Eser Hakkında
Namık Kemalin yazdığı İntibah Türk edebiyatının Batılı anlamda ilk edebi romanıdır. Yazar, romanı yılları arasında sürgünde bulunduğu Kıbrısta, Magosa Kalesinde yazmıştır.
Namık Kemal, romanına Son Pişmanlık adını vermiş, o dönemde yayınları denetleyen kurul, romanın ismini İntibah: Sergüzeşt-i Ali Bey olarak değiştirmiştir. Günümüzde İntibah olarak bilinen romanın karşılığı uyanış anlamına gelir. Eserin yeni harflerle basım tarihi tür.
Romanın Özeti
Ali Bey, varlıklı bir ailenin tek oğludur. İyi bir öğrenim görmüş, kibar, sessiz, çalışkan ancak hayat tecrübesi olmayan bir gençtir. Ali Beyin hayatı babasını kaybettikten sonra tamamen değişir.
Ali Bey, babasının ölümünü unutmak için arada bir annesiyle birlikte Çamlıcaya gezmeye gider. Ali Beye bu gezintiler iyi gelir. Arkadaşlarıyla birlikte de Çamlıcaya giden Ali Bey, bu gezintiler sırasında Mahpeyker adında güzel bir kadınla karşılaşır. Arkadaşları bu kadının kötü yola düşmüş bir kadın olduğunu söylese de onları dinlemez.
Ali Bey, Mahpeykeri gördükten sonra onu düşünmeden edemez, geceleri uyuyamaz, işini ihmal eder. Durumu öğrenen annesi eve bir cariye alır. Adı Dilaşup olan bu cariye, terbiyeli, kibar, eğitimli, güzel bir kızdır. Ali Bey, onunla pek ilgilenmez, ancak bir gün Mahpeykeri bulamayınca kızgınlıkla eve döner. Evde Dilaşupun saf ve temiz yüzünde teselli bularak onunla evlenir.
Ali Beyin uzun süre yanına uğramadığını gören Mahpeyker, onun evlendiğini duyunca çok hiddetlenir ve eski aşığını tekrar elde etmenin yollarını arar. Dostlarından biri olan Suriyeli Abdullahla birlikte bir tertip hazırlar. Dilaşupa bir iftira atarlar. Bu iftiraya inanan Ali Bey, Dilaşupu bir esirciye satar. Mahpeyker, Dilaşupu esirciden satın alarak yapmadık eziyet bırakmaz.
Ali Bey, uğradığı bu sarsıntıdan sonra kendini içki ve kumara verir. İşini bırakır. Evini satar. Bu felaketlere dayanamayan annesi ölür. Ali Bey, annesinin cenazesine dahi gitmez.
Mahpeyker, Ali Beyi elde etmek için bir hayli uğraşsa da bunu başaramaz ve Ali Beyi öldürmeye karar verir. Dilaşup konuşmaları duyar ve durumu Ali Beye bildirir. Bağ evine Ali Beyi öldürmeye gelen Hırvat, Dilaşupu Ali Bey sanarak öldürür. Ali Bey, zabıta memurlarıyla birlikte geri döner. Hırvat kaçar, Mahpeyker dolaba saklanır. Ali Bey, Dilaşupun ölüsüyle karşılaşınca hatasını anlar ve pişman olur. Bu sırada Mahpeyker saklandığı dolaptan çıkarak Ali Beye çeşitli hakaretlerde bulunur. Buna kızan Ali Bey, Mahpeykeri öldürür ve hapse düşer. Bir müddet sonra da hapiste ölür.
Kişiler
Ali Bey
Yirmi bir yaşlarında, sarı benizli, ilgi çekici bir görünüme sahip, varlıklı bir ailenin oğludur. Çocukluk ve gençlik yıllarında hiçbir zorluk çekmemiş, iyi bir öğrenim görmüştür. Hayat tecrübesi yoktur. Babasının ölümünden sonra hayatı tamamen değişir. Hassas bir yapıya sahip olan Ali Bey, geçirdiği sarsıntılar sonucu kendini içki, kumar ve eğlenceye vermiş, bu da onun kaçınılmaz sonunu hazırlamıştır.
Mahperker
Her erkeğin dikkatini çekebilecek bir güzelliğe ve cazibeye sahip genç bir kadındır. Siyahımsı samur saçlı, düz kaşlı, yeşil gözlü, ufak ağızlı, kor dudaklı, eğlenceyi seven ve istediği şeyi elde edebilmek için her şeyi göze alabilen bir hayat kadınıdır. Kötü bir ailede yetiştiği için, ne kadar kötülük varsa hepsini genç yaşta öğrenmiştir. Yazara göre Mahpeyker, bir yılandan farksızdır.
Dilaşup
Sırma gibi sarı saçları, mavi gözleri, beyaz bir alnı, kavisli kaşları olan genç ve güzel bir cariyedir. Boyu bir kadına yakışacak kadar uzun ve narindir. Sevdiği uğruna kendi canını verecek kadar fedakâr, her türlü eziyete göğüs gerecek kadar dayanıklıdır. İyi eğitim görmüş, temiz ahlaklı, melek gibi bir kadındır.
Fatma Hanım
Ali Beyin annesi olan Fatma Hanım, özellikle kocasının ölümünden sonra sarsıntılı günler yaşamıştır. Oğlu Ali Beyi iyi yetiştirmiş, kocası öldükten sonra tüm sevgi ve ilgisini oğluna vermiştir. En büyük isteği, oğlunun iyi bir evlilik yaparak düzenli bir hayat sürmesiydi. Ancak tüm çabasına rağmen bunu gerçekleştirememiştir.
Abdullah Efendi
Suriyeli bir Arap olan Abdullah Efendi, bin bir hile ve düzenle zengin olmuş biridir. Yetmiş yaşlarında, yüzüne bakılamayacak kadar çirkin bir adamdır. Mahpeykerin dostlarından biridir.
Atıf Bey
İstanbulun ileri gelen ailelerinden birinin oğludur. Eğitimini tamamladıktan sonra Bab-ı Alide kâtiplik yapmaya başlamıştır. Ali Beyin çalışma arkadaşıdır. Ali Beyle aynı yaşlardadır. Her zaman doğruyu söyleyen biri olduğu için Ali Beyin güvendiği biri, aynı zamanda sırdaşıdır.
Mesut Bey
Ellili yaşlarda şakaklarına aklar düşmüş Mesut Bey, Atıf Beyin dayısıdır. İstanbulun her köşesinde bulunmuş, pek çok olaya şahit olmuş, insanları çok iyi tahlil edebilen tecrübeli biridir. Çamlıcadaki yaşantıyı çok iyi bilmektedir. Ali Beye gerçekleri anlatan kişidir.
Konusu
Hayat tecrübesi olmayan genç bir adamın, yaptığı yanlış seçimler sonrası yaşadığı yıkımlardır.
Türü
Eser, Türk edebiyatının Batılı anlamda ilk edebi romanı olmasının yanında, romantizm akımının etkisinde yazılmıştır.
Eser, içeriğinde bir ahlaki tez ve tenkit bulundurmaktadır. Bu nedenle sosyal roman türüne girer.
Mekân
Romanda olaylar İstanbulda geçmektedir.
Romanda mekân olarak en çok Çamlıca geçmektedir. Çamlıca roman için büyük önem taşımaktadır. Romanda Çamlıca, gezintilerin yapıldığı, eğlence yerlerinin olduğu, erkek ve kadınların birbirini görebildiği bir mesire yeri olarak betimlenmektedir.
Romanda geçen bir başka mekân Ali Beyin yaşadığı evdir. Yazar, Ali Beyin yaşadığı evi anlatırken evin tasvirinden çok sembolize ettikleri anlamlarla ilgilenir. Ali Beyin yaşadığı ev, yaptıklarıyla ve psikolojik yapısıyla bağlantı kurularak verilir.
Romanda geçen mekânlardan biri de Mahpeykerin yaşadığı evdir. Evin içi ve bahçesi ayrıntılı olarak tasvir edilir.
Romanda önemli olayların geçtiği bir diğer mekân, Dilaşup ve Mahpeykerin öldürüldüğü şehir dışındaki bağ köşküdür.
Romanın sonunda yer alan son pişmanlık fayda etmez sözünün mekân olarak karşılığı hapishane ve mezardır.
Zaman
Olayları geçtiği zaman dilimi kesin olarak belirtilmemiştir. Ancak kişilerin sosyal yaşantısına bakarak olayların Tanzimat döneminde ( ) geçtiğini söyleyebiliriz. Olayların geliştiği süreç belirtilmemekle birlikte, olayların akışına göre bir iki yıl içinde geçtiği söylenebilir.
Anlatıcının Bakış Açısı
Roman, ilahi (hâkim) bakış açısıyla anlatılmıştır. Anlatıcı yaşanmış ve yaşanacak her şeyi bilir, görür ve duyar. Bu durum kişilerin akıllarından geçeni okumaya ve psikolojik durumlarını tahlil etmeye kadar uzanır. Anlatıcı, olayların dışında durur, ancak olaylara ve kahramanlara hâkimdir. Olayları anlatırken üçüncü kişi ağzından konuşur. Yazar, eserini romantizmin etkisinde yazdığı için tarafsız değildir; yer yer kişiliğini ve tarafını belli eder.
Dil ve Anlatım
Eser, Tanzimat dönemi edebiyat anlayışının dil ve anlatım özelliklerini taşımaktadır. Dilde sadeleşmeyi savunan yazar, bu eserini, dönemine göre sade, anlaşılır ve akıcı bir dille yazmıştır.
Romanın anlatımı, teknik açıdan çok güçlü değildir. Yazar, romanda tarafsız kalmak yerine kişiliğini belli etmektedir. Romanın savunduğu bir tez olduğu için yazar, bu tez doğrultusunda zaman zaman ders verici bir kişiliğe bürünür.
Genel Değerlendirme
Roman, yazıldığı dönemin özelliklerini, sosyokültürel durumlarını yansıtması bakımından önemli bir yere sahiptir. Batılı anlamda ilk roman özelliğini taşımasının yanında olayların sürükleyiciliği ve dilinin akıcılığından dolayı bir solukta okunacak romanlarımız arasındadır.
Namık Kemal
Hayatı
Namık Kemal, 21 Aralık tarihinde Tekirdağda dünyaya geldi. Babası Mustafa Asım Bey, annesi Fatma Zehra Hanımdır. Annesini yılında Afyonda kaybeden Namık Kemal, yaşamını büyükbabası Abdüllatif Paşanın yanında sürdürdü.
Abdüllatif Paşanın değişik illerde görev yapması nedeniyle düzenli bir eğitimi olmadı. Özel dersler aldı ve kendi kendini yetiştirmeye çalıştı. Arapça ve Farsça öğrendi. Dedesinin Afyon, İstanbul ve Karsa görevleri nedeniyle bu illere gitti. Karstaki görevi sona eren dedesiyle birlikte İstanbula döndü. te dedesi, Sofya kaymakamlığına atandığı için Sofyaya gitti. Sofyada evlerine ziyarete gelen Binbaşı Eşref Bey, şiirlerini okuduktan sonra ona yazıcı anlamına gelen Namık adını verdi. O günden sonra Namık Kemal diye anılmaya başlandı.
Sofyada komşuları Niş kadısı Mustafa Ragıp Efendinin kızı Nesime Hanımla evlendi. Bu evliliklerinden Feride ve Ulviye adında iki kızı ve Ali Ekrem adında bir oğulları oldu.
Namık Kemal, yılında İstanbula döndü. Bab-ı Âli Tercüme Odasında stajyer memur olarak çalışmaya başladı. de büyükannesi Mahmude Hanımı, da büyükbabası Abdüllatif Paşayı kaybetti. da Gümrük Kaleminde çalışmaya başladı.
İlk şiirlerini Sofyada yazan Namık Kemal, İstanbula geldiğinde kısa sürede adını duyurmayı başardı. İstanbulda Divan edebiyatı geleneğini sürdüren şairlerle tanıştı. Arap ve Fars edebiyatlarını öğrenmeye başladı. Leskofçalı Galip Beyle yakın dostluk kurdu. Encümen-i Şuera adlı şairler topluluğuna katıldı.
yılında çalıştığı Tercüme Odasında görev yaptığı sırada Batıyı tanıyan kişilerle tanışma fırsatı buldu. Edebiyatta Batılılaşmanın ilk adımlarını atan Şinasi ile tanışması sanat ve hayat görüşünde büyük değişikliklere neden oldu. Batı edebiyatını öğrenmeye başladı. İlgisi nesre yöneldi. Tarih ve hukuk alanında kendini geliştirmeye başladı. Tasvir-i Efkâr gazetesinde fıkra ve tercüme yazıları yayınlandı. İlk defa Şinasiden duyduğu; vatan, millet, adalet, hürriyet, millet kelimelerinin yaygınlaşmasında büyük rol oynadı.
Şinasi, yılında Tasvir-i Efkâr gazetesini bırakarak Fransaya gidince gazetenin başına geçti. Aynı dönemde İttifak-ı Hâkimiyet (Yeni Osmanlılar Cemiyeti) adlı gizli derneğin kurucuları arasına girdi. Derneğin amacı yeni bir anayasa hazırlanması ve parlamenter yönetim sistemine geçişi sağlamaktı. Bu doğrultuda ve hükümet aleyhine şiddetli makaleler yazarak gazetede yayınladı. Bu nedenle de gazete kapatıldı ve kendisinin de Erzurum Vali Muavinliğine tayini çıktı. Erzuruma gitmek yerine Parise kaçtı.
Mustafa Fazıl Paşanın desteğiyle Londrada Muhbir adlı gazeteyi çıkardı. Ancak Namık Kemal, Ali Suaviyle yaşadığı anlaşmazlık yüzünden gazeteden ayrıldı. Namık Kemal, bazı arkadaşlarıyla birlikte Londraya gitti ve orada Hürriyet gazetesini çıkardılar.
Namık Kemal, de Sadrazam Âli Paşayla barışarak yurda döndü. Siyasetten uzak durmak ve yazı yazmamak koşuluyla affedilmiş olan Namık Kemal, İstanbula döndükten sonra Diyojen adlı mizah dergisinde imzasız fıkralar yazmaya devam etti. Sadrazam Ali Paşanın ölümünden sonra de İbret gazetesini çıkararak yeniden muhalefete başladı. Gazete sık sık kapatıldı ve İstanbuldan uzaklaşması için Geliboluya mutasarrıf olarak gönderildi.
Birkaç ay kaldığı Geliboluda Vatan yahut Silistre adlı oyunu ile Evrak-ıPerişan adlı eserini tamamladı. Gelibolunun bazı sorunlarıyla ilgilendi ve su davasını halletti. Bu arada bir yandan İbret gazetesine bir yandan da Hadika gazetesine takma adlarla yazı göndermeye devam etti.
Osmanlı hükümeti tarafından açığa alınan Namık Kemal, nin son günlerinde Geliboludan İstanbula döndü. İbret gazetesinin başına geçti. Çok geçmeden bir makalesi nedeniyle gazetesi tekrar kapatılınca tiyatroyla ilgilenmeye başladı. Vatan yahut Silistre oyunu yılında Güllü Agopun Gedikpaşadaki tiyatrosunda sahnelendi. Oyunun sahnelenmesi halkı coşturup çeşitli olayların çıkmasına neden oldu. İbret gazetesi bir daha açılmamak üzere kapatıldı. Namık Kemal ve dört arkadaşı sürgüne gönderildi.
Namık Kemalin Kıbrıs Magosa sürgünü 38 ay sürdü. Son derece olumsuz koşullar altında yaşamak zorunda kaldı. Bu süre içinde pek çok eser yazdı. Sürgün dönüşü İstanbulda kahramanlar gibi karşılandı.
Tahta çıkan II. Abdülhamit, ilk Osmanlı Anayasasını oluşturmak için bir komisyon kurdu. Namık Kemal de bu komisyonda üye olarak yerini aldı. Ancak şair, Abdülhamitin aleyhine bir beyit yazıp bunu mecliste okuyunca mahkemede yargılandı. Asayişi bozduğu gerekçesiyle suçlu bulunup 6 ay hapis cezasına çarptırıldıysa da sonradan beraat etti. Girit adasına ikamete mecbur edildi. İki buçuk yıl sonra da Midilli Mutasarrıflığına atandı.
dan itibaren 5 yıl süren Midillideki görevi esnasında kaçakçılığı önledi, hazine gelirini arttırdı, Türk okulları açtı. Türklerin yaşam seviyelerini de arttıran Namık Kemal, adalarda yaşayan Türk halkının sorunlarını dile getiren bir rapor hazırlayarak Bab- Âliye sundu. de Nişan-ı Osmanlı madalyasıyla ödüllendirildi. Yine bu görevi sırasında yazdığı Celaleddin Harzemşah adlı tiyatro eseri nedeniyle II. Abdülhamit tarafından kendisine Bâlâ rütbesi verildi.
Namık Kemal, kaçakçıların şikâyeti üzerine, görevden alınarak te Rodos Mutasarrıflığına atandı. Bu görevi ye kadar sürdü,
Son görev yeri Sakız Adasının, kuru havası nedeniyle rahatsızlanan Namık Kemal, 2 Aralık günü 48 yaşında hayata gözlerini yumdu. Şair, kendi vasiyeti üzerine Gelibolu Bolayırda Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşanın türbesinin yanına gömüldü.
Edebi Kişiliği
Tanzimat döneminin en önemli düşünce, sanat ve siyaset adamlarından biridir. Sanatı, toplumun Batılılaşması için bir araç olarak görmüştür. Eserlerini halkın anlayabileceği sade bir dille yazmaya çalışmıştır.
Eserlerinde belli bir düşünceyi okuyuculara sunmaya çalışan Namık Kemal, yazılarında noktalama işaret kullanmaya başlayan ilk yazarlarımızdandır.
Gençlik yıllarında kendine Divan edebiyatını örnek alan sanatçı, Avrupaya gittikten sonra yeni tarz edebiyatı benimsemiş ve bu yolda eserler vermiştir.
Namık Kemal, Fransız edebiyatını örnek almış, romantizmin etkisinde kalmıştır. Şiirleri biçim bakımından eski, konu ve içerik bakımından yenidir. Şiirlerinde vatan, millet, hürriyet, adalet gibi yeni konuları işlemiştir.
Tiyatroyu, halkın eğitilmesinde okul gibi görmüş, sahne dili ve tekniği yönünden başarılı eserler vermiştir.
Yazılarını Osmanlı toplumunun gözünü açacak, istibdat idaresini yıkacak tarzda yazdı. Halk dershanelerinin açılması, kızların okutulması, tıp fakültelerinde Türkçe eğitim verilmesi konularında yazdığı makaleler büyük ses getirdi.
Vatan ve Hürriyet Şairi olarak anılan Namık Kemal, şiirin yanı sıra eleştiri, biyografi, tiyatro, roman, tarih ve makale türlerinde de eserler verdi. Türk edebiyatının ilk edebi romanı İntibah ve Batılı anlamda Türk edebiyatının sahnelenen ilk tiyatro eseri olan Vatan yahut Silistre eserleriyle tanındı.
Eserleri
Oyunları (Tiyatro)
Vatan yahut Silistre (, yeni harflerle )
Zavallı Çocuk (, yeni harflerle )
Akif Bey (, yeni harflerle )
Celaleddin Harzemşah (, yeni harflerle )
Kara Bela ()
Romanları
İntibah (, yeni harflerle )
Cezmi (, yeni harflerle )
Eleştirileri
Tahrib-i Harâbât ()
Takip ()
Renan Müdafaanamesi (, yeni harflerle )
İrfan Paşaya Mektuplar ()
Mukaddeme-i Celal ()
Tarihi Kitapları
Devr-i İstila ()
Barika-i Zafer ()
Evrak-ı Perişan (, yeni harflerle )
Kanije ()
Silistre Muhasarası (, yeni harflerle )
Osmanlı Tarihi (ölümünden sonra , yeni harflerle , 3 cilt)
Büyük İslam Tarihi (ölümünden sonra )
İntibah, Türk Edebiyatı tarihinde ilk edebi roman olarak değerlendirilir. Romanda romantizm akımının etkisi görünür. Özellikle romanın başında yer alan uzun Çamlıca tasviri, romantizm etkisinin örneklerindendir.
Bununla birlikte, roman boyunca Osmanlı kültürüne de sıkça atıf yapılır, her bölümün başında Divan edebiyatı şairlerinden bir beyitin yer alması bu durumun örneklerindendir. Romanın konusu, Türk halk edebiyatının eski meddah hikâyelerinden "Hançerli Hanım"ın öyküsünden esinlenmiştir.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası