bu gece benim gecem hadi içelim boş kalmasın kadehim indir / One moment, please

Bu Gece Benim Gecem Hadi Içelim Boş Kalmasın Kadehim Indir

bu gece benim gecem hadi içelim boş kalmasın kadehim indir

RUBAİLER Ömer Hayyam 1. Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben. 2. Büyükse de isyanım, kötülüklerim, Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur elbet kemiklerim. 3. Tanrım bir geçim kapısı açıver bana; Kimseye minnetsiz yaşamak yeter bana; Şarap içir, öyle kendimden geçir ki beni Haberim olmasın gelen dertten başıma. 4. Rahmetin var, günah işlemekten korkmam; Azığım senden, yolda çaresiz kalmam; Mahşerde lutfunla ak pak olursa yüzüm Defterim kara yazılmış olsun, aldırmam. 5. Derde gama yatkın yüreğime acı; Bu tutsak cana, garip gönlüme acı; Bağışla meyhaneye giden ayağımı, Kızıl kadehi tutan elime acı. 6. Akıl bu kadehi övdükçe över; Alnından sevgiyle öptükçe öper; Zaman Usta'ysa bu canım nesneyi Hem yapar hem kırıp bin parça eder. 7. Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri? Sana düşer azapların, tövbelerin beteri. Alçakları besler, yoksulları ezer durursun: Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri. 8. Her sabah yeni bir gün doğarken, Bir gün de eksilir ömürden; Her şafak bir hırsız gibidir Elinde bir fenerle gelen. 9. Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim; Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim; Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler, Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim. Yaşamanın sırlarını bileydin Ölümün sırlarını da çözerdin; Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok: Yarın, akılsız, neyi bileceksin? İçin temiz olmadıksan sonra Hacı hoca olmuşsun, kaç para! Hırka, tespih, post, seccade güzel; Ama Tanrı kanar mı bunlara? Var mı dünyada günah işlemeyen söyle: Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle; Bana kötü deyip kötülük edeceksen, Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle. Felek ne cömert ne aşağılık insanlara! Han hamam, dolap değirmen, hep onlara. Kendini satmıyan adama akmek yok: Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya! Bilgenin yüreğinde her dilek, Anka kuşu gibi gizli gerek. Damla nasıl inci olur denizde: Sedefler içinde gizlenerek. Ovada her kızıl lalenin teni Bir padişahın kanıyla beslendi. Yerden biten şu mor menekşe yok mu? Bir güzelin yanağındaki bendi. Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler, Bin bir derde düşer, canlarından bezerler. Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür, Onlar gibi olmayana adam demezler. Gül verme istersen, diken yeter bize. Işık da vermezsen, ateş yeter bize. Hırka, tekke, post most olasa da olur, Kilise çanları bile yeter bize. Beni özene bezene yaratan kim? Sen! Ne yapacağımı da yazmışın önceden. Demek günah işleten de sensin bana: Öyleyse nedir o cennet cehennem? İnsan bastığı toprağı hor görmemeli: Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili. duvara koyduğun kerpiç yok mu, kerpiç? Ya bir Şah kafasıdır, ya bir vezir eli! Hak er geç cimrilerin hakkından gelir; Cehennem ateşleri onlar içindir. Ne der, dili inciler saçan Muhammet: Cömert gavur cimri müslümandan yeğdir. Varlığın sırları saklı, benden; Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben. Bizimki perde arkasında dedi-kodu: Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben. Bir geldi mi derin ölüm uykusu, Biter bu dünyanın dedi-kodusu. Ölenden bir haber bekler insanlar: Ne söylesin? Bilmez ki ne olduğunu! Yel eser, umutlar savrulur gider; Sensiz, bensiz kalır bağlar bahçeler; Altın gümüş nen varsa harcamaya bak! Ölür gidersin, düşmanın gelir yer. Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz: İki başımız var, bir tek bedenimiz. Ne kadar dönersem döneyim çevrende: Er geç baş başa verecek değil miyiz? Dünyada akla değer veren yok madem, Aklı az olanın parası çok madem, Getir şu şarabı, alsın aklımızı: Belki böyle beğenir bizi el alem! Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde: Senden ayığız bu sarhoş halimizde. Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı: İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde? Bu dünyadan başka bir dünya yok, arama; Senden benden başka düşünen yok, arama! Vaz geç ötelerden, yorma kendini: O var sandığın şey yok mu, o yok arama! Şu serviyle süsen neden dillere destan? Neden hep onlara benzetilir hür insan? Birinin on dili var, boşboğazlık etmez, Ötekinin yüz eli var el açmaz, ondan! Benim halimden haber sorarsan, Bir çift sözüm var sana, yürekten: Sevginle gireceğim toprağa, Sevginle çıkacağım topraktan. Şu dünyada üç beş günlük ömrün var, Nedir bu dükkanlar, bu konaklar? Ev mi dayanır, bu sel yatağına? Bu rüzgarlı yerde mum mu yanar? Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana: Bensem, ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna! Sabah doldu göklere mavi mavi; Doldur, ışık döker gibi, kaseyi! Acı olmasına acıdır şarap: Ama gerçek acıdır demezler mi? Adam olduysan hesap ver kendine: Getirdiğin ne? Götüreceğin ne? Şarap içersem ölürüm diyorsun: İçsen de öleceksin, içmesen de! Camiye gittim, ama Allah bilir niye: Ne namaz kılmaya, ne dua etmeye. Eskiden bir kilim aşırmıştım camiden: O eskidi gittim yenisini yürütmeye. Kimi dinde imanda buldu yolu Kimi akıl, bilim yolunu tuttu. Derken ses geldi karanlıklardan: Gafiller! Doğru yol ne odur, ne bu! Her gece aklım dalar gider engine. Ağlarım, inciler dolar eteğime. Sevdalıyım, şarap dayanmıyor bana: Kafam baş aşağı çevrik bir tas mı ne! Dünya ne verdi sana? Hep dert, hep dert! Güzel canın da bir gün elbet. Toprağında yeşillikler bitmeden Uzan yeşilliğe, gününü gün et. Şarap sen benim günüm güneşimsin! Öyle bir dolsun ki seninle içim. Bir bildik görünce beni sokakta: Ne o şarap nereye böyle? desin. Ben ne camiye yararım, ne hayvana! Bir başka hamur benimki, başka maya. Yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim: Ne din umrumda, ne cennet, ne dünya! Bir kuş gördüm yüce Tus kalesinde, Keykavus'un kafa tası pençesinde. Sorup duruyor kafaya: Hani? Nerde? Adamların, davun dümbeleğin nerde? Şu testi de benim gibi biriydi; O da bir güzele vurgun, dertliydi. Kim bilir, belki boynundaki kulp da Bir sevgilinin bem beyaz eliydi. İnciyi isteyen dalgıç olacak; Varı yoğu dosta verip dalacak. Canı avucunda, nefesi göğsünde: Ayağı baş olacak, başı ayak! Girme şu alçakların hizmetine: Konma sinek gibi pislik üstüne. İki günde bir somun ye, ne olur! Yüreğinin kanını iç de boyun eğme. Bir taş bulamazsın ki Doğu ovalarında Küfretmesin bana da, benim zamanıma da Yüz adım yürü bak, bir dertli insan görürsün: Bunalmış, otura kalmış yolun kenarında. Güneş attı göğe sabah kemendini: Aydınlık padişahı atına bindi. İçin! için! diye bağırdı dört yana Canım sabah şarabının müezzini. Canım sabah şarabının müezzini. Bu kadeh bir bedendir, cana gebe! Bir yasemindir, erguvana gebe! Hayır; yanlış; ne odur şarap ne bu: Bir sudur, bir su ki yangına gebe! Gökte bir öküz varmış, adı Pervin; Bir öküz de altındaymış yerin. Sen asıl iki öküz arasında Tepişmesine bak şu eşeklerin! Ne bilginler geldi, neler buldular! Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar. Hangisi yarıp geçti bu karanlığı? Birer masal söyleyip uyuya kaldılar. Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! Bir ışık daha var, ışıklardan başka. Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye: Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka. Bir damla şarap ver Çin senin olsun; Bir yudumu bütün dinlerden üstün. Söyle, ne var dünyada şaraptan hoş? O acıya tatlılar feda olsun. Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz. Dünya üç beş bilgisizin elinde; Onlarca her bilgi kendilerinde. Üzülme; eşek eşeği beğenir: Hayır var sana "kötü" demelerinde. Dedim: artık bilgiden yana eksiğim yok; Şu dünyanın sırına ermişim az çok. Derken aklım geldi başıma, bir de baktım: Ömrüm gelip geçmiş, hiç bir şey bildiğim yok. Cennette huriler varmış, kara gözlü; İçkinin de ordaymış en güzeli. Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz: Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili. Sen sofusun, hep dinden dem vurursun; Bana da sapık, dinsiz der durursun. Peki, ben ne görünüyorsam oyum: Ya sen? Ne görünüyorsan o musun? Varlık yokluk derdini aklından sil; Bırak öteleri de kendini bil. Doldur şarabı, geniş bir nefes al: Kaç nefes alacağın belli değil. Bir elde kadeh, bir elde Kuran; Bir helaldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada Ne tam kafiriz, ne tam müslüman! Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü tut hoş! Şu durmadan kurulup dağılan evrende Bir nefestir alacağın, o da boştur boş! Leyla isteyen kişi Mecnun olmalı; Kendinden de, dünyasından da geçmeli. Sevenlerin sofrasına çağrılınca Ben körüm, ben dilsizim demeli. Öldürmek de, yaşatmak da senin işin; Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin. Ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat? Beni böyle yaratan sen değil misin? Ben kadehten çekmem artık elimi; Tutmam senin kitabını, minberini. Sen kuru bir sofrasın, ben yaş bir sapık: Cehennemde sen mi iyi yanarsın, ben mi? Eşi dostu verdik birer birer toprağa; Kiminden bir taş bile kalmadı ortada. Sen, yorgun katır, hala bu kalleş çöldesin: Sırtında bunca yük, yürü bakalım hala. Gözüm, kör değilsen, bunca mezarı gör; Dünyayı saran yalan dolanları gör; Krallar, padişahlar çürüyüp gitmiş: Ela gözlerine kurt dolanları gör! Felek doğruyu eğriyi tartaydı, Her işine güzel demek kolaydı. Böyle özü doğruluk olaydı? Evrenin özü doğruluk olaydı? Duman değil mi dünya mutfağında payın? Öyleyse ha olmuşsun ha olmamışsın. Senin zorunsa sermayeden yememek: Bekle, bekle de başkası yesin yarın. Bayram geldi; işimiz iştir bu aralık; Horoz kanı gibi şarap bollaşır artık. Gel gelelim eşekler de boş gezer şimdi: Oruç gemi ağızlarından çıkar, yazık! Hep arar dururdum, dünyaya geleli, Alın yazısı, cenneti, cehennemi. Hocam kesti attı, sağlam bilgisiyle: Alın yazısı, cennet cehennem sende, dedi. Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin? Kimselerin kulu kölesi değil misin? Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya? Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya? Keyfine bak: en hoş dünyası olan sensin. Bahar geldi; başka şey istemem kafamda; Hele akla hiç yer vermem bahar soframda; Şarap, seninleyim bu mevsim, koru beni: Söğüt ağacı, sen de ser gölgeni altıma. Tanrı, "cennette şarap içeceksin" der; Aynı tanrı nasıl şarabı haram eder? Hamza bir Arab'ın devesini öldürmüş: Şarabı yalnız ona haram etmiş peygamber. Nerde yüreği tertemiz uyanık insan? Nerde güzel düşünceler ardında koşan? Herkes kendi kafasının kulu kölesi: Hangi Tanrının kulu, nerde o kahraman? Kim için bu yerler gökler? Bizim için. Biz görüş cevheriyiz akıl gözünün Evren bir yüzük gibiyse çepeçevre İnsan, taşında bir nakış o yüzüğün. Yüce varlık bize bir beden verince Sevmesini öğretti her şeyden önce Sonra şu delik deşik yüreğimize Mana incileri sakladı binlerce. Niceleri geldi, neler istediler; Sonunda dünyayı bırakıp gittiler; Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler. Vakit geldi, dünya yeşiller giyecek; Ağaçlara Musa'nın eli değecek, Kuru tohumlara İsa'nın nefesi; Gözler açıp buluta çevrilecek. Gerçek eren içinde kir tutmayandır; Varlığını korkusuzca hiçe sayandır; Bu topraklar üstünde en temiz kişi Sağlığında toprak kesilmiş olandır. Ey can, sana aklı niçin vermiş veren? Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden. Baykuş gibi ne gezersin viranelikte, Yerin akdoğan gibi sultanın emrindeyken? Onlar ki kurtulamaz ikiyüzlülükten Canı ayırmaya kalkarlar bedenden; Horoz gibi tepemde testere olsa Aklımın kafasını keser atarım ben. Bir yanarım Tanrı özlemiye Musa gibi; Bir ölürüm murada ermeden Yahya gibi; Yarı gökte kalırım hep bir iğne yüzünden Hep bir başka derdin terzisiyim İsa gibi. Dert çekme boşuna, hep gül de yaşa; Zulüm yolunda hakkı bul da yaşa; Sonu yokluk madem bu dünyamızın Yok bil kendini, özgür ol da yaşa. Ramazan ayı bu yıl da geldi yine; Vurdu bukağıyı aklın bileğine; Tanrım bu halka bir gaflet ver de bari Ramazanı Şevval sansınlar bu sene. Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma; Çıkma kendinden dışarı, serseri olma; Kendi içine sefer et erenler gibi: Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma. Duru sudan daha temizdir benim sevgim; Sevgiyle bu oynayış da hakkımdır benim; Halden hale girer başkalarında sevgi: Neyse hep odur benim sevgim ve sevgilim. Dünya padişahın, kayserin, hakanın olsun; Cehennem kötünün, cennet iyinin olsun; Tesbih meleklerin olsun, temizlik Rızvan'ın: Sevgili bizim olsun, canı canımız olsun. Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin; Şimdi: "Çekil önümden" diye ferman edersin; Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez; Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin? Şarap iç adın silinip gitmeden dünyadan; Şarap kasveti, karanlığı giderir candan; Güzellerin saçını çözüp dağıtmaya bak Neylesin, netsin bu can, kıble mi değiştirsin? Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden, Ne dine, edebe aykırı gitmemizden; Bir an geçmek istiyoruz kendimizden: İçip içip sarhoş olmamız bu yüzden. Biliyorum varlığın, yokluğun dış yüzünü; Yükselmenin de alçalmanın da içyüzünü; Ne çıkar öte yanını da bilsem feleğin: Bezmişim bilgiden, atmışım her türlüsünü Baharlar yazlar gider, kara kış gelir; Varlığın yaprakları dürülür bir bir; Şarap iç, gam yeme; bak ne demiş bilge: Dünya dertleri zehir, şarap panzehir. Gülün yüzünde çiy tanesi nevruzun ne hoş; Yeşillikte canı aydınlatan yüzün ne hoş; Geçmiş gitmiş gün üstüne ne söylesen boş: Bırak dünü, hoş et gönlünü, bak bugün ne hoş. Bilgisizliğimi sundum durdum aleme; Bilgisizliğimi sundum durdum aleme; Bir yoksulluk karanlığı çöktü gönlüme; Utandım günahımdam, müslümanlığımdan: Bundan böyle zünnar takacağım belime. Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz; Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz; Yarın yel savuracak toprağımızı: İçelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz. Bahtımın kökü yeşerip dal budak da verse Eğretidir bu ömür diye giydiğin elbise; Mıhlar gevşek bir gölgeliktir beden çadır, Pek dayanma sakın ne kadar sağlam da görünse. Ben de geçtim gittim bu zulüm yurdundan, Elimde yelden başka bir şey kalmadan; Ama var mı, ölümüme sevinip de Ecelin şaşmaz tuzağından kurtulan? Orucumu yiyorsam ramazanda Mübarek aydan habersizim sanma: Çileden gece oluyor da gündüzüm Sahura kalkıyorum gün ortasında. Yılan gibi taşa girsen de, Saki, Sızar ecelin suyu bulur seni; Bu dünya toprak, Saki, türkü söyle; Bu soluk bir yel, şarap ver, Saki. Gönül Bijen'i kuyu gibi gam zindanında; Akıl Sührab'ı ölmüş derdinin sayvanında; Dünya Siyavuş'unun öcünü almak için Gam, Rüstem'in Turan gibi gönlünü talanda. Ey yanağı ağustos gülünü bastıran; Ey yüzü Çin güzellerini kıskandıran; Bakışı Babilşahını büyüde yenip Elinde at, fil, ruh, ferz, baydak bırakmayan. Elimde olsa dünyayı küçümserdim; İyisine de kötüsüne de yuh çekerdim; Daha doğrusu bu aşağılık yere Ne gelirdim, ne yaşardım, ne ölürdüm. Şarap iç, bire birdir derde tasaya; Ne bu dünya kalır, ne öteki dünya. Ne serin ateştir o, ne can dolu su: Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda. Felek, delik deşik ediyorsun yüreğimi; Yırtıyorsun ikide bir sevinç gömleğimi, Esen yelleri ateş ediyorsun bana; Çamura çeviriyorsun içeceğimi. Haram, acı, kötü derler canım şaraba: Oysa ne hoş şey, hele bir güzel sunarsa; İçin bakın; hem doğrusunu isterseni, İçin bakın; hem doğrusunu isterseni, Haram dedikleri her şey hoş galiba! Dedim ben artık kızıl şarabı içmem; Üzümün kanıymışbu, ben kan dökmek istemem. Gün görmüş aklım şaşırdı: Sahi mi? dedi; Yok canım, şaka, ben nasıl içmem! Sen bu dünyanın sırlarına eremezsin; Erenlerin dilini de söktüremezsin; İyisi mi iç şarabı, cennet et bu dünyayı: Öbür cennette ya girer, ya giremezsin. Bulut geldi; lalede bir renk bir renk! Şimdi kızıl şarap içmemiz gerek. Şu seyrettiğin serin yeşillikler Yarın senin toprağında bitecek. İki batman şarap, bir buğday ekmeği; Bir koyun budu, bir de ay yüzlü sevgili; Daha ne istenir bilmem şu dünyada: Padişah daha iyisini bulabilir mi? Dünyaları değişmem kızıl şaraba; ay da ondan sönük; çoban yıldızı da. Şarap satanların aklına şaşarım: Ondan iyi ne var alınacak dünyada? İnsan son nefese hazır gerekmiş: Nasıl ölürse öyle dirilecekmiş. Biz her an şarap ve sevgiliyleyiz: Böylece dirilirsek işimiz iş. Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik; Bildiklerimizle övündük, eğlendik. Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra? Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik. Hayyam bilgelik çadırları dokudu; Sonra dert potasında yandı kül oldu. Bir pula satıldı kader çarşısında, Ölüm celladı geldi, boynunu vurdu. Dostum, gel yarına kanmayalım biz; Günümüzü gün edelim ikimiz. Yarın çekip gettik mi şu konaktan Yedi bin yıl önce gidenlerleyiz. Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti; Derede akan su, ovada esen yel gibi. İki gün var ki dünyada, bence ha var ha yok: Daha gelmemiş gün bir, geçmiş gün iki. Tanrı, her an sevdiğinin kapısında ol; Bu dünyadan o dünyadan bana ne! Gönlüm ter gibi çıkıp bedenimden Karıştı varlığın denizlerine. Gönül, her an sevdiğinin kapısında ol; Her istediğini onda ara, onda bul. Aşk tavlasında hileye kaçma kalleşçe: Koy canını ortaya, soyulursan soyul. Sarhoş oldum mu aklım azalır; Ayıldım mı sevincim dağılır. Ne sarhoş, ne ayık bir hal var ya? En güzeli öyle yaşamaktır. Sevgili, sırlarına eren gönül nerde? Sözlerinin tekini duyan kulak nerde? Gece gündüz serilirsin de karşımıza: Yüzünü bir kez gören mutlu göz nerde? Dert içinde sevinci bul da yaşa; Haksız düzende haklı ol da yaşa; Sonu nasıl olsa yokluk dünyanın, Varından yoğundan kurtul da yaşa. Açılmaz kapıları açmanız mı gerek? Dünyada insanca yaşamanız mı gerek? Bırak öyleyse iki dünyayı birden: Ey ölü canlılar, canlar uyanık gerek! Dün özledim de seni coştum birden bire; Çıktım senin yerin dedikleri göklere. Bir ses yükseldi ta yukarıda, yıldızlardan: Gafil, dedi; bizde sandığın Tanrı sende! Bir testici gördüm, çamur içindeydi: Ayağı çarkında, elinde bir testi; Testinin başında bir yoksulun ayağı Kulpunda bir padişahın kellesi. Bir testi aldım çarşıdan ucuza; Gizli gizli neler anlattı bana; Bir şahdım, dedi; altın kupam vardı; Şimdi neyim? Testi oldum şaraba. Bilmem, ne sayar durursun bir, iki; Ha bir olmuş, ha yüz bin fark etmez ki Çal sazını, sonun bir avuç toprak, Şarap ver, bir esip gitmedir bizimki. Kambur Felek, sen ne konaklar yıka geldin; Kin beslersin bize, zulüm eski adetin. Şu kara toprağın göğsünü bir yarsalar, Ne inciler yatar içinde bilir misin? Yoksul, dertli gönlüm arar sevgilisini; Aklı gelmez başına, yer kendi kendini. Bana sevgi şarabını sundukları gün Kana boyamışlar varlık kadehimi. Ha Belh'te ölmüşsün, ha Bağdat'ta hepsi bir; Kadeh doldu mu, acı da olsa içilir. Kadeh doldu mu, acı da olsa içilir. Keyfine bak; çok aylar doğmuş batmış sensiz; Sensiz daha çok ayların ondördü gelir. Gönlümün dilediği gül yüzüne bakmak; Elimin özlediği kadehi kavramak. Her zerrem nasibini almalı dünyadan Yarın güle kavuşturmadan beni toprak. Behram' ın şarap içtiği orman köşkünde Bir tilki yavrulamış, bir ceylan keyfinde. Ömrünce yaban eşeği avlamış Behram: Mezar da Behram' ı avlamış günün birinde. Ben bıyıkları süpürge etmişim meyhanede: Hayırmış, şermiş bırakmışım ikisini de. İki dünyayı karpuz gibi önüme koysalar Ne birine metelik veririm, ne ötekine. Padişah ol, yokluk halkasına gir de; Yıkan, kirin pasın kalmasın gönülde. Meyhaneye ermeğe gelince biri Kendini bil de ne yaparsan yap de. Toprakla karışıp bulanmamış bir can Sana konuk geldi bir temiz dünyadan. Otur, bir kadeh şarap iç kendisiyle, Sana iyi geceler deyip kaçmadan. Ne yazık, pişmiş ekmek çiğlerin elinde; Ne yazık, çeşmeler cimrilerin elinde. O canım Türk güzeli kömür gözleriyle, Çaylakların, uğruların, eğrilerin elinde. Dünyaya geldiler, coşup taştılar; Güldüler, eğlendiler, anlaştılar; Bir kadehte sızıverdiler bir gün Ölüm uykusunda kucaklaştılar. Bilir misin, yüceler yücesi Tanrı, Şarap ne zaman çoşturur içenleri? Pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, Bir de cuma, cumartesi günleri. Yaşamak elindeyken bugüne bugün, Ne diye bırakır, yarını düşünürsün? Geçmiş, gelecek, kuru sevda bütün bunlar; Kadrini bilmeğe bak avucundaki ömrün. Toprak olup gitmişlere sorarsan Ha gavur olmuşsun ha müslüman. Kimler bu dünyada eğlenmemişse Ötekinde yalnız onlar pişman Ey garip kuş! Bu yıldızlar darı sana; Elest günü canı sen verdin insana. Dünyayı gören büyülü bir kadeh varmış: O kadeh sende, başka yerde arama. Bu zamanda az dostun oldun, daha iyi. Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli. Can gözünü açınca görüyor ki insan En büyük düşmanıymış en çok güvendiği. Feleği döndürebilir misin muradınca? Ne çıkar gök yedi kat değil sekiz katsa? Er geç toprağa karışıp gidecek gövdeni Ha ovada kurt yemiş, ha mezarda karınca. Bak, gül yeşiller, sevinçler içinde; Arar bulamazsın gelecek perşembe. İç şarabını, gül kokla, yeşil topla: Toprak oluvermeden gül de yeşil de. İnsan çeker çeker de sonra hür olur; İnci sedef zindanlarda yuğrulur. Paran pulun yoksa bugün, sağlık olsun: Bugün boş duran kadeh yarın doludur. Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti; Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi. Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş? Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti? Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeğe, Altınları gümüşleriyle övünmeğe. Tam işleri dilediği düzene girer: Ecel çıkıverir pusudan: Benim ben, diye. Can verinceye dek bu çorak yerde Dertten başka ne geçer ki eline? Ne mutlu çabuk gidene dünyadan; Hele bu dünyaya hiç gelmeyene! Yerleri yapmış, gökleri kurmuşsun ama, Sensin bunca gönülleri yakıp yıkan da. Ne kızıl dudakları, ne altın saçları Altmışın süprüntüler gibi kara toprağa. Dostum, olan olmuş, vahlanma boşuna; Dünyayı kara zindan etme başına. Yaşamana bak, elinden tek gelen bu: Olacakları danışan var mı sana? Sevgilim, ömrü derdim gibi bitmeyesi, Bu sabah bütün cömertliği üstündeydi. Bir göz atıverdi bana geçip giderken: İyilik et denize at mı demek istedi? Gül de şarab da bilene güzel gelir; Sarhoş olmayan için sarhoşluk nedir? Cebi boş gönlü dolu olmayan kişi Her şeyden geçmenin tadını ne bilir? Yapma diyorsun; yapmamak elimde mi? Yapma diyorsun; yapmamak elimde mi? Sen al demişin; nasıl çekerim eimi? Hem yap hem yapma demek seninki bana İnsaf: Kadeh devrilir de dolu kalır mı? Bu dünya iki kapılı bir han, Girdi mi dertlere düşer insan. Tanınmadan yaşamak en iyisi: Elinde olsa da hiç doğmasan. Kim görmüş o cenneti, cehennemi? Kim gitmiş de getirmiş haberini? Kimselerin bilmediği bir dünya Özlenmeye, korkulmaya değer mi? Ne mutlu adı sanı bilinmeyene; İpeklere, kürklere bürünmeyene; Anka gibi iki dünyadan da geçip Bu viranede baykuşa dönmeyene. Yok olmamış varlık var mı bir tek? Herşey bir gün, dağılıp gidecek. Öyleyse vara yoğa ne bakarsın? En iyisi yoku var, varı yok bilmek. Sevgili, bir başka güzelsin bugün; Ay gibisin, pırıl pırıl gülüşün. Güzeller bayram günleri süslenir: Seninse bayramları süsler yüzün. Öldük, dünyayı şaşkın bırakıp gittik; Yüzlerce incimiz vardı delinmedik. Sersemliği yüzünden bilgisizlerin Renk renk düşünceler kaldı söylenmedik. Kendimden geçtikçe gelirim kendime, Alçalırım çıktıkça yüksek yerlere. En garibi, içmeden sarhoşum da ben, Ayılırım her kadehi devirdikçe. Ben içerim, ama sarhoşluk etmem: Kadehten başka şeye el uzatmam. Şaraba taparmışım, evet, taparım: Ama senin gibi kendime tapmam. Şeyh fahişeye demiş ki: - Utanmaz kadın; Her gün sarhoşsun, onun bunun kucağındasın. Doğru, demiş fahişe, ben öyleyim; ya sen? Sen bakalım şu göründüğün adam mısın? Dün gece usul boylu sevgilim ve ben, Bir kıyıda gül rengi şarap içerken; Sedefli bir kabuk açıldı karşımızda; Sabah müjdecisi çıkıverdi içinden. Dinle dinsizliğin arası bir tek soluk; Düşle gerçeğin arası bir tek soluk. Aldığın her soluğun değerini bil Bütün yaşamak macerası bir tek soluk. Bütün yaşamak macerası bir tek soluk. Bir put demiş ki kendine tapana: Bilir misin niçin taparsın bana? Sen kendi güzelliğine vurgunsun: Ben ayna tutar gibiyim sana. Biz aşka tapanlarız, müslüman değil; Cılız karıncalarız, Süleyman değil; Biz eskiler giyen benzi soluklarız: Pazarda sırma satan bezirgan değil. Nerdesin? Sana baş kaldırmışım işte; Karanlık içindeyim, ışığın nerde? Cenneti ibadetle kazanacaksam Senin ne cömertliğin kalır bu işde? Gerçek erenlere güzel çirkin, hepsi bir; Sevenler için cennet, cehennem, hepsi bir; Kendini veren ha ipekli giymiş, ha çul; Yastığı ha pamuk olmuş ha diken, hepsi bir. Yıllar günler gibi geçti gider; Nerde o eski dertler, sevinçler? Belaya aldırmaz aklı olan: Be da her şey gibi geçer, der. Dünyayı allar pullar boyarlar gözünü; Aklı olan hor görür süsünü püsünü. Kimler geldi gitti, kimler gelip gidecek: Al gitmeden alacağını, doyur gönlünü. Şarap mimarıdır yıkık gönüllerin Süzülmüş, tertemiz canı üzümlerin. Neden şer demişler bu hayırlı suya? Siz bana bu şerden üç dört kase verin. Aşk bir beladır, ama Tanrıdan gelme; Halk neden karşı kor Tanrı emrine? Bize herşeyi yaptıran kendi madem, Kulu sorguya çekmenin alemi ne? Dert de neymiş? O mu bizi ağlatacak? O mu sevinç bayrağımızı yırtacak? Gelin, atalım şunu gönül yurdundan: Yoksa içimizde fitne çıkartacak. Sensiz camide, namazda işim ne? Seninle buluşma yerim meyhane. Benim sevmem de böyle, yüce Tanrı: İstersen kaldır at cehennemine. Hep bir çember, dolanıp durduğumuz! Ne önümüz belli, ne sonumuz. Kim varsa bilen, çıksın söylesin: Nerden geldik? Nereye gidiyoruz? Bizi bizden alan şaraba gönül verdik; Coşup taştık; yerden kopup göklere erdik. Tenden bedenden soyunuverdik sonunda Topraktan gelmiştik, yine toprağa girdik. Tepemizde dönüp duran gökler Büyücünün fanusu gibidirler: Güneş bu fanus içinde lamba, Biz de gelip geçen görüntüler. Bir rint gördüm, binmiş dünya denen kır ata; Aldırmıyor dine, islama, şeriata; Ne hak dinliyor, ne hakikat, ne marifet: Gelmiş mi böylesi kahraman kainata? Kimi gizlenir, kimselere görünmezsin; Kimi renk renk dünyalarda görünür yüzün Kendi kendinle sevişmek bu seninki: Çünkü seyreden sen, seyredilen de sensin. Yüzümde pırıl pırıl sevinç gördüğün gün, Nice konakları yıkılmıştır gönlümün. Dalgıçsan dal gözlerimin denizine, bak: Dibinde mahzun bir deniz kızı görürsün. Seni kuru sofraların softası seni! Seni cehenneme kömür olası seni! Sen mi Hak' tan rahmet dileyeceksin bana? Hakka akıl öğretmek senin haddine mi? Önce kendine gel, sonra meyhaneye; Kalender ol da gir kalenderhaneye. Bu yol kendini yenmişlerin yoludur: Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye. Şarap içip güzel sevmek mi daha iyi, İki yüzlü softaları dinlemek mi? Sarhoşla aşık cehenneme gidecekse, Kimselerin göreceği yoktur cenneti. En büyük söz Kuran bile Arada bir okunur besmeleyle. Kadehteyse öyle bir ayet var ki Okur insan her zaman, her yerde. Neylesem bu benim iç kavgalarımla? Pişmanlığım, kendime düşmanlığımla? Sen bağışlasan da ben yerim kendimi: Neylesem bu yüzkaram, bu utancımla? Kalk sevinç dolduralım garip gönüle İçelim doğan güne karşı bülbülle Yırtalım biz de gömleği aşık gülle Verelim çiçekler gibi ömrü yele. Aklı olan paraya değer vermez, Ama parasız dünya da çekilmez; Eli boş menekşe boynunu büker, Gül altın kasede gülmezlik etmez. Bir damla şarap Tus saraylarına bedel, Keykubad'ın Keykavus'un tahtından güzel Sabaha karşı aşıkların iniltisi İki yüzlü softanın ezanından güzel. Bedenindeki et, kemik, sinir kaldıkça, Dünyadaki yerini bil, kendinden şaşma. Düşman Zaloğlu Rüstem olsa ger göğsünü, Dostun Karun olsa iyilik altında kalma. Yerin dibinden yıldızlara dek Ermediğimiz sır kalmadı pek, Her düğümüçözmüş insanoğlu; Ecel düğümünü var mı çözecek? Sevgiyle yuğrulmamışsa yüreğin Tekkede, manastırda eremezsin. Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada Cennetin, cehennemin üstündesin. Bu evren her gece ne gömlekler diker! Kimini gelen, kimini giden giyer. Her gün nice sevinçlerle dolar dünya, Nice dertler toprağa karışır gider. Şarap benlik kaygusu bırakmaz sende Çözülmedik bir düğüm kalmaz beyninde İblis bir kadeh şarap içmiş olaydı, Secdeye yatardı Adem'in önünde Biz hırkadan sonra küpe gelmişiz; Kıpkızıl şarapla abdest almışız. Medresede kaybettiğimiz ömrü Meyhanede aramaktır işimiz. Şarabı götürüp döksen bir dağa Dağ sarhoş olur başlar oynamağa. Ben ne diye tövbe edecekmişim İçimi tertemiz eden şaraba? Ömür defterinden bir fal açtım gönlümce; Halden anlar bir dost gelip falı görünce: Ne mutlu sana, dedi; daha ne istersin: Ay gibi bir sevgili, yıl gibi bir gece. Bu gecenin son gece olması da var: Emret, gül rengi şarabı getirsinler. Gafil, bir gittin mi bir daha gelmek yok: Altın değilsin ki gömüp çıkarsınlar. Medreseden hayır yok, dinle beni; Vakıf lokması karartır içini. Git, bir yıkık yerde yoksulca yaşa: Orası bir padişah eder seni. Şarap iç, yıkansın, aydınlansın için; Bu dünya, öbür dünya silinip gitsin! Gel ömrün yele gitmeden tadına bak Cana can katan suyun, ıslak ateşisin. Kendiliğinden var olmuş sanma beni; Bu kanlı yola ben sokmadım kendimi; Bir gerçek varlık beni var etmiş olan; Yoksa kimdim ben, neredeydim, neydim ki. Dileğin Tanrı dileği değil ki senin; Muradına ermeyi nasıl beklersin? Doğru olan Tanrı' nın dilekleriyse Yanlış demek senin bütün dileklerin. Ehil insana canım feda olsun; Ayağı öpülse öperim onun. Bir de git ehil olmayanla konuş: Cehennem ne imiş görmüş olursun. Evren kırıntısı bu güzelim yıldızlar Gelir giderler, dünyayı bezer dururlar; Göklerin eteğinde, toprağın koynunda Doğdukça doğacak daha neler neler var. Bir nakıştır varlığımız senin çizdiğin, Şaşılası neler nelerle bezediğin; Kendimi düzeltmek benim ne haddime: Beni potadan böyle döken sensin: Her gün kalkıp meyhaneye gitmedeyim; Kalenderlerle boş sözler etmedeyim; Senden bir şey gizlenemez nasıl olsa: hoş gör de sana gönülden sesleneyim. Gökleri yarıp darma dağın ettiğin gün, Pırıl pırıl yıldızları kararttığın gün, Sen sorguya çekmeden ben soracağım sana: Ey Tanrı, hangi günahım için beni öldürdün? Canların canı dost, gel etme, dinle beni. Küsme Feleğe, değmez, yeme kendini; Çekil, otur gürültüsüz bir köşeye, Seyret bu hengamede olan biteni. Ne güzel gün! Hava ne sıcak, ne serin; Bir bulut, tozunu siliyor bahçenin; Bülbül coşmuş, sesleniyor sarı güle: Şarap iç şarap da yüzüne renk gelsin! Bu yolun hoş bir yerinde durabilseydik; Ya da bu yolun ucunu görebilseydik: O umut da yok bu umut da; hiç değilse Otlar gibi kesilip yeniden sürebilseydik. Vefasız dünya diye yakınıp durma; Dünya elindeyken tadını çıkarsana! Herkese vefalı olsaydı dünya Sıra mı gelirdi senin yaşamana? Dostlar, bir gün, sözleşip bir yerde birleşin; Oturup sofrasına dünya cennetinin; Saki doldururken kadehleri cömertçe, İçin bir kadeh de zavallı Hayyam için! Daha nice büyük göreceksin kendini? Hep varlık yokluk mu düşündürecek seni? Şarap için şarap: Bu ölüm yolculuğunda Bulamazsın sarhoş uykulardan iyisini. Hayyam, günahım var diye tasalanma, Bunun için dertlere düşmek boşuna. Günah olacak ki Tarı bağışlasın: Rahmet neye yarar günah olmayınca. Gün doğarken sabah horozları niçin Acı acı bağrışırlar, bilir misin? Tan yerini gösterip derler ki sana: Bir gecen geçti gidiyor; sen nerdesin? Ay yırttı kara giysilerini; Kalk, tam zamanıdır, doldur şarap kaseni. Keyfine bak, çünkü bu ay, sonsuz yıllarca, Mezarda upuzun yatar görecek seni. Saki yüzün Cemşid'in kadehinden güzel; Uğrunda ölmek sonsuz yaşamaktan güzel; Işık saçıyor ayağını bastığın toprak, Bir zerresi yüz binlerce güneşten güzel. Tertemiz geldik yokluktan kirlendik; Sevinçle geldik dünyaya, dertlenik. Ağladık, sızladık, yandık, yakındık: Yele verdik ömrü, toz olup gittik. Dostunu erkekçe seven kişi Pervane gibi özler ateşi: Sevip de yanmaktan kaçanların Masal anlatmaktır bütün işi. Bahar geldi mi başka şey dinler miyim; Hele aklın defterini hemen dürerim. Şarap, sığınağım sensin bahar günü, Söğüt ağacı, senin de gölgendeyim. Seni aramaktan dünyanın başı dertte; Zengine de göründüğün yok, fakire de; Sen konuşursun da biz sağır mıyız yoksa, Hep kör müyüz, sen varsın da görünürde. Ey dörtle yedinin doğurduğu insan, Dörtle yedidir seni dertlere salan. Boşuna mı şarap iç diyorum sana: Bir gittin mi bir gelme yok, inan. Bir gittin mi bir gelme yok, inan. Tanrım, hayır şer kaygısndan kurtar beni; Kendimden geçir, seninle doldur içimi Aklım ayıramıyor iyiy kötüden Sarhoş et bari ne kötü kalsın, ne iyi. Medresenin sözü vardır, tekkenin hali, Sözden, halden öteye gider aşkın yolu. Müftünün, vaizin en iyisini getirsen Aşkın mahkemesinde tutulur dili. Gerçek aydınlığa erince can gözüm, İki dünyayı birden silinmiş gördüm. Eriyip gittim sanki engin denizlerde: Ter olup çıktı, denize döndü gönlüm. Gönül dedi: Ben neyim ki, bir damla sadece; Ben nerde, görmediğim koca deniz nerde! Böyle diyen gönül denize kavuşunca Baktı kendinden başka şey yok görünürde. Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim; Gönül tatlı diline tutkun, neyleyim; Can da, gönül de sır incileriyle dolu: Ama dile kilit vurmuşsun, neyleyim. En doğrusu, dosta düşmana iyilik etmen; İyilik seven kötülük edemez zaten. Dostuna kötülük ettin mi düşmanın olur: Düşmanınsa dostun olur iyilik edersen. O kızıl yakutun madeni, başka maden; O eşsiz incinin sedefi, başka sedef; Aklın buldukları kuruntu, dedi kodu: Bizim aşk efsanemizin dili, başka dil. Meyhanede abdest şarapla alınır ancak; Mümkün mü kara yazıyı aka çevirmek? Perdemiz öyleysine yırtılmış ki bizim, Onarılmaz artık ne kadar yamasak. Hem sana el değdirmeğe elim varmaz, Hem sensiz aldığım nefes, nefes olmaz: Bir garip dert bu, kimseye de açılmaz: Bir zehir zakkum ki tadına da doyulmaz. Sır saklamasını bilirsen Hayyam söyler İnsanoğlu nedir, ne yapar, ne eder: Dert çamuruyla yuğrulup gelir dünyaya Yer içer, karın doyurur ve çeker gider. Putların, Kabenin istediği: Kölelik; Çanların, ezanın dilediği: Kölelik; Mihraptı, kiliseydi, tespihti, salipti Nedir hepsinin özlediği? Kölelik. Benim canım hep şarabın izindedir, Kulağım ney ve rubap sesindedir. Toprağımdan desti yaparlarsa benim O desti şarap doldurulmak içindir. Sen nesin, varlık nedir, nerden bileceksin? Dünyan esen yel üstüne kurulmuş senin. İki yokluk arasında bir varlık seninki: Hiçlik ne varsa çevrende, sen de bir hiçsin. Gül yanaklı sevgiliyi saramaz insan Yüreğine diken batmadan, vurulmadan. Kim bir güzelin saçına dokunabilmiş Tarak gibi diş diş, didik didik olmadan? Kadeh bir bedendir, içinde can var can; Candır kadehin bedeninde camlaşan. Donmuş sudan ateş süzülür sanki: Erimiş yakut, gönül sırçasından Kul olup o güzele birden, Koptuk her bağdan, her tövbeden: Herkes koyu müslüman döner Biz putperest döndük Kabeden. Meyhanede kendini bilenler bulunur; Bilmeyeni ayırmak da kolay olur. Yıkılsın bilgisizlik yuvası medrese: Ordan kendini bilip de çıkan hiç yoktur. Uğrunda dertlere düştüğüm sevgili Bir başkasına tutulmuş, o da dertli; Derdimin dermanı kendi derdinde: Hekim hasta olunca kime gitmeli? Gece, gül bahçesinde, araken seni, Gülden gelen kokun sarhoş etti beni; Seni anlatmaya başlayınca güle Baktım kuşlar da dinliyor hikayemi. Güçlü olduğuna inandırdın beni; Bol bol da verdin bana vereceklerini. Yüz yıl günah işleyip bilmek isterim: Günahlar mı sonsuz, senin rahmetin mi? Hem aklın mutluluk peşinde senin, Hem söylerim, söylerim dinlemezsin; Aldığın her nefesin kadrini bil Ot değilsin ki kesildikçe bitesin. Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari; Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri; Şarap içmem diye övünüyorsun, ama, Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki? Ben bugün beden kafesinde mahpusum; Yol olma özlemiyle sarhoş olmuşum; Varlığın ayıbından kurtarırsa beni Varlığın ayıbından kurtarırsa beni Yoksulluğun kulu, kölesi olurum. Benim yasam artık şarap, çalgı, eğlenti; Dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti; Nişanlım dünyaya: Ne çeyiz istersin, dedim: Çeyizim, senin gamsız yüreğindir, dedi. Benden Muhammet Mustafa' ya saygı ve selam: Deyin ki, hoş görünürse, bir şey soracak Hayyam: Neden Yüce Efendimizin buyruklarında Ekşi ayran helal da güzelim şarap haram? Benden Hayyam' a selam söyleyin demiş peygamber; Sözlerimi yanlış anlamışsa çiylik eder: Ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki Hamlara haramdır, doğru, ama olgunlar içer. Yanlız bilgili olmak değil adam olmak; Vefalı mı değil mi insan, ona bak. Yücelerin yücesine yükselirsin Halka verdiğin sözün eri olarak. Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam? Ben haramı helalı karıştırmam: Seninle içilen şarap helaldir, Sensiz içtiğimiz su bile haram. Dünya yıldıramazsın beni ne yapsan; Ölümden de korkmam, er geç ölür insan. Ölmemek elimizde değil ki bizim: İyi yaşamamak beni korkutan. Yerin üstüne baktım, uykuya dalmışlar; Altına baktım, çürüyüp toprak olmuşlar. Yokluk ovasında başka ne var ki zaten: Daha gelmemişler var, gelip gitmişler var. Bilge, yüce varlığın seyrine dalar; Gafil ise onda dostluk düşmanlık arar. Deniz, deniz olduğu için dalgalanır, Çöpe sor, hep onun içindir dalgalar. Ben kendimden geçtikçe kendime gelirim; Yücelere çıkar, alçalmayı bilirim. Daha da garibi, varlığın şarabıyla Ne kadar ayık da olsam, sarhoş gibiyim. Yüreğinde sıkıntı varsa esrar iç, Ya da birkaç kadeh gül renkli şarap iç. Onu içmem, bunu içmem der durursun: Ahmak herif, git zıkkımın pekini iç. Adım kötüye çıkarsa çıksın, ben böyleyim; Bir kerpiçim de olsa, satar şarap içerim. O da gidince ne yaparsın diyecekler: Cübbemle sarığım ne güne duruyor, derim. Kalk, kalk, çalgılara çalgı katalım gitsin; Adımızı kötüye çıkartalım gitsin. Sofuluk şişesini çalalım taşa, Seccadeyi bir kadehe satalım gitsin. Şarabın adı kötüye çıkmış, kendi hoş, Hele bir güzelle içersen daha bir hoş; Harammış şarap, olsun, bana göre hava hoş: Hem, bana sorarsan, haram olan herşey hoş. Zaman büktü belimi, ne el tutar ne ayak; Oysa ne güzel işlerim var yapılacak. Can kalktı gitmeye; aman dur, diyorum: Ne yapayım diyor, evin yıkıldı yıkılacak. Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten Daha güzeldir bir insanı sevindirmen. Bin kulu azat edenden daha büyüktür Bir hür insanı iyilikle kul edebilen. Can bir şaraptır, insan onun destisi; Beden bir ney gibidir, kan o neyin sesi. Hayyam, bilir misin nedir bu ölümlü varlık: Hayal fenerinde bir ışık pırıltısı. Ah, Tanrı dünyayı yeniden yarataydı, Yaratırken de beni yanında tutaydı; Derdim: Ya benim adımı sil defterinden, Ya da benim dilediğimce yarat dünyayı. Uyumuşum; rüyamda akıllı bir insan Dedi: Sevinç gülü açmaz uykuda, uyan; Ne işin var bu ölüme benzer ülkede? Kalk, şarap iç, sonsuz uykulara dalmadan. Tekkede, medresede, maastırda, kilisede, Bir cennet cehennem kaygısıdır sürüp gitmede. Oysa yüce varlığın sırlarına eren kişi Bunların tohumunu uğratmaz düşüncesine Zaman başımıza bir çorap örmeden, Gelin dostlar, içelim içebilirken. O ecel çavuşu dikildi mi tepene Bir yudum su iç bakalım, içebilirsen. Ben şarap içiyorum, doğrudur; Aklı olan da beni haklı bulur: İçeceğimi biliyordu Tanrı, İçmezsem Tanrı yanılmış olur. Dünya hangi gülü bitirdiyse yerden Kırıp atmış, toprağa gömmüş yeniden. Su yerine toprağı çekseydi bulut Sevgili kanları yağardı göklerden. Gerçeği bilemeyiz madem, ne yapsak boş; Ömür boyu kuşku içinde kalmak mı hoş? Ömür boyu kuşku içinde kalmak mı hoş? Aklın varsa kadehi bırakma elden Bu karanlıkta ha ayık olmuşsun, ha sarhoş. İnsan yiyeceksiz, giyeceksiz edemez: Bunlar için didinmene bir şey denmez. Ondan ötesi ha olmuş, ha olmamış: Bu güzelim ömrünü satmaya değmez. Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna; O şatafatlar, altınlar, gümüşler boşuna; Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü: Tek güzel şey iyilik, başka düşler boşuna. Saki, gökler, denizlerce dolgunum; İçime sığmaz oldu coşkunluğum; Ak saçlarımla sarhoş ettin beni, Kış ortasında bahar bulutuyum! Dün gece şarap arıyordum şehirde; Soluk bir gül gördüm bir ocak önünde; Dedim: Ne yaptın da yakıyorlar seni? Dedi: Bir kez güleyim dedim çimende. Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona? Sevmek haram, yüreğinde ateş olmayana. Bir gününü sevgisiz geçirdinse, yazık: En boş geçen günün o gündür, inan bana. Düşünce göklerinin baş konağı sevgidir sevgi; Gençlik destanının baş yaprağı sevgidir sevgi; Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar, Bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir sevgi. Barış istemiyorsa Felek, işte savaş; İster serseri deyin bana, ister ayyaş; İşte şarap, duruyor ortada, kıpkızıl; İçmeyen taşa çalsın başını, işte taş! Şarabım, kasem, sevgilim, bir de çimen; Bırak bana bunları, al cenneti sen. Cehennemmiş, kuru laf bunlar: Kim gitmiş cehenneme, kim dönmüş cennetten? Çekmeyiz aşağılık dünyanın gamını; Özleriz gül rengi şarabın canını; Şarap dünyanın kanı, dünya ise kanlımız: Niçin içmeyelim kanlımızın kanını? Seccadeye tapanlar eşek değil de nedirler? Küfelerle riya çamuru yüklenirler gezerler. İşin kötüsü, din perdesi arkasında bunlar, Müslüman geçinirken gavurdan beterdirler. Bu çürük temelli kubbede neyiz ki biz? Tasta delik arayan karıncalar gibiyiz. Ne korku, ne umut kapılarını bilen Şaşkın, gözü bağlı, avanak öküzleriz. Yıkık bir saray bu dünya dedikleri; Gece ve gündüz atlarının durak yeri; Yüz Cemşit' den arda kalmış bir dünya bu: Yüz Behram kendinin sanmış bu gökleri. Gelip de eskiyenler, yeni gelenler, Hepsi gider bugün yarın, birer birer; Kimselere kalmamış bu eski dünya: Kimi gitti gider, kimi geldi gider. Ölüp yok olma korkuların saçma Yoktan vara yükselen dalda oldukça; Sevgiye İsa gibi dirilmişsin sen; Ölüm yok artık sana dünya durdukça. Ben kendiliğimden var değilim bu varlığımla; Kendim çıkmış değilim elbet bu karanlık yola; Bir başka varlıktan gelmiş bendeki varlık: Ben dediğin kim ola, nerde, ne zaman var ola? Haksızlık etmekten sakın, hak yoluna gir; Yediğin ekmeği başkasına da yedir; Cana kıyma, kimsenin sırtından geçinme, Seni cennete sokmak benden: Şarap getir! Ben hangi şarapla sarhoş olursam olurum, Ateşe, puta, neye taparsam taparım; Herkes bir türlü görmek istiyor beni Ben kendimi ne türlü yaparsam yaparım. Şarap küpü önüne serdik seccademizi; Şarap yakutuyla adam ettik kendimizi; Umudumuz, meyhanede yeniden bulmak Camide, medresede yiten günlerimizi. Ben çimen Mısrının Yusufuyum, dedi gül; Dilimden altın, yakut saçılır, dedi gül; Dedim: Senin Yusuf olduğun nerden belli? Kana boyanmış gömleğime bak, dedi gül Ne gündüz oturduk, ne gece uyuduk; Dünyada Cem'in kadehini aradık durduk. Öğrenince dünyaları yansıttığını, Cem' in kadehini yüreğimizde bulduk. Rintlerin yolunda kendini unut; Namazın, orucun kökünü kurut; Öğütlerin iyisini Hayyam'dan işit: Şarap iç,yol kesme, yoksulları tut. Bu ucsuz bucaksız dünya içinde, bil ki, Mutlu yaşamak iki türlü insana vergi: Biri iyinin kötünün aslını bilir, Öteki ne dünyayı bilir ne kendini. Şarap güllere çevirsin sabahımızı; Şarap güllere çevirsin sabahımızı; Çalalım yere şan şeref külahımızı; Nemize gerek bizim uzun dilekler, Uzun saçlar, çalgılar sarsın havamızı. Hayyam, şarap iç, sarhoş olmak ne hoş, Sevgilin de varsa, sarılmak ne hoş; Er geç sonu yokluk madem bu dünyanın, Yok say kendini, bak var olmak ne hoş! Hayyam, bak şu mavi gök nasıl durulmuş; Açmış çadırı, kesmiş dedikoduyu, susmuş. Varlığın kadehinde, çünkü, ezel sakisi Bin Hayyam kabarcığı belirtip yok etmiş. Bu dünya kimseye kalmaz, bilesin; Er geç kuyusunu kazar herkesin. Tut ki Nuh kadar yaşadın zor bela Sonunda yok olacak değil misin? Güneşi balçıkla sıvamak elimde değil; Erdiğim sırları söylemek elimde değil; Aklım düşüncenin derin denizlerinden Bir inci çıkardı ki delmek elimde değil. Canım şarap, ne güzelsin billur kasende; Aklı köstekleyen bir büyü var sende. Biraz içti mi insan açılır yüreği Döker ortaya nesi varsa içinde. Bu sarayın başı göklerdeydi bir zaman; Padişahlar girer çıkardı kapısından. Şimdi duvarında bir kumru: Guguk, diyor. Guguk, guguk, o şanlı günlerin ardından. Hayyam bu zamanda vahlanıp durmak boşuna; Kendi derdine düşmek utanç verir insana. İyisi mi şarap iç, çalgı dinleyerek Nerdeyse bir taş düşer senin de sofrana. Gören göze güzel, çirkin hepsi bir; Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir; Ermiş ha çul giymiş, ha atlas; Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir. Kaderin elinde boynum kıldan ince: Tüysüz kuşa dönerim ecel gelince, Yine de toprağımdan testi yapın siz: Dirilirim içine şarap dökünce. Yakınırım aynalar gibi felekten; Bıkmaz alçakları yükseltmekten. Gözyaşı dolu bir kadeh oldu yüzüm, Yüreğim kan dolu bir desdi gerçekten. Yüreğim, kimselerden ihsan dileme; Bu amansız felekten aman dileme; Bil ki, derman aradıkça artar derdin: Derdinle haldaş ol, derman dileme. Tanrı gülüşünle öfkeni almış senin, Birinden cennet yapmış, birinden cehennem. Sen cennetimsin benim, ben senin uslu kulun: Açılsın kapıları bana cennetimin! Ey canlar, şarapla buldurun bana beni; Yakutlara çevirin kehruba çehremi; Şarapla yıkayın beni öldüğüm zaman Asmadan bir tabut içinde gömün beni. Feleğin çarkı dönmeyecek madem muradımca, Gökler ha yedi kat olmuş, ha sekiz, bana ne? Ölüm bütün isteklerimi yok ettikten sonra Ha dağda kurt yemiş beni, ha mezarda karınca. Hayyam, olsa olsa bir çadır senin bedenin, Can sultanımızın bir süre oturması için; Ecel hancısı bir başka konak döşeyince Sultan göçer gider, viran olur çadırın senin. Şarap içti mi, dilenci sultanlaşır; Tilki çıkar deliğinden, aslanlaşır; Yaşlı başlı adam delikanlaşır; Delikanlı yaşca başca olgunlaşır. Günahlarım çok olmasına çoktur benim, Ama dinsizler gibi umutsuz değilim: Cennet cehennem umrumda değilse de Ötede hem şarap olacak, hem de sevgilim. Ey kara cübbeli, senin gündüzün gece; Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere. Onlar Yaradanın sanatı peşindeler: Senin aklın fikrin abdest bozan şeylerde Her gün tövbe eder bozarız biz; Şanı şerefi de boşarız biz; Kusur işlersek ayıplamayın: Sarhoş doğduk, sarhoş yaşarız biz. Şu sonsuz sayvanı donatan yıldızlar Akılların aklını durdururlar; Sen aklından şaşmamaya bak ve bil ki O tedbirli yıldızlar da yoldan çıkarlar. Derdin avucundan şarap içmedikçe Bir yudum su içmiş değilim gönlümce; Kimsenin tuzuna da ekmek banmadım Ciğerimi kebap edip yemedikçe. Daha nice sürsün yalan dolanı ömrün; Daha nice dert sunsun sakisi ömrün; Uzatma; kadehindeki son yudum gibi Bırak dökülsün yere kalanı ömrün. Her gün şarap cümbüşüne dalanların da Her gece mihrap önünde kalanların da Islanmayanı yok, yağmur altında hepsi: Bir uyanık var, ötekiler hep uykuda. Unutma, amansız feleğin çarkındasın; Şarap iç, çünkü ateşten bir dünyadasın; Madem ki yerin önünde sonunda toprak Farzet ki üstünde değil altındasın. Sevgiliyle sabah içmedeyiz, saki; Biz Nasuh tövbesi bilmeyiz, saki; Yeter okuduğun Nuh hikayesi Hemen dolsun huzur kasemiz, saki. Madem aman vermiyor ecel, saki, Kadeh boş kalmasın, aman gel, saki; Şu üç beş günlük dünyada gam yemek Bizim gönlümüzce iş değil, saki. Her sabah çiğle bezenir yüzü lalenin; Yeşillikte bükülür boynu menekşenin; Ama daha gönlümcedir hali goncenin Çeker eteğini, derlenir için için. Şarap sonsuz hayat kaynağıdır, iç; Gençlik sevincinin pınarıdır, iç; Gamı yakar eritir ateş gibi, Sağlık sularından şifalıdır, iç. Açılmışken nasılsa mutluluk gülün Niçin elinde kadeh yok böyle bir gün? Şarap iç, can düşmanındır geçen zaman: Bir daha bu fırsatı bulman ne mümkün? Gönül, bir düş madem dünya gerçeği Ne dertlenir, alçaltırsın kendini? Hoşgör kaderini, gününü gün et: Yazılan senin için bozulmaz ki. Sevenlerinden yer yok ben garibe; Derdine düşenlerle başım dertte; Sarmışlar seni kum bulutu gibi Gül yüzünden ışık mı düşer bize. Yoksula, yoksulluğa yakın ettin beni; Dertlere, gurbetlere alıştırdın beni; Yakınların ancak ere bu mertebeye; Tanrım, ne hizmet gördüm de kayırdın beni? İnsanlık yaratılalı olgun kişiler Bulduklarıyla yetinip dert çekmediler Birbirine girdi gözü doymayanlarsa: Çok isteme kaderden başın derde girer. Kim yüreğini uydurduysa aklına Bir anını yitirmedi bu dünyada; Bir anını yitirmedi bu dünyada; Ya Tanrı uğruna emek verdi candan Ya rahatını aradı buldu şarapta. Ben şarabı eskimiş acı acı severim; En çok da ramazanda cumaları içerim; Helal üzümünü ezdim doldurdum küpe: Ne olur,içinceyedek ekşitme Tanrım. Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok. Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok. Aşk o yüce mimar, beden evimi kurunca Aşk dersini yazdırdı bana her dersten önce Sonra bir parça altın koparıp yüreğimden Air anahtar yaptı mana hazinelerine. Gök yaban gülleri döküyor eteğinden Bir çiçek yağmuruna tutuldu sanki çimen Gül şarap dolsun kadehimin lalesine Mor buluttan yere yaseminler düşerken. Şarap iç, azlık çokluk silinsin kafandan Kurtul yetmiş iki milletin kaygusundan Perhize kalkma sakın dokunur diye şarap. Şarap ki bir dirhemi bin bir derde derman. Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler Ecel çiğnedi hepsini birer birer Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına Bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler. Yokluk suyuyla ekilmiş tohumum benim Gam ateşiyle tutuşmuş yanar yüreğim Alındığım toprağa verilmeden önce dünyanın serseri yelleri önündeyim. Bu masmavi kubbenin kurulduğu gün Bu nur Cevza burcuna verildiği gün Mumun başına bağlanan alev gibi Bağlandı yüreğime senin aşk gülün. Seher yeli eser yırtar eteğini gülün Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün Sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler Kopup dallarından toprak olmadalar her gün. Mezarda yatanların toz toprak her biri Zerre zerre dağılıp gitmiş bedenleri Ne şarap ki bir içen sızmış mahşeredek İşten güçten habersizler yıllardan beri. Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye? Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe? Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işde. Bin bir tuzak kurarsın yolum üstüne Adım atma yakalarım dersin bir de Bir zerre var mı dünyada yönetmediğin Neden asi dersin kendi yürüttüğüne? Bu dünya sırrını söylemez kimseye; Bİn Mahmud' u bin Ayaz' ı serdi yere; Şarap iç, dünyaya gelinmez iki kez: Bir kez giden bir daha gelmez geriye. Bu dünyaya gelip gitmemizin kazancı nerde? Ömrümüzün umut ipliği ne oldu, nerde? Bu feleğin çemberinde nice temiz canlar Yandı kül oldular, hani dumanları, nerde? Bilmem, Tanrım, beni yaratırken neydi niyetin, Bana cenneti mi, cehennemi mi nasip ettin; Bir kadeh, bir güzel, bir çalgı bir de yeşil çimen Bunlar benim olsun, veresiye cennet de senin. Feleğin atı eğerlenip dizginlediği gün Göklerin yıldızlarla donatıldığı gün Bize bu nasibi verdi kader divanı Biz yoktuk kusur paylarımız dağıldığı gün. Oruç tutup namaz kılmağa kalktım geçende Dedim belki öyle ererim dileklerime Yazık ki bir kuru yelle bozuldu abdestim Bir damla şarapla da orucum gitti güme. Bak, Saki, yüreğim arındı bütün kaygılardan Gitti o kükreyen aslanlar, bomboş şimdi orman Gece yıldız saçarken göklerin şarap kasesi Benim kadeh boş günümü gün edeceğim zaman. Senden benden önce kadın erkek niceleri Şenlendirip süslediler dünya denen yeri Senin tenin de toprağa karışacak yarın Senden beslenecek nice insan bedenleri. Gönlünü hoş tut, sonu gelmez kaygıların Gök kubbede çatışması bitmez yıldızların Senin toprağa karışacak bedenlerinse Tuğla olacak sarayına başkalarının. Tanrı evrenin canı, evrense tek bir beden Melekler bu bedenin duyuları hep birden Yerde gökte canlı, cansız ne varsa birer uzuv: Budur Tanrı birliği, boştur başka her söylenen Kader defterimi yeniden yazabilseydim Kendime gönlümce bir hayat seçerdim; Bütün dertleri siler atardım dünyamızdan Sevinçten göklere uçardı düşüncelerim. Şu senin benim dediğimiz toprak neyimizdir Şu senin benim dediğimiz toprak neyimizdir Birkaç günlük cennetimiz cehennemizdir Bugün su içtiğin şu testi toprak olunca Mezarına atılır belki bir gün, kim bilir. İki günde bir somun geçiyorsa eline Soğuk suyu da olursa bir kırık testide Niçin kendinden kötüsüne kul olur insan, Ne diye girer kendi gibisinin hizmetine? Bu varlık denizi nerden gelmiş bilen yok; Öyle bir inci ki bu büyük sır delen yok; Herkes aklına eseni söylemiş durmuş, İşin kaynağına giden yolu bulan yok. Oğul, dünyamızı aydınlatan şarabı sun; Sevinç gülümüze ay ışığı gibi vursun; Sular gibi akar gider gençliğin ateşi, Bir uykudur o senin uyanık mutluluğun. Dilerim ölünce şarapla yıkanayım Şarap şiirleriyle talkınlanayım Mahşer günü arayan olursa beni Meyhanenin önündeki topraktayım. Senden benden önce de vardı bu gün bu gece Felek dönüp durmadaydı hep bu gördüğünce Usulca bas toptağa, çünkü bastığın yer Bir güzelin gözbebeğiydi beş on yıl önce. Yaşamanı akla uydurman gerekir, Ama bilmezsin akla uygun olan nedir; Bereket eli çabuktur Zaman Usta'nın, Başına vura vura sana da öğretir. Gül mevsimi çimendeyiz su kıyısında Birkaç nur yüzlü güzel de var aramızda Şarap sun çünkü sabah erken içenlere Ne mescit gerekir ne kilise dünyada. Tanrı gönlünce yaratır da her şeyi Neden ölüme mahkum eder hepsini? Yaptığı güzelse neden kırar atar Çirkinse suçu kim kime yüklemeli? Ezel avcısı bir yem koydu oltasına Bir canlı avladı Adem dedi adına İyi kötü ne varsa yapan kendisiyken Tutar suçu yükler kendinden başkasına. Bu dünyada nedir payıma düşen, hiç Nedir ömrümün kazancı felekten, hiç Bir sevinç mumuyum sönüversem hiçim Bir kadehim kırılsam ne kalır benden hiç. O yakut dudakları kızıl kızıl yanan nerde? O güzelim kokusu cana can katan nerde? Müslümanlara şarap haram edilmiştir derler İçmene bak, haram işlemeyen müslüman nerde? İçmene bak, haram işlemeyen müslüman nerde? Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben; Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken. Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi, Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden. Sonsuz çemberinde bu dipsiz evrenin Gönül hoşluğuyla iç, geçmeden devrin Ecel şarabın sunulunca da ah etme: Sıran gelince içmezlik edemezsin. İç, şarap iç, Mahmut olmak budur; Çalgı dinle, Davut olmak budur; Geçmişi, geleceği düşünme Gününü gün et, yaşamak budur. Bu ömür kervanı bir tuhaf gelir gider Kazancın, yaşamasını bildiğin günler; Saki, bırak şu yarını düşünenleri Geçti gidiyor gece, geçmeden şarap ver. Kimileri laf dünyasında şişinip durmuş; Kimi güzel ardında koşturmuş; Perdeler inince anlar her biri, ey Gerçek, Senden ne uzak, ne uzak yollara vurmuş. Gönlünce de dönse, bu dünyanın sonu ne? Okunup bitse de ömür destanının, sonu ne? Yüz yıl dilediğince yaşadın diyelim, Bir yüz yıl daha yaşasaydın, donu ne? Bulut geçti, gö yaşları kaldı çimende Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde? Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde. Kendi çarkını döndürmeye bak döndükçe dünya; Keyfinin tahtına çık kadehle dudak dudağa; Tanrının umrunda mı senin günahın sevabın: Sen kendi muradını kendi güzelinde ara. Madem ki sevincin adı kaldı yalnız Ham şarabı en olgun dost saymalıyız Keyfin el çekmeğe kalkmasın kadehten Kadehtir şimdi artık tek tutanağımız. Kalk, kalk, yeter uyuduğun, saki! Boş kadehim dolsun, dolsun, saki; Er geç testi olmadan kafa tasım, Sen testiden bana şarap sun, saki! Bu kubbe altındaki bin bir belayı gör; Dostlar gideli boşalan dünyayı gör; Tek soluk yitirme kendini bilmeden; Bırak yarını, dünü, yaşadığın anı gör. Hayat evini sağlam kurmak istersen, Günlerini gamsız geçirmek istersen, Işıl ışıl şaraptan sakın el çekme, Her gününün tadına varmak istersen. Gül der ki yüzüm yüzlerden güzelken Ezer suyumu çıkarırlar bilmem neden. Bülbül de şöyle der ona sanki içinden: Bir yıl dert çekmeden var mı bir gün sevinen? Menekşe mor boyalar sürerken gömleğine, Seher yeli el atarken gülün eteğine, Aklı olan gümüş bedenli sevgilisiyle İçer şarabı, döker kadehi yüreğine. Boştur dünya saki ve şarap olmayınca, Irak neylerinin sesi duyulmayınca; Nesi var nesi yok bu dünyanın bana sor: Boştur geçen ömrün kadehin dolmayınca. Kaygılar tasalar sarmasın içini; Olumsuz düşlere kaptırma kendini; Ayrılma yarin ve çimenin koynundan Kara toprak koynuna almadan seni. Olanların olacağı belliydi çoktan; İyiyi kötüyü yazmış kaderi yazan; Ta baştan gereği düşünülmüş her şeyin: Neden boşuna uğraşır, dertlenir insan? Madem ben kervansarayda kalıcı değilim, Şarapsız güzelsiz yaşamak hatadır derim Dünya muhdes mi kadim mi diye tartışmak boş: Ben gittikten sonra ha muhdes olmuş ha kadim! Meyhane rintlerinin sergerdesi benim; Yersiz sözlerle günaha giren benim; Gecesini kızıl şaraba kurban eden Ciğerinin kanıyla dua eden benim. Dünyada olan biteni ben de görmedeyim; Haksızlıkları hep baş köşelerde görmedeyim; Fesuphanallah! Nereye bakarsam bakayım Kendi mutsuzluğumu her yerde görmedeyim. Bize şarap ve sevgili, size cami kilise; Sizler cennetliksiniz, cehennemliğiz bizlerse; Kader böyleymiş neylersin, kimsenin suçu yok: Kim ne karışır ezel nakkaşının işine? Gülün yüzünde çiy incisi nevruzun ne hos! Yeşillikte gönül aydınlatan yüzün ne hoş! Dün geçti gitti, hoş değil ondan söz etmemiz: Hoş tut gönlün, anma dünü, bak bugün ne hoş. Benim varlığım senin yaptığın bir nakış; Türlü garip renklerini hep senden almış; Kendimi düzeltmeğe nasıl varsın elim: Kendimi düzeltmeğe nasıl varsın elim: Senden güzelini yapmak bana mı kalmış! Yetmiş iki ayrı millet, bir o kadar da din! Tek kaygısı seni sevmek benim milletimin; Kafirlik müslümanlık neymiş, sevap günah ne? Maksat sensin, araya dolambaçlar girmesin. Feleğin çarkı döner, ne tuz bilir ne ekmek Balık gibi çıplak kor gider bizi felek Kadınların çıplakları giydiren çıkrığı Feleğin çarkından daha yararlı demek. Kalk oyna, ayakların ellerimize uysun Biz içerken o mavi gözler süzülsün Yirmi yaşında şarap içmenin tadı yok Altmışından sonra içeceksin ki değsin Bu fakir köşede şarap ve çalgı yeter bize Rahmet umudu, azap korkusu bizim nemize? Canı, başı sarığı rehine verip vermişiz Hava, toprak, su ve ateş uğramaz semtimize. Zahide hurilerle dolu cennet hoş gelir Onun bana üzümün suyu daha hoş gelir Onun cenneti veresiye benimki peşin Ne var ki uzaktan davulun sesi hoş gelir. Şarap beden gücüdür, can gücüdür bana; Çözülmedik ne sırları çözdürür bana; İstemem dünyayı ahreti şarap varken: Bir damlası iki dünyadan yeğdir bana. Bülbül ötmeğe başlayınca bahçemizde; Bir lale gibi açsın şarap elimizde; Elde kadehle öldü diyecekler bir gün, Ko desin cahil herifler, ne umrumuzda. O bilginler ki evrenin özetidirler; Düşüncelerinin atı göklerde gezer; İş kavramaya gelince Senin özünü Şaşkınlıktan Felek gibi başları döner. Baharlar yazlar geçer sonbahar gelir; Ömrümün yaprakları dökülür bir bir; Şarap iç, gam yeme, bak ne demiş bilge: Dünya dertleri zehir, şarap panzehir. Güzelim can çıkıp gidince bedenimizde Birkaç kerpiç olacak mezarımızı örten; Gün gelecek, mezar yapmak için başkasına Kerpiç dökecekler kalacak toprakla bizden. Aşıklar meclisinde yer bulmuşuz birlikte; Dünyanın dertlerinde kurtulmuşuz birlikte; İçip birer kadeh bu sevincin şarabından Özgürlüğe ermiş, sarhoş olmuşuz birlikte. Akılla bir konuşmam oldu dün gece; Sana soracaklarım var, dedim; Sen ki her bilginin temelisin, Bana yol göstermelisin. Yaşamaktan bezdim, ne yapsam? Birkaç yıl daha katlan, dedi. Nedir; dedim bu yaşamak? Bir düş, dedi; birkaç görüntü. Evi barkı olmak nedir? dedim; Biraz keyfetmek için Yıllar yılı dert çekmek, dedi. Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim; Kurt, köpek, çakal, makal, dedi. Ne dersin bu adamlara, dedim; Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi. Benim bu deli gönlüm, dedim; Ne zaman akıllanacak? Biraz daha kulağı burkulunca, dedi. Hayyam' ın bu sözlerine ne dersin, dedim; Dizmiş alt alta sözleri, Hoşbeş etmiş derim, dedi.

Hergele feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin Mp3 İndir, feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin Müzik İndir Dinle

feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin
 
Hergele - feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin

Sanatçı

: Hergele

Albüm

: Sen Ellere Oldun Gelin ()

Şarkı

: feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin

Boyut

: MB

İndirme

: Toplam İndirme

Tarihinde eklendi, Toplam İndirme

Mp3 indirmek için tıklayın

Sanatçı'nın En Çok İndirilen Mp3leri

Kullanıcı Yorumları (Hergele - feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin )

feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin Şarkı Sözü

bu gece benim gecem hadi içelim boş kalmasın kadehim
çok dertliyim mezeye gerek yok ben sek severim
aç müzigin sesini kendime geleyim
meyhaneci hele bi dinle sen beni
hani bi kız vardı hatırladın demi resmini koyardım bu masaya abi
ona bakıp içerdim o benim tek mezemdi
bugün haberini aldım dügünü varmış
arkadaşlar dedi
gelinlik yakışmış belinede kırmızı kurdele takmış
kısacası abi başkasına varmış
titredi ellerim haberi alınca gözlerim doldu bu acı çok başka
nefeesim kesildi cevap bile veremedim
bu bedenii hemen abi buraya getirdim
içerek unuturum demi
meyhaneci neden bana bakıyon
konuş be abi
gözyaşın akıyor ben ne dedimki
banamı üzüldün boşver be abi
bi kahpe için üzülmeye degermi
neyse meyhaneci bu şişede bitti başım dönüyor ama sen getir yenisini
ben biraz susayım sen tak kaseti aytan sölesin biz içelim abi:

gözümden akan yaşlar senin eserin sen ellere oldun gelin ben se senin tiryakinim gittin günden beri uyku girmez gözüme sebebi neydi güzelim gidişinin ellere hani çok seviyordun şimdi nerdesin nerde bekleyemedin sevgilim gelin oldun ellere
işte böyle meyhaneci
bu gece böyle bitmezdide ben iyi degilim sanki
geç olmadan gideyim evde anam var beni bekler
görmesin bu halimi hissetmesin neler çektigimi
herkez beni hergele bilirde anam çınar der
neden ana neden çınar dersin derim yıkılmassın ogul dayanıklı ve güçlü olasın ayakta kalasın der
işte meyhaneci anamın dedigi çınar bu gece seninde gördügün gibi yıkıldı
ne dayanacak gücüm kaldı nede ayakta durcak bi halim
çok sevdim çok sevdim be meyhaneci bekle dedim beklemedi
ellere gelin gitti bana burda 7 şişe içirdi
o gelinlik giydi bana da burda kefeni
neyse abi yolum uzun ben gider
bu kalbim sanmam ki başkasını sever
hakkını helal et hakkını helal et meyhaneci

gözümden akan yaşlar senin eserin sen ellere oldun gelin ben se senin tiryakinim gittin günden beri uyku girmez gözüme sebebi neydi güzelim gidişinin ellere hani çok seviyordun şimdi nerdesin nerde bekleyemedin sevgilim gelin oldun ellere

feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin Anahtar Kelimeler

Hergele feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin Mp3 İndir Dinle , Hergele feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin Şarkı Sözleri , Hergele Albümleri , Hergele feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin Cep Telefonuna Mp3 İndir,feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin bedava mp3 indir ,feat Aytan-Sen Ellere Oldun Gelin cepten ücretsiz indir

Sanatçı'nın Son Eklenen Mp3leri

Şuan Dinlenen Mp3'ler

BELKİ H&#;Z&#;N BELKİ DE AŞK 8 EYL&#;L 98 8 S&#;yleyemediklerim S&#;YLEYEMEDİKLERİM BEN TABİ Kİ CENGİZ İMREN'DEN MEKTUPLAR Adın &#;ıkmış &#; TABASSAM Adnani &#; AŞK R&#;ZGARI Ağla Halime BAŞAK Ağlama &#; AĞLAMA G&#;ZBEBEĞİM Ağlama G&#;zbebeğim &#; ZALİM YAR Ağlamam Ondan SENİ BEKLERKEN Ağlamışız &#; KURTULAMIYORUM Ağlayayım mı? KARA BU SEVDA Ah Be G&#;zelim YOLUN YARISI Ah İle Vah İle Aklımda Sen Varsın Aklımda Sen Varsın 8 BAŞKA HİKAYELER Alaz Alaz BOŞVER Amana Gel Amana Gel Ar+ı Anne 95 9 HİT Aradım Seni O DUDAKLAR B&#;LB&#;LLEŞİYOR Artık Yeşerecek Bir Dalım Yok TABASSAM Assalatu Wassalamu &#; BİZİM İ&#;İN ŞAMPİYON (ORİGİNAL MOTİON PİCTURE SOUNDTRACK) Asuvan AŞK Aşk &#;IKMAZ SOKAKLAR Aşk Ahenk &#; S&#;PER Aşk Bekliyor &#;8 Aşk İnsanı Değiştirir Aşk Bence Sen Demektir AŞK B&#;YLEYMİŞ MEĞER Aşk B&#;yleymiş Meğer 8 ŞAKA GİBİ Aşk Budur İşte AZAR AZAR Aşk Yarası AŞK YEMİNİ Aşk Yemini &#; YARGISIZ İNFAZ Aşkın Hesabı Olmaz KUSURSUZSUN Aşklar Yalan &#; AY KARANLIK Ay Karanlık &#;İKOLATA/CANIMIN İ&#;İ Baban VAY CANIM Bakma Bana &#;yle DERİN AŞK Bana Bir Masal Anlat Baba (S&#;per Baba) SADECE SUS Bana Eş Olacak/Fatura ŞARKICI Başgan BENCE Beddua YENİ D&#;NYA(NEW DREAM) Beklenen Resim (The Awaited Picture) &#; 6 10 belki &#;8 BEN LAZIM Ben Lazım G&#;LBEN ERGEN Ben Olsaydım KUSURSUZSUN Ben Seni Y&#;reğime Yazdım (Akustik) &#; ARABESQUE/GE&#;MİŞ, GE&#;MEMİŞ Hİ&#;.. Ben Sevdalı, Sen Belalı 8 KİMİ KİMİ Beni Yak (Teleia) &#;8 BİZİM İ&#;İN ŞAMPİYON (ORİGİNAL MOTİON PİCTURE SOUNDTRACK) Bile Bile ZALİM YAR Bile Bile YOLCULUK Bilet PAPATYA BAHARI Bir Benim Ol HER SABAH Bir Harmanım Bu Akşam 76 BİR SELAM G&#;NDER Bir Selam G&#;nder BİR SENİ TANIRIM Bir Seni Tanırım SESLER VE İZLER Bir Yolu Lazım &#; ŞİMDİ BEN Biraz Sevseydin HERKES BAKSIN DALGASINA Boşver İNCE &#;İZGİLERDE B&#;yle Daha Kolay 8 NEFES 1 Bug&#;n Hava Erzurum Aşk İnsanı Değiştirir B&#;lb&#;l Havalanmış CADDE Cadde CANIM Canım Barkod&#;:&#; &#;İKOLATA/CANIMIN İ&#;İ Canım Aşkım D&#;RT D&#;RTL&#;K Cesaret 8 SALLA GİTSİN DERTLERİNİ &#;alın Davulları JAN/SIZI &#;awa &#;5 KARİZMA &#;ocuksun KUSURSUZ AŞK Dağılırım (Trompet Versiyon) AYRILIK SAATİ Dağlar Gibi &#; ANADOLU ARYALARI VOLUME I Değmen Benim Gamlı Yaslı G&#;nl&#;me BEN AĞLARSAM KIYAMET KOPAR Deh Babam SANA S&#;Z Dertli Dertli DERİN MEVZU Dido (Remix) &#;8 T&#;M HAKLARI YANLIZLIĞIMA AİTTİR Dipteyim Sondayım Depresyondayım Barcode:&#; JANTİ Direniyorsun ARABESQUE/GE&#;MİŞ, GE&#;MEMİŞ Hİ&#;.. Diyemedim 8 AMAN Doğum G&#;n&#; Şarkısı 8 ASLAN GİBİ Dokunma ŞİMDİ BEN D&#;neceğim AKLIMDA KALANLAR Duvar 8 DUYGUSAL Duygusal CENGİZ İMREN'DEN MEKTUPLAR Efkarlıyım &#; MİLYONLARCA KUŞTUK Eğlen Neşelen &#;8 Pembeli Elin Kızı : ZAHİDEM Elmaların Yongası &#; EN G&#;ZEL BEN SEVERİM En G&#;zel Ben Severim SIRA BENDE Evimi Yıktın 8 DEVRAN Eyvallah AYRILIK SAATİ Eyvallah &#; Ar+ı Farzet Ki Ben Bir Yalanım ALATURKA Fıldır Fıldır Hayriye SAHİBİNİN SESİ (REMİX) Gecelerin Adamı (Remix) YORUM FARKI II Ge&#;er AYRILIK SAATİ Gel Barışalım &#; BİR &#;IĞLIKTI AŞK Gel de İnandır YOLUMU BULURUM Gel G&#;r Beni &#; İKİLİ AŞK/DUAL LOVE/GUİTAR AND NEY/VOL.2 Gel G&#;r Beni MOR HİCRANLAR Gel Kara Sevdam DURUM ŞARKILARI Girizg&#;h 8 AŞIKLAR DELİDİR Gitme 5 OLDUĞUM GİBİYİM G&#;nl&#;m&#;n Sultanı 8 A CANIM/KIYMETİNİ BİLEMEDİM G&#;n&#;l Ne Yapsın OLDUĞUM GİBİYİM G&#;zlerin Bela Senin 8 CADDE G&#;zlerinde Sabah G&#;LLERİM SOLDU G&#;llerim Soldu YARGISIZ İNFAZ G&#;neşimsin 84 AKLIN BENDE KALMASIN Haberi Olsun HASTAYIM SANA Habersizim Zannetme &#; 66 'E MERHABA Hadi Evet De Bana HASTAYIM SANA Hastayım Sana &#; KALBİMİN SESİ Havasızım EN G&#;ZEL BEN SEVERİM Herkes Bana Hayran A1 Hırsız Şafaklar 8 K&#;ST&#;M AŞKLARA Hicaz Şarkı (Kader B&#;yle Yazılmış) Kırmızı Pabu&#;lar Hi&#; İşim Olmaz HARİKALAR DİYARI (WONDERLAND) Husch &#; AŞIKLAR DELİDİR İki Sevgili 5 İLK HEDİYEM İlk Hediyem S&#;YLEYEMEDİKLERİM İlle de Memleket İLK İmkansız (R&#;yalarım Olmasa) &#; İNCE &#;İZGİLERDE İnce &#;izgilerde Barkod&#;:&#;8 ANLAYAMAZSIN İstanbul Benden B&#;y&#;k SENİ BEKLERKEN İsyan &#; S&#;PER Kabuk (Refugee) &#;8 Ar+ı Kabul Bayıla Bayıla Kader Ne S&#;yl&#;yorsa ARAMAM Kal Benim İ&#;in GRAND BAZAAR Kapalı &#;arşı = Grand Bazaar KARA Kara 8 OLDUĞUM GİBİYİM Karadeniz Potborileri 8 ANADOLU ARYALARI VOLUME I Karadır Kaşların G&#;N&#;LL&#; Karag&#;zl&#;m 8 THE OTHER SİDE Karşı Yaka 8 9 SEN YOLUNA BEN YOLUNA Kazanamadık NEFESİMSİN Kıyamadım 70 KALBİM ELLERİNDE Kıyamete Kadar ARAMAM Kız Ben Seni Vurmaz Mıyım ARABESQUE/GE&#;MİŞ, GE&#;MEMİŞ Hİ&#;.. Kim Bilir 8 S&#;PER Kiminle Olursan Ol &#;8 KUMRU K&#;m&#;rl&#;k Dağı YORGUN YILLARIM Kurban Olurum Ar+ı Kurşun DURUM ŞARKILARI Kuşlar Da Gitti 8 EL PEN&#;E Lanetlendin ARAMAM Leylim Ley TANIDIK Madara (Remix - Emirhan Cengiz Versiyonu) 8 SANA S&#;Z Memir Ha Memir DİNLE Memnun Oldum (Şerefsiz) &#; MY STAR MY MOON Meso TANSİYON Meyhoş Oldum &#; YARGISIZ İNFAZ M&#;barek ARABESQUE/GE&#;MİŞ, GE&#;MEMİŞ Hİ&#;.. Ne Duamsın, Ne De Bedduam 8 BENİ DURDURSAN MI? Ne D&#;ş&#;n&#;rsen O Olur EYL&#;L Ne Sonbahar Ne Kış 8 KENDİ KENDİNE Neden Bana Aşk Şarkısı Yazan &#;ıkmaz 8 S&#;YLEYEMEDİKLERİM Nefesin Nefesime CADDE Neler Oluyor TAVSİYE Nerdesin Aşkım &#; Ar+ı Neredesin Sen (D&#;nemezsin Sen) KİŞİYE &#;ZEL Neyleyim CENNET Nikahsız Aşk 9 HİT Nur İ&#;inde Yat &#; G&#;N&#;L BAH&#;EM Onursuz Olmasın Aşk EL PEN&#;E Oysa DERİN MEVZU &#;yle İcap Ediyor &#;8 GRAND BAZAAR Paşa Selim = Pascha Selim ASLAN GİBİ Potpori GRAND BAZAAR Rakkase = The Belly Dancer SENDEN SONRASI Ruh İkizi (feat. Yıldız Tilbe) A&#;IK SARI Sağanak Yağış YOLUMU BULURUM Saklanma &#; SANA S&#;Z Sana S&#;z AŞKIN TAM SIRASI Sarı Mavi 8 43 ADRENALİN Sen SEN EN G&#;ZELSİN Sen En G&#;zelsin &#; DİNLE Sen Sağ Ben Selamet &#; BİR NEFES Sen Yan &#;8 EN G&#;ZEL BEN SEVERİM Sen Yan Derdine 69 'E MERHABA Sende Kalmış 3 10 Senden &#;nce Yoktum &#;8 SENİ BEKLERKEN Seni &#;ektim İ&#;ime &#; Aşk İnsanı Değiştirir Seni Sevmek İstemiştim AYRILIK SAATİ Senin Eserin &#; İLK Sevda &#; CANIN SAĞOLSUN Sevda Y&#;kl&#; Kervanlar 8 BİZİM İ&#;İN ŞAMPİYON (ORİGİNAL MOTİON PİCTURE SOUNDTRACK) Sıra Sende DURUM ŞARKILARI Siyahlar 8 87 4 MEVSİM 1 HİKAYE Son 4'l&#;k ŞEHİR YANLIZLIĞI Son G&#;z Ağrım SEYYALNAME Son Verdim Kalbimin İşine &#;8 78 BİR SELAM G&#;NDER Sor Beni Aşkım TEŞEKK&#;R EDERİM Sorma (Suat Ateşdağlı Remix) 8 AHDE VEFA S&#;yleme Bilmesinler 8 9 10 S&#;z Ge&#;miyor &#;8 SANA S&#;Z Su Getir BİR &#;IĞLIKTI AŞK Su Gibi MİMOZA Sular Akar Doldurur &#; İKİLİ AŞK/DUAL LOVE/GUİTAR AND NEY/VOL.2 Sultanım HAYATIMA DOKUNAN ŞARKILAR Sus &#; KALBİMİN SAHİBİ SEN S&#;r&#;n&#;yorum ATEŞTE YANASI Şeytan Olamam KONU SENDEN A&#;ILINCA Şike SUS DA DİNLE Tango 8 Aşk İnsanı Değiştirir Tanrıdan Diledim ARABESQUE/GE&#;MİŞ, GE&#;MEMİŞ Hİ&#;.. Tanrım Beni Baştan Yarat 8 R&#;ZGARI BEKLERKEN Tara-Tiri-Dam A1 Tek Y&#;rek 8 TEŞEKK&#;R EDERİM Toz 8 TEK KİŞİLİK T&#;m Dertlerin İnadına İNŞAAT ORJİNAL FİLM M&#;ZİKLERİ Ufak Bir İşim Var 5 SANA S&#;Z Unutamadım S&#;Z-M&#;ZİK BUR&#;İN BİRBEN Unuttun Mu &#;İKOLATA/CANIMIN İ&#;İ Uslu Dur Emi DERİN MEVZU &#;z&#;lme &#;8 JANTİ &#;z&#;m MOR HİCRANLAR Vazge&#;eceğim MOR HİCRANLAR Ya Seveceksin AĞLAMA G&#;ZBEBEĞİM Yadeller &#; BURHAN BAYAR ŞARKILARI Yalan HAYATIMA DOKUNAN ŞARKILAR Yalan &#; MİMOZA Yalancı D&#;nya &#; SADECE SUS Yalnızım Ben YAN YANA Yana Yana AŞK R&#;ZGARI Yapayalnızdım SAHİBİNİN SESİ (REMİX) Yar Diye Diye YARALANDIM Yaralandım HAYAL EDEMİYORUM Yarım Şarkı MOR HİCRANLAR Yasak Değil Ya YOLCULUK Yavrum OLDUĞUM GİBİYİM Yaz Tanrım 8 BİR &#;IĞLIKTI AŞK Yeniden DİNLE Yenik D&#;şt&#;m &#; KUSURSUZSUN Yılan &#; GOLD Yok Mu &#; O DUDAKLAR B&#;LB&#;LLEŞİYOR Yollar Ayrı SADECE SUS Yuva (Akustik) II Zalim 8 ???? ???? ????? Insan ???????? - ?????? 5 ???? ????? ???? ?? ?????? 54 12'DEN VURACAĞIM 12'den Vuracağım JAZZEASTERN II 9/8 &#; HANGİMİZ VEFASIZ A Bebeğim BALKAN DOGS A Night In Tunisia BEYAZ PERDE / K&#;PR&#;LER A Throw Of Dice TUTUŞ Acıların R&#;vanşı 8 KARA Adaletin 8 BEN TABİ Kİ Adaletin Buysa D&#;nya SENSİZLİĞE YANARIM Adam Mı Bulduk KIZMA Adam, Kadın Ve &#;ocuk RABBENA Adem AY'DA Y&#;R&#;D&#;M Adım Adım AŞKLA OLDU/BEST OF SONER ARICA Adın Bahardı ADIN NE SENİN Adın Ne Senin CİHAN OKAN Affet Allahım Volkanik Par&#;alar Afide HERŞEYE RAĞMEN Ağla YENİDEN YENİ YİNE Ağlama Anne TEK BAŞINA Ağlamasın Analar Kal Benimle Ağlarım Ama Ben EYL&#;L Ağlayalım Beraber 8 EX AŞKIM Ağlayamam BENDE KALDI Ağlayan Kuş 8 SEVDİM Ağlıyormuşsun METROPOL Ağlıyorsam Kime Ne KIZMA Ağrı Tanı Merkezi Kara Bu Sevda Ah Be G&#;zelim 4 Ben Bug&#;n Ah Be Kardeşim AH BU ŞARKILAR Ah Bu Şarkıların G&#;z&#; K&#;r Olsun Kıyamet Ah Leylim GİTME G&#;L&#;M Ahım Sende Kalmayacak (Bozlak Senfoni) 11 10 Ahlara Vahlara UTANMADIN MI? Akıllandım SUS DA DİNLE Akla Zarar 8 AL BAHARLARI Al Baharları TEK BAŞINA Al Beni BİR YALANMIŞ SAY Alacağın Olsun METROPOL Alb&#;m &#;zeti YANA YANA Aldattım ZOR GELİR Aldırma TABASSAM Alhamdu Lillah &#; BİR DUYGUDUR Alıştık Artık 8 UHDE Allah Bilir BENİM ADIM AŞK Allah Korusun Seni (Remix) ONE Allah Ya Moulana 5 AŞK G&#;&#;MEDEN Allahından Bul E Mi 8 THANK YOU ALLAH (LİMİTED EDİTİON) Allahi Allah Kiya Karo Bir Alo De Allan Pullan &#;&#; Alma Ahımı Y&#;r&#;, Anca Gidersin Ama Evlisin Aman Aman 8 SEVDALIYIM HEMŞERİM Aman Mezarımı (U.H.) ANADOLU ATEŞİ Anadolu Ateşi 8 Full Percussion Full Rhythm (Darbuka) Anatolia Dream 8 ALAG&#;L Anestezik Aşk YA GİT YA DA KAL Anlamadım ANLATAMAM Anlatamam 8 Aşk İnsanı Değiştirir Anma Arkadaş BELKİ H&#;Z&#;N BELKİ DE AŞK Annem 8 CANIM SENİ İSTEDİ Annem Duysa Kızar 68 9 HİT Aradım Seni YORUMCU Aramadın Aylardır (K&#;rdi) METROPOL Aramanı Bekledim Y&#;REĞİN G&#;T&#;RD&#;Ğ&#; YERE GİT Aramızda Sıra Dağlar AKİDE Arap Kaprisi (Capricho-Arabe) LEYLA NEFESİ Ardı&#;tandır Guyuların Govası 43 R&#;ya Artık Yeşerecek Bir Dalım Yok KALPTEN Askersin SAHİBİNİN SESİ (REMİX) Asrın Hatası (Remix) YAZ BENİ Aşığım Sana 5 BIRAKIP GİDEMEM Aşık Oldum YARALI Bİ AŞKIN &#;YK&#;S&#; Aşık Oldum HERŞEYİN FARKINDAYIM Aşk Beni Sevmedi MUCİZE Aşk Bu Değil (Remix) T&#;RK&#;E POP Aşk &#;i&#;eği 8 T&#;rk&#;e Pop Aşk &#;i&#;eği 8 BET&#;L &#;AĞLAR Aşk Diyeti ZAMANIN ELİ Aşk İ&#;in İki Kişi Gerekmez AŞKTANDIR Aşk Kalbe Zarar AŞKTANDIR Aşk Kalbe Zarar (Club Versiyon) Haberi Olsun Aşk Laftan Anlamaz Ki 8 Y&#;REKTEN OLSUN Aşk Mezarı SIFIRLADIM Aşk Mı Savaş Mı KALPTEN KALBE Aşk S&#;z&#; EY AŞK Aşk Yakar AŞIKLAR DELİDİR Aşk Yangın Yeridir 5 Giderli 16 Aşk Yuvamız KARNAVAL Aşka Hayır Denmiyor (Kaan G&#;kmen Remix) ANNEM KIZIYOR Aşka Nezaketten 8 AŞKCA Aşk&#;a (Kaan G&#;kman Versiyon) Herkes Baksın Dalgasına Aşkım Aşka Hazır Aşkım (Anta Oumri) 8 KUSURSUZSUN Aşkım Yok Ya GİTSEM UZAKLARA Aşkımı İnkar Edemem BANANE Aşkın A&#;amadığı Kapı 8 AYKUT G&#;REL PRESENTS Aşkın Kanunu Mor Yıllar Aşkın Kederi Aşk İle Aşkın Şarabı HERŞEY &#;OK G&#;ZEL OLACAK Aşkın Şifresi Cennet Aşkından &#;l&#;yorum (Zalim) (Remix) ANADOLU ATEŞİ Ateş Dansı (Remix) 8 SEVİYORUM SENİ Ateşim Var K&#;l&#;m Yok YALVARMA Ateşle Barut ŞANTAJ & MONTAJ Ay Başım &#;&#;ZEMEDİM Ay Fena Oluyorum Şekersiz &#;ay Ay Yeter Bize DUMAN G&#;ZL&#;M Ayaz AY'DA Y&#;R&#;D&#;M Ay'da Y&#;r&#;d&#;m G&#;ZEL Ayıp Değil mi Canım AŞK BEKLER Mİ? Aynı G&#;n Aynı Yerde BEST OF EMRAH Ayrılamam &#;İKOLATA/CANIMIN İ&#;İ Ayrılamayız Aşk Yalan Ayrılığa Dayanamam 8 BOŞVER Ayrılmayalım SERSERİ G&#;NL&#;M Ayrılsakta Yalan İMPARATOR Ayşo YİNE O SEVDA Ayvaz G&#;zellemesi AŞK BEKLER Mİ? Azizim YOKSUN Baba Ocağı İLK DEFA - BABAM Babam BAĞLASAN DURMAM Bağlasan Durmam MUTLU OLMAK İSTİYORUM Bahsettiğim Rastlantılar HATIRLA Bak Birtanem YEMİNİM VAR Bak Gidersem D&#;nmem (Remix) T&#;RK&#;E POP Bakma &#;yle 8 YARALI G&#;NEŞ Bakmıyor &#;eşm-i Siyah 8 SEVE SEVE Bal Gibi Olur SEVE SEVE Bal Gibi Olur AŞKSIZ PRENS Balım Aşk İnsanı Değiştirir Balmısın Şekermisin SIRA BENDE Baltayı Taşa Vurdum 8 HERŞEYİN FARKINDAYIM Bana Bırak AŞK R&#;ZGARI Bana Geri Ver OKYANUS Bana &#;zelsin ANADOLU ATEŞİ Barış Davulları 8 UTANMADIN MI? Barışalım YORULMADIM Barlara G&#;l&#;m YASAK Barlarda ŞEHVANİ Barmen BAŞA SAR Başa Sar Yusuf Taşkın Başımda Altın Tacım 5 SEVDALIM Başımın Belası G&#;nl&#;m SEVDİM Başka Kapıya AHIMI ALDIN Beddua TOPYEK&#;N Beddua AŞKLARIN EN G&#;ZELİNE Bekle Beni Bekle G&#;zel 8 YANMIŞIZ Bekletme Gel Aman Bekleyenim Var 8 CANIM SENİ İSTEDİ Belayı Sardın Başıma SON DİLEĞİM Ben Abayı Yaktım Sana 8 Şıp Sevdi Ben Annemin Kızıyım Şıp Sevdi Ben Annemin Kızıyım CİHAN OKAN Ben B&#;y&#;k Adam Olamadım Tanıdım Seni Ben De İstiyorum (Versiyon I) O G&#;N Ben de &#;zledim 5 BELKİ H&#;Z&#;N BELKİ DE AŞK Ben Delinin Biriyim 8 BELKİ H&#;Z&#;N BELKİ DE AŞK Ben Delinin Biriyim 8 BEN FENA AŞIĞIM Ben Fena Aşığım HAYAT BAŞLADI Ben Kral Değilim Bayıla Bayıla Ben Olamazdım ARKADAŞIM Ben Razıyım &#;ĞRENDİM Ben Senden Daha &#;irkinim Kara Bu Sevda Ben Seni Alamadım BİR ALLAH BİLİR Ben Seni Bulurum 8 FİKRİMİN İNCE G&#;L&#; Ben Varım YOKTAN GELİYORUM Ben Zaten Deliyim BENDE KALDI Bende Kaldı 8 KALPTEN KALBE Benden Sonra KİM KİMİ Beni Arama Sorma Barkod&#;:&#;8 UTANMADIN MI? Beni &#;ok Ararsın DEMİR LEBLEBİ Beni S&#;yletme ŞARKILAR VAR Beni Yine Sev 10 T&#;RK LOKUMUYLA TATLI R&#;YALAR Benim Hala Umudum Var ARABESQUE Benim Hayatım 8 YEMİNİM VAR Benim İ&#;in &#;ld&#;n Artık SANDIK Benim Meselem 8 LATİN TURCA -LATİN MEETS ORİENT BY MEHMET C. Besame Mucho &#;APKIN Beyaz Atlım 8 HAYALET SEVGİLİM Beyaz Yalan YAN YANA FOTOĞRAF &#;EKTİRELİM Beyoğlu İNCE SIZIM Bırak Beni SENİ ANAN BENİM İ&#;İN DOĞURMUŞ Bırak Yakamı K&#;RŞAT Bıremen HESAPLAŞMA Bi' Bulsam 8 AL BENİ Bi Seviyorum Bi Sevmiyorum SEFARESHI Bikhiyaalie U D&#;N&#;Ş&#; Bile Bile 8 İŞTE Bilemedim Ki Ben SEVDİM Bilme BANANE Bilmek İstiyorum 8 Saklı D&#;şler Bilsem Ki Yana Yana Bir An Bir Par&#;a Bir Bakmışsın Bir Bakmışsın SENDEN SONRA BEN Bir &#;ılgınlık Yaparım 67 9 HİT Bir Dakika BİR DELİ MAVİ Bir Deli Mavi İLK DEFA - BABAM Bir Evimiz Olacak MUTLU OLMAK İSTİYORUM Bir Fotoğraf &#;ekinebilir Miyiz GİTSEM UZAKLARA Bir G&#;n Anlarsın (Vefasız) BENDENIZ III Bir G&#;n İstersin DESTAN Bir G&#;n S&#;z Barcode:&#; AZAR AZAR Bir Nefeste BAS GAZA Bir Numara BİR OLURUZ YOLUNDA Bir Oluruz Yolunda 1 8 BİR PARMAK BAL Bir Parmak Bal TUTUŞ Bir R&#;ya 8 AŞKLA Bir Sel Gibi CİHAN OKAN Bir S&#;re D&#;şmanız BİR &#;PT&#;M/YAĞMUR Bir Tuhafım Bu Akşam Aklımda Sen Varsın Bir Varmış Bir Yokmuş 8 SANA DELİYİM Bir Varsın, Bir Yoksun CİVCİV (+ Amaan ! Boşver Remix) Bir Veda Hikayesi 8 ZAHİDEM Bir Yiğit Gurbete Gitse 3 5 Kalp 1 Nefes Birlikte Bitanesinden Bitanesine Birtanesinden Birtanesine (Remix) KOLAY DEĞİL Bitmez Canım 8 CAYIR CAYIR Bitmişsin AMAN Biz Erken Yenildik 8 ZAMAN Biz O Yollardan Ge&#;eli BIRAKIP GİDEMEM Bize Yakışmaz &#;OK SEVDİM İKİMİZİ Bizim Şarkımız GELİYORUM Bodrum 8 AŞK YOK MU AŞK Boşver KONUŞMADIĞIMIZ ŞEYLER VAR Boşver Kal Benimle B&#;yle Bir Şey Yok MELEKLER AĞLAR/YORULDUM B&#;yle Kaderin YORULMADIM B&#;yle Kaderin SENİ ANAN BENİM İ&#;İN DOĞURMUŞ B&#;yle Mi Esecekti GİTME G&#;L&#;M Bu Aşk Bitemez (D&#;et) SEN NASILSIN &#;YLEYİM Bu Aşk Seninle Olmuyor AŞK YOK MU AŞK Bu Bahar Da (Akustik) BU DELİKANLIYI UNUTAMAZSIN Bu Delikanlıyı Unutamazsın 8 DOĞUM G&#;N&#; Bu Gala Daşlı Gala SAHTE D&#;NYA Bu G&#;n &#;ok Ağladım 8 77 9+9 Bu İş Tamamdır BENDENIZ'DEN Bu Kadar mı Sevdin KATAKULA KATAKULA Bu Mezarda Sevdiğim Var TAM ZAMANI Bu Neyin Kafası? SON NOKTA Bu Sevdadayım SANDIK Bu Şehirde Yaşanmaz 8 Haydi Bastır Bunlar Senin İ&#;in Buz Buz YİNE O SEVDA B&#;lb&#;ller D&#;ğ&#;n Eyler DIPTIS DIPTIS B&#;t&#;n Kadınlar G&#;zel Dıptıs Dıptıs B&#;t&#;n Kadınlar G&#;zel 7 B&#;y&#;leyen G&#;zlerinle AŞK PAYINI ALDI B&#;y&#;me Bebek AYNI ŞEHİRDE NEFES ALMAK BİLE BANA YETİYOR B&#;y&#;me Bebek Yıkıl… Bye Bye BİLSEM Kİ Cahil BİZİM &#;OCUKLAR Camız Dudaklım 8 BEST OF EMRAH Candan Sevmeli YARALI Bİ AŞKIN &#;YK&#;S&#; Canım KARA BU SEVDA Canım Canım G&#;LİZ AYLA Canımı Sıkma 8 3 CAYIR CAYIR Cayır Cayır KATAKULA KATAKULA Cehennemin Dibi CENNET Cennet DİNLE Cilvelisin LATİN TURCA -LATİN MEETS ORİENT BY MEHMET C. Con Los Anos Que Me Quedan &#;ABUK GEL ANNEM &#;abuk Gel Annem YUTAMAZSIN &#;ağırma MESAJ &#;ağırma Gelemem ANADOLU ATEŞİ &#;ağrı 8 Motive &#;akırkeyif AKŞAM SEFASI &#;akmak &#;akmak SENSİZLİĞE YANARIM &#;alımına Yandım MUCİZE &#;apkın YORUMCU &#;aresizim (Hicaz) ŞAKA GİBİ &#;atılmış Kaşlarınla PSİKOPAT &#;atlatırım Kara Bu Sevda &#;ayımda Şeker Olsan NENNİ &#;ekemedim Ak&#;a Kızın G&#;&#;&#;n&#; 8 76 9+9 &#;eribaşı SIKIYSA YAKALA &#;ıranı Yaktım SEN NASILSIN &#;YLEYİM &#;ikolata &#;i&#;ek G&#;L&#; SOLDURMAM &#;ok Ge&#; Olmadan VUR &#;ok &#;zl&#;yorum Seni Dinle &#;orbaya Taş Katanlar Var SABAHATTİN ALİ ŞARKILARI Dağlar ANLATAMAM Dağlara &#;ekilmiş 8 AŞKLA Daima KARA Dalgalar 8 VUR Dans Edelim GİTME DUR Dayan 67 'E MERHABA Dayan Ey Y&#;reğim ASLINDA Dayanamam SARI SARI-BAŞROLDEYİM Daye BIRAKIP GİDEMEM Değmesinler Bana SAHİBİNİN SESİ REMİX Değmez BET&#;L &#;AĞLAR Değmezsin BELKİ H&#;Z&#;N BELKİ DE AŞK Deli Gibi 8 SEN BENİMSİN Deli Y&#;rekli Yarim 8 AŞIKLAR DELİDİR Delilerin Delisi 5 ERKEKSEN Delisin G&#;N&#;NDEN TAŞINDIM Delisin Dolusun Barkod&#;:&#; SEN NASILSIN &#;YLEYİM Ders ANLAMIYORLAR Dersim D&#;rt Dağ İ&#;inde 41 R&#;ya Dertleri Zevk Edindim Full Percussion Full Rhythm (Darbuka) Desert Of The Rose 8 DEVAMI VAR… Devamı Var 41 R&#;ya Dilimi Bağlasalar DİNLE Dinle BİR DİLEK TUT BENİM İ&#;İN Direniyorum &#;&#;&#;nc&#; Gurbet Diyardan Diyara Sentez-i Muhabbet Doğa&#;lama AMAN Doğum G&#;n&#; Şarkısı 8 ANA DİLİM AŞK Doğum G&#;n&#;n Kutlu Olsun Oğlum BİR DEMET G&#;L Dokunmayın Bana SEN FARKLISIN Doludizgin EY AŞK Dolunay HERŞEYİN FARKINDAYIM Doyamadık Aşka AŞIKLAR DELİDİR Doyamadım Cano &#;5 &#;OK SEVDİM İKİMİZİ Doymadım Sana B&#;YLE AŞK OLMAZ D&#;n Dolaş 8 ŞİMDİ BEN D&#;neceğim CİVCİV (+ Amaan ! Boşver Remix) D&#;nemem 8 &#;ĞRENDİM D&#;nersem YANA YANA D&#;nme G&#;RD&#;N M&#;! D&#;n&#;ver 8 ANLATAMAM D&#;rt K&#;şeyi Dinledim 8 T&#;RK&#;LER Drama K&#;pr&#;s&#; Barcode:&#;8 Aşk İnsanı Değiştirir Dudaklarında Arzu DUDU Dudu 8 S&#;Z VER Duman Duman G&#;l&#;mse Kaderine Duman Duman 8 AH BU ŞARKILAR Dumraka &#;L&#;MS&#;Z AŞK Dur Orda Kalsın 8 AMAN Dur, Gitme, Kal 8 BEST OF EMRAH Dura Dura ZAMANIN ELİ Durulmalı G&#;N&#;L LİMANI Dut Gibi AŞK İ&#;İN Duvarımda AŞKIMIZ BURAYA KADAR Duy Duy DUYGUSAL Duygusal İNADINA (35 DERECE) Duyuramadım BAS GAZA D&#;ğ&#;n&#;n Varmış AŞK HİKAYESİ D&#;şman Gibi Yusuf Taşkın D&#;şt&#;m Yollara 5 SEN ALLAHIN BİR L&#;TFUSUN Efkar Sen Değmezsin Eftelya SEVİYORUM SENİ Eğer &#;&#; El Gibi Volkanik Par&#;alar Elbisemde Ond&#;rt Cep KARŞILIKSIZ SEVMEDİK Mİ Elde Ne Ceylanlar Varmış 8 LOKMAN Ele Eyvah Neler Oluyor Bize? Eli G&#;zel BİR DEMET G&#;L Elim Kolum Bağlı BİR DEMET G&#;L Elim Kolum Bağlı EYL&#;L Elimde Değil 8 SEN YOLUNA BEN YOLUNA Elin Diline Sakız Ederim GEL DE SEVME Elinden Geleni Ardına Koyma UTANMADIN MI? Eller Havaya Dinle Ellerin Kadınısın LEYLA Elveda O Şarkılar (Hakkı Yal&#;ın Şarkıları) – Elveda İstanbul 8 EX AŞKIM Elveda Meyhaneci İMZA En Doğru Zaman HİCAZ DOLAP Erkilet G&#;zeli 8 HER ŞEYE RAĞMEN Es 8 SIKIYSA YAKALA Es Ge&#; UNUTTUM SANMA Eşsiz Yalnızlık TECH BUKA Ethno (Bollywood Superstar) RABBENA Etme Eyleme EVET Evcilik Oynayamam EVET Evet EVET Evlenirmiydik YIKILMADIM Evlenmem SEVİN GAYRI Evlerinin &#;n&#; Mersin EX AŞKIM Ex Aşkım EY AŞK Ey Aşk KALPTEN KALBE Ey Gidi Koca D&#;nya YAĞMURA Y&#;R&#;YORUM Eyl&#;l Akşamı DUMAN G&#;ZL&#;M Ezberimsin İSYAN Fakir Gardaş DEVAMI VAR… Fark Etmez (Bastanak) DEVAMI VAR… Fark Etmez (Bastanak) BAK SEN Farkım Var HERŞEYİN FARKINDAYIM Farkındayım YALAN MI? Fatma AKİDE Fayton (Phaeton) DAYMAN Feen Raih (Club Mix) Bitanesinden Bitanesine Felek YARALI Bİ AŞKIN &#;YK&#;S&#; Fenalardayım &#;&#;&#;nc&#; Gurbet Feride MAVİ R&#;YALAR Ferman

YAZILARIM - SÖYLEŞİLERİM


HAYAL KIRIKLIĞI
Aklımdan geceni dudaklarına yazarken,
Yüreğinde bayıldım.
Baygın halde öyle hayallere daldım ki,
Hayallerimin kırılmasından korktum.
Bugüne kadar,
Ne kadar senli hayal kurdumsa hepsi kırıldı.
Ahmet Bağçe

PAPATYA VE SEN
Sonra seni gördüm geçerken yoldan.
Kırda papatyalar arasında sen.
Enstrüman çalan müzisyen gibiydin.
Gözlerine baktım,
Nazikçe tuttuğun papatyayı koklarken.
Sen papatya kokusunu.
Ben nefesinin kokusunu hissettim,
Ahmet Bağçe

Gökyüzünü maviye boyasan, gölgesin dökülen suda ıslanmayan vücut gibi olur. Tıpkı duygusuzun duyguları gibi.
Ahmet Bağçe

Aslında biz vakit geçirmiyoruz, önümüzden dönen dünyayla birlikte vaktin kendi geçiyor, biz yaşlanıyoruz.
Ahmet Bağçe

Üzülme arkadaşım hikâyemin yanlış yazıldığına. Akdeniz alışıktır tuzlu suya.
Ahmet Bağçe

Nasıl bir şey, özlemek mi? seni sevmek,
Yoksa sevmek mi? seni özlemek.
Aklında değilimdir belki, ama,
Ben bir eksiğim sen aklımdayken.
Çünkü sen her daim bendesin,
Gönlüm nefes aldığın her yerde gülüm.
Ahmet Bağçe

Gözlerim sözlerine değil, gözümden, gözünü kaçırdığında ağlar. Keza bulutlar birbirine yaklaşmadıkça ne elektrik yüklü şimşek çakar, nede gökyüzünde gürültü kopar.
Ahmet Bağçe

ADIMI SORDUĞUNDA DÜŞÜNMEZDİM
Sol tarafımda, geceleyin yıldızların ıpıl ıpıl parlamasını andıran, üzerinde güneş ışılarını yansıtan denizin, sağ tarafımda yeşil elbisesini giyinmiş dağın manzarası olağan üstü. Sahildeyim oracıkta kökünden sökülmüş bir ağacın üzerine oturdum ve dalgaların getirdiği yosunlara ve rüzgârın denize sürüklediği atıklara bakıyorum. Kumsala kadar uzaklardan gelen dalgaları ve dalgaların getirdiği atıkları, kaset bandı gibi bir birine dolanmış yosunları kaç kez saydım bilmiyorum. Kumlar arasında mürekkep balığı ve midye kabuklarını toplayan meraklılarını görmüyorum bile, sadece bakıyorum. Ne kadar zamandır oradayım farkında bile değilim. Kendime geldiğim bir anda hemen yanı başımda 80 li yaşlarda bir adamın oturduğunu ve beni izlediğini fark ettim. Saçları dağınık, üzerindeki elbise yamalı ama temiz, aksakalı oldukça uzamış, çok eskide olsa boynunda kravat takılı beyefendi bir adam bana, ben Baki, buranın garibanı Baki, ya! Sen dedi elini uzattı. Tokalaştık. Şaşkın bir halde yüzüne baktım. Ooo sen adını bilmiyorsun, senin adın yok mu? Dedi. Kendime gelerek şey tabi var tabi, adım olmaz mı, dedim. Sonra esperili bir tavırla, adım Kaan, beni, Kaan olarak çağırırlar dedim. Adım bana ait olduğu halde ben pek kullanmam, onu, yani adımı başkaları kullanır onun için hatırlamakta zorlandım, biraz durakladım, hatırlayamadığım ondandır dedim. Gülümsedi ve matematikle aran nasıl dedi. Neden böyle bir şey sordun dedim. Ne zamandır yanında oturuyorum, dalgalara ve arasında gelen atıklara pür dikkat baktığını gördüm muhtemelen de saymışındır. Bazen bende bakarım ve çokça da sayarım. Matematiğin iyiyse ve hafızanda güçlüyse ne kadarı dalga ve atık olduğunu bilirsin dedi. Bu sefer ben bey amca dedim, o kadar güçlü hafızam olsaydı, adımı sorduğunda düşünmezdim.
Ahmet Bağçe

Su öyle kirli akıyordu ki; Başladım şampuanla çitilemeye, bu defa köpürmeye başladı. Su dahi yıkanmayı sevmiyor.
Ahmet Bağçe

BAZEN SEN VE BEN
Öyle gizemlisin ki,
Kalbimde olmana rağmen,
Hayallerinle yaşıyorum,
Kayboluyorsun benden bazen.
Her rüzgâr estiğinde,
Her yağmur yağdığında,
Kokun geliyor dalga dalga,
Ve sarılasım geliyor,
Kokunu getiren rüzgâra
Sırılsıklam eden yağmura,
Geceye tutuklu kalan,
Bulutlara esir olan,
Ay’a ve yıldızlara benzetiyorum seni bazen,
Kayboluyorsun zaman zaman,
Ama yüreğimde taşıyorum seni her an.
İşte o zaman ben,
Hislerimin içine dalıp kayboluyorum,
Kadehlerimde paylaşıyorum özlemini.
Ahmet Bağçe

GÖZYAŞLARIM
İşlediğim suç beni kahrediyordu. Bu sucumu biriyle paylaşmak ve rahatlamak istiyordum. Evde yalnızdım ve içerinin havası çok soğuk, dışarıda sisliydi. Ben yalnızlıkla ve kendime cebelleşiyordum. İşlediğim suç beni daha da yalnızlaşmaya itiyor ve korku içine sokuyordu. Bir karar verdim, sucumu birine anlatmalıydım. Bu nedenle önce yerimden kalktım, ilerideki kanepeye oturdum. Oda kapısı aralıklıydı ve yanımda bir gölge oluştu. Gölge sahibini görmedim ama bir oturanın gölgesiydi bundan emindim. Gölge ve ben epey bir süre oturduk. Sonra ben gölgeyle konuşmaya başladım. Öyle çok şeyler anlattım ki, anlattıklarım içinde işlediğim sucumu dahi söyledim. Gölge sessizliğini bozdu ve dedi ki, sen o sucu işlerken yani ona karşılıksız gözyaşı dökerken bir gören oldu mu? Evet dedim. Bir gören oldu. Hem de, bana her daim gözyaşlarımı hatırlatacak ve tekrar tekrar o anı yaşatacak biri gördü dedim. Dedi peki kimdi; Ben tanırmıyım? Dedim evet tanırsın. O kişi, biri ben, diğeri gözlerim, şimdide gölgem olan sen.
Ahmet Bağçe

En büyük cahillik, cahillerin içinde cahillik etmektir.
Ahmet Bağçe

Şanslılığın yâda şansızlığın anası kişide oluşan meraktan başka bir şey değildir. Merakı olmayanın şansıda olmaz.
Ahmet Bağçe

Gövdeyi taşımak zorunda kalan ayakların yüzü hep yere bakar.
Ahmet Bağçe

Senden, sevgime karşılık beklemek, güneş içinde su aramak gibidir. Benden sana aşk, senden bana ateş fışkırıyor.
Ahmet Bağçe

BEN BAZEN
Bazen sayfalarca yazarım,
Bazen kısaca anlatmak isterim duygularımı.
Özlediğinin trenden inmediğini izler gibi.
İnanırım bir gün dolacak derim boş yüreğime,
Ve sonra boş bakar dolu ağlarım hayallerime,
Bilirim bulutlar ağlamadıkça kuyuların dolmadığını.
Ahmet Bağçe

GÜN BATIMI
Bir başka güzeldir gün batımında güneşin denizle birleşmesi,
Aşk ve özlem sarar bir başka yakar kadehinde hasret içmiş sevgililer.
Akıl dağılmışken, yürekten gelen yanmalarla, gözler farklı ağlar,
Sonra gönül teselli edince, silinir göz yaşlar, hüzne çizgi çeker.
Ahmet Bağçe

Gökkuşağı ikimizin üzerinden geçsin isterim. Belki yağmurun güneşe olan hüzünlü aşkını birlikte izleriz.
Ahmet Bağçe

Beni sev, de. Ama bana âşık ol deme. Çünkü ben âşık olunca ölmüyorum, aşkımın kölesi oluyorum.
Ahmet Bağçe

ÖYLE GÜZELSİN Kİ
Seni düşünüyorum, karanlığımda yıldızları izlerken,
Kokunu hissediyorum rüzgârın esintisi içinde,
Ardından giderek çoğalan hayallerin,
Sonra dalga dalga özlemin geliyor ziyaretime,
Öyle güzelsin ki.
Hayalini kalbimde taşımaktan yorulmuyorum.
Ve ruhum seni izliyor,
Önce sessizliğimi bozan kapı gıcırdamasını,
Sonra sesini işitiyor gibi oluyorum,
Tıpkı hayalinle birlikte seyrettiğim aşk filmleri gibi.
Ahmet Bağçe

Hayat, kimilerine hayat verirken, kimilerine ders verir. Sınav soruları hep aynıdır cevaplar nedense keşkeler de kalır.
Ahmet Bağçe

Resimler çekildiği gün değil, yıllar sonra bakıldığında heyecan verir.
Ahmet Bağçe

Tecrübelerin yok olduğu, sevdiklerinin kaybolduğu ve tükenip, yalnızlığının doğduğu gündür insanın doğum günü.
Ahmet Bağçe

ARVADDAKİ ZEKAYA
Ağşam gayfeden eve gelen adam arvadına ne yiyeciğik gurtlar kimi acım diyi. Arvadı boon yimek yapmadım, dünkünle idare et diyi., herifde arvadına böön gaç gapı gezdinde yemek memek yapmadım gızz avrat sana gurtlar gibi acım diyom diyi. Arvadı sen gadar gezmedim diyi, herif, ben bii gayveye gittim ne gapısı ben senmiyim diyi. Avrat o vakıt hele şuna baak. Gayveye gelenler gaç gapıdan geliyi hadi dii bagayım diyi. Arvaddaki zekaya baak.
Ahmet Bağçe

ESİNTİ VE SEN
Önce pencereden gelen esintin,
Ardından giderek çoğalan hayalin,
Sonra içime dalga dalga sinen kokun,
Beni sarhoş ederken,
Özlemin buharlaşıyor,
O an yanımda hissediyorum seni.
Ve anılarımızı dinliyorum şarkılarda.
Ahmet Bağçe

Hayat doğumla başlattığı yaşama geleceği ikram ederken, bonkör davranıp, elindeki sıfırı gösteren bir süreçtir.
Ahmet Bağçe

Hasmını affedenle, öfkelenenin ailelerinin ödediği bedel aynı değildir. Affedenin bedeli zafer diğerinin ki kederdir.
Ahmet Bağçe

ANLADINMI
Sonra dedim ki, ateşimi söndürürsün,
Hızımı kesersin ama,
Umutlarımı söndürmeye gücün yetmez.
Gözlerim sözlerinle değil,
Gözünü gözümden kaçırdığında ağlar.
Keza bulutlar ağlamadıkça yeşillikler gülemez.
Ahmet Bağçe

İntikam hırsı, köz gibidir. Kıvılcımı sıçramaya görsün. Kendini de yakar çevresini de.
Ahmet Bağçe

Balta, düzeneğine takılan odunu, sap olarak taşımak zorundadır.
Ahmet Bağçe

Ev yapımı bir aşkla seviyorum seni, çünkü mayalanmış aşkın kabartıyor yüreğimi.
Ahmet Bağçe

İnsanların bakışları mutlulukla alakalı olmalı. Yaşanmışlarla vaktini harcayanlar, üzerine pislik birikmiş akıntısı altında durgun su gibidir.
Ahmet Bağçe

Yaşam içinde başa gelenleri düşündükçe, hayat sınavımız uykulu geçiyor ve yaşamın sorularına cevap veremiyoruz.
Ahmet Bağçe

KAPAĞIN ÖN YÜZÜ
Özlem kadar iç yakan bir his varmıdır?
Resimlerine aşk ile bakmak hayal istasyonunda.
İçinde canlandırdığın sevgili birazdan gelecekmiş de,
Kavuşacakmış gibi beklemek,
Ellerinden tutmak ve sarılmak isteğiyle heyecanlanmak,
Ne kadar dolu kapağın ön yüzü değil mi?
Ama kapağın öbür yüzü boş, oldukça sade bir çizik bile yok.
Dokunamamak var, sarılamamak var ve öpememek var.
Hayatın en zor dönemi yaşanır hüsranla o istasyonda.
Ahmet Bağçe

Bazen aşkın çarpıp geçer de, bende bir baygınlık olur, işte o an aşkının plakasını almak aklıma gelmez.
Ahmet Bağçe

Sevginin güzelleştirmediği insanların içi saman, dışı ot, başları dumanlıdır.
Ahmet Bağçe

Issız bir yolda kendini yalnız hissediyorsan, yalnız değilsin, sana eşlik eden bir gölden var.
Ahmet Bağçe

Aşk, zaman kaybıdır. Delemediğin kalp için, dağları delsen de yorulacak olan kendi kalbindir.
Ahmet Bağçe

Kin, öfkeyi tetikleyen bir eylemse, kibir her ikisinin mıknatısıdır.
Ahmet Bağçe

Arkamdan gelsen sen olduğunu bilemem, önümden gitsen göz göze gelemem, yanımda git ki, el ele tutuşup yürüyelim.
Ahmet Bağçe

Neden, bana âşık oldun dersen meraken, aşırı güzelliğinden derim cevaben.
Ahmet Bağçe

SİLME
Silme gönül defterimden sevgini,
Kolay olmadı seni içime yazmak,
Kâğıt yerine kalbimi,
Kalem yerine gözyaşlarımı kullandım.
Seni yazdım kalbime.
Kalp atışını sol yanıma koydum,
Aşk acını duygularıma,
Ve gizlendim dinlediğin şarkılarda.
Ahmet Bağçe

Tek kişiyle uğraşanın, çok kişiyle uğraşmasına, ne gücü yeter, nede zamanı.
Ahmet Bağçe

PENCEREMİN CAMLARI
Sen her sokağa çıkışında,
Camın renginden önce seni görürüm,
Penceremim camları, rengini belli etmeden,
Senin örgülü saçlarını, buğulu gözlerini,
Tombul yanaklarını gösterir,
Ve okur bana olan duygularını.
Ahmet Bağçe

Beyinde fırtınaların kopması tesadüf değildir. Her olay, beynin fırtına koparmasına zemin hazırlar.
Ahmet Bağçe

Yarın akla gelmez, yarın denir geçilir o zihinde yarındır ama yarın dün olunca içindeki anılarından ötürü unutulmaz.
Ahmet Bağçe

Madem çok güzel yaratmış seni yaradan, güzelliğine aşk sözleri dökülecek ağzımdan.
Ahmet Bağçe

Duygusuzluktan çıkıp duygularımın buyur ettiği bir misafirhanedeyim şu an, kalbini ikram etsen de hayır demem.
Ahmet Bağçe

Tepelerde çınarım deyu salınıp böbürlenme. Her nerede olursan ol, kökünde muhtaç, gövdende muhtaç toprağa.
Ahmet Bağçe

KÜL OLDUM
Nasıl yandıysa bu gönül aşkın ateşinde,
Közler arasında kül oldu bu yürek.
Ve en büyük korkum!
Arıtılmış su gibi temiz olan aşkımı,
Ruhuna üflemeden ölmek,
Ahmet Bağçe.

Gölgesini büyütene destek veren, başkalarını güneşten eder.
Ahmet Bağçe

DÜŞÜNEN İNSAN
Neden düşünürken kaşlar çatık, dalgın bakar insan. Çünkü düşünen insan olmasını istediği şeyin hayalinde veya kaybettiği bir değeri bulma peşindedir. Endişesi vardır, kim kaybettiği değeri gülümseyerek arar. Tabiî ki endişeyle arar. Onun için düşünen insan kavramını bulunca gülecektir.
Ahmet Bağçe

Felsefe düşünmeyi, düşünme hayatı, hayatta içindeki oyunları öğretir.
Ahmet Bağçe

Hayat bir oyundan ibarettir ama kader oyunu bozunca hayat kısmen oyundan çekilerek sahada olma fırsatını kadere bırakır.
Ahmet Bağçe

Mevsimler bir birini takip ederken, unutmuşlar özlemi. Oysaki, ben sana sarılamayacak kadar ayrı kalmaya tahammül edemem, özlerim seni. Benden bir nefes kadar dahi uzaklaşma. Gönül aşktan uzaklaşmaya rıza göstermez.
Ahmet Bağçe

Sen akan dereye tepeden bakarken,
Akıntıya kapılıp gitmeyen görüntünü gördün mü?
İşte o akıntıya rağmen,
Akıp gitmeyen görüntün kadar sadık sana olan sevgim.
Ahmet Bağçe

Dolaşırken gül bahçesinde,
Bir güle takıldı gözüm.
Bir kalp vurdu biçere gönlümü,
Paramparça oldum, dağıldım ben.
Ahmet Bağçe

BAZEN
Bazen umut doluyum, bazen kederli,
Konuşurum bazen içimdeki saklı aşkınla.
Her yağmur yağdığında bir aşk yaşarım,
Rüzgarın getirdiği mis gibi kokunla,
Şarkılar söylerim, sımsıkı sarılırım hayaline,
Dans ederim yorulurcasına.
Otururum, dalarım bazen,
Kuytu bir köşede gölgesine küs çocuk gibi,
Dakikalarımı veririm, uzun uzun bakarım,
Cebimde taşıdığım siyah beyaz resmine,
Ve birde, zihnimde taşıdığım hayaline.
Ahmet Bağçe

Yalnızlığımı yaslatacak bir omuz olmadığından, ıssız sokaklardaki benim kalabalıklığım.
Ahmet Bağçe

YENİDEN SEVİYORUM
Ve farkına varınca anladım ki,
Ben hep seni düşünürken ağlıyorum.
Çünkü aklıma her geldiğinde,
Seni yeniden seviyorum.
Birde, zihnimde senin özlemin olunca,
Gözlerim ayrılmıyor pencereden,
Avuçlarım birbirine kenetleniyor,
Terliyorum, sabrım taşıyor heyecanım artıyor.
Ahmet Bağçe

İlim seyahate çıkınca, zulüm misafir olur.
Ahmet Bağçe

RÜYAMADA GEL
Bir anda bahar görmeyen güz gülü gibi açtın,
Duygularıma vitamin, kalbime çarpıntı,
Soludukça, soluğuma nefes oldun.
Ve ben içimde açmana izin verdim gül çiçek.
Kafamı yastığıma koyduğumda aklımda sen,
Sabah gözlerimi açtığımda aklımda gene sen.
Kapat gözlerini, yokla zihnini varmıyım sende ben,
Aklıma takıldın, yarınlarım oldun, rüyama da gel.
Ahmet Bağçe

SENİ DÜŞLÜYORUM
Yine geldin hayalime sessiz gecelerimin eylülü,
Bulutların ardında dünyasına göz kırpan yıldızlar gibi,
Ve seni düşlüyorum, bana ruhunu getiren şarkılarda,
İçim titriyor saz ahengini, ney sesini dinlerken.
Hayalin, sensizliğin acısını, yalnızlığımı körüklüyor.
Duvardaki siyah beyaz resmine kayıyor gözlerim,
Resmin bana, ben resmine bakıyorum aynaya bakar gibi,
Dilim adını heceliyor, hasretini sayıklıyor yüreğim.
Ahmet Bağçe

Kalem doğrudur, ama eğriyi çizende, virgülü yazanda kalemdir.
Ahmet Bağçe

Dinlemek istemiyorum şarkıları, gurbeti yaşatıyor bana. Gurbeti aradan çeksem ayrılığın giriyor sol yanıma.
Ahmet Bağçe

Sana giden yol, ne kadar uzun ve yorucu olsa da, sonunda, sen varsın ya! Ben o yolun tozunu alırım.
Ahmet Bağçe

SIR GİBİ
Nasıl gerçekleşir ki muradım,
Sır gibi sana olan aşkım.
Bir gün yeşerecekse bana sevgin,
Senin için toprak bile olurum.
Dudaklarındaki tebessüm,
Sana has kokun ruhumun derinliğine gelirken,
Bana da bir sarhoşluk gelir.
Hasretinin, özleminin, sarhoşu olurum.
Ahmet Bağçe

Eğilirsen özgürlükten, dik durursan baştan olursun.
Ahmet Bağçe

ŞİİRLER YAZSAM
Bir sızı var şu tarafımda,
Ama nedenini bir sana anlatamam.
Kalp atışını da hissettiremem ki,
Çünkü adı konmadı daha.
Şiirler yazsam sayfalarca,
Aklıma gelmez güzel cümleler,
Gönlüm de bende değil sende,
İşte bu yüzden hayatım gece ve sessiz.
Senin için esiyor yüreğimdeki ılık rüzgâr,
Senin için geliyor tekrarından bahar.
Okyanusun dalgaları gibi içimdeki dalgalar,
Senin için köpürüyor gönlümde ki, duygular.
Ahmet Bağçe

SES VER
Zaman seni bana saklamış,
Gelecek diye hüzünlü güler yüzüm,
Günü arayan gece gibi arar seni gözlerim.
Buruk sevincimden,
Birkaç kelime yazdı sana kalemim,
Dokundu mu yüreğine, hissettin mi?
Yoksun, aradığım hiçbir yerde,
Neredesin ses ver hicran dolu yüreğim.
Ahmet Bağçe

YENİ YIL VE SEN
Giden yıldan biraz farklı bu yıl,
Aklım, adını yazıyor zihnime.
Gönlüm hayalinin resmini çizerken,
Yıldızlar arasında seni arıyor gözlerim.
Ve seni ezber ediyor duygularım,
Her ne kadar sensiz girsem de yeni yıla,
Diğer yarım sende diyor içimdeki baharım.
Seni hissediyor boşlukta dolaşırken ellerim.
Bugün yarına kürek çekerken mavi sular da,
Diyorum ki; senin olsun bulutsuz gökyüzü gelen yılda.
Ahmet Bağçe

O ZAMAN ANLAYACAKSIN
Senden beklediğim aşk,
Benim gözlerimde ismini okuyunca,
Belki bu sabah doğacak,
Hiç yanmadığı kadar yanacak belki kalbin.
Yanan yüreğinin külleri savrulurken,
O zaman anlayacaksın,
Havalara savurduğun,
Sevgimin Küllerinin kıymetini.
Ahmet Bağçe

Sık sık gönlünü aydınlatan bir düşüncen veya duygularında bir mutluluk esintisi oluşuyor da içinden şarkılar söylüyorsan, bil ki; Hayat bir gün seni dansa kaldıracaktır.
Ahmet Bağçe

Zirvedeki hiçbir tepe akıl ile boy ölçüşemez. Büyüyen akıl karşısında yüksekler alçak kalır.
Ahmet Bağçe

KÜSÜYORUM ARADA
Sen gönlüme düştüğünden beri,
Okyanusuna akıyorum kıyıdan kıyıdan.
Bir kolum hasretini,
Diğer kolum özlemini yüklenmiş,
Hayalini taşıyorum omuzlarımda.
Ve bana hayalin yetmiyor,
Seni gerekiyor, nefesin gerekiyor.
Bana bakan gözlerin gerekiyor.
Uzanıp dokunamadığım,
Okuyup bitiremediğim romanım,
Göz kapaklarına gizlenemediğim,
Esirgeme benden gülüşünü,
Ben seni önce hayal ediyorum,
Sonra hayaline sarılıyorum,
Düşüncelerimi, duygularıma katıp ağlıyorum,
Ve sonra gece barışana kadar küsüyorum sana
Ahmet Bağçe

VEDA EDEN SEN DEĞİLSİN
Çınar ağacının arkasında bir gölge belirmişti,
Az sonra gölgenin ardından sen göründün.
Yanaştın bana doğru yavaş yavaş.
Çok üzgündün ve yağmak üzereydi gözlerin.
Saçlarını arkaya attın ve ellerini omuzlarıma uzattın,
Sarıldın sımsıkıca.
Kısık bir sesle,
O kimdi dedin,
Az önce sana bir paket veren kimdi diye tekrarladın.
Gözlerimi önüme eğerek eski bir arkadaştı,
Bir zamanlar buluştuğumuz bu yerde beni görmek istemiş dedim.
Neden dedin.
Benimle burada görüşmek istemesi şu mektuplar içinmiş,
Vaktiyle ona gönderdiğim mektuplar içinmiş dedim.
O zamandan beri sakladığı mektupları bana iade etti,
İade edilmesi gereken mektuplar için dedim.
Çünkü evleniyormuş,
Üzüldün mü? Dedi.
Tabii ki değil,
Veda eden mektuplarımdı neden üzüleyim dedim.
Eğer veda eden sen olsaydın o zaman şuracıkta yığılırdım,
Hele ki, veda eden de sen değilsin dedim.
Bir renk geldi yüzüne.
Bana sarıldın sıkıcasına.
Sonra göz göze geldik,
Bakışların o kadar samimiydi ki;
Samimiyetin ıslak dudaklarından okunuyordu.
Ahmet Bağçe

YAĞMURUM
Çölde baharmısın sen,
Yoksa buluta sıkışmış havamı?
Aralıksız yağan yağmur gibi
Ruhuma yağarsın,
Duygularımı ıslatan yağmurum.
Gözlerin gözlerimde,
Yüreğin yüreğimde,
Her zerreni saklarım içimde bir yerde.
Ahmet Bağçe

SENDE YAZ
Ne güzel bir duygu seni sevmek,
Güneşli ve deniz havalı yaz günü gibi.
Aşkımı güneşe yazdım,
Doyumsuz sevgimi yıldızlara ışınlasın,
Gökyüzüne yazdım bulutlar kıskansın,
Denize yazdım dalgaları kumlara anlatsın.
Ahmet Bağçe

YÜREĞİME GİR
Baktım penceredesin,
El salladım, bulutlar selam verdi,
Sen kaçırdın gözlerini benden.
Gökyüzü şahit oldu,
Sonra bulutlar ağladı, ben ağladım.
Gözlerimde dolaşma, yüreğime gir.
Hem de öyle bir gir ki,
Ayrılamasın bir daha senden.
Mümkün olmasın Vazgeçmek.
Eğer senden vazgeçerse bu yürek,
Hikâyemi yaşamaktan olurum.
Ahmet Bağçe

AŞK YAZISI
Sana duygularımı açıklayamamıştım,
Bu yüzden hep gözlerindeydi gözlerim.
Çünkü gözlerinden okuyordum,
Bana karşı yüreğinin dolu olduğunu.
Bir an ellerimden tutarak sus ve dinle demiştin,
Kekeleyerek ve soluk soluğa,
Bende sana boş değilim.
İşte o zaman fırlayacak gibi olmuştu yüreğim,
Bulutlar bir araya toplanmıştı gökyüzünde,
Ortak olmuşlardı sevincimize,
Onlarda başlamıştı ağlamaya,
Gözyaşlarımız karışmıştı bulutların gözyaşlarıyla,
Nasılda ıslanmıştık değil mi?
Aşk yağmurları altında.
Ve o zaman anladım gözlerdeki aşk yazısının,
Bu kadar güzel bir duygu olduğunu.
Ahmet Bağçe

DAĞILDIM
Ne çok ağladım ardından,
Duygularım, sana aktı gözyaşlarımla.
Yine kar düştü gönül bağıma,
Kapandı kalbine giden yollarım.
Kayboldum hasret çığının altında,
Sızım sızım sızlattı özlemin yüreğimi,
Ve sonra dağıldım dinlediğim şarkılarda,
Sitemimi yazdım aşk duvarının üzerine,
Eski bir yanılmışlığım, eski bir öfkem,
Hiç mi? aklına gelmedim diye.
Ahmet Bağçe

Her zaman özne olmaz insan, fiilde olur bazen. Hayat içine çektiği gibi, içini de çeker insan bazen.
Ahmet Bağçe

SON YAĞMUR
Gözlerini güneşe benzetirim,
Hele gülüşünü gördükçe gözlerim,
Tek noktaya bakar, güneşe âşık çiçek gibi,
Ve her kayboluşunda kararır yüreğim.
İşte o zaman içim daralır,
Sabahı bekleyen gece gibi.
Sonra hüzün dolar antika bardağım,
Seni içerim yudum yudum.
Hayal ederken seni,
Islanırım, içim geçer,
Buruk bir tebessüm ederim,
Çünkü her zerren yüreğimde son yağmurum.
Ahmet Bağçe

O kadar çok düşmanı olan insan, kendisiyle barışık olmayan cahil insandır. O gibiler ruhen yalnızdır ve yalnız ölür.
Ahmet Bağçe

Tabağın dibi sıyrıldıkça kalan yemeğin tatlandığı gibi ilerleyen yaşta dünyanın tatlanışı.
Ahmet Bağçe

DERSİMİZ BİYOLOJİ KONU BURUN
Biyoloji öğretmenimiz, insan vücudunu anlatıyordu. Başımızda bulunan kulak, burun, göz, ağız gibi organlarımızın ne işe yaradığını anlattı ve konuyu anlayıp anlamadığımızı bilmek içinde bana işaret ederek söyle bakalım, başımızdaki burun ne işe yarıyor dedi. Dedim hocam başkalarının burnunu bilmem ama benim burnum nezle olmaya yarıyor.
Ahmet Bağçe

Dört duvarı yıkık kapıyı adamdan sayarsan, daha çok kar yağar üstüne.
Ahmet Bağçe

Zaman beni sana getirdi de, sen zamanı değerlendiremedin. Bu yüzden yıllarca bulutların gölgesindeki yalnızlığım.
Ahmet Bağçe

Soğumuş havayı, buzlanmış sabaha bırakan kış geceleri gibidir hayat.
Ahmet Bağçe

Sen, istediğin kadar havalara gir. Aşkımı havada bırakmayacağım, yüreğinde eriteceğim yağ gibi.
Ahmet Bağçe

SEVDANI UYUTACAĞIM
Esme bulutlarımın üzerine bu gece.
Hasretin yağacak çorak aşkımın üzerine.
Gözlerim dilediğince ağlayacak gönlüme,
Yüreğimde sevdanı uyutacağım bu gece.
Bakışlarında huzur aksın gözlerimin demliğine,
Aşkını demleyeceğim, demliğimde bu gece,
Sevdanı içeceğim gözlerim gözlerindeyken,
Hayallerinle sohbete dalacağım bu gece.
Ahmet Bağçe

BU GECE
Benim yerime de okşa ellerini,
Benim yerime de dokun tenine,
Sil ıslak dudaklarını benim yerime,
Aynaya bak benden gizlediğin gözlerine,
Gönülden istediğim,
Gönlümden geçirdiğim,
Benim yerime de sev kendini,
Özlemin doruk noktada bu gece.
Ahmet Bağçe

DARILDINMI
Nasıl oldu da kırıldın,
Sadece göğsüme bastırmıştım seni.
Gözlerine bakmak, tenine dokunmak,
Islak dudaklarını kurutmak,
Kokunu hissetmekti arzum.
Gökyüzü gibi bakan gözlerine,
Şiirler yazmaktı amacım.
Ahmet Bağçe

BİTMİŞ HİKAYE
Güneşin batışında duyulan hüzünden,
Doğuşunu, istememek gibi oldu ayrılığımız.
Tükendim silgi gibi, seni yüreğime yazıp silmekten!
Eğrilerimi doğrultmaya çalıştıkça;
Doğrularımdan da oldum sayende.
Başlangıçta pembe olan haritamız,
Nedendir bilmem, anlamsızca siyaha büründü birden,
Şimdi bitmiş hikayenin özeti gibiyiz.
Ahmet Bağçe

SENDE ERİYORUM
Kar tanesi gibi yere iniş yaparken,
Bir anda kendimi yüreğinde buldum.
Ve şimdi eriyorum.
Göz göze gelmekten,
Erimiş halimi görmenden korkuyorum.
Diyorum ki, tekrar yüreğine düşeceğimi bilsem,
Kar tanesi olmak için buharlaşmayı göze alabilirim.
Dahası güneşin önüne geçip,
Gözlerine gökkuşağı da olur,
Adını gök kuşağının renklerine yazarım.
Ahmet Bağçe

Senin bana neler verebileceğin değil,
Sensizlikten vazgeçebileceğim önemliydi.
Ve şimdi hayallerimden de oldum.
Endişe etme istenmediğim yürek de,
Kan olup dolaşmam.
Ahmet Bağçe

HATIRLARMISIN
Hatırlarmısın istasyondaki palamut ağacını,
Hani altında, sarı kurnalı çeşmeyi hatırlarmısın.
Ne zaman uğrasak, avuç dolusu su içerdin.
Biz akıyor derdin, aşkımız akıyor, sen akıyorsun derdin.
Sen çeşmemiz dediğin kurnadan kana kana bizi içerken,
Ben yanaklarındaydım, gül açıyordu gamzelerin,
Baş başaydık, göz gözeydik sonsuz hayallerimizle,
Koşardık elele oradan oraya ağacın etrafında,
Aşk diye bir şey vardı aramızda, senin gözlerindeydi gözlerim.
Bugün yolum düştü uğradım yıllardan sonra o ağacın altına,
Baktım gölgesine gizlenmiş ikimizden kalan hatıralara,
Yaprakları kurumuş belli ki çok susamış.
Suladım kana kana ağacımızı gözyaşlarımla.
Ahmet Bağçe

YANLIŞIM
Hiç beklemediğim anda,
Yıllardır içinde yaşadığın yüreğimden,
Anılarımla, beni yalnızlığıma bıraktın.
Umutlarımı, umutsuzluğa döndürüp,
Hüzün dolu hikâyenin içinde mahkûm ettin.
Yutkunuyorum, sesim kısık konuşamıyorum,
Gözyaşlarım sende, ağlayamıyorum.
Ve sen çığlıklarımı duymuyorsun bile,
Çünkü tıkalı kulakların.
Karşımda değilsin,
Gözlerimdeki serüveni görecek gözlerin bulutların ötesinde,
Anladım ki sen benim yanlışımmışsın,
Ahmet Bağçe

Ne zaman eridi dağ gibi yıllar,
Hani nerede baharlar, kışlar yazlar.
Bitmez gibiydi o fırtınalı günler,
Sessizce gitti bize kaldı anılar.
Ahmet Bağçe

ÖYLE SANDIM
Sessizlik ağlar içimde,
Bazen de sessiz çığlık atar,
Vakitsiz sevdim diye,
Hayat seninle yaşanır sandım,
Aldatmışsım meğer kendimi.
O kadar yüz görmedim ki;,
Kaşımı kaldırsam gökyüzünü,
İndirsem yeryüzünden başka..
Ahmet Bağçe
.
Ona gül dedim
Dedi hani dikenim,
Peki, batan neydi,
Neden dağlandı yüreğim.
O sana sunduğum kederimdi.
Ahmet Bağçe

GÖZLERİNE SORDUM
Seni gözlerine sordum,
Ok gibi kirpiklerin kapandı.
Kurumuş dudakların büküldü,
Sarmak isteyen kollarım boşta kaldı,
Birde gözlerinin içinde aradım,
Orada buldum, sımsıkı sarıldım,
Ve seni gözümün içinde sakladım,
Mühürledim titreyen dudaklarını.
Bana gülümsedi,
Gözkapakların ve dudakların.
Şimdi göz gözeyiz,
Islanıyor büzülmüş, kurumuş dudakların.
Ahmet Bağçe

RAHAT OL
Nicelerini önüne katıp götüren sel,
Seni yüreğimde bıraktı.
Güvendesin rahat ol.
Güzelliğinden boğulsam da,
Seni sele bırakmam.
Ahmet Bağçe

BEN ONSUZ
Üzülme be yüreğim,
Bak ben üzülüyormuyum.
Onun kalbi seninleydi,
Bende ona âşıktım.
Biliyorum, birlikte atıyordunuz,
Kan fışkırtıyordunuz beynimize,
Ve biz oralı olmuyorduk,
Aşk oyunu oynuyorduk birlikte.
Ya şimdi,
Ben onsuz, o bensiz,
Canım çekiliyor gibi,
Yavaş yavaş ölüyorum sanki.
Ahmet Bağçe

Bakışlarımızın esareti altında, aşkımızın özgürlüğü var.
Ne zaman göz göze gelsek aşkım bayram sevinci yaşar.
Ahmet Bağçe

Seni bulduğumda kendimi çölde sandım,
Sana kana kana baktım.
Çünkü bir damlacık suyun kıymetini çöl bilir.
Ahmet Bağçe

Hasret içindeki yüreğime,
Komşu olan yalnızlığım.
Gözyaşı ikram ederken,
Kaybolan tüm umutlarımın,
Karamsarlığını çiziyor.
Ahmet Bağçe

Gülerken yüreği ağlayanların mendili kurumaz.
Ahmet Bağçe

İŞTE ÖYLE
Çok seversin, ama değer verdiğin sevgili,
Tablodaki resme yorumsuz kalan biri gibi bakar ya!
Sende bana öylesin.
İşte bende sana karşı duygularım körelmesin diye,
Aşkımı gizledim, söyleyemedim.
Ahmet Bağçe

KALEMİM AĞLATTI
Kalemim ağlatmasaydı,
Bulutlara kaşlarının,
Gülen gözlerinin,
Tebessüm eden dudaklarının
Ve pembe yanaklarının resmini de çizecektim.
Ancak yüreğime çizdiğim,
Hasretinin resmiyle,
Avunur bu gönül.
Ahmet Bağçe

Güneşin doğuşunda değil, batışında nice umutlarımın karanlığa gizlenmesine hüzünlenir bu gönül.
Ahmet Bağçe

BAKIŞIN YETER
Yok, istemiyorum başka bir şey,
Senin gözlerin, sıcak bakışın yeter.
Göz göze gelelim, Mırıldanalım kulaklarımıza yavru kedi gibi.
Sen, beni sevdiğini söyle, bende âşık olduğumu söyleyeyim sana.
Uzak bakmayalım birbirimize,
Uzaklar, Mumu söndüren,
Ateşi harlayan rüzgâr gibidir,
Hayalleri artırır, yok eder sevgileri, söndürür aşkları.
Ahmet Bağçe

ÖZLEMİN VAR
Sen maviler içindeyken,
Gökyüzünü bulut sanırım.
Aklımdan çıkarırım masmavi denizi,
Gitmez gözüm başka bir göze.
Sapmam yüreğime giden ezberimdeki yoldan,
Çünkü sevginden çok özlemin var içimde.
Kaybetmekten korkarım seni,
Hayalini daha çok severim diye,
Ahmet Bağçe

ZORMU
Sevmek bu kadar mı zor?
Aklım seninle, kalbim seninle,
Bense kendimde değilim.
Dalından kopan yaprak gibi,
Düşeceğim yerin krizi içindeyim,
Kalbinde değilsem neredeyim ben.
Aklımın bir ucu sende,
Bir ucu bende,
Laf taşır gidip geldikçe.
Olamadık bir türlü,
Hani kıskandığım şu sarmaşık gibi.
Ahmet Bağçe

Zamanla paslanan beynin kalayı akıldır.
Ahmet Bağçe

DÜNYAMSIN
Elini her tuttuğumda,
Yerinden fırlar diye,
Kalbimi de tutuyorum,
Nefesimi aldığım sen,
Vazgeçilmez dünyamsın benim.
Ahmet Bağçe.

KİTAP GİBİSİN
Hani o gün hoşça kal demiştin ya! Bana,
Hoşça kal dediğin sözün,
Yüreğime öküz oturmuş gibi olmuştu.
Gidişin, sanki gelmeyecek gibiydi.
Sen, birçok problemi içinde barındıran,
Kitap gibisin.
Aşkını çözdükçe,
Bir sonrakini çözmekten haz alıyorum
Ahmet Bağçe.

Mavilerde buldum seni,
Yüreğime koydum seni.
Baktım çimen gözlerine,
Ovdum pamuk ellerini.
Ahmet Bağçe

Diyeceklerim olur bazen susarım,
Bilemesin neden suskun olduğumu.
Sakın şaşırma sana öyle baktığıma,
Beni hissiz ve duygusuz sanma,
Kaçırdığın gözlerini yakalamakla meşgulüm.
Ahmet Bağçe

GÖZ GÖZE GELİRSEM
Seni çok net görebilmem için,
Çek gözlerindeki perdeleri,
Aşkın aşk olabilmesi için,
Göz göze gelirsem eğer,
Küllediğim duygularımın,
Küllerini üfleyip,
Aşkımı yeniden harlayacağım.
Ahmet Bağçe

Duygularda misafir olan mutluluk uzun süreli değildir. Kısa süreli olan mutluluğun kalıcı olabilmesi için hayatınızdaki yaşamınızı mutluymuş gibi yaşayın ki; Üzülmeyin.
Ahmet Bağçe

Varılacak yolun sonu, dönülecek yerin başlangıcıdır.
Ahmet Bağçe

Kurumadan yananın dumanı boğar. Yanmak için önce kurumak gerek.
Ahmet Bağçe

Uyuyana, neden uyuyorsun, uyanana nede uyandın demem. Uyuyanı uyutan, uyananı uyandıran bir sebebi vardır.
Ahmet Bağçe

KEŞKE
Keşke bana bu kadar içten bakarken,
Gözlerimin mutluluğunu gösteren,
Bir fotoğrafım olsaydı.
Çünkü gözlerim, gözlerindeyken,
Duygularımın esareti altında,
Aşkımızın özgürlüğü var.
Ve sana bakarken gözlerimin içi mum gibi erirken.
Aşkım bayram sevinci yaşıyor.
Ahmet Bağçe

ÇARESİZİM
Sana vurgunum demekten korkuyorum,
Çünkü vurgunum desem,
Yüzüme kapanacak yüzü görünce canım yanacak.
Olurda anlamadım dersen,
Kendimi sana anlatamadığım için üzülüp yanacağım.
Bu defa karanlık bir aşk yolunda,
Duygularımı sürüklediğim için,
Kırılan kalbimi ve umutlarımı teselliye çalışacağım.
Ahmet Bağçe

Evlat zamanla babaya kırıldığını unuturda, baba unutmaz evladının neden kırıldığını.
Ahmet Bağçe

Duvarı deler, sıvasını bozar duvara çakılan bir çivi ama o çiviye asılan resmin yâda tablonun anısı mutluluk çakar.
Ahmet Bağçe.

SEN ŞİMDİ
Bilmezdim aşkın bu kadar acı olduğunu,
Sen gönlüme doğduktan sonra anladım.
Gözlerine baktıkça gözlerim,
Aşkın pompalanıyor yüreğime.
Ve artık sensizliğe demir attığım,
Yüreğimin çarptığı, alev alev yandığı,
Gözlerimin uzak uzak daldığı,
Yağmuru kıskandıran gözyaşım oldun benim.
Ahmet Bağçe

UZAK BAKMA
Şimdi sana, seni seviyorum desem,
Bakışın değişecek uzak bakacaksın bana.
Uzak sevsem, kanatlanmış olan kalbim,
Kalbine uçacak destan yazmaya.
Beni yalnız sanma, bir ben birde umutsuz aşkım var,
Seni seviyorum dediğimde beni sensiz bırakma,
Sana atan bu kalbimi yerinde tutamam,
Yağmur ol yağ, gül ol kok, öpeyim kokunu.
Ahmet Bağçe

UNUTAMADIM
Senden ayrılmakla,
Seni unutacağımı sanıyordum,
Ama acısını yaşıyor yüreğim
Ve şimdi görüyorum da,
Ayrılık sahneye çıktığı an,
Kurumaktan vazgeçti mendilim.
Ahmet Bağçe

Aslanın davetine giden kurtta olsa parçalanıp, yem olmaktan kurtulamaz.
Ahmet Bağçe

TUTKUM SANA
Sana doymak bilmeyen bir tutku var içimde,
Ve ben bu tutku içinde kayboluyorum.
Biliyorum duygularım sana doğru yol alıyor,
Ve ben yoruluyorum, yoruldukça da,
Yumruk kadar kalbime, dağ gibi acılar sığdırıyorum.
Ama okyanusunu öpen balık gibide seviyorum seni,
Bazen diyorum ki; Sen gökyüzü ol,
Ben içinde, uçan kuş olayım, bulut olayım yağmur olayım,
Ahmet Bağçe

Taş atmana gerek yoktu, bir fısıltın yeterdi,
Anlardım sessiz sessiz konuşmandan,
Kaç zamandır konuşuyordu gözlerimiz,
Meğer sevdaymış içimizdeki dalga kıran,
Yıllardır harap olduk açık denizde.
Ahmet Bağçe

Al sende kalsın gözlerim,
İyi koru kimse çomak sokmasın,
Birde salıver bana yüreğini,
Ömür boyu bende kalsın.
Özlemle öperken seni kalbim sızlasın.
Ahmet Bağçe

SENİ OKUYORUM
Söylermisin bana sen romanmısın?
Her satırını ezberim ama seni hala okuyorum.
Öyle dokunaklı ve sürükleyici yazmış ki, seni yazan,
Her satırı yüreğime şarkılar söylüyor, duygularıma dans ettiriyor.
Mavi giyinmiş deniz gibi hissediyorum gözlerini,
Aşk köpürüyor gibi ruhuma dalgalanan saçların.
Kalbine yol bulmak istiyor gözlerini düşünen gözlerim,
Ve sırılsıklam ediyor, hayallerime dokunan ıslak dudakların.
Ahmet Bağçe

Beni görmemek için gözlerini kapatabilirsin ama aşkımı görmezden gelemezsin
Ahmet Bağçe

SANA GÖRE
Sana göre aşkım bir kum tanesi kadar Ama,
Çölün kahrını çekende bir kum tanesidir.
Üzülmem ki, aşkının batmasına, doğmasını beklerim.
Çünkü güneş batmalıdır ki dünyasını özlesin.
Sen aklım ile kalbim arasında eylülümsün,
Ertelerim umudumu gelecek baharın eylülüne,
Seninle aşk dolu nice hayallere dalacağımdan
Sonsuza kadar yolculuk yaptığımı hissederim.
Ahmet Bağçe

Hızlı sevme, soluk soluğa kalır tıkanırsın, sonra takınan tavrına yetişemezsin.
Ahmet Bağçe

SALAKSIN
Onu aklımdan bir türlü çıkartamıyorum.
Duruşu, tebessümü, gözlerimin içine bakışı,
Yürürken dans edercesine sallanan omuzları,
Ve beni okul bahçesine girerken gözleriyle aranışı,
Bir türlü gözümün önünden gitmiyor.
İz yapmıştı, yapmasına ama o fark etmediğimi sanıyordu.
Ta ki; okul bitimine yakın resim odasında farkına vardı.
Çizdiğim resim onun resmiydi ve resmiyle göz gözeydi.
Bu dedi, benmiyim?
Evet, gönlümün yenik düştüğü,
Yüreğimin takdir ettiği,
Bir türlü gönlüne giremediğim sensin.
Dedi çok gecikmiş olacak ama,
Sen kalbimi fetheden bir salaksın.
Ahmet Bağçe
Geleceğini karartmak isteyenlerin gelecekleri için, günü nü karartma.
Ahmet Bağçe

SARILDIM DOKUNMADAN
Belki sen hissetmemişsindir,
Sana hiç dokunmadan sarıldığımı,
Çünkü seni dilime doladığım günden beri,
Hayalin benim yanımda.
Su, susadıkça, akla gelir ya!
Sende benim susadığımsın,
Çıkmıyorsun aklımdan.
Ateşi tutuşturan çıra gibisin,
Önceleri seyir edilen bir alev gibi baktırdın gözlerimi,
Şimdi şiddetli bir ateş oldun yakıyorsun sol yanımı.
Ama şikâyetçi değilim,
Büyüyen bir aşkın meyvesi olan olgulaşmış bir kalbe sahip oldum ben.
Ahmet Bağçe

Eğer baskı altında yaşıyorsan, baskı altında yaşatanın çekindiği korkuları vardır ve kuşkusuz elindeki sopanın gücü hayatı seyredenlerin sadece iyi bir seyirci olmasını sağlamaktır.
Ahmet Bağçe

Ayakta durmak istiyorsan, senin için döşenen taşın altındaki harcı kazıma, kazıma ki; Taş yerinden oynamasın.
Ahmet Bağçe

CESARETİM YOK
İçimden sana akan duygularım,
Dere yatağında akan su gibi,
Su, yatağında nereye aktığını bilmezken,
Duygularım biliyor sana aktığını.
Ne zaman göz göze gelsek,
Karşı gelinmez bir heyecan basıyor içimi,
Ve her göz göze gelişimde,
Aşkın aklıma düşerken, düşmüyor söyleyebilmek dilime.
Gönlüm çaresiz bir başka bahar arayışı için de.
Diyorum bir başlangıç kelime yuvarlasa önüme,
Alkışlasam cesaretini,
Cesaretim gelse, üzüntüm gitse, erise özlemin içimde.
Ahmet Bağçe

SİLEMEDİM
Seninle paylaştığım kısa süren aşkımı,
Yıllarca hayalime hatırlamayı sığdırdım da,
Unutmayı sığdıramadım.
Çünkü unutmak, unutabilenler için,
Kendini, kendisinden saklamaksa,
Bende de sana olan aşkım hatıra.
Ben, senin hayalinle yaşadıkça aşkım canlanırken,
Hatıraları unutmak, zihnimden silmek yavaşladı.
Ahmet Bağçe

Çay demlenirken beraberinde muhabbette demlenir, dostluklar ise kahve ile birlikte pişirilir.
Ahmet Bağçe

ELİMİ TUT
İsterim ki; ellerin hep benim ellerimi tutsun,
Çünkü hayatta tutunacak hiçbir şeyim yok havadan başka.
Adını gökyüzüne, okyanusa, bulutlara yazamam ama,
Seni gönlüme yazdım, yüreğime yazdım, doladım dilime.
Belki sana tutuklu kaldığımı da söyleyemem, bakamam belki gözlerine,
Ama seni ne çok sevdiğimi, gönlüme gel, yüreğimi aç oku,
Göreceksin yaşantımın sensiz olmadığını ve sana yazılmış,
Sensizliği, sana olan duygularımı ve hayal ettiğim çizgileri.
Ahmet Bağçe

Her gökkuşağının ardında güneşe ağlayan bir bulut vardır.
Ahmet Bağçe

Seni mutlu edecek madeni bulamadım, onun için teknemin adını arıyorum koydum.
Ahmet Bağçe

GÖNLÜME YAZDIM
Kalbimde tek sen varsın dedim diye,
Boş olduğunu sanma.
O kalp ki;
Senin kalbini, güzelliğini, gözlerini,
Gülüşünü ve aşkının ağırlığını taşıyor.
Yüreğinden sildiğin bu kalp,
Seni gönlüne sonsuza kadar aşığım diye yazdı.
Ahmet Bağçe

MERAKIMDAKİ SEN
Kapatınca gözlerinin perdelerini,
Baktığım her yerde aradığım gözlerinin rengini,
Kulaklarımda sesinin özlemi,
Hele ıslak dudaklarının tebessümü,
Birde yüreğime çöreklenen sevginin hasreti,
Beni tüketirken, ta uzaklara, uzak uzak bakarken,
Rüya görüyorum sanırım.
Ve en çok da seni merak ediyorum biliyormuysun.
Ahmet Bağçe

ESKİ ARKADAŞ
Artık hayat önümdeki geleceğe yeni bir sayfa açmıştı,
O artık hafızamda bana eski bir arkadaş olarak kalacaktı.
Yüreğimde dolaşan aşkı gönlümün havuzunda buharlaştı.
Üzerinden o kadar çok baharlar geçti ama,
Onun bana karmaşık duyguları yaşattığı günden beri,
Yaşamım hep sonbahardı.
Ahmet Bağçe

GİTME
Ve sonra ağladı,
Gözlerime baktı, yutkundu.
Dedi ben her sabah pencereden seni gördüğümde,
Gözlerim gülüyor,
Bir heyecan basıyor içimi,
Canıma can geliyor.
Baharı yaşıyorum kış günümde
Olmasını istemiyorum sensiz akşamın,
Baş başa kalıyorum çünkü hayalinle.
Sonra heyecanım artıyor,
Söyleniyorum gece gibi sessizce.
Seni, dedi devam etti utangaç ve titrek sesle,
Görmediğim gün, sesini duymadığım an,
Bir şeyler eksik oluyor bende.
Gitme yanımda kal ve beni sensiz bırakma.
Ahmet Bağçe

SONSUZA KADAR
Bendeki aşkın, ola ki;
Bir gün duygularının esiri olur da,
Beni özleminle baş başa bırakırsa,
Yaşattığım sevgini,
Beni yalnız bırakmayacak olan,
Sana olan sonsuz aşkım olacaktır.
Ahmet Bağçe

Sevgi, kıyısına esen deniz meltemi gibidir. Ruhuna esebilir, hayallerine esebilir, özlemine, yüreğine esebilir, esintiyi hissedebilirsin ama nasıl ve nereye estiğini bilemezsin..
Ahmet Bağçe

İKİNCİYDİN
Ben senin gözlerinde alfabeyi yeniden okudum,
Pembeleşen yüzünde renkleri tanıdım,
Düşüncem içinde ikinciydin,
İlkini sevseydim, seni düşünmezdim,
Demek ki; Seni seven yüreğimin tercihiydin.
Tozlu olduğunu bile bile yürüdüğüm yolsun benim.
Senin için, karanlığıma ışık olacak,
Bardağımda içecek suyum dedim,
Bana can, ruhuma, hayat verecek,
Nisan yağmurum dedim senden için.
Ahmet Bağçe

SEVDİM
Ben, sonra sen, birbirimizi kırdık, kırıldık.
Pişman değilmiş gibiydik ama seni çok sevdim.
Sessizliğime gömsem de seni çok özledim.
Aradım, gel diyemedin.
Hayır dedin haykırdın,
Taş bastım yüreğime,
Çekindim alışık sözler söylemeye.
Biliyorsun sana tutukluydum be güzelim,
Bendeydin, hayalimdeydin, özlemimdeydin.
Seni halen yüreğimden söküp atamadım
Hep ağladı gözlerim,
Çünkü bu gözler seni ağlayarak sevdi güzelim.
Ahmet Bağçe

Biz ikimiz, mavisini gökyüzünden alan,
Okyanusuna âşık deniz gibiydik.
Ve şimdi kıyısından ayrılamayan,
Birbirine uzaktan bakan adalar gibiyiz.
Ahmet Bağçe

YAĞMURDU KISKANAN
Hani hatırladın mı?
Okul çıkışında sinemanın önünde buluşmuştuk.
Gözlerimiz hasret giderirken,
Yağmur altında epey bir konuşmuştuk.
Islandık hastalanacağız demiştin,
Sana, asıl ıslak ve hastalanacak olan yağmur,
Çünkü o bizim aşkımızı kıskanıyor demiştim.
Ahmet Bağçe

DİYEMEDİM
Ve sonra seni tanıdım,
Dedim neredeydi bunca yıl,
Sessiz gece gibi sessizce geldin içime.
Düşlerime girdin, duygularımı alt üst ettin,
Söyleyemedim sana söylemek istediklerimi,
Yazmak istedim korktum, yazamadım,
Sonra şiirlerime döktüm sevgini kelime kelime.
Dedim, hadi sevmeyi bilmiyorsa aşk acısını ne bilsin.
Bu defa yük olmaya başladı sevgin sol tarafıma.
Yıldızları saydım hayalinin gelişinde,
Uyudum seni unutmak için,
Uyandığımda gene sen vardın hayalimde.
Ahmet Bağçe

Aşkla bakan göze, yanmasını bilen kalbe, sevgi yükü ağır gelmez.
Ahmet Bağçe

Bir tarafım deniz, bir tarafım rüzgâr,
Ve içimde sen.
Yüreğim yüreğine kulaç atarken,
Senin dalgalarınla boğuşuyor,
Kulaklarıma seni fısıldayan rüzgârdan etkilenmeyen,
Gözlerim, gök mavisi gözlerinden ayrılmıyor.
Ahmet Bağçe

Ben seni her şeyimle çok sevdim.
Ve seni kaybettiğim için üzgünüm.
Şimdi hatıralarınla avunan ben.
Anladım ki;
Seni unutamayacak kadar çok sevmişim.
Ahmet Bağçe

İçimde senli öyle büyük kasırgalar var ki;
Gönlüm sana aktı, aklım kayboldu,
Ve senli hatıralarım yerle bir oldu,
Bir tek hayalin sallanmadı bende kaldı,
Burak oda bende kalsın hayal etmesin başkaları.
Ahmet Bağçe

SİLİNMİYOR
Hayat güzel olmasına güzel ama,
Benim için güzelliğini bozan,
Senin için kurduğum hayallerim,
Gerçeklerden daha dalgalı, daha rüzgârlı.
Bazen beni unut diyorsun,
Bazen acı çektiğinden bahsediyorsun.
Sözünü tutup seni unutmayı,
Seni silmeyi denedim ama,
Yüreğimden izlerin silinmiyor,
Öyle zor ki;
Bu yürek yanarken,
Seni silmek ve unutmak imkânsız be güzelim.
Eğer sana acı veriyorsam mutlu ol.
Verdiğim bütün bu acılar seni özlediğimdendir.
Ahmet Bağçe

ANLAŞILMADIK
Evet anlıyorum,
Çünkü bir zamanlar bende anlaşılmak isterdim.
Hani büyüyorduk ya! Küçükken,
Merak ederdim büyükleri..
Onlarda çocuktu bir zamanlar,
Neden anlamazlar ki derdim bizleri
Dert ederdim her şeyi.
Ne fark etti ki şimdi,.
Büyüdükte anlaşıldık mı?
Geliştikçe örselendik, utandırıldık, acıtıldık,
Sevdik suçlu olduk,
İlgisiz kaldık kaba olduk,
Âşık olduk, manyak olduk, şıpsevdi oldu adımız,
Ne anlatabildik ne anlaşıldık,
Nede biz anlaşılamadığımızı anladık,
Kâğıt üzerinde kaldı sevdamız,
Ahmet Bağçe

Boş değil, dolu bardağım,
Aşkın demi beklerken acıdı çayım,
Tatsız içmeye alışık değilim,
Sun az biraz ballı tebessümünden,
Şu acımış aşkı tatlandıralım.
Ahmet Bağçe

GÖNÜL İŞİ
Göz, göze gelir bazen,
Çarpmayabilir de kalpler,
Gönül, gönül işine girmeye görsün.
Kalbin görmesini sağlar.
İşte o zaman kalp, kalbi görürken,
Göz de göze gelir,
Yeşerir gün yüzüne çıkan aşklar.
Ahmet Bağçe

ANLA
Seni suçlamıyorum.
Aşkın fukara,
Duygularım zengin olunca,
Sana kendimi ifade edemedim.
Bundandır gözlerimin sitemli çiçek açması.
Ahmet Bağçe

KÖK SALDIM
Unuttun mu? Bizi,
Yoksa yok mu? Saydın sevgimizi.
Hatırlamadığını bildiğim halde,
Bugünde bekledim seni,
Telaşım içinde dahi:
Unutmadım ikimizi.
Sendin veda eden,
Tükenen sevginle birlikte,
Sendin sevgimizi bitiren.
Hatıralarımızı andıkça zaman zaman,
Meyve veren ağaç gibi,
Şimdi sensizliğe kök saldım ben.
Ahmet Bağçe

UNUTUNCA
Saçıma bir ak daha düştü,
Sen unutunca beni.
Acıtır oldu,
Yarım yaşanmışlığın mutluluğu.
Gücünü ay ışığından almıştık,
Karanlığın içinde doğmuştu aşkımız,
Birlikte bakmıştık mehtaba,
Ve şimdi yalnızım yıldızların altında.
Ahmet Bağçe

Umut, istasyon gibidir. Gideni de bekler geleni de.
Ahmet Bağçe

Mücadelesini yarım bırakan kimsenin felsefesi, aracı yoldan eden patlak lastik gibidir.
Ahmet Bağçe

Âlim olmuş cahille bal yesen tat alamazsın ama adam gibi adamla soğan ekmek yesen ağzın dolu bal olur.
Ahmet Bğçe

MEHTAPDA SEVDİM
Ben seni mehtap da sevdim,
Duygularımı girdabına çekerken,
Bana aşk ışığını yansıttın.
Özlemini bıraktın,
Mehtabı bekleyen gece gibi,
Dalgasını bekleyen sahil gibi,
Yağmuru bekleyen toprak gibi,
Bende seni bekler oldum.
Ahmet Bağçe

YAĞMURUM OL
Her sabah uyandığımda
Gözkapaklarımda hayalin,
Açmak istemiyorum gözlerimi.
Gidiyor geri gelmiyor hayalin.
Bu defa kar yağıyor içime,
Duygularım dışarı çıkıyor.
Senden yağmurum olmanı istiyorum,
Dışarı çıkan duygularım girsin içeri..
Ahmet Bağçe

Anısı için saklanan eski gömlek gibi değilmiş,
Siyah beyaz fotoğrafımız bile kalmamış albümümüzde.
Bir hayatı yok etmişsin hatıraları yırtıp atmakla.
Demek ki, kaybolmuş bir anahtar kadar değilmişsim yanında.
Ahmet Bağçe

Bazen kırılır gönül, yara alır ya! Kaybolmak, nefes almak ister bazen. Merak edildiğini anladığı an rahatlar insan.
Ahmet Bağçe

Anlamıyorsa zorlama. Çuvalı su ile dolduramazsın.
Ahmet Bağçe

Bakma kabuk bağlayan dışıma,
İçim, bal dolu harnup gibidir.
Aldanma benim gülen yüzüme,
Akan gözyaşımı yağmur kıskanır.
Ahmet Bağçe

Çarpıntısının bir nedeni olan kalbe akıl akıl erdiremez.
Ahmet Bağçe

AŞKIMIZ
Ağlamanın gülmek kadar şifa olduğunu,
Sana âşık olunca anladım.
Hayal ettiğim aşk,
Seni tanıyınca sönük kaldı,
Çünkü sensizliğe yüreğim,
Gözlerimden önce dökülüyor ve diyor,
Biz ikimizin aşkı,
Sonsuza kadar sanat eseri gibi kalacak,
Bizi gören gözlere aşkımız,
Neden yaşadıklarının anlamı olacak.
Ahmet Bağçe

ÜJ BEŞ ASANLA ATÇE
-Gız Atce sana bi sır veremmi. Bak gimseciklere dime, dirsen var ya ani! ölünü gör.
-Adi len Asan diyiver lennn görolası bekliyem seniii. -Dur gızzz imdicek durvirecek galbiiim ağacık imdicek duracak gibi valla. -Akkatmı leennn Asannn. Ne diyivercen benee. -Of be Atce. Emme sabırsızsın dur biii. Bak kimseye dime temam mı? -Ben sağa! -Eeee! -Ben sağa var ya! --Eeee -Sağaa dirimkine, ani varya ya! Garnım çok acıktı. Ani diyom bene bi ehmek arası bişele yapsan!
-Ölnüyün görüü Asannn……
Ahmet Bağçe

RUHUMUN BAHARI
Şimdi bir koşu uğrasan da baksan penceremden,
Kış’a girmeye hazırlanan sonbahar gibiyim,
Matem kokan odamın duvarında asılı bir tek resmin,
Masada yarım kalmış soğumuş kahvem ve ben!
Dertlenme, bekle buda geçer dese de içim,
Gözlerim damlıyor, acıyor içim,
Kayalar arasındaki yeşilliğini göremiyecek kurumuş çam gibi,
Bir daha seni göremeyeceğim diye korkuyorum.
Ve ben senden vazgeçmiyorum,
Belki dönüşünle en mucize fırsatım olabilirsin,
O vakit sana yüreğimle sarılacağım,
Tenime renk, ruhuma bahar, dudaklarıma tebessüm açacak,
Ahmet Bağçe

SIKICI GÜN
Bugün ne kadar sıkıcı bir gün.
Tepem atıyor, yüreğim yanıyor,
Üşüyor ayaklarım.
Gözlerim ne gördüğünü bilmediği bir noktada,
Defter sayfasını karalıyor kalem tutan ellerim.
Dilime ne demeli,
Oda konuşuyor işte,
Birde konuşulanı duymuyor işiten kulaklarım.
Karanlıksa dinlemiyor duygularımı,
Yar yanında tutamadığım zaman,
Yerinde sayıyor bu gece.
Çok sıkıcı bir gün çok.
Ahmet Bağçe
,

BEKLEDİM SENİ
Kaç gece geçti, kaç mevsim boy gösterdi,
Sen hasrete gideli,
Aşkın üzeri kabuk bağladı ama,
Sevdan yüreğimde kök saldı.
Öyle çok bekledim,
Öyle çok özledim ki seni,
Kök salan sevdamı yerinden sökmeye,
Gönlüm razı olmadı.
Ahmet Bağçe

GÖZLERİNDEYİM
Ben gözlerinde hapsoldum,
Özgürce sende dolaşıyorum.
Ellerim ellerine değmese de,
Bana gözlerinin bakması yeter.
Anlamlı bakışlarının anlamı olmak,
Aşk bahçende rüyalara dalmak istiyorum.
Dokun istiyorum sevgisiz katılaşmış yüreğime,
Ümitsiz ve boş yanan yüreğim sönsün ıslak dudaklarında.
Ahmet Bağçe

HAYAL OLDU
Pınarından özlem akıtır buğulu gözlerim,
Dokundukça ıslatır ellerimi yaşlı gözlerim,
Hasretin arttıkça umutla yollarını gözlerim,
Baharı tükenmiş gönlüne kavuşmam hayal oldu.
Ahmet Bağçe

Sen beni unutabilirsin ama duygularımın gözü, hayalini gördükçe, seni unutmam mümkün değil.
Ahmet Bağçe

CAN SİMİDİM
Bazen öyle çok düşünceler içinde yüzüyorum ki,
Boğulacak gibi oluyorum,
Ve senin hayalin önüme gelince,
Hayaline can simidi gibi sarılıyorum.
Ahmet Bağçe

Gündüz yüreğime, gece hayalime esen duygularım gibisin.
Bazen denizden esen deniz meltemi gibi ruhumu rahatlatırken,
Bazen karadan esen kara meltemi gibi donduruyorsun.
Ahmet Bağçe

Kişi kendinde oldukça hayatın içindedir, çünkü hayat kendinde olana güzeldir.
Ahmet Bağçe

HAYALİM SÖNER
Benim gibi bakarsan gözlerime,
İçime ruhun girer,
Gözlerimin içinde gezersen,
Yüreğimde güller açar kokun siner.
Sen ağlarsan,
Gözlerimin feri söner duygularıma gece girer.
Göremem sonra seni
Hayallerim bir bir söner.
Ahmet Bağçe

SEN BENİM
Belki sana canımı veremem ama,
Sen benim canım gibisin.
İnanıyorum bir gün beyaz bakarsın,
Siyah baktığın bu kalbe.
Çünkü sen benim,
İlk kez birinin sevdiğini kendimde gördüğümsün.
Ahmet Bağçe

Öfke yer değiştirdikçe aklın, aklı karışır, duyguların esiri olur.
Ahmet Bağçe

HASRETİM İŞTE
Çölde kumun suya hasreti gibi hasretim sana,
Düşündükçe duygularım yoğunlaşıyor tek noktaya,
Sana doğru kalbimin ritmi artarken,
Ara veriyorum geceleri uykularıma.
Bazen özlemini gözlerimden akan yaşa,
Bazen hayallerimdeki gülümsemelerime saklıyorum.
Ve korkuyorum, bu kalp sana yanıkken,
Senin başkasına âşık olacağına.
Ahmet Bağçe

İÇİMDEKİ SONBAHAR
Sen benden koptuğunda,
Sonbaharı yaşadım.
Hani dalından düşen yaprak gibi,
Bende düştüm gönlünden,
İşte o zamandır sen yağıyor gözlerim.
Yaza göz kırpan sonbaharı,
İçine çeken kış gibi,
Soğuk yağıyorsun içime.
Ahmet Bağçe

Sana Leyla’m desem,
Kıskanır mı? Mecnun beni.
Feryat’ın Dağından feryat etsem aşkımı,
Duyarmısın sesimi.
Ahmet Bağçe

Ağırlığım ikramımdan, suskuluğum dostlarıma saygımdandır. Minderimin başköşede olması ise bana verdiğiniz değerdendir.
Ahmet Bağçe

Ben kendi mezramda akarken, sana rastladım ve doğru yolda olduğumu anladım. Yoluma gelsen de yüreğine su gibi aksam.
Ahmet Bağçe

BEKLEMEK
Deli dediler, bakıp geçtiler,
Bu istasyonda ne bekler diye güldüler.
Trenin istasyona geldiğini düşünemediler,
Belki bir beklediği vardır diyemediler.
Beklenen belki gelecek belki hiç gelmeyecek,
Ama hasreti olan, sevdası ve geleceğine özlemi olan,
O anın şikâyetçisi olsa da bekleyecek.
Çünkü hayat beklemekten ibarettir
Ahmet Bağçe

OYSAKİ
Kaç kez gözlerinin içine hapsettim kendimi,
Kaç kez duyarsız gülüşlerin içinde boğuldum,
Kaç kez yuttum yürüdüğün yolların tozlarını,
Oysaki ben çiçekler içinde büyütmüştüm sonsuz sevgini.
Ahmet Bağçe

Kendinizi dinlemeyin, dinletin. Huzur senin, huzursuzluk onların olsun.
Ahmet Bağçe

KALBİMİN SAHİBİ
Kalbimi sende tut,
Arada dinle sohbet et.
Dışarıya salma belki üşütür,
Belki sıcak çarpar,
Ne bileyim adres bulamaz belki,
Kaybolur, üzülür, gözyaşı döker.
Çünkü o kalp bir tek seni biliyor,
Seni seviyor ve senin için atıyor.
Ahmet Bağçe

Hangi sözlerden,
Hangi cümlelerden süzüldün geldin,
Masal gibi okunursun gözlerimde,
Gecenin içinde yıldız kayar ya! Hani,
Yıldız gibi kaydın içime.
Ahmet Bağçe

Benden çok yüreğime sor seni, günü sessizce geçiyor da, gecesi sensiz geçmiyor.
Ahmet Bağçe
Hayalleri çok olduğu kadar yalnızdır insan.
Ahmet Bağçe

KAHVE
Kalabalık içinde çay içmektense,
Yalnızlık içinde kahve içmeyi isterim,
Çay içerken kalabalığa uyarken,
Kahve zaman yolculuğu yaptırıp,
Beni sana götürüyor,
Severek dinlediğim müzik,
Zevkle okuduğum kitap gibi oluyor.
Ahmet Bağçe

SENİ GİYİNDİM
Bugün seni giyindim, biliyormusun,
Yakıştığını,
Kalplerimizin birbirine aşkla çarptığını
Aynı duyguları taşıdığımızı söylediler.
Birde senin çok güzel olduğunu,
Sonra harika bir güzelliğe sahip olduğunu dediler.
Ahmet Bağçe

Sonra düşüncelerimin altında tüm düşüncelerimi bulunca bir düşünce sardı beni. Meğer ne çok düşünceliymişim.
Ahmet Bağçe

SENSİZLİK
Ve senin güzelliğin olmasaydı,
Yalnızlık örterdi gecelerimi,
Gün doğardı, sabah olurdu,
Hiç mi hiç göremezdim hayalini.

Her rüzgârın ardında bir arada buluşan,
Yağmur getiren kara kara bulutlar,
Teğet geçerdi gözlerimin önünden.
Oysaki şimdi, özlüyorum bulutlara gizlenmiş güzelliğini.
Ahmet Bağçe

SEN
Seni hayal ederek çizdiğim resmini izlerken,
Hayalini özlüyorum ve anlıyorum ki,
Seni çok seviyorum.
Çünkü sen bitmesini istemediğim hikâyem,
Tekrar tekrar dinlemek istediğim masalım.
Kalbimin bütünü, nefesimin tamamı,
Ve hayalimde oluşan sevdamın anlamısın.
Ahmet Bağçe

Ben gülerken ağlayan gözleri severim. Çünkü o gözlerde mutluluklar ile acılar gizli ve bana ait yaşanmışlıklar var
Ahmet Bağçe

Ne zaman kadehimi doldursam yalnızlık, aşkın ve hayalin misafirim olur. Zalim hayat, seni sensizleştiriyor bana.
Ahmet Bağçe

PİŞMANLIĞIM
Sonra en büyük pişmanlığım, farkında olmadan pişmanlık içinde boğuluşumdu. Çünkü her kolunu uzatanın elinden tuttum bu yüzden boğulan ben oldum.
Ahmet Bağçe

Ve şimdi damağa burukluk veren şekersiz çay gibi, yüreğimde demleniyorsun.
Ahmet Bağçe

Biraz ağlayınca kabaran hislerim kucak açtı yalnızlık uykusuna. Uyku salladı ben ağladım
Ahmet Bağçe

BIRAKTIĞIN YER
Aldandım mı? Yoksa,
Seni güneşim sanıp yanmıştım.
Bugün özlemin içinde,
Gölgende ter döküyorum.
Şayet bir gün özlersen beni,
Bıraktığın yer, unutulduğun yer olur.
Ahmet Bağçe

Bazen öyle çok yazacaklarım oluyor ki,
Kalemimi ne zaman elime alsam,
Aklım hayaline kayıyor,
Unutturuyorsun bana yazacaklarımı.
Ahmet Bağçe

Ben sana suskunsam, suskunluğum,
Hayalimde seninle çok konuşmamdandır.
Sen benden kaçıp uzaklaştıkça,
Aşkın beni, hayaline yaklaştırıyor.
Ahmet Bağçe

Hayatta bazı yaraların kapanması için, Zamandan fazlasına ihtiyaç oluyor insan..
Gönül gitmek ister bazen, aldığı acıların ıstırabından özlem içindir zaman zaman.
Sevilmek ister ama yüreğinin sancısından sevmekten vazgeçmek İster bazen
Ahmet Bağçe

Hayatta bazı yaraların kapanması için, Zamandan fazlasına ihtiyaç duyar insan..
Gönül gitmek ister bazen, aldığı acıların ıstırabından özlem içindedir zaman zaman.
Sevilmek ister ama yüreğinin sancısından sevmekten vazgeçmek İster bazen
Ahmet Bağçe

O TABLODUR
O yar, öyle bir kalemdir ki; Yazmasını bilen için, bazen aşktır, bazen ağacında mis gibi kokan bir gül, elmastır bazen, el uzatınca mesafedir, hasrettir, tablodur Mona Lisa gibi seven bir kalp için. Vazgeçilmez bir eserdir kısacası.
Ahmet Bağçe

Öyle güzel kokuyorsun ki,
Çiçeğinin özü,
Ciğerlerimi dolaşırken,
Ben sarhoş oluyorum.
Ahmet Bağçe

GÖZLERİN
Bugün yine seni andım,
Gözlerimin önünden geçti,
Gülerken hasrete boğan,
Baktıkça bakmak istediğim,
İçine doğduğum yeşil gözlerin.
Ahmet Bağçe

SABAH GÜNEŞİM
Gecemin durgunluğu, sabahımın güneşi,
Dalgalara göğsünü geren kayalar gibi,
Hasretine göğsümü gerip,
Gözlerim, kurumaya yemin etmiş,
Sahilin ıslak kumları gibi.
Hayalimde senli olurken,
Sensizlikle geçen her zamanımda,
Geceleri gölgesini arayan ağaç gibi ararım seni..
İşte benim hasretim,
Bana bıraktığın kokunu içime çekiyorum da,
Sensizliğini çekemiyorum.
Benim için hayat,
Nefes, su ve sensin.
Ahmet Bağçe

AKLIMDA DOLANIR
Gecenin içine gizlenmiş,
Yüreğime doğan güneşim.
İlkbaharımda içime açan papatyam,
Sonbaharımda ruhumu okşayan güz çiçeğim.
Keşke taş olup, başıma düşmeseydin,
Bulut gibi zihnimde dolaşmasaydın,
Yüreğime oturdun, aklımda dolanır,
içime içime yağarsın.
Ahmet Bağçe

Çok zaman hayat yanıltıyor insanı. Çünkü yaşam içinde mutlu olanların, mutlu olmadıklarını gördüm.
Ahmet Bağçe

BUĞULU GÖZLER
Unutulmuşluğa yelken açan anıları hatırlatan,
Ve en anlamlı bakışları olan gözlerini,
Başka kimde görebilirim ki.
Tılsımlı mı? Sende ki, o buğulu gözler,
Baktıkça çoğalsın istiyor,
Tekrar tekrar doğası geliyor gözlerinde gözlerim.
Ahmet Bağçe

GREV VAR
Bu kalpte aşk grevi var.
Yavaş yavaş yanaşacağım kalbine.
Usul usul dokunacağım gül yüzüne.
Uzun uzun bakacağım gözlerine.
Ve sessizce anlatacağım seni sevdiğimi.
Ahmet Bağçe

ÖZLEMİM MİSAFİRİN
Yaza el sallayan bir sonbahar akşamı,
Tutuklu kaldı gözlerim gözlerine.
Tatmak istiyor bu gönül özgürlüğün tadını
Kır zincirini bir tebessümü yeter dudaklarının.
Ve sonra affet âşık olmuş olan duygularımı,
Sarıl özlemim misafir olmuşsa duygularına,
Kelimeler çaresizce dökülüyorsa dudağımdan,
Ziyan olmuş bir aşkın resmidir as gönül duvarına.
Ahmet Bağçe

SOĞUK NELERE KADİRSİN
O gün dere kenarında yalnızdın, çok kişilik kanepede tek kişiydin, müsaade istedim buyur ettin. Sığ yerleri buz tutmuş derenin akıntısına dalmış bakıyordun. Soğuk içine işlemiş gibiydi. Birbirini ısıtmaya çalışıyordu ovuşturduğun ellerin. Üşüyordun, ağzından çıkan buharı boşa salmak istemiyor avuç içlerine üflüyordun. Önceleri garip gelmişti bana, geçiriyordum aklımdan, gitseydi ya evine, neden oturur soğukta dere kenarında. Eh bende senden farklı değildim, dere kenarında bende oturuyordum soğukta. Bir an şaşkınlık içine girdim. Sen mi? Ellerimi tuttu, ben mi? İstemeden kavradım ellerini. Ovuşturmaya ve uflamaya başladık ikimizde ellerimizi, sıcak alış veriş oldu bir an birbirimize. Sonra birden başın omzuma yaslandı, saçların deniz dalgası gibi gözlerimin önüne vuruyordu. Kumsalda sandım birden kendimi. Dalgalarla buluşan, sörfçü benzeri. Şimdi çay kafesinde olsaydık dedim, ne bahaneler geçecekti aklımdan, türlü oyunlara başvuracaktım ellerini tutmak için, şimdi o gün anılarda kalırken elimde kaldı ellerin. Soğuk sen nelere kadirsin.
Ahmet Bağçe

Aydınlıktan korkan yetişkinler, karanlık içinde yolculuk yapan nesillerin yetişmesine zemin hazırlarlar.
Ahmet Bağçe

İçimdeki beni, senden eden özleminden gülümsemek gelmiyor içimden.
Ahmet Bağçe

Sen bana sevgini göster ki; Bende sana duygularımı ifade edeyim. İşte o zaman sevgimin sonsuzluğunu göreceksin.
Ahmet Bağçe

İşte ben, böyle bir akşam vakti sarhoşken sevdim seni. Çünkü seni her gördüğümde güzelliğin sarhoş ediyor beni.
Ahmet Bağçe

Sen ki, duygularımın içinde yanan hasret çekirdeğim,
Denizin serinliklerinde dahi hasretin yakarken,
Armağan ettiğin özleminin yoksuluyum ben.
Ahmet Bağçe

ŞİMDİ İŞTE ÖYLEYİM
Şöyle içi yanar ya! İnsanın,
Hani daralır ya! Bazen,
Gözleri dolar da, ağlayamaz ya! Hani,
Birini bekler gibi olurda,
O beklediğinin gelmeyeceğini bile bile,
Gözleri kapıya ıslak bakar ya! Hani,
Saat gece yarısını beş geçtiği halde,
Sensizlik geçmez ya! Hani.
Hani âşık gibi, sevdalı gibi olur ya!
İşte ben öyleyim şimdi.
Ahmet Bağçe

Geceyi sensiz yaşamak ıssız sokakların karanlığı gibi olsa da, umutlarım ateş böcekleri gibi ışıl ışıl.
Ahmet Bağçe

Benim senin için hissettiklerimi sana hissettirdiğim an bana sevgini hissettir ki; Özlemimin son noktası olsun.
Ahmet Bağçe

Papatyaya da dargınım, seni ne çok sevdiğimi bildiği halde, son yaprağı sevmiyor diyerek koptu geldi elime.
Ahmet Bağçe

Ben seni delicesine sevmiştim. Gözlerine bakınca seni gözlerimden dahi kıskanırdım da yanardı yüreğim. Oysaki şimdi dost bile değiliz.
Ahmet Bağçe

Hiç beklemediğin anda, imkânsız dediğim bir yerde karşıma çıkma ne olur. Kalbim durabilir.
Ahmet Bağçe

Anladım ki; gözlerine hasret kalan gözlerimin gözyaşları içinmiş bu yüreğin alev alev yanması.
Ahmet Bağçe

Aşkın gözyaşlarımda açan bir çiçek, sana her gün bu gözler aşkın için nice çiçekler açıyor.
Ahmet Bağçe

SANA BAKTIĞIMDA
Neden sana baktığımda gözlerini kaçırıyorsun diyorsun ya!
Evet, kaçırıyorum.
Sana her baktığımda,
Gözlerinin içine gizlenmiş güzelliğini görüyorum,
O an göğsüm yukarı çekiliyor,
Nefesim daralıyor,
Yüreğim ip atlıyor kafesinde.
Ahmet Baağçe

GÜLÜVER
Sen ömrümün senin olmasını istedin,
Bende olmasın demedim,
Ömrün senin olsun.
Gülmeyi unutan gözlerime bir gülüver.
Gülüverişini kopya çeksin gözlerim.
Bir birimize hep gülüverelim.
Ahmet Bağçe

Ona kitap gibisin birlikte bir çay içelim mi? Dedim, önce beni bir oku, sonra kahve içelim dedi. Oku oku bitmiyor.
Ahmet Bağçe

Onlara masal gibi bizi anlatmışlar, Şimdi bana bizi anlatıyorlar, Yaza el sallayan sonbahar gibi sevmişim seni.
Ahmet Baüğçe

Bildiklerimiz yâda bilemediklerimiz iç halimizi, duygularımızı belirler. Çok bilirsen sana birileri ukala der kızar, az bilirsen kendine kızan sen olursun.
Ahmet Bağçe

Yaşlılık geride kalan yılların tecrübe sahibi ustalığıdır.
Ahmet Bağçe

Göremiyorum yağmurun sisinden gözlerini,
Denize gizlenmiş büyülü yakamoz gibisin.
Ay veya şehir ışıklarının denize yansıması gibi,
Yüreğime bir başka, gözlerime bir başka güzelsin.
Ahmet Bağçe

OKUL YILLARIM
Okul yıllarımı andıkça bir ürperti girer içime,
Derslerin hamallığı sıkmıştı beni iyiden iyiye.
Sonra üzerimde öğretmenin gözleri,
Verdiği müjdeyle sınav stresi.
Ne çok uykum gelirdi sayfalarını açınca kitabın,
Hayallerim olurdu doludizgin ders çalışırken.
Okul yıllarımı düşündükçe hüzün basar içime,
Ne çok isteklerim olurdu o vakitler,
Başımda fötr şapka, kolumda asılı baston,
Boynumda yaprak gibi kravat,
Sildikçe parlayan siyah pabuçlar.
Ve sonra ben olmuşum adam gibi bir adam,
Ahmet Bağçe

SEN ŞEHİRSİN
Büyük bir şehirsin sen benim için.
Yüreğini dolaşırken yorulurum bitmeyen güzelliğini,
Bağların, bahçelerin toprak kokar,
Ana kokar, yar kokar.
Koklarken İncinir yüreğim incitirsem seni.
O güzel bakan gözlerinin pınarları,
Akmasın kuru kalsın,
Sana da yeter bana da yeter benim gözyaşlarım.
Ahmet Bağçe

Ortada alevlenen bir aşk varsa, közünde, hayaller, ardında özlem dolu sözlerle akan gözyaşı ve yanan bir yürek vardır.
Ahmet Bağçe

KİTLİYİM
Ben sana kitlenmişken,
Hissetmiyor mevsimleri yüreğim.
Kış neymiş ki,
Ben sana donmuşum,
Açtırmıyor ilkbahar rüzgârı,
Çünkü İçim sana açılmış,
Yakmıyor yaz sıcağı, bu yürek sana yanmış,
Sana dökülüyor sözlerim sonbahar yaprakları gibi.
Ahmet Bağçe

SEN DÜŞÜN
Bana çirkinsin dedin ya! Olsun,
Ben kendimi görmüyorum onu sen düşün.
Ve çirkinliğimi diken gibi gör beni gülüm diye sev.
Benim sana olan aşkım çölde yağmura hasret kum gibidir.
Hem seni çok çirkin seviyorum, çıldırtırcasına sevdiğim.
Ahmet Bağçe

Arzu dolu dudakların titreşimdeyken,
Beni benden etti gözlerime bakan gözlerin,
Gülkurusu rengine dönüştü yanaklarım.
Üstüme üstüme geldi yağmur yüklü bulutlar.
Ve kalbim aşk kavgasına tutuştu kalbinle.
Ahmet Bağçe

Senin için dalgalanan gönlüm, elbet durulacak bir gün. Ve o zaman umursamayacağım üzerime yağan yağmuru.
Ahmet Bağçe

GÜZEL SEVSEYDİM
Keşke seni güzel diye sevmeseydim,
Güzel sevseydim,
İşte o zaman pembe olurdu hayallerim.
Belki, sende beni severdin.
Güneşin batarken getirdiği gece gibi şimdi içim,
Doğarkenki getireceği aydınlığı,
Seninle yaşamayı isterdim.
Ahmet Bağçe

BEN SENDE OLUNCA
Sana diyorum,
Senden bana doğru hep bir esinti var.
Yüreğim kıpır kıpır biliyormusun.
Ellerim tutuşuyor,
Gözlerim, gözlerine takılıyor,
Düşüncelerimde sürekli sen varsın,
Aklım senden gelmiyor.
Kalbim, yüreğim aklım sende olunca,
Ellerim, kollarım işe yaramıyor,,
Nefes nefese kalıyorum,
Zihnim çözülüyor,
Çok kolay dökülüyor dilimden heceler.
Ahmet Bağçe

Ağlayamadı m çünkü ağlasaydım, gözyaşlarımın arasına gizlediğim aşkın, akıp gidecekti gözyaşlarımla birlikte.
Ahmet Bağçe

KEŞKE
Susamıştım da sana kana kana bakmıştım ya hani,
Oluk oluk akan güzelliğin içinde boğulmuştum,
Sonra yavaş yavaş ölmüştüm ya hani,
Keşke yüreğine gömseydin beni,
Sen bana tükenmiş, bitmiş gibi,
Ben sana ölmüş gibi olsaydık.
Ahmet Bağçe

Bütün insanlar kitap gibidir. İçinde nelerin olduğunu bilmek ve anlamak için önce okumak gerekir.
Ahmet Bağçe

Umudumu sildin geçtin,
Hayal bıraktın dünden bugüne.
Önümüzdeki yıllar da öncekiler gibi,
Bölünmüş dört mevsime.
Son bahar kışa, kış ilkbahara göz kırpar.
Ahmet Bağçe

Nezaket, kendi iyimserliğinden başkalarına harcadığın düşüncedir.
Ahmet Bağçe

ANLADIM
Sonra ben seni düşledim,
O kadar çoktun ki, zihnimde,
Yıldız toplulukları kadar,
Aynaya baktım, bir ben varım,
Birde yalnızlığım.
Anladım ki, sen benden kopmuşsun,
Bende halka olmuş zincirlerinden.
Ahmet Bağçe

Üzeri tozlanmış yılların pası olan yüreğimin masasını silmiyorum allerji etmesin diye. Anlatmaya kelimelerin bile yetmeyeceği kırgınlıklarımın hepsi dündü ve geçti deyip susuyorum.
Ahmet Bağçe

Hayat ben sevince değil, sen sevince güzel.
Ahmet Bağçe

YARIM AŞK
Yeşil ve puslu bir haziran havası var sende,
Yüzünün ve kumsalının tadı yok,
Mutlulukla hüznü birlikte yaşatıyor mavi gözlerin,
Bakışların umut vermiyor seven gözlere.
Duyguları sönmüş âşıklar gibi karanlık dağıtıyor,
Yardımcı olmuyor yarım aşk içindeki sevgililere.
Bu mavi gökte bulutlu günün ömrü pek uzun sanma,
Sabahı başka, gün ortasını bir başka aydınlatan güneşi de var.
Ahmet Bağçe

Kapat gözlerini, sonsuz aşkımın gölgesinde, birlikte dinlenelim.
Ahmet Bağçe

O çöplüğe attığın benim kalbimdi. Orada bırakamazdım.
Ahmet Bağçe

O gün bana galiba hasta olacağım demiştin,
Bende sana hasta olan sen değilsin yağmur.
Bak bizi kıskandı nasılda ağlıyor demiştim.
Ahmet Bağçe

O elimden tutmadı, sürükledi getirdi bu yaşa, sen tutarsan elimden, çocukluğumda kalırım.
Ahmet Bağçe

O rüzgâra söyle, sürüklesin beni senin oraya, şu aralar öyle ihtiyacım var ki, sana doğru esmeye.
Ahmet Bağçe

AÇARMISIN
Bir hoş geldin dermisin,
Rüyalarımın ardından,
Söz dinlemeyen kalbim bu gece
Yüreğinin kapısının önünde,
Açarmısın yüreğinin kapısını,
Bir hoş geldin dermisin,
Hasret kokan yüreğime.
Ahmet Bağçe

Nerden bileceksin. Okyanusun derinliklerinde rastlanan Yumuşakçalardan İstiridyedeki İNCİ gibidir gönlümde yaşattığım.
Ahmet Bağçe

Ne kadar sevdim bilmiyorum. O kadar çok sevmişim ki, deryalara aksa taşardı. Küçücük yüreğime nasıl sığdın.
Ahmet Bağçe

Aslında üzülmedim, arkasından uzun uzun baktım ve sonra gitti dedim. Lakin gözyaşlarıma hâkim olamadım.
Ahmet Bağçe

Dülger gibi, odun kesip kereste biçiyorsun. Beni anlamadın. Gidersen üzülürüm, ama gidersem yüreği yanan sen olursun.
Ahmet Bağçe

Seni bir türlü anlayamadım. Yaz kapıya dayandığı halde, kışa göz kırpan ilkbahar gibisin.
Ahmet Bağçe

Ey! Benim gözüm, sana bakan o ahu gözlere benim baktığım gibi bakan olursa, o bakan gözleri kör ederim.
Ahmet Bağçe

KARŞILIKSIZ
Biraz umutsuzluk,
Birazda karamsarlık
Üzerine azda yalnızlık,
İşte ortaya karışık sensizlik.
Sen az biraz su serpseydin,
Ben, benzin olur harlardım,
Sevgini güne çıkarsaydın,
Ben güneşinde yanardım.
Ahmet Bağçe

NE MUTLU
Sonra en büyük zevkinin ağlamak olduğunu söyledi,
Şok oldum ve sordum.
Neden dedim.
Dedi tüm isteğimi Allah’ım kabul etti,
Yüreğimden şükrediyorum,
Gözyaşlarımı zevkle akıtmam ondan.
Ahmet Bağçe

Benim yüzümde bir gülücük ol. Yüreğime senin heykelini dikerim.
Ahmet Bağçe

Cebirde x’e verilen değer y nin değerini de bulur. x gibi değeri bilinmeyene değer verki, y gibi değerin belli olsun.
Ahmet Bağçe

MUTLU OLMAK İÇİN MUTLU EDİN.
Gençlerimizi düşünüyorum, okumuş gençlerimizi. Bazen kendi gençliğim aklıma geliyor, yani okumuş olduğum anki gençliğim geliyor. Çok isterdim o zamanlar bana öğüt verenim olsaydı ama yoktu. Dini bilgisi olmasa da, hayat tecrübesi olmasa da, görmüş geçirmişliği olmasa da, yarım yamalmakta olsa öğütler verseydi. Biliyormusunuz bir annem, bir babam olmadı benim. Küçük yaşta anne ölünce baba yok oluyor. Hani derler ya! Getir ananı olayım baban diye. Çok doğru bir söz. Anne olmayınca hayatta olsa da öğüt verecek bir baba olmuyor. Hayatta olduğu halde babası olmayan şanslı çocuklardan biri olarak büyüdüm ben. Önümde bir büyüğüm, olsa, bana işte şöyle yap, şu yoldan git, saygılı ol, bir büyük bir şeyler söylerse tut yâda tutmasan da dinle, demesini isterdim. Gençler size bir şeyler anlatan büyük dini konularda bilgisi yoksa da, o birilerinden dinlediğini anlatıyordur, kıssadan hisse gibidir anlattıklarını dinleyin. Sevgili gençler yarın sizde anne, baba, torun sahibi olacaksınız. Size bir şeyler anlatanı cahilde olsa dinleyin. Dinlemek istemediğiniz anne veya baba veya her kimse size hazır malzeme veriyor. Bunun farkında olun. Çocuklarınıza anlatacağınız en önemli şeylerdir bunu bilin, ileride anneanneniz, yâda babaanneniz veya dedeniz şöyle derdi gibi çok güzel malzemeden mahrum olmayın. Çünkü çocuklar hayattan göçüp giden nenelerini dedelerini ve onların sözlerini merak eder ve ilk ağız sizden isterler ve dinlemekten sevk duyarlar aynen sizlerin zevk duyduğunuz gibi. Onları yani önünüzdeki büyükleri mutlu olmak için mutlu edin.
Ahmet Bağçe

Bahçe çiçeksiz olur mu?
Aşka hesap sorulur mu?
Olmazsa bağda çiçekler?
Bülbül mutlu olur mu?
Ahmet Bağçe

İÇİM DARALIYOR
Hafif rüzgâr ve ardından sicim gibi bir yağmur,
Toprak mis gibi kokuyor,
Yapraklardan damlayan yağmur taneleri,
Ve aralarında gizlenmiş kuşlar,
İçim daralıyor, bende bir hüzün, bir burukluk var,
Dinlediğim eski bir şarkı geliyor aklıma,
Sanki seni davet ediyor kalbime dokunan damlalar.
Yağmur sesi arasında kuşlar sessiz ben yalnız.
Ahmet Bağçe

Mutlu olmak isteyen insanların ödülü yalnızlıktır.
Ahmet Bağçe

HİKÂYEYMİŞ
Demek ki, aşkın kum üzerine yazdığın bir hikâyeydi,
Okudum, kalbinde yerimin olmadığını anlayana kadar.
Ben sende biraz yalnız, birazda kimsesizmişim onu anladım,
Şimdi sana günbatımına doğru kış vakti gibi soğuk bakıyorum.
Sen aşkın tuzağında mutsuzluğu mutluymuş gibi yaşarken,
Ben seni, mahkûmun özgürlüğünü beklediği gibi bekledim.
Biz ayrı sabahlarda uyanıp, aynı gökyüzünün akşamını izlerken,
Gördüklerim hayallerimin, umutlarımın karanlık geceleriymiş.
Ahmet Bağçe

Hatırlıyorum da o gün son patatesimi sana bırakmıştım,
Özverimi göresin seni ne çok düşündüğümü bilesin diye.
Ve hatta öykümün adını son patates koydum.
Ahmet Bağçe

Kar yağıyor içimdeki şehre,
Umutsuzluk buz tutmuş,
Donduruyor geleceğimi.
Ne kadar ısıtmaya çalışsam,
Çözülüp erimiyor,
Buz içinde içimdeki bu şehir.
Ahmet Bağçe

Yabani otlu ve dikenlidir benim aşk bahçem,
Dertlendiğim de, olur, mutluluğumda olur bazen.
İçine ektiğim duygularım çürüse de domates gibi,
Bir öğretmen gibidir duygularım, dinlemeyi de öğretir sabrı da.
Ahmet Bağçe

PARAMPARÇAYIM
Önce ellerindeki buruşmuş mendili uzattı,
Sen benim en büyük zaafımsın dedi,
Sonra kapattı gözlerini,
Büzüştürdü titreyen dudaklarını.
İşte o an paramparça oldu yüreğim,
Bu nedenledir yüreğine olan ziyaretim.
Ahmet Bağçe

Bir köyün, bir şehrin kültür seviyesini, o beldenin ana merkezini oluşturan cadde ve sokakları gösterir. Yapıtları bakımlı ve geçmiş yüzyılı konuşuyorsa halkı, hatırı sayılır seviyede olduğunu. Bu günü canlandırıyorsa teknoloji çağı yakalanmış bilinçli halkın yaşadığını, ısı kalorisi düşük mayıs kokuyorsa o beldede halen cehaletin kol gezdiğini gösterir.
Ahmet Bağçe

Öyle karşıdan bakınca seni yaralamışım gibi algıladım, sonra yüreğime dönüp baktım, asıl yaralanan ben olmuşum.
Ahmet Bağçe

Eserken kök söktürüp, dal kırmayın ki, bir dahaki esintin beklenir olsun.
Ahmet Bağçe

BAZEN
Bazen kelimelerin yutulduğu,
Korkularımın perdesini açtığı,
Gözlerimin ışık saçtığı anlar oluyor,
Sen aklımı ziyarete geldiğinde.
Hayalimde bile o kadar güzelsin ki;
Okyanuslar dahi kıskanıyor güzelliğini.
Ve ben hayalinin karşısında bile,
Heykel gibi oluyorum.
Anlamsız gelen şiirler anlam bulurken,
Ruhum daralıyor yağmur damlalarından,
Dans ettiriyor buz üzerine düşen karlar.
Ve senin buğulu gözlerinle,
Uyanmak istiyorum uykularımdan.
Ahmet Bağçe

RÜYAMA GELDİN
Bugün yine rüyama geldin,
Dün geceki gibi,
Başını omzuma koydun,
Ellerimse ellerindeydi.
Benden bir masal anlatmamı istedin.
Bende sana seni anlatmak istedim.
Ve seni sana anlattım,
Öyle güzeldin ki;
Övgülerimi dinlerken uyudun rüyamda.
Ahmet Bağçe

Aşk geliyorum demez, gözler gördüğü an, gönül suyu yüreğe akarken beyinde şimşekler çakar.
Ahmet Bağçe

SENİ GÖRÜNCE
Sonra en büyük hazımsızlığı yaşadı yüreğim,
Gün batımında bir el tutuyordu ellerini.
O an söndü gözlerimdeki ışık,
Sustu duygularımdaki müzik.
Sensizlik kokmaya başladı solan çiçekler,
Yargılanıp yalnızlığa hüküm giydi yüreğim,
Sessizlik geldi ziyaretime
Ve haz aldığım müzikte kaybetti benliğini.
Ahmet Bağçe

Aşk gösterince yüreğime yüzünü,
Bir kenara bıraktım huzuru.
Ve göğsüme bastıkça aşkın ağırlığı,
Ruhumla alay eder baharın kokusu,
Ahmet Bağçe

O kadar güneş doğdu ki, geçen zaman içinde üzerimize. her günbatımı o günü dün diye anımsattı bize..
Ahmet Bağçe

Bazen sevildiğini bilmek, yaşamanın nispeti sonsuzluk olan katma değeridir.
Ahmet Bağçe

Gönül yem arayan bir kuş gibidir. Sevilmek için hayallere uçar, sevmek için yüreğe döner.
Ahmet Bağçe

Üzgünlüğün, mutluluğun ve öfkeliliğin bedeli ağırdır. O an ki, duruşun yaptırımları dürüst insanın harcı değildir.
Ahmet Bağçe

NİSAN YAĞMURUM
Bulutlar her ağladığında,
İçimi ıslatıyor,
Dudaklarından dökülen,
O iki hece, bir kelime,
Damlıyor yüreğime.
Çıkmıyor hiç aklımdan.
Sen benim ilk göz ağrım, unutamadığım,
Nisan yağmurum.
Ahmet Bağçe.

Haftaya kalbimi sana bırakacağım pek eziyetli değil. Onu sev, yalnız bırakma, ha birde sırtını dönme çok mutlu olur.
Ahmet Bağçe

Para mutlulukla boy ölçüşemez, para bozulur ve harcanır. Mutluluk duyumsanan sevinç, yüreğe bahşedilen bir ödüldür..
Ahmet Bağçe

Her ateşli hastalığın ardında nice fırtınalar gizlidir.
Ahmet Bağçe

NEREYE GİDELİM
Ta şoralara oturmuştuk bir zamanlar,
Yeşeren topraklar üzerine,
Sen vardın, gönlümdeki vardı, onlar vardı yanımızda,
Şimdi hepsi bir bir dağıldı gitti,.
Desene yüreğim,
Kaç zamandır yalnızız buralarda,
Biz nereye gidelim.
Ahmet Bağçe

Ben senin sevdana daldığımda boğuldum, büyük sularda boğulmama gerek mi? Var.
Ahmet Bağçe

BAK GÖZLERİME
Her şey bitti diyorsun da,
Neden hayallerinde bana geliyorsun.
Öyle karmakarışık bir halde olduğumu düşünüp,
Gözyaşlarını döküyorsun.
Sırtını dönmeye çalışma,
Aşk böyledir işte.
Sırt ver bana.
Bir zamanlar baktığın gibi,
Öyle güzel bak ki; Gözlerime,
Sevmek değil,
Senin için ölmek nasıl bir şeymiş,
Oku gözlerimin içinden.
Ahmet Bağçe

Sineye çekersen, tokat atan eli öpersin.
Ahmet Bağçe

Küsmek için bir olayı ateşlemek yerine, ateşlenmiş bir ortamı söndürmek gerekir. İllaki olay ateşlenmek isteniyorsa, benzin yerine su döksen söndüremezsin.
Ahmet Bağçe

Sabah vakti güneş gösterince yüzünü,
Gökyüzüne salarım karanlık gecenin hüznünü.
Ve günbatımında kalbimin derinliklerine salınca seni,
Sensizlik müziğinin açılışıdır benim için geceler.
Ahmet Bağçe

İçimdeki karanlık şehrin lambası gibisin, ne zaman karamsarlık içimi bürüse aydınlatıyorsun.
Ahmet Bağçe

DOĞUM GÜNÜN
Senin ne gün doğduğunu ben,
Sana ne gün tutulduğumu sen,
Bilebilirmiyiz ki, göz gözeyken,
Bir gün, günbatımında seni gördüm,
O gün doğdu bende sevgin,
Her günbatımı yuvaya dönen kuşlar ile,
Doğum günün diye kutlarım ben.
Ahmet Bağçe

O ZAMAN
Güneşi yüzünde hissettiği an,
Duyguların bulutlarını salıyorsa eğer,
Yüreğin feryada başlamış,
Yoğun bir gözyaşı seni bekler.
İşte o zaman çıkmazdasın ve hayallerin,
Beyin damarlarında gezintiye çıkmıştır.
Ahmet Bağçe

Aklıma sahip olabildiğim kadar kalbine sahip olsaydım, gözlerim yollara, duygularım hayallere dalmazdı.
Ahmet Bağçe

Yanımda rehberim yoktu, belirsizdi gideceğim yer. çok durakta soluklandım sordum, hepsi adres olarak seni gösterdi.
Ahmet Bağçe

Sende tutuklu olan kalbime dışın git diyor ama için ile gözlerin kal diyor.
Ahmet Bağçe

Ne güzel olur. Sahilde hafiften esen rüzgâr eşliğinde hayalinle buluşmak ve seninle sessiz konuşmak.
Ahmet Bağçe

Bazıları yaşadığını sanır, bazıları da yaşlandığını. Hayat aynı kalırken farkında değiller her ikisi de yaşlanmaktadır.
Ahmet Bağçe

Sonra gençliğimle karşılaştım, merhaba yolculuk nereye dedi bana. Dedim ardına bak el sallayan var ya! Onun yanına.
Ahmet Bağçe

Solan çiçek, uçan kuştan daha yeğdir. Kuş uçar, çiçek solsada sadakati vazoda kalır.
Ahmet Bağçe

Sevdin mi, toprak gibi seveceksin, en güzel aşk onda. Daha da salıvermiyor bağrına bastığını.
Ahmet Bağçe

Ey gecelerin karanlıklar karanlığı, bir yarımız yaprak döker, diğer yarımız ter. Hasretiz gün ışığındaki gölgeye.
Ahmet Bağçe

BUGÜN
Ayrıntısı gizli boş çerçeveye bakıyorum,
Dokunuyorum parmaklarımla etrafına,
Ve sonra senden arda kalan ayak izleri,
Gözyaşlarıma konmuş gülücük gibi,
Sanki yumuk gelip açık giden avuç içiyim,
Elveda diyorum içi boş dünya ya,
Yorgun, tükenmişlik içinde bir geçmiş,
İstasyonda unutulmuş bir yolcu gibi.
Ahmet Bağçe.

DÖNMEYECEK GİBİ
Bana elveda derken esen rüzgâr,
Sallanan dallar, yere dökülen yapraklar,
Burukluk veriyor,
Ruhumu karartıyor bulutlar,
Limana çekilmiş gemi gibi,
Küflenmiş bir yalnızlık avuçlarımda.
Ahmet Bağçe

Ben senin elinde kurşun kalem gibiyim. Dışım oyuncağın, içim paramparça sayende.
Ahmet Bağçe

Öyle bakma gözlerime,
Ben ilk defa ağlamıyorum,
Daha önceleri de,
Gözyaşlarını döktü gözlerim.
Ahmet Bağçe

MAHKÛMUM BEN
Ne zaman gecelerimde gökyüzüne baksam,
Parlayan yıldızların arasında seni görürüm.
Yıldızlara bakmama gerek yok!
Gözlerime takılan senin parlayan gözlerin,
Ve bu sessiz gecede hasretine mahkûmum ben.
Ahmet Bağçe.

Ne zaman seni düşlesem, dur düşleme! Sen düşledikçe beyin düşlerini çoğaltır, sonra tembel âşıklardan biri olursun. kuruntular düşlenirken, aşkın karşılığı beklenirken mum gibi erir sevgiler diyor kalbim.
Ahmet Bağçe

Gözlerinin rengi siyah ama deniz mavisi gibi bakıyor. Yağmur damlasını andırıyor, Gözkapaklarının açılıp kapanışı.
Ahmet Bağçe

Bazen öyle dalıyor ki insan,
Sonra sızım sızım sızlıyor içi.
Gözlerde yaş,
Duyguları karışık,
Özlem dolu yüreği,
Ve yazmak istiyor,
Sonra okumak istiyor yazdıklarını.
Ahmet Bağçe

Dışı sessizlik içinde olanın içinde duyguları çığlık atar.
Ahmet Bağçe

Artık üzülmüyorum ve sabrediyorum. Birilerinden sıkılıp dolaşmaya çıkacak huzurun bir gün bana da uğrayacağını, nehrin akışının durmasını bekler gibi bekliyorum.
Ahmet Bağçe

Sende ki o güzelliğe farklı bakmak gözlerimi köreltti.
Hiçbir zaman unutamadığım güzelliğin,
Bana olan yürekten sevgindi.
İçime her zaman sevgini attım,
Kaderimse dışımda kaldı.
Onu atamadım,
Geldiğimiz nokta bundandı.
Ahmet Bağçe

En büyük cesareti sayende topladım.
Topladıklarımı bir sepetin içine koydum,
Sepetimin altı delik olunca,
Tamamı döküldü,
Bu yüzden sana aşkımı itiraf edemedim.
Ahmet Bağçe

O herhangi biri değil,
Benim denizimin en güzel kıyısı,
Kumuna bassam ayaklarım,
Suyuna gitsem gözpınarlarım,
Yanından ayrılsam canım yanar.
Ahmet Bağçe

Bana olan ilgini aşk sanıyorsan acı çekmiyorsun. Dön gözlerime bak. Umutları yok olmuş, içinde tükenmişlik yatıyor.
Ahmet Bağçe

Anladım ki; Saflık insanlara mahsusmuş. Deniz bile tuzlu ıslatıyor insanı.
Ahmet Bağçe

BULAMADIM
Senin kıyında dolaşırken,
İçime huzur veren maviliğinde,
Kalbine rastlayan kalbimi kaybettim,
Sonsuzluğa kucak açmış gökyüzü,
Ve umut dolu denizin her zerresinde aradım,
Martıların melodisine eşlik ettim.
Fırtınana yakalanıp,
Gelgitlere kapıldım,
Derinliklerine daldım, .
İçinde nice incilere rastladım da kalbimi bulamadım..
Ahmet Bağçe

Karanlığın içinde yüzünü seçemesem de, nefes alış verişinden kaybolduğum yörüngende kendimi bulurum. Çünkü sen benim güneşim, bense etrafında dönen dünyanım.
Ahmet Bağçe

DOĞMAYAN GÜNEŞ
Gecelerimi eskiten gelecek düşüncelerim,
Doğmayan güneşin karanlığında boğulurken,
Paçavraya dönmüş yüreğimi acıtarak okşuyor.
Ve ben senin sahilinde yalnız dolaşıyorum,
Umutlarım yok olmuş, gecelerimse sensiz,
Rüzgârın kırdığı dallar gibi soldu yapraklarım,
Senin baharında duygularım sürüklenip kururken,
Hayatım eski resimlerdeki gibi siyah beyaz..
Ahmet Bağçe

Solan güle insan can veremez ama gül, insan ruhuna gençlik verir. Tıpkı taş ruhlu insana hayatı sevdiren aşk gibi.
Ahmet Bağçe

Kalbimin sende olmasından dolayı rahatım. Çünkü ben seni bence sevdim, kalbimde kalbini kalpçe sevdi ki birlikteler.
Ahmet Bağçe

Her şeyi olanın eksikliği, yanına gelenlerin istekleridir.
Ahmet Bağçe

Bu hayatın amacı,
Seni karanlıkta görmemi istemekse kabul,
Ben zaten seni her gece rüyamda görüyorum.
Mum ışığına bile ihtiyacım yok benim.
Gözlerinin parıltısı yeter bana.
Ahmet Bağçe

Gelirim deseydin beklerdim, sahilde görünce paramparça oldu yüreğim.
Ahmet Bağçe

Mahallende bakkal, manav, kasap, terzi ve kundura tamircisi varsa mutluluk vardır, muhabbet vardır her evde bereket vardır.
Ahmet Bağçe

En büyük zenginlik yalnızlıktır gölgen bile senden kopamaz. Bazen önden, bazen yanından, bazen arkandan takipçindir.
Ahmet Bağçe

Ağaçları sayabilirsin ama yapraklarını asla!
Ahmet Bağçe

HASRET KALIRIM
Senden duyduklarıma değil,
Duyduklarıma sustuğum için suskunum.
Çünkü istemeden de olsa,
Sana sitemkâr bakışlarım olursa üzer beni.
O vakit, gülüşüne hasret kalırım,
Gözlerine bakamam,
Okuyamam düşüncelerini,
Gel diyemem sahip olduğun kalbime,
Hem senden hem de kalbimden olurum,
Yalnız kalırım hayallerimle.
Ahmet Bağçe

Duyguları acı içinde olanın gözleri, uzaklara bakar.
Ahmet Bağçe

SEVMİŞTİM
Bazen çok özler ya! Hani,
Dinlediğin şarkı ağlatır ya! Bazen.
Sende de olur mu?
Senin olmayacak bir hayali ağlarcasına,
Hiç sevdin mi? sen,
Ben sevmiştim,
Beni sevmeye vakti olmayan birini.
Ahmet Bağçe

Hayat ile insan arasındaki mesafe ne kadar deseler cevabım, üzerindeki ağırlıkla birlikte ayağa kalkmak kadar derim.
Ahmet Bağçe

BİÇARE
Hayallerimden vazgeçerim ama,
Ondan asla.
İşte öyle arkadaşım.
Artık ayrıntıları biliyorsun.
Bazen diyorum ki;
Ne olacak sa olsun söyle kurtul.
Birde düşünüyorum,
Hadi söyledim,
Tamamen kaybederde bir daha göremezsem!
O zaman susuyorum,
Gözler birbirine bakıyor,
Nefes içe çekiliyor,
Kalp atışları normale dönüyor, ama duygular alt üst.
Ahmet Bağçe

O kadar çok kitap okudum, içlerinde kitap gibi kitabı seni okurken gördüm.
Ahmet Bağçe

Sonra beyin, fırtınalara yakalanınca, eller oynamaya başlar, etekler zil çalar. İşte o zaman gelenlerle gidenler çoğalır. Soranlara şuan gel, gitler başladı deriz. Eh! Ne yapalım o vakit gelene git, gidene de kal denmez ya!
Ahmet Bağçe

Neyimiz var ki; Elektrik yüklü bir aşk değil ki aşkımız, elektrik akımı yerini gözyaşı akıyor.
Ahmet Bağçe

Kovamı, su yerine gözyaşlarımla doldurdum, sen kovadakini su mu, gözyaşlarımı olduğunu anlamadın.
Ahmet Bağçe

Kök salıp çınar gibi büyütmek istediğim kalbim, yoğruldukça kabardın, kabardıkça parçalanıp ufaldın.
Ahmet Bağçe

O bakışında sevda yüklü değil, tükenmişlik var. Gözyaşın ayrılık yazıyor, kirpiklerinse pişmanlığını gösteriyor.
Ahmet Bağçe.

Seni aklımdan çıkardım ama sevgini çıkaramadım, çünkü sevgin, yüreğimde bayram sevinci bıraktı.
Ahmet Bağçe

KAHRAMANIM ESAS KIZ
Bakışların öyle tutkulu ki,
Sen ruha hayat verirken, hayat bana seni.
Sen yüreğimin ateşi gönlümün misafiri,
İçimde büyüyor beyaz bir Sevgi.
Bir anda değil içime işleye işleye ektim seni,
Suyun akışı gibi, aktın çay gibi, dere gibi.
Bir tarafta defne kokusu gibi kokun,
Diğer tarafta kahramanım esas kız sen,
Okudukça bitmeyen hikâyede ben.
Ahmet Bağçe

Sıcacık bir bakış ve bir dokunuş, ruhu etkileyen anlamlı sözlerden de güzeldir. Bakışlar konuşur ruh etkilenir..
Ahmet Bağçe.

Bazen ne kadar ağlasan, gözyaşı döksen, hüzünlü bir bakış kadar yara açmaz yüreğe.
Ahmet Bağçe.

Düşünen insan zihni dolu insandır. Eğer bazı konuda seni unuttuysa mutlaka seni düşündüğündendir.
Ahmet Bağçe

Karanlık, içinde gezinene görünmez ve ürkütücüdür bu yüzden sevilmez.
Ahmet Bağçe

Bir hayalim var ve o hayalimin hedefi sen.
Nefesime hava, yüreğime esinti, geceme yıldız,
Gittiğim her yerde düşlediğim,
Yeri değişmeyen içimde noktasın sen.
Ahmet Bağçe

Ey yar, yüreğimi yar gir içeri,
Otur, sol yanım boş.
Misafir edeyim seni.
Gönlüm sana aksın,
Yansın sana Yüreğim,
Görmesin senden başkasını gözlerim.
Ahmet Bağçe

Sen bir yudumsun lakin öyle sıcak ve öylesine hatırlısın ki, kırk yıla iz bırakman için yudum yudum içiyorum seni.
Ahmet Bağçe

Bana yağsan, ıslansam seninle, saçlarımda sen koksan ve tarasan saçlarımı, sicim gibi bir huzur kaplasa her yanımı.
Ahmet Bağçe

Gönlümde kal, otur kalbimde. Olurda bir gün gözlerimi özlersin, kokumu ararsın, belki yanında olmamı hayal edersin
Ahmet Bağçe

Zaman sen olunca uçuyor, olmayınca duruyor. Ve sonra diyorum, o gelemiyor, ben gidemiyorum. Hayallerim neden uyuyor.
Ahmet Bağçe

Geceleri uyku, mal ve paranın bolluğu gibidir. Sabahları uykunun ballanması mal ve paranın bitmesine benzer.
Ahmet Bağçe

Kumaş terzinin elinde şeklini, parada zenginin elini bulur.
Ahmet Bağçe

Varlıkların üstünü olarak yaratılan insan, insanca yaşamalı. Sırtında kamçı, arkasında pullukla değil.
Ahmet Bağçe

Bu çift göz, görmez oldu o çift gözü. Gönül yorgun, Atmıyor sol yanım. Heyecandan uzak unuttu sevmeyi, sevilmeyi.
Ahmet Bağçe

SEN İYİSİN
Sen üzülme gecem,
Sabaha kadardır senin karan,
Parlayan yıldızların var birde aydınlatan ay.
Ya! Ben hayat küs, yok bir hatırımı soran.
Bir yaralı yürekle birde ben,
Yok, acıdan anlayan bir yar.
Yâre sen güneşimsin dedim doğmadı,
Rüyamsın dedim olmadı,
Aşındırdığım yolların tozuna inanmadı.
Saldığım tüm çiçeklerin kokusuna ayıkmadı,
Gecelerim zindan benim,
Sabahlarım karanlık,
Benim elimden tutmadı hayat,
Zararıma çalışıyor zaman.
Sen iyisin gecem,
Bende ne yıldız var nede ay.
Ahmet Bağçe

Kaybetmemek ve kalp kırgınlığına uğramamak için, hayallerle birlikte yaşamak daha sağlıklıdır.
Ahmet Bağçe

Gülmek içten gelen bir dürtüdür. Bazı insanların gülmesi acemi ressamın elinden çıkmış resim gibi sırıtır.
Ahmet Bağçe.

Zehri ve kaslarıyla korku salan yılan, Karıncanın karşısında aciz kalır.
Ahmet Bağçe

Bazen öyle bir ruh haline giriyorum ki, rüzgârın sesini dahi sudaki balık gibi dinliyorum.
Ahmet Bağçe

Gece uyumadan önce,
En çok senin sevdiğin şarkıları dinlerken,
Sana gitmeye hazırlanan kalbime engel olamıyorum.
Ve ben kendimi kaybediyorum.
Kalbim sana geldiğinde bulun beni.
Ahmet Bağçe

Öyle bakma kapat gözlerini.
Sus bir şey söyleme,
Üzeri küllenmiş aşkımı körükleyeceksin.
Zamanın, dostların, varlıkların kaybı gibi
Umutlarımın da kaybolduğu gün bugün.
Ahmet Bağçe

Öyle terslikler var ki, hayatta, sen yaz istersin, kış çıkar bahtına.
Ahmet Bağçe

Kadının ihtiyaç duyduğu sevgi, erkeğin hayat mücadelesinde gizli. Ona sevgiyle yaklaşan kadın arzuladığı sevgiyi mutlaka bulacaktır.
Ahmet Bağçe

Hayatının önemi bir bölümünü kendi fikirleriyle değil başkalarının yönlendirmesiyle geçirenler hayal peşindedir. Fırsatını bulduğu an hayallerini gerçeğe döndürme eğilimindedirler.
Ahmet Bağçe

Aşk sağırsa üzülme. Gören gözler sağır değildir. Sendeki tutku bitmeden gözler konuşmaya devam eder.
Ahmet Bağçe

Dirlik bulmak için ağlayanların yanında birlik ol ki, ıslanan mendilin vakarlı kurusun.
Ahmet Bağçe

Seni balon gibi şişirenlerin verdiği havalara güvenme, bir iğne ucu havanı alır. Derenin başındaki, suyu içmek için eğilmesi gerekir.
Ahmet Bağçe

Kişiyi olgunlaştıran zaman değildir, zaman içindeki aldığı tecrübedir. Çünkü, yolun uzunluğunu yürüyen bilir.
Ahmet Bağçe

Yuvası tepelerde olan kartallar rızkını aşağılarda arar.
Ahmet Bağçe

Tutkular, yaşamı okyanusta olan incisini içinde saklayan istiridye gibidir, saklamak mümkün değildir.
Ahmet Bağe

Tembellik gönlün uşağıdır. Gönül istemedikçe tembelliğin esareti altındaki vücut tembellikten kurtulamaz.
Ahmet Bağçe

Bak evlat, vazifen değilse hiçbir konu hakkında fikirleri sorgulama, sessiz kal, çünkü korkakların havlamaları sessizliği bozmak içindir..
Ahmet Bağçe

Onca güzel içinde neden seni gözlerim,
Gözler arasında gözlerini arar gözlerim,
İçimde derlenip dilimden dökülen sözlerim,
Yüreğimden, yüreğine dökülsün güzelim.
Ahmet Bağçe

Bir demet çiçektim koptum dalımdan,
Gazel oldu mevsimimde yapraklarım.
Korkmam, ne kardan ne yağmurdan,
Ne yapabilir artık yakan güneş, çürüten toprak.
Ahmet Bağçe

Bozmayın şu duruşumu,
Yalnız kalacağımı bile, bile,
Umut tazeliyorum gün boyu.
Gökyüzüne âşık deniz gibi.
Ahmet Bağçe

TAMİRCİ GİBİYİM
Her gün yeni bir kelime dolanıyor,
Yaka iğnesi gibi özlemin geldikçe dilime. ,
Güzelliğini süzdükçe duvardaki resminde,
Gözlerimin önü perdeleniyor.
Ruhumu seninle beslerlerken,
Yakıyor hasret acın içimi,
Sen başka yerde açıyorsun yediveren gül gibi,
Bana farklı bir haz veriyor hasret kokun geldikçe,
Başım dönüyor kokunu getiren rüzgârla birlikte.
İşte o zaman aşkımız,
O ilk günkü alevi ile yanmaya başlıyor sönmemecesine.
İkna olmuyor ne gönlüm nede ruhum,
Seni yazmak istiyor ellerim,
Seni okumak istiyor gözlerim,
Ve seni dinlemek istiyor kulaklarım şarkılarda.
Ahmet Bağçe

İÇİMDEN GEÇENLER
Sessizce gidiyor içimden geçenler,
Her birinde gizlenmiş nice anılar,
Hatırladıkça bazısı tekrarını yaşatır,
Üşütüyor esintisi güz yaprağı gibi.
Ahmet Bağçe

ÜZGÜNÜZ
İkimizin de bir hayali vardı,
Sen hayalini su üzerine yazdın,
Benimkisi de hayallerde kaldı,
Ve şimdi sen bensiz ben yalnız,
Sis çökmüş baharımızın üstüne,
Kış gecelerinin özlemi içinde gecelerimiz.
Ahmet Bağçe

BAZEN
Bir dere, bir deniz olmasa da gözler dalar bazen,
Bulutların ötesine bakar yâda uzak, uzak mavilere.
Tamamlanmak ister eksik olduğunu hissedince,
Ve bazen biçaredir hiçler ordusunun sorguları önünde.
Coşar yalnızlığını gidermek ister yüreği bazen,
Yalnız kalmak ister zaman, zaman toparlanmak için.
Çünkü olumsuz düşünceleriyle cebelleşmektedir,
Sorgulanmaktadır özgür olmayan yüreği gönül önünde.
Ahmet Bağçe

UZAKLAR
Uzaklara dalan gözlerim,
İz bıraktığım hatıralarımı okurken,
Çocukluğum geçti önümden.
Sevilemediklerim ve sevdiklerim bulamasınlar diye,
Yüreklerinin arkasına gizlendim.
Ahmet Bağçe

Mezrasında yolunu bulan sadece su değil, akılda bulur kullanabilene.
Ahmet Bağçe

SENSİZLİĞİN GÖLGESİ
Öyle çok üşüyorum ki,
Isıtmıyor sıcak bakışından başkası beni.
Gezinir gönlüm nedenini bilmez,
Buna sensizlik diyor kalbim.
Gene yüreğime karanlık çöktü,
Kış gecelerinin işgalinde gönlüm.
Baharın güzelliği ben geldim derken,
Sensizliğin gölgesini görmüyor gözlerim,
Ahmet Bağçe

Tercihim ağırdan yanadır, çünkü hafifi kaldırmaya gücüm yetmez.
Ahmet Bağçe

Kalbinizi bir kalbe uzatırken, karşıdaki kalbin mesafesini ölçerek uzatın. Ayağını yorganına göre uzatır gibi. Keza dalgalar bazen küreklerin hamlesini boşa çıkarır.
Ahmet Bağçe

Saçlarım kar beyazı oldu ama değdi. Durak beni, bende durakta beklemeyi öğrendim.
Ahmet Bağçe

Senin kalbini toplarken elde bir varı bana unutturma. O, elde bir senin bendeki değerin.
Ahmet Bağçe

Çiçeğini güneşten gizleyen akşamsefası gibisin. Günbatımında kokunu saçarak açıyorsun, gece boyu mest oluyorum.
Ahmet Bağçe

Bazı insanlar kendi etini kavuran yağ gibidir. Başkalarına ihtiyaç duymaz.
Ahmet Bağçe

Düşünme ihtiyacı duymayanın aklı, birilerinde kiradadır. Aklı başına gelene kadar darlık, gelince de pişmanlık yaşar.
Ahmet Bağçe

GİTTİNMİ
Sen gittinmi benim güneşim batıyor,
Nevrim dönüyor,
Ve sen gittinmi yazım sonbaharı yaşıyor,
Dökülüyor yapraklarım.
Sen gittinmi, giden sen oluyorsun,
Ardından bakan ben oluyorum.
Sen gittinmi benim beynim duruyor,
Ve ben bitiyorum,
Ahmet Bağçe

SONSUZA KADAR
Sana döktüğüm gözyaşlarım vardı ya! Diyordun,
Tüm gözyaşlarımı geri istiyorum demiştin hani,
Bende istersen vereyim buyur diyerek,
Damla, damla gözyaşlarımı dökmüştüm.
İşte o an beni incitmiştin ve incindikçe,
Sevginden beslenemeyen yüreğim zayıf düştü.
Can çekiştiriyor,
Bilirmisin seni sevmek bana duygusallık,
Ruhuma acıdan başka bir şey vermedi.
Çok, çok üzgünüm tanımasaydım diyorum seni.
Aslında sana âşık olmam bir hata değildi,
Bir nevi sınavdı.
Bana tecrübe, yüreğime bağışıklık kazandırdı.
Hayatımı sensiz hayal etmek zor olsa da,
Sensiz yaşamayı öğrendim geçen zaman içinde.
O gün ayrılmak istediğini ifade ederken,
Gözlerindeki nevrinin kızıla dönüşünü gördüm,
İlişkimiz bitecek ama,
Sana olan sevgim sonsuza dek devam edecek diyordu.
Evet, bende senin gözlerinin dediğine katılıyorum.
Senin sevginde bende sonsuza kadar devam edecek.
Ahmet Bağçe

SEN BENDE ŞİİRSİN
Öyle bir çıkmaz içindeyim ki;
Muhabbetin tam ortasındayken,
Bir taraftan yağmur,
Diğer taraftan beni sırılsıklam eden sözlerin,
Yığıyor beni,
Yere serilmiş hasır gibi yassılıyorum.
Buna rağmen neden çarpıyor senin için kalbim.
Ben sana kırıldım desem, için yanıyor,
Demesem, gözlerim kırgınlığımı belli ediyor.
Seven ben, kırılan ben oluyorum,
Gene de sevgini giyiniyor kırgın yüreğim
Çünkü sen bir şiirsin ve bir şarkısın bende,
Sevgim kırgınlığımı bastırıyor.
Ahmet Bağçe

ANLAMADIN
Bir ağlasam yağmur durur benim gözlerimi izler,
Melodiler susar sessizliğimi dinler.
Ey gözlerini benden kaçıran güzel,
Diner mi? Hasretinden gözlerimden akan yaşlar.
Beni ben bile anlamadım,
Yüreğin yanan yüreğimi anlar mı?
Ahmet Bağçe

Harlamak istediğim ateş kül olmuş üşüten gecede,
Ayrılık ateşi sen olunca özlemin harlıyor içimde.
Üşüyorum, sensiz gecen aysız, yıldızsız gecede,
Seni seven ruhuma nazikçe dokun kalbimi incitme.
Ahmet Bağçe

Sen uzaktan bakıldığında öyle güzelsin ki, büyüleyen güzelliğine yakından bakınca yüreğimin yanmasından korkuyorum.
Ahmet Bağçe

Sana bakarken tökezleyip düştüğüm en güzel yerdi yüreğin.
Ahmet Bağçe

Mademki kalbini kan pompalasın diye yaratmış seni yaradan, bana da kan pompala ki aşk sözleri dökülsün ağzımdan.
Ahmet Bağçe

Güneş sabah gösterince yüzünü,
Gece gizliyor karanlığa yüzünü.
Hasretin yuva yaptıkça içimde,
Kelimeler dizilir hece, hece dilimde.
Ahmet Bağçe

Ruhum rüzgâr ararken serinlemek için tepelerde,
Kalbimi yerinden fırlıyor aşk rüzgârın şiddetinden,
Gönlüm hayal ederken geceleri yıldızların eşliğinde,
Karanlıkta çoğalıyor aşk hasretin yüreğimde.
Ahmet Bağçe

Sahipsiz değilsin ki; Hani her eserin bir sahibi vardır ya! Gözlerinin içine bu benim eserimdir yazayım olur biter.
Ahmet Bağçe

Ben senin okuman için değil, senin düşüncen arasında bir yerim var mı? Onu bilmek için yazarım bazen.
Ahmet Bağçe

SERAPMIŞ
Seni kaybettiğimi düşündükçe
Aklım uyuşuyor biliyormusun!
Teselli olduğum tek şey anılarım,
Hani vaktiyle sen gökyüzünün mavisiyken,
Bende denizin muhteşem mavisindeydim,
Aramızdaki tek mesafe dokunabildiğim hava,
Denizin dalgaları ve köpüğüydü.
Düşünüyorum da serapmış demek ki yaşadıklarım.
Ahmet Bağçe

Az ışıkta Kirli mekânın temiz görünmesi gibidir, cehaletin hâkim olduğu toplumlarda kurnazın sözleri.
Ahmet Bağçe

Sevgi ağır bir yüktür her kalp taşıyamaz aşk ise sevgi gibi değil fişi çekilmiş pervane gibidir bir süre sonra durur.
Ahmet Bağçe

Kalbimde oturan sensin, en çokta kalbimi kıran sensin.
Ahmet Bağçe

Sana ve sevgime 1 değer verdim,
Sıfır ekledim, 10 numara âşık oldum,
Sonra bir sıfır daha ekledim verdim,
Bir sıfır daha ekleyince sırtıma din,
Özür dilerim baştaki 1 i sildim. Neyin kaldı!
Ahmet Bağçe

Bende isterdim, avucumun içinde olmasını. Ama avucumun içine koyan olmadı. Bana özlemi ve mum gibi yanması kaldı.
Ahmet Bağçe

Diyor ki, seviyorsan belli et. Nasıl edeyim. Bunun ev kirası, elektriği, suyu, doğalgazı, et yemeği, ot yemeği, tanışma günü, ilk bakışma günü, ilk çıkma günü, sözleşmesi, nişan ve evlenme yıl dönümü, on dört Şubat sevgililer günü, arada bir çiçekle mutluluğu kutlama günü, birkaç yılda bir tektaş yüzük hediyesiyle aşkı tazeleme günü, en iyisi mi, belli etmeden yürekten ve içten sevmek. Bu kadar merasime gelemem doğrusu.
Ahmet Bağçe

Dokunma duygularıma öyle kalsın. Aşkın benden uzun yaşasın. Merasimle kendine bağlama beni.
Ahmet Bağçe

Erken kalkmama rağmen sana geç kalıyorum. Güzel gözlerine, tebessümüne, şirin yüzüne hasretim ondan.
Ahmet Bağçe

ÖMÜRLÜK RESMİM
Bir ömür içinde çizdim bu resmi.
Bak, şu karede okulluydum,
Şurası seni ilk gördüğüm gençlik kare,
Burasını hatırlamalısın?
Benim sevinçli, senin düşünceli olduğun an.
Şu karede ise beni sevdiklerimin terk ettiği kare,
Biraz ileride ki, karanlık yer var ya!
Orası beni arkamdan vurduğun yer,
Şu sokak ise, orayı hiç unutmam!
İşte orası yalnızlığa itildiğim sokak,
Ve şu mekân da!
Kendimle bir başıma kaldığım küçük kulübem.
Ahmet Bağçe

Bazen diyorum ki;
Ne olacak gittiyse gitti!
Sonra düşünüyorum;
Sussaydım gidermiydi!
Ve sonra anlıyorum ki;
Hayat üzülecek kadar uzun değil.
En iyisi beklemek, seviyorsa gelir.
Ahmet Bağçe

Şurada o ağacın altında otururken aklım sana gidiyor yüreğimle konuşuyorum Sessizce, kimsesizce.
Ahmet Bağçe

Sonradan görmüşün parası sarımsak gibidir. Etrafını kokutur.
Ahmet Bağçe

TAKVİMDEKİ O GÜN
Bir gülü öyle çok sevmeliyim ki;
Sonsuza dek içimde kalmalı kokusu,
Kalbim çarpmalı yerinden fırlayacak gibi,
İçimde esmeli rüzgârı, sonbahar kıskandırırcasına.
Takvimdeki tüm yapraklar kopsa da,
Onu gördüğüm o ilk gün kalmalı takvimlerdeki yerinde.
O gün her zamankinden farklı bir şey yapmalıyım onun için.
Mesela deprem olup sarsmalıyım,
Dere olup coşmalıyım,
Sel olup yüreğine akmalıyım.
Ne bileyim koşmalıyım ona doğru bir sporcu gibi,
Sonra eğilsem, defalarca âşık oldum desem kulaklarına,
Takvimdeki o gün bütün yıllar,
Tüm mevsimler, ne kadar ay varsa bir araya gelse,
Aşkla karışık, günde birkaç defa,
Birazcık sevinç, birazcık umut ve birazcık mutluluk aşılasa bana.
Ahmet Bağçe

Bakmayın, dere üzerindeki dal, budak, yaprak gibi birikintilere. Durgun akan derenin akışkanlığı, diptendir.
Ahmet Bağçe

Resim, resim olması için, fırçanın ucuna yedi ana renk ile mükemmel beyine sahip becerikli elin buluşması gerek.
Ahmet Bağçe

Bana dünyayı anlatma, dünyadan anlat. O yuvarlakmış, elipsmiş beni ilgilendirmiyor. Ona nasıl ayak uydurulur onu anlat.
Ahmet Bağçe

Çok şeyler vardır umursanmaz ama pahada ağır basan inci, deniz hayvanı olan yumuşakçanın içinde oluşuyor.
Ahmet Bağçe

Sana attığım sözler biraz köşelidir sabret ve bekle biraz geç düşer.
Ahmet Bağçe

En büyük sessizliğim bakışlarım. Senin gürültünü işitirken sahip olduğum duygularımı gözlerimden görebilirsin.
Ahmet Bağçe

Yanına aldıkların içinde, ayağına pabuç, başına sarık ve seni daraltacak olan esvabı heybene koyma.
Ahmet Bağçe

Ellerin elindeki bir makasın, kıydığı kumaşı bir arada tutmaya çalışan ipliğin tükenişini iğne bilir.
Ahmet Bağçe

Görmeseydi gözlerim, takılmasaydı yoluna ayaklarım ve dalmasaydı hayallere aklım, çırpınırmıydı senin için yüreğim.
Ahmet Bağçe

Hep öyle olur. Kalp ağrır, gönül katlanır, Külfet değil mi? Bu saçlara ağarmak kalır.
Ahmet Bağçe

SİS ÇÖKMÜŞ
Sana bakıyorum bu taraftan,
Üzerine sis çökmüş dağlar gibisin.
O tarafta sen bu tarafta ben,
Görünmüyor buğulu gözler, ıslak dudaklar,
Esen rüzgâr estikçe bedenime seni üflüyor.
Sana dokunmak istiyorum,
Resimlere dokunan parmaklar,
Ressamın fırçaları gibi.
Ahmet Bağçe

GÜNEŞ SANAYIM
Sen karşımda dur, el uzatayım sana.
Tut ellerimden biraz da gülümse,
Güneş açmış sansın yüreğim.
Usanmadan sana bakayım,
En çokta yeşil gözlerine,
Gölgene al şavkından kamaşmasın gözlerim.
Şöyle bir dokun anlayım hayattamıyım?
Duyayım yüreğinin sesini hakkımdaki duygularını.
Ahmet Bağçe

Sen benim gibi değilsin.
Kış gününde,
Yaz gününü yaşayan sonbaharındasın.
Bense, baharı atlamış,
Yaz günüm ters dönmüş,
Doğrudan kışı yaşayan bir derbederim.
Ahmet Bağçe

Sen hangi şarkının sözleriydin yüreğime oturdun, dilime nakarat oldun.
Ahmet Bağçe

Kişinin çizgileri hayalleridir, hayalleri beklentisi, gerçekleşmişse mutluluğudur. çizgisi olmayanın geleceği olmaz.
Ahmet bağçe

Ah be deniz, bende senin gibi rüzgâra kapılıp dalgalansaydım, yar yüreğinde bahar olur, güller açardım..
Ahmet Bağçe

Zaman kimsenin farkında olmaz, zamanın farkında sen olmalısın ki; Hayatın pozitif olsun.
Ahmet Bağçe

GERÇEK OLMASINI İSTEDİĞİN FELSEFE
Hayallerinin ardındaki beklentileri aramaya çıktığın an karşılaşacağın hakikat; zorlu bir yolculuk olacaktır.
Bu zorlu yolculukta
Bazen hırs,
Bazen aşk,
Bazense keşkeler ve kıskançlık tuzaklarıyla karşılaşacaksın ve bu tuzaklar seni yiyip bitirmeye çalışacaktır. O zaman ya! Yola devam edeceksin, yâda vaz geçeceksin. Çünkü hayallerine belli bir zaman harcamak zorunda kalacaksın. Harcadığın zaman kimsenin farkında olmaz, zamanın farkında sen olmalısın ki; hayatın pozitif olsun.
Ahmet Bağçe

Dolu testiyi kırarsan içindekinden olursun.
Ahmet Bağçe

Anlatılanı anlayabildiği kadar anlayan, kapasitesi kadar eğitim almıştır. Bilgi vagonlarla yüklense lokomotifi gücü kadarını çeker.
Ahmet Bağçe

Ah be hayat, gülmeyi belletmediğinden esnerken dudaklarım yarılıyor.
Ahmet Bağçe

Benin, sana olan aşkım, senin beni anladığın kadarmış. Olsun, suyun akışı, kaynağından doğasına fışkırdığı kadardır.
Ahmet Bağçe

Şu yorgun yüreğime bir ilkbahar kokusu üfleyen olsa,
Birde kış güneşini,.
Ben üşüsem, güneş ısıtsa, bahar kokunu yaysa,
Bana da hayaline sarılıp koklamak kalsa.
Ahmet Bağçe

Anne şerbet ise, baba yemeğin tuzudur. Şerbetin tadına varmak için vücudun tuza ihtiyacı var.
Ahmet Bağçe

TÜKENMİŞLİK
Sonbaharın gelişi aynı, üzerine düşen yağmur aynı.
Solgun yapraklar, ıslanan topraklar,
Doğada ki sessizlik ve bize benzeyen tükenmişlik,
Anılara çarpan bir yürek ve yalnızlığa akan gözyaşları.
Ahmet Bağçe

Dost bildiklerin bile, kollarının uzunluğu kadar sarılabilir, baba gibi yürekten sarılamaz.
Ahmet Bağçe

Sonra güneş battığında duygular doğar, karanlık ile birlikte. Duygular yıldızlarla şekillenir ay ile beslenir, hayallerine teslim olur.
Ahmet Bağçe

Seni karşımda gördüğümde,
Nefesim tükeniyor, kalbim çarpıyor.
Kalbine giden yolun engellerini aşmak için
Bir arayış içine giriyorum,
Yüreğimden yüreğine, Köprü kurasım geliyor.
Ahmet Bağçe

MİSAFİRİM GÜL
Bir süre o karanlık yolda yürüdüm; öyle böyle değil. Yürüdükçe yürüdüm. Neden sonra dönüp arkama baktığımda birde ne göreyim. Önümün karanlığı arkamı aydınlatıyordu. Şaşkına döndüm. Sağıma ve soluma bakındım, ışıktan eser yoktu. Ve hatta yıldızlar dahi görünmüyordu. Göz ucuyla sokak lambalarını aradım. Maalesef onlarda sönüktü. Gündüzün var olan şehir adeta yok olmuştu. Yorulmuştum. Eve az kaldı yaklaşmıştım fakat dinlenme ihtiyacı duydum. Havanın soğuk olmasına rağmen oturabileceğim bir yer arandım. Sonunda bir yer bulmuştum, biraz yumuşaktı, çöpe atılmış minder yâda ot birikintisidir diye düşündüm. Fakat üzerine oturduğumda düşündüğüm gibi değildi. Biri yatıyordu. Avuçlarının içini kendisine yastık yapmış, ayaklarını dizlerinden itibaren karnına doğru çekmiş biri uyuyordu. Besbelli üşüyordu. Çünkü hava soğuktu. Öyle derin uyuyordu ki hani derler ya! Ölü gibi, uyandırmak istemedim. Lakin soğuk havada uyuşmuş olabilir diye düşündüm. Ses verdim kardeş, arkadaş, hey dedim ses yok. Hafif dokundum ve salladım neee! Dedi ses verdi. Erkek değil bir bayandı ses veren. Doğrulmasını ve havanın soğuk olmasından kan dolaşımından zarar görebileceğini söyledim. Kaldırdım biraz yürüyelim de ayakların açılsın dedim. Bana adımla hitap etti senmisin dedi. Evet, benim bu saatte ve bu soğukta ne işin var burada dedim. İleride minibüs arızalandı, telefonumun da şarjı bitti en yakın sen vardın buraya kadar geldim ama daha da ileri gidemedim biraz dinleneyim dedim oturmuştum uyumuşum dedi. Hemen eve gidelim dedim, eve götürdüm. Leğene soğuk su koydum, ellerini ve ayaklarını soğuk su ile iyice ovdum. El ve ayalarının hareket etmesini sağladım. Soba da ateş vardı ama kömür ilave ettim, tedbiri elden bırakmamak için. Havlu ile el ve ayaklarını ovarak kurutmaya çalıştım. Yarım saat gibi zaman sonra kendisine geldi. Eee dedim Gül, anlat bakayım seni dinliyorum buraya neden geldin bu soğuk kışta, bir sıkıntın var sanırım. Sen anlat çorba var bende sobanın üzerinde ısıtayım sıcacık limonluca içeriz. Ardından da çay içeriz dedim. Gül biraz gözyaşı döktü. Anlatmaya başladı. Onu dinlerken duygulandım. Gül çözüldükçe çözüldü. Ve sonra.
Ahmet Bağçe
ARKASI YARIN OLSUN

Vaktini boşuna harcama. İp elinden kaçmışsa, uçurtmanın havada kalması yere çakılıncaya kadar rüzgârın iradesindedir.
Ahmet Bağçe

KARLI GECEDE
Bugün kar yağışını izlerken penceremde,
Ellerim hayalini okşarken,
Ruhumun sana uçmasını
Ve sana kanat açmasını istedim.
Senin gözlerini baktığımı,
Dudaklarına dokunduğumu,
Ve sonra seni sevdiğimi söylemek istedim.
Ve bu karlı kış gecesinde seninle uyumak,
Seninle uyanmak istedim.
Evet, belki hayaldi düşüncelerim,
Ama sen bana mavi denizde kürek çektiğim,
Gidemediğim liman gibisin.
Ve senin içimde ki yokluğun bir başka,
Yokluğunu hissetmek bir başka.
Kalbimin derinliklerinde ki sensizlik sızısı başka,
Dilimdeki şarkının nağmelerinin dökülüşü bir başka.
Ahmet Bağçe

DAVET EDİYOR
Senin kokunu esiyor rüzgâr,
Seninle ruhumu aydınlatıyor yıldızlar..
Seninle başlar her sabah hayatım,
Günü bize çağırır duygular.
Bir nedeni var belki özlemin,
Elimde yok ki duvara asacak bir resmin.
Bak yağmur yağıyor sicim gibi,
Seni davet ediyor cama düşen damlalar.
Ahmet Bağçe

Belki uykuların kaçacak, üzülüp incineceksin, lakin topladığın cesaretinle verdiğin karar, mutlaka iyi ki olacaktır.
Ahmet Bağçe

Öyle güzel söyledin ki; sende bana şırıl, şırıl akan su gibisin, seni içmek için sürekli sana koşuyorum.
Ahmet Bağçe

Mesafeler el ele tutuşmaya, göz göze gelmeye engel olabilir ama kalpten ve gönülden sevmeye engel olamaz.
Ahmet Bağçe

Aşk uçurtma gibidir, duyguların esintisiyle uçtukça uçar, ama duyguların esintisi kesilirse aniden yere çakılır.
Ahmet Bağçe

YALNIZDIK
Ben mi? Yalnızım, yoksa sen mi?
Sen ittin yalnızlığa bizi.
Bir dönem yaşadık,
Aşk dedin sen buna.
Sordun mu? düşüncelerine,
Mutluluğun var mı? Diye,
Kafan esti, ikimiz üşüdük,
Yüreğin ağıt yaktı biz üzüldük.
Sarıldık, neye sarıldık bilemedik,
konuşamadık dilsiz gibiydik,
Sığamadık balkonlu evimize,
Sağır oldu odalar bize.
Mutlu bilirdi bilenler,
İkramımız mutsuzluktu birbirimize.
Ahmet Bağçe

BİZİMKİSİ AŞKDI
Sonra en büyük aşkla sevda yolunda yürüdük.
Tuttuğum el sımsıkı kavrıyordu elimi.
Hele gözlerime bakan o çift göz, eritiyordu beni.
Ve bir an tökezledik düştük,
Çözülmedi, el eleydi ellerimiz.
O bana dayandı, ben de ona.
Birlikte kalktık düştüğümüz yerden.
Çünkü ben onun aşkı, o da benim canımdı.
Ahmet Bağçe

VE SEN
Ruhum gökyüzünde uçarken,
Birdenbire senin kalbine inip,
Seninle göz göze gelmesi ne tuhaf değil mi?
Çiçekler arasından bir aşk baloncukları yükseliyor sanki,
Huzur kapsıyor gönlümü,
Sevginin portalı açılıyor yüzüme.
Ahmet Bağçe

İşaret okuma sanatına sahip biri, gözlerdeki yazılanıda okur, keza aslanın ağzındaki av konuşamasada gözleri konuşur.
Ahmet Bağçe

O KALP
Bir gün kulağına o seni çok seviyordu diye fısıldayan olursa,
Geçmişteki bir zamanları hatırla ve fısıltıya kulak ver.
O kırılmış, kırık kalbin sesidir.
Belki, pişman olmuş duyguların kabarır da, o kırık kalbe,
Loş ışıkta, kırık kalemle günlüğümü yazmaya çalıştığım,
Acılarımın, acısına denk geldiğini söyle.
Çünkü o kalp seninle birlikteyken,
Gök kuşağının üzerinizden geçmesini hayal ederdi.
Ahmet Bağçe

Yokluğun hissedilmiyorsa, ya! Urban yamalıklıdır, yâda! Pazarında ki albenin kalmamıştır.
Ahmet Bağçe

ESİR DUDAKLAR
Sana sarılmayı, saçlarını okşamayı istedim,
Sonra gözlerimi, gözlerinden ayırmadan sana bakmak istedim,
Esir olsun istedim dudakların dudaklarıma.
Ellerimin sana dokunmasını,
Ruhumun sana uçmasını,
Kanatlarımın sana süzülmesini istedim.
Ben senin gözlerini sevdim,
Bakışlarındaki aşkı,
kelebek gibi büzüşen dudaklarını sevdim,
Ve sonra seni sevdim.
Seninle uyumak,
Seninle uyanmak istedim.
Birde senin yokluğun bir başka,
Yokluğunu hissetmek bir başka olduğunu söylemek istedim.
Ahmet Bağçe

Bir zamanlar şurada oturmuştuk dediğin de,
Dile gelip diyecek ki, yıldızlar sana.
Eğer, sen el sallamasaydın giden trene istasyonda,
Çift kişilik olacaktı, sokak lambası altındaki sandalye.
Ahmet Bağçe

Ben hamalım.
Tabi beğenmedin.
Parfüm değil mis gibi ter kokar üzerim.
Aşkla çalışır aşkla emeğim yerim.
Uyumlu huyluyum,
Çabuk bağlanır, zor çözülürüm.
Çözülmemi istersen zorlama beni,
Aşk ve sevgiyle bağlanmak benim göbek adım.
Ahmet Bağçe

Dargınsa âşıklar birbirine,
Sönük yansır ışıklar önlerine,
Bakma sen onların kırgınlığına,
Yürekleri aşk pompalar, sokak lambası.
Ahmet Bağçe

Seninle hayatı renkli sanırken,
Üst üstte konmuş gamlar, kederler.
Sana bakarken gece kaplar yüzümü,
Acılarım artarken mutluluğum azalır.
Ve ben yalnız, hayallerim yalnız, sen yalnız.
Ahmet Bağçe

Bulutlarla birliktemi ağlayacaktı gözlerim,
Kim görecekti ki, gözyaşlarımı.
Ve ben nasıl kokacaktım, yağmur toprak kokarken.
Bulut yağmaya, yağmur toprağa yakışırken,
Revamı dertlerin bana yakışması.
Ahmet Bağçe

Rüyalarımı süslerken,
Çam kokusu gibi nefes borularımı sızlatan,
Kokusunu hatırladıkça özlemi canımı acıtan,
Senden öyle nefret ediyorum ki;
İlk karşılaştığımda sarıldıkça sarılasım geliyor.
Ahmet Bağçe

Bana bir Latte sun, içinde bir tutam gülücüğün, bir tutam muhabbetin, bir tutam, aşkın, bir tutam da sen olsun.
Ahmet Bağçe

Gitmeni hiç istemediğim zaman, hadi kendin gittin, ömrümü neden götürdün.
Ahmet Bağçe

İLK AŞKIM
Duvarlara, her yere adını yazan, yazdığını aşk sanan,
Tatlı bir hüzünle kıvranan, her gördüğünü seni sanan,
Yanındayken sevinci, huzuru bulup, çocukluğunu unutan,
Saf, masum aşkını kaybetmeyen geçmişinim ben.

İlk defa kalp atışıyla tanışan, gizli, gizli ağlayan,
Buğulanmış gözlerini sildikçe, gözakları kızaran,
İçi yandıkça kirpiklerinin nemleri kurumayan,
Aşkından vazgeçmeyen yorgun ruhun yıllarıyım ben.

Benim ilk aşkım, unutamadığım, eski şarkılarda arandığım,
Sevdalığım, aşkımı evcilik oyunu sanıp fark edilmediğim,
Yolunu gözlerken bembeyaz oldu simsiyah saçlarım,
Geçen hoyrat yıllara rağmen bende kalan gamzelerin ve sen.

İlk aşkım, ilk heyecanım, yüreğimdeki ilk sızım, ilk kalp ağrım,
İçime adını kazıdığım, aklımı umursamazlığında bıraktığım,
Okul defterim, kalemim, aşkını omzumda çanta gibi taşıdığım,
Okul çıkışlarında yolunu gözlediğim, unutulup, unutmayan ben.
Ahmet Bağçe

Uyarılmayan insan adımlarını doğru attığını sanır, uyarıldığı halde uyarıya uymayan tökezlediğinde sofrasına pişmanlık koyar.
Ahmet Bağçe

KARAMSARLIK
Geceler bir başka bu şehirde,
Bir tarafta kime ışık verdiği belli olmayan sokak lambaları,
Diğer tarafta kalabalık içinde yalnızlık,
Birde içi yakan umutsuz düşler içinde gizli mutluluk,
Ve doğmadan ölen aşk.
Ahmet Bağçe

SEVDA ÇİÇEĞİ
Ya! Kokun gelir, ya! Hayalin,
Aklımdan çıkmaz eşkâlin.
Sevdim dedim olmadı,
Yandım dedim olmadı;
Doldu sevdanla yüreğim,
Gönlüme seni ektim,
Yeşerdin içimde,
Hasretin büyüdü yüreğimde sevda çiçeği.
Ahmet Bağçe

İÇİMDESİN
Öyle içimdesin ki.
Yani o kadar bendesin ki;
Nasıl anlatsam sana.
Beni bir yerlerde arama.
Ben önüne gelen ne yazında,
Ne de mevsimlerdeyim
Beni sadece hisset,
Yokluğunda içimde,
Varlığında gözümün önündesin,
Yetersiz kalır yıl içindeki mevsimler.
Sevgim yanında.
Ben her zaman senin baharındayım.
Ve sen öyle efsanesin ki; Bende,
Koyun koyuna büyüdüm seninle.
Ahmet Bağçe

Günler, gün gelip geride kalsa da, dostluklar kalır hatıralarda, biz unuttuk sanırız, unutmaz bizi hatıralar.
Ahmet Bağçe

İşte ben ta! Oralarda yüreğimi bıraktım, burada onun yüreğine hasret yaşıyorum. Bu yüzden uzaklara bakar gözlerim.
Ahmet Bağçe

OLURDA BİR GÜN
Olurda bir gün sana âşık olursam,
Tut ellerimi bırakma,
Sonra gözlerini gözlerimden ayırma,
Sen benin ömrüm ol,
Bende senin okyanusum balık.
Senin oltana takılıp,
Sana çırpınıp, sana yüzeyim.
Ahmet Bağçe

Sen çıktığın yokuşları unutursun ama yokuşlar sana zaman gelir kendisini hatırlatır.
Ahmet Bağçe

İşte o günden beri o bana, bende ona diken olduk, bizi görenler güldü, O benim ömrüm bende onun eylülüydüm.
Ahmet Bağçe

Bir avuç toprakta, bir yudum su ile yeşerip yetişen çiçek kadar güzel ve her daim taze sana olan sevgim.
Ahmet Bağçe

OKUDUNMU
Ben sana çok şeyler anlattım.
Defalarca aşkımı itiraf ettim,
Senin için destanlar yazdım,
Ama sen gözlerime hiç bakmadın.
Bakma zahmetinde bulunsaydın,
Gözlerimin cümlelerini okurken ağlardın.
Ahmet Bağçe

BU GÜN
Bir huzur var içimde,
Körelmiş duygularım bileylenmiş,
Hırçınlıklarım dilim, dilim kesilmiş.
Bayram günü sanki bu bugün.
Güneş bir başka süzüyor penceremden,
Dur demek istiyorum hızla geçen zamana,
Lakin söz dinlemiyor zaman,
Çekmiyor ayağını gazdan.
O zaman sana iş düşüyor yar,
Dua et, dua et ki, terk etmesin bizi mutluluk,
Ve coşkulu kalsın, huzura dönsün gönlümüz,
Güneşe âşık papatya gibi.
Ahmet Bağçe

GÜLEN VE SUSAN
Bazen susar insan, konuşmaz.
Şöyle içten bir gülmeyi satın alamamıştır.
Pahalıdır gülmek.
Ağlamak kadar ucuz değildir.
Susan insanın bir beklentisi vardır hayattan,
Gülen insanın beklentisi susanlardır.
Susanlar gülenin basamağıdır,
Yükselişini susan basamaktan tedarik eder,
Gülen konuşur, susan dinler.
Gülen emreder, susan yapar.
Gülen doymaz, susan tok gözlüdür, doygundur.
Gülen paralıdır yaşar,
Susanın hayatı bir eksiktir, parasızdır, paralanır.
Gülen talep eder, susan arz eder.
Gülenin gözleri, gözyaşını unutmuştur,
Susanın gözleri bulutlu ve yağışlıdır.
Ahmet Bağçe

Nicedir beklerim, gözlerim yolda kaldı. Bak tam 21 Aralıkta gün bile döndü, sen hala dönmedin.
Ahmet Bağçe

Açtım ucunu ve ben karala dedim o karaladı.
Açıldıkça açıldı, açıldıkça açıldı,
Öyle bir ana geldi ki tık yok artık,
Ne yazıyor nede karalıyor,
Son kalemdi o benim.
Ahmet Bağçe

HAYAT
Hayat boş bir kâğıttır, düz iken deniz gibidir yüz yüzebildiğin kadar, şöyle bir katlandığın da, kapısı kilitli odadır. Odanın içindeysen çıkamazsın, hayat seni kendisine mahkûm etmiştir, şayet dışındaysan giremezsin çünkü oraya ayak uydurmakta zorlanırsın. Ya! Buruşturulduğunda, işte buruşturulduğunda, orman içinde misin, dağlık arazide misin, çölde misin bilinmez. O zaman yönünü tayin etmekte zorlanırsın. Hayat öyle bir hakikattir işte. Kilime atılan ilmek gibidir. Bir ilmek eksik olursa o kilim kilimden sayılmaz, eksik atılan ilmek ucu pörsüdü mü nereden nasıl çözüleceğini bilemezsin.
Ahmet Bağçe

Bilemezsin cama vuran yağmur damlası değildir aşka davet eden, belki lapa, lapa yağan kar tanesidir aşka davet eden.
Ahmet Bağçe

Sormayın dostlar, tarlama kaderimi ektim,
Çiçekleri mis kokulu açar mı? Bilmem.
Yar yoluna umutlarımı serptim,
Kadir kıymet bilir mi? Bilmem.
Ahmet Bağçe

Hırs cepte, hüzün kalpte, sevinç paylaşımda olduğu sürece hayat güzeldir.
Ahmet Bağçe

Sonbahar küskünlerin ayıdır, çünkü en çok sonbaharda olur ayrılık.
Ahmet Bağçe

Ne gözlerimi açabildim
Nede dilim çözüldü konuşabildim.
Koşamadım, ayaklarım yorgun,
Rüzgâr bürümüş o beldeyi.
Ahmet Bağçe

Bazen kalbini kırmak istediğimiz birinin kalbi kırılmak istemiyor, bazen de kırmak isteyene kalbimiz kırılmıyor.
Ahmet Bağçe

DUYGULARIM SENSİZ
Sana sarılmak için gözlerine bakarımda,
Sen kaçırırsın gözlerini benden.
Niyetim sana sarılmak iken;
Boşa döner hayallerim senden.
Ve sonra gecelerimi düşlerim.
Hayaline şefkatle bakarım,
Senin sessiz konuşmanı duyarım,
Yüreğindeki bana karşı nokta kadarda olsa,
Hislerini görür bu kör aşkım.
Ben saçlarınla oynamak isterim
Sense kalbimle oynarsın.
Sen aşk kokarsın,
Benim başım döner,
Dizlerimin bağı çözülür.
Velhasıl, gecelerime sen gelirsin,
Gündüzlerime uykum.
Ve ben yalnız, duygularım sensiz.
Ahmet Bağçe

Pamuk, sapı kurumuş kozalağın durumunu değil, rahatlığını düşünürse, birileri yerinden eder, çuvala girer.
Ahmet Bağçe

Başaracağın şeyi sonraya bırakıp öncelikli saymazsan o şey elinden uçtuğunda dönmesini bekleme, uçan kuş geri dönmez.
Ahmet Bağçe

Kime bu uşaklığın sokak lambası,
Kafamı ne tarafa çevirsem,
Umutsuzluk bakar gözlerime.
Ben o umutsuz gözleri görüyorum da,
Işığın karşısında ki, yar görmüyor beni.
Ahmet Bağçe

Beyin uçarı olunca, Akıl yakıt için pist arar.
Ahmet Bağçe

Fedakârlık sıcakta, soğukta, yağmurda, karda, fırtınalarda başından ayrılmayan mezar taşı gibi olmalıdır.
Ahmet Bağçe

Yüreği katı olan insan, kıpırdadıkça dibe batan yüzgeçleri kopmuş balık gibidir.
Ahmet Bağçe

Taş gibi yüreğimi erittin ama kırmaya gücün yetmedi. Çünkü eriyen bu kalbin mayasında sana meyil eden aşk macunu var.
Ahmet Bağçe

Ben seni küçük çocukların oyuncaklarını sevdiği gibi seviyorum. Çünkü onlar büyükler gibi oyuncaklarını kırmazlar.
Ahmet Bağçe

Sustukça konuşanların konuşacak şeyleri çoğalır ve bu defa o şeylere cevap vermek zorlaşır.
Ahmet Bağçe

Gönül kuyusundan gökyüzü hayallerin kadar görünür. Hayallerin derya kadar olması için kuyu okyanus kadar olmalı.
Ahmet Bağçe

Sensizlik yüreğime sessizlik veriyor ama geceleri bozulan sessizlik içimi çok acıtıyor.
Ahmet Bağçe

Sende ki, görmezliği gördükçe ben, imkânsızlığı tutmaya çalışıyorum fakat ümitlerim tükeniyor yüreğimden.
Ahmet Bağçe

Duygularım o kadar ucuz değil ki,
Nice geceler loş ışıklar altında,
Benim için değerli olan zamanımı öldürüp,
Hayallerimi yaşattım.
Ahmet Bağçe

KOR GİBİ
Esen rüzgâr nefes keser,
Kır çiçekleri arasında kokun geldikçe.
Yutkunurken boğazımı yakar hasretin,
Yoksul yüreğimi üşütür yeller estikçe.
Sarıp sarmalayıp ısıtmak ister düşlerime gelen bedenin.
Büyüdükçe büyür uzaklardan gelen sevgin,
Bulutlarda yüklü aşkın yüreğime yağdıkça,
Alevi sönerken, ateşi harlanır rüzgâr altındaki kor gibi.
Ahmet Bağçe

Toprağı tanımadan ve kazmasını bilmeden ekim yapılırsa tohum toprakta sıkışıp kurumaya mahkûm olur.
Ahmet Bağçe

İçinde ikimiz olan bir rüzgâr esiyor,
Balon gibi uçuruyoruz biz.
Ayaklarımız bağlı, tutunamaz ellerimiz,
Pır, pır eder bize yüreğimiz
Ahmet Bağçe

NASIL UNUTURUM
Kaç zamandır, gelmez oldu postacı,
Çalmaz oldu telefon sesi,
Yoldaş oldu boşluğa bakan gözlerime,
Karanlık gecelerin bekçisi ay ve yıldızlar.
Mademki ayrılacaktın, neden girdin kalbime,
Gazete kâğıdı gibi yırtıp attın sevgini.
Kaç zamandır bıkıp usanmadan.
Sayfalarca bizi, bana yazardın,
Şimdi unut diyorsun bana, benden seni,
Gözlerinin rengini,
Kalbinin sesini,
Sıcak nefesini, nasıl unuturum birde seni.
Ve sonra ilk karşılaştığımız yeri,
Seni gördüğüm an elimden düşen eldiveni,
O ağacın altında çekindiğimiz resimleri,
Nasıl anlatırım terk edilmişliğimi yüreğime.
Ahmet Bağçe

ANLAMADIN
Ben içinde seninde olan hayallerimi,
Tek, tek elekten geçirdim, eledim.
Elek üzerinde bir tek sen kaldın,
Seni eleyemedim.
Sana olan tutkumu anlattım anlamadın,
Bu defa gözlerimle anlatmaya çalıştım.
Gene anlamadın,
Artık seni gönlümde bıraktım bahtiyar olasın.
Ahmet Bağçe

Acıları en güzel gözler bilir, gözler acıları göz ardı etmeye başladı mı? Artık acının önemsenmediği anlaşılmalıdır.
Ahmet Bağçe

Karın hükmü eriyene kadardır.
Ahmet Bağçe

Aşk imkânı vermez ama imkân aşk dâhil her şeyi verir.
Ahmet Bağçe

Sonunda en büyük farkı buldum. Bu büyük fark sendin. Çünkü sen bana başkalarından daha çok yakışıyorsun.
Ahmet Bağçe.

KÖRDÜK
Hayatıma girdiğinden beri, ikimizde kör yaşadık.
Sen beni görmedin,
Bende senden başkasını birde kendimi göremedim.
Hayallerim resmin,
Sevdiklerim hikâyem oldu.
Onlar yazdı, ben okudum,
Sen yenilerini ekledin.
Şimdi hastayım, sana hastalığına tutuldum.
Eğer bir gün ölürsem, hayallerimi yüreğime,
Sevgisizliğimi kimsesizliğime gömün.
Mezar taşını taş kalbinden yapsınlar,
Üzerine, oda kördü, bende kördüm diye yazılsın.
Ahmet Bağçe

VAZGEÇTİM
Bir gül ekemedim yüreğime,
Fırsat vermedi ağlayan bulutlar.
Bedeli ödenmiş aklarla,
Kar beyazı oldu saçlarım.
Nicedir aşk pazarında sevgimi sattım,
Sevinçlerimi, neşelerimi paylaştım.
Hüzün aldım, keder aldım, kahırlandım,
Güle gül diyemedim sustum vazgeçtim.
Ahmet Bağçe

SON BASAMAK
Sonra eski günler gelir aklına insanın. Öyle anlarda karşıya ta! Karşılara boşluğa bakar uzak, uzak insan. Mahalle arkadaşlarını, sınıf arkadaşlarını hatırlar. En çokta ergen çağdaki liseli yıllarındaki arkadaşlarını hatırlar. Çünkü o çağlarda çocuktur, gençtir, delikanlıdır, ne dünü nede yarını düşünme ihtiyacında değildir insan. Aşkı da sevgisi de delidir. Onun için derler ya’ delikanlı diye. Deli akar çünkü kanı. Lise yıllarında çoğunlukla gelecek düşünülmez, üniversite gibi değildir. Üniversitede yılları, sözün son noktasıdır. Hayat merdivenin ilk basamaklarıdır. Son basamaklara tırmanışa gelinmiştir. İlk basamaklara sağlam basmak ister insan. Ne kadar sağlam basarsa dengesi de o kadar dengede olacaktır. Artık hayallere dalma zamanıdır. İş, eş ve balalar hayallerini süsler, ilkbaharda kırları süsleyen çiçekler gibi. Hayatın kendisine gülmesini ve kendisinin de hayata gülmeyi ister. Ne var ki; o eski günler geride kaldığını hatırlayınca döner bugününe. Bir an aynaya bakar gibi olduğunun farkına varır eski günleri düşlerken, ağarmış saçlar, kırışmış alın ve yanaklar, beneklerle kabuk değiştirmiş buruşmuş yorgun eller, dermanı kalmamış, destek bekleyen ayaklar ve merdivenin son basamağı.
Ahmet Bağçe

ÖYLE BAKMA
Ne olur öyle bakma bana,
Ayrılık diyor gözlerin.
Ayrılık yazmışsa kalemin,
Umutlarımı oku ve silgi yerine kullan,
İkimizin olsun yarınlar.
Ahmet Bağçe

Gerçek aşk nedir deseler, ben derim ki; Gerçek aşk, yol ile yolu adımlayan ayaklar arasındadır. Ayaklar ne kadar yürüse de, yol bitmemekte ısrarcıdır.
Ahmet Bağçe

Seni Yüreğime ektiğimden beri,
İkimizle ilgili hayallerim yoğunlaştı,
Çiçeklerim açtı, gönlüm sende,
Ben, bende değilim.
Ahmet Bağçe

DÜŞLER VE AŞKLAR
Sıkıntıların, mutlulukların üzeri küllenmiş gibi olur,
Dün denir adına,
Hatıraları kalır ardından.
Açıları, düşlerini,
Aşkı da, duygularını canlandırır.
Sönük kalır acıları ve düşleri aşkın yanında.
Ahmet Bağçe

Bana bu âlemde evet demedin, buna rağmen ben seni içimden silmedim. Belki sonsuz âlemde evet dersin!
Ahmet Bağçe

ALIŞAMADIM
Seni andıkça, sensizlik alev, alev yakar beni,
Hasretin üst üste geldikçe alışamadım yokluğuna.
Seni gönlümde taşıdım ve halen taşırım da,
Kırıp paramparça ettiğim kalbim, seni taşır mı? Bilmem.
Ahmet Bağçe

İyi insanın kötü yanı temiz olmasıdır. Başlangıç da mendilde temizdir onu da, insan kirletir.
Ahmet Bağçe

Hani gözlerime bakıp da sevgilim derdin ya, unuttun mu?
Ben sevgilim derken o bakışını özledim,
Sen gözlerini ayıramadığın gözlerimi özlemedin mi?
Ahmet Baçe

AKLIM SENDE
Sana sevdiğim, demeye cesaretim mi? Var,
Kalbim söyle derken, aklım bekle der.
Tutsağı oldu yüreğim yüreğine,
Aklım seni düşünmekten yorulur.
Ve ben gökyüzünden kayan yıldızlar gibi,
Sana kayarım elimde olmadan,
İçim dağlanır, hüzün dolar,
Duygusallaşırım aklım sendeyken.
Ahmet Bağçe

Yaşam içinde herkes bir dal tutar, lakin tutmasını bilmek gerek, bazı dallar çok naziktir kırılır.
Ahmet Bağçe.

Hiçbir zorluk, kolaylık kadar zor değildir. Lokma kolay yutulması için önce çiğnenmesi gerekir.
Ahmet Bağçe

Ve ağlamak gözyaşı dökmek değildir. Susmak, uzak kalmak, özlemek, özlerken unutulmak da bir çeşit ağlamaktır.
Ahmet Bağçe

SENMİSİN
Kelebekler etrafında dört döner,
Bu gülüşü görüp ömrünü uzatmak için.
Ve benim gözlerim kamaşır,
Güneş mi karşıma gelen,
Yoksa senmisin karşımdaki güneş gibi parlayan.
Ahmet Bağçe

GİTME
Gitme dön bir bak yüzüme.
Ter döküyor hislerim yüreğime.
İstersen bir dokun sol yanıma,
Nem bırakacak yüreğim, yüreğine.
Bulutları toplandı, gözlerim üzgün,
İçim tedirgin, yüreğim hazan,
Yara olup acıtma, yar ol bana,
Sensizlik zülüm iken bana, senden de etme beni.
Ahmet Bağçe

Yüreğe Kor düşmeye görsün, dumanı gözleri yakar. Sevdayı kafese tıksan, kanadı kırıkta olsa uçmaktan vazgeçmez.
Ahmet Bağçe

DİLEĞİMDEYMİŞSİN
Bir dilek tutmak istedim.
Nereden aklıma geldiyse,
Masallar ülkesinde bir diyardı dileğim.
Semaları gezindi gözlerim.
Bir kale duvarına geldim,
Bir ses duydum ve bakındım,
Duvar ötesinde seni gördü gözlerim.
İşte o zamandan beri,
Ayık gezmez yüreğim.
Ahmet Bağçe

İkinci kez sahip olduğum dünyamın. ilkinde ağlamışken, ikincisinde esir oldum bir kalbe.
Ahmet Bağçe

Adeta gecenin sessizliği kalbime vurdu, düşünceler içinde kayboldum. El salladım yıldızlara, ay kıskandı yıldızları.
Ahmet Bağçe

SEN BİLİRMİSİN
Sana olan özlemim mevsim gibidir.
Filizlenip yapraklandığım,
El ayası gibi açılıp havalandığım,
Bazen sararıp solduğum,
Sonra yüreğime tutunamayıp,
Yaprak misali döküldüğüm,
Gazel gibi savrulduğum olur,
Buz gibi baktığında,
Hasretle yanmak ne demek,
Yâda yanarken donmak ne demek sen bilmezsin.
Ahmet Bağçe

NE ANLARSIN
Sen ne anlarsın aşktan,
Aşk denizinde yüzmekten,
İki dakikada maydanoz gibi ektin,
Sarımsak gibi kokuttun.
Oysaki ben;
Aşkının okyanusunda,
Hayallerimi balıklara masal gibi dinlettim.
Ahmet Bağçe

O yağmurlu günde gönlüme girdi, içimi ısıttı, yüreğimi yaktı, sonra buz gibi bakıp üşüttü beni.
Ahmet Bağçe

Evet, alıştım artık, gelsen de fark etmez, sensizlik dokunmuyor bana.
Ahmet Bağçe

Kalp bir ağaç, aşk o ağacın meyvesi gibidir. Bir gün meyve biter ama ağaç meyve vermeye mecburdur.
Ahmet Bağçe.

AŞKIM
İki yıldız gibiyiz biz.
Bizi parlatan güneş tek ortak ışığımız.
Senin parlamanla geçen gece,
Benim hayallerimi süslerken.
Benim hayallerim yarınlarımızı süsler,
Ve bu hayaller ikimizin gönlünde taht kurar aşkım.
Ahmet Bağçe

İnsanlar her yaşın çocukluğunu yaşar, neticede akıl olgunlaşsada, çocukluk baki kalır.
Ahmet Bağçe.

Ben seni tanımak isterken,
Kendimi tanıdım.
Meğerse boş dediğim yüreğim sana akıyormuş,
Ve sevgisini sende dolduruyormuş.
Ahmet Bağçe

En çok neyi merak ettin diye sorsalar, onlara vücutta olan yarayı diken terzi, neden yürekte ki yarayı dikmez derim.
Ahmet Bağçe

Yüreğimin tüm odaları yıllanmış şarap gibi yalnızlık dolu, soludukça ruhum daralıyor, başım dönüyor, nefes alamıyorum..
Ahmet Bağçe

SEVECEKSEN
Sen aşkını dile getireni değil.
Aşkını yüreğinde büyüteni sev.
Gözleriyle sana bakıp aklında başka biri olanı değil.
Her gece seni düşünürken uykusuz gecelerle boğuşanı sev.
Senin gözlerini, endamını seveni değil,
Senin yüreğini varlığını seveni sev.
Sen, seni mutsuzluğa götüreni değil.
Her gün senin mutluluğun için duacı olanı sev.
Ahmet Bağçe

Yüreğimde, ikram edecek neyim kaldı ki, geçmişte bana verdiklerinden başka. Yersen onların hepside acı.
Ahmet Bağçe

Gözlerimin içine baksan sana olan sevgimin derecesini okuyacaksın. Ve o zaman aklın yüreğimin yanına fırlayacak.
AhmetBağçe

Takvimler seni gösterirken,
Duygularım akrep,
Aşkım yelkovan
Yüreğinin etrafında dönüyor.
Kalbim gönlümü fetheden melek için,
Kapılarını aralıyor.
Ahmet Bağçe

Bana seni anlatma, tanıyor kalbim seni. Okyanusun derinliklerinden yüreğime taşıdığım incimsin benim.
Ahmet Bağçe

EL SALLIYOR
İsmin, seni çağrışım yaptıkça,
Sensizlik alev, alev yakıyor beni.
Hasretin üst üste geldikçe,
Alışamadım yokluğuna.
Ve gecenin sessizliği kalbime vuruyor,
Düşünceler içinde kayboluyorum.
Seni sanıp, el sallıyorum yıldızlara,
Ay kıskanıyor yıldızları.
Ahmet Bağçe

Yolculuğa çıkmış umutlarımı istasyonda karşılayan yok. Bende sensiz, gittiği yerde kimsesiz.
Ahmet Bağçe

MUTLUMUSUN
Esintili bir akşamdı, hayallerime girişin.
O an ben değil de hayallerim konuşuyordu.
Susmuyordu adeta çenesi düşmüştü.
Yanıldığını bilmiyordum ama hayallerim havalarda uçuyordu,
Sahilde kızgın kumlarda sekiyor, ormanda ağaçları kazıyordu.
O gün perde arkası sever göründüğünden habersizdi,
Gözlerinin, kalbinle bir sorunu olduğunu bilmiyordu hayallerim.
Hatta çılgınlar gibi haykırıyordu. İnletiyordu dağları,
Kulak kabartıyordu yankılanan sevinçli sesine.
Şarkı bile mırıldanıyordu,
Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar diyordu,
Sonra ne oldu. Anladı yanıldığını, ağladı, ağladıkça beni de ağlattı.
Artık yalnız kalmaya başladı, yalnızlığıyla dertleşiyordu ve diyordu.
Neydi o gün gözlerinin bakışı;
Yoksa bir sevenin mi? Vardı benden başka,
Kıskandırmakmıydı maksadın.
Seni benim kadar bir sevenin olsaydı, bana bakarmıydı gözlerin.
Adeta gözlerden medet bekliyordu, içi yanıyordu.
Gene de kızamıyordu ve diyordu,
Sana değil kendime kızıyorum,
Kendimi sana ne yakından sevdirebildim,
Nede uzaktan beni sana hissettirebildim.
Şimdi perendi atıyorum ateş çemberi içinde, mutlumusun.
Ahmet Bağçe

Görebildiğin kadar, Konuşabildiğin kadar, koşup yürüyebildiğin kadar ve sevebildiğin kadar, güzeldir hayat.
Ahmet Bağçe

Ağlıyor sanıyordum.
Yumuk gözlerine baktığımda,
İçim rahatladı birden bire,
Siyah sandığım o gözler,
Su renginde maviymiş, deniz mavisi gibi.
Ahmet Bağçe

Ne yüreğime söz geçirdim, nede yüreğinde yer bulabildim. Senin dünyanı fethedeyim derken, kendi dünyamı kaybettim.
Ahmet Bağçe

Sorun değil, sen dünde sevmemiştin. Bense aşkın rüzgârsa esmeyi, uçurumsa düşmeyi, bal ise tatmayı göze almıştım.
Ahmet Bağçe

Sensiz geçen dakikalar, geceden uzunken, seninle gecen dakikalar saniyelerden de kısa.
Ahmet Bağçe

SEN YOKSUN
Ve sen yoksun masamda, odam ıssız, soğuk yatağım.
Duvarlar bir başka bakıyor karşısındaki duvara.
Güneşe küs pencereler,
Işıklarsa körsen geceleri.
Perdelerin bile yüzleri asık ve kırışık.
Hepsi matem için de, suskunlar benim gibi,
Çok şeyler anlatıyor, ben anlıyorum onların dilinden,
Sessiz konuşuyorlar, biliyormusun bana da öğrettiler sessizceyi.
O fokur, fokur kaynayan yumurtalar bile tokuşmuyor artık,
Masamdakiler bir tuhaf.
Küf kokan peynir,
Ağız buruşturan limon, sensizlikten kararan zeytin taneleri bir başka havada.
Bu sabah deniz tarafındaki balkondaydım.
Biraz konuştum her zaman ki oturduğun sandalyenle.
Tadı yok dedi, o varken bir ağırlığım vardı,
Şimdi hafife alıyor hayat beni.
Dedim bende öyle, bende onsuz hayatı sevmedim.
Tadı yok hiçbir şeyin, hayatın güzelliği o varken vardı.
Yanık, yanık şarkı söylüyor bak rüzgârlar,
Ağlıyor matem havasında bulutlar.
Umutlarımdan bahsettim, o an sallandı masadaki bardaklar.
Sarhoş olmuştu rakılar.
Aynaya ilişti gözlerim, durgundu konuştuk biraz gözlerimle göz gözece.
Seni ağladığını söyledi, seni arıyor ta oradaki denizin maviliklerinde,
Ormanın yeşilliklerinde.
Kıskandım biliyormusun gözlerimi, seni benden çok sevdiğinden.
Ahmet Bağçe

Sahil güzel oluyor da, sensiz sahil sessizce konuşuyor, durgunca konuşuyor, içimi yakıyor benim.
Ahmet Bağçe

Evet, senden biraz farklıyım, ben hüzünce biliyorum, ağlamakca, üzüntülüce hasretçe biliyorum. Sen bu dilleri biliyormusun?
Ahmet Bağçe

BU KALP
Biliyorum aramızda uzun bir şerit var,
Göz göze değiliz mesafemiz ırak,
Uzatsak ulaşmaz, birbirine ellerimiz,
Lakin kalplerimiz yakın kalp kalbeyiz.
Bu kalp Bazen yalnızlığı yazar,
Bazen sevgisizliği, unutulmuşluğu yazar,
Bazen de, çoğu kez, her zaman unutamadıklarını.
Mevsimsiz gelen yağmur gibi ben,
Sevgimi içime gömdüm,
Ve gözyaşlarım gizli akar yüreğimden.
Ahmet Bağçe

SEN
Sen hayatsan ben yaşamım,
Sen rüzgârsan ben yağmurum,
Sen aşksan, ben yananım.
Rüzgâr ne kadar sert olsa da,
Birkaç damla yağmur hızını keser.
Yaşam yoksa hayat,
Yanmak yoksa aşk,
Rüzgâr yağmursuz olur mu?
Ahmet Bağçe

ÖYLE BAKMA
Ne olur göz göze gelmeyelim,
Bakma bana öyle;
O bakışın, sana olan aşkımı,
Ruhumun sancısını,
Yüreğimin sızını artırıyor.
Ahmet Bağçe

Doğrunun üzerinde ki eğri düzelmedikçe, o doğrunun doğruluğundan söz edilemez.
Ahmet Bağçe

Ey gönül, sen aşka şerbet gibi ol, aşk ateşiyle yanan nice kalpler var.
Ahmet Bağçe

SENİ ARIYOR
Senin için şarkı söylüyor çiçekler,
Şarkılar içinde seni arıyor gözlerim sevdiğim.
Heyecanım noktasını koydu kalbime,
Virgülle arasını açtı sevdiğim.
İştahım kesildi kurudu damaklarım,
Sıcak bir bakışına, bir gülüşüne ihtiyacım var sevdiğim,
Artık bu kalp bana ait değil,
Bir bardak su ile duygularımı sulandırma sevdiğim.
Ahmet Bağçe

Cimri olan birine hayat pahalılığı etkilemez.
Ahmet Bağçe

GÜNDOĞUMU
Bir nokta koydum gündoğumuna,
Güzel bir bakış bir güzel nefes,
Biraz papatya, biraz kır çiçeği kokusu,
Bir bardak çay, bir dilim ekmek, birazda peynir masada,
Denizin dalgası, martıların sesi,
Ve bol nefesli hayaller,
Bal tatlısı mutluluklar,
Sana, bana hepimize…
Ahmet Bağçe

Söylesene ne çeşit çiçeklerden hoşlanırsın,
Ben seni kır çiçeği diye yazdım rehberime.
Ahmet Bağçe

HAYATIMA DÖN
Ben sana giderken, hayatımı da yanında götür demedim.
Sen benden hayatımı da götürdün.
Şimdi sevgisiz kaldım,
Aşksız kaldım,
Yalnız kaldım,
Sakın itiraz etme hayatıma dön, hayatım…
Ahmet Bağçe

GÖKYÜZÜM
Bazen çiçekler buram, buram kokarken,
Bazen rüzgâr tenimi okşarken,
Aklımda olan sen gelirsin aklıma.
Ey benim yüreğimde bulduğum gökyüzüm,
Yönümü belirleyen yıldızım,
Aşkımın yüksekliğinin,
Dağları aştığını görürüm.
Ahmet Bağçe

Gölge varsa, karanlığı yok eden ışıkta vardır. Işık olmayan yerde gölge olmaz.
Ahmet Bağçe

Ey! Benim duygularımın baharı, ruhumun damak tadı. Susadım toprak gibi, üzerime yağ gayri.
Ahmet Bağçe

Anne ve baba toprak olsa da, geride nefes alacak bir parçadır evlat.
Ahmet Bağçe

Yaz dedi bana, sen yaz ben okuyum, hasretim yağsın sana. Yağmur gibi, dolu gibi ve ben kokayım toprak kokusu gibi.
Ahmet Bağçe

Kulağına bir şey söyleyeceğim desem, ne anlarsın!
Ahmet Bağçe

İŞTE ÖYLE
Ne diyorum bliyormusun,
Bazen dilim sürçse,
Seni çok sevdiğimi söylese,
Sevgim, yüreğine damla, damla işlese.
İşte o zaman çağlayarak akan aşkımın önünde,
Yüreğindeki çakıl taşları engel olabilir mi?
Ahmet Bağçe

Ben seviyorum da, onun haberi var mı? Ben özlüyorum da, o beni tanıyor mu? Ne görür, ne bilir aramızda duvar var.
Ahmet Bağçe

BİZİM HİKÂYEMİZ
Artık bizim hikâyemizi okuyacağım.
Sana döktüğüm gözyaşlarımdan,
Okşadığım saçlarından,
O anlamlı bakışlarından,
Gülümseyen pembe dudaklarından,
Hikâyeler yazacağım tekrarından,
Âşık olacağım sana yeniden.
Ahmet Bağçe

Ortalığı kasıp kavuran kasırga, yere düşen bir kaç damla yağmura teslim olur.
Ahmet Bağçe

Biz nice tükenmez dedikleri kalemleri tükettik.
Ahmet Bağçe

Ben gülüme balım diye bakarım,
Tadını gülüm diye tadarım.
Mis kokusunun geldiği yöne koşar,
Sarışın, esmer demem,
Sevdiğim için aşk ile sarılırım.
Ahme Bağçe

Ne güzel değil mi?
Göz göze olmasa da
Ses sese konuşabilmek,
Ona gönülden duygularını anlatabilmek!
Sonra istemeyerekte olsa,
Görüşürüz hoşça kal diyebilmek.
İşte dostluk böyle bir şey!
Ahmet Bağçe

Ey benim duygularımın bitmeyen olayı, senin yüreğine benim hayallerim sığar mı? Sen şiirlerime ilham bense nakaratım.
Ahmet Bağçe

Varlık, yokluğun talebesidir.
Ahmet Bağçe

TABİİ Kİ SENSİZLİK
Yeni başlayan gün gene bitti, gene sessizlik, gene sensizlik, gene karanlık. Özledim seni be gülüm çok özledim. Can çekiştiriyor ışık altındaki gölgem, hareket kabiliyetini yitirdi beni ayakta tutan dizlerim. Zehir solur gibi oluyorum, sensiz aldığım her nefes. Artık havalarda soğudu. Yorgan bile üşüyor benden önce sensizlikten. Yok, ne ılık bir nefes, nede el tutacak sıcak bir el. Yokluğun talebesi varlık gibi oldum tükendim, kayboldum……
Ahmet Bağçe

O BENİM
Engin denizler, okyanuslar gibi gözlerinin derinliği.
O derinlikler içinde sırtı dönük biri var.
Uğruna harap olmuş biri.
Yüzmeyi değil, üzülmeyi öğrenmiş biri,
O benim işte.
Ahmet Bağçe

Sen güzelliğini ancak aynada görüyorsun. Oysaki ben senin yanında olduğum her an güzelliğin karşısında bayılıyorum.
Ahmet Bağçe

YAĞMURUM
Ve sen yüreğimin yağmuru,
Buruk gecen gecelerimin kahramanı.
Bulutlu sabahlarda, sen hüzün akıtan,
Ben hazan mevsimi.
Hortuma takılmış bir aşk esintisi gelir,
Heybetli bakan karşıki dağlardan.
Ahmet Bağçe

Güzelin, güzel bakışı,
Yüreği alevlendirir aşk çırası.
Şu tutuşan yüreğe bir su serp,
Dinmeyecek bu aşk ateşi.
Ahmet Bağçe

SEVGİLİYE
Sabah uyanınca, anlımda nefesini hissetmenin,
Bir gün akışının daha seninle olmayı düşünmenin,
Seni izlerken, izlemeye doyamamanın,
Tekrar, tekrar âşık olmanın ve dahi seninle birlikte yaşamanın,
Ne kadar değerli bir ayrıcalık olduğunu düşündükçe,
Önüme sunulan mutluluk oyununu,
Seve, seve ömür boyu oynamak isterim.
Ahmet Bağçe

Keşke o ağaca dayanmasaydım.
Yanıma geldin,
Yayılan kokunu ciğerlerime kadar çektim,
O günden beri,
Mis gibi kokunu çekemediğim her güne kahrediyorum ben.
Ahmet Bağçe.

Bir defa görmeye doyamazken, defalarca görmeye hasret biter mi? Bir ayrılığı çekemeyen yürek, dahasını çeker mi?
Ahmet Bağçe

Çocukların oynadıkları oyunlar, yetişkinlerin okudukları gazete, mecmua, kitap gibidir.
Ahmet Bağçe

Hani bir gün o ağacın altında tekrar karşılaşırsak söz, ağacın her dalına seni seviyorum diye yazacağım.
Ahmet Bağçe

NEDEN
Yağmur neden daha az ıslatır, seni her gördüğümde ıslandığımdan,
Neden senin yağmurunun her damlasından yüreğim titrer hastalanır.
Sana her baktığımda neden nemlenir gözlerim, güller niçin hep sen kokar.
Neden başkalarının kulağında inci olan sözlerim senin kulağına zehir saçar.
Ahmet Bağçe

Para için çok şeyler yapılırda, paranın satın alamadığı şeyler için para çaresiz kalır.
Ahmet Bağçe

İÇİMDEKİ GECE
Sensin ışıklar arasında gönlümün aradığı,
Karanlığa âşık geceyi arayan ay gibi.
Gönül dünyasında seni görmek ister gözlerim,
Seni gizli, gizli süzdükçe hüzünlenir yüreğim.
İçimde sevdan, başımda aşk rüzgârın,
Dallarımda vakitsiz açan çiçeklerin,
Kapıya dayanmış sonbaharım,
Duygularımın harap olmasından korkarım.
Farklı kumsallara bağlıyız biz ikimiz,
Aramızda dağlar, bize esen sert rüzgârlar var.
Islanıyor iki gönül ağlayan bulutlar altında,
Hazan mevsimini yaşarız farkında olmadan.
Bu nedenle sana uzak bakar gözlerim,
Şunu yâda bunu bahane eder seni izler yüreğim,
Hasretini gündüz, vuslatını gece yaşarım,
Denize âşık martılardan farkım yok benim.
Ahmet Bağçe

En çok doğan güneşe üzülürüm batacak diye. Birde geceye üzülürüm, ozana bulanmış renkli kumaş gibi ağaracak diye.
Ahmet Bağçe

VURULDUM
Ondan sonra bir baktım gözlerine,
Ateş ediyordun gözlerime.
Vuruldum düştüm yüreğine,
Biliyormusun o günden beri kalbim sende,
Beynim uyuşuk, gönlüm gezinir etrafında,
Dengemse kayıplarda.
Ahmet Bağçe

Ben masallarda âşık oldum gülüm sana. Ondandır yıllara sarktı kavuşmamız. Hasretin boğazıma düğümlendi, gece gibi karanlık içim.
Ahmet Bağçe

Bazen cesaret, korkunun baskısı altında kalabilir. O zaman çalıyı dolanmak gerek.
Ahmet Bağçe

Gitme deseydin kalırdım, aşkla baksaydın mum olur erirdim, uzatsaydın ellerini sarılır kucaklardım, işte bu denli seviyorum seni.
Ahmet Bağçe

Sonra mavine bürünmek isterken dalgana kapılıp, köpükler içinde kıyına savruldum. Beyazlar içinde de çok güzeldin.
Ahmet Bağçe

BENDE KAL
Şimdiden ne çok özledim seni,
Zaten gönlümdesin,
Derim ki, İster içimde kal,
İstersen yılla yüreğimde,
Asılı kalsın gözlerim gözlerinde.
Ahmet Bağçe

Onlar gibi ömürde geçti pencereden, ne fark var ki, dalından ayrı düşen gazelden.
Ahmet Bağçe

BİZ İKİMİZ,
Ya çok yanlış zamanda karşılaştık,
Ya da, rastlantıydık birbirimize.
İplik ile iğne gibi takıldık bir şekilde,
Göz göze, el, ele olamadık,.
Hatta yabancı gibiydik birbirimize,
Arkadaş olduk sadece.
Ama biliyorum, hissediyorum,
Düşlerimizle birlikteydik,
O aşk denen nesneyi tanıyamadık,
Açılamadık ama o aşkı içten yaşadık,
Düşlerden uyandığımız her defasında,
Duygulandık, kabus oldu hayat ikimize..
Ahme Bağçe

Göz göze konuşmak kolay. Gözler gevezedir çok şey söyler. Asıl olan, el olmadan, el ele konuşmak.
Ahmet Bağçe

Sendin giderken bana el sallayan. Anladım ki; Artık bana el oldun. Bir anlamı var mı? Sana tutuklu kalmanın.
Ahmet Bağçe

SEVMELİ
Aşkı yüreğinde taşımasını bilmeli insan,
Yaşatmalı, öldürmemeli.
Her şeye rağmen,
Kaybolmamalı aşkın sırları içinde,
Kalpten tutmalı, tutmasını bilmeli,
Sevmeli, bırakmamalı.
Ya değilse,
Burnunun direği sızlar özlemler içinde.
Ahmet Bağçe

Sana sevdamı verdim duymaz yüreğin,
Gönlüm incinmiş, uykusuz gecelerim,
Seninle olmayan dünyayı neyleyim,
Sevdası ziyan olmuş bir garibim ben.
Ahmet Bağçe

Sevgi, aşkı doğururda, aşk sevgiyi öldürür.
Ahmet Bağçe

Eğer kendini tanıtmak istiyorsan önce bulunduğun yerin halkını tanıyacaksın. Halkını tanımayan kendisini tanıtamaz.
Ahmet Bağçe

Başında kavak yelleri esenin, gönlü hayal peşinde koşar.
Ahmet Bağçe

Aşk, sen nasıl tatlı bir baş belasısın öyle. Senin gözünün körlüğü, benim başımı döndürüyor.
Ahmet Bağçe

Gülüşün öyle güzel ki, hele bakışların, geceyi ışıklandıran ay gibi, ya! Gamzelerin, tebessüm ederken dudaklarına anlam veriyor.
Ahmet Bağçe

Anne ve babanın başarılı öğretmeni evlatlarıdır. anne anneliğin, baba babalığın eğitimini evladından alır.
Ahmet Bağçe.

UMUTSUZLUK
Sahilde batan güneşi izlerken,
Martılar yuvaya dönüş şarkılarını söylerken,
Denizin kör noktasına daldı gözlerim,
Ve o zaman anladım aşkımın imkânsızlığını.
Kum üzerindeki yazının silindiği gibi,
Yüreğimden umutlarımı sildim sevgilim.
Ahmet Bağçe

BOŞ SANDALYEN
Durduramıyorum ağlayan gönlümün gözyaşını,
Yağmura gizlenmiş yüreğime yağıyor.
Dışıma çıkaramıyorum sevgini, atamadım içimden.
Nefesini hissediyorum penceredeki perdelerden,
Ben buradayım diyor hayalin her yerde,
Dokunduğun kapıdan, masadan,
Seni unutturmuyor boş sandalyen,
Ve sen esiyor odada rüzgâr, sen kokuyor saksıda çiçekler.
Ahmet Bağçe

Kalbimden çıkarttığını gönlünden çıkartamıyorsan, özlemin vardır, hasretin vardır. Kavuşma isteğin vardır.
Ahmet Bağçe

YARIN BAYRAM
Sonra ayaklarıma engel olamadım.
Gece yarısında sahile gittim.
Yıldızlar parlıyor, ay göz kırpıyor,
Deniz ay ışığını adeta yutuyordu.
Kalbimi hiç sorma,
Savaş halindeydi kalbinle.
Ve ben barış elçisi olarak devreye girdim.
Yarın bayram,
Bayrama küs girmeyin dedim,
Sarıldılar birbirine,
Bir daha ayrılmayalım dedi, kalbim kalbine.
Ahmet Bağçe

Öyle bir noktaya geldim ki;
Başkalarına batmasın diye,
Kendimi iğnelik ettim.
İğnelere dokunsam kanıyor,
Dokunmasam acıyor.
Ahmet Bağçe

Olmasını çok istediğin bir şeyi yok etmek aptallıktır.
Ahmet Bağçe

SENİ BEKLER
Artık yıldızlar göz kırpıyor, ışık saçıyor üzerime,
Sabret diyor bizim palmiye acılı gönlüme.
Su serpiştirip, okşuyorlar yanık yüreğimi,
Senden çok vefalı çıktılar sevgilim.
Bir başka söylüyor şarkılarını dalgalar.
Sen gibi yakmıyor ayaklarımı kumlar
Güller açıyor, mis kokuyor pembe goncalar
Yinede seni bekler kırdığın bu kalp, acılı gönlüm.
Ahmet Bağçe

ÜZGÜNÜM
Yaşamaya davet eden hayatın davetine,
Seni okumaktan zaman ayıramıyorum.
Düşlerim hayal kırıklığına,
Yüreğim gözyaşına boğuyor beni.
Ahmet Bağçe

Masamız şimdi boş, sineklere pist oldu. Duvardaki resmin bir başka bakıyor, acılar içimi sardı sevdiğim.
Ahmet Bağçe

Demem o ki; Evlat. Yüksek dağların karları erimez.
Ahmet Bağçe

Benim rakibim, bana savaş açan sensen rahat ol. Kaybeden ben olayım. Senin kalbin yerine benim kalbim kırılsın..
Ahmet Bağçe

Sen bir tutam tuz kadar damağımın tadısın. Şekersiz olurumda tuzsuz olamam.
Ahmet Bağçe

Seninle göz göze geldiğimiz an bir şimşek çaktı, ayıramadım gözlerimi gözlerinden. O çok güzeldi yazdım hatıra defterine
Ahmet Bağçe

Aşkta tesadüf diye bir şey yoktur. Bir görüşte âşık olmak vardır. Tıpkı senin görünüp, benim sana âşık olduğum gibi.
Ahmet Bağçe

Bilseydim aşkın sonu gözyaşı olduğunu, severmiydim..
Ahmet Bağçe

Öfkeli insan kaynayan su gibidir. Kaynayan suya dokunursan el yakar, öfkeli insan gönül yıkar, harının geçmesini bekle ne yakar ne yıkar.
Ahmet Bağçe

NEYİZ
Canımı yakan uzaklık, dokunamamak,
Çokça özlemek seni.
Acı çekmek, ağlamak, susmak yoruyor beni.
Gerçekmiyiz, hayalmiyiz, cevapsız bir soru bana.
Eğer gerçeksek ve sen aşk ben âşıksam,
Yıllardır aşkın neden saklanır,
Niçin bulamam seni.
Ahmet Bağçe

Seninle aramızda ki, tek ortak nokta birbirimize olan sonsuz aşkımız. Onun içindir ki, soranlara biz ayrıldık diyemedim.
Ahmet Bağçe

Kar yağdı bu kış aşkımın üzerine, buz tuttu gönül kapım. Bir tek kış dondurdu, kaç yaz eritecek gönlümün buzlarını.
Ahmet Bağçe

İstersen sen bana, beni sevdiğini söyle, söz bende sana, eskimeyen tek şey olan eski aşklar gibi sana aşığım diyeyim.
Ahmet Bağçe

Tek kendim olsaydım ağlamazdım. Yanımda, sulu gözlü gözlerim vardı, yüreğim vardı, düşüncelerim vardı.
Ahmet Bağçe

Olur mu? Hiç, olmaz deme. Olsaydı telefon numaran hafızamda, arardım, anlatır ağlardık, ağlar anlatırdık uzaktan uzağa.
Ahmet Bağçe

Fotoğraftaki kareler aldatır insanı bazen, çoğu kez, her zaman. O kadar güzel değildir, karelerin güzel görünümü kişinin hasret olduğu objeyi öyle algılamasından, öyle görmek istemesindendir. O görünen güzellik, uzaktan değil, yakından bakıldığında anlaşılır.
Ahmet Bağçe

UNUTULURMU
Kaç zamandır haber alamam senden,
Elini tuttuğum,
Gözlerine baktığım o günleri,
Unuttum sanma,
Hele ikimize söylenen o şarkı var ya!
Unutulur mu? Sevgilim.
Ahmet Bağçe

NEYDİ BU HALİM
Kar yağıyordu, odada sıcaklık tamamen yok olmuş ve ben üşüyordum, sobada közün feri kalmamış sönmek üzereydi. Somyada bağdaş kurmuş oturuyordum, dizlerim battaniye içindeydi. Pencere pervazlarından ise soğuk içeriye doğru üfürüyordu. Sobaya iki odun atmaya, ateşi harlamaya mecalim yoktu. Üşümekten değil de yerimden kalkmak istemiyordum, içimde hiç istek yoktu. Sessizlik, odanın soğukluğu, gecenin karanlığı, gaz lambasının fitilinden çıkan is, benim ruhumu daha da yorgunlaştırmıştı. Kapının yan tarafında masanın üzerinde dünden kalma iki simit ile gene dün öğleden kalma hiç içilmeyen çaydanlıktaki çay, küçük bir tabakta beş, sekiz zeytin tanesi ile bitti bitecek kâse içinde toz şeker vardı. Karnım aç olmasına rağmen kalkıp çayı ısıtmaya ve simitle zeytini yemeye dahi isteksizdim. Zaten iştahımda yoktu. Neydi beni bu derece hayattan bezdiren diye düşünüyordum. Bir ara dış kapı birkaç kez tıklandı. Yerimden kalkmak istemediğimi kapı kilitli değil az itele açılır gir gel diye seslendim. Sanırım her kimse sesimi duymadı gitti. Bilmem ya küstü, yâda evde yok diye düşünmüş olacak ki bir daha gelmedi. Hoş gelseydi gene de kapı açık itele gel diyecektim. Uyuklamışım. Ne kadar uyumuşsam, uyandığımda, odanın sıcaklığı, lambanın aydınlığı, dikkatimi çekti. Sobaya odun atmadım, lambada gaz bitti bitecekti, fitilden is çıkıyordu, tam bir biçaresizliğim diz boyuydu ne oldu ki şaşkınlığındaydım. Buna rağmen gede yerimden kıpırdamadım. Sadece şaşkınlığım üzerimde bakınıyordum. Boğazım karnımın açlığından olacak gıcıklandı, öksürdüm. Bir ses uyandın mı? Dedi.
ARKASI YARIN OLSUN.
Ahmet Bağçe

Diyorlar ki kelebeğin ömrü kısa. Peki, hangi canlı tırtıl iken koza içine girip, sonra kozadan çıkıp kelebek oluyor.
Ahmet Bağçe

Beni solduran sen oldun. Okusaydın beynimin içindekileri, ne ben vitrindeki kitap gibi olurdum, nede sen cahil.
Ahmet Bağçe

Kestirme diye ana yola bir bağdan çıktımdı, birde ne görüyüm bağ sahibi karşımda. Telaşlandım azda korkdum. Bağ sahibine kızımı viricen didim. on burma bilezik, bir gerdanlık iki tektaş yüzük, bir ev tapusu virirsen birde anlı şanlı düğün yapırsan kızı viririm didi. DÖVSEYDİN BARİ.
Ahmet Bağçe

GÜLÜMSEDİ
Bir şiir yazdım dudaklarına,
Dalgalandı saçının telleri.
İki damla gözyaşı aktı göz pınarından,
Kıskanmış gibiydi san ki;
Yazdığım her bir satır size, hepinize dedim,
Gülümsedi yumuk gözlerin.
Ahmet Bağçe

Gölgem küçükse, gönlüm çok geniş, orada dinlen istersen. Arzu edersen yüreğimin misafiri ol çay içelim birlikte.
Ahmet Bağçe

SORAN OLDUMU
Ah şu yıldızların karanlığına küsmüş geceler,
Kahır dolu, özlem dolu karanlık geceler.
Duydukça hüzünlendiğim bir şarkı vardı,
Senin karanlığına, benim yalnızlığıma bürünüp ağladığım.
Sana şarkımızı soran oldumu, duygulanıp benim gibi ağladı mı?
Ahmet Bağçe

Hiç bitmesin istemediğim şarkımız, damarlarımdan yüreğime akarken, seni yazıyor piyanonun tuşları.
Ahmet Bağçe

SENSİZ DÜNYAM
Sandalye gibiydi adaya bakan kayalıktaki yerimiz,
Otururduk ben ellerinden tutardım sen gözlerime bakardın.
Mutluluk dağıtırdı denizin maviliğine gözlerin,
Bizi izlerdi martıların sevgilisi balıklar,
O eski günleri hatırladın mı?
Çok çift göz vardı etrafımızda,
Hayrandılar bize, bizim mutluluğumuza.
Sen yeşil, yeşil bakardın gözlerime,
Sonra birlikte ağlardık imkânsız aşkımıza.
Alışamadım sensizliğe, sensiz dünyaya.
Şimdi anılarımızda kaldı oturduğumuz kayalar,
Kurumuş, o yapraklarını koparıp attığımız akasyalar,
Birde hatıralarımızdan arta kalan yakılıp, yıkılan aşkımız,
İşte o yıllara takılı kalır aklım, zindan olur gecelerim,
Mendilim, gözyaşlarıma hasret, yüreğim sana,
Bir damla gözyaşı dökülmeden ağlar gözlerim.
Ahmet Bağçe

Bir damla gözyaşı dökmeden öyle çok ağladım ki; Mendilim gözyaşıma, yüreğim bayrama hasret kaldı,
Ahmet Bağçe

Benim göksüme vuran en güzel dalgasın. Düşlerimin hasreti, duygularımın özlemi, bendeki sen, benden hiç silinmesin.
Ahmet Bağçe.

Bak! Testinin bardağa, bardağın ağza eğildiğini sende gör. Etekler pantolon olalı, öpülür oldu yakalar.
Ahmet Bağçe

Kalbimi ellerine bıraktım tıkama. Yoksa kriz geçirir bakamam gözlerine. Sahipsiz sanma beni, sen varsın hayallerimde.
Ahmet Bağçe

Bana olan sevginin net kuvveti sıfır olunca, senden gelen ivmede sıfır. Biraz hareketlendir ki; İvme kazansın.
Ahmet Bağçe

Zamanım seni hayal etmekle geçerken, kalbine uzattığım kurumuş dallar çiçek açtı. beni ya! Sev, yâda kalbine göm.
Ahmet Bağçe

ŞİMDİ ANLADIM
Bir şarkımız vardı dilimizde dolaşan,
Nakaratını ıslıkla söyler geçerdin pencerem önünden,
Sahilde bizi bekleyen yaşlı ağacı hatırladın mı?
Ev sahipliği yapardı yanık yüreklilere.
Bizde yanıktık birbirimize,
O, ne çok severdi,
Eser, serinletirdi bizleri.
Şimdi gezinirimde o yerleri,
Duygulanırım, o yıllar gözümün önüne gelince,
Ağacımız bana bakar,
Ben ağacımıza,
Ağaç sallanır, ben ağlarım.
Anlarım ki,
Bizmişiz eskiyen,
Aşkımızmış taze kalan..
Ahmet Bağçe

SENDEMİ YETİMSİN
Bu gün gene akan gözyaşların sebebini sordum gözlerime,
Bu yağışın nedir sebebi,
Yoksa sendemi yetimsin benim gibi.
Yok, sen ona, onu çok sevdiğini söylediğini duyunca,
Onun duyarsızlığı karşısında
Tutamadım gözyaşlarımı dedi gözlerim.
Ahmet Bağçe

DÜZELMİYOR
Ben hayatımı kaybettim,
Sende beni.
Çemberi daralmış ateş içinde,
Piştim sayende.
Buruşturup attığın birkaç satırlık veda mektubun,
Kırışmış siyah beyaz resmin kalmış çekmecemde.
Oysaki sen,
Aklıma geldiğinde adını toprağa yazdığım,
Damarlarımda dolaşırken hayaline şiirler okuduğum
Resminde sen gibi kırışık bakar bana.
Ütüleyip düzeltmeye çalıştığım buruşuk mektubun,
Kalbim gibi kırık resmin,
Düzelmiyor gönlüm gibi ne kadar ütülesem de.
Ahmet Bağçe

AKLINDAYSAM
Düşünebildiğin kadar düşün,
Gidebildiğin kadar git.
Uzaklaş, uzaklaşabildiğin kadar,
Hayatından çıkarttığın,
Unuttuğun yerdeyim ben.
Unuttuğun kadar değil,
Unutamadığım kadar,
Yüreğim hatırlayacak seni.
Bir nebze aklında takılı kaldımsa eğer,
Bekliyor olacağım unutulduğum yerde seni.
Sende buhar, bende buz tutmuş hayatımız,
Elbet son sıcaklığını bulacak bir gün.
Ahmet Bağçe

İstemem yağmasın gözlerimin bulutlarından yağan bu soğuk yaz yağmuru. Benim yüzümden sevenler yazından olmasın.
Ahmet Bağçe

İPLERDE KURUMUŞ AŞKIM
Bir teneffüse çıktığımızda,
Birde, okul bahçesine geldiğimiz o ilk saatlerde,
Bilsen ne çok heyecanlanırdım.
Çünkü sınıftayken, sol yanımda, gözlerimin dikizindeydin,
Baygın, baygın bakardım sana.
Heyecanımı hayallerim bastırırdı,
Dalardım bizim olmayacak yarınlara.
O zamanlar çekinirdim, dokunamazdım kumral düz saçlarına.
Hele sınıfın giriş kapısına yaklaştığında,
Hissederdim geldiğini, etrafa dağılan mis kokundan.
Sen bilmezdin benim sana nasıl yandığımı,
Ezilirdim güzelliğinin karşısında,
Avunurdum, sineye çektiğim sevginle.
Ve şimdi ahım var benim,
Vahım var benim,
Pişmanlığım var,
İplere dizilmiş kupkuru aşkının yanında.
Ahmet Bağçe

Mevzu sen olunca hayat, biraz kırgınım sana, beni yalnız bıraktıkça gül saçıyorsun etrafa.
Ahmet Bağçe

BUYUM
Bir tarafta sen,
Diğer tarafta ben,
Birde sana bakan gözlerim,
Gözlerimden ise hasretine akan gözyaşlarım,
İşte bu gördüğün benim.
Ahmet Bağçe

Her seferinde aynaya bakar gibi bakarım sana, Sende kendimi görmek için, o kadar güzelsin ki, göremiyorum kendimi.
Ahmet Bağçe

Seni unutmamak için gözlerinin resmini yaptım. Maviyi, sarıyla karıştırırken aklım gitti, aşkım kabardı yeşil gözlüm.
Ahmet Bağçe

Demem o ki; siz gene de bildiğiniz suda yüzün, derinlik aynı olsa da debisi ve balıkları farklı olabilir.
Ahmet Bağçe

ÇOK GÜZELDİ
Bugün yine bana geldin.
Yalnız bırakmadı beni hayalin;
Çok güzeldi, sen kokuyordu,
Sen gibi bakıyordu.
Hele gülen gözlerin,
Orman yeşiliydi, deniz mavisiydi,
Dokundum, öyle yumuşaktı ki, yanakların,
Pamuk gibiydi ellerin.
Ahmet Bağçe

İZİN VERME
O gün bir düğüm attık,
Çözülmesine izin verme,
Nedendir bilmem,
İçimde kâğıt kesiği gibi, bir sızı var.
Hem bahara alışık değil şu sol yanım,
Soğuk alır, belki üşütür,
Belki solar yaprakları dökülür.
Sen baharını yaşa, aç çiçeklerini.
Dilediğin kadar renklendir hayatını,
Çiçekler içinde çiçek olduğunu unutma,
Ardına bak! Ardında aklı sende olan bir delin var,
Renkler çiçeklere, delilik delilere yanaşır.
Ahmet Bağçe

Seni incitmekten korkarım. Bu yüzden aşk ilacını bekletirim. Olurda bir gün aşk hastalığına tutulursan ilacın bende.
Ahmet Bağçe

Balkondaydın, gözlerimi ayırmam mümkün değildi. Başını bir öne bir arkaya getirip götürürken, saçların savruluyor, yüreğime fırtınalar estiriyordu.
Ahmet Bağçe

Kararan kalbimin içindeki ışığın sönmemesinin bir sebebi varsa oda sensin. Onun sönmesine izin verme.
Ahmet Bağçe.

Toplum içinde dürüst insan çoğaldıkça mutluluk fertlerin değil, toplumundur. Mutlu toplumlar dürüst insan yetiştirir
Ahmet Bağçe

SEN BEN VE AŞKIMIZ
Hadi gel açılalım sandalla deryaya.
Bizim Fuzuli’den ne farkımız var.
Onun sadabadı varsa,
Bizim de deryalara açılan Sini çayımız var.
Gel birlikte, yelken açalım
Sadece sen, ben ve aşkımız,
Birde papatyalar,
Raks edelim sabahlara kadar.
Ahmet Bağçe

AŞKIM
SENİ GÖRÜNCE
Seni görünce dilim tutuluyor,
Benzim soluyor, nefes alamıyorum.
Birde elimi tuttuğunda bir hoş oluyorum,
Gökyüzünden bir melek geldi de,
Beni uçuruyor hissine kapılıyorum,
Korkuyorum Rüyamı diye.
Çölün yağmura,.
Uykuların geceye,
Şairlerin sevgiliye.
Yıldızların gökyüzüne
Kanatların süzülmeye,
Dudakların, tebessüme,
Tutkun olduğu gibi,
Kalbim de kalbine tutkun aşkım.
Ahmet Bağçe

Uyuyamadığım zamanı sen ne bilirsin,
Çünkü âşık olan sen değilsin,
Aklımdan çıkmayan, yüreğimi hoplatan,
Hayallerime, birde rüyalarıma gelensin.
Ahmet Bağçe

Sonunda baklayı ağzından çıkardı. Nörecen didim. nörüyüm pişirip, pişirip önüne koyacam didi. Şimdi nörecim ben.
Ahmet Bağçe

BIRAKINIZ AKSINLAR
Ayna karşısında karşılıksız aşk yaşayan ben,
Hasret gözyaşı dökerken,
Gözyaşlarım için bırakınız gitsinler,
Bırakınız aksınlar diyorum.
Ahmet Bağçe

BİZ İKİMİZ,
Ya çok yanlış zamanda karşılaştık,
Ya da, rastlantıydık birbirimize.
İplik ile iğne gibi takılı olsak da,
Ayrılıyorduk bir şekilde.
Sen iğnelikte, bense bir bez üzerinde,
Sevgili olamadık,
Rastlantı gibiydik birbirimize.
Arkadaş olduk gidemedik, öteye.
Ama biliyorum,
Her gece birlikteydik düşlerimizde.
O aşk denen nesneyi tanıyamasak da
Aşkla yaşadık o güzelliği farklı yerlerde.
Ahme Bağçe

Sana yazmak istediğimde, elim titriyor, soluğum kesiliyor, kalbim yerinden fırlayacak gibi oluyor, bana ne oluyor.
Ahmet Bağçe.

Daha çok, tenhalarda dolaşmak isterim. Çünkü balıklar en çok toplu haldeyken av olurlar.
Ahmet Bağçe

Temmuzun sıcağında ilkbahar serinliği veren gedavet rüzgârı gibisin. Buz tutmuş yüreğime lodos gibi estin.
Ahmet Bağçe

Baktılar ki, dört duvarı yıkık, kapıyı görmeden daldılar içeri. Kapıyı görmeyenlere kapı ne yapsın.
Ahmet Bağçe

Trende Yere basmasını bilir ama yolda yürümesini beceremez, illaki yolunun demir olmasını ister.
Ahmet Bağçe

Endişem, bütün kusurların öne çıkacağına değil, zamanla aşkımızın bitmesinden korkuyorum.
Ahmet Bağçe

Çok sert esiyor rüyalarım, duygularımın duvarlarını dövüyor, üşütüyor beni. Hayallerim kadar sıcak ve tatlı değil.
Ahmet Bağçe

Beni sebepsiz sevseydin, üzüm yaprağı gibi içime sarıp güzel bir aşka sebep olabilirdim. Şimdi sen koruk ben turşu.
Ahmet Bağçe

Sen varsan papatyalarda var, sen yoksan papatyalar sönük açar.
Ahmet Bağçe

Diyirler ki hayat çok dadlı, peki benim aşım neden eyşi, o vaat kim laa benim aşıma limon sıkıyı.
Ahmet Bağçe

TUTULDUM
Nereye baksam senden başka renk görünmüyor.
Işık saçılıyor yüreğime.
Sana yağıyor, gözlerimin yağmuru.
Işığına tutuldum,
Sen dünyam oldun,
Ben ay,
Işıkların girdi aramıza
Tutuldum sana.
Kayboldum karanlığında,
Ahmet Bağçe

Bütün istasyonlar aynı. Gelen tren sevinç bırakırken, giden tren hüzün bırakıyor.
Ahmet Bağçe

Kızlar, siz nasıl alıyorsunuz bu nişanı. Her attığınız ok, kalpten vuruyor.
Ahmet Bağçe

SUSKUN İNSAN BAZEN
Suskun birinin içinde o kadar çok biriktirdiği şeyleri vardır ki. Bazen suskunun suskunluğu bir şarkıdaki iki kelimeye benzer, bahar yağmuru gibi yağdıkça yağar. Konuşması halinde; Suskunun sözleri yaz yağmuru gibi kısadır. O zaman ya! Şarkıyı dinleyip hüzünleneceksin, yâda yağmur altında ıslanacaksın.
Ahmet Bağçe

İnsanların hakkınızda konuşması, kim olduğunuzu, bir tür tanındığınızı konuşmamaları ise, hiç olduğunuza işaret eder.
Ahmet Bağçe

Ey! Evlat. Babanın kolu, istese de uzanamaz bazen. Sen destek olasın ki; Tutmak istediğinin ucu, sana ulaşsın.
Ahmet Bağçe

O kadar çok bardakla tanıştım ki, Hepsi içini döktü bana. En acısını dökende fincandı, kırk yıldır dostuz.
Ahmet Bağçe

ADINA AŞK DEDİM
İşte hayalim.
Onca yılın aşk resimleri bu gördüklerin,
Sen resimledin benim yaşamı mı?
Sendin önüme onun hayali getiren,
Bende önüme gelen hayalle yaşadım,
Ve aşk dedim adına.
Ve sonra,
Aşkını, sevgisini gözyaşlarımın arasına gizledim,
Bu yüzden ağlayamadım.
Biliyordum ağlasam,
O hayalin güzellikleri,
Akıp gidecekti gözyaşlarımla,
Gelmeyecek, evet gelmeyecekti bir daha,
Gözlerimin önünden akıp giden hayalin,
Ahmet Bağçe

Eğer yaşamak istiyorsan, rüzgâr, kar, yağmur, çamur ve dondurucu soğuk, ruhunu incitmesin, onlar gelir geçer.
Ahmet Bağçe

Fakir ile zengin arasında ortak olarak yaşanan tek şey, televizyon programlarıdır. Televizyon, zengin ve fakir ayırımı yapmadan aynı programları izlettirir
Ahmet Bağçe

Ben size demedim mi? Bu gündüzün her yeri aşikar, gece gibi karanlık değil diye.
Ahmet Bağçe

İki kardeş olan akıl ile zekâ, toprak ile su gibidir. Nasıl ki; suyunu almayan toprak verimden düşerse, öğrenme yeteneğini çalıştırmayanında aklı çalışmaz.
Ahmet Bağçe

Hani tiryakinin az bi uykudan uyanınca sigara aklına gelir ya! Bende uyandığım an sen aklıma geliyorsun.
Ahmet Bağçe

Bi oyuncak araba istedim. Babam bir araba dolusu dayak attı, Anam hoşuna gitti mi? diye yüzümü okşadı. ANA CİĞERİ
Ahmet Bağçe

ARKADAŞIMIZ LATİF DELİCE
Hey gidi günler hey. Ereğli Lisesi son sınıftayız, okul yeni açılmıştı. Tabi çok heyecanlıyız. Alt sınıfta kalan arkadaşlar olduğu gibi, sınıfımıza yeni katılanlar da oldu. Onlarla henüz muhabbetimiz yok ama uzaktan uzağa nasıl biri ki, diye süzüyoruz. Bildik öğretmenlerimiz derse girdikçe, sizler beni tanıyorsunuz bende sizleri, lakin aranıza yeni katılan arkadaşlar görüyorum bir tanışalım bakalım diyorlar. Okul yeni açıldığından devamsızlıklar da oluyordu, ilk haftalar yoklama yapılmıyordu. Hafta başı ilk dersimiz Felsefe ve hocamız ise Allah rahmet eylesin Yaşar GÜL, oda usulen de olsa kendisini tanıttı ve aranıza yeni katılanlar var. Onlarda kendisini tanıtsın bakalım, mesela sen dedi. Ayağa kalkan Latif Delice arkadaşımız, söze başladı. Ben Latif Delice, Ayrancılıyım dedi. Hocamız nereden geldin Ayrancı Lisesinden mi? Dedi. Latif, yok hocam ben BAKIRKÖYDEN GELDİM DEYİNCE. Sınıfça gülmüştük.
Ahmet Bağçe

HAKLISIN USTA
Evet usta! Hani sen derdin ya! Dertler acı biber gibidir çiğnenirken ağzı acıtır. Eğer sen sofradaki hayallerine ulaşmayı istiyorsan, iştahının kabarması için bu acıya dayanacaksın, dayanacaksın ki; ağızda oluşan acı, yutuldukça rahatlayacaksın. İşte o rahatlama var ya! Tıpkı karanlık bir mağaradan, aydınlığa çıkan bir girişe ulaştığında verdiği sevinç gibidir.
Ahmet Bağçe

BENDE GÖZYAŞISIN
Ben senin gözlerinde bir damla kadar olmasam da,
Sen benim içimden gelen gözyaşlarımsın.
Hasretini, özlemini göz pınarlarımda tutuyor,
Damla, damla bırakıyorum,
Ve her damlasıyla,
Yüreğimde açan aşkımın çiçeklerini suluyorum
Ahmet Bağçe

Uykularımdan oldum, kimi gördümse seni sandım. Dağınık sevdim ama tertemizdi aşkım
Ahmet Bağçe

BAK EVLAT
Bak evlat. Baba neden yalnızdır bilirmisin. Kız evlat babanın süsü, erkek evlat da sırrıdır. Süsüm bozulacak, sırrıma da kadem basacak diye evlatlarının yanında değil ardındadır. Onun içindir ki; Baba hep yalnızdır.
Ahmet Bağçe
Kadem ayak ve uğur anlamındadır

Gene akşam oldu, ay hilal yıldızlar dağılmış sağa, sola, güneş ortalıkta yok. Gece misafir, önüm karanlık ve ben yalnız.
Ahmet Bağçe

Kalbime seni yazdım satır, satır. Açıp, bir sefer okusaydın, âşık olurdun belki.
Ahmet Bağçe

Gemici düğümüyle mi bağladın yüreğimi. O kadar çok uğraşıma rağmen çözemedim.
Ahmet Bağçe

Bugünde akşam oldu dünkü gibi. Aynı resimdeydi gözlerim bugünde. Yarında akşam olacak görmeyecek başkasını bu gözler.
Ahmet Bağçe

Öyle güzel süzüyordun ki beni. Buz gibi olamadım.
Ahmet Bağçe

Okuyan yazar, dinlediğini de anlar, cahilde dinler ama yazan gibi anlamaz. İkisi arasındaki uçurum bundandır.
Ahmet Bağçe

Akma diyorum, durduramıyorum söz dinlemez gözlerimi. Ben keder diyorum, alın yazım diyor kader.
Ahmet Bağçe

Yere öyle bir basta yürü, geçme herkesin geçtiği yoldan, senden konuşulsun, belli olsun izlerin senden olduğu.
Ahmet Bağçe

Tek tarafa değil, Güneş gibi her tarafa doğmalı insan.
Ahmet Bağçe

Önce Kaynamalı, sonra buhar olup uçmalı insan. Yoğunlaşıp kararmadan yağmamalı. Değilse rüzgâr dağıtır.
Ahmet Bağçe

YAŞLANINCA GENÇLİK AKLA GELİRMİŞ
Şöyle bir geriye gittim de, geri derken epey geriye gittim. Mahallemizin bir futbol takımı vardı. Şimşek spordu takımımızın adı. 10 numara kahramanlı Naciye teyzenin torunu Kınık Ali, 9 numara ben, 8 numara Enes, 7 numara Rahmetle anıyorum Sami, 6 numarada postacının oğlu Erol, 5 numara saraç kadirin oğlu Kazım, 4 numarada Ulu cami temizlikçisi Abdullah emminin yeğeni Kadir, 3 numarada Kınık Âlinin bir ufağı Mustafa, 2 numarada tüfekçilerden Kenan süslü Kenan ve 1 numarada Kalecimiz Ali amcanın oğlu Mesut vardı. Takımımızı hafta içinde Kınık Ali Çalıştırırdı, Mahalle Maçlarını da o organize ederdi. Köylere de gittiğimiz olurdu. Futbol toplar şimdiki gibi değildi, meşin yuvarlak içine konan lastik vardı ve lastiğin dışa doğru oluşan hortumu ile pompa yardımıyla şişirilir sıkıca bağlanır ve meşin yuvarlak içine sokulur, meşinin ağız kısmı da özel deliklerinden geçirilen gene meşinden oluşan iple bağlanırdı. Patlama esnasında iç lastik çıkartılır yapıştırılır tekrar oyuna sokulurdu. Onun için yanımızda birden fazla iç lastik bulundururduk, şayet hepsi patlamışsa patlak yerlerini yapıştırmaya mahsus lastik yapıştırıcı silikon, zımpara kâğıdı, hurda bisiklet lastiği, pompa taşırdık. Çanta olarak toz şeker çuvalı kullanırdık. Farklı takımları tuttuğumuzdan formalarımız babam tarafından seçilmişti. Bir şekilde mecburduk. Kollu atletleri kol altlarından kalın iple aralıklı iki yerden boğarak siyah kumaş boyasıyla kazan içinde kaynatıp kurumaya bırakırdık, sonra boğumlu olan boyanmayan beyaz kısmı güneş okları gibi bir resim oluştururdu. Şimşek spor adını da oradan esinlenerek vermiştik. Rahmetli babam koyu fenerliydi. Evimizin tahta balkon direkleri kaleyi andırırdı, beni zaman, zaman çalıştırırdı. Bazen kaleye geçer bana şut çektirir, bazen de beni kaleci yapardı. İşten geldiğinde her daim top oynardık babamla. Bir şekilde antrenman yapmış olurdum. Takım halinde top oyunlarımızı, Mahallemizin Marangozların dükkân arkasında bulunan kütüklerini koydukları hızar adını verdiğimiz boşluk yerde, yâda, Çolak Kerim amcanın ekip dikmediği boş arsasında yapardık. Yıllar geçti, o dönem arkadaşlarımızı bir daha göremedik. Özellikle lise sonlarına doğru kaybettik izlerimizi. Bizden bir kaç yaş büyük olanlar okulla ilişkisi olmayanlar askerlik sonrası mesleklerine atıldılar. Okuyanlar okul sonrası her birimiz bir yerlere dağıldık. Özlemiş olacağım ki, yazma gereğini duydum. Sağ olanlara nice sağlıklı ömürler dilerken, ebediyete göç edenlerin mekânları cennet olsun.
Ahmet Bağçe

MUHABBET KUŞU UÇMUŞTU.
Odaya girdiğimde ayaktaydı. Uyumamış bekliyordu. Neden yatmadığını sordum, cevap vermedi. Anladım ki cevap alamayacağım. Bende onun gibi yaptım. Yanına yaklaştım onun gibi ayakta durdum. Pencerenin önüne gitti, bende gittim, kapıya yöneldi bende yöneldim., kafasını salladı bende salladım. Gözlerimin içine ne oluyor dercesine baktı, ne olsun dercesine bende bakındım. Olmadı gardolaba doğru hareket etti, tabi bende. Giriş kapısının sol köşesinde duran masaya gitti, bende gittim. Masaya elini siler pozisyonunda hareket ettirdi, bende aynısını yaptım. Olmadı tekrar pencere önüne yöneldi ve açtı pencereyi, bende aynısını yapacağım ama benim tarafın penceresi açılmıyordu, yani sabitti. Güldü. Ne yapacaksın bakalım dercesine. Kolayı vardı diğer pencerenin açılan tarafını açmaya gittim, o pencereyi kapattı. İki saati geçkin bir zaman evde bir oyun sergiledik. Sonunda ben yorgun düştüm. Koltuğa oturdum. Uyumuşum. Sabah uyandığımda masa üzerinde bir not vardı. Diyordu aşkım. Bu sessiz iğline teşekkür ederim. Şimdi anneme gidiyorum, bu oyunu gelirsen annemle oynarsın BAY yazılıydı. Anlamıştım, not bana çok şey anlatmıştı. Ama Muhabbet kuşu nafile uçmuştu.
Ahmet Bağçe

Şimdi yanında olsam, dayasam başımı omzuna. Kırarmısın kanatlarımı. Ben senin kimsesizin, kendimin yalnızıyım.
Ahmet Bağçe

Bırak ellerini bir defa tutayım ellerinden,
Diken gibi batıp rahatsız edersem bırakırım.
Sevgisini sünger gibi içinde tutan âşık sözü,
Daha da tutarsam kurumuş yaprak gibi parçalanayım.
Ahmet Bağçe

BAGALE Bİİİ
Bak himdi, samırsakda, soğanda bağ yapılık gölge bi yere asılır. Bilin mi? Sapıylan biraber gurusun diyem. Bir de var ya! Gün dönmeden torpakdan sökülmez. Haziran ayı 21 inden sonram sökülür. Biliyon mu? O zaman var ya! İçi fosalıp filan olmayık, dadı var ya! İçinde galır, Aynem mağara pendiri kimi. Damağa dad viriyi ağnadınız mı?
Ahmet Bağçe

KOY USTA
Doldur usta, doldur kadehimi.
İçine sevgiden koy.
Neşeden koy,
Mutluluktan koy.
Kederlerim dağılsın,
Üzüntülerim boğulsun içinde.
Güneş görmeyen gölge gibi,
Görülmesin gözüme.
Birde sigaramı yak,
Külü yerde,
Dumanı kaybolsun havada.
Ahmet Bağçe

Gıı bah ne dicem. Beyaz Soğanılan samırsağı ayırırgen gokla. Gendini belli eder. Soğan ağlatır. samırsak açıhtırır.
Ahmet Bağçe

Zaman, değerini bilmeyenler için taşınması zor bir hediyedir.
Ahmet Bağçe

AĞAÇ BEN VE KARINCALAR
Sonra bardağıma doldurduğum çayımı aldım, şurada bir kuru ağaç var o kurumuş ağacın yanına gittim çömeldim. Karıncalar istila etmişlerdi kurumuş ağacı. Dikkatlice baktım karıncalara. Çok telaşlılardı. Adeta öpüyorlardı ağacı. Dokundum ağaca. Yer, yer toz halinde talaşı çıkmış gövdesi oyulmuş ağacın. Susuz kalmış kurumuş toprağında. Karıncaların yoğun olduğu yerde az bir ıslaklık gördüm. Evet, ıslaktı. Karıncaların dolaştığı yerler sanki sulanmış gibiydi. Demek ki sulamaya çalışıyorlar dedim can suyu taşıyorlar diye düşündüm ve telaşları ondan sanırım dedim. Elimdeki bir bardak çayımı içmeden döktüm ağacın o ıslak yerine. Çaresi yoktu. Ağaç kuruydu. Ama karıncalar telaşlıydı, onların bu telaşında var bir hikmet dedim eşlik ettim karıncalara. Epey bir oturdum. İzledim karıncaları. Lakin kurumuş ağaçta canlanmaya dair bir emare yok. Ayrıldım oradan ve ben üzgün, ağaç kurumuş ama ayakta tutmaya çalışan karıncalar ağacın yeşereceğinden umutlu.
Ahmet Bağçe

Sabah işe giderken yatağım çok üzgündü. Üzüldüm sarıldım, neden sonra hava kararmış. Patron artık işe gelme dedi.
Ahmet Bağçe

Beni görünce öyle bir şaşkına döndü ki; Sonra dedi, her gün rüyalarımda ne işin var. Bu defa ben şaşkınlaştım.
Ahmet Bağçe

Kapı açıktı daldım içeri, birde ne göreyim dört duvarı yıkık kendisi yoktu. Sonra ne oldu. Sonramı duvarı hala yıkık.
Ahmet Bağçe

Sonra ki kaygım sonrası ne olacağıydı, oda gecikmedi. Pencereden sonra kapı çalındı. Duvarı beterinden esirgesin.
Ahmet Bağçe

Sen benim iğnemdeki ipliğimsin. Sımsıkı olsun ki ilmik araları, kapansın aramızdaki boşluklar.
Ahmet Bağçe

YILDIZLARDA ÂŞIK
Ay kendinden geçmiş,
Yıldızlar geceye âşık.
Perde çekmiş bulutlar,
Sönmüş yürekteki ışıklar.
Aşk sarhoş olmuş,
Sarmaşık gibi dolaşır kalbe.
Ahmet Bağçe

VAKİT AKŞAM
Akşam diyorum geldi işte,
Ay karanlıkta, yıldızlar neşesiz.
Daha çok var sabaha.
Vakit bu vakit,
Gelsin çilingir sofrası.
Vur davulcu vur.
Açılsın az biraz gönül kapımız,
Dinsin içimizdeki sancılar.
Ahmet Bağçe

TADI YOK
Bugün yine seni andım
Ta uzaklara bakarak demir köprüde.
Yine papatya topladım
Demet, demet kırda, bayırda.
Şarkımızı söyledim,
Gözlerimden yanaklarıma akan aşk damlalarıyla birlikte.
Bir tat bulamadım,
Sensiz ne demir köprüden nede şarkımızdan.
Baharı sensiz yaşadım,
Sanmıyorum tat vermeyecek gelen yazımda.
Bir başka bahara kaldı,
Kavuşma isteğim, özlemim, umutlarım.
Ahmet Bağçe

NEDEN ŞİMDİ
Bir kadın gördüm, ağlıyordu.
Gözleri yeşil, saçları sarkıyordu önüne.
Suskundu, konuşmuyordu dili,
Âşıktı belki, Sol avucu kapalı bir şey saklıyordu.
Ya bir mektup, yâda bir resimdi.
Soramadım, bakındım sadece.
Ve sonra ayrıldım birkaç adım, hey dedi,
Çözüldü dili birden. Al dedi uzattı sol elini,
Bakınma al dedi. Eğildim, avucunu kavradım avucumla,
Çocukluk resmim vardı açılan parmakları arasında.
Donakalmıştım. Resmimi görünce.
Resmimle meşgulken, kaybolmuştu kadın oracıktan.
Şimdi tanımıştım arkadaşımdı çok eski mahalleden,
Neredeydi, neden şimdi çıktı karşıma,
Neden kayboldu bir şey demeden yanımdan
Onun kalbindeymişim, kalbinde büyümüşüm,
Gitti büyüttüğünü söylemeden
Ahmet Bağçe

Kişiyi yıpratanlar, sorunları, sorunu olan yakınları ve sorun yaratanlardır.
Ahmet Bağçe

Akılsızların en büyük kaybı, akıllılara kaptırdıkları imkânlarıdır.
Ahmet Bağçe

İKİ ARKADAŞ SOHBETİ
Hayırsız niredeydin gaç gündür. Sorma bilader, iki gündür kayın peder mayın peder,kayın anna, ile kayın bilader mayın bilader bizdeydi .Ooo gözün mözün aydın. desene koşuşturma moşuşturma vardı. He valla, yemağı memağı hatunulan barabar yaptık. Çayı mayı senmi yaptın bilirim eyi olmuştur. Çay mayı ben demledim de, kahveyi neyim hatun yaptı. Amma ne kahve olmuş köpüklü möküklü. Höpürte höpürte içtik. Ehh ne diyem afiyet neyim olsun. Çağırsan mağırsaydın bizde geliridik. Hem benim hatumda yardım mardım ideridi. Çok sağolasın bir başka zemana artıkım.
Ahmet Bağçe

Hayallerim olmadı dedi. Dedim yensini kur. Hayaller eskimez ki, küsmezde, eskileri sıraya girer. Keşke demeseydim hayalperest oldu.
Ahmet Bağçe

Kızın nişanlısı kaza geçirmiş hastanede. Nişanlısının ellerinden tutmuş diyor sakın ölme ölürsen öldürürüm seni.
Ahmet Bağçe

Hoca bana sen gel bakayım numaran kaç dedi. Arkadaşım Ekrem’in numarası olan dedim. Adın ne dedi. Dedim Ekrem. Otur sözlü notun 10 üzerinden 10 dedi. Yaktın beni Ekrem neler çektim senin elinden.
Ahmet Bağçe

Ben öyle çok yoldan geçtim, sabahladım ormanın karanlığında kaybolmadım da, senin yüreğinde kayboldum.
Ahmet Bağçe

Şimdi nerelerdedir dediğim, kaybolmuş çok kişi tanırım, ama doğru yolda gidenlerin adresini bilirim.
Ahmet Bağçe

Ay gibi, yıldızlar gibi, güneş gibi dönerek kayboluyorsun. Ama tekrar geldiğinde bir bak, ben hep o yerdeyim.
Ahmet Bağçe

Önce o gitti sonra yerinden fırlayan kalbim yok oldu. Birazdan gecenin karanlığı gelecek ve ben gene yalnızım.
Ahmet Bağçe

Senin oldukça büyük olan dünyanda bana yer yok ama benim dünyam senin kadar orada da senden başkasına yer yok.
Ahmet Bağçe

İşte kışları ıssız ve sesiz, yazları dolup boşalan sahil gibiyim.
Ahmet Bağçe

Baktım yanmıyor üflemeyi bıraktım. Anladım ki, içten yanmak gerekiyor.
Ahmet Bağçe

Bazen dünyanın en zor mesleğidir sıkıntıya katlanmak, ama nede olsa kışın sonu bahardır.
Ahmet Bağçe

ZOR BE
Öyle zor ki, sana yakın olmayı istedikçe uzaktan bakmak, uzaktan izlemek. Gözler mutsuz, yanaklar gergin, okşanmak isteyen saçlar dağınık, ya! Öpülmek isteyen dudaklar, sarılmayı isteyen kollar. Hele, hele bunları yaşarken kırık kalbi avutmak.
Ahmet Bağçe

Her yer sensiz, hasret akıyor kurnası çeşmenin. Belki musluktan gelirsin diye beklerim, eğer sevgin yoksa giderim.
Ahmet Bağçe

Bir gün beni hatırlayacak ve çok sevdiğini anlayacaksın. O zaman gitmeme ses etmediğin için çok üzüleceksin.
Ahmet Bağçe

Evlat, büyümesinden korktuğun, büyüdükçe de, korkularının onunla beraber büyüyen ve
Babalığı öğreten alfabedir.
Ahmet Bağçe

SİYAH BEYAZ
Günler geçerken,
Yar bakışına ayrı düştüm ben.
Aşk bahçesindeki güller,
Dedi neden.
O istedi ki renkli gül,
Siyah beyaz güldüm ben.
İşte günlerdir ayrı bakar gözler.
Ahmet Bağçe

Doğru zamanda doğru bir aşkı yakalamışsa bir insan, güneşi tutmuş, yüreğinden kış gitmiştir. Artık hayat bahardır onun için.
Ahmet Bağçe

TUTTUĞUM GÜNEŞTİN
Dört bir tarafı baharla örülmüş bahçemde. Sadece sen vardın ve ben seni görünce kalbine tutuldum. Aslında tutukluluk halim memnun ediyordu beni. Olsun diyordum. Bir kalbin en güzel hücresinde ve en güzel gardiyanın yanındayım diyordum. Mutluydum, güneşimi bulmuştum. Yüreğimden kış gitmiş, içimdeki hayata ait buzlar erimiş, artık bahar gelmişti benim için. Yani öyle hissediyordum. Yanılmak istemiyordum lakin içimdeki oluşan güzelliği zamana bırakmayı da düşünmüyordum. Çünkü zaman, getirisinde adil olmayacaktı tecrübelerim bunu hatırlatıyordu. Duygularım beni unutmuş ezberine seni almıştı.
Ahmet Bağçe

En güçlü yanım, sevgimin sessizliği. Aşkım, derdimi söylememe izin vermediğinden, sessiz ve yalnızım.
Ahmet Bağçe

Ya! Benden vazgeç yâda sevgimden. İkisinden birini taşı gönlünde. İkisinden de vazgeçersen affetmem seni.
Ahmet Bağçe

Hani sevmem diyordun, neden kahve fincanında ararsın beni, hasret girdabının rüzgârında hayallerimi estirirsin..
Ahmet Bağçe

SİZ HİÇ
Siz hiç susarak ağlayanın sesini işittiniz mi?
Ya! İçine döktüklerini toplarken gördünüz mü?
Yüreğinin ateşine dokundunuz mu? Hiç.
İsterseniz dokunun ve de o gibilerin sessizliğini bir dinleyin,
Üzmeyin onları.
Yalnız insanlar yalnızlığı seçerken üzgündüler.
Ahmet Bağçe

Sevgi, aşk fırın ekmeği gibi tek taraflı değil, saçta pişen yufka ekmeği gibi iki taraflı pişip iki taraflı kabarmalı.
Ahmet Bağçe
Bakma sen gülümsediğime. İçimdeki yarayı iyileştiremeyen kalbim gülmeme izin verdi, acısını gözlerime sakladım.
Ahmet Bağçe

Avucuna bıraktığım kalbi tutamadın, süzülür bulutlar arasında. Yağmura bıraksam içime damlar. Rüzgâra bıraksam, uçar.
Ahmet Bağçe

GÖRMEDİN
Sana koşmak yanında olmak istedim,
Ama sen oralı olmadın.
Bir ara göz ettim görmedin.
Bende değildi gözlerin,
Sana kalbimi gönderdim,
Kalbime dışarı dedin,
Şimdi pazar yerinde arıyorsun,.
Pazar yerinde göremezsin ki, beni.
Ahmet Bağçe

Çocukluğumu aradım her yerde, nafile bulamadım. Eğer bulabilseydim, gençliğimi yeniden inşa edecektim.
Ahmet Bağçe

KİBRİT KUTUSU TELEFONUM

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır