Sofi Kimlere Denir

Menzil kamuoyunda tarikat olarak bilinse de tarikat değil, Nakşibendî tarikatına bağlı bir cemaattir. Cemaatin merkezi Adıyaman İl’ine bağlı Kâhta İlçesi’nin Menzil Köyü’dür.

Menzil cemaati ismini ”Menzil” Köyü’nden almıştır. Nakşibendi geleneğinin devamı oldukları iddiasında olan cemaat, silsile yoluyla Nakşiliğin en sadık savunucuları ve uygulayıcıları oldukları iddiasındadır. Yine cemaatin iddiasına göre, Nakşibendi tarikatının kurucusu Nakşibend’in vefatından sonra silsile yoluyla, Semerkand, Buhara, Horasan, Bağdat, Kerkük, Şam ve son olarak Anadolu’ya kadar uzanan bir geçmişe sahipler.

Bugünkü Menzil Şeyhi Abdulbaki Erol’un abisi Raşit Erol, dedesi ise, Abdulhakim Erol’dur.

Menzil ailesi, dede Abdulhakim Erol zamanında Menzil köyüne gelmiş. Aile, önce Siirt’te, sonra bir süre Bitlis’te ikamet etmiş, daha sonra Adıyaman’ın Menzil Köy’üne yerleşmişler.

Nakşibendi tarikatının Halidiye kolu mensubu olan aile Menzil’e geldikten bir süre sonra “Menzilciler” diye anılmaya başlamış.

Abdulhakim Erol öldükten sonra yerine yılında oğlu Raşit Erol geçiyor.

Raşit Erol zamanında Menzil ismi daha çok duyulmaya başlıyor.

MENZİLE SEYAHATLER VE RUHANİ DÖNÜŞÜM!

Menzil ismi duyuldukça ziyaretçileri de artmaya başlıyor. Türkiye’nin dört bir yanında otobüsler Menzil’e yolcu taşıyor. Alkolikler, kumarbazlar, uyuşturucu bağımlıları ve diğer kötü alışkanlıklarından kurtulmak isteyeler çareyi Raşit Erol’un elini öpmeyi son çare olarak görüyor. Dergah’a ulaşanların çoğunluğu şeyhin bir el hareketi ile kurtulduğunu söylüyor. Yani, Menzil’e gidenler“Sofi”olarak geri dönüyor. Bazı siyasi partilerin gençlik teşkilatları bu seyahatleri organize ederek otobüsler kaldırıyor, saflarına siyasi sofileri katıyorlar.

RAŞİT EROL NASIL ÖLDÜ?

Raşit Erol’un ve Menzil cemaatinin en parlak günlerini bir genç karatıyor. Murat Erol adındaki bu genç Denizli’nin Babadağ İlçesi’nden Menzil’e geliyor. Murat Erol, yılının 16 Mart günü Ramazan Bayramı’nda Raşit Erol’un elini öpmek için yaklaşınca cebinden çıkardığı bir iğneyi şeyhin eline batırıyor. İçinde tarım ilacı olan iğnenin içindeki zehir artık Raşit Erol’un damarına girmiş ve kanına karışmıştı.

Saldırıyı gören Menzil sofilerinden Adem Kazan Murat Erol’u bıçaklayarak öldürmeye çalışsa da başarılı olamıyor.

Hemen hastaneye kaldırılan Raşit Erol saldırgandan şikâyetçi olmuyor ve arkasında kimler var diye öğrenmek istiyor.

2 yıl sonra ( yılında) Raşit Erol hayatını kaybediyor.

Raşit Erol

POST KAVGASI NASIL BAŞLADI?

Erol’un ölümünün ardından yerine kardeşi Abdülbaki Erol geçiyor. Ancak Raşit Erol’un oğlu Fevzettin Erol, amcasının şeyhliğini kabul etmeyerek, postu isteyince kavga başlıyor.

Nakşibendilerin önde gelen cemaatleri arasında gösterilen Menzil’deki post kavgasını Abdulbaki Erol kazanıyor.

GAVS KİME DENİR, GAVS-I SANİ NE DEMEK?

Menzil şeyhleri, kullandıkları Gavs, Gavs-ı Sani unvanları kendilerini Allah’ın yeryüzündeki temsilcileri olarak görüyorlar.

Peygamberin takipçisi olduklarını iddia edenlere Kutub, Kutup makamının bir ilerisi de, Gavs, Gavsiyet makamı olarak kabul edilir. Gavsiyet makamında olanların en önemli özelliğinin ise, tasarruflarının öldükten sonra da devam ettiğine olan inançlarıdır. Gavs-ı Sani “ ikinci Gavs”” anlamında kullanılmaktadır. Menzil şeyhi Abdulbaki Erol’a sofiler Gavs-Sani diyorlar. Sofilerin araba alırken plakalarının bu isme uygun olarak GVS olmasını tercih ediyorlar.

TÖVBE ALMAK

Bir müridin Menzil tarikatına bağlanması ve “sofi” olması için öncelikle şeyhten tövbe alması gerekir. Tövbe almak için şeyhin elini tutmak gerekir, ancak tövbe ritüeline katılanların sayısının çok olması sebebiyle pratik bir yol bulunmuş. Şeyhin tuttuğu ipin ucuna tutunan müridler şeyhin sözlerini tekrar ederek ilk aşamayı tamamlarlar. 2. Aşama için de bazı kuralları tamamlamaları gerekir. Bunun için de “Tövbe adabı” kuralları yerine getirilmelidir.

Menzil şeyhinin seçtiği vekilleri de tövbe verebilir. Değişik İl ve İlçelerdeki dergahlarda yeni gelen müridlere şeyhin yetki verdiği kişiler tövbe verebilir.

ŞEYH’E İTAAT FARZDIR

Sofiler şeyhe kayıtsız şartsız itaat ederler. Şeyhe ve dergaha hizmet de esastır. Sofiler Menzil şeyhine “Hizmet Nimettir” esasıyla bağlıdırlar. Ne kadar hizmet edersen Allah’ın nimetlerinden o kadar yararlanırsın inancı hakimtir.

Raşit Erol’un oğlu Fevzeddin Erol’un “Gavs’ın evlatlarına köle olmak farzdır” dediği video konuşmasında da anlattığı gibi, Şeyhe itaat, Gavs ailesine, hatta çocuklarına kölelik farzdır!

funduszeue.info

Ayrıntılar

S.K.

EDEBİYAT TERİMLERİ

Gösterim:

tasavvuf tasavvuf terimleri sofi

SOFİ NEDİR? KİME DENİR?

Tekkelerde toplanan İslâm mistiklerine sofî, sûfi deniliyordu. Bu terimin hangi kelime kökünden yapıldığı hakkında bilgimiz kesin değildir.

Bu kelime İslâm âleminde türlü yorumlara mevzu olmuş, doğu ve batı ilminde, kelimenin manası üzerinde muhtelif araştırmalar yapılmıştır. İleri sürülen rivayetlerin hemen hiçbiri, aksi iddia edilemeyecek kesinlikte değildir. Bu mevzuda yapılan yorumların ve sûfi kelimesine verilen manaların mühimleri şunlardır:

a-Sûf, Arapçada yün demektir. Kaba yünden dokunmuş kumaşa da suf, sof denir, ilk sûfîler kaba yünden elbise giyer, böylece hem sûfi olmayanlardan ayrılır, hem de gösterişli giyinişlerden uzakta kalırlardı. Bu yüzden kendilerine sûfî denildi. Bir bilgiye göre de peygamberler ve veliler öteden beri suf elbise giyerlerdi. Haşan Basri, Bedr gazilerinden suf giyinmiş 70 sahabe görmüştü.

b — Sofi sözü Arapça safâ'dan türemiştir. Berrak, sâf, temiz ve parlak manasındaki safâ, sofilerin gönül saflığını, manevi temizliğini ve Allah'a giden yolda duydukları temiz hazzı belirtir. sofi sözü onlarda bu saf'lığa işârettir.

c — Kelime, suffa aslından gelmedir. Suffa, sofa, eyvan demektir. Ha. Muhammed’in mescidi suffası’nda gece gündüz ibadetle ve Allah’ı anmakla meşgul olan sahabeyi hatırlattığı için, gönülleri ve sözleriyle devamlı surette Allah’ı anan ilk İslam zâhidlerine de bu sebeple sûfi denilmiştir.

ç - Sofî sözü, İbranice en-sof kelimesinden doğmuştur. En-sof, kâinat yaratılmazdan önce, kendi varlığından habersiz, fakat mutlak ve külli bir kudret hâlinde var olan tek Varlık’ın adıdır. Hatta Yunanca sofos ve sofiya sözleri de İbrani’deki bu en-sof adından alınmadır.

d — Sofî sözü, Arapçaya Yunanca sofiya kelimesinden geçmiştir. Sofiya, Yunancada hikmet demektir. İslâm’da bu söz Allah’ın hakîm adına uygundur. Çünkü Allah’ın güzel adlarından biri hâkim’dir.

İmam Gazzali’ye göre: hâkim, hikmet sahibi demektir. Hikmet, varlıkların en iyisini bilgilerin en iyisi ile bilmektir. Varlıkların en iyisi Allah’dır. Allah’ı da ancak Allah’ın ezeli bilgisi bilir.
Demek ki İslâm’da tasavvuf Allah’ı bilmek’dir. Esasen bilgilerin sonu, en üstünü, hatta yegânesi Allah bilgisidir. Bütün bilgiler, görgüler, sezgiler, düşünceler, bizi Allah’a götürmek, bize tek ve mutlak bilgi olan Allah’ı öğretmek içindir. Tasavvuf ’da Allah’ı bilmeğe irfan denmesi ve sofilerce İrfan’ın ilimden üstün tutulması bundandır.

funduszeue.infoI, funduszeue.info