hüda par anlamı nedir / Hür Dava Partisi - Vikipedi

Hüda Par Anlamı Nedir

hüda par anlamı nedir

kaynağı değiştir]

HÜDA PAR, İslam kimliğini ve İslam ümmetini temel alır. HÜDA PAR sözcüsü Serkan Ramanlı partinin Kürt milliyetçisi olduğu iddiasını reddetti ve yaptığı açıklamada, "Biz Kürt milliyetçisi bir parti değiliz. Biz her türlü milliyetçiliği ayakları altına almış bir partiyiz. Biz Müslümanız. Bize göre bütün Müslümanlar kardeştir." dedi.[18] döneminde HÜDA PAR genel başkanı olan İshak Sağlam ise, milliyetçiliğinbölücülük ve yıkıcılık olduğunu, Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkanın da "milliyetçi zihniyet" olduğunu söyledi.[19]

Kürt milliyetçiliğini reddeden HÜDA PAR, özellikle Kürt Müslümanların kurduğu ve örgütlendiği bir siyasi parti olmakla beraber, Kürtlük üzerinden Müslümanlık yapmayacağını, partinin ümmetçi bir çizgide olacağını belirtmiştir. Partinin kuruluş dönemlerinde yapılan bir açıklamada, partinin "Türkçü", "Kürtçü", "Kemalist", "Apoist" siyasi tutumlara kesinlikle karşı olduğu ve partinin bu ideolojilere benzemeyeceği belirtildi.[7]

Yapıcıoğlu'nun "Şeyh Said, hem arif, hem mücahid, hem kâmil bir mürşid, hem şehid, hem ilmiyle amil bir alimdir" sözleriyle Şeyh Said yanlısı bir tutum sergilediği de bilinmektedir.[20]

Faizsiz bir ekonomi modelini benimseyen HÜDA PAR, ana dilde eğitimi de savunmaktadır.[21][22][23] Parti, LGBT haklarına da karşı çıkmaktadır.[24][25] Ayrıca parti, Türk devletinin Kürtlerden özür dilemesi gerektiğini ve milliyetçilik kavramına karşı olduklarını belirtmektedir.[26][27][28]

27 Mart 'de yapılan bir habere göre İshak Sağlam "5 darbeci general yazıyor, biz de bunu ilah seviyesine çıkarıyoruz. ‘Bunu eleştiremezsiniz, değiştiremezsiniz, değiştirilmesini teklif dahi edemezsiniz’ düşüncesi akla ve mantığa uygun değil." diyerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın ilk 4 maddesinin değiştirebileceğini söylemiştir.[29]

Tartışmalar[değiştir

HÜDA PAR ile Hizbullah ilişkisi üzerine doğru ve yanlış bilinenler

Türkiye 14 Mayıs’ta seçime gidiyor. Seçim çalışmaları tüm hızıyla başlamışken, ittifaklar da oy havuzlarını genişletmeye çalışıyor. Son olarak Hür Dava Partisi (HÜDA PAR), cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini ilan etti.

HÜDA PAR, özellikle Kürt sorunu ile ilgili bazı konularda, Halkların Demokratik Partisi&#;nden (HDP) daha radikal tutumlarıyla biliniyor.

’de kurulan HÜDA PAR’ın Hizbullah ile ilişkisi uzun zamandır tartışılıyor. Hizbullah hakkında açılan çatı davada yargılanan bazı Hizbullah mensupları, TCK maddenin yürürlüğe girmesiyle ’de serbest kalmıştı. HÜDA PAR ise 19 Aralık ’de kuruldu.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, bir yıl önce katıldığı programda, “Hizbullah size göre bir terör örgütü mü?” sorusuna “Türkiye Cumhuriyeti’ne göre Hizbullah terör örgütü olabilir ama bana göre bir terör örgütü değil&#; yanıtını vermişti.

HÜDA PAR ile Hizbullah ilişkisi üzerine doğru ve yanlış bilinenler neler?

Ruşen Çakır yorumluyor.

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler, iyi hafta sonları. Önümüzde bir mesele var: HÜDA PAR ve Hizbullah ilişkisi. Bu ilişki aslında çok uzun zamandan beri, HÜDA PAR kurulduğundan beri gündemde olması gereken bir ilişkiydi. Ama nedense bu parti çok fazla önemsenmedi. Fakat HÜDA PAR’ın Cumhur İttifâkı cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’a desteğini vereceğini açıklaması, ardından Cumhur İttifâkı’nın bir parçası olma ihtimâli ve bununla ilgili görüşmelerin sürmesi üzerine, bu ilişki Türkiye’nin gündemine ciddî bir şekilde geldi. HÜDA PAR Hizbullah’ın devâmı mı? Bu soru etrâfında şekilleniyor. Aslında bu soru başlı başına yanlış bir soru. Çünkü Hizbullah ortadan kalkmadı. Hizbullah bir örgüt olarak varlığını sürdürüyor, Hizbullah var. Dolayısıyla Hizbullah’ın bir devâmı olarak görmek doğru değil. Ama bu demek değil ki HÜDA PAR’ın Hizbullah’la hiçbir ilişkisi yok. Bayağı bir ilişkisi var. Aynı dalga boyundalar ve bir anlamıyla da şöyle söyleyebiliriz: HÜDA PAR Hizbullah’ın yasal kolu. Burada tabiî şu husus önemli: Hizbullah belli bir târihten îtibâren, özellikle de Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın ve korumalarının Diyarbakır’da öldürülmelerinden sonra belli bir şiddet, silâhlı mücâdele, terör –artık ne derseniz deyin– bunlara çok fazla başvurmadı. Zâten Gaffar Okkan suikastinin ardından örgüte yönelik operasyonlar iyice şiddetlendirildi ve büyük ölçüde de örgütün silâhlı koluna büyük darbeler indirildi. Çok ilginç bir târihi var Hizbullah’ın. Benim Derin Hizbullah kitabımın ilk baskısı ’de yapılmıştı. ’de çıktığında, Hüseyin Velioğlu’nun öldürülmesi ve Gaffar Okkan’ın buna karşılık olarak vurulması vardı. Daha sonra, ’de kitabı yeniledim ve kitapta üç Hizbullah’tan bahsettim. Birincisi, Hüseyin Velioğlu’nun ölümüne kadar olan dönem; ikincisi, Hüseyin Velioğlu’nun ölümünden sonraki dönem –ki bunun zirvesi Gaffar Okkan suikastidir–; üçüncüsü de belli bir târihten îtibâren artık Hizbullah’ın yasal çalışmaya ağırlık verdiği dönem. Şu anda biz üçüncü Hizbullah dönemini yaşıyoruz benim sınıflamama göre. Ve burada öne çıkan yön, esas olarak yasal faaliyet; bir parti olarak da HÜDA PAR. HÜDA PAR’dan önce Mustazaflar Derneği vardı, daha sonra HÜDA PAR oldu. Ama bu arada Hizbullah hep var.

Hizbullah’ın nasıl bir yapıda varlığını sürdürdüğünü bilmiyoruz. Çünkü illegal bir yapı söz konusu. Başında Edip Gümüş’ün olduğunu biliyoruz. Edip Gümüş o Beykoz’daki çatışmada, Hüseyin Velioğlu’nun öldürüldüğü çatışmada sağ yakalanmıştı ve yılında çok sayıda diğer Hizbullah sanığıyla birlikte tahliye edildi. Edip Gümüş’ün belli bir süre sonra yurtdışına çıktığını, İran’a gittiğini, daha sonra İran’ı da terk ettiğini duyduk. Edip Gümüş örgütün lideri. Kendisiyle yılında bir röportaj da yapmıştım aracılar üzerinden. E-posta ile yolladığım soruları yine e-posta ile cevaplamıştı ve bunu da Vatan gazetesinde yayınlamıştık. Kendisi de orada örgütün lideri olduğunu kabul etmişti ve o zamandan bu zamâna da örgütün lideri o. Dolayısıyla şu anda çok ilginç bir durumla karşı karşıyayız. Sürekliliğini koruyan bir Hizbullah örgütü var. Hizbullah’ın temeli sonlarında Güneydoğu’da atılıyor. Esas olarak Diyarbakır; ama Batman, Mardin, Bingöl gibi yerlerde Kitapevi etrafında örgütlenen, İran Devrimi’nin etkisindeki birtakım gençlerin örgütlenmesi. Aslında hem kadroları hem de tabanı büyük ölçüde PKK’ya benziyor. Ve aynı târihlerde birbirlerine rakip örgütler olarak faaliyetlerini yürütüyorlar. Tabiî PKK daha önce silâha başvurdu. Hizbullah bu arada kendi örgütlenmesini gizlilik temelinde, silâha başvurmadan; ama bir yandan da silâhlanarak, her an silâha başvuracakmış gibi silahlânarak sürdürdü. Ve belli bir aşamada PKK Hizbullah’ı kendisine tâbi kılmak –ki bölgedeki birçok değişik görüşten örgütleri aynı muameleye tâbi tutmuştu–, Hizbullah’ı kendi çizdiği sınırlar içerisinde tutmak istedi. Hizbullah buna râzı olmayınca aralarında çatışma başladı. İlk kurşunu sıkanın PKK olduğunu biliyoruz ve buna misillemelerle gelişen, işin içerisine devletin de karıştığı çok kanlı bir dönem yaşandı Güneydoğu’da. Bu arada Hizbullah kendi içinde bölündü vs.. Ve böyle bir ortamda, İran yanlısı –hattâ İran yanlılığı bâzı kadrolarının Sünnîlikten ayrılıp Şiîliğe geçmesiyle noktalanan– farklı bir örgüt olarak karşımıza çıktı ve bölgede belli bir toplumsal karşılığı olan bir örgüt olarak varlığını sürdürdü. Çok sayıda cinâyet işledi. Özellikle PKK’ya yakın gördüğü birtakım kanaat önderlerini, öğretmenleri, mühendisleri, siyâsetçileri, gazetecileri sokak ortasında kurşunladılar. Genellikle arkadan gelip öldürdüler. Bunları yapanların bir kısmı yıllar sonra yakalandı, bir kısmı hiç yakalanmadı. Örgüte ilk ciddî operasyon yıllarına doğru devlet tarafından başlatıldı ve Beykoz da bunun zirvesi oldu. Neyse, bunları daha önceki yayında anlatmıştım; ama tekrar özetlemek için söylüyorum. 

Şimdi burada bir şeyi karıştırıyoruz sıklıkla. Tam olarak Hizbullah’ın bugün geldiği nokta bilinmediği için, hep biz geçmişteki Hizbullah’ı referans veriyoruz — ki geçmişteki Hizbullah’ı referans vermekte aslında haksız sayılmayız; çünkü mezar evler, domuz bağı, işkenceli sorgular, kendilerinden olmayan kişileri öldürmeler; sâdece PKK’ya yakın değil, kendilerine mesâfeli, kendilerini eleştiren, engel olduğunu düşündükleri İslâmcılar’a yönelik de bunu yapan, kendi içinde ajan olmasından kuşkulandıklarını da aynı şekilde infaz eden bir dehşet örgütü. Şöyle söyleyeyim: O târihlerde Refah Partisi ya da İslâmî harekete yakın yayın organları, meselâ Yeni Şafak gazetesi, Hizbullah demezdi; “Hizbülvahşet” derdi. Hizbullah çünkü, biliyorsunuz, “Allah’ın Partisi, Allah’ın Hizbi” anlamına geliyor. Oradaki Allah kelimesini kaldırıp oraya şeytan koyup Hizbülşeytan ya da Hizbülvahşet demeyi tercih ederlerdi ve çok ciddî bir kopuş yaşanmıştı. Ama aradan geçen süre içerisinde birçok şey unutuldu, unutulmak istendi. HÜDA PAR da varlığını Hizbullah’ın sosyal tabanı üzerinden kurgulamış olmakla berâber, kadrolarını da büyük ölçüde Hizbullah’a yakın; kimisi Hizbullah dâvâlarından içeri girip çıkmış olanlar, Hizbullah dâvâlarının avukatları var; öldürülen, ölen ya da kaçan Hizbullahçılar’ın akrabaları var vs.. Birçok bağı olan kişilerden oluşan bir hareket olarak Hizbullah’ın mîrâsı üzerine; ama Hizbullah’ın geçmişindeki olumsuzlukları kaale almadan, onları bir kenara koyarak, o konuları geçiştirerek o mîras üzerine inşâ edilmiş bir yapı oldu. Fakat burada şunu özellikle vurgulamak lâzım: Bütün bunlar hâlâ varlığını sürdüren Hizbullah’ın bilgisi ve onayıyla oldu. Yani Hizbullah’a rağmen onun arazisine kurulmuş bir gecekondu ya da binâ söz konusu değil. Hizbullah’ın yeni dönem perspektifi böyle.

Şimdi, HÜDA PAR’ın bu yönünü bir anlamda PKK ile HDP ilişkisine benzetmek mümkün olabilir; ama arada çok önemli bir fark var. O da PKK’nın hâlâ silahlı varlığını sürdürüyor ve eskisi kadar olmasa da eylemlerini sürdürüyor olması; ama Hizbullah’ın belli bir târihten sonra hiçbir silâhlı faaliyet yürütmemesi. Yani illegal bir örgüt; varlığını sürdürüyor, merkezinin yurtdışında olduğu söyleniyor, Türkiye içerisinde birtakım hücre yapılanmaları olduğu da söyleniyor; fakat özellikle terör faaliyeti olarak adlandırılabilecek bir faaliyetleri yok. Bu çok önemli bir fark. Fakat burada HÜDA PAR’ın yaptığı, Hizbullah’ın geçmişini ya da bugünkü varlığını reddetmek değil. Şimdi bakıyorum, meselâ Zekeriya Yapıcıoğlu televizyonlara çıkıyor, orada kendisine aynı şeyler soruluyor: “Siz Hizbullah’ın nesi oluyorsunuz? Devâmı mısınız?” O da: “Hayır, devâmı değiliz” diyor — ki doğru. Çünkü Hizbullah bitmedi ki devâmı olsun. Hizbullah’a yönelik olarak sorulan sorularda verdiği cevaplar çok ortalama cevaplar, bütün HÜDA PAR yetkililerinin verdiği cevaplar öyle. Aslında bir anlamda HDP hareketi içerisinde yer alanların PKK sorularına cevap vermekte zorlanmaları gibi bir olay söz konusu. Burada da ilginç bir şekilde, daha ilk kuruluşlarından îtibâren birbirine çok yakın olan, çok benzer olan bu iki hareketin bugün gelinen noktada da yasal alanda faaliyet açısından birbirlerine benzer yerlerde olduğunu görüyoruz. 

Şimdi buradaki mesele şu: HÜDA PAR’ın Cumhur İttifâkı’na dâhil olmasında yanlış bir şey var mı? Bence her iki taraf da râzıysa bunda yanlış bir şey yok. Pekâlâ olabilir; ama olurken, onun Cumhur İttifâkı’nda yer almasını kabul edenlerin HÜDA PAR’ın Hizbullah’la olan ilişkisini, Hizbullah’la olan, ilişkiden öte durumunu da kabul ettikleri anlamına gelir. Yani bunu söyleyeyim: “HÜDA PAR başka, Hizbullah başka” demenin bir âlemi yok. Her şey açık. HÜDA PAR’lılar da zâten Hizbullah aleyhine herhangi bir lâf etmiyorlar, etmeleri de beklenemez. Bunda gayet doğal bir şey var. Şimdi bakıyoruz, HÜDA PAR’ın değişik târihlerde, değişik partilerle yaptığı görüşmelerden fotoğrafları yayınlıyor birileri — iktidârı savunmaya çalışan birileri. Meselâ Saadet Partisi’yle, Ahmet Davutoğlu’yla, Ali Babacan’la, hattâ Meral Akşener’le. Arasalar HDP ile olan fotoğraflarını da bulurlar. Çünkü HDP ile ilişkileri de oldu, hattâ temasları oldu. Birlikte seçimlere girip girmeme tartışmaları bile oldu. Öcalan’ın cezâevinden, zamânında, Çözüm Süreci sırasında yaptığı çağrılarda gösterdiği adreslerden birisi de pekâlâ HÜDA PAR çevresiydi. Dolayısıyla bunların bir yerden sonra bir anlamı yok. Çünkü yasal olarak kurulmuş bir parti, yasal olarak faaliyetini sürdüren bir parti. Dolayısıyla bununla herkes görüşür, eder ve isteyen herkes, doğru gören herkes bununla ittifak da yapar, milletvekili pazarlığı da yapar. “Sen bana cumhurbaşkanlığı adaylığında destek ver, ben sana şu kadar milletvekili vereyim” de der. Bunlarda bence yanlış bir şey yok. Ama yanlış olan, hem bunu yapıp hem de Türkiye’nin yakın târihinin üzerini karartmaya çalışmak. Buradaki esas sorun şu: Hizbullah’ın bugünkü varlığıyla ve Hizbullah’la aynı dalga boyunda hareket eden HÜDA PAR gibi yapıların o geçmişteki İslâmcılar tarafından da “şeytanla işbirliği” ya da “vahşet” olarak nitelendirilen faaliyetleri hakkında nasıl bir sorgulama yaptıkları, nasıl bir yüzleşme yaptıkları — meselâ İzzettin Yıldırım olayı hakkında. İzzettin Yıldırım meselesindeki Hizbullah açıklaması, onu ben Edip Yüksel’e de sormuştum, hatırladığım kadarıyla şöyleydi: “Hizbullah’ın önünü kesmek için devletin bir örgütlenmeye gittiğini öğrendik. Bunun içerisinde İzzettin Yıldırım çevresinin de olduğu duyuldu. Kendisiyle görüştük&#;” –Görüşmek demek, tabiî ki onu alıp bir yere götürüyorlar, kaçırıyorlar, sorguluyorlar– “&#;Kendisi bunlardan haberi olmadığını söyledi. Bu arada Beykoz’daki operasyon olunca o evi arkadaşlar terk ettiler. İzzettin Yıldırım da orada ölmüş.” Yani kaçırdıklarını –sorgulama demiyor tabiî–, sorguladıklarını reddetmiyor; ama “Biz öldürmedik. Kendi kendine evde tek başına kalmış ve hayâtını kaybetmiş. Zâten belli bir yaşın da üzerindeydi” deniyor. Şimdi meselâ bu açıklama Hizbullah’ı aklar mı? Ya da Konca Kuriş’in öldürülmesiyle ilgili yaptıkları açıklama&#; ki pek bir açıklama da yapamadılar o konuda.

Ama tabiî ki burada daha önemlisi Gaffar Okkan meselesi. Gaffar Okkan meselesini Hizbullah hiçbir zaman reddetmedi. Şimdi birileri kalkıp, “Derin devlet yaptı. Şu yaptı, bu yaptı. Hizbullah böyle bir şey yapamaz, böyle bir gücü yok” filan diye bol keseden sallıyorlar. Ama bu, Hizbullah tarafından yapıldığı kesin olan bir olay ve Hizbullah’ın hiçbir zaman reddetmediği bir olay ve sonuçta bugün ülkeyi yönetenler, ülkenin bir dönem en popüler polis şeflerinden birini gündüz gözüyle Diyarbakır’da yanındaki korumalarıyla birlikte katletmiş bir yapıyla ilişkisi olan bir partiyi yanlarına, ittifaklarına alıyorlar. Tabiî ki Hizbullah’ın zamânında yaptığı bütün her şey; ama en sonundaki en büyük zirvesi olan Gaffar Okkan suikasti meselesi hâlâ ortadayken, hâlâ bununla yüzleşilmemişken bütün bunların yapılması bir acayip oluyor. Zâten iktidâr çevrelerinin en çok zorlandıkları yer de bu. HÜDA PAR’ın, HÜDA PAR yöneticilerinin vs. Gaffar Okkan suikastiyle ilişkisi olduğunu filan söylüyor değilim; ama Gaffar Okkan suikastini yapan yapıyla aynı yerde doğmuş, büyümüş, birlikte yol almış ve onunla aynı çizgide hareket eden bir parti söz konusu. Dolayısıyla “Gaffar Okkan suikasti hâriç bunlar iyidir” diyecek halleri de yok. Bu olay ortada duruyor ve bu olay ortada durduğu müddetçe de HÜDA PAR’la ilişki kuran herkes bütün bunların sorumluluğunu da bir şekilde üstlenmiş oluyor. Yani şunu söylemek mümkün: Herkesin geçmişinde bir şeyler var, herkes yanlış yapmış olabilir, ama önümüze bakalım. Tamam, önümüze bakalım; ama geçmişteki bu kadar önemli olaylar üzerine de en azından birtakım şeylerin açığa çıkması, iyice netliğe kavuşması lâzım. Burada olayın çok inceldiği yer burası. 

Sonuç olarak, tekrar söylüyorum: HÜDA PAR yasal bir parti, seçimlere defâlarca girmiş bir parti, belli bir oy oranı olan bir parti, kesinlikle yok sayılamayacak bir parti. Ama geçen yayında da söyledim, yasal alana geçişte, Hizbullah’ın yasal alanı önceleyip temel almasından sonra eskisi kadar etkili olmadığı da bir gerçek, onu da kabul edelim. İlk başlarda, ilk girdikleri seçimlerde aldıkları oyla sonraki durumlar arasında da fark var ve bu fark giderek HDP lehine açılıyor bence. HÜDA PAR artık –Hizbullah çizgisi diyelim– PKK çizgisiyle yasal alanda da çok fazla rekabet edemiyor. Hâlâ belli bir gücü var; ama rekabet edemiyor. Hep söyledim, daha önce de söyledim: Eğer AKP ile birlikte ortak listeyle seçime girerlerse, Güneydoğu’da Diyarbakır, Batman, Bingöl, Mardin gibi yerlerde normalde AKP’nin aldığı milletvekili sayısından fazla milletvekili bu ittifak sayesinde çıkarabilirler. Ama o fazla milletvekillerinin de muhtemelen HÜDA PAR kontenjanına gideceğini düşünmek lâzım. Evet, toparlarken şunu söyleyeyim: Kimse kimseyi kandırmasın; nasıl HDP ile PKK arasında bir ilişki varsa, en azından bir kan bağı varsa; bir benzeri, hattâ daha fazlası HÜDA PAR ve Hizbullah arasında da var. Bu realiteleri kabul etmeden, bunlar yokmuş gibi hareket etmek, insanları kandırmaya çalışmak olur. Bunları kabul edip, bunları kabul ettikten sonra siyâseti yapmak gerekir. Bitirirken tekrar söylüyorum: HÜDA PAR Hizbullah’ın devâmı değil; çünkü Hizbullah hâlâ var, bitmedi. Bu, Hizbullah’ın yeniden silâha başvuracağı anlamına gelmeyebilir. Belki de yasal faaliyetleri iyice benimseyip yasadışı varlığını feshetme yoluna da gidebilir, bilemiyorum; ama şu aşamada böyle bir işâret yok. Ve HÜDA PAR işte bu hareketin yasal alanının merkezi olarak karşımızda duruyor. Benim bu hareketi izlemeye çalışan bir gazeteci olarak bilgilerim, bildiklerim, gördüklerim –ki kendileriyle konuşarak vardığım sonuç– budur. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

H&#;r Dava Partisi (H&#;da par) nedir?

Haberin Devamı

Genel merkezi Ankara’da olan Hür Dava Partisi’nin logosu yeşil zemin üzerinde açık vaziyette beyaz renkli bir kitap ve sayfaları arasından doğmakta olan sarı renkli güneş ile altında “HÜDA PAR” yazısıdır.

yılında resmileşmiş ve çoğunlukla Güneydoğu ile Doğu Anadolu bölgelerinde tabanı kuvvetli bir partidir. Hür Dava Partisi genel başkanlığını Zekeriya Yapıcıoğlu yürütmektedir.

Hizbullah Cemaatine dayandırılan temellerini reddeden partinin tabanının büyük çoğunluğunu Kürt kökenli muhafazakar vatandaşlar oluşturmaktadır. İslami bir çizgide olan parti, diğerlerine alternatif olabilecek bir potansiyel olarak algılanmaktadır.

İlkeleri:
• Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde içi boşaltılmış olan ve aslında bizi biz yapan insanî ve İslami değerleri yeniden ihya etmek ve yaşanılır kılmak,
• Toplumu sisteme değil, sistemi toplumun inanç değerleriyle uyumlu hale getirmek,
• İnanç ve ibadet hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak,
• İnsani temel hak ve hürriyetlerin gerçek anlamda tanınmasını sağlamak,
• Kürt sorununun çözümünü sağlamak,
• Adil, bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşumunu sağlamak,
• Can, mal, ırz, akıl ve nesil emniyetini sağlamak,
• Ahlaki yozlaşmaya dur demek,
• Toplumun temel değerlerini siyasete taşımak ve hâkim kılmak,
• Toplumun huzur ve barışını sağlamak,
• Sosyal adaleti sağlamak,
• Dış ilişkilerin mihverine adaleti yerleştirmek, mazlum ve mustazaf halklarla dayanışmayı sağlamak,
• Programında yazılı diğer hedefleri gerçekleştirmektir.

Haberin Devamı

Batman doğumlu ve hukuk fakültesi mezunu olan Yapıcıoğlu, 30 Aralık tarihinde kurulan partinin şu anki genel başkanlığında bulunmaktadır.

Hür Dava Partisi (Hüda par) nedir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası