bu kurallara uymaya özen göstermelidir.
İştahsızlığa neden olan hastalık teşhis edilip, ona yönelik tedavi verilmelidir.
Bebekler ve çocuklar asla eli, ayağı tutularak zorla yemek yedirilmemeli, yemek yeme bir çatışma haline gelmemelidir. Bu durum ilerleyen yaşlarda çok ciddi psikolojik yeme sorunlarına yol açabilir. Yukarıdaki sorularda bahsettiğimiz doğru beslenme alışkanlığı davranışlarına dikkat edilmelidir. Sofrada çocukların porsiyonları küçük tutulmalı, tekrar yemek isterlerse verilmelidir. Sofrada yaşına uygun yemeği yedikten sonra doyduğunu söyleyen çocuğa daha fazla yemesi için ısrar edilmemeli, çocuğun kararına saygı duyulmalıdır.
Uzm. Dr. Dündar Yaykıran
funduszeue.info
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzman doktoruyum. , Acıpayam-Denizli doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Acıpayam’da tamamladıktan sonra, ortaokul 2. sınıftayken aldığım doktor olma kararımı gerçekleştirmek için ’da KTÜ Tıp Fakültesinde tıp eğitimime başladım. KTÜ Tıp fakültesinden yılında mezun oldum. ile yılları arasında devlet ve özel sektörde pratisyen hekim olarak çalıştım. Çok sevdiğim ve iyi anlaştığımı düşündüğüm çocuklarla birlikte olabilmek ve onların gelişiminde pay sahibi olabilmek için ′ da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ”Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları” alanında uzmanlık ihtisasıma başladım ve ’de ihtisasımı tamamlayarak uzmanlık diplomamı aldım. Haziran ile Ocak arasında Bahçelievler Devlet Hastanesi’nde, Ocak ile Şubat arasında da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzman hekimi olarak çalıştım. Şubat ’da, çok sevdiğim çocuklara daha yararlı olabilmek, bebek ve çocuk bakımı, onların fiziksel ve nörolojik gelişiminin takibi, hastalıklardan korunma ve hastalıklarının tedavilerinde daha etkin olabilmek için, İstanbul – Maltepe'de bulunan Özel Kardelen Tıp Merkezi’nde çalışmaya başladım, halen devam etmekteyim. Evliyim. Çok güzel ve zarif bir kadının kocası, çok tatlı ve yakışıklı, 8 yaşında, Oğuz Kaan isminde bir beyefendinin babasıyım.
“Ne versem yemiyor”, “Bir türlü yediremiyorum”, “Zorla versem ya çiğneyip duruyor ya kusuyor”… Çocuklarının yemek yememesinden şikayet eden anne babaların sıklıkla dile getirdiği yakınmalardan sadece birkaçı… Hele de okulların tatile girmesiyle çocukların yemek konusunda ebeveynleriyle inatlaşmaları yeniden tüm çarpıcılığıyla su yüzüne çıktı. Pek çok anne baba ‘Çocuğuma bir şey yedirmek deveye hendek atlatmaktan zor’ serzenişlerinde bulunuyor. Kimi çocuk hiç yemezken kimi sadece sevdiği şeyleri yiyor, hal böyle olunca gelişimleri için sağlıklı ve dengeli beslenmeden mahrum kalıyorlar!
Çabaları sonuç getirmeyen ve bir çıkış yolu bulamayan ebeveynler bu sorunla ya çocuk hekimlerinin kapısını çalıyor ya da internetten, arkadaşlarından benzer durumda olan çocuklara nasıl yemek yedirilebileceğini öğrenmeye çalışıyor.
Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Tülay Erkan, çocuğun iştahını açmaya yardımcı olacak 7 püf noktasına değindi. İşte iştahsız çocuğa yemek yedirmenin yolları:
Uygun beslenme ortamı yaratın: Sanılanın aksine, yemek yedirirken çocuğun dikkatini dağıtmamak, gürültü ve oyalamadan uzak tutmak gerekiyor. Her lokmadan sonra ağzını silmek ise birçok anne babanın ya da çocuğun bakıcısının farkında olmadan yaptığı ama çocuğu huzursuz edip yemekten uzaklaştıran bir yaklaşım! Sandalyesinin masada olmasına ve yemek süresince masada kalmasına dikkat edilmeli. Masaya oturması için eline oyuncak verebilirsiniz ancak yemeye başlayınca oyuncağı mutlaka kaldırın. Masaya oturduktan sonra 15 dakika içinde yemeye başlatın, süreyi dakika ile sınırlayarak yemek disiplini oluşturun.
Acıkmasına fırsat verin: Ebeveynlerin ‘çocuk aç kalacak’ , ‘o acıksa da söylemez’ düşüncesiyle çocuğun acıkmasına fırsat vermeden sürekli bir şeyler yemesi için uğraşması yapılan en büyük yanlışlardan. Bu durumda karnında tokluk hisseden çocuk, yemek yedirmek için masaya oturttuğunuzda da yemeyi reddediyor. Bu nedenle çocuğunuzun iştah artışını özendirmek için yemek aralarını en az saat olarak belirleyin, besin değeri düşük, abur cubur yiyeceklerden uzak tutun. Meyve suyu ve sütü abartmayın, susadığında sadece su verin.
Sevmediği sebzeyi farklı şekillerde hazırlayın: Çocuğunuzun yaşına, büyüme ve gelişme özelliklerine uygun kıvamdaki besinleri verin. Bir sebzeyi yemeyince o anda ısrarcı olmayın ama hemen pes etmeyin. Sevmediği sebzeleri belirli aralıklarla farklı şekillerde hazırlayarak, hoşuna gideceği sunumlarla masaya getirin. Farklı lezzetler yaratın. Tükettiği besin miktarı kadar yeni gıdalara alışması da önemli.
Yemek masasına hep birlikte oturun: Yemek yeme alışkanlığının kazanılmasında diğer aile bireylerinin tutumu da çok önemli. Çocuğunuzun rol modeli olduğunuzu, sözleriniz değil davranışlarınızla ona yol gösterdiğinizi bilin. Ailece yemek masasına oturmaya özen gösterin. Çocuğunuzun tek başına masaya oturması bunu gereksiz, oyun saatinden çalan bir şey gibi görmesine neden olabileceğinden yemek yemeye istek duymayabilir. Ebeveynlerinin yemek masasında yemeğe yaklaşımları, yemek seçip seçmemeleri de çocuk üzerinde etkili oluyor. Zira siz farkında olmasanız da çocuğunuz sizin yemeklere yaklaşımınızı gözlemliyor.
Sebzelerin faydasını hayal gücünüzle birleştirin: Sebzelerin faydalarına yönelik bilgiler edinip bunları hayal gücünüzü de kullanarak hikayelerle süsleyerek ilgisini çekecek hale getirebilirsiniz. Sorular sormasına zemin hazırlayın ve sağlıklı büyüyüp gelişmesi için kendisinin de bu sebzeleri, tıpkı hikaye kahramanında olduğu gibi yeterince yemesinin önemini anlatın.
Tabağını iyice doldurmayın: Çocuğunuzun tabağını iyice doldurmayın aksine küçük porsiyonlar halinde besleyin. Yaşına göre besinlerin dengeli dağılımını sağlayarak tek tip beslenmemesine dikkat edin. Çocuğun neyi, ne zaman, nerede yiyeceğine ebeveyni; ne kadar yiyeceğine ise kendisi karar vermeli.
Çok iyi gözlemleyin: Çocuğunuzun huyunun sıkıntılı olup olmadığını, duyusal zorlukları, oral-motor uyumsuzluğu ve akut/kronik hastalığı olup olmadığını takip edin. Böyle bir sorun varsa mutlaka doktora götürün. Huzursuz ve rahatsız olduğu dönemde çok zorlamayın, aksi halde yemekten daha çok soğuyacaktır. Geri kalan büyük kısmında ise yaklaşım çok önemlidir. Sevgi, sabır ve şefkatle, bugüne dek fayda sağlamayan yaklaşımınızı da değiştirerek yemek yemesinin önündeki engelleri aşmanıza fayda sağlayacaktır.
Vitamin takviyesi çözüm mü?: Anne babalar çocuklarının sağlıklı ve dengeli beslenemedikleri düşüncesiyle çareyi vitamin takviyelerinde arayabiliyorlar. Doğru olan, nedenin bulunmasıdır” diyor. Eğer sorun çocukla olan iletişimde ise öncelikle bu durum düzeltilmeli. Vitaminlerin gelişigüzel kullanılmaması ancak doktor önerisiyle kullanılması gerekiyor. Sağlıklı bir şekilde meyve-sebze tüketen bir çocuğun ek vitamin gereksinimi olmayacaktır. Doğal beslenmenin önemine inanarak besinler yoluyla, doğal yoldan bu gereksinimlerin kazanılması amaçlanmalıdır.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası