Short Ingilizce Ne Demek
İngilizce - Türkçe çeviri (v yeni)
İngilizce dilinden Türkçe diline (google translate aracılığıyla) hızlı cümle ya da kelime çeviri yapmanıza yardımcı olan bir sözlük sistemidir. Dünya dilleri arasında yapılacak olan cümle ve kelime çevirilerinizi kolaylaştırır. ÇevirSözlüfunduszeue.info Dünya'da en yaygın olarak kullanılan bir çok dili içinde barındırmaktadır. Bu diller arasında herhangi bir ücret ödemeden ve sınırlama olmaksızın istediğiniz cümle ya da kelime çevirilerinizi hızlı bir şekilde yapmanız mümkündür.
Kullanım ve Gizlilik
funduszeue.info aracılığıyla yapılan tüm çeviri verileri toplanmaktadır. Toplanan veriler herkese açık,
anonim olarak paylaşılır. Dolayısıyla Çevir Sözlük kullanarak yapacağınız çevirilerde kişisel bilgi ve verilerinizin yer almaması gerektiğini hatırlatırız.
funduszeue.info kullanıcılarının çevirilerinden oluşturulan içerikte argo, küfür vb. uygun olmayan öğeler bulunabilir. Oluşturulan çeviriler her yaş ve kesimden insanlar için uygun olamayabileceğinden dolayı, rahatsızlık duyulan hallerde siteminizin kullanılmamasını öneriyoruz. Kullanıcılarımızın çevirilerle eklediği içeriklerde telif hakkı ya da kişiliğe hakaret vb. öğeler bulunuyorsa site yönetimiyle iletişime geçilmesi halinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Sitenize ya da blogunuza İngilizce Türkçe çeviri ekleyin:
l
short ne demek Türkçe anlamı
(s)., (z)., (i). kısa; kısa boylu; bodur; ters ve kısa (cevap); eksik, nakıs, dar, ihtiyacı karşılamayan; satılırken elde bulunmayan (mal); gevrek, çabuk kırılan; çok yağIı; (z). birdenbire; elde bulunmayan malı satmak üzere; tersçe; eksik; (i). kısa şey; eksiklik; uzun sözun kısası; (elek). kontak; kısa reklam ve miki filmi; (çoğ). kırıntı, düşük kaliteli mal; (çoğ). kısa pantolon, şort; (dilb). kısa hece. short and sweet kısa ve yerinde. short circuit (elek). kısa devre; (tıb). bağırsağın bir parçasını keserek kısaltma ameliyatı. short commons gıda eksikliği. short cut kestirme yol. short of -dan başka. short order çabuk ve kolay hazırlanabilen yemek. short sale (tic). açıktan satış. short story kısa hikaye. short wave kısa dalga. at short notice hazırlanmak için az zaman bırakan (emir). be short of eksik olmak, yetersiz olmak, yetmemek az kalmak. come short eksik gelmek, yetişmemek; erişememek. cut short birden kesmek, kısa kesmek (söz veya yazı). fall short erişememek, ulaşamamak, yetmemek. for short kısaca. in short kısaca; muhtasar olarak; kısacası, velhasıl. in short order hemen, derhal. make short work of hakkından gelmek. run short malzemesi tükenmek; kâfi gelmemek, kıtlaşmak. the long and the short of it uzun sözün kısası, hulâsa. shortly (z). yakında; kısaca; kabaca; terslikle. shortness (i). kısalık; noksanlık, yetmeyiş.
short
teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
kısa -
-
azalçakşort -
-
kasa açığıperıodkısaca -
-
gönül kırıcıgücükkısa metrajgüdükkabacafevriboysuznoksanlıkkısa devre yapmaknoksangafletenaniden -
(viski/vb.) az miktarlarda içilen sert içkikısa süren -
yeterli parası olmayankısa devre -
-
kısa boylu -
-
yetersiz -
-
parasız -
-
kontakkıt -
-
çapaklı [met.]birdenbire -
gevrekiyi pişmişharicindetersçebücürsatılırken elde bulunmayan gevrekihtiyacı karşılamayanbodur -
kısa kesilmişbirden -
Kısa (boylu)kısa vadeli -
-
kısa devre yaptırmak(fiil) kısa devre yaptırmakdar -
-
çıtır çıtıreksik -
-
çok yağIıtam olmayankısa okunuşlu ünlüters ve kısa eksiknakısözet -
-
kısa metrajlı filmters, sert, gönül kırıcı. i., elek. kısa devreçabuk kırılan KISA: Gözlemci tarafından paralamaların tanzim hattının berisine düştüğüne dair yapılan gözlem veya tanzimleme (mesafenin belirtilen miktar kadar arttırılmasını ifade eder)kestirme -
-
dışındahariçkısa hecesert (içki)elde bulunmayan malı satmak üzereserteksiklik -
-
acelecihiddetlidar (zaman)tersyerden bitmeİlgili Terimler
short temperasabiyetshortlykısaca -
-
in shortkısacası -
-
shortsşort -
-
abruptlyansızınshortnesskısalıkabruptlybirdenbireshort noticekısa süre -
-
short of-den başka: She tried everything short of firing him. Onu sepetlemekten başka her şeyi denedi short and to the pointdoğrushort and to the pointkısashort and to the pointaçıkshort arckısa arkshort billkısa vadeli poliçeshort circuitkısa devre yapmakshort circuit admittancekısa devre geçirisishort circuit impedancekısa devre çelisishort circuit impedancekısa devre empedansıshort circuit operationkısa devrede çalışmashort circuit operationkısa devre çalışmashort codekısa kodshort datekısa tarihshort deliverynoksan teslimatshort descriptionkısa tanımshort edgekısa kenarshort edgebaşshort handstenografishort haulkısa çekmeshort haulkısa erimlishort namekısa adshort neckkısa boyunshort runkısa vadelishort salekısa satışshort saleaçığa satışshort staysalpashort temperednessKolay öfkelenmeshort timekısa saatshort while agokısa bir süre önceshort and sweetkısa ve özshort bondkısa vadeli tahvilshort circuitkontakshort circuitkısa devre -
-
short cutkestirme yolshort datedkısa vadelishort dated billkısa vadeli poliçeshort enoughyeterince kısashort filmkısa metrajlı filmshort forkısasıshort forkısa şeklishort of-in dışındashort ofden başkashort of-si eksikshort pantskısa pantolonshort precisionkısa kesinlikshort rangekısa aralıkshort ratekısa vadeli kurshort saleaçıktan satışshort sleepkısa uykushort stopkısa duruşshort subjectkısa konushort temperçabuk öfkelenmeshort temperedçabuk öfkelenenshort termkısa vadeli -
short termkısa dönemshort timekısa zaman -
-
short wave(ünalgı) kısa tolkunshort-changekandırmakshort-changealdatmakshort-handedyardımcısı azshort-handedişçisi azshort-headedbrakisefalshort-headedkısakafalıshort-livedkısa ömürlü -
-
short-livedgeçicishort-livedçok sürmeyenshort-rangekısa vadelishort-rangekısa dönemlishort-rangekısa menzillishort-sightedmiyopshort-sightedileriyi göremeyenshort-sightedsağgörüsüzshort-temperedçabuk öfkelenirshort-windedtıknefesshort changekısa değiştirmekshort circuitedkısa devreshort delay blastingkısa gecikmeli patlatmashort endFilm çekimlerinde çekim sonrası makarada kalan filmshort formKısa hal, kısa şekilshort of small changebozuk parası olmamakshort runKısa zaman sürecishort salesKısa satışshort sellkısa satmakshort sleevekısa kollu -
-
short syllablekısa hece, kısa seslemshort wave converterkısa dalga konvertisörüshort wordkısa sözcükshort-lastingkısa sürelishort-sleevedkısa kollushort-term exposure limit ( STEL) : bir iş gününde her hangi bir zamanda aşılmaması gereken dakikalık zaman ağırlıklı ( TWA) ortalama maruz kalma sınırıshortstopbeysbol ikinci ile üçüncü minder arasında oynayan oyuncushortnesseksiklikshortskısa pantolonabruptlydik/sarp bir şekildeabruptlydurup dururkenabruptlysarp bir şekildeabruptlypalas pandırasbe shorteksik gelmekshort storyhikaye -
-
short supplyeksik siparişshort temperedasabishort tonküçük tonshortesten kısasınashortlyaz bir mesafeden sonrashortlyaz ve öz bir şekildeshortlyters bir şekildeshortlykısacasıshortlybirazdan -
-
shortnesssertlikshortserkek mayosuabruptlygafletenabruptlyterslikleabruptlybirden bireshorterdaha kısa -
-
shortlyaz sonra -
-
shortlyyakında -
-
shortnesskıtlıkshortnessnoksanlıkshortnessdarlıkshortskısa pantalonshortserkek külotushort comingKusur, eksik, noksanshort for-in kısası, kısa şeklishort foriçin kısashort livedkısa ömürlü -
short of- den başka: "She tried everything short of firing him. - Onu sepetlemekten başka her şeyi denedi." short outkısa devre yapmakshort shipGirmesini engellemek, dışarıda bırakmak, sokmamak, kapamak, engellemekshort termkısa vade -
short whileKısa bir süre -
-
shorterkısa -
-
shortesten kısa -
-
shorting Borsa oyuncusunun sahip olmadığı ama değerinin düşeceğini tahmin ettiği hisse senedi veya dövizi ödünç alarak satması, yoktan satışShort storyöykü -
-
abruptlybeklenmedik bir şekildeabruptlykabaca/anidenabruptlyaniden -
-
abruptlykısa ve ters bir şekildebe short(s.t.) (birinde) (bir şey) (belirli bir miktarda) eksik olmak; (belirli bir miktarı) çıkıştıramamak: I'm short five books. Bende beş kitap short circuitBarsağın bir parçasını keserek kısaltma ameliyatıshort circuituzak durmak - (a) -den az, (b) (para, yiyecek) yetersiz, kıt.
be short of: eksik/yetersiz olmak, yetmemek, az kalmak.
We are short of sugar: Şekerimiz azaldı.
be short of breath: nefesi daralmak. (c) -den başka.
I would do anything short of murder to get some money: Para bulmak için adam öldürmekten başka her şeyi yaparım.
hemen hemen, tamamile.
It is nothing/little short of madness to do this: Bunu yapmak delilikten başka bir şey değildir.
(malzeme) azalmak, kıtlaşmak, tükenmek, yetişmemek.
satış vaadinde bulunan bir coberin taahhüdünü yerine getirebilecek kadar senet toplayamaması
kısacası, uzun sözün kısası.
The long and the short of it is that he was caught by the police at the : Kısacası sonunda polis yakasına yapıştı.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
effective, bed, painful, far, ago, hospital, people, attitude, note, extra
coloration, dredge, jeweler, cutie, simit, abartma, nitpick, eligible, pray, something
nest...
78171 78172 78173 78174 78175