Arşiv Bağlantısı
“Dijital çağın hastalıkları” ifadesini son günlerde sık sık duyuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuyla ilgili bir araştırma komisyonu kuruldu. Sağlık Bakanlığı bu alanda bir çalışma başlattı. Cumhurbaşkanlığı Gıda ve Sağlık Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar üst üste uyarı mesajları yayımladı. Öğretmenlerin, ailelerin, eğitim koçlarının yakınmaları da sürekli karşımıza çıkıyor. Peki, dijital çağın hastalığı diye bir kavram gerçekten var mı? Yoksa bu geçici bir durumdan, gündelik bir moda hâline gelmiş uçucu bir söylemden mi ibaret?
Dijital bağımlılık ve hastalıkları ile ilgili çok sayıda konferans veren, yurt içi ve dışından davetler alıp bu konuda bilgisine başvurulan Prof. Dr. Ersin Akpınar ile konuştuk.
Akpınar, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olarak görev yapıyor. Tıp literatürüne kendisi ve tez danışmanlığını yaptığı araştırma görevlilerinden oluşan ekibinin soktuğu isimlerle anılan ErsiVolkitis gibi terimler de bulunan Akpınar, “Dijital bağımlılık bir hastalık mıdır” sorusuna kısa ve kesin bir yanıt veriyor: “Evet, hastalıktır.”
Tıp diliyle anlattığı bilimsel dayanaklar bilim insanlarının alanı olduğundan sohbetin bu kısmını teğet geçip, doğrudan bu dijital hastalıkların neler olduğuna yöneliyorum. Hastalıkların isimlerinin genellikle İngilizce anlamlarının baş harfleri veya hastalığa neden olan dijital platformlardan esinlenerek verildiğini belirten Akpınar, bilimsel kriterlere uygun olarak belirlenmiş dijital çağ hastalıklarını şöyle sıralıyor:
Bilgisayarlardaki fare ile klavyeyi ve akıllı telefonlardaki mesajlaşma platformlarını kullananlarda sık görülen ve aynı hareketlerin sürekli tekrarlanması sonucu el ve kollardaki sinir, tendon, kas ve diğer yumuşak dokuların zedelenmesiyle oluşan WhatsAppitis, kan akışında bozulma ve ağrıya duyarlılıkla ilgili problemlerle karşımıza çıkıyor.
Önce hafif şekilde başlayan bu durum ilerledikçe, parmaklarda karıncalanmalar oluşturuyor, ellerde uyuşukluk ve el hareketlerinde çeşitli kontrol kayıplarına da yol açabiliyor. Geçmişte bilgisayar kullanımıyla ilişkilendirilen ve “Fare-Klavye Hastalığı” ismi verilen hastalık akıllı telefonlardaki anlık mesajlaşma programlarının hayatımıza girmesiyle günümüzde dünya genelinde en sık kullanılan anlık mesajlaşma platformunun ismi olan “WhatsApp” ile yeni bir isim kazandı.
Tekrarlayıcı gerilme yaralanmaları terimi birçok farklı durumu içeriyor. Karpal Tünel Sendromu, Kübital Tünel Sendromu, Guyon Kanalı Sendromu, Lateral Epikondilit ve Bilek Tendiniti veya El Tendoniti gibi birçok klinik durum bu tanımlama içerisinde yer alıyor. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) ve Ultrasonografi (USG) gibi görüntüleme yöntemlerini tanıda kullanmayı öneren çalışmalar az sayıda. Birçok durumda spesifik bir teşhis konulamıyor ve semptomatik tedavi ile şikâyetler gideriliyor.
Japoncada toplumdan elini ayağını çekmek anlamına gelen Hikikomori, kişilerin birden eve kapanmasına, en yakın çevresi ve ailesiyle bile iletişimi koparmasına neden oluyor. Teknolojik gelişmenin beraberinde getirdiği bir hastalık olarak görülen Hikikomori, kişinin sanal âlemde iletişim bağımlılığı geliştirip, kendini sosyal çevreye kapatması olarak görülüyor.
Bu bağımlı iletişim patolojisi bir süre sonra öyle bir hâle geliyor ki, kişi yaşamındaki tüm sorumluluklarını ertelemeye ve aksatmaya, hatta temel fizyolojik ihtiyaçlarını bile bilgisayar karşısında karşılamaya başlıyor. İlk başlarda büyük bir keyifle geçen sanal âlemdeki bu zaman dilimi bir süre sonra depresif bir ruh haline neden oluyor. Bu duygudurum değişiminden dolayı hastalığa “modern tip depresyon” ismi de veriliyor.
Hastalığın esas nedeni olarak teknolojide öncü ülkelerde yaşayan ve sokağı tehlikeli gören yeni kuşak ebeveynlerin çocuklarına son model dijital cihazları alarak evde büyümesini teşvik etmesi gösteriliyor. Ebeveynler çocuklarını güvende tutma kaygısıyla, onları oyalamak ve göz önünde durmalarını sağlamak için akıllı telefon-tablet kullanmalarını teşvik ederek Hikikomori hastalığını yaygınlaştırıyor. Bazen de ebeveyn kendi işlerini yapabilmek için veya eve gelen misafirle rahatça ilgilenmek amacıyla çocuklarına akıllı telefon-tablet vererek bu psikolojik rahatsızlığa davetiye çıkarıyor.
Kişinin sürekli olarak başta arama motorları olmak üzere diğer sosyal medya ağlarında kendi adını araması ve hakkında ne gibi bilgilere ulaşabildiğini, neler yazıldığını ve paylaşıldığını takıntılı olarak takip etmesi durumuna ego sörfü deniliyor. Hastalık tanısı koyulan kişilerin sayısının hızla artışı günümüzde birçok psikolojik bozukluğun başlangıcı olarak ele alınıyor.
Kontrolsüz olarak, tanımadığı kişilerin kişisel blog sayfalarını tarayarak başkaları da görmeli düşüncesi ile çevrim içi platformlarda yayımlama merakı olan kişiler için yeni tanımlanmış bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor.
Kişilerin sürekli olarak kendisini övdüğü ve daha çok kendini iyi tanıtmaktan ibaret olan, dünya genelinde en çok kullanılan video paylaşım platformu YouTubeda videolar yayımlamasıyla ortaya çıkan, yeni ve hızla yayılan bir hastalıktır. Kişinin yayınlarının beğenilmemesi ve aşırı eleştirilmesinin ciddi psikolojik bozukluklara ve hatta intiharlara yol açabildiği belirtiliyor.
Bu hastalık, kişinin başka bir karakter oluşturması veya başka birini tamamen taklit etmesi şeklinde kendisini gösteriyor. Başka biriymiş gibi sosyal medyada var olması, kişinin ileri düzeyde günlük yaşamına bile yansıtoe. Myspace artık eskisi kadar yaygın değil ama günümüzde her sosyal medya platformunda sahte profil resmi veya sahte isimlerle hesap açan birçok kişi bu hastalıktan mustarip.
Yapı olarak ego sörfüne benzeyen bu hastalık kişinin kendisi yerine yakın çevresinde bulunan herkesin adını sürekli dünya genelinde en çok kullanılan arama motoru olan Google üzerinde araması ve haklarında bulduğu bilgileri sürekli kontrol edip kaydetmesi dürtüsüdür. Stalking ifadesi Türkçeye ısrarlı takip olarak çevrilebilir.
Hasta olan veya hasta olduğunu düşünen kişilerin, hekimlere güvenemediği için muayene başvurusu öncesi veya internet bağımlılığı nedeniyle bu problemine de internetten çözüm bulacağı düşüncesi ile hastalık belirtilerini internette arayıp kendisine teşhis koyması ve tedavi yöntemi bulmaya çalışması durumudur. Sık sık internette bunu tekrarlayan bu kişiler çevresindekileri de aynı yöntemlerle tedavi etme isteği hissederler. Siberhondrik kişilerin yanlış uyguladıkları tedavi yöntemleri çok sayıda olumsuz sonuca yol açmış ve açmaya da devam ediyor.
İnternette saatler boyu başkalarının fotoğraflarını takip etme, yorumlama ve beğenme durumudur. Günümüzde özellikle sık kullanılan sosyal medya platformlarından olan Facebook ve Instagram bu hastalığa yol açabilen uygulamalardır. Bu kişiler tanıdıkları bir arkadaşının hesabındaki fotoğraflara bakarak başladıkları yolculuklarını hiç tanımadıkları kişilerin profillerinde noktalarlar.
Zamanının büyük çoğunluğunu Wikipedia, internet sözlükleri veya benzeri bilgi paylaşım ağlarında çeşitli bilgileri düzenleme, yeni bilgiler paylaşma ve var olan bilgileri kronolojik düzenlere koyma üzerine obsesif belirtilerle karşımıza çıkan bir dürtü kontrol bozukluğudur.
Adını daha çok kurumsal iletişimde kullanılan, e-posta alıp gönderilebilen, internette sörf yapılabilen avuç içi bilgisayar türü BlackBerry telefonlardan alan bu hastalık daha çok üst düzey yöneticilerin sürekli olarak maillerini kontrol etmesi ile tanımlanmış bir dijital rahatsızlık olarak karşımıza çıkıyor. Blackberry marka telefonlar eski popülerliğini yitirse de, günümüzde her türlü mobil cihazla oluşabilir. Mail ve sosyal medya bildirimlerini sürekli kontrol eden kişiler tuvalette, banyoda, cenazede, toplantıda, yemekte, derste bile bunu yapmaktan kendilerini alamazlar.
İnternette geçirdiği zamanın çoğunu müzik indirip bunları taşınabilir kayıt cihazlarına depolamak ve arşivlemekle geçiren kişiler için yeni tanımlanmış bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. İsmini İngilizcede mecazen düşük kaliteli anlamına gelen cheesy (peynirimsi) ifadesiyle iPod ve podcast sözcüklerinden alıyor. Dijital cihazların özellikle yıllar öncesine ait düşük kaliteli şarkılarla doldurulmasına işaret ediyor. Cheesepoddingin bir hastalık değil koleksiyonculuk olduğunu savunanlar da var.
Bilgi açlığını internette sürekli araştırma yapıp okuyarak dindirmeye çalışan kişiler için yeni tanımlanmış bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor.
Fomo Hastalığı; başka bir işle ilgilenirken sosyal medya üzerinden arkadaşlık kurulan kişilerin neler yaptıklarından haberdar olma isteğine karşı koyamayıp sürekli bu kişileri takip etme isteği ile karakterizedir. Bu hastalar sosyal medyaya erişemedikleri zamanlarda sanal âlemdeki gelişmeleri kaçıracakları korkusuyla endişeli ve gergin olurlar. Hastalık İngilizcede “Fear of Missing Out” söz grubundaki kelimelerin ilk harflerinin birleşiminden ismini alıyor ve Türkçeye “Gelişmeleri Kaçırma Korkusu” olarak çevriliyor.
Başka bir işle ilgilenirken sosyal medya hesaplarında paylaşılan iletileri görememe korkusu olarak karşımıza çıkan Fomo Hastalığı; işini bitirir bitirmez bir önce gördüğü paylaşıma kadar geriye doğru giderek önceki paylaşımı gördüğü an kişide oluşan anksiyetinin sona ererek rahatlama durumuyla yeni tanımlanmış bir hastalık Fomo hastaları yeni gelişmeleri herkesten daha sonra öğrenme korkusu taşırlar. Örneğin birden fazla kişiye gönderilen bir e-postayı en son okuyan ve detayları en son öğrenen kişi olmaktan, sosyal medyadaki bir iletiye en son yorum yapmaktan korkmaları nedeniyle akıllı telefon, tablet cihazlar, dizüstü veya masaüstü bilgisayarlarını farkında olmadan her fırsatta sürekli kontrol ederler ve bu cihazlardan en az birini sürekli yanlarında taşırlar.
Fomo Hastalığı bireyin sahip olamadığı veya yapmak isteyip de yapamadığı şeyleri sosyal medya üzerinden arkadaşlık kurduğu kişilerin gerçekleştirmesi sonrası ortaya çıkan anksiyete ile karakterize bir korkudur ve beraberinde kişilerde Nomofobi ile Jomo Hastalığı’na da sebep olabilir.
İngilizce “No Mobile Phone Phobia” kelimelerinin kısaltılmasıyla adlandırılan ve dilimize “Telefonsuzluk Fobisi” olarak çevirebileceğimiz bu hastalık; özellikle Z kuşağı olarak adlandırılan ve akıllı cep telefonlarını okuma yazma dahi bilmeden kullanmaya başlayan yeni nesli yakından ilgilendiren dijital çağın yeni tanımlanmış hastalıklarındandır. Hastalığa sebep olan esas neden aşırı telefon kullanımının oluşturduğu bağımlılıktır.
Telefonu yanındayken bile unutmuş olabileceği düşüncesiyle sürekli elini cebine veya çantasına atarak varlığını kontrol etme, telefonun yokluğunun veya unutulmasının kişide beklenmeyen fiziksel ve psikolojik tepkilere neden olması, şebeke sinyali olmadığında ya da şarj bittiğinde aşırı öfkelenme, kısa süreliğine dahi olsa telefonunu kapatamama, telefonsuz kendisini eksik hissetme ve telefondan ayrı kaldığında hayattan kopmuş hissine kapılma, interneti olmayan ortamları tercih etmeme gibi durumlar hastalığın temel bulguları arasındadır.
İngilizce “Joy of Missing Out” kelimelerinin kısaltılmasıyla adlandırılan hastalık Türkçeye “Habersiz Kalma Neşesi” olarak çevrilebilir. Jomo Hastalığı; Fomo Hastalığı ile bağlantılı olup aslında Fomo Hastalığı ile başlayan bir sürecin terse çevrilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin sosyal medya üzerinden duyurulan bir etkinliğe kişinin gitmek istemesi ve bu etkinlik tarihine kadar sosyal medya üzerinden paylaşımları takip etmesi Fomo Hastalığı (etkinlikle ilgili paylaşımları kaçırma korkusu) olarak kendisini gösterir. Kişinin herhangi bir sebeple etkinliğe katılamama durumunda bu konudaki gelişmeleri kaçırmaktan zevk alması ise Jomoya işaret eder.
İngilizce “Fear of Being Offline” kelimelerinin kısaltılmasıyla isimlendirilen ve dilimize “Çevrim Dışı Olmaktan Korkma” olarak çevrilen bu rahatsızlık; Fomo Hastalığı, Nomofobi ve Jomo Hastalığı ile bağlantılıdır. Bu kişiler özellikle yurtdışı seyahatlerinde ya mevcut telefon hatlarını internet erişimine açık tutarlar ya da kablosuz internet olmayan yerlerde dolaşmak istemezler.
Selfitis; kişinin kendi fotoğrafını (selfie, özçekim) çok fazla çekip bunları sosyal medyada yayımlaması ile karakterize olan obsesif kompulsif bozukluktur. Bu durum temel olarak kişinin toplumda hissettiği kabul edilirliğini derecesini arttırmak ve diğer kişilerle daha iyi iletişim kurma çabasından ortaya çıkar. Selfitis; mahremiyet problemlerinin oluşması, kişide bağımlılığa neden olması, bireyler arası ilişkilere zarar vermesi, kişilerin görünümlerine aşırı önem verme çabalarını doğurması nedeniyle hastalık olarak kabul edilir. Selfitis üç ayrı şekilde tanımlanır.
Borderline Selfitis: Günde en az üç kez selfie fotoğraf çekmek, sosyal medyada yayımlamamak.
Akut Selfitis: Günde üç ila altı arası selfie fotoğraf çekmek ve sosyal medyada yayımlamak.
Kronik Selfitis: Kontrol edilemeyen bir dürtü şeklinde selfie fotoğraf çekmek ve sosyal medyada günde en az altı kez yayımlamak.
Selfitis tedavisinde bilişsel davranışçı terapi, hastanın kompulsif davranışının nedenlerini tanımasına ve onu nasıl modüle edebileceğini öğrenmesine yardımcı olmak için kullanılabilir. Selfie çubuklarının icadıyla selfie çeken kişiler toplu alanlarda başkalarının kişisel alanlarını da ihlâl etmeye ve ortak kültür mirası nesnelerine zarar vermeye başlamışlardır. Bu nedenle ülkemizdeki bazı müzeler de dâhil dünyada birçok kültürel mekânda kişilerin selfie çekmesi veya selfie çubuğu kullanması yasaklanmıştır.
Hayatın her alanında olduğu gibi medya alanında da dijitalleşme hızla sürüyor. Medya profesyonellerini de kapsayacak yeni hastalıkların önümüzdeki yıllarda daha da çeşitlenmesi bekleniyor. Prof. Ersin Akpınar’ın mesajı şöyle:
“Sürekli yeni bireylere erişen dijital ortamların ilerleyen yıllarda tüm dünya nüfusunu etkisi altına alacağı öngörülürse başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının, dijital çağın yeni hastalıklarıyla ilgili bilgi sahibi olması, tanımlanmış tanı kriterleri ve tedavi protokolleriyle ilgili donanımlarını arttırmaları, konuyla ilgili farkındalık sahibi olmaları kaçınılmazdır. Çünkü polikliniklerimizde bundan böyle dijital çağın yeni hastalıkları nedeniyle başvuru sayılarında artışlar gözlenecektir.”
Akpınarın dijital araçları kullananlar için son sözü ise şu: Kullanın, esiri olmayın.
Etiketlerabdijital çağ hastalıklarıenfornografiErsiVolkitisfojofomohikikomorijomonarsisizmnomofobiöne çıkanlarstalkingwhatsappitis
funduszeue.info
İnternet kullanımının iyice artmasıyla birlikte çeşitli psikolojik hastalıklar ortaya çıktı. Bunlardan bir tanesi de siberhondrik.
Vücudunun çeşitli yerlerinde yara, ağrı veya problem gören kişiler uzman hekimlere danışmak yerine hastalıklarını internetten arayarak kendilerine teşhis koyuyor.
Hatta bazıları doktora gitmeden tavsiye ile ilaç bile alıyor
Arama motorlarında geçirilen zaman artarken, sağlık açısından da ciddi tehlike oluşturuyor. Peki siberhondrik olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?
Hastalık hastalarına, yani kendinde olmadık hastalıklar icat edip teşhis edenlerin dijital kaynaklısına siberhondrik diyebiliriz.
Başı ağrıdığında, derisi alerjik reaksiyonlar gösterdiğinde ya da geçmek bilmeyen bir hıçkırık tuttuğunda doktora gitmek yerine internete sarılıp derdine derman ararken, kendi kendinde olmadık teşhisler koyanların hastalığı
Kişi kendinde bulduğu belirtileri Google’a yazarak arama yapıyor ve aradıkça kaygısı artıyor. Özellikle pandemi ile birlikte en ufak bir semptomda koronavirüse mi yakalandım endişesiyle iyice büyüdü.
Bu hastalık internetten bulaşıyor! Siberhondrik misiniz? ViDEO
Hastalık; bilişsel davranışçı terapi ve içgörü geliştirme terapisi ile tedavi ediliyor.
Uzmanlar, bireylerin sosyalleşmesinin bu durumu ortadan kaldıracağını belirtiyor. Spor yapmak, yürüyüş yapmak, sevdiklerinizle vakit geçirmek bu tip psikolojik hastalıkların baş göstermesini en aza indirger.
Sağlık
185152 185153 185154 185155 185156
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası