dağlara gel dağlara hikayesi / Bianet :: Grup Yorum’u Savunmak

Dağlara Gel Dağlara Hikayesi

dağlara gel dağlara hikayesi

kaynağı değiştir]

Hayatı hakkında pek fazla bilgi olmayan Gevherî, aruz ve hece ölçüsü ile şiirler yazmıştır. Önceleri asıl adının "Mustafa" olduğu sanılırken, sonradan bir şiirindeki "Bir kemter kulundur Garip Mehemmed"[2]dizesinden adının "Mustafa" değil, "Mehmed" olduğu ileri sürülmüştür.[3] 1700 yılında ölen ozan ve hattatBahri Paşa'nın divan kâtipliğini yaptığı da biliniyor. Onun, İstanbul ve Bursa’daki divan katipliklerini, imparatorluğun diğer büyük memleketlerinde de kısa aralıklarla yürüttüğüne bakılırsa medrese tahsili gördüğü anlaşılmaktadır. Aruz ile yazdığı şiirlerindeki söyleyiş de bunun başka bir delildir. Ölümü 1127/1715’ten sonradır.

Şükrü Elçin, bazı şiirlerinde geçen Hacı Bektaş adını, onun Hacı Bektaş Veli’ye intisabından çok bir Bektaşi muhibbi olmasının işareti olarak kabul eder.

Tameşvarlı İbrahim Naimeddin’in Hadikatü’ş Şüheda ve Müstakimzade’nin Tuhfe-i Hattatin adlı eserinde adı geçmektedir. Musiki ile de ilgilenmiş olan Gevheri’nin kendi adını taşıyan bir de hava vardır. Aruz ile yazdığı şiirlerinde başta Fuzuli olmak üzere klasik şairlerimizin tesiri görülür. Yüzyılın başlıca adlarından biri olmasında, belki de, aruz veznini hece vezni kadar başarılı bir şekilde kullanan ender şairlerden biri olmasın da rolü vardır.

Usta bir aşık olması, onun sevilip örnek alınmasına vesile olmuştur. Pek az aşığa nasip olan bir husus da, sadece onun şiirlerine yer veren bir mecmuanın bulunmasıdır. Şiirleri arasında çeşitli tarihi olaylara yer verenler de vardır. Avusturya’ya karşı açılan 1663 ve 1689 seferleri için söylediği şiirlerini bu arada sayabiliriz.

Şairname’lerden sadece Gubari’de adı geçmektedir; Sun’i ve Hızri’de ise Cevheri adıyla kayıtlı olan şairin Gevheri olması muhakkaktır.

Bazı şiirleri[değiştir

Grup Yorum’u Savunmak

“Ne demek Grup Yorum artist değil!” diye hem kendimi hem de Yorum’u savunuyordum, “Hem artist dediğinin illa TV’lerde mi çıkması gerekiyor?”

Yıllardır yaşadığımız şehirlerde adını duyup da gitmediğimiz yerler vardır. Doğma büyüme Ankaralıyım ama Hasanoğlan’a hiç yolum düşmedi. Oysa sıcak, sevecen, gezilip görülesi bir yer gibi gelir. Sebebi nedir bilmem? Hasanoğlan Ankara’nın Kırıkkale çıkışına doğru Elmadağ’a giderken sanırım 20 kilometre bile sürmeyen bir mesafede. Orada eskiden bir Köy Enstitüsü de varmış, şimdi yok. Buraya dair hatırladığım başka bir şey daha var. Amcam Hasanoğlan Anadolu Öğretmen Lisesi mezunu, orayı bitirip üniversiteye gidiyor sonra da öğretmen oluyor. Yazları okullar kapanıp tatile girince Ankara’ya gelir bir süre bizimle kalırdı. İlkokuldaydık, bize sorular sorması, değişik hikayeler anlatması, bizle ilgilenmesi hoşumuza giderdi. Ki o çocukluk dönemi yaramazlıklarımızda bizi oturtturabilene aşk olsun. Ama amcamın üzerimizde sevgiden doğan bir otoritesi vardı. Davranışlarımızı belirleyen de bu duyguydu.

Bir gün amcam, abim ve bana – yaptığımız yaramazlıktan ev ahalisini bıktırmış olmalıyız ki- “size bir hediye alacağım ama dediğimi yapacaksınız” dedi. Biz de ikiletmeden “tamam” dedik. Çantasından bir kaset çıkardı. Kasette “Cesaret” yazıyordu. O yazının biraz üst tarafında “Yorum” yazıyordu. Bize bu kasetten istediğimiz bir şarkıyı öğrenmemizi söyledi. Tam anlamıyla öğrenir ve söylersek bize hediye alacaktı. Hemen işe koyulduk, kaseti teybe taktık. Müzikte daha öncekilerine benzemeyen, bizi çeken bir şey vardı. O günlerde tam anlam veremesek de değişik bir “özdü”. Müzik bize yeni bir dünyanın kapılarını açıyordu. Şarkıları bir yanda dinlerken diğer yandan kasetin kabından sözlerini takip ediyorduk. Kasetin bir yüzü bitince hemen diğer yüzünü çeviriyorduk. Dinledikçe dinledikçe sevdik. Dinledikçe kulağımız sözlere ve müziğe alıştı. Grup Yorum bir daha hiç çıkmayasıya hayatımıza girmişti. Baştan sona birçok şarkısını eksiksiz öğrenmiştik: Mısri Kız, Karadeniz, Duman Vurmuş Kemençemin Yayına, Sevda Türküsü, Neslim, İnsanların İçindeyim, Cesaret, Reşo… Keçe Kurdan’ın müziği o kadar hareketliydi ki yerimizde duramazdık. İlk defa Kürtçe müziği de o zaman dinlemiştik. Anlamadığımız, bilmediğimiz ama sevdiğimiz bir dille tanışmıştık. Ama abimin de benim de favorimiz, ilk öğrendiğimiz şarkı, kasetin A yüzündeki ilk şarkısı olan “Dağlara Gel” idi. O yaz köyde, -ki okullar kapanınca yazları köye giderdik- bağda bahçede kırda, elde küçük bir değnek, geze geze “Dağlara gel dağlara…” diye, bağıra çağıra türkü söylüyorduk. Yaz bitiyordu, okullar açılacağı için amcam bizden önce okula dönmüştü, o yüzden karşısına geçip şarkıyı söyleyememiştik. Hediye de gelecekteki buluşmamıza kalmıştı. Biz halimizden memnunduk, belki de hediye Yorum’un kendisiydi. Artık her yerde bir Yorum şarkısı-türküsü tutturuyorduk. Hatta oyunlarımızın içine bile dahil olmuştu.

Ve Yorum’u ilk kez bir oyunda savunmak zorunda kalmıştım.

İsim, şehir, eşya, artist… Bilirsiniz çocukken oynadığımız bir oyundu. Bu oyunda bir harf seçilir, o harfle başlayan isimler, eşyalar, şehirler belli bir süre içinde bulunup yazılır. Her cevap için belli bir puan verilir, aynı cevabı birden çok kişi vermişse onlar tam puanı alamaz, onların puanları düşer. Ben de bu oyunda “G” harfinde artist kısmına ilk kez Grup Yorum yazdım. “G” harfinde “gurbağa” ve “gaplumbağa”ya itiraz etmeyen arkadaşlarım “Grup Yorum”a itiraz ediyorlardı. “Biz duymadık, yok öyle artist” deyip bana sıfır puan vermeye niyetlenmişlerdi. Tabii, ben de “Ne demek Grup Yorum artist değil!” diye hem kendimi hem de Yorum’u savunuyordum. “Hem artist dediğinin illa TV’lerde mi çıkması gerekiyor? Bakın şarkıları bunlar…” diye ikna etmeye çalışıyordum, epey zorlanmıştım. Çünkü ne bir fotoğraflarını görmüştüm ne de kim olduklarını biliyordum. Sadece kasette bir siluetleri vardı. Ama alttan girip üstten çıktım, Grup Yorum’un artistliğini kabul ettirdim, 10 puanı aldım. Tabii artistten kasıt sanatçıydı ve yorum o 10 puanı çoktan hak ediyordu. Ki zamanla o gün bana itiraz eden tüm arkadaşlarım Yorum’u tanıdılar, sevdiler. Türkülerini dinlemek için kasetlerini alıp konserlerine gittiler. Radyoda istek parçalarımızda hep Grup Yorum da olurdu. Çünkü Yorum onların da hikâyesini anlatıyordu, onlar için söylüyordu. Grup Yorum halktı, bizdik.

O gün Yorum’u ilk savunmamdı ama son olmayacaktı. Bugün Grup Yorum’u tanıyoruz, biliyoruz.  Ve çoğumuzun Grup Yorum ’la bir tanışma hikâyesi var, benimki de böyle.

Onların hikayesi devam ediyor… Şimdi Grup Yorum üyelerinin bir kısmı hapishanelerde açlık grevinde. Konserleri yasaklanıyor, kültür merkezleri basılıyor, tutuklanıyorlar. Falanca filanca renklerde aranıyor, listelerde başlarına ödüller konuluyor. Biz onları savunmaya devam ediyoruz. Geçenlerde tutuklu olan Bahar, Helin ve İbrahimlere ayrı ayrı mektup yazmıştım, yasakladılar ama gazetede görmüşler, yasaklanan cümleleri okumuşlar. Yani ulaştık, selamlarımızı aldılar. Helin’e şeker göndermiştim ulaşmış. Onlara destek olmak için, onların talepleri özgürlükleri için bir hafta boyunca açlık grevindeydik. Bahar ve Helin 21 Kasım'da görülen duruşmalarında tahliye oldular, şimdi dost ellerdeler. Ama içeride hala tutuklu Yorum üyeleri var ve Grup Yorum'a yapılan baskılar devam ediyor. Açlık grevi taleplerinden biri kurumları olan İdil Kültür Merkezi'nin basılmaması. Ne var ki yine kültür merkezleri basıldı, yine talan edildi ve Grup Yorum üyeleri yine tutuklandı. Ne olursa olsun bizim içeriden, sizin dışardan yapacak işleriniz var. Ve mutlaka türkülerimiz kazanacak… (EG/AS)


İstanbul - BİA Haber Merkezi

Engin Gökoğlu


çok güçlü çok sağlam bir parça- grup yorum havasının hissedildiği şarkılardan..

mesaj belli siz dağlara gidin arkanızdan türk ordusu da sizi kovalasın denilesi durumdur.inşallah o dağlar sizi yutar da türkiye de huzura kavuşur beee.

bir takım gerizekalının, 3 gram beyniyle pkk ile bağlantı kurduğu gevheri türküsü.

gevheri kim? 18.yy ozanı.

bi s.ktir git şimdi.

gayet de güzel bir anadolu türküsüdür. kimin ne amaçla söylediği beni ilgilendirmemektedir. benim ne olarak algıladığım önemlidir. ve ben bunu türküyü dinlerken pkk aklımın ucundan bile geçmemektedir. özellikle 2. kıtanın sözleri çok sevip de sevdiğini dağlara kaçıran bir garip yurdum genci getirir aklıma. öyle ota boka paranoyaklık etmenin manası yoktur. gayet de masumane bir halk türküsüdür. gayet de masumane bir halk ozanı eseridir.

sözleri gevheri'ye ait olan şarkıdır,sizin ''bak bak terörist olun diyo'' cümlenizdeki,terörist,kelimesi,gevherinin ölümünden yıllar, sonra rusya'da ortaya çıkmıştır.birisi hotel california'yı dinleyip intihar edince,intihar şarkısı olmuyor,ama 3-5 pkk'lı bu şarkıyı kendilerine marş yapınca,pkk şarkısı oluyor öyle mi?kendi dünyanızda güzel güzel yaşayın siz.

ortada "terör" diye bir kavram yokken Gevheri tarafından kaleme alınmıştır. Grup Yorum tarafından bestelenmiştir. garip bir şekilde mhp tarafından bir ara seçim şarkısı olarak kullanılmıştır.

an itibariyle dinlediğim grup yorumun seslendirdiği sözleri gevheri'ye ait olan güzel bir türküdür. bazı sığ düşünceli insancıklar tarafından terörist şarkısı ilan edilmiştir. **

94 yerel seçimlerinde mhp'nin kullandığı şarkı. buna karşılık grup yorum mhp'ye dava açarak şarkının kullanılmasını engellemeye çalışmıştı.

bu şarkıyı zamanında pkk'lılar marş olarak kullanmış, pkk'ya karşı operasyon yapan polis ve jandarma da buna karşılık ersen ve dadaşlar'ın dağlar seni delik delik delerim türküsünü çalmışlardır.

pkk'nın kendine alet ettiği güzel şarkı.

(bkz: köpekler istedi diye atlar ölmez)

çok güzel bir gevheri türküsüdür .şu dağlarda kar olsaydım, çift jandarma gibi türküleri ahmet kaya'nın söylemesi gibidir bu türküyü grup yorumun söylemesi. bi şeyi değiştirmez kimin söylediği. bizim türkümüzdür ki hangi amaçla yazılmış olduğu da önemli değildir şarkıların, türkülerin, şiirlerin ; bizim ne hissettiğimiz, ne bulduğumuzdur esas olan.

sözlerinin ne anlam içerdiğini anlamayanın olmayacağı şarkıdır. bu şarkıya karşılık dağlar seni delik delik delerim türküsünü armağan ediyorum.

sanatsal açıdan müthiş haz veren bir grup yorum efsanesidir. dinledikçe dinlersiniz, söyledikçe söylersiniz... bu şarkı için hiç unutulmaması gereken trekking turizmini arttırmak için yapıldığıdır.

songül karlı'nın da seslendirdiği bir türküdür aynı zamanda. ideolojik bir yönü kalmamıştır muhtemelen o seslendirdikten sonra.

ülkücü ozan erhan çerkezoğlu nun çok manidar şekilde seslendirdiği şarkıdır.

şarkının aslıkna sadık kalmıştır ancak sonlara doğru;

konuşma diyarbakır'dan hırbo
dağlara gel dağlara

konuşma meclisten lan it
dağlara gel dağlara

indirmem düz ovaya canım
dağlara gel dağlara

şeklinde eklemeler yapmıştır. hani fena da olmamıştır.

sözleri gevheri'ye ait olan lakin o zaman pkk olmadığı için alakası olmadığı halde grup yorum denen zibidiler tarafından terör için kullanılan şiir.

Türkü hakkında rivayettir.

90 lı yılların başında Hakkari’de özel bir radyo dan türkü istek yapılır ve “dağlarda ki gerillalara” diye anons istenir.

Peşine polis özel harekat bir istek de bulunur.

(bkz: dağlar seni delik delik delerim)

gevheri türk oğlu türktür. ayrıca bu destan da ermeni itlerinin yaptığı azeri zulmü için yazılmıştır. mezopotamya eşekleri bunu kendi özgürlük şarkısı olarak bilir.

grup yorum da iyi seslendirmiştir.

hem neyi paylaşamıyorsunuz, niye böyle yapıyorsunuz ki...*

türk milletine ait eser! bazı dna kalıntıları bunu kendine mal ediyorlar, etmesinler...


*

dağlar hakkındaki en has şarkı rahmetli barış mançonun dağlar dağlar parçasıdır. öyle kentin imkanlarını sonuna dek kullanıp ehaliyi dağlara davet etmek yoktur bu şarkıda.

grup yorum değil de grup yeniçağ filan söylese hiç aklımıza kötü kötü şeyler getirmeyecek mis gibi şarkı. dağ seviyorum ben. başıma bir gelse de gelmese de dağlara...

kim ne derse desin güzel şarkıdır. insanı halay çekmekle ağlamak arasında bırakır. ha bir de mızıkayla çalınmaz. test edilip onaylanmıştır.

an itibariyle kulak kesildiğimdir...

sahi, dağlar ne güzeldir şimdi, tüm bu beton yığınlarına inat.

kürt milliyetçisi ev arkadaşıma takılmak için başına bir hal gelirse dağlara gel başına bir hal daha gelsin şekline çevirdiğim türkü. tamam vurmayın.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası