tereyağı alerjisi belirtileri / Besin Alerjisi Nedir, Neden Olur? İzmir Özel Can Hastanesi | İzmir'in Tercih Ettiği Hastane

Tereyağı Alerjisi Belirtileri

tereyağı alerjisi belirtileri

Çocuklarda Besin Alerjileri Belirtileri Nelerdir?

İçindekiler

Besin alerjisi nedir?

Günlük tükettiğimiz besinlerle ortaya çıkan her türlü istenmeyen tablo besin reaksiyonudur. Bu reaksiyonlar besin intoleransı ve besin alerjisi olarak iki grupta incelenir. Besin intoleransındaki reaksiyonlar besinlerle ya da besinle birlikte alınan diğer etmenlerin sonucunda oluşur. Genelde besinlerin farmakolojik özellikleri ya da toksik, metabolik etkilerine bağlı olabilir. Burada herhangi bir alerjik durum söz konusu değildir.

Besin alerjisi bağışıklık sistemimizin besinlere anormal bir yanıtı olarak ortaya çıkar. Bağışıklık sistemimiz besinlerdeki proteinleri tehdit olarak algılayıp bunlara karşı ‘Ig E tipi’ antikor üretir. Duyarlı kişi aynı besinle tekrar karşılaştığında besin, bu antikora bağlanır, histamin (vücudumuzda bağışıklık sistemi, sindirim ve merkez sinir sisteminin çalışmasında rol oynayan bir kimyasal madde) ve benzeri maddelerin salınımıyla klinik bulgular gelişir. Bazı besin alerjileri ise daha farklı bir mekanizma ve hücresel bağışıklığımızla ilgili olabilmektedir. Bu tür alerjilerde besin alındıktan sonra çok daha geç yanıt oluşur.

Besin alerjileri daha çok çocukluk döneminin bir sorunudur. Yenidoğan döneminden itibaren her yaşta görülebilir. Bazı besin alerjileri bir yaşından önce bulgu verirken bazıları daha geç çocukluk döneminde ortaya çıkabilir.

Çocuklarda besin alerjisinin tedavi edilmemesi hangi sorunlara yol açar?

Beslenme, çocuğun sağlıklı büyüme ve gelişmesi için en temel ihtiyacıdır. Besin alerjisi olan çocukta sağlıklı beslenme bozulacağından büyüme ve gelişimi olumsuz yönde etkilenebilir.

Besin alerjisi; 

  • Besin reddi,
  • İştahsızlık,
  • Karın ağrısı,
  • Kusma,
  • İshal,
  • Kabızlığa neden olabilir.

Çocuk, bu nedenlerden dolayı kilo alamaz, büyüme ve gelişme geriliği ortaya çıkar.

Bazı besin alerjileri ise cilt bulgularıyla kendini gösterir. Atopik dermatit (egzama) yani ciltte kuruluk, kızarıklık, kaşıntı ve yaralar görülür. Bu cilt bulguları bazen o kadar rahatsız edici olur ki çocuğun günlük aktivitesini, okul hayatını, sosyal hayatını olumsuz etkiler, çocuğun hayat kalitesini düşürür. Ayrıca cilt bütünlüğünün bozulması nedeniyle açılan kaşıntılı ve açık yaralardan mikroorganizmaların içeriye girerek enfeksiyona sebep olması kolaylaşır.

Besin alerjileri fark edilmediğinde ya da iyi tedavi edilmediğinde ortaya çıkabilecek en önemli ve en tehlikeli tablo ise anaflaksi tablosudur. Anafilaksi; şüpheli gıda alımından sonra, dakikalar hatta saniyeler içinde ortaya çıkan mide bağırsak ve cilt bulgularının yanı sıra nefes alamama, tansiyon düşüklüğü, şok tablosuyla seyreden hayatı tehdit eden bir durumdur.

Besin alerjisinin saptanması, doğru tanı konması ve şüpheli gıdanın diyetten çıkarılmasıyla bu klinik tabloların tedavisi mümkündür.

Besin alerjilerinin belirtileri nelerdir?

Çocukların cildinde kaşıntı, yanma, kızarıklık; bebeklerde yanaklarda, daha büyük çocuklarda ise kıvrım yerlerinde (kol dirsek iç kısım, diz arka çukurları, bilekler) kaşıntılı yaralar yani egzama, ürtiker (kurdeşen), dudak ve göz kapaklarında şişlik (anjiyoödem) yapabilir.

Gözlerde; besin alerjisine bağlı sulanma, kaşıntı, kızarıklık ve göz kapaklarında şişlik oluşabilir.

Solunum yollarında; bunun akıntısı, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı, boğazda kaşıntı ve kuruluk; damakta kaşıntı, geniz akıntısı, kuru öksürük, nefes darlığı, hırıltı, hışıltı, göğüste sıkışma meydana gelebilir.

Sindirim sisteminde; bulantı, kusma, yutma güçlüğü, karın ağrısı, kramplar, kanlı ya da mukuslu dışkılama, beslenme reddi görülebilir.

Dolaşım sisteminde; çarpıntı, düzensiz nabız, kızarma, morarma, tansiyon düşüklüğü, baş dönmesi ve bayılma görülebilir.

Çocuklarda hangi besinler alerjiye neden olabilir?

Çocuklarda en sık besin alerjisi gözlenen besinler şunlardır:

  • İnek sütü
  • Yumurta
  • Balık
  • Yer fıstığı
  • Kuru yemişler (ceviz, fındık, antepfıstığı, kaju…)
  • Kabuklu deniz ürünleri
  • Soya
  • Buğday
  • Bakliyatlar (mercimek)
  • Susam
  • Et

Yumurta akı, inek sütü, soya, buğday, mercimek alerjileri genelde bir yaşından önce bulgu verir.

Et ve kuruyemişlere bağlı alerjiler ise daha geç çocukluk döneminde ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca bunların dışında tüketilen her besin nedeniyle alerji gelişebileceği de unutulmamalıdır.

Çocuklarda besin alerjisinin tanısı nasıl konur? Hangi testler yapılır?

Besin alerjisi tanısı koyabilmek için çocuğun şüpheli gıda ile her karşılaşmasından sonra mutlaka ortaya bulguların çıkması gerekir. Çok dikkatli takip edilip, kesin besin alerjisi tanısı konulmadan gereksiz gıda kısıtlaması yapılmamalıdır. Gereksiz gıda kısıtlaması çocukların büyüme ve gelişmesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle doktor ve aile iş birliği çok önemlidir.

Tüketilen besinin miktarı, içeriği, bulguların ortaya çıkış ve kayboluş süreleri, daha önce benzer bulguların olup olmaması ve nasıl düzeldiği, semptomların ayrıntılarının bilinmesi çok önemlidir. Tüketilen besinlerle ilgili besin günlüğü tutulması da çok yardımcı olur.

Besin alerjisi tanısı; şüpheli gıda ile deri testi yapılması ve kanda spesifik Ig E bakılmasıyla konur. Deri testleri çocuk alerji uzmanları tarafından her yaşta güvenle yapılabilmektedir. Bu testlerle saptanan alerjik gıda, hastanın diyetinden çıkarılır ve bulguların kısmi ya da tam düzelmesi izlenir. Yaklaşık üç hafta kadar sonra doktor gözetiminde ve takibinde şüpheli gıda, az miktarlarda tekrar çocuğa verilerek belirtilerin çıkıp çıkmayacağı takip edilir. Ig E dışı besin alerjilerinde tanı koymak daha zordur. Bu durumda endoskopi ve ince bağırsak biyopsisi gerekir.

Çocuklarda besin alerjisi nasıl tedavi edilir?

Çocuklarda besin alerjilerinin çoğu zamanla kısmi ya da tam olarak düzelir. Özellikle inek sütü, yumurta, soya, buğday alerjileri genellikle yaşına kadar düzelir, bazen beş yaşını bulabilir. Fakat Kuru yemiş, balık ve kabuklu deniz ürünü alerjileri hiç düzelmeyebilir. Bazı alerjiler de ergenlikte kaybolabilmektedir. Çok az miktarda besin tüketilmesiyle bile reaksiyon gelişebileceğinden şüpheli besinin diyetten tamamen çıkarılması gerekir. Eğer diyetten çıkarılan besin çok önemli bir gıda ise ona göre diyetin düzenlenmesi gerekir.

Hafif reaksiyonlar, ağızdan alınan antihistaminikler ve bazen de steroid ile tedavi edilir. Bazen ciddi besin alerjisi olan çocuklarda anafilaksi gelişebilir. Anafilaksi öyküsü olan ve yüksek riskli besin alerjili hastalara, adrenalin oto enjektör verilmeli ve aileye kullanımı öğretilmelidir. Anafilaksi ani başlayan acil bir durumdur. Bu nedenle hasta ve ebeveynler adrenalin oto enjektörünü mutlaka yanlarında taşımalıdırlar.

Emziren annelerin de bebekte alerji yapan besini içeren gıdaları tüketmemeleri gerekir. Fakat özellikle inek sütü protein alerjisinde süt ve süt ürünleri kesildiğinde annenin kalsiyumsuz kalmaması için gereken kalsiyum takviyesi de yapılmalıdır.

İnek sütü alerjisi olan bebeklerde hayatın ilk altı ayında anne sütü tek başına yeterlidir ve anneye süt ve süt ürünleri eliminasyonu uygulanır. Anne sütü yetmiyorsa inek sütü alerjeni içermeyen mamalar kullanılmalıdır.

Besin alerjisi olan çocuk, okulda arkadaşlarının yiyeceklerini paylaşmamalıdır.

Hasta ve ailesi, besin alerjenleri, bu besinlerden kaçınma konusunda eğitilmelidir. Alışveriş yaparken besin etiketleri ve içerikleri dikkatle okunmalıdır. Restoranlarda yenen yemeklerde de gizli besin alerjenleri olabileceği unutulmamalı, yiyecek içerikleri hakkında bilgi alınmalıdır.

İnek sütü alerjisi olan çocuklar süt, süt kaymağı, bebek maması (anti-alerjik mamalar dışında), diğer hayvanların sütleri (keçi dahil), tereyağı, margarin, yoğurt, puding, krema, sütlü tatlılar, peynir, krem peynir, peynir altı suyu tüketmekten kaçınmalıdır.

Yumurta alerjisi olan çocuklar, yumurta ve yumurta ile yapılan yiyecekler, mayonez, bebe bisküvisi, bazı makarnalar, pastalar, şekerler, çikolatalar, ticari gıdalara eklenen lesitin ve lezzet vericilerden kaçınmalılar.

Besin Alerjisi Hakkında Her Şey


22 Kasım


Günümüzde hızla yaygınlaşan ve ebeveynleri karamsarlığa sürükleyebilen besin alerjisi modern çağın kaçınılmaz bir sorunu olarak karşımıza çıkıyor.

Deride kırmızı döküntülerden hışıltılı solunum ve öksürüğe, kusma, kabızlık ve ishalden dudaklarda morarmaya dek birçok soruna yol açan hatta ani ölüme neden olabilen besin alerjileri kimi zaman da kendini grip veya nezleye benzer belirtilerle gösteriyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Küçükkırım, ailesinde en azından bir ebeveyni veya bir kardeşinde alerjik rinit, astım, besin alerjisi veya egzama gibi alerji öyküsü olan bebeklerin yaşamlarının ilk yılı içinde besin alerjisi ortaya çıkma riskinin yüzde 20 daha yüksek olduğunu belirtiyor. Dr. Banu Küçükkırım funduszeue.info okurları için A’dan Z’ye besin alerjilerini anlattı; anne babalara yol gösterecek çok önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.

Hazır gıdalardaki katkı maddelerine dikkat!

Anne-babaların çocuk hekimlerinin kapısını en fazla çaldığı, bebeğinde ya da çocuğunda yol açtığı olumsuzluklardan en fazla muzdarip olduğu konular arasında besin alerjileri geliyor.

Acıbadem Kadıköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Küçükkırım; inek sütü, yumurta akı, fındık, fıstık, ceviz gibi bazı besinlerin yapıları gereği alerjiye neden olabilirken; hazır gıdalara katılan tatlandırıcı, renklendirici, kıvam verici ya da koruyucuların da alerjik reaksiyona yol açabildiğini vurguluyor. Tüm dünyada 3 bine yakın katkı maddesi bulunurken, sanayileşen toplumda çocuklarda artan besin alerjilerinin nedeni de özellikle bu katkı maddelerine karşı oluşan reaksiyonlar olarak kabul ediliyor. Hormonlar ve gıdalardaki mikroorganizmalar da istenmeyen reaksiyonlara neden olabiliyor.

Bu besinler alerjiye neden olabiliyor

Bebeklerde en sık inek sütü alerjisi görüldüğünü ancak bu alerjinin genellikle yaşlarında ortadan kalktığını belirten Dr. Banu Küçükkırım, yumurta alerjisinin de özellikle bebeklikte ve erken çocukluk döneminde yaygın olarak görüldüğünü, yıllar geçtikçe etkisi azaldığını ve yetişkinlik döneminde tamamen kaybolduğunu söylüyor. Yumurta alerjisinde egzama veya kaşıntı, deri ve göz lezyonları görülme sıklığı diğer besin alerjenlerine kıyasla daha fazla oluyor. Yumurta alerjisi, yumurtanın kendisinin veya yumurta içeren yiyeceklerin alınmasından sonra, dakikalar veya saatler içinde ortaya çıkıyor, yaygın kızarıklık, hırıltılı solunum, kusma ve ishal ile kendini belli ediyor. Yumurta alerjisinin özellikle bebeklerde egzamanın en önemli nedeni olarak da kabul edildiğini belirten Dr. Banu Küçükkırım “Yumurtanın beyazı, soya, yerfıstığı, deniz ürünleri, buğday ve diğer hububatların yanı sıra tahin, susam, domates, kakao, çilek, muz, portakal, yulaf, arpa, çavdar gibi yiyecekler de besin alerjisine yol açabiliyor. Çilek ve domates gibi besinler ise doğrudan kendi içlerinde bulunan histamin isimli kimyasal maddeden dolayı alerji benzeri tepkilere yol açabiliyor” diyor.

Öksürükten döküntüye pek çok soruna yol açıyor
Belirtiler alerjen alındıktan sonraki ilk dakikalarda ya da saat sonra ortaya çıkabildiği gibi 72 saat sonra da görülebiliyor. Besin alerjilerinin deri döküntüleri, makat bölgesinde kızarıklık, dudaklarda morarma, solunum, astım tarzında hışıltı veya mide bağırsak belirtileri ile kendini gösterebildiğine dikkat çeken Dr. Banu Küçükkırım “Alerjenle karşılaşan mide bağırsak sistemi alerjene kusma, ishal, kanlı kaka veya kabızlık şeklinde belirtilerle cevap verebildiği gibi özellikle bebeklerde reflüye neden olabiliyor. Çok gazlı bebekleri geriye yönelik incelediğimizde besin alerjisine bağlı sıkıntılar yaşadığını görebiliyoruz. Kilo alım yetersizlikleri ve büyüme gelişme bozukluklarına da besin alerjisinde sık rastlıyoruz” diyor. Dr. Banu Küçükkırım anaflaksi denilen çok ciddi ve ani reaksiyonların da solunumu bozarak hayati riske yol açabildiği uyarısında bulunuyor.

Annenin yedikleri de etkileyebiliyor!

Besin alerjileri anne sütüyle beslenen bebeklerde genellikle ek gıdanın başlandığı 6’ncı aydan sonra görülse de annenin yoğun olarak alerjenle beslenmesi ya da katkı maddeli beslenmesi halinde anne sütünden de bebeğe geçebiliyor! Sadece anne sütü alan yeni doğan bebeklerde bile kanlı ve sümüksü kaka, şiddetli kolik sancıları, reflü semptomları, tekrarlayan pişikler ve kilo almada azalmaya neden olabiliyor. İnek sütü alerjisi olan bebekte anne bebeğini emzirirken inek sütünün yanı sıra; tereyağı, tereyağı aromalı yağlar, kazein, peynir çeşitleri, yoğurt, yarı hidrolize edilmiş ürünler, laktoz, puding, helva, aroma katıcı maddeler, içerisinde laktoz olan süt artırıcı çaylar, krema ve muhallebi gibi ürünlerden de kaçınmalı. Dr. Banu Küçükkırım diyeti azaltılan ve kısıtlanan annelerin kalsiyum, D vitamini ve demir desteğinin eksik edilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Testler ve anne-babanın gözlemi yol gösterici
İlk altı ayda henüz bağışıklık sisteminin gelişmemesinden dolayı laboratuvar testleriyle teşhis mümkün olamayabildiğinden klinik tanı daha önemli. Daha büyük bebeklerde ise laboratuvar testleri yol gösterici oluyor. Cilt prik testi, RAST ile spesifik IgE, besin uyarı testleri gibi testler ile tanıya gidilebiliyor. Besin alerjileri ıgE ve non ıgE bağımlı tip olmak üzere iki türden oluşuyor. IgE’ye bağlı olan besin alerjilerinde kanda hangi besine karşı alerjisi olduğu tespit edilebiliyor. Dr. Banu Küçükkırım “Bu çocuklar genellikle döküntülerle karşımıza gelmektedir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde bazen annenin aldığı alerjen gıdalar çocuğa geçebilmekte ve anne sütüyle beslenen bebeklerde bu tür alerjiler görülebilmektedir” diyor. Non IgE tipi besin alerjilerinin ise; besin proteinine bağlı enterokolitler, proktokolitler ve besin proteinine bağlı enteropatiler olarak ayrıldığını belirten Dr. Banu Küçükkırım “Bu tipte tetkiklerin tanısal değeri yoktur. Klinik ve öykü ile tanı konur. Enterokolit dediğimiz vakalar; süt proteinleri, soya, tahıllar (mısır, buğday, arpa, çavdar) pirinç, hindi, tavuk, yumurta, et, mercimek, çeşitli sebze- meyve ve deniz ürünlerine karşı gelişebilmektedir. Besin alındıktan yaklaşık iki saat sonra başlayan kusma ve ishal, sıvı kaybı, bazen şok durumu olabilir. Bulgular başladıktan sonra şüpheli besin diyetten çıkarılır, bir süre sonra semptomların düzelip tekrar verilmesi ile bulguların yinelemesi tanı koydurucudur. Büyüme ve gelişme geriliğine neden olur. Proktokolit vakaları ise yaşamın ilk 6 ayında, inek sütü proteinine karşı gelişmektedir. İlk bulgu genellikle mukusla karışık kanlı dışkılamadır. Bu hastalarda besin proteinine bağlı enteropatili hastaların aksine genellikle büyüme ve gelişme geriliği yoktur” diyor.

Yaşam boyu devam edebiliyor
Besin alerjisi olan çocuklarda 12 ve 18 aya kadar diyet önerilirken, inek sütü alerjisi 3 yaşına kadar kayboluyor. Dr. Banu Küçükkırım “İnek sütü alerjisi 1 yaşında yüzde 55, 2 yaşında yüzde 77, 3 yaşında yüzde 87 hastada düzelmektedir. En alerjik besinlerden fıstık ve kabuklu deniz ürünleri alerjileri ise hayat boyu sürebilir” diyor. Peki besin alerjisi tedavisinde ilaçların yeri var mı? Dr. Banu Küçükkırım akut dönemde antihistaminikler veya başka alerjiyi baskılayabilen ilaçların kullanılabileceğini belirtirken, buna rağmen besin alerjisini geçiren bir ilaç olmadığını söylüyor.

Ek gıdaya geçişte her besini 3 gün tek başına deneyin!
Bebeğin bir besine alerjisi olup olmadığını anlamak için annelere düşen çok basit ama çok önemli görevler var. Ek gıdaya başlarken çok dikkatli olunmalı! Yeni başlanan besinler az verilmeli ve mutlaka reaksiyonlar gözlenmeli. Her bir gıda en az 3 gün tek başına denenmeli ve her gün kaşık kaşık artırılmalı. Yeni denenecek ek gıdanın ilk olarak bebeğin yanağında da denenebileceğini belirten Dr. Banu Küçükkırım, ek gıdaya başlarken önce sebze çorbası ve tahılların az az denenerek verilmesini öneriyor. Yumurta akına bir yaşından önce başlanmamalı. Peynir, yoğurt ve daha sonra da yumurta dikkatlice, yavaş yavaş artırılarak verilmeli. Alerjisi yüksek olan bebeklerde doktor gözetiminde yükleme yaparak sorumlu gıdaya başlanabileceğini vurgulayan Dr. Banu Küçükkırım alerjisi daha az olan besinin yine doktor bilgisinde azar azar başlanarak vücudun bu besini tolere etmesinin sağlanabileceğini söylüyor. Yoğurt, peynir gibi ürünlerin ise ilk defa deneniyorsa fırınlanarak ya da pişirilerek küçük parçalar halinde verilmesi alerjen özelliği azaltıyor.

Çimen polenine alerji olanda maydanoz alerjisi görülebiliyor

Süt ve yumurtaya alerjik reaksiyonu olan çocuklarda bir yaşından önce çapraz antijenik özelliğinden dolayı tavuk ve sığır etine karşı besin alerjisi olabileceğini belirten Dr. Banu Küçükkırım, ayda kuzu eti ile et grubuna başlamak gerektiğini söylüyor. Meyve ve sebze alerjisi olan bebekler ve çocuklarda polen alerjisi görülme sıklığı artıyor. Çimen polenine alerjisi olan kişilerde de maydanoz alerjisi görülebiliyor. Meyve ve sebze proteinleri genelde ısıya dayanıksız olduklarından pişirildiklerinde alerjik kişiler tarafından da tüketilebilir. Soya proteininin ve keçi sütünün inek sütü ile çoğu kez çapraz reaksiyon gösterdiğini belirten Dr. Banu Küçükkırım “Tedavide ağır olgularda amino asit bazlı formula mamalar kullanılmalıdır. Daha hafif vakalarda yoğun hidrolize mamalar kullanılabilir ancak bu mamalara karşı da alerjik reaksiyonlar gelişebilmektedir” diyor. Bebek anne sütünü almaya devam etmeli; anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda ise bebek inek sütü proteini içermeyen mamalarla beslenmeli.

Besin alerjilerini önlemenin yolları!

Peki besin alerjisini önlemek için neler yapılabilir? Dr. Banu Küçükkırım, ailesinde alerjisi olan bebeklerin ilk 6 ay kesinlikle sadece anne sütü ile beslenilmesi, katı gıdalara 6 aydan önce başlanılmaması gerektiğini vurguluyor. Risk olan ailelerde anne aşırı kuru yemiş yememeli, kabuklu deniz ürünlerini fazla tüketmemeli, bebeğin diyetine yaşından önce balık eklenmemeli. Besin alerjisi olan bebeklerde inek sütü proteini içermeyen özel mamalar kullanılması gerektiğini belirten Dr. Banu Küçükkırım, inek sütü alerjisinin erken tanınmasının hastalığın sinsice ilerlemesini önleyeceğine dikkat çekerek “İnek sütü ve inek sütü içeren besinlerin bebeğin diyetinden, bebek sadece anne sütüyle besleniyorsa da annenin diyetinden çıkarılması tedavi için yeterli olacaktır” diyor. Çok aşırı gazlı olan, yüzlerinde devamlı aşırı kızarıklık, pullanma ve kafasında konak olan bebeklerde besin alerjilerinin araştırılması gerekiyor. Yine sık ağlayan, bazen sebebi açıklanamayan inatçı bir burun tıkanıklığı ya da bir besini aldıktan sonra burun akıntısı, kaşıntısı ve gözde yaşarma sorunu ortaya çıkan bebekler de besin alerjisi yönünden dikkatlice incelenmeli.

Besin alerjisinin tedavisinde probiyotiklerin rolü

Son yıllarda probiyotiklerin besin alerjisi tedavisindeki rolü sıkça gündeme gelirken Dr. Banu Küçükkırım, probiyotiklerin besin alerjisine karşı fayda sağlayabildiğini belirterek “Bağırsaklarda mikrobik dengeyi sağlayan canlı organizmalara probiyotik denir. Probiyotiklerin alerjik hastalıklar üzerine etkisi tam olarak bilinmese de, kalıtsal immün sistemin oluşmasında fekal mukozaya etki ederek yardımcı olduğu konusunda kanıtlar vardır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, istenilir miktarda bulunan bakterilerin, alerjinin gelişmesine neden olan immün duyarlanmayı azaltabileceğini göstermiştir” diyor. Finlandiya’ da yapılan bir araştırmada probiyotik kültür olarak “Lactobacillus GG” kullanıldığını ve sonuç olarak da bu kültürün yüksek risk altında bulunan çocuklarda erken atopik hastalıkları önlemede etkili olduğunun saptandığını belirten Dr. Banu Küçükkırım; probiyotiklerin ve doğal immün sistem elemanlarının, bağırsak mikro-florasındaki atopik hastalıkları önlemede önemli bir rolü olduğunu söylüyor.



Banu Kucukkirim

Besin Alerjisi

BESİN ALERJİSİ

 

Yaşa göre alerjik özellik gösteren besinler

YaşYaygınAz yaygınNadir
yaşSüt

Yumurta

Balık

Fındık

Yerfıstığı

Buğday

Soya

yaşYumurta

Fındık

Fıstık

Süt

Balık

Susam

Ayçiçeği çekirdeği

Buğday

Soya

Acı bakla

Bezelye

Fasulye

YetişkinlerFındık

Fıstık

Kabuklu deniz ürünleri

Balık

Susam

Ayçiçeği çekirdeği

Süt

Buğday

Yumurta

Soya

Acı bakla

Fasulye

Bezelye

Besin alerjenleri ile çapraz reaksiyonlar*

Yaygın besin alerjenleriÇapraz reaksiyon
YumurtaTavuk eti
İnek sütüBiftek ya da Dana eti

Keçi sütü

BiftekKuzu eti
BalıkDiğer balık çeşitleri
FıstıkBaklagiller (Mercimek hariç)

Kabuklu Kuru Yemişler

Soya FasulyesiBaklagiller
BuğdayDiğer Tahıl Tohumları
Kabuklu KuruyemişlerDiğer Kabuklu Kuruyemişler

 

Besin alerjilerinin yaygın belirti ve bulguları

GI sistemDeriSolunum sistemi
Bulantı, kusma

Karın ağrısı veya kramp

İshal

Dudaklar, dil veya ağızda kaşıntılı şişlik

 

Ürtiker veya anjioödem

Egzama

Yüzde kızarıklık

Kırmızı kaşıntılı döküntü

Burun akıntısı, hapşırık

Burunda tıkanma, kaşıntı

Öksürük

Hırıltı

Nefes darlığı

 

 

Bağışıklık sistemi tarafından bir besine yönelik olarak başlatılan, daha önce duyarlı hale gelmiş bir kişinin, duyarlı olduğu alerjenle karşılaşması sonrasında ortaya çıkan aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Bu reaksiyon ile solunum, dolaşım veya ciltte farklı belirtiler ortaya çıkar. Besinlerde bulunan alerjenler anaflaksi gibi ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Anne karnından başlayarak bebeklikten ergenliğe kadar tüm yaş gruplarını etkilemektedir. Alerjisi olan kişilerin beslenmesine çok küçük yaşlardan itibaren dikkat edilmeli, alerji nedeni ile diyetten çıkarılan besinlerin yetersizliğine engel olunmalıdır.

Besine karşı gelişen istenmeyen reaksiyonlar toksik ve toksik olmayan olarak ikiye ayrılabilir. Toksik reaksiyonlar, yeterli miktarda toksinin alınması ile herhangi bir kişide ortaya çıkabilir. Toksik olmayanlar ise kişinin duyarlılığına bağlıdır. İmmünolojik olanlar “besin alerjisi”, immünolojik olmayanlar (fizyolojik mekanizmalar) “besin intoleransı” olarak tanımlanmaktadır (laktoz intoleransı).

İmmünolojik reaksiyonlar;

Besin alımından kısa süre sonra belirti verir; ağızda kaşınma, dudak ve dilde şişme, kusma, ishal, karın ağrısı, ürtiker, egzama, anjioödem, nefes almada zorluk, kan basıncında düşme ve hayatı tehdit eden anaflaksidir.

  • IgE aracılı olmayan (gecikmiş tip veya hücre aracılı)

Besin proteinine bağlı enterokolit, enteropati, Çölyak hastalığı, proktokolit hücre aracılı reaksiyonlara örnek olarak verilebilir.

Alerjik gastroenteropatiler (eozinofilik özefajit/gastroenterit) karışık tip reaksiyonlar için örnek olarak verilebilir.

 

Besin alerjilerinden korunmayı sağlayan tedavi türü bulunmamaktadır. Alerji oluşturan besinin diyetten çıkarılması ve belirtilere yönelik tedavilerin uygulanması gerekmektedir.

Alerjen besinlerin içindeki alerjen proteinler iki grupta sınıflandırılmaktadır. Birinci grup Çok küçük molekül ağırlığına sahiptirler. Bunun yanında sıcaklık, asit ve sindirim enzimlerine dayanıklı suda çözünebilme özellikleri nedeniyle daha tehlikelidirler. İnek sütü proteinleri (kazein ve whey), yumurta proteini (yumurta beyazındaki ovomukoid) ve kabuklu deniz ürünü proteini (tropomyozin) örnek olarak verilebilir. İkinci grup sıcaklığa duyarlı ve sindirilebilir özelliktedirler. Çilek, elma gibi meyve alerjenleri bu gruptandır.

Besinlerin alerjik özellikleri ısıtma ve pişirme ile değişebilmektedir. Pişirme (sıcaklık) ile sebze ve meyvelerdeki alerjenlerin yapıları bozulmakta, alerji yapma etkileri kaybolmaktadır.

İnek sütü protein alerjisi

Küçük çocuklarda en sık görülen alerji türüdür. Süt içildikten kısa süre sonra ortaya çıkabildiği gibi (IgE aracılı) birkaç gün sonra (hücre aracılı) alerji belirtileri ortaya çıkabilir. Cilt ve sindirim sistemine ait bulgular ön plandadır. Süt alerjisi olan çocukların %’inin yaşına geldiğinde alerjinin geçtiği bildirilmektedir.

Süt alerjisi olan kişilerin inek sütü, tereyağı, peynir türleri, yoğurt, ayran, krema, puding, dondurma, kremalı tatlılar, şekerlemeler gibi süt içeren besinleri tüketmemeleri gerekmektedir.

Laktoz intoleransı ise bu durumdan farklı olup, sütte bulunan laktozu sindirecek enzim olan laktazın yetersizliği veya hiç olmamasına bağlı olarak gelişir. Bu kişiler süt içtikleri zaman gaz şikayetleri, mide krampları yaşar ve ishal gelişir.

Yumurta alerjenleri

Çocuklarda en fazla besin alerjisine neden olan yumurta hem doğrudan tüketildiği hem de çoğu hazır yiyeceklere eklendiği için diyetten çıkarılması oldukça zordur. Yumurta beyazında ve yumurta sarısında ayrı ayrı alerjen proteinler yer almaktadır.  Tüketimden sonra yarım saat içinde ciltte kızarıklık görülmektedir.

Tahıl alerjenleri

Günlük enerji gereksinimini karşılamada en sık kullanılan besinlerdir. Buğday alerjisi fırıncı astımı olarak bilinen ve un tozunun solunması ile ortaya çıkabilmesi nedeniyle diğerlerinden farklıdır. Buğday alerjisi olanların diyetlerinden buğday içeren un türleri, bulgur, ekmek türleri, makarna ve nişasta türleri içeren besinler çıkarılmalıdır.

Balık ve deniz ürünü alerjenleri, yağlı tohum alerjenleri, soya alerjenleri, gıda katkı maddeleri sağlık üzerine etkili olabilen alerjen türleridir.

Diyet tedavisi

Temel amaç belirtilere yol açan besin veya besinlerin saptanarak diyetten çıkarılmasıdır. Diyetten çıkarılan besinin bilmeden alınması ve eksikliği gelişebilecek ögelerin karşılanması önemli sorunlardır. Örneğin süt ve süt ürünlerinin diyetten çıkarılması en önemli kalsiyum kaynağının kesilmesi anlamına gelmektedir ve ek kalsiyum verilmelidir.

Sadece anne sütü alan bebeklerde besin alerjisi düşünüldüğünde olası alerjen anne diyetinden çıkarılmalıdır ve yanıt olup olmadığı gözlenmelidir. Annede diyetten besin çıkarılması kademeli olarak yapılmalıdır. Birden fazla besin alerjisi olup tümünün anne diyetinden çıkarılması mümkün olmayabilir veya çeşitli nedenlerle anne tam dite uymamış olabilir. Bu durumda ileri derecede hidrolize edilmiş veya aminoasit içeren formülalar kullanılabilir. Bu formülalar bebek süt proteinini tolere edinceye kadar (genellikle bir yaş) veya süt proteinine ihtiyacı kalmayıp protein ve besin ihtiyacını diğer ürünlerden sağlayana kadar devam edilir.

İmmünoterapi

Besinlerden kaynaklanan alerjik reaksiyonlarda etkinliği azdır.

Besin Allerjisini bulguları Nelerdir?

BESİN  ALERJİLERİ  VE  BESİN  İNTOLERANSI

BESİN ALERJİLERİNDE GÖRÜLEBİLECEK BULGULAR NELERDİR?:alerji1

1-Deri bulguları: Akut ürtiker, kronik ürtiker, anjiödem (bölgesel cilt altı ödemi) görülebilir. Atopik dermatit patogenezinde besin alerjileri önemli yere sahiptir.

2-Solunum sistemine ait bulgular: Hapşırma, burun akıntısı (rinore), nazal konjesyon (burunda tıkanma ve akıntı), göz yaşarması ve kaşıntısı, inatçı öksürük, laringospazm (gırtlak kasının kasılması ve buna bağlı olarak soluk almada güçlük), bronkospazm (hava yollarının kasılarak daralması ve sesli ve zor solunuma yol açması) gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

3-Gastrointestinal sisteme ait bulgular: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, karında şişkinlik, aşırı gaz görülebilir. Ağız, dil, dudak, damak, boğazda kaşıntı, yanma, ödem (şişlik) oluşabilir. Bazı insanlarda alerjik gıdaların yenmesinden hemen sonra dudak, dil ve damakta bu belirtiler ortaya çıkabilir ve bu durum ‘oral alerji sendromu’ olarak adlandırılır. Bu sendrom mevsimsel alerjik rinitli hastaların önemli bir kısmında (%50) görülür. Sorumlu proteinler patlıcan vb. bazı sebzelerin kabuklarında daha yoğun bulunurlar. Bu sebzelerin kabuklarının soyularak ve pişirilerek tüketilmeleri belirtileri önler.

Enterokolit (barsak iltihabı), malabsorbsiyon sendromları (barsaklarda emilim bozukluğu), çölyak hastalığı (Bkz. Gluten enteropatisi) ve alerjik eozinofilik gastroenterit IgE ’ye bağlı olmayan immün mekanizmalarla oluşan besinsel aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır. Alerjik eozinofilik gastroenterit tablosuna en sık neden olan besinler süt, soya, yumurta ve buğdaydır.

4-Anafilâksi (sistemik alerjik yanıt): Günümüzde besin alerjisi ağır sistemik reaksiyonların (anafilâksi, ölümcül alerjik reaksiyon) birinci ne­denidir. Besinler, arı sokması ve ilaç alerjileri­ne bağlı anafilâksiden iki kat daha sık anafilaksiye sebep olmaktadırlar. En sık balık, fıstık ve kabuklu deniz hayvanları anafilâksiye neden olur. Sistemik bir reaksiyondur. Özellikle astımı olanlarda ölümcül seyredebilir. Belirtiler, besini yedikten (hat­ta bazen pişirme sırasında çıkan buharını soluduk­tan) hemen sonra dakikalar için­de başlar. Belirtileri ağızda karıncalanma, kaşıntı, vücutta yaygın ürtiker (kırmızı-pembe renkte ödem plakları), karın ağrısı, bulantı, kus­ma, boğazda tıkanma hissi, solu­num güçlüğü, hırıltılı solunum, ses kısıklığı ve hipotansi­yon ve bayılmadır.

Ço­cuklarda inek sütü, yumurta, fındık, yer fıstığı, soya ve buğday, erişkinlerde yer fıstığı, ceviz, fındık, balık ve kabuklu deniz ürünleri besin alerji reaksiyonlarının  %90′ından sorumludur. Geri kalan %10′unu tohumlar (susam, keten to­humu), baklagiller, kivi, kereviz, hardal gi­bi çok çeşitli besinler oluşturur. Meyve ve sebzelere alerji sık görülür, fakat reaksiyon­lar ağır değildir. Besin alerjisi olan bir ço­cukta ergenlikten önce solunum yoluyla alınan ev tozu akarı ve polen gibi alerjenlerle karşılaşma sonrasında alerjik rinit ve astım gelişme riski %80′in üzerindedir. Üç yaşından son­ra süt, 10 yaşından sonra da yumurta alerjisi olan çocukların %80′i inde bu durum ortadan kaybolur. Bununla birlikte, çocukluğun erken dönemlerinde fıstık alerjisi olanların büyük çoğunluğunda (>%80) yaşam boyu fıstık alerjisi devam et­mektedir. Besin alerjisinin oluşumunda ka­lıtımın rolü büyüktür.

besin3

besinlerİNSANLARDA SIKLIKLA ALERJİYE NEDEN OLAN BESİNLER:

İnek sütü: İnek sütüne karşı alerji çocukların % 3 ünde görülmektedir. İnek sütünün içerdiği proteinlerden özellikle alfa laktoglobulin, kazein, sığır gamma globülini, sığır albümini ve beta laktoglobulin alerjik niteliktedir. Diyetinden inek sütü çıkarılsa da tereyağı, tereyağı aromalı diğer yağlar, margarin, peynir çeşitleri, yoğurt, krema, muhallebi ve benzeri besinler de tüketilmemelidir.

Yumurta: Sıklıkla tüketildiği hem de birçok yiyeceğin içinde bulunduğu için yaygın bir besin alerjenidir. Yumurta beyazına karşı alerji sarısına oranla daha fazla görüfunduszeue.infoa alerjisi özellikle bebeklikte ve erken çocukluk döneminde yaygın olarak görülmektedir. Yıllar geçtikçe etkisi azalmakta ve yetişkinlik döneminde ise tamamen kaybolmaktadır. Yumurta alerjisinde egzama veya kaşıntı, deri ve göz lezyonları görülme sıklığı diğer besin alerjenlerine kıyasla daha fazladır. Yumurta alerjisi, yumurtanın kendisinin veya yumurta içeren yiyeceklerin alınmasından sonra, dakikalar veya saatler içinde ortaya çıkan, deride yaygın kızarıklık, hırıltılı solunum, kusma ve ishal ile kendini belli funduszeue.infoa akının bir yaşından önce verilmemesi, başlandığında ise yavaş yavaş arttırılması gereklidir. Alerji belirtileri ortaya çıktığında yumurtaya en az altı ay ara verilmelidir. Yumurta alerjisi olan bireyler yumurtayı ve yumurtalı besinleri diyetlerinden çıkarmalıdır.

Balık ve kabuklu deniz ürünleri: Güçlü alerjenlerdir. Alerjik reaksiyonlar balığın ağza alınmasından birkaç dakika sonra görülebilir. Aşırı duyarlı bireylerde pişmiş ya da çiğ balığın kokusunu duyma, hatta bazen balığa sadece dokunma ile birlikte bile semptomlar ortaya çıkabilir. Alerjiye sebebiyet veren balık ve deniz ürünü yendikten sonra deride ve gözlerde kızarma ve kaşıntı, deri döküntüleri, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısı, bronşial astım benzeri bir tablo, burun akıntısı ve tıkanmasıi veya genel bir reaksiyon olarak anaflaksi gözlenebilir. Çocuklarda çoğu zaman astım veya egzamaya benzer bulgular oluşur. Sıklıkla alerjik reaksiyona neden olan balık ve deniz ürünlerinden bazıları şunlardır: Uskumru, ton balığı, ıstakoz, morina balığı, sardalya, kerevit, karides, yengeç, salyangoz, midye, istiridye, kalamar.

Kabuklu ve yağlı kuruyemişler (fındık, yer fıstığı vb.) : Sık görülen klinik belirtiler astım, dudaklarda ve yanak mukozasında kabarma, yutakta görülen ödem, ürtiker ve egzamadır. Bu gruptaki alerjik besinler yerfıstığı, badem, Hindistan cevizi, kestane, ceviz, şamfıstığı, fındıktır. Genelde etkilerini yendikleri zaman göstermelerine rağmen; badem, kestane, fındık ve yerfıstığı yağları solum yoluyla alerjik reaksiyon oluşturabilir. Yer fıstığı alerjisi yaşamın erken dönemlerinde kendini gösterir ve çoğu bireyde yaşam boyu sürer. Bununla birlikte, çocuklardaki fıstık alerjisi zamanla düzelebilir ve erişkin yaşta kaybolabilir.

Tahıllar: Bu gruptaki diğer besinlere kıyasla buğday ve mısır daha sıklıkla görülen alerjen tipleridir. Mısır buğdaya kıyasla daha az alerjik özelliğe sahiptir ve bu nedenle buğdaya göre daha fazla tercih edilir. Buğday her diyette önemli bir yere sahip olduğundan dolayı, diyetten çıkarılması oldukça zordur. Buğday alerjisi olanların kepek, bulgur, kuskus, kraker, nişasta, durum buğdayı ve durum unu, gluten, makarna ve erişteyi diyetlerinden çıkarmaları gerekir.

Etler: Tavuk ve sığır etine karşı besin alerjisi de genelde bebeklik çağında görülür. Kuzu eti daha az alerjendir. Yakın antijenik ilişkilerden dolayı grup reaksiyonları görülebilir. Süte duyarlı hastalar, sığır etine alerjik reaksiyon gösterebildikleri gibi; yine aynı şekilde yumurta alerjisi olan bireylerde tavuk etine karşı aşırı duyarlılık gözlenebilir.

Meyveler, sebzeler: Sıklıkla alerjik reaksiyonlara neden olurlar. Özellikle çocuklarda elma, armut, çilek, kavun, karpuz, kiraz, vişne, kayısı, şeftali, kivi alerjiye neden olurlar. Portakal sık tüketimi nedeniyle çocukluk döneminde alerjik semptomlara neden olabilir. Belirtiler daha çok çiğ meyvelerin yenmesiyle ortaya çıkar. Meyvenin pişirilmiş halde tüketilmesiyle (konserve ve reçeller) alerji oluşma riski azalır. Çiğ meyvelerin daha sık tüketildiği yaz aylarında ürtikerin görülme sıklığının arttığını görülmüştür.

Meyvelerde olduğu gibi sebzelerde de grup reaksiyonları gözlemlenebilir. Çiğ sebzelere karşı alerji belirtileri gözlemlenirken, pişmiş şekillerine karşı herhangi bir reaksiyon oluşmayabilir. Patates veya havuç gibi sebzelerin kabuğuna karşı bir duyarlılık mevcutken, yenebilir kısımlarına karşı bir belirti gözlemlenemeyebilir.

Kuru baklagiller: Özellikle bezelye, fasulye veya yerfıstığı ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Baklagillerden olan soya fasulyesi özellikle çocuklarda alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Soya fasulyesi protein içeriği nedeniyle birçok ticari besinde kullanılmaktadır.

Baklagiller arasında çapraz duyarlılık söz konusu olabilir ancak bireylerin birden fazla baklagille duyarlı olması nadir görülür.

Baharatlar ve çeşni vericiler: Dereotu, anason, kimyon, zencefil, kereviz tohumu, tarçın, karanfil, kişniş, hindistancevizi, hardal, karabiber, kırmızıbiber, nane, haşhaş tohumu, adaçayı, kekik ve vanilya bu tip besin alerjilerine neden olabilen yiyeceklerdir. Baharat alerjileri çocuklarda nadiren görülür, çünkü çocuklar yetişkinlere nazaran daha az baharatlı besin tüketirler.

Hardal kuvvetli bir alerjendir, özellikle çocuklarda astım veya ürtikere neden olurlar. Karabiber, vanilya ve nane nadir olarak solunum sisteminde klinik belirtiler oluştururlar. Özellikle çeşitli yiyeceklerde kullanılan tarçın, nane ve hindistancevizi yağları deride ve vücudun diğer bölgelerinde geçici kızarıklık ve şişliklere neden olurlar.

Çikolata: Özellikle çocuklarda sık tüketiminden dolayı alerjik burun akıntısı, migren,deride kızarma ve kaşıntı ve sindirim sistemi bozuklukları görülebilir. Semptomlar kakao tüketilmesiyle de ortaya çıkabilir.

Bal: Bal nadiren alerjiye neden olur. 1 yaşınaaltındaki çocuklarda alerji riski nedeniyle bal tüketilmesi tavsiye edilmez. Bal zehirlenmesi alerjik bir reaksiyon olmayıp bazı balların içinde bulunan ve kalp ritmini yavaşlatan bir madde bulunmasına bağlıdır.

Yazının Tamamını Oku

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası