hz ali nasıl şehid edildi / Cem Vakfi | İnanç Hizmetleri Başkanlığı Detay

Hz Ali Nasıl Şehid Edildi

hz ali nasıl şehid edildi

Hz. Ali’nin şehit edilişi

* DÜNDEN DEVAM

İbn Hacer Askalani, İsabe’de Peygamberimizin Hz. Ali hakkındaki övgülerinden bahsederken Hayber’in fethinde üç kez salladığı bayrağı Ali’ye verdiğini, baş tarafı Mekke müşriklerine ültimatom olan Bera’e Suresi inince “Bunu ancak benden olan biri tebliğ edebilir” diyerek sureyi duyurmak üzere Ali’yi görevlendirdiğini anlatır. Ayrıca Peygamberimizin onun hakkında “Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır”, “Sen benden sonra her müminin velisisin” dediğini, mescide açılan kapıların hepsini kapatıp yalnız Ali’nin kapısını açık bıraktığını belirtir. Vahyin inmeye başlamasından son vahye kadar bütün Kur’ân’ın iniş aşamalarına tanık olan Hz. Ali, “Allah’ın kitabı hakkında bana sorun. Allah’a andolsun ki gece mi, gündüz mü indiğini bilmediğim hiçbir ayet yoktur” demiştir (el-İsabe: 2/).

Hz. Ali’yi şehit eden, Haricilerden biridir. Bu kişi Murad kabilesine mensuptu. Hariciler, önce Hz. Ali’nin ordusuna dahildiler. Hz. Ali, Muaviye ile arasındaki savaşın durdurulması için hakem olayına razı olunca ordusu içinde bir grup ona karşı çıktı ve “Sen halifeliğinde tereddüt etmekle kafir oldun” deyip bir kenara çekilerek ayrı bir grup kurdular. Bunlar kendi kendilerine şu karara vardılar: “Müslümanların birbirine düşmesine sebep üç kişidir. Bunlar Kufe’de Ali, Şam’da Muaviye ve Mısır’da vali olan Amr ibn As’dır. Müslümanlar arasındaki kavgaları önlemek için bu üç kişinin ortadan kaldırılması gerekir.”

Bu üç kişiyi öldürmek üzere birer fedai seçtiler. Hz. Ali’yi öldürmek üzere Abdullah ibn Mülcem isimli bir bedbaht seçildi. Bu kişi kılıcını zehirlemişti. Hz. Ali sabah namazına giderken yolda veya mescidin içinde namaz kılarken zehirli kılıcıyla saldırıp başına bir kez vurdu. Katil yakalandı. Hz. Ali, oğlu Hasan’a “Hasan bak, eğer ben onun darbesinden ölürsem sen de ona bir darbe (bir kez) vur. Ama adamın burununu kulağını kesme çünkü Allah’ın Elçisi böyle bir şey yapmaktan men etmiştir” dedi. Hz. Ali’nin şehadetinin ardından İbn Mülcem de öldürüldü (Taberi, Tarih: 5/). Muaviye’yi öldürmek üzere gelen kişi de ona kılıçla vurdu ama ölmedi. Amr ibn As ise o gün hasta olmuş, yerine namaz kıldırmak üzere başkasını görevlendirmişti. Onun katili de Amr ibn As sandığı o görevliyi öldürdü.

* DEVAM EDECEK

Hz. Ali&#;nin vefatı / şehid edilmesi nasıl olmuştur? Mescide gitmeden önce evde abdest aldığı sırada neler söylüyordu?

Değerli kardeşimiz,

Çeşitli rivayetlerde, Hz. Ali (ra)’in kendisini öldürecek katilini çok iyi bildiğini, hatta kendisine:“Neden onu öldür müyorsun?”diyenlere; “Ben nasıl beni öldürecek olan birini öldürebilirim?” diyerek cevap verdiğini kaynaklardan öğrenmekteyiz.

Bu hususu

“Eğer gaip perdesi açılsa, benim imanım daha fazla artmaz.” (Aliyyü’l-Kârî, el-Esrârü’l-Merfûa, s. )

diyen Hz. Ali (ra)’in imanını baz alarak değerlendirmek gerekir. Böyle bir imanın şuur mertebesi, her şeyi Allah’tan bilir, zalimlerin zulmü içerisinde kaderin de güzel hükmünü görür ve teslimiyetle, rıza ile karşılar. Bir terhis tezkeresi olarak telakki edenler için ölüm, bir korku ve endişe kaynağı olamaz.

Cennetle müjdelenmiş Hz. Ali (ra)’in haksız yere öldürüleceğini bilmesi, bu müjdeyi pekiştiren diğer bir gerçeğin sinyali olarak algılanmıştır.

İman, İslam, ihsan, tevekkül ve teslimiyetin ucunda, tedbirini aldıktan sonra kadere rıza vardır. Allah’tan gelen her şeyi hoş karşılama vardır.

Hz. Osman (ra) zamanında çıkan fitne ateşi Dört büyük halifenin sonuncusu olan Hz. Ali (ra) zamanında da devam etti. Bunun için beş sene süren hilafeti zamannıda sükun ve huzur bulamadı.

Zamanındaki fitne ocağı olan Haricilerle savaşmış ve hepsini de perişan etmişti. Bunlardan, kin ve intikam ateşiyle dolu olanlar, zaman zaman bir araya gelerek, nasıl intikam alacaklarını planlıyorlardı. Sonunda; Hz. Ali, Hz. Muaviye ve Hz. Amr bin Âs’ı öldürmeğe karar verdileri. Hz. Ali’yi, Abdurrahman bin Mülcem öldürecekti.

İbnü Mülcem, Hz. Ali (ra)’i kollamağa başladı. Bir gün sabah namazından önce Halifenin geçeceği yola pusuya yattı. Hz. Ali’nin geldiğini görünce İbni Mülcem âniden arkadan üzerine atılarak zehirli kılıcını indirdi.

Hz. Ali (ra) ağır yaralıydı. Durmadan kan kaybediyordu. O vaziyette iken bile yanındakilere dönerek, camie gidip sabah namazını kılmalarını, vakti geçirmemelerini söyledi. Namazı kıldırmak için de yerine vekil tayin etti.

Oğlu Hz. Hasan (ra)’ı yanına çağırarak şöyle buyurdu:

“Bunun yemeğini yedirip istirahatini de temin edin. Eğer yaşayacak olursam ya affederim veya cezasını veririm. Eğer ölürsem, cezasını verin, fakat aslâ haddi tecavüz ederek Müslümanların kanlarına girmeyiniz. Zira Allah haddi tecavüz edenleri sevmez.”

Kendisine, “Yâ Emire’l mü’minin, şayet size bir hâl olursa oğlun Hasan’ı halife saçelim mi?” diye sordular. “Ben bu hususta sizlere ne emrederim ve ne de nehyederim. Siz işinizi daha iyi bilirsiniz. Resûl-i Ekrem’in bu meseleyi bıraktığı gibi ben de bırakacağım.” buyurdu. [Belâzûrî, Kitâbu Cumel min Ensâbi’l-Esrâf, (thk. Süheyl Zekkâr-Riyâd Ziriklî) 3/; İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihaye, VIII, 16]

Durumu gittikçe ağırlaşyordu. Devamlı olarak kelime-i tevhid ile âyet-i kerimeler okuyordu. Bir ara yanına oğulları Hz. Hasan (ra) ile Hz. Hüseyin (ra)’i çağırdı. Onlara şu şekilde nasihatta bulundu:

“Evlâtlarım! Sizlere Allah’a karşı müttaki olmanızı vasiyet ederim. Daimâ doğru söyleyin ve yetimlere acıyın. Âhiret için iyi ameller işleyerek sıkıntıya düşenlerin imdâdına koşun. Zâlimin hasmı olup mazluma daimâ yardım edin. Allah'ın kitabı ile amel edin ve Allah yolunda olmaktan sizi hiçbir şey alakoymasın.” (bk. Belâzûrî, a.y.)

Bu nasihatlerden sonra Hz. Ali (ra) âyet-i kerimeler okumağa başladı. Vefatında, son sözü “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah.” oldu.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Mesut Gülşen&#;in seafoodplus.info&#;nin Şehadeti ilgili Yazısı

seafoodplus.info&#;nin Şehid Oluşu:

Harici gailesi bertaraf edildikten sonra Hz. Ali (ra) ordunun hemen Şam; yani Hz. Muaviye (ra) üzerine gitmesini istedi ve bir konuşma ile bu isteğini anlattı. Fakat bu arada beklenmeyen bir şey oldu. Iraklılar savaş yapmak istemiyorlardı. Onlar düşüncelerini Hz. Ali&#;ye şöyle açıkladılar:

  • &#;Ey Müminlerin Emiri! Oklarımız tamamen tükendi, kılıçlarımız köreldi, mızraklarımızın başından demirleri düştü. Bizi evlerimize geri götür de iyice hazırlandıktan sonra, daha çevik ve güçlü olarak ilerleyelim.&#;

Bu şok gelişme karşısında Hz. Ali (ra) çok şaşırdı. Veciz bir konuşma yaptı. Bu konuşma Iraklıları yerlerinden kımıldatmaya yetmedi. Hz. Ali&#;nin Iraklıları savaşa teşvik eden konuşmasını, hem o ortamın daha iyi, daha net bir biçimde anlaşılabilmesi, hem olaylara Hz. Ali&#;nin diliyle vâkıf olunması, hem Iraklıların halet­i ruhiyesi, hem de Hz. Ali&#;nin o eşsiz hitabetini göstermesi bakımından aynen iktibas etmek istiyoruz. Şöyle demişti Hz. Ali (radıyallahu anh); (Allah ondan razı olsun):

  • &#;Cihad, cennetin bir kapısıdır. Kim bu kapıdan yüz çevirirse, Allahu Teâlâ ona aşağılanma ve rezil olma gömleğini giydirir. Hüsran ve zillet artık onun sıfatı olur.&#;
  • &#;Ey insanlar! Ben sizi gece gündüz, açık ve gizli yollarla, her çeşit uslüplerle, o insanlara karşı savaşmaya teşvik etmiştim. Onlar size saldırmadan önce, siz kendiniz onlara saldırın demiştim. Canım kudret elinde olan Allah&#;a hamd olsun ki, her zaman şu kural geçerli olmuştur:
    Hangi millet, evlerine saldırılmak sureti ile tecavüz edilirse, o millet daima rezil ve zelil olur. Ama siz, yılgınlık gösterdiniz. Ellerinizi bağlayarak oturdunuz. Sözlerim size ağır geldi ve onu dikkate almadınız. Sonunda iş o noktaya geldi ki, size arka arkaya saldırıldı. O Kamit kabilesinin adamlarından olan askerler, el­ Embâr&#;a saldırdılar. Genel valisi Hassan b. Hassan&#;ı öldürdüler. Onunla birlikte pek çok erkek ve kadını imha ettiler. Bir atlı asker eve girerek Müslüman kadın veya zimmî kadın ayırt etmeden, ailenin kadınının kulağından küpelerini, ayaklarından da ayak süslerini soyup, rahatça çekip gitmekte ve ona hiçbir kimse bir kelime bile söyleyememektedir. Eğer izzet­i nefis sahibi bir Müslüman, bu durumu görerek üzüntüsünden ölürse, benim nazarımda kötülenmeye layık değil, bilahare övülmeye layıktır.&#;

&#;Yazıklar olsun, yazıklar olsun. Kalbi çatlatan, aklı mantığı durduran ve insanı kedere boğan halinize yazıklar olsun ki, yanlış yolda oldukları halde, onlar aralarında böyle kenetlenmiş olsunlar da siz haklı olduğunuz halde darmadağınık ve cesaretsiz olasınız. Siz hedef yapıldınız. Size oklar yağdırıldı; ama siz hiç ok atmıyorsunuz. Size saldırıldı, siz buna cevap vermiyorsunuz. Açıkça gözünüz önünde Allah&#;a isyan ediliyor da, sizin kılınız kıpırdamıyor. Eğer size, kışın onlara saldırın dersem; henüz şiddetli soğuk ve ayaz zamanıdır diyorsunuz. Eğer sıcak mevsimde düşmanınıza saldırın dersem; şimdi ortalığın alev alev yandığı bir sıradır, biraz ara ver de bu şiddetli sıcak dönem geçsin diyorsunuz. And olsun ki, eğer siz soğuktan ve sıcaktan kaçıyorsanız, kılıçtan daha çok kaçarsınız.&#;

&#;Ey erkek görünüşlü olup da erkek olmayanlar!
Ey korkuluk gibi dikilen hayalî varlıklar! Ey ayağına süs takanlar gibi aklı olanlar! Vallahi siz itaatsizliklerinizle, benim bütün tedbirlerimi, düşüncelerimi mahvettiniz. Benim içimi elem ve öfke ile doldurdunuz. Nihayet Kureyşlilere, &#;Ebu Talip oğlu (Ali) yiğit olmasına yiğit; ama savaş usulünü bilmiyor.&#; dedirttiniz. Halbuki benden daha fazla savaş usulünü bilen ve o işin eri olan kimdir? Allah şahittir ki, daha ben yirmi yaşından küçükken savaşmaya başladım. Şimdi ise altmış yaşını geçtim. Fakat bir kimsenin sözü dinlenmezse, onun görgüsü ve bilgisi ne işe yarar! Bin bir çeşit hüneri olsa da kimse inanmaz.&#; (Bu son cümleyi üç kere tekrarladı.)&#;
(Ebu&#;l­Hasen en ­Nedvî, Hz. Ali, s. ­)

Hz. Ali (r.a.) çaresiz, Iraklıların kendisini bu yalnız bırakmalarından sonra Kûfe&#;ye geri döndü. Bu beklenmeyen gelişme, onu bir hayli üzmüştü. İşte bu arada onun sakalı ile başına işaret ederek &#;Bu (sakal), bunun (başın) kanı ile boyanacak!&#; dediği rivayet edilir ki aynen öyle olmuştur.

Şehid edilişinin safahatına gelince;
Haricilerden (Abdurrahman b. Mülcem), Temim kabilesinden Berk b. Abdullah ve Amr b. Bekr bir araya gelerek, Nehrevan&#;da ölenler için dua edip ardından &#;Eğer biz canlarımızı hak yolunda vererek de olsa, hak yolundan ayrılan liderleri öldürürsek, memleket onlardan kurtulur, biz de böylece kardeşlerimizin intikamını almış oluruz.&#; diyerek Hz. Ali (ra), Hz. Muaviye (ra) ve Amr b. Âs (ra)&#;ın öldürülmesine karar verirler. Hz. Ali&#;yi İbn Mülcem, Hz. Muaviye&#;yi Berk, Amr b. Âs&#;ı da Amr b. Bekr öldürmeye karar verir.

Bunun üzerine her biri zehirli kılıçlarını alıp, ilgili şehirlere hareket eder. Kûfe&#;ye gelen İbn Mülcem niyetini hiç kimseye açıklamaz. Hz. Ali&#;yi takip etmeye koyulur. Nihayet Hicri yılın Ramazan ayının gününde perşembeyi cumaya bağlayan gece, Hz. Ali sabah namazı için evinden çıktığında, zehirli kılıcı ile Hz. Ali&#;nin başının ön tarafına vurur. Onun mübarek sakalı ­dediği gibi­ başından akan kanlarla boyanır, İbn Mülcem saldırı esnasında &#;Emir ve hüküm sadece Allah&#;a aittir Ey Ali! Sana ve arkadaşlarına değil!&#; diyerek haykırır. Sonra katil İbn Mülcem yakalanır. Hz. Ali, &#;Bunu hapiste tutun ve orada iyi davranın. Eğer yaşarsam ne yapacağımı düşüneceğim. Bağışlarım veya kısas yaparım. Eğer ölürsem, bir can karşılığında sadece bir tek can alınsın ve ona müsle / burun, kulak,.. kesme yapılmasın!&#; der.

Bu arada &#;Siz dünyadan göçüp giderseniz, Hasan&#;a biat edelim mi?&#; sorularına Hz. Ali (ra) &#;Ben size bunu ne emrediyorum ne de men.&#; cevabını verir. Ve Hz. Ali oğullarına Allah&#;tan korkmalarını, güzel amellerde bulunmalarını tavsiye ettikten sonra &#;Kim zerre kadar hayır (iyilik) yaparsa, onun karşılığını görecektir. Kim de zerre kadar şer (kötülük) yaparsa onun karşılığını görecektir.&#; ayetini okuyarak altmış üç yaşında iken vefat eder. Onun hilafet müddeti dört yıl dokuz aydır.

  •        Hz. Hasan&#;ın şehit edilmesi, zevcesi Cade binti Eşas tarafından, senesinde zehirlenerek şehit edildi. Cenaze namazını Said bin As kıldırdı. Kardeşi Hz. Hüseyin tarafından Medine-i Münevvere&#;deki Bakî Kabristanlığına defnedildi.

  •         Şimdi Hz. Hasan&#;da, Hz. Ali&#;de ehi beyttir. Neden sadece Hz. Hüseyin&#;in şehid edilmesi sebebi ile sünnilere yezit deyip düşmanlık güdülüyor da diğer ehli beytleri şehit eden milletlere düşmanlık edilmiyor. Neden bu ayrımcılık anlaşılmıyormu? Oyun çok açıktadır.  Pek açık ama işin içinden çıkılması da çok zor&#;bu fitneyi çıkaran kişiler mezardan çıksalar; &#;ayrımcılık için yaptık deseler&#; bile yinede inanmazlar, öyle karışık&#;

Loading

- 1

Hz Ali'nin Şehit edilişi ve Vasiyeti

Şah-ı Merdan Ali’nin (a.s) Şehadeti

Bismillahirrahmanirrahim
Şah-ı merdan imam Ali (a.s) hicretin yılı ramazan ayının günü İbni Mülcem lanetisi tarafından zehirli kılıçla darbe almıştı ve ramazanın günü şehadete ermişti.
Mülcemi Muradi, Berke ve Sadi b. Amr bir araya geldiler. Bunların üçü de hariciydi, halkın arasına düşen fikir ayrılığı hakkında konuştular. Nehravan’daki ölülerini andılar, ağlaştılar.’’Onlardan sonra yaşayıp da ne yapacağız, canlarımızı Allah için satmamız, sapıklık ehline öncü olanları öldürmemiz ve şehirleri onlardan kurtarmamız gerekir.’’ diye kendi aralarında ahitleştiler.
İbni Mülcem l.a: ‘’ Ali’ye ben yeterim.’’ dedi. Berke:’’ Ben Muaviye’yi öldürmeyi üstüme alıyorum.’’ Amr: ‘’Ben de As oğlunu öldürürüm.’’ dedi. Üçü de öldürmedikçe veyahut ölmedikçe bu kararlarından asla vazgeçmeyecekleri sözünü verdiler. Kılıçlarını aldılar, zehirlettiler, ramazan ayının günü sabah vakti harekete geçeceklerini kararlaştırdılar.
İbni Mülcem l.a Kufe’ye geldi. Fikirdaşlarıyla buluştu ama yapacağı işi kimseye açmadı. Bir gün fikirdaşlarından birinin evinde bir kadın gördü, kadın çok güzeldi. Adı Kutam’dı. Kadına aşık oldu ve evlenme teklifinde bulundu.
Kadın: ‘’Benim mihriyem çok ağırdır, üç bin dirhem vermedikçe, bir köle alıp bana bağışlamadıkça ve Ali’yi öldürmedikçe sana varmamın imkanı yoktur.’’ dedi.
İbni Mülcem l.a: ‘’ İlk iki şartını yerine getiremem fakat Ali’yi öldürme işi Allah indinde benim için dünyadan daha hayırlıdır.’’ dedi. Kutam’ın babasıyla kardeşi Nehrevan’da öldürülenlerdendi. İbni Mülcem’e dedi ki: ‘’Eğer Ali’yi öldürürsen senin yüreğin de soğur benim de. Ondan sonra seninle güzelce geçinir gideriz.’’ dedi. Ve kavminden olan Verdan ile Şebip isimli kişilerin ona yardım etmelerini sağladı.
Hicretin yılıydı Şah-ı merdan mevla (a.s) bir akşam İmam Hasan’ın (a.s), bir akşam İmam Huseyn’in (a.s) bir akşam da Caferi Tayyar oğlunun evinde iftar eder, üç lokmadan fazla yemezdi. ‘’Aç olduğum, midemin dolu olmadığı halde Allah’ın emrinin gelmesi daha sevimlidir.’’ derdi.
Hz. imam Ali (a.s);
(^_^)>seafoodplus.info
Hz. İmam Zeynel Abidin’in (as) Hayatı:
(^_^)>seafoodplus.info#at_pco=smlwn&at_si=a9fb9&at_ab=per-2&at_pos=0&at_tot=1
İmam Ali’nin (as) Mazlumluğu:
(^_^)>seafoodplus.info
Hz. İmam Hasan’ın (as) Kısaca Biyografisi:
(^_^)>seafoodplus.info
Hz. İmam Cafer Sadık’ın (as) Kısaca Biyografisi:
(^_^)>seafoodplus.info
Allah ile Konuşmak:
(^_^)>seafoodplus.info
Zeyneb’i Özlüyorum:
(^_^)>seafoodplus.info%E2%80%seafoodplus.info
Kızıl Gül:
(^_^)>seafoodplus.info
KGB

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir