ünlü matematikçilerin hayatı kısaca / Bazı Ünlü Matematikçilerin Kısaca Hayatları

Ünlü Matematikçilerin Hayatı Kısaca

ünlü matematikçilerin hayatı kısaca

D&#;nyaca &#;nl&#; Matematik&#;iler Kimlerdir? D&#;nyaca &#;nl&#; Matematikcilerin Teorileri Ve Hayatları Hakkında Kısa Bilgi

Güncelleme Tarihi:

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Oluşturulma Tarihi: Şubat 23,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Dünyaca ünlü matematikçiler kimlerdir? Dünyaca ünlü matematikçilerin teorileri ve hayatları hakkında kısa bilgiler vereceğiz. Siz de dünyanın en ünlü matematikçilerini ve hayat hikayelerini, başarılarını öğrenmek için tüm detayları derledik

Haberin Devamı

Tarih boyunca birçok matematikçi teoremleri test etti ve bunları farklı deneylerle göstermeyi başardı. Asal sayılar, diferansiyel hesap, analitik geometri, cebir, tüm gösteri hikayeleri bilim tarihine damgasını vurmuştur.

Dünyaca Ünlü Matematikçiler Kimlerdir?

Thales

Antik Çağ'ın büyük Yunan filozofu Thales, genellikle hepimizin üniversitede öğrendiği ünlü teoremiyle tanınır. Ama Thales'in kim olduğunu gerçekten biliyor muyuz? Milet'te civarında doğan Thales of Milet, antik Yunanistan'ın Yedi Bilge'sinden biri olarak kabul edildi. Genç matematikçi, Mısırlı ve Babil rahiplerinin bilgisi sayesinde Mısır'da bilimleri öğrendi.

 Thales daha sonra geometri, astronomi ve felsefeyi öğrenir. Mısır piramitleri genellikle genç çırak için bilimsel deneylerin konusudur. Thales daha sonra Milet okulunu orada kurmak için Milet'e döndü. Büyük matematikçi öğretmen olur ve farklı alanlarda araştırmalarına devam ederken tüm keşiflerini müritlerine öğretir.

Pisagor

Haberin Devamı

Thales Teoreminden hemen önce, matematik müfredatı Pisagor Teoremini öğretir. Üniversite öğrencileri tarafından parmak uçlarında öğretilen Pisagor Teoremi, geometrinin en önemli bölümlerinden biridir. Pisagor yetenekli ve çok atletik bir öğrencidir. Özellikle Olimpiyat boks oyunlarına katılır. Felsefe, tarih ve bilimle ilgilenerek Thalès'in öğrencisi oldu. Pisagor, sanki onun izinden gidecekmiş gibi, Mısır ve Babil bilimlerini öğrenmek için ayrıldı. Daha sonra tıpkı Thalès gibi bir okula başlama fikriyle adasına geri döner.

Öklid

MÖ civarında Atina'da doğan Öklid, İskenderiye okulunda öğretmendi. Böylelikle kütüphanenin koridorlarını ve İskenderiye'nin büyük müzesini sık sık ziyaret eder. Matematikçi, M.Ö. civarında yazdığı " Elementler " adlı eseri ile dünyaca ünlüdür . Matematiğin İncil'i olarak kabul edilen kitap uzun süredir İncil'in kendisi kadar sattı.

Haberin Devamı

Dünyaca Ünlü Matematikçilerin Teorileri ve Hayatları Hakkında Kısa Bilgi

İsaac Newton

Isaac Newton () sadece basit bir matematikçi değildir. Fizikçi, filozof ve astronom Isaac Newton, İngiltere'nin Lincolnshire kentindeki Woolsthorpe'da doğdu. Babası ve anneannesi tarafından büyütülmüş, sınıfta dikkati dağılmış bir öğrenci ama eğlence için her türden makine inşa etmekte çok başarılıdır.

 Isaac Newton, en çok yerçekimi fenomenini keşfetmesiyle bilinir. Efsaneye göre Isaac Newton, bir meyve bahçesine düşen elmaları izlerken yerçekimini keşfetti. Matematik alanında Newton, "(a + b) n" formülünün n'nin değeri ne olursa olsun işe yaradığını kanıtlayan Newton'un binomunun yanı sıra akılar yöntemini de tanıttı.

Haberin Devamı

Rene Descartes

Fransa'da 'da Lahey köyünde doğan René Descartes, anneannesi tarafından orta sınıf bir ailede, Brittany Parlamentosu'na danışmanlık yapan bir babayla büyüdü. Özellikle, dünyanın güneş etrafında hareketi de dahil olmak üzere günlük yaşamın birçok fiziksel fenomenini tanımlayan " Dünya " ile başlar.

 Özellikle, o bir denklemin bilinmeyenleri nitelemek harfleri kullanır. X, y, z ve hatta a, b, c'yi böyle kullanmaya başlarız. Bir koordinat sistemi kullanarak rakamları cebirsel hesaplamalarla temsil etmekten oluşan analitik geometriyi de icat etti.

Arşimet

Antik Çağ'ın büyük bir matematikçisi ve fizikçisi olan Arşimet (MÖ - MÖ ), makine icadı alanındaki en ünlü bilim adamlarından biridir. Babasıyla astronomi okuduktan sonra prestijli İskenderiye okulunda okudu. Orada büyük bilim adamlarıyla omuzlarını ovuşturdu ve çeşitli çalışmalarında sıklıkla gösterilen matematiksel teoriler geliştirdi.

Haberin Devamı

 Pi sayısını ilk belirleyen Arşimet olduğu için matematik ona çok şey borçludur. Daha sonra bir çemberin çevresi ile çapı arasındaki oranı hesaplar ve bulunan şeklin çemberin boyutundan bağımsız olarak her zaman aynı olduğunu keşfeder.

Fark edebilenler için matematik her yerdedir. Bunun farkında olan insanlar arasından da müthiş matematikçiler, sanatçılar, bilim insanları, yazarlar çıkmıştır. Ancak tüm bu kişiler arasından birkaç matematik dehası dünyayı değiştiren devrim niteliğindeki keşifleriyle alana önemli katkılar sağladı.

Yazıda, alana katkılarına göre Antik Yunan’dan on sekizinci yüzyıla kadar uzanan zaman aralığında yaşamış tüm zamanların en iyi 10 matematikçisine bir göz atacağız. Ancak bu listenin kesinlikle eksik kaldığını unutmayınız. Bu nedenle diğer matematikçiler ile ilgili yazılarımıza sitemizdeki diğer sayfalardan erişebilirsiniz. Hazırsanız listemize geçelim.

Pythagoras (Pisagor) – (MÖ )

Filozof Pisagor, Pietro Longhi, ,

Bir çok kişi Pisagor’u karizmatik bir tarikat lideri olarak değil, bir matematikçi olarak hatırlayacaktır. Ancak temelinde ikisi el ele gider. MÖ 6. yüzyılda kurulan Pisagor Okulu, esrarengiz kurucusu Pisagor ve onun takipçileri olan Pisagorcular’ın inanç ve öğretilerine dayanan felsefi bir okul ve dini bir hareketti. 

Günümüzde adını elbette dik üçgen ile ilgili sorularda karşınıza çıkan a²+b²=c² biçimindeki Pisagor teoremi ile hatırlarız. İşin ilginç tarafı Pisagor’dan önce bu kural Mısırlılar, Sümerler ve Çinliler tarafından bilinmekteydi. Ayrıca Pisagor ve Eski Yunanlılar bu teoremi hiçbir zaman cebirsel bir eşitlik olarak düşünmemişlerdi.

Sisamlı Pisagor, MÖ civarında bir mücevher oymacısı olan Mnesarchus ile zengin ve aristokrat Geomori ailesinin soyundan gelen Pythias’ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Antik kaynaklar, Pisagor’un Anaximander ve yedi bilgeden ikisi olan Prieneli Bias ve Miletli Thales gibi çeşitli efsanevi Sokrat öncesi filozoflar tarafından eğitildiğini yazmaktadır.

Pisagor, yetişkinliğinin ilk yıllarında Yakın Doğu’yu dolaştı. Kaynaklara göre Babil, Fenike ve Mısır’a gitti. Pisagor’un Babil ve Fenike’ye seyahat ettiğine dair anlatılanlar tartışmalıdır. Ancak tüm kaynaklar onun Mısır’a seyahat ettiği konusunda hemfikirdir. Tahminlere göre Pisagor teoremi hakkındaki bilgiyi de bu süreçte öğrenmiştir.

60 yaşında Pisagor, güney İtalya’daki Yunan kolonisi Kroton’a göç etti. Kısa sürede binden fazla hevesli takipçi topladı ve onların yardımıyla ilk Pisagor komününü kurdu. Pisagor komünü ve onun yeni yaşam tarzı, yıllarca Pisagor’un liderliğinde gelişti. Pisagor ve takipçileri, etraflarındaki her şeyde matematiksel kalıplar aradılar. (Detaylar için: Pisagor Kimdir? Pisagor Hakkında Bilmeniz Gereken Mitler ve Gerçekler)

Euclid (Öklid)

Matematikte gelmiş geçmiş en önemli eserlerden bir tanesini yazmış olan Öklid, Geometri’nin Babası olarak anılmaktadır. Öklid’in doğum tarihi ve hayatı hakkında bilgiler yetersizdir. Platon tarafından kurulan Atina Akademisi’nde eğitim gördüğü sanılmaktadır. Öklid’in çalışma alanı temel geometri ve genel matematik biçiminde iki bölümde incelenebilir.

En önemli kitabı olan Elementlere ek olarak, perspektif, konik kesitler, küresel geometri, matematiksel astronomi, sayılar teorisi ile ilgili yazılar yazdığı bilinmektedir. Ne yazık ki bu çalışmalarının sadece 5 tanesi günümüze ulaşmıştır.

Öklid’in Elementleri, tüm zamanların en etkili matematik kitaplarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu kitap yüzyılın başlarına kadar geometri ders kitabı olarak kullanılmıştır. ( Daha fazlası için: Öklid Neden Geometrinin Babası Olarak Bilinir?)

Archimedes ( Arşimet) (MÖ – )

arşimet

Arşimet antik dünyanın bir dehası ve tarihin şahit olduğu en büyük matematikçilerden, mühendislerden birisidir. Adı günümüzde daha çok Arşimet prensibi, Arşimet vidası ve antik dünyanın çeşitli “süper silahlarını” icat etmesi ile anılır. Belki de daha az bilinen, Arşimet’in antik çağın en büyük matematikçisi olarak kabul edilmesidir. Bu yüzden onun profili günümüzde Fields Madalyasını süslemektedir.

Arşimet, Sicilya adasının Syracuse şehrinde doğdu. Babası, Phidias adında bir astronomdu. Muhtemel antik dünyanın entelektüel merkezi olan İskenderiye, Mısır’da eğitim aldı. Arşimet, bir mühendis, matematik teorisyeni, astronom ve mucitti. Pratik meselelerde matematik kullanmak konusunda uzmandı.

Arşimet, İskenderiye bilginleri Samoslu Conon ve Cyreneli Eratosthenes de dahil olmak üzere zamanının önde gelen matematikçileriyle yazışmalar şeklinde eserlerini yayınladı. Bu nedenle yazılarının çoğu günümüzde kaybolmuştur.

Yaşadığı şehir Roma lejyonlarının eline düştüğünde bir asker tarafından öldürüldü. Tarihçiler kimi zaman onun ölümünü bir dönemin sonu olarak kabul ederler. O, Roma İmparatorluğu antik dünyanın egemenliğini eline geçirmeden önce yıldızı parlayan son bilim insanıydı. Daha fazlası burada: Arşimet’in Hayatı Hakkında Bazı Efsaneler ve Gerçekler

Muhammed Bin Musa El Harezmi ()

harezmi

Cebirin kaşifi olarak bilinen Harezmi bir bilgin, astronom ve teologdu. Günümüze kadar ulaşan matematikle ilgili eserleri hem İslam hem de Hıristiyan dünyası üzerinde çok büyük bir etkiye sahiptir. Algoritma kelimesi El Harezmi’nin isminin Latince versiyonundan türetilmiştir. Kendisinin günümüzde Özbekistan sınırları içerisinde bulunan bir bölgede doğduğu sonraki yıllarını da Bağdat’ta geçirdiği düşünülmektedir.

Onun en önemli katkılarından birisi de yazdığı bir kitapta Hint sayı sistemi anlatmasıdır. Yaşadığı dönemde popüler olan bu kitap daha sonraları Fibonacci aracılığı ile Avrupa’ya ulaşmıştır. Bu sayede de bu sayı sistemi zamanla Roma rakamlarının yerini almıştır.

Harezmi’nin orijinal eserlerinin pek çoğu, Bağdat yılında Moğollar tarafından yağmalandığında kaybolmuştur. ( Detaylar için: El Harezmi: Medeniyetler Arasında Matematiksel Bir Köprü)

Leonardo Pisano Bigollo ( )

Leonardo Pisano, muhtemelen ’de İtalya’nın Pisa kentinde doğdu. Biz kendisini Fibonacci olarak tanısak da ölümünden çok sonraya kadar Fibonacci (“Bonacci’nin oğlu”) olarak bilinmedi. Leonardo, diplomat olan babasıyla bir çok seyahatler yaptı. Bu nedenle bir dönem Kuzey Afrika’daki Bugia’da bir muhasebe okulunda okudu.

O sıralarda Hint-Arap sayı sembolleriyle karşılaştı. Romen rakamlarına kıyasla bu rakamların sadeliğinden etkilendi. Sonrasında da bu rakamları ’de yazdığı Liber Abaci isimli kitabında açıkladı. Çalışmaları geniş çapta dikkat çekti. Bu sayede de kendisi çağdaş matematiğin gelişimine çok önemli bir katkı sağlamış oldu.

Doğal dünyada bir sayı dizisi tekrar tekrar ortaya çıkar. Bu dizide, her sayı bir önceki ikisinin (0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, vb.) toplamıdır. Bu dizi aslında MÖ civarında Hintli bilgin Pingala tarafından fark edilse de günümüzde Fibonacci dizisi olarak bilinir. Bunun nedeni kendisinin bu dizinin özelliklerini yazdığı kitapta detaylı bir biçimde incelemesidir. Dizi, doğada, geometride ve iş dünyasında önemli tahmin uygulamalarına sahiptir.

René Descartes ()

descartes rene suphe

Rene Descartes en çok felsefeye katkılarıyla, özellikle zihin ve beden ikiliği fikrini geliştirmesiyle ünlüdür. Kendisi “Düşünüyorum; öyleyse varım” sözüyle tanınır. Ancak bugün kullandığımız matematiğin çoğu Descartes’a çok şey borçludur. Descartes’ın matematiğe birincil katkısı, analitik geometrinin geliştirilmesinde olmuştur.

Descartes’a kadar matematik tarihi boyunca, cebir ve geometri arasında her zaman bir ayrım vardı. Bir yanda sayıların ve bilinmeyen niceliklerin sembolik ve soyut dünyası, öte yanda şekiller, katı cisimler vardı. Descartes’ın analitik geometrisi bu iki alanı birbiri ile birleştirdi.

Bir koordinat düzleminde geometrik çizgiler ve eğriler kullanarak cebirsel formları ve denklemleri temsil etme fikrine öncülük etti. Geometri ve cebirin bu birleşimi, kalkülüsün gelişimini mümkün kılacaktı.

Isaac Newton ( ) ve Gottfried Leibniz ( – )

Listemizde matematiğe katkıları açısından bu iki ismi birlikte anmamız gerekir. Newton olmadan ünlü matematikçiler listesi tamamlanamaz. Newton, fizik teorilerini geliştirmek adına geliştirdiği kalkülüsün mucidi olarak tarihe geçmiştir.

Bu esnada da Leibniz, Almanya’da Newton’dan habersiz bir biçimde aynı çalışmayı yapmıştır. Elbette bu durumda iki matematikçi hatta iki ülke arasında uzun süreli tartışmalara neden olmuştur. Ancak günümüzde kullandığımız sembollerin bir çoğu Leibniz’in çalışmalarından gelir.

Carl Friedrich Gauss ()

Matematikçiler listesinde olmazsa olmaz olan Gauss, diğer adıyla ”Matematiğin Prensi”, matematiksel yeteneklerini erken yaşta gösterdi. Beş yaşındayken babasının hesaplarıyla ilgileniyordu. Bölgenin Dükünün onun yeteneğini keşfetmesi ve onu koruması altına almasıyla da hem onun hem de matematiğin kaderi değişti. ’te Göttingen Üniversitesi’ne girdi.

’de, yalnızca bir cetvel ve pergel kullanarak düzenli bir onyedigen (17 kenarlı bir çokgen) inşa etti. Bu, yaklaşık yıl önce Öklid’in geometrisinden bu yana çokgen yapımındaki en büyük ilerlemeydi.

Gauss 21 yaşında yazdığı Disquisitiones Arithmeticae (Aritmetik Araştırmalar) kitabında sayılar teorisinin temellerini attı. Gauss’un keşiflerinden bir diğeri de, karmaşık değişkenli polinomların köklerinin varlığıyla ilgili temel bir sonuç olan cebirin temel teoremidir.

Gauss şüphesiz insanlık tarihi boyunca hatırlanacak nadir matematik ustalarındandı. Ancak fikirlerinin birçoğunu kendine sakladı; ölümünden sonra yayınlanmamış makalelerinde çok sayıda keşfedildi.

Leonhard Euler ( )

Euler, Matematikçi

“Matematiğin Prensi” olarak Gauss’u gösteriyorsak, kralı da Euler’dir. Dehası bakımından çağının matematik alanındaki Einstein’ı olarak da belirtilen Euler’in ilk katkılarından bir tanesi matematiksel ifadelere sağladığı gösterimlerdir.

Aralarında fonksiyon işareti (f(x)); trigonometrik fonksiyonların tanımları (sin, cos, tan); doğal logaritmanın tabanı olan müthiş “Euler Sayısı”nın işareti “e”; toplam hesaplamaları için kullanılan Yunan harfi Sigma (Ʃ); sanal sayıların işareti olan “i” ve çemberin çevresinin çapına oranını ifade eden pi sayısının işareti π bulunmaktadır.

İki yemek öğünü arasında tam bir matematiksel ispatı yapabildiğine dair iddialar da olan Euler, kalkülüs, topoloji, sayılar teorisi, analiz ve graf teorisi konularında çok sayıda çalışma yapmış ve günümüz matematiğine uzanan yolların en önemli köşe taşlarını döşemiştir. Çalışmalarının bütünü 70 cildi aşan Euler çağların en üretken matematikçisi olarak ayrıca tarihe geçmiştir.

Blaise Pascal ()

Fransız matematikçi Blaise Pascal, bu listedeki birçok kişi gibi, matematiğin birçok alanına katkıda bulunmuştur. Onu en çok adını taşıyan Pascal Üçgeni ile tanırız. Pascal üçgeni, cebir, sayı teorisi, olasılık ve kombinatorik (sayma ve düzenleme matematiği) dahil olmak üzere matematiğin çeşitli dalları için verimli bir çalışma zeminidir. Kendisi ayrıca dünyadaki ilk mekanik hesap makinelerinden birini geliştirmiştir. Pascal ayrıca olasılık teorisinin yaratıcılarından biridir.

Listemiz sadece 10 matematikçi ile ilgiliydi ancak matematik ve bilim tarihine yön veren matematikçi sayısı elbette bundan çok daha fazladır. Bu nedenle bize hemen kızmayın. Diğer matematikçileri de öğrenmek istiyorsanız bu kategoriye göz atmalısınız: seafoodplus.info


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Osmanlı-Türk matematikçileri ülkenin fen bilimlerindeki geri kalmışlığı nedeniyle zaman ve enerjilerini genellikle eğitime ayırmışlardır. Ancak yüzyılın sonlarında araştırma yapmak ve yeni bilgiler üretmek fırsatını bulabilmişlerdir. Bu faaliyetlerin başladığı ilk yüzyıl içinde uluslararası düzeyde araştırma ve yayın yapmış olmak kriteriyle tarandığında aşağıdaki isimlere rastlanmaktadır.

yüzyılın ikinci yarısından itibaren bu kritere uyan matematikçi sayımız epey artmıştır ancak henüz hayatta olan matematikçilerimizi, bu listenin biraz da tarihi bir değer taşımasını hedeflediğimizden, bu listeye almadık.

Bugünkü Türk matematik ortamının oluşmasına ciddi katkılar yapmış pek çok matematikçimiz bu çabaları sonucu kendileri araştırma ve yayın yapmaya zaman bulamadıkları için kendilerine duyulan minnettarlık kendisini bu listede ifade edememektedir. Bu listeyi, tarihin insafsızlığına sığınarak, yalnızca kendi dönemlerinin güncel araştırmalarında başarıya ulaşmış ve artık hayatta olmayan matematikçilerimize ayırdık. Yine de listenin tam ya da eksik olduğu zaman içinde yapılacak arşiv araştırmalarıyla belli olacaktır.

Harezmi
(MS )

Tam adı Muhammed Bin Musa el-Harezmi olan bu büyük bilim adamı, Horasan’da (Özbekistan’ın Karizmi kentinde) doğmuşseafoodplus.infoının büyük bir bölümü Bağdat’da (Beytü’l Hikme’de) matematik, astronomi ve coğrafya konularında çalışarak geçmiştir.

Cebirin kurucusu olan Harezmi’nin iki önemli matematik kitabı vardır; “Cebir” ve “Hint Hesabı”.Harezm’de temel eğitimimini alan Harezmi gençlinin ilk yıllarında Bağdat’taki ileri bilim atmosferinin varlığını öğrenir.

İlmi konulara doyumsuz denilebilecek seviyedeki bir aşkla bağlı olan Harezmi ilmi konularda çalışma idealini gerçekleştirmek için Bağdat’a gelir ve yerleşir. Devrinde bilginleri himayesi ile meşhur olan abbasi halifesi Mem’un Harezmideki ilm kabliyetten haberdar olunca onu kendisi tarafından Eski Mısır, Mezopotamya, Grek ve Eski hint medeniyetlerine ait eserlerle zenginleştirilmiş Bağdat Saray Kütüphanesinin idaresinde görevlendirilir. Daha sonra da Bağdat Saray Kütüphanesindeki yabancı eserlerin tercümesini yapmak amacıyla kurulan bir tercüme akademisi olan Beyt’ül Hikme ‘de görevlendirilir. Böylece Harezmi Bağdat’ta inceleme ve araştırma yapabilmek için gerekli bütün maddi ve manevi imkanlara kavuşur. Burada hayata ait bütün endişelerden uzak olarak matematik ve astronomi ile ilgili araştırmalarına başlar.

Bağdat bilim atmosferi içerisinde kısa zamanda üne kavuşan Harezmi Şam’da bulunan Kasiyun Rasathanesin’de çalışan bilim heyetinde ve yerkürenin bir derecelik meridyen yayı uzunluğunu ölçmek için Sincar Ovasına giden bilim heyetinde bulunduğu gibi Hint matematiğini incelemek için Afganistan üzerinden Hindistana giden bilim heyetine başkanlık da etmiştir.

Harezmi ‘nin latinceye çevrilen eserlerinden olan El-Kitab ‘ul Muhtasar fi ‘l Hesab ‘il cebri ve ‘l Mukabele adlı eserinde ikinci dereceden bir bilinmeyenli ve iki bilinmeyenli denklem sistemlerinin çözümlerini inceler.

El Harizmi matematiğin yanısıra astronomi ve coğrafya ilimlerinde de eserler vermiştir. Astronomik cetvellerle ilgili kitaplar yazmış ve bu eserler y.y. da Latince’ ye çevrilmiştir. Bunu yanısıra Ptolemy’nin coğrafya kitabını düzeltmelerle yeniden yazmış, 70 tane bilim adamıyla birlikte çalışarak yılında bir dünya haritası çizmiştir. Dünyanın çevresini ve hacmini hesaplama çalışmalarında yer almıştır. Güneş saatleri, usturlaplar ve saatler üzerine yazılmış eserleri de vardır.

Hüseyin Tevfik Paşa

()

Vidin’de doğmuş, genç yaşta İstanbul’a gelmiş ve Askerî Okul’da okumuştur. Burada, matematik derslerindeki yeteneğiyle Cambridge Üniversitesi’nden mezun olmuş olan matematik hocası Tahir Paşa’nın dikkatini çekmiş ve Tahir Paşa kendisine özel dersler vermiştir. Tahsilini bitirdikten sonra Harbiye’ye cebir hocası olarak atanmış, Tahir Paşa ölünce onun matematik dersleri de Hüseyin Tevfik Paşa’ya kalmıştıseafoodplus.infoe’deki hocalığı devam ederken, Tophâne Tecrübe ve Muayene Komisyonu’na da getirilmiştir. ′de Paris’teki Mekteb-î Osmanî’ye müdür muavini olarak gönderilmiş ve aynı zamanda balistik ve tüfek imalatı üzerine incelemelerde bulunmakla görevlendirilmiştir. Bu arada matematik bilgisini geliştirmek için üniversiteye de devam etmiş ve Paris’te kaldığı iki yıl boyunca bazı makaleler yayımlamış ve bilimsel toplantılara katılmıştır.
Hüseyin Tevfik Paşa, ′de Amerika’daki bazı silah fabrikalarına ısmarlanan tüfeklerin imalatını ve şartnâmeye uyulup uyulmadığını kontrol etme göreviyle Amerika’ya gönderilmiştir. yılına kadar Amerika’da kalmış ve bu süre içinde matematikle uğraşmıştır; Lineer Cebir adlı İngilizce kitabını bu sırada yazmış ve Argand’ın kompleks sayılarla ilgili teorisinde ileri sürdüğü çarpımı üç boyutlu uzaya uygulamanın bir yolunu bulmuştur.
Eserinin önsözünde şöyle söylemektedir: “Bu kitapta incelenen lineer cebir, dünyanın Sir William Hamilton’a borçlu olduğu quaterniyonlara çok benzer. Lineer cebir, quaterniyonların bütün potansiyellerine sahiptir ve güçlüğü daha azdır. Quaterniyonlar üniversitelerde öğretilmektedir ve kabul görmüş bir bilgidir. Lineer cebirin de aynı kabülü görüp görmeyeceğini, hattâ quaterniyonların yerini alıp almayacağını şimdiden bilmiyorum”.
Kendi sisteminin üstünlüğünü ise şöyle ifade etmiştir:
“Quaterniyonların çarpımı, isim olarak bile düzlem geometride ele alındığında, bizi üç boyutlu uzayda çalışmaya zorlamaktadır; halbuki lineer cebirde yalnızca iki boyut ele alındığı zaman bir üçüncü boyutu düşünme durumunda değiliz”.
Hüseyin Tevfik Paşa’nın bu eseri tercüme değildir ve konuya özgün katkı yapması açısından çok önemlidir.
Tevfik Paşa’nın başka pek çok görevleri olmuş, Fransa ve Amerika’da kaldığı sıralarda Fransızca ve İngilizce’yi, bu dillerde kitap yazabilecek kadar iyi öğrenmiştir. Gazi Ahmed Muhtar Paşa ve Yusuf Ziya Paşa ile birlikte Cemiyet-i Tedrisiyye-i İslâmiye’nin ve Dârüşşafaka’nın kurucularındandır. Burada matematik dersleri vermiş, yine bu sıralarda arkadaşlarıyla çıkarttığı Mebâhis-i İlmiyye adlı aylık dergiye makaleler yazmıştır. Bu dergide yayımladığı makaleleri arasında “Mahsûsât ve Gayr-ı Mahsûsât” isimli felsefî bir yazısı, ayrıca türev ve fonksiyonlar üzerine yazıları bulunur.
Hüseyin Tevfik Paşa, daima devlet memuriyetiyle görevli olmasına rağmen, matematik bilimlerle ilgilenmeye zaman ayırabilmiş, zengin bir kütüphane oluşturmuş, çevresindeki Sâlih Zekî gibi yetenekli gençlere, vakit ayırmış, periyodik yayınlarla entellektüel bir ortamın oluşmasına gayret sarf etmiştir.

Hüseyin Tevfik Paşa’nın Eserleri
1- Zeyl-i usul-i Cebir
2- Cebr-i Âlâ
3- Fenn-i Makina
4- Mebahis-i İlmiye Mecuasmda yazdığı makaleler (Hesab-ı Müsenna = Dual Aritmetique)
5- Tahir Paşa’nın Usul-i Cebir adlı eserine yazdığı ek türevler,Taylor ve Mc’Lauren bahisleri içerir.
6- Usul-i llm-i Hesap
7- Astronomi
8- Mahsusat ve Gayrı Mahsusat (Felsefeye ait bir eserdir).
9- Linear Algebra

Cahit Arf
()

yılında Selanik’te doğdu. Yüksek öğrenimini Fransa’da Ecole Normale Superieure’de tamamladı (). Bir süre Galatasaray Lisesi’nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya’ya gitti. yılında Göttingen Üniversitesi’nde doktorasını bitirdi. Yurda döndüğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde profesör ve ordinaryus profersörlüğe yükseldi. Burada yılına kadar çalıştı. Daha sonra Robert Koleji’nde Matematik dersleri vermeye başladı yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (Tübitak) bilim kolu başkanı oldu.

Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kaliforniya Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı. yılında yurda dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyeliğine getirildi. yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK’a bağlı Gebze Araştırma Merkezi’nde görev aldı. ve yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.

Arf İnönü Armağanı’nı () ve Tübitak Bilim Ödülü’nü kazandı (). Cebir ve Sayılar Teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum ′da 3 ve 7 Eylül tarihleri arasında Arf’in onuruna Silivri’de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve Geometri üzerine ilk konferanslarda ′te İstanbul’da yapılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur. Cahit Arf yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrıldı.

Ali Kuşçu
()

Türk İslam Dünyası astronomi ve matematik alimleri arasında, ortaya koyduğu eserleriyle haklı bir şöhrete sahip Ali Kuşçu, Osmanlı Türkleri’nde, astronominin önde gelen bilgini sayılır. “Batı ve Doğu Bilim dünyası onu yüzyılda yetişen müstesna bir alim olarak tanır.” Öyle ki; müsteşrik W .Barlhold, Ali Kuşcu’yu “On Beşinci Yüzyıl Batlamyos’u” olarak adlandırmıştır. Babası, Uluğ Bey’in kuşcu başısı (doğancıbaşı) idi. Kuşçu soyadı babasından gelmektedir. Asıl adı Ali Bin Muhammet’tir. Doğum yeri Maveraünnehir bölgesi olduğu ileri sürülmüşse de, adı geçen bölgenin hangi şehrinde ve hangi yılda doğduğu kesinlikle bilinmektedir.

Ancak doğum şehri Semerkant, doğum yılının ise yüzyılın ilk dörtte biri içerisinde olduğu kabul edilmektedir. 16 Aralık (h. 7 Şaban ) tarihinde İstanbul’da ölmüş olup, mezarı Eyüp Sultan Türbesi hareminde bulunmaktadır. Ölüm tarihi; torunu meşhur astronom Mirim Çele-bi’nin (ölümü, Edirne ) Fransça yazdığı bir eserin incelenmesi sonucu anlaşılmıştır. Mezar yerinin yılına kadar belirli olduğu ve hüsn-ü muhafazasının yapıldığı; ancak yılından sonra, Ali Kuşcu’ya ait mezarın yerine, zamanının nüfuzlu bir devlet adamının mezar taşının konmuş olduğu anlaşılmaktadır. Uluğ Bey’in Horasan ve Maveraünnehir hükümdarlığı sırasında, Semerkant’ta ilk ve dini öğrenimini tamamlamıştır. Küçük yaşta iken astronomi ve matema-tiğe geniş ilgi duymuştur.

Devrinin en büyük bilginlerinden; Uluğ Bey , Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddün Cemşid ve Mu’in al-Din el-Kaşi’den astronomi ve matematik dersi almıştır. Önce,Uluğ Bey, tarafından yılında kurulan Semerkant Rasathanesi ilk müdürü, Gıyaseddün Cemşid’in, kısa süre sonra da Rasathanenin ikinci müdürü Kadızade Rumi’nin ölümü üzerine, Uluğ Bey Rasathaneye müdür olarak Ali Kuşcu’yu görevlendirmiştir. Uluğ Bey Ziyc’inin tamamlanmasında büyük emeği geçmiştir. Nasirüddün Tusi’nin Tecrid-ül Kelam adlı eserine yazdığı şerh, bu konuda da gayret ve başarısının en güzel delilini teşkil etmektedir. Ebu Said Han’a ithaf edilen bu şerh, Ali Kuşcu’nun ilk şöhretinin duyulmasına neden olmuştur. Kaynakların değerlendirilmesi sonucu anlaşılmaktadır ki; Ali Kuşcu yalnız telih eseriyle değil, talim ve irşadıyle devrini aşan bir bilgin olarak tanınmaktadır. Öyle ki; telif eserlerinin dışında, torunu Mirim Çelebi, Hoca Sinan Paşa ve Molla Lütfi (Sarı Lütfi) gibi astronomların da yetişmesine sebep olmuştur. Bu bilginlerle beraber, Ali Kuşcu’yu eski astronominin en büyük bilginlerinden birisi olarak belirtebiliriz.

Ömer Hayyam
()

Asıl adı Giyaseddin Ebu’l Feth Bin İbrahim El Hayyam’dır. 18 Mayıs ′de İranın Nişabur kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının oğluydu. Çadırcı anlamına gelen soyadını babasının mesleğinden almıştır. Fakat o soyisminin çok ötesinde işlere imza atmıştır. Daha yaşadığı dönemde İbn-i Sina’dan sonra Doğu’nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul ediliyordu. Tıp, fizik, astronomi, cebir, geometri ve yüksek matematik alanlarında önemli çalışmaları olan Ömer Hayyam için zamanın bütün bilgilerini bildiği söylenirdi. O herkesten farklı olarak yaptığı çalışmaların çoğunu kaleme almadı, oysa O ismini çokça duyduğumuz teoremlerin isimsiz kahramanıdır. Elde bulunan ender kayıtlara dayanılarak Ömer Hayyam’ın çalışmaları şöyle sıralanabilir.

Yazdığı bilimsel içerikli kitaplar arasında Cebir ve Geometri Üzerine, Fiziksel Bilimler Alanında Bir Özet, Varlıkla İlgili Bilgi Özeti, Oluş ve Görüşler, Bilgelikler Ölçüsü, Akıllar Bahçesi yer alır. En büyük eseri Cebir Risalesi’dir. On bölümden oluşan bu kitabın dört bölümünde kübik denklemleri incelemiş ve bu denklemleri sınıflandırmıştır. Matematik tarihinde ilk kez bu sınıflandırmayı yapan kişidir. O cebiri, sayısal ve geometrik bilinmeyenlerin belirlenmesini amaçlayan bilim olarak tanımlardı. Matematik bilgisi ve yeteneği zamanın çok ötesinde olan Ömer Hayyam denklemlerle ilgili başarılı çalışmalar yapmıştır. Nitekim, Hayyam 13 farklı 3. dereceden denklem tanımlamıştır. Denklemleri çoğunlukla geometrik metod kullanarak çözmüştür ve bu çözümler zekice seçilmiş konikler üzerine dayandırılmıştır. Bu kitabında iki koniğin arakesitini kullanarak 3. dereceden her denklem tipi için köklerin bir geometrik çizimi bulunduğunu belirtir ve bu köklerin varlık koşullarını tartışır.

Bunun yanısıra Hayyam, binom açılımını da bulmuştur. Binom teoerimini ve bu açılımdaki kat sayıları bulan ilk kişi olduğu düşünülmektedir. (Pascal üçgeni diye bildiğimiz şey aslında bir Hayyam üçgenidir). Öğrenimi tamamlayan Ömer Hayyam kendisine bugünlere kadar uzanacak bir ün kazandıran Cebir Risaliyesi’ni ve Rubaiyat’ı Semerkant’ta kaleme almıştır. Dönemin üç ünlü ismi Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam bu şehirde bir araya gelmiştir. Dönemin hakanı Melikşah, adı devlet düzeni anlamına gelen ve bu ada yakışır yaşayan veziri Nizamül-mülk’e çok güvenirdi. Ömer Hayyam ile ilk kez Semerkant’ta tanışan Nizam onu İsfahan’a davet eder. Orada buluştuklarında O’na devlet hülyasından bahseder ve bu büyük hayalinin gerçekleşmesi için Hayyam’dan yardım ister. Fakat Hayyam devlet işlerine karışmak istemez ve teklifini geri çevirir. 4 Aralık ′de doğduğu yer olan Nişabur’ da fani dünyaya veda eder.

Kerim Erim
()

İstanbul Yüksek Mühendis mektebi’ni bitirdikten () sonra Berlin Üniversitesi’nde Albert Einstein’in yanında doktorasını yaptı (). Türkiye’ye dönünce, bitirdiği okulda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Üniversite reformunu hazırlayan kurulda yer aldı. Yeni kurulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde analiz profesörü ve dekan olduğu gibi Yüksek Mühendis Mektebi’nde de ders vermeye devam etti. Yüksek Mühendis Mektebi İstanbul Teknik Üniversitesi’ne dönüştürülünce buradan ayrıldı ve yalnızca İstanbul Üniversitesi’nde çalışmaya devam etti. Daha sonra burada ordinaryüs profesör oldu. yılında Fen Fakültesi Dekanlığı’na getirildi.

yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne bağlı Matematik Enstitüsü’nün başkanlığını yaptı. Türkiye’de yüksek matematik öğretiminin yaygınlaşmasında ve çağdaş matematiğin yerleşmesinde etkin rol oynadı. Mekaniğin matematik esaslara dayandırılmasına da öncülük etti. Matematik ve fizik bilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri üzerinde de çalışmalarda bulunan Erim’in Almanca ve Türkçe yapıtları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Nazari Hesap (), Mihanik (), Diferansiyel ve İntegral Hesap (), Über die Traghe-its-formen eines modulsystems (Bir modül sisteminin süredurum biçimleri üstüne – )

Matrakçı Nasuh
(Bilinmiyor)

Türk, minyatürcü. Ayrıca matematik ve tarih konularında kitaplar da yazmış çok yönlü bir bilgindir. Doğum tarihi ve yeri bilinmiyor. Kâtip Çelebi ölüm tarihi olarak ′ü vermekteyse de, bunun doğru olmadığı bugün kesinleşmiştir. Çeşitli kaynaklarda onun ′den, ′den, ′ten sonra ölmüş olabileceği ileri sürülmektedir. Yaşamı üstüne bilgi de yok denecek kadar azdır. Saraybosna yakınlarında doğduğuna, dedesinin devşirme olduğuna ilişkin kesinleşmemiş ipuçları vardır.

Enderun’da okumuştur. Matrakçı ya da Matrakî adıyla anılması, lobotu andıran sopalarla oynandığı ve eskrime benzeyen bir tür savaş oyunu olduğu bilinen “matrak” oyununda çok usta olmasından ve belki de bu oyunun mucidi bulunmasından ileri gelmektedir. Nasuh ayrıca çok usta bir silahşördü. Bu nedenle Silahî adıyla da anılırdı. Türlü silah ve mızrak oyunlarındaki ustalığı nedeniyle Osmanlı ülkesinde “üstad” ve “reis” olarak tanınması için ′da I. Süleyman (Kanuni) tarafından verilmiş bir beratı da vardı. Çeşitli silahların nasıl kullanılacağını ve dövüş yöntemlerini anlatan Tuhfetü’l-Guzât adlı bir kılavuz kitap bile yazmıştı.

Nasuh, özellikle geometri ve matematik alanlarında önemli bir bilim adamıydı. Uzunluk ölçülerini gösteren cetveller hazırlamış ve bu konuda kendinden sonra gelenlere önderlik etmiştir. Matematiğe ilişkin iki kitabı Cemâlü’l-Küttâb ve Kemalü’l- Hisâb ile Umdetü’l-Hisâb’ı I. Selim (Yavuz) döneminde yazmış ve padişaha adamıştır. Bu yapıtlardan sonuncusu uzun yıllar matematikçilerin elkitabı olarak kullanılmıştır.

Gelenbevi İsmail Efendi
()

g

yılında şimdiki Manisa’nın Gelenbe kasabasında doğan Gelenbevi İsmail Efendi, Osmanlı İmparatorluğu matematikçilerindendir. Asıl adı İsmail’dir. Gelenbe kasabasında doğduğu için ikinci adı onun bu doğduğu kasabadan gelir. Daha çok Gelenbevi adıyla ün kazanmıştır. Önce, kendi çevresindeki bilginlerden ilk bilgilerini almıştır. Daha sonra, öğrenimini tamamlamak üzere İstanbul’a gitmiştir. Burada, çok değerli ve kültürlü öğretmenlerden yararlanıp matematik bilgisini oldukça ilerletmiştir. Müderrislik sınavına kazananarak 33 yaşında müderris olmuştur. Bundan sonra kendisini tümüyle ilme verip çalışmalarına devam etmiştir.

Gelenbevi, eski yöntemle problem çözen son Osmanlı matematikçisidir. Sadrazam Halil Hamit Paşa ve Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa’nın istekleri üzerine, Kasımpaşa’da açılan Bahriye Mühendislik Okulu’na altmış kuruşla matematik öğretmeni olarak atandı. Bu atama ona parasal yönden bir rahatlık getirdi. Hakkında şöyle bir öykü anlatılır: ‘Bazı silahların hedefi vurmaması, padişah III. Selim’i kızdırmış ve bunun üzerine Gelenbevi’yi huzuruna çağırarak ona uyarıda bulunmuştur. Gelenbevi bunun üzerine hedefe olan uzaklıkları tahmin ederek gerekli silahlardaki düzeltmeleri yapmış ve topların hedefi vurmalarını sağlamıştır. Gelenbevi’nin bu başarısı padişahın dikkatini çekmiş ve padişah tarafından ödüllendirilmiştir. Gelenbevi, Türkçe ve Arapça olmak üzere tam otuz beş eser bırakmıştır. Türkiye’ye logaritmayı ilk sokan Gelenbevi İsmail Efendi’dir.

Salih Zeki Bey
()

yılında İstanbul’da yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Boyabatlı Hasan Ağa, annesi Saniye Hanımdır. Anne ve babasının ölümü üzerine ninesi tarafından on yaşındayken Darüşşafaka’ya verildi. yılında Darüşşafaka’yı birincilikle bitirdi. Aynı yıl Posta ve Telgraf Nezareti Telgraf Kalemi (Fen Şubesi)’ne memur olarak atandı. yılında Nezaretin Avrupa’da uzman telgraf mühendisi ve fizikçi yetiştirme kararı üzerine birkaç arkadaşıyla birlikte Paris’e gönderildi ve burada Politeknik Yüksekokulu’nda elektrik mühendisliği öğrenimi gördü. yılında İstanbul’a döndü ve eski dairesinde elektrik mühendisi ve müfettiş olarak çalıştı. Ek görev olarak Mekteb-i Mülkiye’de (bugün Ankara Üniversitesi’ne bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesi) fizik ve kimya dersleri verdi (). Bu arada Rasathane-i Amire müdürlüğünde ve II. Meşrutiyetin ilanından () sonra Maarif Nezareti Meclis-i Maarif üyeliğinde bulundu. ’da Mekteb-i Sultani (bugün Galatasaray Lisesi) müdürlüğüne atandı. ’de Maarif Nezareti müsteşarı, ’te Darülfünün-ı Osmani (bugün İstanbul Üniversitesi) rektörü oldu. ’de rektörlükten ayrıldıysa da üniversitedeki görevini Fen Şubesi (Fakültesi) Müderrisi (Profesör) olarak sürdürdü. Ömrünün sonuna doğru aklî dengesini kaybetti ve tedavi altındayken yılında Şişli’deki Fransız Hastanesi’nde öldü. Fatih Camiinin bahçesine gömüldü.

3 kez evlenmiş olan Salih Zeki, bu evliliklerden birini Halide Edip’le (Adıvar) yapmış, ölümünden kısa bir süre önce ayrılmıştı. Salih Zeki, önde gelen son dönem Osmanlı matematik bilginlerindendi. İkdam, Darüşşafaka ve İktisadiyat gazeteleri ile Darülfünun dergisine sayısız katkıda bulundu. Dönemin ünlü bilginleriyle matematik ve fen bilimleri konusunda yazılı tartışmalara girdi ve bu konularda bir kısmı ders kitabı olmak üzere çok sayıda yapıt verdi.

Yapıtları: Hendese (Geometri) [lise ders kitabı]; Hikmet-i Tabiiye (Fizik) [lise ders kitabı]; Mebhas-ı Savt (Fonetik); Mebhas-ı Elektrik-i Miknatisi (Elektro Magnetizma); Mebhas-ı Hararet-i Harekiye (Termodinamik); Mebhas-ı Cazibeyi Umumiye (Genel Çekim); Mebhas-ı Elektrikiyet ve Şariyet (Elektrik ve Kılcallık); Hesab-ı İhtimali (İhtimaller Hesabı); Mebhas-ı Hareket-i Seyalat (Akışkanların Hareketi); Hendese-i Tahliliye (Analitik Geometri); Mebhas-ı Nazariye-i Temevvücat (Dalga Teorisi); Heyet-i Riyaziye (Matematik Astronomi); Kamus-u Riyaziyat (Matematik Ansiklopedisi); Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler). Son iki yapıtın tamamı, ayrıca Henri Poincare’den çevirdiği dört kitap basılmamıştır.

Masatoşi Gündüz İkeda
()

Cebirsel sayılara katkılarıyla tanınan Japon asıllı Türk matematik bilgini. ′de Osaka Üniversitesi Matematik Bölümü’nü bitirdi. ′te doktor, ′te de doçent unvanlarını aldı. arasında Almanya’da Hamburg Üniversitesi’nde Helmuth Hasse’nin yanında araştırmalar yaptı. Hasse’nin önerisi üzerine ′ta Türkiye’ye gelerek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde İstatistik dersleri vermeye başladı. ′de aynı üniversitenin fen fakültesinde yabancı uzmanlığa atandı. ′te Türk uyruğuna geçerek, ′te doçent, ′da profesör oldu. ′de Ege Üniversitesi’nin izniyle bir yıl süreyle çalışmak üzere Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne gitti. İzninin bitiminde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin sürekli kadrosuna girdi. Çeşitli tarihlerde Hamburg, ABD’deki California ve Ürdün’deki Yermuk üniversitelerinde konuk öğretim üyesi,′da Princeton’daki Yüksek Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalıştı. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nun (Tübitak) Temel Bilimler Araştırma Kurumunda yer aldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Pür Matematik Araştırma Ünitesi başkanlığı yaptı. Cebir ve sayılar kuramına katkılarından dolayı ′da Tübitak Bilim Ödülü’nü kazandı. Japonya’da bulunduğu dönemde halkalar kuramı ve grupların matrisle gösterimi üzerine araştırmalar yapan İkeda, ′lerde cebirsel sayılar kuramına yönelerek, rasyonel sayılar cisminin salt Galois grubunun otomorfizimleri ve tümelliği konularında önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Ünlü matematik dergisi Crelle’s Journal’da yayımlanan bir çalışmasında Galois grubunun çok özel bir yapıda olduğunu gösterdi.

Ali Nesin
()

′da İstanbul’da doğdu. İlkokuldan sonra ortaokulu İstanbul’da Saint Joseph Lisesi’nde, liseyi de İsviçre’nin Lozan kentinde tamamlayan Nesin yılları arasında Paris VII Üniversitesi’nde matematik öğrenimi gördü. Daha sonra ABD’de Yale Üniversitesi’nde matematiksel mantık ve cebir konularında doktora yapan Ali Nesin, arasında Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kampusü’nde öğretim üyeliği yaptı. Türkiye’ye kısa dönem askerlik görevi için geldiği sırada “orduyu isyana teşvik” iddiasıyla tutuklanarak yargılandı. Yargılanma sonunda beraat ettiği halde pasaport verilmediği için işine dönemeyen Nesin, sonunda yeniden passaport alarak yurtdışına gitti. arasında Notre Dame Üniversitesi’nde yardımcı doçent, ardından ′e kadar Kaliforniya Üniversitesi Irvine Kampusü’nde doçent ve daha sonra profesör olarak görev yaptı. Öğretim Yılı’nı Bilkent Üniversitesi’nde misafir öğretim görevlisi olarak geçirdi. ′te, babası Aziz Nesin’in ölümü üzerine yurda kesin dönüş yaptı ve Nesin Vakfı yöneticiliğini üstlendi. Ayrıca Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanı olan Ali Nesin iki çocuk sahibidir. Kasım ′den beri de Nesin Yayınevi genel yönetmenliğini yapmaktadır.

Ali Nesin’in Matematik ve Korku, Matematik ve Doğa, Matematik ve Sonsuz, Develerle Eşekler, Önermeler Mantığı adlı kitaplarının yanısıra çeşitli dergilerde çıkmış bilimsel makaleleri ve İngilizce bir kitabı bulunmaktadır. Matematiksel araştırma alanı “Morley mertebesi sonlu gruplar”dır. Aynı zamanda, üç ayda bir yayımlanan, Matematik Dünyası adlı bir matematik dergisi çıkarmaktadır.

Matematik araştırmaları, bölüm başkanlığı ve Nesin Vakfı yöneticiliğinin yanı sıra yağlıboya resim, desen ve portre çalışmaları da yapmaktadır.

kaynak: seafoodplus.info

bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:

Genç Gelişim

Tarihteki En Ünlü Matematikçiler

Tarih boyunca birçok matematikçi çok sayıda teorem geliştirmiş ve bunları deneylerle ispatlamayı başarmıştır. Asal sayılar, diferansiyel işlemler, analitik geometri, cebir Tüm matematiktarihinin bilimler tarihi ile paralel çalıştığını görebiliriz. O hâlde matematik öğretmeni, bu disiplinin nasıl ilerlediğini ve tarihini açıklamalı ve aynı zamanda öğrencileri en ünlü ve en başarılı matematikçilerin anlatıları aracılığıyla bu tarihe dâhil etmelidir.

Thales, Pisagor, Öklid, Descartes, Newton ve Arşimet gibi farklı matematik devleri aracılığıyla bilimvematematik tarihini keşfedin.

Şimdi ünlü matematikçilerin hayatı ve matematiğe sağladıkları katkılardan kısaca bahsetmeye başlayabiliriz!

Superprof logo

En iyi Matematik öğretmenleri müsait

Ahmet
5

5 ( yorum)

Ahmet

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mustafa
5

5 (24 yorum)

Mustafa

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Harun
5

5 (50 yorum)

Harun

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mahmut
5

5 (18 yorum)

Mahmut

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Yasemi̇n
5

5 (26 yorum)

Yasemi̇n

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Eren
5

5 (43 yorum)

Eren

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mehmet sami
5

5 (18 yorum)

Mehmet sami

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Yağmur
5

5 (30 yorum)

Yağmur

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Ahmet
5

5 ( yorum)

Ahmet

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mustafa
5

5 (24 yorum)

Mustafa

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Harun
5

5 (50 yorum)

Harun

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mahmut
5

5 (18 yorum)

Mahmut

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Yasemi̇n
5

5 (26 yorum)

Yasemi̇n

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Eren
5

5 (43 yorum)

Eren

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mehmet sami
5

5 (18 yorum)

Mehmet sami

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Yağmur
5

5 (30 yorum)

Yağmur

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Başlayın

Thales Teoremi Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey

Antik Yunan'da büyük bir filozof olan Thales, bugün hâlâ lisede öğretilen teoremi ile tanınır. Tarihin ilk filozofu olarak bilinir. Peki, ünlü çalışmalarının ötesinde Thales'in kimolduğunu gerçekten biliyor muyuz? MÖ 'te şimdi Türkiye'nin bir parçası olan bölgede doğan Miletli Thales, Antik Yunanistan'ın yedi bilgesinden birikabul edilir. Genç matematikçi, Mısır'da o zamanlar Mısır ve Babil rahiplerinin incelediği çeşitli bilimlere çalışmıştı.

Büyük salonda matematikçilerin heykelleri

Thales onlardan geometri, astronomi ve felsefe öğrendi. Aslında genel olarak Mısır piramitleri bu genç çırağın bilimsel deneylerinin konusuydu. Bu deneyimden sonra Thales, Milet okulunu kurma umuduyla evine, Milet'e döndü. Orada profesör olan Thales, yurt dışında yaptığı tüm keşifleri müritlerine öğretmeye başladığında bir yandan da farklı alanlarda araştırmalarını sürdürüyordu. Efsaneye göre bugün bildiğimiz teoremin keşfi, Thales bir piramidin yüksekliğini bastonunun gölgesine göre hesaplamak istediğinde ortaya çıkmış. Thales, şimdilerde ünlü olan teoremini bu araştırma sayesinde geliştirdi:

“A, B ve C, AC çizgisinin bir çap olduğu bir daire üzerinde farklı noktalarsa, ∠ABC açısı bir dik açıdır.”

Thales'in bilgisi, açık okyanusta denizcilere rehberlik etmesi için küçük kepçe veya küçük ayıyı nasıl kullanacağını keşfettiği astronomi alanını da kapsar: Gündönümleri ve ekinokslarla ilgili olarak bir yılın süresininnasıl hesaplanacağını buldu, güneşin iki tropik bölge arasındaki yörüngesini belirlediThales yaklaşık olarak MÖ 'de Milet'te yaşamını kaybetti.

Pisagor'un Matematik Tarihi Üzerindeki Etkisi

Elbette dünyaca ünlü matematikçiler demişken Pisagor'dan bahsetmemek olmaz. Her öğrencinin hatırlayacağı gibi Thales teoremi müfredatta Pisagor teoremi ile birlikte yer alır. Lise öğrencilerinin akademik kariyerinin başlarında anlatılan bir kavram olan Pisagor teoremi, geometrinin gelişimindeki en önemli kısımlardan biridir. "Pythia'nın duyurduğu" anlamına gelen Pisagor, MÖ 6. yüzyılın sonunda Yunanistan'ın Samos adasında doğdu. Kötü şöhretli bu bilim adamının tarihi, yalnızca Pisagor'un ölümünden önce yazılmış bazı eserlerden yola çıkarak oluşturulmuştur. Pisagor çok yetenekli ve atletik bir öğrenciydi. En önemlisi de Olimpiyat oyunlarında en çok savaş kategorisine katılırdı. Felsefe, tarih ve bilimle ilgilenip Thales'in öğrencisi oldu. Profesörlerinin ayak izlerini takip eden Pisagor, Mısır ve Babil bilimlerini öğrenmek için evinden ayrıldı. Öğrenimini bitirdikten sonra tıpkı Thales'in yaptığı gibi bir okul açma fikriyle adasına geri döndü. Ancak Pythagoras, öğretmeni kadar hoş karşılanma ve sonuç olarak doğduğu şehirden kovuldu. Daha büyük Yunanistan'a kaçtı ve nihayetinde Pisagor Okulu adlı okulunu kurabildi.

Büyük yüksek kitaplıklı kütüphanede büstler

Ünlü matematikçi öğrencileriyle birlikte şimdilerde kötü bir şöhrete sahip olan teoremini ortaya koymayı başardı:

"Hipotenüsün karesi (dik açının karşısındaki kenar) diğer iki kenarın karelerinin toplamına eşittir. Veya a2+b2=c2 diyebiliriz."

Pisagor'un matematik disiplini üzerindeki etkisi bunla bitmiyor. Pisagor salyangozu, Pisagor'un tablosu, Pisagor Okulu ile birlikte matematik alanını sonsuza dek değiştirdi. Pisagor yaklaşık MÖ 'de hayatını yitirdi.

Superprof logo

En iyi Matematik öğretmenleri müsait

Ahmet
5

5 ( yorum)

Ahmet

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mustafa
5

5 (24 yorum)

Mustafa

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Harun
5

5 (50 yorum)

Harun

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mahmut
5

5 (18 yorum)

Mahmut

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Yasemi̇n
5

5 (26 yorum)

Yasemi̇n

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Eren
5

5 (43 yorum)

Eren

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mehmet sami
5

5 (18 yorum)

Mehmet sami

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Yağmur
5

5 (30 yorum)

Yağmur

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Ahmet
5

5 ( yorum)

Ahmet

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mustafa
5

5 (24 yorum)

Mustafa

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Harun
5

5 (50 yorum)

Harun

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mahmut
5

5 (18 yorum)

Mahmut

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Yasemi̇n
5

5 (26 yorum)

Yasemi̇n

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Eren
5

5 (43 yorum)

Eren

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Mehmet sami
5

5 (18 yorum)

Mehmet sami

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Yağmur
5

5 (30 yorum)

Yağmur

Gift icon

İlk ders ücretsiz!

Başlayın

Öklid ve Matematiksel Keşifleri

Öklid'in hayatı ve keşifleri matematik öğretimindeki yaklaşımları değiştirdi. Trigonometri, cebirsel muhakeme, denklemler, kesirler, logaritmalar, Öklid'in aksiyomları, Öklid bölümü, Öklid geometrisi, Öklid algoritmaları Günümüzde matematik ders konularının çoğu Öklid'in araştırmalarına göre yapılandırılmıştır. MÖ civarında Atina'da doğan Öklid, İskenderiye Okulu'nda profesör oldu. Matematiksel keşiflerinde sık sık kütüphaneye ve İskenderiye Müzesi'ne yaptığı ziyaretlerden ilham aldı. Matematikçi, MÖ 'lü yıllarda yazdığı Elements adlı çığır açan çalışmasıyla artık tüm dünyada tanınıyor. Matematik İncili olarak kabul edilen bu kitap, İncil gibi ortaya çıktığı günden bu yana satılmaya devam etti. On üç kitaba bölünmüş olan Elements, geometrik düzlem ve genel aritmetik (üçgenler, dik açılar, daireler vb.) ile ilgili çeşitli teorilere yer veriyor. Bu çalışmalar sayesinde Öklid, Pisagor teoremini kanıtlamayı ve Öklid bölümlerindeki en büyük ortak bölenin (EBOB) işlevini geliştirmeyi başarmıştır. Öklid bölünmeleri aslında ilkokulda öğretilen basit bölme işlemleridir. Bu bölme dört ana unsuru içerir: Bir bölünen, bölen, bölüm ve kalan. Öklid ayrıca her iki sayının da bölünebildiği en büyük sayıyı bulmayı içeren bir prosedürü, EBOF'un (en büyük ortak faktör) nasıl bulunacağını da açıklamıştır. EBOF'u bulmak, bölme işleminin çok daha kolay gerçekleştirilmesini sağlar. Öklid, MÖ 'te İskenderiye'de yaşamını yitirdi.

Sir Isaac Newton Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey

Isaac Newton () sadece basit bir matematikçi değildir. Doktor, filozof ve astronom Isaac Newton, Birleşik Krallık'ta Lincolnshire'daki Woolsthorpe'da doğdu. Babası ve büyükannesinin yetiştirdiği Newton, dikkati dağılmış bir öğrenci olmakla birlikte her tür makine yapımında çok yetenekli görülüyordu. Annesi Newton'u aile çiftliğine yardım etmesi için okuldan almaya karar verdiğinde bir profesör oğlunun Cambridge Üniversitesi'ne gitmesine izin vermeye ikna etti. Orada aritmetik, geometri, trigonometri, astronomi ve optik okudu ve yılında mezun oldu. Isaac Newton her şeyden önce yer çekimi dediğimizfenomeni keşfetmesiyle bilinir. Efsaneye göre Isaac Newton bir meyve bahçesine düşen elmaları gözlemlerken yer çekimini keşfetmiş. Matematik alanında Newton, n'nin değeri ne olursa olsun [(a+b)n] formülünün çalıştığını kanıtlamaya yardımcı olan iki terimlilerin (binom) yanı sıra türevleri de tanımlamıştır. Newton başarılı bir profesördü ve boş zamanlarını ışığın ve daha büyük ölçüde optiğin hareketlerini incelemekle geçirirdi. Daha spesifik olmak gerekirse şeffaf bir prizma üzerinde beyaz ışığın hareketlerini inceledi ve ışığın kendisini birçok ışına ve farklı renklere ayırdığını fark etti. İlk teleskop reflektörünü icat etmek için ışıkla ilgili deneyimlerini kullandı ve dünya çapında bilim dünyasında yankı uyandırdı.

Newton'un beşiği metal toplar

Bir özel matematik öğretmeniz ünlü matematikçilerin hayatı kısaca nasıldır daha detaylı öğrenebilirsiniz!

Rene Descarte Kimdir?

Rene Descartes; matematiğe çalışma, matematiğin tarihini ve daha doğrusu denklemlerin işleyişini anlama yolculuğunda atlanmaması gereken bir adımdır. 'da Fransa'nın Haye kasabasında doğan Rene Descartes'ı, üst sınıf bir ailede babaannesi büyüttü. Babası Brittany Parlamentosu danışmanıydı. Rene Descartes, kariyeri boyunca birçok bilimsel eser yazmıştır. En dikkat çeken eseri ise dünyanın güneş etrafındaki hareketi de dâhil olmak üzere günlük yaşamdaki fiziksel fenomenleri tanımlayan “Dünya ya da Işık Üzerine İnceleme” olabilir. Ancak en ünlü eseri 'de çıkardığı “Yöntem Üzerine Konuşma” olarak bilinir. Tamamen Fransızca yazdığı bu eserinde Descartes, matematiksel açıdan birçok gelişme kaydetti. Bunlardan en önemlisi de bir denklemdeki bilinmeyenleri belirtmek için harfleri kullanmasıydı. Bu eser sayesinde bilinmeyenler için x,y,z veya a,b,c harflerini kullanmaya başladık. Descartes ayrıca dönemin geleneklerine aykırı bir yöntemle kuvvetleri yazmaya başladı: xxxx yerine x4 yazmak gibi. Kendisi ayrıca bir koordinat sisteminden türetilen cebirsel hesaplamalarla rakamları temsil etmekten oluşan analitik geometriyi geliştirdi. İnce hesaplamalar, Kartezyen denklemler Lisede öğretilen tüm bu harika matematik konularını geliştirdiği için Descartes'a teşekkür borçluyuz!

Bu gibi ünlü bir matematikçinin hayatı ilginizi çektiyse kendisinden daha ayrıntılı bahsettiğimiz makaleyi okuyabilirsiniz!

Arşimet: Matematikçi ve Mekanikçi

MÖ yıllarında yaşamış olan büyük matematikçi ve antik çağın hekimi Arşimet, makine icatetme konusunda en çok tanınan bilim adamlarından biridir. Arşimet, babasıyla astronomi okuduktan sonra prestijli İskenderiye Okulu'nda çalışmalarına devam etti. Orada sayısız matematik teorisini geliştirmesini sağlayan ve ona bol bol ilham veren zamanın büyükleriyle tanışıp konuşma fırsatı yakaladı. Bir disiplin olarak matematik, kullandığı araçlardan birçoğunu Arşimet'e borçludur. Bu araçlardan biri de Pi sayısı. Bir dairenin çevresi ile çapı arasındaki ilişkiyi hesapladı ve bulduğu sayının dairenin boyutu ne olursa olsun her zaman aynı olduğunu fark etti. Arşimet, bir parabolün altında kalan alanı vs. hesaplamayı da sevmişti. Çeşitli matematiksel katkıları bunlarla bitmiyor. Bilim dünyası onun bilgisinden ve deneylerinden büyük ölçüde yararlandı. Bu gibi katkılarından biri de "flotasyon ilkesi"dir. Bu teorem, sıvı veya gaz olan bir sıvıya batırılmış katı bir cisme uygulanan kuvvetin açıklanmasını sağlar. Bu teorem sayesinde Antik Çağın en büyük gemisi inşa edildi: Siraküza (Syracusia). Arşimet, savaş makinelerini çeşitlendirmek ve geliştirmek için kariyerine Siraküza hizmet vererek devam etti. Mancınıklar, güçlü gemiler Savaş sanatı ve bu alandaki yenilikler Arşimet'ten büyük ölçüde etkilenmiştir. Sıvıyı aşağıdan yükseklere taşımak için kullanılan vidayı da Arşimet geliştirmişti. Arşimet, Roma istilası sırasında Siraküza'da öldü. Bıraktığı miras, Leonardo da Vinci de dâhil olmak üzere dünyanın en büyük bilim adamlarını etkilemeye devam etti.

>

Özel ders öğretmenleri ve öğrencilerini buluşturan platform

Seda

Spor yapmayı, film izlemeyi seven; farklı bir kültürü keşfederken ilk yemeklerini deneyen bir çevirmenim.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir