aöl seçmeli psikoloji 1 ders notları / Seçmeli Psikoloji 1 Test 6 | Açık Öğretim Lisesi

Aöl Seçmeli Psikoloji 1 Ders Notları

aöl seçmeli psikoloji 1 ders notları

Psikoloji 1 Konu Anlatımı

UNİTE 1Psikolojiye Giriş
UNİTE 1 – 1. KONUPsikolojinin Konusu

Kavram olarak psikoloji psyhce ve logos kelimelerinden oluşmuştur. Ruh bilimi anlamına gelir
Psikoloji organizmanın davranışlarını inceleyen pozitif bir bilimdir. Pozitif bir bilim olmasının nedeni deney ve gözlem yapılabilir olmasıdır.
Psikolojinin konusu organizmanın hem kedisiyle hemde çevresiyle ilişkilerini, davranışını incelemek ve şartlara göre değişimini incelemek gözlemektir.
Davranışların incelenmesinde uyarıcı durumu ile organizmanın durumu birlikte değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucunda davranış organizmanın iç ve dış uyarıcılara karşı gösterdiği tepkiler bütünüdür. Davranışlar gözlenebilen (yürüme, konuşma …) ve gözlenemeyen ( hayal, düşünme …) diye ikiye ayrılır.

UNİTE 1 – 2. KONUPsikolojide Yaklaşımlar

Genel olarak psikolojideki yaklaşımların, psikolojik olayların farklı yönlerini dikkate alarak ve belirli yönlerini öne çıkararak değerlendirdiklerini görüyoruz.

1. Yapısalcı Yaklaşım (Strüktüralizm)
Yapısalcılara göre psikoloji zihnin yapısını incelemelidir. Buradan hareketle psikolojik olaylarda bilinci öne çıkarır ve zihin yapısının anlaşılabilmesi için içebakış yönteminin psikolojide kullanılmasını savunur.

2. Davranışcı Yaklaşım (Bihevyorizm)
Davranışçı yaklaşıma göre psikolojinin konusunu gözlemlenebilir davranışlar olmalıdır. Buda deney ve gözlemle mümkündür.
Bireylerin uyarıcılara karşı gösterdikleri davranışların (U – T) ilişkisinde gerçekleştiğini ve bu davranışların deney ve gözlem yoluyla incelenmesinin daha bilimsel (nesnel) sonuçlar vereceğini savunur.

3. İşlevsel Yaklaşım (Fonksiyonalizm)
Davranışların çevreye uyumunu esas alır ve uyum sağlayıcı davranışları faydalı olduğunu savunurlar.. Bu yaklaşımda davranışların ne işe yaradığı önemlidir. Buradan hareketle zihin nedir den ziyade zihin ne içindir sorusu ile ilgilenirler.

4. Psikanalitik Yaklaşım (Psikanalizm)
Bu görüşe göre insan doğuştan cinsellik ve saldırganlık iç güdülerine sahiptir.
S. Freud’un temsilciliğini yaptığı bu yaklaşımda bilinçaltı esas öğedir. Daha çok küçük yaşlarda olmak üzere, toplumda hoş karşılanmayan arzular birey tarafından bilinçaltına atılır.
Buna göre bilinçaltı, çevreden bastırılmış istekler alanıdır. Bu alan bir takım psikolojik rahatsızlığın da kaynağıdır. Sözü edilen rahatsızlığın giderilmesi, bilinçaltına bastırılmış isteklerin bilinç düzeyine çıkarılmasıyla olacaktıseafoodplus.infotdfgoıjaskjf

5. Bütüncü Yaklaşım (Gestalt)
İnsan yaşantısı, davranışlarıyla birlikte öğelerine ayrılamaz bir bütündür. Bütün ise, parçaların toplamından apayrı bir ahenk ortaya koyar. Buna göre yaşantılar kendi bütünlüğü içinde incelenmelidir.

6. Hümanist Yaklaşım (Hümanizm)
Bu yaklaşımı benimseyenler insanı merkez almışlardır. İnsan gelişme gücünü kendisinden alır, çevrenin etkisiz olduğunu savunur. Aynı zamanda İnsanın duygusal yanını öne çıkaran ve davranışlarını buna göre yorumlayan bir yaklaşımdır. İnsanı insan yapan, duyguları, hisleri, ümit ve beklentileri önemlidir.
Bireyin davranışlarını anlayabilmek için, onun iç yaşantısını bilmek gerekir. Bunun yolu da, çevresine onun bakış açısından bakmayı (empati) gerektirir. Yani yöntem olarak içe bakışı kullanırlar.

7. Bilişsel Yaklaşım
J. Piaget’in temsilciliğini yaptığı bilişsel yaklaşım, insanın zihinsel etkinliklerine önem verir. Düşünme, kavrama, yorumlama davranışlara yön veren önemli unsurlardır. Davranışlar uyarıcı tepki bağına indirgenerek incelenemez. Bu yaklaşımın amacı, zihinsel süreçlerin nasıl örgütlendiğini, çalıştığını açıklayan deneyler yapmaktır.

8. Biyolojik Yaklaşım
Davranışların nedeninin ancak bireyin biyolojik yapısının incelenmesiyle bulunabileceğini avunan görüştür.
Davranışlar, biyolojik yapı olan beynin bir fonksiyonu olarak ortaya çıkarlar. Ayrıca salgı bezleri ve hormon düzenlerinden etkilenirler. Buna göre davranışlarda biyolojik öğeler dikkate alınmalıdır.

UNİTE 1 – 3. KONUPsikolojinin Alt Dalları

1. Eğitim Psikolojisi
Eğitim ve öğretimin gerçekleştirilmesinde, psikolojinin bulgularından yararlanılmasını konu edinir. Amacı eğitim kalitesini arttırmak ve bu noktada bireye yardımcı olmaktır.

2. Endüstri Psikolojisi
Hangi ortamda işveriminin arttığını, çalışanların hangi şartlarda daha verimli olabileceklerini araştıran psikolojinin alt dalıdır.

3. Klinik Psikolojisi
Ruh sağlığını yitirmiş olan bireylerin psikolojik tedavisini konu edinir. Davranışlardaki aksamaların nedenini araştırır ve bu amaçla çeşitli testlerden psikolojik tekniklerden (psikoterapi ) yararlanır.

4. Sosyal Psikolojisi
Bireyin grup içindeki davranışlarını ve toplumsal çevreden etkilenmesini konu edinir. Örneğin moda, kamuoyu, propangada sosyal psikolojinin inceleme alanına girer

5. Danışmanlık Psikolojisi
Bireylerin normal sınırlar içerisinde kalan toplumsal yaşantıda karşılaştıkları aile geçimsizliği, arkadaş uyumsuzluğu gibi problemlerin anlaşılmasında yardımcı olmayı amaçlayan psikoloji dalıdır.

6. Gelişim Psikolojisi
Bireyin doğumundan başlayıp ölümüne kadar devam eden, yaşlara bağlı olarak geçirdiği, zihinsel, bedensel, devinsel, duygusal vb. gelişme evrelerini inceleyen,psikolojinin alt dalıdır.

7. Deneysel Psikoloji
Psikolojinin temel konularını oluşturan öğrenme, algı, motivasyon, unutma vb. konuların sebep – sonuç ilişkisinde deneysel olarak incelenmesini sağlar.

8. Psikometrik Psikoloji
Davranışın ölçülmesi ve değerlendirilmesine ilişkin ölçme araçlarının geliştirilmesi,istatistik tekniklerinin psikolojiye uygulanması gibi konularla ilgilenen, psikolojinin alt dalıdır.
Psikolojinin alt dallarından bazılarının uygulama yönü vardır. Bunlar,“uygulamalı alanlar” olarak nitelendirilir. Uygulama yönü olmayanlar araştırma düzeyinde kalır. Bunlar da “deneysel alanlar” olarak gruplanabilmektedir.

UNİTE 1 – 4. KONUPsikolojinin Yöntemler

Psikolojinin konularını incelemek için takip ettiği araştırma yollarına psikolojinin yöntemleri denir.

1. Gözlem
Davranışların oluşumunu herhangi bir dış etki sonucu veya hiçbir müdahale yapmadan izlemektir.
a. Doğal gözlem: Bireylerin davranışlarının doğal ortamda izlenmesidir. Örneğin caddeden geçerken intihar eden birisini gözlemlemek.
b. Sistematik gözlem: Bireylerin davranışlarının belli yönlendirmeler yapılarak, belirli amaçlar doğrultusunda izlenmesidir. Kuralların ve şartların daha önceden araştırmacı tarafından oluşturulduğu gözlem türüdür.

2. Deney
Deney yönteminde, davranışlar neden – sonuç ilişkisinde incelenir.
Bir deneyde iki değişken vardır.

*Bağımsız değişken: Deneyde etkisi incelenen değişkendir.
*Bağımlı değişken : Yapılan deneyin sonucudur.
Değişkenleri bir örnek üzerinde şöyle açıklayabiliriz. Uykusuzluk iş verimini azaltır hipotezinin denendiği bir deneyde ‘’uykusuzluk’’ bağımsız değişkendir, iş verimi ise bağımlı değişkendir.
Deney düzeneğinde her yönden eşlenmiş bireylerden oluşan iki grup alınır. Gruplardan biri bağımsız değişkenin (etkisi araştırılan faktörün) uygulandığı deney grubudur. Diğer gruba bağımsız değişken uygulanmadığından o grup kontrol grubunu, oluşturur.

3. Biyografi ve Olay İncelemesi
Bireyin bu günkü davranış ve yaşantılarının anlaşılabilmesi için geçmiş yaşantılarının incelenmesi biyografi yöntemini oluşturur. Birey üzerinde önemli etkide bulunmuş geçmişteki bir olayın belirlenerek incelemeye alınması da olay inceleme yöntemini oluşturur. Özellikle akıl hastanelerindeki hastaların ve hapishanelerdeki mahkumların incelenmesinde kullanılan bir yöntemdir.

4. Görüşme (Mülâkat)
Bu yöntem bireyle soru – cevap şeklinde yüzyüze konuşmaya dayanır. Bu konuşma esnasında birey tanınmaya çalışılır.

5. Test
Bireylerdeki zekâ, ilgi, kişilik, gibi özelliklerin belirlenmesine yönelik ölçme araçlarının kullanılmasıdır.

6. İstatistik
Bu teknik diğer araştırma tekniklerinden elde edilen bilgilerin sayılarla ifade edilmesine ve yorumlanmasına dayanır. Böylece araştırma bulgularının nesnel olarak ifade edilebilmesi sağlanır.

7. Korelasyon
İki değişken arasındaki ilişki miktarını sayısal değerlerle belirlemeyi sağlayan istatistik tekniğidir. Korelasyonda bu değerler -1… 0 veya 0… +1 arasındadır. İki değişken arasındaki ilişki 0′a yakın çıktığı durumlarda ilişki miktarı düşüktür. -1 ve +1′e yakın olduğu durumlarda ise ilişki miktarı yüksektir. Ancak -1… 0 arasında çıkan ilişki negatif ilişkiyi gösterir. 0… +1 arasında çıkan ilişki ise pozitif ilişkiyi gösterir. Buna göre:
Deneme sayısı ile hata miktarı arasında negatif korelasyon vardır ve koreyasyon -1′e yakındır.
Zekâ düzeyi ile öğrenme düzeyi arasında pozitif korelasyon vardır ve korelasyon +1′e yakındır.
Not: iki değişken arasında hiçbir ilişki yoksa korelasyon 0 dır. Örneğin uzun boyluluk ile güzel konuşmak arasında hiçbir ilişki yoktur. Yani korelasyon sıfırdır.

UNİTE 2Organizma ve Çevre
UNİTE 2 – 1. KONUOrganizma ve Çevre

Organizmanın çevreyle ilişkileri, çevredeki uyarıcıların duyu organları tarafından beyine uyarım göndermesiyle gerçekleşir. Organizma, her zaman çevreden gelen uyarımlara uyum sağlama eğilimindedir. Ki ilişkiler bu yolla meydana gelmektedir.
Çevreden gelen uyarımların organizmanın uyum durumunu bozacak şekilde şiddetli veya az olduğu zaman organizma bu duruma uyum sağlayamaz. Artık organizma için aşırı veya yetersiz uyarılma söz konusudur.Aşırı uyarılmada uyarıcı seviyesi çok fazla iken, yetersiz uyarılmada çok azdır. Aşırı uyarılma durumunda organizma gergindir.
Hava alanındaki uçak sesi aşırı uyarılmaya, asansörde mahsur kalmak ise yetersiz uyarılmaya örnektir.
Organizmanın aşırı ve yetersiz uyarım sonucunda tekrar eski normal haline dönmesine dengelenme (homeostasis) denir. Dengelenme, uyumlu durumu sağlama ve koruma eğilimi şeklinde ortaya çıkar. Kandaki şeker miktarının aynı seviyede kalması ya da vücut ısısının belli bir seviyede kalması dengelenmeye örnektir.

Organizmanın aynı uyarıcıyla sürekli karşılaşmasına ve artık bu duruma tepki vermemesi ise duyarsızlaşmayı ifade eder. Örneğin duvar saatinden gelen ‘tık tık tık’ sesinin bir süre sonra hissedilmemesi…
Duyumun oluşabilmesi için gerekli şartlar
• İçerden veya dışardan bir uyarıcının olması
• Duyu organlarının sağlam ve yeterli olması
• Uyarıcının taşınabileceği uygun ortamın olması
• Uyarıcı şiddetinin duyum eşikleri arasında olması
(Duyum eşiği: Organizmanın bir uyarıcıyı fark etmeye başladığı noktadır.)
• Şiddeti değişen bir uyarıcının fark edilebilmesi için fark eşiğini geçmiş olması gerekir.

UNİTE 2 – 2. KONUDuygu ve Algı

Duyum , iç veya dış dünyadan gelen uyarımların beyne ulaşmasıdır. Algı ise beyne ulaşan bu duyumlara anlam verilmesi, onların tanınması demektir.
Örneğin dildeki uyarılma duyum, dildeki bu uyarılmanın naneli şeker olduğunu anlamamız ise algıdır.
A. ALGININ ÖZELLİKLERİ
1. Algıda Seçicilik
Organizma dış dünyadan bir çok uyarıcıyla karşılaşır. İşte algıda seçicilik organizmanın, dikkatini birçok uyarıcı içinden belli uyarıcılar üzerinde yoğunlaştırmasıdır.
Örneğin ders dinlerken dışardan bir çok uyarıcı gelmesine rağmen sadece öğretmenin sesini algılamamız.
Algıda seçiciliği etkileyen faktörler
*Dış faktörler
• Uyarıcının şiddeti ve büyüklüğü: Büyük puntolu yazıların diğerlerine göre daha önce algılanması.
• Tekrar: Bir öğretmenin öğrencileri uyarmak için tahtaya defa vurması.
• Tuhaflık : Bir sınıfta iki koyun ile bir çobanın görülmesi
• Değişkenlik : Sıra arkadaşımızın saçlarını boyattığının farkına varmamız.
• Hareketlilik : Lunaparktaki yanıp sönen ışıkların fark edilmesi.
• Zıtlık : Kar’ ın üzerinde siyah tavşanın daha rahat fark edilmesi.

*İç faktörler
• İlgi
• Meslek
• İhtiyaçlar
• Beklentiler
• Geçmiş yaşantı ve deneyimler

2. Algıda Değişmezlik
Farklı durumlarda farklı şekillerde görülen nesnelerin , önceki öğrenme ve deneyimlerin etkisiyle gerçekte olduğu gibi algılanmasıdır.
Algıda değişmezlik, olduğundan farklı görülen renklerde, büyüklüklerde ve biçimlerde renk değişmezliği, biçim değişmezliği veya büyüklük değişmezliği olarak ortaya çıkmaktadır. Karanlıkta siyah görünen Türk bayrağının kırmızı olarak algılanması, 70 ekran televizyonda yarım metre bile olmayan insanları daha önce bildiğimiz şekilde algılamamız algıda değişmezliğe verilebilecek örneklerdir.

3. Algıda Organizasyon
Uyarıcıların bir bütün içinde algılanmasıdır. Gerek varlıkların gruplar halinde algılanmasında, gerekse eksikliklerinin tamamlanarak algılanmasında, gerekse şekil – zemin ilişkisi içinde algılanmasında algıda organizasyon özelliği etkilidir.
Özellikle çocukların boyama kitaplarındaki kesik çizgili şekillerin bir bütün olarak algılanması , farklıformalar giyen iki takımın ayrı ayrı gruplar olarak algılanması algıda organizasyona birer örnektir.

4. Derinlik Algısı
Gerçekte üç boyutlu olan varlıklar gözün ağ tabakasına iki boyutlu düşer. Ancak yine üç boyutlu algılanır. Paralel uzantıların kesişen noktalarının uzakta algılanması doğrusal perspektif dediğimiz derinlik ipucundan yararlanılarak gerçekleşmektedir. Tren raylarının giderek daralıyormuş gibi görülmesi derinlik algısına bir örnektir.

5. Uzay ve Zaman Algısı
Varlıkların birbirine göre uzaklığı uzay algısını, değişen sürenin göreli algısı da zaman algısını ortaya koyar. Buna göre ‘önde’, ‘arkada’, ‘yanda’ ifadeleri uzay algısını; ‘önce’, ‘biraz’ ‘sonra’, ‘yakında’ gibi ifadeler de zaman algısını belirtir.
Örneğin Malatya , Türkiye’nin doğusundadır yargısı uzay algısını , 90 dakikalık bir futbol maçında son 5 dakikanın galip olan takım için hiç geçmeyecekmiş gibi algılanması , mağlup olan takım ise çok çabuk geçecekmiş gibi algılanması zaman algısını örneklendirir.

UNİTE 3Öğrenme, Düşünme, Bellek
UNİTE 3 – 1. KONUÖğrenme

Öğrenme, tekrar veya yaşantılar sonucu, eğitim veya öğretim sonucu davranışlarda meydana gelen değişmelerdir. Örneğin yabancı dil konuşmayı öğrenme bir davranış değişikliğidir.
Not: Her öğrenme sonucu az yada çok bir davranış değişikliği meydana gelir. Ama her davranış değişikliği bir öğrenme değildir.
Buna göre içgüdü, refleks veya şans eseri gerçekleştirilen davranışlar öğrenme değildir.
Öğrenmede olgunlaşma ve motivasyon önemli bir faktördür. Çünkü bir şeyi öğrenebilmek için belli bir olgunlaşma düzeyine gelinmesi ve belli bir motivasyonun olması gerekir.
Not: Olgunlaşmayla büyüme faklı kavramlardır.Örneğin 20 yaşına gelmiş, 45 numara ayakkabıyı tek başına giyinemeyen bir birey olgunlaşmamıştır , sadece büyümüştür.

Öğrenme Türleri
1. Deneme – Yanılma Yoluyla Öğrenme
Tekrar ve denemeler sonucunda yeni davranışların kazanılması esasına dayanır. Bu denemeler esnasında olumlu nitelikteki davranışlar kazanılır, olumsuz nitelikteki davranışlar terkedilir.
Not: Tekrar sayısı arttıkça hata miktarı azalır, hata miktarı azaldıkça da öğrenme düzeyi artar. Örneğin televizyonun uzaktan kumanda düğmelerinin nasıl bir fonksiyona sahip olduğunun deneme – yanılma yoluyla öğrenilmesi gibi.

2. Motor Öğrenme
Öğrenmenin, ağırlıklı olarak algısal veya bilişsel bileşenleri değil, kas bileşenleri öne çıkan türleri için kullanılan ortak bir terimdir. Yeni becerilerin, alışkanlık yapılarının kazanılması buna bir örnektir. Örneğin jimnastik, bale hareketlerinin kurallarına uygun olarak yapılması motor öğrenmeyi gösterir.

3. Bilişsel Öğrenme
Üç ana başlık altında incelenir.
a). Kavrayış yoluyla öğrenme: Olaylar ve durumlar arası ilişkinin aniden çözülmesi sonucu oluşan öğrenmedir. Örneğin, Arşimed’in suyun kaldırma kuvvetini bulması, bir polisin cinayeti aniden çözmesi buna birer örnektir.
b). Model alarak (Gözleme yoluyla) öğrenme: Başkalarının hangi durumlarda nasıl davrandığını gözleyip, onlar gibi davranma sonucu oluşan bir öğrenme türüdür. Modanın öğrenilmesi, göreneklerin öğrenilmesi,bir çocuğun babası gibi traş olamaya çalışması bu yolla gerçekleşen öğrenme türleridir.
c). Sözel öğrenme: Sözcüklerle yapılan öğrenmedir. Örneğin; organizmadaki kalp, böbrek gibi iç organların nasıl faaliyet gösterdiklerinin sözle anlatılması, İstanbul’un fethinin öğrenilmesi vb…gibi öğrenmeler bu türün örnekleridir.
d).Farkında olmadan öğrenme: Gizil öğrenme de denir. Örneğin her gün okula veya işe giderken , yolda bulunan mağazaların, işyerlerinin isimlerini bu şekilde öğreniriz.

4. Koşullanma Yoluyla Öğrenme
Organizmanın önceleri tepki göstermediği bir uyarıcıya belli koşullar altında (ödül veya ceza uygulamasının yapılmasıyla) tepki göstermeye başlaması bu öğrenmenin esasını oluşturur.
Sözü edilen koşullar, klasik koşullanmaya ve edimsel koşullamaya göre değişmektedir. Şimdi bunları görelim.

a. Klasik koşullanma: Doğal bir uyarıcının karşısında yapılan bir davranışın yapay uyarıcı karşısında da yapılmasıdır. Örneğin kızgın saç üzerine çıkarılan bir ayı, aynı zamanda def çalınmasıyla, kızgın saç üzerindeki tepkisini bir zaman sonra sadece def çalındığında da göstermeye başlar.
b. Edimsel (vasıtalı – operant) koşullanma: Edimsel koşullanmanın temelinde ödül-ceza vardır. Organizmaya istenilen tepki gösterildiğinde ödül, aksi durumda ceza verilmesi sonucu gerçekleşir. Örneğin, narkotik şube ekiplerinin uyuşturucu bulunmasında kullandıkları köpeklerin öğrenmesi edimsel koşullanmaya girer. Sirk hayvanlarının yetiştirilmesinde de edimsel koşullanma yapılır.
Klasik koşullanmayla edimsel koşullanma arasındaki farklar
• Klasik koşullanmada pekiştirici (ödül veya ceza) davranıştan önce, edimsel koşullanma da ise istenilen davranıştan sonra verilir.
• Klasik koşullanmada uyarıcı ve davranışlar bellidir, edimsel koşullanma da ise davranışlar rastlantısaldır ve bu davranışlar biçimlendirilmeye çalışılır.
• Klasik koşullanmada her durumda pekiştirme yapılır; edimsel de ise uygun davranışlara pekiştirme yapılır.

5. Koşullanmayla İlgili Kavramlar
a. Pekiştirme: Koşullanma öğrenmesinin gerçekleşmesini sağlayan ödül veya ceza uygulamalarıdır. Pekiştirme, davranışların kazanılmasını ve yerleşmesini sağlar. Pekiştirmeyi sağlayan unsurlara pekiştireç denir. Olumlu ve olumsuz pekiştireç olmak üzere 2 ye ayrılır.
Olumlu pekiştireç ile ödül eş anlamlı olarak kullanılabilir. Fakat olumsuz pekiştireç ceza anlamında kullanılamaz. Ceza istenmeyen davranışın sonucunda verilirken, olumsuz pekiştireç ise davranışın kazandırılması sürecinde verilir.
b. Genelleme: Koşullu uyarıcıya gösterilen tepkilerin benzerlerine de gösterilmesidir. Def çalınca oynamaya koşullandırılmış olan ayı, diğer çalgılı uyarıcılara karşı da tepki gösterirse genelleme yapmış olur. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yerse, genelleme yapmış olur.
c. Ayırt etme: Genellemenin tersi olarak, benzer uyarıcılar arasındaki farklılığın anlaşılmasıyla koşullu uyarıcıya benzer uyarıcılara tepki göstermenin terk edilmesidir. Örneğin, köpeğin uyuşturucu kokusunu diğer kokulardan ayırd etmesi.
d. Sönme: Pekiştirmenin kesilmesiyle zaman içinde koşullu davranışın ortadan kalkmasıdır.
e. Kendiliğinden geri gelme: Sönmüş davranışın, hiçbir pekiştirme olmadığı halde bir süre sonra kendiliğinden ortaya çıkmasıdır.

Yaşam sürecinde öğrenmiş olduğumuz bilgilerin saklandığı seafoodplus.info ve algılarla kazanılan bilgilerin beyinde saklanması, gerektiğinde de hatırlanması şeklinde gerçekleşen zihinsel bir işlevdir.
Belleğin 3 aşaması vardır.

Bilgiler kodlanır Bilgiler saklanır Lazım olunca geri getirilir.
Not: Unutma bu üç aşamadan birinde meydana gelen aksaklıktan kaynaklanır.
Not: Öğrenilen bilgilerin kodlanabilmesi için de ilk şart o bilginin veya nesnelerin algılanmasıdır.

1. Kısa Süreli Bellek
Zihinde bilgileri tutma süresinin çok kısa olduğu ( dk) bellektir. Bilgi kısa süreliğine lazımsa kısa süreli belleğe yerleştirilir.
Örneğin, ilk defa duyduğunuz bir telefon numarası kısa süreli bellekte yer alır. Telefon konuşmasından sonra da kaybolur. Kısa süreli belleğin en önemli özelliği bilgilerin izine bir süre sonra rastlanamamasıdır.
2. Uzun Süreli Bellek
Uzun süreli bellekte yer alan öğrenilmiş bilgiler uzun zaman aralığında burada yer alabilir. Bu bellekteki bilgiler anlam ve özellikleri bakımından düzenlenir. Örneğin, lisedeki numaramızı ,ev telefonumuzu uzun süreli bellekte tutarız. Çünkü bu bilgileri sürekli ve uzun süre kullanırız.

B. UNUTMA
Önceden öğrenmiş olduğumuz bilgilerin zaman içinde kaybolmasıdır. Zaten insan hayatı boyunca öğrendiği bilgileri hafızasında tutamaz. Yeniler öğrenilirken eskiler unutulmaya başlanır.
1. Unutmanın Nedenleri:
a. Kullanılmama yüzünden silinme: Örneğin emekli olan bir hakemin zaman içinde oyun kurallarını unutması bu şekilde gerçekleşir.
b. Bastırma: Hatırlandıkça üzüntü veren bilgilerin unutulmasıdıseafoodplus.info görüşte olanlar, unutmayı rahatsız edici durumların bilinçaltına bastırılması olarak açıklar. Uçaktan korkan bir yolcunun, uçağın kalkış saatini unutması gibi.
c. Ket vurma (Bozucu etki)
– İleriye ket vurma: Önceki öğrenilmiş olan bilgilerin sonradan öğrenilmiş olan bilgileri unutturması. Örneğin eski telefon numarasının, yeni numarayı unutturması, eski il sayısının yenisini unutturması…
– Geriye ket vurma: Sonradan öğrenilmiş olan bilgilerin önceden öğrenilmiş olan bilgileri unutturması. Örneğin, sonraki döviz fiyatlarının öncekileri unutturması.

Not: Ket vurma ile transfer kavramları birbirinden farklıdır. Transfer öğrenme öncesi ; ket vurma ise öğrenme sonrası gerçekleşir. Transferde önceki öğrenilenler sonraki öğrenmeleri olumlu ya da olumsuz yönde etkilerken , ket vurmada ise bir öğrenmeden önce yada sonra gerçekleşen öğrenme,söz konusu öğrenmenin hatırlanmasını olumsuz yönde etkiler. Kısacası transferin öğrenmeye , ket vurmanın ise hatırlamaya etkisi vardır.

d. Organik nedenler: Ani şok, yaşlılık,korku,heyecan, ateşli hastalık gibi durumlar organizmada unutmaya neden olabilmektedir.

2. Unutmayla İlgili Deney Sonuçları
a. Mutlak unutma yoktur.
b. Unutmanın derecesi öğrenmenin derecesine bağlıdır.
c. En son öğrenilenler daha geç unutulur.
d. Öğrendikten sonra zihnin uyarıcılara kapalı tutulması unutmayı azalttığından uykuda unutma en azdır.
e. Öğrenilenlerin sık sık pekiştirilmesi unutmayı azaltır.
f. Anlamlı ve hoşumuza giden konuları daha geç unuturuz.

C. HATIRLAMA
Uzun süreli bellekte yer alan bilgilerin zihinde tekrar canlanarak bilinç düzeyine gelmesidir. İlkokul dönemlerindeki okul numarasını hatırlama buna örnektir. Hatırlama ile çağrışım farklı kavramlardır. Çağrışım, bir uyarıcı algılandığında onunla ilgili başka şeylerin hatırlanmasıdır. Benzerlik, ardışıklık, zıtlık, zamanda ve mekanda yakınlık çağrışımı kolaylaştıran etkenlerdir. Susurluk yazısını duyan birinin oranın ayranını hatırlaması buna bir örnektir.

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ - ÖNLİSANS

Sosyal Hizmetler

Program Tanıtımı

Program Akademik Koordinatörlüğü tarafından hazırlanan tanıtım videosunu izleyebilirsiniz.

Programın Amaçları

Sosyal Hizmetler Önlisans Programının amacı hem sosyal hizmetlerin örgütlenmesi ve uygulanmasında gereksinim duyulan yeni ara elemanlar yetiştirmeyi, hem de halen sosyal hizmet alanında çalışan ancak konuya ilişkin akademik bir eğitim almamış olan bireylerin niteliklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır

Programa Kimler Kayıt Yaptırabilir?

Sosyal Hizmetler Önlisans Programına kayıt olmanın pek çok yolu bulunmaktadır. Bu programa kayıt olabilmek için kayıt türleri ve koşullarını anlatan Nasıl Öğrenci Olabilirim? sayfasını inceleyebilirsiniz.

Okutulan Dersler - AKTS Kredileri

seafoodplus.infoL (Güz Dönemi)
DERS KODUDERS ADIZORUNLUAKTS
ÇEKUSOSYAL POLİTİKAZ
SHZUSOSYAL HİZMETE GİRİŞZ
SOSUDAVRANIŞ BİLİMLERİ IZ
HUKUTEMEL İNSAN HAKLARI BİLGİSİ IZ
SHZUİNSAN DAVRANIŞI VE SOSYAL ÇEVRE IZ
 YABANCI DİL IZ
*Yabancı Dil I: Yeni kayıt aşamasında tercih edilen ALMU-Almanca I, FRAU-Fransızca I ya da İNGU-İngilizce I derslerinden bir tanesidir.
seafoodplus.infoL (Bahar Dönemi)
DERS KODUDERS ADIZORUNLUAKTS
SOSUDAVRANIŞ BİLİMLERİ IIZ
SHZUSOSYAL HİZMET KURULUŞLARIZ
SHZUTEMEL BAKIM HİZMETLERİZ
SHZUİNSAN DAVRANIŞI VE SOSYAL ÇEVRE IIZ
SHZUSOSYAL HİZMET ETİĞİZ
 YABANCI DİL IIZ
*Yabancı Dil II: Yeni kayıt aşamasında tercih edilen ALMU-Almanca II, FRAU-Fransızca II ya da İNGU-İngilizce II derslerinden bir tanesidir.
seafoodplus.infoL (Güz Dönemi)
DERS KODUDERS ADIZORUNLUAKTS
ÇEKUSOSYAL GÜVENLİKZ
ÇMHUÇATIŞMA VE STRES YÖNETİMİ IZ
PSİUSOSYAL PSİKOLOJİ IZ
SHZUYAŞLI VE HASTA BAKIM HİZMETLERİZ
TARUATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IZ
TÜRUTÜRK DİLİ IZ
seafoodplus.infoL (Bahar Dönemi)
DERS KODUDERS ADIZORUNLUAKTS
ÇMHUÇATIŞMA VE STRES YÖNETİMİ IIZ
İKYUGÖRÜŞME TEKNİKLERİZ
SHZUSOSYAL HİZMET YÖNETİMİZ
SHZUSOSYAL HİZMET MEVZUATIZ
TARUATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIZ
TÜRUTÜRK DİLİ IIZ

Staj

ve önceki öğretim dönemlerinde kayıt yaptıran öğrencilerin staj zorunluluğu bulunmadığından bu öğrenciler staj yapmakla yükümlü değildir.

Sosyal Hizmetler Önlisans Programına; , , ,, öğretim yıllarında kayıt yaptıran öğrenciler için staj isteğe bağlıdır. Staj süresi 24 iş günüdür. Öğrenciler stajını 2. yarıyıl dönem sonu sınavından sonra herhangi bir dönemde tek seferde yapmalıdır, bölerek farklı zaman dilimlerinde yapılmamaktadır.

öğretim dönemi itibariyle kayıt yaptıran öğrencilerin staj zorunluluğu yoktur.

Öğrenciler isteğe bağlı  stajını;

kuruluşlarda yapabilmektedirler.

Staj Muafiyeti

Zorunlu staj uygulamasında staj muafiyeti yoktur, ancak öğrenciler aşağıda belirtilen durumları resmî olarak belgelendirmeleri durumunda Fakülte Yönetim Kurulu Kararı ile stajdan muaf sayılabilir.

Sürekli engelli olup engel oranı %40 ve üzeri olma veya ilgili mevzuata göre malul sayılma;

  • Öğrenciler tam teşekküllü hastaneden alacakları Sağlık Kurulu Raporu ile sürekli engelli olduklarını, engel oranının %40 veya üzeri olduğunu belgelendirmeleri gerekir. Ayrıca ilgili mevzuat uyarınca malul sayılan öğrencilerin bu durumlarını belgelendirmeleri zorunludur.

Staj yapacağı dönem içerisinde programı ile ilgili sektörde SGK’ye tabi sigortalı olarak en az zorunlu staj süresi kadar çalışmış olma,

Öğrencinin programa kaydolduğu tarihten itibaren cezaevinde/tutukevinde hükümlülük/tutukluluk süresinin, önlisans programları için 4, lisans programları için 7 yılın üzerinde olma hali.

Açıköğretim Sistemi Programlarına kayıtlı olan öğrenciler yukarıda belirtilen durumları belgelendirmeleri hâlinde muafiyet talebinde bulunabilirler.

Sınavların Değerlendirilmesi ve Ders Geçme

Sınavların değerlendirilmesi ve ders geçme sistemi "Anadolu Üniversitesi Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakülteleri Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği" ile bu yönetmeliğin verdiği yetkiye istinaden hazırlanan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakülteleri Eğitim-Öğretim ve Sınav Uygulama Esasları ve Anadolu Üniversitesi Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakülteleri Öğrenci Değerlendirme Sistemi Esaslarına göre belirlenir.

Sınavlar sayfasından;

  • Sınavların nasıl yapıldığı ve organizasyonu,
  • Sınavların hangi tarihlerde yapılacağı,
  • Sınava girmek için gerekli belgeleri ve sınavda uyulacak kuralların neler olduğu,
  • Sınav süreleri,
  • Sınavda sorulan sorular ve cevapların yayınlanması,
  • Sınav sonuçlarının ilan edilmesi,
  • Sınav sonuçlarına yapılacak itirazlar

hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Ayrıca, sınavların değerlendirilmesinde kullanılan yöntemleri bilmek ve derslerinizden nasıl geçebileceğinizi öğrenmek için Öğrenci Değerlendirme Sistemi sayfasından bilgi edinebilirsiniz.

Mezuniyet Koşulları

Sosyal Hizmetler Önlisans Programında AKTS kredilik ders alıp, tüm dersleri başarı ile tamamlayan FF, YZ, DZ notu olmayan, Genel Not Ortalaması (GNO) en az 2,00 olan ve diğer yükümlülükleri yerine getiren öğrenciler mezun olabilirler. Bu kredilerin altında eksik kredi ile mezun olunamaz.

Sosyal Hizmetler Önlisans Programında mezuniyet koşullarını yerine getiren öğrenciler, “Açıköğretim Fakültesi Sosyal Hizmetler Önlisans Programı Diploması” alırlar.

Dikey Geçiş Olanakları

Sosyal Hizmetler  Önlisans Programından mezun olan öğrencilerin, örgün öğretim ya da açıköğretim lisans programlarının 5. yarıyılından lisans öğrenimine devam edebilmeleri için Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan Dikey Geçiş Sınavına (DGS) girmeleri gerekmektedir.

Bu programdan mezun olan öğrenciler, dikey geçiş kapsamında başvurabilecekleri lisans programlarını, bu programların koşullarını ve bu programlara alınacak öğrenci sayılarını gösteren  Meslek Yüksekokulları İle Açıköğretim Önlisans Programları Mezunlarının Lisans Öğrenimine Dikey Geçiş Sınavı (DGS) Kılavuzu’ndan detaylı bilgiye ulaşabilirler. Bu kılavuzda, adayların nasıl başvurabilecekleri, lisans programı tercihlerini nasıl yapacakları, sınav, değerlendirme ve yerleştirme işlemleri, meslek yüksekokulu müdürlükleri ve açıköğretim önlisans programlarının bağlı olduğu birimlerce yürütülecek işlemlerle ilgili ilke ve kurallar yer almaktadır.

İş Olanakları

Sosyal Hizmetler Önlisans Programını başarı ile tamamlayan mezunlar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kuruluşların çeşitli birimlerinde, kamu ve özel sektöre ait huzurevlerinde, engelli bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde, engellilere yönelik özel eğitim kuruluşlarında, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında, yerel yönetimlerin sosyal yardım ve hizmet birimlerinde çalışabilirler.

Güncelleme Tarihi:

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ - ÖNLİSANS

Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik

Program Tanıtımı

Program Akademik Koordinatörlüğü tarafından hazırlanan tanıtım videosunu izleyebilirsiniz.

Programın Amaçları

Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Önlisans Programının amacı, sağlık hizmetlerinin temel ilkelerine, süreçlerine ve yönetime vakıf,  etkin iletişim kuran nitelikli insan kaynağı yetiştirmektir. Ülkemizde Sağlık Hizmetleri sektörünün gelişimine paralel olarak nitelikli eleman ihtiyacı da artmaktadır. Bu nedenle sektöre ilgi duyan ve bu alanda eğitim alarak mesleki anlamda uzmanlaşmak isteyenlere uzaktan eğitim yoluyla sektörde istihdam edilme imkânı sağlanması amaçlanmaktadır. Yetiştirilen insan gücünün mezuniyet sonrası hastane yönetiminde görev alması düşünülmektedir.

Programa Kimler Kayıt Yaptırabilir?

Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Önlisans Programına kayıt olmanın pek çok yolu bulunmaktadır. Bu programa kayıt olabilmek için kayıt türleri ve koşullarını anlatan Nasıl Öğrenci Olabilirim? sayfasını inceleyebilirsiniz.

Okutulan Dersler - AKTS Kredileri

seafoodplus.infoL (Güz Dönemi)
DERS KODUDERS ADIZORUNLUAKTS
BİLUTEMEL BİLGİ TEKNOLOJİLERİ IZ
SAKUTIBBİ BELGELEMEZ
SAKUTIP TERİMLERİZ
SAĞUTEMEL SAĞLIK VE HASTALIK BİLGİSİZ
İLTUHALKLA İLİŞKİLER VE İLETİŞİMZ
 YABANCI DİL IZ
*Yabancı Dil I: Yeni kayıt aşamasında tercih edilen ALMU-Almanca I, FRAU-Fransızca I ya da İNGU-İngilizce I derslerinden bir tanesidir.
seafoodplus.infoL (Bahar Dönemi)
DERS KODUDERS ADIZORUNLUAKTS
BİLUTEMEL BİLGİ TEKNOLOJİLERİ IIZ
ÇMHUTOPLANTI VE SUNU TEKNİKLERİZ
SAĞUTEMEL İLK YARDIM BİLGİSİZ
SAĞUSAĞLIK PSİKOLOJİSİZ
ÇEKUİŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİZ
 YABANCI DİL IIZ
*Yabancı Dil II: Yeni kayıt aşamasında tercih edilen ALMU-Almanca II, FRAU-Fransızca II ya da İNGU-İngilizce II derslerinden bir tanesidir.
seafoodplus.infoL (Güz Dönemi)
DERS KODUDERS ADIZORUNLUAKTS
ADLUBÜRO TEKNOLOJİLERİZ
BYAUMESLEKİ YAZIŞMALARZ
BYAUYÖNETİCİ ASİSTANLIĞIZ
SAKUSAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ IZ
TARUATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IZ
TÜRUTÜRK DİLİ IZ
seafoodplus.infoL (Bahar Dönemi)
DERS KODUDERS ADIZORUNLUAKTS
BYAUDOSYALAMA ARŞİVLEMEZ
İLTUSAĞLIK KURUMLARINDA İLETİŞİMZ
SAKUSAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ IIZ
SAKUSAĞLIK KURUMLARINDA BİLGİ SİSTEMLERİZ
TARUATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIZ
TÜRUTÜRK DİLİ IIZ

Sınavların Değerlendirilmesi ve Ders Geçme

Sınavların değerlendirilmesi ve ders geçme sistemi "Anadolu Üniversitesi Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakülteleri Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği" ile bu yönetmeliğin verdiği yetkiye istinaden hazırlanan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakülteleri Eğitim-Öğretim ve Sınav Uygulama Esasları ve Anadolu Üniversitesi Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakülteleri Öğrenci Değerlendirme Sistemi Esaslarına göre belirlenir.

Sınavlar sayfasından;

  • Sınavların nasıl yapıldığı ve organizasyonu,
  • Sınavların hangi tarihlerde yapılacağı,
  • Sınava girmek için gerekli belgeleri ve sınavda uyulacak kuralların neler olduğu,
  • Sınav süreleri,
  • Sınavda sorulan sorular ve cevapların yayınlanması,
  • Sınav sonuçlarının ilan edilmesi,
  • Sınav sonuçlarına yapılacak itirazlar

hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Ayrıca, sınavların değerlendirilmesinde kullanılan yöntemleri bilmek ve derslerinizden nasıl geçebileceğinizi öğrenmek için Öğrenci Değerlendirme Sistemi sayfasından bilgi edinebilirsiniz.

Mezuniyet Koşulları

Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Önlisans Programında AKTS kredilik ders alıp, tüm dersleri başarı ile tamamlayan FF, YZ, DZ notu olmayan, Genel Not Ortalaması (GNO) en az 2,00 olan ve diğer yükümlülükleri yerine getiren öğrenciler mezun olabilirler. Bu kredilerin altında eksik kredi ile mezun olunamaz.

Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Önlisans Programında mezuniyet koşullarını yerine getiren öğrenciler, “Açıköğretim Fakültesi Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Önlisans Programı Diploması” alırlar.

Dikey Geçiş Olanakları

Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Önlisans Programından mezun olan öğrencilerin, örgün öğretim ya da açıköğretim lisans programlarının 5. yarıyılından lisans öğrenimine devam edebilmeleri için Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan Dikey Geçiş Sınavına (DGS) girmeleri gerekmektedir.

Bu programdan mezun olan öğrenciler, dikey geçiş kapsamında başvurabilecekleri lisans programlarını, bu programların koşullarını ve bu programlara alınacak öğrenci sayılarını gösteren  Meslek Yüksekokulları İle Açıköğretim Önlisans Programları Mezunlarının Lisans Öğrenimine Dikey Geçiş Sınavı (DGS) Kılavuzu’ndan detaylı bilgiye ulaşabilirler. Bu kılavuzda, adayların nasıl başvurabilecekleri, lisans programı tercihlerini nasıl yapacakları, sınav, değerlendirme ve yerleştirme işlemleri, meslek yüksekokulu müdürlükleri ve açıköğretim önlisans programlarının bağlı olduğu birimlerce yürütülecek işlemlerle ilgili ilke ve kurallar yer almaktadır.

İş Olanakları

Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Önlisans Programını başarı ile tamamlayan mezunlar, özel ve kamuya ait sağlık kuruluşlarının klinik, poliklinik, laboratuvar, ameliyathane, acil servis gibi tıbbi birimlerde çalışmaktadırlar. Bunun yanında sağlık kurulu, hasta kabul, hasta dosyaları arşivi gibi idari birimlerde de görev yapmaktadırlar.

Güncelleme Tarihi:
Arkadaşlar bu ders notunu kitaptan çıkardım İNŞALLAH işinize yarar, başarılar :ders:
1.ÜNİTE : PSİKOLOJİYE GİRİŞ
1. PSİKOLOJİNİN KONUSU
.Psikoloji, insan davranışlarını inceleyen bir bilimdir. İnsan merak eden , öğrenme ihtiyacında olan bir varlıktır. ''insan nedir'' sorusuna cevap arar.
İnsan, felsefenin, dinlerin, antropoloji, etnoloji, biyoloji, sosyoloji gibiçeşitli alanların konusu olmuştur, insanı inceleyen alanlardan biri de psikolojidir.
Psikoloji insanın neden , niçin ve nasıl davrandığını araştırır.
PSİKOLOJİNİN TANIMI
Psikoloji psyche (nefes, ruh, zihin) ve logos (düzenli söz, bilgi) kelimelerin birleşmesinden meydana gelmişseafoodplus.info anlamı ''ruh bilgisidir''dir. Ancak değişik tanımlar verilmesine rağmen o en genel anlamda ''organizmanın davranışlarını inceleyen pozitif bir bilimdir.''
*Organizma : Geniş anlamıyla her türlü canlıdır. Psikolojinin organizma teriminden anladığı hayvan ve insandır. Psikolojinin asıl amacı insanı incelemektir.
*Davranış : Organizmanın doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilen tüm etkinliklerdir. Yürümek, koşmak, ağlamak, gülmek, konuşmak gibi birer davranıştır. Bu davranışlar doğrudan doğruya gözlenebilir. Rüya görmek, öğrenmek, hayal kurmak, düşünmek gibi bazı davranışlarda dolaylı olarak gözlenebilir.
*Bilim : Belirli bir alanda bilimsel yöntemlerle yapılan çalışmalar sonucu elde edilen organize bilgiler kümesi, düzenli bilgiler elde etme sürecidir.
(((BİLGİ : Suje-Obje ilşkisinin sonucudur.
Suje : Bilen varlık. Obje : Bilginin konusu olabilen herşey.))))
Belirli alanda elde edilen her bilgi, bilim değildir. Bbilgilerin bilim olabilmeleri için bazı koşullarauygun olması gerekir.
*Her bilimin kendisine has bir konusu vardır.
*Her bilim bilimsel yöntemlerle araştırmasını gerçekleştirir.
*Bilim, objektiftir. Elde edilen bilgiler, başka araştırmacılar tarafından test edildiğinde de aynı sonuçlara varılır.
*Bilim, olayların neden-sonuç ilişkisini araştırır.
*Bilim genellemelere varmayı amaçlar. Bu genellemeler, bilimsel yasa veya bilimsel teori olarak ifade edilirler.
Fizik, kimya, biyoloji, psikoloji, sosyoloji gibi olgulara dayanan, olguları deneysel yöntemlere açıklayan bilimlere pozitif bilim denir.
2. PSİKOLOJİNİN AMAÇLARI
*Her bilim daimin bir amacı vardır.
*Her bilim daimin belirli bir çalışma alanı vardır.
*İnsan bir canlı olarak çevresine uyum sağlamak ister.
3. PSİKOLOJİDE EKOLLER VE YAKLAŞIMLAR
da Alman psikolog WİLHELM WUNDT tarafından Leipzig'de kurulan psikoloji laboratuarı ile psikoloji deneysel bilim dalı olma unvanını kazanmıştır. İlk psikoloji deneyleri burada yapılmıştır.
EKOL :(school- okul) Belirli alanlarda belirli yöntem ve görüşleri benimseyenlerin oluşturduğu birlik; düşünce akımları yani 'izm'lerdir.
YAKLAŞIM : (Approach) incelenen konuya bakış biçimleriyle birbirinden ayrılan ana doğrultulardan her biri.
Psikolojinin günümüzdeki durumunu daha iyi anlamamız için ekol ve yaklaşımları kısaca gözden geçirelim:
**Strukturalizm (Yapısalcılık)
Yapı : Structur.
Yapısalcılık : Structuralizm
da Wilhelm Wundt'un psikoloji laboratuvarını kurması ile deneysel psikolojinin temelleri atılmiştır. Wundt, ilk çalışmalarında duyum ve imgeleri araştırdı. O ve izleyenler karmaşık zihinsel yaşantıların yapışını incelemeye çalışmışlardır. Bu nedenle bu ekole yapısalcılık denir, örnek aldıkları bilim dalı kimyadır.
Yapısalcıların arştırmalarında kullandıkları yöntem, içgözlem (introspection) ve deney (experiment)dir. Temsilcileri Wundt ve Titchner'dir.
**Fonksiyonalizm (İşlevselcilik)
William James, James B. Angeli ve John Dewey gibi Amerikan filozoflarının ve eğitimcilerinin oluşturduğu ekoldür.
Fonksiyoncular, yöntem olarak içgözlem ve gözlemi kullanmışlardır.
**Behaviorism (Davranişçılık)
Birnci Dünya Şavaşı sırasında behaviorist denilen bir grup Amerikan psikoloğu, yapısalcılığa ve işlevselciliğe karşı çıkmışlardır.
Davranışçıların önde gelen temsilcileri Watson, Pavlov ve Dashiel'dir. Davranışçılara uyaran (stimulus) tepki (response) psikologları denir.
Objektif bilgi (Nesnel bilgi) : Konusuna uygun bilgi örn. '2' çift sayıdır, objektif bilgidir. '2' uğursuz sayıdır, subjektif bilgidir.
Uyaran : Dış çevreden gelip organizmayı etkileyen herşey.
Tepki : Uyarıcı etkisi ile organizma da meydana gelen değişme.
Davranişçılar gözlem ve deney yöntemini kullanırlar.
**Psikodinamik Yaklaşım (Psikoanalitik psikoloji)
yüzyılın sonunda Sigmund Freud'un öncülüğü ile bir grup hekim , akıl ve ruh hastalıklarını psikolojik açıdan incelemeye çalışmışlardır. S. Freud, akıl hastalıklarının psikolojik nedenlerini incelerken ''Bilinçaltı'' keşfetmiştir.
Freud'a göre içsel yaşantılar bilinçlilik bakımından birbirinden farklı üç düzeyde bulunurlar. Tam bilinç, bulanık bilinç(Bilinç öncesi) ve Bilinçaltı'dır.
Freud ayrıcakişilik konusunda da yeni bir görüş getirmiştir, insanın id-ego-süperego denilen üç yanını ve bunların etkileşimini incelemiştir.
İd : İnsanın biyolojik yanı.
Ego : İnsanın psikolojik yanı.
Süperego : İnsanın toplumsal yanı.
Özet olarak şunu söyleyebiliriz: Psikanalitik psikologlar (Freud, Adler ve Jung) akıl hastalıklarını ve bilinç altını klinik yöntemlere ve gözleme başvurarak incelemişlerdir. Psikolojinin bulgularını hekimlik alanında kullanmışlardır.
**Gestatçı yaklaşım (Bütünlük psikolojisi)
Max Wertheimer, Kurt Kofka, Kurt Lewin gibi Alman psikologlarından oluşan psikoloji ekolüdür.
Algı ve bellek konusunda incelemeler yapmışlardır. İçgözlem, gözlem, ve deney yönteminden yararlanmışlardır. Görüşleri özellikle eğitim alanında kullanılmıştır.
Gestalt (geştalt) :Bütün, biçim, yapı, anlımına gelir.
Biçim (gestalt) :Oluşturduğu parçalar ve ilişkilerin toplamı ile açıklanamayan ve bunun üstünde bir bütünlüğü olan görünüm yada yapı.
**Hümanistik (insancı) yaklaşım
Çağdaş bir psikoloji akımıdır. Kurucuları Geştaltlardan etkilenmiştir. Varoluşçu (existentialist) felsefe akımının görüşlerini benimsemişlerdir. Bu yaklaşımın öncü ve temsilcileri Rogers, Maslow, Sartre,Charolette Bühler, Frankl, Binswagner'dir.
Yordalama : Bilimsel bilgiye oluşmak üzere yapılan gözlem ve çözümlemelerde başvurulan kurallı işlemler sistemi.
**Bilişsel ( Cognitive) yaklaşım
Biliş : bilme olayı ile ilgili bir süreç, insanın bir nesne ya da olayın varlığına ilişkin bilgi ve bilinçli duruma gelme süreci.
Gelişme Psikolojisi : Birey ya da birey gruplarını psikolojik gelişim açısından çeşitli aşamalarda gösterdikleri davranışların özelliklerini inceleyen psikoloji dalı.
**Biyolojik yaklaşım
Buna psikobiyolojik ya da biyopsikolojik yaklaşım da denilebilir. A.B.D.'li psikiyatr Adolf Meyer'in öncülüğünü yaptığı Psikiyatri Okulunun yaklaşımıdır.
4. ÇAĞDAŞ PSİKOLOJİDE UZMANLIK ALANLARI
Çağdaş Psikolojide uzmanlık alanları ''Deneysel Alanlar'' ve ''Uygulamalı Alanları'' olarak sınıflandırabiliriz. Deneysel alanlar, daha çok akademik araştırmaları içerir. Uygulamalı alanlarda da akademik çalışmalarla elde edilen bilgilerpratik hayata uygulanır. Bu uygulamalardan çeşitli psikoloji alanları doğmuştur.
a) Deneysel Alanlar
Deneysel alanlarda, psikolojinin amacı çok teoriktir. Bilmek için araştırmak, bilimsel amaç esastır. Buna Akademik Psikoloji de denilmektedir. Bunlar;
Genel Psikoloji : Psikoloji ile ilgili prensipleri ve davranışın temellerini araştıran, psikolojinin temel kavramlarınaanlam kazandıran psikoloji dalıdır.
Genetik Psikoloji : Davranışların ortaya çıkmasından itibaren gelişmesini, gelişme dönemlerini araştıran psikolojidir.
Deneysel Psikoloji : Laboratuvar deneylerinin yapıldığı, hipotezlerin gerçeklenmesi ile ilgili deneysel araştırmaların sürdürüldüğü ve davranışların açıklandığı psikoloji dalıdır.
Sosyal Psikoloji : Bireyin toplumla ilişkilerini ve toplum bireyi etkilemesi ile ilgili olaylar üzerinde araştırmalarını sürdüren psikolojidir.
Çocukluk, Gençlik, Yetişkinlik Psikolojisi : Çocukluk psikolojisi, bebeklikten ergenlik dönemine kadar olan davranışlarda, gençlik psilkolojisi, yaşlar arasındaki davranışlarda, yetişkinlik psikolojisi ise 20 yaştan itibaren meydana gelen davranış değişmelerini ve gelişmelerini araştıran psikoloji alanıdır.
Fizyolojik psikoloji : İnsanın anatomik yapısı, sinir sistemi, salgı bezleri v.b fizyolojik olayların davranışlarla ilişkisini araştıran psikoloji dalıdır.
Karşılaştırmalı Psikoloji : Farklı cinslerde görülen davranışların karşılaştırılmasını ve farklılıklarını inceleyen psikoloji dalıdır.
Ayrıca insan davranışlarını inceleyen ''insan psikolojisi'', hayvan davranışlarını inceleyen ''hayvan psikolojisi'' başlıca uzmanlık alanları olarak sıralanabilir.
b) Uygulamalı Alanlar
Uygulamalı Psikoloji ise deneysel alanlarda elde edilen bulguların günlük yaşamda karşılaşılan sorunların tanısını, belirlenmesi, çözümlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kullanıldığı alanlardır. Başlıcaları;
Eğitim Psikolojisi : Psikolojinin; algılama, öğrenme, düşünme,motivasyon, heyecan, zeka ve kişilik, çevre-insan etkileşimini araştıran alanlarındaki bulguların eğitime uygulanması ile gelişmiş bir alandır.
Klinik Psikolojisi : İnsanların zeka, kişilik, ruh hastalıkları gibi çeşitli konulardaki problemlerinin teşhis edilmeleri ile ilgili olarak geliştirilen teknikler üzerindeki çalışılan uygulamalı psikoloji dalıdır.
Psikolog : Psikoloji eğitimi gören kişi. Özel anlamda, kliniklerde uyum bozukluklarının teşhisinde, terapinin uygulanmasında, çeşitli yöntemlerin uygulanıp değerlendirilmesi konusunca psikiyatriste yardımcı olan kişi.
Psikiyatrist : Tıp eğitimi görmüş ve psikiyatri konusunda uzmanlık yapmış doktor.
Endüstri Psikolojisi : Psikolojinin verilerinden yararlanarak endüstriyel alanlarda işe göre eleman seçme, üretilen araç ve gereçleri insan yapısına uygun olarak düzenleme, çalışanların psikolojik problemlerini çözme amacıyla araştırmalar yapan bir daldır.
Hukuk Psikolojisi : Hukukta psikolojinin teorik bilgilerinden yaralanan psikoloji dalıdır. Sanık ve tanığın psikolojik durumları, sorgulanması, yargılanması ve yasalar karşısında insanların tutum ve tavırlarını araştıran alanlardan biridir.
5) PSİKOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
Psikoloji de diğer bilimlerin kullandığı yöntemlerin çoğunu kendi konusuna kullanır. Bunların başlıcaları betimleyici ve tanımlayıcı yöntemler, korelasyonel yöntemler, deneysel yöntemlerdir.
Betimleme : Bir durum, olay ve sürecin, bir evrenin özelliklerini sayıp dökme.
Betimleyici araştırma : İlişki kurucu, varsayım sınayıcı ilk gözlemlerden hareket ederek olgulara eşlik eden özellikleri belirlemeyi amaçlayan sayım (istatistik) araştırmasıdır.
a) Betimleyici ve tanımlayıcı yöntemler
Betimleme ve tanımlama amacıyla tarama yöntemi, doğal gözlem, görüşme ve vaka incelemesi yöntemlerinden yararlanılır.
(1) Tarama yöntemi : Belirli sorunlarla ilgili olarak geniş kitlelerin görüşlerinin alınmasıdır. Tarama amacıyla test ve anketler uygulanabilir.
TEST : İnsanların zekalarnı, ilgilerini, yeteneklerini, tutumlarını, kişiliğini v.b. ölçmek amacıyla kullanılıseafoodplus.infor, ölçtükleri konuya (zeka, yetenek, kişilik v.b), uygulama alanlarına (birey ya da grup uygulanması), uygulama biçimlerine (sözlü-sözsüz oluşu v.b.) göre sınıflandırılır.
ANKET : Bilgi verecek kişinin doğrudan kendisinin okuyarak cevaplandıracağı sorulardan oluşmuş soru kağıtları kullanarak yazılı cevaplar aracığıyla gözlemde bulunma işidir.
(2) Doğal fözlem : Olayların doğal durumda izlenmesidir. Güdümsüz gözlem de denilebilir.
(3) Görüşme : Görüşme, karşılıklı konuşmadır.
(4) Vaka (olay İncelemesi : Bazı durumlarda insan davranişini tanımak pek kolay olmaz.
b) Korelasyonel yöntemler
Korelasyon : Korelasyon pozitif(+) ve negatif(-) yönde olabilir. değişkenler aynı yönde değişme gösteriyorsa pozitif, ters yönde değişme gösteriyorsa negatif korelasyondan söz edilir.
c) Deneysel yöntemler
Doğal gözlem, gözlem, varsayım (hipotez) ve deneyleme aşamalarından geçer.
1. Doğal gözlem : Olayların akışına gözlemcilerin karışmadığı gözlem biçimidir.
2. Varsayım : Olaylar ve olgular arasında neden-sonuç ilişkisi kuran ve gözlem yolu ile test eidlecek öngörüdür.
3. Gözlem : Olayın başından sonuna kadar izlenerek görülenlerin seafoodplus.infoel yöntemde, bu aşamada kastedilen, doğal olmayan (güdümlü) gözlemdr.
Güdümlü gözlem : olayların yeri, zamanı ve koşullarının gözlemci tarafından hazırlandığı gözlem biçimidir.
Deney (Experiment) : Bir değişkenin etkilerini gözlemek üzere koşulları hazırlanmış gözlem yada deneyleme sürecinin ürünüdür.
DENEK : Derinde deney yapılan organizma.
d) Araştırmalarda ahlaki ilkeler
Her bilim gib psikoloji de kötü amaçlar için kullanılabilir. ''Bilinçaltı güdülenme''; ''araçlı şartlanma''; ''psikobiyoloji'' alanındaki araştırmalar kötü amaçlarla kullanılabilecek özellikler taşırlar
seafoodplus.infoOJİNİN DİĞER BİLİMLERLE İLŞKİSİ
Psikoloji - Antropoloji : Antropoloji, insanı inceleyen bilim dalıdır. İnsanın gelişim sürecini, ırkları inceler. Elde ettiği sonuçlar günümüz psikolojisine ışık tutar.
Antropoloji : İnsan bilimi.
Psikoloji - Etnoloji : Etnoloji, insan toplumlarının günümüzde ya da tarih öncesi dönemlerde yaşayan ilkel toplulukların kültürlerini inceler, insanın kişiliği, algıları, kanıları üzerinde içinde yaşadğı kültürün etkisi oldukça çoktur. Bu nedenle etnoloji çalışmaları psikolojiye yardımcı olur.
Etnoloji : Toplumların kültürel yapılarını inceleyen bilim dalı.
Psikoloji - sosyoloji : Sosyoloji toplum bilimidir. Toplumun yapısını, toplumsal sistemleri inceler.
Sosyoloji : Toplum bilim. toplumun yapısını, işleyişini ve toplumsal sistemleri inceler.
Kültür : Ekin. İnsanın ürünü olan, insanın yarattığı araç, gereçten, dil, sanata kadar herşey.


nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir