bir cismin hakiki kuzeye göre yön derecesine verilen isim / (PDF) Hoca Tahsin Efendi, Esâs-ı ‘İlm-i Hey‘et, Astronominin Esasları | Yavuz Unat - Academia.edu

Bir Cismin Hakiki Kuzeye Göre Yön Derecesine Verilen Isim

bir cismin hakiki kuzeye göre yön derecesine verilen isim

1 PREPARED BY FERHAT ŞAHİNÖZ SEYİR 2007 SONUNA KADAR SINAV SORU VE CEVAPLARI SON HALİ İNTERSEPT 1) A gemisi vardiya zabiti Güneşten yaptığı gözlem sonucu Ho 48º 36, Hesabi yüksekliği ise Hc 48º 26 olarak saptadığına göre, intersept aşağıda ifade edilen değerlerden hangisidir? a) İntersept 10 mil yakın b) İntersept 10 mil uzak c) İntersept sıfır d) İntersept 36 mil uzak e) İntersept 26 mil yakın hc-ho= + ise uzak -10 mil yakın 2) Hc = 38 15' ve Ho 38 48' ise intersept nedir? a) a= 12 mil uzak b) a= 12 mil yakın c) a= 33 mil yakın d) a= 33 mil uzak e) a= 20 mil uzak HC HO =--33 YAKIN 3) A mevkiindeki geminin vardiya zabit 5 Haziran 1999 günü Güneşin üst çevresinden yaptığı gözlem sonucu Sext.Alt. 67º 35 olarak saptamıştır. Güneşin Hesabi yüksekliğini ise HC 67º 35 olarak hesaplamış ve inter-septi saptamıştır. IC-1,2 kügy (Göz yüksekliği) 16 m. olduğuna göre, vardiya zabitinin saptadığı intersept aşağıda ifade edilen değerlerden hangisidir? a) İntersept 7.7 mil yakın b) İntersept 24,1 mil yakın c) İntersept 24.1 mil uzak d) İntersept 8.5 mil uzak e) İntersept 24.5 mil uzak 67* 35 1,2 (IC) - 16,2(a2 tablosu üst karsılgı) - 7,1 (16 m karslgı) =HO 67* 10,5 HC-HO=24,5 NM UZAK 4) Rasadi İrtifa (Ho) : , Hesabi İrtifa (Hc) : , Azimuth Açısı (Az) : N 75 E olduğuna göre, Intersept ve Semt (Zn) değerleri aşağıdakilerden hangisidir? a) 6 Mil (Uzak), Zn : 075 b) 6 Mil (Yakın), Zn : 255 c) 12 Mil (Yakın), Zn : 075 d) 6 Mil (Yakın), Zn : 075 e) 6 Mil (Uzak), Zn : 285 HC-HO=6MIL UZAK SEMT 075 5) 5 Mart 1999 günü A gemisi vardiya zabiti Venüs gezegeninden yaptığı gözlem sonucu Sext.Alt. 28º 38,0 olarak, Hesabi yüksekliği ise HC 28º 32,2 olarak hesaplayıp intersepti saptamıştır. Vardiya zabiti aşağıda ifade edilen değerlerden hangisini intersept olarak saptamıştır? IC+0,9 ve KÜGY 16 mt. a) İntersept 5.8 mil uzak b) İntersept 5.6 mil yakın c) İntersept 2 mil uzak d) İntersept 4.3 mil uzak e) İntersept 5.7 mil yakın 28* ,9 (IC) - 1,8(a2 tablosu GEZEGEN) - 7,1 (16 m karslgı)+0,2 (VENUS DUZELTMESI)=HO 28* 30,2

2 HC-HO=2 NM UZAK 6) Güneşten yapılan gözlem sonucu, Gözlemsel başucu mesafesi ZXo 44º 25, Hesabi başucu mesafesi ZXc 44º 30 olduğuna göre intersept aşağıdaki ifadelerden hangisidir? İntersept 5 mil uzak İntersept 5 mil yakın İntersept 25 mil uzak İntersept 25 mil yakın İntersept 30 mil yakın T A Gp Z AP AP GP A T ZN ZXC-ZXO=5 MIL YAKIN HC-HO=+ISE UZAK BURDAKI TERSI 7) Hc > Ho ise intersept ne olur? 8) Ho > Hc ise intersept ne olur? 9) İnterseptin hesaplanmasında aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a) İntersept = ZXo Ho b) İntersept = ZXc Hc c) İntersept = ZXc Ho d) İntersept = ZXc ZXo e) İntersept = ZXo Hc FENERLER / ŞAMANDIRALAR 10) AlWRG kısaltması neyi ifade eder? a) Fenerin beyaz, kırmızı, yeşil sektörlü olduğunu b) Fenerin kırmızı ve yeşil sektörünün tehlikeli olduğunu c) Fenerin duruma göre renk değiştirdiğini Fenerin devamlı olarak ard arda renk değiştirdiğini d) Fenerin özel hizmet feneri olduğunu 11) Bir periyot içinde farklı renkler sergileyen ritmik fenerlere ne ad verilir? a) Ritmik Fener. b) Sabit Fener c) Sektörlü Fener. d) Renk Değiştiren Fener. e) Rehber Fener. 12) Aşağıdaki fenerlerden hangisinin aydınlık süresi, karanlık süresinden fazladır? a) Iso IŞIK SÜRESİ = KARANLIK SÜRESİ b) GpFl GRUPTAKİ TOPLAM IŞIK SÜRESİ < TOPLAM KARANLIK SURESİ c) FL CAKARLI FENER ISIK SURESI < KARANLIK SURESİ d) Occ TOPLAM IŞIK SÜRESİ > TOPLAM KARANLIK SURESİ e) Alt 13) Işık süresi karanlık süresine eşit olan fenerlere ne isim verilir? a) Husuflu fener Occ

3 İzofaz fener b) Çakarlı fener FL c) Sabit fener F ISO IŞIK SURESİ= KARANLIK SURESİ d) Seri çakarlı fener QkFL 14) Karanlık süresi ışık gösterme süresinden fazla olan fenerlere ne isim verilir? Çakarlı fener FL Husuflu fener Occ AZ Sabit fener F İzofaz fener Iso EŞİT Sabit çakarlı fener FFL 15) Aydınlık süresi karanlık süresinden daha fazla, 15 sn de birkez çakan, görünme mesafesi 17 mil ve yük-sekliği 20m olan bir fener haritalarda nasıl gösterilir? a) Iso 15sn 17m 20M b) Oc 15 sec 17M 20m c) Oc 15 sec 20m 17M d) Iso 15 sec 17M 20m e) Al 15 sec 17m20M 16) Renk değiştiren bir fener, haritalarda hangi kısaltma ile gösterilir. Occ.4snRW ALWG FFI(3)5sn Iso FFIRGW IQWR 17) ****Grup çakarlı,15 saniyede bir 3 çakar gösteren 10 metre yüksekliğinde 15 milden gözüken beyaz ışıklı bir fenerin haritadaki yazılımı aşağıdakilerden hangisidir? a) Gp.Fl.(3) 15 sec.15m. 10 M b) Gp.Fl.(3) W.15 sec 10 m.15 m c) Fl.(3) W. 15 sec.10 m. 15 m Fl.(3)15 sec 10 m.15 M Gp EKSİK d) Gp.Fl.(3) 15 sec 15 m 10 M 18) ****Aşağıdakilerden hangisi sis işareti ile ilgili bir kısaltma veya açıklama değildir? a) Dia DİAFON b) Explos PATLAYICI MADDE c) Bell CAN VEYA GONG d) Fog Det Lt. e) Siren Mo (N) 19) Fenerlerin frekansları hangi kaynaktan bulunur? a) Haritalardan b) Portolonlardan Fenerler ve sis işaretleri kitaplarından c) Kılavuz kitaplarından d) Kılavuz haritalarından 20) Fenerler ve Sis İşaretleri Kitabında verilen fener kerterizleri ile ilgili, aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? Fenerlerin görünme kerterizleri nispi kerterizlerdir. Fenerlerin görünme kerterizleri fenerin ışık şiddetine bağlıdır. Fenerlerin kerterizleri denizden verilmiştir. SATIR 8 Fenerlerin kerterizleri nispi ve sektör olarak verilmiştir. Fenerlerin kerterizleri fenerden verili

4 21) Haritalarda gösterilen; fenerlerin karakteristik özelliklerinde yer alan fener görünme mesafeleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? Haritalarda; fenerlerin coğrafi görünme mesafeleri verilmiştir. Haritalarda; fenerlerin meteorolojik görünme mesafeleri verilmiştir. Haritalarda; fenerlerin hesabi görünme mesafeleri verilmiştir. Haritalarda; fenerlerin nominal görünme mesafeleri verilmiştir. Haritalarda; fenerlerin görünme mesafeleri 15 Ft. Göz yüksekliğine göre verilmiştir. 22) FL(3) 25sec 100m 20M özelliklerini taşıyan bir fener 5 mil görüş mesafesinde kaç milden görülebilir? (Ek cetveli kullanınız.) a) 5 milden 12 milden EK CETVEL 1 b) 13 milden c) 15 milden d) 20 milden 23) mum (kandil) şiddetinde ışık kaynağı olan bir fenerin nominal görülme mesafesi kaç mildir? (Ek cetveli kullanınız.) a) 14 mil 19,5 mil b) 19 mil c) 20 mil d) 26 mil 24) Göz yüksekliği 64 ft olan bir gözlemci 144 ft yüksekliğindeki bir feneri kaç milden görebilir? a) 20 mil b) 20.5 mil c) 21.7 mil d) 22.8 mil 1,14^64 + 1,14^144=1,14*8+1,14*12=22.8 e) 19.7 mil 25) Yüksekliği 25 metre olan bir fener, göz yüksekliği 16 metre olan bir gözlemci tarafından kaç milden görülür? 18,7 mil 2.08^ ^25=18,72 22,3 mil 16,2 mil 21.9 mil 10,3 mil 26) FL 5 sec 100 m 10 M özelliğindeki fenerin 9 m göz yüksekliğindeki bir zabit için coğrafi görülme mesafesi yaklaşık kaç mildir. 14 mil 19 mil 27 mil 2.08^ ^100= mil 32 mil 27) FL5sec49m10M nominal özelliklerini taşıyan bir fener göz yüksekliği 9 m olan bir zabit için görüş mesa-fesinin 15 mil olduğu bir ortamda gece ve gündüz kaç milden görülebilir? (Ek cetvel 01 kullanınız.) a) mil b) mil c) mil d) mil e) mil 28) Gp FL (2) 10 sec 81 ft 10 M özelliğindeki fenerin 16 ft göz yüksekliği olan bir zabit coğrafi görülme mesafesi yaklaşık kaç mildir? 12 mil

5 10 mil 18 mil 15 mil 1.14^9+1.14^81=14,82 17 mil 29) 020 Rotasına ilerlerken pruvada beyaz Qk.Fl.(6)+LFl10s özelliğinde bir fener gördünüz. Bu fener ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a) Tehlikenin doğusunu işaretliyen Kardinal sistem şamandırasıdır. b) Tehlikenin batısını işaretliyen kardinal sistem şamandırasıdır. c) Tehlikenin güneyini işaretliyen Kardinal sistem şamandırasıdır. GÜNEY GÜVENLİ d) Tehlikenin kuzeyini işaretliyen Kardinal sistem şamandırasıdır. e) Güvenli su işaretini gösteren kardinal sistem şamandırasıdır. 30) Düşey şeritler halinde boyanmış şamandıranın haritadaki sembolü altındaki RW gibi kısaltmalar hangi düzene göre yazılmıştır? a) Sağdan sola doğru b) Soldan sağa doğru c) Açık renkten koyu renge doğru d) Koyu renkten açık renge doğru e) Böyle bir sistem yoktur 31) Yatay şeritler halinde boyanmış bir şamandıranın haritadaki sembolünün altındaki RGR gibi kısaltmalar hangi düzene göre yazılmıştır? a) Üsten aşağı renk sırasına göre b) Aşağıdan yukarı renk sırasına göre c) Koyu renkten açık renge göre d) Açık renkten koyu renge göre e) Böyle bir sıralama sistemi yoktur 32) Gece şartlarında CENOVA/İtalya limanına giriş yapan yüksek tonajlı bir gemi; pruva istikametinde orta mesafede gördüğü bir fenerin karakteristiğini, Fl.(2+1)G olarak tespit etmiştir. Bu geminin vardiya zabiti olarak hareket tarzınız ne olacaktır? SISTEM A TERCIHLI KANAL ISKELEDE YKY a) Halihazırdaki rotada seyre devam ederim b) Şamandıranın güneyinden geçecek şekilde yeni bir rotada viyalarım. c) Şamandırayı iskelede bırakarak, sancak taraftaki tercihli kanalda seyrederim. Fl.(2+1)R d) Şamandırayı sancakta bırakarak, iskele taraftaki tercihli kanalda seyrederim. e) Şamandıranın kuzeyinden geçecek şekilde yeni bir rotada viyalarım. 33) Yüksek tonajlı geminiz ile NORFOLK/ABD limanına giriş esnasında; ilerleme istikametinizde gördüğünüz, yatay yeşil, kırmızı, yeşil renkli sütun tipi şamandıra ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a) Bu şamandıra; sancak tarafta bırakılarak iskele tarafta bulunan, tercihli kanalda seyre devam edilmelidir. KIRMIZI YESIL KIRMIZI Fl(2+1)R Bu şamandıra sancak tarafta bırakılarak seyre devam edilmelidir. c) Bu şamandıra; iskele tarafta bırakılarak sancak tarafta bulunan, tercihli kanalda seyre devam edilmelidir. YEŞİL KIRMIZI YEŞİL Fl.(2+1)G Bu şamandıra iskele tarafta bırakılarak seyre devam edilmelidir. Bu şamandıra emniyetli suları markalamaktadır. 34) 000 rotasına seyretmektesiniz, pruvanızda VQ(9)10s bir fenerin çakmakta olduğunu gördüğünüzde aşağıda-kilerden hangisini uygularsınız? a) Şamandıranın doğusundan geçilir. b) Şamandıra iskelede bırakılır. c) Şamandıranın batısından geçilir. BATISI GUVENLİ d) Şamandıranın kuzeyinden geçilir. e) Şamandıranın güneyinden geçilir. 35) Gece şartlarında 000 rotasında seyrederken, pruvanızda gördüğünüz ve ışık karakteristikleri VQ (3) 5s olan yan yana iki fener ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

6 a) Bu şamandıralar; sancak tarafta bırakılarak seyre devam edilmelidir. b) Bu şamandıralar haritada bulunmayan; yeni oluşmuş bir tehlikeyi markalamaktadırlar. c) Bu şamandıralar; iskele tarafta bırakılarak sancak tarafta bulunan, tercihli kanalda seyre devam edilmelidir. d) Bu şamandıralar liman girişini markalamaktadırlar. e) Bu şamandıralar emniyetli suları markalamaktadırlar. 36) Haritada içi siyah renkle doldurulmuş şamandıra şekilleri bize şamandıranın hangi renkte olduğunu ifade eder? Sarı Kırmızı Yeşil Mavi Beyaz 37) IALA Lateral Sistem A ile B arasındaki fark aşağıdakilerden hangisidir? a) Şamandıra şekilleri b) Tepelik şekilleri c) Tepelik ve şamandıra renkleri Şamandıra renkleri d) Hepsi 38) IALA Sistem A da emniyetli su şamandırasının rengi nedir? a) Kırmızı, siyah enine renlidir Kırmızı beyaz boyuna renklidir b) Sarı renklidir c) Kırmızı yeşil enine renklidir 39) IALA Sistem A ya göre konik yeşil tepelik ne anlama gelir? a) Tehlike şamandırası b) Radar reflektörü c) Kanalın sancak tarafı d) Kanalın iskele tarafı e) Kardinal şamandıra 40) Sistem-A şamandıralama sisteminde tecrit edilmiş su tehlike işaretlerini gösteren şamandıra tepeliğinin şekli aşağıdakilerden hangisidir? a) İki siyah koni b) İki yeşil küre c) İki siyah küre d) İki yeşil koni e) Bir kırmızı küre 41) Sistem A ile markalanan bir bölge ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a) Yalnız Lateral sistem kullanılmıştır. b) Yalnız Kardinal sistem kullanılmıştır. c) Kardinal ve Lateral sistemin bileşimi kullanılarak yeşil renk ile kanalın iskele tarafı markalanmıştır. d) Kardinal ve Lateral sistemin bileşimi kullanılarak kırmızı renk ile kanalın iskele tarafı markalanmıştır. e) Lateral sistemde kırmızı rengin kanalınsancak tarafını markalaması kabul edilmiştir. 42) Sistem A da Lateral işaretlerden Sancak taraf şamandıra tepeliği aşağıdakilerden hangisidir? a) Tek kırmızı silindir Yeşil ucu yukarı koni b) Kırmızı ucu yukarı koni c) Yeşil ucu aşağı koni d) Tek siyah silindir

7 43) Bir bölgede açıkdenizden limana girişte, gemi seyirine uygun kanalların yan sınırları SİSTEM A şamandıraları ile belirlenmiştir. Buna göre, İskele tarafta kullanılan şamandıraların şekli, rengi ve tepeliği aşağıdakilerden hangisine uygun olmalıdır. rmızı koni tepelik rımız küre tepelik l koni tepelik ızı silindir tepelik Kırmızı küre şamandıra kırmız silindir tepelik 44) Aşağıdaki şamandıra şekillerinden hangisi tepeliksiz olabilir? a) Silindirik b) Konik c) Küre A, B, C dekilerin hepsi d) A, B, C dekilerin hiçbiri 45) Sistem B bölgesinde beyaz renkli silindirik şamandıra neyi ifade eder? a) Kanal orta hattını b) Serbest suyu c) Tehlike suyu d) Özel maksat şamandırası olduğunu e) Demir yeri şamandırası 46) Sistem-B de açıkdenizden limana girişte,gemi seyirine uygun kanalların yan sınırlarını markalamak için san-cak tarafta kullanılan şamandıraların şekli, rengi ve tepeliği aşağıdakilerdan hangisine uygundur? a) Kırmızı sütun şamandıra, kırmızı silindir tepelik b) Kırmızı sütun şamandıra, kırmızı konik tepelik c) Yeşil sütun şamandıra, yeşil koni tepelik d) Yeşil sütun şamandıra, yeşil silindir tepelik e) Yeşil sütun şamandıra, yeşil küre tepelik 47) Tercihli kanalı işaret eden şamandıraların IALA Sistem A ya göre ışık karakteri aşağıdakilerden hangi-sidir? a) V QK FL b) Fl (2+1) c) Gp Fl (2) d) LFl e) Q Qm Q(6) VQ(9) Fl. 48) Kuzey Kardinal şamandıraların ışık karakteri aşağıdakilerden hangisidir? SEXTANT 49) Aşağıdaki parçalardan hangisi sekstanta ait değildir? a) Yay b) Teleskop Pirizma c) Uzade kolu d) Küçük ayna 50) Bir sekstantda bulunan yay, 360 lık bir çemberin kaçta kaçıdır? a) 1/2 si

8 1/6 sı b) 1/3 ü c) 1/4 ü d) 1/8 I 51) Yatay sekstant açısı ölçerken aşağıdaki işlemlerden hangisini yapmak yanlış olur? a) Yıldız teleskopu takılır. b) Sekstant yere paralel tutulur. c) Önce sağımızda kalan cisme bakılır. d) Sekstant sola doğru çevrilirken uzade kolu kendimize doğru çekilir. e) Soldaki cisim ile sağdaki cisim çakıştırılır. 52) Düşey sekstant açısı ile bir fenerin yükseklik açısı ölçülürken aşağıdaki işlemlerden hangisini yapmak yanlış olur? a) Yıldız teleskopu takılır. b) Uzade kolu 0 a alınır. c) Önce fenerin üstüne direk olarak bakılır. d) Sekstant aşağı doğru çevrilirken uzade kolu sabit tutulur. e) Fenerin üstü deniz seviyesine indirilir ve sonra derece okunur. 53) Demir yeri kontrolunda en sıhhatli mevki koyma yöntemi aşağıdakilerden hangisidir? a) Bir transit bir kerteriz ile b) Bir transit bir mesafe ile c) Aynı maddenin bir kerteriz bir mesafe ile d) Sextant ve Station Pointer ile e) Sextant ile 54) Aşağıda yazılı hatalardan hangisi sekstantta bulunan aynalarla ilgili değildir? a) Dikey hata. b) Uzade hatası. c) Teleskop hatası. d) Prizma hatası. e) Fabrikasyon hata 55) Aşağıdaki sekstant hatalarından hangisi gemi personeli tarafından düzeltilemez? a) Fabrikasyon hata. b) Dikey hata. c) Teleskop hatası. d) Yan hata. e) Uzade hatası. 56) Aşağıdaki hatalardan hangisi Büyük Ayna ayar vidaları kullanılarak düzeltilebilir? a) Yan hata b) Dikey hata c) Uzade hatası d) Prizma hatası e) Fabrikasyon hata 57) Sextantın sol elle yatay olarak tutulup uzade kolu arasına getirildiğinde yayın büyük aynadan görüntüsü, hakiki görüntüsü ile kesikli olarak birbirini izliyorsa bu durumun nedeni aşağıdakilerden hangisidir? a) Büyük aynanın alet düzlemine dik olmaması. b) Küçük aynanın alet düzlemine dik olmaması. c) Büyük ayna ile küçük aynanın birbirine paralel olması. d) Büyük ayna ile küçükm aynanın birbirine dik olması.

9 e) Camın alet düzlemine dik olmaması. 58) Ufuk çizgisine bakılarak, ufuk çizgisi ile aynadaki yansıması tek bir çizgi gibi görülünceye kadar yapılan hata düzeltmesi aşağıdaki hatalardan hangisine aittir? a) Dikey hata b) Yan hata c) Fabrikasyon hatası Uzade hatası UZADE AYNASI -BUYUK AYNA d) Prizma hatası 59) Ters teleskopla yıldıza bakıldığında; yıldızın kendisi ile aynada yansıyan görüntüsü çakışmazsa meydana gelen hata nasıl düzeltilir? a) Büyük ayna ayar vidaları ile b) Küçük ayna ayar vidaları ile UFUK AYNASI c) Teleskop vidası ile d) Uzade kolu vidası ile e) Bu hata gemice düzeltilemez 60) Bubble sekstantın, normal sekstantan kullanım farkı doğru olarak aşağıdaki cümlelerden hangisi ile ifade edilmiştir? a) Normal sekstant yayı, çemberin 1/6 sı iken bubble seksant yayı çemberin 1/4 ü kadardır b) Gök cisminin yüksekliğini ölçerken normal sekstant da ufuk çizgisinin görülmesi gerekirken bubble seksant da ufuk çizgisinin görülmesine gerek yoktur. c) Bubble sekstantla birlikte suni ufuk kullanılır. d) Bubble sekstantı kullanırken geminin sallanmaması gerekir. e) Yukarıdakilerin hepsi doğrudur. 61) Gotik sekstant aşağıdaki cümlelerin hangisinde doğru olarak ifade edilmiştir. a) Habbe tertibatı istendiğinde ayrılabilen bubble sekstanttır. b) Yayı çemberin 1/5 i kadar olan sekstant tipidir. c) Ufuk çizgisinin görülmesine gerek olmadan gök cisimlerinin yüksekliğinin ölçülebildiği sekstant tipidir. d) Gecenin her vaktinde yıldızların yüksekliklerinin ölçülebildiği sekstant tipidir. e) Plastikten yapılmış eğitim amaçlı sekstanttır. 62) Aşağıdaki sekstant hatalarından hangisi yanlıştır? a) Prizma hatası. b) Renkli cam hatası. c) Fabrikasyon hata. Verniye hatası. d) Uzade hatası. 63) Suni ufukla yükseklik ölçüldüğünde hakiki yükseklik bulunurken aşağıda yazılı düzeltmelerden hangisi uygulanmaz? a) IE b) Dip c) SD d) Paralaks e) Kırılma 64) Suni ufukla yükseklik ölçülürken gök cisminin yüksekliği hangi dereceler arasında olmalıdır? a) 0-30 b) c) d) Böyle bir sınırlama yoktur

10 65) Kutup bölgelerinde gök cisimlerinden alınan sekstant yüksekliklerinin düzeltmesi ile diğer bölgelerde alınan sekstant yüksekliklerinin düzeltilmesi arasındaki farklılık nedir? a) Çevren alçalımı düzeltmesi farklıdır. b) Kırılma düzeltmesi farklıdır. c) Yarıçap düzeltmesi farklıdır. d) Paralax düzeltmesi farklıdır. e) Bütün düzeltmeler farklıdır. 66) Herhangi bir gök cisminden ölçüm yapılırken kırılma (Refraction) değeri gözönüne alındığında; mecbur kalmadıkça 25 küçük açısal yükseklikleri olan gök cisimlerinden rasat yapılmaz. Bunun sebebi aşağıdakilerden hangisidir? a) Kırılma değeri, sextant yüksekliği büyüdükçe çoğaldığı için. b) Kırılma değeri, sextant yüksekliğine göre değişmediği için. c) Kırılma değeri, sextant yükseklik değeri büyüdükçe azaldığı için. d) Kırılma değeri, sextant yükseklik değeri küçüldükçe sıfır olduğu için. e) Kırılma değeri, sextant yükseklik değeri küçüldükçe azaldığı için. 67) Güneşten yapılan rasatta, sextant irtifasının uygulanan "Toplam Düzeltme" (Main Corr) içinde hangi değerler yeralır? a) Kırılma - Yarıçap b) Kırılma c) Yarıçap d) Kırılma - Yarıçap - Paralax e) Kırılma Paralax 68) Kırılma (refraction) düzeltmesinin anlamı aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilmiştir? a) Rasat yapılan andaki barometre ve termometre değeri ile değişir. b) Sextant ile ölçülen açısal değerdir. c) Gök cisminin yükseklik değeridir. d) Dünya ve gezegenlerin yarıçap değeridir. e) Ay ve güneşin alt ve üst kenar değerleri arasındaki farktır. 69) Yıldızların ölçülen sextant yüksekliğine; almanak yardımıyla yapılacak düzeltmelerden aşağıdakilerden hangisi uygulanır? a) Kırılma - Yarıçap b) Yarıçap c) Kırılma d) Yarıçap e) Paralax 70) Ay ın alt kenarından alınan Sex.Alt. : 32 20, IC :-2 ve göz yüksekliği 8m olduğuna göre, Düzeltilmiş Yükseklik (Ho). nedir? (HP 54,4 alınacaktır.) a) 32 12, ,1 b) 33 38,2 c) 33 14,6 d) 32 42,2 Ho=Sex alt-ıc-dip+main cor + hp 71) 3 MAYIS 1999 günü göz yüksekliği 48 feet olan bir seyirci IC değeri + 2,7, fabrikasyon hata değeri + 0,1 olan bir sextantla akşam rasat zamanı Venüs ün yüksekliğini 50 19',9 olarak ölçmüştür. Venüs ün düzeltilmiş sextant yüksekliği (Ho) nedir? a ',2 b ',2

11 c ',2 d ',9 e ',6 Ho=sex alt +Ic+fabrika hatası-dip-main corr (A2)+0,1 (venüs paralax duzeltmesi) 72) 12 ARALIK 1999 günü Güneş in üst kenarından alınan Sex. Alt. : 37 28, IC : +1 ve göz yüksekliği 9m olduğuna göre Düzeltilmiş Yükseklik (Ho) nedir? 37 06,4 a) 37 04,4 b) 37 06,2 c) d) 37 38,7 73) Aynı yayı gören çevre açılarının eşit olması prensibini kullandığımız seyir yönteminin adı nedir? a) Rehber hatlarıyla seyir. b) Kurtarma hatlarıyla seyir. c) Yatay tehlike açılarıyla seyir. d) Düşey tehlike açılarıyla seyir. e) Düşey sextant açısıyla mevki. 74) Bir gemi küçük bir adanın yanından geçerken sextantla adanın iki ucu arasındaki açıyı 7 olarak ölçmüştür. Adanın haritadan ölçülen genişliği 1.7 mildir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir? a) 13,91 mil b) 24,31 mil c) 10,91 mil d) 22,09 mil e) 17,06 mil 57,3(haritadan ölcülen genislik MİL) / yatay sex acısı=geminin adadan mesafesi =. mil 75) Bir gemi küçük bir adanın yanından geçerken sextantla adanın iki ucu arasındaki açıyı 10 olarak ölç-müştür. Adanın haritadan ölçülen genişliği 2 mildir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir? a) 10,02 mil b) 11,46 mil c) 12,26 mil d) 11,02 mil e) 10,50 mil 57,3 x 2 / 10 =11,46 76) Bir gemi seyir anında adanın düşey açısını sextant ile 2 54' olarak ölçmüştür. Haritada aynı tepenin yüksekliği 300 m. dir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir? a) 4,2 mil b) 2,3 mil 3,2 mil c) 2,9 mil d) 3,9 mil YUKSEKLIK (M) x 1,854 / dakıka cinsinden düsey sextant acısı YUKSEKLIK (FT) x 0,565 / dakika cinsinden düsey sextant acısı 300*1,854 / 2*60+54=3,2 mil 77) Bir gemi seyir anında adanın düşey açısını sextant ile 3 36' olark ölçmüştür. Haritada aynı tepenin yüksekliği 300 feettir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir? a) mil b) 6.65 mil c) mil d) 7.85 mil e) mil

12 300*0,565 / 3*60+36=0,785 mil 78) Bir gemi seyir anında adanın düşey açısını sextant ile 5 36' olarak ölçmüştür. Haritada aynı tepenin yüksekliği 250 feettir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir? a) 1,42 mil b) 0,42 mil c) 0,52 mil d) 1,52 mil e) 1,00 mil 250*0,565 / (5*60+36)=0,42 mil 79) Index hatası kaç dakikayı aştığında uzade hatası düzeltmesi yapılır? 3 a) 1 b) 2 c) 4 d) 6 80) Index Error miktarını bulmak için aşağıdakilerden hangisi yapılır? I. Uzade kolu 0 ye alınarak ufka bakılır ufkun kendisi ile görüntüsü tek çizgi oluncaya kadar kol oynatılır. II. Sekstant yere paralel tutularak uzade kolu gezdirilir yayın kendisi ve görüntüsü tek çizgi olunca değer tespit edilir. III. Teleskopla uzade kolu sıfıra alınarak ufka bakılır ve sekstant sağa sola yatırılır ve ufuk tek çizgi olarak görülmeye çalışılır. IV. Uzade kolu 0 ye getirilerek yıldıza bakılır, yıldız ve görüntüsü çakışıncaya kadar kol oynatılır. a) I, II b) I, III c) I, IV d) II, III e) II, IV 32,2 81) Spica yıldızından alınan Sex.Alt. : 42 38,6, IC : -1,5 ve göz yüksekliği 15 ft. olduğuna göre, 42 44, , , ,1 Düzeltilmiş Yükseklik (Ho). nedir? EK CETVEL 09 SORUNUN EKİ OLARAK VERİLECEKTİR. Sex alt Ic-dip-main cor 6,2 82) 18 Haziran 1999 tarihinde Satürn gezegeninden alınan Sex.Alt. : 28 40, IC : +2 ve göz yüksekliği 28 32, , , ,0 5,1m olduğuna göre, Düzeltilmiş Yükseklik (Ho). nedir? EK CETVEL 09 SORUNUN EKİ OLARAK VERİLECEKTİR Sex alt +Ic-dip-main cor

13 83) Güneşin almanaktan saptanan yarıçapı 15',8 dir. Sextant ile yapılan ölçümde artı yay tarafından ölçülen değer 31',0 asli yay kısmından ölçülen değer 32',2 dir. IC değeri nedir? a) + 1',0 b) -1',2 c) + 0',6 d) 0',6 e) + 1',2 (32,2-31,0 ) / 2 =0,6 asli yaydaki deger büyük oldugundan hata -0,6 dır 84) Sextant ile okunan değere, DIP (göz yüksekliği) düzeltmesi olarak uygulanan düzeltme ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a) Bu işareti meteorolojik şartlar etkiler. b) Gök cisminin paralaksına (HP) göre değişir. c) Daima (+) olarak uygulanır. d) Daima ( ) olarak uygulanır. e) Ölçülen yüksekliğe göre işaret ( + ) veya ( )olabilir. 85) Sextant irtifa 43 57'.8 ölçülmüştür. Sextant ın fabrikasyon hatası 1'.8 ve IC : + 0'.3 olduğuna göre, Sex-tant ın düzeltilmiş irtifa (Hs) değerini bulunuz? a) 43 57'.3 b) 43 59'.3 c) 43 56'.3 d) 43 59'.9 e) 44 56'.3 Normalde IC=IE+- FABRİKA HATASI DIR.FAKAT BU SORUDA SONUC FABRİKA HATASI+IC ile bulunabilyr 6 mil 86) Bir gemi küçük bir adanın yanından geçerken sextantla adanın iki ucu arasındaki açıyı 5 olarak ölçmüştür. Adanın haritadan ölçülen genişliği 1 mildir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir? 12,52 mil 13,02 mil mil 12,46 mil 57,3 * 1 /5 = 11,46 PUSULA / KERTERIZLER/EMSALLER 87) Bir limana girişte veya sahile yaklaşırken tehlikelerden uzak emniyetli bir seyir yapabilmek için tesis edilmiş olan hatta ne isim verilir? a) Sektör hattı Rehber hattı b) Transit hattı c) Kerteriz hattı Mevki hattı 88) Dünya üzerindeki belli iki mevkiden geçen ve yönü sabit kerte hattına ne denir? a) Transit Mevki Hattı b) Mevki Hattı c) Mevki Dairesi d) Fix Mevki e) Kaydırılmış Mevki 89) Bir birinin iki katı olan nispi açılar (Çift Katlı Açılar) ile fix mevki bulma işlemi bir matematiksel çözümdür. Bu metod ile mevki hesabı yapılırken esas istenen nedir?

14 a) İlk kerterizin alındığı maddeye olan mesafedir. b) Madde bordalandığı andaki borda mesafesidir. c) Son kerterizin alındığında maddeye olan mesafedir. d) İlk ve son kerterizler arasındaki geçen zamandır. e) Son kerteriz alındığında maddenin açısıdır. 90) Belirli bir maddenin bir seyirci tarafından geminin pruvasından itibaren ölçülen kerterizine ne ad verilir? a) Hakiki kerteriz b) Kerte hattı c) Nisbi kerteriz d) Rota açısı e) Mevki hattı 91) herhangi bir maddeden alınan kerterizle cayro hatasını belirlerken, aşağıdakilerden hangisi gereklidir? a) Geminin mevkiinin bilinmesi. b) Tabii sapma miktarı. c) Yapay sapma miktarı. d) Kerterizi alınan cismin mesafesi. e) Geminin hızı. 92) Doğal Sapma için aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a) Manyetik Boylam ile Pusula Kuzeyi arasındaki açıdır. b) Gemi bünyesindeki metal aksam, elektrik, elektronik cihazlardan oluşan sapmadır. c) Yer küresi üzerinde coğrafi boylam ile manyetik boylam arasında kalan açıdır. d) Ana Cayro ile dümenci ripiteri arasındaki farktır. e) Manyetik Pusula ile Cayro Pusula arasındaki açıdır. 93) Manyetik pusulamız ile 112 ye ilerlerken,bölgedeki doğal sapma değeri 2 E ve bu rotadaki yapay sapma 4 W ise hakiki olarak kaç dereceye gittiğimizi bulunuz? a) b) 116 c) 108 d) 113 CDMVT 112 4W 108 2E ) Ana cayro puruva değeri 078 iken ripiter puruva değeri 080 olarak görülen yanlış devreye alınmış bir ripiterle A fenerinin kerterizi 268 olarak alınıyor. Ana cayronun hatası 3 E olduğuna göre hakiki kerteriz kaç derecedir? a) 271 b) 269 c) 265 d) 263 e) ) Güneşin meridyenden geçiş anında filika pusulasının yapay sapmasını belirlemek isteyen filika amiri filika pusulası kart merkezine bir kalemi dik olarak tutarak gölgesinin 190 çizgisinin üstüne düştüğünü belirlemiştir. Bölgede doğal sapma 3 W olduğuna göre o andaki puruva derecesi için yapay sapma miktarı nedir. a) 7 E b) 7 W c) 13 E d) 13 W e) 10 E 190 D M 3W 180 D=7W

15 96) A gemisinin rotası 135 olup, B gemisi SANCAK 35 de kerteriz edilmiştir. B gemisinin hakiki kerterizi nedir? a) 170 b) 100 c) 135 d) 035 e) Hiçbiri 97) 14 OCAK 2003 tarihinde seyir yaptığınız bölgeye ait haritanın pusula gülü üzerinde 0 35 E(1981) 5 W ibaresini tespit ettiniz. Manyetik pusula ile 225 rotasına seyrederken bu rotadaki yapay sapma değeri 4 W ise gemimizin hakiki rotası nedir? a) b) c) d) e) CDMVT 225 4W 221 1,15W 219,45 98) 20 OCAK 2003 tarihinde seyir yaptığınız bölgede bulunan iki burnun transiti harita üzerinde 055 dir. Aynı transiti geminin manyetik pusulası ile 065 ölçüyorsunuz. Haritanızın pusula gülü üzerinde 3 20 W(1985) 5'W ibaresi bulunmaktadır. Manyetik pusulanın yapay sapması ne kadardır a) 4 50 E b) 4 50 W c) 5 10 W d) 5 10 E e) 1 30'W CDMVT 065 D M 4,50 W 055 D=5,10 W 99) Gemimiz ile temas arasındaki mesafenin en az olduğu mevkiye ne ad verilir? a) Temasın uzaklaşma noktası b) Temasın yaklaşma noktası c) Azami yaklaşma noktası d) Nispi hareket hattı yönü e) Nispi yaklaşma noktası 100) Geminizin rotası 040 o ve hızı 16 knot tur. Bir hedeften alınan radar kerterizleri aşağıdaki gibidir: Zaman Kerteriz Mesafe o 7 mil o 6 mil Geminizin rota değiştirme süresi 4 dakikadır. CPA (EYN) mesafesini kaptan 1.5 mil olarak emretmiştir. Kaptan kaçınma maksadı ile saat 1104 te dönüş için komut vereceğini söylemiştir. Buna göre geminizin yeni rotasını ve yeni rotada TCPA (AYNZ) I hesaplayınız. a) :17 b) :15 c) :13 d) :09 e) :12 101) Geminizin rotası 185, sürati 15 Kts. dır zamanında radarda tespit ettiğiniz temasın kerterizi 150, mesafesi ise Yardadır zamanında temasın kerterizi 140, mesafesi ise Yardadır. Radarda izlediğiniz bu temasın rotası aşağıdakilerden hangisidir? a) 080 b) 040 c) 070 d) 120 e) 220

16 102) Rotası 070 olan A gemisinin vardiya zabiti, B gemisini İSKELE 40 de kerteriz etmektedir. B gemisi vardiya zabiti ise A gemisini iskele 110 de kerteriz etdiğine göre, B gemisinin rotası aşağıdakilerden hangisidir? a) Rota 210 dir b) Rota 250 dir c) Rota 320 dir d) Rota 310 dir e) Rota 350 dir 103) 262 rotasına seyreden bir A gemisinin, hakiki olarak 082 gördüğü B gemisinin nispi kerterizi nedir? a) 180 b) 344 c) 248 d) 082 e) ) 172 rotasına ilerliyen bir gemiden,150 hakiki kerterizinde bulunan bir fenerin nispi kerterizi kaç derecedir? a) 338 b) 226 c) 022 d) 192 e) ) 020 rotasında seyir eden geminin vardiya zabiti A fenerini SANCAK 35 de kerteriz etmektedir. Geminin sürati 12 Knt.dir. Akıntı sıfırdır. 15 dakika sonra vardiya zabiti A fenerinden radarla mesafesini 3 mil olarak ölçtüğü anda A fenerinin hakiki kerterizini kaç derece olarak saptar. a) 070 b) 090 c) 055 d) 035 e) ) 080 rotasına 10 Knots süratle ilerlerken 035 de bir feneri kerteriz ediyoruz. 15 dakika sonra aynı feneri 350 de kerteriz ettiğimiz de fenere olan mesafemiz nedir? a) 5 mil b) 3,5 mil 2,5 mil c) 3 mil d) 2 mil 107) Saatte 10 mil hız ile 120 rotasına seyrediyorsunuz. Saat 21:10 da bir fenerden cayro pusulanızla 155 kerterizini ölçüyorsunuz. 12 dakika sonra aynı fenerden aldığınız kerteriz 190 dir. İkinci kerterizi aldığınızda (saat 21:22 de) fenerden uzaklığınız ne kadar olur? 2 mil a) 4 mil b) 3 mil c) 1.5mil d) 1 mil 3 mil 108) 240 rotasına 12 knot ile ilerlerken 19:30 da 270 de A fenerini kerteriz ediyoruz. Saat 19:45 de aynı feneri bu sefer 300 de kerteriz ediyoruz.19:45 de A fenerinden mesafemiz nedir? a) 2 mil

17 b) 4 mil c) 5 mil d) 6 mil 109) Rotası 340 olan bir A gemisi, B gemisini SANCAK 85 de görmektedir. B gemisi, A gemisini hakiki olarak kaç derecede görür? a) 065 b) 110 c) 135 d) 245 e) ) Rotası 040 olan bir A gemisi, B gemisini İSKELE 70 de görmektedir. B gemisi, A gemisini hakiki olarak kaç derecede görür? a) 220 b) 110 c) 150 d) 210 e) ) Rotası 340 olan bir A gemisi, B gemisini SANCAK 60 de görmektedir. B gemisi, A gemisini hakiki olarak kaç derecede görür? a) 040 b) 220 c) 280 d) 210 e) ) Sahildeki bir fenerin Cayro ripiterinden alınan kerterizi 310 dir. Geminin hakiki mevkiinden bu fenerin haritadan ölçülen kerterizi 308 dir. Cayro hatası nedir? a) 1 W b) 2 W c) 2 E d) 1 E e) 0 a) 1 E b) 2 E c) +2 2 W d) 1 W 113) Sahildeki bir fenerin Cayro ripiterinden alınan kerterizi 310 dir. Geminin hakiki mevkiinden bu fenerin haritadan ölçülen kerterizi 308 dir. Cayro hatası nedir? 114) Gemimizin rotası 262 iken hakiki kerterizi 072 olarak ölçülen bir geminin nispi kerterizi kaç derece olur? a) SANCAK 140 b) İSKELE 170 c) SANCAK 170 d) İSKELE 140 e) SANCAK ) Atlantik Okyanusu nda 156 rotasına seyrederken karşılaştığınız; cayro pusula hatası 0 olan bir gemi ile yapmış olduğunuz pusula kontrolunda, siz gemiyi 356 de kerteriz ettiniz. Diğer gemi sizi 179 de kerteriz ettiğini bildirdiğine göre cayro pusula hatanız nedir? a) 13 W b) 13 E c) 3 E

18 d) 3 W e) 0 116) Bir seyirci; iki fenerin transitini hatası 1 W olan cayro pusula ile 201 olarak okumaktadır. Bölgede doğal sapma 3 E ve gidilen rotadaki yapay sapma değeri 2 W ise manyetik pusula ile bu transitler kaç derecede okunur? a) 197 b) 198 c) 199 d) 200 e) 201 G+E W=T 201-1=200 CDMVT C 2W M 3E 200 =C ) Cayro hatası 2 W olan bir geminin hakiki 110 rotasına gitmek için cayro ile rotası ne olmalıdır? a) 108 b) 110 c) 112 d) 114 e) Hepsi yanlış 118) Cayro pusula hatası 4 E olan ve hakiki 086 rotasına seyreden bir geminin cayro pusula ile rotası aşağıdakilerden hangisidir? a) 080 b) 082 G+E=T.+ 4=86 G=82 c) 086 d) 088 e) 090 CEVAP ANAHTARINDA BU 119) Cayro hatası 2 W olarak bilinen cayro ile hakiki 128 rotasına gitmek için otomatik plota tatbik edilecek rota nedir? a) 126 b) 127 c) 128 d) 129 e) ) 187 cayro rotasına gitmekte olan bir gemi radarı ile bir A cismini SANCAK 30 de kerteriz etmektedir. Cayro hatası 2 W olduğuna göre hakiki kerteriz kaç derecedir? a) 28 b) 32 c) 157 d) 159 e) ) Cayro pusula ile 016 rotasına ilerlerken Cayro arızalanmıştır. Bölge de Var :2 E ve bu rotada Dev:6 E olduğuna göre Manyetik Pusula ile kaç rotasına seyretmelidir? a) 008 b) 014 c) 018 d) 024 e) ) Cayro pusulada hız hatası aşağıdaki durumlardan hangisinde en büyük olur? a) Gemi 050 rotasına 10 mil hız ile seyrederken b) Gemi 025 rotasına 10 mil hız ile seyrederken c) Gemi 090 rotasına 15 mil hız ile seyrederken d) Gemi 090 rotasına 10 mil hız ile seyrederken e) Gemi 130 rotasına 10 mil hız ile seyrederken

19 122 B) Aşağıdaki durumlardan hangisinde cayro pusulada hız hatası en büyük olur? a) Gemi 10 mil hız ile tam doğu rotasına seyrederken b) Gemi 10 mil hız ile tam batı rotasına seyrederken c) Gemi 10 mil hız ile 045 ve 225 ara rotalarında seyrederken d) Gemi 10 mil hız ile 135 ve 315 ara rotalarında seyrederken e) Gemi 10 mil hız ile tam kuzey rotasına seyrederken 123) CE 3 45 W ve bölgedeki Var :1 30'E ise, Manyetik Pusuladaki DEV miktarı aşağıdakilerden hangisidir? a) 5 15 E b) 2 15 E c) 2 15 W d) 5 15 W e) 3 35 W 124) Cayro pusula hatalarından enlem hatasında, enlemdeki değişme ne kadar olunca düzeltme uygulanır? a) 2 b) 3 c) 5 d) 10 e) 6 125) Geminiz ile 240 rotasına seyretmektesiniz. Bölgede doğal sapma 5 10'E dir. Manyetik pusulanın bu rotadaki yapay sapması 2 30'W dir. Manyetik pusula ile rotanız ne olmalıdır? a) 240 b) 230 c) d) e) CDMVT C 2,30W M 5,10E 240 C=240-(5,10-2,30)= 237, ) Haritada 208 transitinde olan kule ile fenerin kerterizi, cayro ripiterinden 205 ölçüldüğüne göre cayro hatası kaç derecedir? a) 3 E b) 3 W c) 1 30'W d) 1 30'E e) Hepsi yanlış 127) Haritada 225 olarak okunan bir transiti cayro pusulamız ile 224 olarak okursak cayro pusula hatamız kaç derecedir? 1 E a) 1 W b) 2 E c) 2 W d) 0 128) 141 transit hattı üzerinde bulunan bir gemi, cayro pusulası ile bu transiti 145 olarak okumaktadır. Cayro pusula hatası nedir?. a) 4 E b) 8 E c) 2 W

20 4 W G-W=T d) 6 W 129) Bir Cayro ripiteri ile iki maddenin ölçülen transit kerterizi 136,5 dir. Bu maddenin haritadan alınan transit kerteriz değeri ise 138 dir. Cayro hatası aşağıdakilerden hangisidir? a) 1.5 E G+E=T 136,5+E=138 b) 2 E c) 2 W d) 1.5 W e) 3 E 130) Cayro hatası 1,5 E olan bir cayro ile 128 rotasına gidersek,hakiki kaç derece rotasına gitmiş oluruz? 129,5 a) 126,5 b) 129 c) 127 d) 128,5 131) Hakiki 300 rotasına giderken doğal sapma 3 E ve yapay sapma 2 W ise manyetik pusulamız kaç dereceyi gösterir? a) 301 b) 299 c) 302 d) 298 e) ) Hatası 3 W olan bir cayro pusula ile 050 cayro rotasına giden bir geminin radarında pruva çizgisi 2 iskelede çıkmaktadır. Vardiya Zabiti bir A cismini radarla SANCAK 35 de kerteriz ediyor. Bu cismin hakiki kerterizi kaç derecedir? a) 016 b) 080 c) 082 d) 084 e) ) Var. değeri 1 40'E (1991) 4'W olan bir bölgenin haritasında 002 olan bir transiti pusulası ile 000 de kerteriz eden ve 090 rotasına giden bir gemide puruva 000 olduğunda Dev. değeri kaç derece olur? (Problem 2001 yılına göre çözülecektir.) a) 1 E b) 1 W c) 3 E d) 3 W Hepsi yanlış 134) N W mevkii ile N W mevkii arasındaki departure kaç mildir? a) 120 mil b) 150 mil c) 195 mil d) 220 mil e) 240 mil DIST=Dlong * cos Mlat =190*cos37,85=150 mil 135) N E mevkii ile N E mevkii arasındaki depature kaç mildir? a) 135 mil 143 mil b) 205 mil

21 c) 210 mil d) 242 mil DIST=Dlong*cos Mlat =200*cos44,25=143 mil 136) 120 rotasına 100 mil seyrederek 40 N E mevkiine demirleyen bir geminin, seyre kalktığı mevkiinin enlemi nedir? a) N b) N N N c) N 100*sin30=50nm 40n +0,50= 40*50 137) N E mevkii ile N E mevkii arasındaki mesafe yaklaşık kaç mildir? 260 mil 240 mil 232 mil 212 mil 209 mil 260*coslat 138) Kalkış ve varış noktaları arasında 2 33 dlat olan bir seyirde gemi N ile W arasında bir yöne 200 mil seyretmişse geminin rotası nedir? 320 a) 310 b) 330 c) 332 d) ) 200 rotasına giderek 100 mil departure oluşturan bir geminin kalkış ve varış noktaları arasındaki dlat kaç dakikadır? a) 110 b) 172 c) d) ) Kalkış ve varış mevkiilerinin enlemleri 38 N, boylamları farklı ise; aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Rota 000 veya 180, mesafe enlem farkıdır. b) Rota 090 veya 270, mesafe boylam farkıdır. c) Rota 000 veya 180, mesafe deparçerdir. d) Rota 090 veya 270, mesafe deparçerdir. e) Rota 090 veya 270, mesafe enlem farkıdır. 141) Var 'E (1993) 6'W olan bir bölgede 075 hakiki rotasına gitmekte olan gemi haritada 225 de transitte oldukları belirlenen iki feneri pusulası ile kaç derecede transit edebilir? (Problem 2001 yılına göre çözülecek olup aşağıdaki Dev. Cetveli kullanılacaktır.) a) b) c) d) e) DOĞU + BATI - ĞU E S W N E S W N

22 CDMVT C 0,30W M 0,38W ) Var. değeri; 1 50'W (1993) 5'W olan bir bölgede, 300 pusula rotasına giden bir gemi pelarus aleti ile bir A fenerini SANCAK 165 de kerteriz etmiştir. Fenerin hakiki kerterizi kaç derecedir? (Dev. değeri aşağıdaki Dev. cetvelinden alınacak ve problemi 2001 yılına göre çözülecektir.) a) b) c) d) e) DOĞU + BATI - DOĞU + BATI CDMVT 150 2,30W M 4E 151, E S W N 144) Rehberin pupasından Yarda mesafede bulunan bir A gemisinin, 148 rotasına 15 Kts.sürat ile iler-leyen rehber 3 geminin 280 hakiki kerterizi Yarda mesafesinde en az sürat 2 kullanarak mevki alabilmesi için rotası ne olmalıdır? 1 a) b) b) 353 iptal 1 c) d) e) ) Rota 098 olursa rota açısı C. ne olur? a) N 72 E b) S 72 E c) N 82 E d) S 82 E e) S 80 E E S W N CDMVT 105 1,15W M 2,30W ,15 60 E S W N 4 143) 030 pusula rotasına 3 gitmekte olan gemi bir A fenerinin manyetik pusulası ile 150 de kerteriz etmektedir. Var 3 30'E(1995)5'E 2 ve aşağıdaki Dev. Cetvelinden alınacak Dev. Değerine göre hakiki kerteriz nedir? (Problem yılına göre çözülecektir.) E S W N a) b) c) d) DOĞU + BATI - DOĞU + BATI - 146) İki gemi birbirlerini farklı bordalarından 135 de nispi olarak kerteriz ederlerse, bu gemilerin rotaları ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a) Rotalar birbirine paraleldir. b) Rotalar birbirinin 180 tersidir. c) Rotalar birbiri ile 45 lık açı yapar. d) Rotalar birbirine diktir. e) Rotalar birbiri ile 135 lık açı yapar. 147) İki maddeden kerteriz ile mevki elde etmek için kerterizlerin alınması ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a) Önce kemere yönüne yakın olan maddeden kerteriz alınr, b) Önce omuzluk yönüne yakın olan maddeden kerteriz alınır, c) Kerterizler öncelik sırasına bakılmaksızın çabuk şekilde alınır, d) Önce pruvaya yakın olan maddeden kerteriz alınır,

23 e) Önce gemiye yakın olan maddeden kerteriz alınır. 148) Hakiki kerteriz ile nispi kerteriz arasındaki fark aşağıdakilerden hangisidir? a) Hakiki kerteriz kuzeyden itibaren doğuya veya batıya doğru 180 ye kadar, Nispi kerteriz ise kuzeyden itibaren saat yönünde arasında ölçülür. b) Nispi kerteriz kuzeyden itibaren saat yönü istikametinde arasında, Hakiki kerteriz ise geminin pruva-sından itibaren saat yönü istikametinden arasında ölçülür. c) Hakiki kerteriz kuzeyden itibaren saat yönünün aksi istikametinde arasında, Nispi kerteriz geminin pruvasından itibaren saat yönü istikametinde arasında ölçülür. d) Hakiki kerteriz kuzeyden itibaren saat yönü istikametinde arasında, Nispi kerteriz geminin pruvasın-dan itibaren saat yönü istikametinde arasında ölçülür. e) Hakiki kerteriz kuzeyden itibaren saat yönü istikametinde arasında, Nispi kerteriz geminin pru-vasından itibaren SANCAK / İSKELE ye doğru arasında ölçülür. 149) Dünyanın bünyesinde meydana gelen mıknatıslanma nedeniyle pusulamızda meydana gelen sapmaya ne denir? a) Tabii sapma denir.(d) kısaltması ile gösterilir. b) Tabii sapma denir.(v) kısaltması ile gösterilir. c) Arızi sapma denir.(d)kısaltması ile gösterilir. d) Arızi sapma denir.(v) kısaltması ile gösterilir. e) Pusula hatası. 150) Yapay sapma cetveli (Dev. cetveli) kontrolü veya yeniden düzenlenmesi yapılırken gemi 8 yöne saldırı-lır. Kerteriz almadan önce gemi en az kaç dakika bu rotada seyretmelidir? a) 4 dk. b) 10 dk. c) 15 dk. d) 20 dk. e) Böyle bir kaide yoktur 151) Yapay sapmayı meydana getiren sebepler nelerdir? a) Manyetik Meridyen ile Hakiki Meridyen arasındaki açıdır. b) Gemi bünyesindeki metal aksam, elektrik, elektronik cihazlardan oluşan sapmadır. c) Manyetik Kutup Hakiki kutbun batısında ise. d) Geminin bulunduğu Enlem ve Boylam farkı. e) Pusula boylamı ile Pusula sıfırı arasında kalan açıdır. 152) Bir cayro pusulada aşağıdakilerden hangisinde diğerlerine göre enlem hatası en büyüktür? a) 040 güney enleminde doğu rotasında hata en büyüktür b) 060 kuzey enleminde batı rotasında hata en büyüktür c) 020 kuzey enleminde kuzey rotasında hata en büyüktür d) Ekvator üzerinde kuzey rotasında hata en büyük olur e) Ekvator üzerinde güney rotasında hata en büyük olur 153) Aşağıdaki hatalardan hangisi cayro pusula hatalarından değildir? Enlem Hatası. Rubu Dairevi Hata. Balistiki Sapma Hatası. Arızi Sapma Askı Tertibatı Hatası 154) Karada bulunan pusula çubuğu hangi doğrultuda durur? a) Coğrafi kuzey-güney kutup doğrultusunda b) Manyetik kuzey-güney kutup doğrultusunda c) Coğrafi boylamlara paralel d) Coğrafi enlemlere paralel e) Manyetik enlemlere paralel 155) Aşağıdakilerden hangisi sulu ve kuru pusula tası arasındaki farklardan biri değildir?

24 a) Kuru pusula tası kartı, sulu pusula tası kartına göre çok oynaktır. b) Sulu pusula tası ile daha rahat dümen tutulur. c) Sulu pusula tasında pusula kartını şamandıra, kuru pusula tasında ise iğnecik taşır. d) Sulu pusula tasında pusula kartı, gemi yalpaya düştüğünde düz durduğu halde, kuru pusula tasında düz durmaz. e) Sulu pusula tasında körük olduğu halde kuru pusula tasında körük yoktur. 156) Cayro pusulalarda; birbirine dik üç ayrı eksen etrafında hareket serbestiyetine sahip olan, yüksek devirle dönen ve ağırlığı çevresinde balans edilmiş elemana verilen isim aşağıdakilerden hangisidir? a) Fantom element (Gölge eleman) b) Spider element (Örümcek eleman) c) Hassas element (Duyarlı bölüm) d) Cayro döndürme sistemi e) Düşey çember 157) Cayro pusulalarda; Fantom element ile hassas elementi taşıyacak şekilde imal edilen kısma verilen isim, aşağıdakilerden hangisidir? a) Fantom element (Gölge eleman) b) Spider element (Örümcek eleman) c) Hassas element (Duyarlı bölüm) d) Cayro döndürme sistemi e) Düşey çember 158) Geminin yatay yumuşak demirlerinin pusulaya etkisini azaltmak veya yok etmek için aşağıdaki düzeltici-lerden hangisi kullanılır? a) Tashih küreleri b) Flender çubuğu c) Bakraç d) Tashih çubukları (enine) e) Tashih çubukları (boyuna 159) Cayro pusulada kuzey arama devinmesi (presesyonu) sağlamak için, S tarafından bakıldığı durumda aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a) Rotor, saat yelkovanı tersi yönünde dönüyor ise ağır dip kontrolu yapılır. b) Rotor, saat yelkovanı tersi yönünde dönüyor ise ağır tepe kontrolu yapılır. c) Rotor, saat yelkovanı yönünde dönüyor ise ağır tepe kontrolu yapılır. d) Rotor, saat yelkovanı yönünde dönüyor ise kontrol ağırlığına gerek yoktur. e) Rotor, saat yelkovanı tersi yönünde dönüyor ise kontrol ağırlığına gerek yoktur. 159 B) S tarafından bakıldığına göre cayrosu saat yelkovanı tersi yönünde dönen bir pusulada, yatay görünsel hareket sağa doğru, düşey görünsel hareket yukarı doğru, kuzey arama kontrol devinmesi (presesyonu) sağa doğru ve kuzeyi bulma söndürme devinmesi (presesyonu) yukarı doğru olduğuna göre pusulanın N ucu aşağıdakilerden hangini gösterir? a) Ufuk düzleminin yukarısı ve meridyenin sağı b) Ufuk düzleminin altı ve meridyenin sağı c) Ufuk düzleminin altı ve meridyenin solu d) Ufuk düzleminin yukarısı ve meridyenin e) Ufuk düzleminin yukarısı ve tam meridyen üzeri 159C) S tarafından bakıldığına göre, cayrosu saat yelkovanı tersi yönünde dönen bir pusulada, söndürme devinmesi (presesyonu), ağağıdakilerden hangisi ile sağlanır? a) Düşey eksen üzerindeki bir tepe ağırlığı ile sağlanır

25 b) Düşey eksen üzerindeki bir dip ağırlığı ile sağlanır c) Düşey eksenin sağ tarafındaki bir dip ağırlığı ile sağlanır d) Düşey eksenin solundaki bir tepe ağırlığı ile sağlanır e) Düşey eksenin solundaki bir dip ağırlığı ile sağlanır 160) Pusula sehpası üstünde bulunan düzeltme elemanlarından hangisi yumuşak demirdir? a) Bakraç b) Filender çubuğu c) Enine duran düzeltme çubukları d) Boyuna duran düzeltme çubukları e) Dikine duran düzeltme çubukları 161) Pusula sehpası üstünde bulunan elemanlardan aşağıdakilerden hangisi manyetik malzemeden yapıl-mıştır? a) Yalpa çemberi b) Bıraketler c) Filender çubuğu kutusu d) Filender çubuğu e) Bakraç 162) Serbest dönen bir cayroskop, hangi yönü muhafaza eder? a) Doğu batı yönünü b) Kuzey güney yönünü c) Eksen yönünü d) Boylam yönünü e) Enlem yönünü 163) Serbest dönen bir cayro pusulanın dönüş eksenine etki ederek, bu eksenin Kuzey/ Güney yönüne yönelmesini sağlayan esas öğe aşağıdakilerden hangisidir? a) Dünyanın batıdan doğuya dönüş hızı kuvveti, b) Cayronun ataleti, c) Yer çekimi, d) Presesyon hareketi, e) Geminin hızı 164) Serbest cayronun Güney Yarımküre deki yatay görünsel hareketi için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Cayro dönüş ekseni N ucu ufuk düzleminin yukarısında ise yatay görünsel hareket meridyene doğrudur. Yatay görünsel hareket batıya doğrudur. b) Yatay görünsel hareket doğuya doğrudur. c) Yatay görünsel hareket meridyene doğrudur. d) Cayro dönüş ekseni N ucu ufuk düzleminin altında ise yatay görünsel hareket batıya doğrudur. 165) Aşağıdaki maddelerden hangisi pusulayı etkilemez? a) Elektrik kabloları b) Yumuşak demirden yapılmış vardevelalar c) Isınan baca d) Çarmıh telleri Sarıdan yapılmış teleskop 166) Devamlı olarak 190 hakiki rotasına seyreden bir geminin başlangıçta manyetik pusula ile cayro pusulası arasındaki fark 4 iken giderek bu fark büyümeye başlamıştır. Bunun nedenleri aşağıdakilerden hangisidir? a) Tabii sapmanın değişmesi b) Yapay sapmanın değişmesi IPTAL c) Enlemlerin değişmesi

26 d) Tabii ve yapay sapmanın değişmesi e) Tabii ve yapay sapma ile enlemlerin değişmesi 167) Bir geminin pusulasının hangi hallerde düzeltilmesi gerekir? a) Arızi sapma 5 yi geçerse, b) Gemi uzun süre tamirde kalırsa, c) Geminin yara alması veya çatışması halinde, d) Uzun zaman bir yere bağli kalması halinde, e) Hepsi doğru. 168) Aynı maddeden değişik zamanlarda iki defa kerteriz alınarak kerteriz kaydırma usulü ile bulunan mevkiye ne ad verilir? a) Fix mevki b) Kesin fix mevki c) AP mevki d) Running fix mevki e) MPP Mevkii 169) Çapraz iki kerterizde konulan mevkiin kabul edilebilir bir doğrulukta olması için kerterizler arasındaki açı ne olmalıdır? a) Kerterizler arası açı 30 den küçük 150 den büyük olmamalı b) Kerterizler arası açı 60 den küçük 120 den büyük olmamalı c) Kerterizler arası açı 0 den küçük 180 den büyük olmamalı d) Kerterizler arası açı 90 den küçük 180 den büyük olmamalı e) Kerterizler arası açı 45 den küçük 180 den büyük olmamalı 170) Kıyısal seyirle ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? a) Kerteriz alınırken gemiye yakın sahil maddeleri seçilmelidir. b) Seyir yapılan bölgenin en büyük ölçekli haritası kullanılmalıdır. c) Limanlara girişte rehber hatlarından faydalanılmalıdır. d) Yapay sapma değeri o yıla göre hesaplanmalıdır. e) Doğal sapma değeri kerterizin alındığı mevkiye ve yıla göre hesaplanmalıdır. 171) Gece yapılacak olan kıyı seyri için rotalar çizilirken, kıyıdan veya kıyıdaki cisimlerden en az kaç mil açıktan geçecek şekilde rota çizilmelidir? a) Dik sahillerden 1 mil, alçak sahillerden 3 mil. b) Dik sahillerden ½ mil, alçak sahillerden 1 mil. c) Kıyı şekillerinden veya kıyıya yakın cisimlerden yararlanabilecek kadar açık. d) Derinliğe bağlı olarak 1 veya 3 mil. Kaptanın değerlendirmeleri neticesinde vereceği karara göre. 172) Kıyı seyrinde, kıyıya yakın veya uzak geçme yönünde karar verirken aşağıdaki hususlardan hangisi etken değildir? a) Zabitlerin yeteneği b) Makinenin durumu c) Sahil şeridinin yapısı d) Rüzgar e) Dip yapısı 173) Kıyı seyri için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? a) Karayı iskelesinde gören gemi sahile mümkün olduğunca yakın seyretmelidir. b) Nehirlerin denize döküldükleri yerlerden açık geçilmelidir. c) Rotalar trafik akış yönüne uygun çizilmelidir. d) Sığ sahile dik inilmeli veya çıkılmalıdır. e) Trafik ayrım düzenine uyulmayacak ise düzenden açık seyredilmelidir.

27 174) A emsali + bir değerde bulunursa pusulaya ne gibi bir düzeltme uygulanır? a) Pruva N a alınarak boyuna mıknatıs çubukları sürülür. b) Pruva S a alınarak enine mıknatıs çubukları sürülür. c) Bakraçtaki pusula çubuklarının sayısı arttırılır. d) Tashih küreleri pusuladan uzaklaştırılır e) Pusula dolabı sola çevrilir 175) Aşağıdaki ifadelerden hangisi j emsalini tanımlamaktadır? a) Gemi pruvası E ve W yönünde iken meydana gelen sapma. b) Gemi pruvası ara yönlerde iken meydana gelen sapma. c) Gemi meylettiği zaman meydana gelen sapma. d) Geminin 1 meyletmesi neticesinde meydana gelen sapma. e) Pusulanın omurga hattı üstünde olmaması nedeniyle meydana gelen sapma. 176) Gemide + Q ve + P bileşenleri var ise geminin inşası sırasında pruvasının yönü nedir? a) NE b) E c) SE d) S e) W 177) Geminin baş ve kıçındaki daimi mıknatısiyet aşağıdakilerden hangisi ile gösterilir? a) e N VE S yönü ortalama b) a ara ve ana yönlerin ortalaması c) R düşey d) Q kemere e) P 178) Manyetik pusulada; geminin baş ve kıçındaki daimi mıknatısiyet aşağıdakilerden hangisi ile gösterilir? a) e b) a c) R d) Q e) P 179) Gemi pruvası 000 iken Q da meydana gelen sapma + 5, gemi pruvası 090 iken P de meydana gelen sapma +3 ise, pruva 040 iken P ve Q dan dolayı meydana gelen sapma kaç derece olur? a) 5 b) 5,7 sapma=p.sinco+q.cosco c) 7,2 d) 8 e) 2 180) Gemi 8 yöne saldırarak aşağıdaki yapay sapma değerleri bulunmuştur. Bu duruma göre D emsalinin değeri nedir? Pruva N NE E SE S SW W NW Yapay Sapma 6 W 10 W 5 W 1 W 3 E 6 E 11 E 5 E a) 5 W b) 7 W c) 2 E d) 5 E e) 2 W 181) Gemi 8 yöne saldırarak aşağıdaki yapay sapma değerleri bulunmuştur. Bu duruma göre E emsalinin değeri nedir? Pruva N NE E SE S SW W NW Yapay Sapma 5 E 1 E 6 W 7 W 10 W 6 W 7 W 0

Daha göster

Seyir Kaynak 2 Soru Bankası

İNTERSEPT
GÜNEŞTEN ALINAN SEXTANT YÜKSEKLİĞİNİN DÜZELTİLMESİ
a) Sextant Altitude Sext Alt Sextantta Okunan Yükseklik
1 ± Index Error ± IE ±Uzade Hatası
2 Observed Altitude Obs Alt Gözlemlenen Yükseklik
- K.Ü.G.Y. -Dip Köprü Üstü Göz Yüksekliği
3 Apperent Altitude Ha (Appr Alt) Gözüken Yükseklik
Güneşin Alt Kenarından Gözlem Yapılmışsa (+)
Total Correction
Güneşin Üst Kenarından Gözlem Yapılmışsa (-)
True Altitude Ho
Not= 3.düzeltme için total correction sayfası verilmez ise,
Total correction için; a) Refraction Kırılma
b) Semi Diameter Yarı Çap
c) Paralax Görüş Bozukluğu

Bu 3 düzeltme değeri bulunur ve işaretlerine göre işleme sokularak Total Correction bulunur.
YILDIZLARDAN VE GEZENGENLERDEN ALINAN SEXTANT YÜKSEKLİĞİNİN DÜZELTİLMESİ VE Ho DEĞERİNİN
BULUNMASI

A) YILDIZLAR B) GEZEGENLER
Sextant Altitude Sext Alt Sextant Altitude Sext Alt
± Index Error ± IE ± Index Error ± IE
Observed Altitude Obs Alt Observed Altitude Obs Alt
- K.Ü.G.Y. -Dip - K.Ü.G.Y. -Dip
Apperent Altitude Ha (Appr Alt) Apperent Altitude Ha (Appr Alt)
-Total Correction -Total Corr. -Total Correction -Total Corr.
True Altitude Ho +Additional Correction +Add. Corr.
True Altitude Ho

3- AYDAN ALINAN SEXTANT YÜKSEKLİĞİNİN DÜZELTİLMESİ

If Sextant Altitude Sext Alt Altitude taken Upper Limb


(Şayet yükseklik Ay’ın üst kenarından yapılmışsa)
± Index Error ± IE
True Alt.=Ho-30( dır.
Observed Altitude Obs Alt
- K.Ü.G.Y. -Dip NOT: Düzeltme iki bölüme ayrılmıştır.
1. düzeltme (Correction 1), çizelgenin üst bölümüne görünen yükseklik ile
Apperent Altitude Ha (Appr Alt) girilerek,
2. +Additional Correction 1 +Add. Corr. 1 düzeltme (Correction 2) ise, çizelgenin alt bölümüne birinci düzeltmenin
alındığı kolon ve yatay paralax ile girilerek alınır.
Alt +Additional Correction 2 +Add. Corr. 2 (A) ve üst (U) kenarlar için yapılacak düzeltme çizginin alt bölümünde ayrı
True Altitude Ho ayrı verilmiştir. Bütün düzeltmelere görünen açısal yükseklik eklenmeli ve
üst kenardan yapılan gözlemler için 30( çıkarılmalıdır.
Basınç ve ısı düzeltmeleri A4 üncü sayfadadır.

1) A gemisi vardiya zabiti Güneşten yaptığı gözlem sonucu Ho 48º 36´, Hesabi yüksekliği ise Hc 48º 26´ olarak
saptadığına göre, intersept aşağıda ifade edilen değerlerden hangisidir?
a) İntersept 10 mil yakın
b) İntersept 10 mil uzak
c) İntersept sıfır
d) İntersept 36 mil uzak
e) İntersept 26 mil yakın
hc-ho= + ise uzak -10 mil yakın

1
2) Hc = 38° 15' ve Ho 38° 48' ise intersept nedir?
a) a= 12 mil uzak
b) a= 12 mil yakın
c) a= 33 mil yakın
d) a= 33 mil uzak
e) a= 20 mil uzak
HC – HO =--33 YAKIN

3) A mevkiindeki geminin vardiya zabit 5 Haziran 1999 günü Güneşin üst çevresinden yaptığı gözlem sonucu Sext.Alt.
67º 35 ´ olarak saptamıştır. Güneşin Hesabi yüksekliğini ise HC 67º 35´ olarak hesaplamış ve inter-septi saptamıştır. IC-1
´,2 kügy (Göz yüksekliği) 16 m. olduğuna göre, vardiya zabitinin saptadığı intersept aşağıda ifade edilen değerlerden
hangisidir?
a) İntersept 7.7 mil yakın
b) İntersept 24,1 mil yakın
c) İntersept 24.1 mil uzak
d) İntersept 8.5 mil uzak
e) İntersept 24.5 mil uzak
67* 35’ – 1’,2 (IC) - 16’,2(a2 tablosu 67 17 üst karsılgı) - 7’,1 (16 m karslgı) =HO 67* 10,5
HC-HO=24,5 NM UZAK

4) Rasadi İrtifa (Ho) : 57˚ 35.5, Hesabi İrtifa (Hc) : 57˚ 41.5, Azimuth Açısı (Az) : N 75˚ E olduğuna göre, Intersept ve
Semt (Zn) değerleri aşağıdakilerden hangisidir?
a) 6 Mil (Uzak), Zn : 075˚
b) 6 Mil (Yakın), Zn : 255˚
c) 12 Mil (Yakın), Zn : 075˚
d) 6 Mil (Yakın), Zn : 075˚
e) 6 Mil (Uzak), Zn : 285˚
HC-HO=6MIL UZAK SEMT 075

5) 5 Mart 1999 günü A gemisi vardiya zabiti Venüs gezegeninden yaptığı gözlem sonucu Sext.Alt. 28º 38´,0 olarak,
Hesabi yüksekliği ise HC 28º 32´,2 olarak hesaplayıp intersepti saptamıştır. Vardiya zabiti aşağıda ifade edilen
değerlerden hangisini intersept olarak saptamıştır? IC+0´,9 ve KÜGY 16 mt.
a) İntersept 5.8 mil uzak
b) İntersept 5.6 mil yakın
c) İntersept 2 mil uzak
d) İntersept 4.3 mil uzak
e) İntersept 5.7 mil yakın
28* 38’ + 0’,9 (IC) - 1’,8(a2 tablosu 28 38 GEZEGEN) - 7’,1 (16 m karslgı)+0,2 (VENUS DUZELTMESI)=HO
28* 30,2
HC-HO=2 NM UZAK

6) Güneşten yapılan gözlem sonucu, Gözlemsel başucu mesafesi ZXo 44º 25´ , Hesabi başucu mesafesi ZXc 44º 30´
olduğuna göre intersept aşağıdaki ifadelerden hangisidir ?
a) İntersept 5 mil uzak
b) İntersept 5 mil yakın
c) İntersept 25 mil uzak
d) İntersept 25 mil yakın
e) İntersept 30 mil yakın
ZXC-ZXO=5 MIL YAKIN HC-HO=+ISE UZAK BURDAKI TERSI

7) Hc > Ho ise intersept ne olur?


a) T
b) A
c) Gp
d) Z
e) AP

8) Ho > Hc ise intersept ne olur?


a) AP
b) GP
c) A
d) T
e) ZN

9) İnterseptin hesaplanmasında aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?


a) İntersept = ZXo – Ho
b) İntersept = ZXc – Hc
c) İntersept = ZXc – Ho
2
d) İntersept = ZXc – ZXo
e) İntersept = ZXo – Hc

FENERLER / ŞAMANDIRALAR
10) “AlWRG” kısaltması neyi ifade eder?
a) Fenerin beyaz, kırmızı, yeşil sektörlü olduğunu
b) Fenerin kırmızı ve yeşil sektörünün tehlikeli olduğunu
c) Fenerin duruma göre renk değiştirdiğini
d) Fenerin devamlı olarak ard arda renk değiştirdiğini
e) Fenerin özel hizmet feneri olduğunu

11) Bir periyot içinde farklı renkler sergileyen ritmik fenerlere ne ad verilir?
a) Ritmik Fener.
b) Sabit Fener
c) Sektörlü Fener.
d) Renk Değiştiren Fener.
e) Rehber Fener.

12) Aşağıdaki fenerlerden hangisinin aydınlık süresi, karanlık süresinden fazladır?


a) Iso IŞIK SÜRESİ = KARANLIK SÜRESİ
b) GpFl GRUPTAKİ TOPLAM IŞIK SÜRESİ < TOPLAM KARANLIK SURESİ
c) FL CAKARLI FENER ISIK SURESI < KARANLIK SURESİ
d) Occ TOPLAM IŞIK SÜRESİ > TOPLAM KARANLIK SURESİ
e) Alt

13) Işık süresi karanlık süresine eşit olan fenerlere ne isim verilir?
a) Husuflu fener Occ
b) Çakarlı fener FL
c) Sabit fener F
d) İzofaz fener ISO IŞIK SURESİ= KARANLIK SURESİ
e) Seri çakarlı fener QkFL

14) Karanlık süresi ışık gösterme süresinden fazla olan fenerlere ne isim verilir?
a) Çakarlı fener FL
b) Husuflu fener Occ AZ
c) Sabit fener F
d) İzofaz fener Iso EŞİT
e) Sabit çakarlı fener FFL

15) Aydınlık süresi karanlık süresinden daha fazla, 15 sn de birkez çakan, görünme mesafesi 17 mil ve yük-sekliği 20m
olan bir fener haritalarda nasıl gösterilir?
a) Iso 15sn 17m 20M
b) Oc 15 sec 17M 20m
c) Occ 15 sec 20m 17M
d) Iso 15 sec 17M 20m
e) Al 15 sec 17m20M

16) Renk değiştiren bir fener, haritalarda hangi kısaltma ile gösterilir.
a) Occ.4snRW
b) ALWG
c) FFI(3)5sn
d) Iso FFIRGW
e) IQWR

17) Grup çakarlı,15 saniyede bir 3 çakar gösteren 10 metre yüksekliğinde 15 milden gözüken beyaz ışıklı bir fenerin
haritadaki yazılımı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Gp.Fl.(3) 15 sec.15m. 10 M
b) Gp.Fl.(3) W.15 sec 10 m.15 m
c) Fl.(3) W. 15 sec.10 m. 15 m
d) Fl.(3)15 sec 10 m.15 M
e) Gp.Fl.(3) 15 sec 15 m 10 M

18) Aşağıdakilerden hangisi sis işareti ile ilgili bir kısaltma veya açıklama değildir?
a) Dia DİAFON
b) Explos PATLAYICI MADDE
c) Bell CAN VEYA GONG
d) Fog Det Lt.
e) Siren Mo (N)

3
19) Fenerlerin frekansları hangi kaynaktan bulunur?
a) Haritalardan
b) Portolonlardan
c) Fenerler ve sis işaretleri kitaplarından
d) Kılavuz kitaplarından
e) Kılavuz haritalarından

20) Fenerler ve Sis İşaretleri Kitabında verilen fener kerterizleri ile ilgili, aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Fenerlerin görünme kerterizleri nispi kerterizlerdir.
b) Fenerlerin görünme kerterizleri fenerin ışık şiddetine bağlıdır.
c) Fenerlerin kerterizleri denizden verilmiştir. SATIR 8
d) Fenerlerin kerterizleri nispi ve sektör olarak verilmiştir.
e) Fenerlerin kerterizleri fenerden verili

21) Haritalarda gösterilen; fenerlerin karakteristik özelliklerinde yer alan fener görünme mesafeleri ile ilgili aşağıdaki
ifadelerden hangisi doğrudur ?
a) Haritalarda; fenerlerin coğrafi görünme mesafeleri verilmiştir.
b) Haritalarda; fenerlerin meteorolojik görünme mesafeleri verilmiştir.
c) Haritalarda; fenerlerin hesabi görünme mesafeleri verilmiştir.
d) Haritalarda; fenerlerin nominal görünme mesafeleri verilmiştir.
e) Haritalarda; fenerlerin görünme mesafeleri 15 Ft. Göz yüksekliğine göre verilmiştir.

22) FL(3) 25sec 100m 20M özelliklerini taşıyan bir fener 5 mil görüş mesafesinde kaç milden görülebilir? (Ek cetveli
kullanınız.)
a) 5 milden
b) 12 milden EK CETVEL 1
c) 13 milden
d) 15 milden
e) 20 milden

23) 100000 mum (kandil) şiddetinde ışık kaynağı olan bir fenerin nominal görülme mesafesi kaç mildir? (Ek cetveli
kullanınız.)
a) 14 mil
b) 19,5 mil
c) 19 mil
d) 20 mil
e) 26 mil

24) Göz yüksekliği 64 ft olan bir gözlemci 144 ft yüksekliğindeki bir feneri kaç milden görebilir?
a) 20 mil
b) 20.5 mil
c) 21.7 mil
d) 22.8 mil 1,14^64 + 1,14^144=1,14*8+1,14*12=22.8
e) 19.7 mil

25) Yüksekliği 25 metre olan bir fener, göz yüksekliği 16 metre olan bir gözlemci tarafından kaç milden görülür?
a) 18,7 mil 2.08^16 +2.08^25=18,72
b) 22,3 mil
c) 16,2 mil
d) 21.9 mil
e) 10,3 mil

26) FL 5 sec 100 m 10 M özelliğindeki fenerin 9 m göz yüksekliğindeki bir zabit için coğrafi görülme mesafesi yaklaşık
kaç mildir.
a) 14 mil
b) 19 mil
c) 27 mil 2.08^9 +2.08^100=27.04
d) 30 mil
e) 32 mil

27) FL5sec49m10M nominal özelliklerini taşıyan bir fener göz yüksekliği 9 m olan bir zabit için görüş mesa-fesinin 15 mil
olduğu bir ortamda gece ve gündüz kaç milden görülebilir? (Ek cetvel 01 kullanınız.)
a) 15-15 mil
b) 10-10 mil
c) 12-15 mil
d) 14-21 mil
e) 12-21 mil
4
28) Gp FL (2) 10 sec 81 ft 10 M özelliğindeki fenerin 16 ft göz yüksekliği olan bir zabit coğrafi görülme mesafesi yaklaşık
kaç mildir?
a) 12 mil
b) 10 mil0
c) 18 mil
d) 15 mil 1.14^16+1.14^81=14,82
e) 17 mil

29) 020° Rotasına ilerlerken pruvada beyaz Qk.Fl.(6)+LFl10s özelliğinde bir fener gördünüz. Bu fener ile ilgili aşağıdaki
ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Tehlikenin doğusunu işaretliyen Kardinal sistem şamandırasıdır.
b) Tehlikenin batısını işaretliyen kardinal sistem şamandırasıdır.
c) Tehlikenin güneyini işaretliyen Kardinal sistem şamandırasıdır. GÜNEY GÜVENLİ
d) Tehlikenin kuzeyini işaretliyen Kardinal sistem şamandırasıdır.
e) Güvenli su işaretini gösteren kardinal sistem şamandırasıdır.

30) Düşey şeritler halinde boyanmış şamandıranın haritadaki sembolü altındaki “RW” gibi kısaltmalar hangi düzene göre
yazılmıştır?
a) Sağdan sola doğru
b) Soldan sağa doğru
c) Açık renkten koyu renge doğru
d) Koyu renkten açık renge doğru
e) Böyle bir sistem yoktur

31) Yatay şeritler halinde boyanmış bir şamandıranın haritadaki sembolünün altındaki “RGR” gibi kısaltmalar hangi
düzene göre yazılmıştır?
a) Üsten aşağı renk sırasına göre
b) Aşağıdan yukarı renk sırasına göre
c) Koyu renkten açık renge göre
d) Açık renkten koyu renge göre
e) Böyle bir sıralama sistemi yoktur

32) Gece şartlarında CENOVA/İtalya limanına giriş yapan yüksek tonajlı bir gemi; pruva istikametinde orta mesafede
gördüğü bir fenerin karakteristiğini, Fl.(2+1)G olarak tespit etmiştir. Bu geminin vardiya zabiti olarak hareket tarzınız ne
olacaktır? SISTEM A TERCIHLI KANAL ISKELEDE YKY
a) Halihazırdaki rotada seyre devam ederim
b) Şamandıranın güneyinden geçecek şekilde yeni bir rotada viyalarım.
c) Şamandırayı iskelede bırakarak, sancak taraftaki tercihli kanalda seyrederim. Fl.(2+1)R
d) Şamandırayı sancakta bırakarak, iskele taraftaki tercihli kanalda seyrederim.
e) Şamandıranın kuzeyinden geçecek şekilde yeni bir rotada viyalarım.

33) Yüksek tonajlı geminiz ile NORFOLK/ABD limanına giriş esnasında; ilerleme istikametinizde gördüğünüz, yatay yeşil,
kırmızı, yeşil renkli sütun tipi şamandıra ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a)Bu şamandıra; sancak tarafta bırakılarak iskele tarafta bulunan, tercihli kanalda seyre devam edilmelidir.
KIRMIZI YESIL KIRMIZI Fl(2+1)R
b)Bu şamandıra sancak tarafta bırakılarak seyre devam edilmelidir.
c)Bu şamandıra; iskele tarafta bırakılarak sancak tarafta bulunan, tercihli kanalda seyre devam edilmelidir.
YEŞİL KIRMIZI YEŞİL Fl.(2+1)G
d)Bu şamandıra iskele tarafta bırakılarak seyre devam edilmelidir.
e)Bu şamandıra emniyetli suları markalamaktadır.

34) 000° rotasına seyretmektesiniz, pruvanızda VQ(9)10s bir fenerin çakmakta olduğunu gördüğünüzde aşağıda-kilerden
hangisini uygularsınız?
a) Şamandıranın doğusundan geçilir.
b) Şamandıra iskelede bırakılır.
c) Şamandıranın batısından geçilir. BATISI GUVENLİ
d) Şamandıranın kuzeyinden geçilir.
e) Şamandıranın güneyinden geçilir.

35) Gece şartlarında 000° rotasında seyrederken, pruvanızda gördüğünüz ve ışık karakteristikleri VQ (3) 5s olan yan
yana iki fener ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur ?
a) Bu şamandıralar; sancak tarafta bırakılarak seyre devam edilmelidir.
b) Bu şamandıralar haritada bulunmayan; yeni oluşmuş bir tehlikeyi markalamaktadırlar.
c) Bu şamandıralar; iskele tarafta bırakılarak sancak tarafta bulunan, tercihli kanalda seyre devam edilmelidir.
d) Bu şamandıralar liman girişini markalamaktadırlar.
e) Bu şamandıralar emniyetli suları markalamaktadırlar.

36) Haritada içi siyah renkle doldurulmuş şamandıra şekilleri bize şamandıranın hangi renkte olduğunu ifade eder?
5
a)Sarı
b)Kırmızı
c)Yeşil
d)Mavi
e)Beyaz

37) IALA Lateral Sistem A ile B arasındaki fark aşağıdakilerden hangisidir?


a) Şamandıra şekilleri
b) Tepelik şekilleri
c) Tepelik ve şamandıra renkleri
d) Şamandıra renkleri
e) Hepsi

38) IALA Sistem A’da emniyetli su şamandırasının rengi nedir?


a) Kırmızı, siyah enine renlidir
b) Kırmızı beyaz boyuna renklidir
c) Sarı renklidir
d) Kırmızı yeşil enine renklidir

39) IALA Sistem A’ya göre konik yeşil tepelik ne anlama gelir?
a) Tehlike şamandırası
b) Radar reflektörü
c) Kanalın sancak tarafı
d) Kanalın iskele tarafı
e) Kardinal şamandıra

40) Sistem-A şamandıralama sisteminde tecrit edilmiş su tehlike işaretlerini gösteren şamandıra tepeliğinin şekli
aşağıdakilerden hangisidir?
a) İki siyah koni
b) İki yeşil küre
c) İki siyah küre
d) İki yeşil koni
e) Bir kırmızı küre

41) Sistem A ile markalanan bir bölge ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Yalnız Lateral sistem kullanılmıştır.
b) Yalnız Kardinal sistem kullanılmıştır.
c) Kardinal ve Lateral sistemin bileşimi kullanılarak yeşil renk ile kanalın iskele tarafı markalanmıştır.
d) Kardinal ve Lateral sistemin bileşimi kullanılarak kırmızı renk ile kanalın iskele tarafı markalanmıştır.
e) Lateral sistemde kırmızı rengin kanalınsancak tarafını markalaması kabul edilmiştir.

42) Sistem–A’ da Lateral işaretlerden Sancak taraf şamandıra tepeliği aşağıdakilerden hangisidir ?
a) Tek kırmızı silindir
b) Yeşil ucu yukarı koni
c) Kırmızı ucu yukarı koni
d) Yeşil ucu aşağı koni
e) Tek siyah silindir

43) Bir bölgede açıkdenizden limana girişte, gemi seyirine uygun kanalların yan sınırları SİSTEM A şamandıraları ile
belirlenmiştir. Buna göre, İskele tarafta kullanılan şamandıraların şekli, rengi ve tepeliği aşağıdakilerden hangisine uygun
olmalıdır.
a)Kırmızı sütun şamandıra kırmızı koni tepelik
b)Kırmızı konik şamandıra kırımız küre tepelik
c)Yeşil sütun şamandıra yeşil koni tepelik
d)Kırmızı sütun şamandıra kırmızı silindir tepelik
e) Kırmızı küre şamandıra kırmız silindir tepelik

44) Aşağıdaki şamandıra şekillerinden hangisi tepeliksiz olabilir?


a) Silindirik
b) Konik
c) Küre
d) A, B, C dekilerin hepsi
e) A, B, C dekilerin hiçbiri

45) Sistem B bölgesinde beyaz renkli silindirik şamandıra neyi ifade eder?
a) Kanal orta hattını
b) Serbest suyu
c) Tehlike suyu
d) Özel maksat şamandırası olduğunu
6
e) Demir yeri şamandırası

46) Sistem-B’de açıkdenizden limana girişte,gemi seyirine uygun kanalların yan sınırlarını markalamak için san-cak
tarafta kullanılan şamandıraların şekli, rengi ve tepeliği aşağıdakilerdan hangisine uygundur?
a) Kırmızı sütun şamandıra, kırmızı silindir tepelik
b) Kırmızı sütun şamandıra, kırmızı konik tepelik
c) Yeşil sütun şamandıra, yeşil koni tepelik
d) Yeşil sütun şamandıra, yeşil silindir tepelik
e) Yeşil sütun şamandıra, yeşil küre tepelik

47) Tercihli kanalı işaret eden şamandıraların IALA Sistem A’ya göre ışık karakteri aşağıdakilerden hangi-sidir?
a) V QK FL
b) Fl (2+1)
c) Gp Fl (2)
d) LFl
e) Q

48) Kuzey Kardinal şamandıraların ışık karakteri aşağıdakilerden hangisidir?


a) Qm
b) VQ
c) Q(6)
d) VQ(9)
e) Fl.

SEXTANT
49) Aşağıdaki parçalardan hangisi sekstanta ait değildir?
a) Yay
b) Teleskop
c) Pirizma
d) Uzade kolu
e) Küçük ayna

50) Bir sekstantda bulunan yay, 360° lık bir çemberin kaçta kaçıdır?
a) 1/2 si
b) 1/3 ü
c) 1/4 ü
d) 1/6 sı
e) 1/8 I

51) Yatay sekstant açısı ölçerken aşağıdaki işlemlerden hangisini yapmak yanlış olur?
a) Yıldız teleskopu takılır.
b) Sekstant yere paralel tutulur.
c) Önce sağımızda kalan cisme bakılır.
d) Sekstant sola doğru çevrilirken uzade kolu kendimize doğru çekilir.
e) Soldaki cisim ile sağdaki cisim çakıştırılır.

52) Düşey sekstant açısı ile bir fenerin yükseklik açısı ölçülürken aşağıdaki işlemlerden hangisini yapmak yanlış olur?
a) Yıldız teleskopu takılır.
b) Uzade kolu 0’a alınır.
c) Önce fenerin üstüne direk olarak bakılır.
d) Sekstant aşağı doğru çevrilirken uzade kolu sabit tutulur.
e) Fenerin üstü deniz seviyesine indirilir ve sonra derece okunur.

53) Demir yeri kontrolunda en sıhhatli mevki koyma yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?
a) Bir transit bir kerteriz ile
b) Bir transit bir mesafe ile
c) Aynı maddenin bir kerteriz bir mesafe ile
d) Sextant ve Station Pointer ile
e) Sextant ile

54) Aşağıda yazılı hatalardan hangisi sekstantta bulunan aynalarla ilgili değildir?
a) Dikey hata.
b) Uzade hatası.
c) Teleskop hatası.
d) Prizma hatası.
e) Fabrikasyon hata
7
55) Aşağıdaki sekstant hatalarından hangisi gemi personeli tarafından düzeltilemez?

a) Fabrikasyon hata.
b) Dikey hata.
c) Teleskop hatası.
d) Yan hata.
e) Uzade hatası.

56) Aşağıdaki hatalardan hangisi “Büyük Ayna” ayar vidaları kullanılarak düzeltilebilir?
a) Yan hata
b) Dikey hata
c) Uzade hatası
d) Prizma hatası
e) Fabrikasyon hata

57) Sextantın sol elle yatay olarak tutulup uzade kolu 30° - 40°arasına getirildiğinde yayın büyük aynadan görüntüsü,
hakiki görüntüsü ile kesikli olarak birbirini izliyorsa bu durumun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

a) Büyük aynanın alet düzlemine dik olmaması.


b) Küçük aynanın alet düzlemine dik olmaması.
c) Büyük ayna ile küçük aynanın birbirine paralel olması.
d) Büyük ayna ile küçükm aynanın birbirine dik olması.
e) Camın alet düzlemine dik olmaması.

58) Ufuk çizgisine bakılarak, ufuk çizgisi ile aynadaki yansıması tek bir çizgi gibi görülünceye kadar yapılan hata
düzeltmesi aşağıdaki hatalardan hangisine aittir?
a) Dikey hata
b) Yan hata
c) Fabrikasyon hatası
d) Uzade hatası UZADE AYNASI -BUYUK AYNA
e) Prizma hatası

59) Ters teleskopla yıldıza bakıldığında; yıldızın kendisi ile aynada yansıyan görüntüsü çakışmazsa meydana gelen hata
nasıl düzeltilir?
a) Büyük ayna ayar vidaları ile
b) Küçük ayna ayar vidaları ile UFUK AYNASI
c) Teleskop vidası ile
d) Uzade kolu vidası ile
e) Bu hata gemice düzeltilemez

60) Bubble sekstantın, normal sekstantan kullanım farkı doğru olarak aşağıdaki cümlelerden hangisi ile ifade edilmiştir?
a) Normal sekstant yayı, çemberin 1/6 sı iken bubble seksant yayı çemberin 1/4 ü kadardır
b) Gök cisminin yüksekliğini ölçerken normal sekstant da ufuk çizgisinin görülmesi gerekirken bubble
seksant da ufuk çizgisinin görülmesine gerek yoktur.
c) Bubble sekstantla birlikte suni ufuk kullanılır.
d) Bubble sekstantı kullanırken geminin sallanmaması gerekir.
e) Yukarıdakilerin hepsi doğrudur.

61) Gotik sekstant aşağıdaki cümlelerin hangisinde doğru olarak ifade edilmiştir.
a) Habbe tertibatı istendiğinde ayrılabilen bubble sekstanttır.
b) Yayı çemberin 1/5 i kadar olan sekstant tipidir.
c) Ufuk çizgisinin görülmesine gerek olmadan gök cisimlerinin yüksekliğinin ölçülebildiği sekstant tipidir.
d) Gecenin her vaktinde yıldızların yüksekliklerinin ölçülebildiği sekstant tipidir.
e) Plastikten yapılmış eğitim amaçlı sekstanttır.

62) Aşağıdaki sekstant hatalarından hangisi yanlıştır?


a) Prizma hatası.
b) Renkli cam hatası.
c) Fabrikasyon hata.
d) Verniye hatası.
e) Uzade hatası.

63) Suni ufukla yükseklik ölçüldüğünde hakiki yükseklik bulunurken aşağıda yazılı düzeltmelerden hangisi uygulanmaz?
a) IE
b) Dip
c) SD
d) Paralaks
e) Kırılma
8
64) Suni ufukla yükseklik ölçülürken gök cisminin yüksekliği hangi dereceler arasında olmalıdır?
a) 0° - 30°
b) 10° - 50°
c) 15° - 60°
d) 15° - 80°
e) Böyle bir sınırlama yoktur

65) Kutup bölgelerinde gök cisimlerinden alınan sekstant yüksekliklerinin düzeltmesi ile diğer bölgelerde alınan sekstant
yüksekliklerinin düzeltilmesi arasındaki farklılık nedir?
a) Çevren alçalımı düzeltmesi farklıdır.
b) Kırılma düzeltmesi farklıdır.
c) Yarıçap düzeltmesi farklıdır.
d) Paralax düzeltmesi farklıdır.
e) Bütün düzeltmeler farklıdır.

66) Herhangi bir gök cisminden ölçüm yapılırken kırılma (Refraction) değeri gözönüne alındığında; mecbur kalmadıkça
25° küçük açısal yükseklikleri olan gök cisimlerinden rasat yapılmaz. Bunun sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

a) Kırılma değeri, sextant yüksekliği büyüdükçe çoğaldığı için.


b) Kırılma değeri, sextant yüksekliğine göre değişmediği için.
c) Kırılma değeri, sextant yükseklik değeri büyüdükçe azaldığı için.
d) Kırılma değeri, sextant yükseklik değeri küçüldükçe sıfır olduğu için.
e) Kırılma değeri, sextant yükseklik değeri küçüldükçe azaldığı için.

67) Güneşten yapılan rasatta, sextant irtifasının uygulanan "Toplam Düzeltme" (Main Corr) içinde hangi değerler yeralır?
a) Kırılma - Yarıçap
b) Kırılma
c) Yarıçap
d) Kırılma - Yarıçap - Paralax
e) Kırılma – Paralax

68) Kırılma (refraction) düzeltmesinin anlamı aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilmiştir?
a) Rasat yapılan andaki barometre ve termometre değeri ile değişir.
b) Sextant ile ölçülen açısal değerdir.
c) Gök cisminin yükseklik değeridir.
d) Dünya ve gezegenlerin yarıçap değeridir.
e) Ay ve güneşin alt ve üst kenar değerleri arasındaki farktır.

69) Yıldızların ölçülen sextant yüksekliğine; almanak yardımıyla yapılacak düzeltmelerden aşağıdakilerden hangisi
uygulanır?
a) Kırılma - Yarıçap
b) Yarıçap
c) Kırılma
d) Yarıçap
e) Paralax

70) Ay’ın alt kenarından alınan Sex.Alt. : 32° 20’, IC :-2’ ve göz yüksekliği 8m olduğuna göre, Düzeltilmiş Yükseklik (Ho).
nedir? (HP 54’,4 alınacaktır.)
a) 32° 12’,2
b) 33° 12’,1
c) 33° 38’,2
d) 33° 14’,6
e) 32° 42’,2

Ho=Sex alt-ıc-dip+main cor + hp

71) 3 MAYIS 1999 günü göz yüksekliği 48 feet olan bir seyirci IC değeri + 2,7, fabrikasyon hata değeri + 0,1 olan bir
sextantla akşam rasat zamanı Venüs’ün yüksekliğini 50° 19',9 olarak ölçmüştür. Venüs’ün düzeltilmiş sextant yüksekliği
(Ho) nedir?
a. 50° 50',2
b. 51° 10',2
c. 50° 15',2
d. 50° 19',9
e. 51° 23',6
Ho=sex alt +Ic+fabrika hatası-dip-main corr (A2)+0,1 (venüs paralax duzeltmesi)
72) 12 ARALIK 1999 günü Güneş’in üst kenarından alınan Sex. Alt. : 37° 28’, IC : +1’ ve göz yüksekliği 9m olduğuna
göre Düzeltilmiş Yükseklik (Ho) nedir?
a) 37° 06’,4
9
b) 37° 04’,4
c) 37° 06’,2
d) 37° 41’
e) 37° 38’,7
73) Aynı yayı gören çevre açılarının eşit olması prensibini kullandığımız seyir yönteminin adı nedir?
a) Rehber hatlarıyla seyir.
b) Kurtarma hatlarıyla seyir.
c) Yatay tehlike açılarıyla seyir.
d) Düşey tehlike açılarıyla seyir.
e) Düşey sextant açısıyla mevki.

74) Bir gemi küçük bir adanın yanından geçerken sextantla adanın iki ucu arasındaki açıyı 7° olarak ölç-müştür. Adanın
haritadan ölçülen genişliği 1.7 mildir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir?
a) 13,91 mil
b) 24,31 mil
c) 10,91 mil
d) 22,09 mil
e) 17,06 mil
57,3(haritadan ölcülen genislik MİL) / yatay sex acısı=geminin adadan mesafesi = …. mil

75) Bir gemi küçük bir adanın yanından geçerken sextantla adanın iki ucu arasındaki açıyı 10° olarak ölç-müştür. Adanın
haritadan ölçülen genişliği 2 mildir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir?
a) 10,02 mil
b) 11,46 mil
c) 12,26 mil
d) 11,02 mil
e) 10,50 mil
57,3 x 2 / 10 =11,46

76) Bir gemi seyir anında adanın düşey açısını sextant ile 2° 54' olarak ölçmüştür. Haritada aynı tepenin yüksekliği 300 m.
dir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir?
a) 4,2 mil
b) 2,3 mil
c) 3,2 mil
d) 2,9 mil
e) 3,9 mil

YUKSEKLIK (M) x 1,854 / dakıka cinsinden düsey sextant acısı


YUKSEKLIK (FT) x 0,565 / dakika cinsinden düsey sextant acısı
300*1,854 / 2*60+54=3,2 mil

77) Bir gemi seyir anında adanın düşey açısını sextant ile 3° 36' olark ölçmüştür. Haritada aynı tepenin yüksekliği 300
feettir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir?
a) 0.665 mil
b) 6.65 mil
c) 0.178 mil
d) 7.85 mil
e) 0.785 mil
300*0,565 / 3*60+36=0,785 mil

78) Bir gemi seyir anında adanın düşey açısını sextant ile 5° 36' olarak ölçmüştür. Haritada aynı tepenin yüksekliği 250
feettir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir?
a) 1,42 mil
b) 0,42 mil
c) 0,52 mil
d) 1,52 mil
e) 1,00 mil

250*0,565 / (5*60+36)=0,42 mil

79) Index hatası kaç dakikayı aştığında uzade hatası düzeltmesi yapılır?
a) 1’
b) 2’
c) 3’
d) 4’
e) 6’

80) Index Error miktarını bulmak için aşağıdakilerden hangisi yapılır?

10
I. Uzade kolu 0° ye alınarak ufka bakılır ufkun kendisi ile görüntüsü tek çizgi oluncaya kadar kol oynatılır.
II. Sekstant yere paralel tutularak uzade kolu gezdirilir yayın kendisi ve görüntüsü tek çizgi olunca değer tespit edilir.
III. Teleskopla uzade kolu sıfıra alınarak ufka bakılır ve sekstant sağa sola yatırılır ve ufuk tek çizgi olarak görülmeye
çalışılır.
IV. Uzade kolu 0° ye getirilerek yıldıza bakılır, yıldız ve görüntüsü çakışıncaya kadar kol oynatılır.
a) I, II
b) I, III
c) I, IV
d) II, III
e) II, IV

81) Spica yıldızından alınan Sex.Alt. : 42° 38’,6, IC : -1,5’ ve göz yüksekliği 15 ft. olduğuna göre, Düzeltilmiş Yükseklik
(Ho). nedir?
a) 42° 44’,8
b) 42° 35’,2
c) 42° 39’,8 EK CETVEL 09
d) 42° 33’,1 SORUNUN EKİ OLARAK
e) 42° 32’,2 VERİLECEKTİR.
Sex alt –Ic-dip-main cor

82) 18 Haziran 1999 tarihinde Satürn gezegeninden alınan Sex.Alt. : 28° 40’, IC : +2’ ve göz yüksekliği 5,1m olduğuna
göre, Düzeltilmiş Yükseklik (Ho). nedir?
a) 28° 36’,2
b) 28° 32’,2 EK CETVEL 09
c) 28° 28’,2
d) 28° 39’,8
SORUNUN EKİ OLARAK VERİLECEKTİR
e) 28° 44’,0
Sex alt +Ic-dip-main cor

83) Güneşin almanaktan saptanan yarıçapı 15',8 dir. Sextant ile yapılan ölçümde artı yay tarafından ölçülen değer 31',0
asli yay kısmından ölçülen değer 32',2 dir. IC değeri nedir?
a) + 1',0
b) -1',2
c) + 0',6
d) – 0',6
e) + 1',2
(32,2-31,0 ) / 2 =0,6 asli yaydaki deger büyük oldugundan hata -0,6 dır

84) Sextant ile okunan değere, DIP (göz yüksekliği) düzeltmesi olarak uygulanan düzeltme ile ilgili olarak aşağıdaki
ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Bu işareti meteorolojik şartlar etkiler.
b) Gök cisminin paralaksına (HP) göre değişir.
c) Daima (+) olarak uygulanır.
d) Daima ( – ) olarak uygulanır.
e) Ölçülen yüksekliğe göre işaret ( + ) veya ( – )olabilir.

85) Sextant irtifa 43˚ 57'.8 ölçülmüştür. Sextant’ın fabrikasyon hatası – 1'.8 ve IC : + 0'.3 olduğuna göre, Sex-tant’ın
düzeltilmiş irtifa (Hs) değerini bulunuz ?
a) 43˚ 57'.3
b) 43˚ 59'.3
c) 43˚ 56'.3
d) 43˚ 59'.9
e) 44˚ 56'.3
Normalde IC=IE+- FABRİKA HATASI DIR .FAKAT BU SORUDA
SONUC FABRİKA HATASI+IC ile bulunabilyr

86) Bir gemi küçük bir adanın yanından geçerken sextantla adanın iki ucu arasındaki açıyı 5° olarak ölçmüştür. Adanın
haritadan ölçülen genişliği 1 mildir. Geminin adadan olan mesafesi aşağıdakilerden hangisidir?
a) 12,52 mil
b) 13,02 mil
c) 11.05 mil
d) 11,46 mil
e) 12,46 mil
11
57,3 * 1 /5 = 11,46

PUSULA / KERTERIZLER/EMSALLER

87) Bir limana girişte veya sahile yaklaşırken tehlikelerden uzak emniyetli bir seyir yapabilmek için tesis edilmiş olan
hatta ne isim verilir?
a) Sektör hattı
b) Rehber hattı
c) Transit hattı
d) Kerteriz hattı
e) Mevki hattı
88) Dünya üzerindeki belli iki mevkiden geçen ve yönü sabit kerte hattına ne denir ?
a) Transit Mevki Hattı
b) Mevki Hattı
c) Mevki Dairesi
d) Fix Mevki
e) Kaydırılmış Mevki

89) Bir birinin iki katı olan nispi açılar (Çift Katlı Açılar) ile fix mevki bulma işlemi bir matematiksel çözümdür. Bu metod ile
mevki hesabı yapılırken esas istenen nedir?
a) İlk kerterizin alındığı maddeye olan mesafedir.
b) Madde bordalandığı andaki borda mesafesidir.
c) Son kerterizin alındığında maddeye olan mesafedir.
d) İlk ve son kerterizler arasındaki geçen zamandır.
e) Son kerteriz alındığında maddenin açısıdır.

90) Belirli bir maddenin bir seyirci tarafından geminin pruvasından itibaren ölçülen kerterizine ne ad verilir?
a) Hakiki kerteriz
b) Kerte hattı
c) Nisbi kerteriz
d) Rota açısı
e) Mevki hattı

91) herhangi bir maddeden alınan kerterizle cayro hatasını belirlerken, aşağıdakilerden hangisi gereklidir?
a) Geminin mevkiinin bilinmesi.
b) Tabii sapma miktarı.
c) Yapay sapma miktarı.
d) Kerterizi alınan cismin mesafesi.
e) Geminin hızı.

92) Doğal Sapma için aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?


a) Manyetik Boylam ile Pusula Kuzeyi arasındaki açıdır.
b) Gemi bünyesindeki metal aksam, elektrik, elektronik cihazlardan oluşan sapmadır.
c) Yer küresi üzerinde coğrafi boylam ile manyetik boylam arasında kalan açıdır.
d) Ana Cayro ile dümenci ripiteri arasındaki farktır.
e) Manyetik Pusula ile Cayro Pusula arasındaki açıdır.

93) Manyetik pusulamız ile 112° ye ilerlerken,bölgedeki doğal sapma değeri 2°E ve bu rotadaki yapay sapma 4°W ise
hakiki olarak kaç dereceye gittiğimizi bulunuz?
a) 114°
b) 110°
c) 116°
d) 108°
e) 113°
CDMVT 112 4W 108 2E 110

94) Ana cayro puruva değeri 078° iken ripiter puruva değeri 080° olarak görülen yanlış devreye alınmış bir ripiterle A
fenerinin kerterizi 268° olarak alınıyor. Ana cayronun hatası 3° E olduğuna göre hakiki kerteriz kaç derecedir?
a) 271°
b) 269°
c) 265°
d) 263°
e) 266°

95) Güneşin meridyenden geçiş anında filika pusulasının yapay sapmasını belirlemek isteyen filika amiri filika pusulası
kart merkezine bir kalemi dik olarak tutarak gölgesinin 190° çizgisinin üstüne düştüğünü belirlemiştir. Bölgede doğal
sapma 3°W olduğuna göre o andaki puruva derecesi için yapay sapma miktarı nedir.
a) 7° E
12
b) 7° W
c) 13° E
d) 13° W
e) 10° E
190 D M 3W 180 D=7W

96) A gemisinin rotası 135° olup, B gemisi SANCAK 35° de kerteriz edilmiştir. B gemisinin hakiki kerterizi nedir?
a) 170°
b) 100°
c) 135°
d) 035°
e) Hiçbiri

97) 14 OCAK 2003 tarihinde seyir yaptığınız bölgeye ait haritanın pusula gülü üzerinde 0°35’E(1981) 5’W ibaresini tespit
ettiniz. Manyetik pusula ile 225° rotasına seyrederken bu rotadaki yapay sapma değeri 4°W ise gemimizin hakiki rotası
nedir?
a) 258° 25’
b) 225° 15’
c) 219° 45’
d) 119° 35’
e) 229° 05’
CDMVT 225 4W 221 1,15W 219,45

98) 20 OCAK 2003 tarihinde seyir yaptığınız bölgede bulunan iki burnun transiti harita üzerinde 055( dir. Aynı transiti
geminin manyetik pusulası ile 065( ölçüyorsunuz. Haritanızın pusula gülü üzerinde 3( 20’W(1985) 5'W ibaresi
bulunmaktadır. Manyetik pusulanın yapay sapması ne kadardır
a) 4( 50’E
b) 4( 50’W
c) 5( 10’W
d) 5( 10’E
e) 1( 30'W
CDMVT 065 D M 4,50’W 055 D=5,10’W

99) Gemimiz ile temas arasındaki mesafenin en az olduğu mevkiye ne ad verilir?


a) Temasın uzaklaşma noktası
b) Temasın yaklaşma noktası
c) Azami yaklaşma noktası
d) Nispi hareket hattı yönü
e) Nispi yaklaşma noktası

100) Geminizin rotası 040o ve hızı 16 knot tur. Bir hedeften alınan radar kerterizleri aşağıdaki gibidir:

Zaman Kerteriz Mesafe

1100 080o 7 mil


1102 080o 6 mil

Geminizin rota değiştirme süresi 4 dakikadır. CPA (EYN) mesafesini kaptan 1.5 mil olarak emretmiştir. Kaptan kaçınma
maksadı ile saat 1104 te dönüş için komut vereceğini söylemiştir. Buna göre geminizin yeni rotasını ve yeni rotada TCPA
(AYNZ) I hesaplayınız.
a) 083° 11:17
b) 004° 11:15
c) 090° 11:13
d) 104° 11:09
e) 098° 11:12

101) Geminizin rotası 185˚, sürati 15 Kts.’dır. 14 00 zamanında radarda tespit ettiğiniz temasın kerterizi 150˚,
mesafesi ise 21.000 Yardadır. 14 07 zamanında temasın kerterizi 140˚, mesafesi ise 18.000 Yardadır. Radarda izlediğiniz
bu temasın rotası aşağıdakilerden hangisidir ?
a) 080˚
b) 040˚
c) 070˚
d) 120˚
e) 220˚

102) Rotası 070° olan A gemisinin vardiya zabiti, B gemisini İSKELE 40°de kerteriz etmektedir. B gemisi vardiya zabiti ise
A gemisini iskele 110° de kerteriz etdiğine göre, B gemisinin rotası aşağıdakilerden hangisidir?
a) Rota 210° dir
b) Rota 250° dir
13
c) Rota 320° dir 30+180+110=320 derecedır
d) Rota 310° dir
e) Rota 350° dir

103) 262° rotasına seyreden bir A gemisinin, hakiki olarak 082° gördüğü B gemisinin nispi kerterizi nedir?
a) 180° 262-82_180 derece pupada
b) 344°
c) 248°
d) 082°
e) 002°

104) 172° rotasına ilerliyen bir gemiden,150° hakiki kerterizinde bulunan bir fenerin nispi kerterizi kaç derecedir?
a) 338° cevap anahtarında
b) 226°
c) 022° 172-150=22 ıskele bence yukarıdaki gıbı bı nıspı kerterız olmaz 338
d) 192°
e) 156°

105) 020° rotasında seyir eden geminin vardiya zabiti A fenerini SANCAK 35° de kerteriz etmektedir. Geminin sürati 12
Knt.dir. Akıntı sıfırdır. 15 dakika sonra vardiya zabiti A fenerinden radarla mesafesini 3 mil olarak ölçtüğü anda A fenerinin
hakiki kerterizini kaç derece olarak saptar.
a) 070°
b) 090°
c) 055°
d) 035°
e) 105°

106) 080° rotasına 10 Knots süratle ilerlerken 035° de bir feneri kerteriz ediyoruz. 15 dakika sonra aynı feneri 350° de
kerteriz ettiğimiz de fenere olan mesafemiz nedir?
a) 5 mil
b) 3,5 mil
c) 2,5 mil
d) 3 mil
e) 2 mil

107) Saatte 10 mil hız ile 120( rotasına seyrediyorsunuz. Saat 21:10 da bir fenerden cayro pusulanızla 155(( kerterizini
ölçüyorsunuz. 12 dakika sonra aynı fenerden aldığınız kerteriz 190( dir. İkinci kerterizi aldığınızda (saat 21:22 de)
fenerden uzaklığınız ne kadar olur ?
a) 4 mil
b) 3 mil
c) 2 mil
d) 1.5mil
e) 1 mil

108) 240° rotasına 12 knot ile ilerlerken 19:30 da 270° de A fenerini kerteriz ediyoruz. Saat 19:45 de aynı feneri bu sefer
300° de kerteriz ediyoruz.19:45 de A fenerinden mesafemiz nedir?
a) 2 mil
b) 3 mil
c) 4 mil
d) 5 mil
e) 6 mil

109) Rotası 340° olan bir A gemisi, B gemisini SANCAK 85° de görmektedir. B gemisi, A gemisini hakiki olarak kaç derecede
görür?
a) 065°
b) 110°
c) 135°
d) 245°
e) 255°

110) Rotası 040° olan bir A gemisi, B gemisini İSKELE 70° de görmektedir. B gemisi, A gemisini hakiki olarak kaç derecede
görür?
a) 220°
b) 110°
c) 150°
d) 210°
e) 290°
14
111) Rotası 340° olan bir A gemisi, B gemisini SANCAK 60( de görmektedir. B gemisi, A gemisini hakiki olarak kaç derecede
görür?
a) 040°
b) 220°
c) 280°
d) 210°
e) 100°

112) Sahildeki bir fenerin Cayro ripiterinden alınan kerterizi 310° ‘dir. Geminin hakiki mevkiinden bu fenerin haritadan
ölçülen kerterizi 308° dir. Cayro hatası nedir ?
a) 1°W
b) 2°W
c) 2°E
d) 1°E
e) 0°

113) Gemimizin rotası 262° iken hakiki kerterizi 072° olarak ölçülen bir geminin nispi kerterizi kaç derece olur?
a) SANCAK 140°
b) İSKELE 170°
c) SANCAK 170°
d) İSKELE 140°
e) SANCAK 180°

114) Atlantik Okyanusu’nda 156° rotasına seyrederken karşılaştığınız; cayro pusula hatası 0° olan bir gemi ile yapmış
olduğunuz pusula kontrolunda, siz gemiyi 356° de kerteriz ettiniz. Diğer gemi sizi 179° de kerteriz ettiğini bildirdiğine göre
cayro pusula hatanız nedir?
a) 13°W
b) 13°E
c) 3°E
d) 3°W
e) 0°

115) Bir seyirci; iki fenerin transitini hatası 1°W olan cayro pusula ile 201° olarak okumaktadır. Bölgede doğal sapma 3°E
ve gidilen rotadaki yapay sapma değeri 2°W ise manyetik pusula ile bu transitler kaç derecede okunur?
a) 197°
b) 198°
c) 199°
d) 200°
e) 201°
G+E – W=T 201-1=200 CDMVT C 2W M 3E 200 =C 199

116) Cayro hatası 2° W olan bir geminin hakiki 110° rotasına gitmek için cayro ile rotası ne olmalıdır?
a) 108°
b) 110°
c) 112°
d) 114°
e) Hepsi yanlış

117) Cayro pusula hatası 4° E olan ve hakiki 086° rotasına seyreden bir geminin cayro pusula ile rotası aşağıdakilerden
hangisidir ?

a) 080°
b) 082° G+E=T ….+ 4=86 G=82
c) 086°
d) 088°
e) 090° CEVAP ANAHTARINDA BU

118) Cayro hatası 2°W olarak bilinen cayro ile hakiki 128° rotasına gitmek için otomatik plota tatbik edilecek rota nedir?
a) 126°
b) 127°
c) 128°
d) 129°
e) 130°

119) 187° cayro rotasına gitmekte olan bir gemi radarı ile bir A cismini SANCAK 30° de kerteriz etmektedir. Cayro hatası
2° W olduğuna göre hakiki kerteriz kaç derecedir?
a) 28°
b) 32°
15
c) 157°
d) 159°
e) 215°

120) Cayro pusula ile 016° rotasına ilerlerken Cayro arızalanmıştır. Bölge’de Var :2°E ve bu rotada Dev:6°E olduğuna göre
Manyetik Pusula ile kaç rotasına seyretmelidir?
a) 008°
b) 014°
c) 018°
d) 024°
e) 020°

121) Cayro pusulada hız hatası aşağıdaki durumlardan hangisinde en büyük olur ?
a) Gemi 050 rotasına 10 mil hız ile seyrederken
b) Gemi 025 rotasına 10 mil hız ile seyrederken
c) Gemi 090 rotasına 15 mil hız ile seyrederken
d) Gemi 090 rotasına 10 mil hız ile seyrederken
e) Gemi 130 rotasına 10 mil hız ile seyrederken

122 B) Aşağıdaki durumlardan hangisinde cayro pusulada hız hatası en büyük olur?
f) Gemi 10 mil hız ile tam doğu rotasına seyrederken
g) Gemi 10 mil hız ile tam batı rotasına seyrederken
h) Gemi 10 mil hız ile 045 ve 225 ara rotalarında seyrederken
i) Gemi 10 mil hız ile 135 ve 315 ara rotalarında seyrederken
j) Gemi 10 mil hız ile tam kuzey rotasına seyrederken

122) CE 3° 45′W ve bölgedeki Var :1° 30'E ise, Manyetik Pusuladaki DEV miktarı aşağıdakilerden hangisidir?
a) 5° 15′E
b) 2° 15′E
c) 2° 15′W
d) 5° 15′W
e) 3° 35′W

123) Cayro pusula hatalarından enlem hatasında, enlemdeki değişme ne kadar olunca düzeltme uygulanır?
a) 2°
b) 3˚
c) 5˚
d) 10˚
e) 6˚

124) Geminiz ile 240° rotasına seyretmektesiniz. Bölgede doğal sapma 5° 10'E’dir. Manyetik pusulanın bu rotadaki yapay
sapması 2° 30'W’dir. Manyetik pusula ile rotanız ne olmalıdır?
a) 240°
b) 230°
c) 234° 50′
d) 237° 20′
e) 245° 10′
CDMVT C 2,30W M 5,10E 240 C=240-(5,10-2,30)= 237, 20

125) Haritada 208° transitinde olan kule ile fenerin kerterizi, cayro ripiterinden 205° ölçüldüğüne göre cayro hatası kaç
derecedir?
a) 3°E
b) 3°W
c) 1° 30'W
d) 1° 30'E
e) Hepsi yanlış

126) Haritada 225° olarak okunan bir transiti cayro pusulamız ile 224° olarak okursak cayro pusula hatamız kaç derecedir?
a) 1°E
b) 1°W
c) 2°E
d) 2°W
e) 0°

127) 141° transit hattı üzerinde bulunan bir gemi, cayro pusulası ile bu transiti 145° olarak okumaktadır. Cayro pusula hatası
nedir?.
a) 4°E
b) 8°E
c) 2°W
16
d) 4°W G-W=T
e) 6°W

128) Bir Cayro ripiteri ile iki maddenin ölçülen transit kerterizi 136°,5 dir. Bu maddenin haritadan alınan transit kerteriz
değeri ise 138° dir. Cayro hatası aşağıdakilerden hangisidir ?

a) 1.5˚ E G+E=T 136,5+E=138


b) 2˚ E
c) 2˚ W
d) 1.5˚ W
e) 3˚ E

129) Cayro hatası 1°,5 E olan bir cayro ile 128° rotasına gidersek ,hakiki kaç derece rotasına gitmiş oluruz?
a) 126°,5
b) 129°
c) 129°,5
d) 127°
e) 128°,5

130) Hakiki 300° rotasına giderken doğal sapma 3°E ve yapay sapma 2°W ise manyetik pusulamız kaç dereceyi gösterir?
a) 301°
b) 299°
c) 302°
d) 298°
e) 297°

131) Hatası 3° W olan bir cayro pusula ile 050° cayro rotasına giden bir geminin radarında pruva çizgisi 2° iskelede
çıkmaktadır. Vardiya Zabiti bir A cismini radarla SANCAK 35° de kerteriz ediyor. Bu cismin hakiki kerterizi kaç derecedir?
a) 016°
b) 080°
c) 082°
d) 084°
e) 090°

132) Var. değeri 1° 40'E (1991) 4'W olan bir bölgenin haritasında 002° olan bir transiti pusulası ile 000° de kerteriz eden ve
090° rotasına giden bir gemide puruva 000° olduğunda Dev. değeri kaç derece olur? (Problem 2001 yılına göre
çözülecektir.)
a) 1°E
b) 1°W
c) 3°E
d) 3°W
e) Hepsi yanlış

133) 40° 00’ N - 026° 30’ W mevkii ile 35° 40’ N - 023° 20’ W mevkii arasındaki departure kaç mildir?
a) 120 mil
b) 150 mil
c) 195 mil
d) 220 mil
e) 240 mil
DIST=Dlong * cos Mlat =190*cos37,85=150 mil

134) 42° 10’ N - 036° 20’ E mevkii ile 46° 20’ N - 033° 00’ E mevkii arasındaki depature kaç mildir?
a) 135 mil
b) 143 mil
c) 205 mil
d) 210 mil
e) 242 mil
DIST=Dlong*cos Mlat =200*cos44,25=143 mil

135) 120° rotasına 100 mil seyrederek 40°N - 020°E mevkiine demirleyen bir geminin, seyre kalktığı mevkiinin enlemi
nedir?
a) 41° 40’N
b) 38° 20’N
c) 40° 50’N
d) 39° 10’N
e) 38° 42’N
100*sin30=50nm 40n +0,50= 40*50’

17
136) 36° 20’ N - 040° 20’ E mevkii ile 36° 20’ N - 044° 40’ E mevkii arasındaki mesafe yaklaşık kaç mildir?
a) 260 mil
b) 240 mil
c) 232 mil
d) 212 mil
e) 209 mil
260*coslat

137) Kalkış ve varış noktaları arasında 2° 33’ dlat olan bir seyirde gemi N ile W arasında bir yöne 200 mil seyretmişse
geminin rotası nedir?
a) 310°
b) 320° cos c = dlat/dıst 153/200=0,765 =40 derece 360-40=320 dır
c) 330°
d) 332°
e) 340°

138) 200° rotasına giderek 100 mil departure oluşturan bir geminin kalkış ve varış noktaları arasındaki dlat kaç dakikadır?
a) 110’
b) 172’
c) 226’
d) 275’ dlat=DEP/tan20 dlat=100/tan20=274,7477
e) 305’

139) Kalkış ve varış mevkiilerinin enlemleri 38°N, boylamları farklı ise; aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Rota 000° veya 180°, mesafe enlem farkıdır.
b) Rota 090° veya 270°, mesafe boylam farkıdır.
c) Rota 000° veya 180°, mesafe deparçerdir.
d) Rota 090° veya 270°, mesafe deparçerdir.
e) Rota 090° veya 270°, mesafe enlem farkıdır.

140) Var. 00° 10'E (1993) 6'W olan bir bölgede 075° hakiki rotasına gitmekte olan gemi haritada 225° de transitte oldukları
belirlenen iki feneri pusulası ile kaç derecede transit edebilir? (Problem 2001 yılına göre çözülecek olup aşağıdaki Dev.
Cetveli kullanılacaktır.)
a) 226° 38’
b) 226° 08’ 30° 60° E 120° 150° S 210° 240° W 300° 330° N
c) 226° 22’ 4°
d) 225° 22’ 3°
DOĞU


+

e) 226° 38’


CDMVT C 0,30W M 0,38W 225

BATI


-

141) Var. değeri; 1° 50'W (1993) 3°


5'W olan bir bölgede, 300° pusula rotasına giden bir gemi pelarus aleti ile bir A fenerini
SANCAK 165° de kerteriz etmiştir.
4° Fenerin hakiki kerterizi kaç derecedir? (Dev. değeri aşağıdaki Dev. cetvelinden
alınacak ve problemi 2001 yılına göre çözülecektir.)
30° 60°
30° 60° EE 120°
120°150°
150° SS 210°
210° 240°
240° W W 300°
300° 330°
330° NN


a) 102° 25’ 3°
DOĞU


DOĞU

b) 137° 45’ 2°
++


c) 101° 15’ 1°

d) 107° 45’ 0°

e) 135° 45’ 1°

BATI
BATI


--




CDMVT 105 1,15W M 4°2,30W 101,15
142) 4°
030° pusula rotasına gitmekte olan gemi bir A fenerinin manyetik pusulası ile 150° de kerteriz etmektedir. Var 3°
30'E(1995)5'E ve aşağıdaki Dev. Cetvelinden
30° 60°alınacak
E 120°Dev.
150°Değerine
S 210°göre
240° hakiki
W 300°kerteriz
330°nedir?
N (Problem 2001 yılına
göre çözülecektir.) 4°

DOĞU

30° 60° E 120° 150° S 210° 240° W 300° 330° N


2° 4°
DOĞU +

a) 143° 30’ 1° 3°
0° 2°
+

b) 148° 30’ 1° 1°
c) 151° 30’
BATI

2° 0°
-

d) 156° 30’ 3° 1°
e) 157° 10’ 4°
BATI


-


CDMVT 150 2,30W M 4E 4° 151,30
143) Rehberin pupasından 6000 Yarda mesafede30° 60°bulunan
E 120°bir150°
A gemisinin,
S 210° 148˚
240° rotasına
W 300°15 Kts.sürat
330° N ile iler-leyen rehber
geminin 280˚ hakiki kerterizi 19.000
4° Yarda mesafesinde en az sürat kullanarak mevki alabilmesi için rotası ne olmalıdır?
a) 173˚ 3°
DOĞU

b) b) 353˚ 2°
iptal
+

c) 195˚ 1°
0° 18

TI


-
d) 225˚
e) 213˚

144) Rota 098°olursa rota açısı C. ne olur?


a) N 72°E
b) S 72°E
c) N 82°E
d) S 82°E
e) S 80°E

145) İki gemi birbirlerini farklı bordalarından 135° de nispi olarak kerteriz ederlerse, bu gemilerin rotaları ile ilgili olarak
aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Rotalar birbirine paraleldir.
b) Rotalar birbirinin 180° tersidir.
c) Rotalar birbiri ile 45° lık açı yapar.
d) Rotalar birbirine diktir.
e) Rotalar birbiri ile 135° lık açı yapar.

146)İki maddeden kerteriz ile mevki elde etmek için kerterizlerin alınması ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi
doğrudur?
a) Önce kemere yönüne yakın olan maddeden kerteriz alınr,
b) Önce omuzluk yönüne yakın olan maddeden kerteriz alınır,
c) Kerterizler öncelik sırasına bakılmaksızın çabuk şekilde alınır,
d) Önce pruvaya yakın olan maddeden kerteriz alınır,
e) Önce gemiye yakın olan maddeden kerteriz alınır.

147) Hakiki kerteriz ile nispi kerteriz arasındaki fark aşağıdakilerden hangisidir?
a) Hakiki kerteriz kuzeyden itibaren doğuya veya batıya doğru 180°ye kadar, Nispi kerteriz ise kuzeyden
itibaren saat yönünde 000°-360° arasında ölçülür.
b) Nispi kerteriz kuzeyden itibaren saat yönü istikametinde 000°-360° arasında, Hakiki kerteriz ise geminin
pruva-sından itibaren saat yönü istikametinden 000°-360° arasında ölçülür.
c) Hakiki kerteriz kuzeyden itibaren saat yönünün aksi istikametinde 000°-360° arasında, Nispi kerteriz
geminin pruvasından itibaren saat yönü istikametinde 000°-360° arasında ölçülür.
d) Hakiki kerteriz kuzeyden itibaren saat yönü istikametinde 000°-360° arasında, Nispi kerteriz geminin
pruvasın-dan itibaren saat yönü istikametinde 000°-180° arasında ölçülür.
e) Hakiki kerteriz kuzeyden itibaren saat yönü istikametinde 000°-360° arasında, Nispi kerteriz geminin
pru-vasından itibaren SANCAK / İSKELE’ye doğru 0°-180° arasında ölçülür.

148) Dünyanın bünyesinde meydana gelen mıknatıslanma nedeniyle pusulamızda meydana gelen sapmaya ne denir?
a) Tabii sapma denir.(D) kısaltması ile gösterilir.
b) Tabii sapma denir.(V) kısaltması ile gösterilir.
c) Arızi sapma denir.(D)kısaltması ile gösterilir.
d) Arızi sapma denir.(V) kısaltması ile gösterilir.
e) Pusula hatası.

149) Yapay sapma cetveli (Dev. cetveli) kontrolü veya yeniden düzenlenmesi yapılırken gemi 8 yöne saldırı-lır. Kerteriz
almadan önce gemi en az kaç dakika bu rotada seyretmelidir?
a) 4 dk.
b) 10 dk.
c) 15 dk.
d) 20 dk.
e) Böyle bir kaide yoktur

150) Yapay sapmayı meydana getiren sebepler nelerdir ?


a) Manyetik Meridyen ile Hakiki Meridyen arasındaki açıdır.
b) Gemi bünyesindeki metal aksam, elektrik, elektronik cihazlardan oluşan sapmadır.
c) Manyetik Kutup Hakiki kutbun batısında ise.
d) Geminin bulunduğu Enlem ve Boylam farkı.
e) Pusula boylamı ile Pusula sıfırı arasında kalan açıdır.

151) Bir cayro pusulada aşağıdakilerden hangisinde diğerlerine göre enlem hatası en büyüktür?
a) 040° güney enleminde doğu rotasında hata en büyüktür
b) 060° kuzey enleminde batı rotasında hata en büyüktür NUSRET BELIRDI S15 AÇIKLAMA - 167
SORU 9
c) 020° kuzey enleminde kuzey rotasında hata en büyüktür CEVAP ANAHTARINDA
d) Ekvator üzerinde kuzey rotasında hata en büyük olur
e) Ekvator üzerinde güney rotasında hata en büyük olur
19
152) Aşağıdaki hatalardan hangisi cayro pusula hatalarından değildir?
a) Enlem Hatası.
b) Rubu Dairevi Hata.
c) Balistiki Sapma Hatası.
d) Arızi Sapma
e) Askı Tertibatı Hatası

153) Karada bulunan pusula çubuğu hangi doğrultuda durur?


a) Coğrafi kuzey-güney kutup doğrultusunda
b) Manyetik kuzey-güney kutup doğrultusunda
c) Coğrafi boylamlara paralel
d) Coğrafi enlemlere paralel
e) Manyetik enlemlere paralel

154) Aşağıdakilerden hangisi sulu ve kuru pusula tası arasındaki farklardan biri değildir?
a) Kuru pusula tası kartı, sulu pusula tası kartına göre çok oynaktır.
b) Sulu pusula tası ile daha rahat dümen tutulur.
c) Sulu pusula tasında pusula kartını şamandıra, kuru pusula tasında ise iğnecik taşır.
d) Sulu pusula tasında pusula kartı, gemi yalpaya düştüğünde düz durduğu halde, kuru pusula tasında
düz durmaz.
e) Sulu pusula tasında körük olduğu halde kuru pusula tasında körük yoktur.

155) Cayro pusulalarda; birbirine dik üç ayrı eksen etrafında hareket serbestiyetine sahip olan, yüksek devirle dönen ve ağırlığı
çevresinde balans edilmiş elemana verilen isim aşağıdakilerden hangisidir?
a) Fantom element (Gölge eleman)
b) Spider element (Örümcek eleman)
c) Hassas element (Duyarlı bölüm)
d) Cayro döndürme sistemi
e) Düşey çember

156) Cayro pusulalarda; Fantom element ile hassas elementi taşıyacak şekilde imal edilen kısma verilen isim, aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Fantom element (Gölge eleman)
b) Spider element (Örümcek eleman)
c) Hassas element (Duyarlı bölüm)
d) Cayro döndürme sistemi
e) Düşey çember

157) Geminin yatay yumuşak demirlerinin pusulaya etkisini azaltmak veya yok etmek için aşağıdaki düzeltici-lerden
hangisi kullanılır?
a) Tashih küreleri
b) Flender çubuğu
c) Bakraç
d) Tashih çubukları (enine)
e) Tashih çubukları (boyuna

158) Cayro pusulada kuzey arama devinmesi (presesyonu) sağlamak için, S tarafından bakıldığı durumda aşağıdaki
ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Rotor, saat yelkovanı tersi yönünde dönüyor ise ağır dip kontrolu yapılır.
b) Rotor, saat yelkovanı tersi yönünde dönüyor ise ağır tepe kontrolu yapılır.
c) Rotor, saat yelkovanı yönünde dönüyor ise ağır tepe kontrolu yapılır.
d) Rotor, saat yelkovanı yönünde dönüyor ise kontrol ağırlığına gerek yoktur.
e) Rotor, saat yelkovanı tersi yönünde dönüyor ise kontrol ağırlığına gerek yoktur.

159 B) S tarafından bakıldığına göre cayrosu saat yelkovanı tersi yönünde dönen bir pusulada, yatay görünsel
hareket sağa doğru, düşey görünsel hareket yukarı doğru, kuzey arama kontrol devinmesi (presesyonu) sağa doğru ve
kuzeyi bulma söndürme devinmesi (presesyonu) yukarı doğru olduğuna göre pusulanın N ucu aşağıdakilerden hangini
gösterir?
a) Ufuk düzleminin yukarısı ve meridyenin sağı
b) Ufuk düzleminin altı ve meridyenin sağı
c) Ufuk düzleminin altı ve meridyenin solu
d) Ufuk düzleminin yukarısı ve meridyenin
e) Ufuk düzleminin yukarısı ve tam meridyen üzeri

159C) S tarafından bakıldığına göre, cayrosu saat yelkovanı tersi yönünde dönen bir pusulada, söndürme
devinmesi (presesyonu), ağağıdakilerden hangisi ile sağlanır?
a) Düşey eksen üzerindeki bir tepe ağırlığı ile sağlanır
20
b) Düşey eksen üzerindeki bir dip ağırlığı ile sağlanır
c) Düşey eksenin sağ tarafındaki bir dip ağırlığı ile sağlanır
d) Düşey eksenin solundaki bir tepe ağırlığı ile sağlanır
e) Düşey eksenin solundaki bir dip ağırlığı ile sağlanır

159) Pusula sehpası üstünde bulunan düzeltme elemanlarından hangisi yumuşak demirdir?
a) Bakraç
b) Filender çubuğu
c) Enine duran düzeltme çubukları
d) Boyuna duran düzeltme çubukları
e) Dikine duran düzeltme çubukları

160) Pusula sehpası üstünde bulunan elemanlardan aşağıdakilerden hangisi manyetik malzemeden yapıl-mıştır?
a) Yalpa çemberi
b) Bıraketler
c) Filender çubuğu kutusu
d) Filender çubuğu
e) Bakraç

161) Serbest dönen bir cayroskop, hangi yönü muhafaza eder ?


a) Doğu batı yönünü
b) Kuzey güney yönünü
c) Eksen yönünü
d) Boylam yönünü
e) Enlem yönünü

162) Serbest dönen bir cayro pusulanın dönüş eksenine etki ederek, bu eksenin Kuzey/ Güney yönüne yönelmesini
sağlayan esas öğe aşağıdakilerden hangisidir?
a) Dünyanın batıdan doğuya dönüş hızı kuvveti,
b) Cayronun ataleti,
c) Yer çekimi,
d) Presesyon hareketi,
e) Geminin hızı

163) Serbest cayronun Güney Yarımküre’deki yatay görünsel hareketi için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Cayro dönüş ekseni N ucu ufuk düzleminin yukarısında ise yatay görünsel hareket meridyene doğrudur.
b) Yatay görünsel hareket batıya doğrudur.
c) Yatay görünsel hareket doğuya doğrudur.
d) Yatay görünsel hareket meridyene doğrudur.
e) Cayro dönüş ekseni N ucu ufuk düzleminin altında ise yatay görünsel hareket batıya doğrudur.

164) Aşağıdaki maddelerden hangisi pusulayı etkilemez?


a) Elektrik kabloları
b) Yumuşak demirden yapılmış vardevelalar
c) Isınan baca
d) Çarmıh telleri
e) Sarıdan yapılmış teleskop

165) Devamlı olarak 190° hakiki rotasına seyreden bir geminin başlangıçta manyetik pusula ile cayro pusulası arasındaki
fark 4° iken giderek bu fark büyümeye başlamıştır. Bunun nedenleri aşağıdakilerden hangisidir?
a) Tabii sapmanın değişmesi
b) Yapay sapmanın değişmesi IPTAL
c) Enlemlerin değişmesi
d) Tabii ve yapay sapmanın değişmesi
e) Tabii ve yapay sapma ile enlemlerin değişmesi

166) Bir geminin pusulasının hangi hallerde düzeltilmesi gerekir?


a) Arızi sapma 5° yi geçerse,
b) Gemi uzun süre tamirde kalırsa,
c) Geminin yara alması veya çatışması halinde,
d) Uzun zaman bir yere bağli kalması halinde,
e) Hepsi doğru.

167) Aynı maddeden değişik zamanlarda iki defa kerteriz alınarak kerteriz kaydırma usulü ile bulunan mevkiye ne ad
verilir?
a) Fix mevki
b) Kesin fix mevki
c) AP mevki
21
d) Running fix mevki
e) MPP Mevkii

168) Çapraz iki kerterizde konulan mevkiin kabul edilebilir bir doğrulukta olması için kerterizler arasındaki açı ne olmalıdır?
a) Kerterizler arası açı 30° den küçük 150° den büyük olmamalı
b) Kerterizler arası açı 60°‘den küçük 120° den büyük olmamalı
c) Kerterizler arası açı 0° den küçük 180° den büyük olmamalı
d) Kerterizler arası açı 90° den küçük 180° den büyük olmamalı
e) Kerterizler arası açı 45° den küçük 180° den büyük olmamalı

169) Kıyısal seyirle ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?


a) Kerteriz alınırken gemiye yakın sahil maddeleri seçilmelidir.
b) Seyir yapılan bölgenin en büyük ölçekli haritası kullanılmalıdır.
c) Limanlara girişte rehber hatlarından faydalanılmalıdır.
d) Yapay sapma değeri o yıla göre hesaplanmalıdır.
e) Doğal sapma değeri kerterizin alındığı mevkiye ve yıla göre hesaplanmalıdır.

170) Gece yapılacak olan kıyı seyri için rotalar çizilirken, kıyıdan veya kıyıdaki cisimlerden en az kaç mil açıktan geçecek
şekilde rota çizilmelidir?
a) Dik sahillerden 1 mil, alçak sahillerden 3 mil.
b) Dik sahillerden ½ mil, alçak sahillerden 1 mil.
c) Kıyı şekillerinden veya kıyıya yakın cisimlerden yararlanabilecek kadar açık.
d) Derinliğe bağlı olarak 1 veya 3 mil.
e) Kaptanın değerlendirmeleri neticesinde vereceği karara göre.

171) Kıyı seyrinde, kıyıya yakın veya uzak geçme yönünde karar verirken aşağıdaki hususlardan hangisi etken değildir?
a) Zabitlerin yeteneği
b) Makinenin durumu
c) Sahil şeridinin yapısı
d) Rüzgar
e) Dip yapısı

172) Kıyı seyri için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?


a) Karayı iskelesinde gören gemi sahile mümkün olduğunca yakın seyretmelidir.
b) Nehirlerin denize döküldükleri yerlerden açık geçilmelidir.
c) Rotalar trafik akış yönüne uygun çizilmelidir.
d) Sığ sahile dik inilmeli veya çıkılmalıdır.
e) Trafik ayrım düzenine uyulmayacak ise düzenden açık seyredilmelidir.

173) A emsali + bir değerde bulunursa pusulaya ne gibi bir düzeltme uygulanır?
a) Pruva N’a alınarak boyuna mıknatıs çubukları sürülür.
b) Pruva S’a alınarak enine mıknatıs çubukları sürülür.
c) Bakraçtaki pusula çubuklarının sayısı arttırılır.
d) Tashih küreleri pusuladan uzaklaştırılır
e) Pusula dolabı sola çevrilir

174) Aşağıdaki ifadelerden hangisi j emsalini tanımlamaktadır?


a) Gemi pruvası E ve W yönünde iken meydana gelen sapma.
b) Gemi pruvası ara yönlerde iken meydana gelen sapma.
c) Gemi meylettiği zaman meydana gelen sapma.
d) Geminin 1° meyletmesi neticesinde meydana gelen sapma.
e) Pusulanın omurga hattı üstünde olmaması nedeniyle meydana gelen sapma.

175) Gemide + Q ve + P bileşenleri var ise geminin inşası sırasında pruvasının yönü nedir?
a) NE
b) E
c) SE
d) S
e) W

176) Geminin baş ve kıçındaki daimi mıknatısiyet aşağıdakilerden hangisi ile gösterilir?
a) e N VE S yönü ortalama
b) a ara ve ana yönlerin ortalaması
c) R düşey
d) Q kemere
e) P

177) Manyetik pusulada; geminin baş ve kıçındaki daimi mıknatısiyet aşağıdakilerden hangisi ile gösterilir?
a) e
22
b) a
c) R
d) Q
e) P

178) Gemi pruvası 000° iken Q da meydana gelen sapma + 5°, gemi pruvası 090° iken P de meydana gelen sapma +3°
ise, pruva 040° iken P ve Q dan dolayı meydana gelen sapma kaç derece olur?
a) 5°
b) 5°,7 sapma=P.sinCo+Q.cosCo
c) 7°,2
d) 8°
e) 2°

179) Gemi 8 yöne saldırarak aşağıdaki yapay sapma değerleri bulunmuştur. Bu duruma göre D emsalinin değeri nedir?
Pruva N NE E SE S SW W NW
Yapay Sapma 6°W 10°W 5°W 1°W 3°E 6°E 11°E 5°E
ARA YONLER 135 VE 315 IN ISARETINI DEGIS TOPLA 4 E BOL
a) 5°W
b) 7°W
c) 2°E
d) 5°E
e) 2°W

180) Gemi 8 yöne saldırarak aşağıdaki yapay sapma değerleri bulunmuştur. Bu duruma göre E emsalinin değeri nedir?
Pruva N NE E SE S SW W NW
Yapay Sapma 5°E 1°E 6°W 7°W 10°W 6°W 7°W 0°
ANAYONLER N E S W E, W IN ISARETI DEGISTIR TOPLA 4 E BOL
a) 5°WS
b) 8°W
c) 2°E 5E + 6E (ISARETI DEGIS)+ 10W + 7E (ISARET DEGIS)/4= 2E
d) 3°E
e) 7°E
HARITALAR/PROJEKSIYON/KITAPLAR V.S

181) Mercator haritasında Gnomonic haritalar hangi projeksiyon sistemiyle hazırlanırlar?


a) Düzlem
b) Lambert elektronik seyirde kullanılır (konik )
c) Silindirik marcator
d) Konik lambert
e) Oblique silindirik

182) Gnomonic haritalar hangi projeksiyon sistemiyle hazırlanırlar?


a)Düzlem
b)Lambert
c)Silindirik
d)Konik
e)Oblique silindirik

183) Düzlem seyrinde kullanılan haritalar hangi projeksiyon sistemiyle yapılır?


a) Transver Mercator
b) Obliq
c) Ekvatoryal Mercator
d) Lambert
e) Konik

184) Gök küresi ve yıldız haritaları hangi projeksiyon sistemleri ile yapılır?
a) Ekvatoryal Mercator.
b) Transvers Mercator.
c) Oblique Mercator.
d) Polikonik.
e) Lambert.

185) Mercator (normal silindirik) haritalarda enlemler arası mesafe ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden han-gisi doğrudur?
a) Enlemin Sin oranında artar
b) Enlemin Cos oranında artar
c) Enlemin Tg oranında artar
d) Enlemin Sec oranında artar sınavda
e) Enlemin (Sec)2 oranında artar gercek cevap

23
186) Mercator haritaları için aşağıdaki söylemlerden yanlış olan hangisidir?
a) Boylamlar birbirine paraleldir
b) Enlemler birbirine paraleldir
c) Enlemler boylamlara diktir
d) Enlemler arası mesafeler birbirine eşittir
e) Boylamlar arası mesafeler birbirine eşittir

187) Mercator haritasında 1 dakikalık enlem ölçeği ile 1 dakikalık boylam ölçeği kaç derece enleminde birbirine çok yakın
olur?
a) 0°
b) 45°
c) 90°
d) Bütün enlemlerde
e) Hiçbir enlemde

188) Mercator projeksiyonu ile yapılan haritalar ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Konformaldir,
b) Orta enlem için ölçeği sabittir,
c) Kerte hatları doğru şeklinde iz verirler,
d) Haritanın her yerinde enlemler ve boylamlar birbirlerine diktir,
e) Hepsi doğrudur

189) Aşağıdaki izdüşüm yöntemlerinin hangisi ile gnomonic harita elde edilir?
a) Enine silindirik
b) Konik
c) Lambert
d) Eğri silindirik
e) Eğri düzlem

190) Gnomonic projeksiyon ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Işık kaynağı sonsuzda kabul edilir
b) İz düşüm düzlemi silindiriktir
c) Işık kaynağı teğet noktanın 180° tersinde kabul edilir
d) İz düşüm düzlemi koniktir
e) Işık kaynağı kürenin merkezindedir

191) Aşağıdaki izdüşüm yöntemlerinin hangisinde izdüşüm düzlemi Dünya’ya bir büyük dairede teğet olur?
a) Silindirik
b) Konik
c) Lambert
d) Gnomonic
e) Bonne

192) Harita elde etmek için kullanılan izdüşüm yöntemlerinin hangisinde ışık izdüşüm düzleminin karşı tarafından (180°
ters tarafından) ve kürenin dışından gelir?
a) Stereografik dünya uzerınde herhangı bı noktadadır
b) Gnomonic ışık merkezdedir
c) Ortografic ışık,düzlemin karşı tarafından(180 ters tarafından) gelir
d) Distorsion EKVETORYAL MARC. DA ENLEMLRDE MYDNA GLN BOZULMA
e) Hiç birinde

193) Ekvatoryal Mercator projeksiyonu ile yapılmış haritalar ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi hatalıdır?
a) 60°N ve 60°S enlemleri arasında kullanılır.
b) Mesafe ölçeği her yerde aynı değildir
c) Büyük daire yayları bir doğru şeklinde değildir.
d) Kerte hattı bir doğru şeklindedir
e) Kerte hattı bir doğru şeklinde değildir

194) Tropical fırtınalarla ilgili bilgiler aşağıdaki kaynaklardan hangilerinde bulunur?


I. Okyanus kılavuz haritaları
II.Routeing chartlar
III.Ocean passage kitapları
IV. Okyanus kılavuz kitapları
a) I, II
b) I, III
c) I, II, III, IV
d) II, IV
e) III, IV
24
195) Önerilen okyanus geçiş rotaları aşağıdaki kaynakların hangilerinde bulunur?
I-Okyanus kılavuz haritalarında
II-Routeing chartlarda
III-Ocean passages kitaplarında
IV-Okyanus kılavuz kitaplarında
a)Hepsinde
b) I, II, III CEVAP ANAHTARINA
c)II, III
d)I, II
e)I, III

196) Türk harita yayın kataloğu kaç folyodan meydana gelmiştir?


a) 1
b) 2
c) 3
d) 4
e) 5

197) Farklı iki datum sistemi için aşağıdaki ifadelerden doğru olanlar hangileridir?
I-Yerin ekvatoral ve kutupsal çapları değişik değerdedir
II-Farklı iki datum sistemine göre yapılmış haritalarda mevkiler farklıdır
III-Farklı iki datum sistemine göre yapılmış haritada şekillerin yerleri değişiktir
IV-Farklı iki datuma göre yapılmış haritada derinlik ve yükseklikler değişiktir
a)V
b)II-III
c) I
d)II-III-IV
e)Hepsi doğru

198) Haritada yazılı derinlikler için aşağıdaki referans değerlerinden, hangisi esas alınılır?
a)HW
b)LW
c)MHW
d) Chart Datum
e)MHWN

199) Harita düzeltmesi işlemi için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?


a) Kalıcı düzeltmeler mor çini mürekkebi ile yapılır
b) Eski bilgilerin üstü çizilir karalanmaz
c) Kalıcı düzeltme numarası düzeltmenin yanına yazılır
d) P ve T ilanlarının düzeltmeleri kurşun kalemle yapılır
e) Düzeltme işlemine büyük ölçekli haritadan başlanır

200) Harita düzeltmesi yaparken önce hangi haritadan başlanır?


a) Büyük ölçekli haritadan.
b) Küçük ölçekli haritadan.
c) Orta ölçekli haritadan.
d) Herhangi bir haritadan.
e) Genel haritadan.

201) Haritanın kitabesinde bulunan üç logo (amblem) neyi ifade eder?


a) Bu harita üç hidrografik ofis tarafından beraberce hazırlanmıştır
b) Bu harita üç hidrografik ofis tarafından aynı anda yayınlanmıştır
c) İki hidrografik ofis tarafından beraberce hazırlanmış ve International Hydrographic Organization tarafından
kabul görmüştür
d) Harita birinci legodaki hidrografik ofis tarafından hazırlanmış, ikinci legodaki hidrografik ofis
tarafından yayınlanmış ve International Hydrographic Organization tarafından kabul görmüştür
e) Harita International Hydrographic Organization tarafından hazırlanmış, ayrı iki hidrografik ofis tarafından
yayınlanmıştır

202) Geçici düzeltmeler ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Haritanın sol alt kenarına mürekkepli kalem ile yapılır.
b) Haritanın sol alt kenarına kurşun kalem ile yapılır. Yanına (T) kısaltması konur.
c) Haritanın orta alt kısmına kurşun kalem ile yapılır.

25
d) Haritanın orta alt kısmına mürekkepli kalem ile yapılır.(T) kısaltması konur.
e) Kurşun kalem ile yapılır.Haritanın müsait bir yerine kayıt edilir

203) Başlangıç boylamı aşağıdakilerden hangisidir?


a) Kutuplar
b) Ekvator
c) Greenwich Boylamı
d) Üst boylam
e) Alt boylam

204) Kalkılan mevkinin boylamı 30° 15' 59"E dir. Katedilen boylam farkı 30° 15' 59"W dir. Varış mevkii boylamı nedir?
a)Greenwich Boylamı
b)30 15 59 N
c)14 43 56 N
d)30 15 59 E
e)30 15 59 W

205) İki mevkiden geçen enlem paralelleri arasındaki boylam yayının açısal boyuna ne denir?
a) Ortalama enlem
b) Enlem farkı
c) Boylam farkı
d) Enlem
e) Boylam

206) Düzlemleri yer eksenini kapsamak üzere kutuplardan geçen büyük dairelere ne denir?
a) Spiral
b) Elipsoid
c) Enlem
d) Ekvator
e) Boylam

207) Enlem seyri (paralel seyir) ile ilgili olarak aşağıdaki bağıntılardan hangisi yanlıştır?

a) Lat1=Lat2
b) dep=dlong
c) dep=distance
d) mlat=Lat1
e) dlat=0

208) Boylam seyri ile ilgili olarak aşağıdaki bağıntılardan hangisi yanlıştır?

a) Long1=Long2
b) dep=0
c) dlat > distance
d) dlong=0
e) Rota= 000° veya 180°

209) Kerte hattı 90°olursa aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?


a) Kerte hattı; ekvator veya bir enlem pareleli olur.
b) Kerte hattı, boylam olur.
c) Kerte hattı, enlem farkı olur.
d) Kerte hattı, boylam farkı olur.
e) Kerte hattı, kutuplara ulaşan bir spiral olur.

210) 35° 15´N-121°13´W’den 11°13´S-170°18´W’ ya gidecek bir geminin katedeceği enlem ve boylam farkının işareti
aşağıdakilerden hangisi olur?
a) Enlem farkı : S Boylam farkı : W
b) Enlem farkı : N Boylam farkı : W
c) Enlem farkı : S Boylam farkı : E
d) Enlem farkı : N Boylam farkı : E
e) Hiçbirisi

211) Kerte hattı boylamlar ile sıfır derecelik bir açı yaptığında deparçer ne olur?
a) En büyük olur
b) En küçük olur
26
c) Sıfır
d) Ekvator
e) Kutup

212) Bir mevkiin koordinatlarını belirtirken aşağıdakilerden hangisi kullanılır?


a) 42°N - 183°E
b) 92°N - 072°E
c) 60°S - 240°W
d) 35°S - 108°W
e) 94°N - 085°E

213) Koordinatları; Lat: 43° S, Long: 092° E olan bir mevkiden kalkarak 145 NM 180° rotasına seyreden bir geminin
varacağı mevkiin enlem ve boylamı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Lat 2 : 40° 35'S Long 2 : 092°E
b) Lat 2 : 45° 25'S Long 2 : 092°E 145/60 = 2D 25M LAT= 43+2 25=45 25 S LONG AYNI
c) Lat 2 : 43°S Long 2 : 094° 25'E
d) Lat 2 : 43°S Long 2 : 090° 35'E
e) Lat 2 : 45° 35'S Long 2 : 118° 45'E

214) Koordinatları; Lat: 36° N, Long: 122° E olan bir mevkiden kalkarak 195 NM (3D15M) yıldız rotasına seyreden bir
geminin varacağı mevkiin enlem ve boylamı aşağıdakilerden hangisidir?

a) Lat 2 : 32° 45'N Long 2 : 122°E


b) Lat 2 : 39° 15'N Long 2 : 125° 15'E
c) Lat 2 : 36°N Long 2 : 122°E
d) Lat 2 : 39° 15'N Long 2 : 122°E BOYLAM SEYRI DLAT = DIST
e) Lat 2 : 36°N Long 2 : 118° 45'E

215) Koordinatları; Lat: 44° S, Long: 42° W olan bir mevkiden kalkarak 125 NM yıldız rotasına seyreden bir geminin
varacağı mevkiin enlem ve boylamı aşağıdakilerden hangisidir?

a) Lat 2 : 42° 55'S Long 2 : 44°W


b) Lat 2 : 44°S Long 2 : 44° 25'W
c) Lat 2 : 41° 55'S Long 2 : 42°W LAT=LAT- DIST/60 GUNEY ENLEMI KUZEYE BO_YLAM SEYRI
d) Lat 2 : 46° 05'S Long 2 : 42°W
e) Lat 2 : 44°S Long 2 : 38° 55'W

216) Koordinatları; Lat: 33° N, Long: 012° W olan bir mevkiden kalkarak 115 NM 000° rotasına seyreden bir gemi-nin
varacağı mevkiin enlem ve boylamı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Lat 2 : 31° 05'N Long 2 : 012°W
b) Lat 2 : 35° 25'N Long 2 : 012°W
c) Lat 2 : 34° 55’N Long 2 : 012°W
d) Lat 2 : 33°N Long 2 : 010° 55’W
e) Lat 2 : 33° 35'N Long 2 : 012° 45'W

217) Bir kerte kaç derecedir?


a)10°,25
b)11°,50
c)12°,25
d) 11°,25
e)12°,50

218) Bir deniz mili kaç metredir?


a)1852,3 m
b)1855,4 m
c)1609,3 m
d)1587 m
e)1530 m

219) Bir gomina kaç metredir?


a) 30,5 m
b) 91,5 m
c) 180 m
d) 185 m
e) 920 m

27
220) .Aşağıdaki uzunluk ölçü birimleri küçükten büyüğe doğru sıralanmıştır. Bu sıralamada iki ölçü birimi yanlış yazılmıştır.
Yanlış olanlar hangileridir?

Pus kadem kulaç yarda gomina 2,54CM,30,48CM,91,5CM,183CM,185M.


1 2 3 4 5

a) 1-2
b) 2-3
c) 3-4
d) 4-5
e) Sıralama doğru

221) 50 metre kaç kulaçtır?


a) 16 kulaç
b) 27,3 kulaç
c) 32,2 kulaç
d) 40,1 kulaç
e) 87,2 kulaç

222) Uzunluk ölçü birimlerinden 1 yarda ne kadardır?


a) 183 cm. KULAC
b) 91,5 cm. YARDA
c) 30,5 cm. FEET -KADEM
d) 2,54 cm. PUS
e) 150 cm

223) 11 kulaç 3 kadem kaç metredir?

a) 3,5 m
b) 10,5 m
c) 21 m ((11*6+3 )*30,48CM)/100=21,03 M
d) 25 m
e) 27 m

224) Aşağıdakilerden hangisi Fix’ siz emniyetli seyir yöntemlerinden DEĞİLDİR ?


a)Kurtarma Hatlarıyla
b)Rehber Hatlarıyla
c)Yatay Tehlike Açılarıyla
d)Dikey Tehlike Açılarıyla
e)Mevki Hattıyla

225) 35° 20’ N - 050° 40’ W mevkiinden hareketle 090° rotasına 10 knot süratle seyreden bir geminin 180° yönüne 2 knot’
lık bir akıntının bulunduğu ortamda 1 saat sonraki EP mevkiinin koordinatları ne olur?
a) 35° 22’ N - 050° 42’ W
b) 35° 18’ N - 050° 30’ W
c) 35° 18’ N - 050° 28’ W DEP=DLONG * COS MDLAT DLNG=10/COS 35^19= 12
d) 35° 22’ N - 050° 30’ W
e) 35° 18’ N - 050° 50’ W

Durum Belli Olanlar Belli Olmayanlar Buluş Sistemi


Rota Açısı d. lat d. lat = M x Cos 0
1 Mesafe Dep Dep = M x Sin 0
Rota Açısı M M = d. Lat / Cos 0
2 d. lat Dep Dep = d. Lat, x Tan 0
Rota Açısı M M = Dep / sin 0
3 Dep d. lat d. lat = Dep / Tan 0
Mesafe Rota Açısı Cos0 = d. Lat / M
4 d.lat Dep Dep = M x Sin0
Mesafe Rota Açısı Sin0 = Dep / M
5 Dep d. lat d. lat = M x Cos0
d. lat Rota Açısı Tan0 = Dep / d. Lat
6 Dep Mesafe M = Dep / Sin0

226) 40° N - 020° E mevkiinden hareket eden bir gemi önce yıldız rotasına 10 mil, sonra gün doğusu rotasına 10 mil
seyrederse varacağı mevkiin koordinatları ne olur?

a) 40° 10’ N - 020° 10’ E


b) 40° 10’ E – 019° 50’ E
28
c) 40° 10’ E - 020° 11’ E
d) 40° 10’ N - 020° 13’ E DEP=DLONG * COS MDLAT DLNG=10/COS 40* 5’
e) 40° 10’ N – 020° 15’ E

227) Koordinatları 45° 20’ N - 030° 10’ W olan bir noktadan hareket edecek bir gemi 41° N - 027° W noktasına gitmek için
Mercator haritası üstünde rota çiziyor ve mesafeyi ölçüyor. Haritadan ölçülen rota ve mesafe nedir?

a) 123°, 280 mil


b) 144°, 323 mil
c) 138°, 296 mil
d) 152°, 301 mil
e) 164°, 327 mil

45° 20,00 N 030° 10,00 W   151,872° 294,8 294,8


41° 00,00 N 027° 00,00 W        

NORMALDE DEP =DLNG * COSMLAT OLMASINA RAGMEN SORU ASAGIDAKI GIBI COZLBLYR
TANCO=DEP/D.LAT DEP=DLONG *COSDLAT=189,4NM TANCO=189,4/260=0,73 CO=S36E = 144*
M=DEP/SİNCO =189,4/SİN36=322NM

228) Deniz kirliliği meydana geldiğinde kirliliği rapor edeceğimiz merkezler hakkındaki bilgiler hangi kaynaktan bulunur?
a) “Coast Radio Stations” isimli kaynaktan.
b) “Global Maritime Distress and Sayfety Systems” isimli kaynaktan.
c) “Pilot Services, Vessel Traffic Services and Port Operations” isimli kaynaktan.
d) Haritalardan.
e) Kılavuz kitaplarından.

229) Differential GPS sisteminde yer alan sahil istasyonları hakkındaki bilgiler hangi kaynaktan bulunur?
a) “Coast Radio Stations” isimli kaynaktan.
b) “Radio Aids to Navigation, Satelite Navigation Systems, Legal Time, Radio Time Signals and
Electronic Position Fixing Systems” isimli kaynaktan.
c) “Maritime Safety Information Services” isimli kaynaktan.
d) “Global Maritime Distress and Sayfety Stations” isimli kaynaktan.
e) Haritalardan.

BUYUK DAIRE SEYRI


230) Büyük daire seyri problemlerinin çözümü için kurulan küresel üçgen için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Ücgenin bir köşesi kalkış noktasının bulunduğu yarı kürenin kutup noktasıdır.
b) Üçgenin kutup noktası açısı kalkış ve varış noktaları arasındaki d.long kadardır.
c) Kalkış ve varış noktaları arasındaki kenarın açısal değeri 90°-lat dır.
d) Üçgenin kutup noktası karşısındaki kenarının açısal değeri mesafedir.
e) Üçgenin kutup noktasından karşısındaki kenara çizilen dik, kenarı vertex noktasında keser.

231) Büyük daire seyrinin Göksel Seyir Cetvelleri ile çözümünde aşağıdaki eşleşmelerden hangisi yanlıştır?
a)LHA yerine dlong
b)Dec. Yerine Lat2
c)Semt yerine kalkış rota açısı
d) Hesabi yükseklik yerine mesafe
e)Lat yerine Lat1
232) Büyük daire seyri problemlerinin çözümünde göksel seyir kısa yol cetvelleri kullanıldığında, göksel seyir bilinenleri ile
bilinmeyenleri yerine büyük daire seyri bilinenleri ile kullanılır. Aşağıda verilen eşleşmelerden hangisi yanlıştır?
a) LHA yerine d.long
b) Dec. yerine Lat2
c) Semt yerine kalkış rota açısı
d) Hesabi yükseklik yerine mesafe
e) Lat yerine Lat1

233) Vertex noktası için aşağıdaki söylemlerden hangisi yanlıştır?


a)Kalkış ve varış rota açıları 90° den küçük ise vertex noktası aradadır.
b) Kalkış rota açısı 90° den büyük ise vertex noktası kalkış ve varış noktalarının dışında ve varış noktası
tarafındadır.
c)Varış rota açısı 90° den büyük ise vertex noktası varış ve kalkış noktalarının dışında ve varış noktası tarafındadır.
d)Büyük daire yayına yakın kutuptan çizilen dik,büyük daire yayını vertex noktasından keser.
e)Vertex noktası enlemi yay üstündeki en büyük enlemdir.

234) Başlangıç rota açısı 38°, başlangıç noktası koordinatları 47°N - 050°W olan bir büyük daire seyri için vertex
noktasının başlangıç noktasına olan mesafesi nedir? (Problemi ekte bulunan NP 401 sayfasını kullanarak çözünüz.
CETVEL 26)
29
a) 3240 mil
b) 2160 mil
c) 2187 mil
d) 2120 mil
e) 2080 mil
Ekctvel 26 te SEMT(inco)=LHA 38 LAT 47 SUTUNUNDAKİ EN BUYUK HC DEGERİ OLAN
65* 10’,3 d -1,9 Z=59,5 N ALINIR.
BURDAKİ SOL SUTUNDA DEC DEGERİ 54* ALINIR DIST FM POS1 TO VERTEX
90-DEC =36* DIR DIST=36x60=2160 Mil
Not:max hc degeri vertex enlemidir z degeri ise dlongv-long1

235) Kalkış noktası koordinatları, 45°N - 060°W, vertex noktası koordinatları 52° 12,7’N - 023° 18’W, kalkış rota açısı 60°
olan bir büyük daire seyrinde, vertex noktasından sonraki ilk ara noktanın koordinatları aşağıdakilerden hangisidir? (Ara
noktalar yaklaşık 5° dlong farkı ile alınacak ve ekteki NP 401 sayfası kullanılarak problem çözülecektir.)
a) 51° 45,5’N - 018° 18’W
b) 52° 01,4’N - 018° 24’W
c) 52° 06,4’N - 105° 12’W
d) 52° 06,4’N - 015° 12’W
e) 47° 12,7’N - 018° 18’W
LAT=45N SEMT(inco)=LHA 60
Ek ctvl 27de LHA 60 LAT 45TEN HC 52 12,7 BULUNUR.
BU DEGER DEC 65* KARSISINDADIR. 5* LIK SONRAKI DEDIGINDEN 60* KARSISINDAKI
HC =52*06’,4 LAT d=1’,9 z=44,8 dır.z=dlong Burdan long 060*-44* 48’=015 12 W OLUR

236) Kalkış noktası 48°N - 050°W ve kalkış rota açısı N60°E olan bir büyük daire seyri için vertex noktasının koordinatları
nedir? (Problemi ekte bulunan NP 401 sayfasını kullanarak çözünüz.)
a)54° 35’N - 012° 36’W
b)55° 30’N - 040° 06’W EK CETVEL 27
c)52° 18’N - 016° 06’W
d)55° 30’N - 001° 54’W
SORUNUN EKİ OLARAK
e)53° 20’N - 024° 32’W VERİLECEKTİR.

EK CTVL 27 DE SEMT(inco)=LHA 60 LAT 48 STUNUNDA EN BUYUK HC 54 35,1 d-1,1 z=37,4 dur


Burdan lat 54 35 N DLONG 37*24’ LONG2=50-37,24=12*36’W OLUR

237) Kalkış noktası 46°N - 065°W, varış noktası 50°N - 027°W olan bir büyük daire seyri için kalkış rota açısı ve mesafe
aşağıdakilerden hangisidir? (Problemi ekte bulunan NP 401 sayfasını kullanarak çözünüz.)
a) N84°,3E, 1520 mil
b) N84°,3E, 3872 mil
c) N67°E, 3872 mil
d) N67°E, 1527 mil
e) N64° 32’E, 1380 mil
LAT1= 46N LAT2= DEC 50N LHA =DLONG=38 ILE EK CTVL 26 YA GIR.
HC 64 32,6 d 4,9 Z=67 DEN inco =N67E DIST =90-HC=90-64* 32,6=25*27,4=1527 Mil

238) Kalkış noktası 51°N - 065°W, varış noktası 61°N - 005°W olan bir büyük daire seyri için kalkış rota açısı ve mesafe
aşağıdakilerden hangisidir? (Problemi ekte bulunan NP 401 sayfasını kullanarak çözünüz.)
a) 49° 12’, 2020 mil
b) 49° 21’, 2320 mil
c) 60° 12’, 2020 mil
d) 60° 21’, 2330 mil
e) 49° 30’, 2020 mil
LAT1= 51N LAT2= DEC 61N LHA =DLONG=60 ILE EK CTVL 27Ye GIR.
HC 56 19,9 d 10,2 Z=49,2 DEN inco =N49,12E DIST =90-HC=90-56* 19,9=33*40,6=2020.1 Mil

239) Kalkış noktası 45°N - 065°W, varış noktası 40° 37’N - 010° 00’W olan bir büyük daire seyri için kalkış rota açısını ve
mesafeyi bulmak için NP 401 in ilgi sayfasına girilerek aşağıdaki değerler elde edilmiştir.

Hc d Z
48o 32,6’ +28,6 81,2

Ekte bulunan interpolation cetvelini kullanarak mesafeyi bulunuz.


a)2917,6 mil
b)2930,3 mil EK CETVEL 28
c)2423 mil SORUNUN EKİ OLARAK
d)2505,1 mil VERİLECEKTİR.
e)2300 mil
30
CTVLDN 28,6 KARSISINDA 9,5+4,1 VE DOUBLE SECOND.DUZELTMESINDEN 1,8 TTL=15,4 DUZELTMESI DIST
=90-HC DEGERINE EKLENIR= 90-48 32,6 =41*27,4+15,4=2502.8

X CVCBNM
240) Kalkış rota açısı 110°, varış rota açısı 60° olan bir büyük daire seyri vertex noktası için aşağıdaki ifadelerden hangisi
yanlıştır?
a) Vertex noktası kalkış ve varış noktaları arasındadır.
b) Vertex noktası dışarda ve kalkış noktası tarafındadır.
c) Vertex noktası enlemi kalkış noktası enleminden büyüktür.
d) Vertex noktasının enleminin işareti kalkış noktası enleminin işareti ile aynıdır.
e) Vertex noktası ile birinci ara nokta kalkış noktasının ters tarafındadır.

PARAKETE / ELEKTRONIK SEYIR

241) Herhangi bir kullanıcının uydu sinyalleri yardımıyla herhangi bir yer ve zamanda her türlü hava koşulla-rında ortak bir
dünya referans sisteminde yüksek doğruluklarla hız ve zaman belirlemesine olanak veren sistem aşağıdakilerden
hangisidir?
a) LORAN - C
b) NAVTEX
c) OMEGA
d) GPS
e) RDF

242) Gemide operatör tarafından uydu seyir aygıtı (GPS) ilk çalıştırılmaya başlanırken aşağıdaki bilgilerden hangisi aygıta
girilir?
a) Yol noktası (waypoint)
b) Seyredilecek rota
c) Anten yüksekliği
d) Kullanılacak frekanslar
e) Kullanılacak uydu sinyal kodları

243) GPS sisteminde, uydulardan faydalanarak mevki bulabilmek için aşağıdaki verilerden hangisi kullanılır
a) Enlem
b) Boylam
c) Kerteriz
d) Uzaklık
e) Eğim

244) GPS uydu seyir sisteminde gemideki aygıt, aşağıdaki yöntemlerin hangisini kullanarak geminin mevkiini bildirir ?
a) Geminin iki veya daha fazla uydudan olan uzaklığını saptar ve bu uzaklıklara dayanarak geminin
mevkiini bulur,
b) Değişik uydulardan gelen elektromanyetik dalgaların gemide meydana getirdiği faz farklarına dayanarak
mevki bulur,
c) Değişik uydulardan gelen elektromanyetik dalga palslarının gemiye varış zamanları arasındaki farklardan
yararlana-rak mevki bulur,
d) Geminin mevkii uydular tarafından bulunur ve bu bilgi gemideki aygıta gönderilir,
e) Uydulardan yayımlanan elektromanyetik dalgalarda Doppler olayı sonucu meydana gelen frekans
değişmeleri gemi-de ölçülür ve bu değişmelere dayanarak geminin mevkii bulunur

245) Uydu seyir sisteminde (SATNAV) mevki saptanmasında doğruluk derecesini etkileyen beş faktör vardır. Aşağıdaki
maddelerden hangisi bu faktörlerden biri değildir ?
a) Geminin iskandilindeki hata
b) Sinyallerin yayım yolundaki düzensizlikler
c) Geminin komputere verilen rota ve süratindeki hata
d) Komputere verilen anten yüksekliğindeki hata
e) Gemideki cihazın kendi çalışma hatası

246) Diferansiyel GPS’in işlevine aşağıdakilerden hangisi en uygundur?


a)Gemilerin GPS alıcılarının ölçtüğü değerlere uygulanacak kerteriz düzeltmelerini yayımlayanistasyonlardır,
b) Gemilerin GPS alıcılarının ölçtüğü değerlere uygulanacak uzaklık düzeltmelerini yayımlayan istasyonlardır,
c)İstendiğinde gemilerin mevkilerini kendilerine bildiren istasyonlardır,
d)Uydulardan gelen dalgaların faz farklarını ölçerek mevki bulan GPS alıcısıdır,
e)Uydulardan gelen dalga atımlarının (palslarının) varış zamanları arasındaki farka dayanarak geminin mevkiini bulan
gemideki GPS alıcısıdır.

247) GPS sisteminin uzay bölümünde, asıl ve yedek olmak üzere kaç adet uydu vardır?
a) 12 Asıl, 12 Yedek olmak üzere toplam 24 uydu vardır.
b) 6 Asıl, 3 Yedek olmak üzere toplam 9 uydu vardır.
c) 18 Asıl, 6 Yedek olmak üzere toplam 24 uydu vardır.
31
d) 3 Asıl, 1 Yedek olmak üzere toplam 4 uydu vardır.
e) 21 Asıl, 3 Yedek olmak üzere toplam 24 uydu vardır.

248) Gemideki Navtex aygıtının yaptığı otomatik bir işlev için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Yalnız deniz meteoroloji haberlerini alır ve kayıt eder,
b) Yalnız seyir (seyrisefer) uyarılarını alır ve kayıt eder,
c) Seyir ve meteoroloji haberlerini alır ve kayıt eder,
d) Sinoptik harita verir,
e) Yalnız atış ve tatbikat sahalarını bildirir.

249) Aşağıdakilerden hangisi NAVTEX mesaj tiplerinden biri değildir?


a) Denizcilik uyarısı
b) INMARSAT mesajı
c) SATNAV mesajı
d) Arama ve kurtarma bilgileri
e) DECCA mesajı

250) Bir otopilot’da dümen ele alınmadan büyük rota değişikliği yaptırılacaksa ve otopilotun sadece pusladan ve istenen
rota devresinden gelen sinyallere bağlı olarak çalışması isteniyorsa aşağıdakilerden hangisi devreden çıkarılmalıdır?
a) Weather kontrolu
b) Rudder kontrolu
c) F.U çalışma düzeni
d) Güç anahtarı
e) Hepsi devrede olmalıdır

251) Oto pilot; operatör tarafından girilen, gidilmek istenilen rota ile pusuladan gelen, gidilen rota bilgilerini karşılaştırarak
bir düzeltme farkı bulur. Aşağıdakilerden hangisi bu fark bulunurken oto pilotun göz önünde bulundurmasına gerek
olmayan bilgidir?
a) Geminin boyu.
b) Geminin yük durumu.
c) Varış limanı.
d) Geminin hızı.
e) Deniz durumu.

252) Oto-Pilotta aşağıdaki kontrol düğmelerinden hangisi akıntı veya rüzgar düşürmesini önlemek için kullanılır?
a) RUDDER
b) COUNT RUDDER
c) WEATHER
d) PERM-HELM
e) RUDDER LIMIT

253B) Oto-Pilotta aşağıdaki kontrol düğmelerinden hangisi rota değişimlerinde geminin başının atalet sebebiyle
savrulmasını önlemek için kullanılır?
a) RUDDER
b) COUNT RUDDER
c) WEATHER
d) PERM-HELM
e) RUDDER LIMIT

253) Oto-Pilotun rotadan kaçmalara karşı tepki duyarlığı hangi kontrol ile ile ayar edilir?
a) PERMHELM düğmesi ile
b) COUNT RUDDER düğmesi ile
c) RUDDER LIMIT düğmesi ile
d) RUDDER düğmesi ile
e) WEATHER düğmesi

254) Oto-Pilotda NFU çalışmasında geri besleme hangi işleve sahiptir?


a) Sancak ve iskele dümen makineleri hareketleri arasındaki farkı kompütere gönderir,
b) Pusuladaki pruva değeri ile emredilen rota değeri arasındaki farkı kompütere bildirir,
c) Devre dışıdır ve hiç bir işlev yapmaz, Nusret belırdı sayfa 171 soru 7-
d) Dümenin otomatik olarak çalışmasını sağlar,
e) Dümenin el ile çalışmasını sağlar.

255) Aşağıdakilerden hangisi yanlış ekodur ?


a)Deniz ekosu
b)Yağmur ekosu
c)Kenar ekosu
d)Kuş ekosu
e)Tepe ekosu
32
256) Bir ARPA “Hedef Tehditi (Çatışma Uyarısı)” alarmını aşağıdaki durumlardan hangisinde verir ?
a) İzlenmekte olan bir hedef EYN uzaklığı içine girdiği zaman,
b) İzlenmekte olan bir hedef Koruma Çemberi (Guard Ring) içine girdiği zaman ?
c) İzlenmeyen bir hedef koruma çemberi içine girdiği zaman,
d) İzlenmeyen bir hedefin EYN’dan geçmesine saptanmış olan EYN zamanından daha az zaman kaldığı
zaman,
e) İzlenmeyen bir hedef otomatik olarak izlenmeye alındığı zaman.

257) Aşağıdakilerden hangisi bir ARPA radarın doğru olarak çalışabilmesi için gereken bilgilerdendir?
a) Radar anteninin yüksekliği
b) Gemimizin sürati
c) Gemimizin mevki
d) Zaman
e) Su derinliği

258) Radar aygıtı ile ilgili olarak aşağıdakilerden doğru olanı işaretleyiniz.
a) Kuzey Yukarı (North Up) görüntüde gemi dönerken pruva çizgisi sabit kalır resim döner,
b) Kuzey Yukarı (North Up) görüntüde gemi dönerken resim ve pruva çizgisi beraber döner,
c) Pruva Yukarı görüntüde gemi dönerken hem resim hem pruva çizgisi döner.
d) Pruva Yukarı (Head Up) görüntüde gemi dönerken pruva çizgisi sabit kalır resim döner,
e) Pruva Yukarı (Head Up) görüntüde gemi dönerken pruva çizgisi döner, resim sabit kalır,

259) Radar plotlaması ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Temasların tespit edilme zamanlar önemli değildir.
b) Özellikle sahile yakın bölgelerde seyir yapılırken, mesafe skalası olabildiğince büyük seçilmelidir.
c) Sahile yakın seyrederken, mesafe skalası; mümkün olduğunca küçük seçilmelidir.
d) Sahile yakın seyirlerde, kazanç (Gain) süvici kapatılmalıdır.
e) Radar ile plotlama yaparken, Denizde Çatışmayı Önleme Kurallarının uygulanması gerekmez.

260) Radar sinyallerinin dalga tepeciklerinden yansıması ile meydana gelen ekolara ne ad verilir
a) Yalancı eko
b) Deniz dönüşü ekoları
c) Dümen suyu ekoları
d) Yansıma ekoları
e) Çift yansıma ekoları

261) Radarın asgari menzilini belirleyen parametrik değer aşağıdakilerden hangisidir ?


a) Çıkış gücü
b) Frekansı
c) Anten yüksekliği
d) Pals Tekrarlama Frekansı (PRF)
e) Pals genişliği

262) Radarın azami menzilini belirleyen parametrik değer aşağıdakilerden hangisidir ?


a) Çıkış gücü
b) Frekansı
c) Anten yüksekliği
d) Pals Tekrarlama Frekansı (PRF)
e) Pals genişliği

263) Eko elektrikli iskandil kullanarak derinlik tesbit ederken, dip yapısı sert ve dip derinse aşağıdakilerden hangisi doğru
bir seçim olur?
a) P.R.F çoğaltılmalı ve kazanç arttırılmalıdır.
b) P.R.F azaltılmalı ve kazanç azaltılmalıdır.
c) P.R.F azaltılmalı ve kazanç da arttırılmalıdır.
d) P.R.F çoğaltılmalı ve kazanç azaltılmalıdır.
e) Dip yapısının özelliğinin kazanç ile ilişkisi yoktur.

264) Denizde hareket halindeki bir geminin süratini ölçen ve katettiği mesafeyi gösteren seyir yardımcı aletleri
aşağıdakilerden hangisidir?
a) İskandil
b) Stadimetre
c) Parakete
d) Sextant
e) Station Pointer

33
265) Gemi üzerindeki bir noktayı etkileyen basıncın, gemi hızı ile orantılı olması (P = k v 2) prensibi ile çalışan parakete tipi
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Hollanda Paraketesi.
b) Akustik Parakete.
c) Chernikef Paraketesi.
d) Pitotstatik Parakete.
e) Elektromanyetik Parakete.

266B) Basınç tipi bir parakete ,


A) Geminin ileri hareketinde meydana gelen basınç ile belli bir yay basıncı arasındaki farkı saptayarak hız ölçer
B) Yüklü geminin hareketinin yaptığı basınç ile aynı hızdaki yüksüz geminin hareketinin yaptığı basınç arasındaki
farkı saptayarak hız ölçer
C) Geminin hareketinin baş tarafta yaptığı basınç ile geminin başındaki su basıncı arasındaki farkı saptayarak hız
ölçer
D) Geminin hareketinin gemi bordasında yaptığı su basıncı ile duran geminin bordasındaki su basıncı arasındaki
farkı saptayarak hız ölçer
E) Geminin hareketine karşı suyun yaptığı basınç ile hareketsiz gemiye suyun yaptığı basınç farkını
saptayarak hız ölçer

266) Parakete kılıcı içinde iki elektrot arasında deniz suyunun sürtünmesinden oluşan elektromanyetik saha-nın süratle
doğru orantılı olarak değişmesinden faydalanılarak sürat bilgisi elde edilen parakete tipi aşağı-dakilerden hangisidir?
a) GEK (Doppler) Parakete
b) Pitostatik Parakete
c) Pervaneli Parakete
d) Elektromanyetik Parakete
e) Adi Parakete

267) Dopler Paraketeler ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) 200 metreden daha derin sularda, dopler paraketelerin çoğu otomatik olarak su (Water track)
konumuna geçerler.
b) Hata oranı yüksektir.
c) Parakete kılıcı üzerinden akan suyun oluşturduğu manyetik alan ile sürat ölçerler.
d) Dopler paraketelerde ses baş tarafta bulunan vericiden yayınlanır ve kıç tarafta bulunan alıcı tarafından
alınırlar.
e) Parakete kılıcı sürtünme etki alanı dışındadır

268) İlerlemekte olan bir gemideki Doppler paraketesinin su içinde gönderdiği ses dalgalarının frekansına göre
aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a)Baş tarafdan dönen eko dalgalarının frekansı daha küçüktür,
b) Baş tarafdan dönen eko dalgalarının frekansı daha yüksektir,
c)Baş tarafdan dönen eko dalgalarının frekansı aynıdır,
d)Kıç tarafdan dönen eko dalgalarının frekansı daha yüksektir,
e)Kıç tarafdan dönen eko dalgalarının frekansı aynıdır.

269) Aşağıdakilerden hangisi bilinen bir parakete türü değildir ?


a)Pervaneli parakete
b) Havalı parakete
c)Akustik parakete
d)Basınçlı parakete
e)Elektromanyetik parakete

270) Elektrik alanının yönü ile elektromanyetik dalganın hareket yönünü gösteren vektörleri içinde bulunduran düzleme ne
denir?
A) Elektrik alan.
B) Polarizasyon.
C) Manyetik alan
D) Akım yönü
E) Dalga yönü

271) Elektromanyetik Dalga boyunca; herhangi bir noktadaki dalga kuvvetine ne denir?
a) Saykıl.
b) Frekans.
c) Genlik.
d) Kritik bölge.
e) Periyot.
TIDE / AKINTI / RUZGAR VB

34
272) Akıntı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Gemiyi parakete izinden saptıran tüm etkenlerin yönüne akıntının DRIFT’i denir.
b) Gemiyi parakete izinden saptıran tüm etkenlerin süratine akıntının DRIFT’i denir.
c) Gemiyi parakete izinden saptıran tüm etkenlerin süratine akıntının SET’i denir.
d) Gemiyi parakete izinden saptıran tüm etkenlerin süratine akıntının İZ’i denir.
e) Gemiyi parakete izinden saptıran tüm etkenlerin yönüne akıntının İZ’i denir

273) Bir akıntının etki yaptığı, yani gemiyi sürüklediği yön aşağıdakilerden hangisi ile tanımlanır?
a) DRIFT
b) ROTA
c) SET
d) ACTUAL TRACK
e) INTENDED TRACK

274) Akıntının sürati aşağıdakilerden hangisi ile gösterilir ?


a)SET
b)SOA
c)DRİFT
d)TR
e)SMG

275) Akıntı koşulları altında seyreden bir geminin suya göre ortalama ilerleme sürati aşağıdakilerden hangisi ile gösterilir ?

a) SET
b) SOA
c) DRİFT
d) SMG
e) S

276) Bir akıntı seyir üçgeninde Akıntı Önleme Rotasını belirleyen vektör (kenar) üzerinde ölçülen sürate ne isim alır?
a) Makine sürati
b) Ortalama ilerleme sürati
c) Yere göre sürat
d) Bileşke sürat
e) Hiçbiri

277) Ekte bulunan Tide Tables sayfasını ve harita parçasını kullanarak Drill Stone şamandırası civarında 27 Mart 11:00:00
ZT gel-git akıntısının yön ve hızını bulunuz.
a) 328° - 1 knot
b) 033° - 0,9 knot
c) 028° - 1 knot
d) 173° - 0,9 knot
e) 189° - 1,9 knot
Ek ctvl 23 te 27 mart ve ek ctvl 24 te <k> baklavası degerleri alınır.
0747 5,4 11.00-0747 = 3h 13m degerlerine gore <k> baklavasında neap tide sutunundan
1444 1,9 hw dan 3 saat sonra olan deger 033 0,9knt degerleri sonuctur.
Not;ay icerisinde yeniay yada dolunay gununden 2 gun sonra spring tide 7 gun surer
Burada 17 mart yeni ay oldugundan 25 martta sona erip 26 martta neap baslar

278) 250° rotasına 15 knotla seyreden bir gemi zabiti rüzgarın nispi yönünü sancak 30° ve hızının da 40 mil/saat olarak
tespit ediyor. Rüzgarın hakiki yön ve hızını ekteki plotlama levhasını kullanarak bulunuz.
a) 10° - 38 mil/saat
b) 41° - 48 mil/saat
c) 205° -22 mil/saat
d) 296° -28 mil/saat
e) 359° -28 mil/saat

279) Med-cezir; 24 saat 50 dakika süren bir ay günü içerisinde, akıntıya bağlı olarak deniz suyu seviyesinde meydana
gelen farklılıklardır. Bir ay günü içerisinde bir defa yüksek, bir defa alçak su hadisesinin meydana geldiği ve özellikle
Pasifik Okyanusu limanlarında görülen med-cezir tipine ne ad verilir?
a) Günlük Med – cezir. ( Diurnal Tide)
b) Karışık Med – cezir. (Mixed Tide)
c) Atlantik okyanusu limanlarında med-cezir hadisesi görülmez.
d) Yarım Günlük Med – cezir. (Semidiurnal Tide)
e) Haftalık Med – cezir. (Weekly Tide)

280) Med-cezir; 24 saat 50 dakika süren bir ay günü içerisinde, akıntıya bağlı olarak deniz suyu seviyesinde meydana
gelen farklılıklardır. Bir ay günü içerisinde iki defa yüksek, iki defa alçak su hadisesinin meydana geldiği ve özellikle
Atlantik Okyanusu limanlarında görülen med-cezir tipine ne ad verilir?
35
a) Günlük Med – cezir. ( Diurnal Tide)
b) Karışık Med – cezir. (Mixed Tide)
c) Atlantik okyanusu limanlarında med-cezir hadisesi görülmez.
d) Yarım Günlük Med – cezir. (Semidiurnal Tide)
e) Haftalık Med – cezir. (Weekly Tide)

281) Ortalama alçak suları belirten sembol aşağıdakilerden hangisidir ?


a) MLW mean of low water
b) MHW
c) MSL
d) MLWN
e) MHWN

282) 23 ŞUBAT 1999 günü saat 05:00 ZT’da liman önlerinde olan ve 6m su yüksekliğine ihtiyacı olan bir gemi; PORF OF
BRISTOL (AVONMOUTH) Limanına en erken saat kaçta girebilir? (Problem ekte verilen Admiralty Gel-Git Cetvelleri
kullanılarak çözülecektir.)
a) 09:10:00 ZT
b) 08:50:00 ZT
c) 08:20:00 ZT
d) 07:40:00 ZT
e) 06:50:00 ZT

ektablo 29 zt=ut 16subat yeniay bu nedenle spring


Ek ctvl 30da 0558 1210 arası lw den hw a 2,3 – 11,5 cizelgesinden 6 metre inilen dikte hw
zamanından 3h 20m before 6metre su olucaktır. Sonuc 1210-320=8h50m UT=ZT=LT
NOT;UYGULANAN CETVEL EKLER ICINDEDIR.

283) Harita derinliği 5 m olan, PORF OF BRISTOL (AVONMOUTH) Limanında 23 MART 1999 günü 14:00 ZT daki su
yüksekliği nedir? (Problem ekte verilen Admiralty Gel-Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)
a) 8m.
b) 7,5 m. EK CETVEL 29 VE EK
c) 6 m. CETVEL 30
d) 12,5m. SORUNUN EKİ OLARAK
e) 9,5m.

UYUGULANAN EKCTVL 30 EKLERDE 1400-1103=YAKLASIK 3 H AFTER


TABLODAN 7,4 M BULUNUR 7,4+5M=12,4 M=12,5 M

284) The Race Limanında 21 KASIM 1999 günü saat 14:00 ZT daki gel-git akıntısının yönü ve şiddeti nedir? (Problem
ekte verilen Amerikan Gel-Git Akıntı Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)
a)112°, 3,9 knot
b)112°, 7,2 knot
EK CETVEL 35 VE EK
c)302°, 0,75 knot
d)302°, 4,6 knot CETVEL 37
e)112°, 2,7 knot SORUNUN EKİ OLARAK

ekctvl 37 ye girerken 2 deger hesaplanır.

a)slack water-max current time diff=1547-1229 =03h18m


b)slack water-desıred tıme dife =1547-1400=01h47m
tablo A dan 0,7 factor degeri bulunur. DRİFT=RATExFACTOR=3.9x0,7=2,7 KNT EBB

36
285) The Race Limanında 01 ARALIK 1999 günü saat 14:00 ZT daki gel-git akıntısının yönü ve şiddeti nedir? (Problem
ekte verilen Amerikan Gel-Git Akıntı Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 112°, 1,38 knot


b) 302°, 1,38 knot
EK CETVEL 35 VE EK
c) 302°, 2,9 knot CETVEL 37
d) 302°, 1,7 knot SORUNUN EKİ OLARAK
e) 112°, 2,9 knot

A)1532-1239=2H53M B)1400-1239=1H21M TABLE A DAN FACTOR 0,6


C)DRIFT=RATExFACTOR=2,3x0,6=1,38knot FLOOD 302

286) The Race Limanında 21 KASIM 1999 günü saat 23:00 ZT daki gel-git akıntısının yönü ve şiddeti nedir? (Problem
ekte verilen Amerikan Gel-Git Akıntı Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 302°, 3,1 knot EK CETVEL 35 VE EK


b) 112°, 4,1 knot
c) 112°, 1,98 knot CETVEL 37
d) 302°, 1,98 knot SORUNUN EKİ OLARAK
e) 302°, 4,1 knot

a)2451-2151=3h b) 2300-2151=1h09m tblo A factor=0,55

c)drift=rate*factor=3,6*0,55=1,98knt EBB 112*


287) The Race Limanında 10 EKİM 1999 günü saat 13:00 ZT daki gel-git akıntısının yönü ve şiddeti nedir?
(Problem ekte verilen Amerikan Gel-Git Akıntı Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 302°, 4,1 knot EK CETVEL 35 VE EK


b) 112°, 4,1 knot
c) 302°. 2,1 knot
CETVEL 37
d) 112°, 1,2 knot SORUNUN EKİ OLARAK
e) 112°, 2,1 knot

A)1446-1146=3H B)1300-1146=1H14M

TBL A DAN FCTR DRIFT=3,5EBB*0,6=2,1KNT SET 112*

288) New Haven Harbor Entrance (3016) bölgesinde 5 KASIM 1999 saat 07:00 ZT daki gel-git akıntısının yönü ve şiddeti
nedir? (Problem ekte verilen Amerikan Gel-Git Akıntı Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)
a) 152°, 0,5 knot
b) 319°, 1,02 knot
c) 152°, 1,2 knot
d) 319°, 2,5 knot
e) 112°, 2,7 knot

Ekctvl 36 before F after F DEGERLERI

37
-1.00 -1.16 0,5 KNT 1,4KNT 319* BURADA SET 319*

289) 25 MAYIS 1999 günü SAINT JOHN, NEW BRUNSWICK Ana limanına girişte üzerinde 1 kulaç 3 fit su bulunan bir
banktan 17 fit su çeken geminiz ile 2 fit emniyet payı kullanarak 02:00’dan itbaren en erken hangi saatte geçebilirsiniz ?
(Problem ekte verilen Amerikan Gel-Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 02:30
b) 03:20 EK CETVEL 32 VE EK
c) 04:14 CETVEL 34
d) 03:14 SORUNUN EKİ OLARAK
e) 06:10

290) 23 HAZİRAN 1999 günü SAINT JOHN, NEW BRUNSWICK Ana Limanında saat 15:00’deki su yüksekliği ne olur?
(Problem ekte verilen Amerikan Gel-Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 18,4 Ft.
b) 5,6 Ft. EK CETVEL 32 VE EK
c) 4,4 Ft. CETVEL 34
d) 6,8 Ft. SORUNUN EKİ OLARAK
e) 22,8 Ft.

EKCTVL 34TE a)TIME DIFF BTWN HW-LW =6h10m

b)TME DFF BTWN LW OR HW – REQ. TIME=1H


C)RANGE 18,4 FT BU DEGERLERLE 1,2 FT BULUNUR 5,6+1,2=6,8FEET

291) 23 NİSAN 1999 günü SAINT JOHN, NEW BRUNSWICK Ana Limanında saat 10:31’deki su yüksekliği ne olur ?
(Problem ekte verilen Amerikan Gel-Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 6,9 Ft.
b) 1,7 Ft. EK CETVEL 32 VE EK
c) 6,2 Ft. CETVEL 34
d) 2,6 Ft. SORUNUN EKİ OLARAK
e) 4,3 Ft.

A)06H25M B)1H29M C)20,6 BU DEGERLERLE CTVL 34TEN 2,6+4,3= 6,9CIKAR

292) Lynde Point bölgesinde 5 ARALIK 1999 saat 09:00 ZT daki gel-git akıntısının yönü ve şiddeti nedir? (Problem ekte
verilen Amerikan Gel-Git Akıntı Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 302°, 0,8 knot EK CETVEL 35, EK CETVEL36 VE EK


b) 302°, 5,0 knot
c) 344°, 0,4 knot CETVEL 37
d) 112°, 0,7 knot SORUNUN EKİ OLARAK
e) 161°, 2,7 knot

293) 14 NİSAN 1999 günü saat 12:00 ZT’da liman önlerinde olan ve 9m draftı olan ve 1m emniyet payı olan bir gemi;
harita derinliği 4m olan PORF OF BRISTOL (AVONMOUTH) Limanına en erken saat kaçta girebilir? (Problem ekte
verilen Admiralty Gel-Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 14:25:00 ZT
b) 14:46:00 ZT EK CETVEL 29 VE EK
c) 16:16:00 ZT CETVEL 30
d) 21:46:00 ZT SORUNUN EKİ OLARAK
e) 16:46:00 ZT
CVP = 18H06M-3H20M=14H46M KULLANILAN CTVL EKTE
294) 21 ŞUBAT 1999 günü saat 03:00 ZT’da yüzer vaziyette draftı 12m olan bir gemi; harita derinliği 10m olan PORF OF
BRISTOL (AVONMOUTH) Limanında oturmuştur. Bu gemi saat kaçta yüzmeye başlayacaktır? (Problem ekte verilen
Admiralty Gel-Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

EK CETVEL 29 VE EK
CETVEL 3038
SORUNUN EKİ OLARAK
a) 04:06 ZT
b) 04:47 ZT
c) 05:50 ZT
d) 05:00 ZT
e) 04:50 ZT CVP 1038-0448=0550 KULLANILAN CTVL EKTE

295) Sharpness Dock’da 20 ŞUBAT 1999 günü son yüksek su (HW) zamanı nedir? (Problem ekte verilen Admiralty Gel-
Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 22:53 ZT
b) 23:06 ZT EK CETVEL 29 VE EK
c) 22:57 ZT CETVEL 31
d) 23:08 ZT SORUNUN EKİ OLARAK
e) 22:57 ZT

296) Sharpness Dock’da 10 NİSAN 1999 günü son yüksek su (HW) zamanındaki su yüksekliği nedir? (Problem ekte
verilen Admiralty Gel-Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 10,3m
b) 9,0m
EK CETVEL 29 VE EK
c) 9,5m CETVEL 31
d) 8.5m SORUNUN EKİ OLARAK
e) 11,3

297) Weston-Super-Mare de 24 NİSAN 1999 günü ilk alçak su (LW) zamanı nedir? (Problem ekte verilen Admiralty Gel-Git
Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 07:05 ZT EK CETVEL 29 VE EK
b) 07:00 ZT
c) 06:05 ZT CETVEL 31
d) 06:50 ZT SORUNUN EKİ OLARAK
e) 07:10 ZT

298) Weston-Super-Mare de 24 NİSAN 1999 günü ilk alçak su (LW) zamanındaki su yüksekliği nedir? (Problem ekte
verilen Admiralty Gel-Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 2,5m
b) 3,6m
EK CETVEL 29 VE EK
c) 3,0m CETVEL 31
d) 4,6m SORUNUN EKİ OLARAK
e) 4,2m

299) Sorry Harbor da 5 MAYIS 1999 günü son yüksek su zamanı nedir? (Problem ekte verilen Amerikan Gel-Git Cetvelleri
kullanılarak çözülecektir.)

a) 18:05 ZT
EK CETVEL 32 VE EK
b) 06:05 ZT
c) 09:25 ZT CETVEL 33
d) 21:25 ZT SORUNUN EKİ OLARAK
e) 08:25 ZT

300) Sorry Harbor da 5 MAYIS 1999 günü son yüksek su zamanı su yüksekliği nedir? (Problem ekte verilen Amerikan Gel-
Git Cetvelleri kullanılarak çözülecektir.)

a) 24,5 Ft. EK CETVEL 32 VE EK


b) 22,7 Ft.
c) 31,9 Ft.
CETVEL 33
d) 15,3 Ft. SORUNUN EKİ OLARAK
e) 13,5 Ft.

301) Gel-git akıntılarının en hızlı aktıkları zaman aşağıdakilerden hangisidir?


a) Yüksek su zamanı (time of HW)
b) Alçak su zamanı (time of LW)
c) Gel akıntısının bitip, git akıntısının başladığı zaman
d) Yüksek su veya alçak su zamanları
e) Yüksek su zamanı ile alçak su zamanının ortasına denk gelen zaman

39
302) Gel-git akıntısının denizden karaya doğru olanının bitip, karadan denize doğru olanının başladığı durum
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Ebb Current
b) Stand
c) Flood Current
d) Slack Water
e) Menzil

303) Gel-git’de yüksek su ile alçak su seviyeleri arasındaki yükseklik farkına ne denir?
a) Yüksek su
b) Menzil
c) Stand
d) Neap
e) alçak su

304) Gel-git nedeniyle en fazla su alçalması ayın hangi döneminde meydana gelir?
a) Yeni ay
b) İlk dördün
c) Yeniay ile ilk dördün arasında
d) Son dördün
e) Son dördün ile yeniay arasında

305) Gel-git olayında “HWS” ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Ay’ın ilk dördün ve son dördün zamanlarında meydana gelen su yüksekliğidir.
b) Ay’ın yeniay ve dolunay zamanlarında meydana gelen su yüksekliğidir.
c) Ay’ın ilk ve son haftalarında meydana gelen su yüksekliğidir.
d) Ay’ın birinci ve onbeşinci günleri meydana gelen su yüksekliğidir.
e) Günde iki defa 12 saat arayla tekrarlanır.

306) Poyraz yönü aşağıdakilerden hangisidir?


a) 045
b) 225 LODOS
c) 135 KESISLEME
d) 315 KARAYEL
e) 180 KIBLE

307) Lodos yönü aşağıdakilerden hangisidir?


a)045
b) 225
c)135
d)315
e)090

308) Karayel yönü aşağıdakilerden hangisidir?


a)045
b)135
c)000
d)225
e)315

309) Samsun açıklarında tespit edilen 155° yönüne 1 knot şiddetindeki rüzgar akıntısını oluşturan rüzgarın yönü ve hızı
nedir?
a) Karayel-33 mil/saat
b) Yıldız karayel-33 mil/saat
c) Karayel- 50 mil/saat yüzde 2 kyk 200 kıyı- 220 acık denız GYK 160 KIYI, 140 ACIK D
d) Poyraz-33 mil/saat
e) Yıldız poyraz- 50 mil/saat
220* FAZLASI YON 155=x+220=>375* 100KNT=2KNT IC DENIZLERDE

310) Ege Denizinde saatte 50 mil hızla esen Lodos rüzgarının oluşturduğu rüzgar akıntısının yön ve hızı ne olur?
a) 225° -1 knot
b) 045° -0,5 knot
c) 065° -1 knot 225+200 %2 50DE 1KNT
d) 025° -0,5 knot
e) 085° -1 knot

311) 40 mil/saat esen bir rüzgarın oluşturduğu rüzgar akıntısının hızı nedir?
a) 2 knot
b) 1,2 knot
40
c) 0,8 knot %2 İSE 40 TA 0,8
d) 0,4 knot
e) 0,2 knot

312) Kuzey Yarıkürede ve Açık Denizde Lodos rüzgarının sebep olduğu akıntının derece olarak SET’i (yönü)
aşağıdakilerden hangisidir?
a) 085° 225+220-360=085
b) 090°
c) 225°
d) 325°
e) 135°

313) Kuzey yarım kürede okyanusların kıyıya yakın sularında rüzgar akıntısının yönü için aşağıdaki ifadelerden hangisi
doğrudur?
a) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 15° - 20° fazlası olur
b) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 40° -45° fazlası olur
c) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 15° - 20° eksiği olur
d) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 200° fazlası olur
e) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 160° fazlası olur

314) Güney yarım kürede açık denizde rüzgar akıntısının yönü için aşağıdaki cümlelerden hangisi doğrudur?
a) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 200° fazlası olur.
b) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 160° fazlası olur.
c) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 220° fazlası olur.
d) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 140° fazlası olur.
e) Rüzgar akıntısının yönü, rüzgar yönünün yaklaşık 40° - 45° eksiği olur.

315) Güney Atlantik Okyanusunun ortalarında saatte 60 mil hızla esen keşişleme rüzgarının oluşturduğu akıntının yön ve
hızı ne olur?
a) 135° -1 knot
b) 315° -1,2 knot
c) 335° -1,2 knot
d) 275° -1,2 knot 135+140=275 %2 ISE 60 DA 1,2KNT
e) 255° -1,4 knot

316) Günlük gel-git aşağıdaki bölgelerin hangisinde görülmez?


a) Akdeniz
b) Java Denizinde
c) Vietnam sahillerinde
d) Çin sahillerinde
e) Meksika Körfezinde

317) 090° rotasına 12 Kts. ile ilerleyen bir geminin vardiya zabiti; bir feneri İSKELE 45° de kerteriz ettiğinde saati 10:00
olarak tespit etmiştir. Saat 10:15’de fener bordalandığında radar ile ölçülen mesafesi 2,5 NM olduğuna göre, bölgedeki
akıntının yön (SET) ve şiddetini (DRIFT) bulunuz.
a) Set : 180° , Drift : 2 Kts.
b) Set : 045° , Drift : 1 Kts.
c) Set : 335° , Drift : 2,5 Kts.
d) Set : 000° , Drift : 2 Kts. KULLANILAN CTVL EKLERDE
e) Set : 000° , Drift : 2,5 Kts.

318) Ekte bulunan Tide Tables sayfasını kullanarak yine ekte bulunan harita parçasında işaretlenmiş olan A noktasında 18
Şubat 04:30:00 ZT daki gel-git akıntısının yön ve hızını bulunuz.
a) 215° - 1,4 knot
b) 215° - 0,7 knot EK HARİTA 24 VE EK
c) 006° - 0,2 knot CETVEL 23
d) 036° - 1,4 knot SORUNUN EKİ OLARAK
e) 036° - 0,7 knot

0430 -0002=04H28M AFTER HW


41
KULLANILAN CTVLLER EKTE

319) Ekte bulunan Tide Tables sayfasını ve harita parçasını kullanarak Tongue demir mevkiinde 5 Ocak 16:30:00 ZT gel-
git akıntısının yön ve hızını bulunuz.

a) 194° - 1,1,knot
b) 217° - 0,9 knot EK HARİTA 24 VE EK
c) 298° - 0,8 knot CETVEL 23
d) 086° - 0,8 knot SORUNUN EKİ OLARAK
e) 044° - 1,6 knot

320) Ekte bulunan Tide Tables sayfasını ve harita parçasını kullanarak Falls Head şamandırası civarında 27 Nisan 10:00
ZT da gel-git akıntısının yön ve hızı değerleri nedir?
a) Akıntı oluşmaz.
b) 212° - 0,9 knot EK HARİTA 24 VE EK
c) 006° - 0,1 knot CETVEL 23
d) 029° - 1 knot SORUNUN EKİ OLARAK
e) 034° - 0,1 knot

321) Aşağıda bulunan günlük gel-git grafiğinin hangi noktalarında gel-git akıntısının hızı çok az olur?
a) D ve H 3 6 9 12 15 18 21
b) B ve F 5 SAAT D H
c) A,C,E,G 4
FEET

d) B,D,F,H 3
A G
e) Hepsinde 2
C E
1
322) Aşağıdaki olaylardan hangisi gel-git olayının kuvvetli olmasına etken değildir?
0
a) Güneş, Yer ve Ay’ın B aynı doğrultuda olması.
F
-1
b) Güneş ve Ay’ın Dec. nın işaretlerinin aynı olması.
c) Ay’ın ve Güneş’in Dec.lerinin aynı işaretli ve birbirine değerce yakın olması.
d) Güneş ve Ay’ın Dec. lerinin değerce max. işaretçe ters olması.
e) Güneş ve Ay’ın Dec. lerinin 0° olması.

323) Geminizin rotası 340°sürati 16 KTS'dir. Gemi anemometresinden nisbi rüzgarı yönünü SANCAK 65°, süratini 13,5
Knots olarak ölçtünüz. Bu durumda hakiki rüzgarın yönü ve sürati nedir?
a) 294° - 16 knots
b) 114° - 16 Knots
c) 234° - 16 knots
d) 114° - 1,6 knots
e) 114° - 8 knots

324) 110° rotasına 10 knot sürat ile seyreden bir geminin vardiya zabiti, rüzgarın SANCAK 30° den geldiğini ve hızının
saatte 50 mil olduğunu belirliyor. Hakiki rüzgar yönünü ve hızını ekteki plotlama levhasını kullanarak bulunuz.
a) 130° -50 mil/saat
b) 080° -50 mil/saat
c) 112° -45 mil/saat
d) 147° -41 mil/saat
e) 152° -54 mil/saat

GOKSEL SEYIR

325) Gök cisimlerinin meridyen geçiş zamanları Notik Almanaklarda hangi zaman değeri ile belirtilmiştir?
a) GMT
b) LMT
c) ZT
d) ZD
e) GAT

326) Gök cisminin saat dairesi üzerinde gök ekvatorundan olan açısal mesafesine ne denir?
a) Yükseklik
b) Enlem
c) Meyil
d) Saat dairesi
42
e) Semt

327) Yerel Ortalama Zaman(Local Mean Time (LMT)) ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Görünen Güneş Zamanının; yerel meridyene göre değerlendirilmesi ile elde edilen zamandır.
b) Ortalama Güneş Zamanının; yerel meridyene göre değerlendirilmesi ile elde edilen zamandır.
c) Görünen Güneşin; yerel alt meridyenden ard arda iki geçişine göre düzenlenen zamandır.
d) Görünen güneşin; yerel üst meridyenden ard arda iki geçişine göre düzenlenen zamandır.
e) Ortalama Güneş Zamanının; Greenwich Meridyenine göre güzenlenmesi ile elde edilen zamandır.

328) Yerel Ortalama Zaman (LMT) ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Ortalama güneş herhangi bir merkez boylamı üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.
b) Ortalama güneş herhangi bir alt boylam üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.
c) Ortalama güneş herhangi bir üst boylam üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.
d) Ortalama güneş Greenwich boylamı üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.
e) Ortalama güneş Greenwich boylamı üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.

329) Greenwich Ortalama Zamanı (GMT) ile ilgi olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Ortalama güneş herhangi bir merkez boylamı üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.
b) Ortalama güneş herhangi bir alt boylam üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.
c) Ortalama güneş herhangi bir üst boylam üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.
d) Ortalama güneş Greenwich boylamı üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.
e) Ortalama güneş Greenwich alt boylamı üzerinde bulunduğunda, saat 12:00:00 dır.

330) Güneşin meridyen geçişinden faydalanarak enlem bulunurken, aşağıdaki öğelerden hangisine ihtiyaç duyulmaz?
a) Meridyen geçiş zamanı
b) Güneşin declinasyonu
c) Ho İPTAL
d) Zn
e) DR Mevki

331) Bir gök cismi bulunduğumuz boylama yaklaşırken aşağıdaki olaylardan hangisi gerçekleşir ?
a) Yükseklik açısı azalır.
b) Yükseklik açısı artar.
c) Azimuth azalır.
d) Azimuth açısı küçülür.
e) Yükseklik açısı sabit kalır.

332) Suni ufuk kullanılarak ölçülebilen yükseklik asıl yüksekliğin kaç katıdır?
a) 0,3
b) 0,5
c) 1,5
d) 2
e) Aynıdır

333) NOTİK Alacakaranlık vakti, Güneşin hangi durumunu gösterir?


a) Ufkun 3° altında bulunduğu andır
b) Ufkun 6° alanında bulunduğu andır SİVİL
c) Ufkun 12° altında bulunduğu andır
d) Ufkun 15° altında bulunduğu andır
e) Ufkun 18° altında bulunduğu andır ASTRONOMİK

334) Notik almanaktan hesaplanan gök cisimlerinin GHA ve Dec değerlerine uygulanan (v) ve (d) düzeltmeleri
aşağıdakilerden hangisine uygulanmaz?
a) Ay'ın GHA ve Dec değerine
b) Güneşin Dec değerine
c) GHA Aries değerine
d) Venüsün GHA ve Dec değerine
e) Mars'ın GHA ve Dec değerine

335) Ekvator kuşağı yıldızları tanımak için referans olarak kullanılan takım yıldız aşağıdakilerden hangisidir?
a) Orion
b) Southern Cross
c) Cassiopea
d) Ursa Major
e) Sirrius

336) HO-2102 C/D "Plastik Yıldız Bulucu" gök cisimlerinin (yıldızların) hangi değerlerini bulmamıza yardımcı olur?
a) CoAlt ve CoDec’ini
b) Az ve Zn yi
43
c) Colat ve CoDec'ini
d) Zn ve Z’yi
e) Zn ve Alt’ını.

337) Hangi boylam üzerinde GMT-LMT-ZT birbirine eşit olur?


a) Gün değişim boylamında
b) Greenwich boylamında
c) Ekvator üzerinde her boylamda
d) Her orta boylamda
e) Ay değişim boylamında

338) ZD = +4(W) olan bir saat diliminde ve 32°N enlemindeki bir mevkide ZT = 04:00:00 iken LMT = 04:30:00 ise bu mevkiin
boylamı nedir?
a) 64° 30'W
b) 52° 15'W
c) 67° 00'W
d) 52° 30'W GMT=ZT+ZD(W)=0800UT LT=UT-LONGW=>4,5=8-W =>3,5HRS 52,30W
e) 64° 15'W

339) 5°E boylamı üzerinde olan bir mevkiide, ZT 08:15:00 iken GMT nedir?
a) 08:15:00
b) 08:35:00
c) 09:15:00
d) 07:15:00
e) 07:30:00

340) ZD = - 4 olan bir saat diliminde ve 32°N enlemindeki bir mevkide ZT = 14:00:00 iken LMT = 14:15:00 ise, bu mevkiin
boylamı nedir?
a) 60° 15'E
b) 56° 15'E
c) 62° 15'E
d) 63° 45'E GMT=ZT-ZD(E)=1000UT LT=UT+LONGE=>14,15=10,00+E =>4,15HRS 63,45W
e) 56° 45'E

341) 115° W Mevkiinde güneşin batışı LMT olarak 16:48:00 olarak bulunmuştur. Güneşin batış zaman ZT olarak kaçtır?
a) 16:47:40
b) 17:08:00
c) 16:28:00 115*4’=7H40M UT=LT+LONG(W)&ZT=UT-ZD(W) (15*8=120 ZD8) 1648-0020
d) 17:28:00
e) 16:48:20

342) 127°40' 08"E boylamının ZD değeri nedir?


a) -8
b) +7
c) +8
d) -9 127 30 E-142 30 E -9
e) -10

343) Bir bölgenin ZD değeri -3 olursa merkez (standart) boylamı aşağıdakilerden hangisidir?
a) 17°.5
b) 45° 3*15
c) 30°
d) 24°
e) 40°

344) Boylam 060° 12’ W olan bir mevkide LMT 08:21:37 iken boylamı 018° 03’ E olan bir noktada LMT kaçtır?
a) 13:34:37 60*12’+18*03’=78*15’ =313M=5H13M+08H21M37S
b) 12:22:25
c) 17:50:41
d) 14:22:25
e) 13:50:41

345) Seyir durumundaki bir gemi; 26 Nisan günü ZT olarak 16:36:14’de güneşten rasat yapmıştır. Rasat anın-daki DR
mevkiin boylamı 159˚ 19'.5E olduğuna göre, rasat yapıldığı andaki GMT zamanı aşağıdakilerden hangisidir?
a) 06:47:18
b) 18:47:18
c) 05:36:14 ZD=157*30’ – 172* 30’ => --11 16H36M14S-11H
d) 06:44:32

44
e) 06:40:00

346) Az S ve E ise; Zn'yi bulma formülü aşağıdakilerden hangisidir?


a) Zn = 360° - Az
b) Zn = Az
c) Zn = 180° + Az
d) Zn = 180° - Az
e) Zn = 360° + Az

347) Güney yarımkürede bulunan bir seyircinin bulunduğu boylamın doğusundaki bir gök cisminin semti; aşağıdakilerden
hangisidir ?
a) Zn = 360° - Az
b) Zn = Az
c) Zn = 180°- Az
d) Zn = 180° + Az
e) Zn = 360° + Az

348) Bir gök cismi aşağıdaki belirtilen koşuldan hangisinde ufkun üzerinde hiç görülmez ve gök cismi için doğuş ve batış
olayı meydana gelmez?
a) Lat N, Dec.S Dec (CoLat.
b) Lat N, Dec.S Dec (CoLat.
c) Lat S, Dec.N Dec (CoLat.
d) Lat N, Dec.N Dec (CoLat.
e) Lat N, Dec.N Dec (CoLat.

349) Gök cisminin boylam geçişinde; DR mevkiinin Lat değeri ile gök cisminin Dec değeri aynı isimli ve Lat > Dec olursa,
enlem aşağıdaki formüllerden hangisi ile bulunur?
a) LAT = CoAlt + Dec
b) LAT = CoAlt - Dec
c) LAT = Dec - CoAlt
d) LAT = 180° - (CoAlt - Dec)
e) LAT = 180° + (CoAlt + Dec)

350) Başucu noktasından itibaren kuzey veya güney yönünde kutup noktasına doğru ölçülen açısal mesafe aşağı-daki
hangi kısaltma ile gösterilmiştir?
a) CoDec
b) CoAlt
c) CoLat
d) CoZ
e) H

351) Bir gök cisminin almanaktan bulunan GHA değeri 220°, Dec 15°00’N ve DR mevkiin koordinatları 35°N – 060°E
olduğuna göre HA (t) açısı aşağıdakilerden hangisidir?
a) 80° 360-GHA+E
b) 100°
c) 180°
d) 200°
e) 280°

352) Boylamımız 100° W ve GHA değeri 350° ise saat açısı (HA veya t) aşağıdakilerden hangisidir?
a) 150° W
b) 250°
c) 10° W
d) 90° E
e) 110° E 360-(GHA-W)
SAAT AÇISI (Hour Angle-HA):Bir referans meridyenden itibaren bir gök cismininsaat dairesine kadar
batıya doğru 360º ye kadar ölçülebilen açıdır.
1)Greenwich Hour Angle (GHA):Greenwich meridyeninden gök cisminin saat dairesine kadar batıya doğru
360º ye kadar ölçülen açıdır.
GHA değerleri güneş,ay aries ve gezegenler için her gün tam saat karşılığı (GMT) Notik Almanağın ilgili
sayfalarında verilmiştir.Dakika ve ilave düzeltmeleri için inc & corr cetveli kullanılacaktır.
2)GÖZLEMCİNİN SAAT AÇISI (Gök cisminin LHA değeri) (Local hour angle)
Gözlemcinin meridyeninden batıya doğru gök cisminin saat dairesine 360º ye kadar ölçülen açıdır.

45
GW GW
PN (000°) (000°)

Lon
gE Z
GHA A
LongE GH
Z
LHA

LHA <180°

t (East)
t=LHA
W E t W

LHA >180°
t=360-LHA
t E

PS ŞEKİL 15

353) GHA( değeri 242° ve SHA( değeri 103° ise, GHA( değeri nedir?
a) 139°
b) 214°
c) 270°
d) 345° GHA*=GHA&+SHA
e) 225°

354) Kutup Yıldızının düzeltilmiş açısal yüksekliği (Ho) 51˚ 15', a 0 : 14'.8, a1 : 0'.6, a2 : 0'.6 olduğuna göre, bulunduğunuz
enlem değeri nedir ?
a) 50˚ 31'.0 N LAT=Ho+a0+a1+a2- 1*
b) 51˚ 31'.0 N
c) 51˚ 29'.8 N
d) 50˚ 29'.8 N
e) 49˚ 29'.8 N
Sextant Altitude Sext Alt
± Index Error ± IE
Observed Altitude Obs Alt
- K.Ü.G.Y. -Dip
Apperent Altitude Ha (Appr Alt)
-Main Correction -Main Corr.
True Altitude Ho
a0 + a0
a1 + a1
a2 + a2
-1(
True Latitude TrueLat

355) Vardiya zabiti olarak; güneşin batış anında semtini 289° olarak ölçtüğünüze göre; güneşin o andaki SIA değeri nedir?
a) A = W 19° N
b) A = N 19° W
c) A = W 19° S
d) A = S 19° W
e) A = 0°

356) Vardiya zabiti olarak; güneşin doğuşu anında semtini 079° olarak ölçtüğünüze göre; güneşin o andaki SIA değeri
nedir?
a) A = E 11° N
b) A = N 11° W
c) A = E 19° N
d) A = E 11° S
e) A = S 19° W

357) Gemisinin mevkii 28( 00’S - 42( 36’W dir. Güneş’in Dec. değeri N 20( 30’, SİA değeri 23(,4 dir. Güneşin doğuşunda
semtini aşağıdakilerden hangisidir?
a) 111(,4
b) 110(,5
c) 066(,6 90- SIA 23,4 = 66,6 DOGUSU EAST 90 SIA EN OLDUGUNDAN CIKAR
d) 066(,4
e) 113(,5
46
358) 02 MAYIS 1999 günü 22° 10’S - 046° 18’W mevkiinde bulunan bir gözlemci için, Güneş’in meridyenden geçiş zamanı
UT (GMT) olarak kaçtır?
a) 15:01:00
b) 15:02:12 mer pas time LMT VERİLİR TABLDN 1157LT+3H05M12S(w)
c) 08:51:48
d) 08:52:00
e) 11:57:00

359) 02 MAYIS 1999 günü 17:25:26 ZT’da 30° 09'N - 078° 45'W mevkiinde Alphard yıldızının GHA ve Dec değerleri ne
olur?
a) 54° 51',5- 08° 39',5 S 22h25m26s karslgı gha& gha#=gha&+sha# 54*51’5
b) 166° 39',8 - 08° 39',5S
c) 51° 27',0 -08° 39',5S
d) 218° 06',8 - 08° 39',5S
e) 160° 17'.3 - 08° 39',5S

360) 02 MAYIS 1999 günü 17:25:26 ZT’da 30° 09'N - 078° 45'W mevkiinde Alphard yıldızının GHA ve Dec değerleri ne
olur?
a) 24° 46',6 - 08° 39',5 S 54* 51,5
b) 166° 39',8 - 08° 39',5 S
c) 51° 27',0 -08° 39',5 S
d) 218° 06',8 - 08° 39',5 S
e) 160° 17'.3 - 08° 39',5 S

361) 2 MAYIS 1999 günü göz yüksekliği 18 ft olan bir seyirci 10:00:00 GMT’de Ay’ın üst kenar yüksekliğini 32° 46',7 olarak
ölçmüştür. Gözlem anında hava sıcaklığı 20°C ve hava basıncı 990 Mb dır. Düzeltilmiş sextant yüksekliği (Ho) nedir?
a) 32° 15',1
b) 33° 15',1
c) 33° 11',8 33 11,9
d) 34° 11',7
e) 33° 41',9
Ay ust kenar sex alt-dip+main cor+HP cor-ust kenar duzlt 30’ + sıcaklık basınc cor
Not;kullanılan tblolar eklerde

OBS Alt 32(46,7(


-Dip -4,1(
Ha (Appr Alt) 32(42,6(
+Add. Corr. 1 +57,7(
+Add. Corr. 2 +1,5(
Ho 33(41,8(
Üst Kenardan -30( -30(
Ho= 33(11,8(

362) 03 MAYIS 1999 günü 09:24:22 UT (GMT) de Güneş’in GHA ve Dec. değerleri nedir?
a) 209° 40’,8 - 15° 34’.9 N
b) 315° 46’,3 - 15° 35’,2 N
c) 321° 51’,8 - 15° 35’,5 N
d) 315° 46’,3 - 15° 35’,5 N
e) 322° 12’,5 - 15° 35’,5 N

363) 03 MAYIS 1999 günü 16:25:38 ZT’da 40° 45'N - 029° 35'E mevkiinde Güneşin GHA ve Dec değerleri ne olur?
a) 30° 46',6 - 15° 38',9N
b) 37° 11',1 - 15° 38',9N
c) 37° 11',1 - 15° 38',6N 14h25m38s karsılıgı dec na d dzltmsi uygula
d) 36° 21',1 - 15° 38',6N
e) 37° 11',1 - 15° 39',0N

364) 03 MAYIS 1999 günü 20:24:48 ZT’da 48° 00'N - 020° 30'E mevkiinde Ay’ın GHA ve Dec değerleri ne olur?
a) 255° 23',2 - 18° 32',8S 19h24m48s karslg GHA YA v DUZLTMESI DEC A duzltmesi uygula
b) 255° 18',1 - 18° 31',6S
c) 255° 18',1 - 18° 31',2S
d) 249° 23',0 - 18° 32',8S
e) 260° 38',5 - 18° 31',2S
47
365) 04 MAYIS 1999 günü 46° 14'N - 006° 15'W DR mevkiinde, 06:24:22 ZT’da Venüs gezegeninden rasat yapıldığında
bu gezegenin GHA ve Dec değerleri nedir?
a) 227° 12',4 - 25° 42',1N
b) 233° 17',6 - 25° 42',1N 6h24m22s karslg GHA YA v DUZLTMESI DEC A duzltmesi uygula
c) 233° 14',2 - 25° 50',0N
d) 232° 02',7 - 20° 42',1N
e) 233° 17',9 - 25° 42',1N

366) 4 MAYIS 1999 günü 42°N - 039°E mevkiinde bulunan bir gözlemci için Güneş’in batış zamanını UT (GMT) olarak
kaçtır?
a) 19:01:00
b) 16:25:00
c) 21:37:00
d) 16:22:00
e) 16:19:00

367) 04 MAYIS 1999 günü 02:24:00 GMT de, Ay’ın GHA ve Dec değerleri nedir?
a) 351° 02’,8 - 18° 56’,9 S
b) 356° 45’,5 - 18° 56’,9 S
c) 356° 51’,4 - 18° 58’,2 S
EK CETVEL 13 VE EK CETVEL 38
d) 356° 33’,6 - 18° 55’,6 S SORUNUN EKİ OLARAK
e) 356° 51’,5 - 18° 56’,9 S VERİLECEKTİR.
368) 04 MAYIS 1999 01:25:10 UT (GMT) de, Acrux yıldızının GHA ve Dec değerleri nedir?
a) 56° 08’,2 - 63° 05’,9 S
b) 56° 07’,2 - 63° 05’,9 S
c) 43° 31’,0 - 63° 05’,9 S EK CETVEL 13, EK CETVEL 38 VE EK
d) 55° 50’,2 - 63° 05’,9 S CETVEL 42
e) 52° 12’,2 - 63° 05’,9 S SORUNUN EKİ OLARAK
Gha*=gha arıes(ut)+sha*
ÇÖZÜM : 04 Mayıs 1999 tarihi için Acrux yıldızının SHA ve Dec değeri
SHA = 173° 21'.0 Dec = 63° 05'.9 N dır
Buna göre ilgilili almanak sayfası değerleri
GMT GHAγ 
0100 236°28'.7
0200 251°31'.2 
GHAγ değerine artış;
GMT GHAγ 
01h00m 236°28'.7
Artma ve Düzeltmeler sayfasından ---------> 25m10s 6°18'.5
GHA değeri GMT 0200 a doğru arttığı için GMT 01h25m10s için GHAγ =242°47'.2
topluyoruz.
GHA*(Yıldız) = (GHAγ + SHA*) - 360°
GHAγ 242°47'.2
SHA* + 173°21'.0 
416°08'.2
- 360° 
GHA* 056°08'.2 dır. ve Almanaktan Dec değeri 63° 05'.9 N

369) 05 MAYIS 1999 günü 39°N - 007°E mevkiinde bulunan bir gözlemci için sabah sivil alaca karanlık zamanı UT (GMT)
olarak kaçtır?
a) 03:54:00
b) 04:18:00 EK CETVEL 07 VE EK CETVEL 38
c) 04:36:00
d) 04:00:24 SORUNUN EKİ OLARAK
e) 03:20:00 VERİLECEKTİR.

370) 05 MAYIS 1999 günü 37°N - 025° E mevkiinde bulunan bir gözlemci için Ay’ın üst meridyenden geçiş zamanı UT
(GMT) olarak nedir?
a)01:40:00
b)05:05:00
c)01:42:00 EK CETVEL 07 VE EK CETVEL 38
d) 01:45:00
SORUNUN EKİ OLARAK
e)05:45:00
VERİLECEKTİR.
Ekctvl 8 verlmdiginden boylam icin -3’lık duzeltme yapılmaz 0325-0140=0145

371) 5 MAYIS 1999 günü 42°N - 028°W mevkiinde bulunan bir gözlemci için Ay’ın üst meridyenden geçiş zamanı UT
(GMT) olarak kaçtır?
48
a) 05:17:00
b) 05:21:00 w boylmı için bir sonrıki gun ıle yapılan enterple +4’ dzlme yap 0325+4M+1h52m
c) 03:29:00
d) 03:21:00
e) 03:25:00

372) 05 MAYIS 1999 günü 36° 20’N - 032° 42’E mevkiinde bulunan bir gözlemci için, Güneş’in meridyenden geçiş zamanı
UT (GMT) olarak kaçtır?.
a) 14:07:48
b) 11:57:00
c) 11:54:00
d) 09:46:12 1157-2h10m48s
e) 09:49:00

373) 05 MAYIS 1999 günü 43°N - 036°E mevkiinde bulunan bir gözlemci için Pollux Yıldızının meridyenden geçiş zamanı
UT (GMT) olarak kaçtır?
a) 14:45:10
b) 14:33:10
c) 14:54:00
d) 14:29:10
e) 19:18:10

Meridyen geçişte (üst meridyen) LHA 360˚ olduğuna gore; SHA POLLUX: 243 41,3
LHA = GHAˠ + SHA + Long E
360 = GHAˠ + (243 41.3 + 036)  360 = GHAˠ + 279 41.3 TABLO 42
GHAˠ = 360 – 279 41.3 = 80˚ 18’ 42” --------------------------------------------------------------  14 72 59,5
88 02.4 – 72 59.9 = 15˚ 02’30” 1 h ise 15 88 02,4
80 18.7 – 72 59.9 = 7˚ 18’48” x  x = 29’ 9”
14:00:00 + 00:29:09 = 14:29:09

374) 06 MAYIS 1999 günü 35°S - 052°W mevkiinde bulunan bir gözlemci için Rigel Yıldızının meridyenden geçiş zamanı
UT (GMT) olarak kaçtır?.
a) 10:55:00
b) 14:23:00
c) 17:51:00
d) 17:45:55
e) 08:28:00

LHA=0 VEYA 360


360=GHA ARIES+(SHA RIGEL-LONG W)
GHA Aries=360-(281 22,9 – 52) =360-229 22,9=130 37,1

EK CETVEL 42 17 119 06,4 130 37,1-119 06,4=11 30 42


18 134 08,4 134 08,9 – 119 06,4=15 02,5

60 15 02,5
X 11 30,7
X=45M 55S 17+45M 55S = 17H 45M 55S

375) 06 Mayıs 1999 tarihinde Greenwich hakiki zamanı (GAT) 19:34:20 ise, UT (GMT) nedir?
a) 19:37:43 M.S TİME=EqT+GAT =03M22S+19H34M20S
b) 19:30:58
c) 19:37:35
d) 19:37:56
e) 16:12:20

376) 06 MAYIS 1999 06:24:37 UT (GMT) de, Capella yıldızının GHA ve Dec değerleri nedir?
a) 313° 39’,3 - 45° 59’,8 N
b) 280° 51’,1 - 45° 59’,8 N EK CETVEL 38
c) 234° 30’,4 - 45° 59’,8 N
d) 240° 40’,7 - 45° 59’,8 N SORUNUN EKİ OLARAK
e) 319° 49’,6 - 45° 59’,8 N VERİLECEKTİR.
GHA#=GHA&+SHA#

377) 06 MAYIS 1999 günü 19:24:42 GMT de, Mars’ın GHA ve Dec değerleri nedir?
a) 307° 26’,8 - 10° 34’,7 S
b) 307° 28’,1 - 10° 34’,6 S EK CETVEL 13, EK CETVEL 38 VE EK
49 CETVEL 42
SORUNUN EKİ OLARAK
c) 307° 26’,8 - 10° 34’,8 S
d) 295° 05’,8 - 10° 34’,8 S
e) 299° 56’,5 - 10° 39’,5 S

378) Evrensel zamana (UT) veya Greenwich Ortalama Zamanını aşağıdaki ifadelerden hangisi tanımlar?
a)Hakiki güneş zamanının Greenwich Meridyenine göre değerlendirilmesine UT zamanı denir.
b) Ortalama Güneş Zamanının, Greenwich Meridyenine göre değerlendirilmesine UT zamanı denir.
c)Görünen Güneşin Greenwich alt meridyeninden ard arda iki geçişine göre düzenlenen zamana denir.
d)Görünen güneşin Greenwich üst meridyeninden ard arda iki geçişne göre düznlenen zamana denir.
e)Ortalama güneş zamanının herhangi bir mevkiin boylamına göre değerlendirilmesine UT zamanı denir.

379) Gök cisminin boylam geçişinde; DR mevkiinin Lat değeri ile gök cisminin Dec değeri farklı isimli olursa, enlem
aşağıdaki formüllerden hangisi ile bulunur?
a) LAT = CoAlt+Dec
b) LAT = Dec - CoAlt
c) LAT = CoAlt - Dec
d) LAT = 180- (CoAlt - Dec)
e) LAT = 180- (CoAlt + Dec)

380) Güneşin meridyenden geçişi anında DR Lat.N<Dec.N ise enlem aşağıdaki bağıntıların hangisi ile ifade edilebilir? (ZX
Başucu mesafesidir)
a) Dec.-ZX
b) Dec.+ZX
c) ZX-Dec.
d) Dec+Sext.Alt.
e) Dec-Sext.Alt

381) 12:00:00 UT’de veya 12:00:00 GMT’de aşağıdakilerden hangisi olur?


a) Ortalama Güneş; Greenwich üst boylamından geçer.
b) Görünen Güneş; Greenwich üst boylamından geçer.
c) Ortalama Güneş; Greenwich alt boylamından geçer.
d) Görünen Güneş; Greenwich alt boylamından geçer.
e) Görünen Güneş; herhangi bir mevkiin üst boylamından geçer.

SEMBOLLER / KISALTMALAR

382) “PA” kısaltmasının anlamı aşağıdakilerden hangisidir?


a) Kayalık hududu
b) Yaklaşık mevkii
c) Şüpheli mevkii
d) Tehlike hududu
e) Çakıl

383) Parakete seyri kısaltması aşağıdakilerden hangisidir?


a) EP
b) DR
c) MPP
d) EB
e) TR

384) Geminin hızı, zaman ve akıntı değerleri dikkate alınarak bulunan mevki aşağıdakilerden hangisidir?
a) Parakete mevki
b) DR
c) EP
d) R.Fix
e) Fix

385) Parakete seyri yaparken herhangi sabit bir maddeden mevki hattı (Kerteriz) aldığımızda kerteriz aldığımız andaki DR
mevkiinden aldığımız kerteriz hattına çizdiğimiz dik doğrunun bu hattı kestiği noktaya ne denir?
a) DR mevki
b) EP mevki
c) MPP mevki
d) R.Fix mevki
e) Fix Mevki

386) Parekete seyrinde aşağıdakilerden hangisi dikkate alınmaz?


a) Sürat
b) Rota
50
c) Zaman
d) Akıntı – Rüzgar
e) Fix Mevkii

387) Seyir yaptığınız bölgeye ait seyir haritası üzerinde derinlikler ile ilgili olarak Rep (1973) ifadesini tespit ettiniz. Bu ifade
ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Haritanın 1973 yılında basıldığını ifade eder.
b) Derinliğin 1973 metre olduğunu ifade eder.
c) 1973 yılında rapor edilmiş, fakat mesahası yapılmamış bir derinlik olduğunu ifade eder.
d) Güvenilmez bir derinlik olduğunu ifade eder.
e) Derinlik konturunun 1973 metre olduğunu ifade eder.

388) Seyir yaptığınız bölgeye ait seyir haritası üzerinde dip tabiatı ile ilgili olarak “Cb” kısaltmasını tespit ettiniz. Bu
kısaltma ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Dip tabiatı çamurdur.
b) Dip tabiatı çakıldır.
c) Dip tabiatı balçıktır.
d) Dip tabiatı iri çakıldır.
e) Dip tabiatı mercandır.

389) Deniz dibinin taşlık olduğunu gösteren sembol aşağıdakilerden hangisidir?


a) Rk.S.
b) St.
c) M.
d) Rky.
e) St.M

390) “Sh” kısaltmasının anlamı nedir?


a) Sığlık
b) Taş
c) Kil
d) Kabuk
e) Kum

391) “M” kısaltmasının anlamı aşağıdakilerden hangisidir?


a) Kum
b) Çamur
c) Kaya
d) Çakıl
e) Sazlık

392) Harita üzerinde “Şüpheli İskandil” değerleri aşağıdaki kısaltmalardan hangisi ile gösterilir ?
a) ED
b) LW
c) SD
d) HW
e) MTL

393) İstiridye yatağını gösteren kısaltma hangisidir?


a) Or
b) K
c) gty
d) Oys
e) Si

394) Zn kısaltması anlamı aşağıdakilerden hangisidir?


a) İrtifa
b) SIA
c) Semt
d) Semt açısı
e) Başucu

395) Na kısaltması anlamı aşağıdakilerden hangisidir?


a) Başucu
b) Ayakucu
c) Semt açısı
d) Dikey daire
e) Ufuk
51
396)
sembolünün anlamı nedir?

a) Radar reflektörü
b) Tehlikeli saha
c) Pilot alma verme yeri
d) Gel-git akıntı işareti
e) Karantina yeri
397)
sembolünün anlamı nedir?

a) Trafik düzeni sınırı


b) Su altı boru hattı
c) Yasak saha sınırı
d) Demirlemenin yasak olduğu saha
e) Trafik akış yönü

398) sembolünün anlamı nedir?

a) Balık avlama sınırı


b) Trafik düzeni sınırı
c) Derinlik hattı
d) Boru hattı
e) Su altı kablosu

399) Aşağıda gösterilen ve IMO tarafından radar aygıtları için standard olarak kabul edilmiş olan kontrol düğ-mesi
sembollerinden hangisi “Stand By” durumunu gösterir?
.

A B C D E

401 B) Aşağıda gösterilen ve IMO tarafından radar aygıtları için standard olarak kabul
edilmiş olan kontrol düğmesi sembollerinden hangisi görüntü "Parlaklık" ayarı içindir?

A B C D E

400)
karakterinde ışık gösteren fenerin kısaltması aşağıdakilerden hangisidir?

a) In.Qk. Fl.
b) Qk.Fl.
c) Qk.Fl (3)
d) GpFl.(2)
e) Fl.

401) sembolü bize neyi eder?

a) Beton kule üstünde fener


b) Kazık üstünde fener
c) Işıklı açıkdeniz platformu
d) Lambi üstünde fener
e) Fener gemisi üstünde fener

402) Batı Kardinal şamandırasının tepelikleri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

52
A B C D E
403) Güney Kardinal şamandırasının tepelikleri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A B C D E

404)
harita sembolünün anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

a) Iğrıplanmış batık leş,


b) Bir kısmı su üstünden görülen batık
c) Derinliği bilinmeyen, su üstü seyrine mani olmayan batık,
d) Batık leş (Su üstü seyrine tehlikeli),
e) Yalnız direkleri gözüken leş,

405) Aşağıdaki harita sembolünün anlamı nedir?

Masts

a) Bir kısmı su üstünde gözüken batık


b) Derinliği bilinen batık
c) Yalnız direkleri gözüken batık
d) Seyre mani olmayan batık
e) Iğrıplanmış batık

406)
sembolü neyi ifade eder?

a) Beton kule üstünde fener


b) Kazık üstünde fener
c) Platform üstünde fener
d) Fener gemisi veya fenerli büyük şamandıra
e) Hiçbiri

407) sembolünün anlamı nedir?

a) Radyo beacon istasyonu


b) Minare
c) Yel değirmeni
d) Çanak anten
e) Silo

408) RG sembolünün anlamı nedir?


a) Radyo bulucu
b) Radyo yön bulucu sahil istasyonu
c) Hava beaconu
d) Kerteriz hatlı yönlü radyo beacon
e) Döner paternli radyo beacon

409) sembolün anlamı nedir?

a) Tehlikeli suyu işaret etmektedir


b) Şamandıralama yönünü işaret etmektedir
c) Tehlikeli kanalı işaret etmektedir
d) Mecburi rotayı işaret etmektedir
e) Şamandıraların IALA sistemine uygun olmadığını belirtmektedir

67 Rk 53
410)
sembol ve kısaltmasının anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

a) Üzerindeki derinlik bilinen leş


b) Münferit kaya üzerindeki en sığ iskandil
c) Batık kaya
d) Derinliği bilinen tehlikeli sualtı kayası
e) Iğrıplanmış saha

DIGER
411) Buzlar arasında seyreden bir geminin hızı kaç knot olmalıdır?
a) 12-9
b) 10-7
c) 8-5
d) 6-3
e) 4-1

412) Buzlar arasında seyreden bir geminin rota değişiklikleri max kaç derece olmalıdır?
a) 30°
b) 25°
c) 20°
d) 15°
e) 10°

413) Icebergler açık bir havada yaklaşık kaç milden görülebilir?


a) 3-5
b) 5-6
c) 7-10
d) 10-15
e) 15-20

414) Buzlarla ilgili bilgiler aşağıdaki kaynakların hangilerinde bulunur?


I)Okyanus kılavuz haritalarında
II) Routeing chartlar
III) Ocean passage kitapları
IV) Okyanus kılavuz kitapları
a) I, IV
b) II, III
c) I, III
d) I, III, IV
e) I, II, IV

415) Grid kuzeyi neye göre belirlenir?


a) Coğrafi kuzey grid kuzeyidir.
b) Greenwich boylamının kuzey kutup yönü grid kuzeyidir.
c) Her iki kutupta kutup istikameti grid kuzeyidir.
d) Her iki kutupta 090° E W boylamlarına dik olan yön grid kuzeyidir.
e) 180° boylamının kutup tarafı grid kuzeyidir.

416) Bir kutup haritasında grid boylamları nasıl çizilir?


a) Kuzey-güney yönünde
b) Doğu-batı yönünde
c) 090° boylamına paralel
d) 045° - 225° yönünde
e) Ekvatora paralel

417) Grid rotası için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) Grid rotası great boylamları ile aynı açıyı oluşturur.


b) Grid rotası kutup haritasında iki noktayı birleştiren bir doğru parçasıdır.
c) Grid rotası bir büyük daire izidir.

ADB Amatör Denizci Kaptan belgesi ve KMT Kısa Mesafe Telsiz soru cevapları. Ders notları

Amatör Denizci Belgesi almak ve ticari olmadan kiralayacağınız veya kendinize ait 24m ye kadar tekneleri, motor yatları, yelkenlileri kullanabilmek için bu belgeyi almanız zorunludur. Eğer teknenizde Kısa Mesafe VHF Marin Telsiz bulunuyorsa KMT yani Kısa Mesafe Telsiz belgesini de imtihana girerek almanız yine zorunludur.  

Not.: ADB Amatör Denizci Belgesi (Amatör Yat Kaptanı belgesi) imtihanlarına çalışmanız için aşağıda verdiğim uzun metnin word dosyasının linkini hemen buraya vereyim. Word halinde olan dosyayı Resimli hazırladım. Yani daha anlaşılır haldedir.   https://ta4lyl.files.wordpress.com/2021/08/ta4lyl_adb_amator_denizci_belgesi_ders.docx

KMT Kısa Mesafe Telsiz operatörlüğü belgesi imtihanları için komple ders için buraya tıklayın https://ta4lyl.files.wordpress.com/2021/08/ta4lyl_kmt_egitimi_dersler.pdf 

Tüm bu 2 dosya, ADB ve KMT sınavlarından başarı ile geçmenize yetecektir. Tüm sorular bu belgelerde anlatılanlardan ve büyük çoğunluğuda anlatıldığı şekilde çıkmaktadır.  Amatör denizci belgesi ve Kısa mesafe telsiz sınav soruları ve cevaplarına dair örnek çıkmış soruları burada yayınlamayı etik bulmadığım için ben yayınlamıyorum ancak Google da ADB KMT sınav soruları ve yanıtları şeklinde arama yaparsanız bir kaç örnek bulabilirsiniz ama onlara çok güvenmemelisiniz. Çıkan sorular sürekli değişmektedir. Dolayısı ile yukarıda verdiğim 2 belgeye iyice çalışmanız ve anlamaya çalışmanız sizin menfaatinizedir.   

Ders notlarını hazırlarken yararlandığım kaynak https://adbs.uab.gov.tr/ dir. Ayrıca ADB ve KMT sınavlarına size en yakın Liman başkanlıklarında girilir. adbs.uab.gov.tr sitesine vatandaşlık numaranız ile girerek sınava girmek istediğiniz liman başkanlıklarını seçmelisiniz. Örneğin, Kuşadası, İstanbul, İzmir, Antalya ve listeledikleri diğer limanlar. ADB ve KMT başvurusu yapabilmeniz için Trafiğe elverişlidir sağlık raporu gerekmektedir. Bu raporu sağlık ocaklarına giderek ve trafik oto ehliyeti almak için sağlık raporu istiyorum demeniz yeterlidir. Kafanız karışmasın, Amatör Denizci Belgesi almak için extra bir sağlık raporu istenmez. Bu bahsettiğim yeterlidir. Eğer zaten bir ehliyetiniz varsa da hiç bir rapor almanıza gerek yoktur. ADB ve KMT başvurusunu yaparken e-devlet şifreniz ve vatandaşlık numaranızla girdiğinizden, onlar zaten sizin ehliyetiniz olduğunu görecek ve sağlık raporu yükleyin uyarısı çıkmayacaktır. Bunun dışında 1 adet fotoğraf ve kimlik belgeniz gerekebilir. Sınava giriş için hiç bir yere para yatırılmaz, kimse talep edemez. Sınava girebilmek tamamen ücretsizdir. İlk girişinizde başarısız olursanız tekrar çalışmaya devam eder ve 1-2 haftaya tekrar sınavlara girebilirsiniz. Kişisel tercihiniz olmadıkça hiç bir yere kursa, eğitime vb. paralar ödeyerek gitmek zorunda değilsiniz. Yazılı çoktan seçmeli sınavda başarılı olmanız durumunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına sınav kaydı için belirttiğiniz GSM numaranıza Cxxxx şeklinde bir kod gönderir. Bu kod sadece Halkbank şubelerinde geçerlidir ve belirtilen kod ile (2021 Ağustos için KMT 34TL ADB 53TL’dir.) arası bir belge bedeli yatırırsınız o kadar. Belge tutarını “C” kodu ile yatırdıktan sonra uab.gov.tr sitesi ödemenizi otomatikman görür. Bu amaçla “C” kodu verilir zaten. Yani ayrıca “ben parayı yatırdım, belgem hazır mı?” diye bir yeri aramanıza gerek yoktur. Ancak Ücreti yatırdıktan sonra yine UAB sitesinden belgenizi teslim almak istediğiniz Liman başkanlıklarını seçebilirsiniz. Bunları yaptıktan sonra GSM numaranıza Amatör Denizci Kaptanlık Belgenizi veya Kısa Mesafe Telsiz operatörü belgenizi xx gün içinde tercih ettiğiniz liman başkanlığından şahsen teslim alabilirsiniz yazan SMS gelecektir. Belgeler kargo ile gönderilmez ama bir yakın akrabanıza imza karşılığında teslimi yapılabiliyor. Eğer siz değilde yakınınız belge teslimi için gidecekse, yanında sizin imtihana girdiğiniz tam tarih, vatandaşlık numaranız gibi bilgileri de not ederek götürmeli. ADB sınavında 50 soru sorulur. KMT sınavında ise 25 soru sorulur. Ön bilgi olarak bu kadar açıklama yapmam yeterlidir sanırım. Bundan sonra yapılacaklar zaten bakanlığın sitesine girdiğinizde anlatılmaktadır. Şimdiden iyi çalışmalar ve başarılar dilerim.          

TEKNE VE KISIMLARI

Tekneler çok farklı tiplerde ve şekillerde imal edilmiş olabilir, ancak teknelerin farklı kısım ve bölümlerine ait isimler denizcilik dilinde ortaktır. Her tekne kullanıcısının aşağıdaki tanımları bilmesi gerekmektedir.

Tanımlar

Küpeşte: Vardevela, puntellerinin, parampetlerin en üstlerine tekne boyu istikametinde yerleştirilen ağaç veya profildir.

Kemere: Güvertenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan tekne kısımlarıdır.

Posta: Üzerlerine kaplama tahtalarının yerleştirildiği omurgaya dik ağaç veya madeni yapılar.

Omurga: Teknenin başından kıçına uzanan ve diğer tüm elemanların üzerine inşa edildiği temel elemandır.

Sintine: Atık su ve yağların biriktiği teknenin taban kısmıdır.

Dümen Yelpazesi: Dümen yekesine bağlı olarak hareket eden ve tekneye yön verilmesini sağlayan su altında kalan plakadır.

Yeke: Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.

Köprüüstü: Teknenin sevk ve idare edildiği, içerisinde haberleşme ve seyir cihazlarının bulunduğu kumanda yeri.

Güverte: Kemerelerin üzerine döşenmiş baştan kıça kadar uzanan platform.

Borda: Teknenin dış tarafının su kesiminden yukarıda kalan kısmıdır.

Puntel: Güverte kenarlarında korkuluk vazifesi gören dikey parçalar.

Vardavela: Punteller üzerine yatay olarak yerleştirilmiş elemanlar.

Demir: Teknelerin denizde yüzer halde gereken yerde durabilmeleri için zincir veya halata bağlı olarak, teknenin başından denize atılan ve deniz dibinde tutunabilecek biçimde metalden yapılmış ağır parça.

Irgat: Demiri suya vermede veya almada, halatları dolayıp tekneyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektrikli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan mekanik donanım.

Fribord: Tekne bordasının ortasında su yüzeyinden ana güvertenin üst çizgisine kadar olan yükseklik.

Draft(Su çekimi): Teknenin suyun altında kalan derinliği.

Pervane: Teknenin makinesi tarafından döndürülen ve tekneyi ileri-geri yürüten kanatlar.

Karina: Teknenin su altında kalan kısmı. 

Koçboynuzu: Bir halatın bağlanabilmesi için kullanılan metal parça.

Parampet: Denizlerin güverte üstüne çıkmaması için borda yükseltilmek suretiyle üst güverte kenarına yapılan yapı.

HALATLAR ve BAĞLAR

Halatlar

Teknelerin, limana yanaşma veya limandan ayrılma manevraları ile emniyetli bir şekilde limanda tutulmasını sağlayan halatlar, tekne için oldukça önemlidir. Gemicilikte çapı 8 mm’den büyük iplere halat denir. Tel halatlar çapları, sentetik halatlar çevreleri ile ölçülür. Polipropilen halat suda yüzebilir, güneşe ve tuza dayanıklıdır, biraz daha pahalıdır. Tel halat gerilmelere karşı çok daha dayanıklıdır, ama kullanımı çok zordur. Kullanılacak işe uygun halat seçimi önemlidir. Gemide kullanılan halatlar, palamar halatı, can halatı, ıskota halatı gibi adlarla anılırlar.

Bağlar

Bağların temel özelliği belli bir amaç için kullanılması, sağlam, kolay yapılabilir ve kolay çözülebilir olmasıdır. Aşağıda çeşitli amaçlarda kullanılan bağlar tarif edilmiştir.

Camadan bağı: Yelken alanının küçültülmesinde ve gerekirse bir halatın iki ucunu birbirine bağlamak için kullanılır.

Kasa (izbarço) bağı: Rıhtıma verilen halatların baba, anele gibi yerlere bağlanması için kasa yapılmasında kullanılır.

Volta etmek: Yukarıdaki şekilde bir halatın teknede bulunan koç boynuzuna nasıl volta edildiği görülmektedir. Halat, aynı zamanda kasa yapılarak da koç boynuzuna görüldüğü gibi volta edilebilir.

Kropi bağı: Halata sekiz şekli verilerek halatın makara gibi yerlerden çıkması engellenir.

Sancak bağı: Sancağın ucunda bulunan küçük kasanın bir halatın ucuna bağlanması için kullanılır.

El incesi: Halatların uzak mesafelerden sahile ulaştırılmasında kullanılan ucunda bir ağırlık bulunan ince halattır. Ağırlık kısmına ceviz adı verilir ve yukarıdaki şekilde ceviz örülebilir.

Adi piyan: Kesilen, kopan halat uçlarının (flasa) dağılmaması için halat çımasının ince iplerle (gırcala) sarılması gerekir. Yukarıdaki şekilde nasıl yapıldığı görülmektedir.

TEKNE KULLANIMI ve MANEVRA

Tekne ile seyre çıkmadan önce teknenin özelliklerinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Teknenin, üretici talimatlarına uygun olarak kullanılmasına dikkat edilmeli; özellikle dümen donanımı, motor, seyir fenerleri gibi temel kısımların çalışma prensipleri bilinmelidir.

MANEVRA

Bir teknenin rıhtımdan ayrılma ve rıhtıma yanaşma, demirleme, suda bulunan bir kişiyi kurtarma gibi hız ve rotanın değişkenlik göstereceği durumlarda manevra yapması gerekir. Manevra yapmak için hıza ihtiyaç vardır. Manevrayı etkileyen faktörler şunlardır:

  • Pervane
  • Dümen
  • Rüzgar
  • Akıntı

Pervane Etkisi: Pervane, bir teknenin boyuna hareketini sağladığı gibi, aynı zamanda, – özellikle tornistan çalıştırıldığında-, suyun pervane kanatlarına yaptığı direnç sonucu oluşan ve padıl etkisi denilen enine harekete de neden olur. Pervaneler sağa veya sola devirli olabilir. Tekne ileri yolda iken pervane saat yönünde dönüyorsa sağa devirli, saat yönünün tersine dönüyorsa sola devirlidir. Padıl etkisinden dolayı sağa devirli pervaneler tornistan çalıştırılırken teknenin kıçını iskeleye doğru; sola devirli pervaneler ise sancağa doğru atar.

Dümen Etkisi: Dümen yelpazesine çarpan sular tekneye yön verir. Dümen etkisinin arttırılması için yelpazeye daha fazla su çarptırılması gerektiğinden motora verilen güç arttırılmalıdır.

Rüzgar Etkisi: Rüzgarın manevraya etkisi teknenin suyun üzerinde kalan kısmıyla ilgilidir. Fribordu yüksek olan teknelere rüzgar daha fazla etki eder. Rüzgârın manevraya olan olumsuz etkisini azaltmak için dümen ve motor kullanılır. Tekne hiçbir yere bağlı veya demirli değilse tekne rüzgara bordasını verme eğilimi gösterecektir.

Akıntı Etkisi: Seyredilen bölgede akıntı varsa, tekne seyredilmek istenen rotadan uzaklaşacaktır. Akıntının şiddetli olduğu, girdapların bulunduğu alanlarda ve özellikle dar kanallarda seyir yaparken akıntı etkisine dikkat edilmelidir.

DÜMEN KOMUTLARI

Karadaki bir araçtan farklı olarak, tekne, dümen ve motor komutlarına geç cevap verir, özellikle manevra yapılırken bu duruma hazırlıklı olunması gerekir.

Dümen tutmayı bilmeden sefere çıkmak tehlikelidir.

Denizcilik dilinde dümen tutan kişiye (serdümen) denilir. Verilen komutlar aşağıdaki şekilde tanımlanır;

İskele / Sancak Alabanda: Dümenin basılabildiği kadar sancak veya iskeleye doğru basılmasıdır. Genellikle dümen en fazla 30 derece basılabilir.

İskele / Sancak komutu derecelendirilebilir. Örneğin; ” İskele 10, Sancak 20”

Ortala: Dümenin teknenin pruva-pupa hattına getirilmesidir.

Viya Böyle: Tekne istenen rotaya geldiğinde bu rotada devam edilmesidir.

İleri Yol: Motorun ileri doğru çalıştırılmasıdır.

Tornistan: Motorun geri doğru çalıştırılmasıdır.

İleri yol ve tornistanda motora verilen “tam yol / ağır yol / pek ağır yol” komutları ile tekne sürati ayarlanabilir.

AYRILMA (AVARA)

Tekneyi avara ederken dümen ve makine marifetiyle rıhtımdan teknenin açılması sağlanır.

Motor çalıştırıldıktan ve yeterince ısındıktan sonra, palamar halatları bağlı bulundukları baba veya anelelerden fora edilir, bir sonraki kullanım için hazır ve sarılmış olarak teknede emniyete alınarak muhafaza edilir.

Suda pervaneye dolanabilecek herhangi bir halat bulunmadığından ve halatların hepsinin tekne içine alındığından emin olunmalıdır.

Tekne avara edilirken, bölgenin neta olduğundan emin olunması ve hız limitlerine uyulması gerekmektedir.

Demirlemiş teknelerin, balıkçı teknelerinin ve yüzen insanların yakınlarından geçerken dikkatli olunmalı; emniyetli hız ve rota seçilmelidir.

YANAŞMA (ABORDA)

Teknenin sabit bir yerde motor ve pervane yardımı olmadan kalmasını sağlamak için baş ve kıç taraflarından halatlar ile bağlanması gerekir.

Tekne halatları rıhtımlarda bulunan iskele babalarına veya anelelerine volta edilir.

Halatlar, rıhtımda bulunan baba ve anelelerin konumları dikkate alınarak, tekneyle uygun açı yapacak şekilde volta edilmelidir. (Bkz. Bağlama Tipleri)

Teknenin bağlandığı bölgede gel-git olup olmadığına dikkat edilmelidir. Gel-git varsa, halatların boşları alınmalı veya halatlara boş konulmalıdır.

Halatlar kullanılmadığı zamanlarda roda edilerek her an kullanıma hazır tutulmalıdır.

BAĞLAMA-AYRILMA MANEVRALARI

Rüzgar etkisi altında bağlama: Rüzgar tekneyi rıhtım veya iskeleden açacak şekilde esiyorsa, rıhtıma 025-045 derece bir açıyla yaklaşılır. Eğer iki tekne arasına girilecekse bu açı büyük, boş bir rıhtıma yaklaşılacaksa bu açı küçük olabilir.

Teknenin, rıhtıma yanaşacağı taraftaki bordasına yeterince usturmaça konmalıdır. Yaklaşma minimum süratle yapılır. Halat verme mesafesine gelince baş omuzluktan sahile halat verilir ve dümen rıhtımın aksi yönüne basılır. Tornistan verilerek teknenin kıçı yanaştırılır ve kıçtan halat verilir. Kıçtaki usturmaçalar rıhtımla temas ettiği anda baştaki ve kıçtaki halatlar volta edilir.

Rüzgar baştan esiyorsa, rıhtıma baştan yaklaşılır, baş halat verildikten sonra tornistanla kıç yanaştırılır ve halatlar volta edilir. Burada önemli olan başı rıhtımın aksi yönünde rüzgara kaptırmamaktır. Bu taktirde baş açar ve başı yanaştırmada büyük zorluk çekilir. Kıçı yanaştırmakta zorluk çekilmeyecektir. Kıçın açmayacağından şüphe ediliyorsa, tornistanla birlikte dümen rıhtım yönüne basılabilir. Bu manevra sırasında kesinlikle baştan verilen halat kasılmamalıdır.

Rüzgar kıçtan esiyorsa, rıhtıma aynı açıyla yaklaşılır. Önce baş halat verilebilir ama asla tutulmamalıdır. Kıç halat verildikten sonra boşu alınır ve volta edilir. Rüzgar başı basarak yanaştıracaktır. Baş halat bundan sonra volta edilmelidir.

Rüzgarsız havada veya rüzgar rıhtıma doğru esiyorsa, rıhtıma dar açıyla yaklaşılabilir. Baş halat verildikten sonra, dümen rıhtımın aksi yönde alabandaya basılarak, baş açılır ve tornistanla kıç yanaştırılır. Hava rüzgarsız olduğundan tornistan verildiği anda kıçın rıhtım tarafına atması için dümen rıhtım yönünde alabandaya basılmamalıdır. Genelde teknenin kıçı tornistanda hangi yöne çekiyorsa o bordadan aborda olmakta fayda vardır. Bu şekilde kıçın yanaştırılmasında zorluk çekilmez. Kıç yanaşırken baş halat kesinlikle kasılmamalıdır. Rüzgar rıhtıma doğru esiyorsa rıhtımın biraz açığına doğru manevra yapmak doğru olacaktır.

Rüzgarlı Havada Ayrılma (avara etme)

Rüzgar rıhtım yönünden tekneyi açacak şekilde esiyorsa, halatlar fora edilince tekne rüzgar altına düşerek rıhtımdan açacaktır. Bundan sonra ileri yolla veya tornistanla rıhtımdan ayrılınabilir. İleri yolla çıkılacaksa teknenin yanlaması hesap edilmeli ve tekne yeterince açmadan yol verilmemelidir.

Rüzgar kıçtan esiyorsa, rüzgarın tekneyi rıhtıma bastığı durumlardaki manevra yapılır. Kıçı açmak daha kolaydır. Kıç halat fora edildikten sonra motoru kullanmaya gerek kalmayabilir. Gerekirse dümen rıhtım yönüne basılarak çok hafif ileri yol verilerek kıç açılır. Kıç istenen miktarda açıldıktan sonra tornistanla çıkılır.

Rüzgar baştan esiyorsa, kıç koltuk halatı fora edilmeden diğer halatlar fora edilir. Teknenin rıhtımla temas ettiği nokta usturmaçalarla beslenmelidir. Rüzgar motor kullanmaya gerek bırakmaksızın başı açar.

Açmazsa, dümen rıhtım yönüne doğru basılarak tornistanla açması sağlanır. İstenilen miktar açtıktan sonra, ileri yolla rıhtımdan ayrılınır.

Rüzgar tekneyi rıhtıma basıyorsa, avara etmek oldukça zordur. Bu durumda usturmaça üzerinde manevra yapmak gerekir ve teknenin rıhtımla temas ettiği nokta yeterince usturmaça ile beslenmiş olmalıdır. Baş çapraz halatı fora edilmez. Diğer halatlar fora edildikten sonra çok hafif ileri yol verilir ve dümen rıhtım yönünde alabandaya basılır. Tekne baş çapraz halatı üzerinde rıhtıma yüklenir ve kıçı rüzgar üstüne doğru açmaya başlar. Kıç yeterince açıldıktan sonra, tornistan verilir ve baş açarken baş çapraz halatı fora edilerek rıhtımdan uzaklaşılır. Yeterince emniyetli mesafeye çıktıktan sonra ileri yol verilir.

Önemli Not:Teknenin rıhtımla temas ettiği noktada yeterince usturmaça olduğu kontrol edilmeli ve bu baş omuzlukta durumu kontrol altında tutmak için bir personel bulundurulmalıdır. Aksi taktirde teknenin bordası rıhtıma çarpabilir, hatta sert rüzgar altında büyük hasar görebilir.

YAVAŞLAMA VE DURMA

Teknelerde otomobil, tren veya uçaklardaki fren sistemleri olmadığından tek¬neyi durdurma işlemi teknenin gittiği yönün aksine motor çalıştırılarak sağlanır. Bu sebeple, tekneleri durdurma veya yavaşlatma işlemlerinin tahmin edilenden daha çok zaman alabildiği unutulmamalıdır.

Tekneyi durdurmak için ilk olarak gaz kolu hafifletilmeli ve vites boşa alınmalı, ardından motora tornistan komutu verilip tekne yavaşlatılarak durdurulmalıdır.

ŞAMANDIRAYA BAĞLAMA

Tekne şamandıraya bağlanırken teknenin pruvası bağlama şamandırasına doğru yöneltilerek yavaş hareket edilmelidir.

Teknenin başı şamandıraya değmeden hemen önce motora tornistan komutu verilerek tekne durdurulmalı; motor boşa alındıktan sonra şamandıraya bağlanmalıdır.

DEMİRLEME

Öncelikle demir atılacak bölgenin neta olduğundan emin olunmalıdır. Demir sahasının yeterli derinliğe ve uygun dip yapısına sahip olmasına dikkat edilmelidir. Çamur, balçık ve kumun tutuculuğunun daha fazla olduğu unutulmamalıdır.

KOMUTLAR

Demirleme ile ilgili terim ve komutlar aşağıdaki gibidir:

Demiri Funda Etmek: Demirin denize bırakılması için kullanılan terim.

Kaloma: Suya verilen demirin ucuna bağlı halat veya zincirin uzunluğu.

Irgat: Demirin atılmasına veya alınmasına yarayan vinç.

Kastanyola: Demirleme ırgatının fren mekanizması.

Aganta: Hareket halindeki zincirin kastanyola (fren) yardımıyla tutulmasıdır.

Demiri Vira Etmek: Demirin denizden alınması için kullanılan terim.

Apiko: Demir alırken deniz dibindeki tüm kalomanın ırgata alınmasını müteakip demirin deniz dibinden kopmadan hemen önceki durumu.

Salpa: Demirin dipten koparak sallandığı an.

SALINIM DAİRESİ

Pek çok teknenin demirli olarak bulunduğu yerlerde tekneler, rüzgar ve akıntının etkisiyle yapılan salınım neticesinde birbirleriyle çatışma riski oluştururlar. Bu riski ortadan kaldırmak için emniyetli bir alan (salınım dairesi) bırakılmalıdır.

Salınım dairesi hesaplanırken, içinde bulunulan teknenin boyu ve salınım dairesi dahil, etraftaki diğer teknelerin boyları ve salınım daireleri dikkate alınmalıdır. Salınım dairesinin merkezi, demirin deniz dibine tutunduğu nokta; yarıçapı ise verilen kaloma miktarı ve tekne boyunun toplamıdır.

DEMİRİN FUNDA EDİLMESİ

Demir mevkiine yaklaşırken hız kesilir ve teknenin başı rüzgar üstüne doğru alınır.

Planlanan demir mevkiine gelince tekne durdurulur, demir dibe doğru yavaşça atılır.

Teknenin batma ve su alma tehlikesine karşı kıç taraftan demir atılmamalıdır. Zincirin dibe daha iyi döşenebilmesi için kısa aralıklarla tornistan verilmeli, böylece teknenin geriye doğru akması sağlanmalıdır. Hava şartlarına ve kullanılan demir teçhizatı tipine göre (zincir, halat veya kombine) su derinliğinin 4 ilâ 10 katı arasında kaloma verilmelidir.

Zincir için 4 Katı, Kombine için 6 Katı, Halat için 10 Katı kaloma verilir.

Demirlemeden sonra çevredeki seyir alametlerinden veya sabit kıyı yapılarından kerteriz alınarak teknenin demir mevkiinden uzaklaşıp uzaklaşmadığı, demir tarayıp taramadığı anlaşılabilir. Bu kontrol belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır.

Demir teçhizatının bağlantı yerleri sık sık kontrol edilmelidir. Demirleme donanımlarında halat kullanılıyor ise denizci bağları yerine kilitler tercih edilmelidir. Zira denizci bağları, halata, kilitlere nispeten daha çok zarar verebilir.

DEMİRİN VİRA EDİLMESİ

Demir almak için şu adımlar takip edilmelidir;

Demir alırken zincir veya halat vira edilerek teknenin demirin tam üzerine gelmesi sağlanır. Tekne demirin üzerine geldiğinde demir aniden ve dibe dik bir açıyla vira edilerek dipten kurtarılmış olur. 

Eğer demir dipten koparılamıyorsa, demir zinciri/halatı deste konumunda tutularak demir üzerinde daire çizilir ve böylece demirin rahatlatılması sağlanır.

Demir, yerine alınmadan asla harekete geçilmemelidir.

MEVKİ BULMA VE YÖN BELİRLEME

Teknenin bir noktadan diğer bir noktaya selametle ulaştırılmasına “seyir” denir. İki mevki arasındaki ulaşımın emniyetli bir şekilde yapılabilmesi için, en kısa ve en uygun rota belirlenmelidir.

Enlem

Dünya üzerindeki bir noktanın ekvatora olan uzaklığının açısal değerine enlem veya paralel (latitude) denir. Ekvatorun kuzey ve güneyinde birbirlerine eşit uzaklıkta olan toplam 180 adet enlem dairesi vardır. Ekvatorun kuzeyindeki enlemler kuzey (north) enlemleri, güneyindekiler ise güney (south) enlemler olarak adlandırılır. Her iki enlem dairesi arası 1 enlem derecesi olup, 1 enlem derecesi 60 dakika, 1 enlem dakikası da 60 saniyeye bölünmüştür.

Boylam

Ekvatora dik açı yapacak şekilde yerküreyi 360 eşit parçaya böldüğü varsayılan ve uçları kutuplarda birleşen, en geniş aralığa ekvatorda sahip olan çizgilere boylam veya meridyen (longitude) denir. Greenwich boylamının doğu ve batısında birbirine eşit uzaklıkta olan toplam 180 adet boylam çemberi vardır (Toplam 360 boylam). Greenwich boylamının doğusundaki boylamlar doğu (east) boylamı, batısındakiler ise batı (west) boylamlarıdır.

Mevki

Dünya üzerinde bulunulan herhangi bir noktanın enlem ve boylam olarak ifadesidir.

Örn: (Mersin Limanı Mendireğinin Enlemi 36 derece 47 dakika Kuzey, Boylamı 034 derece 38 dakika Doğu olup mevkisi her iki dairenin (enlem-boylam dairesi) kesişim noktası yani 36° 47′ K-034° 38′ D dur.)

Mevki, radar, hedefe, sekstant gibi seyir aletleri yardımıyla belirli kara parçalarından veya gök cisimlerinden alınan kerterizlerin kesişimi ile bulunabilmekle birlikte, son yıllarda teknelerde kullanılmakta olan GPS (Küresel Mevkilendirme Sistemi) denilen cihaz yardımıyla mevkiler uydular vasıtasıyla da tayin edilebilmektedir.

Yönler

Denizcilikte ana yönler; kuzey yönü 000° alınmak üzere, saat yönünde artan dereceler şeklinde belirtilir. Doğu yönü 090°, güney yönü 180°, batı yönü 270° olarak ifade edilir. Denizcilikte kullanılan 1 kerte 11° 15′ ya tekabül etmekte olup, toplam 32 kerte bulunmaktadır. 

Rota ve Sefer Planı

Rota, teknenin bir mevkiden başka bir mevkiye gidebilmesi için harita üzerine çizilen doğrudur. Bir teknenin sefer planı, harita üzerine çizilen her bir rotanın bileşimi ile oluşur. Harita üzerine çizilen doğrunun yön derecesi pusula gülünden ölçülür.

Kerteriz, bir cismin gerçek kuzeye (Hakiki kerteriz) veya diğer bir cisme (nispi kerteriz) göre yön derecesidir. Hakiki kerteriz gerçek kuzeye göre ölçüldüğünden 000° ile 359° arasında değişir. Hakiki kerteriz alınırken, teknenin pruva-pupa hattı herhangi bir önem teşkil etmemekte ve tekne bir nokta gibi değerlendirilmektedir. Tekne’ye göre ölçülen nispi kerterizde ise, teknenin pruvası 0° kabul edilip, yönler iskele ve sancak tarafa doğru 0° ile 180° arasında ölçülür. (Örneğin, Ahırkapı Fenerini hakiki 210°’de kerteriz etmek; sancaktaki sığlık şamandırasını tekneye göre nispi sancak 123°’de kerteriz etmek gibi)

Pusula Gülü

Dünyanın gerek kendi etrafında, gerekse güneş etrafında dönmesi sonucunda bir manyetik alan oluşur. Gerçek kuzey ile manyetik kuzey arasındaki fark, haritalardaki pusula gülünde belirtilir. Pusula gülünün içerisinde, haritanın gösterdiği bölge için yıllık manyetik alan değer değişim miktarı bulunur. Bu miktar, pusula düzeltmesinde kullanılır. (Bkz:Pusula)

Sembol ve Kısaltmalar

Ani ve süregelen tehditlerin su üzerinde seyreden teknelere zamanında bildirilmesi denizde emniyetin sağlanması açısından önemlidir. Bu sebeple, su üstü seyrine tehlike arz edebilecek değişikliklerin zamanında ilgililere bildirilmesi ve bu değişikliklerin seyir haritalarına işlenmesi gerekmektedir. Bu düzeltmeler ortak bir dil ile oluşturulmuş olan kısaltma ve sembollerle yapılır. Kısaltma ve sembollerin bazıları aşağıdaki şekilde gösterilmektedir. 1 no’lu harita olarak da bilinen, Seyir Hidroğrafi ve Oşinoğrafi Dairesi (SHOD) Başkanlığı tarafından ba¬sımı yapılan “Seyir Haritalarında Kullanılan Semboller, Kısaltmalar ve Terimler” adlı katalogda, haritalarda kullanılan tüm sembollerin açıklamaları, örnekleri bulunabilir.

Seyir Aletleri

Tekneler, boyutlarına ve çalıştıkları bölgelere göre çeşitli seyir aletleri ile donatılmak zorundadır. Donatılan seyir aletlerinin temel işlevi teknelerin emniyetli, ekonomik ve kurallara uygun bir şekilde su üzerinde seyretmelerini sağlamaktır. Aşağıda bu aletlerden en önemlilerine yer verilmektedir.

Pusula

Teknelerde kullanılan pusulaların temel olarak iki farklı çalışma prensibi vardır. Cayro Pusula olarak adlandırılan pusulalar elektrik beslemesistemi ile Manyetik Pusula olarak adlandırılan pusulalar ise herhangi bir besleme sisteminegereksinim duyulmadan çalışabilirler. Dünyanın gerek kendi etrafında, gerekse güneş etrafında dönmesi sonucunda oluşan manyetik alan, pusulalarda birtakım sapmalara sebebiyet verir. Sapmaların pusulaya etkisinin en aza indirilebilmesi amacıyla pusulaların düzeltilmesi gerekmektedir. Düzeltmeler hiçbir zaman sapmayı sıfıra indirmez. Bu sebeple, her teknede teknenin yönüne göre uygulanacak olan bir düzeltme cetveli bulunmalıdır. Pusula düzeltmesi “CDMVT Formülü” ile yapılır.

M: Manyetik Yön

V: Varyasyon (Doğal Sapma) : Dünya üzerindeki gerçek kuzey ile manyetik kuzey arasındaki sapmadır. Bu sapma her bölgede farklılık gösterir.

T: Gerçek Yön 

Parakete

Teknenin suya göre hızını ölçmeye yarayan seyir aletidir. Parakete, suya göre ölçüm yaptığından, elde edilen hız değeri meteorolojik koşulların etkisiyle oluşan değerdir. Karaya göre yapılan hız ile paraketeden ölçülen hız arasında farklılıklar olabilir

İskandil Almaya Yarayan Aletler

Denizcilikte kullanılan “iskandil almak” deyimi, sıvı miktarının yüksekliğini ölçmek anlamına gelir. Tekne tanklarında bulunan balast suyundan iskandil alınabileceği gibi, teknenin altında bulunan suyun da iskandili alınabilir. İskandil almak için 2 tip alet kullanılmaktadır:

  • El İskandili: Herhangi bir elektronik devreye bağlı olmadan elle derinlik ölçmeye yarayan alettir.
  • Elektrikli İskandil (Echosounder) : Ses sinyali gönderip bu sinyallerin yankılarına göre kalibrasyon yaparak derinlik ölçmeye yarayan alettir.
VHF

Tekneler, birbirleriyle ve karayla iletişim sağlamaları amacıyla birtakım haberleşme cihazlarıyla donatılmaktadır. Bu cihazlar karasal veya uydusal bazlı çalışmakta olup, teknelerde bulunan cihazlar teknenin boyu ve sefer bölgesine göre farklılık gösterir. Teknelerde kullanılan en önemli haberleşme cihazı VHF denilen Çok Yüksek Frekansta çalışan Telsiz Sistemidir. Bu cihazın çalışmasını ve menzilini, hava koşulları, cihazın çıkış gücü gibi hususlar etkiler. 

SEYİR YARDIMCILARI

Deniz fenerleri, ışıklı şamandıralar, radyo farları (radio beacon), görünür seyir işaretleri ve elektronik mevki koyma tesis ve istasyonları gibi gerek millî, gerekse milletler arası standartlara göre gemilerin seyir emniyetine yardımcı olan tesis ve araçlara genel olarak seyir yardımcıları denir.

Şamandıralar

Denizde yol göstermeye, bir tehlike veya geçiş yolunu belirtmeye yarayan değişik tip, renk ve şekillerde bulunan yüzer seyir yardımcılarına şamandıra denir.

Ülkemiz iç sularında veya kıyılarında seyir yapan teknelere seyir yardımı sağlamak amacıyla IALA-A şamandıralama sistemi kullanılır. Renk, şekil, tepelik, numara, karakteristik ve nitelikleriyle seyir yapılabilecek suların sınırlarını belirleyen bu kardinal ve lateral şamandıralama sistemi, gerektiğinde diğer seyir yardımcıları ile desteklenir.

Yan (Lateral) Şamandıralar: Bir kanal veya liman girişinin sancak ve iskele ta-rafını işaretler. Girişte teknenin sancak tarafında yeşil, iskele tarafında kırmızı şa – mandıra kalacak şekilde seyir yapılır.

Tehlike (İzole) Şamandıraları: Suda bulunan herhangi bir tehlikenin üzerine yerleştirilir. Üzerinden geçilmesi tehlikelidir.

Emniyetli Su Şamandırası: Seyredilen bölgenin elverişli olduğunu gösterir. Genellikle bir kanalın orta hattını işaretlemek için kullanılır.

Yön (Kardinal) Şamandıraları: Suda bulunan bir tehlikenin seyre elverişli yönünü gösterir. Kuzey, Güney, Doğu, Batı olarak isimlendirilir. 

Fenerler

Fenerler, gündüz kule yapıları, gece ise karakteristik ışıkları ile görüş menzilinde bulunan teknelerin seyirlerine yardımcı olan sabit yapılardır.

Herhangi bir fenerin tanımlanabilmesi için, o fenerin ışık karakteristiğinin, yüksekliğinin ve görüldüğü mesafenin bilinmesi gerekmektedir.

Haritalarda yer alan fenerlere ilişkin tanımlamalar aşağıdaki gibidir:

F: Sürekli ışık veren fener

Fl: Işık süresi karanlık süresinden kısa düzenli çakan fener

Fl (x): X sefer grup çaktıktan sonra karanlık periyoduna geçen fener

Oc: Işık süresi karanlık süresinden fazla olan düzenli çakan fener (husuflu)

Q: Seri çakan fener

VQ: Çok seri çakan fener

G: Yeşil renkte ışık veren fener

W: Beyaz renkte ışık veren fener

R: Kırmızı renkte ışık veren fener

DENİZDE ÇATIŞMAYI ÖNLEME KURALLARI (COLREG)

Genel

Denizde Çatışmayı Önleme Uluslararası Kuralları, teknelerin birbirlerine karşı davranışlarını bir düzene bağlayarak çatışma risklerinin ortadan kaldırılmasına yönelik hazırlanmış kurallar bütünüdür. Bu bölümde kısaca ilgili kurallardan bahsedilecektir.

Emniyetli Hız

Her tekne emniyetli bir hızda ilerleyecektir. Emniyetli hız, şartlara ve duruma bağlı olarak değişeceğinden kesin bir hız sınırından bahsedilemez. Emniyetli hız, ani gelişebilecek bir tehlikede teknenin yeterli zaman önce durdurulmasına imkan verecek hızdır.

Trafiğin yoğun olduğu yerlerde, demir sahalarında, liman içerisinde, manevrası kısıtlı teknelerin yakınlarında teknenin hızı azaltılmalıdır.

Sığ sularda hız azaltılmalıdır. Su derinliğinin her yerde farklılık gösterebileceği ve bir anda değişebileceği unutulmamalıdır. Sudaki tüm tehlikeler işaretlenmiş veya aydınlatılmış olmayabilir. Şamandıralar veya fenerler yer değiştirmiş veya tahrip edilmiş olabilir. Bu yüzden seyir yapılacak bölgenin uygun ölçekteki haritası teknede bulundurulmalıdır. Hızın draft’ı arttırabileceği dikkate alınarak sığ sularda hız azaltılmalıdır.

Görüş

Yağmur, sis ve duman gibi görüşün azaldığı durumlarda hız azaltılmalıdır. Geceleri potansiyel tehlikeler kolayca seçilemediğinden, seyir yapmak özel dikkat gerektirir. Seyir yardımcılarına ait ışıklar, sahil ışıkları ile karışabileceğinden dikkat gösterilmelidir.

Gözcülük

Hem görme hem de işitme yoluyla iyi bir gözcülük yapılmalıdır. Tekne kaptanı özellikle kötü havada, kısıtlı görüşte veya gece vakti teknenin çevresinde neler olup bittiğinden emin olmalıdır.

Teknenin kıç tarafı dahil tüm çevre gözlemlenmelidir. 

Manevra Kabiliyeti

Dalga, rüzgar ve akıntı teknenin manevra kabiliyetini olumsuz şekilde etkileyebilir. Teknenin durma ve dönüş mesafesi teknenin hızına, tasarım şekline (tekne yapısı, motor ve pervane tipi ile sayısı vb.), ortamdaki rüzgar ve akıntıya bağlıdır

ÇATIŞMAYI ÖNLEME

Yol Verme

Kaptan diğer teknelerle çatışma riskini sürekli değerlendirmeli ve Çatışmayı Önleme Kurallarına göre gerektiğinde diğer teknelere yol vermelidir.

Motorla yürütülen bir tekne aşağıdaki teknelere yol vermekle yükümlüdür;

– Kumanda altında bulunmayan,

– Manevra yapma gücü kısıtlı olan,

– Balıkçılıkla uğraşan ve

– Yelkenli teknelere.

Yelkenle yürütülen bir tekne aşağıdaki teknelere yol vermekle yükümlüdür;

– Kumanda altında bulunmayan,

– Manevra yapma gücü kısıtlı olan ve

– Balıkçılıkla uğraşan teknelere

SEYİR FENERLERİ

Fenerler güneşin batışından doğuşuna kadar ve kısıtlı görüş koşullarında gösterilmelidir.

Standart Tekne Fenerleri

Bütün tekneler, boylarına ve tiplerine göre seyir fenerleri ile ilgili belirlenmiş olan düzenlemelere uymak zorundadır. Tekne fenerleri, teknelerin meşgul oldukları iş ve yönlerinin belirlenmesine yardımcı olur. Fenerlerin, tekneye COLREG’de esasları belirtildiği şekilde yerleştirilmesi gerekmektedir.

Silyon Feneri

Geminin baş-kıç ekseni üzerinde 225 derecelik görüş açısı bulunan ve teknenin baş tarafında tam pruvadan itibaren kemerenin 22,5 derece (pruvadan 112,5 derece iskele-sancak) gerisine kadar ışık gösterecek surette yerleştirilmiş beyaz bir fenerdir.

Borda Fenerleri

Sancak tarafta bulunan bir yeşil ve iskele tarafta bulunan bir kırmızı fenerdir. Her biri 112,5 derecelik bir ufuk yayı üzerinde tam pruvadan kendi tarafındaki kemerenin 22,5 derece gerisine kadar kesiksiz bir ışık gönderecek surette yerleştirilmiştir. Boyu 20 metreden kısa tekneler, borda fenerlerini teknenin tam orta hattı üstünde birleşik şekilde de bulundurulabilir.

Kıç Feneri

Teknenin kıç tarafına yakın bir yere yerleştirilmiş 135 derecelik bir ufuk yayı üzerinde kesiksiz beyaz bir ışık gösteren fenerdir.

Her yönden görünür fener

360 derecelik görüş açısıyla her yönden görünen fenerdir.

Teknelerin Boy ve Tiplerine Göre Fenerler

BOYLARI 7 METREDEN KISA TEKNELER

Boyları 7 metreden kısa ve üstünde yol olan yelkenli ve kürekli tekneler Boyları 7 metreden kısa olan ve 7 deniz milinden daha az hızla seyreden tekneler

MOTORLU TEKNELER

Boyları 12 metreden kısa olan motorlu tekneler aşağıdaki fenerleri göstermek zorundadırlar.

  • Borda Fenerleri
  • Silyon Feneri
  • Pupa Feneri
  • Boyu 20 metreden kısa olan tekneler borda fenerlerini merkez hattı üzerinde birleşik olarak bulundurabilirler.

·        BOYLARI 20 METREDEN KISA OLAN VE MOTOR KULLANMAYAN YELKENLİ TEKNELER

  • Direk başına yakın bir yerde üstte kırmızı, altta yeşil her yönden görünür fenerler göster. Seyir fenerleri kombine olarak direk başlarında gösterilebilir.
  • Yelkenli bir tekne, motorunu kullandığı zaman, motorlu tekne olarak değerlendirilir. Bu durumda motorlu tekne gibi hareket etmek, gündüz uygun şekilleri ve gece uygun fenerleri göstermek zorundadır.

·        BALIKÇI TEKNELERİ

·        MANEVRA KABİLİYETİ KISITLI OLAN TEKNELER

·        (DALGIÇ TEKNELERİ DAHİL)

  • Manevrası kısıtlı bir römorkör

·         ·        KUMANDA ALTINDA BULUNMAYAN TEKNE

  • Kumanda altında bulunmayan bir tekne dikey bir doğru üzerinde her yönden görülür iki kırmızı fener; su üzerinde ilerlerken bunlara ek olarak borda fenerleri ve bir pupa feneri, gündüz üst üste iki siyah küre gösterecektir.

·        DEMİRLİ DURUMDAKİ TEKNE

  • Boyu 50 metreden fazla demirli tekne. Boyu 50 metreden kısa ise, yalnızca baş taraftaki demir feneri gösterilir.

·       KARAYA OTURMUŞ TEKNE

  • Boyu 50 metreden fazla demirli tekne. Boyu 50 metreden kısa ise, yalnızca baş taraftaki demir feneri gösterilir.

·        DENİZDE ÇATIŞMAYI ÖNLEME KURALLARI (COLREG)

·        MOTORLU TEKNELERDE AYKIRI GEÇİŞ
  • Aykırı geçiş yapan iki motorlu tekneden diğerini sancak tarafında gören tekne yol verecektir. Mümkün olduğunca diğer teknenin pruvasını kesmekten kaçınacaktır.
·        PRUVA PRUVAYA GELEN MOTORLU TEKNELER
  • Birbirlerinin borda fenerlerini görecek şekilde zıt rotadan ilerleyen her iki tekne de rotalarını sancak tarafa alacaktır. 
·        MOTORLU VE YELKENLİ TEKNELER
  • Yol üstünlüğü yelkenli tekneye ait olduğu için motorlu tekne, yelkenli teknenin pruvasını kesmekten kaçınacak şekilde manevra yapacaktır.
·        YETİŞME
  • İster yelkenli, ister motorlu olsun, başka bir tekneye yetişen tüm tekneler, teknelerin birbirlerini görmeleri durumunda, yetişilen teknenin yolundan çıkacaklardır.
  • Bir teknenin diğer bir tekneye yetişip geçtiği hususunda herhangi bir tereddüte düşmesi durumunda, o tekne, kendini yetişen tekne sayarak buna göre hareket edecektir.
  • YELKENLİ TEKNELER
  • Rüzgarı farklı yönlerden kullanan teknelerden rüzgârı iskele taraftan kullanan tekne, diğerinin yolundan çıkacaktır.
  • Rüzgarı iskeleden kullanan bir tekne rüzgar üzerinde bir tekne görür ve bu gördüğü teknenin rüzgarı iskele tarafından mı sancak tarafından mı kullandığını saptayamazsa, gördüğü diğer teknenin yolundan çıkacaktır. 

·        GENEL NOTLAR

  • Yol veren tekne çatışmayı önleyecek şekilde erken ve belirgin bir manevra için diğer teknenin açık bir şekilde görebileceği rota/hız değişikliklerini yapacak, yol hakkı olan teknenin önünden (pruvasından) geçmeyecek, gerekirse duracak ya da tornistan yapacaktır.
  • Çatışmayı önlemek için yeterli manevranın yapılmadığını göstermek amacıyla, peş peşe en az beş kısa düdük çalmak gerekir.
  • Kısa düdük 1-2 saniye, uzun düdük 4-6 saniye uzunluğundadır.
  • Çatışmayı önleme manevralarında düdük işaretleri şu şekilde kullanılacaktır:
  • Bir kısa düdük: Rotamı sancağa değiştiriyorum.
  • İki kısa düdük: Rotamı iskeleye değiştiriyorum.
  • Üç kısa düdük: Motorumu tornistan çalıştırıyorum.
  • Dar bir kanalda seyreden tekneler dönüş yerine yaklaşırken araya giren bir engel sebebiyle birbirlerini göremiyorlarsa bir uzun düdük çalmalıdır. Dönüş yerinin öbür tarafında bir tekne varsa bu tekne de bir uzun düdükle cevap vermelidir.
  • Motorlu bir teknenin başka bir motorlu tekne ile çatışmaktan kaçınmak için manevra yapması durumunda, bu tekne, mümkün olduğunca rotasını iskele tarafına almaktan kaçınacaktır.

·        KISITLI GÖRÜŞ KOŞULLARINDA MANEVRA VE SEYİR KURALLARI

  • Her tekne, kısıtlı görüşte içinde bulunulan durum ve koşullara göre ayarlanacak olan emniyetli bir hızla ilerlemelidir. Kuvvetle yürütülen bir tekne, ani manevralar için motorlarını hazır bulundurmalıdır.
  • Sadece radarla diğer bir teknenin varlığını anlayan bir tekne, bir çatışma tehlikesinin var olduğunu saptarsa, önleyici manevrayı zamanında yapacaktır. Manevra yapılırken aşağıdaki hususlardan kaçınılmalıdır:
  • (i) Yetişilen bir tekne hariç, kemere doğrultusunun ilerisinde bulunan bir tekne için rotanın iskeleye alınması,
  • (ii) Rotanın kemere doğrultusunda veya kemere doğrultusunun gerisinde olan bir tekneye doğru değiştirilmesi. 
  • Görüş şartları kısıtlı olan bir alan içinde veya yakınında, aşağıda bahsedilen ses işaretleri verilecektir:
  • (a) Üzerinde yol bulunan kuvvetle yürütülen bir tekne iki dakikadan fazla olmayan aralıklarla bir uzun düdük çalacaktır.
  • (b) Yolda olan fakat su üzerinde ilerlemeyip duran, kuvvetle yürütülen bir tekne iki dakikadan fazla olmayan aralıklarla birbiri ardından iki uzun düdük çalacak ve bu iki düdük arasında da yaklaşık iki saniyelik süre bulunacaktır.

EMNİYET TEÇHİZATI

Tekne ile açılmadan önce, güvertede yeterli emniyet teçhizatı olduğundan emin olunmalı, emniyet teçhizatının hayat kurtarabileceği unutulmamalıdır!

CAN YELEKLERİ

Can yelekleri, kullanıcısını baygın halde olsa bile su yüzeyinde tutarak solunum yollarının açık kalmasını ve boğulmasını engeller; kullanıcısının daha uzun süre su üzerinde kalmasını sağlar.

Can yelekleri, su sporlarında kullanılan yüzdürme yardımcıları ile karıştırılmamalıdır. Yüzdürme yardımcıları yüzme bilen insanlar için uygun olabilir, ancak can yelekleri hiç yüzme bilmeyen insanların su yüzeyinde kalmasını sağlamak için dizayn e dilmiştir. Can yeleklerinin üzerinde tekne adı, bağlama limanı ve varsa çağrı işareti olmalıdır.

Can yelekleri çeşitli şekil ve tiplerde olabilir. Şişirilebilir can yelekleri, gerektiğinde kullanıcı tarafından şişirilebilir veya su ile temasında kendiliğinden şişebilir.

Can yeleklerinin üzerindeki yansıtıcı bantlar ve can yeleği ışığı, kazazedenin gece daha kolay bulunmasını sağlar.

Can yelekleri ile suya atlanması gerekiyorsa, can yeleğinin kayışları vücuda zarar vermeyecek ölçüde sıkılıp, yelek göğse doğru bastırılarak ayaküstü pozisyonda atlanır.

CAN SİMİTLERİ

Can simitleri, denize düşen bir kişinin su üzerinde uzun süre kalabilmesini kolaylaştırır. Denize adam düşmesi durumunda yapılacak ilk iş, kazazedenin tutunabilmesi için can simitlerinin suya atılmasıdır. Gece ışıklı can simidi tercih edilmelidir.

Can simitleri çeşitli şekil ve tiplerde olabilir. Bütün tipleri, yansıtıcı bantlar ve tutamaç halatları ile donatılmaktadır. Bu donanımlara ilave olarak, ışıklı ve can halatlı tipleri mevcuttur.

CAN SALLARI

Can salları, acil durumlarda teknedeki insanların sal içine bindirilerek deniz üzerinde kalabilmeleri ve ayrıca can salı kürekleri kullanılarak kaza mahallinden uzaklaşabilmeleri amacıyla özel olarak tasarlanan kurtarma araçlarıdır.

Can salları çeşitli şekil ve tiplerde olabilir. Elle veya teknenin batması durumunda otomatik olarak açılabilen tipleri mevcuttur.

Can salları içerisinde, kazazedelerin geçici bir süre ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri miktarda su, erzak ve tıbbi malzeme mevcuttur.

Can salında bulunan içme suyu ilk 24 saat içilmemeli, takip eden her bir günde kişi başı toplam 50cl (yarım litre) içilecek şekilde tüketilmelidir.

EPIRB (Emergency Position Indicating Radio Beacon)

Acil Durum Mevkii Gösteren Telsiz Vericisi olarak da adlandırılan EPIRB, batmakta olan teknenin veya kazazedelerin yerini, uydular aracılığıyla arama kurtarma merkezlerine bildiren bir cihazdır. Manuel veya otomatik olarak aktif hale getirilebilen, suda batmayan, gece ışık verebilen özelliğe sahiptir.

SART (Search And Rescue Transponder)

Gemiyi terk durumunda aktif hale getirilerek yaydığı sinyaller ile tehlike bölgesinden geçmekte olan uçak veya gemilerin radarlarında görülmesini ve kazazedelerin yerlerinin bulunmasını sağlayan bir cihazdır. Can salı ya da can filikasına taşınabilir ve denizde kendiliğinden yüzebilir özelliktedir. 

ARAMA KURTARMA

Arama kurtarma: Deniz vasıtalarının tehlikeye maruz kalması, kaybolması veya kazaya uğraması hallerinde, bu vasıtalardaki kazazedelerin din, dil, ırk, milliyet farkı gözetilmeksizin her türlü araç, özel teçhizat veya bu maksatla teşkil edilmiş özel kurtarma timleri kullanılarak aranması ve kurtarılması işlemidir. Arama-kurtarma operasyonlarında yer tespitinin önemi kadar kimlik tespiti de büyük önem taşımaktadır. Kurtarmaya gidecek birimlerin neyi aradıklarını bilmeleri, operasyonun sağlıklı işleyişi bakımından oldukça gereklidir. Ayrıca acil durumlarda ulaşabileceğimiz, gemi/uçak/şahıs ve bunların son durumları hakkında bilgi alabileceğimiz acil durum erişim bilgileri zaman kazanılması bakımından büyük değer taşımaktadır.

Ülkemizde Arama Kurtarma

Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi (AAKKM), Türk Arama Kurtarma Yönetmeliği ve Ulusal Arama Kurtarma Planı gereği, ülkemiz sorumluluk sahasında tehlikede bulunan Kişilerin hayatlarının kurtarılmasına yönelik tüm arama ve kurtarma faaliyetlerini hafta sonu, dini ve milli bayramlar dahil 7 gün 24 saat kesintisiz olarak en üst düzeyde koordine etmekle görevlendirilmiştir.

AAKKM’nin Yürüttüğü Diğer Hizmetler

  • Deniz Haydutluğunu Önleme: ISPS Koda (Uluslararası Deniz Liman Güvenliği) göre AAKKM ilk irtibat noktasıdır. Kaçırılan geminin gönderdiği sinyalleri Inmarsat-C ve COSPAS-SARSAT sistemi aracılığı ile takip eder. Bölgedeki NATO Barış Gücü ve Türk firkateynleri ile koordinasyonu sağlar.
  • Çevre Kirliliğine Müdahale: AAKKM, 5312 sayılı Kanun gereği bir deniz kazası sonrasında oluşabilecek gemilerden kaynaklanan çevre kirliliği konularında ilk irtibat noktasıdır. Olayın takibini yaparak ilgili kurum ve kuruluşları harekete geçirir.
  • Tıbbi Müdahale: Dünyanın herhangi bir yerinde bir Türk gemisi ile tele sağlık merkezi arasında koordinasyon sağlanarak tıbbi tavsiye verilir. Tele sağlık doktorlarının raporu doğrultusunda gerekli ise yabancı ülke arama kurtarma merkezi ile koordine kurarak personelin gemiden alınmasını sağlar. Kendi karasularımızda, tüm gemilere tıbbı tavsiye yanında gerekirse tıbbi tahliye hizmeti de verir.
  • Yasadışı Göçmen ile Mücadele: Özellikle Ege Denizi’nde meydana gelen yasadışı göç olaylarını takip eder, gerektiğinde arama kurtarma operasyonunu başlatır.

 Türk Arama Kurtarma Sahası

İLK YARDIM

Denizde meydana gelen herhangi bir acil durumda, kazazedelere ulaşacak ilk yardım ekibinin karaya nazaran daha uzun zamanda varabileceği ihtimali her zaman mevcuttur. Özellikle hava şartlarının kötü olduğu durumlarda karadan bu tür yardımın gelebilmesi neredeyse imkansızlaşır. Bu sebeple, teknede ilk yardım bilgisine sahip kişilerin bulunması hayati önem taşımaktadır.

İlk Yardımın Temel Esasları:

Öncelikle ilk yardımcının teknedeki diğer kişilere yardım etmeden önce kendi emniyetini garanti altına alması gerekir.Kazazedenin vücut sıvılarında bulaşıcı hastalıklar olabileceğinden, ilk yardımcı bir eldivenle kazazedeye müdahale etmelidir.Dikkatli ve sakin olunmalı, kazazedeye zarar verilmemelidir.

Kazazedenin hayati fonksiyonları şu şekilde kontrol edilmelidir:

Hava Yolu

Kazazedenin bayılmasına(bilincin kapanmasına) bağlı olarak dilin nefes borusunu tıkayacak şekilde geriye gitmesi sıkça karşılaşılan bir durumdur. Böyle bir durumda öncelikle kazazedenin solunum sisteminin çalışması için havayolu açıklığı sağlanmalıdır. Hava yolu açık olmasına rağmen nefes alamıyorsa ağızdan ağıza suni teneffüs yardımıyla kazazedenin akciğerlerine oksijen yollanır.

Suni teneffüse başlamadan önce dikkate alınması gereken diğer önemli bir husus ise kazazedenin kalbinin çalışıp çalışmadığının kontrol edilmesidir. Nitekim kalbin çalışmaması, beyne kan gitmemesine dolayısıyla beyin ölümünün gerçekleşmesine sebebiyet vermektedir. Kazazedenin kalbi çalışmıyorsa, suni teneffüs ile birlikte kalp masajı yapılmalıdır.

Kalbin çalıştığı tespit edilirse öncelikle kazazedenin vücudunu sıkan giysiler gevşetilerek suni teneffüse başlanır (Örn: Kravatı çözülür.). Nefes yolunu tıkayabilecek yabancı cisimler temiz bir bez yardımıyla parmakla temizlenir. Bir el alt çene kemik kısmının altını tutarken, diğer el avuç içi ile hastanın alnı aşağı bastırılarak hastanın başı dik konuma getirilir. Hastanın burun delikleri sıkılarak tıkanır. Kazazedenin ağzından hava kaçmamasına dikkat edilerek her biri 1,5-2 sn süren iki tam nefes verilip göğsünün kalkıp kalkmadığı izlenir. Sonrasında her 5 sn de bir nefes verilir. Nefes verme aralarında akciğerlerden havanın tamamen atılması için kısa bir süre beklenir. Suni teneffüs yapılırken dikkate alınması gereken en önemli nokta, mideye kaçan havanın kusmaya, kusmuğun da akciğerlere gitmesi neticesinde ölüme yol açabileceğidir. Böyle bir kusma durumunda hastanın başı hemen yana çevrilerek ağız içindeki kusmuk temizlenmeli daha sonra yapay solunuma devam edilmelidir.

Kalp Masajı

Kalp atış hızı dakikada ortalama 60-100 dür. Kalp durduğu zaman kazazedede solunum belirtisi gözlemlenmez, deri rengi solar, ışık değişimlerine göz bebekleri tepki vermez. Bir kazada kalbi duran bir kişiye ilk 3-5 dakikada müdahale yapılmalıdır. Kalp masajı sadece kalbi duran bir kazazedeye yapılır. Kalbin durduğunu ilk etapta anlayabilmek için solunum belirtileri takip edilir. 5 sn gibi kısa bir süre içerisinde kazazedenin göğüs kafesindeki değişim izlenir (inip kalkması), yüz yaklaştırılarak hastanın sıcak nefesi hissedilmeye çalışılır.

Göğüs kemiğinin en üst ve en alt noktaları tespit edilerek tam ortasında iki el üst üste getirilir ve parmaklar kenetlenir. Dirsekler vücuda dik bir şekilde sadece alttaki elin topuğu göğüs kemiğinin üzerine gelecek şekilde göğüs kemiğine basınç uygulanarak kazazedenin göğüs kemiğinin 4-5cm aşağı inmesi sağlanır. Dakikada 100 kere yapılacak bu işlemde, her 30 kalp masajında 2 defa suni teneffüs yaptırılır. Bu masaja tıbbî yardım gelmesine veya kazazedenin hayatî reflekslerinin başlamasına kadar devam edilir.

Suda Boğulma

Suda boğulmakta olan bir kişiye yardım ederken akılda tutulması gereken en önemli husus, kazazedenin yardım edecek kişiyi de suyun içine çekebileceği hatta boğulmasına sebep olabileceğidir. Bu yüzden kazazedeye arka tarafından yaklaşmak daha doğru bir tercihtir. Kazazedenin boynu kol yardımıyla kavranıp sırt üstü tekneye çekilebilir. Karaya çıkarılan kazazede sert bir zemine sırt üstü yatırılmalı, ağızdan yabancı cisimler ve varsa protez diş ile kravat, kemer ve diğer sıkan giysiler çıkartılmalıdır. Derhal suni teneffüse başlanılmalı ve soluklar arası ağızdan çıkabilecek köpük ve yabancı cisimlere karşı kazazedenin başı yana çevrilmelidir.

Yaralanma

Yaralar açık ve kapalı yaralar olarak ikiye ayrılır. Açık yaralar, herhangi bir kesici cisim tarafından oluşturulan dış kanama olarak görülen yaralanmalar iken, kapalı yaralar, sert darbeler sonucunda ezilme veya iç kanama oluşturan yaralanmalardır.

Açık yaralarda öncelikle kanama kontrol altına alınmalı ve yaralı bölge hareket ettirilmemelidir. Yara temizliği, yara merkezinden başlanılarak dışa doğru yapılmalı, lifleri yarada kalabilecek pamuk türü temizleyiciler kullanılmamalıdır.

Kapalı yaralanmalarda ise, öncelikle kan akışının yavaşlaması ve daha çok alanı etkilememesi için soğuk tedavi uygulanmalıdır. Yaralı alan, kalp seviyesinin üstünde tutulmalıdır. İç organ yaralanmalarının hayati tehlike taşıdığı unutulmamalıdır. İç organ yaralanmalarında şu belirtiler gözlemlenir:

Cildin soğuk ve renginin soluk olması, kusma, bayılma, nabzın zayıf olması, ilerleyen saatlerde karında sertlik oluşması. Böyle bir durumda kazazedeye yiyecek ve içecek verilmemeli, sırt üstü yatırılarak başı yükseltilmelidir.

Yaralanma sonucunda vücutta herhangi bir yabancı cismin kalması durumunda, cisim hareket ettirilmemeli, çıkartmaya çalışılmamalı ve kalp seviyesinden yukarda tutulmalıdır.

İç organların dışarı çıktığı yaralanma durumunda organ içeri itilmemeli, üzeri steril bir naylonla kapatılmalıdır.

Yanıklar

Yanıklar derecesine göre üçe ayrılır:

Birinci derece yanıklar: Deride aşırı kızarıklık ve acıya yol açan ve sadece derinin dış yüzeyini etkileyen yanıklardır.

İkinci derece yanıklar: Kızarıklık ve acıyla birlikte deride içi sıvı dolu kabarcıkların meydana geldiği yanıklardır.

Üçüncü derce yanıklar: Yanık yerinin tamamen hissizleştiği ve ağrının artarak derinin alt yüzeyinin de hasar gördüğü yanıklardır.

Yanıklarda ilk yardımın amacı, şokun önlenmesi, acının hafifletilmesi, deride enfeksiyonun ve yanığın genişlemesinin engellenmesidir. Deride oluşan su dolu kabarcıklar asla patlatılmamalıdır. Yanık yüzeyine asla yoğurt veya diş macunu sürülmemeli, deri el ile temas ettirmemelidir. Hafif yanıklarda yanan bölge 10 dk. kadar su altında tutulmalı, yanık yer steril bir gazlı bezle sarılmalıdır. Kazazedenin sıvı kaybını engellemek için bolca su ve sıvı verilmelidir.

Kazazedenin elbiseleri yanıyor ise üzerine su dökülerek veya battaniye gibi örtüler atılarak önce yangın söndürülmelidir. Teknede yardım edecek kimse yok ise yerde yuvarlanmak doğru bir çözüm olabilir. Kimyasal madde ile meydana gelen yanıklarda, öncelikle kimyasal madde vücut bölgesinden kuru bir bez yardımıyla arındırılmalı, yanan bölge bol su ile yıkanmalıdır.

Olta Batması

Olta iğnesi, göz gibi hassas bölgelere batmış ise hiç bir şekilde müdahale edilmemeli, en yakın sağlık kuruluşuna gidene kadar oynatılmamalıdır. Eğer parmak gibi yumuşak bir dokuya batmışsa buz tatbiki ile acı hafifletilebilir. İğne çok derine batmış ve deri içinde kalmış ise, yukarıdaki şekilde olduğu gibi ucu yumuşak doku içinde oynatılır ve deri yüzeyinde görülene kadar itilir. Dışarı çıkan kancalı uç, pense yardımıyla kesilir ve deri içerisinde kalan kısım dışarıya çıkartılır.

Kırık

Kırıkla sonuçlanan olaylar, teknelerde sıkça karşılaşılan bir kaza türüdür. Deri dokusunun zarar görmediği kırıklara kapalı kırık; kemiğin deri dışına çıktığı durumlara ise açık kırık denilmektedir. Kırılan kemikler, üçgen sargı bezi ve tahta destek çubuklar (atel) kullanılarak daha fazla zarar görmemesi için sabitlenmeli ve en yakın sağlık kuruluşuna gidilmelidir. Açık kırıkta ise asla kemik yerinden hareket ettirilmemelidir.

Koma Durumu

Kazazedenin veya hastanın yaralanma, zehirlenme ve kan şekerinin düşmesi gibi nedenlerle beyine giden kan miktarındaki azalma neticesinde baygın bir halde olmasına koma hali denilmektedir.

Vücut sıcaklığının düşmesinde, alkol zehirlenmesinde, hipotermi durumunda, güneş çarpmasında, sara (epilepsi) krizlerinde ve kan şekerinin düşmesinde koma hali meydana gelebilir. Komadaki bir insana yapılacak ilk müdahale nefes yolunun açılmasıdır. Kusma varsa kazazede şekildeki gibi yan çevrilmelidir. Bayılma durumlarında, beyne kan gidişinin artırılması için kazazede sırt üstü yatırılır ve ayakları altına destek konulur.

Solunumu normal, ancak bilinci yerinde olmayan kazazedeler ise yan yatırılarak dizlerinin hafif bükülmesi sağlanır. Ayrıca, altta kalan kol bedenin doğrultusunda yukarı uzatılarak kazazedenin başı altta kalan kolun üzerine yaslandırılır. Üstte kalan eli ise altta kalan yanak ile kolun arasına sokulmuş pozisyonda yatırılır.

Hipotermi (Vücut ısısının aşırı düşmesi)

Deniz suyu sıcaklığının vücut sıcaklığından daha düşük olması sebebiyle, denizde uzun süre kalan kişilerde görülen rahatsızlığa ”Hipotermi”denir.

Hipotermi kişinin bilincinin kaybolmasına sebep olur; bu da kazazedenin batmasına ve ters dönmesine sebebiyet verir. Can yeleği giymenin kişinin su üstünde kalmak için verdiği enerjiden tasarruf etmesine ve böylece vücut ısısını korumasına yardımcı olduğu bilinmektedir. Yüzmenin insanı ısıttığı düşüncesi yanlıştır. Suda hareket ederek enerji harcanması vücut sıcaklığını düşürmektedir. Vücut sıcaklığını korumak için tekneden kurtulan diğer kişilerle bir araya gelinmesi ve toplu olarak beklenmesi, vücut sıcaklığının düşüşünü engelleyebilir.

Güneş Çarpması

Ultraviyole ışınların en etkili olduğu zaman dilimi 11 ile 15 saatleri arasıdır. Sudan yansıyan ışınlar, radyasyon etkisini artırmaktadır. Güneş çarpmasından korunmanın en etkili yöntemi iyi giyinmektir. Güneş ışınlarının etkisini en aza indirmek için özellikle yüz, kulak ve boynu kapatan şapka takmak ve güneş koruma etkisi yüksek olan (SPF +30) koruyucu güneş kremi kullanmak.

ACİL DURUMLAR

Denizde hemen müdahale ya da reaksiyon gerektiren beklenmeyen ciddi kaza, olay ya da durumlara karşı her zaman hazırlıklı olunmalıdır.

Alabora Olmak

Özellikle küçük tekneler için su üzerinde karşılaşılabilecek en tehlikeli olay teknenin alabora (ters dönme) olmasıdır. Teknenin alabora olması sonucunda teknedekilerin suya düşmesi ile büyük can kayıpları yaşanabilir. Can kayıpları hava ve deniz koşullarına bağlı olarak artış gösterebilir. 

Teknenin Alabora Olması Durumunda Yapılması Gerekenler

Alabora olmuş bir teknede mevcut emniyet teçhizatı (Can yeleği, can salı, can simitleri, işaret fişekleri, EPIRB vb.) hayat kurtaracaktır. Bu sebeple, varsa ve mümkünse EPIRB veya el VHF’leri ile yardım istenmeli, mümkün olduğunca kaza mahallinden uzaklaşılmamalıdır.

Alabora olmuş bir teknenin yakınında kazazedeler bulunabilir.

Tehlike durumunu çevreye bildirmek için tehlike işaretleri kullanılabilir. Gündüz özellikle turuncu renkli duman kandilleri, gece ise el maytapları ve paraşütlü işaret fişekleri kullanılabilir.

Hipotermi, kış aylarında çok hızlı bilinç ve güç kaybına sebep olabilir. Bu sebeple kazazedeler birbirlerine yakın durmalı, su ile temas en az seviyeye indirilmeye çalışılmalıdır.

Teknenin Su Alması

Herkesin can yeleklerini giymesi sağlanmalıdır. Sızıntı yeri belirlenebildiği takdirde, delik mümkün olduğunca kavelalar yardımıyla kapatılmaya çalışılmalıdır. Acil durum çağrısı yapılmalı ve mümkünse sığ sulara doğru yol alınmalıdır. Su, mümkün olabildiğince tahliye edilmelidir. 

Karaya Oturma

Karaya oturmayı engelleyebilmek için;

Yolculuğa başlamadan önce seyir yapılacak bölgedeki sığ suların, batıkların veya seyre engel olabilecek su üstü veya sualtı tehlikelerinin konumu hakkında bilgi sahibi olunmalıdır.

Sıklıkla harita üzerinde GPS ile veya mevcutsa diğer su üstü seyir alametlerinden kerteriz alınarak mevki takibi yapılmalıdır.

Bölgede Med-cezir (Gel-Git) varsa su derinliklerinin değişebileceği göz önünde bulundurularak seyir yapılmalıdır.

Su derinliğinin ve tekne konumunun belirlenebilmesi için harita okumayı bilmek son derece önemlidir.

Teknenin karaya oturması durumunda;

Öncelikle kimsenin yaralanmadığından emin olunmalı, motor durdurulmalı, teknenin ve tankların su alıp almadığı iskandil yoluyla veya gözle kontrol edilmelidir.

Teknenin karaya oturma şeklinin belirlenmesi için dip iskandili yardımıyla tekne etrafındaki derinlikler saptanmalıdır.

Tekne su alıyorsa tekrar yüzdürülmesi için çabalanmamalı ve delik mümkün olduğunca kavelalar yardımıyla kapatılmaya çalışılmalıdır. Başarılamazsa yardım gelinceye kadar beklenmelidir.

Teknenin tekrar yüzdürülebilmesi için aşağıdaki adımlar takip edilmelidir:

Ağırlıklar darbe gören yerden en uzak yere kaydırılmalıdır. Gerekirse balast ve içme suyu boşaltılarak teknenin ağırlığı hafifletilmelidir.

Küçük ve hafif tekneler, kürek yardımıyla oturulan yüzeyden kurtarılabilir.

Tekne dipten kurtarıldıktan sonra seyre devam etmeden önce teknenin su almadığından emin olunmalıdır.

Denize Adam Düşmesi

Denize adam düşmesi durumunda şu hususlara dikkat edilmelidir:

Denize adam düştüğünü gören ilk kişi, herkes tarafından duyulacak şekilde “Denize Adam Düştü” diye bağırmalı, böylece teknedekilerin acil durumdan haberdar olması sağlanmalıdır.

Varsa denize adam düştü şamandırası (man over board) atılmalıdır.

Sudaki kazazedenin teknenin pervanesine kapılmaması için uygun manevra yapılmalıdır.

Varsa GPS ve radardan faydalanılarak kazanın meydana geldiği mevkiinin koordinatları kaydedilmelidir.

Denize düşen kişinin yerinin işaretlenmesine ve suda yüzmesine yardımcı olacak can simidi, can halatı atılmalıdır.

Denize düşen kazazede dikkatlice takip edilmeli, teknede denize düşen kişinin yerini devamlı takip edecek biri görevlendirilmelidir.

Denize düşen kazazedeyi teknenin imkânlarıyla kurtarmak mümkün olmazsa, yardım istenmelidir. 

Denize Düşen Adamı Kurtarmak

Denize adam düştüğünde kazazedeye zarar gelmemesi için çeşitli manevralar yapılabilir. Bunlardan en etkili olanı “Williamson Manevrası” denilen kurtarma hareketidir. 

Bu manevra için:

Dümen, kazazedenin düştüğü tarafa doğru alabanda basılır. Teknenin ilk rotasından 060° sapmasından sonra diğer tarafa alabanda basılır.Teknenin ilk rotasının 180° tersine gelmesine 020° kala dümen ortalanır. Gerekli manevra yapılıp kazazedeye yaklaşıldığında şu adımlar izlenir: Sudaki kişiden neta olunarak kazazedeye rüzgar üstünden yaklaşılır. 

Kişiye çok yaklaşıldığında motor durdurulur, böylece kazazede halat yardımıyla tekneye alınabilir. Küçük ve açık teknelerde, biniş teknenin baş (ön) veya kıç (arka) tarafından yapılmalıdır.

Eğer teknede biniş için bir merdiven veya çarmıh yoksa sudaki kişinin tekneye alınması için halat ile yapılan bir ilmik kullanılabilir.

YANGINLA MÜCADELE

Yangına nasıl müdahale edileceğini öğrenmekten daha önemlisi, yangın çıkmasını engellemek için alınması gereken tedbirleri bilmek ve bunları uygulamaktır.

Yangınla mücadelede yapılması gereken ise aşağıdaki üç unsurdan birini ortadan kaldırılmaktır;

Yakıt-Oksijen-Isı (Yangın üçgeni)

Yakıt: Yakıt vanası kapatılmalı, yanıcı maddeler ortadan kaldırılmalıdır.

Isı: Su uygulanarak ortam ısısı düşürülmelidir.

Oksijen: Ortamdaki oksijen miktarı düşürülmeli veya oksijenin ortam ile bağlantısı tamamen kesilmelidir. Lomboz ve kaportalar kapatılmalıdır.                                                     

Yangın üçgeninde yer alan unsurların ortadan kaldırılmasının yanı sıra, yangın mahallinin elektrik bağlantısı kesilmelidir.

Teknede yangın, genellikle ısının ve yanıcı maddelerin daha çok olduğu motor mahallinde görülür. Motor mahallindeki yangınların önlenebilmesi için:

  • Egzoz borusu iyi yalıtılmalı,
  • Mahalde çıplak kablo bulundurulmamalı,
  • Yakıt sızıntıları iyi gözlemlenmeli,
  • Sintine bölgesi temiz tutulmalı,
  • Yağlı ve kirli üstüpüler ve bezler sıcak yüzeylerden uzak tutulmalıdır.
  • Teknede yangına sebep olabilecek diğer potansiyel tehlikeler şunlardır:
  • Teknede sigara içilmesi,
  • Kuzinede (mutfak) kızgın yağların alev alması,
  • Kuzinedeki filtrelerin düzenli temizliğinin yapılmaması,
  • Elektrikli ısıtıcıların başıboş bırakılması
  • Güvertede ızgara yapılması,
  • Kaynak yaparken gerekli tedbirlerin alınmaması gibi bilinçsizce yapılan hareketler.

Yangın Söndürücüler

Yangın söndürücüler, yangına en hızlı müdahale edilebilecek şekilde kolay ulaşılabilir yerlerde bulunmalıdır. Yangın söndürücülerinin nerede bulunduğu ve nasıl kullanılacağı herkes tarafından bilinmelidir. Yangın söndürücüler tüpün üzerinde yazan kullanma süresine göre düzeleli olarak servise gönderilmelidir. Yangın tüpü üzerindeki basınç göstergeleri yeşil bölgenin dışına çıktığında ilk fırsatta servis bakımı yaptırılmalıdır. Yangın söndürücüler deniz suyuna karşı korunmalıdır. Farklı tiplerdeki yangınları (katı, sıvı, gaz, metal, elektrik vb.) söndürmek için farklı yangın söndürücüler kullanılır. Örneğin; Yakıt ya da elektrik yangınlarında su hiçbir koşulda söndürücü olarak kullanılmamalıdır. Yakıt yangınlarında köpük kullanılabilir, ancak içerisinde su ihtiva ettiğinden elektrik yangınlarında kullanılmaz.Kuru kimyasal toz içeren söndürücüler, katı (A tipi), sıvı (B tipi) ve gaz (C tipi) yangınları söndürmede etkilidir. Kuru Kimyasal Toz Tipi söndürücülerin içerdiği tozların sıkışmasını önlemek için düzenli yapılacak kontrollerde ters-düz edilerek tozların karışması sağlanmalıdır.

İŞARET FİŞEKLERİ

Turuncu Duman Kandilleri

Suya bırakıldığında turuncu renkte 3 dakika süreyle duman çıkaran, 4 km ye kadar (uçak ile 10 km) görülebilen turuncu duman kandilleri, gündüz teknenin konumunu belirtmek için kullanılır.

Kırmızı El Maytapları

10 km mesafeden görülebilen, en az 1 dakika süresince parlak kırmızı renkte ışık veren ve özellikle gece kullanım için tasarlanan kırmızı el maytapları gün ışığında da kullanılabilmektedir.

Paraşütlü İşaret Fişekleri

Yaklaşık 300 m. yüksekliğe kadar tek bir kırmızı yıldız yakacak şekilde tasarlanmıştır. Düşme sırasında en az 40 saniye süreyle yanar ve deniz seviyesinden yükseklere çıkabilmesi nedeniyle çok uzak mesafelerden görülebilir

İŞARET FİŞEKLERİNİN KULLANIMI

Görüş mesafesinde başka bir tekne/tekneler veya uçak ile karada insanlar görülene kadar mümkün olduğunca işaret fişekleri kullanılmamalıdır. Fişekler, yakıt ve yanıcı maddelerden uzak tutulmalıdır. Fişekler, içerdikleri bileşenlerden dolayı nem çekebilirler. Bu sebeple, erişile bilir ancak kuru bir yerde saklanmalıdır. İşaret fişeklerinin nerede saklandığı tüm personel tarafından bilinmelidir. Tüm işaret fişekleri, üzerlerinde yazan açıklamalara uygun olarak kullanılmalıdır. İşaret fişeklerinin son kullanma tarihlerinin geçmemiş olmasına dikkat edilmelidir. Teknede son kullanma tarihi geçmiş işaret fişeklerinin çeşitli nedenlerle kullanılması tehlikeye sebep olabilir.

Herhangi bir acil durum olmaksızın eğlence amaçlı fişeklerin kullanılması suçtur. İlgili arama kurtarma birimlerini boş yere harekete geçirecek ve belki de aynı anda başka bir bölgede yardım isteyen tekneye yardım gitmesini geciktirecektir.

DENİZ ŞARTLARI

Rüzgar ve Dalgalar

Hava basıncı mevsimlere, hava sıcaklığına ve Dünya’nın günlük hareketine göre değişiklik göstermektedir. Bu sebeple yeryüzünün bazı bölgelerinde alçak basınç(L/A/siklon), bazı bölgelerinde ise yüksek basınç(H/Y/antisiklon) oluşmaktadır. Yeryüzünde basınçları aynı olan noktaları birleştiren paralel eşdeğer çizgilerine izobar denir.

Rüzgar, hava kütlesinin yüksek basınç bölgesinden alçak basınç böl gesine doğru yatay hareketi ile oluşur. Normal şartlarda deniz seviyesindeki atmosfer basıncı 1013 mb’dır, (760mmHg) Rüzgarlar hava kütlesinin geldiği yöne göre, akıntılar ise su kütlesinin gittiği yöne göre adlandırılır, (Örnek: Kuzeyden gelen rüzgar; güneye doğru akıntı). Sinoptik haritalarda görülen izobar çizgileri, rüzgar hızının tahmin edilmesine yardımcı olur. İzobarların sıklaştığı bölgelerde rüzgar diğer bölgelere nazaran kuvvetli eser.

Kuzey yarı kürede yüksek basınç bölgesinde rüzgar, saat yönünde dirise (dönmek) ederken; alçak basınç bölgesinde tam tersi durum söz konusudur. Güney yarı kürede ise alçak basınç bölgesinde rüzgar saat yönünde dirise(dönmek) ederken, yüksek basınç bölgesinde bunun tam tersi olmaktadır.

Gündüz süresince denizden karaya doğru esen rüzgâra deniz meltemi; gece süresince karadan denize doğru esen rüzgâra ise kara meltemi denilmektedir.

  • Yıldız 000°
  • Poyraz 045° (4 kerte)
  • Gündoğusu 090° (8 kerte)
  • Keşişleme 135° (12 kerte)
  • Kıble 180° (16 kerte)
  • Lodos 225° (20 kerte)
  • Gün Batısı 270° (24 kerte)
  • Karayel 315° (28 kerte)

Fırtınalar Kanunu (Buys-ballot)

Kuzey yarı kürede tekne üzerinde bulunan bir kişi sırtını gerçek rüzgara doğru döndüğünde alçak basınç merkezi sol kol ilerisinde kalır. Bu sayede fırtınadan kaçmak için gerekli rota değişikliği yapılabilir. Ayrıca, direk başına monte edilen rüzgar göstergesi ve anemometre ile rüzgarın nispi yönü ve şiddeti bulunabilir.

Bazı durumlarda, alçak basınç bölgelerinde sıcaklığı ve yoğunluğu farklı iki hava kütlesi birbirleri ile karşılaşır. Bu hava kütlelerinin meteorolojik özellikleri farklılık gösterdiğinden birbirleriyle etkileşimleri kolay olmaz. Bu sebeple, iki hava kütlesi arasında “cephe” adı verilen bir sınır alanı oluşur.

İki çeşit cephe bulunur. Sıcak cepheler, sinoptik haritalarda kırmızı renkli yarım daire şeklinde, soğuk cepheler ise mavi renkli üçgen şeklinde gösterilir.

Meteorolojik Koşulların Etkileri

Kara şartlarından farklı olarak, rüzgarlı havaların denizde çok daha fazla etkili olabileceği unutulmamalıdır. Deniz, rüzgârlı durumlarda çok dalgalı olabilir. Dolayısıyla tekne ile açılmadan önce hava raporları mutlaka temin edilmelidir.

Bir teknenin ağır hava şartlarındaki hareketi aşağıdaki etkenlere bağlıdır;

  • Tekne tasarımı ve dayanıklılığı,
  • Teknenin motor gücü,
  • Gidilen rota.
  • Rüzgar, Dalga ve Akıntı
  • Oluşabilecek olumsuz meteorolojik koşulları erken tahmin edebilmek için aşağıdakiler gözlemlenmelidir;
  • Basıncın değişimi,
  • Rüzgarın değişimi,
  • Sıcaklık değişimi,
  • Dalga tepesindeki kırılmalar,
  • Bulut tiplerindeki değişimler,

Meteorolojik şartların değişerek tekne emniyetini olumsuz etkileyeceğine kanaat getirilirse can yelekleri giyilmeli ve derhal emniyetli bir yere veya sahile doğru ilerlenmelidir.

Baştan Gelen Denizler

Genellikle, büyük dalgalarla mücadele edebilmek için en iyi yol dalgaları mümkün olduğunca baş omuzluktan almaktır. Çok fazla güç verilmesi teknenin dalga tepesinden atlayıp dalga çukuruna çarpmasına neden olabilir. Bu çarpma hareketi hem tekne için hem de üzerindeki insanlar için emniyetli değildir. Az güç harcanması ise dalgaların tekne üzerinde kırılmasına veya teknenin üzerinden aşmasına sebep olacaktır. En uygun ve emniyetli seyir şartlarını sağlamak için hız ve rota kontrol edilmelidir.

Bordadan Gelen Denizler

Bordadan gelen dalgaların en büyük tehlikesi, teknenin yalpalamasını artırmasıdır. Denize farklı açıdan yaklaşılarak yalpalamanın derecesi düşürülebilir. Mümkün olduğunca dalganın kıç omuzluktan alınarak seyredilmesi ile teknenin daha az yalpa yapması sağlanacaktır.

Kıçtan Gelen Denizler

Kıçtan gelen dalgalarla beraber seyir yapılmasının batmak veya alabora olmak gibi potansiyel tehlikeleri vardır. Kıçtan gelen denizler, teknenin dümen dinleme gücünü azaltır. Bu durumdan kurtulabilmek için gaz kolu kullanılarak, dalgalar teknenin kıçında kırılacak şekilde, tekne dalgaların arkasında tutulmalıdır.

Sudaki diğer tehlikeler gibi, sert hava ile karşılaşılması sefere çıkmadan önce hava raporları alınarak engellenebilir. Beklenmeyen bir fırtına en dikkatli denizciyi bile yakalayabilir. Dolayısıyla en kötü hava şartlarına karşı hazırlıklı olunmalı ve iyi bir gözlem yapılarak fırtına habercisi bulutlar ile dalga tepelerindeki kırılmalar gözlemlenmeli; özellikle barometredeki değişimler dikkate alınmalıdır. Eğer sahil yeterince yakınsa, fırtına durumunda sahile doğru ilerlenmeli, rüzgarın büyük dalgalar oluşturamayacağı sakin bir liman veya rüzgaraltı oluşturacak bir ada aranmalıdır. Fırtına öncesinde genellikle rüzgarın yön değiştireceği ve zaman zaman şiddetini artıracağı unutulmamalıdır.

Emniyetli hızla ilerlenmeli tekneyi dalgalara daha fazla maruz bırakacak yüksek hızdan kaçınılmalıdır. Tekne üzerinde dümen dinletecek bir güç yokken, tekne dalgalara bordasını çevirerek sürüklenecek ve alabora ihtimaline karşı savunmasız kalacaktır. Motor çalışmıyorsa, bir deniz demiri veya el incesine bağlı güçlü bir kova ile tekneyi dalga içine doğru yönlendirmek, daha fazla yalpa yapmayı engelleyecektir.

Sudaki diğer tehlikeler gibi, sert hava ile karşılaşılması sefere çıkmadan önce hava raporları alınarak engellenebilir. Beklenmeyen bir fırtına en dikkatli denizciyi bile yakalayabilir. Dolayısıyla en kötü hava şartlarına karşı hazırlıklı olunmalı ve iyi bir gözlem yapılarak fırtına habercisi bulutlar ile dalga tepelerindeki kırılmalar gözlemlenmeli; özellikle barometredeki değişimler dikkate alınmalıdır. Eğer sahil yeterince yakınsa, fırtına durumunda sahile doğru ilerlenmeli, rüzgarın büyük dalgalar oluşturamayacağı sakin bir liman veya rüzgaraltı oluşturacak bir ada aranmalıdır. Fırtına öncesinde genellikle rüzgarın yön değiştireceği ve zaman zaman şiddetini artıracağı unutulmamalıdır.

Emniyetli hızla ilerlenmeli tekneyi dalgalara daha fazla maruz bırakacak yüksek hızdan kaçınılmalıdır. Tekne üzerinde dümen dinletecek bir güç yokken, tekne dalgalara bordasını çevirerek sürüklenecek ve alabora ihtimaline karşı savunmasız kalacaktır. Motor çalışmıyorsa, bir deniz demiri veya el incesine bağlı güçlü bir kova ile tekneyi dalga içine doğru yönlendirmek, daha fazla yalpa yapmayı engelleyecektir.

Şartlar kötüleşirse şunlar yapılmalıdır:

Tekne, mümkün olduğunca su alınmasına engel olacak şekilde korunaklı hale getirilmelidir.

Teknedeki herkesin can yeleği giydiğinden emin olunmalıdır.

Dalgaların etkilerini azaltmak için hız ve rota yukarıda açıklandığı şekilde ayarlanmalıdır.

Teknenin baş tarafının dalgaları almak için en güçlü noktası olduğu unutulmamalıdır.

Sert havalarda meydana gelebilecek acil bir durumda, yetkililerin tekneyi kurtarabilmesi için durum hakkında bilgi verilmelidir.

Teknedeki herhangi bir yalpada devrilebilecek olan tüm nesneler, sabitlenmelidir.

Teknedekilerin mümkün olduğunca kapalı mahallerde tutulması sağlanmalıdır.

MOTOR

Motor, teknelerin istenilen süratte seyredebilmeleri ve limandan ayrılma veya limana yanaşma manevralarını emniyetli bir şekilde yapabilmeleri için gerekli olan yürütücü kuvveti veren teknenin en önemli bileşenlerinden biridir.

Motorlar kullandıkları yakıt tipine göre benzinli veya dizel, çalışma prensiplerine göre 2 veya 4 zamanlı, tekneye monte edilişlerine göre ise içten veya dıştan takmalı olarak sınıflandırılırlar. Teknenin boyu ve ağırlığına göre uygun güçte motor seçimi, istenilen hızın yakalanabilmesi için önemlidir.

İki zamanlı motorlar, hacim olarak dört zamanlı motorlardan daha küçüktür ve verimlilikleri de daha azdır.

MOTORU ÇALIŞTIRMA

Motor çalıştırılmadan önce kullanma talimatına uygun olarak gaz kolu, vites, yakıt pompasının çalıştığı ve herhangi bir yakıt sızıntısı olmadığı kontrol edilir.

Elle çalışan motorlar için, çalıştırma kablosunu çekmeden önce, kablonun hareket menzilinde herhangi bir engel olmaması sağlanmalıdır.

Motorun çalışması için ilk hareketi sağlayan yardımcı donanım marş motorudur.

Marş motorunun bakımı düzenli olarak yapılmalıdır.

Gaz koluna motor çalışır çalışmaz güç uygulanmamalı, motorun ısınmasına izin verilmelidir.

Rıhtımdan ayrılmadan önce motorun yeterince ısınması sağlanmalıdır.

Egzozdan çıkan mavi duman, motorun yağ yaktığına veya silindirlerde yağ kaçağı olduğuna, siyah duman ise filtrelerin kirli olduğuna işaret etmektedir.

YAKIT İKMALİ

Yakıt, denize döküldüğünde çevreye zarar vermesinin yanı sıra yangın tehlikesi de oluşturmaktadır. Yakıt ikmalinde, sırasıyla aşağıdaki kurallara dikkat edilmelidir;

Yakıtın denize sızmasını önlemek için öncelikle tekne emniyetli bir şekilde rıhtıma bağlanmalı, tüm motorlar durdurulmalı ve görevli personel dışındaki kişiler ikmal bölgesinden uzak tutulmalıdır.

Yangın tehlikesine karşı tüm alev kaynakları uzaklaştırılmalı, güç kaynakları, elektrik şalterleri kapatılmalı ve elektrikli cihazların kullanılmasından kaçınılmalıdır. Yakıt ikmali sırasında kesinlikle sigara içilmemelidir.

Tüm lombozlar, kaportalar ve menholler kapatılmalıdır. Yakıt tankı kapasitesi bilinmelidir. Gereğinden fazla yakıt alınması sızıntılara ve deniz kirliliğine neden olabilir. Denize yakıt sızdırılmasının ağır cezayı gerektiren bir suç olduğu unutulmamalıdır.

İkmal sırasında teknenin üzerine yakıt sızarsa, vakit kaybetmeden bir bez veya havlu kullanarak dökülen yakıt temizlenmelidir.

İkmal sonrasında motor bölmesinin yanıcı gazlardan arındırılabilmesi için motoru çalıştırmadan önce ortam yeterince havalandırılmalıdır.

ELEKTRİK

Teknelerde kullanılan seyir/manevra aletleri, aydınlatma/ısıtma/soğutma gibi sistemler için elektrik enerjisine ihtiyaç vardır. Bu enerji büyük teknelerde jeneratör küçük teknede ise aküler vasıtasıyla sağlanmaktadır. Teknelerde genellikle 12 V gerilimli elektrik sistemleri kullanılmaktadır.

Akü

İçerisinde bulunan plakaların arası asitle doldurulmuş olan ve elektrik enerjisi sağlayan cihazlara akü denir. Teknelerde bulunan akülerin içerisindeki asit seviyesi düzenli olarak kontrol edilmeli, gerekirse saf su eklenmelidir. Kuru tip akülerde su ilavesi gerekmemektedir. Aküler kullanıldıkça elektrik enerjisi üretim kapasitesini yitirmekte ve cihazların çalışması için gerekli olan enerjiyi sağlayamamaktadır. 12 voltluk elektrik enerjisi sağlaması gereken bir aküde gerilim 11,6 volta düştüğü zaman akü şarj edilmeli, 10,6 voltun altına düştüğü zaman ise akünün tamamen boşalmış olduğu anlaşılmalı ve bu akü kullanılmamalıdır.

Deniz Tipi Kablolar

Teknelerde kullanılan elektrik kabloları uygun kesitlerde seçilmeli, bağlantı noktaları uygun şekilde izole edilmeli, tekne vibrasyonunun kabloları koparmaması için gerekli emniyet payı bırakılmalı, direnci fazla olan kabloların aşırı ısınma sonucunda yangına sebebiyet verebileceği göz önünde bulundurularak önlemler alınmalıdır.

Sigortalar

Sigortalar, elektrik enerjisi ile çalışan cihazların aşırı gerilim veya kısa devre gibi durumlardan korunması amacıyla kullanılır. Aşırı gerilim veya kısa devre gibi durumlarda, sigortada bulunan ve elektrik akımını sağlayan teller eriyerek, cihaza elektriğin gitmesini engeller. Elektrik devrelerinde kullanılan sigortaların, cihazların bozulmasına veya elektrik yangını çıkmasına sebebiyet vermemeleri için uygun amperli yedekleri ile değiştirilmesi gerekmektedir

TANIMLAMALAR

Kimler Amatör Denizci Olabilir?

14 yaşını bitirmiş (18 yaş altı kişilerden ebeveyn muvafakatı gerekmekte.) T.C. Vatandaşları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları ile Türkiye’de oturma izni almış olan yabancı uyruklular.

Hangi Tekneler Belgesiz Kullanılabilir?

Motoru on beygir gücünden az özel tekneler, sadece kürekle yürütülen motorsuz tekneler, kanolar/kayaklar ile ulusal ve uluslararası yarış sınıfı(kürek sporu tekneleri ile Optimist, Laser, Fin,420,470, Pirat, Dragon, Wind Surf g,b, yelken sporu tekneleri) spor amaçlı tekneler.

Özel Teknenin Tanımı Nasıldır?

Özel Tekne, Ticari amaç olmaksızın münhasıran gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, ulusal stardarda göre ölçüldüğünde boyu(LH) 2,5 metreden küçük ve 24 metreden büyük olmayan, mülkiyeti gerçek kişilere veya faaliyet konusu su sporları olan dernek veya vakıflara ait tekneler ile bu şartlardan bir veya birkaçını haiz olmamakla birlikte, bağlama kütüğüne kayıtlı olup özel tekne ruhsatnamesi almış olan teknelerdir.

Özel Tekneleri Kimler Kullanabilir?

Özel tekneler, bölge, mesafe ve zaman sınırı olmaksızın, en az Amatör Denizci Belgesi (ADB) veya gemici ve üstü yeterlik belgesi sahibi bir kişinin sevk ve idaresinde seyreder.

Tekne Sahibi Değilim Kiraladığım Tekneyi Bu Belge İle Kullanabilir Miyim?

Özel tekne tanımında belirtilen boyutlardaki tekneleri kiralamak koşuluyla kullanabilirsiniz.

DONANIMLAR

Gemi üzerine konulmuş yükleme, boşaltma, güvenlik, can kurtarma, demirleme, manevra, seyir gibi amaçlar için kullanılan küçüklü büyüklü araç ve düzeneklere donanım adı verilir. Bunlar kısaca sabit donanımlar ve hareketli donanımlar olarak iki başlık altında toplanabilir.

Sabit donanımlar (Arma)

Gemiye monte edilmiş, sabit veya bazı parçaları hareketli olan ancak yerleri değiştirilemeyen donanımlardır. Sabit donanımlara misal olarak, direkler, bumba, matafora, ırgat, vinçler sayılabilir.

Hareketli donanımlar (Selviçe)

Hareketli donanımlar ise, büyükleri ve yapı malzemeleri değişmekle beraber taşınabilirler. Makara, palanga, halat, liftin uskur, teller zincirler, bu tür donanımlara misal olarak verilebilir.

DİĞER TANIMLAR

Güverte: Tekneyi baştan kıça kadar ve bordaya yatay olarak bölen su geçirmez perdelerdir. Teknelerin büyüklerine göre, birden fazla sayıda olabilir.

Kasara: Teknenin baş, kıç veya orta taraflarında üst güverteden yukarıda kalan yarım güvertelerdir.

Borda: Teknenin su seviyesinin üstünden güverteye kadar uzanan dış kısmına denir.

Karina: Teknenin sürekli su altında kalan kısmıdır.

Faça: Teknenin yüklü durumdaki su hattı ile boş durumdaki su hattı arasındaki kısmına denir.

Alabanda: Gemi teknesinin iç yan alanlarına alabanda denir.

Sintine: Atık su ve yağların biriktiği teknenin taban kısmı.

Parampet: Denizlerin güverte üstüne çullanmaması için borda yükseltilmek suretiyle üst güverte kenarına yapılan yapı.

Mandar: Yelkenli teknelerde, yelkenleri direğe basmaya yarayan basit makaralı sistemlerdir.

Rüzgar Altı: Rüzgarın geldiği yönün tersi. Rüzgarın gittiği yön.

Rüzgar Üstü: Rüzgarın estiği yön.

Faça: Geminin bordasında yüklü durumdaki su hattı ile boş durumdaki su hattı arasındaki kısma verilen isim.

TEKNENİN BOYUNA KESİTİ

TEKNENİN ENİNE KESİTİ

GEMİCİLİK TERİMLERİ

Denizcilikte birçok dilden birbirine geçmiş olan binlerce gemicilik terimi vardır. Biz burada bir denizcinin ilk karşılaşabileceği ve bilmesi gereken bazı terimleri kısaca açıklamaya çalışacağız. Bu terimler sürekli kullanıldığından dolayı güvenli ve doğru iletişimin sağlanabilmesi için mutlaka bilinmesi gerekir. Denizcilik dili tek başına bir lisan olacak kadar zengindir.

Alesta: Hazır ol anlamında uyarı komutudur. Bir işe hazır olunmasını ifade eder.

Neta: Her işi denize uygun halde tertipli ve düzenli hale getirmek. Neta etmek.

Aganta: Zincir veya halatın kısa bir süre içinde tutulup bırakılmaması.

Mola: Halatı bırakmak, koy vermek, salmak.

Fora: Halatı bağlı olduğu yerden çözmek, çıkarmak.

Volta: Halatı bir babaya, aneleye ya da koçboynuzuna sararak bağlamak.

Vira: Vinç veya ırgatla halatı veya zinciri çekmek. Yükü vinçle yukarı almak. Vira etmek.

Mayna: Bir yükü aşağı indirme, aşağı doğru yavaşça bırakma emri.

Hisa: Bir şeyi yukarı kaldırmak. Yelkeni basmak.

Arya: Toka edilmiş sancağı, flamayı aşağı indirmek.

Laçka: Halatı tamamen elden çıkarmadan boş vermek, kaçırmak.(Laşka)

Varda: Kaçıl !, kendini kolla anlamında uyarıdır.

Toka Etmek: Bir şeyi yerine kadar kaldırmak (sancağı toka etmek).

Hisa: Bir şeyi yukarı kaldırmak (hisa sancak, hisa kürek)

Çapariz: Yapılmakta olan bir manevranın veya işin engellenmesi. Demir zincirlerinin birbirine dolşaması.

Alabora: Teknenin yan yatarak dönmesi, altüst olma.

DENİZDE KULLANILAN ÖLÇÜLER

Denizde kullanılan hız ve uzunluk ölçüleri karada kullanılanlardan farklıdır. Denizde kullanılan hız ölçüsü mil/saat (knot) tir. Teknenin bir saatte mil olarak aldığı mesafeye denir. Saatte 15 mil yapan tekneinn hızı 15 knot’tur.

Mesafe ölçüleri ise sırasıyla şu şekildedir:

  • Linye: 1/8 pus.
  • Pus (Inch): 2,54 cm.
  • Kadem (Feet): 12 pus; 30,48 cm.
  • Yarda (Yard): 3 kadem;36 pus; 91,5 cm.
  • Kulaç (Fathom): 2 yarda; 6 kadem; 183 cm.
  • Gomina (Cable): 608 kadem; 185,2 m.
  • Mil (Mille): 10 gomina; 6080 kadem, 1852 m

HALATLAR

Denizde/gemide kullanılan en önemli malzemelerden biri de halatlardır. Geminin limana bağlanmasından yükün bağlanmasına, süs yapmaktan yelkenleri donatmaya kadar birçok işlerde çeşitli türden halatlar kullanılır. Halatların iyi ve güvenli kullanılabilmeleri kullanım yerleri bağlama şekillerine göre önem kazanır. Kullanılan yere göre halat seçebilmek için halatların fiziki ve kimyasal özelliklerinin bilinmesi gerekir.

Halat Çeşitleri

Halatlar, yapılış yöntemi ve malzemesine göre üç kısma ayrılırlar.

a-Nebati halatlar (Manila, sisal, kendir, pamuk, keten halat…)

b-Senteik halatlar (Naylon, polyester, polipropilen vs.)

c-Çelik tel halatlar

HALATLARIN KISIMLARI

Lif: halatın en ince parçasıdır.

Flasa: Liflerin bir yöne sarılması ile oluşan parçadır.

Kol: Flasaların sarılması ile oluşan parçadır.

Beden: Kolların sarılması ile oluşan halatın kendisidir.

Yukarıda sayılanlar sırasıyla bir öncekinin ter yönüne sarılarak halat yapılır.

Halat kesiti incelendiğinde kolların dönüş yönü kolların dönüş yönü halatın ne tarafa bükümlü olduğunu belirtir. (Sağa veya sola bükümlü halat)

BAĞLAR

Bağların temel özelliği belli bir amaç için kullanılması, sağlam, kolay yapılabilir ve kolay çözülebilir olmasıdır.

Aşağıda çeşitli amaçlarla kullanılan bağlar görülmektedir.

GİRİŞ VE UYARI

Yanaşma manevrası gemiciliğin en zor kısımlarından biridir. Yanaşma manevrasının başarılı şekilde yapılabilmesinde tecrübe çok önem arz eder. Aynı oranda önemli bir diğer husus teknenin manevra özelliklerinin iyi bilinmesidir. Kaptan dümen manevrası yaptığında teknenin ne kadar hızla döneceğini, devir dairesini, makineleri durdurduğunda veya tornistan yaptığında teknenin durma mesafesini, pervanedeki padıI etkisini dolayısıyla teknenin vereceği cevabı çok iyi bilmelidir. Bu zor durumlarda işi ustaca yapabilmek için öncelikle açık denizde bütün dümen ve makine manevraları denenerek tekne iyice tanınmalıdır.

Yanaşma başlamadan önce manevra hazırlıklarının yapılması gerekir, hazırlıkları şöyle sıralayabiliriz;

  • Gemi içi haberleşme cihazları test edilir,
  • Palamar halatları manevraya hazırlanır,
  • Demir fundaya hazırlanır, (Acil bir durum için veya demir atılarak yanaşılacaksa)
  • lrgatlar kontrol edilir,
  • Usturmaçalar sarkıtılır ,
  • Gerekiyorsa aydınlatma yapılır,

BU BÖLÜMDE VERiLEN MANEVRA ÖRNEKLERi TAMAMEN TAVSiYE NiTELiĞİNDEDiR.

EN UYGUN MANEVRA TEKNENiZiN MANEVRA KARAKTERiSTiĞiNE, 0 ANDAKi HAVA VE DENiZ ŞARTLARINA GÖRE DEĞiŞKENLiK GÖSTEREBiLiR.

DÜMEN ve MAKİNE KUMANDALARI

Dümen manevra yapmak için kullanılan elektrikli – hidrolikli bir donanımdır. Teknelerde genellikle açık denizde dümen tutmak için “oto pilot” denilen ve ayarlandığı rotada dümen tutabilen bir cihaz daha vardır.

Dümen ve makine komutları teknenin en önemli hareketi olan manevralarını yönlendirdiği için yanlış anlaşılmalar büyük tehlikelere sebep olabilir. Bu sebeple komutların çok iyi bilinmesi gereklidir. Dümen tutan gemiciye serdümen denir.

DÜMEN KUMANDALARI

Sancak / iskele alabanda, (ing.) Hard a Starböard (Port): Dümenin söylenen tarafa en fazla basılması kumandasıdır. Bu açı genellikle 35° dir.

Sancak / iskele yirmi, ön, beş …, (ing.) Starböard (port) twenty, ten.five …: Dümenin söylenen açı kadar istenilen tarafa basılması kumandasıdır.

Ortala,(ing.) Midship: Eğer dümen sıfır konumunda değil ise dümenin basıldığı konumdan sıfır konumuna alınarak dümen ortalanır.

Karşıla,(ing.) Meet her: Gemi herhangi bir yöne dönerken dönüşünü durdurmak için dümenin basıldığı yönün aksi istikametinde uygun açı ile dümenin döndürülerek gemi dönüşünün durdurulmasını ifade eder.(Karşılama komutu için aksi istikamette basılacak uygun açı; geminin cinsi, yükü ve hava şartları dikkate alınarak belirlenir.)

Viya, (ing.) Steady: Tekneyi o anda pruvasının bulunduğu rotada tutmak için verilen komuttur. Belli bir derece olarak da verilebilir, mesela 25 7° de viya.

Kaç böyle?,(ing.) How does she had?: Pruvanın kaç derecede olduğunu sormaktır.

Dümen tamam:(ing.) Finished with wheel. Dümenin işi tamam denildiğinde dümen motorları kapatılır.

MAKİNE KUMANDALARI

Makinenin ileri ve geri süratlenmesi makine telgrafı ile sağlanır. Makine kumandaları makine telgraflarının üzerinde yazılıdır.

MANEVRADA KULLANILAN HALATLAR ve GÖREVLERİ

Bir tekneyi rıhtıma, şamandıraya veya başka bir yere bağlamakta kullanılan halatlara palamar halatları denir. Palamar halatları tekneye kumanda ettikleri yöne göre isim alırlar.

Baş halatı: Baş taraftan ileri doğru verilen halattır, teknenin geri gitmesini önler

Kıç halatı: Kıç taraftan geriye doğru verilen halattır, teknenin ileri gitmesini önler.

Açmaz halatı: Sahile dik açıyla verilen halattır. Teknenin paralel olarak rıhtımdan açmasını önler.

Koltuk halatı: Baştan kıça, kıçtan başa çapraz olarak verilir, teknenin ileri geri hareketini en aza indirir.

SEYİR ARAÇLARI

Seyir araçları geminin mevki bulmasına yardımcı olan cihazlardır. Bu cihazlar köprü üstünde bulunurlar, bunlar:

  • Haritalar                                               
  • Pusula                                             
  • Radar                                                 
  • Kronometre 
  • Elektronik seyir araçları (GPS, ECDIS)   
  • İskandil
  • Sekstant    
  • Seyir kitapları           

DENİZ HARİTALARI

Denizcilikte kullanılan haritalar; denizdeki akıntı, derinlik, dip yapısı, şamandıralar, trafik hatlan, uyarılar, karada ise fenerler, limanlar gibi yapı ve işaretleri gösteren özel olarak hazırlanmış haritalardır.

Bir haritanın köşelerinde ve harita kitabesi adı verilen kısmında haritayı tanıtıcı bilgiler bulunur. Haritaların köşelerinde, baskı tarihi, baskı ekli, ilk basıldığı yer, boyutlan, harita numarası, küçük düzeltmeler, uyarılar bulunur. Ayrıca haritanın üzerinde kadem, kulaç, mil ve metre arasında dönüştürme çizelgeleri ile pusula gülü bulunur. Harita kitabesinde ise, haritanın adı, hangi bölgeye ait olduğu, derinlik ölçümlerinin hangi ülke tarafından yapıldığı, derinlik ve yükseklik ölçü birimi, projeksiyon sisteminin adı, haritanın ölçeği yazılıdır. Bunlara ek olarak bazı uyarı ve hatırlatmalar da bulunabilir.

ENLEMLER ve BOYLAMLAR

Haritalar enlem ve boylamlarla bölünmüşlerdir. Ekvator 0° Ii enlemdir. Enlemler ekvatordan kuzeye doğru 90° ye kadar, güneye doğru da 90° ye kadar toplam 180 tanedirler. Boylamlar ise 000° den doğuya doğru 180° ye, batıya doğru da 180° ye kadar toplam 360 tanedirler. İngiltere’deki Greenwich kasabasından geçen boylam 0 dereceli boylamdır.

Birer derece olan bu bölümler haritanın ölçeğine göre ayrıca dakika ve saniye olarak alt bölümlere ayrılarak gösterilmişlerdir. Bir derece 60 dakikaya ve 1 dakika 60 saniyeye bölünmüştür. 1°= 60′ 1’= 60″.

BİR NOKTANIN MEVKİİ

Bir yerin mevkii enlem ve boylamlarla ifade edilir. Bir mevki verilirken önce enlem sonra boylam söylenir. Yine mevkii ifade edilirken kuzey yarım küredeki mevkii için N (kuzey) güney yarım küredeki için S (Güney) kısaltması konur.

Aynı şekilde boylamlarda da, Greenwich’in doğusundaki yer için E (Doğu), batısındaki yer için W (Batı) kısaltması konur.

Örnek: Kızkulesi Ekvatordan 41 derece 1 dakika 20 saniye kuzey, Greenwich’ten 29 derece 1 dakika 15 saniye doğudadır.

Bu ifade öyle yazılabilir. 41° 01′ 20″ N – 029° 01′ 18″ E.

Genellikle elektronik cihazlarda saniye değeri 60 değil 100 birim üzerinden hesaplanır, böyle olunca aynı mevkii 41° 01.33′ N. 029° 01.3′ E. olarak gösterilir. Tersi durum olunca, cihazda 41° 05.4′ N 029° 07.9′ E olan bir mevkii haritaya 41° 05′ 24″ N – 029° 07′ 54″ E. olarak işlenir. (ondalık değer 6 ile çarpılır.)

HARİTA KISALTMALARI

Deniz haritalarında fenerler, şamandıralar, deniz dibinin yapısı, uyarılar vs. için yüzlerce semboller ve kısaltmalar kullanılmaktadır. Her bölgenin özellikleri ve yapısı farklı olduğundan bir haritada bulunan kısaltmalar baka bir haritada bulunmayabilir. Haritalarda kullanılan tüm sembol ve kısaltmalar ‘Semboller ve Kısaltmalar’ adlı kitapta verilmiştir.

PUSULALAR

Dünya tarihinde çok önemli bir yeri olan pusula, denizciliğin ilk yıllarından beri kullanılan en önemli seyir yardımcılarından biridir. 

İki tür pusula vardır:

a-Mıknatıs Pusula (Manyetik Pusula) 

b- Cayro Pusula

MIKNATIS PUSULAR (MANYETİK PUSULA)

Serbest mıknatıs çubuğunun dünyanın manyetik kutuplarına yönelme özelliğinden yararlanılarak yapılmış pusulalardır. İki türlüdürler:

a-Sıvılı pusula (mıknatıs çubuğu sıvı içinde serbesttir) 

b-Kuru pusula (mıknatıs çubuk bir pim üzerinde döner)

Manyetik pusula teknenin metal aksamından ve bölgenin manyetik alanından etkilenerek manyetik kutup yönünden bir miktar sapar. Teknenin metal aksamının ve diğer cihazlarının sebep olduğu sapmayaarızi sapma (Deviation) denir. Bulunduğu bölgenin manyetik alanının sebep olduğu sapmaya ise coğrafi sapma (Variation) denir. Her bölgeye ait coğrafi sapma değeri aynı bölgeye ait harita üzerindeki pusula gülü üzerinde gösterilmiştir.

Gemiye alt arızi sapma ise ayrıca hesap edilir. Pusula gülü üzerinde manyetik pusla ibresini gösteren şekil üzerinde coğrafi sapma değişimi, birkaç şekilde gösterilir.

COĞRAFİ SAPMA

Bir bölgede coğrafi sapma değeri (Variation) “Dogu” (East) ise, manyetik pusula, verilen değer kadar hakiki doğu derecesini “000°” olarak görecektir. “Batı” (West) ise verilen değer kadar hakiki batı derecesini “000°” olarak görecektir.

ARIZİ SAPMA

Geminin kendi aksamının oluşturduğu manyetik alan etkisi olan Arızi sapma, manyetik pusulayı coğrafi sapma gibi etkiler. Arızi ve coğrafi sapmalar aynı yönde iseler toplanırlar. Farklı yönlerde iseler büyük olandan küçük olan çıkarılır, kalan büyük olanın yönünde olmak üzere pusulaya etki eder.

Soru: Manyetik pusulaya göre 240° rotasına gitmekteyiz. Bu rotada teknenin arızi sapma değeri 0 dır. Bölgede Var.4° West (Batı) dır. Hakiki rotamız kaç derecedir? 

Cevap: 240° – 4 = 236°

COĞRAFİ ve ARIZİ SAPMA DÜZELTMESİ

Coğrafi sapma ve arızi sapmanın ne olduğu bir önceki bölümde anlatılmıştı. Burada sadece düzeltmelerin nasıI yapıldığını göstereceğiz.

TN: True North, Hakiki Kuzey

MN: Magnetic North, Manyetik Kuzey

CN: Compass North, Pusula Kuzeyi.

TH: True Heading, Hakiki Rota.

MH: Magnetic Heading, Manyetik Rot.

CH: Compass Heading, Pusula Rotası

Pusula Kuzeyinden (C), Hakiki Kuzeye (T) hesap yapılırken Variation ve Deviation değerleri East ise toplanır, West ise çıkartılır.

Hakiki Kuzeyden (T), Pusula Kuzeyine (C) hesap yapılırken Variation ve Deviation değerleri West ise toplanır,East ise çıkartılır.

Bu tabloda;

  • C – Pusula Kuzeyi
  • D – Deviation
  • M – Manyetik Kuzeyi
  • V – Variation
  • T – Hakiki Kuzeyi simgeler

RADAR

Radar, gönderilen elektromanyetik dalgaların hedefe çarpıp geri dönmesi esası üzerine yapılmış ve bu sayede deniz üzerindeki bir hedefin yönünü ve mesafesini veren bir cihazdır.

Hedefin büyüklüğü, yapı maddesi, şekli, denizden yüksekliği, uzaklığı, hava durumu radar ekranındaki ekolarının büyüklüğünü, parlaklığını veya görülüp görülmemesini etkiler. Plastik bir cisim hiç görünmezken aynı büyüklükte metal cesimler rahatlıkla görülürler, ağaçtan yapılmış cisimler ise zayıf görünürler.

Kıyının yapısı da radar görüntüsünü etkiler; alçak, düz, kumsal veya ağaçlarla kaplı kıyı radarda zayıf görünebilir veya tam kıyı hattı değil de daha uzaktaki yükseklikler kıyı hattı gibi görünebilir.

Bu mahzurları ortadan kaldırmak için radar teorisi kitaplardan öğrenildikten sonra açık denizde radarın tüm fonksiyonları tek tek kullanılarak öğrenilmeli, kullanılması bilinmeyen bir fonksiyon kalmamalıdır.

GPS

GPS, (Global Positioning System) seyir uyduları yardımı ile mevki bulmaya yarayan sürekli olarak mevki verebilen elektronik bir cihazdır.

Bu cihaz bulunan mevkiinin enlem ve boylamını derece dakika saniye cinsinden verir. Kullanıcı bunları haritaya işler.

OTO PİLOT

Tanımı ve Kullanılması

Oto pilot veya otomatik dümenci, ayarlandığı rotada dümen tutabilen dümenci veya serdümenin görevini yapan elektronik bir cihazdır.

Limandan ayrıldıktan sonra seyir yapılan bölgeye göre oto pilotun kullanılmasına karar verilirse teknenin pruvası gidilecek rotaya getirilir dümen ortalanır ve oto pilot devreye alınır. Tabi ki oto pilotun rotayı algılayabilmesi için cayro pusulaya bağlı olması gerekir. Oto pilot, teknenin pruvası, akıntı rüzgâr ve diğer sebeplerden dolayı rotadan kaçtığı zaman müdahale ederek tekneyi rotaya getirir. Bir geminin rotasından hiç kaçmadan yol alması mümkün değildir. Sancak ve iskeleye bir iki derece salınarak rotasını takip eder. Hava durumuna göre bu salınmaların daha büyük olmasına izin verilebilir, aksi halde daima dümene kuvvetli müdahale etmek dümen makinelerine zarar verecektir.

FENERLER ve ŞAMANDIRALAR

Gemilere yol göstermek ve mevki bulmalarına yardımcı olmak amacıyla deniz üzerinde ışıklı, ışıksız, sesli, renkli ve çeşitli biçim ve büyüklükte şamandıralar, kıyılarda ise yine çok çeşitli özelliklere sahip fenerler yerleştirilmiştir.

Fenerler de bulundukları bölgelere göre birbirlerinden farklı renk, yükseklik, görünme mesafesi gibi özelliklere sahiptirler.

FENER RUMUZLARI

W:White, Beyaz

R:Red, Kırmızı

G: Green, Yeşil

O: Orange, Turuncu

Y: Yellow, Sarı

Rac(…)Radar 

Beacons Radar İşareti.(parantez içindeki harfin mors kodunu radarda çizgi ve nokta olarak gösteren elektornik cihazlı şamadıra)

FENER RUMUZLARI ve AÇIKLAMALARI

Haritalarda fenerlerin kendilerine has özellikleri yanlarına kısaltılarak yazılmıştır. Hepsinde aynı anlama gelen kısaltmalar şunlardır; Küçük m, metre olarak fenerin denizden yüksekliği. Büyük M, mil olarak fenerin görünüş mesafesidir.

Örnek fener işaretleri:

 Gp. Fl(l+2) 10 s 20 m 12 M

Grup çakarlı fener, 10 saniye içinde önce bir sonra iki defa çakar, denizden 20 metre yüksekliğinde ve 12 milden görünür.

 Gp. Fl.(3).6.s 15 m 9 M

Grup çakarlı fener, 6 saniyede 3 defa çakar, denizden 15 metre yüksekliğinde, 9 milden görünür.

FENER GÖRÜNÜŞ MESAFESİ

Fenerlerin haritada belirtilen görünüş mesafeleri normal şartlar yani nominal görünüş (10 mil) mesafesidir. Yağmur, sis, kar gibi sebeplerle rüyet azaldığında fener haritada belirtildiği uzaklıktan görülemez. Rüyete göre fenerin kaç milden görünebileceği fener görünüş mesafesi tablosundan bulunabilir. Ayrıca tekneden bakarken denizden olan göz yüksekliği de fenerin görülme mesafesini etkiler.

Aşağıda, seyire elverişli olan kesimde boyu 62 metre olan görünme mesafesi 25 mil ve 10 saniyede 3 kez beyaz renkte çakan, seyire elverişsiz kesimde ise boyu 55 metre olan 12 milden görünür, sabit kırmızı renkte ışık veren sektörlü bir fener yer almaktadır.

Böyle bir fener görüldüğünde, kırmızı sektörün içindeyken tehlikeye doğru yaklaşılmakta olduğu anlaşılacak ve 1O saniyede 3 kez çakan beyaz ışık görünene kadar rota değiştirilecektir.

ŞAMANDIRALAMA SİSTEMLERİ

Gemilere yol göstermek, bir tehlikeyi işaretlemek, izlenecek rotayı göstermek gibi çeşitli yöntemlerle seyre yardımcı olmaları için denizde uygun bölgelere, özellikle liman girişlerine ve kanallara şamandıralar konulmuştur. Şamandıralar şekil, ses, renk, çalışma tarzı bakımından birbirlerinden farklıdırlar. IALA (International Association af Lighthouse Authorities) (Uluslararası Fener Otoriteleri Birliği) tarafından geliştirilip kabul edilen IALA -A ve IALA-B olarak 2 sistem vardır. Ülkemizde IALA-A sistemi kullanılmaktadır.

IALA-A sistemi iskelede kırmızı, sancakta yeşil, şamandıralar ile liman girişine göre markalanmıştır.

IALA-B sistemi iskelede yeşil, sancakta kırmızı, şamandıralar ile liman çıkışına göre markalanmıştır.

SEYİR

Seyir geminin bir noktadan diğer noktaya güvenli halde götürülmesidir. Bu esnada yazılı olan ve olmayan lehte ve aleyhte çok sayıda unsur ortak hareket içindedir. Meteorolojiden hukuka, makine bilgisinden yangınla mücadeleye, seyir araçlarından deniz kirliliğine kadar çok geniş bir sahada konular işlenmektedir. Bütün bu farklı unsurları katarak ortaya bir iş çıkarmak, günlük saatlik hatta anlık kararlarla başka bir duruma yeniden hazırlanmak denizcinin olağan işlerindendir.

SEYİR PLANI ve HAZIRLIK

Denizde seyir teknenin karadan ayrılarak kullanıcının bilgi ve becerisi ile deniz şartları ve imkânları baş başa kalacağı bir ortamdır. Bu duruma hazır olmak için ön hazırlıkların çok iyi yapılması gerekmektedir. Seyri kısa veya uzun olarak düşünmemeli her sefere en iyi şeklide hazırlıklı çıkılmalıdır.

Seyir Planlamasında Dikkate Alınacak Hususlar Aşağıdaki Gibidir:
  • Seyredilecek bölge ve mesafe,
  • Kanal veya dar su yollarından geçişler ve süreleri
  • Ortalama seyir sürati
  • Kullanılacak seyir neşriyatı
  • Seyir haritalan
  • Hesaplanan yağ, yakıt, su sarfiyatı
  • Mürettebat ve yolcular
  • Yedek parça
  • Belgeler
  • Kalkış ve varış zamanlandır.

Seyir planı hazırlanırken bu başlıklar göz önünde bulundurularak istenilenlerin mevcut olup olmadığı, ikmal, servis, yedek para vs. gerekip gerekmediği gibi durumlara göre önlemler alınmalıdır.

HAREKET ÖNCESİ KONTROL LİSTESİ

Teknenizin bakımını tam olarak yapınız. Etrafına bakarak gözle görünür bir aksaklık, olup olmadığını kontrol ediniz. Pervane neta mı? Bakınız.

Teknenin, Motorun Ve Güvenlik Gereçlerinin Tam Bakımını Yapınız. 

Aküleri Tam Olarak Doldurunuz.                    

Deniz Hava Durumu Raporuna Bakınız.

Yolculuk Planınızı Bir Kişiye Bildiriniz.

HARİTA ÜZERİNE ROTA ÇİZME

Seyre başlamadan önce genel haritada bölge incelenir ve takip edilecek rotaya, mesela bir adanın batısından mı veya doğusundan mı geçileceğine karar verilir (aşağıdaki haritada Şahmelek Limanı’ndan çıktıktan sonra Ekinlik Adasının kuzeyinden geçip Marmara Boğazı’ndan geçerek Kapıdağ Yarımadası’nın kuzeyi boyunca ilerleyeceğiz” gibi) sonra, geçilecek bölgelere ait haritaların hepsine rotalar çizilir. Haritadan bir diğerine geçerken mevkilerin doğru şekilde aktarılmasına dikkat edilmelidir.

KERTERİZ ALMA

Tekne dışında bulunan bir maddenin yönünü belirtmek için teknenin pusulasından ölçülen açısına kerteriz denir. Hakiki kerteriz ve nisbi kerteriz olarak iki çeşit kerteriz vardır.

Hakiki Kerteriz:

Coğrafi kuzey yönünden itibaren ölçülen kerterizdir. Örn: ‘Fener 240 derecededir.’

Nisbi Kerteriz:

Teknenin pruvasından itibaren (pruvayı 0 derece kabul ederek) sancak veya iskele yönünde i:il ölçülen kerterizdir. Örn: ‘ Şamandıra geminin 40 derece sancağındadır.’

AKINTI SEYRİ

Akıntı bir bölgede seyir yaparken tekne akıntının yönünde sürüklenir. Tekne sürüklenme sebebiyle haritadaki rotasını takip edemeyecek ve istediği yere gidemeyecektir. İstenen noktaya gitmek için akıntının tekneyi düşürdüğü ölçüde ve ters istikamette bir rotada seyir yapmak gerekir. Öyle ki akıntı tekneyi düşürmesine rağmen tekne haritadaki rotası üzerinde gidiyor olsun. Bu yeni rotaya akıntıyı önleme rotası denir. Gerçek rota ile akıntı önleme rotası arasındaki farka “düşme” denir. Harita üzerinde bir bölgedeki genel ve met-cezir akıntılarının yönü ve hızı gösterilir. Haritadaki bilgiler hava koşullarına göre değişebilir. Akıntının en son durumu seyir sırasında sık sık mevki konularak teknenin hızı ve rotasına göre olması gereken yer (parakete mevkii ) ile bulunan yeri arasındaki farkla hesap edilebilir.

AKINTIYI ÖNLEME ROTASININ BULUNMASI

Bölgede 2 mil hızında 50° yönünde akıntı olsun. Teknenin A noktasından B noktasına rotası 270° ve hızı 7 mildir. 270° ye gidebilmek im akıntıyı önleme rotası kaç olmalıdır?

  • 270° ye geminin rotası ve aynı noktadan (A) 150° ye doğru bir saatlik akıntı hızı 2 mil çizilir (AC),(veya ölçek yapılarak mesela 1 mil= 1 cm. olarak).
  • Akıntı hattının ucundan (C) pergelle teknenin bir saatlik hızı kadar 7 mil (aynı ölçekle 7 cm.) açılarak geminin rota hattı kestirilir (B).
  • Yeni bulunan hattın yönü akıntıyı önleme rotasını verir, (CB). Kesişme noktasından geminin rotasının başlangıç noktasına olan uzunluk ise geminin akıntıdaki hızını verir, (AB).

GÖKYÜZÜNDE KUZEY YÖNÜNÜN BULUNMASI

Kutup yıldızının bulunduğu yere bakıldığında dünyanın kuzeyine doğru bakılmış olur. Gökyüzündeki kutup yıldızı bulunarak yön tayini yapılabilir. Kutup yıldızı Büyükayı Takımyıldızı yardımı ile kolaylıkla bulunur.

Büyükayı Takımyıldızı 7 yıldızdan oluşur ve cezve şekline benzer. Cezvenin ön kenarındaki iki yıldızı üzerinden açığa doğru, cezvenin tam boyu kadar bir çizgi uzatılırsa kutup yıldızı bulunur. Kutup yıldızı: saat açısı 01s 49dk, Meyil 89°,Parlaklık 2,1 kandil.

Kutup yıldızı bulunduktan sonra dikkatli bakılırsa “Küçük Ayı” takımyıldızı da görülecektir. Kutup yıldızı Küçükayı takımyıldızı cezvesinin sap tarafının ucundaki yıldızdır.

TANIMLAR – I

Çatışmayı önleme kurallarını anlamak için önce bazı genel tanımların bilinmesi gerekir.

Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü Kural 3

Tekne: Su üstünde kalkarak seyreden ve deniz uçakları dâhil su üzerinde taşıma aracı olarak kullanılmakta olan veya kullanılmaya elverişli her türlü deniz aracına denir.

Kuvvetle Yürütülen Tekne: Makine ile yürütülen herhangi bir tekne anlamına gelir.

Yelkenli Tekne: Var olsa bile makinesini kullanmaması şartıyla yelken ile seyreden gemi demektir.

Balıkçılık Yapan Tekne: Manevra kabiliyetini sınırlayan ağlar, oltalar, troller veya diğer avlanma araçları ile balık avlayan bir tekne anlamına gelir. Fakat manevra kabiliyetini kısıtlamayan oltalar veya diğer avlanma araçları ile balık avlayan tekneyi kapsamaz.

Deniz Uçağı: Su üstünde manevra yapmak üzere inşa edilmiş her türlü hava aracına denir.

Kumanda Altında Bulunmayan Tekne: Bazı istisnai şartlar sebebi ile Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğünün kurallarına uygun olarak manevra yapma gücü olmayan ve bu yüzden diğer bir teknenin yolundan çıkma yeteneği bulunmayan bir tekne anlamına gelir.

Manevra Yapma Kabiliyeti Sınırlı Tekne: Yaptığı iş sebebiyle Uluslararası Çatışmayı Önleme Kurallarına uygun olarak manevra yapma gücü sınırlanan ve bu yüzden diğer bir teknenin yolundan çıkma yeteneği olmayan tekne anlamına gelir.

TANIMLAR – II

Su Çekimi Nedeni ile Manevrası Kısıtlı Tekne: Mevcut su derinliğinin kendi çektiği su ile ilişkisi sebebiyle izlediği rotadan ayrılma gücü önemli bir şekilde kısıtlanan, kuvvetle yürütülen tekne anlamına gelir.

Üzerinde yol bulunan: Bir teknenin demirli olmadığı veya karaya bağlı bulunmadığı veya karaya oturmadığı anlamına gelir.

Kısıtlı Görüş: Görüşün, sis, pus, kar,  şiddetli yağmur fırtınası, kum fırtınası veya benzer herhangi bir sebeple kısıtlı olduğu anlamına gelir. 

Bir Teknenin Boyu ve Eni: Teknenin tam boyu ve en geniş eni anlamına gelir.

Yedek Boyu: Yedekleyen geminin kıçından yedeklenen geminin kıçına kadar olan mesafeye denir. Teknelerden biri diğerine gözle görüyorsa, teknelerin birbirlerini gördükleri varsayılır. Çatışmayı önlemede sorumluluk sahibi olması bakımından iki önemli tanım gemilerin birbirlerine yetişmeleri ile ilgilidir.

Yetişen gemi (kural 13): Herhangi bir tekneye kemeresinin (borda hizasının) 22,5 dereceden daha fazla gerisindeki herhangi bir yönden yaklaşan tekneye yetişen gemi denir. Bir gemi geceleyin önündeki geminin sadece pupa fenerini görüyorsa yetişen gemi sayılır. Yetişen gemi yetişilen geminin yolundan çıkacaktır.

Emniyetli Hız (kural 6): Çatışmayı önlemek üzere tüm gemiler görüş durumu, trafik yoğunluğu, rüzgar, deniz, akıntı, teknenin özellikleri gibi birçok etkenleri dikkate alarak, uygun ve etkili harekete geçebilmek ve yeterli bir mesafede durabilmek için her zaman emniyetli bir hızda ilerleyeceklerdir.

SEYİR FENERLERİ -I

Denizde çatışmayı önlemek üzere bütün gemileri kapsayan uluslararası kurallar oluşturulmuştur. Bu kurallarda; kısıtlı görüşte, dar kanallarda, açık denizde, manevra yapabilme özelliğine göre, kimin diğerine yol vereceği gösterilmiştir. Ayrıca sesli ve ışıklı olmak üzere çeşitli uyarı işaretleri belirtilmiştir. Çatışmayı önleme amacıyla her gemide, geminin seyir halini ve seyir ettiği yönü tanımlayan seyir fenerleri bulunur.

Seyir fenerleri geminin borda, silyon ve pupa fenerlerinin genel adıdır.

SEYİR FENERLERİ -II

Borda Fenerleri: Her biri bulunduğu tarafta pruvadan bordaya doğru 112,5° ye kadar ışık gösterir. Sancaktaki yeşil iskeledeki kırmızı renktedir.

Silyon Fenerleri: Geminin orta hattı üzerinde ve pruvadaki silyon feneri, grandideki silyon fenerinden daha alçak yere yerleştirilen beyaz fenerlerdir. Her biri pruvadan sancağa 112,5° ve iskeleye 222,5° olmak üzere toplam 225° ye ışık verirler. En fazla 6 milden görünürler.

SEYİR FENERLERİ -III

Pupa Feneri: Geminin en kıç tarafında bulunan beyaz fenerdir. Kıç taraftan sancağa 67,5°, iskeleye 67,5° olmak üzere toplam 135° ye ışık verir. En fazla 3 milden görünür.

Yedekleme Feneri: Pupa feneri gibi kıç tarafından 135° lik ufuk yayına sarı ışık veren ve yedek çekildiğinde yakılan fenerdir.

Her Yönden Görünür Fener: Ufkun 360° lik yayı üzerine kesiksiz beyaz ışık veren fenerdir.

Çakar Fener: Düzenli aralıklarla dakikada 120 defa veya daha fazla çakan fener anlamına gelir.

Her gemide seyir fenerlerinden başka, geminin olağanüstü bir durum veya farklı özelliğini diğer gemilere belirtmek amacıyla kullanılan çeşitli fenerler ve işaretler vardır. Bunların nasıl ve ne zaman kullanılacağı “Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü” adil bir kitaplıkta toplanmıştır.

SES ve IŞIK İŞARETLERİ

Tanımlar (kural 32)

Kısa düdük: Bir saniye süreli bir düdük sesidir.

Uzun düdük: 4-6 saniye süreli bir düdük sesidir.

Manevra ve Uyarı İşaretleri (kural 34)

Kuvvetle yürütülen bir tekne manevra yaptığında gördüğü diğer bir tekneye düdük ile aşağıdaki işaretleri vererek manevrasını belli edecektir.

Bir kısa düdük: Rotamı sancağa doğru değiştiriyorum, 

İki kısa düdük: Rotamı iskeleye doğru değiştiriyorum,

Üç kısa düdük: Makinemi tornistan çalıştırıyorum anlamına gelir.

Gemiler bu ses işaretlerinden başka ışıklı bir işarette gösterebilirler.

Bir çakar: Rotamı sancağa değiştiriyorum, 

İki çakar: Rotamı iskeleye değiştiriyorum,

Üç çakar: Makinemi tornistan çalıştırıyorum anlamına gelir.

Her çakar bir saniye, iki çakar arasındaki sürede bir saniye olacaktır.

DAR KANALLAR (Kural 9)

Dar kanallarda en önemli seyir kuralı kanalı geçiş için kullanan teknelere engel olmamaktır.

Dar kanalda geçiş yapan tekne kanalın sancak tarafını kullanacaktır.

Boyu 20 metreden küçük gemiler, kanalda geçiş yapan teknelerin geçişine engel olmayacaktır. Acil olmadıkça dar kanallarda demir atılmaz. 

Balıkçı tekneleri de geçiş yapan gemilere engel olmayacaklardır.

Kanalı karşıdan karşıya geçecek olan bir tekne, geçişlere engel olmadan, en dar yerden ve kanala dik bir açıyla karşıya geçecektir.

TRAFİK AYIRIM DÜZENLERİ (Kural 10)

Boğaz, kanal veya limanlarda, trafiği düzenlemek amacıyla trafik hatları oluşturulmuş, gemilerin takip etmeleri gereken rotalar harita üzerinde de gösterilmiştir. Böyle bölgelerde balıkçılar, tekneler, karşıdan karşıya geçen tekneler olduğu için konunun iyi bilinmesi çok önemlidir.

Genel olarak yol hakkı trafik hattını kullanan geminindir. Her gemi kendi trafik hattında ilerleyecektir. Trafik hattına girecek veya çıkacak olan gemi en dar açıyla girecek veya çıkacaktır.

Boyu 20 metreden kısa tekneler ve yelkenli tekneler kıyıya en yakın trafik bölgesini kullanacaklardır. Trafik ayrım düzeninin sonlarına doğru özel dikkat gösterilecek, giriş ve çıkış noktalarına demirlenmeyecektir.

DAR BİR KANAL veya GEÇİTTE BİRBİRLERİNİ GÖREN TEKNELERİN İŞARETLERİ

Öndeki gemiyi yetişip geçmek isteyen tekne, nasıl geçmek istediğini aşağıdaki işaretlerle belirtir.

  • İki uzun bir kısa düdük; Senin sancağından geçmek istiyorum,
  • İki uzun iki kısa düdük; Senin iskeleden geçmek istiyorum, anlamındadır.

Öndeki gemi kabul ettiğini “bir uzun bir kısa, bir uzun bir kısa” düdük sesiyle bildirir. Kabul etmezse beş kısa düdük çalar.

Birbirini gören iki tekne niyetlerini anlayamaz, kararsız kalırlarsa, kararsız kalan tekne en az beş kısa düdük veya ışık işaretiyle durumu belirtir.

Dar bir geçit veya dönemeçte donu yerine yaklaşan tekne “bir uzun” düdük çalacaktır, dönüş yerinin öbür tarafındaki gemi de “bir uzun” düdük alarak cevap verecektir.

KISITLI GÖRÜŞ HALLERİNDE VERİLECEK SES İŞARETLERİ (Kural 35)

Görüş şartları kısıtlı olan bir bölgede, gece ve gündüz verilecek olan ses işaretleri şu şekildedir. İşaretler kısıtlı görüş kalkana dek sürekli verilir.

  • Kuvvetle yürütülen tekne, arızalı olmadığı halde suyun üzerinde bekliyorsa, iki dakikadan fazla olmayan aralıkla “iki uzun” düdük çalacaktır.
  • Kumanda altında bulunmayan, manevra yapma gücü kısıtlı olan, su çekimi sebebiyle manevrası kısıtlı olan, yelkenli tekne, balıkçı teknesi, iterek veya çekerek yedekleme yapan tekne, iki dakikadan fazla olmayan aralıklarla “bir uzun iki kısa” düdük çalacaktır.
  • Demirli bir tekne bir dakika aralıklarla beş saniye süreli kampana çalacaktır. Tekne 100 metreden uzunsa kampana sesinden sonra kıç tarafta bir gonk çalacaktır.
  • Demirli bir gemi yaklaşan bir gemiye kendi yerini ihtar etmek için “bir kısa-bir uzun-bir kısa” olarak üç düdük çalacaktır.

TEKNELER ARASI SORUMLULUKLAR (Kural 18)

a-Üzerinde yol bulunan kuvvetle yürütülen tekne

  • Kumanda altında bulunmayan,
  • Manevra yapma gücü kısıtlı olan,
  • Balıkçılıkla uğraşan,
  • Yelkenli bir teknenin yolundan çıkacaktır.

b-Üzerinde yol bulunan yelkenli bir tekne

  • •Kumanda altında bulunmayan,
  • •Manevra yapma gücü kısıtlı olan,
  • •Balıkçılıkla uğraşan bir teknenin yolundan çıkacaktır.

c-Üzerinde yol bulunan balıkçılıkla uğraşan bir tekne

  • •Kumanda altında bulunmayan,
  • •Manevra yapma gücü kısıtlı olan bir teknenin yolundan çıkacaktır.

BİRBİRLERİNİ GÖREN TEKNELERİN DAVRANIŞLARI, YOL HAKKI, MANEVRA ŞEKLİ 3

Özel Durumlarda Gösterilen Fener ve İşaretler

Bu kısımda tehlike ve uyarı amacıyla kullanılan fener ve işaretlerin gündüz ve gece görünüşleri gösterilecektir.

Kural 23(c). Azami hızı 7 mili geçmeyen, 7 m. den kısa güçle yürütülen tekne

Kural 23(a)(ii).Üzerinde yol olan, güçle yürütülen gemi, 50 m. den uzun 

Kural 23(a). Üzerinde yol olan, güçle yürütülen gemi boyu 50 m. den kısa

BİRBİRLERİNİ GÖREN TEKNELERİN DAVRANIŞLARI, YOL HAKKI, MANEVRA ŞEKLİ 4

Özel Durumlarda Gösterilen Fener ve İşaretler

Bu kısımda tehlike ve uyarı amacıyla kullanılan fener ve işaretlerin gündüz ve gece görüntüleri gösterilecektir.

Kural 25(a), 25 (c), üzerinde yol olan yelkenli tekne, boyu 20 m. den kısa

Kural 26(c) Ağ balıkçılığı yapan ve üzerinde yol olan boyu 50 m. den kısa balıkçı teknesi

BİRBİRLERİNİ GÖREN TEKNELERİN DAVRANIŞLARI, YOL HAKKI, MANEVRA ŞEKLİ 5

Özel Durumlarda Gösterilen Fener ve İşaretler

Bu kısımda tehlike ve uyan amacıyla kullanılan fener ve işaretlerin gündüz ve gece görünüşleri gösterilecektir.

Kural 27(b). Manevra kabiliyeti kısıtlı, üzerinde yol bulunan tekne

Kural 27(a). Kumanda altında olmayan ve üzerinde yol bulunmayan gemi

BİRBİRLERİNİ GÖREN TEKNELERİN DAVRANIŞLARI, YOL HAKKI, MANEVRA ŞEKLİ 7

Özel Durumlarda Gösterilen Fener ve İşaretler

Bu kısımda tehlike ve uyan amacıyla kullanılan fener ve işaretlerin gündüz ve gece görünüşleri gösterilecektir.

Kural 24(a). Yedek çeken, güçle yürütülen ve boyu 50 metreden kısa tekne. Yedek boyu 200 metreden fazla    

Kural 26(b). Trol çeken ve boyu 50 metreden uzun, üzerinde yol bulunan tekne.

Kural 25(e). Yelken ve makine gücü ile seyir yapan yelkenli tekne.

YELKENLİ TEKNELER İÇİN ÇATIŞMAYI ÖNLEME KURALLARI

Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Kurallarına göre yelkenli teknelere ait çatışmayı önlemek için yapılacak manevraların kuralları aşağıdaki gibidir.

a-Açık denizde makineli tekneler yelkenli teknelere yol verecektir.

b-İki yelkenli tekneden rüzgârı iskeleden kullanan rüzgârı sancaktan kullanan yelkenli tekneye yol verecektir.

c-İki yelkenli tekne aynı yönde gidiyorlarsa, rüzgâr üstündeki tekne, rüzgâr altındakinin yolundan çıkacaktır.

d-İki yelkenli tekneden biri kendisinin rüzgâr üstümü yoksa rüzgâr altında mı olduğundan şüpheye düşerse kendisini rüzgar üstünde kaul edip diğerinin yolundan çıkacaktır.

e-Bir tekne hem yelken açmış hem de makinelerini çalıştırıyorsa makineli tekne sayılır.

TEHLİKE HABERLEŞMESİ

Can kurtarma aracında veya teknede önemli görevlerden biri de iyi bir gözcülük yaparak yardıma gelen veya bölgeden geçen tekne veya uçağa işaret vererek dikkati çekmek ve yardım istemektir.

Aşağıdaki işaretler birlikte veya ayrı ayrı kullanıldığı veya gösterildiği zaman, tehlikeyi veya yardım istendiğini belirtir.

  • Yaklaşık birer dakika ara ile patlatılan bir top veya patlayıcı sesi,
  • Kısa aralıklarla kırmızı ışık saçan fişek veya mermi atılması,
  • Mors kodu ile SOS (…_ _ _ . . .) işaretinin telsiz, telgraf veya baka bir işaret yöntemi ile verilmesi,
  • “MAYDAY” kelimesinin telsiz telefonla üç kez söylenmesi,
  • N.C. harfleriyle uluslararası tehlike işaret kod flamalarının gösterilmesi,
  • Üzerinde veya altında bir küre veya küreye benzer herhangi bir şey bulunan dört köşe bir bayraktan ibaret işaret,       
  • Yanan bir katran veya benzerinden çıkan alevlerin tekne üzerinde gösterilmesi,
  • Portakal rengi duman veren duman işaretinin gösterilmesi,
  • Her iki yana doğru açılan kolların ağır ağır ve tekrarlı olarak indirilip kaldırılması.
  • Bir sağlıkçı kadar olmasa bile asgari düzeyde anatomiye, fizyoloji bilimine sahip olun.

BİRBİRLERİNİ GÖREN TEKNELERİN DAVRANIŞLARI, YOL HAKKI, MANEVRA ŞEKLİ 5

Özel Durumlarda Gösterilen Fener ve İşaretler

Bu kısımda tehlike ve uyan amacıyla kullanılan fener ve işaretlerin gündüz ve gece görünüşleri gösterilecektir.

Kural 28. Su çekimi sebebiyle manevra kabiliyeti kısıtlı tekne 

 Kural 30(d). Karaya oturmuş tekne. Boyu 50 m. den kısa

Kural 30(b). Demirli tekne. Boyu 50 m. den kısa

DEMİR ve ZİNCİR-1

Gemiler, sallardan başlayarak nükleer güçle yürütülen gemilere doğru büyük değişikliklere uğrayarak gelmişlerdir. Ancak bu değişiklikten en az etkilenen işin gemilerin demirlemesi olduğu söylenebilir. En son teknoloji ile donatılan bir gemi su üzerinde durmak için yüzlerce yıl önce olduğu gibi demir atar.

Demir: Demir gemilerin deniz dibine tutunarak istedikleri bölgede durmalarını sağlayan ve zincirle gemiye bağlı özel biçimli bir araçtır.

Demir Çeşitleri: Demirler kullanım amaçlarına göre göz, ocaklık, tonoz veya yedek demiri olarak çeşitli adlar alırlar.

DEMİR ve ZİNCİR -II

Demirler şekillerine göre ise aşağıdaki gibi adlandırılırlar.

Göz demiri, bir gemide sancak ve iskele omuzluklarda olmak üzere iki tane vardır. Geminin uygun bir yerinde bunların bir yedeği de bulunur. Tonoz demiri ise kıç taraftadır, geminin akıntılı bir bölgede istenilen durumda tutulması için kullanılır, bir adı da akıntı demiridir.

Demirin memesi üzerinde, demirin yapım yılı, numarası ve ağırlığı yazılıdır.

Zincir: Geminin birçok yerinde zincir kullanılır fakat buradaki konumuz demire bağlı olan zincirdir. Genel olarak dövme çelik ve dökme çelik olarak iki çeşit zincir bulunur. Zincirin her bir parçasına bakla denir. Zincir kuvvetle gerildiğinde baklanın esnememesi için arasına lokma denilen küçük çelik parçalar konur.

15 kulaçlık zincir uzunluğuna bir kilit denir. Yaklaşık 27 metredir. Her 15 kulaçlık zincir birbirine gerektiğinde açılabilen birleştirme baklası ile bağlanır.

Demirleme sırasında demire yeterli kaloma vermek için ne kadar zincirin denize gittiğinin anlaşılması gerekir. Bu amaçla baklalar boyanarak uzunlukları işaretlenir. Her kilidin birleştirme baklası kırmızıya, kaçıncı kilit ise o sayıda önündeki ve sonrasındaki baklalar beyaza boyanır. (1. Kilit ise 1’er, 2. Kilit ise 2’şer bakla). Bu şekilde bütün kilitler işaretlenerek demir atmada ve almada kalomanın anlaşılmasında kolaylık sağlanır.

DEMİRLEME TERİMLERİ -I

Demirleme Manevrasının Özel Komutları:

Funda: Demir atmak. Komut verilirken “Funda Bismillah” denir.

Aganta: Demir zinciri vira edilirken veya kaloma verilirken virayı geçici durdurma emridir.

Kaloma: Denizde bulunan zincirin uzunluğuna veya zincirin döşenmesi komutuna denir.

Suga: Demir aganta edildikten sonra daha fazla manevra yapılmayacaksa kastanyolayı iyice sıkma emridir.

Vira: Demiri yukarı doğru çekme işlemini başlatma komutudur. Komut verilirken “Vira Bismillah” denir.

Deste: Halat veya zincirin çok gergin halde olmasına denir.

Akova: Demirin memesi su yüzeyine değer halde fundaya hazır tutulmasına denir.

Apiko: Zincirin boşu alınmış, ancak demirin henüz dipte yattığı durum

DEMİRLEME TERİMLERİ -II

Salpa: Demirin dipten koptuğu ve ağırlığının ırgata bindiği duruma denir.

Çifte Demir Atmak: Emniyeti arttırmak veya teknenin çok salmasını önlemek için uygun biçimde iki göz demirini atarak demirlemek.

Hayboci: Demirin kendi ağırlığı ile değil. ırgatla yavaş yavaş denize verilmesidir.

Baştan Kara: Demiri uzun kaloma vererek baş taraftan karaya/iskeleye bağlamaya denir.

Kıçtan Kara: Baştan demir atıp tornistanla karaya/iskeleye yanaşıp bağlamaya denir.

Demir Bırakmak: Herhangi bir sebeple denizden alınamayan demirin kilitten açılarak denize bırakılmasıdır.

Demir Kestirmek: Vira ederken zincirin kopması.

Demir Taramak: Kuvvetli rüzgâr veya akıntı sebebiyle demirin dibe tutunamayıp sürüklenmesi.

Demir Yeri: Demirlemeye uygun yer, demir atılan yer.

Kilit: Zincirin iki baklasını birleştiren büyük bakla; zincirinin 15 kulaçlık uzunluk ölçüsüne de denir.

DEMİRLEMEYE HAZIRLIK -I

Demirleme yapılmadan önce demirde kalınacak süre göz önünde bulundurularak haritadan ve hava raporlarından demir yerine ait aşağıdaki bilgiler öğrenilmelidir.

  •  Derinlik
  •  Deniz dibinin yapısı
  •  Akıntı durumu
  •  Muhtemel hava durumu

Haritada demir atılacak yer belirlenerek İşaretlenir. Derinlik, dip yapısı, hava durumu, akıntı ve kalış süresine göre denize verilecek  kaloma uzunluğuna karar verilir.

İyi hava şartlarında derinliğin üç veya dört katı uzunluğunda zincirin kaloma edilmesi yeterlidir.

Hava ve akıntı durumuna göre bu uzunluk arttırılabilir.

Deniz dibi yapısına da dikkat etmek gerekir. Kayalık yerlere demir atıldığında demir alırken demirin dibe takılması, kumluk yer olursa iyi tutmayıp geminin taraması gibi ihtimaller vardır.

DEMİRLEMEYE HAZIRLIK -II

Deniz dibi yapısına göre tutma gücü aşağıdaki gibi sıralanabilir.

Haritada dip yapısı kısaltmalarla gösterilir, bu kısalmaların anlamları yine Semboller ve Kısaltmalar kitabında bulunmaktadır.

Demirlemeye hazırlık olarak önce baş tarafta ırgat hazırlanır. Demirin funda sırasında omuzluklara çarpıp zarar vermemesi için su seviyesine kadar hayboci ile indirilerek akova halinde fundaya hazır edilir. Demir akova yapıldıktan sonra kastonyala sıkılır ve ırgat donanımdan çıkarılarak fundaya hazır beklenir.

Demir yerine rüzgâr altından gelinmelidir. Bu sayede demir attıktan sonra teknenin ne tarafa salacağı bilineceği için diğer gemilerle aramızda kalacak mesafe kolaylıkla kontrol altında tutulmuş olur. Demir yerine gelindiğinde radarla ve gözle, varsa demirdeki gemilerin durumları incelenir, akıntı ve rüzgâr durumu tespit edilir, onların durumuna göre kendi gemimizin salacağı yön hesap edilerek demir yeri seçilir. Kalabalık olmayan demir yerlerinde demirlemek nispeten kolay olsa bile kısıtlı demir yeri bulunan limanlarda demir atmak zordur. Böyle yerlerde diğer teknelerin arasından geçerek demir yerini bulmakta oldukça güç olacaktır.

Demir atılacak yerde tekneden bakıldığında, sahil ve diğer tekneler çok yakın görünür, bazen böyle bir yanlış izlenim sebebiyle başka bir demir yeri daha uygun görünebilir. Böyle durumlarda radara bakarak durumun değerlendirilmesi daha doğru olacaktır.

DEMİR ATMAK-I

Demir yerine yaklaşırken yol kesilir, demir atılacak mevkiye iyice yaklaşıldığında makine durdurulur. Demir atılması esnasında teknenin üzerinde çok hafif yol olması yararlıdır. Tekne suya göre durduktan sonra pek ağır yol tornistan yapılır.

Irgat üzerinde fren görevini yapan kastanyola açılarak demir funda edildikten sonra tekne, üzerindeki ağır yolla geri giderken zincir dibe serilir. Verilecek kalomanın yarısı suya gittiğinde demir aganta edilerek giden kilit sayısına ve teknenin durumuna, demirin kumanda ettiği yöne bakılır. Demir atıldıktan hemen sonra aganta edilmemelidir, çünkü demirin ağırlığı yüzünden ilk anda zincir çok hızlı akar, aganta edilirse ırgat balataları zarar görür veya demir dibe varmışsa henüz zincir serilmediği için bütün yük aniden demire biner ve demir tarayabilir.

Funda sırasında zincir üst üste yığılırsa kaloma verilmez, teknenin demire binmesi beklenir. Bu arada gerekirse çok kısa süre için tekrar geri yol verilerek teknenin zincire binmesine yardımcı olunur. Yığılma açıldıktan sonra istenildiği kadar kaloma (uzunluk) verilir, sonra kastanyola “suga” edilir (kuvvetle sıkılır). Daha sonra rüzgâr veya akıntı tesiri ile teknenin salarak demire binmesi için bir süre beklenir. En uygun şekil olarak demir, itildiği taraftaki omuzluğa doğru hafifçe kumanda etmelidir. Manevra sahasında tehlikeli bir durum görülmüyorsa zincirin bosaları vurularak demir emniyete alınır.

DEMİR ATMAK -II

Demir atıldıktan sonra mevki bulunarak haritaya işaretlenir ve demirleme saati yazılır. Demir mevkiinin karadaki işaretlerin kerterizleriyle bulunmasında fayda vardır. Gündüz ise baş tarafta demir küresi çekilir. Gece ise demir feneri yakılır, seyir fenerleri kapatılır.

Kuzey yarımkürede rüzgâr saat yelkovanı yönünde döndüğü için iskele demiri kullanmakta fayda vardır.

Demirleme tamamlandıktan sonra en önemli mesele demirin tarama ihtimalidir. Deniz dibi demiri iyi tutamayan yapıya sahipse demir rüzgâr veya akıntıdan dolayı tarayabilir. Demirde kalındığı sürece demirin tarayıp taramadığı aşağıdaki birkaç yöntemle sürekli gözlenmelidir.

a- Görünen sabit yerlerden kerteriz alınarak,

b- Zincirin durumu gözlenerek (tarayan demir zinciri gerilir ve boşalır),

c- Radarla ve diğer elektronik seyir yardımcılarından mevki alarak.

Elektronik seyir cihazlarının çoğunda teknenin tarayıp taramadığının kontrolü ve tarıyor ise alarm çalması için bazı fonksiyonlar vardır. Demir atıldıktan sonra kesinlikle ırgat üstünde tutulmamalıdır. Aksi halde rüzgâr veya başka bir sebeple gemi demire kuvvetlice bindiğinde kastanyola kaçırabilir. Böyle olduğunda balatalar aşınır ve kastanyola tekrar kullanılamaz hale gelebilir. Bu sebeple demir, boşalan vurulmuş olarak tutulmalıdır.

ÇİFTE DEMİR ATMAK

Gemiin daha emniyetli şekilde demirlemesi veya kıçtan kara olmak için bazen çifte demir atılır. Bu yöntemde demirlerin yaklaşık birbirlerinden 60 derece açık olmaları en uygun haldir. Çifte demirde önemli bir mahzur rüzgâr veya akıntının ters dönmesi halinde demirlerin birbirleri üzerinde dolaşmaları ihtimalidir. Eğer dolaşırlarsa demirler bu halde vira edilmemelidir. 

Rüzgâr bir omuzluktan alınarak pek ağır yolla demir yerine gelinir, (mesela rüzgâr iskele baş omuzlukta olsun). Pek ağır yolda iken iskele demir funda edilir, dümen ortadadır. Demir funda edildikten sonra tekne demir atılan tarafa, iskeleye doğru hafifçe dönecek, rüzgârı başa yakın almaya başlayacaktır. Gemide bulunan demir zincirinin uzunluğunun yarısı kadar kaloma verilecektir, (toplam sekiz kilit varsa dört kilit verilir).

Çifte Demir Atılması

Gemi ilk rotasında çok az iskeleye dönmüş halde tutularak yaklaşık 100 metre ileri gittikten sonra makine durdurulur, iskele demir aganta edilerek geminin İleri hareketi sona erdirilir, (kaloma miktarı İskele 4 kilit sancak 3 kilit ise demirler arasında 60 derece açı olması için 100 metre gitmek gerekir.) iskele demir iskele kıç omuzluğa kumanda eder halde iken pek ağır yol tornistan verilir, tekne geri yol yapmaya başladığı anda sancak demir funda edilir, pek ağır yol tornistanla sancak demir 5 kilit döşenir, bu sürede iskele demir zinciri de tarayarak tekneyle beraber gelecektir. Her iki demir için istenen kalomalar verildikten sonra makine durdurularak sancak demir de aganta edilir. Daha sonra her iki demir suga edilerek ırgattan çıkarılır. İskele 4 kilit, sancak 5 kilit ile çifte demir atılmış oldu.

DEMİR ALMAK

Demir almaya hazırlık olarak önce makine hazırlanır, makine hazır olduktan sonra ırgata cereyan verilir. Gece baş taraf aydınlatılır. Gelen demirin deniz dibinden taşıyabileceği çamur veya benzeri maddeleri temizlemek için deniz suyu devresi açılır. Demirin ne yöne kumanda ettiğine, vira sırasında teknenin sürükleneceği tarafın neta olmasına dikkat edilir. Daha sonra demir donanıma alınır (ırgatın demiri alacak şekilde hazırlanması). Irgata bindirilen demir bosaların rahat fora edilebilmesi için biraz vira edilir. Bosalar fora edildikten sonra “Vira Bismillah” komutu ile ağır ağır viraya başlanır.

Gelen zincirler izlenerek yabancı maddelerin dolaşıp dolaşmadığı veya çok kirli olup olmadığı gözlenir. Zincir kilitleri geldikçe köprü üstüne haber verilir. Vira sırasında demirin nereye kumanda ettiğine dikkat edilir, zincirin teknenin altına girmesi halinde tekneye zarar vermemesi için vira durdurularak teknenin salarak zincirin alttan çıkması beklenir. 

Demir apiko olduğunda demirin ve zincirin ağırlığı ırgata biner ve tam dik olarak aşağı doğru kumanda eder. Demir salpa olduğunda tekne dipten bağımsız olur ve makineye yol verilerek kumanda köprü üstüne alınır. Yine aynı zamanda (salpa) gündüz ise demir küresi indirilir, gece ise demir feneri kapatılır ve seyir fenerleri açılır. Tekneye yol verildikten sonra demirin virası devam eder. Demir akova olduğunda vira durdurulur, demire bakılır, üzerine takılan tel, halat gibi yabancı maddeler yok ise tekrar viraya devam edilerek demir göze alınır.

Demir göze alındıktan sonra boşalan vurulur. Deniz suyu kapatılır, cereyan kesilir, ırgat donanımdan çıkarılır.

ÇİFTE DEMİR ALMAK

Çifte demir alınırken ilk alınacak olan son atılan demirdir. Örneğimizde iskele demir 4, sancak demir 5 kilit ile demirlenmişti: her iki demir beraber viraya alınır. Viraya yardımcı olmak için pek ağır yol ileri verilir. Demirler iki yana kumanda edip deste olduğunda ırgatın virası durdurulur. İskele demir kaloma vermek için hazırlanır. Sancak demir tekrar vira edilir aynı hızla iskele demire kaloma verilir. Sancak demir salpa olduğunda iskele demirin de kaloması durdurulur, sancak demir göze alınır ve tekrar iskele demir vira edilmeye bağlanır, salpa olduktan sonra göze alınarak manevra bitirilir.

DEMİRİN TARANMASI

Demirin taradığı anlaşılırsa ilk önce bütün mürettebata haber verilir. Hemen makine çalıştırılarak manevraya hazır hale getirilir. Sonra demiri binen yükü hafifletmek için zincire kaloma verilir. Bu genelde sonuç alınacak bir iştir. Ancak yine hava ve deniz durumuna bağlı olarak kalomanın tekneyi tutamayacağına kanaat getirilirse demir tamamen vira edilerek başka bir yere demir atılır. 

Eğer başka bir tekne size doğru veya başka yöne tarıyorsa, hemen kendisine işaret verilir. Eğer size doğru tarıyor ve haberleşme kurulamıyor ise hemen makine çalıştırılıp demir alınarak oradan uzaklaşılır

DENİZDE CANLI KALMA

Deniz her zaman emniyet ve güvenliği tehdit edebilecek risklerle doludur. Düzensizliği ve ihmali asla affetmez. Yüzyıllar boyunca yaşanan kazalar neticesinde denizde emniyet kuralları gelişmiştir.

Can kurtarma araçları her teknede bulunması gereken ölçülerde ve kullanımlarının da çok iyi bilinmesi ile beraber asla ihmal edilmeyecek malzemelerdir.

Genel olarak bütün kurtarma araç ve gereçleri aşağıdaki şartları sağlamalıdır.

  • İyi bir işçilik ile yapılmış olmalıdır.
  • Sıcağa ve soğuğa dayanıklı olmalıdır.
  • Mümkün olduğunca paslanmaz, deniz suyuna dayanıklı, yağ ve bakterilere dayanıklı malzemeden olmalıdır.
  • Güneşe maruz kalacaksa güneşe dayanıklı olmalıdır.
  • Kolayca görünür renkte olmalıdır.
  • Üzerinde ışık yansıtıcı bantlar olmalıdır.
  • İdare tarafından onay bilgileri ve kullanma talimatı olmalıdır.

TEHLİKE İŞARETLERİ ve ARAÇLARI

Tehlike işaretleri yardım istemek amacıyla gece veya gündüz kullanılabilen ışıklı, dumanlı ve sesli işaretlerdir. Tehlike işaretleri can kurtarma araçlarında ve gemide bulunurlar. Sayı olarak az oldukları için dikkatli ve ihtiyaç halinde kullanılmalıdırlar. İşaretlerin üzerinde basit şekillerle kullanma yöntemleri gösterilmiştir.

Paraşütlü İşaret Fişeği: Yukarı doğru atıldığında 300 metre kadar yükselerek 40 saniye süreli, 30.000 kandil şiddetinde kırmızı ışık verir. Tekne veya uçak görüldüğünde kullanılır. Yukarı çıktığında paraşütü açılır ve yavaş yavaş alçalır. Can kurtarma araçlarında 4 adet bulunur.
El Maytabı: Yakındaki teknelere işaret vermekte kullanılır. 1 dakika kadar 15.000 kandil şiddetinde kırmızı ışık saçar. Ateşlendikten sonra üstünden kıvılcım döküldüğü için rüzgâr altına doğru tutulmalı ve özellikle can salında dikkatli kullanılmalıdır. Ateşlendikten sonra yukarı doğru kaldırılarak tutulur.
Yüzer Duman Kandili: Duman kandili, üzerindeki kapak açılıp halkalı bir ipe bağlı ateşleme düzeneği olan kullanılması kolay bir işarettir. Ateşlendikten sonra rüzgâr altı tarafından denize atılır. 3 dakika kadar turuncu renkli bir duman çıkarır. Rüzgâra bağlı olarak duman su üstüne yayıldığından özellikle uçaktan görülebilme amacıyla kullanılır.
Denize Adam Düştü Şamandırası: Bir can halatı ile can simidine bağlı olarak köprü üstünde teknenin iki bordasındaki muhafazalarında bulunurlar. Gece veya gündüz denize biri düştüğünde kullanılır. Can simidi ile beraber kullanılır, kendine bağlı olan can simidi düşen adama atılırken kendiliğinden açılarak duman ve ışık işareti veren bir cihazdır.

CAN YELEĞİ

Can yeleği bir tehlike halinde ilk önce kullanılması gereken en önemli can kurtarma aracıdır. Diğer tüm can kurtarma araçları gibi turuncu renklidir. Teknenin taşıyabileceği insan sayısına göre herkese bir adet olmak üzere teknede can yeleği bulundurulur.

  • Deniz suyu ile çalışan pile bağlı, 8 saat süre ile ışık verebilen bir ampul.
  • Bir düdük.
  • Işık yansıtıcı bantlar.

CAN SİMİDİ

Can simitleri yüzebilir katı maddelerden yapılmışlardır.Turuncu renklidirler ve gece görünebilmeleri için üzerlerine ışık yansıtıcı bantlar yapıştırılmıştır. Bir can simidinin etrafında dört bölmeli can halatı bulunur. Can simitleri denize düşen kişiye atılarak teknenin dönüp gelmesine kadar geçecek süre içinde tutunması amacıyla kullanılırlar. Denize düşen insana atmak için ayrıca denize adam düştü şamandırası ‘Man overboard” adı verilen ışıklı dumanlı şamandıraya bağlı bir can simidi de kullanılır.

CAN SALI

Kullanılması çok kolay olan bir gemiyi terk aracıdır. Can salı ve içindeki malzemeler iki parça kapak içine sıkıca istiflenmiş halde kapalı olarak teknedeki yerinde kullanıma hazır tutulur. Can sallarının bağlama kayışı, tekneye sabit olarak bağlı bulunan serbest bırakma kilidine bağlıdır (Hydrostatic Release Unit). Bu kilit, can salı denize atılamadan tekne battığı takdirde 3-4 metre derinlikte deniz suyu basıncı ile açılarak can salını serbest bırakır. Daha sonra gemiye bağlı olan çalıştırma parimasının boşu alınır, sona geldiğinde hızla çekilerek salın içinde bulunan CO2 tüpünü patlatır. Can salı açıldıktan sonra parima zayıf bağlantıdan koparak can salı gemiden ayrılır.

EPIRB – ACİL MEVKİ VERME TELSİZ ŞAMANDIRASI

Epirbler (Emergency Position Indicating Radio Beacon) 121.5 MHz ve 406 MHz üzerinden bu amaçla kurulmuş uydulara sinyal vererek kendi mevkiinin bulunmasını sağlayan elektronik cihazlardır. Gemi battığı takdirde otomatik olarak suyun üzerine çıkıp çalışmasını sağlayacak serbest bırakma kilidi bulunan muhafazalarda bulunurlar. Uydudan aktarılan sinyaller GMDSS kara istasyonu tarafından alınarak Epirb’in, dolayısıyla teknenin yeri tespit edildikten sonra teknenin yakınındaki kara istasyonlarına ve gemilere haber verilerek arama ve kurtarma başlatılır.

SART – ARAMA KURTARMA YANSITICISI

SART, (Search And Rescue Transponder) arama kurtarma harekâtında çevredeki gemilerin radarların da görünerek yerinin belirlenmesini sağlayan elektronik cihazlı bir şamandıradır.

SART, 15 mil civarındaki teknelerin radarlarının gönderdiği yayının uyarmasıyla etkin hale gelerek kendisi yayın yapmaya başlar.

Yayını alan teknenin radar ekranında merkezden dışa doğru tek hat üzerinde 12 veya 20 adet nokta olarak görülür. Ekranın merkezine en yakın olan nokta cihazın yerini gösterir.

ŞART gemi terk edilirken can kurtarma aracına alınır. Elle çalıştırılır, çalıştırıldıktan sonra üzerindeki savlosundan kurtarma aracına bağlanarak denize bırakılır.

Radarda SART cihazının sinyali

DENİZE ADAM DÜŞMESİ HALİNDE YAPILMASI GEREKENLER

Hareket halindeki bir tekneden denize adam düşmesi halinde düşünülecek ilk iş, düşen kişiyi teknenin pervanesinden korumaktır. İkinci olarak düşenin yerini tespit etmek, kaybetmemek ve son olarak ta denizden tekneye almaktır.

Tekneyi kullanan denize düşen birisi olduğunu gördüğünde hemen dümeni adamın düştüğü tarafa doğru basar. Dümen adamın düştüğü tarafa basıldıktan sonra adamın düştüğü yeri kaybetmemek için veya dönerek başlangıç noktasına gelebilmek için yapılabilecek birkaç manevra şekli vardır.

ÇATIŞMA

Denize indirilip seyre giden bir gemi önce çatışmaya karşı hazırlıklı olmalıdır. Köprü üstü seyir araçları önce bu tehlikeye karşı koyabilmesi amacı ile kaptana yardımcı olurlar. Buna rağmen bir çatışma olması halinde yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir.

Öncelikle kurtarılacak veya dikkate alınacaklar:

1-Can güvenliği,

2-Mal güvenliği

3-Çevre güvenliği

Bu amaçla kazadan sonra hemen teknede bulunanların yoklaması yapılmalı eksik veya yaralı olup olmadığından emin olunmalıdır.

Teknede eksik veya yaralı yoksa hemen diğer tekne ile irtibat kurularak yine eksik veya yaralı olup olmadığına bakılmalıdır.

Tekne su alıyorsa önce su alan yerin durumu araştırılarak kapatma imkânının olup olmadığına, su alan bölgenin kapatılmasına bakılmalıdır. Su alan yeri bulmak daima zordur.

Eğer su seviyesinde bir yerden su alınıyorsa tekneyi meylettirerek bir dereceye kadar su alma durdurulabilir. Su alan hasarlı yer başta veya kıçta ise teknenin trimi arttırılarak su alan yer su seviyesinin üzerine çıkarılarak su alma yavaşlatılabilir.

Eğer büyük bir hasar alınmamışsa bütün bunlar ancak teknenin karava oturtulması için vakit kazanmaya yarar.

Daha sonra kıyı radyo istasyonu aranarak kaza rapor edilmelidir. Tıbbi yardım ihtiyacı olup olmadığı belirtildikten sonra teknenin bilgileri yollanır. Varsa diğer soruları cevaplanır.

Hemen sonra diğer gemi ile bilgi alışverişi yapılır. Diğer geminin adı, bağlama limanı, çağrı adı, kaptanının adı vs. alınır. Mümkünse diğer teknenin fotoğrafları çekilir.

Kaza Sonucu Karaya Oturma – 1

Herhangi bir sebeple teknenin karaya oturması ardından teknedeki herkesin iyi olduğundan emin olun. Bu esnada panik yapılmaması fazlasıyla önemlidir. Yaralı varsa uygun ilkyardımı yapın.

Etraftaki teknelere tehlike/uyarı yayını yapın. Denizde Çatışmayı Önleme Kurallarına göre uygun gece ve gündüz işaretlerini çekin.

Teknenin oturma ardından hasarlanmadığına, teknenin su alıp almadığını kontrol edin. Teknenin su aldığı varsayılırsa, müdahale ederek su girişini engellemeye çalışın ve Tehlike Haberleşmesiyle yardım isteyin.

Tekne su almıyorsa veya tekneye su girişi batma tehlikesi yaratmayacak kadar az ise; tekneyi kendi imkanlarınız ile kurtarmaya çalışabilirsiniz. Öncelikle teknenin oturduğu dip yapısını tespit edin. Oturmadan önce izlediğiniz rotanın aksi istikametine tekneyi hareket ettirmeye çalışmak en doğru yöntem olacaktır.

Teknenin üzerindeki taşınabilir ağırlıkları yeri değiştirilerek veya varsa başka bir bota aktarılarak teknenin ağırlık merkezi değiştirilebilir. Bu sayede tekne oturduğu durumla kıyaslandığında, daha kolay yüzer bir duruma gelebilir.

Makineye kumanda ederek tekne oturduğu yerden kurtulması denenebilir. Ancak, fazla zorlanmamalıdır.

KAZA SONUCU KARAYA OTURMA -II

Yelkenli teknelerde diğer bir kurtarma yöntemi kullanılabilir. Bu yöntemde;

Demir, ana yelken mandarına kurulacak olan bir düzenekle ırgata alınır. Demiri, teknenin yattığı yön tarafına bot veya sal vasıtasıyla taşınarak atılır. Irgat kumanda edilerek yavaşça vira edilir ve teknenin oturduğu yerden kurtulmasına yardımcı olunur. Bu esnada makine kumandaları ile de destek olunabilir.

DEMİR ATMAK- II

Teknenin tumba olması, batması yanında karaya oturtma nispeten daha az tehlikeli bir iştir. Tabii oturulacak yerin de iyi tespit edilmesi lazım, aksi halde, kayalıklara, mercanlıklara oturmak güvenli bir iş olmayabilir.

Bu manevra her zaman tehlikelidir ve mümkün olduğu kadar gün ışında yapılmalıdır. Oturma için iyi bir planlama ve hazırlık yapılmalıdır. Harita üzerinde çalışılarak en müsait yer bulunmalıdır.

Yelkenli ile karaya oturulacaksa;

1-Yelkenin ıskotası boşlanır, dümen ortalanır, teknenin başı rüzgâra verilir.

2-Tekenin kıç tarafı karaya gelecek şekilde baştan demir verilir.

3-Yelkenler mayna edilir.

Deniz durumuna ve teknenin şekline göre karaya oturtma baştan veya kıçtankara olacak şekilde yapılabilir. Eğer tekne tekrar kullanılması düşünülüyorsa tabii olarak pervanelerin korunması da akılda tutulur. Baştankara olunacaksa dalgaların gelişi kadar hızla ilerlenmelidir. Teknede makine gücü de varsa ağır yol ile oturtulmalıdır. Bu olayın daha tabii seyretmesini sağlar. Ayrıca sahilde bir tehlike varsa az çok ondan kaçınmak için de zaman sağlar.

Kıçtan kara olunacaksa daima baştan demir atılmalı ve makine gücü ile de baş taraf denize doğru tutulmalıdır. Karaya dokunduğu anda makine durdurulmalıdır. Daha sonra karaya atlayan kişiler tarafından tekne sahile çekilmelidir. Her denizci teknesinin alt formunun nasıl olduğunu bilmelidir.

İdeal olan kayalıklardan uzak kumluk ve deniz etkisinden korunaklı bir yere oturmaktır. Durum istenildiği gibi değilse oturmadan önce teknede bulunanlar baştan ve kıçtan uzak tutularak oturmalıdırlar. Kıçtankara olan teknenin kıç tarafından karaya atlanmalıdır.

Karaya oturan tekneyi mutlaka kıyıya bağlamak gerekir. Dalga, gelgit veya rüzgâr etkisi ile bir anda yüzerek sahilden uzaklaşabilir.

YEDEKLEME

Denizde her türlü zor şartlara hazırlıklı olmak gerekir. Yardım etmek veya yardım almak maksadı ile yedekleme işlemine ihtiyaç duyulabilir.

Bir tekne yedeklenirken, yedekleyecek gemiye zarar verilmeyeceğinden emin olunmalıdır.

Yedekleme işlemi; bordadan yedekleyerek, baştan çekerek ya da kıçtan iterek yapılabilir.

Tekne Kaptanları tarafından operasyonun nasıl yapılacağı kararlaştırılması ve varsa diğer mürettebat bilgilendirilmelidir.

Teknelerde yedekleme için özel bir halat bulunmuyorsa, mevcut en kuvvetli halat kullanılmalıdır.

Halat, yedeklemenin yapılacağı şekle göre uygun mapa ve/veya babalara volta edilir.

Yedekleme baştan çekerek yapılıyorsa, halat uzunluğu her iki tekneyi dalga tepesinde veya iki dalga çukurunda bırakmayacak kadar uzun olmalıdır.

Yedek halatının her iki teknede volta edilmesi ardından, yedekleyen tekne kontrollü bir şekilde minimum hızda yol verir. Yedek halatı yavaşça deste olacaktır. Halat bu duruma gelirken personel emniyetli bir alanda ve mesafede bulunmalıdır.

Yedeklenen tekne pruvası, yedekleyen tekne yönüne hareket etmeye başlar ve tekne yol alır. Bu noktadan sonra yedekleyen tekne hızını kontrollü bir şekilde arttırabilir.

Yedekleme operasyonunda gündüz ve gece için yedekleme işaretleri gösterilmelidir.

DENİZDE YANGINLA MÜCADELE

Gemide meydana gelen en önemli tehlikelerden biri de yangındır. Teknenin ve teknedekilerin güvenliğinin sağlanabilmesi için herkesin yangın önleme ve yangınla mücadele bilgilerine sahip olması gerekir. Teknede bulunan yangınla mücadele teçhizat ve donanımları kısıtlı sayıda ve kısıtlı yeterlilikte olduğu için yangının çıkmasını önleyici önlemlerin dikkatli şekilde yerine getirilmesi çok önemlidir. Yaşam yerleri, makine dairesi, kuzineler, yükler, akü dairesi, telsiz dairesi teknede her an yangın çıkabilecek yerlerdir.

YANGIN ÜÇGENİ

Yangının oluşabilmesi için üç unsur gereklidir. Bunlar;

1-Yanıcı madde (yağ, yakıt, bez, kâğıt vb.)

2-Yeterli ısı (yanıcı maddeyi tutuşturabilecek ısı, her madde için değişiktir.)

3-Oksijen (açık havadaki oksijen her tür yanma için yeterlidir.)

Yukarıda açıklanan üç unsur bir araya geldiğinde kimyasal reaksiyon ile yanma olur ve eğer denetim altında değilse yangına dönüşebilir. Yangının oluşması için gerekli olan üç unsuru temsil eden üçgene yangın üçgeni denir.

YANGININ SINIFLARI

A sınıfı Yangın: Ağaç, kömür, kâğıt, ot gibi, yanınca kül bırakan maddelerin oluşturdukları yangınlardır. A sınıfı yangınlar, soğutucu etki yaratan maddeler ile müdahale edilmek sureti ile söndürülür.

B sınıfı yangın: Akaryakıt Yangınları: Benzin, benzol, mazot, fuel-oil madeni yağlar, vernik, boya, gibi yanıcı sıvı maddelerin (akaryakıt) oluşturduğu yangınlardır. B sınıfı yangınlar, yanan madde ile oksijen teması kesilerek söndürülür.

C sınıfı yangın: Caz Yangınları: Metan, hidrojen, asetilen, LPC, propan doğal gaz gibi yanıcı gaz oluşturdukları yangınlardır. C sınıfı yangınlar, genel olarak, yangın kaynağı kesilerek ve soğutma işlemi yapılarak söndürülür.

D sınıfı yangın: Metal Yangınları: Sodyum, potasyum, alüminyum, magnezyum gibi hafif metallerin oluşturdukları yangınlarıdır. D sınıfı yangınlar, özel amaçla üretilmiş kuru tozlu yangın söndürücülerle ile söndürülür.

YANGIN ÖNLEME İLKELERİ

Yangınla mücadelenin en önemli İlkesi yangını oluşturan unsurların bir araya gelmelerini önlemektir. Bundan sonra ikinci önemli husus ise yangına karşı erken müdahale etmektir. Erken müdahale ise erken tespit ile sağlanabilir. Yangını gören kişi hemen müdahale etmeye veya haber vermek için ayrılmaya çok dikkatli karar vermelidir.

Yangının erken tespit edilmesi gemide bulunan yangın uyarı cihazları ile yapılır. Her teknede seyir sırasında ve limanda olmak üzere en az ayda bir defa yangın talimi yapılmalıdır. Böyle uygulamalar ile bilgiler pekiştirilir, aksaklıklar tespit edilir, yangınla mücadele donanımları kontrol edilmiş olur.

SEYYAR YANGIN SÖNDÜRÜCÜLERİ – I

Yangın oluştuğunda ilk müdahaleyi yapabilmek için teknenin çeşitli yerlerine seyyar yangın söndürücüleri yerleştirilmiştir.

Seyyar söndürücülerde bulunması gereken özellikler aşağıdadır.

  • Söndürücüler denetlenmiş ve kullanım süresi geçerli olmalıdır.
  • Kolayca ulaşılabilecek ve görünür bir yerde olmalıdır.
  • Yangın tehlikesi olan yerlerde bulunmalıdır.
  • Her an kullanıma hazır olmalıdır.

SEYYAR YANGIN SÖNDÜRÜCÜLERİ-II

a-Sulu Söndürücüler

   Kapasitesi: 9 Litre

   Kullanma süresi: 60-90 sn.

   Etki mesafesi: 3 – 8 metre

b-Köpüklü Söndürücüler

  Kapasitesi: 9 Litre

  Kullanma süresi: 60-90 sn.

  Etki mesafesi: 3 – 5 metre

c-Kimyasal Tozlu Söndürücüler

  Kapasitesi: 4.5- 13,5 Litre

  Kullanma süresi: 15-40 sn.

  Etki mesafesi: 3 – 4,5 metre

d-Karbondioksitli Söndürücüler 

  Kapasitesi: 1- 7,5 Litre

 Kullanma süresi: 10-30 sn.

 Etki mesafesi: 1,5-2 metre

SEYYAR YANGIN SÖNDÜRÜCÜ KULLANIMI

YANGIN HORTUMLARI ve TEÇHİZATLARI

Yangın hortumları kimyasal maddelere dayanıklı, esnek, basınca dayanıklı malzemelerdir.

Yangın istasyonlarındaki tamburlara, kolayca alınıp yangın mahalline götürülecek şekilde sarılan hortumlar uçlarındaki kaplinler ile birbirlerine ve yangın musluğuna takılarak kullanılırlar.

Hortumların yangına karşı tutulan ucunda nozul adı verilen bir parça bulunur. Nozullar çeşitli şekil ve büyüklükte olup suyun yangın üzerine düz veya yağmur şeklinde verilmesini sağlarlar.

Hortumlar kullanıldıktan sonra içlerindeki sular boşaltılıp katlanarak yangın istasyonlarındaki yerlerine kaldırılırlar.

Hortum Kullanılırken Dikkat Edilecekler

Hortum yangın musluğuna bağlandıktan sonra yangın tarafındaki kısmının kullanıcı tarafından tutulduğundan emin olunmalıdır.

Yangın musluğu hortumun ani silkelenmesini önlemek için yavaşça açılmalıdır.

Nozulu tutan kişi nasıl tutulacağını da bilmelidir.

Hortuma su geldikten sonra kesinlikle bırakılmamalıdır.

Kapatmak gerektiğinde musluk yine yavaşça kapatılmalıdır.

TEKNEDE YANGINLA MÜCADELE-I

Yangınla mücadelede talimsiz bir şekilde ve bir organizasyona bağlı hareket tarzı geliştirmeden başarılı olmak hemen hemen imkansızdır. Teknelerdeki yangınlar genellikle adi yangın olarak başlar fakat çok kısa zamanda kimyasal yangına dönüşür. Bu sebeple yangınlara erken müdahale edebilmek çok önemlidir.

Temsili olarak yangın üçgeninin bir kenarının uzaklaştırılması ile yangın söner. Söndürme işi, soğutma, boğma, yanıcı maddenin uzaklaştırılması şeklinde olabilir.

Yangınla mücadelede başarılı olmak için;

  • Zamanında,
  • Uygun söndürücü ile,
  • Uygun yöntemle müdahale etmek gerekir.

Denizde tehlike ile en iyi mücadele, bilgili olmak, ihtiyaç duyulacak malzemelere sahip olmak ve düzenli olarak talimlerin yapılması ile sağlanır. Ayrıca iyi organizasyon kısıtlı olan zamanı en verimli bir şekilde kullanmayı ve paniğe kapılmadan önlemlerin alınmasını sağlar. 

TEKNEDE YANGINLA MÜCADELE-II

Yangınla Mücadelenin Komutası

Kaptan yangının ilk haber alınmasından itibaren bütün kumandayı üzerine alarak yetkili olmayanların en küçük bir müdahalesine izin vermemelidir. Yangına müdahalede önce yangına ait bilgiler alınarak bir müdahale tarzı geliştirir.

Temsili olarak yangın üçgeninin bir kenarının uzaklaştırılması ile yangın söner. Söndürme işi, soğutma, boğma, yanıcı maddenin uzaklaştırılması şeklinde olabilir.

Yangınla mücadelede başarılı olmak için;

Yangına müdahale etmeye başlamadan önce aşağıdaki bilgiler toplanarak bir mücadele tarzı hazırlanmalıdır.

1- Yangın nerede?

2- Ne yanıyor?

3-Yanıcı maddenin ne kadarı yanıyor?

4-Yangın ne yana doğru yayılıyor, yayılabilir?

5-Yangınla mücadele etme imkânımız nedir?

Sayılan bilgiler tam olarak elde edilemediği sürece yapılacak müdahale eksik veya yanlış olabilir. Yangına karşı yapılacak müdahale ve kurtarmada ise aşağıdaki sıralamaya dikkat edilecektir.

Birinci öncelik insanların kurtarılması,

İkinci öncelik gemi ve yükün kurtarılması,

Üçüncü öncelik çevrenin korunması.

TEKNEDE YANGINLA MÜCADELE -III

Gemi Dengesinin Korunması

Gemi yangınlarının söndürme çalışmaları sırasında gemi dengesinin korunması çok önemlidir. Gemiyi batırarak yangını söndürmek bir başarı olarak kabul edilmemelidir. Geminin kararsız veya nötr denge haline düşmemesi için aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.

-Yangında kullanılacak su belli bir miktarı aşmamalıdır.

-İmkân varsa biriken sular aynı zamanda boşaltılmalıdır.

-Frengiler daima açık tutulmalıdır.

Söndürme Bittikten Sonra Gözlem

Karbonlu maddeler söndürüldükten sonra da ısılarını bir süre muhafaza ettikleri için tekrar yanmaya başlayabilirler. Ayrıca yangına maruz kalan metal kısımlar ısıyı temas yoluyla komşu bölgelere ulaştırırlar. Bir bölmede yangın sönerken başka bir bölmede aşırı ısınma sebebiyle yangın çıkabilir. Bu duruma engel olmak için yangın söndürüldükten sonra tekne en az 24 saat gözlem altında tutulmalıdır.

LİMANDA TEKNE YANGININA MÜCADELE

Teknenin limanda bulunması sırasında birçok işin yapılması, tekneye gelen gidenin olması yangın tehlikesini arttırır. Limanda yangın çıktığında hemen liman itfaiyesine haber verilir ve ilk müdahale yapılır. Yangınla ilgili yukarıda sayıldığı gibi yangının cinsi ve boyutu hakkında bilgiler toplanır. Liman itfaiyesi ile ortaklığa yapılacak müdahalede, itfaiyeye gemideki yangın hakkındaki bilgiler verilir. Bunlara ilave olarak teknenin yaşam mahalli, giriş çıkış yerleri, havalandırma tertibatı, yakıt tanklarının yerleri, söndürme sistemine ait bilgiler verilerek yangına müdahale edilmelidir.

Tehlikedeki bir tekne için denizin kıyısı ile açığı arasında olmanın pek farkı yoktur. Denizde nasıl bir tehlike ile karşılaşılacağı bilinmediğinden ve tehlike bazen geminin kendisi olmasından dolayı kıyıda olmanın bir avantajı kalmayabilir. Bu sebeple her tekne çok yakın kıyılara sefer yapacak olsa bile açık denize çıkıyor gibi hazırlanmayı ihmal etmemelidir.

Denizde tehlike ile en iyi mücadele, bilgili olmak, ihtiyaç duyulacak malzemelere sahip olmak ve düzenli olarak talimlerin yapılması ile sağlanır. Ayrıca iyi organizasyon kısıtlı olan zamanı en verimli bir şekilde kullanmayı ve paniğe kapılmadan önlemlerin alınmasını sağlar.

GEMİYİ TERK ETME YÖNTEMLERİ

Bir tekneyi terk etmekte kullanılan araçlar can sah ve kurtarma aracı olarak kullanılabilecek servis botu sayılabilir. Tekne bir kurtarma aracı ile veya doğrudan suya atlanarak terk edilebilir. Fakat mümkün olduğunca suya girilmeden terk edilmeye çalışılmalıdır. Fakat bunlar mümkün olamıyorsa suya atlamaktan başka çare yoktur.

CAN YELEĞİ İLE DENİZE ATLAMA YÖNTEMİ

Can yeleği ile denize atlamak gerektiğinde aşağıda açıklandığı gibi denize atlanmalıdır. Aksi takdirde suya giriş anında çeşitli yaralanmalar olabilir veya can yeleği çıkabilir.

Can Yeleği ile Denize Atlama

  • Can yeleği sıkıca giyildikten sonra teknenin rüzgâr üstü tarafındaki bordasına gelinir,
  • Bir el ile ağız ve burun kapatılır diğeri ile üstten çaprazlama yapılarak can yeleği göğse bastırılarak sıkıca tutulur,
  • Bacaklar birleştirilir,
  • Atlanacak yer uygun mu diye bakılır,
  • İleri bakılarak çivileme atlanır.

Denize atlamak için teknenin en alçak yeri seçilmelidir ve varsa, denizdeki kurtarma aracına en yakın yere atlanmalıdır.

Can kurtarma aracına rahat yüzebilmek için ayakkabı çıkarılabilir, can yeleği varsa ve yüzülmeyecekse ayakkabı çıkarılmaz. Aşağıda kurtarma aracı olmadan denize atladıktan sonra denizde nasıl hareket edileceği ile bir kurtarma aracında (can salı) canlı kalabilmeye yardımcı olacak önlemler anlatılmıştır.

SUDA HAREKET TARZI

Denize atladıktan sonra bir can kurtarma aracına binemeyip denizde kalındığı takdirde canlı kalabilme süresini uzatmak için suda nasıl hareket edileceğinin bilinmesi çok önemlidir.

Su içerisinde vücut ısısı süratli bir şekilde azalarak Hipodermi oluşacak ve bu hal baygınlığa ve sonunda ölüme sebep olacaktır. Denizdeki kazazedenin karşı karşıya olduğu en büyük tehlike hipodermidir. Üstünüze giyeceğiniz giysiler hem atlayış esnasında soğuğun sebep olacağı şoku azaltacak hem de vücut ısısının hızla kaybolmasını engelleyecektir.

Su içerisindeki hareketin esasları şunlardır;

-Atladıktan sonra tekneden hemen uzaklaşmak gerekir. Çünkü tekne battığı takdirde su yüzüne çıkacak enkaz parçalarının çarpması ve ayrıca oluşacak emme tehlikesi mevcuttur.

-ilk amaç hemen bir can aracına binmek olmalıdır, bunun için yüzülebilir, aksi halde hareket etmeden kollar ve bacaklar içe doğru çekilerek vücut ısısını fazla harcamayarak yardım beklenmelidir. Bu arada yardım istemek için duruma göre can yeleğindeki düdük ve ışık kullanılmalıdır. Gelişi güzel yüzmenin hiçbir faydası olmadığı gibi vücut ısısının boşa harcanmasına sebep olur. Can yeleği ile yüzen

kişi, hareketsiz duran kişiden %35 daha hızlı ısı kaybeder.10 derece sıcaklıktaki suda soğuktan kesilmeden en fazla 1,5 km yüzebilir.

-Eğer mümkün olursa sudaki diğer kazazedelerin yanına gidip onlarla bir grup oluşturulmalıdır. Vücut ısısını korumak için gruptakiler birbirlerine sarılarak beklemelidirler. Grup halinde beklemek hem psikolojik rahatlama sağlar hem de uzaktan görülebilme şansını arttırır.

CAN KURTARMA ARACINDA YAPILACAKLAR

Denizde canlı kalabilmek için can kurtarma aracındaki kazazedeleri çok kısıtlı şartlar altında zorlu bir mücadele beklemektedir. Canlı kalabilmek için gerekli kurallar uygulandığında bu mücadeleden başarı ile çıkılabilir.

Gemiyi terk edip can salına çıktıktan sonra yapılacaklar;

Herkes can kurtarma aracına bindikten sonra salı gemiye bağlayan parima kesilir. Şişme can sallarında giriş kısmına yakın yerde bulunan emniyetli çakı bu iş için kullanılır. Öncelikle gemiden 200 metre kadar rüzgâr üstüne doğru uzaklaşılır. Yeterince uzaklaştıktan sonra deniz demiri atılarak bulunan mevkide kalmaya çalışılır.

Çevre gözlenerek denizde başka kazazede olup olmadığı kontrol edilir.

Can salının zarar görüp görmediği kontrol edilir, saldaki tamir setinde bu işe yeterli malzeme vardır.

Bir kurtarma aracında deniz tutsun tutmasın herkes ilk iki gün boyunca birer tane deniz tutma hapı almalıdır.

Varsa diğer can kurtarma araçlarıyla beraber bir arada bulunmaya çalışılmalıdır. Can kurtarma araçlarının bir arada bulunması yardımlaşma, uzaktan görülebilme ve radarla tespitte kolaylık sağlar.

Can kurtarma araçlarında mevkii gösterir cihazlar varsa (EPIRB veya ŞART) çalıştırılırlar. Ayrıca tehlike işaretleri kullanıma hazır hale getirilmelidir. Gündüz vakti can salının ışığı kapatılarak piller korunmalıdır.

 Denizde Can Salı

SOĞUKTAN KORUNMA

Can salının her yanı kapatılarak yeterli olan en az havalandırmaya izin verilmeli ve sahn tabanı yalıtımı arttırmak için şişirilmelidir. Mümkün olduğu kadar kuru kalınmaya gayret edilmeli, ıslak elbiseler varsa sıkılıp suyu çıkarıldıktan sonra tekrar giyilmelidir. Isıyı muhafaza için kazazedeler birbirlerine sarılarak oturmalıdırlar. Uzuvlardaki donma tehlikesini azaltmak için kollar ve bacaklar uzatılmalı, eller açılıp

kapatılıp, küçük hareketlerle ısınmaya çalışılmalıdır. Bu hareketlerle enerji kaybedilmeden kan dolaşımı arttırılabilir. Soğuğa fazla maruz kalmamaları için gözcülük nöbeti tutan kişiler sık sık değiştirilir.

SICAKTAN KORUNMA

-Sıcaklarda salın giriş örtüsü açık tutulmalı ve içeriye serin havanın girmesi sağlanmalıdır. Taban kısmı şişirilmemelidir.

-Salın örtüsü ıslatılarak sal serin tutulmalı, ayrıca giysiler ıslatıldıktan sonra sıkılarak giyilmelidir.

-Kesinlikle yüzmeye kalkışmamalıdır. Sala tekrar çıkmak için gerekli gücü bulamayabilirsiniz. Ayrıca salın gölgesi altında köpekbalığı da olabilir.

-Genel olarak gereksiz tüm hareketlerden kaçınarak çok değerli vücut sıvısı korunmalıdır.

GÖZCÜLÜK

Düzenli ve kısa aralıklarla gözcülük yapılmalıdır. Can kurtarma araçlarında gözcülük çok önemlidir. Etraftan geçebilecek her türlü vasıtaya haber verebilmek için öncelikle onun görülmesi gerekir, bu da iyi bir gözcülükle sağlanabilir.

SUYUN KULLAMASI

Can salında adam başına 1,5 litre, can filikasında ise adam başına 3 litre tatlı su vardır. Suyun disiplinle paylaşımı ve kullanılması son derece önemlidir. Suyun bu şekilde sınırlı olması halinde günde 50 cl, yani yaklaşık 2 bardak su içilmelidir, iki bardaklık su günde üç defa ve ağızda dolaştırılarak yudum yudum içilir. Can sallarında ve filikalarında mevcut suyun yanında, araçların su toplama haznelerinde ve diğer yöntemlerden de yararlanarak yağmur suyu toplamaya çalışılmalıdır. Şayet elde yeterli miktarda su varsa günde 75 cl (3 bardak) su içilebilir, kullanılan su kapları atılmamalı ve salın içinde yoğunlaşan su sünger ile bu kaplara toplanmalıdır. Deniz suyundan tatlı su yapmak için hazırlanmış kimyasal maddeler ile tatlı su yapılabilir. İlk 24 saat vücut sıvısını aşırı kaybeden hasta, yaralı ve çocuklar haricinde kimse su içmemelidir. İki günde bir su kullanılmalı ve son su hariç bundan daha az su kullanılmamalıdır. Yaklaşık 35-50 cl su kalması durumunda yalnızca ağzı ıslatmak ve çok az bir miktarını boğaz kuruluğunu giderecek şekilde içmek gerekir, Her gün için bir litre kullanacak şekilde fazla su bulunursa, balık veya kuş gibi canlılar yakalanıp yenebilir. Fazla miktarda su olmaması halinde bunları yemekten kaçınılmalıdır, çünkü bu canlılarda bulunan yağ ve protein mide suyunu kullanır ve susuzluğu arttırır. Öte yandan karbonhidratlar vücut sıvısını kullanan protein ve yağların kullanılmasını geciktireceği için önemlidirler ve mümkünse gemiden çıkarken bisküvi, şeker, ekmek gibi yiyecekler alınmalıdır. Asla idrar veya deniz suyu, tatlı suyla karıştırılsa bile içilmemelidir.

YİYECEĞİN KULLANILMASI

Yiyecekleri kullanma kılavuzu dikkatle okunmalıdır. Kazazedelerin hayatlarını sürdürmesi için gerekli olan suyun olması durumunda, açlık ikinci önemde kalır fakat yiyecek disiplininin de sağlanması gerekir. Vücut bünyesi ortamın şartlarına göre (hareket, sıcaklık, vb.) enerji harcamaktadır. Can araçlarına konulmuş olan yiyeceklerde düşük protein ve yüksek karbonhidrat oranı sağlanmıştır. Şeker oranının

arttırılmasıyla vücudun su kaybetme hızının azaltılması amaçlanmıştır. Yiyecekler küçük parçalar halinde paketlenmiştir. Günlük bir küçük parça kullanılır. Yiyecek ve su gün ortasında ve güneşin doğuş ve batış vakitlerinde verilmelidir. Kumanyanın aralıklı olarak verilmesini görmek moral açısından çok yararlıdır.

CANLI KALMA ÇALIŞMASINI DÜZENLEMEK

Gözcülük ve yiyeceklerin düzenle dağıtılması kazazedelerin davranışlarının daha sakince olmasına yardımcı olur. Bu düzen, kurtarma yardım gelene kadar devam ettirilmelidir. Kurtarma aracının ilk görünmesinden kurtarılmaya kadar geçen süre çok zaman alabilir. Bu süre zarfında özellikle su ve yiyecek kullanımı daha önce olduğu gibi korunarak devam ettirilmelidir.

KURTARMA HAREKATI

Kurtarma harekâtında en önemli kısım tehlikedeki geminin yerinin tespit edilebilmesidir. Teknede bulunan Epirb ve Şart cihazı bu kısım için önemli yarar sağlar. Gemi terk edilmeden önce başka bir istasyona mevki verilebilmiş ise gemiyi terk ettikten sonra veya gemide yapılacak en önemli iş yardım gelene kadar aynı mevkide beklemektir.

Kurtarma aracını gördükten sonra kazazedeler aşırı sevinçten dolayı kendilerini gereksiz tehlikelere atabilirler. Vücutlarının ne kadar zayıf düştüğünün farkında olamadıklarından yapacakları bilinçsiz hareketler hayatlarına mal olabilir. Mesela sevinçle denize atladıktan sonra tekrar can kurtarma aracına çıkacak güçleri olmayabilir.

ÖN HAZIRLIK

Helikopter gerek karada gerekse denizde kurtarma yardım amacıyla sık sık kullanılan bir araçtır. Helikopterle yardım geldiğinde gemide veya kurtarma aracında bulunan insanların bazı bilgilere sahip olarak, kurtarma işleminde helikoptere yardımcı olmaları gerekir.

Teknenin mevkii mümkün olduğunca doğru verilmelidir. Eğer yaralılar veya ağır hastalar varsa bunların durumu hakkında ayrıntılı bilgi verilmelidir. Helikopter için gerek rotoruna dolanma gerekse motoruna kaçma ile uçuş tehlikesi oluşturacak her türlü malzeme kapalı yere kaldırılacaktır. Gece ise tekne çok iyi aydınlatılır.

Helikopterin rüzgâr yönünü anlaması için bayrak ve flamalar çekilir. Helikopterden sarkıtılan vinç kablosuna sadece lastik eldiven giyen bir kişinin dokunması lazımdır, üzerinde biriken statik elektrik sebebiyle vinç kablosu yaralayıcı veya öldürücü olabilir. Bu statik elektriğin boşaltılması için kablo ya suya indirilecek ya da güverteye dokunmasına müsaade edilecektir. Tüm bu işlemler herkes can yeleği giymiş olmalıdır. Helikopter pilot ve mürettebatının bu konularda eğitilmiş ve tecrübeli olduklarını düşünerek, onların vereceği talimatlara uyulmalıdır. Helikopter manevra sahasının iki ucunda yangın hortumu donatılır, bir adet yangın söndürücü hazırlanır. Şayet helikopterle tahliye veya yukarı çekme gece yapılıyorsa, gemiyi bulmaya yardım için dik arama ışıkları donatılır. Yakınlarda büyük bir engel varsa ışıklarla, pilotun dikkatini çekecek şekilde aydınlatılmalıdır, Pilotun gözünün kamaşmaması için helikoptere doğru ışık tutulmamalıdır.

HELİKOPTERLE İŞARETLEŞME

Helikopterle yapılan kurtarma işlemlerinin güvenliği için, helikopterle doğru işaretleşme yapılması gerekir. Helikopterin aşağıdan verilecek işaretlere göre hareket edeceği unutulmamalıdır. Haberleşme için İşaretleşmeyi bilen bir kişi görevlendirilmeli ve ondan başka hiçbir kimse helikopterle işaretleşmemelidir. Ortak manevralar için, komut işaretleri şu şekillerle gösterilir;

-İki yana açılan kolların eller kapalı ve sadece başparmakların yukarı gösterilmesi ÇEK;

-İki yana açılan kolların eller kapalı sadece başparmaklar aşağı gösterilince ÇEKME anlamına gelir.

HELİKOPTERLE CAN SALINDAN KURTARMA

Can salının çadırını ayakta tutan kısımların gazı boşaltılarak çadır indirilir.

Salda bulunanlar salın ortasında oturarak salın devrilmemesi için ağırlığı ortaya alırlar. Helikopterle kurtarma aracından veya gemiden kazazedelerin alınması için aşağıda adları verilen araçlar kullanılır.

a-Kurtarma sapanı

b-Kurtarma sepeti

c-Kurtarma ağı

d-Kurtarma sedyesi

e-Kurtarma sandalyesi

f-Helikopterin Kurtarma Araçları

KURTARMA SAPANI

Kazazedeyi koltuk altından saracak bir kayış şeklindedir. Helikopter vinç telinin ucuna takılı olarak gelen sapanın, boştaki ucu koltuk altlarından geçirilip göğüs hizasına gelen noktada sapanın kilit kısmına takılarak yukarı çekilir, şayet sapan kapalı şekilde bir doblin yapılmış olarak gelirse, kazazede öncelikle kafasını daha sonra da iki kolunu kazak giyiyor gibi kasanın içinden geçirerek sapanı göğsüne

alacaktır. Sapana girildikten sonra eller karın üstünde sıkıca tutularak helikoptere girene kadar öylece tutulur. Çekme sırasında eller açılırsa sapan vücuttan kayabilir.

KURTARMA AĞI

Kurtarma sepetine benzer. Fakat biraz daha kare şeklinde olduğundan ayaklar sepetteki gibi uzatılamaz. Açık olan taraftan girilip, yüz açık olan tarafa gelecek halde bağdaş kurularak oturulur. Yine denge bozucu gereksiz hareketlerden kaçınmalı ve etrafı çevreleyen ağlara tutunmalıdır.

KURTARMA SANDALYESİ

Üç kollu, çıpaya benzeyen bir oturaktır. Kolların birleştiği alt noktayla, vinç teli ile birleştiği nokta arasında tutunmak için özel bedeni vardır. Kalçayı ve bacakları taşıyacak şekilde dizayn edilmiştir. Yüz kısmı vinç teline dönük ve eller oturağın tutamacına sarılacak şekilde oturulur. Hızlı bir tahliyenin gerekli görüldüğü durumlarda kurtarma sandalyesi ile iki kişi aynı anda yukarı çekilebilir. Oturağa ilk kişi yukarıda anlatıldığı gibi biner ve tutunur, ikinci kişi ise oturağın kollarından birisini kolunun altına, diğer bir oturak kolunu da öbür kolunun altına alıp, oturan kişinin de bacaklarını saracak şekilde ellerini karın bölgesinde kenetler ve aşağı sallanır. Bu çeşit taşıma durumları için kazazedelerin sıhhatli ve kuvvetli olmaları gerekir.

HELİKOPTERİN VİNCİYLE YUKARI ÇEKİLME

Helikopterde bulunan ve yukarı çekilen kişi kesinlikle acele etmemeli, vincin sonuna kadar çekmesini beklemelidir. Helikopter hizasına geldikten sonra helikopter mürettebatı tarafından içeri çekilecektir. Sapandaki kişi helikopterin içine alınana kadar yardım etmek amacıyla bile olsa herhangi bir harekette bulunmamalıdır.

Suda uzun süre kalan kişilerde kan, baş ve beden kısmında yoğunlaşır Helikopterle yukarı alındığında sudan dışarı çıkar çıkmaz kan aşağı doğru hücum eder, beyin bir an kansız kalır ve kazazede ölür. Bu sebeple uzun süre suda kalan kişi hemen yukarı alınmamalıdır. Suda bulunan veya helikopterden inen bir kişi tarafından suyun yüzeyinde en az beş dakika yatay olarak tutulmalıdır. Bu mümkün olmadığı takdirde sapanla değil düz olarak alabilecek kurtarma sepeti veya benzeri araçla alınmalıdır.

İLK YARDIMIN TANIMI

Aniden hastalanan, yaralanan, kazaya uğrayan kişilere eldeki mevcut imkânlarla kişilerin sağlık durumlarının daha kötüye gitmesini önlemek üzere yapılan ilaçsız müdahalelere ilk yardım denir.

İlk yardımda amaç hasta ya da yaralıyı tedavi etmek değildir, amaç kişinin durumunun daha kötüye gitmesini engellemek, yapılacak basit uygulamalar, alınacak önlemler ile hasta ya da yaralının yaşamını devam ettirmektir.

Acil Tedavi

Hasta ya da yaralının sağlık durumunun daha kötüye gitmesini önlemek ve tedavi etmek amacıyla deri altına, damar içine veya ağızdan ilaç verilmesi suretiyle yapılan girişimlere acil tedavi denir. Acil tedavi doktor, hemşire, sağlık memuru gibi sağlık eğitimi almış kişilerin görevidir.

İLK YARDIMIN ÖNEMİ

Ülkemizde endüstrileşmenin hızla artması buna bağlı olarak ilk yardım gerektiren kaza ya da yaralanmalarda da bir artış olmuştur (trafik kazaları ve iş kazalarında yoğun bir artış gözlenmektedir). Bu kazalardaki ölüm oranları da oldukça fazladır. Yapılan istatistikler, kaza ya da yaralanmalar sonucu meydana gelen ölümlerin % 50’den fazlasının ilk dakikalar içerisinde olduğunu ortaya koymaktadır. Başarılı bir şekilde yapılan ilk yardımın yaralanmalar sonucu meydana gelen ölümleri azaltacağı bilinmektedir. Ülkemizde ilk ve orta eğitim düzeyinde verilen sağlık bilgisi yeterli değildir. Öte yandan polisler, itfaiye çalışanları gibi meslek gruplarında olan kişilerin ilk yardımı çok iyi bilmeleri gerekmesine rağmen; bu konudaki bilgileri yetersizdir. Hem ilk yardım gerektiren vakaların fazlalığı hem de bu konuda eğitimli kişilerin azlığı ilk yardımın önemini arttırmaktadır. Temel eğitim almış her kişinin iyi bir ilk yardım eğitimi alması gerekmektedir.

İLK YARDIM ELEMANINDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER

1.İlk yardımcı soğukkanlı ve telaşsız olmalıdır.

2.Doğru ve acil karar verebilme becerisine erişmiş olmalıdır. Aceleci değil ama atak ve hızlı olmalıdır.

3.İlk yardımcı, yaratıcı ve pratik zekaya sahip olmalıdır (bir kırık şüphesi ile karşılaşıldığında kırığı tespit etmeye-sabitlemeye yarayan atel yokluğunda ilk yardımcı çevresindeki malzemeleri değerlendirerek atel yokluğunu gidermelidir).

4.İlk yardımcı, çevresinde bulunan kişileri yönlendirmesini bilmelidir.

5.Bir sağlıkçı kadar olmasa bile asgari düzeyde anatomi ve fizyoloji bilgisine sahip olmalıdır.

İLK YARDIMIN ÖNCELİKLERİ

İlk yardımın ABC’si şöyledir,

A.(Airway opening) Solunum yolunun açılması

B.(Breating) Nefeslenmenin sağlanması

C.(Circulatlon) Dolaşımın sağlanması

İLK YARDIMIN İLKELERİ

Teşhis: Teşhis için hastanın veya yaralının hikayesi öğrenilir, sonra bulgular saptanır (durum güvenli mi, kaza nasıl oldu, neden oldu, kaç kazazede var?).

Müdahale: Müdahale, temel ilk yardım kuralları hatırlanarak yaralı ya da hasta için en uygun ilk yardım zamanında ve zarar vermeden uygulanır (nefes alıyor mu, kalbi çalışıyor mu?).

Taşıma: Teşhis ve müdahale yapıldıktan sonra gerekli bakım ve muayenenin ve acil tedavinin yapılacağı sağlık kurumuna uygun taşıma kuralları içerisinde taşınır.

Can kurtarma araçlarında ilk müdahalenin yapılabilmesi için gerekli olan tıbbi malzemelerin bulunduğu ilk yardım çantası vardır. Kurtarma araçlarına yaralı durumda binen veya daha sonra ilk yardım gerekecek şekilde denizden alınan kazazedelerde hemen kontrol edilmesi gereken belirtiler şunlardır; solunum, nabız, şuur.

Bu fonksiyonların durumuna göre hastaya ilk yardım uygulanmalıdır.

İlk yardımın ilk basamakları ve amaçları aşağıda açıklanan hayati fonksiyonların sürdürülmesidir.

a-Hava, hastanın hava alması veya bölgede havanın bulunması

b-Nefes alma, ağız ve nefes yollarının açık olması ve nefes alışverişinin olması.

c-Nabız atması, kalp atışının olması ve varsa kan kaybının önlenmesi.

Oksijensiz kalındığında beyin hücreleri 3 dakika içinde ölmeye başlar. Çok kısa süre içinde beynin zarar görmesi nedeniyle ilk yardımda öncelik nefes almanın sağlanmasıdır. Bu amaçla solunum durmuş ise ağız ve boğaz yolları açılarak suni teneffüs yapılır. Bir sonraki adım olarak kalp durmuş ise kalp masajı yaparak suni olarak kan dolaşımının başlaması sağlanır. Şayet kanama varsa, doğrudan baskı

uygulayarak kanamayı azaltmak. Hasta şoka girmişse, hemen başını vücudundan daha aşağıya gelecek şekilde yatırıp, hastayı sıcak tutmak diğer yapılacaklardır.

İLK YARDIMIN İLKELERİ

1.Kazazedenin emniyeti sağlanmalı

2.Kazazedeye uygun pozisyon sağlanmalı

3.Kazazedeye düzenli solunum sağlanmalı, solunum yoksa suni teneffüs yapılmalı

4.Nabız kontrol edilmeli, nabız yoksa suni teneffüs, kalp masajı beraber yapılmalı

5.Kazazedenin kanaması varsa durdurulmalı

6.Kazazede yatırılıp dinlendirilmeli

7.Şoku önleyici tedbirler alınmalı

8.Kazazedenin yaraları sarılmalı

9.Kaza yeri İşaretlenmeli

10.Panik önlenmeli, kalabalık dağıtılmalı, sakin olunmalı

11.Temiz hava sağlanmalı, sıkı giysiler gevşetilmen, kazazede sıcak tutulmalı

12.Kazazede iyice muayene edilmeli

13.Müdahale süratli, sakin ve gerektiği kadar yapılmalı

14.Şuursuz olanlara yiyecek ve içecek verilmemeli

15.Bilinmeyen bir durum varsa ısrar etmeyin

Unutulmamalıdır ki zamanında yapılacak basit ve etkin bir ilk yardım kazazedenin hayatını kurtaracaktır.

İLK YARDIM UYGULAYANIN GÖREV VE SORUMLULUKLARI

1.İlk yardımın bir insanlık görevi olduğuna inanın.

2.Hiçbir zaman kendi can güvenliğinizi tehlikeye atmayın.

3.Çevrenizdeki sağlık kuruluşlarını iyi tanıyın.

4.İlk yardımla ilgili yenilikleri izleyin.

5.Olayları hızla değerlendirin.

6.Profesyonel ekibe bilgi aktarımını tam yapın.

7.Kazazedeyi yatıştırın ve güven verin.

8.Kazazedeye müdahale edecek bir sağlık personeli varsa onun yardımcısı konumuna geçin.

9.Kazazedenin kimliğini ve kıymetli eşyalarını koruma altına alın.

10.Soğukkanlı ve telaşsız olun.

11.Doğru ve acil karar verebilme becerisine sahip olun, aceleci değil ama hızlı ve atak olun.

12.Yaratıcı ve pratik zekâya sahip olun.

13.Bir sağlıkçı kadar olmasa bile asgari düzeyde anatomi ve fizyoloji bilimine sahip olun.

SUNİ TENEFÜS

Solunum durması insan yaşamı için aciliyet gösteren bir durumdur. 3-4 dakikadan fazla süren solunum durmalarında beyin hücrelerine oksijen gidemeyeceğinden ölüm olayı başlar. Beyinde bu şekilde meydana gelen hasar tedavi ile tekrar geri döndürülemez. Soluk aldığımız zaman hava, burun ve ağızdan içeri girer, soluk yolundan bronş ve akciğerlere gider. Ağız, burun, soluk borusu, bronş ve akciğerler solunumumuzu sağlar. Bunların bütününe solunum sistemi denir. Soluduğumuz havanın akciğerlere ulaşması için soluk yolunun açık olması gerekir. Hava, vücut için çok gerekli olan oksijeni taşır. Akciğerlerden oksijeni alan kan, dolaşım sistemi aracılığı ile tüm vücuda taşınır.

SOLUNUM YARDIMI GEREKTİREN ACİL DURUMLAR

  • Hava yolu tıkanması
  • Zehirlenmeler
  • Göğüs veya akciğer yaralanmaları
  • Boğulmalar
  • Elektrik çarpması
  • Yanıklar
  • Şok durumları

AĞIZDAN AĞIZA SUNİ TENEFÜS

– Kazazede sırt üstü yatırılır,

– Kemeri, kravatı gevşetilir,

– İlk yardımcı bir elini kazazedenin alnına koyar, diğer elini alt çeneye koyarak başı geriye, çeneyi yukarı iter. Kazazedenin ağzını kapatmamaya dikkat eder. Ağızdaki yabancı cisimler gazlı bez veya temiz bir bezle temizlenir. İlk yardımcı kulağını kazazedenin ağız ve burnuna yaklaştırır, 3-5 sn. boyunca göğse bakar, nefesi dinler; eğer nefes almıyorsa 2 tam nefes verir.

(Hava yolunu aç, burun deliklerini kapat, derin nefes al ve kazazedenin ağzının çevresini ağzınla tamamen kapat; 2 tam nefes ver). Her nefes 1-1,5 sn. sürmeli, her nefesten sonra ilk yardımcı bir nefes almalı.

AĞIZDAN BURUNA SUNİ TENEFFÜS

Kazazedenin ağzı nefes veremeyecek durumda ise ağızdan ağza nefes veremeyeceğimiz için aynen ağızdan ağza suni teneffüste yaptığımız gibi; kazazedenin ağzı kapatılır, burundan nefes verilir.

HEM AĞIZDAN HEM BURUNDAN SUNİ TENEFÜS

Özellikle kazazede çocuk ya da bebekse kazazedenin yalnız ağzından veya yalnız burnundan nefes vermek güçleşir. Bu gibi durumlarda kazazedenin hem ağzını hem de burnunu ağız içine alarak suni teneffüs yapılır.

KALP MASAJI

Kazazede sırtüstü pozisyona getirilir, başı geriye alınarak soluk borusu düz hale getirilir. BAK-DİNLE-HİSSET formülü ile kazazedenin nefes alıp almadığının, kalbinin çalışıp çalışmadığının kontrolü yapılır.

Çalışan kalp üzerine kalp masajı yapılmaz kuralı çerçevesinde kalbin tamamen durduğuna inandığımız andan itibaren suni teneffüs ve kalp masajını beraber yapmalıyız.

KANAMALAR

Damar içinde dolaşan kanın damar dışına çıkmasına kanama denir. Sağlıklı bir kişide ortalama 5-7 litre kan bulunur. Bu miktarın ani olarak 1.5 ila 2 litresinin eksilmesi durumunda hayati tehlike oluşur, kişi ölebilir. İlk yardımcının görevi kan kaybını önlemektir.

Kanamaların Nedenleri

  • Doku yaralanmaları
  • Kırık, çıkık ve burkulmalar
  • Düşme-çarpma
  • Aşırı basınç değişimi
  • Hastalık
  • Diğer nedenler

İç Kanamada İlk Yardım

İç kanama şüphesinde hayati fonksiyonları kontrol altında tutun.

Kazazedenin durumunu kısa aralıklarla kontrol edin. Kazazedeyi sırtüstü yatırın. Başı sağa veya sola çevirerek kusma öksürme durumlarında soluk borusuna kan gibi maddelerin kaçmasını engelleyin.

YARALANMALARDA İLK YARDIM

Cilt ve cilt altı dokularının çeşitli nedenlerle (yanık, yaralanma, kesik) bütünlüğünün bozulması veya bir kısmının kaybı yara olarak tanımlanır. Yaralarda ya cildin bütünlüğü bozulmuştur ya da cilt bütünlüğü korunmasına karşın doku yaralanmadan önceki konumda değildir. Cilt bütünlüğünün korunmasına KAPALI YARA denir. Eğer derinin bütünlüğü de bozulmuşsa AÇIK YARA denir.

  • Yaralı kişiyi mümkünse oturtunuz.
  • Ellerinizi iyice yıkayınız.
  • Yaranın bulunduğu kısımdaki elbiseyi münasip şekilde ortadan kaldırınız.
  • Yara içindeki sert cisimleri çıkarmayınız.
  • Kan pıhtılarını yerinden oynatmayınız.
  • Yaranın etrafını içten dışa doğru su veya sabunlu su ile temizleyiniz.
  • Kesinlikle tentürdiyot, antiseptik sıvı ve toz ilaç sürmeyiniz.
  • Yara üzerine steril gaz bezi ile doğrudan baskı uygulayınız. Üzerini sargı bezi ile sarınız.
  • Yaralı kısmı mümkünse kalpten yukarıda tutunuz.
  • Şişlik, kanama ve ağrıyı azaltmak için mümkünse o bölge üzerine havluya sarılı buz torbası koyunuz.

KIRIKLAR

Doğrudan veya dolaylı darbeler ve bükülmeler sonucu kemik bütünlüğünün bozulmasına kırık denir. Kırıklarda yapılacak ilk yardım yaralının gereksiz yere ağrı duymasını ortadan kaldırmak, kırık kemik uçları tarafından zedelenmesi ihtimali olan damar ve sinirleri korumak ve kazazedenin kolayca naklini sağlamak için yapılır.

Kırıklar genel olarak ikiye ayrılır:

1.Basit kırıklar (kapalı kırıklar): Cildin bütünlüğü bozulmamıştır. Kırık cilt içindedir. Burada iç kanama, şekil bozukluğu ve hassasiyet vardır.

2.Bileşik kırıklar (açık kırıklar): Cilt bütünlüğü bozulmuştur. Burada hem iç hem dış kanama, şekil bozukluğu, anormal görünüş ve ağrı vardır.

KIRIKLARDA İLK YARDIM

Kırıklarda kırığın türüne bakmaksızın yavaş, nazik ve dikkatli hareket etmek gerekir. Kırık uçlarının bir bıçak gibi keskin olduğu ve etrafındaki dokuları zedeleyebileceğini unutmayınız.

  • Kazazede kesinlikle sarsılmaz, hareket ettirilmez.
  • Kırığa ilk müdahale koşullar uygunsa kırığın olduğu yerde yapılmalıdır.
  • Kanama varsa durdurulmalıdır.
  • Kazazede sıcak tutulmalıdır.
  • Ağrılı bölgeye buz torbası konmalı (basit kırıkta).
  • Kazazedenin giysilerini çıkarmak gerekiyorsa; önce sağlam taraf, sonra kırık taraf çıkartılır. Gerekirse elbiseleri dikiş yerinden sökülür.
  • Kırık uçları hareketsiz yapmak için kırık yeri tespit edilmelidir (kol ya da bacağın her iki yanına tahta gibi sert cisimler konur ve sarılır).
  • Tespit yapılırken kırığa en yakın eklemler de hareketsiz hale getirilmelidir.
  • Tespit yapıldıktan sonra kazazede en kısa zamanda sağlık kuruluşuna teslim edilir.

ÇIKIKLAR

Bir eklemi oluşturan parçaların yer değiştirmesiyle normal eklem ilişkisinin bozulmasına çıkık denir. Çıkıkla eklem bağları ve eklem kapsülü yaralanması olur, çıkıkların nedenleri kırıklarla aynıdır.

Çıkık Belirtileri

  • Çıkık yerinde ağrı
  • Şişlik
  • Morluk
  • Hareket kısıtlılığı
  • Şekil bozukluğu

Çıkıklarda İlk Yardım

  • Çıkık kemiği yerine yerleştirmeye çalışmayınız.
  • Çıkık düşünülen eklemde kırığın da olabileceği akla gelmeli. Çıkık eklemin bulunduğu pozisyonda sabitlenmelidir.
  • Çıkık bulunan bölge mümkünse kalp seviyesi üzerine kaldırılmalıdır.
  • Buz uygulaması yapılır.
  • En kısa zamanda sağlık kurumuna gönderilmelidir.

BURKULMALAR

Bükülme ve gerilme nedeniyle eklemin kısmen, geçici olarak çıkması sonucu eklem bağlarının gerilmesi veya yırtılmasıdır.

Burkulma Belirtileri

  • Eklem yerinde ağrı,
  • Hassasiyet,
  • Şişlik,
  • Morluk,
  • Hareket kısıtlılığı,

Görülür. Burkulmayı, kırıkla ayırt etmek güçtür. Röntgenle teşhis konur.

Burkulmalarda İlk Yardım

  • Kazazedeyi hareket ettirmeyin
  • İlk 24 saat içinde soğuk uygulama yapınız.
  • Ayak bileğindeyse altına iki üç yastık koyarak yükseltiniz.
  • Masaj yapmayın, hareket ettirmeyin, tespit edin.
  • Yaralanma burkulma gibi görünse de çıkık veya kırık olabileceğini unutmayın.
  • Kazazedeyi sağlık kurumuna gönderin.

YANIKLAR

Yüksek ısı, soğuk ve kimyasal etkiler sonucu deri bütünlüğünün bozulmasıdır. Yanıklar vücutta kapladıkları yüzey ve cilt dokusunda meydana getirdiği tahribata göre önem kazanır. Vücut yüzeyinin %20’sini kaplayan yanıklar hayati tehlike doğurabilecek yaralanmalardır. Yanıktan sadece cilt etkilenmez. Vücutta sıvı kaybı olduğu için dolaşım sistemi ve kan hücreleri etkilenir; ayrıca böbrekler ve genel vücut metabolizması da yanık nedeniyle etkilenebilir. Yanıklarda deri kaybı enfeksiyona zemin hazırlar.

YANIKLARDA İLK YARDIM

  • Yanık kısma el sürmeyiniz
  • Kazazede olay yerinden uzaklaştırılmalıdır.
  • Kazazedeyi yanıklar zemine değmeyecek şekilde yatırmalıyız.
  • Kazazedenin soluk borusu, nabzı ve kan dolaşımı kontrol edilmelidir.
  • Yanık yerin üzerine soğuk su dökülmeli veya yanık olan yer soğuk su içine batırılmalıdır.
  • Yanık, kol-bacak gibi organlardaysa şişmeyi önlemek için yukarı kaldırılmalıdır.
  • Kazazedenin takıları çıkartılmalı, sıkı giysiler gevşetilmelidir.
  • Yanık, haşlama ise kaynar su ile ıslanan giysiler çıkartılmalıdır.
  • Geniş yanıkların üzerine steril bez veya steril parafinli bezi yavaşça sarınız.
  • Yanık yerinde damar dışına çıkan sıvının kaybı şoka zemin hazırlar; bu nedenle şok önlenmelidir.
  • Kazazedenin bilinci yerinde değilse hava yolu açık tutulmalı.
  • Yanık ikinci derece ve 5 cm’den büyükse veya üçüncü derece yanık ise mutlaka sağlık kuruluşuna gönderilmelidir.
  • Kazazedenin bilinci yerinde ise sıvı kaybını karşılamak için bol su veya sıvı içecekler verilmelidir.
  • İçi su dolu kabarcıklar asla patlatılmamak, yanık deriden parçalar kopartılmamalıdır.
  • Yanan giysiler kesilerek yavaşça çıkartılmalı, vücuda yapışan giysiler varsa asla çıkartılmamalıdır.
  • Losyon, kolonya, diş macunu, yoğurt gibi maddeler sürülmemelidir.
  • Pudra ve benzeri sıvı emici maddeler dökülmemelidir.

ZEHİRLENME

Zehirlenme vücuda toksik bir maddenin girmesi ile normal fonksiyonlarının bozulmasıdır. Vücudun hayati fonksiyonlarına zarar verebileceğinden vücuda giren bazı yabancı maddenin toksik olduğu varsayılır. Zehirlenmelerde genel belirtiler bulantı, kusma, ishal, karın ağrısıdır.

SİNDİRİM YOLUYLA ZEHİRLENMEDE İLK YARDIM

  • Bilinç kontrolü yapılmalıdır.
  • Ağız zehirli madde ile temas etmişse su ile çalkalanmalıdır.
  • Zehirli madde ele temas etmişse el sabunlu su ile yıkanır.
  • Yaşam bulguları değerlendirilir.
  • Kusma, bulantı, ishal vb. belirtiler değerlendirilir.
  • Kusturulmaya çalışılmaz, özellikle yakıcı maddelerin alındığı durumlarda hasta asla kusturulmamalıdır.
  • Bilinç kaybı varsa koma pozisyonu verilir, üstü örtülür.
  • Olayla ilgili bilgiler toplanarak kaydedilir. Bu Bilgiler Neler Olmalı?
  • Zehirli maddenin türü nedir?
  • İlaç ya da uyuşturucu alıyor mu?
  • Hasta saat kaçta bulundu?
  • Evde ne tip ilaçlar var?

SOLUNUM YOLUYLA ZEHİRLENMEDE İLK YARDIM

  • Hasta temiz havaya çıkarılır ya da cam ve kapı açılarak ortam havalandırılır.
  • Hayati belirtiler değerlendirilir. (ABC)
  • Yarı oturur pozisyonda tutulur.
  • Bilinç kapalı ise koma pozisyonu verilir.
  • Tıbbi yardım istenir. (112)
  • İlkyardımcı müdahale sırasında kendini ve çevresini korumak için gerekli önlemleri almalıdır.

Astronominin Esasları1 Hoca Hasan Tahsin Efendi (Günümüz Türkçesine aktaran Yavuz Unat)2 Hoca Tahsin Merhum Eski zamanlardan beri “astronomi” hakkında cereyan eden bilginlerin fikirlerini ve sistemlerini ve Şemseddîn Sâmî Bey Efendi Hazretleri’nin merhum Hoca Tahsin Efendi’nin meslek-i ‘âlimânesiyle terceme-i halini mealen “Hafta” mecmuasına derc ve tahrir buyurdukları mufassal bir makale-i edîbânelerini ve bir kıymetli bir şâirin adı geçen Hoca hakkında nazım eyledikleri bir mersiyeyi ve Hoca Tahsin Efendi’nin âhkâm-ı heyet hakkında bir manzume-i dîndârânesini hâkî ve şâmildir. Giriş Ulu padişah, merhametli hükümdar efendimiz hazretlerinin Allah’ın gölgesi hilafeti nahiyelerinde adil ve himaye edici ümmi ve imanı olan gençlerin istifadeleriyle Tahsin’in adının baki kalması için, merhumun “Esâs-ı ‘İlm-i Hey‘e” adlı beğenilen bilimsel risalesini halkın nazarına arz ediyorum. Meşhur merhumun faydalı eserleri, yayılmış namının pek yüksek bir mevkii işgaline vesile oluyor. O erdemli söylediklerine layık olan kıymetli vücudu, mükemmel eserlerini göstermek için ulvî ışıklar arasında gözden kayboldu. Nazik vücudu fani idi! Göçüp gitti. Fikri ilâhî nur ile ışıklandığından kıyamete kadar bakidir. Herkes meşhur üstadın erdem ve olgunluğunu metheder. Özellikle ilim ve fennin değişik kısımlarını kuram ve tatbikatıyla beraber okuyordu. Güçlü hafızası, anlayışı, kavrayışı, mert tavırları ve âlicenap fikirleriyle, Doğu ve Batı’nın ilmi ve edebiyatına ilişkin gösterişli ve iftiharlı toplantılarıyla, hakkıyla bilgin unvanına layık olan erdemli, eşsiz saadetli Na‘îm Bey Efendi hazretlerinin daima merhum Hoca Tahsin’in güzel vasıflarıyla fazilet ve bilgisini hikâye buyurarak ebediyete intikal etmesinden dolayı haddinden fazla müteessir olduğu halde müte’eyyise havânidir.3 Hoca’nın hikmet sahibi mesleğinden bilgi almak isteyenlerin yaygın eserlerini incelemelerini rica ederim. Asrın cenâb-ı padişahı da bu gibi faydalı eserleri incelenmesiyle büyük bir sevinçle iftihar ettiğimden dolayı cihanı yaratan Allah’a hamd ve şükür ederim. Karahisar eski amiri Sâlih Bey-zâde Nâdirî Fevzî4 1 Esâs-ı ‘İlm-i Hey‘et, Mekteb-i Sınâî‘i-i Şâhâne Matbaası, İstanbul 1311 (1893/94); “Hey‘et-i Âlem”, Mecmûa-i Ulûm, nr. 5, Matba‘a-ı Safâ ve Envar, İstanbul Safer 1297 (1880), s. 1–16. 2 Yavuz Unat (Editör), Osmanlılarda Bilim ve Teknoloji, Nobel Yayınevi, Ankara 2010, s. 533-583. 3 ‫متايسه جوانيدر‬ 4 Muallîm Nâdirî Fevzî (1892’de sağ); Sultan II. Abdülhamid döneminde yaşamıştır. Eski Karahisar mutasarrıflarından Salih Bey’in oğludur. Türkçe kaleme almış olduğu astronomi eseri Teşekkülât-ı Avâlim (1890) adlı eserinden öğrendiğimize göre hocası Hoca Tahsin Efendi’nin rasathanesinde tedrisle uğraşmış, Fatih Camii’nde öğrencilere Rehber-i Muvakkitin isimli risâleyi tartışmıştır. Kitapta yer alan düşüncelerini 1858 yılından sonra Paris Gözlemevi’nde çalışmaya başlayan Camile Flammarion’dan (1842-1925) aldığını söyler. Eserde modern astronomi konuları anlatılmaktadır (bkz. Ekmeleddin İhsanoğlu, Ramazan Şeşen, Cevat İzgi, Cemil Akpınar, İhsan Fazlıoğlu, Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi, Cilt II, İstanbul 1997, nr. 509, s. 662– 663). 1  Esâs-ı ‘İlm-i Hey‘e  Saadetlû Sâmî Bey Efendî5 Hazretlerinin efkâr ve meslek Hoca Tahsin hakkında “Hafta” mecmuasında tahrîr buyurdukları edebi makalesi – Hoca Tahsin – Memleketimizde bu ismin sahibini bilmeyen yok gibi ise de kendisini hakkıyla tanıyıp anlayanlar pek azdır. Zaten aramızda vatandaşlık münasebeti dahi bulunmakla, öteden beri kendisinden bilgi edinme şerefine ermiş olarak, hayli görüşmüş ve sohbet ve konuşmalarında bulunmuş olduğumdan, efkâr ve tabiatını bir dereceye kadar öğrenerek, faziletine hayran olmuş idim. Kendisi hakkın rahmetine kavuşmakla, hakkında yanlış, kötü bir fikir besleyenlerin fikir ve düşüncelerini düzeltmek için ve merhumun her kelimesi bir bilimler dersi olan filozofça sözleriyle bir bilgi deryası denecek kadar değerli olan yüksek fikirlerden etmiş olduğu istifadeye karşı bir lütufkâr bir teşekkür olmak üzere, hakkında bir-iki söz yazmayı vazifeden saydım. Kendisinin hal tercümesini yazmak, ruhunu memnun edemeyecek bir harekette bulunmak demektir; çünkü tarihe bile itiraz ederek: “Heyhat! Tarih dediğimiz şey insan soyunun ortaya çıkışından beri bu toprağın üstünden geçen hesapsız ve milyarlarca insanın yalnız beş-on ferdinin durumu hakkında bir takım bilgiler verir; bu ise neye yarar”? dediğini defalarca ağzından işitmişimdir. Bundan dolayı hal tercümesini yazmaktan vazgeçerek, yalnız efkâr ve mesleğinin tarifine zaman ayıracağız. Zaten Hoca’nın hal tercümesi pek sade ve kısadır: “Beşikten mezara ilim öğreniniz.” kutsal emrine tamamıyla uygun olup, ömrünü Hz. Muhammed’in bu hadisini hakkıyla yerine getirmek yoluna sarf etmiş ve bu kelamla yarım asır süren bir ömrü doldurmuş bir adam tasvir buyuran işte Hoca Tahsin odur. Babası müderris bulunmuş olduğundan, ta çocukluk zamanından yüksek bilimler eğitimine başlayarak pây-ı taht medreselerinde Arap ilimleri ve İslâmiye ile Doğu edebiyatında eğitimini tamamladıktan sonra Paris’e gidip Fransızcayla beraber çeşit çeşit yeni bilimlerin hepsini öğrenmiştir. Babasının rahlesi önünde veyahut sübyan mektebinde “elif” diyerek başladığı dersi, ruhunu teslim ederken bırakmıştır. Kitap elinden düşmezdi. Oturduğu yerin, yattığı yatağın etrafı kitaplarla çevrili idi. Okumaya yalnız okutmak amacıyla kısa bir zaman için bırakırdı. Sohbetten çekinmezdi. Ancak sohbeti de bir ders ve bir bilim muhasebesi idi. Bir kaideyi gerektirmeyen havai sözlerden ve özellikle şahsiyata ilişkin vazifeden hariç bahislerden asla hoşlanmaz ve böyle söyleyenlerin sözlerini hiddet ve tehditle kesip, ilim, fen, hak ve hakikatin haricinde bir şeyden bahis olunmasına asla tahammül edemezdi; nasıl tahammül etsin? Kendisi ilim, fen, hak ve hakikate âşık idi. Aşığı ile ilişkisi olmayan sözlerde ne lezzet bulabilir? “Hakikati aramak” kelamı diline dolanmış idi. 5 Şemseddin Sami. 2 Vatanımızda “sâvân”6 yani “’âlim” yahut “’allâme” unvanının asrımızda Hoca Tahsin’e layık olduğunu iddia etsek, vatanımızın usta, hüner ve bilginleri tasdik eder zan ederim. Hakikaten, bu unvana hak kazanmak isteyen adam keşfedilmiş ve günümüzde keşfedilen bilim ve fennin hepsinden pay almış olması gerekir. İbn Sînâ, zamanında keşfedilmiş ve bilinen ilim ve fennin hepsini bilmekle, bu unvanı hakkıyla kazanmış olduğu gibi, Hoca Tahsin de, bu zamanda malum olan ilim ve fennin hemen hepsinden pay almış olmakla, bu unvana hak kazanmıştır. Dini ve şer’i ilimlerde, tefsirde, hadiste, Arap, Fars ve Türk edebiyatında geniş bir bilgi sahibi olup, pek nükteli ve üstün sanatlı ve tarih söylemeye ve pek büyük bir açıklıkla nesir yazmaya muktedir olduğu gibi, hikemi ilimler, doğa bilimleri, matematik, astronomi ve felekiyattaki bilgisi de yüzeysel olmayıp, bu bilimlerin hepsini kuramsal ve kılgısal olarak biliyordu. Bu bilimlerin hüküm ve kanunlarıyla o kadar alışmış ve bunların içinde öyle hal olunmuştu ki, hiçbir bahis ve meselede kitaba müracaata ihtiyacı yoktu. Sözü, sohbeti de daima fen bahislerine dair olup, kendisine bilim ve fenne dair bir şey sorulduğu veyahut bir meselenin hali talep edildiği vakit, ziyadesiyle memnun olur ve saatlerce uğraşarak, gerçek anlamları çalışmaktan hiçbir vakit usanmazdı. Bu adamın ömrü yarım asır sürmüş bir dersten başka bir şey değildir, bütün ömrünü okumakla geçirdi. İki şeye ziyadesiyle hırs ve isteği vardı: Birincisi mevcut ve elde ettiği bilgiyi arttırıp “hakikate” yakınlaşmada bir adım daha atmak ve ikincisi bildiği şeyleri insanlara da öğreterek, millet ve vatana hizmet etmek. Bu iki arzuya, bu iki amaca olan düşkünlüğü öyle bir derecede idi ki, bunun önemini takdir edemeyenler cinnetine hükmedebiliyorlardı. İki şeye aşık idi: “Hakikat” ve “insaniyet”. Ömrünü, hayatını, çabasını, vaktini, fikrini bu iki aşkının hizmetine hasretmişti. Rahatını, eğlencesini, zevkini, sefasını, uykusunu bunların hizmeti uğrunda feda etmişti. Kâinatın büyüklüğü, tabiatın garipliği, mahlûkatın azimeti, halkın kudreti içinde kendi cisim ve şahsını pek küçük görüp, kaybetmişti. Kendini düşünmeye, kendine bakmaya vakit bulamazdı; zihninde, fikrinde, kalbindeki büyük şeyleri bırakıp da, kendi cisim ve şahsıyla uğraşmaya tenezzül etmeyi hoş görmezdi. Kendine bakmıyordu, lakin bilgileri genişletmeye vasıta olan kitaplarına, haritalarına, şekillerine ve bilim araçlarına çok bakıyordu; hatta oturduğu medresenin duvarlarına dahi kendisinden fazla ehemmiyet verip, çok defa yanına giden ahbabı kendisini medresesine nizam vermekle meşgul bulurdu. Bir yükseklik tahtasına, bir gözleme yahut hikmet ve kimyaya şaşılacak derecede ilgi gösterir, bir aleti yerleştirmek için, kendince uğraşır ve dülgerle beraber çalışırdı. Medreseyi temizlemeye ve düzenlemeye uğraşırken kendisi tozlar topraklara bulandığını farkında olmazdı. Medresesini, ikametgâhı olduğu için değil, belki kitaplar, şekilleri, haritaları, bilim araç ve gereçlerini topladığı için düzeltmek merakında idi. Sarığı perişan, cübbesi toz içinde, şalvarının paçaları çarpık, saçları, birçok vakitten beri kesilmemiş olan o adam oturduğu yerin yanında duvara bir küçük levha asmıştı ki, şu ibareyi içeriyordu: “Une place pour chapue7 chose et chapue8 chose à sa place”. 6 ‫ساوان‬ 7 Choque. 3 Yani, “Her şeyin bir mekânı ve her mekânda bir şey vardır”.9 Temizlik ve paklığı sevmeyen adam değildi. Hukema-i kelbiyyunun10 mezhep ve mesleğinde değildi. Lakin kendini düşünmez; vakti yok idi. Eline para geçince, kitap bilim araçlarına sarf ederdi. Yalnız karnı acıktığı vakit yemek yemeyi düşünüp, çok defa ekmek peynir yerdi. Yatağının karşısında elektrik makinesi, üstünde uzun bir gözlem aracı, başında bir dürbün, ayağında bir büyüteç, elinde kitap olduğu halde uyurdu. Duvarlarla tavan, tabiat tarihi, jeoloji, tabii ve siyasi coğrafya, astronomi, hikmet, kimya resim ve şekilleri ile örtülü idi. Sanki o medrese tabiat ve kâinatın küçük ölçeğinde bir resmi idi. Genel olarak insaniyeti sevdiğini söyler, evet, insanlara bir büyük aile ve bütün insan evlatlarına kardeş gözüyle bakardı. Genelde insanları iyileşmeye muhtaç görüyordu. Avrupa’nın medeni durumuna tamamıyla vakıf idi. Lakin her hallerini beğenmezdi: “Onların daha pek çok noksanları, daha pek çok ihtiyaçları vardır” derdi. Saf kalbinde hâsıl olan arzu ve dualar insanların hayır ve menfaati için idi. Bununla beraber, vatan ve millet muhabbeti dahi kendisinde pek kuvvetli olduğundan, bilgiyi anlamak isteyen ve engin fikrini ve cömertliğini, vatanın çıkarlarına hasretmeye mecbur olurdu. Vatanın çıkarlarını o kadar çok düşünüyordu ki bu uğurda, şahsi çıkarlarını değil, çünkü onun için bu tabir manasız idi. Belki şahsını feda etmeye hazır idi. Millet ve devlete dair olumsuz bir şeyden bahis olunduğu vakit, kendine özgü bir tavırla “Yapma Efendi!” derdi. Hele İslâmi gayreti öyle bir derecede idi ki uzak ülkelerde bulunan Müslüman kavimlerin ikazı veyahut İslâm dininin Asya ve Afrika ile Flemenk-i Cedîd’in en uzak ve en tehlikeli taraflarına, en vahşi kumlarına kadar genel olarak yayılması için, elinde bir asa ile gidip, bu uğurda nefsinden feda etmeye her an hazır idi. “İslâm birliği” amacı en evvel onun zihninde doğup, bir tatlı rüya gibi efkârını okşar idi. “Bizim amacımız insaniyete, hakikate hizmet etmektir. Medeni Avrupa bizim bu mukaddes maksadımıza nasıl mani olabilir? Protestan ve Katolik misyonerler dünyanın her tarafında gidip kendi dinlerini yaymaya çalıştıkları gibi bizim de kendi dinimizi yaymaya çalışmamız doğaldır” derdi. Bu arzu ve amaç Hoca’nın fikir ve kalbinden ayrılmayıp daima onu düşünür ve ondan bahsederdi. Nihayet, bu arzuyu sürükleyip mezarın içine götürdü. Araştırma ve makalelerindeki başlıca konulardan biri de İslâm dininin ve şeriat-ı Muhammediye’nin tam bir hikmeti olup, medeniyet ve terakkiye engel olmak şöyle dursun medeniyet ve terakkiye eriştirecek bir sağlam bir yöntem olduğu maddesi idi; bunu şiddetle gerekli görür ve hadis, ayet ve şer‘i hükümlerle ispat ederdi. İslâm’ın, medeniyete engel olması zannını oluşturup, bunun aksine bu iddiaya sebebiyet veren şey bazı cahil mutaassıpların, İslâmî hakikatlerden ve Kuran hükümlerinden habersiz oldukları halde İslâm dinine atıf ve dayandıkları ve hakikatte İslâm dışı ve şer‘en çürütülmüş ve reddedilmiş olan bazı boş fikirler olduğunu ileri sürmekten asla çekinmeyip, dinî 8 Choque. 9 “Mahallu li-külli şey’in ve küllü şey’in fi mahhallihi”. 10 Kalender olarak yaşama. 4 ve şer‘i ilimlerde ve hadis ve tefsirde olan derin bilgisi münasebetiyle bu bapta derin bahislere ve dakik meselelere girişmekten çıkmazdı. Merhum, yüzyıllar ve devirlerin pek güç ve nadir yetiştirebildiği büyük adamlardan idi. Kendisi vatana hayli hizmetler etti. Her vakit bilgiye hevesli beş-on öğrenci dersinde hazır bulunarak ilim ve fennin yayılmasına ve bilgisizliğin yok edilmesine hayli hizmetler etmiştir; ancak ettiği hizmetler, kendisinin erdem ve iktidarıyla uygun olmayıp edebileceği hizmetlere oranı hiç derecesindendir. Hoca Tahsin’in itikadı tam ve kâmil idi. Sürekli uğraştığı ilim ve fen ve ulaşmış olduğu kâinatın gerçek durumları geçimsiz haline engel idi. Bir gün (Paul – Garumfel) isminde Almanyalı ile mübahasesinde hazır bulundum. Bu zat vatandaşlarının âdeti üzere felsefeyi safsata derecesine kadar ileriye sürüp zamanın da ışık ve ısı gibi bir hafif bir cisim veya itibari olması fikrini iltizam ediyordu. Hoca bunun batıl bir fikir olduğunu, doğa felsefesi, kimya, astronomi ve felsefeyi karıştırarak zamanın ne olduğunu ispat ve nihayet ebediyet ve ezeliyet; kudret ve onun büyüklüğü; ruhun kalıcılığı gibi meselelere girişerek ve gerçek sonuçları ve esrarı dökerek; uzun uzadıya bir nutuk çekti. Kendisinin zaten nutuğu biraz zayıf olduğundan hiçbir vakit o kadar akıcı ve güzel ve Fransızcayı o kadar açık söylediğini işitmemiştim. Sanki o esrar ve hakikat kendisine gizli bir yerden ilham almış gibi gözlerinde fevkalade bir nur, sesinde bir kuvvet, dilinde bir akıcılık vardı. Karşısındaki ağzını açarak hayran hayran dinliyordu. Hoca nutkunu tamamlayınca itiraz ve inadı kırılan Almanyalı kendisine elini uzatarak tamamıyla teslim oldu. Yalnız bir şeyden dolayı şaşırdığını beyan ederek “Sizin itikatsız ve ulûhiyete inanmaz olduğunuzu işitmiştim. Hâlbuki sizde bunun büsbütün hilafında bir fikir ve itikat gördüm” dedi. Hoca âdeti üzere hiddetlenerek “İtikatsızım diye kim söyledi? Ulûhiyete inanmayan kimdir?” diye bağırdı. Bunun üzerine de ayrıca bir bahse girişmeyerek kendi itikadının tamamıyla Kurân’ın hükmüne uygun olduğunu ispat etti. Velhasıl, Hoca’nın itikadı tam ve bütün idi. Marifeti Allah’a ulaşan bir adam idi. Dince makbul olan işlerin en makbulü Allah’ın af ve merhametine güvenmektir. Hoca Tahsin’in de buna itimadı vardı. Kalbi saf ve temiz idi. Rahmet ve şefkati öyle bir derecede idi ki bir karıncayı bile incitmezdi. Bu son hastalığında hava değişimi için Arnavutluk’taki Tiran’a gidip bir müddet eğlenmek niyetinde idi. Lakin canı sıkılacağından şikâyet ediyordu. “Ava merakınız varsa hem eğlenirsiniz hem vücutça bir harekette bulunarak istifade edersiniz” dedim. “Hayvanlara acırım, vuramam” dedi. “Lakin oranın dağlarında jeolojiye dair bilgileri genişlettirecek pek çok kalıtılar vardır. Bu kalıntıların incelenmesi hem avdan sıhhatçe olunacak istifadeyi mûcib olur, hem fen ve hakikate bir hizmet olmuş olur, hem de bizim gibi can taşıyan ve hayatları bizimkinden çok daha mesut ve leziz olan bir takım zavallı hayvanların özgürlük haklarına dokunmaz.” Ölümüyle sonuçlanacağını pekâlâ bildiği bir illetin hafifletilmesi için edeceği bir hareketi dahi fen ve hakikate hizmet yolunda etmeyi düşünerek, kendi şahsının menfaati için bırakarak kuşun rahatını bozmaya razı değildi! Sabırlı, kanaatkâr ve bütün âlemin hayrını arzu ederdi. Allah’ın rahmeti üzerine olsun. 5  Ünlü bir şairin merhûm Hoca Tahsîn Efendi hakkında nazım buyurduğu edebî mersiyeleridir: Kemaliyetde mahv olup bitmiş, Bu da, yâ-Rabb! Nedir, hayat mıdır? Şu büyük kâinâtın altında Geçinir bir garîb idi yalnız, Efkar-ı bî-nasîb idi. Mazlûm, Hastalanmış tabîb idi, merhûm; Olmağa pek karîb idi yalnız Kubbe-i per-sebâtın altında O kadar âşina-yi hey‘et idi, Ki yaşardı semâda, yerde değil; Gökte de tâlib-i hakikat idi, İştigâlâtı sâde yerde değil Gökteki hey‘eti değil ancak, Yerde de hey‘eti severdi o zât, Yani cemi‘iyyeti sürdü hemân, Ki ‘umûma bunu murûr-ı zemân Mutlakâ bir gün eyleyûb isbât, Yâdı bir yâd sürmedi olacak. Yalnız fakir de değil, hatta O semâhatda da yekân idi; Serveti bir kütüphane idi: Fikrine bir delîl bî-hem-tâ. Müteaddid lisâna vâkıf idi, Meclis-ârâ ve nîg-haslet idi, Müteressid, hakîm, ‘âlim idi, Cevher-i zâtdan mücessem idi, Genz-‘irfân ve kân-hikmet idi, Belki bir ‘âlim-i ma‘âruf idi. Feylesof ve edîb ve şâ‘ir idi, 6 Ne sorulsa, cevaba kâdir idi. Bu kemâlât ile çok olmuştur Kuru ekmekle doyduğu demler! Vârî kerrât ile yok olmuştur. Ânı soymuştu bazı mücrimler. Kerem-i tabi’î iktizâsından, Esef etmez buna, demez de fenâ, Der idi: - mâlımı eden târâh Belki benden ziyâdedir muhtâc. Afv ile gösterirdi istingâ, Bir sitem görse âşinâsından. Müstefîd eylemek için gayri, Gördüm, eylerdi nefsini izrâr. Yine gördüm de, söylerim tekrar: Olmadı kimsenin ânâ hayrı. Belki halâ ziyâdedir berden Ânı nefretle yâd eden, heyhât! Onu dövüp zikr-i hayr-ı emvâtı. Olduğu için hemişe zâkir-i hakk, Cehlen zan ederdi münkir-i hakk. O siyahla beyaz bahsinde Halka eylemişti emniyet; Ta‘n ile i‘tirâz bahsinde Halka vermez idi ehemmiyet. Muktezâ-yi nizâm ‘âlimdir, Kim olur ‘itirâzdan sâlim? Ezkîyâdan gabî eder nefret, Hamkâdan zeki âlır ibret. Haline her bilen eder teslim: Sağ iken; bunda yoktu mânendi; Döndü manendiye bu gün kendi; 7 Önce nâdirdi, şimdi oldu ‘adîm! Bulmadı matlabı fenâda husûl, Gerçi bir hayli iştigâl etti; Etmedi arz-ı çehre cânânı, Ki “hakikat”dır isim ve unvânı; ‘Âkibet-i ‘âşık irtihâl etti, Nâ’il ve hiddet eylesin mollâ! Sermediyyette görsün istilâ! Ey Tahsîn ve yâ fenâ Tahsîn, Ebeden oldu müfterik Tahsîn, O kadar ‘ilme âşinâ Tahsîn, Bu kadar vasfa müstahikk Tahsîn. Ne imiş bir zaman, nedir hâlâ? O da bir şu‘ledir, sevinip bitmiş. Bahr bî-intihâ-yi hilkatte, Bu siyah perde-i hakikatte Bir “hayâlet”tir oynamış, gitmiş, Eylemiş kahkaha ile vâ-veylâ! Ne ‘aceb bir sadâ imiş ânı! Şimdi bizce ile-l-ebed fanî! Gördüğüm diğer bir cihân hülyâ mı? Bu da, ya Râb! Ne dir, hayat mıdır, Zulmât-ı şeb mâtem midir, Yoksa rü’yâ-yı huvâb-ı ‘ukbâ mı? Dâne-i dest inkılâb olmuş, Öyle bir ‘âlem-i kemâli düşün! Ne kadar hoştu dünkü mev‘izesi! Taşlar altında şimdi mahfazası! Dünkü Tahsîn Efendi nerede bugün? İşte, bak, bir avuç turâb olmuş! 8 Böyle bitmiş kemâl-i zâtiyyesi, ‘Ömr-ü mazîsi, hâl ve âtîsi! Bunda vardır fakat Kemâl Allah. Gerçi zâhirde hâkk esmerdir; Nûr-ı vicdân ile mâil Allah Safha-i makbere muharrirdir. Hoca Tahsîn olunca dâhil-i hâkk, Söyleriz Rabb-i kâinata ki biz: Seni bilmiş o vâr olup bir dem, Yok olursa, ne öğrenirim âdem? ‘Aklımız ayırmıyor hayata, ki biz Edelim mevtin aslını idrâk. Var mıyız, yok muyuz, neyiz? Meçhûl; Şu kadar var ki rahmetin me’mûl. Bu bilim, halkı çoban ve göğün – çoğu zaman – berrak bulunduğu iklimlerde ortaya çıkmıştır. Gökkürenin yaratılması, burçlar dairesinin on iki burca yani yıldız suretlerine bölümlenmesi ve bu kısımların her birinin özel bir resim ile isimlendirilmesi dünya soy ve halklarının çok eskilerinden itibar olunan Keldaniler tarafından zuhura geldiği zannedilir. Astronomi Doğu memleketlerinden Mısır’a geçmiştir. Mısır topraklarının eski eserleri, bazı tarihçilerin söz ve işaretleri ve Yukarı Mısır’ın ve o tarafların Teb ve Menfîs ismiyle meşhur ziyaretgâh ve mabetlerin harabeleri Keldani biliminin ileri derecesine ve itibarına şahadet ediyor. Yunanlılar, Keldani bilginleri ve Mısır biliminden istifade etmedikten başka filozof Pythagoras’ın11 – ta okulunda iken Yer’in ekseni üzerinde devir ve Güneş’in etrafında seyir etmesinin gerekli olduğunu savunan ve ilan eden12 – mezhep ve ayinlerine yakın fikirlerine karışır ve küçük görürlerdi. Eudoxus,13 Pytheas,14 Eratosthenes,15 adlarıyla meşhur eski astronomlar gözlemsel astronominin gereğini yerine getirmişler ve hatta Eratosthenes eski bir yöntemle Yer’i ölçmeye çalışmıştır. Hipparchos16 adlı astronom Miladi 160 senesinde yetişerek Güneş yılının gerçek uzunluğunu bularak ılım noktalarının geriye hareketi denilen göğün büyük hareketini17 gözlemlemiş ve 2023 sabit yıldızdan ibaret bir cetvel düzenlemişti.18 Batlamyus19 adlı meşhur gözlemci zamanında mevcut olan astronomi bilgisini – hala Arapçada – el-Mecistî ismiyle şöhret olan kitabında topladığı gibi Yerküre’yi bütün gökcisimlerinin hareketinin merkezi kılmaktan ibaret olan meşhur sistemini de bu kitaba sokarak Miladın sekizinci yüzyılına kadar kendisine uyulan ve eseri – bilginler arasında itibar gören – değerli ve özenli olmuştur. 11 Pythagoras (M.Ö. 580-500); Ünlü Yunan filozofu ve bilim adamı. Güney İtalya’da mistik ve dini niteliklere sahip bir bilim topluluğu kurdu. Pythagorasçılar denilen bu topluluğa göre, Yer, Güneş ve diğer gezegenler Merkezi Ateş adını verdikleri bir cismin etrafında dönmekteydi. 12 Gerçekte Pythagorasçılara göre Güneş de Merkezi Ateş etrafında dönmektedir. 13 Eudoxus (M.Ö. 400-350); Antik Yunan’ın ünlü astronomu. Kurmuş olduğu Ortak Merkezli Küreler Sistemi ile matematiksel astronominin öncüsü olarak kabul edilir. 14 Pytheas (M.Ö. yaklaşık 380 – 310); Antik Yunanlı ünlü gezgin ve coğrafyacı. 15 Eratosthenes (M.Ö. 276-194); Coğrafyacıdır. En önemli çalışması, Yer’in çevresini ölçmesidir. 16 Hipparchos (M.Ö. 2. yüzyıl); Yaşamı hakkında bilgi sahibi olmadığımız Hipparchos astronomi çalışmalarıyla ün kazanmıştır. Açıları yaylarla değil kirişlerle ölçmüş, yaklaşık 850 yıldızı içeren bir yıldız katalogu hazırlamış, ılımların öncelimi denilen hareketi bulmuş ve Güneş ve Ay’ın hareketlerini matematiksel olarak analiz etmeyi başarmıştır. 17 Ilımların Öncelimi ya da Ekinoksların Presesyonu. 18 Gerçekte Hipparchos’un yıldız katalogu 850 civarında yıldız içermektedir. Ondan sonra gelen Batlamyus bu sayıyı 1022’ye çıkartmıştır. 19 Batlamyus ya da asıl adıyla Ptolemaios (M.S. 150 yılları); Yer Merkezli Sistem’in gerçek anlamda kurucusu olarak tanınır. Kendinden önce yapılmış olan gözlemlerden ve Hipparchos’un çalışmalarından da yararlanarak Hipparchos’un eksik bıraktığı gezegen hareketlerini matematiksel olarak açıklamayı başarmıştır. 12 1473 Miladi senesinde ve Torun adlı şehirde doğan Kopernik20 adlı filozof bilgin Batlamyus’un sisteminde şüphe ve tereddüt edenlerin ilki olup Güneş’in evrenin merkezinde sabit olduğu halde Yer’in gezegen gibi Güneş’ten ışık ve ısı aldığına ve onun etrafında dolandığına deliller getirmiştir. Tycho Brahe21 her ne kadar yanlış bir yol ve hatalı bir kuramda nefsini kayıt altına almış ise de birçok gözlemler aracılığı ile bu bilimde hayli hizmeti geçtiği inkâr edilemez. Kepler22 adlı saygıdeğer bilgin bütün gökcisimlerinin hareketini açıklayan üç büyük yasayı buldu ve bildirdi ve kendi ismiyle ismini ölümsüz kıldı. Ondan bir süre sonra gelen Galilei23 adlı büyük düşünce sahibi, bu bilimin yenileyen kişi olarak itibar olundu. Mucidi ve icat edeni olduğu teleskop24 yardımıyla – astronomide – güya yenidünyalar keşfederek Jüpiter’in aylarını ayan ve Yer’in Güneş’in etrafında dolandığını delil ve kanıtlarıyla ispat ve beyan eyledi. Huygens,25 Cassini26 ve Helvetius27 iftiharla Kopernik, Galilei ve Kepler ekollerine yine kani ve tabi oldular. Halley28 adlı astronom doğru bir öngörüyle bir kuyruklu yıldızın geleceğini haber verdi. 1642 senesinde Newton29 adlı bilim adamı doğdu ve Kepler’in yasalarını inceledikten sonra – bu evrenin esas kanunlarının birincisi denilebilen – Evrensel Çekim Yasası ile onun eseri olan gezegenlerin hareketini, Yer’in iki kutbunun basıklıklarını ve denizin gel-gitini velhasıl – o yüzyıla gelinceye değin – eskilerin istenilen surette şerh ve beyandan aciz kalmış oldukları gökcisimlerinin hareketini keşif ve izahını başararak hakiki usullere tatbik eyledi. Herchell30 adlı astronomun kendi teleskopunu en üst mertebeye ulaştırıp tamamlamasıyla bizim gökyüzünü birkaç kat daha arttırıp Uranüs adlı gezegeni keşfetti. Olbers,31 Harding,32 Piazzi,33 20 Mikolaj Kopernik (1473-1543); Güneş Merkezli Sistem’in kurucusu olan Polonyalı bilim adamı. 21 Tycho Brahe (1546-1601); Hem Yer’i hem de Güneş’i merkeze alan Tychonik Sistem adı verilen kuramıyla tanınan Danimarkalı astronom. 22 Johannes Kepler (1571-1630); Gezegenlerin elips yörüngelerde dolandığı yasasını bulan ve modern astronominin kurucusu olarak kabul edilen Alman astronom. 23 Galileo Galilei (1564-1642); Fizik, mekanik, matematik ve astronomi alanlarında çalışmaları bulunan ünlü bilim adamı. Astronomide teleskopu ilk defa gökyüzüne çeviren kişi olarak tanınır. Teleskopla yaptığı gözlemlerle hem Kopernik’İn haklı olduğunu kanıtlamış hem de o zamana kadar geçerli olan Aristıteles Kozmoloji’ni sarsmıştır. 24 Teleskopun mucidi Hans Lippershey’dir. Galileo, kendi teleskopunu yapmakla birlikte mucidi değil, bu aracı astronomik amaçlı kullanan ilk kişidir. 25 Christian Huygens (1629-1695);1672’de kurulan Paris Gözlemevi astronomlarındandır. Astronomi alanında en önemli keşfi Satürn’ün halkasıdır (1659). 26 Jacques Cassini (1677-1756); Paris Gözlemevi’nin kurucusu ve ilk müdürü. Huygens’in Satürn’ün halkasını keşfinden sonra halkanın üç parçalı olduğunu belirledi. 27 Johannes Hevelius (1611-1687); Döneminde kurulan gözlemevlerinden bağımsız olarak çalışmış ve 1647’de Ay yüzeyini tanıtan bir eser kaleme almıştır. 28 Edmond Halley (1656-1742); 1675 yılında kurulan Greenwich gözlemevinin ikinci müdürü. En önemli çalışması Kuyruklu Yıldızlar üzerinedir. Yaptığı bu çalışmayla Halley Kuyruklu Yıldızı’nı keşfetmiştir (1705). 29 Isaac Newton (1642-1727); Matematik, optik, fizik ve astronomi konularında çalışmış olan ünlü İngiliz bilim adamı. 30 William Herchel (1738-1822); On sekizinci yüzyılın en önemli astronomu. 1781 yılında Güneş Sistemi’nde o zamana kadar bilinmeyen Uranüs gezegenini keşfetti. Çift Yıldızlar’ı, Değişken Yıldızlar’ı buldu. 31 Heinrich Olbers (1758-1840); 1802 yılında ikinci asteroit Pallas’ı (2) keşfetti. 1807’de ise Vesta (4) asteroitini keşfetti. 32 Karl Ludwig Harding (1765–1834); 1804 yılında Juno (3) asteroitini keşfetti. 33 Giuseppe Piazzi (1746-1826); 1 Ocak 1801’de ilk asteroit Ceres’i (1) keşfetti. 13 Hencke,34 Hind35 adlı astronomlar yakın zamanda birbirini takip ederek diğer yedi adet gökcismini keşfettiler.36 Asrımızda Paris Gözlemevi müdürü Monsenyör Le Verrier,37 Uranüs adlı gezegende gözlemlediği düzensiz hareketleri hesap ederek o zamana kadar bilinmeyen ve Uranüs’ün arkasında gizli bir büyük yeni gezegenin bulunduğu noktayı anlayıp bu şekilde Neptün adlı gezegeni Dünya’ya ilan etti ve nefsini meşhur eyledi. Velhasıl, birçok memlekette meydana gelen hünerli ve bilgili kişiler bu yeni bilimin yapısını tamamlayarak ve günden güne temelini sağlamlaştırarak en yüksek seviyeye çıkarmışlardır. Göğün Görünen Hareketi Eğer yüksek bir yerde – havanın açık olduğu bir gecede – göğe doğru bakılırsa her bir anda değişen durumlar gözlemlenir. Şöyle ki, yıldızlar yükselirler ve alçalırlar. Bazısı doğu yönünde görünür ve bazı diğeri batı yönünde kaybolur ve gizli olarak kuzey yönünde olurlar. Büyükayı38 ve Cassiopeia Takımyıldızı39 denilen takımyıldızların ve bunlara yakın diğer yıldızların – aslen ufka dokunmayarak ufuk üzerinde dolandığı gözlemlenir. Bu genel harekette sabit yıldızlar, aralarında olan geçerli durumlara asla uymayarak içlerinden kendisine Kutup Yıldızı ve Oğlak Burcu40 adı verilen ve özel genel harekete tabi olmayan hareketsiz yıldızların etrafında daireler çizerler. Sabit yıldızlar kutup yıldızına ne kadar yakın bulunurlar ise çizdikleri daireler de o kadar küçük olur. Gökyüzü iki sabit nokta üzerinde dolanır görünmesi sebebiyle bu iki noktaya Evrenin Kutupları (Evrenin İki Kutbu) adı verilir. Bu genel hareket de bütün gök cisimlerinde müşterektir. Bu durumda incelenmesi gereken bir takım problemler ortaya çıkar. Örneğin gece gözlemlenen yıldızlar nereye gider? Gündüz neden görünmezler? Akşam olunca ne keyfiyetle yine görünmeye başlarlar? Gökyüzüne dikkat ve imtihan bu türlü meselelerin halinde kâfidir; şöyle ki, fecrin ışığı ufuk üzerinde görünmeye başlayıp fazlalaştıkça ışın ve yoğunluk yıldıza ansızın iki kat daha fazla gelir. Bilakis, akşam şafağın ışığı azaldıkça yıldızın ışığı kuvvetlenir. Bu keyfiyet, yıldızın kendi parlaklığının çoğalması veya azalmasından dolayı olmayıp bilakis Güneş’in ışığı – bunların ışıklarından daha çok olduğundan – bunlara üstün gelerek bu yıldızları gözlerimiz göremediğinden ileri gelir. 34 Amatör bir gözlemci olan Prusyalı Karl Ludwig Hencke (1793-1866), 1845 yılında Astraea (5) adlı beşinci asteroiti keşfetti. 35 John Russel Hind (1823-1895); 1847 yılında sırasıyla Hebe (6), Iris (7) ve Flora (8) asteroitlerini keşfetti. 36 1 Ceres (Piazzi, 1801). 2 Palas (Olbers, 1802). 3 Juno (Harding, 1804). 4 Vesta (Olbers, 1807). 5 Astraea (Hencke, 1845). 6 Hebe (Hind, 1 Temmuz 1847). 7 Iris (Hind, 13 Ağustos 1847). 37 Urban Jean Joseph Le Verrier (1811–1877); John Couch Adams’tan (1819-1982) bağımsız olarak Uranüs gezegenini etkileyen yeni bir gezegenin varlığını savundu. 1846’da bu gezegen gözlemlendi ve Neptün adı verildi. 38 Dübb-u Ekber. 39 Zât el-Kürsî. 40 Cedi. 14 Kutba yakın olup ufka asla ulaşmayan yıldızlar – hareketleriyle – bir takım daireler çizerler ki yörüngeleri Allah’ın takdiriyle görünür. Doğu yönünden görünen ve Batı yönüne doğru yönelerek görünmez olan yıldız ufuk üzerinde çizmeye başladıkları daire parçaları görünmez yani gözümüze görünmez olduktan sonra ufuk altında tamamladıkları sezgisel bir şekilde malumumuzdur. Kuzey kutbuna gidildiği halde bu özel bir durum kabilinden olur. Şöyle ki seyir olunan mesafelerle uygun olarak kuzey kutbu yüksekliği ve yıldızlı kürenin o yönde vaki olan yıldız yörüngesi ufkun kesmesi ve temasından tedricen kurtularak ufuk üzerinde dolandıkları ve iş bu yıldızlar – artık görünmez olmayıp – daima görünür ve güney tarafındaki yıldızlar – doğamayıp – daima görünmez oldukları açık bir şekilde gözlemlenir. Güney kutbuna doğru seyir ve sefer olunduğunda durum tam tersi olur, yani daimi görünen yıldızlar doğup batmaya ve takdiri evvelde görünmeyen yeni yıldızlar müteakiben görünmeye başlarlar. Bu yıldızların gözlemlenmesinden Yer bir küre olup göğün onu tüm yönlerden çevrelemiş olduğu anlaşılıyor. Günlük hareket olarak anılan bu hareketten başka farklı yani Batı’dan Doğu’ya doğru diğer bir hareket ve hissedilir. Şöyle ki art arda birkaç gün belirli bir zamanda birazcık dikkatle gökyüzüne bakılırsa bazı yıldızların – Güneş’in batışından sonra – Batı tarafında Güneş’in battığı noktaya doğru günden güne yakınlaşıp ve nihayet Güneş’in ışığı altına girerek görünmez olduğu görünür. Güneş’in doğuş ve batış konumu ufukta her gün değiştiği halde bu sabit yıldızlar konumlarını ve aralarındaki mesafe ve geçerli oranı saklayarak devamlı olarak ufkun bir belirli noktasında doğup battıklarından Güneş’e yakınlaşan bizzat yıldızlar olmayıp bilakis Güneş Batı yönünde olan yıldıza yavaş yavaş yakınlaşmış olduğu sonucu çıkarılır. Güneş’in bu özel ve günlük hareketinin aksine olarak Doğu’dan Batı’ya doğru hareketine Yıllık Hareket adı verilir. Teşerrük41 ve Önemli Prensipler Astronomide en önemli ve elzem şey göğün yarı küresinin kutbunu bulup belirlemektir. Bunun fark ve ayırt edilmesinden daha kolay bir madde yoktur. Yedi yıldızdan oluşan ve genel lisanda Yedi Kardeş ve astronomi terimlerinde Büyük Ayı ve Benât-ı Na’ş42 olarak adlandırılan meşhur yıldızın suretini tanıdıktan sonra, bu Büyük Ayı’nın kuyruğundan epey uzak olup bir kare oluşturan yıldızdan iki yıldız istikametinde bir düz çizgi uzatılıp ulaştırılsa bu uzatılan çizgi, yazın gece gözlemcinin sağından, kışın solundan, sonbaharda üzerinden ve ilkbaharda altından gelerek kutup yıldızına gider. Kutup yıldızı bilindiğinde diğer meselelerin tertibi ve semanın diğer durumlarının bilinmesi gayet kolaydır. Yıldızların belli bir surette günlük hareketlerinin oluşma biçimlerini belli bir şekilde teşkil ve genel hareketlerini kolaylaştırmak amacıyla Yer’in merkezi ile evrenin iki kutbundan geçen bir eksene gereksinim duyulmuştur. Bu evrenin ekseni üzerine dik olan büyük daireye ekvator (muadil nehâr) ve Güneş’in Yaz Dönencesi’nde ve Kış Dönencesi’nde bu büyük daireye paralel görünür hareketiyle 41 Dört yönün belirlenmesi (Hoca Tahsin). 42 Büyük Ayı’nın kuyruğunun ucunda bulunan, kümenin en sönük yıldızı; Alkaid. 15 çizdiği diğer iki yörüngeye Dönenceler adı verilir. Ekvatora paralel olarak yıldızların günlük hareketleriyle çizdikleri düşünülen küçük daireler paralel daireler olarak adlandırılır. Gözlemcinin başucu noktası (semt-i re’s, zenit), bir dik çizginin gök küresine yönelen noktadır. Ayakucu (semt-i kadem, nadir) noktası, başucu noktasının tersinde olan göğün diğer noktasıdır. Başucu ve ayakucu noktaları ile evrenin kutbundan geçen büyük daireye meridyen (nısf-ı nehâr) adı verilir. Bu meridyen dairesi Güneş’in ve diğer yıldızların yörüngelerinde ufuk üzerinde çizdikleri kısımları iki eşit kısma böler. Gözlemcinin boyuna dik olarak ve aynı şekilde bir durgun suyun yüzeyine doğru paralel olarak geçen büyük daire gözlemcinin veya o yerin ufuk dairesidir. Ekvator dairesi evrenin iki kutbunun ortasında olmakla Güneş iki ılım gününde bu dairenin üzerinde seyrederek evreni eşit olarak iki yarı küreye bölüp birisine Kuzey Yarıküre ve diğerine Güney Yarıküre denilir. Doğu ve Batı tarafına doğru gidildiği surette gündüzü iki eşit kısma bölen meridyen dairesi, gözlemcinin her bir adımında değişmiş olur. Meridyen dairesinin – mekânın değişmesiyle beraber – değişmemesi yalnız kuzeye yahut güneye yani kutuplardan birinin istikametine doğru gidilmesiyle düşünülebilir. Günlük Hareket Söz etmeye gerek yoktur ki, yıldızların kurslarının – bazısında gözlediğimiz – özel hareketlerinden başka görünen evrenin ilk hareketi gözlemlenir. Yani yıldızların kurslarının tümü birden bir genel harekete katılarak Doğu yönünde görünmek üzere Batı’ya doğru seyir ve hareket ederler. Bazısı Batı’da Yer’in altında görünmezler ve yine doğudan daha önceden geçmiş olduğu gibi doğmaya başlarlar. Kutba yakın bulunanlar ise ufuk altından geçmeyerek yine doğu taraflarında görülürler. Gerçekte acaba adı geçen kurslar hareketli ve bunları gözlemleyenler sabit midir? Yoksa aksine bu kurslar sabit ve gözlemleyenler hareketli midir? Yani Yerküre merkez varsayılarak bunun etrafında Güneş, gezegenler ve sabit yıldızların hepsi Doğu’dan Batı’ya doğru hareket mi ediyor? Yoksa Güneş sabit olarak Yer ve diğer gezegenlerin her biri kendi eksenleri etrafında seyir ve devir mi ediyor? 16 Bu mesele eskiden beri tartışmalı ve ihtilaflı ise de bazı eski astronomlar Güneş’in evrenin ortasında olup Ay, Merkür ve Venüs dışındaki gezegenlerin merkezi olduğuna ve Ay, Merkür ve Venüs’ün Yer’in etrafında dolandıkları halde Yerküre bu üç uyduyla beraber evrenin merkezi olan Güneş’in a etrafında dolandıklarına ve pek çok astronom aynı şekilde gözlemledikleri ve Şekil 1’de tayin ettikleri gibi yalnız Yerküre k e evrenin merkezinde sakin ve geri kalanları onun etrafında r s m dolandıklarına hüküm ve itikat ederler idi. i l y İşte Yerküre’nin durumu ve gökcisimlerinin halleri ve n şekillerinin ve tabi oldukları kanunlar ve hareketin araştırılması Şekil 1 ve belirlenmesi güç kanunları hesabıyla ve geometri ile anlaşılması ve kavranması kabul edilebilir surette ortaya konulup yazılarak astronomi mecmuası babında Eski Mısırlılar, Batlamyus, Tycho Brahe ve Kopernik adlarıyla meşhur dört sistem kurulmuş ve kabul edilmiş olmakla bu dört sistemin özet olarak beyanına süratle başlanır. Eski Mısır Sistemi Mısır’ın eski rahipleri Güneş’i gezegenlerin merkezi olarak kabul etmişler ise de Güneş gezegenlerle birlikte sabit ve evrenin merkezi olan Yerküre etrafında dolanır demişlerdir. Fakat bu sistem meşhur olmayıp çoktan vazgeçilmiştir. Batlamyus Sistemi Eski astronomi ustalarından biri Batlamyus adlı bilgindir. Adı geçen gözlemci İsa’nın doğumundan 140 sene önce gökcisimlerinin konum ve hareketleri üzerine fikirler sarf edildiği günlerde ortaya çıkmakla gözlemlere başladı. Astronomide gayret Dış merkez ve çaba ile kendisine tabi olanların katıldığı düşüncelerle sistemi şu Apoje Güneş biçimde belirlendi ve çizildi: Şekil 1. (a) ile gösterilen Yerküre evrenin merkezinde farz edildiğinden ve görünüşte (merkezde) Yer görünmesinden dolayı gökcisimlerinde dokuz çeşit hareket gördüklerinden meşhur yedi yıldızı çevreleyen ve onlardan her Perije birinin özel hareketine sebep olan yedi gök tasavvur edildi. Yedi Ortak Merkezli Küre göğün üzerinde sabit yıldızları toplayan olmak üzere bir sekizinci küre varsayıldı. Hepsinin genel hareketine sebep olan dokuzuncu Şekil 2 bir küre olmak üzere bir Felek el-Eflâk hayal eyleyip43 her birisinin 43 Şer’i lisanda gezegenlerin kürelerine Yedi Gök, sabit yıldızlar küresine Kürsî ve çevreleyen büyük küreye (Felek el-‘Âzim) ‘Arş denilmiştir (Hoca Tahsin). 17 kuşağı Felek el-‘Âzim’in kuşağına paralel ve teğet olduğundan yedi gezegenin her birinin cüzî kürelerden ibaret olan küllî küresini Ortak Merkezli Küre (Felek el-Mümessil)44 adıyla isimlendirdiler. Bu küreleri soğan tabakaları gibi birbirinin içine yerleştirerek dokuz adet ortak merkezli içi boş ve şeffaf kürelerin varlığına razı oldular. Bunların – merkezlerinde olan ve sabit – Yerküre’nin etrafında hepsi birden Doğu’dan Batı’ya En Büyük Küre (Felek el-‘Âzim) ve Ay’ın Eğimli Küresi (Felek el- Mâil)45 ve Ortak Merkezli Küresi hariç, özel hareketleriyle Batı’dan Doğu’ya doğru devir ve hareket eyledikleri zannına kapıldılar. Yıldızların bazısının diğer bazısını örtmesine dayanarak bütün gezegenlerin gelecekteki sırası üzerine muntazam olduğu sonucuna vardırlar. Evrenin ortasında sabit ve dört elementten oluşan Yer (a) harfiyle gösterilmiştir. Sonra Yer’e yakın (k) harfiyle işaret edilenin Ay, sonra (e) harfiyle gösterilenin Merkür, ondan sonra (r) harfi ile gösterilenin Venüs, daha sonra (s) harfiyle gösterilenin Güneş, (m) harfiyle gösterilenin Mars, (i) harfiyle gösterilenin Jüpiter ve yedinci katta (l) harfiyle beyan olunanın Satürn olmasına karar verdiler. En yukarıdan başlayarak bu yedi göğü Zuhal şeri Merîh’e min Şems’e Fe-tezâhürat li-Utâridin Âkmâr beytinin ifadesi üzere varsaydılar ve kurdular. Bunların üzerinde (y) ile gösterilen ve sabit yıldızlar ile süslenen tabaka Burçlar Küresi ve Sabit Yıldızlar Küresi olup onun üzerinde yani kainatın sonunda (n) harfiyle Mütemmim gösterilen ve Felek el-‘Âzim, Âtlas ve Muhaddid-i Cihât denilen Felek el-Eflâk’ın bulunduğunu hayal ve hükmettiler. Eski astronomi kitaplarında etraflıca açıklandığı üzere gözlemlenen harekete uydurmak ve görünen durumları Yer Gezegen gerçeğe tatbik hayaliyle yedi gezegenin adı geçen ortak Episikl merkezli küresinden – Merkür’ün küresi ve Ay’dan başka – Mütemmim her birinin dışbükey yüzeyiyle içbükey yüzeyi arasında, Ortak Merkezli Küre Hâmil Küre Yerküre’yi çevreleyen çeşitli merkezlerde diğer bir içi boş (oyuk) küre ve Merkür için biri diğeri içerisinde dışmerkezli iki boş küre varsaydılar. İçine alana Müdîr46 ve içine alınana Şekil 3 Hâmil47 ve bu kılıflı cüzî kürelerin merkezleri, zarfları olan kürelerin merkezleri ile ortak olmaması sebebiyle bu kürelere dış merkezli (hâric el-merkez) tabirlerini kullandılar. Ay’ın küresi için biri Ay küresi ile Merkür küresi arasında olan ve merkezi evrenin merkezine intibak eden Cevzeher adıyla isimlendirilmiş ve diğeri Cevzeher’in boşluğunda olarak 44 Felek el-mümessil; Ortak Merkezli küre (Lat. concantricus): Merkezi ekliptiğin merkezi (Yer) olan küre. 45 Felek el-mâîl: Eğimli küre; (İng. oblique sphere, Lat. obliquus, deflectens): 1) Gezegenin üzerinde hareket ettiği, ekliptiğe belli bir açı ile eğimli olan küre; gezegenin yörüngesi. 2) Ay’ın ikinci küresi. 46 Müdîr: Merkür gezegeninin ± 120 derecelerde episiklinin görünen çapının büyümesini açıklamak üzere varsayılan, bu amaçla episiklin merkezini taşıyan ve merkezi evrenin merkezinden farklı olan küre. 47 Felek el-hâmil: Taşıyıcı Küre; (Lat. deferens): Episiklin merkezini dışmerkezli küre üzerinde taşıyan küre. 18 Mâil48 adıyla tanınan ve adı geçen iki cüzî kürenin varlığından ve oluşumdan şüphelendiler ve – seçilen sistemlerine göre – Güneş’ten başka altı gezegeni içine alan dışmerkezleri taşıyan küreye Hevâmil ve Güneş’inkini ise dışmerkez isimleriyle andılar. Altı gezegenin dışmerkezlerinin kalınlığına saplanmış ve iç ve dış yüzeyine dokunan, Yer’i çevrelemeyen bir küre dahi bulunduğuna hükmedip her birine episikl küresi (felek el-tedvîr) adını vermişlerdir ki yedi gezegenin kurslarının çevreleri dahi episiklin çevrelerini birer noktalarında temas ettikleri halde içlerinde bulunur. Bu surette küllî küreler ve cüzî küreler toplam yirmi beş adete ulaşmış olur. Bu yirmi beş adet kürenin her birine – kendisine özgü – birer hareket yüklenerek hissedilen, gezenlerin ileri, geri ve durma ve günlük, yıllık ve küresel hareketlerini bu şekilde hayal ile uydurmaya çalışmışlar ve inanmışlar idi (Şekil 2, 3 ve 4). Tycho Brahe Sistemi Adı geçen gözlemci yakın zamanda Danimarka’da yetişti. Doğa yasalarında gaflet ve fakat öncüleri olan Batlamyus ve Kopernik sistemlerine muhalefet ederek gök cisimlerinin hem şer’i kitaba ve hem de astronomi gözlemlerine uygunluğunu göstermek hülyasıyla bir üçüncü sistem icat ve güya iki yanlış sistemden birini seçmeden – kendine göre – doğru bir sistem kurmak düşüncesiyle sisteminin esasını büsbütün berbat eylemiştir. Tycho Brahe’nin sistemini Şekil 5 açıklar: Bu şekle göre, Yerküre yine evrenin merkezi olmak üzere Yer kelimesiyle gösterilen noktada sabit olduğu halde onun etrafında Gezegen Güneş ve bütün gök Mars cisimleri 24 saatte Doğu’dan Episikl Batı’ya doğru dolanırlar. Yer Venüs ve Merkür dışındaki Ay Merkür gezegenlerin kendilerine Güneş Şekil 4 özgü hareketleri Yer’in Venüs çevresinde icra olunmakla beraber Güneş bu iki kendisine mensup gezegenle Jüpiter birlikte bir gece ve gündüz miktarında Yer’in Satürn etrafında dolaşır. Bundan başka adı geçen gözlemci, evrenin Şekil 5 boşluğunun bir akıcı madde ile dolu olduğunu farz ve itibar ve Batlamyus’un zannettiği katı maddeyi kabul etmeyip ve kırılmalardan çekinip ve kaçsa da başka bir tehlikeye yakalandı ve bu sistemi de Batlamyus’a ulaşan eleştirilere aynı şekilde tutsak oldu. Gerek Batlamyus ve gerekse Tycho Brahe’nin astronomideki sistemleri genel yasalara ve astronomi gözlemlerine muhalif batıl itikatlar olmakla yorum ve beyanları babında bu kadarıyla 48 Felek el-mâîl: Eğimli küre; (İng. oblique sphere, Lat. obliquus, deflectens): 1) Gezegenin üzerinde hareket ettiği, ekliptiğe belli bir açı ile eğimli olan küre; gezegenin yörüngesi. 2) Ay’ın ikinci küresi. 19 yetinilerek ve ayrıntılı bir incelemeden vazgeçilerek şu anda zümrelerin aklen rağbet ettikleri ve filozoflar sınıfı tarafından geçerli olan Kopernik isimli araştırmacının sistemine başlandı. Kopernik Sistemi Evrenin görünüşünü yenileyen ve gerçek sistemini çizen Kopernik isimli araştırmacı 19 Şubat 1473 Miladi tarihinde Prusya’da bulunan Torun şehrinde muteber bir Teleskopik aileden yetişmiş ve felsefe bilimlerine başlamış, – doktor gökcisimleri rütbesine erişinceye kadar – tıp bilimine devam etmiş ve ms r e k a sonra matematiksel bilimlerle ve özellikle adının l i y devamlılığına vesile olan astronomi bilimiyle n uğraşmıştır. İtalya’daki John Müller49 ve Polonya’daki Domenico Maria50 adlarındaki astronomların ün ve şöhretleri Kopernik’e kadar ulaşmış olduğundan, zamanla o memleketlere gitti ve bunların dersleriyle Şekil 6 iştigal ve tahsil derecesini bu suretle dahi ikmal eyledi. Şurası gariptir ki, adı geçen öğretmenler de henüz genç olan Kopernik’in ilmi ve ameli zekâ ve olgunluğuna hayret ederek gelecekte sistem sahibi olacağını anladılar. Kopernik gurbette bir müddet ustalık tahsiline güç sarf etti ve astronomi aletlerini kullanma yatkınlığını kazandıktan sonra – tam yetkin olduğu halde – vatanına döndü. Orada önceki sistemleri araştırma ve inceleme sırasında Yerküre’nin iki türlü hareketini ispat ediyordu. Şöyle ki, Phythagoras’ın sözündeki yıllık hareketi Yerküre’ye vererek ve diğer bazı filozofların fikirlerinden – gece ve gündüzün ardı sıra oluşumu için – Yer’in hareket ekseni sonucunu çıkararak bu iki sözü uygun biçimde tatbik eyleyerek gök mekaniği biliminin kurucusu oldu. Bu astronom ömrünü güzel gözlemler ile geçirdi ve sistem sahibini teyit eyleyen eserlere dikkat ederek ve sayısız gözlem yaparak yayımladıklarını sonunda sundu ve itibarının güçlenmesiyle de sevindi. Ve nihayet 24 Mayıs 1543 tarihinde yıldız ömrü son dairesine ulaştı ve öğrencileri ve halefleri ile kendi arasına mezar taşı girdi. 49 John Müller (Johannes Müller, Regiomontanus); Regiomontanus 1436 yılında Königsberg yakınlarındaki Lowar Franconia’da (günümüzde Almanya’da Bayern) doğdu ve 1476’da İtalya’nın Roma şehrinde öldü. Öldüğünde Kopernik üç yaşındaydı. Regimontanus, Peurbach’ın (1423-1461) tamamlayamadığı Epitome in Ptolemai Almagestum (Batlamyus’un Almagest’inin Özeti) adlı eseri tamamladı. Bu eser ölümünden sonra 1496’da basıldı. Kitap basıldığında Kopernik 23 yaşındaydı ve Cracow Üniversitesi’ndeydi. Kopernik burada Peurbach’ın Theoricae Novae Planetarum (Yeni Gezegen Kuramları) adındaki kitabına şerh yazan Albert Brudzewski’den matematik ve astronomi dersleri aldı. 1496 yılında Kopernik, Bologna’da hukuk eğitimine başladı; 1501 yılında eğitimini tamamlayarak Padua’ya döndü ve rahiplik görevine atandı. Bologna’da kaldığı süre içerisinde Regimontanus’un Epitome’si ilgisini çekti. Burada Regimontanus, Batlamyus astronomisinin her ne kadar Yer’i merkeze alsa da, gezegen hareketlerinde Güneş’le olan yakın ilişkisini kurmuştu. Ayrıca Kopernik bu süre zarfında dönemin önemli astronomlarından Dominico Maria da Novaro’dan (1454-1504) dersler aldı ve Batlamyus astronomisinin yetersizliği ve düzeltilmesi konusunda fikir alışverişinde bulundu. 50 Domenico Maria da Novara (1454-1504); Ferraralıdır. Bologna Üniversitesi’nde astronomi dersleri verdi ve Kopernik’in hocası oldu. Kopernik daha sonra onun asistanı oldu ve bir süre sonra da birlikte çalışmaya başladılar. 9 Mart 1497’de Kopernik’in ilk gözlemine tanık oldu. Kopernik’in haklılığına ve Batlamyus Sistemini yıkacağına inananlardan biridir. 20 Kopernik, Galilei ve Newton vasıtalarıyla ve onlardan sonra iki yüz sene müddette yapılan gözlemlerden Kopernik kuramını o kadar ikna edici olumlu kanıt toplanmıştır ki, geceleyin gökyüzünün manzarası seyredildiğinde – eğer akılsal görüş, görme duyusunun izlenimlerinin üstün gelmesinden kurtarılır ise – kısmi düşünmeye muktedir olan kişiler için idraki pek de kolay olmayan bu hareketin oluşumunda asla tereddüt ve şüphe kalmaz. İşte Kopernik ve takipçilerinin keşif ve tahkik eylemiş oldukları evrenin şeklinin düzeni (Şekil 6) gelecek bölümlerde beyan olunacaktır. Yer’in Vaz’iyye51 ve Âynîye52 Hareketi Konuya başlamadan önce hareketin muhtaç olduğu cisim, kuvvet ve şiddetin durum ve özelliklerine dair bazı dinamiklerin zikri uygun görüldüğünden fizik, mekanik ve geometriden ödünç alınarak bu makamda söylenmiştir. Eylemsizlik (‘acz), mutlaka cismin gerekli özelliklerindendir. Yani bir cisim – doğal olarak – durağan (sükûn) durumunu harekete dönüştürmeye veyahut hareketini sükûna çevirmeye kabil değildir. Hareket ve sükûndan her birinin bir cisme arızı mutlaka dış bir sebebe muhtaçtır. Bu dış sebebe – genel olarak – kuvvet denilir. Kuvvet de yalnız cisimlere tatbik ettiği etki nispetleriyle düşünülebilir. Kuvvetin cisim üzerine etkisi kuvvetin belli bir zamanda belli bir mesafeyi kat etmek üzere o cisme verdiği şiddetten ibaret olduğundan bir kuvvetin icra eylediği şiddet miktarıyla hareketin kuvvetini takdir etmek kabil olur. Bilinmelidir ki, kuvvetin etkilenen cisim üzerine icra ettiği etkinin yönü, geçerli hadiselerdendir. Cisme etki eden bir kuvvet etkisini ya bir anda yani birden veyahut aralıksız olarak arka arkaya (sürekli) icra eyler. Birinci surette yani birden cisimde oluşan şiddet bir tarzda bir karar olduğundan ivmesiz hareket (hareket-i müteşâbihe) ve ikinci surette yani arka arkaya oluşan şiddete ivmeli hareket (hareket-i muhtelife) denilir. Bu iki çeşit hareketin durumları aşağıda anlatılacağı üzeredir. Kepler’in Yöntemleri Önceki bahislerde açık olacağı üzere gezegenler evreni ışıklandıranın (afitâb-ı cihânât, Güneş) etrafında seyir ve devir eylediklerinden dolayı bu gök cisimlerinin hareket yöntem ve kanunlarını hakkıyla gözlemek için gözlemcilerin hareketin merkezi olan Güneş küresi üzerinde bulunmaları gerekir gibi görünür. Gerçekten de iyice gözlemlemek için evrende en müsait olan yer Güneş’in merkezidir. Ne var ki, bu dahi oturmaya elverişli değildir. Eğer mümkün olsaydı bile ışığın şiddeti gözleme engel olurdu… Ancak Yerküre’nin çeşitli durumlarına göre bunun üzerinde bulunan gözlem ustaları dahi bir belirlemede bulunabiliyor ki güya tam Güneş’in merkezinden gözlem yapar gibi adı geçen gök cisimlerinin her bir durumunu gözleyerek gerçek durumlarını idrake muktedir olabiliyor. 51 Hareket-i vaz’iyye; cismin her bir kısmının konumsal hareketi. 52 Hareket-i âynîye; bir yerden bir yere bütün olarak hareket. 21 Örneğin gezegenlerden biri Güneş ve Yer’in bulundukları düz çizgi üzerine geldiği zaman, gözlemcinin adeta Güneş’in merkezinde bulunup güya o noktadan gözetler bir durumda bulunacağı açıktır. İşte bu örnekte oluşan göksel olgudan yararlanarak gezegenlerin durumlarına vaki oldular, hareketlerinin gerçek yöntem ve yasalarını bildiler ve kâşif oldular. Kepler adındaki hünerli matematikçi zanaat ürünü aletlerden yararlanmaksızın – soyut düşünme kabiliyetine dayanarak – aşağıda yazılı yasalara ve değerli doğa kanunlarının keşfine muvaffak olduğundan Gökyüzünün Fatihi (Fatih-i İlliyyîn) onurlu unvan nişanıyla lakaplı olmaya layık görüldü ve parmakla gösterilen bir kişi oldu. Kanun 1 – Gezegenlerin yörüngeleri elips şeklinde olup, Güneş bu elipslerin odak noktalarındadır. D H Yani gezegenlerin – kendilerine özgü devir ve C R seyirleriyle – çizdikleri eğriler daire olmayıp belki bir takım oval şekillerdir ki Güneş (Neyyir-i A’zam)53 her eğrinin odak B A V noktası olarak adlandırılan yerde bulunur. Kanun 2 – Alanlar zamanlar ile orantılıdır. Yani Güneş’in merkezi ile gezegenlerin merkezleri arasında bulunan Şekil 7 mesafeden ibaret olup taşıyıcı eksen (kutr-ı hâmil) adı verilen 54 bir kavramın – hareketiyle – çizdiği alanlar, hareketin zamanı ile orantılı olurlar. Bundan dolayı adı geçen oranı araştırmak için gezegenlerin zamanları belli bir düzende olmayıp, yörüngesinde bulunduğu nokta Güneş’ten ne kadar uzak olursa hareketin o kadar yavaş ve mesafesi yakın oldukça oluşan hareketin hızlı olması gerekir. Şöyle ki, Şekil 7’de oluşan ABC, ADH, AVR alanları, BC, VR55 yaylarından her birini kat etmek için cismin sarf ettiği zamanlar ile orantılıdır. Belli bir zamanda taşıyıcı eksenin yer değiştirmesiyle çizilen alanlar birer üçgen şeklindedir ki, iki kenar taşıyıcı eksenin iki konumundan ve üçüncü kenar gezegenin o zamanda kat ettiği yayı çevrelemesinden oluşur. Bundan anlaşılır ki, gezegenin yörüngesinden bir mesafeyi kat etmek için sarf ettiği zamanın – taşıyıcı eksenin konumuna göre – kâh az, kâh çok olması lazım gelir (Şekil 7). Örneğin şekilde gösterilen üç alanın yayları birer saatlik yaylar varsayılırsa bu üç durumda alanlar saatler gibi eşit olmak için gezegen böyle muhtelif mesafeler kat etmiş olur. Kanun 3 – Zamanların kareleri mesafelerin küplerine eşittir. Yani, gezegenlerin zamanlarının karelerinin birbirine oranı o gezegenlerin Güneş’ten olan ortalama uzaklıklarının küplerinin bir diğerine oranı gibidir. Bu kanun genel olarak bir gezegenin dolanım süresi bilindiğinde bu bilinen zamanın karesini alıp sonucun küp kökü [üçüncü kuvvetten kökü] alınırsa o gezegenin Güneş’ten uzaklığı çıkarılmış olur. 53 Neyyir-i A’zam Güneş; Neyyir-i Asgar Ay. 54 Büyük eksen (semimajor axis) ve küçük eksen (semiminor axis). 55 Metinde dv olarak verilmiş. Doğrusu vr olmalı. 22 Örneğin Jüpiter Güneş’in etrafında 12 yıl sürede dolanımını tamamladığından bu zaman karesi olan 144 adedin küp kökü 0,2 olmakla Yer’in 1 itibar olunan uzaklığının kıyası ile Jüpiter’in Güneş’ten uzaklığı Yer’in Güneş’ten uzaklığının 5 misli ve 20 kadarı (5,20) olmuş olur.56 Şimdi bu mesafenin kilometreye dönüştürülmesi istenirse adı geçen adet yani 0,2 Yer’in Güneş’ten uzaklığı olan 150 milyon kilometre ile çarpımının sonucu olan 780 milyon kilometre Jüpiter’in Güneş’ten uzaklığıdır. Aynı şekilde dolanım süresi Yer’in dolanım süresinde az olan Venüs’ün uzaklığı istendiğinde Yer’in dolanım günü olan 365’in karesinin Venüs’ün dolanım günü olan 224’ün karesine oranını, 150 milyon mil küpünün bilinmeyen Venüs’ün uzaklığının kilometre ölçeği ile küpüne oranı gibi olduğundan hesap edildiğinde 0,72, yani Yer’in 7 onda bir ve 2 onda bir, diğer bir ifade ile 100 kısımda 72 kısmı olduğu anlaşılır.57 İşte bu kaide gezegenlerin aylarında dahi aynı şekilde geçerlidir. Çekim Kuvveti ve Genel Ağırlık (Sıklet-i Umumiye) Cisimlerin kısımlarının çekim kuvvetleri sebebiyle her şeyden önce hissedilen ve anlaşılan, cisimlerin etkilerinin zeminin yüzeyine düşüş hızlarıdır. Göreli büyüklük ve ağırlık ne derecede farklı olursa olsun toplam ecsam (kütle) denizden itibaren (boşlukta) bir saniyede 4,9 metre mesafe kat ederek düşerler. Fakat düşme zamanı 1 saniyeden fazla olursa diğer saniyelerde farklılık oluşur. Şöyle ki, düşme zamanının birinci saniyesinde 4,9 yani 5 metreden biraz noksan, düştükten sonra onu takip eden ikinci saniyede önceki mesafenin 3 misli, üçüncü saniyede 5 misli, dördüncü saniyede 7 misli ve beşinci saniyede 9 misli ve bu şekilde devam eden suretle tek adet oranında kat eder. Bundan anlaşılıyor ki, cismin düşmeye başladığı noktadan itibaren kat eylediği mesafeler düşme için sarf ettiği saniyelerin kareleri oranındadır. Yani örneğin, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 saniyeler zarfında kat edilen mesafeler bu adetlerin kareleri olan 1, 4, 9, 16, 25, 36, 49, 64, … adetlerinin 4,9 ile çarpımının sonucuna eşittir. Bundan dolayı, zemine ulaşıncaya değin örneğin 10 saniye zamanda düşen bir cismin saniyelerin miktarı olan 10 adedinin karesi yani kendi misline çarpımının sonucuna eşit metre kat eylemiş olacağından hesapla 490 metre kat ettiği meydana çıkar. İşte Galilei’nin birinci olarak sezdiği ve idrak eylemiş olduğu bu genel kanun sonraları deneysel yöntemle dahi ispat olunmuştur. Yer’in küre şekli ve ağırlığın etkisi Yer’in her tarafında oluştuğundan başka küresel şekli bile çekim kuvvetinin eseri ve cisimlerin Yer’in bütün yönlerinden Yer’in merkezine yönelmelerinin 56 T bir gezegenin Güneş etrafındaki dolanım süresi; a Güneş’e olan uzaklığı olsun; 3 T 2  a  T 2  a 3 dır. 2 Diğer bir deyişle T  1 , yani sabittir. a3 2 57 3652  150milyon3 . 150 milyon 1 birim olarak alınırsa; 365  2,6551  1birim  2,6551  aVenüs  0,72birim 2 2242 aVenüs 224 aVenüs  aVenüs  0,72 150milyon  108,3 milyon km elde edilir. 23 gerekli sonucudur. Çünkü Yer’in tüm parçaları denge durumlarını bulmak için her taraftan ortaya almış oldukları bir merkeze doğru meyil etmeleri ve yönelmeleri Yer’in çekiminden ötürüdür. Diğer bütün gezegenlerde de Yer’in yüzeyinde hissedilen çekime benzer bir kuvvet bulunduğuna – şahit olunan küresel şekilleri – yeterli delil ve kanıttır. Bundan dolayı cisimleri kendisine doğru çekmek ve tutmak özelliği yalnız Yerküre’ye ait olmayıp genel cisimlerin parçalarında olan bir tuhaf durum olduğu ve genel olarak maddenin olduğu yerde elbette çekim kuvvetinin de mevcut olacağını çıkarmak doğal hususlardandır. Eski düşünürlerden Anaksagoras,58 Demokritos59 ve Hipparchos adlı bilginler de o asırlarda cisimlerin bir ortak merkeze meyilleri olduğunu söylemişlerdi ve Kopernik bile bu görüşte müttefikti. Kepler adındaki matematikçi geçerli çekim dairesini genişletmekle Güneş’in çekim kuvvetini Yer’den başka diğer gezegenlere de uygulamış ve hepsinde çekimin karşılıklı etkisi olduğunu bildirmiştir. Bu hususta Fermat60, Bacon,61 Galilei ve Hooke62 adlı sonraki filozoflar buna dair ayrıntılı bahisler dile getirmişler ve bu kuvvetin olduğuna bağımsız olarak itikat etmişlerdir. Artık çekim meselesinin doğruluğu belli oldu ise de bu kuvvetin azalma, artma, zayıflama ve şiddetlenme biçimi kanun üzerine meydana geldiğinin keşif ve ispatı dikkatli bir matematikçinin etraflıca düşünmesi ve araştırmasına kalmıştır. Nihayet bu şan ve şeref ile Newton adlı bilim adamı müşeref ve mümtaz oldu. Adı geçen kişi – Kitâb el-Usûl63 adlı güzel eserinde yazdığı üzere – 1666 senesinde ağırlık hakkında oluşan düşünceler ve aklına gelenlerle dedi ki, “Yeryüzünde bulunan dağların en yüksek tepelerinde bile ağırlık kuvvetinin etkisi – hissedilen bir değerde – azaldığı ve boşluğun aniden ortaya çıkarak kesildiği halde çekim dediğimiz zincir düşünülenden (daha öteye) Ay’a kadar uzanmış olmasın? Herhalde Ay’ı yörüngesinde tutan Yer’e hapis ve mahkûm eden şey çekim kuvveti adıyla isimlendirilmiş olan bu gizli sırdır.” Her ne kadar Ay’ın uzaklığı kadar bir büyük mesafede yerçekimine hayli zayıf maruz kalarak Ay’ın merkezkaç kuvveti (‘an el-merkez) etkisiyle Ay’ın kütlesinin, yörüngesine teğet bir düz çizgi yönünde doğal olarak kaçmaya meyilli ise de merkezçek (câzibe-i zemîn) onu yörüngesinde alıkoyup etrafında dolaştırmaya kâfidir. Newton, Ay’ın yörüngesinin eğrilmesine sebep olanın yerçekimi olduğunu ve Yer’in, Ay’ın uzaklığındaki çekim kuvvetinin64 kendi yüzeyi üzerine olan çekim kuvveti miktarından 3600 kere zayıf olduğunu zan ve tahmin etmiştir. Bir müddet sonra adı geçen bilgin yerçekiminin Ay’a uyguladığı etki miktarını doğru hesapla şu şekilde çıkarmıştır. 58 Anaksagoras (M.Ö. 500–428); İyonyalı bilim adamlarının sonuncusu, Atina’da doğa felsefesinin ilk öğretmeni. Platon ve Aristoteles’in de öncüsüdür. Evrenin oluşumuna ilişkin ilginç görüşleri vardır. 59 Demokritos (M.Ö. 460–370); Her şeyin bölünemeyen atom adı verilen varlıklardan oluştuğunu söyleyen Atomcu filozof. 60 Pierre de Fermat (1601–1665); Modern sayılar kuramının kurucusu olan ve matematik alanında çalışmaları bulunan Fransız bilim adamı. 61 Francis Bacon (1561–1626); Aydınlanma döneminin önemli filozoflarındandır. Bu dönemde bilimin önemini ve insanlığın refahı yönünde vaat ettiği olanakları ilk kavrayan düşünürlerdendir. 62 Robet Hooke (1635–1703); Mikroskop ile ilgili çalışmalarıyla tanınan Hooke, bugünkü mikroskobun ana prensiplerini bulan bilim adamlarındandır 63 Philosophiae naturalis principia mathematica, 1687. 64 Ay’a uyguladığı çekim kuvvetinin. 24 “Yer yüzeyi üzerinde bulunan bir kütle bir saniye zarfında takriben 5 metre süratle düşer. Hâlbuki Ay’ın kütlesinin Yer’in merkezinden uzaklığı bizim Yer’in merkezinden uzaklığımızın 60 mislidir. 60’ın karesi ise 3600’dür. Bu hesabın doğal sonucundan çekim uzaklığının mesafesi, kare ile aynı ölçüde olması gereklidir.” Bu kanun ise gerek Yer’in kütlesinin çekimini ve gerek Ay’ın bir gezegen olan Yer’in (seyyâre-i arzın) etrafında devamlı dolanımını beyan eylemeye kafidir. İşte Newton adlı ilim sahibi, adı geçen hesaba dayanarak iki hükmü içine alan bu kanununu aşağıdaki cümle ile ifade eylemiştir. “Çekim kuvveti mesafenin iki katının ters oranına ve kütlenin doğru oranına göre etki eder.” Demek oluyor ki 10 defa uzak olan mesafede çekim kuvveti 100 defa küçük ve 10 kere ağır olan bir kütlenin çekim kuvveti yalnız 10 kere fazla olur. Bu makamda Ay’ın kütlesinin hareketiyle çizdiği yörüngesiyle 1 saniye zarfında oluşan eğilme miktarını tayinle Ay’ın düşme miktarının beyan ve ispatını içeren bir amel hesabı icra ve tatbik edelim. Şöyle ki, geçen ifademizden anlaşılacağı üzere 1 saniye zarfında Yer’e doğru düşmeden ibaret olan eğri Ay yörüngesi, 5 metrenin 3600 parçasından bir parçadır. İmdi, teğet çizgisinin istikametinden ortaya çıkan eğri yörünge, zamanın karesi oranında ortaya çıkarsa 60 saniyede 3600 kere fazla yani 3600 x 5 ÷ 3600 = 5 metre ve 1 saatte 3600 kere yani 18.000 metre ve 24 saatte 24 kare veyahut 576 kere 18 kilometre yani 10.368 kilometre ve takriben çeyrek çevre kat ettiği 7 günde ondan 49 kere büyük yani 508.032 kilometre eder ki bu adet gerçekten Ay’ın yörüngesinin yarıçapının uzunluğudur. Bu daire çizildiğinde Ay’ın Yerküre etrafında dolanım müddetinin çeyreğinin kat ettiği zamanda adı geçen hâsıl kadar eğrilmiş olacağı bir mikyas vasıtasıyla müşahede olunur. Bu incelemeye uygun olarak, bir saniye süresince Yer üzerine ağır cisimlerin düşme miktarlarının Ay’ın yörüngesinin adı geçen süre zarfındaki eğrilmesine oranı bilindiğinde bu peykin (uydunun) Yer’den uzaklığının hesap ve istihracı kolaydır. Çünkü Yer’in yarıçapı ölçüsüyle eğrilmenin niceliğinin karekökü, Ay’ın yörüngesinin Yer’den uzaklığının miktarını ifade eder. Mesela yörüngenin eğimi (ki yayın sinüsü yani S E infirâc-ı mümâs) Yer’in üzerine düşen cisimlerin kat ettiği mesafenin 3600 kere küçük olmakla bu adedin karekökü olan 60 adet, Yer ile Ay’ın R arasında bulunan Yer yarıçapı emsalini göstermiş olur. H U Çekim kuvvetinin etkisini iyice anlamak için uzayda bir M küresi C D varsayalım. Bu M küresi, Şekil 8’de görüldüğü gibi benzer hareketle MB B F düz çizgisi çizer. Fakat adı geçen cisim, A noktasına gelir gelmez S A M merkezine doğru sevk ve tahrik edici bir etkiye (sadme) maruz kaldığı tahayyül olunur. Şöyle ki, adı geçen cisim biri AF yönüne diğeri AS Şekil 8 25 istikametine yönlendirilir. İki hareket ettirici kuvvete tabi olmaya mecbur olur. İmdi, cisimlerin hareket yöntemi biliminde kesin olduğu üzere bu hareketli cismin iki hareketli kuvvete tabi olması sebebiyle aşağıda geçeceği üzere tayini mümkün olan AC ortalama yolunu alması lazım gelir. Şöyle ki, hareketli cisim iki kuvvetin her birisiyle birer birer sevk olunmuş olmakla eşit zamanlarda çizeceği AC, AD çizgileri alınsa bu iki nicelikten her birinin ayrı ayrı eş birer farz olunmuş zamanda kat ve resmeder idi. Bu zaman zarfında yetişeceği yerin tayini için ABCD paralel kenar tamamlanırsa görülür ki hareketli cisme birden etki eden iki doğal kuvvet vasıtasıyla paralel kenarın AC köşegenini resmederek birer birer etkide C veyahut D noktalarına ulaşması için muhtaç olduğu varsayılan zamanın sonunda C noktasına ulaşmış olur. Ancak C noktasına ulaşmasında adı geçen cismin S noktasına doğru sevk ve tevcih edeceği yeni bir etkiye tesadüf eder ise de hareketin yönünün değişmesi nedeniyle CH istikametinde diğer bir CURH paralel kenarı resmedip bu saniyenin sonunda CR köşegeni istikametiyle R noktasına ulaşır. Burada da üçüncü bir etkiye maruz kalır ve aynı şekilde yönü değişir. Velhasıl M cismi değişik nicelik ve yönde olan çekim kuvveti ve itme kuvvetinden doğal hesapla bu iki kuvvet gayet küçük paralel kenarın köşegenleri yönlerinde ortaya çıkan hareket vasıtasıyla zorla Kepler’in birinci yasası uyarınca bu cisim küçük bir eğriden oluşan bir oval şekil çizmiş ve oluşturmuş olur. Adı geçen kuvvetlerin mesela çekimin etkisi bir anda kesilse gezegen derhal – yörüngesine teğet düz bir çizgi ve eşit hareket üzerine – karara mecbur olur. Merkezçek ve merkezkaç eşit şiddetle olursa bu kuvvetleri oluşturan AD AC eşit şekilde artarsa AC doğrultusu sabit ve kuvvet hızları oranında artar ve hareket dairesel ve eşit olur. Ancak kuvvetlerden birisi belli bir oranda diğerinden fazla olursa o halde hareket dairesel ve eşit olmaz. Diyelim ki, çekim kuvveti itme kuvvetinden aslında fazla bulunmuş veyahut sonradan bir miktar fazlalaşmış olursa – kuvvetlerin taarruzu azalacağından ve kuvvetler hemen tek bir yönde etki eder gibi olacağından – AD CH kenarları S merkezine yakınlaşırlar ve hız kazanırlar. Ancak çekim kuvveti uzaklıkların karesinin ters orantısında azaldığı mesela 3 kere yakın olan bir mesafede çekim kuvveti 9 defa büyük olduğu dakik hesapla ve tecrübeyle müspet ve aynı şekilde kaçma kuvveti mesafelerin karesinin ters orantısında çoğalacağı yani üç kere yakın olan mesafede bu kuvvet 27 defa fazla olacağı muhakkaktır. Bundan anlaşılır ki, gezegenin yörüngesinin eğimi taşıyıcı eksene dik oluncaya değin Güneş yıldızına (kevkeb-i şems) yakın ve hızını çekim hızından pek fazla bir oranda icra eylemiş olur. Ve bu halde gezegenin hareketi – yerçekimi kuvvetinin yönünün tersinde – Güneş’ten uzaklaşarak ve gide gide itme kuvvetinin etki yönünün tersinde olarak hızının oranı artar ve yine yakınlaşır. Kuvvetlerin bu şekilde terkibi sebebiyle gezegen kuvvet merkezinde daire değil belki bir elips çizmekle gezegenin merkezine bazen yakınlaşır bazen merkezden uzaklaşır. Yakın olduğunda hareketi hızlı ve uzak olduğunda yavaş hareket eder. Şöyle ki, AB, AC, AD taşıyıcı eksenler ile taranan alanlar daima eşit olurlar (Şekil 8).65 65 İkinci Kepler Yasası (Alanlar Yasası). 26 Bundan açıkça görünür ki, alanların yani ABC, ADH üçgenlerinin bir diğerine eşit olması için BC yayı DH yayından büyük ve bundan dolayı gezegen kendi seyriyle adı geçen elipsi çizerken yörüngesinde vaki b perije (hadid)66 noktasında olduğu zamanda hareketi dahi apoje (evc)67 noktasında bulunduğu zamandan daha hızlı olması gerekir. Tecrübe ile müspet olduğu üzere havası alınmış yerlerde doğal olarak düşen farklı ağırlıktaki ve kütleli68 cisimlerin eşit hızlar ile hareket ettiklerine nazaran bir gezegenin çekime uğradığı kuvvet onun hususi ağırlığına aslen bağlı olmayıp belki çekime kapılmalarının şiddeti çekime uğramış cismin hacmine göre olduğu malum olmuştur. İmdi gezegenlerin kütleleri yani çevreledikleri madde parçası genel çekim yasası yönteminden elde edilebilir ve bu miktar yardımıyla cisimlerin yoğunlukları yani bağıl ağırlıkları (sıklet-i izâfîye) kolaylıkla çıkarılabilir. Mesela büyüklüğü ve diğer usulü bize malum olan Yerküre’nin hacmini ve çekim kuvvetini mukayese aracı hükmünde tutarak bunun bilinen kütleye oranla Jüpiter gezegeninin bilinmeyen kütlesini keşif ve elde etme yollarını arayalım. Adı geçen gezegenin dört uydusundan ilki Ay’ın Yer’den olan uzaklığının takriben 1 metre kadar uzak olduğu halde adı geçen uydu Jüpiter’in etrafındaki dolanımını icra etmektedir. Eğer Jüpiter’in bu ayı devrini tamamlamak için sarf ettiği zamanı Ay’ın Yer gezegenimizin etrafında dolanımını tamamlamak için sarf ettiği kadar olmuş olsaydı Jüpiter uydusunu yörüngesinde tutmak için muhtaç olacağı kuvvet, Yer kendi ayını aynı şekilde yörüngesinde alıkoymak için muhtaç olduğu kuvvet kadar bir çekimi olması icap eder ve çekim “kütlenin eşit oranıyla ve mesafenin karesinin ters oranına göre” etkilediği hatırlanırsa Jüpiter’in kütlesinin Yer’in kütlesine eşit olması gerekirdi. İmdi bu iki gezegenin büyüklüklerine bakılırsa Yer’in yoğunluğu yani bağıl ağırlığı Jüpiter’inkinden 1474 kere büyük olması lazım gelir. Çünkü Yerküre Jüpiter’den 1474 defa küçük olduğu halde yine uydusu üzerine olan etkisi Jüpiter’in kendi uydusuna olan etkisine eşit olurdu. Ancak Jüpiter’in uydusu Ay’ımızdan 16 kere daha hızlı olduğundan [ve mademki merkezi kuvvet hızın karesi oranında olduğundan] Jüpiter uydusunu yörüngesinde tutmak için 256 kere büyük bir kuvvete muhtaç olacağı ve halbuki 256 adedi 1474 adedinden 5 defa küçük olmakla Jüpiter’in ağırlığı 5 kere az olup Yer’in bağıl ağırlığı Jüpiter’inkinden 5 defa fazla olması gerekir. İşte Yer’in ağırlığı 1 itibar olunarak bir gezegenin bağıl ağırlığının hesap edilmesi ve çıkarılması amacıyla kullanılan bütün kuralların faydası aşağıda geçtiği üzeredir. “Bir gezegenin kütlesinin yani eczâ-i cevheriyesinin” “Güneş’in kütlesine” oranı, “bu gezegene mensup bir uydunun en uzak mesafesinin küpünün, o 66 Perije; gezegenin yörüngesinde Güneş’e en yakın olduğu nokta. 67 Apoje; gezegenin yörüngesinde Güneş’e en uzak olduğu nokta. 68 Metinde “hacim” denilmiş. Ancak burada söz konusu olan kütledir. 27 uydunun dolanım devrinin karesiyle bölümünün sonucunun” “Yer’in Güneş’ten en uzak mesafesinin küpünün, Yer’in Güneş etrafındaki dolanımının karesine”69 oranı gibidir.70 Örneğin Jüpiter’in dördüncü ayı Jüpiter’den 429.000 km uzaklıkta olduğu ve 16 gün ve 18 saatte devrini tamamladığı bilindiğinde ve adı geçen kanun uygulandığında, uzaklığın küpü dolanım süresinin karesi üzerine bölünüp çıkan sonuç, Yer’in Güneş’ten uzaklığı olan 150 milyon km’nin küpünün Yer’in dolanım süresi olan 365 ¼ 71 (‘in karesine) oranına bölündüğünde elde edilen sonuç, Jüpiter’in kütlesinin Güneş’in kütlesine oranı gibi olur. İşte buna benzeyen uydunun hesabıyla Yer’in kütlesinin Güneş’in kütlesinin 354.956 oranında olduğu çıkarılır.72 Şöyle ki, Ay’ın Yer’den uzaklığının küpü bu uydunun dolanım süresinin karesi üzerine bölündüğünde elde edilen sonuç, Yer’in Güneş’ten olan uzaklığının aynı şekilde küpünün merkez kürenin (Yer’in) dolanım süresinin karesi üzerine bölündüğünde çıkan sonuç, Yer’in (kütlesinin) Güneş’in (kütlesine) oranına bakılırsa, adı geçen adet bulunur. Ve aynı şekilde Güneş’in cesameti itibar olunup ve bir gezegenin aynı şekilde kütlesi kendi cesameti üzerine bölünmesiyle çıkan sonuçlar nispet olunsa Güneş’in bağıl ağırlığına oranla o gezegenin bağıl ağırlığı (vezin-i izafiye) elde edilir. İşte bu amaç için bu sebeple aşağıda iki örnek verilir. 1. Güneş’in kütlesi Yer’in kütlesinden 354.956 kere büyük ve yoğunluğu (cesamet) da Yer’inkinden 5 kere. Gezegenin yoğunluğu s, Güneş’in yoğunluğu ş, uydunun dolanım zamanı n, uydunun gezegenden uzaklığı m, Yer’in dolanım zamanı t ve Yer’in Güneş’ten uzaklığı l harfleriyle m3 gösterilirsin. Buna göre genel düstur; s  3n 2 = 1.407.124 biçiminde olur. Birinci adet ikinci üzerine ş l t2 nispet olunduğunda çıkan sonuç 1/5 bulunur ki Yer’in yoğunluğu 1 varsayılırsa, Yer’in Güneş’ten 5 kere küçük olduğu belirlenir.73 2. Jüpiter’in kendi ayı üzerine olan etkisinden bilinmiştir ki, bu gezegenin kütlesi Yer’in (zemin) 256 mislidir. İmdi, bu adedin Yer’in yoğunluğundan 1414 misli olan Jüpiter’in yoğunluğu 69 Metinde “Yer’in Güneş’ten en uzak mesafesinin küpüne oranı gibidir” biçiminde verilmiş. Doğrusu “Yer’in Güneş’ten en uzak mesafesinin küpünün, Yer’in Güneş etrafındaki dolanımının karesine oranı gibidir” olmalıdır. a3 Yani; M gezegen T2 ’dir.  3 M güneş a yer T 2 yer 70 Gezegenin bağıl ağırlığı s ve Güneş’inki ş ve dolanım zamanı n ve uydusunun gezegene uzaklığı m ve Yer’in Güneş’ten en uzak mesafesi l (Hoca Tahsin; metin burada kesiliyor - “Hey‘et-i Âlem”, Mecmûa-i Ulûm, nr. 5, Safer 1297 (1880), s. 1–16). 71 Metinde 165 1/6 yazılmış; doğrusu 365 ¼ olmalı. 72 Güneş’in kütlesi Yer’in kütlesinin 330.000 katıdır. 73 “Güneş’in kütlesi Yer’in kütlesinden 354.956 kere büyük ve yoğunluğu (cesamet) da Yer’inkinden 5 kere. Gezegenin bağıl ağırlığı (yoğunluk) s ve Güneş’inki ş ve dolanım zamanın n ve uydunun gezegenden uzaklığı m ve Yer’in Güneş’ten uzaklığı m harfleriyle gösterilirse genel düstur; s / ş = m 3 / n2 / m3 1.407.124 defa büyük olmakla birinci adet ikinci üzerine nispet olunduğunda çıkan sonuç 1/5 bulunur ki Yer’in bağıl ağırlığı 1 varsayılırsa Güneş’in bağıl ağırlığı olduğundan Yer’in Güneş’ten 5 kere küçük olduğu belirlenir.” biçiminde yazılmış. Doğrusu yukarıdaki gibi olmalı. 28 üzerine bölünmekle çıkan sonuç 1/5 olup ve bundan Yer’e oranla bu gezegenin bağıl ağırlığının (yoğunluğu) 1/5 olduğu açık olur. Kaldı ki, Merkür, Venüs ve Mars gezegenlerinin çekimlerini gösterecek ayları olmadığından bağıl ağırlıklarının yukarıdaki yöntemle çıkarılması kabil değildir. Ancak bunların civarlarından çıkan diğer gökcisimlerine uyguladıkları çekimler ve farklı hareketler aracılığı ile bu istenilen hesapların tahminine ulaşılabilir. Ay’ın ağırlığı Yer’inkinden 1/7 kadar olduğu ve kütlesinin Yer’in kütlesinden 49 defa az ve Gel-Git’teki etkisi 68 kere küçük olduğu tahmini bir hesap ile bilinmiştir. Bir gezegenin kütlesi ve çapı bilindiğinde onun yüzeyi üzerine ağırlığın durumu yani o gezegen üzerine düşen cisimlerin hızlarını hesap etmek ve çıkarmak zor değildir. Mademki, düşme hızını etkileyen çekim kuvvetinin şiddeti (gezegenin kütlesinin oranı eşit ve çapının oranı bilindiğinden) ve ölçek olarak alınan Yerküre’nin ekvatorunda düşen cisimlerin hızları 4,9 metre olduğu bilindiğinden, bu hızı istenen gezegenin kütlesiyle çarpımının sonucu o yıldızın yarıçapının karesi üzerine bölündüğünde çıkan sonuç 1 kıyas olan kütle Yer’in yarıçapına oranı istenene malum olmuş olur. Örneğin, zemin üzerine cisimlerin düşme zamanlarında ilk saniyede 4,9 metre kat ettiklerinden bu adet Jüpiter’in kütlesi olan 256 niceliği ile çarpımının sonucu bu gezegenin yarıçapı olan 11 adedin karesi yani 121 niceliği üzerine bölünüp çıkan sonuç olan 10,65 metre adedi hesabıyla Jüpiter’in yüzeyi üzerine ilk saniye adedinde düşen bir cismin hızı yani kat ettiği mesafe olur. Eğer Güneş’in kütlesinin (cirmi) Ay’ın dolanımına etkisi hesap etmek istenirse, Ay’ın kütlesini yörüngeden atmaya zorlayan Güneş’in çekimi ile (Ay’ı) yörüngesinden alıkoymaya çalışan Yer’in çekimi arasındaki oranı hesap etmek yeterli olduğundan adı geçen oran aşağıda geçeceği üzere tayin ve istihraç olunur. Güneş’in Ay üzerine olan çekim etkisi Yer’in yine Ay üzerine olan çekim etkisine oranı (Güneş) ile Ay arasındaki mesafenin karesi üzerine bölünen Güneş’in kütlesi, Ay ile Yer arasındaki mesafenin karesi ile bölünen zeminin kütlesine oranı gibidir.74 Yine, Güneş’in çekimi, Yer’in çekimi, Güneş’in kütlesi ve mesafenin karesi dışında Yer’in yıllık hareketinin ve her bir saniye zarfında 1665 metre olan hareketinin de hesap edilip hesaba dahil edilmesi gerekmektedir.75 Bu uydunun Yer’in etrafında seyri her bir saniye müddette 56 metredir. Hâlbuki iki kere daha hızlı olan bir hareketle dengelemek için 4 misli şiddetli bir çekim kuvvetine gerek duyulur. İşte Kepler adlı bilginin usulü ve Newton adlı ilim sahibinin genel çekim kuvvetini keşfetmezden önceki durumu, mümkün olmayan çok sayıda astronomi meselelerinden biridir. 74 Fga Güneş’in Ay’a uyguladığı çekim kuvveti, F ya Yer’in Ay’a uyguladığı çekim kuvveti, Mg Güneş’in kütlesi, My Yer’in kütlesi, Ma Ay’ın kütlesi, aga Güneş-Ay uzaklığı ve aya Yer-Ay uzaklığı olsun. Buna göre Mg  Ma M y  Ma Mg Fga   A ve Fya  B A a 2 ga olur. a 2 ga a 2 ya  B My a 2 ya 75 “Yine, Güneş’in çekimi, Yer’in çekimi, Güneş’in kütlesi bu Güneş’in karesi şu kadar var ki, Yer’in yıllık hareketi doğal olarak Ay her bir saniye zarfında 1665 metre olarak hareketini hesap tutup derc edilmesi lazımdır.” biçiminde yazılmış. 29 Aşağıda söz edileceği üzere burçlar dairesinin ılım noktalarının geri hareketi (hareket-i kahkarîyye), Yer’in salınım hareketi (hareket-i tezebzübiye), sabit yıldızların ışıklarının sapıncı (ihtilaf-ı ziya), her bir yerde Gel ve Git’i - kısacası hesapları insan aklından uzak görünen bunca olay ve gökcisimlerinin hareketleri bir oluş ve bozuluş evrenini (âlem-i kevn ü fesad) idare ile düzen ve denge oluşturan genel çekimin (eserleri) ki – incelenmiş ve belirlenmiştir. ABC istikameti evvelki gibi sabit kalıp, hızların kuvvetleri oranında artan ve dairesel harekete sebep olur. Lakin birisi aynı oranda diğerinden fazla olur ise o halde mesele diğerini kabul eder. Güneş Sistemi Âfitâbın (Güneş) etki ve çekiminden kurtulmaksızın Neptün adlı gezegenin uzaklığının 10 misli Güneş’ten uzak olan bazı kuyruklu yıldızların (zevât el-eznâb) gökyüzü bölgelerini hesaba dâhil etmediğimiz halde milyon fersah yarıçapı kadar genişliğindeki Güneş sistemi dairesi, hâkimleri bulunan Güneş’ten başka Merkür, Venüs, Yer, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs76 ve Neptün isimleriyle adlandırılan sekiz gezegen ile bu güne gelince Mars ile Jüpiter arasında bulunan bir dairede bugüne değin keşfedilmiş 157 teleskopik gezegen (seyyârât-ı teleskûbiyye), yirmi kadar uydu ve gezegenlerin hepsinden ibarettir. Güneş, evrenimizin merkez ve eşitliği olduğunda ilkin onun durumu beyanına girişip ve sonra bu yıldızın oluşturduğu gezegenlere merkez konumunda (merkez-nişîn) olan Güneş’e oranla bulundukları konum dâhilinde durumları ve sıralarınca gezegenlerden bahis olunacaktır: Günlük hareketten başka mevsim farklılıkları ile gecelerin kısalıp uzamalarına sebep olmakla en çok zahir olan günlük olaylardan birisi evreni aydınlatan Güneş’in (âfitâb-ı âlem-tâb) yıllık hareketidir. Güneş kendinden ışıklı, Yer ile diğer gezegenlerin merkezi ve hareketlerini düzenleyen bir küresel cisimdir. Güneş, evrenin ışığının başlıca kaynağı ve bitkilerin yetişip büyümesinin sebebi olduğu gibi, bizim için mümkün âlemde olan bütün yıldızlar Güneş gibi aşikâr olduğundan, her gün durumlarını değiştiren yıldızların en çok bilineni olduğundan, Güneş’in durumuyla nizam ve tertiplerine göre merkez ile gezegenlerin durumundan bahis olunması münasip görülmüştür. Güneş ışınlarına dayanıklı göz olmayıp, renkli veyahut merceği yeşilimsi bir cam vasıtasıyla neşir ettiği parlaklığa bakmaya tahammül edebilir. Güneş’in kursuna görüşü kuvvetli mercekler (mercimek camlar), büyücek bir teleskop yani büyük dürbün ile bakıldığında kurs üzerini siyah noktalarla (şâme) düzensiz bir takım beneklerin kapladığı ve gezegen benzeri bir perde ile çevrelendiği keşif olunur. Bu peykler bir kenarından diğerine değin takriben on dört gün sonunda hareketle gizlenirler ve yine on dört gün sonra evvelki kenarında görünmeye başlarlar ve tekrar hareket ederler. Bu eserlerin görünüşüne (göre) Güneş, Yer gibi sert ve katı olup etrafında olan esir ve ışık rüzgârının 76 Metinde, Uranüs gezegenin kâşifi olan Herchell’in adı, yedinci gezegenin adı olarak “Herşel” biçiminde verilmiş. 30 (nesîm-i ziyaiyye) hareketi nedeniyle bazı taraflarının tutulduğunu Herschell adındaki meşhur astronom bulmuştur. Çoğunun bulunduğu yerlere göre ve günümüzde geçerli olan görüş üzere bu benekler Güneş’in kursunda olup, bir yerden diğer yere geçme hareketleri Güneş küresinin kendi ekseni üzerine hareketinin sebebiyledir. Gerçekte birçok gözlem ile bütün uyduların dolanım hareketlerinin tek bir şekilde devam etmelerinden, takriben 20 ½ gün zarfında bir konumsal hareketi olduğu çıkarılmış olur. Güneş, bütün göksel cisimlerin en büyüğü olup kursu gezenlerin toplam kursundan 765 kere büyüktür ve gezegenlerin çizdiği elipsin odak noktasında bulunur. Yerküre de yıllık hareketinde yörüngesi olan elipsin değişik noktalarında bulunacağından Güneş’in görünen yarıçapı tek miktar üzere görülüp senenin çeşitli günlerinde farklı olmak üzere gözlemlenir. Beyan olunduğu üzere Güneş ekvator dairesine paralel olduğu halde uzayda her gün birer daire çizer görünüp ufkun üzerinde bulundukça gündüz, altında olduğu müddette gece olur. Fakat sabit yıldızların yörüngeleri çizdikleri yörüngeler gibi tek olmayıp Güneş’in yörüngelerinin kâh küçük ve kâh büyük olduğu ve çeşitli zamanlarda konumu araştırılsa gök kürede yerini art arda değiştirdiği pek az dikkat ve kolaylıkla anlaşılır. Çünkü her gün Güneş’in en yüksek olduğu nokta (gaye el-irtifa) eşit olmayıp artıp azalmaktadır. Aynı şekilde ufukta olan doğuş ve batış yeri sabit bir noktada olmayıp sürekli değişmesi ve başkalaşması sebebiyle gündüz ve gece süreleri her günün öğle zamanının gölgesi değişip ve farklılaşması gözle görüldüğünden, Güneş’in görünen hareketinin bir özelliği olduğunda şüphe yoktur. İmdi Güneş özel hareketiyle gökküresinde çizdiği yolu şöyle gözlemler ile incelense ve gökte sabit yıldızların konumuna nispet ve mukayese olunsa günlük hareketinden başka her gün Batı’dan Doğu’ya takriben bir derece miktarı ilerlediği görülür. Bu günlük hareket sabit yıldızların hareketiyle oluşmayıp Güneş’e mensup olduğu kesin olarak anlaşılmıştır. Belirli bir sabit yıldızın meridyen dairesine ulaşma anına doğru hareket eder. Bir ayarlı saatin işaret etmiş olduğu saat ve dakikadan takriben 4 dakika, ikinci77 gecede 8 ve aynı şekilde geri kaldığı ve dört dakika zamandan ibaret olan birer derece seyir ettiği aşikâr olur. Bu da gizli olmadığından bu gökcisminin (Güneş’in) meridyene art arda iki varışı arasında olan süre astronomik gün (yevm-i nücumî, yıldızıl gün)78 ve Güneş’in art arda iki varışının arası Güneş günü (yevm-i şemsî)79 olarak adlandırılır. Güneş günü, astronomik günden takriben 14 (dakika) uzun olur. Kaldı ki, ekvator ile Güneş’in merkezinden geçen eğim dairesi arasında mahsur kalsa yani Güneş’in sabit yıldızlar ile olan konum ve oranı ve ekvator ile Güneş’in merkezi arasında oluşan uzaklık hurafe sahiplerince Güneş’in eğimi kabul edilerek bunların her günde gözlemlenen miktarlarıyla yani her gün zeval vaktinde Güneş’in merkezinin gökte bulunduğu çeşitli noktaları bir gök küre üzerinde belirlenip konulduğunda iş bu 77 Metinde “üçüncü” denilmiş; doğrusu “ikinci” olmalı. 78 Yevm-i kevkebî: Yıldız günü; (İng. sideral day): Bir yıldızın meridyenden art arda iki geçişi arasındaki zaman süresi; 23 saat 56 dakika. 79 Yevm-i şemsî: Güneş günü: Gerçek Güneş merkezinin meridyenden art arda iki geçişi arasındaki zaman farkı. 31 çeşitli konumlardan oluşan daireleri Burçlar Kutbu olarak adlandırılan iki noktadan eşit uzaklıkta olduğu gözlemlenir. Böylece Güneş, günlük hareketin tersine yani Batı’dan Doğu’ya olan görünen özel hareketiyle bir sene zarfında boylamsal olarak gökyüzünde Burçlar Dairesi denilen bir büyük daire çizmiş olur.80 Daha sonra sözü edileceği üzere bütün Ay ve Güneş tutulmaları bir dairede meydana geldiğinden buna Tutulum Dairesi (dâire el-küsûf) de denilir. Bu ekvator dairesi ılım dairesi (daire-i meyl-i itidâleyn)81 denilen iki karşılıklı noktada sapan iki nokta ve iki taraflarında takriben 23,5 derece miktarında bir eğimli açı oluşturup bunlara Tutulum Dairesi ve En Büyük Eğim (meyl-i ‘azam) adını verirler. Takriben böyle tabir eylediğimizin sebebi şudur: Bu eğim daima bu miktarda olmayıp Delambre82 adındaki bir astronoma göre 100 senede zarfında 48 miktarı kat etmektedir. En büyük eğim gayet dikkatli gözlemle tayin edilip bu sene 230 27ı 33ıı miktarında olduğu cetvellerde tayin olunmuştur. Ilım (İtidâlyen) ve Dönence (İnkilâbeyn) Noktaları Burçlar dairesi üzerine en çok dikkati çeken dört nokta belirlenir ve işaretlenir şöyle ki: Şekil 7 dört noktadan ikisi ekvatordan daha uzak bulunan 2 ve 7 noktalarıdır. İş bu dört noktadan bu ikisine ılımlar denilir. Zira Güneş bu iki noktanın birisinde bulunduğunda günlük hareketiyle ekvator dairesi 12 saat ufkun üzerinde ve 12 saat ufkun altında bulunduğundan gündüz ve gece eşit olur. Bu iki noktadan A noktasına İlkbahar Ilımı (itidâl-i rebî‘î)83 ve C noktasına Sonbahar Ilımı (itidâl-i harîfî)84 tabir olunur. Diğer ikisine dönenceler denilir. Zira Güneş, bu iki noktanın birisine geldiğinde bu sınırı geçmeyip bir miktar durur görünür yani bu olayda özel hareketine asla halel gelmediği halde üç dört günden fazla bir yoldan gitmek üzere güney veya kuzeye meyli fark olunmayarak bu yerde durmuş ve karar eylemiş gibi zan olunmakla iş bu durmaya Güneş’in Kararı (istikrâr-ı şems) denilir. Yengeç’in başına gelse kuzeysel şehirlere göre Yaz Kararı (istikrâr-ı sayfî) ve Oğlak’ın başına geldiğinde Kış Kararı (istikrâr-ı şitavî)85 tabir olunur. İlki Haziran’ın 9’una, ikincisi Kânûn-u Evvel’in86 9’una doğru vaki olur. İşte son defa gözlemlenerek Güneş’in gökyüzünde çizdiği görünen yörüngesi bu vadidedir. 80 “İmdi, bilmesi günlük hareketin tersinde yani Batı’dan Doğu’ya olan görünen özel hareketiyle bir sene tamamında boylamsal olarak yolu yani yörüngesi küre-i fekârîs-i semâda Burçlar Dairesi denilen bir büyük daire çizmiş olur.” 81 Dâire-i ‘itidal: Ilım dairesi: Gece ve gündüzün eşit olduğu noktalardan ve ekvatorun kutuplarından geçen büyük daire. 82 ‫والمير‬ 83 İtidâl el-rebî‘î: İlkbahar ılımı; (İng. vernal equinox): Güneş’in ilkbahar noktasına (Koç burcuna) gelmesi ve bu andaki ılım. 84 İtidâl el-harîfî: Sonbahar ılımı; (İng. autimnal equinox): Güneş’in sonbahar noktasına (Terazi burcuna) gelmesi ve bu andaki ılım. 85 “İstikrâr-ı seneviye” biçiminde yanlış yazılmış. 86 Aralık. 32 Merkür’den gözlemlenmiş olsa bu gökcisminin hareketi Yer’in hareketinden takriben dört mil hızlı olduğundan Güneş’in hareketini dört defa hızlı ve Merkür’ün gece-gündüzü takriben 10/4, 60/2487 zamanda tamamlanacağı, yıllık hareketi Yer’in hareketinden takriben 12 kere yavaş olan Jüpiter’den bakılsa 10 saatten 5 dakika müddetinde icra olunduğu ve her birisinde Güneş’in yörüngesinin başka başka sabit yıldızlar uğrayacağı görülür idi. Şöyle ki: Ekser gözlem sonuçları(na göre) sabit yıldızlar ve Güneş mensup olduklarıyla beraber gökyüzünde topu birden hareketlidir. Güneş’in bu genel hareketi Herkül88 Takımyıldızı’nda bulunan bir noktaya doğrudur ki, 797 adet sabit yıldızın gözlem sonuçlarından hesap olunduğu üzere sağaçıklığı89 2590 9ı, dikaçıklığı90 + 340 36ı olan bir göksel noktaya doğru hareket ettiği bilginlerin eser-i tetkikatıdır. Lakin gerek görünen yıldızlarımız ve gerekse diğer yıldızlı bölgelerdeki bütün cisimler şeffaf veya kesif bir bilinmeyen bir cismin içinde hareket edip dolanımları hala keşfedilmemiş ve belirlenmemiştir. Gezegenlerin Genel Durumları Gezegenlerin feleklerinde yani seyir ettiği yörüngesinde Merkür ve Venüs’ün yörüngeleri Yer’in yörüngesiyle gezegenlerin merkezi olan Güneş’in arasında bulunduğundan bu iki gezegenlere alt gezegenler (sufliyye) denilir. Mars, Jüpiter ve diğer gezegenlerin yörüngeleri Yer’in yörüngesinin dışında olduğundan bunlara üst gezegenler (‘ulviyye) adı verilir. Bütün gezegenlerin özel hareketleri Batı’dan Doğu’ya olduğu halde tutulum dairesi ile enlemsel olarak iki eşit kısma bölünür ve gökküresinin kemeri hükmünde tutulan burçlar kuşağının91 sathı dâhilinde vaki olup adı geçen kemerden dışarı çıkmazlar. Geçip gitme hareketlerinden başka küremizin92 hareket eksenine benzer, bütün gezegenlerin eksenleri üzerinde birer konumsal hareketleri olarak dolanım sürelerini çeşitli zaman zarflarında tamamlarlar.93 Bu sebeple hepsi Yer gibi ekvatorlarından yani kendi kuşakları tarafından kabarıp94 cihetle hareket hızlarına göre salınırlar (mütelâtım). Bernoulli95 adındaki geometrici bu eksensel hareketin doğal nedenini dinamik kurallarına tatbik ederek araştırmış ve hareketli gezegenlerin oluş zamanlarında (hîn-i tekevvün) kendilerini göğe fırlatan (remy eden) kuvvetin her birisinde uygun gelen noktalarını hesap ve tayin etmiştir. Şöyle ki: Adı geçen atıcı kuvvetin hareket ettirici noktası (nokta-i teveccüh) meselâ Yer’in merkezine tesadüf etmeyip belki Güneş’e dönük olan taraftaki ekvatorunda, yarıçapının merkezden 87 ‫ و‬/ ‫ س ه‬/ ٤٢ olarak verilmiş; doğrusu ‫ ي‬/ ‫ س د‬/ ٤٢ olmalı. 88 ‫ الجاث على ركبتيه‬yazılmış; doğrusu ‫ الجاء على رتبه‬olmalı. 89 Metali: Sağaçıklık, rektesansion, bahar açısı; (İng. right ascension): bir gökcisminden geçen meridyen dairesinin ilkbahar noktasından (Koç noktası) geçen meridyen dairesine göre açısal uzaklığı. 90 Meyl, eğim, deklinasyonu, dikaçıklık, yükselim: Bir gökcisminin gök küresinde ekvator düzlemine göre açısal uzaklığı. 91 Nokta el-burûc yazılmış; doğrusu mıntıka el-burûc olmalı. 92 Yerküre. 93 Gezegenlerin kendi eksenleri etraflarındaki hareketleri. 94 ‫قباروب‬ 95 ‫برتويلى‬ 33 1/150 cüzüne96 ve Mars’ın etki noktaları 1/418 ve Jüpiter’in 7/19 cüzlerine97 tesadüf eder. Bu etkilere göre eğimleri yani hareket yönleri çeşitli ve hızları sabit olmuştur. Diyelim ki, adı geçen atıcı kuvvet, merkezlerden uzak adı geçen yerlerden başka bir uzak mesafeye tesadüf etseydi bu uzaklık ona göre kısa, hareketlerinin kutupsal ve eksenlerinin yönleri çeşitli olmuş olurdu. Gözlemcinin kütlesinin98 Güneş’in merkezinde bulunduğunu ve oradan gezegeni gözlediğini farz edersek, dolanım süreleri, burçlar kuşağının hizasında bulundukları bir noktadan başlayarak tayin, yine ol noktaya ulaşıncaya değin geçen süreden ibaret olup bu da sabit yıldızlar vasıtasıyla takdir ve tayin olunur. Merkür ve Venüs’ün dolanım süreleri Yer’in dolanım süresi olan yıllık hareketinden daha az ve adı geçen gezegenler Güneş’in arkasında oldukları halde ileriye doğru Batı’dan Doğu’ya kadardır. Yer ile Güneş’in arasında bulundukları zamanda hareketleri, Yer’in hareketinden hızlı olarak takriben Doğu’dan Batı’ya doğru geri ve bu zikrolunan iki konumun ortalarında bulunduklarında hareketler hissedilmeyip (Merkür ve Venüs’ün) adeta durdukları görünür. Onların üzerinde Yerküre’nin hareketi gözlemlendiğinde adı geçen durumların oluşması lazım gelir. Zira her bir gezegenden diğer gezegenlerin ileri hareketinin değişmesine bakıldığında üzerinde gözlem yapılan gezegen ve gözlemlenen gezegenlerin hızlarına göre yönleri değişir. Örneğimizde Merkür ve Venüs’ün hareketleri99 daha hızlı olduğundan hareket yönü çeşitli ve ters görünmüş olur. Merkür Bu gezegen bütün gezegenlerden Güneş’e daha yakın bulunup Güneş’in merkezinden uzaklığı 13.453.000 km’dir.100 Güneş’in gerek doğusal ve gerek batısal yönlerinde gökküresi derecelerinden 27 dereceden fazla ayrılamadığından yalnız ışığı Güneş’in doğuşundan önce ve akşamları batıştan sonra yani fecir, şafak ve geceleyin görünebilir. Çoğu zamanda kavuşum (içtima) halinde bulunduğundan bilinme ve cisminin durumlarının keşif ve anlaşılmasına Güneş’in ışığı mani olur. Güneş’i önünde olduğu zaman Merkür, Güneş’in kursunun üzerindeki tarafta (bulunması) halinde çapının gözlem ve takdir olunması müsait olabilir. Ve bu yöntemle Merkür’ün çapı 1247’ye101 ulaştığı çıkarılmıştır. Eksen hareketini 26 saat 5 dakika102 zarfında icra ve Güneş’in çevresinde olan devrini de 88 gün müddetinde ikmal ve ifa eder. Bu gezegenin kursu Yer’in cesametine oranla 1/17 cüz ve Yer’in berrak havada olan ışığının103 1/7 misli104 ve harareti aynı şekilde Yer’in yaz şiddetinde olan hararetinin aynı şekilde 7 misli olduğu hesapla bilinmiştir. 96 ‫جرأتده‬ 97 ‫جرلرنده‬ 98 ‫ حجم ناطر‬yazılmış. 99 ‫امتكلدن‬ 100 Günümüz değeri (gd): 58 milyon km. 101 Gd: 4878 km. 102 Gd: 58,65 gün. 103 Aklık derecesi. 104 “7 misli” yazılmış; doğrusu “1/7 misli” olmalı. Merkür’ün aklık derecesi 0,058; Yer’in aklık derecesi 0,39’dur. 34 Keskin gözlemler ile bakıldığında safhaları Ay’ın şekillerine benzer olur. Güneş’e yakın ve uzak olmasına göre ışığı artıp azalır. Güneş’in yakınında olduğu zaman Ay gibi ışığı daha fazla ve uzak olduğundan çok (az) ışık olur. Güneş’in arkasında ve üst kavuşumda bulunduğunda Güneş’e yakınlaştıkça ışığı Güneş’in etkisiyle mahvolur. Ay’ın aksine, Güneş ile aydınlanan yarı bize dönük olmakla ondan uzak oldukça aydınlık yarısı görünür ve aydınlık olmayan yarısı ışık ile görünmez olur. Venüs Güneş Sistemi’ne ait olan gezegenlerin ikincisi Venüs olup bütün gezegenlerin en parlağıdır. Hatta çok kere gündüz vaktinde görülür. Milâdî 1849 tarihinde birkaç gün doğuştan batışa kadar görülmüştü. Güneş’ten 47 derece kadar uzaklaştığından çoğunlukla ya Güneş’in doğuşundan önce ve batışından105 sonra görünme süresi ve parlak görünmesi 3 veya 4 saat(tir). Güneş Sistemi içerisindeki gezegenlerden Merkür’e benzese de bunun şekilleri daha çok kendine özgüdür. Bütün konumları Merkür’ün konumlarından daha görünürdür. Hilâl konumları çeşitli şekiller üzere gözlemlenir. Hilâlin keskin noktalarına106 ve içbükey tarafının uç kısımlarına bakılırsa, Venüs’ün üzerinde yüksek dağlar ve kendisini çevreleyen bir hava küresi olduğu sonucu çıkarılır. Bu durum, ışığı çok (olduğunda) yani dördün durumlarında da olup dolun olduğu zamanda olmaz. Çünkü dolun halinde Güneş’in arkasında ve Yer’den çok uzakta olur. Güneş’in etrafında olan dolanım hareketi 224 gün 16 saat müddette tamamlanır. Uygun durumlarda bu gezegenin yüzeyi üzerine, Ay yüzeyi üzerinde gözlemlenen şekillere benzer görünen bir takım şekiller ve alametlerin dolanım hareketine göre Venüs’ün 23 saat 21 dakika 107 zarfında bir eksen hareketi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Venüs ile Güneş’in arasında olan uzaklık ve mesafe takriben 25 milyon km108 olup bu gezegenin çapı hemen hemen Yerküre’nin çapına eşittir.109 Venüs ve Merkür’ün adeta his olunacak mertebe farklılıkları110 yoktur. Yerküre Meskenimiz Yeryüzü, Güneş Sistemi’nin merkezi olan Güneş’in gezegenlerinden biri olup sıralamaya göre üçüncü gezegendir. Aşağıda beyan edileceği üzere Yerküre’nin birkaç türlü hareketi vardır. En açık olarak dikkate değer olan hareketlerinden birisi kendi ekseni üzerinde icra olunan günlük hareketi ve diğeri Güneş’in etrafında oluşan yıllık hareketidir. Eskiler binlerce seneler Yer’in evrenin ortasında hareketsiz ve bir karar olduğunu itikat ve itibar ve günümüzde pek çok adamlar bu çocukça111 fikirler üzere kalem oynatmakta ısrar etmekte olduklarından, bu batıl fikri mahvetmek ve 105 ‫ قسمدندن‬yazılmış; doğrusu “batışından” olmalı. 106 ‫تاو رائينك كسكين نقطه لره مثال اولورلر بوندن و‬ 107 Gd: 241,01 gün. 108 Gd: 108 milyon km. 109 Gd: Yer’in ekvatoral çapı 12.756 km, Venüs’ün ekvatoral çapı 12.104 km’dir. 110 “tefrîtleri” yazılmış; doğrusu “tefrîk” olmalı. 111 “tufey-lâne” yazılmış; doğrusu “tufû-lâne” olmalı. 35 etkisiz hale getirmek amacıyla zikrolunan iki hareketini ispat eden inandırıcı delillerin ve kesin kanıtların beyanına girişelim. Yer’in Günlük Hareketi Olasılığının Üstünlüğü Gökcisimlerinin bazısına mahsus olarak itibar olunan özel hareketlerden başka bu cisimlerin hepsinin birden genel bir hareket ile Doğu’dan Batı’ya doğru hareketli oldukları eskiden beri gözlemlenmiş ve her gün gözle görülür ise de onların bu görünen genel hareket ile gerçekte de hareketli olmaları akıl terazisi ve hikmete uymadığı çeşitleri ile müspettir. İlkin, bu sonsuz uzayda etrafa yayılmış olan sayısız gökcismi ve özellikle sabit yıldızlar matematik ve geometrinin açık delilleriyle Yerküre’mizden oldukça uzak ve çeşitli mesafelerde vaki olarak zikrolunan görünen hareketleri gerçek farz ve takdir olunduğu surette dolanımlarını 24 saatte tamamlamak için hareketlerine o kadar mertebe çok hız lazım gelir ki adı geçen gökcisimleri hareket kuvvetlerinin tesirine birinin ve hepsinin tahammülünün olması ihtimali hikmet yardımı ve mekanik yasalarına uygun olmasının imkânı yoktur. İkincisi, yukarıda beyan olunduğu üzere Güneş’in Yer’den ortalama uzaklığı 37 milyon (kilometre)112 olmakla yörüngesini 24 saatte kat etmek için her bir dakikada 150.000 kilometre ve her bir saniye zarfında 2.500 kilometre seyretmesi lazım gelir. Sabit yıldızlardan ekvator civarında ve Yerküre’ye en yakın olan Ricl-i Kantûrûs ( Centauri)113 adlı sabit yıldız, her bir saniyede 517 milyon kilometre ve daha uzakta bulunan sabit yıldızlar bir saniyeden de küçük bir anda 70 milyar km kat etmelerini gerektirir ki, her birisinde ortaya çıkan şiddetin gezegenlerin bozulmasına sebep olmaması mümkün değildir. Üçüncüsü, zihinlerde daha kolay tasavvur eylemekle için sapan gibi bir ipin ucuna bir ağır cisim raptedilip ve diğer taraf el ile tutulup hızla dolandırıldığında merkezkaç kuvvetiyle ol cismin çizdiği dairenin noktalarından her hangi (birinde) bulunacağı noktanın tanjant istikametinde kaçmaya eğimli ve tutan el buna karşılık bu cismi daire çevresinde alıkoyup tutarak kaçmaya mani olduğu açık ise de merkezkaç kuvvetinin, cismin durağan kütlesi ve hızının karesi oranında arttığı, ağır cisimler bilgisinin (ilm-i cirm-i eskâlde)114 delilleriyle ispat olunmuştur. İmdi, hesap edilemeyen ve gökcisimlerine oranla bir zerre derecesinde kalan küremiz çok büyük olan cisimlerin merkezi olarak etrafında o kadar uzak mesafede ve şiddetli kuvvetle hareketli olan cisimlerin Güneş’in kuvvet ve gücüne mukavemet edebilmesi yukarıdaki kuvvetler ve akli yöntemlerin hiç biriyle uyuşmaz. Dördüncüsü, astronomi gözlemleriyle incelendiği üzere gezegenlerin her biri belirli bir zamanda eksenleri üzerinde hareket ederek dolanırlar. 112 Gd: 150 milyon km. 113 Erboğa Takımyıldızı’nın alfa yıldızı. 114 ‫علم جرانقال‬ 36 İmdi, adı geçen gezegenlerin meskûn olduklarını veyahut kendimizi onların birisi üzerinde odluğumuzu varsayalım. Her hangisi üzerine sakin olan ve etrafı seyreden şahıs elbette gözlem yeri kurmuş olduğu gezegeni evrenin merkezinde sabit ve Güneş ile diğer gezegenler ve uyduları bizim gibi meskûn küresine mahsus olan eksensel hareketinin süresinde kendi etrafında hareketli olacaklarını açık olarak hissetmiş olması doğal ve zaruridir. Bu surette o gezegenin sakinlerinin zanları, olguya mutabık olmayan bir algı yanılmasından ibaret olup bu zan ve hislerine itimat olunamayacağı gibi Yer’in sakinleri de zemin küre sabit ve diğer gökcisimleri görünürdeki gibi hareketli olmaları hükmünün, derece-i itibardan hükümsüz olduğu açıktır. Günlük hareketler için oluşan itimatsız hükümler, yıllık hareketler için de geçerlidir. Beşincisi, Güneş yakın gezegenler için itibarlı ve feyizli ve Yerküre ondan uzak ve feyiz alıcı olduklarına nazaran şüphesiz evreni aydınlatan Güneş merkezde oturan saadetli taht ve bütün gezegenler ve onlara tabi olanların onun (Güneş’in) etrafında dolanmaları doğru ve akla uygundur. Altıncısı, Güneş küresel bir cisim olarak en ağır ve en büyük ve zemin küre (Yer) ondan pek daha küçük ve hafif olduğu herkesçe bilinen ve cisim, kütle ve ağırlıkları oranında bir diğerini çekecekleri kesin bir olgu olduğu halde Güneş çeken ve Yer çekilen olarak onun etrafında dolanması uygun ve akla yakındır. Yedincisi, Merkür ile Venüs bize oranla Güneş’e yakın olduklarından sanki bazen Güneş’in önünden geçtiklerinde Güneş’in üzerinde siyah haleler gibi görünüp onu tutar ve bazen Güneş’in arkasından geçerek onun cismiyle tutulduklarına göre adı geçen gezegenler Güneş’in etrafında dolandıkları kesin hususlardandır. Güneş’in kursu bu iki gezegen ve pek çok kuyruklu yıldız (zevat el-eznâb) için merkeziyeti sabit ve müstahak olduğu halde gerek Yerküre ve gerek diğer gezegenler hakkında dahi merkez olması elbette tercih olunduğu açıktır. Bundan başka bazı gezegenler özellikle Güneş’in, cisim olarak Yerküre’den pek aşırı derece cesameti var iken onlarda hem eksensel hareket ve hem de bir (Güneş’in etrafında) dolanım hareketi bulunduğu sahih gözlemler ile tahkik edildiği halde boş sözlerden ibaret olan Yer’in diğer cisimlerin kanunlarından müstesna olması pek uzak bir olasılıktır. Bununla birlikte, Yerküre’ye gerek bir günlük hareket ve gerek Güneş’in etrafında bir düzlemsel dolanım hareketi isnat olunursa takvim hesabınca hiçbir mahzur lazım gelmeyeceğinden hareket olasılığının aksinden kat kat galip ve tercih edilebilir olduğu aşikârdır. Bu cümleye gelince Yerküre’nin hareketli olması üstünlük ve galibiyet ihtimali sanıların doğruluğu kesin ve ispat edilip bundan böyle bu hüküm üzerine gelen bazı itirazları ret ve def ile çekme ve itme kuvveti, ışığın bükülmesi (in’itâf-ı ziyâ), ılım noktalarının geri ve ileri hareketi ve gezegenlerin geri hareketi örneklerinden çıkarılmış olan kesin doğal kanıtlar ve matematiği basit ve beyan olunacaktır. Eskiler tarafından sonraki sistemlere yapılan itirazların şekli aşağıdadır. Şöyle ki, eğer Yerküre iddia olunduğu gibi kendi ekseni üzerine 24 saat süresince bir döner küre ise 9000 milyondan ibaret olan yüzey alanı yani çevrenin tüm dolanımı kat ve icra etmek için 37 ekvatorda bulunan cisimlerin her bir dakika müddette 6 fersah ve her saniyede 462 metre boyunda bir mesafe kat etmesi ve top güllesinden daha süratli gitmemiz lazım geldiğinden ilkin bu gibi bir hareket aklın dışındadır. İkinci olarak, bu hızlı hareketi niçin asla hissedemiyoruz. Üçüncü olarak, her gece yarısında başımız aşağı, ayaklarımız yukarı ters olarak durup düşmemiz lazım gelir. Dördüncü olarak, aslı olmayan bir eksen üzerine uzayda dolanan kocaman kürenin kendisinin bile en dibe düşmesi gerekir. Beşinci olarak, ağır bir cismin buradan ayrılıp dik olarak yükseğe veya herhangi yöne atıldığında adı geçen cismin velev ki havada durması bir saniye müddette sürse yine Yer yüzeyine düşünceye kadar Yer’in hızlı dönüşü sebebiyle 462 metre geriye kalıp kurşun gibi Batı’ya doğru koşması lazım gelir. Hâlbuki bunların hiç birisi vaki değildir. Bundan dolayı bu mümkün olmayanları gerektiren sözler batıldır. Zikrolunan itirazların hepsi doğa yasalarına aşina olmayanlara kuvvetli görünür ise de gerçekte az bir düşünme ile savuşturulurlar. Şöyle ki: Birincisi, yukarıda geçtiği üzere Yer’in konumsal hareketini ispat için ileri sürülen delil üçüncümüz ile defolunmuştur. Onun müfâdiyle mefrûz-ı tezekkür eder ise kendisine “salat ala el- esed ve belet an el-nakd”115 hitabıyla susturulur. İkinci itiraz cisimlerin hareketi ile onların ne şekilde idrak olunduklarının anlaşılamamasından kaynaklanır. Sarsılarak gayet düz ve tatlı bir hareketle giden bir gemi veya bir demiryolu arabasında bulunanlar kıyılar, ağaçlar ve binaların hareket ve seyir edip kendisi sakin zan ettikleri tecrübe edilmiş bilinen hususlardır. Sakin gezegenin ayırt edilmesi zordur. “Hayal zan eder sakin keşti116 sahildir yürür” misali meşhur bu galat hissi ifade etmiştir. İmdi, tam bir sükûnetle seyir eden gemi zeminin hızlı hareketinin his olunmasını ona kıyas etmelidir. Üçüncü ve dördüncü itiraz, öncekiler ve sonrakiler ulaşmış ise de itiraz edenler alt ve üst yönlerin farkının ve cisimlerin çekim ve düşmesini bilmemekten ileri gelir. Bunlardan haberdar olursa böyle sorular sormaya teşebbüs etmez. Beşinci itiraz, diğerlerine göre kuvvetli ise de def edilmesi güç bir şey değildir. Bu dahi fizikte sabit olan cisimlerin genel özelliklerinden sayılan atalet özelliğinin gerektirdiğidir. Şöyle ki, gerek sükûnet ve gerekse hareket halinde bulunan bir cisim dış veya bilinen bir şeye tesadüf etmedikçe ne sükûneti harekete ve ne de hareketi sükûnete dönüşebilir. Bundan dolayı yukarıda bahsi geçen atılan cisim Yer ile devir ve seyirde hissedar olduğu gibi dış bir engel tarafından mukavemet olunmadıkça Yer’den atılma esnasında dahi aynı şekilde (bu hareketi) muhafaza ettiğinden Yer ve atılmış cisim harekette ortak olup atıldığı istikameti şaşmak ve Yer sakin olsun hareketli olsun tek tarz üzerine dik bir düşüş (sükut-ı umudi) halinde görünmek lazım gelir. Ancak gerçekte Yer ile beraber olursa “gerçek hareketi icabınca Doğu’ya doğru bir eğri çizerek yukarı çıkar ve düşer”. Bu tuhaf durumu keşif ve izah için sahile yakın hızla seyir eden bir geminin içinde veya 115 Aslana selam, eleştiriye devam. 116 Gemi. 38 demir yolu arabası içinde sakin bir insan elinde bulunan bir cismi havaya dik olarak attığında rüzgâr olduğu halde sakin gemiye nispetle atılan cisim dik olarak yükselir ve düşer görülür ise de sahilde veya demir yolunun civarında bulunan gözlemcinin gözüne bu atılan cismin iki suretle hareketi yani hem içinde bulunduğu taşıt ile ortak olduğu ufki hareketi ve hem de atılmanın kuvvetiyle o cisme uygulanan dikey hareketi görüneceğinden adı geçen cisim bu iki hareketin birleşmesiyle havada çizilen birer eğri resme benzeyen bir hareket gözleyecekleri tecrübeyle kabul edilmiştir. Tuhaflık şurasındadır ki, aşağıda açıklanacağı üzere itiraz, kuvvetli bir zan ile ortaya atılan küll-i efsun-ı hikmetle itiraz edenlerin sağlamlığına iade ve tahvil ve gayetle bu husus, Yer’in hareketinin ispatı için kesin bir kanıta dönüştü. Resm-i helâhil diyerek verilen bir madde-i iksir akliyle dava-ı ‘âcil ölmüştür. Düşen Cisimlerin Deneyleriyle Yer’in Hareketinin İspatı Engellenmeksizin yüksek mahallelerden doğal olarak düşen cisimler tamamıyla dikey düşmeyip daima o yerin yüksekliğine göre Doğu yönüne eğimli olarak düştüğü birçok (kez) ve açık tecrübe ile tahkik olunmuştur. Mesela 200 zira yükseklikte bir binanın tepesinden veya bir miktar derin bir bayırın ağzından düşen ağırca bir cisim o yerin dikey doğrultusu istikametine tamamıyla uyuşmayıp Doğu’ya doğru yönelerek sapmadan 3 veya 4 hat kadar uzakta olan bir noktaya düşer. İşte zikrolunan itirazın icabınca Batı yönüne düşeceği sanılmış iken sanki buna rağmen itiraz edenlerin aksine yani Doğu’ya doğru yönelerek düşer. Bunun sır ve hikmeti odur ki, dikey hat Yerküre’nin merkezine yönelir. Ve ekseni üzerine hareket eden bir küre veya topun parçaları ekseninden ne kadar uzak bulunursa onun hareketinin hızının o kadar fazla olduğunu herkes bilir. İmdi, Yerküre hareketli olduğundan o bina veya bayırın varsayılan dibi ile üst tarafları Yer’in ekseninden uzaklıkları mukayeseye göre elbette birbirlerinden farklıdır. Minarenin zirvesi diplerinden daha uzak ve bundan dolayı hareketleri daha hızlı olduğundan ve o noktalarda bulunduğu varsayılan cisimler Yer’den kendisine uygun olan hareketle aynı şekilde (hareket ederler). Şöyle ki, Kepler Yöntemleri’nden açık olduğu üzere bütün gezegenlerin yörüngeleri elips olup Güneş’in merkezi bu oval şekillerin odak noktalarının birisini işgal eder. Yörüngede Güneş’e yakın bulunan noktaya yerberi (hadîd, perije) ve ondan uzak olana yeröte (evc, apoje) denilir. Bu iki noktayı birleştiren çizgi büyük eksen (mihver-i kebîr) ve onu dik olarak kesmekle yörüngenin iki orta noktasını birleştirene küçük eksen (mihver-i sagîr) olarak adlandırılır. Yer’in yörüngesinin yeröte ve yerberi noktaları bir yerde bir kararda olmayıp burçlara göre bir sene zarfında 12 ve 1744 sene müddette 3 derece kadar hareketle Burçlar Dairesi’nin tam devrini 20.931 sene müddette tamamlar. Bazı bilginlere göre bu hareket Jüpiter ve Venüs gezegenlerinin Yerküre üzerinde oluşan çekimlerinden kaynaklanır. Yer’in elips yörüngesinin hareketi bilindiğinde eski zamanlarda büyük eksen çizgilerinin uygun ve dik olarak kestiği düğümleri hesap etmek ve çıkarmak mümkündür. 39 Mesela, Miladın 1250 senesinde Yer yörüngesinin yerberisi Kış Dönencesi ile uygun olmakla ilkbahar mevsimi yaz mevsimi ile ve sonbahar kış ile eşit olmuş idi. Milat aleyhi el-selâmdan 4000 sene önce Yer’in elips yörüngesinin büyük ekseni ılım (ekinoks) çizgisi üzerine uygun gelmiş olduğu adı geçen hesap ile çıkarılır. Bulunduğumuz asırda büyük eksen adı geçen ılım çizgisi ile kesişir ki burçlar dairesini bölmekle dört mevsimi oluşturan ve belirleyen dört yayın miktarları birbirine muhalif olarak dört mevsimi bu suret üzere taksim eder: GÜN ONDALIK117 İlkbahar 92 906 Yaz 93 566 Sonbahar 89 700 Kış 89 670 Bu asırlarda olduğu gibi ilkbahar ekvator taraflarında olduğu müddetçe ilkbahar ile yazın toplamı sonbahar ile kışın toplamından uzundur. Miladın 6463 tarihlerinde perije noktası sonbahar ılım noktasına intikal ederek dört mevsimin süreleri eşit olacaktır. Yer’in yörünge eksenlerinin bu intikalden tertip eden eserleri yalnız mevsim sürelerinin farklılığına neden olmayıp belki pek dikkate değer olan garip derecede eserler Yer’in doğal heyetinin küre gibi dönüp değişmesini gerektirir. Şöyle ki: Küremiz yerberi noktasında bulunacağı zaman Güneş’ten uzaklığı yeröte noktasında bulunduğu yazın uzaklığından 500.000 km kadar az olması sebebiyle Güneş’in çekim kuvvetinin etkisi 1/5 miktarı kadar azalır. Ve Yer, yeröte yönünde iken yıllık hareketini tadil için kat ettiği 57 ı’lik günlük hareket ve 59ı’lık ortalama hareketini 61ı olarak çizmiş olur. Güneş’in çekim gücünün az veya çok etkisi ile zaruri olarak sular baharları çekilir; bu itaat ile Yer’in paralel dairelerinden adı geçen kuvvetin karşısındaki ve etki altında olduğu iklimlerde eğimin biçimi azalır118 ve güney enlemlerinin kırk derecesini tecavüz ile Güney Kutbu dairesi bir su kütlesi ile çevrelenmesi ve toplanmasıyla adı geçen zeminin o taraflarında bulunan geniş bir kısmın su altında kalması gerekir. Bundan 10.462 sene miktar yerberi noktası sonbahar ılım noktası ile uygun olduğu gibi yine bundan 6483 sene sonra yerberi noktası ilkbahar ılımının karşısında olacaktır. Ve sonra güneyden kuzeye günden güne dönerek Yer’in güney yarısında icra olunan olaylara benzer bir takım hadiseler tekrar eder. Yeröte ve yerberinin hareketlerinin matematiksel hesapları ve doğal olguları herkes için anlaşılması kolay bir şey olsa idi mevcut eski eserlerden kuzey arazilerinde bulunanların bir zamanlar 117 92,906; 93,566; 89,700; 89,670 biçiminde. Toplam olarak 365,842’dir. 118 ‫صورت ميل و تراكن تنقيص‬ 40 su altında kalmış oldukları ve Hint iklimlerinin, Keldanilerin ve Mısırlıların bazı eski eserleri zikrolunan doğal sebeplere isnat olunur idi. 4 – Burçlar dairesinin eğiminin azalmasını gerektiren Yerküre’nin tedirginlik hareketi (hareket-i tezebzübiyye) ve ekseninin hareketinin titremesidir (ihtizâzât-ı tezelzele). Bu hareketin yüz sene zarfında miktarı 1,11540 saniye ve 6700 senede takriben 1 derecedir. Bu hareket burçlar kuşağını ekvatora ve biri diğerinden uzak bulunan dönence dairelerinin119 takribi olarak devirlerin geçmesiyle burçlar dairesi ekvator ile intibak ederek bu zamanlarda dört mevsim birbirine eşit olmakla (ne kerem ve ne sered ve hemîşe bahâr)120 mukavemete uzun zaman bir itidal süreceğini sanmışlar. Lakin yeni araştırmalara göre burçlar dairesinin eğimi hem artıp ve hem de azalmayıp ortasından uzaklaşıp dönerek ancak 3 veya 4 derecelik bir açı miktarı kadar tecavüz eder bir tedirginlik hareketi vardır. Adı geçen batıl inanç gereğince Yer’in ekseninin121 tekrar tekrar ekvator üstünden geçerek Hatt-ı İstivâ (Ekvator) unvanını haiz ve bu hareketin tam dolanımı 2.412.000 sene uzun zamanda icra olunması lazım gelir idi. Bu sanının taraftarları, denizden pek uzak ve hatta dağların tepelerinde bulunan deniz eserlerinin ve donmuş arazilerde de Yeryüzü’nde keşfoluna gelen ve çoğunun çeşitleri bile tükenmiş olan sıcak memleketlerin bitki ve hayvanlarının donmuş eserleriyle istidlal ederler. 5 – Yer’in bir diğer hareketi de ılım noktalarının geri hareketine sebep olur ki dolanımın tamamlanması 25.872 sene zarfındadır. Milattan önceki bir dönemde burçlar 12’ye uygun olan yıldız şekillerinin isimleriyle değiştirilmediği halde günden güne adı geçen şekiller Doğu’ya doğru ilerlemiş ve her birinin yerlerini diğer yıldız şekilleri zapt eylemiştir. Zamanımızda ilkbahar ılımının burcu olan şekil Koç’un sonlarına122 ve bu anlamda tecavüzler vuku bulmuştur ki buna ılım noktalarının öncelimi adı verilir. Bu hareketin bir görünen sonucu olarak genel olarak sabit yıldızlar Batı’dan Doğu’ya bir sene zarfında 15 saniye yani ¼ derece kat ederler gibi görünürler.123 Bu hareketin sebebi de Yer’in şekli daha önce geçtiği üzere bir küre benzeri olmakla ekvator ile tutulum dairesinin ortak kesit ve uygun yerlerindeki hat Güneş ile Ay’ın birden çekim tesirlerinden oluşan bir etkiye maruz kaldığından burçların aksi istikameti yönünde tedirginlik (tezebzüb) halinde bir hareket oluşmuştur. 6 – Yer’in titreme hareketi (hareket-i ihtizâziyye) denilen küçük bir hareket. Güneş ve Ay’ın çeşitli durumlarında aynı şekilde çekimlerinin paralel cüzi etkilerinden ortaya çıkan bu hareketin sonucu olup Ay’ın düğümü denilen 19 senelik bir dolanımı (adı daha önce zikrolunan) astronomun keşfidir. 7 – Güneş, kendine bağlı bütün gezegenlerle Yer’in ortak olduğu bir genel hareketle hareket eder. (Bu hareket), Güneş Sistemi’nin bir sene zarfında 600.000 km kat ederek Herkül (el-Câsî alâ el- Rukbetihi) takım yıldızının belirli bir noktasına doğru oldukları halde yürüyüp gitmesidir. 119 Metinde “miktâr-ı inkılâbları” yazılmış; doğrusu “medâr-ı inkılâbları” olmalı. 120 “Ne asalet, ne sertlik; daima bahar (güzellik).” 121 ‫? چميم‬ 122 “cümle-i sûrun sonlarına ve hiddet-i hamelin sonlarına” 123 Metinde “bir sene zarfında 15 saniye ve 31 sene zarfında 4/1 (‫د‬/‫ )ا‬derece kat ederler gibi görünürler.” yazılmış. 41 Yer’in Ölçüsü, Enlem, Boylam ve İklimler Eskiden beri Yer’in küreselliğini keşif ve ispat edip en büyük dairesini 360 derece itibar ve bir derecelik uzunluk yani çevrenin 1/360 parçasını ölçerek 25 km olduğuna coğrafyacılar ittifak ve karar ettiklerinden Yer’in çevresi 360 x 25 = 9000 olmuş olur. Yer üzerine Güneş’in ışığının derecesine nazaran Yer yüzeyi doğal olarak beş mıntıkaya taksim olunup güneysel ve kuzeysel dönence daireleri ile ekvator arasında vaki iki mıntıkası daima Güneş’in hararetine tutulmuş olduklarından “sıcak kuşak” (mıntıka-i hâre) denilip enlemsel mesafesi 460 56ı, dönence daireleri ile kutuplar arasında olan iki mıntıkaya “ılıman kuşak” (mu‘tedile) adı verilir. Her birinin enlemsel mesafesi 43,4 derece ve dakika itibar olunmuştur. Kutup daireleri ile iki kutup arasında mahsur olan yerlere, şiddetli soğukluklar nedeniyle “soğuk kuşak” (müncemid)124 tabir olunur. Her birisinin yüzey alanını bilmek için yarıçapa yakın oranı olan 3,14160 adedi n, Yer’in yarıçapının eşit olduğu 1432,4 km uzunluk s, (yarıçapın) iki katını yani Yer’in çapını r ve kesitin uzunluğu d işaretleriyle ifade olunursa s = 4 n r 2 s2 ½ d düsturu ile hesap olunur. İşte soğuk kuşakların her birisi 1.066.224 ve ılıman kuşakların her biri 6.691.752 ve tüm olarak sıcak kuşak 10.627.308 km2 olup ve baştanbaşa zeminin yüzeyi 25.783.300 km2 olduğu çıkarılmıştır. Bundan dolayı ılıman kuşak soğuk kuşağın altı kat, sıcak kuşaklar soğuk kuşakların on kat büyük ve geniştir. Yer’in şekli daha önce geçtiği üzere bir küre şeklinde olmakla çeşitli yerlerde tam bir dikkatle birer derecesi ölçüldüğünde kutup taraflarında ölçülen bir derecelik yerin uzunluğu ekvatorunkinden 1344 metre fazla bulunmuştur. Yer’in küreye benzemesi belirli bir boylamda olan bir sarkaçlı saatle dahi çıkarılmıştır.125 Yer’in kutup taraflarının yarıçapı, ekvator yarıçapından küçük ve Yer’in merkezine yakın olduğu anlaşılmıştır. (Mekânın enlemi); bir yerin enlemi onun derece olarak ekvatordan uzaklığı ve aynı şekilde ekvatordan o yerin zenitinin miktarı sebebiyledir. Kutup yıldızının ortalama yüksekliği o yerin enlemine eşittir. Ekvatorun kuzeyinde kuzeysel enlem ve güneyinde güneysel enlem olup iki yönün enlem dereceleri 90 derece kadar sayılır. (Mekânın boylamı); birinci – itibar olunan bir meridyen dairesi ile bir yerin meridyen dairesi arasında ekvator derecesinden mahsur olan yaydır ki doğusal, batısal iki yönde her birisinden 180 dereceye kadar sayılır. Eskiler bu yönde olan bayındır memleketlerin alanını kutuplar yönündeki bayındır yerlerin alanından daha çok bulduklarından doğudan batıya olan yönü boylam ve ekvatordan iki kutba doğru enlem itibar ediyorlarmış. Ve boylam başlangıcını batı taraflarında seçmekle bayındır parça zannedilen Cezâir-i Hâlidât’ın126 (Teymûr) batı ucundan saymışlar idi. Lakin günümüzde Fransa Fevke Paris Gözlemevi’nden ve İngiltereliler Greenwich Gözlemevi’nden ve İstanbul’da Ayasofya camii-i şerifinin vasat-ı kabesinden (kıble-gâhından) geçen meridyen dairelerini boylam başlangıcı itibar edip doğusal ve batısal yüz seksen derece sayıyorlar. Güneş ve kubbe başından ibaret olan 124 Buz halinde olan; buzlu, donmuş. 125 ‫بر ساعت رقاصنك ظرفنده عددندا بانيله دخى استدالل اولنمشدر‬ 126 Metinde Cezâir-i Hâldân yazılmış. Doğrusu Cezâir-i Hâlidât’dır (Kanarya Adaları). 42 Güneş Sistemi’nin asli üyeleri ile her birinin özel durumlarını tek bir görüşte belirlemek üzere bazı yeni kitaplardan alınan bu mahalde vaz ve irad olunmuştur: Sabit gezegenler (seyyârât-ı sâbite) yani uydu (peyk) ve sâil de denilen kırmızı gezegenler; bazı asli gezegenlerin etrafında bir takım felekler dolanır ki bunlara tabi olanlar anlamına gelen (sâbite) adı verilir. Yukarıda beyan ettiğimiz üzere birisi Yer’in hareketine tabi olarak etrafında dolanan Ay’dır. Dördü Jüpiter’in, sekizi Satürn’ün bunlardan tertiplerinde birinci vaki olan sâbitesinde Milattan 1848 senesinde keşfolunmuştur. Altısı Hercshell’in (Uranüs), ikisi Neptün’ün etrafında devir ve hareket ederler. Şimdiye kadar bu çeşit yıldızların adedi yirmi bire ulaşmıştır. Aşağıda beyan olunacağı üzere bunlar bağlı bulundukları gezegenlerin etrafında özel hareketlerini icra eyledikleri halde tabi oldukları gezegen ile beraber Güneş’in etrafında dolanıp kendi eksenleri üzerinde hareketleri yoktur. Bir cisim hareketli bir ip ile bağlanıp idare olunduğu halde hareket merkezine (göre) daima bir yay çizdiği gibi bu uydular da her bir konumlarında tabi oldukları asli gezegenin merkezine çevre yüzeylerinin bir yarılarını gösterip öbür yarılarını daima karşı yönlerinde olarak kendisine tabi olduklarıyla birlikte uzayda sürünüp giderler. İşte bu çeşit hareketler pek açık olarak Ay’ımızda daima gözlemlenmiştir. Lakin bu görüş Laplace adlı dikkatli şahsın yöntemine ve pek çok astronomun sözüne muhalif görünür. Bunlara göre uyduların bir eksensel hareketi var ise de asli gezegenlerin eksensel hareketlerine benzemeyip bu çeşit yıldızlar gezegenlerin etrafında hem dolanım hareketlerini ve hem de eksensel hareketlerini günler biçiminde tamamlarlar. Ay da meskenimiz olan Yerküre’ye tabi ve bütün yıldızlardan bize yakın ve konumları görünür ve Güneş’ten başka tümünden ışık aldığından bazı ayrıntılarına girişilmemiştir. Ay’ın özel hareketinin mevcut cisimlerin hareketlerinden fazla hızlı olduğu hissedilir. Ay’ın, her ay zarfında şekli değişir ve genel hareketinin ters yönündeki dolanımını Yerküre etrafında ve 27 gün zarfında tamamlar. Günlük hareketini diğer yıldızlar gibi doğudan batıya doğru ettiği halde her gün doğu yönünde yıldızlardan birer miktar geri kaldığı gözlenip Ay’ın iş bu gerilemesine ve geri hareketine Anomalistik Hareket (Hareket-i Hasse)127 ve Dönencel Hareket (Hareket-i Medâriyye) denilir. Ayküre’nin ışıklı ve ışıksız konumlarından oluşan Ay şekilleri pek açık olarak görünen ve özel alametlerdendir. Mesela Yeni ayın başlangıcında Ay Güneş’ten takriben 12 derece kadar ayrıldığında Güneş’in batışından sonra ufuk üzerine dışbükey tarafı Güneş’e doğru uçları ters yöne doğru olduğu halde bir ışın kavsi görünmekle başlayıp bu konum ve heyetine (Hilâl) adı verilir. Sonra her gün Güneş’in doğu tarafında kalarak ondan geriledikçe bize doğru olan Ay’ın evresinin ışığı artarak yedi – sekiz gün sonunda Güneş’ten 900 kadar uzak olması sebebiyle bir yarım daire şeklinde görünür. Ve bu konuma İlk Dördün (Terbî‘-i Evvel) denilir. Bu dördünden sonra aynı şekilde Güneş’ten uzaklaşarak azar azar ışığı artar ve iki hafta sonra Güneş’in 1800 yani altı burç kadar uzağında olarak Güneş ile mukabele yani Güneş’in batış zamanında 127 Anomalistik Ay: Ay’ın perije noktasından iki geçişi arasındaki süre; 27,5546 gün. 43 Ay’ın doğuşu ve gece yarısında Ay meridyen dairesine ulaşır. İşte bu hale Dolunay (Bedr) adı verirler. Doğu tarafında aheste aheste Güneş’e yaklaşmakla ışığı azalarak üç haftalık olduğunda yine Güneş ile uzaklığı 900 yani üç burç kadar kaldığında aynı şekilde bir yarım daire şeklinde gözlenir. Ay’ın bu konumuna Son Dördün (Terbî‘-i Sânî) derler. Dördüncü haftasında yakınlaştıkça doğuşu erteleyip ve ışığını arttırıp gide gide Güneş’e yine on iki derece yakılaştığında başlangıçta olduğu gibi bir tersine dönmüş Hilâl şeklinde kalıp ve nihayet Güneş’in ışığına yakınlaşır, ışıklı tarafı yukarı olup ışıksız yarısı bize doğru olduğundan ışığı bütün bütün azalarak bize görünmez olur. Ay’ın bu konumuna (İmhâk) tabir olunur. Tamam. 44

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası