Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
at the end of one's rope
kemiğe dayanmak, takati/tahammülü tükenmek.
bell rope
çan/zil ipi: tutup çekerek çan veya zili çalmaya yarayan ip. İsim
bolt rope
yelken takviye halatı: sağlamlaştırmak için yelkenin etrafına dikilen halat. İsim, Denizcilik
bull rope
bağlama halatı: gemide eşyaların birbirine çarpmaması için kullanılan halat. İsim
guide rope
(balondan sarkıtılan) yönetme halatı. İsim, Havacılık
guide rope
açavele, yük kaldıran halatı yan tarafa çekmek için kullanılan ip. İsim, Denizcilik
Manila rope
(Manila kenevirinden yapılmış) halat, kendir.
to give (one) plenty of rope
bırakmak, kendi haline terketmek.
rope into
(a) aldatmak, kandırmak.
Jo let the big boys rope him into stealing some apples. (b) kandırarak yardımını sağlamak.
rope someone in
faka bastırmak, tuzağa düşürmek.
The company ropes in high school students to sell magazine subscription by telling them big stories how much money they can earn.
rope tow
kayakçıların elle tutundukları motorlu çekme halatı
to give someone enough rope to hang himself
Give him enough rope and he will hang himself: Bırak kendi haline, sonunda belasını bulacak. (kendi ipini kendi eliyle çekecek).