polislikten öğretmenliğe geçiş 2016 / Polislik alımları hakkında. | DonanımHaber Forum

Polislikten Öğretmenliğe Geçiş 2016

polislikten öğretmenliğe geçiş 2016

Bu yazımızda uygulamada adına kurumlar arası geçiş denilen nakil işlemi üzerinde duracağız. Öncelikle kurumlar arası yatay geçişin tanımı ve geçici görevlendirme müessesesinden farkı ortaya konulacak, ardından nakil sürecinin safhaları açıklanmaya çalışılacaktır.

Uygulamada genellik gösteren temel yapının yanı sıra bilhassa Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı örnekleri üzerinde durularak ilgili Bakanlıkların konuya ilişkin özel mevzuat hükümlerine de değinilecektir.

Ayrıca bu yazı içerisinde kurumlar arası nakil talebine ilişkin bir dilekçe örneğine de yer verilerek, uygulamada bu yönde talebi olan devlet memurlarına yardımcı olmaya çalışılacaktır. 

İlginizi Çekebilir: Polis Mülakat İptal Davası

Kurumlar Arasi Gecis 3 Tahancı Hukuk Bürosu - Ankara Avukat

Kurumlar Arası Geçiş Nedir? 

Kurumlar arası yatay geçiş ifadesi, güncel hayatta yerleşik olsa da hukuk sistemimizde terimsel olarak böyle bir ifade bulunmamaktadır. Devlet memurlarının bir kurumdan bir başka kuruma geçmesi işlemine “nakil” adı verilir ve genel olarak sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 74’üncü maddesinde “Memurların bir kurumdan diğerine nakilleri” başlığı altında düzenlenmiştir. 

Burada üzerinde önemle durulması gereken konulardan birisi de kurumlar arası nakil işleminin, “kurumlar arası geçici görevlendirme” ile karıştırılmaması lüzumudur. Kurumlar arası geçici görevlendirme, adından da anlaşılacağı gibi “geçici”, yani süreli olup sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 25 inci maddesine göre yapılır. 

Memurun bir kurumdan diğer bir kuruma nakledilmesi ise, memurun tüm özlük haklarını etkileyen, kısacası statüsel pozisyonunda kalıcı değişiklik yaratan bir idari işlemdir.

Kurumlar Arası Geçiş Nasıl Yapılır?

Kurumlar arası geçiş, her ne kadar sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 74 üncü maddesinde düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin tek başına tüm kurumlar için geçerli bir ortak uygulama modeli teşkil ettiği söylenemez.

Bu hâl esasında mümkün de değildir, çünkü her kurumun ihtiyacı, kadro gereklilikleri ve nakil için aradığı hukukî prosedürler yapısal farklılık gösterebilir. Bu sebeple, kurumlar arası nakil işlemine sayılı Kanun’un cevaz verdiği söylenebilse de, uygulamada ilgili kurumların yönetmeliklerine ve bilhassa varsa Teşkilat Kanunlarına bakmak gerekecektir. 

Kurumlar arası geçiş, memurların özlük hakları ile yakından ilişkili bir konudur. Bu sebeple ayrıntılarına bir alt başlıkta değinecek olmakla birlikte, burada kısaca ifade edebiliriz ki, bir memur çalıştığı kurumdaki derecesine eş bir derecede başka bir kuruma naklen geçebileceği gibi, şartları varsa daha üst derecede bir pozisyona da geçebilir.

Kurumlar arası geçiş sürecinde daha alt dereceki bir memuriyete geçmesi de mümkün olduğu hâlde bu hususta memurun muvafakati gerektiği gibi, en fazla üç derece altına geçiş yapılabilmesi mümkün olmaktadır.

Kurumlar Arası Geçiş Şartları

Bir memurun çalışmakta olduğu kurumdan bir başka kuruma nakline ilişkin işlem belli bir süreç izlenerek yerine getirilir. Kurumlar arası geçiş süreci genel hatları ile aşağıda açıklanacaktır:

  • 1. Geçiş yapmak isteyen memurun dilekçe vermek suretiyle talepte bulunması gerekmektedir.
  • 2. Memurun nakil talebinde bulunduğu kurumun memurun halihazında çalıştığı kurumdan muvafakat alması gerekmektedir. 
  • 3. Memurun geçiş yapmak istediği kurumun kendi kazanılmış hakkının kapsamında olması gerekmektedir.
  • 4. Memurun aseletinin tasdik olması gerekmektedir.

Memurun Nakil Talebinde Bulunması

sayılı Devlet Memurları Kanunu, kurumlar arası geçiş işlemi için “kurumlar arası muvafakat” şartını aramaktadır. Bu muvafakatin sağlanması için öncelikle memurun naklen geçmek istediği kuruma yazılı bir dilekçe ile başvurarak naklini talep etmesi gerekmektedir. İlgili kurum memurun bu isteğini değerlendirecek yerinde görürse kabul edecek, yerinde görmezse reddedebilecektir. Ancak burada önemle belirtilmesi gereken bir husus vardır ki, belli kadrolar için açılmış bulunan sınavlarda başarı göstermiş bulunan kişilerin durumu farklılık arz etmektedir. 

Kurumlar Arasi Gecis 2 Tahancı Hukuk Bürosu - Ankara Avukat

Kurumlar Arası Yazışma

Memurun yazılı nakil talebini yerinde bulan kurum, memurun hâlen görevli bulunduğu kuruma resmi bir yazı göndererek nakil işlemine muvafakat gösterilmesini talep eder. Muvafakat hususunda yetkili makam atamaya yetkili amir’dir. Amir, nakil talep eden kurumun yazısına olumlu ya da olumsuz cevap vermek hususunda takdir yetkisine sahiptir. Ancak bu takdir yetkisi, keyfî ve mutlak bir yetki olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleri ile koşullandırılmış durumdadır. Bir başka anlatımla eğer atamaya yetkili amir, nakil talebini reddedecek ise bu kararının temelinde kamu yararı ve hizmet gereklerinin bulunduğunu gerekçelendirebilmelidir.

Nakil İşlemi

Eğer kurumlar arası muvafakat süreci tamamlanırsa memur;

  1. Kazanılmış hak dereceleri üzerinden eş derecede bir göreve nakledilebilir.
  2. sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68’nci maddesinde yer alan şartlar gözetilerek derece yükseltilmesi suretiyle nakledilebilir.
  3. Memurun rızası olmak şartıyla en fazla üç derece altındaki bir göreve nakledilebilir. 

Bu nakil işlemi kural olarak kurumlar arasında, fakat aynı sınıf içerisinde (örneğin teknik hizmetler sınıfı) gerçekleşir. İstisnâi olarak memurun eğitim durumuna uygun başka bir sınıfa geçirilmesi de mümkün olabilmektedir. Ancak bunun ek bir kısım şartları bulunmaktadır. Bu hususta Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik hükümleri incelenmelidir. 

Naklen Atama Nedir ? Kurumlar Arası Naklen Atama

Kurumlararası naklen atama, devlet memurlarının görev yapmakta olduğu bir kurumdan başka bir kuruma kurumların muvafakati ile geçişinin sağlanmasını ifade etmektedir. Kurumlararası naklen atamayı sayılı Devlet Memurları Kanununun maddesi düzenlemektedir. Hükme göre, “Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür.Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır.” Buna göre kurumlararası naklen atamanın gerçekleşebilmesi için birkaç şartın bulunması gerekmektedir. Bunlar, her iki kurumun da sayılı Kanuna tabi olması, memurun talebi, kurumların atama konusundaki muvafakati, memurun nakledileceği kurumda aynı hizmet sınıfı için yeterli şartları taşıyor olması ve diğer yasal şartların bulunması gerekmektedir. Ayrıca, memurun kazanılmış hak derecesi altındaki bir kadroya atamasının yapılabilmesi için derece farkının 3 dereceden fazla olmaması ve memurun bu atama konusundaki onayı gereklidir. Aksi halde yapılan atama hukuka aykırı olur ve idari işlemin iptali gerekir.

Naklen atama konusunda izlenecek ilk usul olarak memurun yazılı bir dilekçe ile görev yapmak istediği kuruma başvurması gerekmektedir. Memurun görev yapmak istediği kurum, bu talebi değerlendirir ve memurun görev yaptığı kuruma bir yazı göndererek nakil işlemi için muvafakat gösterilmesini talep eder. Kurumlar arasında yürütülen bu yazışma neticesinde memurun görev yaptığı kurum amiri, idari takdir yetkisini kullanarak nakle muvafakat ettiğini veya etmediğini diğer kuruma bildirir. Kurum amirinin kullandığı takdir yetkisi, mutlak ve sınırsız bir yetki değildir. Bu yetkinin kamu yararı ve gerekleri gözetilerek memurun özlük haklarına halel getirmeyecek şekilde kullanılması gerekmektedir. Yetkinin kullanılması yargı denetimine tabi olup idari yargıda iptal davasına konu olabilmektedir.  

​Bu husus Devlet Memurları Kanunu’nun Maddesinde düzenlenmiştir. “Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır.” Bu kanun hükmüne göre naklen atamanın yapılabilmesi için bazı şartların varlığı gerekmektedir. Buna göre naklen atama yapılmak istenen kurumun da halihazırda çalışılan kurumunda DMK’ya tabi olması gerekmektedir. Ayrıca memurun kazanılmış hak derecesinin altındaki bir kadroya geçiş yapabilmesi içinse derece farkının 3 dereceden fazla olmaması ve memurun bir atama konusunda onayı gerekmektedir.

Kurumlar Arası Geçiş Dilekçe Örneği

Yukarıdaki başlıkta kurmlar arası nakil işleminin ilk basamağı olarak memurun naklen geçiş yapmak istediği kuruma hitaben yazılı bir talep dilekçesi ile başvurması gerekliliğinden söz etmiştik. İşte başka bir kuruma naklen geçiş yapmayı isteyen bir memur, ilgili kuruma hitaben yazılmış bir dilekçe ile bu talebini iletecek ve bu dilekçede ilgili kuruma naklen geçiş talebini kabul edilebilir kılan (eğitim durumu, mesleki çalışma, kitap vs.) özelliklerini anlatacaktıfunduszeue.info başka anlatımla bu dilekçe, ilgili kurumu söz konusu memuru kadrosuna dahil etme konusunda ikna edici olmalıdır. Bu sebeple herkes için geçerli tek bir dilekçe örneğinden söz etme olanağı yoktur. Bununla birlikte yine de ana hatları ile şöyle bir dilekçe örneği sunabiliriz:

………… GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

…………… MÜSTEŞARLIĞINA

………………BAŞKANLIĞINA

(İlgili makam yazılmalıdır)

…….. Bakanlığı ……….. Genel Müdürlüğü ………. İl müdürlüğünde …… sicil sayılı….. olarak görev yapmaktayım. Devlet memurluğu görevine ….. tarihinde ………’de ……. olarak başladım. Sırası ile …………… görevlerinde bulundum.

Görevim esnasında……. eğitimleri aldım. 

……. Tarihinde …… Üniversitesi…. Fakültesi…… Bölümünden…… mezun oldum. (Varsa yüksek lisans ve doktora bilgileri de yazılmalıdır.)

(Varsa)………. konularında yayınlanmış makalelerim, kitaplarım bulunmaktadır.  

Genel Müdürlüğünüz/Müsteşarlığınız/Başkanlığınız bünyesinde boş bulunan ……. Kadrosunda hizmet etmeyi talep ediyorum. Bu sebeple öncelikle ……. kadrosuna, bunun mümkün olmaması durumunda ise durumuma uygun unvanda bir göreve naklen atamamın yapılması hususunda gereğini arz ederim…./…/……

İsim-unvan-imza

Sağlık Bakanlığı Kurumlar Arası Geçiş

Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan devlet memurları da esasen sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tâbi olmaları sebebiyle, daha önce ilgili başlık altında nakil işlemleri sürecine dair yapmış olduğumuz açıklamalar onlar hakkında da aynen geçerlidir. 

Bununla birlikte sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, Ek 6 ncı maddesinde:

“Devlet memuru veya sözleşmeli sağlık personeli olarak Devlet hizmeti yükümlülüğünü tamamlayanlar, talepleri halinde sürelerle ilgili sınırlamalara tâbi olmaksızın ilgili mevzuata göre kurum içi veya kurumlar arası naklen veya açıktan atamaya hak kazanırlar.” Hükmü yer almaktadır.

sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 74 üncü maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak Sağlık Bakanlığı personeli özelinde ayrıca Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin “Kurumlar Arası Naklen Atama” başlıklı Maddesinde düzenlenen şartlar göz önünde bulundurulmalıdır.  

Aile hekimliği özelinde ise, sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun 3 üncü maddesi, Sağlık Bakanlığını, diğer kurumlarda uzman tabip, tabip ve aile sağlığı çalışanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye veya aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren kurumlarla sözleşme yapmaya yetkili kılınmıştır. 

Ayrıca bu konuda yapılacak işlemler için /1 sayılı “Sağlık Bakanlığı tarafından Aile Hekimliğine Geçişte Muvafakat İşlemleri Başlıklı Genelge” hükümleri göz önünde bulundurulmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Kurumlar Arası Geçiş

Milli Eğitim bakanlığı özelinde yapılacak nakil değerlendirmesi hususunda ikili bir ayrım gözetilmelidir. Öğretmenler ve diğer memurlar.

Öğretmenler

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları ile kurs ve seminerlerde eğitim-öğretim hizmetlerini yürütmek üzere ilgili mevzuatı çerçevesinde öğretmen kadrosuna atanan kişiler hakkında “Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” hükümleri uygulanır. Bu yönetmelik hükümlerine göre “kurumlar arası yeniden atama” suretiyle öğretmen olunabilmesi için;

  “MADDE 8 – (1) Devlet memurluğundan ayrılmış olanlar, daha önce eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dâhil öğretmen unvanlı kadroda adaylıklarının kaldırılmış olması şartıyla, öğretmen olarak atanmak üzere yeniden atama kapsamında başvurabilir.

(2) Devlet üniversitelerinde en az iki yıl öğretim üyesi, öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi ve uzman olarak görev yaptıktan sonra bu görevlerden ayrılanlar, mezun oldukları alanların Bakanlığın öğretmenliğe atanacakların tespitine ilişkin kararına göre atama yapılacak alana uygun olması şartıyla, öğretmen olarak atanmak üzere yeniden atama kapsamında başvurabilir.

(3) Kamu kurum ve kuruluşlarında hâlen görev yapmakta olanlar, daha önce eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dâhil öğretmen unvanlı kadroda adaylıklarının kaldırılmış olması şartıyla, öğretmen olarak atanmak üzere kurumlar arası yeniden atama kapsamında başvurabilir.

(4) Devlet üniversitelerinde hâlen görev yapmakta olanlardan en az iki yıl öğretim üyesi, öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi ve uzman olarak görev yapmış olanlar, mezun oldukları alanların Bakanlığın öğretmenliğe atanacakların tespitine ilişkin kararına göre atama yapılacak alana uygun olması şartıyla, öğretmen olarak atanmak üzere kurumlar arası yeniden atama kapsamında başvurabilir.”

  • “Kurumlar arası yeniden atama” suretiyle öğretmen ataması usulü, aynı yönetmeliğin Maddesinde belirginleştirilmiştir. 
  • Milli Sporcuların Beden Eğitimi Öğretmenliği kadrolarına atanması 9. Maddede, Engellilerin atanması ise Maddede düzenlenmiştir. 
  • Atama izni verilen öğretmen kadrolarının en fazla %1’i yeniden atama ve kurumlar arası yeniden atamada kullanılır (md. 11/1).

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak çalışmakta olan kişilerin de genel hükümler çerçevesinde başka bir kuruma naklen atanmaları mümkündür. Ancak Bakanlığın merkez veya taşra teşkilatında yöneticilik görevleri hariç olmak üzere eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki görevlere istekleri üzerine atananlar, bu görevlerde en az üç yıl çalışmadan yeniden öğretmenliğe atanamaz. Bunların atamaları üç yılın sonunda zamana bağlı olmaksızın yapılabilir (md. 58/2) .

Diğer Memurlar

Millî Eğitim Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak görev yapan diğer memurlar “Millî Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik” hükümlerine tâbidirler. 

Söz konusu yönetmeliği 24 üncü maddesi 

“Diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personelden bu Yönetmelikteki aynı unvana veya bu unvanın bulunduğu grupta ya da alt grupta yer alan diğer unvanlara, görevin gerektirdiği şartları taşımak kaydıyla genel hükümlere göre naklen atama yapılabilir.” hükmüne yer verilmek suretiyle genel hükümlere atıf yapılmakla yetinilmiştir. 

Kurumlar Arasi Gecis Tahancı Hukuk Bürosu - Ankara Avukat

Kurumlar Arası Geçiş

Esasen daha önce yapmış olduğumuz açıklamalar, sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tâbi personelin nakil işlemleri konusunda büyük ölçüde açıklayıcı olmalıdır. Bununla birlikte bu başlık altında önceki açıklamaların genel bir özetlemesini yaptıktan sonra, değinmediğimiz bazı hususlara da temas etmek istiyoruz.   

Öncelikle ifade etmek gerekir ki devlet memurlarının nakil işlemleri, sayılı DMK’nın 74’üncü maddesine uygun olmanın yanı sıra, naklen geçiş yapılmak istenen kurumun özel mevzuat hükümlerine de uygunluk içermelidir. Bunun yanı sıra, memur nakil suretiyle geçmek istediği kurumdaki her pozisyona geçmeyi talep edemez. Geçmeyi talep ettiği sınıfın hizmet sınıfı ile uygunluk göstermesi, ya da sınırlı bazı uygulama örnekliklerinde en azından eğitim durumuna uygun olması gerekir.

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin Ek 1’nci maddesinde:

“Kurumlar aynı unvana veya bu unvanın bulunduğu aynı alt gruptaki diğer unvanlara veya daha alt unvanlara naklen atama yapabilir. Diğer personel kanunlarına tabi olanların sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi görevlere atanmalarında ihraz ettikleri unvanlar, aynı unvanın olmaması halinde öğrenim durumu ve ihraz ettiği unvanla birlikte atanacağı unvan ve Devlet Personel Başkanlığının olumlu görüşü dikkate alınır. İlk defa açıktan atamalarda bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre diğer teşkilat kanunlarına tâbi olarak görev memurlardan, sayılı DMK kapsamındaki bir göreve naklen geçiş talebi söz konusu olmuş, fakat sayılı Kanuna tâbi kurumda böyle bir unvan mevcut değilse, memurun öğrenim durumu dikkate alınacaktır. Bununla birlikte konuya ilişkin olarak Devlet Personel Başkanlığının olumlu görüşüne ihtiyaç vardır. 

SONUÇ OLARAK;

Her ne kadar kurumlar arası nakil işlemi ilgili olarak, kurumların atamaya yetkili amirlerinin takdir yetkisi belirleyici bir işlev görmekte ise de, bu takdir yetkisinin mutlak olmadığı, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılması gerektiği bilinmelidir. 

Bu sebeple gerek nakil isteminin reddine ilişkin idari işlem ve gerekse halen çalışılmakta olunan kurumun muvafakat vermemesine dair tesis edilen idari işleme karşı, memurun süresi içerisinde idari yargı mercilerinde iptal davası açmak hakkı vardır.   

kurumlar-arasi-gecis-emsal-karar-adalet-bakanligiİndir

Kurumlar Arası Yatay Geçiş Nedir?

Kurumlar arası yatay geçiş, devlet memurlarının görev yapmakta oldukları kurumdan bir başka kuruma, kurumlar arası muvafakat temin edilmek suretiyle naklen geçmesi işlemine denir.

Kurumlar Arası Geçiş Nasıl Yapılır?

Kurumlar arası geçiş, memurun yazılı talebi, kurumların karşılıklı muvafakat ve onayı ile gerçekleşir.

Kurumlar Arası Geçiş Şartları

Kurumlar arası geçişin gerçekleşmesi için aranan yasal şartların sağlanmış olması, kurumların geçiş için karşılıklı muvafakat göstermeleri ve memurun naklen gideceği kurumda aynı hizmet sınıfına geçmesinin mümkün olması şartlarına bağlıdır.

Hemşirelikten Öğretmenliğe Geçiş Nasıl Olur?

​Hemşirelerin öğretmen olarak atanabilmeleri bazı şartların varlığı halinde mümkündür. Öncelikle sağlık meslek liselerinde öğretmen ihtiyacının oluşması gerekmektedir. Bu ihtiyacın Sağlık Bakanlığı tarafından kamuoyuna duyurulması gerekmektedir. Hemşirelikten öğretmenliğe en az lisans mezunu olanlar atanabilir. Hemşirelikten öğretmenliğe geçiş için KPSS10 puanına ihtiyaç vardır.

Hemşire Hangi Kurumlara Geçiş Yapabilir?

Hemşireler, Sağlık Bakanlığı nezdinde çalışmaktadırlar. Sağlık Bakanlığı’ndan Milli Eğitim Bakanlığı’na geçişler mümkündür. Çünkü hemşireler belirli şartların varlığı halinde öğretmen olabilmektedirler. Yine hemşireler kurumlar arası geçiş şartını sağlamaları halinde başkaca herhangi bir devlet kurumuna geçiş yapabilmektedirler. Naklen atama yoluyla da başka kurumlara geçiş yapmaları mümkündür.

Öğretmen Hangi Kurumlara Geçiş Yapabilir?

Eğitim fakültesinden mezun olanların ilk amacı genellikle öğretmen olmaktır. Ancak bazen öğretmen olarak görev yapanların başkaca mesleklere geçiş yapmak istedikleri de sık sık karşılaşılan bir durumdur. Öğretmenlik diğer memurluklardan daha üst kademede yer aldığındandan öğretmenlikten alt kadrolara geçiş, geri hizmet olarak nitelendirilmektedir. Böyle bir durumda öğretmen başka kurumlarda düz memur olarak görev yapabilir. Bunlar genellikle; belediyeler, vergi daireleri, tapu müdürlükleri ve üniversitelerdeki memurluklardır.

Üniversite Hastanesinden Sağlık Bakanlığına Geçiş Nasıl Olur?

Üniversite hastanesinde hemşire olarak çalışanların sağlık bakanlığı nezdindeki devlet hastanelerine geçiş yapmak istedikleri sıkça karşılaşılan bir durumdur. Üniversitede çalışan hemşireler eğer ki sağlık bakanlığına geçiş yapmak istiyorlarsa öncelikle üniversitedeki görevlerinden istifa etmeleri gerekir. İstifa ettikten sonra tekraren KPSS’ye girmeleri gerekir. KPSS sonucunda atanmak istedikleri kuruma göre tercih yaparak sağlık bakanlığı nezdindeki devlet hastanelerine geçebilirler.

Adalet Bakanlığından Sağlık Bakanlığına Geçiş Nasıl Olur?

Kurumlar arası geçiş farklı kurumlar nezdinde çalışan devlet memurlarının statülerine eş derecedeki bir başka kuruma geçebilmelerini sağlayan bir yöntemdir. Devlet memurları bu geçiş türünü kullanarak kurum değiştirmek istediklerinde istifa etmelerine gerek kalmadan doğrudan istedikleri başka bir kuruma geçebilmektedirler. Kurumlar arası geçiş için ise; memurun talebi, memurun aday memurluk aşamasını tamamlamış olması, muvafakat, memurun geçiş yapmak istediği kurumun kendi kazanılmış hakkının kapsamında olması, kurumlar arası geçiş yazışmaları ve nakil işleminin yapılmış olması gerekmektedir. Bu şartlar sağlandığı takdirde adalet bakanlığının kurumunda görev yapan bir memurun sağlık bakanlığına bağlı bir kuruma geçmesi mümkün olmaktadır.

Polis memurunun öğretmen olarak geçişine Danıştay'dan izin çıkmadı!

Dava konusu olayda, polis memuru olarak görev yapan davacıKPSS sınavı sonuçlarına göre Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Şırnak ili, Uludere ilçesi, İstikbal Ortaokuluna matematik öğretmeni olarak atanmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü, kişinin talebini zımnen reddetmiştir.

İlk derece mahkemesi, davacının gördüğü eğitime uygun ve istediği bir alanda çalışmasının maddi ve manevi varlığının gelişmesine olumlu katkı sağlayacağı, bu nitelikteki kurumlar arası geçiş için muvafakat verilmemesi yolundaki davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.

Anılan karar Danıştay Beşinci Dairesi tarafından onanmıştır.

Karar düzeltme talebinde ise Danıştay İkinci Dairesince bakılan davada; polis memuru olarak görev yapan davacının sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'na eklenen Ek 24 üncü maddesinde belirtilen altı yıllık zorunlu hizmet süresini tamamlamaması nedeniyle, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir okula matematik öğretmeni olarak atanmasına muvafakat verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetmiştir.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İKİNCİ DAİRE

Esas No : /

Karar No : /

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN

(DAVALI) : Emniyet Genel Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. .

KARŞI TARAF (DAVACI) : .

İSTEMİN KONUSU : İstanbul 4. İdare Mahkemesince verilen 27/05/ günlü, E/, K/ sayılı kararın onanmasına dair Danıştay Beşinci Dairesinin 04/04/ günlü, E/; K/ sayılı kararının; sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen sayılı Kanun ile değişik maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem : Dava; İstanbul ili, Ataşehir ilçesi, Şehit Hayrettin Yıldırım Polis Merkezinde polis memuru olarak görev yapan davacının, KPSS sınavı sonuçlarına göre Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Şırnak ili, Uludere ilçesi, İstikbal Ortaokuluna matematik öğretmeni olarak atanması için muvafakat verilmesi talebiyle yaptığı 16/09/ tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 27/05/ günlü, E/, K/ sayılı kararıyla; davacının görev yaptığı polis memurluğu kadrosunun özel eğitim ile bilgi ve ihtisas gerektirmediği görev yapılan birimde hizmetin gereğine uygun gelişimin sağlanabileceği bir görev olduğu anlaşılmakla atanacak nitelikte personelin bulunabileceği, davacının yerleştirileceği kadronun ise matematik öğretmenliği olduğu dikkate alındığında, bu kadronun uzmanlık gerektirdiği, davacının görmüş olduğu eğitim ile ilişkili olduğu kendi uzmanlık alanı içinde bulunan bir kadroda kamu personelinin istihdam edilmesinin, kamu hizmetinin verimliliğini artıracağı gibi ilgilinin gördüğü eğitime uygun ve istediği bir alanda çalışmasının maddi ve manevi varlığının gelişmesine olumlu katkı sağlayacağı da açık olduğundan, bu nitelikteki kurumlar arası geçiş için muvafakat verilmemesi yolundaki davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

Anılan kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Beşinci Dairesinin 04/04/ günlü, E/; K/ sayılı kararıyla; anılan İdare Mahkemesi kararı onanmıştır.

KARAR DÜZELTME TALEBİNDE

BULUNANIN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacının kurumlar arası nakil için öngörülen altı yıllık çalışma süresini doldurmadığı, dava konusu işlemin dayağı olan yasal düzenlemeyle ilgili olarak, Anayasa Mahkemesi'nin 12/10/ günlü, E/25; K/ sayılı kararı ile, "04/06/ günlü, sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'na, 26/04/ günlü, sayılı Kanun'un 2. maddesi ile eklenen Ek Madde 24'ün beşinci fıkrasının, 'Bu şekilde atananlar, atanma tarihinden itibaren altı yıl süreyle başka kurumlara nakil yoluyla atanamazlar.' biçimindeki ikinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine" hükmedildiği, personel ihtiyacının bulunduğu ileri sürülerek, onama kararının düzeltilmesi ve dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : Atilla Güney

DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile onama kararının kaldırılarak, dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/ günlü, K/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen davada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararların düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmelerini gerektiren nedenler sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun, düzeltilmesi talep edilen kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan maddesi, 1. fıkrasında gösterilmiş; aynı maddenin 2. fıkrasında ise, anılan daire ve kurulların kararın düzeltilmesi isteminde ileri sürülen nedenlerle bağlı oldukları belirtilmiş bulunmaktadır.

Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar, sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun düzeltilmesi talep edilen kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan maddesinin 1/c fıkrasına uygun bulunduğundan, davalı idarenin karar düzeltme istemin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesinin 04/04/ günlü, E/; K/ sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlığın esası yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Dava dosyasının incelenmesinden; sayılı Kanunun Ek maddesine dayanılarak polis memurluğuna atanan ve 10/03/ tarihinde göreve başlayan davacının, KPSS sınavı sonuçlarına göre /Eylül öğretmen atama döneminde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Şırnak ili, Uludere ilçesi, İstikbal Ortaokuluna matematik öğretmeni olarak yerleşmesi nedeniyle, kurumlar arası atama işleminin yapılabilmesi için 16/09/ tarihli başvuru dilekçesi ile muvafakat istediği, ancak Emniyet Genel Müdürlüğünce zımnen muvafakat verilmemesi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :

06/05/ tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren sayılı Kanun'un 2. maddesi ile sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'na eklenen Ek maddenin değişik ikinci fıkrasında, "Lisans mezunlarından Kamu Personeli Seçme Sınavında Bakanlıkça belirlenecek taban puanı almış olan erkek ve kadın adaylar arasından yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyanlar ve sınavda başarılı olanlar polis meslek eğitim merkezlerine alınırlar.";

Aynı maddenin 6. fıkrasında ise, "Polis meslek eğitim merkezlerinde eğitimlerini başarı ile tamamlayanlar, Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına aday polis memuru olarak atanırlar. Bu şekilde atananlar, atanma tarihinden itibaren altı yıl süreyle başka kurumlara nakil yoluyla atanamazlar. Bu süre zarfında memuriyetten çekilen, çekilmiş sayılan, meslekten veya memuriyetten çıkarma cezası alan ve asli memurluğa atanamayarak ilişiği kesilenler, kendilerine yapılmış olan öğretim masraflarını kanuni faizi ile birlikte, bu sürenin eksik kalan kısmı ile orantılı miktarı tazminat olarak ödemek zorundadırlar." kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin bir arada incelenmesinden, lisans mezunu olarak kamu personeli seçme sınavında Bakanlıkça belirlenecek taban puanı almış olanlardan yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyan ve sınavda başarılı olanların, sayılı Kanun'un Ek maddesi gereğince polis memuru olarak atandıktan sonra, altı yıl boyunca emniyet teşkilatında görev yapması gerekmekte olup, bu süre boyunca lisans mezunu oldukları alan dahil olmak üzere başka bir kamu kurumuna naklen atanmalarına olanak bulunmadığı, anılan maddede, yarışma sınavı sonucuna bağlı olarak belli kadrolara ve yine sınava bağlı kariyer görevlere yapılan atamalar konusunda da herhangi bir istisnaya yer verilmediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, Eskişehir Polis Meslek Eğitim Merkezindeki eğitimini tamamlayarak 10/03/ tarihinde aday polis memuru olarak göreve başlayan davacının, yukarıda anılan yasal düzenlemede yer verilen altı yıllık zorunlu hizmet süresini tamamlamaması karşısında, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Şırnak ili, Uludere ilçesi, İstikbal Ortaokuluna matematik öğretmeni olarak atanmasına muvafakat verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/04/ günlü, E/, K/ sayılı kararı ile 24/02/ günlü, E/13, K/56 sayılı kararı da aynı yöndedir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE;

2. İstanbul 4. İdare Mahkemesince verilen 27/05/ günlü, E/, K/ sayılı kararın, sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA;

3. sayılı Kanun'un maddesinin sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 03/03/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Memuriyetten Çıkarılma veya Atılma

Memuriyetten Çıkarılma veya Atılma Nedir?

sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre memuriyetten çıkarılma veya atılma; bir memurun devlet memurluğuna kabul edilme şartlarından (m) herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurluk esnasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi halinde memuriyet görevine son verilmesidir ( sayılı Kanun m).

Memuriyetten çıkarılma kararı verilmesinin pek çok nedeni vardır. Makalemizde suç işlenmesi nedeniyle hapis veya adli para cezası mahkumiyeti ile cezanın ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb), memnu hakların iadesi, adli sicil kaydının silinmesi gibi kurumların memuriyete etkisi ve ceza miktarına bağlı olmaksızın memuriyete engel suçlar açıklanacaktır.

Suçun İnfazı Sürecinde Devlet Memurluğu Yapma Yasağı

Suçun vasfı veya ceza miktarı ne olursa olsun, bir hapis cezası mahkumiyetinin infazı sürecinde devlet memurluğu yapılamaz. sayılı TCK’nın 53/1-a maddesi, hapis cezası hükmünün infazı tamamlanıncaya kadar devlet memurluğu yapılmasını yasaklamaktadır. İnfazın tamamlanması, kişinin mahkum olduğu hapis cezası nedeniyle cezaevinde, dışarda denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme süresini tamamlaması, yani bihakkın (hak ederek) tahliye tarihidir. Örneğin, taksirli suçtan 3 yıl hapis cezasına mahkum olan memurun cezasının infazına tarihinde başlanmış olsun; 3 yıl hapis cezası alan memur, 1 yıl cezaevinde kalmış, 1 yıl denetimli serbestlik altında dışarda geçirmiş, son 1 yıllık koşullu salıverilme süresini de doldurarak cezasını bihakkın tahliye tarihine kadar infaz etmişse, cezası tarihine kadar infaz edilmiş olur. Bu nedenle, suç işleyen bu memur yılları arasında memuriyet yapamayacaktır.

TCK m hükmüne göre, cezanın infazının tamamlanmasıyla kişilerin yoksun kalacağı haklara ve memuriyet görevine de yeni bir işleme gerek kalmaksızın kavuşacağı açıktır.

Suçun taksirli suç olması veya kasten işlenmiş olsa bile 1 yılın altında hapis cezasına hükmedilmiş olması halinde; hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar memur hakkında “görevden uzaklaştırma” kararı verilmelidir. ( sayılı Kanun m). Yetkili amir görevden uzaklaştırma kararı uygulanan memurun durumunu her iki ayda bir yeniden değerlendirerek göreve dönüp dönmeyeceği hakkında bir karar alır (m/2). Yetkili amir, iki aylık periyotlar halinde yaptığı inceleme sırasında, hapis cezasının infaz süresinin tamamlandığını gördüğünde memurun görevine dönmesine (iadesine) karar verir.

Memuriyete Engel Suçlar ve Cezalar Nelerdir?

Memuriyete engel suçlar ve cezalar bakımından sayılı Devlet Memurları Kanunu genel olarak üç ilke benimsemiştir:

  • Taksirli suçlar, ceza miktarı ne olursa olsun memuriyete engel suçlardan değildir. Örneğin, trafik kazası neticesinde insan öldürme suçu nedeniyle 5 yıl hapis cezasına mahkum olan kişi memuriyete alınabileceği gibi, suçu memuriyet esnasında işlediği takdirde devlet memurluğu görevine de son verilemez. Ancak, memurun taksirli suçlardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar memuriyet görevinden uzaklaştırılması, hapis cezası infaz edildikten sonra memuriyet görevine dönmesi sağlanmalıdır.

  • Kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkum olan kişi memuriyete kabul edilemez. ( sayılı kanun m/5). Kasten işlenen bir suçtan 1 yıl veya daha fazla hapis cezasının memuriyet görevi sırasında işlenmesi halinde, kişinin memuriyet görevi sona erer. Mahkum olunan 1 yıl hapis cezası adli para cezasına çevrildiği takdirde memuriyet engeli ortadan kalkar. Örneğin, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 1 yıl hapis cezasına mahkum olan kişinin cezası TL adli para cezasına çevrildiğinde, bu mahkumiyet açısından memuriyet engeli meydana gelmeyecektir.

  • Bazı suçlardan mahkumiyet halinde ceza miktarı ne olursa olsun suçun niteliği (vasfı) memuriyete engeldir. Uygulamada bu suçlara “memuriyete engel suçlar” denilmektedir. Örneğin, güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 3 ay hapis cezası alan kişinin bu cezası TL adli para cezasına çevrilse bile, güveni kötüye kullanma suçu mahiyeti itibariyle memuriyete engel suçlardan olduğundan, kişi memuriyete alınmaz, memur ise görevine son verilir.

Memuriyete engel suçlar” kavramı, kişinin mahkum olduğu ceza miktarına bakılmaksızın suç vasfı nedeniyle memur olamamasını ifade eder. Suçun niteliği gereği memuriyet engeli olan hallerde, ceza mahkumiyetinin miktarı, yaptırımın hapis veya adli para cezası olması arasında hiçbir fark yoktur. Örneğin, güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle TL adli para cezasına mahkum olan kişi memur olamayacağı gibi devlet memuru ise memuriyet görevinden çıkaılmasına karar verilir.

Yüz kızartıcı suçlar olarak da nitelenen memuriyete engel suçlar, sayılı Devlet Memurları Kanunu m/5’te sınırlı sayıda düzenlenmiş olup şunlardır:

  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (TCK m ila m arasındaki tüm suçlar),
  • İhaleye fesat karıştırma,
  • Edimin ifasına fesat karıştırma,
  • Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
  • Kaçakçılık suçları,
  • Hırsızlık Suçu,
  • Dolandırıcılık Suçu,
  • Güveni Kötüye Kullanma Suçu,
  • Rüşvet Suçu,
  • İrtikap Suçu,
  • Zimmet Suçu,
  • Hileli İflas (TCK md),
  • Tüm sahtecilik suçları, (Özel Belgede Sahtecilik Suçu, Resmi Evrakta Sahtecilik Suçu, Parada Sahtecilik Suçu (TCK md), Kıymetli Damgada Sahtecilik (TCK md),Mühürde Sahtecilik Suçu (TCK md. ) vb.).

Kişi memuriyete kabul edildikten sonra, bu suçları memuriyetten önce işlediği sonradan anlaşılırsa veya memurluk esnasında memuriyet engeli olarak kabul edilen bu suçlardan herhangi biriyle mahkum olursa memurluk görevine son verilir. Memur, tüm memurluk süresi boyunca sayılı Kanun’un maddesinde belirlenen şartları taşımak zorundadır ( sayılı Kanun m). Yukarıdaki suçlardan herhangi birinin işlenmesi halinde devlet memurluğu yapma şartları ortadan kalkmaktadır.

Hapis Cezasının Ertelenmesinin Memuriyete Etkisi

Hapis cezasının ertelenmesi, sayılı TCK’ya göre cezanın bir infaz biçimi olarak kabul edilmektedir. Cezanın ertelenmesi halinde, hükümlü, cezaevine girmemekte, cezasını cezaevi dışında geçirmekte, mahkeme tarafından belirlenen denetim süresini yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirdiğinde cezası infaz edilmiş sayılmaktadır. Bu nedenle, hapis cezasının ertelenmesi halinde infaz edilen bir mahkumiyet hükmü mevcuttur. Hapis cezasının ertelenmesi halinde memuriyetten çıkarılma ile ilgili şu sonuçlar ortaya çıkar:

  • Ertelenen hapis cezası, 1 yıl veya daha fazla süreli ise hükümlü devlet memurluğuna kabul edilemez, devlet memuru ise memuriyete son verilir.

  • Ertelenen hapis cezası, 1 yılın altında ve memuriyete engel suçlardan kaynaklanmıyorsa, devlet memurluğu statüsüne son verilemez, ancak hükmün infaz süresi boyunca, yani ertelemede kararlaştırılan denetim süresi boyunca kişi geçici olarak devlet memurluğu görevinden uzaklaştırılır.

  • Ertelenen hapis cezası, yukarıda açıkladığımız memuriyete engel suçlarlardan kaynaklanmakta ise ceza mikatarına bağlı olmaksızın memmuriyet statüsüne engel teşkil eder.

sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde geçen “Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile” ifadesi; bu alt bentde süre (bir yıl veya daha fazla süreli) yönünden belirlenen hapis cezasına veya tür (casusluk, zimmet, hırsızlık gibi) itibariyle sayılan suçlardan dolayı mahkumiyet halinde, cezanın infaz süresi veya ek süre tamamlanarak hak ve yetki yoksunluğu kalksa bile, mahkumiyet kararı kalkmadığı için Devlet memurluğuna atama hakkını kazandırmamakta, nitelik kaybı nedeniyle memuriyete son verilmesini gerektirmektedir. Mahkumiyetin ertelenmiş olması da bu durumu değiştirmemektedir. Sonuç olarak, sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci altbendi hükmü, bu hükümde belirlenen süreli hapis cezası veya nevi sayılan suçlardan mahkumiyet halinde, Devlet memurluğuna atanma ve memuriyeti sürdürme hak ve yetkisini süresiz olarak ortadan kaldırmaktadır (Danıştay 1. Daire -K/).

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Memurluğa Etkisi

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur (CMK md).

Kural olarak, bir suçun karşılığı olan cezai yaptırım ile ilgili verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı memuriyete engelini ortadan kaldırır. Aynı şekilde hagb kararı verilen bir mahkumiyet memuriyetten çıkarılmaya gerekçe yapılamaz.

Özellikle belirtelim ki; hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), işlenen fiilin disiplin hukuku açısından yeniden değerlendirilmesine engel değildir. Örneğin, cinsel taciz suçu işleyen bir kişi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilse bile, ceza dosyasındaki beyanlar disiplin hukuku açısından yeniden değerlendirilerek memuriyetten çıkarılma cezası verilebilir.

Memuriyetten çıkarılma işleminin sebep unsuru sadece suç işlenmiş olması gösterilmiş ve suçun karşılığı olan ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmişse, işlem hukuka aykırı hale gelir. Memurun bağlı olduğu idarenin suç teşkil eden eylemi disiplin hukuku açısından yeniden değerlendirerek memuriyetten çıkarma kararı vermesi ile doğrudan ceza mahkemesi kararına dayanarak memuriyetten çıkarma kararı vermesi birbirinden farklı hukuki sebeplere dayalı işlemlerdir.

Davacı polis memuru iken, dolandırıcılık suçundan kesinleşmiş mahkumiyeti nedeniyle görevine son verilmiştir. Davacının uyarlama talebiyle yaptığı başvuru üzerine hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Devlet memurlarının sayılı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevlerine son verilmesi işleminin sebep unsurunu maddede sayılan ve memuriyete engel kabul edilen bir suçtan mahkumiyet ve bu mahkumiyete ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı oluşturmaktadır. Bu durumda davacının memuriyetine engel olacak nitelikte bir suçtan mahkum olduğundan söz edilemeyeceğinden, polis memuru davacı hakkındaki göreve son verme işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır (DK/).

sayılı Yasa’nın 48/A-5, 98/b maddeleri uyarınca tesis edilecek işlemlerin tamamen ceza yargılamasının sonucuna bağlı olması ve işlem tarihinde davacı hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı bulunması nedeniyle dava konusu hukuka uygun olarak tesis edilmiş ise de; mahkumiyet hükmü davacının başvurusu üzerine uyarlanmış ve sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca davacı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Hagb kararı verilmesi nedeniyle davacının memuriyet görevine son verilmesi hukuka aykırıdır (Danıştay Daire - Karar: /).

Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun maddesinin E fıkrasının (g) bendinde; “memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili, disiplin hukuku açısından devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektirmektedir. Özellikle vurgulayalım ki, memuriyetten çıkarılma işleminin sebep unsuru, sayılı Kanunun /E-g maddesi olarak gösterilmişse, hükmün açıklanmasının geri bırakılması memuriyet görevine son verilmesine engel değildir. Bu maddeye dayanarak yapılan memuriyetten çıkarma işlemlerine karşı, memurun yargılandığı fiilin “memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket” olmadığı yönünde işlem aleyhine iptal davası açılmalıdır.

Davacının “resmi belgede sahtecilik” suçundan üç kez 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süre ile denetindi serbestlik süresine tabi tutulmasına; ayrı ayrı iki kez işlediği eylemlerden dolayı “nitelikli dolandırıcılık” suçundan, 1 yıl 3 ay hapis ve TL adli para cezası ile 11 ay 3 gün hapis ve TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süre ile denetimli serbestlik süresine tabi tutulmasına karar verilmiş ve bu karara yapılan itirazın reddi ile karar kesinleşmiştir. Bu durumda, yukarıda yer verilen Ceza Mahkemesi kararı ile davacı hakkında mahkumiyete hükmedilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında; İdare Mahkemesi tarafından, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil ettiği gerekçedeki anlatımla kabul edilen eylemin sübuta erdiği şeklinde ifade kullanılmasında, masumiyet karinesi uyarınca hukuki isabet görülmemiş ise de; davacının zabıt katibi olarak görev yaptığı sırada, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunması sebebiyle sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun /E-g maddesi uyarınca memurluktan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ve bu karar uyarınca memurlukla ilişiğinin kesilmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, bu husus, anılan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir (DK/).

Bazı memuriyetler açısından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının memuriyete etkisi ile ilgili özel düzenlemeler mevcuttur. Örneğin, Polis Meslek Yüksekokulları Giriş Yönetmeliği’nin 8. maddesinin (h) bendinde polis memurluğuna kabul için şu özel hüküm mevcuttur:

sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, adayın kendisinin ve evli ise eşinin;

1) Kasten işlenen bir suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa dahi bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olmamak,

2) Affa uğramış veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık veya cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan dolayı mahkûm olmamak veya bu suçlardan dolayı devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak veya kovuşturması uzlaşma ile neticelenmemiş olmak.

Memnu Hakların İadesi Kararının Devlet Memurluğuna Etkisi

Kural olarak, suç işlenmesine bağlı hak yoksunlukları sayılı TCK m‘te düzenlenmiş, cezanın infazına veya bu maddeye göre ceza mahkemesinin belirlediği süreye kadar hükümlü bazı haklardan mahrum bırakılmıştır. TCK m’e göre belirlenen süreler usulüne uygun bir biçimde geçtikten sonra hükümlü mahrum olduğu haklara yeniden kavuşur. Ancak, bazı özel Kanunlardaki hak yoksunluklarına dair düzenlemeler, sayılı TCK m’teki genel kuralın dışındadır. Özel kanunlardaki hak yoksunlukları TCK m’te belirlenen süreler geçse dahi devam edebilir. Özel kanunlardaki hak yoksunlukları ancak memnu hakların iadesi müessesesi ile ortadan kaldırılır.

sayılı Kanun’nun 48/A-5 maddesi gereği memuriyetten çıkarılanlar, memnu hakların iadesi kararı alsalar bile memuriyete geri dönmeleri mümkün değildir:

Memnu hakların iadesi kararı, sayılı Kanunun anılan 48/A maddesinde sayılan yüz kızartıcı suçlar dışında kalan suçlar bakımından ve Devlet memuru olabilme koşulları yönünden ehliyetsizliği geleceğe dönük olarak ortadan kaldırmakta, ancak anılan Yasa maddesinde Devlet memuru olabilmek için yüz kızartıcı suçlardan mahkum olmamak koşulu arandığından, memnu hakların iadesi kararı, yüz kızartıcı bir suçtan dolayı mahkumiyet kararı almış kişiler yönünden Devlet memuru olabilme koşullarını sağlama bakımından bir hak doğurmamaktadır (İDDK-K/).

Memnu hakların iadesi kararı dahi bulunsa, Sayılı Kanun’un 53/2. ve Sayılı Kanun’un 48/A-5 maddelerinde yer alan hukuki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına alan ya da affa uğramış olsa bile bu maddede sayılan suçlardan mahkum olanların artık hiç bir şekilde memuriyete atanması mümkün değildir (D K/).

Adli Sicil (Sabıka) Kaydının Silinmesinin Memuriyete Etkisi

sayılı TCK karşısında özel bir kanun olan sayılı Kanunun 48/A-5 maddesi ile belli suçlar açısından, bu suçlar affa uğramış olsalar bile, süresiz hak yoksunluğu getirecek bir düzenleme yapıldığından, bu maddedeki hak yoksunlukları adli sicil kaydının silinmesi yoluyla ortadan kaldırılamaz. Yani, adli sicil kaydının silinmesi, devlet memurluğundan ihraç edilen (çıkarılan) kişinin yeniden memuriyete alınmasını sağlamaz.

Özel bir Kanun olan sayılı Kanunun 48/A maddesi ile Türk Ceza Kanunu’nun aksine belli suçlar açısından bu suçlar affa uğramış olsalar bile süresiz hak yoksunluğu getirecek bir düzenleme yapıldığından, adli sicil kaydının silinmesi, yüz kızartıcı suçtan dolayı ortaya çıkan hak yoksunluğunu ortadan kaldıracak nitelikte bulunmamaktadır (İDDK-K/)

Memurluktan Çıkarılma (Atılma) Danıştay Kararları

Memurluktan Çıkarılma (Atılma) Danıştay Kararları


Hukuku Aykırı Delillerin Memuriyetten Çıkarılma/Atılma Kararına Etkisi

Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun maddesinin E fıkrasının (g) bendinde; “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden; İzmir 8. İş Mahkemesi’nde ara kararların yerine getirilmesi için taraflardan alınan pulların sürekli olarak azalması üzerine, pulların akıbetinin belirlenmesi için muhafaza edildiği yerleri gösterecek şekilde mahkeme personelince kaleme kamera yerleştirildiği, tarihinde Mahkeme hakimi ve bir zabıt kâtibi tarafından düzenlenen tutanak ile, tarihinde kaydedilen kamera görüntüsünde, öğle arası olması sebebiyle diğer bir zabıt katibinin masasındaki klavyesinin altına duran pulları davacının alarak kendi odasına götürdüğünün tespit edildiği, davacının disiplin soruşturmasına konu eylemi sebebiyle hakkında zimmet suçundan dolayı yargılandığı İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile davacının, Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun /2-e maddesi uyarınca “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, gizli kamera yerleştirmek suretiyle yasaya aykırı şekilde elde edilmiş kayıtların tek başına delil niteliğinin olmadığı, yaklaşık üç yıl boyunca davacıya isnat edilen suçtan dolayı kuşku duydukları halde kalem personeli ve Hakiminin kaybolan pullara dair herhangi bir tespit yapmadığı, konuyu yetkili makamlara taşımadıkları, tanık ifadelerinin görgüye dayalı olmayan, şüphe ve varsayıma dayanan ifadeler olduğu, bu ifadelerden davacının fiilinin sübuta erip ermediğinin tespitinin mümkün olmadığı, kaldı ki yargılandığı ceza davasında, davacının Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun /2-e maddesi uyarınca “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraat ettiği göz önüne alındığında, davaya konu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır (Danıştay Daire - Karar: /).

Memnu Hakların İadesi Kararının Memuriyete Etkisi Nedir?

Olayda, hırsızlık suçundan 5 ay hapis cezası bulunan davacının, bu cezasının kesinleşerek tamamen infaz edildiği tarihten itibaren bu ceza sebebiyle mahrum kaldığı hak yoksunluklarını Sayılı Kanun’un 53/2. maddesi uyarınca tekrardan kazanacağı kabul edilse de, memuriyete alınmada genel koşulların öngörüldüğü Sayılı Kanun’un 48/A-5 maddesinde yer alan Türk Ceza Kanunu’nun maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, anılan maddede sayılan suçlardan herhangi birinden mahkum olmamak gerektiği hükmü dikkate alındığında, davacının memuriyete alınmasına yönelik hak yoksunluğunun devam ettiğinin açık olduğu, memnu hakların iadesi kararı alınmasının da, anılan maddede yer alan “Türk Ceza Kanunu’nun maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile” ifadesi sebebiyle davacı lehine bir hak vermeyeceği ve davacının hukuki durumunda memuriyete atanmasına yönelik olumlu bir değişiklik yaratmayacağı hususları göz önüne alındığında; memuriyete engel mahkumiyetinin bulunduğundan bahisle atamasının yapılmamasına dair davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda, her ne kadar İdare Mahkemesince, söz konusu mahkumiyete dair olarak memnu hakların iadesine dair karar sebebiyle davacının kamu haklarını kullanmaktan yasaklı olmadığının kabulü gerektiği, dolayısıyla davacının Sayılı Kanun’un 48/A maddesi uyarınca atamasının yapılmasında mevzuat yönüyle bir engel bulunmadığı, bununla birlikte, bir kamu görevine açıktan ya da yeniden atama yapma konusunda idarelerin takdir yetkisinin bulunduğu, idarelerin bu konuda yargı kararıyla zorlanamayacağı anlaşıldığından konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca davacının hak yoksunluğunun devam etmesi sebebiyle memuriyete atanmasının mümkün bulunmadığı, memnu hakların iadesi kararı bulunmasının da bu durumu davacı lehine değiştirmediği, bu aşamada idarenin bir takdir yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de karar sonucu itibarıyla yerindedir (Danıştay Dairesi - Karar: /).

Taksirli Suç Nedeniyle Memurun Görevden Uzaklaştırılması ve Görevine İadesi

Davacı, taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme suçundan dolayı aldığı ceza sonucunda altı ay beş gün cezaevinde kaldığını, sayılı Yasanın 48/A-5 maddesi uyarınca taksirli suçlar nedeniyle görevine son verilemeyeceğini, Medeni Kanunun maddesi uyarınca getirilen vesayetin ancak hapiste geçen süreyle sınırlı olduğunu öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

sayılı Devlet Memurları Kanununun “Görevden Uzaklaştırma” başlıklı maddesinde “Görevden uzaklaştırma, devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir.” hükmüne yer verilmiştir. maddede de, haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan devlet memurlarının görevinden uzaklaştırılabileceği ve maddenin 2.fıkrasında da, bir ceza kovuşturması icabından olduğu takdirde görevinden uzaklaştırmaya yetkili amirin ilgilinin durumunu her iki ayda bir inceleyerek görevine dönüp dönmemesi hakkında bir karar vereceği ve ilgiliye de yazı ile tebliğ edeceği hükme bağlanmıştır.

Olayda: … Sağlık Meslek Lisesinde memur olan davacının, “taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet” suçundan dolayı yargılanması sonucunda l yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve bu cezanın infazı için tarihinden itibaren cezaevinde bulunacağım aynı günlü dilekçeyle idareye bildirdiği, bunun üzerine, sayılı Yasanın 48/A-4 maddesindeki şartı kaybettiğinden bahisle aynı Yasanın 98/b. maddesi uyarınca günlü onayla davacının görevine son verildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.

Bu durumda, hakkında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan, herhangi bir suçtan tutuklanan ya da gözaltına alınan memurlar hakkında uygulanacak işlemler sayılı Yasanın maddesi ve devamında düzenlenmiş olup. davacının da taksirli suç nedeniyle yargılanması ve bunun sonucunda aldığı l yıl 3 aylık hapis cezasının infazı aşamasında hakkında yukarıda bahsi geçen hükümler uyarınca işlem tesis edilmesi ve cezanın infazından sonra görevine iade edilmesi gerekirken sayılı Yasanın 48/A maddesindeki şartı taşımadığından bahisle aynı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir (Danıştay Dairesi - Karar: /).

Suç İşlenmesi Nedeniyle Görevden Uzaklaştırma Halinde Özlük Hakları

Uyuşmazlık; öğretmen olan davacının, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucunda ölüme sebebiyet ve yaralama suçundan dolayı almış olduğu beş yıl hapis cezasının infazına başlanıldığı tarihi ile şartlı tahliye edildiği tarihleri arasında aylık ve diğer özlük haklarından yararlanıp yararlanamayacağı hususundan kaynaklanmaktadır. Dava konusu işlemle, kadrosu saklı kalmak kaydıyla memuriyetle ilişiğinin geçici olarak kesildiği ve cezasının infazı süresince de aylık ve diğer özlük haklarından yararlandırılmamasına karar verildiği görülmüştür.

Hürriyeti bağlayıcı bir cezanın infazı nedeniyle cezaevinde bulunan kişinin, infaz süresince kamu hizmetlerinden de yasaklı bulunduğu göz önüne alındığında bu durumdaki kişilerin infaz süresince Devlet memuru olmalarına veya Devlet memurluğu statüsünü sürdürebilmelerine hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu durumda, Devlet memurunun hizmet ilişkisinin, cezasının infazı süresince askıda olduğunun kabul edilmesi ve hükümlülük süresinin sona ermesinden sonra da göreve iade edilmek suretiyle memuriyet statüsünü yeniden kazanması gerekmektedir ki bu da, memur hukukunun sonucu olan memur güvenliği ilkesinin bir gereğidir.

Buna göre, yasa koyucu tarafından, ihtiyati bir tedbir kararı niteliğinde olan idari işlemlerle görevinden uzaklaştırılan ya da adli yargı makamlarınca göz altına alınan memurlara bu süre içerisinde aylıklarının üçte ikisinin ödeneceği, maddede tadadi olarak sayılan şartların gerçekleşmesi halinde de aylıklarının kesilmiş olan üçte birinin iade edilerek kademe ilerlemelerinin ve derece yükselmelerinin yapılacağı hususlarının hüküm altına alındığı, memuriyete engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası infaz edilenlerin, cezalarının infazı süresince aylık ve diğer özlük haklarından yararlandırılacaklarına dair her hangi bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir.

Bu durumda, davacının, hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın infazı süresince memuriyet statüsünün geçici olarak askıda olduğu, sayılı Yasa’da memuriyete engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup da cezası infaz edilenlere maaş ve özlük haklarının ödeneceği hususunda her hangi bir düzenlemeye yer verilmediği hususları dikkate alındığında; tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucunda ölüme sebebiyet ve yaralama suçundan dolayı almış olduğu beş yıl hapis cezasının infazına başlanıldığı tarihi ile şartlı tahliye edildiği tarihleri arasında aylık ve diğer özlük haklarından yararlandırılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup; aksi yönde verilen Mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir (Danıştay 2. Dairesi - Karar: /).

Memuriyete Engel Olmayan Suçlardan Verilen Hagb Kararı Devlet Memurluğuna Etkisi

Davacının, infaz ve koruma memurluğu yazılı ve sözlü sınavlarını kazanarak tarihi itibariyle Erzurum Ceza ve İnfaz Kurumu Eğitim Merkezi’nde eğitime başladığı, hakkında yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında, “Görevli Memura mukavemet” suçu nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Şırnak Adli Yargı İlk Derce Mahkemesi Adalet Komisyonu’nunca davacının güvenlik soruşturmasının olumlu sonuçlanmak şartını taşımadığından atamasının yapılmasının uygun olmadığının değerlendirildiği ve kararın Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne gönderildiği, yapılan inceleme sonucunda, davacının güvenlik soruşturması olumsuz kabul edildiğinden açıktan ve aday olarak atanmasına imkan bulunmadığına dair tarihli ve Sayılı işlemin tesisi üzerine bu işlemlerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının yaklaşık 11 yıl önce ve henüz 18 yaşında iken gerçekleştirdiği fiiller sebebiyle görevli memura mukavemet suçundan 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süre ile denetime tâbi tutulmasına ve bu sürenin herhangi bir yasaklamada bulunulmadan veya yükümlülük yüklenilmeden geçirilmesine karar verilmesinin, söz konusu fiilin niteliği ve aradan geçen süre göz önüne alındığında hakkında yapılan güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasına neden olduğundan söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır (Danıştay Daire - Karar: /).

Disiplin Cezaları (Meslekten Çıkarma, Uzaklaştırma, Uyarma vb.) ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Manisa Akhisar… Teknik ve Endüstri Meslek Lisesinde müzik öğretmeni olarak görev yapan davacının Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun kararıyla sayılı yasanın 27/1 maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. sayılı ilk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanunun “meslekten çıkarma” cezasının uygulanacağı halleri düzenleyen 27 nci maddesinde “Gerek talebeye karşı ve gerek hariçte muallimlik sıfatı ile telif edilmeyen iffetsizliğin sabit olması” hali sayılmıştır.

sayılı Yasada düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin kamu görevi yürüten kişinin göreve devam yönünden değerlendirilmesinde, ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda sanığın suçluluğu sabit görülerek hüküm kurulduğu ve suç işlediği sabit olan kişinin bu vasfıyla yürüttüğü kamu görevine etkisinin belirlenmesi gerekmekte olup, disiplin cezaları ve ceza verilmesine neden olan eylemler memurların çalıştıkları kurumun düzenine aykırı fiilleri nedeniyle kendilerine uygulanan zorlayıcı önlemler niteliğinde olduğundan disiplin cezasını gerektiren fiilin niteliğine göre ceza yargılamasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olması disiplin hukuku yönünden ortada bir ceza mahkumiyeti bulunmadığından bahisle disiplin cezası uygulanmaması sonucunu doğurmayacaktır. İşlenen fiilin niteliğinin yürütülen görevin gerektirdiği niteliklerin kaybedilmesi mahiyetinde olduğu hallerde fiilin karşılığı disiplin cezasının uygulanması yargı kararıyla suçun sabit olması hususu dikkate alınarak kamu görevlisinin tabi olduğu mevzuat yönünden yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.

Daire - Karar: /).

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda HAGB ve Memuriyetten Çıkarılma (İhraç)

Nitekim, davacının eşinin cep telefonu ile görüşmelerinin tespiti amacıyla hukuka aykırı olarak düzenlenen müzekkereler ile ilgili olarak görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin evrakta sahteciliği ve kişisel verilerin hukuka aykırı biçimde elde edilmesi suçlamasıyla adli yönden soruşturma yapılmış; bu kapsamda yapılan ceza yargılaması sonucunda davacı, cumhuriyet savcısı ve cumhuriyet savcısının istekte bulunduğu hakimin fiili sabit görülerek görevi kötüye kullanma suçundan hapis cezası ile cezalandırılmalarına, ancak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

Uyuşmazlığa konu olayda; davacının hukuka aykırı bir şekilde müzekkere yazarak başkasına ait telefon kayıtlarını temin ettiği hususu sabit olup, bu eyleminin, Devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektiren, memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede hareketlerden sayılıp sayılmayacağının irdelenmesi gerekmektedir. Sayılı Devlet Memurları Kanununun /E-g maddesi, kamu görevinin inanılır, güvenilir, itibarlı görevliler eliyle yürütülmesini amaçlamıştır. Memur sıfatı taşıyan ve kamu hizmetinin personel unsurunu oluşturan kişilere toplumun güven duyması, bireylerin idareye olan güven ve inancını da sağlayacaktır.

Bu itibarla, davacının devlet memurluğu ile bağdaşmayacak surette fiil ve hareketlerde bulunduğu hususun sabit olduğu ve işlenmiş olan fiil ile cezanın birbiriyle örtüştüğü anlaşıldığından, davacının Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun /E-g maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına dair davaya konu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır (Danıştay Dairesi - Karar: /).

Askerlikten Firar Suçu Devlet Memurluğuna Engel midir?

Firar suçunun sırf askeri suç kapsamında bulunduğu, sırf askeri suçlardan verilen cezaların Askeri Ceza Kanununun 47/A maddesi uyarınca paraya çevrilmesi ve ertelenmesinin mümkün bulunmadığı, Adli Sicil Kanunu hükmü uyarınca sırf askeri suçlardan verilen cezaların adli sicile işlenmediği, memuriyete engel suçların düzenlendiği sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sırf askeri suçların ayrıca sayılmadığı anlaşılmaktadır.

Dairesi - Karar : /).

Memurluktan çıkarılma ve memuriyete dönme şartları; idare hukuku ile ceza hukuku birlikte değerlendirilerek tartışılmalıdır. Bu nedenle bu şartların oluşup oluşmadığının bir avukat tarafından ele alınmasında yarar vardır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Kurumlar Arası Geçiş Nedir? Nasıl Yapılır?

Kurumlar arası geçiş; devlet memurlarının bir kurumdan bir başka kuruma geçmesi işlemine denir. Diğer bir ifadeyle kurumlar arası geçiş, Devlet Memurları Kanunu madde 74’e göre gerekli şartlar sağlandığında memurun, bir kamu kurumundan diğerine geçişini ifade eder.  Bu durum sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda ‘’Memurların bir kurumdan diğerine nakilleri’’ başlığı altında düzenlenmiş olup uygulamada kurumlar arası geçiş olarak bilinir.  sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun maddesinde “Memurların bir kurumdan diğerine nakilleri” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu maddede, memurların sayılı kanuna tabi kurumlar veya bu kurumlar ile sayılı kanuna tabi olmayan kurumlar arasındaki nakillerine ilişkin usul ve esasları düzenlemiştir. Bu nakil işlemi memurlar arasında kurumlar arası geçiş olarak adlandırılmaktadır. Fakat uygulamada ilgili kurumların yönetmeliklerine ve bilhassa varsa Teşkilat Kanunlarına göre kurumlar arası geçiş hakkında düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemeler doğrultusunda geçişler yapılmaktadır. Kurumlar arası geçiş süreci şu şekildedir;

  • Memurun kurumlar arası geçiş talebi
  • Atamasını isteyen memurun asaletinin tasdik edilmiş olması. Yani en az 2 senelik çalışma süresini tamamlamış, aday memurluk aşamasını geçmiş olması (DMK madde 54)
  • Muvafakat
  • Memurun nakil olmak istediği kadronun, kendi kazanılmış hak derecesinde olması,
  • Kazanılmış hak derecesinin üstünde bir kadroya naklini isteyen memurun, maddede bahsi geçen esaslara uygun olarak derecesini yükseltmiş olması ya da öğrenim durumunun yükselmeye uygun olması,
  • Kazanılmış hak derecesinin altında bir kadroya naklini isteyen memurun, değişiklik istediği kadrolar arasındaki farkın en fazla 3 derece olması gerekir.
  • Kurumlar arası geçiş yazışmaları
  • Nakil işlemi

Kurumlar arası geçiş ile memur çalıştığı kurumdaki derecesine eş bir derecede başka bir kuruma naklen geçebileceği gibi, şartları varsa daha üst derecede bir pozisyona da geçebilir. Devlet memuru bu şekilde istifa etmeden farklı statüdeki bir memurluk görevine atanabilir. Bu kurumlar arası geçiş ile mümkündür. Devlet Memurları Kanunu’nu Maddeye göre “bir kişinin kanunun ön gördüğü şekilde ’ye tabi bir kurumdan bir kadroya naklen ataması yapılabilmektedir” ama atamanın yapılabilmesi için kurumların karşılıklı muvafakati olmalıdır. 

kurumlar arasi gecis nedir

Kurumlar Arası Geçiş Nedir?

Kamu kurumlarında çalışan personelin hak ve yükümlülükleri, görevleri, hizmet şartları, atanmaları, yükselmeleri, aylık, ödenek ve diğer özlük işleri sayılı Devlet Memurları Kanunda düzenlenmiştir. Naklen atama olarak isimlendirilen, kamu kurumları arasındaki geçiş şartları “memurların bir kurumdan diğerine nakilleri” başlıklı madde hüküm altına alınmıştır.

Memurların sayılı kanuna bağlı kurumlar arasında, kurumların uygun bulmaları ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri olanaklıdır. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de koşuldur.

sayılı Devler Memurları Kanunu’nun maddesi;

“Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafaakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır.

Aşağı dereceye atananların 68 inci maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları caizdir.

Kazanılmış hak derecelerinden aşağı derecelere atananların aylık derece ve kademeleri genel hükümlere göre tespit edilmekle beraber, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler (kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartıyla) emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilir.

13/12/ tarihli ve sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamına giren kurumlarla bu Kanuna tabi kurumlar arasındaki nakillerde de yukarıdaki hükümler uygulanır. Aynı kanunun 4 üncü maddesi kapsamına giren kurumlarda çalışıp sayılı Kanuna tabi olmayan personelden, hizmete giriş dereceleri 36 ncı madde ile tespit edilen giriş derecelerinin üzerinde olanların ilk ilerleme ve yükselmeleri için kanuni bekleme sürelerine yukarıda yazılı dereceler arasındaki sürelere tekabül eden süre kadar ilave edilir.şeklinde düzenlenmiştir.

Kurumlar arası geçiş, isminden anlaşılacağı üzere memurun görevli olduğu kurumun değişmesi sonucunu doğuran idari işlemdir. Örneğin, Ticaret Bakanlığında belli bir sınıfta ve derecede bulunan memurun bu yol ile İçişleri Bakanlığında aynı derece ve sınıfta bir memuriyete naklidir. Burada her iki kurumda sayılı kanuna tabidir. İkinci şart ise her iki kurumda nakil işlemine muvafakat etmesidir.

Kurumlar arası geçiş işleminde memurların kazanılmış hak aylık derecesi ile korunur. Fakat kişi isterse en çok 3 derece altındaki göreve naklen atanabilir.

Kurumlar Arası Geçiş Şartları Nelerdir?

  • Geçiş Yapmak İsteyen Memurun Dilekçe ile Talepte Bulunması

Geçiş yapmak isteyen memur, öncelikle geçiş yapmak istediği kuruma bir dilekçe ile başvuruda bulunur. Geçiş yapılmak istenilen kurumun özel şartları olabileceği gibi geçiş yapılmak istenilen kurumda memurun derece, kadem ve pozisyon olarak bulunduğu yerden aşağı olmaması şarttır.

  • Nakil Talebine İlişkin İki Kurumun da Muvafakatleri

Geçiş talebinde bulunmak için kuruma dilekçe veren memurun geçiş yapabilmesi için hem mevcut bulunduğu kurumun hem de geçiş yapmak istediği kurumun muvafakat etmesi gerekmektedir.  Kurumlar arası karşılıklı muvafakat sağlandığında memurun kurumlar arası geçiş işlemi başlayacaktır. Burada kurumların muvafakat verip vermeyeceği kurum amirlerinin takdir yetkisi kapsamındadır. Söz konusu takdir yetkisi, mutlak ve sınırsız bir yetki değildir.

Kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından yargı denetimine tabi bir yetkidir. Bu nedenledir ki, kurum amirleri tarafından memurun mali ve özlük haklarına zarar verecek bir karar vermemelidir. Aksi takdirde bu karar idari yargıda iptal davasına konu olabilmektedir. Kurumlar arası geçişte memurun hali hazırda görev yapmakta olduğu kurumun muvafakat vermesine ilişkin takdir yetkisi kamu gereklilikleri ve hizmet gereklilikleri bakımından denetime tabi tutulmuş ve bu doğrultuda kararlar verilmiştir.

  • Aynı veya Üst Kademenin Bulunması

Memurun nakil olmak istediği kadronun, kendi kazanılmış hak derecesinde olması, kazanılmış hak derecesinin üstünde bir kadroya naklini isteyen memurun, maddede bahsi geçen esaslara uygun olarak derecesini yükseltmiş olması ya da öğrenim durumunun yükselmeye uygun olması veya kazanılmış hak derecesinin altında bir kadroya naklini isteyen memurun, değişiklik istediği kadrolar arasındaki farkın en fazla 3 derece olması gerekir.

  • Memurun Asaletinin Tasdik Olması

Kurumlar arası geçiş talebinde bulunan memurun asaletinin tasdik olması gereklidir. Asalet tasdik işlemi Devlet Memurları Kanunu maddeleri arasında düzenlenmiştir.

kurumlar arasi gecis ne demek

Kurumlar Arası Geçiş

Devlet memurları, çeşitli sebeplerle kurumlar arası naklen atanmak isteyebilirler. sayılı Kanunda, memurların bir kurumdan diğerine nakilleri özel olarak düzenlenmiştir. Memurların kurumlar arası nakli, bir süreci gerektirmektedir. Memurlarının kurumlar arası nakil yönünden sayılı Kanunda, bazı temel esaslar dışında ayrıntılı bir usul ve kıstas düzenlemesine yer verilmemiştir. sayılı Kanunda yer verilen katma bütçeli kurum kavramına sayılı Kanunda yer verilmediğinden, katma bütçeli kurum kavramı güncelliğini yitirmiştir. Bu durum ise, hangi kurumlar arasında naklen atama yapılacağı sorununa yol açabilmektedir.

Görev yapılan veya atanmak istenilen kamu kurumundan sadece birisinin onayı ile kurumlar arası nakil sonuçlanamaz. Memurların kurumlar arası nakli, bir süreci ve işlemler silsilesini gerektirmektedir. Devlet memurlarının kurumlar arası naklen atanmaları için, iki kurumun ortak iradesi zorunlu kılınmıştır. Kurumlar arası nakil sürecinin tamamlanması için en az iki idari işlem gereklidir. sayılı Kanunda devlet memurlarının kurumlar arası nakli konusunda, belirlenen genel esaslar dışında ayrıntılı bir kıstas düzenlemesi yoktur. Bu konuda da kanunda boşluk bulunmaktadır. Bu nedenle devlet memurlarının kurumlar arası naklinde dikkate alınacak kıstaslar yargı kararlarıyla oluşturulmaktadır. Yargı kararlarında esas alınan kıstasların bazıları;

  • Hizmet gereği
  • Kamu yararı
  • Eş ve aile durumu,
  • Eğitim durumu,
  • Sınavla atanma,
  • Çalışma ve bekleme süresini tamamlama olarak gösterilebilir.

Memurların kurumlar arası naklen ataması yönünden “kamu yararı ve hizmet gereği” kıstası, yargı kararlarında üst bir kıstas olarak kabul görmektedir. Kurumlar arası naklen atama, eş ve aile durumu, eğitim durumu, sağlık durumu, sınavla atanma kıstaslarına göre yapılması gerektiği durumlarda dahi, idarenin bu husustaki takdir yetkisi “kamu yararı ve hizmet gereği” yönünden de değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.

Kurum Değiştirmek İçin Ne Yapmalıyım?

Kurumlar arası geçiş ile kurumlar arası geçici görevlendirme birbirinden farklıdır. Kurumlar arası geçici görevlendirme, memurun geçici bir süreliğine başka bir kurumda görevlendirilmesidir. İsminden anlaşılacağı üzere geçicidir.  Kurumlar arası geçici görevlendirme sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 25 inci maddesine göre yapılır. Memurun bir kurumdan diğer bir kuruma nakledilmesi yani kurumlar arası geçiş ise memurun tüm özlük haklarını etkileyen, kısacası statüsünün kalıcı değişiklik yaratan bir idari işlemdir.,,

Kurumlar arası geçiş için öncelikle muvafakat alınmalıdır. Muvafakat; bir kamu kurumunda sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak çalışan kadrolu devlet memurlarının, yine devlete ait bir başka kurumda çalışmak istemeleri halinde, önce çalıştıkları kurumdan izin almaları gerekir. Bu izin, ilgili kurumun mevzuatında özel olarak belirtilen bir husus yoksa, kurumun atamaya yetkili olan amiri tarafından verilir.

Örnek olarak Maliye Bakanlığında çalışan bir personelsiniz elinizde hemşirelik diploması var önce bulunduğunuz bakanlığa dilekçeyle geçiş yapmak istediğinizi bildirerek muvafakat almanız gerekmektedir ondan sonra geçmek istediğiniz kuruma kurumunuz isteğinizi bildirir ve bu kurumda size bunun için muvafakat belgesini verirse kurumlar arası geçiş yapabilirsiniz kısacası kurumlar arası geçiş bu prosedürler dahilinde gerçekleşmektedir.

Kurumlar arası geçiş, sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun (DMK) maddesinde düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin tek başına tüm kurumlar için geçerli değildir. Çünkü her kurumun ihtiyacı, kadro gereklilikleri ve nakil için aradığı hukuki prosedürler birbirinden farklıdır. Kurumlar kendi yönetmelik ve kanununda bu durumu düzenlemiştir. Bu sebeple, kurumlar arası nakil işlemine , sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun (DMK) cevaz verdiği söylenebilse de, uygulamada ilgili kurumların yönetmeliklerine ve bilhassa varsa Teşkilat Kanunlarına bakmak gerekecektir. 

kurumlar arasi gecis sartlari

Kurumlar Arası Geçiş Nasıl Yapılır?

Kurumlar arası geçiş, her ne kadar sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun maddesinde düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin tek başına tüm kurumlar için geçerli ortak bir düzenleme olduğu söylenemez. Zira her kurumun ihtiyacı, kadro gereklilikleri ve nakil için aradığı hukuki prosedürler yapısal farklılık gösterebildiğinden, kurumlar arası nakil işlemine sayılı Kanun’un cevaz verdiği söylenebilse de, uygulamada ilgili kurumların yönetmeliklerine ve özellikle varsa Teşkilat Kanunlarına bakmak gerekecektir.

Kurumlar arası geçiş, memurların özlük hakları ile yakından ilişkili bir konu olup, bir memur çalıştığı kurumdaki derecesine eş bir derecede başka bir kuruma naklen geçebileceği gibi, şartları varsa daha üst derecede bir pozisyona da geçebilir. Daha alt derece ki bir memuriyete geçebilmesi hususunda ise, memurun muvafakati gerekmektedir ve en fazla üç derece altına geçiş yapılabilmesi mümkün olmaktadır.

Bir kurumdan başka bir kuruma geçmek isteyen memur önce bulunduğu kurumdan muvafakat almalıdır. Muvafakat vermeye yetkili kişi ise atamaya yetkili amirlerdir. Atamaya yetkili amir muvafakat verip vermeme konusunda takdir yetkisine sahiptir. Muvafakat verilmezse atama yapılamaz.

Bu madde kapsamında, kamu görevlileri sayılı yasaya tabi kurumlar arasında, kurumların muvaafakatı ile kazanılmış hak ve dereceleri üzerinden geçiş yapabilir. Aynı şekilde maddedeki esaslar uyarınca derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan bir kadroya nakil edilebilirler.

Burada bir husustan bahsedilmesi gerekmektedir. sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ilgili maddesi yukarıda da belirtildiği üzere, bir istisna getirmiştir. Şöyle ki, memurların kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri iki şekilde mümkündür. Öncelikle, memurun atanacağı kadro derecesi ile kazanılmış hak derecesi arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması gerekmektedir, aksi takdirde söz konusu kurumlar arası atanma işlemi gerçekleştirilemeyecektir.

Memurların kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmesi için bir de ilgili memurun isteği gerekmektedir. İki husus birlikte gerçekleşmediği takdirde yine, kurumlar arası atanma işlemi gerçekleşmeyecektir. Kamu görevlisi naklen geçmek istediği kuruma dilekçe ile başvuru yapmalıdır. Başvuru yapılan kurum da memurun halen çalıştığı kurumdan muvafakat talep etmelidir. Memurun halen aktif çalıştığı kurum ise kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde takdir yetkisini kullanarak bu talebi değerlendirmelidir. Muvafakat verilmediği durumlarda, memur 60 gün içinde idare mahkemesine yürütme durdurma istemli açmalıdır. İdare mahkemesi tarafından, muvafakat vermeme işlemi hukuka aykırı bulunup iptal edilmesi halinde davalı idare 30 gün içinde muvafakat vermek zorundadır.

DMK Madde ile memurların kurumlar arası nakil suretiyle atanmaları için 2 kamu idaresinin ortak iradesini, yani muvafakatlarının sağlanmasını zorunlu kılmıştır. Bu iradenin kadro ve ihtiyaç durumu ve atanacak kişilerin niteliği değerlendirilmek suretiyle ortaya konulması gerekir. Aksine yapılacak muvafakat verilmeme işlemi, takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullanılması sonucu doğuracaktır.

Kurumlar Arası Geçiş Süreci

Kurumlar arası geçişin gerçekleşmesi için aranan yasal şartları başvuru dilekçesi, çalıştığı kurumun muvafakatı ve nakil olmak istediği kadroda kendi kazanılmış hak derecesinin olması gereklidir.

  1. Naklen geçmek isteyen personel, Sağlık Bakanlığının taşrası hariç olmak üzere her hangi bir ilanı beklemesine gerek yoktur. Uygun gördüğü kurumlara doğrudan başvuru yapmalıdır. Başvurusunu bulunduğu ilde naklen geçmek istediği kurumun il müdürlüğüne de verebilir. Kurumların merkez teşkilatına da doğrudan verebilir. Merkez teşkilatına doğrudan verilmesi durumunda zaman kaybı da en aza indirilmiş olur. Birkaç tane kurum kendi Yönetmeliği ile naklen geçişlerin de il müdürlüklerine verilecek dilekçe ile sürecin başlatılmasına ilişkin hükme yer vermiştir.  Başvuru dilekçesinde, hangi kurumda çalıştığı, unvanı, sicil numarası, toplam hizmet süresi, öğrenimine yer vermelidir. Eğer belli bir ile ve unvana  naklen atanmak istiyorsa bu hususa dilekçesinde de yer vermelidir. Kurum bu başvuruya olumlu yanıt vermek zorunda değildir. Takdir hakkı vardır.
  2. Geçiş yapılmak istenen kurum geçişi kabul ederse, bu halde, halihazırda çalışılan kuruma muvafakat sorulacaktır.
  3. Çalışılan kurumun muvafakat vermesi gerekmektedir. Kurumun muvafakat vermesi zorunlu değildir. Ancak muvafakat verilmeme işleminde hizmet gereklerine uygunluk olmadığı düşünülüyorsa, dava konusu edilebilir.
  4. Muvafakat verilirse, yeni kurum atama yapar.
  5. Atamayı yapan kurum, çalışılan kuruma ilişik kesme yazısı yazar.
  6. Çalışılan kurum, ilişiği kestikten sonra bu durum, ilgiliye tebliğ edilir. Tebliğ sonrasında, ilgili, kurumdan ayrılır ve diğer kuruma başlar.

Kurumlar Arası Geçiş Yönetmeliği

sayılı Devlet Memurları Kanunu 1. maddenin 1. fıkrasında bu yasaya bağlı kurumlar sayılmıştır. Bu kurumlar; Genel ve Katma Bütçeli Kurumlar, İl Özel İdareleri, Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunlarla kurulan fonlarda, kefalet sandıklarında ve Gençlik İl ve Spor Müdürlükleridir. Bu kurumlar sayılı kanuna tabidir. Emniyet Genel Müdürlüğü, Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve üniversite personelinin kurumlar arası geçiş hakkı vardır. Bu taleplerinde muvafakati çalıştıkları kurumdan almaları gerekir.

Bu sebeple, sayılı Devlet Memurları Kanununun 74 üncü maddesi çerçevesinde herhangi bir kamu kurum veya kuruluşu emrine memur olarak naklen atanabilmenizin kurumların muvafakatı ile mümkün bulunması sebebiyle, naklen atanma talebinizi görev almak istediğiniz ilde teşkilatı bulunan kamu kurum ve kuruluşlarına yapmanız gereklidir.

İlgili maddeden de görüleceği üzere memurların bir kurumdan diğerine nakilleri, başka bir deyişle kurumlar arası atama yapılması mümkündür. Burada bahsedilen kurumlar arası atama iki şekilde yapılabilmektedir:

  1. Devlet Memurları Kanunu’na Tabi Kurumlar arasında,
  2. Devlet Memurları Kanunu’na Tabi Kurumlar ile sayılı Devlet Personel Başkanlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin İkinci Maddesinin Kapsamına Giren Kurumlar

Yukarıda bahsedilen geçiş talepleri birçok nedenden ötürü olabilmektedir. Söz konusu nedenlere örnekler verecek olursak; geçiş yapılacak kurumun mali olanaklarının daha iyi olması, geçiş yapılacak kurumla aile birliğinin sağlamasının istenilmesi, memurun eğitimini aldığı mesleği yapmak istemesi, sınav sonuçları ile birlikte farklı kuruma atanmak istenilmesi gibi durumlardan bahsedebiliriz.

yılında en fazla kurumlar arası geçiş talebi Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı çalışanlarınca yapılmıştır. Fakat kurumlar çeşitli sebepler ile bu talepleri reddetmektedir. Bu sebeple kurumlar arası geçiş talepleri reddedilen kişilerin 60 gün içinde yürütme durdurma istemli iptal davası açmaları gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süredir.

kurumlar arasi gecis meb

Sağlık Bakanlığı Kurumlar Arası Geçiş Nasıl Yapılır?

Sağlık Bakanlığı sayılı kanuna tabidir. Bünyesinde çalışan personel kamu personelidir. Kurumlar arası geçiş hususunda madde uygulanır. Fakat Sağlık Bakanlığı bu konuda ek düzenlemeler getirmiştir. Bunlar;

  • sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Yasası Ek 6. m. : “Devlet memuru veya sözleşmeli sağlık personeli olarak Devlet hizmeti yükümlülüğünü tamamlayanlar, talepleri halinde sürelerle ilgili sınırlamalara tâbi olmaksızın ilgili mevzuata göre kurum içi veya kurumlar arası naklen veya açıktan atamaya hak kazanırlar.” hükmü düzenlenmiştir.
  • Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin “Kurumlar Arası Naklen Atama” başlıklı m kurumlar arası geçiş hususunda dikkate alınır.
  • Son olarak aile hekimleri hakkında, sayılı Aile Hekimliği Yasasının funduszeue.infoi, Sağlık Bakanlığın ve diğer kurumlarda uzman tabip, tabip ve aile sağlığı çalışanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, sayılı DMK ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye veya aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren kurumlarla sözleşme yapmaya yetkili kılınmıştır.

Ayrıca bu konuda yapılacak idari işlemler hususunda /1 sayılı “Sağlık Bakanlığı tarafından Aile Hekimliğine Geçişte Muvafakat İşlemleri Başlıklı Genelge” düzenlemesi dikkate alınır.

Milli Eğitim Bakanlığı Kurumlar Arası Geçiş Nasıl Yapılır?

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapanlar için kurumlar arası geçiş işlemi yapılması iki şekilde değerlendirilmelidir. Öğretmenler için ayrı, sayılı Kanuna tabi devlet memurları için ayrı şekiller mevcuttur. Öğretmenler için ‘’Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’’ hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Devlet memuru olan bireylerin kurumlar arası geçiş yaparak öğretmen olabilmesi için gerekli şartlar söz konusu yönetmeliğin 8. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;

Madde 8

(1) Devlet memurluğundan ayrılmış olanlar, daha önce eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadroda adaylıklarının kaldırılmış olması şartıyla, öğretmen olarak atanmak üzere yeniden atama kapsamında başvurabilir.

(2) Devlet üniversitelerinde en az 2 yıl öğretim üyesi, öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi ve uzman olarak görev yaptıktan sonra bu görevlerden ayrılanlar, mezun oldukları alanların Bakanlığın öğretmenliğe atanacakların tespitine ilişkin kararına göre arama yapılacak alana uygun olması şartıyla, öğretmen olarak atanmak üzere yeniden atama kapsamında başvurabilir.

(3) Kamu kurum ve kuruluşlarında halen görev yapmakta olanlar, daha önce eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadroda adaylıklarının kaldırılmış olması şartıyla, öğretmen olarak atanmak üzere kurumlar arası yeniden atama kapsamında başvurabilir.

(4) Devlet üniversitelerinde halen görev yapmakta olanlardan en az iki yıl öğretim üyesi, öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi ve uzman olarak görev yapmış olanlar, mezun oldukları alanların Bakanlığın öğretmenliğe atanacakların tespitine ilişkin kararına göre atama yapılacak alana uygun olması şartıyla, öğretmen olarak atanmak üzere kurumlar arası yeniden atama kapsamında başvurabilir.’

Halihazırda Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen olarak çalışan kişiler de yukarıda sayılan şartlar çerçevesinde başka bir kuruma geçiş yapabilirler. Ancak bu şekilde başka bir kuruma geçiş yapan öğretmenler, tekrar öğretmenlik mesleğine geri dönmek istediklerinde en az üç yıllık görev yapma şartı ortaya çıkmaktadır. Yani; yukarıdaki yönetmeliğin maddesinin 2. fıkrasına göre; ‘’Bakanlığın merkez veya taşra teşkilatında yöneticilik görevleri hariç olmak üzere eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki görevlere istekleri üzerine atananlar, bu görevlerde en az üç yıl çalışmadan yeniden öğretmenliğe atanamaz. Bunların atamaları üç yılın sonunda zamana bağlı olmaksızın yapılabilir.

Bunun yanında sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olan ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan öğretmen olmayan devlet memurlarının kurumlar arası geçişlerinde ise ‘’Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik’’ hükümleri uygulama alanı bulur.

Yukarıdaki yönetmeliğin maddesine göre bu memurlar hakkında da genel hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. İlgili madde;

Madde 24

Diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personelden bu Yönetmelikteki aynı unvana veya bu unvanın bulunduğu grupta ya da alt grupta yer alan diğer unvanlara, görevin gerektirdiği şartları taşımak kaydıyla genel hükümlere göre naklen atama yapılabilir. şeklindedir.

Kurumlar Arası Geçiş Kaldırıldı Mı?

yılında 6/5/ tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak kurumlar arası geçişin kaldırılması anlamına gelen bazı düzenlemeler yapılmıştır.

Bununla birlikte, 17 Nisan tarihinde yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nde kurumlar arası geçişe ilişkin gerekli düzenlemelere tekrar yer verilmiştir. Atamalar başlıklı m. 13’e göre,

(1) İlk atama kapsamında aday öğretmenliğe/öğretmenliğe yapılacak atamalar, KPSS puan üstünlüğüne göre tercihler de dikkate alınarak ilan edilen kontenjanlar dâhilinde elektronik ortamda gerçekleştirilir. Puan eşitliği hâlinde atanacak aday bilgisayar kurası ile belirlenir.

(2) Yeniden atama ve kurumlar arası yeniden atamalar, sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi kapsamında öğretmen olarak görev yapmakta iken temel askerlik eğitimlerini müteakip, Bakanlık emrinde öğretmen olarak görevlendirilen sayılı Kanuna tâbi yükümlülerin askerlik şubesinden sevk tarihinden itibaren başlayan hizmet süreleri dâhil olmak üzere Bakanlık ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında geçen öğretmenlik süreleri ile devlet üniversitelerinde öğretim üyesi, öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi ve uzman olarak geçirilen hizmet süreleri toplamı fazla olandan başlamak üzere, tercihler de dikkate alınarak ilan edilen kontenjan sınırlılığında elektronik ortamda yapılır. Bu sürelerin eşitliği hâlinde diğer unvanlarda devlet memuru olarak geçen hizmet süresi fazla olanın ataması yapılır; eşitliğin devamı hâlinde ise atanacak aday bilgisayar kurası ile belirlenir.  şeklindedir.

Milli Sporcuların Beden Eğitimi Öğretmenliği kadrolarına atanması 9. Maddede, Engellilerin atanması ise Maddede düzenlenmiştir.

Atama izni verilen öğretmen kadrolarının en fazla %1’i yeniden atama ve kurumlar arası yeniden atamada kullanılır (md. 11/1).

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak çalışmakta olan kişilerin de genel hükümler çerçevesinde başka bir kuruma naklen atanmaları mümkündür. Ancak Bakanlığın merkez veya taşra teşkilatında yöneticilik görevleri hariç olmak üzere eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki görevlere istekleri üzerine atananlar, bu görevlerde en az üç yıl çalışmadan yeniden öğretmenliğe atanamaz. Bunların atamaları üç yılın sonunda zamana bağlı olmaksızın yapılabilir (md. 58/2)

Millî Eğitim Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak görev yapan diğer memurlar “Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik” hükümlerine tâbidirler.

Söz konusu yönetmeliği 24 üncü maddesi, “Diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personelden bu Yönetmelikteki aynı unvana veya bu unvanın bulunduğu grupta ya da alt grupta yer alan diğer unvanlara, görevin gerektirdiği şartları taşımak kaydıyla genel hükümlere göre naklen atama yapılabilir.” hükmüne yer verilmek suretiyle genel hükümlere atıf yapılmakla yetinilmiştir.

Belediyeler Arası Nakil Nasıl Yapılır?

Belediyeler de kamu kurumudur ve diğer kamu kurumlarında olduğu gibi, belediyelerde de sayılı DMK kapsamında memur olarak çalışan kişiler başka belediyelere ya da kurumlara geçmek için nakil başvurusunda bulunabilirler. Bununla birlikte belediye işçileri de başka belediyelere ya da kurumlara geçmek isteyebilirler; fakat işçiler sayılı İş Kanunu hükümlerine tabidir. Dolayısıyla bunlarla iş sözleşmesi yapılması ve işten çıkarılırken de İş Kanununun öngördüğü kuralların uygulanması gerekir.

Belediyeler kadroları nispetinde işçi alır ve bu işçilerle iş sözleşmesi yapar. İş sözleşmesinin nasıl ve hangi usulle sona erdirileceği de yine mevzuatla belirlenir. Bir belediye işçisi başka bir belediyeye geçmek istiyorsa, kurumlar arası geçiş müessesesinden faydalanamayacaktır. Bu kapsamda işçinin yapabileceği, çalıştığı belediyeden istifa etmek ve ardından yeni belediyeye başvurarak burasıyla yeni bir iş sözleşmesi imzalamaktır.

Kurum Muvafakat Vermezse Ne Yapabilirim?

Belirtmek gerekir ki, burada kurumların muvafakat verip vermeyeceği kurum amirlerinin takdir yetkisi kapsamındadır. Söz konusu takdir yetkisi, mutlak ve sınırsız bir yetki değildir. Kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından yargı denetimine tabi bir yetkidir. Bu nedenledir ki, kurum amirleri tarafından memurun mali ve özlük haklarına zarar verecek bir karar vermemelidir. Aksi takdirde bu karar idari yargıda iptal davasına konu olabilmektedir.

Kurumlar arası geçişte memurun hali hazırda görev yapmakta olduğu kurumun muvafakat vermesine ilişkin takdir yetkisi kamu gereklilikleri ve hizmet gereklilikleri bakımından denetime tabi tutulmuş ve bu doğrultuda kararlar verilmiştir.

Yargı kararlarının gerçekleştirmiş olduğu bu denetimde, muvafakat vermeyen kurumun takdir yetkisinin olumsuz olması halinde kurumun bu kararının; memurun mezun olduğu bölüm ile alakalı bir mesleğe naklen atanma talebinde bulunması halinde, memurun eş durumu nedeniyle naklen atanma talebinde bulunması halinde, kurumun memurun hizmetine ihtiyaç duyduğu iddiası ile kurumlar arası geçiş adına muvafakat vermeyip bu iddiasını ispatlayamaması halinde ve memurun eğitim durumu nedeniyle naklen atama talebinde bulunması halinde bozulması gerektiğine ilişkin kararlar verilmiştir.

Görülmektedir ki, kurumların takdir yetkisi kapsamında olan olumsuz muvafakat kararları, özellikle belirtilen bu hususlar halinde idari yargı tarafından memurun lehine bozulmaktadır. Fakat her şeyden önce belirtilmesi gerekmektedir ki, kurumların takdir yetkisi kapsamında olan muvafakat kararları, belirtilen hususlar halinde idari yargı tarafından lehine bozulsa da bu doğrultuda öncelikle memurun bu durumları açık bir şekilde idari yargıya izah edebilmesi, memurun bu durumunun izahına dair açıklama yapılan dilekçede emsal yargı kararlarına yer verilmesi en önemli husustur. Bu durum da iyi bir idare avukatının yargı sürecine olan katkısı ile mümkün olacaktır.

Kurumunuzun muvafakatname vermemesi veya verilip atanacağınız kurumun talebinizin olumsuz cevap verebilir. Bu durumunda 60 gün içinde idari yargıda yürütme durdurma istemli iptal davası açılmalıdır. İdari davalar uzmanlık gerektiren bir alan olup idare hukuku avukatı aracılığıyla yürütülmesi sizlerin menfaatine olacaktır.

İdari yargıda görülecek olan iptal davası, memur kişi için oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle her meslekte olduğu gibi, bu hususta da yeterli donanım ve bilgiye sahip bir uzman idare avukatı ile söz konusu süreç yönetilmelidir. İdare alanında uzman olan avukat veya avukatlar ile bu süreci yönetmek memur kişinin açacağı iptal davasının lehe sonuçlanma şansını arttıracaktır. Bu sayede ilerde karşılaşılabilecek hukuki sorunlar önlenecek, işin mahkemeye intikal etmesi halinde zaman, emek ve maddi kayıpların olmasının önüne geçilecektir. Yargılama faaliyetlerinin de ücretsiz olmadığı unutulmamalıdır.

Kurumlar Arası Geçiş Dilekçe Örneği

Yukarıdaki başlıkta kurumlar arası geçiş işleminin ilk basamağı olarak memurun naklen geçiş yapmak istediği kuruma hitaben yazılı bir talep dilekçesi ile başvurması gerektiğini belirttik. İşte başka bir kuruma naklen geçiş yapmayı isteyen bir memur, ilgili kuruma hitaben yazılmış bir dilekçe ile bu talebini iletecek ve bu dilekçede ilgili kuruma naklen geçiş talebini kabul edilebilir kılan (eğitim durumu, mesleki çalışma, kariyer vs.) özelliklerini funduszeue.info başka anlatımla bu dilekçe, ilgili kurumu söz konusu memuru kadrosuna dahil etme konusunda ikna edici olmalıdır. Bu sebeple herkes için geçerli tek bir dilekçe örneğinden söz edilemez. Bununla birlikte yine de ana hatları ile şöyle bir dilekçe örneği sunabiliriz:

 

…… BAKANLIĞINA/GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE/BAŞKANLIĞINA/REKTÖRLÜĞÜNE/BELEDİYESİ BAŞKANLIĞINA

(Buraya İlgili Makamın Yazılması Gerekmektedir.Yer alan başlıklardan birisine sadece yer verilecektir. Personel hangi kuruma naklen atanmak istiyorsa o kurumun adına yer verilmelidir.)

…funduszeue.infonda ….. ilinde ..… / …… / 20…. tarihinden itibaren halen ……………………….. unvanında çalışmaktayım. ..… / …… / 20…. tarihinde ……………………….. Üniversitesi ………………………..  Fakültesi ……………………….. Bölümünden mezun oldum. Ayrıca mezun olduğum bölüm ile alakalı olarak ……………………….. ve ……………………….. sertifikalarım ve ….. konuları hakkında tarafımca yazılmış ……. isimli yayınlar bulunmakta, …… eğitimlerini almış olup tüm bu hususlar nazara alınarak daha iyi bir şekilde hizmet verebilmek amacıyla kurumlar arası geçiş talep etmekteyim.

Dilekçemin ekinde yer alan eğitim bilgilerim, yazmış olduğum yayınlar, sertifikalarım ve özgeçmişim göz önünde bulundurularak sayılı Kanunun maddesinde yer alan “Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır.” hükmü uyarınca ……………………….. Bakanlığınız/Müdürlüğünüz/ Başkanlığınız/Genel Müdürlüğünüz/Rektörlüğünüz/Belediye Başkanlığınız da öncelikle boş bulunan ……………………….. kadrosuna, bu kadronun olmaması durumunda da durumuma uygun bir kadroya naklen atanmamın yapılması hususunda,

Gereğini saygılarımla arz ve talep ederim&#;/…/

                     Adı Soyadı /İmzası

Kurumlar Arası Geçiş Emsal Mahkeme Kararları

/ E, / K sayılı ve tarih

  • Kurumlar arası geçiş muvafakat

Davacı, yılında yapılan ÖSYM sınavında başarılı olarak Ege Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü kazanıp kayıt yaptırdığını, Anayasal güvence altındaki eğitim ve öğretim hakkının göz önüne alınarak muvafakat verilmesi gerektiğini ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Anayasanın maddesinde, kimsenin eğitim ve öğretim haklarından yoksun bırakılamayacağı kurala bağlanmış; sayılı Devlet Memurları Kanununun maddesinde; Memurların bu kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakati ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 nci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür.

Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır. Hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden; hemşirelik ön lisans mezunu olup, Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde hemşire olarak görev yapmakta iken, Ege Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne kaydını yaptıran davacının, Ege Üniversitesi Erişkin Hastanesine naklen atanmasının sağlanması amacıyla muvafakat verilmesi istemiyle tarihli dilekçeyle davalı idareye başvuruda bulunduğu, davalı idarenin &#; günlü, &#; sayılı işlemiyle hizmetine ihtiyaç duyulduğundan muvafakat verilmesinin uygun olmadığının bildirildiği, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Davalı idarece, davacının çalıştığı Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde sağlık hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi için hizmetine ihtiyaç duyulduğu ve kendisine muvafakat verildiği takdirde aynı konumda olan diğer personele olumsuz yönde örnek oluşturacağı belirtilerek ve sayılı Yasanın maddesinde tanınan takdir yetkisine dayanılarak işlemin kurulduğu öne sürülmekte olup; madde hükmünde de anlaşılacağı üzere, idarelere kamu görevlilerinin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklen geçişleri konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, mutlak ve sınırsız olmayan bu yetkinin kullanılması kapsamında gerçekleştirilen işlemlerin kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından yargı denetimine tabi olduğu çekişmesizdir.

Bu durumda, Anayasanın sözü edilen hükmünün doğal sonucu olarak davacının eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılacağı açık olup, davacıya muvafakat verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuksal isabet görülmemiştir.”


Danıştay 5. Dairesi, Tarih , Esas /, Karar / sayılı kararı

  • Kurumlar arası geçiş
  • DMK Madde

… sayılı Kanunun maddesi uyarınca aday memurun başka kurumlara naklinin yapılamayacağı da belirtilmek suretiyle davacının atanmasına muvafakat verilmemiş ise de, yukarıda da belirtildiği üzere anılan madde uyarınca aday memurların belli bir yarışma sınavı sonucuna göre kurumların muvafakatlarıyla başka kurumlara naklen atanmalarına olanak bulunduğundan, davacının atanmasına anılan gerekçeyle muvafakat verilmemesinde hukuka uygunluk görülmediği…


Danıştay 2. Dairesi  Tarih , Esas / Karar / sayılı kararı

  • Kurumlar arası geçiş
  • DMK Madde

… infaz koruma memuru olarak görev yapan davacının, Kültür ve Turizm Bakanlığı emrinde durumuna uygun bir kadroya atanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin&#; işlemin iptali istemiyle açılan davada… davalı idarenin davacının hizmetine ihtiyaç duyduğu, yargı kararı sonucu gelinen süreçte münhal kadro yönünden bir engel olmadığı anlaşıldığından, davacının atamasının gerçekleştirilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir…


Danıştay 2. Dairesi  Tarih , Esas /, Karar / sayılı kararı

  • Kurumlar arası geçiş
  • DMK Madde

… Rektörlük tarafından davacıya muvafakat verildiği ve aradan iki yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hiçbir işlem yapılmadığı, davacının naklen atanmasına engel teşkil edecek bir durumun bulunduğuna ilişkin davalı idarece dosyaya somut bir bilgi ve belge sunulmadığı anlaşıldığından, bu kez hizmetine ihtiyaç duyulmadığı gerekçesiyle davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı…


Danıştay İkinci Dairesi / E, / K sayılı ve tarih

  • Kurumlar arası geçiş muvafakat
  • İdarenin memurun hizmetine ihtiyaç duyduğu iddiası ile kurumlar arası geçiş adına muvafakat vermemesi halinde iddiasını ispatlayamamasına ilişkin

sayılı Devlet Memurları Kanununun maddesinde, &#;Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır.&#; hükmüne yer verilmiştir. İdarelere, personelinin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklen geçişleri için muvafakat verme konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, mutlak ve sınırsız olmayan bu yetkinin kullanılması suretiyle gerçekleştirilen işlemlerin kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından yargı denetimine tabi olduğu çekişmesizdir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının, 28/01/ tarihinde sayılı Kanunun 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli mühendis pozisyonunda Devlet Su İşleri Konya 4. Bölge Müdürlüğü&#;nde göreve başladığı; sayılı Devlet Memurları Kanunu&#;na, sayılı Kanunun 9. maddesi ile eklenen Geçici madde uyarınca 15/10/ tarihinden itibaren kadrolu olarak çalışmaya başladığı; /2 KPSS yerleştirme sonuçlarına göre Karayolları Genel Müdürlüğü&#;ne jeoloji mühendisi olarak yerleştirilmekle birlikte görev yaptığı Kurum olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü&#;nün davacının hizmetine ihtiyaç duyulduğundan bahisle atanmasına muvafakat vermemesi ve bu nedenle de Karayolları Genel Müdürlüğü&#;ne atanamaması üzerine temyizen incelenmekte olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu uyuşmazlıkta her ne kadar İdare Mahkemesi&#;nce, sayılı Devlet Memurları Kanunu&#;na, sayılı Kanun&#;un 9. maddesi ile eklenen Geçici maddenin 4. fıkrasında, sözleşmeli statüde çalışmakta iken bu madde kapsamında memur olarak atananların, beş yıl süreyle başka kamu kurum ve kuruluşlara naklinin yapılamayacağı ve bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiş ise de; sayılı Devlet Memurları Kanununun Geçici maddesi hükmünde geçen &#;nakil&#; ibaresinden, memurun başka kurumlarda durumuna uygun bir kadroya sınava tabi tutulmaksızın naklen atanmasının anlaşılması gerekmekte olup, yarışma sınavı sonucuna bağlı olarak belli kadrolara ve yine sınava bağlı kariyer görevlere yapılması gereken nakillerin Geçici maddede geçen &#;nakil&#; kavramı içinde değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla çalışanların belli bir yarışma sınavı sonucuna göre kurumların muvafakatlarıyla başka kurumlara naklen atanmalarına olanak bulunduğu hususu kuşkusuzdur.

Diğer taraftan, davalı idarelerden Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü&#;nce davacının hizmetine ihtiyaç duyulduğu ileri sürülmüş ise de, ihtiyaç durumu somut olarak ortaya konulamadığından bu sava itibar edilmemiştir. Bu durumda, kamu hizmetinin bütünlüğü ve devamlılığı ilkesi gereğince kamu görevlilerinin özel koşullarına göre verimliliklerinin en yüksek olduğu ve hizmetlerinden en yüksek oranda yararlanılacak bir birimde çalıştırılmalarının kamu yararına uygun düşeceği açık olup; bu itibarla, davacının /2 KPSS sonucunda aldığı puana dayalı olarak Karayolları Genel Müdürlüğü&#;ne jeoloji mühendisi olarak yerleştirildiği dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.


Danıştay 2. Dairesi / E, / K sayılı ve tarih

  • Kurumlar arası geçiş muvafakat
  • Eş durumu nedeniyle muvafakat verilmesi gerektiğine ilişkin

Anayasa&#;nın &#;Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler&#; başlıklı üçüncü bölümünün maddesinde ailenin korunmasına yönelik düzenlemeler getirilmiş, böylece ailenin korunması ilkesi temel haklar içerisinde yerini almıştır. Sözü edilen madde hükmünde;  ailenin Türk toplumunun temeli olduğu vurgulanmış, devletin, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunmasını ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilatı kuracağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, 22/05/ tarihli Resmi Gazete&#;de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Anayasa&#;nın maddesi, 5. fıkrasına eklenen cümle ile; usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda, milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı düzenlenmiştir.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu&#;nun 10/12/ tarih ve A (III) sayılı kararıyla ilan edilen ve 27/05/ tarih ve Sayılı Resmi Gazete&#;de yayımlanan 06/04/ tarih ve Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ülkemiz tarafından kabul edilen &#;İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi&#;nin maddesi, 3. fıkrasında; &#;Aile, toplumun, doğal ve temel unsurudur, toplum ve devlet tarafından korunur.&#; hükmüne yer verilmiştir. Ülkemizin, 20/03/ tarihinde imza altına alarak kabul ettiği ve 19/03/ tarihli sayılı Resmi Gazete&#;de yayımlanan sayılı İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi ve Buna Ek Protokolün Tasdiki Hakkında Kanun ile ülkemiz tarafından kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi&#;nin &#;Özel hayatın ve aile hayatının korunması&#; başlıklı 8. maddesinde ise; &#;Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.&#; kuralı yer almıştır.

Bu maddenin ihlaline yönelik olarak açılmış olan davada; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince verilen kararda; &#;&#;evli bir çift söz konusu olduğunda &#;aile hayatı&#; ifadesinin normalde bir arada oturmayı içerdiği, aile kurma hakkının bir arada yaşam hakkını içermediğini düşünmenin neredeyse imkansız olduğu&#; (Abdulaziz, Cabales ve Balkandili-Birleşik Krallık davası 28/05/, Seri A No s) kabul edilmiştir.

sayılı Devlet Memurları Kanunu&#;nun maddesinde, memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakillerinin mümkün olduğu belirtilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Karabük Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü&#;nde sekreter olarak görev yapan davacının, eşinin yılından bu yana Ankara ilinde mobilya sektöründe faaliyet gösteren bir işyerinde SSK&#;lı işçi olarak çalıştığı, Ankara Valiliği, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü&#;ne veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak naklen atanma istemiyle yaptığı başvurusunun anılan idarece kabul edilerek; Karabük Üniversitesi Rektörlüğü&#;nden muvafakat istenildiği; söz konusu talebin davalı idarenin 10/03/ tarih ve sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine, temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen ulusal ve uluslararası düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, bu düzenlemelerin tesisinde güdülen amacın; aileyi parçalanmaktan kurtarmak, aile bireylerini bir arada tutmak suretiyle; ailenin huzur ve mutluluğunu devam ettirmek ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde kamu hizmetlerini verimli, etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmeleri için gerekli ortamı sağlamak olduğu açıktır.

Bu durumda; ailenin korunmasına yönelik olarak devlete verilen görevin, öngörüldüğü şekliyle yerine getirilebilmesinin temel koşullarından birisinin de; aile birliğinin sağlanması olduğu, aksi bir uygulamanın ise, ailenin huzurunu temelden sarsarak maddi ve manevi anlamda toplum açısından giderilmesi çok zor olan zararları beraberinde getireceği, böylesi bir durumun ise günümüzün evrensel anlamda kabul görmüş sosyal ve hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmayacağı göz önüne alındığında; davacının eş durumu mazereti dikkate alınarak işlem tesisi gerekirken aksi yönde kurulan dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.


Danıştay Beşinci Dairesi / E, /76 K sayılı ve tarih

  • Kurumlar arası geçiş muvafakat
  • Memurun mezun olduğu bölüm ile alakalı bir mesleğe naklen atanma talebinde bulunması halinde muvafakat verilmesi gerektiğine ilişkin 

…Kamu hizmetinin bütünlüğü ve devamlılığı ilkesi gereğince, kamu görevlilerinin özel koşullarına göre verimliliklerinin en yüksek olduğu ve hizmetlerinden en yüksek oranda yararlanılacak bir birimde çalıştırılmalarının kamu yararına uygun düşeceği açıktır.

Bu durumda, davalı idarece personel ihtiyacı gerekçe gösterilerek muvafakat verilmemiş ise de, Jeoloji Mühendisi olan davacının görev yapmak istediği alanın öğrenimine ve mesleğine uygun olması ve bu meslekte daha verimli olabileceği, ayrıca gitmek istediği kurumca öğrenimine uygun tarzda yükselebilme olanağının da mevcut olduğu hususları göz önüne alındığında davacının atanma isteğine muvafakat edilmemesine dair işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararın da hukuka uyarlık görülmemiştir.”

Yukarıda yer alan yargı kararlarından da görülecektir ki, kurumlar arası geçişte memurun hali hazırda görev yapmakta olduğu kurumun muvafakat vermesine ilişkin takdir yetkisi kamu gereklilikleri ve hizmet gereklilikleri bakımından denetime tabi tutulmuş ve bu doğrultuda kararlar verilmiştir.

Yargı kararlarının gerçekleştirmiş olduğu bu denetimde, muvafakat vermeyen kurumun takdir yetkisinin olumsuz olması halinde kurumun bu kararının; memurun mezun olduğu bölüm ile alakalı bir mesleğe naklen atanma talebinde bulunması halinde, memurun eş durumu nedeniyle naklen atanma talebinde bulunması halinde, kurumun memurun hizmetine ihtiyaç duyduğu iddiası ile kurumlar arası geçiş adına muvafakat vermeyip bu iddiasını ispatlayamaması halinde ve memurun eğitim durumu nedeniyle naklen atama talebinde bulunması halinde bozulması gerektiğine ilişkin kararlar verilmiştir. Görülmektedir ki, kurumların takdir yetkisi kapsamında olan olumsuz muvafakat kararları, özellikle belirtilen bu hususlar halinde idari yargı tarafından memurun lehine bozulmaktadır.


Makalemizde devlet memurlarının uygulamada adına kurumlar arası geçiş denilen nakil işlemini, tanımı, geçici görevlendirme müessesesi ile farkını, kurumlar arası geçiş sürecini, dilekçe örneğini ve kabul edilmemesi üzerine açılacak iptal davasını açıklamayacağız. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü örnekleri üzerinde durularak ilgili Bakanlıkların konuya ilişkin özel mevzuat hükümleri üzerinde durulmuştur.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası