Genel Kültür
Kitap
Türk Klasiklerinin En Sevilen Romanı: Çalıkuşu'nun Özeti
yılında yazılan Çalıkuşu romanı, Türk Edebiyatının en çok sevilen eserlerinden biri. Reşat Nuri Güntekin tarafından kaleme alınan bu roman, günlük konuşma diliyle yazıldığı için okunması oldukça keyifli eserler arasında yer alıyor. Romanın bir bölümü İstanbul'un modern hayatını anlatırken, diğer bölümü ise dönemin Anadolu'sunu gözler önüne seriyor. Çalıkuşu sinemaya, tiyatroya, televizyona ve hatta baleye de uyarlandı.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Roman ilk defa yılında yönetmen Osman Seden tarafından sinemaya uyarlandı.[3], yılında Osman Seden tarafından televizyon dizisi olarak çekilen eser; yılında Yeniden Çalıkuşu adıyla, yılında Çalıkuşu adıyla tekrar diziye uyarlandı.[4]
Çalıkuşu romanı, Necati Cumalı tarafından tiyatroya uyarlanmıştır.[5] , sezonundan itibaren çeşitli defalar Devlet Tiyatroları tarafından sahnelendi.
Çalıkuşu romanı, koreograf Merih Çimenciler'in libretto ve koreografisi ile yılında Türk Sanat müziği parçaları ile baleye uyarlandı.[6][7] İki perdelik bale, Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelendiği her ilde on iki yol boyunca kapalı gişe olarak oynamıştır.[8]
Eser Hakkında
Çalıkuşu adlı roman Reşat Nuri Güntekin tarafından yılında yazılmıştır. Roman, Türk edebiyatının en çok okunan eserleri arasında yer almaktadır.
Özet
Roman, Feridenin çocukluk yıllarında başlar. Feridenin babası bir süvari binbaşısıdır, görevi nedeniyle sürekli yer değiştirmektedir. Feride, daha üç yaşına girmeden babası tarafından, annesiyle birlikte bir köye gönderir. Annesi hasta bir kadın olduğu için Ferideyle pek ilgilenememektedir. Bu yüzden ona bir dadı tutalar. Ancak Feride dört yaşındayken dadısı evlenir ve Ferideyi bırakır. Feride, bunun için günlerce ağlar. Babası, hasta annesiyle birlikte Ferideyi İstanbula yollar. Ancak annesi daha İstanbula gelemeden Beyrutta hayatını kaybeder.
Babası Ferideyi, neferi Hüseyinle İstanbula teyzesi ve büyükannesinin yanına yollar. İstanbulda yeni akrabalarıyla tanışan Feride, burada da yaramazlıklarını sürdürür. Sadece teyzesinin oğlu Kâmrana karşı çekingen davranır.
Feride, dokuz yaşındayken büyükannesini de kaybeder. Babası onu bir Fransız yatılı okuluna gönderir. Feride yaramazlıklarına burada da devam eder. Pek çok kişinin cesaret edemeyeceği şeyler yapar. Ağaçlara tırmanıp daldan dala atlar. Bu nedenle öğretmenlerinden biri Feridenin adını Çalıkuşu koyar. Feride okul yıllarında babasını da kaybeder. Teyzesinden başka kimsesi kalmamıştır. Yaz tatillerini teyzesinin yanında geçirmektedir. Teyzesinin iki çocuğu vardır. Büyük olanın adı Kâmran, küçük olanın Necmiyedir.
Feride, bir gün kiraz yemek için ağaca çıktığı sırada Kâmranı, Neriman adlı dul bir kadınla öpüşürken görür ve dayanamayarak güler. Neriman koşarak kaçar. Kâmran ise Feridenin bundan kimseye söz etmemesini ister. Feride, bu sırrı saklayacağına söz verir. Kâmran da ona düzenli aralıklarla hediyeler göndermeye başlar.
Okuldaki kızlar yaz tatilinde yaşadıkları aşkları birbirlerine anlatır. Feride de kendini Nerimanın yerine koyarak Kâmranla aşk yaşadığını okuldaki kızlara inandırır.
Yaz tatilinde Feride, Tekirdağdaki teyzesinin yanına gitmiş, teyzesinin kızı Müjgan ile sırdaş olmuştur. Müjgan, Kâmrana Feridenin onu sevdiğini söyler. Kâmran, Ferideye her şeyi öğrendiğini söyleyerek evlenme teklif eder. Feride ile Kâmran nişanlanır. Kâmran dört yıl İspanyada sefaret kâtibi olarak çalışacak, bu arada Feride okulunu bitirecektir.
Dört yıl sonra, evlenmelerine üç gün kala hiç beklenmedik bir olay olur. Feride, bahçede dolaşırken kapının önünde siyah çarşaflı bir kadın gelir. O kadın Ferideye Kâmranın Avrupada bir sevgilisi olduğunu söyler. Kâmranın sevgilisine yazdığı bir mektubu okur. Bunun üzerine Feride, bir not yazarak evi terk eder. Kendi hayatını yeniden kurmak için Anadoluya öğretmen olarak gitmeye karar verir.
Bu olaydan sonra Feridenin Anadolu macerası başlar. Feride Maarif Nezaretine giderek iş başvurusunda bulunur. Bursanın Merkez Rüştiyesinde coğrafya ve resim öğretmenliğine tayin edilir. Bursaya gittiğinde bir başkasının da aynı göreve atandığını görür. Bunun üzerine Bursanın Zeyniler köyünde göreve başlar. Zeyniler, yolu dahi olmayan, bakımsız, geri kalmış bir köydür. Okul eski bir ahırdır. Feride, bu köyde insanlara yardım edip onların çocuklarını eğitmeye çalışır. Munise adında öksüz bir öğrencisini evlat edinir. Hayrullah adında askeri bir doktorla tanışıp dost olur. Bir gün köye bir müfettiş gelir ve ahırdan bozma okulda öğrenim görülemeyeceğini bildirir. Okul kapatılır.
Feride, yanına Muniseyi ve bir keçi yavrusunu da alarak Bursaya döner. Maarif Müdürünün yanına gittiğinde, müdür ona açıkta yer olmadığını söyler. Ancak Feride, müdürün yanında bulunan arkadaşıyla Fransızca konuşur. Bu sayede Bursa Darülmuallimatına atanır.
Feridenin güzelliği pek çok yerde başına bela olur. Kendisine çok yakın hissettiği Şeyh Yusuf Efendi, Ferideye âşık olur. Üstelik bunu Feridenin dışında herkes bilmektedir. Bir gün bu durumu bir arkadaşı Ferideye söyler. Feride çok utanır ve insan içine çıkamaz olur. Çünkü Şeyh Yusuf hastalanmıştır ve herkes Ferideyi bunun suçlusuymuş gibi görmektedir. Okulun müdiresi dayanamayıp ondan gitmesini ister. Maarif Müdürünün emriyle Çanakkale Rüştiyesine tayini çıkar.
Feride yanına Muniseyi de alarak Çanakkaleye gider. Zeyniler köyünden aldıkları keçiyi Hacı Kalfaya bırakıp onun yerine altı tana kuş satın alır. Feridenin güzelliği Çanakkalede de başına bela olur. İlçedeki tüm delikanlılar ondan bahsetmektedir. Soylu bir aileden gelen Binbaşı İhsandan evlenme teklifi alır ancak reddeder. Bu olaydan kısa bir süre sonra Hafız Kurban Efendi adında evli bir adamdan da evlenme teklifi alır, ancak onu da reddeder. Arkadaşlarından Nazmiye Hanım, Ferideyi Burhanettin adında biriyle tanıştırır. Yemeğe indiklerinde aslında bu davetin Feride ile aralarını yapmak için düzenlendiği anlaşılır. Bu olaydan sonra Feride kendini kötü hissetmeye başlar. Çanakkalede daha fazla kalamayacağını anlar ve İzmire gider.
İzmirde bölgenin zenginlerinden Reşit Beyin kızlarına Fransızca dersi vermeyi kabul eder. Artık Feride ve Munise köşkte kalmaktadır. Büyük bir tesadüf eseri Reşit Beyin kızlarının teyzesi, Kâmranın evlendiği Münevver adında bir kadındır. Reşit Beyin kızı Kâmranın bir resmini göstererek onu düğün gecesi terk eden şımarık ve nankör bir kızdan bahseder. Feride, hiçbir tepki göstermez, gerçeği söylemez ve o evden ayrılır.
Maarif Müdürlüğüne giderek yeniden tayin ister. Kuşadasında Türkçe ve resim muallimine ihtiyaç olduğunu öğrenir. Feride, bu görevi kabul ettikten sonra Anadolu yolculuğunda son durağı olan Kuşadasına gider. Kuşadasındaki Okulu istediği gibi yöneten Feride, burada aradığı mutluluğu bulmuştur. Ancak bir ay sonra savaş başlar ve okul hastaneye dönüştürülür. Feride, okulda kalan kitaplarını almaya gittiğinde başhekimle tanışır. Başhekim Zeyniler köyünde kendisine hasta bakıcılığı yaptıran Hayrullah Beyden başkası değildir.
Feride, burada hasta bakıcılığa başlar. Bir ay sonra kendisini isteyen İhsan Bey, ağır yaralı olarak hastaneye getirilir. Feride, Kâmranı unutmak için İhsanla evlenmek ister. Ancak bu defa İhsan Bey kabul etmez. Feridenin kendisine acıdığını düşünmektedir.
Savaş bittikten sonra okul yeniden açılır, Feride, müdüre olur.
Feride, Muniseyi kaybeder ve günlerce kendine gelemez. Doktor Hayrullah Bey, dinlenmesi ve kendine gelmesi için Ferideyi çiftliğine götürür. Feride, iyileşince Hayrullah Beyle birlikte kalmaya devam eder. Çeşitli dedikoduların çıkması üzerine sözde bir nikâh yaparak evlenirler. Ancak Hayrullah Bey, Ferideyi kızı gibi sevmektedir. Çiftliği düğün hediyesi olarak anaokuluna çevirir. Feride, burada ders vermeye başlar.
Hayrullah Bey, ölmeden önce son isteği olarak Ferideden İstanbula gitmesini ve Kâmrana bir mektup iletmesini ister. Bu mektupta Feridenin Kâmranı sevdiği yazılıdır. Hayrullah Bey, mektubun yanına Feridenin yazdığı günlüğü de koymuştur.
Burada Feridenin günlüğü olarak yazılmış olan bölümler biter.
Feride, İstanbula gidince Kâmranı ne kadar sevdiğini bir kez daha anlar. Kâmran da sadece Ferideyi sevmiştir. Kâmran eşini kaybettikten sonra oğlunu da alıp Tekirdağa gitmiştir. Bir hafta sonra Feride de Tekirdağa gider.. Birbirlerine karşı karmaşık duygular içersindedirler. Feride, eski neşesini bulmuştur. Bazen ölen eşinden ve Muniseden bahseder. Kâmran bunları duyunca kendini çok kötü hisseder. Kâmranın oğlu Ferideyi çok sever, yanından hiç ayrılmaz. Feride Kuşadasına dönmeden önce gerçeği Müjgana anlatır. Müjgan Feridenin getirdiği paketi Kâmrana Feride gittikten sonra verecektir. Ancak Müjgan, Kamrana paketi Feride gitmeden önceki akşam verir. Kâmran ve Müjgan, Feridenin günlüğünü birlikte okurlar. Her şeyi öğrenen Kâmran Ferideyle evlenir ve yıllar süren hasret böylece sona erer.
Romandaki Kişiler
Feride
Pek çok kişiyi kendisine hayran bırakacak güzellikte, ela gözlü, hareketli, duygusal, sevimli, iyi eğitim almış genç bir kızdır. Öğrencilik yıllarında çok hareketli olduğu ve ağaç dallarına çıkmayı çok sevdiği için ona Çalıkuşu denmiştir. Feride, çocukluğundan itibaren kendini ezdirmeyen, haklarını savunabilen, insanlarla iyi ilişkiler kurabilen, kültürlü, mücadeleci bir yapıya sahiptir. Cumhuriyetin ilk yıllarında halkın cehaletiyle savaşan aydın Türk kadınını temsil etmektedir.
Kâmran
Kıvırcık sarı saçlı, mavi gözlü, yakışıklı ve kibar bir gençtir. Feridenin teyzesinin oğlu ve sevdiği kişidir. Ferideye karşı duyguları karşılıksız değildir. Ancak Kâmranın başka kadınlarla da ilişkisi vardır.
Münevver
Kâmranın Ferideyle nişanlıyken Avrupada tanışıp aşk yaşadığı kadındır. Münevver, Kâmrandan daha önce bir evlilik geçirmiş fakat mutlu olamamıştır. Kâmranla olan evliliğinden bir oğlu vardır.
Neriman
Feridenin teyzesinin köşküne gelip giden kadınlardan biridir. Genç yaşta kocasını kaybetmiş, iyi giyimli, güzel ve çekici bir kadındır. Kâmranla ilişkisi vardır.
Doktor Hayrullah Bey
Askeri doktordur. İri yapılı, mavi gözlü, sevimli, yardımsever biridir. Ferideyi kızı gibi sevmektedir. Onu korumak için elinden gelen her şeyi yapar. Hayrullah Bey, karşımıza babacanlığın, sevginin, şefkatin, fedakârlığın ve yardımseverliğin simgesi olarak çıkar.
Munise
Sarışın, beyaz tenli, iyi kalpli, küçük yaşta öksüz kalmış bir köylü kızıdır. Kimsesi olmadığı için Feride onu evlatlık almıştır. Anadolu köylüsünün saflığını, temizliğini, yoksulluğunu ve kimsesizliğini temsil etmektedir.
Hatice Hanım
Zeyniler köyünde öğretmen vekilliği, aynı zamanda temizlik işlerini yapan yaşlı bir kadındır. Çocuklara ceza olarak bazen dayak atar, bazen de bir odaya kapatır. Anadoludaki yarı aydın tipe örnek bir kişiliktir.
Müjgân
Feridenin teyzekızı, aynı zamanda sırdaşıdır. Ferideden üç yaş büyüktür. Feridenin akrabaları arasında en sevdiği, kendine en yakın bulduğu ve dertleştiği kişi Müjgândır. Müjgân, Feridenin tam tersi olarak olgun ve ağırbaşlı bir kişiliğe sahiptir.
Hafız Kurban Efendi
Feridenin öğretmenlik yaparken oturduğu eve, bitişik oturan komşusudur. Evli olduğu halde Ferideye evlenme teklif etmiştir. Cahil ve yobaz tiplere örnek bir kişiliği vardır.
İhsan Bey
Feridenin âşıklarından biridir. Zengin ve soylu bir aileden gelen İhsan Bey, orduda subay olarak görev yapmaktadır. Yakınına düşen bir bomba yüzünden yüzünün bir kısmı feci şekilde yanmıştır.
Mekân
Roman İstanbul, Tekirdağ, İzmir, Çanakkale, Kuşadası, Zeyniler köyü ve ismi verilmeyen birkaç Anadolu köyünde geçer. Romanda, Zeyniler köyü ayrıntılı bir biçimde tasvir edilmiştir.
Zaman
Kesin bir tarih verilmemekle birlikte roman, Cumhuriyet öncesi, Kurtuluş Savaşı yıllarında ve Cumhuriyetin ilk yıllarında geçmektedir.
Dil ve Anlatım
Romanın ilk dört bölümü kahraman bakış açısıyla Feridenin ağzından günlük biçiminde yazılmış, son bölümü yazarın ağzından gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır.
Romanda gözleme büyük önem verilmiş, çevre her yönüyle incelenmiş, tasvirler ayrıntılı olarak ve tarafsız bir gözle yapılmıştır.
Romanın dili dönemine göre sade, anlaşılır ve akıcıdır.
Realist bir anlayışla yazılan roman, toplumsal içerikli eleştirel özellikler taşıyor.
Romanın Konusu
Roman, ilk bakışta Feride ile Kâmran arasındaki aşkı konu alıyor gibi görünse de Feridenin kişiliğinde aydın ve idealist Türk kadınını anlatmaktadır.
Romanda işlenen başlıca temalardan biri de eğitimdir. Feride'yle birlikte Anadolu'nun geri kalmışlığı, yoksulluğu ve cahil kalmış insanları da konu edilmektedir.
Genel Değerlendirme
Çalıkuşu romanı, döneminin özelliklerini, yaşam biçimini ve türünün gelişim özelliklerini yansıtması bakımından klasik Türk romanları arasında önemli bir yere sahiptir.
Reşat Nuri Güntekin
Hayatı
Reşat Nuri, da İstanbul Üsküdarda Askeri Tabip Nuri Bey ve Lütfiye Hanımın oğlu olarak dünyaya geldi. Reşide adındaki kız kardeşi küçük yaşta hayata veda edince tek çocuk olarak babasının mesleği nedeniyle il il dolaştı.
İlkokula Çanakkalede Mekteb-i İptidaide başladı. Okumayı seviyordu. Bunda babasının zengin kütüphanesinin de payı vardı. Bir süre İzmirdeki Frerler okulunda öğrenim gördükten sonra İstanbulda Saint Joseph Lisesine geçti. Yükseköğrenimini Darülfünun-ı Osmanî Ulum-ı Edebiyat Fakültesinde, de 23 yaşındayken tamamladı.
Reşat Nuri, mezun olur olmaz Bursa ve İstanbulda çeşitli okullarda Fransızca ve Türkçe öğretmenliği yaptı. Erenköy Kız Lisesinde görev yaptığı sırada Hediye adındaki öğrencisine ilgi duydu ve yılında evlendiler. 14 yıl sonra bir çocuklar oldu. Adını Ela koydular.
Reşat Nuri, öğretmenlik mesleğini sevmekle birlikte yazmaya karşı da hevesliydi. Öykü ve tiyatro denemelerini Diken dergisinde ve Zaman gazetesinde yayınladı. Mizah ve magazin yazılarını Ateşböceği, Yıldızböceği, Ağustosböceği takma adlarıyla yayınladı.
Reşat Nuri, ilk romanı Çalıkuşunu te yazarken ne kadar ünleneceğinden habersizdi. Hemen ardından Damga ve Dudaktan Kalbe romanları geldi.
Maarif Müfettişliği göreviyle neredeyse bütün Anadoluyu gezdi. Bu nedenle bütün romanları, bu gezilerin izlerini taşır. Gezilerini kitap haline de getiren Reşat Nuri, ona Anadolu Notları adını verdi. yılında Acımak adlı romanını yazdıktan sonra yazma işine on yıl ara verdi.
yılında Çanakkale milletvekili seçildi. yılında Milli Eğitim Başmüfettişliği görevine getirildi. Aynı yıl Memleket gazetesini çıkardı. yılında Parise gitti. Burada UNESCO Türkiye temsilciliği, öğrenci müfettişliği ve Paris Kültür Elçiliği görevlerini yaptı. yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. Emekli olduktan sonra bir süre İstanbul Şehir Tiyatrosu Edebi Heyeti üyeliğinde bulundu.
Edebi Kurul üyeliği sırasında akciğer kanseri teşhisi konuldu. Tedavi için Londraya gitti. Ancak hastalığına yenik düşerek 7 Aralık da hayata gözlerini yumdu.
Edebi Kişiliği
Reşat Nuri, Anadolu insanının yaşamını, sorunlarını, kişisel duygularını, inançlarını sade, yapmacıksız, yalın bir dille anlatmıştır.
Onu yurt çapında ünlü yapan Çalıkuşu romanından önce yazdığı küçük öyküler, tiyatro eleştirileri, oyunlar ve gezi yazıları da dikkat çekicidir.
Reşat Nuri, eserlerinde insan sevgisine geniş yer verir. İyimser bir kişiliğe sahiptir. Müfettişliği sırasında adım adım gezdiği Anadoluyu, pek derine inmeyen bir gözlemle, etkin bir biçimde anlatır.
İyi bildiği sahne tekniğini, duygulu bir yoğunlukla, bazen de mizahla iç içe işler.
İlk dönem romanlarında yeni kurulmakta olan cumhuriyetin toplumsal sorunlarını gerçekçi bir biçimde yansıtmış, ikinci dönem romanlarında bütünüyle bozulan insani ilişkileri ve ahlak yapısını ele almıştır.
Romanlarında güçlü bir gözlemciliğe dayanan realizm ve canlı bir üslubu vardır. Ruhsal tahlillerde oldukça başarılıdır.
Çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanan, mizaha da geniş yer verdiği öykülerinde; aşk, yalnızlık, fedakârlık, dostluk, ihanet gibi temaları işlemiştir.
Eserleri
Roman
Çalıkuşu ()
Gizli El ()
Damga ()
Dudaktan Kalbe ()
Akşam Güneşi ()
Bir Kadı Düşmanı ()
Yeşil Gece ()
Acımak ()
Yaprak Dökümü ()
Kızılcık Dalları ()
Gökyüzü ()
Eski Hastalık ()
Ateş Gecesi ()
Değirmen ()
Miskinler Tekkesi ()
Harabelerin Çiçeği ()
Kavak Yelleri (, ölümünden sonra)
Son Sığınak (, ölümünden sonra)
Kan Davası (, ölümünden sonra)
Öykü
Gençlik ve Güzellik ()
Roçild Bey ()
Eski Ahbap ()
Tanrı Misafiri ()
Sönmüş Yıldızlar ()
Leyla ile Mecnun ()
Olağan İşler ()
Tiyatro
Hançer ()
Eski Rüya ()
Ümidin Güneşi ()
Gazeteci Düşmanı / Şemsiye Hırsızı / İhtiyar Serseri (, üç oyun bir arada)
Taş Parçası ()
Hülleci ()
Bir Köy Hocası ()
Babür Şahın Seccadesi ()
Bir Kır Eğlencesi ()
Ümit Mektebinde ()
Felaket Karşısında / Gözdağı / Eski Borç (, üç oyun bir arada)
İstiklal ()
Vergi Hırsızı ()
Bir Yağmur Gecesi ()
Balıkesir Muhasebecisi ()
Tanrı Dağı Ziyafeti ()
Yaprak Dökümü (, ölümünden sonra)
Eski Şarkı (, ölümünden sonra)
Gezi
Anadolu Notları (, iki cilt)
Eğitim
Dil ve Edebiyat: Türk Kıraati ()
Fransızca Türkçe Resimli Büyük Dil Kılavuzu ()
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası