teravih namazının faziletleri gün gün / TERAVİH NE ZAMAN KILINACAK 2023: Son teravih namazı hangi gün kılınacak?

Teravih Namazının Faziletleri Gün Gün

teravih namazının faziletleri gün gün

Gün Gün Teravih Namazı Faziletleri! Teravih namazı fazileti nelerdir? Gün gün teravih namazı fazilet takvimi!

Teravih Namazı Faziletleri! Ramazan ayının gelmesi ile birlikte her akşam yatsı namazından sonra 20 rekatlık teravih namazı için Müslümanlar camileri doldururken gün gün teravih namazı faziletleri nelerdir merak ediliyor. Teravih namazı kılmanın her günün ayrı bir fazileti bulunmakla beraber gün gün teravih namazı fazilet takvimi araştırılıyor. Peki, teravih namazı fazileti nedir? İşte, teravih namazı fazileti haberimizde...

TERAVİH NAMAZI FAZİLETLERİ GÜN GÜN

Teravih namazının faziletleri hakkında İmam-ı Gazali Hazretleri şöyle buyurmuştur:

  • 1. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Bütün günahları bağışlanır. Annesinden doğduğu gündeki gibi günahlarından arınır.
  • 2. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Kendisinin ve eğer mü'min iseler ana ve babasının günahları bağışlanır.
  • 3. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Melekler müjde vererek derler ki: "Ey falan kişi! Sana müjde olsun ki, Allah (cc) senin amelini kabul edip umduğuna nail eyledi."
  • 4. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) Tevrat, İncil, Zebur ve Kur'ân'ı hatmetmiş kadar sevap ihsan eder.
  • 5. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) Mescid-i Haram'da namaz kılanın sevabı kadar sevap ihsan eder.
  • 6. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) Beyt-i Mamur'u tavaf edenin sevabı kadar sevap ihsan eder.
  • 7. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) Musa'nın (a.s) yanında firavun ve haman ile mücadele etmiş sevabı ihsan eder.
  • 8. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) Bedir Savaşı'nda Peygamber Efendimiz (asm) ile beraber olmuş gibi sevap ihsan eder.
  • 9. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) Davud (as) ile beraber ibadet etmiş sevabı verir.
  • 10. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) dünya ve ahiret selameti verilir.
  • 11. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Kabul edilmiş umre sevabı verilir.
  • 12. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Sırat köprüsünü yıldırım gibi geçer. Kıyamet günü yüzü ayın 14. Günündeki gibi parlar.
  • 13. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Beytullah'ı imar etmiş gibi ecir verilir.
  • 14. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) Kadir gecesini sabaha kadar ihya etmiş gibi sevap verir.
  • 15. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) hacetini ve duasını kabul eder. Ahirette yüksek dereceler ihsan eder. Melekler, Arş ve Kürsi taşıyanlar onun bağışlanması için salat okur.
  • 16. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Kıyamet gününde kabrinden kalkarken "Lailahe illallah" diyerek kalkar. Yüce Allah o kimse için cehennem ateşinden kurtulduğuna ve cennete gireceğine dair beraat fermanı yazar.
  • 17. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Dünyadan çıkmadan Cennet-i Ala'daki makamını görür. Kendisine peygamberlerin sevabına denk bir sevap verilir.
  • 18. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Şehitlere ve gazilere verilen ecir gibi ecir verilir.
  • 19. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah (cc) dünya ve ahirette yardımcısı olur.
  • 20. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Rasulullah Efendimiz'i (asm) rüyasında görmeden dünyadan çıkmaz. Şehitlerin ve salih zatların sevabına denk sevap verilir.
  • 21. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Yerde ve gökte ne kadar melek varsa hepsi onun için istiğfar eder. Ve Allah (cc) o kuldan razı olmadıkça dünyadan ahirete göçmez.
  • 22. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Ümmet-i Muhammed'in yetimlerini ve dullarını doyurmuş gibi sevap alır.
  • 23. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Ümmet-i Muhammed'in esirlerini azad etmiş gibi sevap alır.
  • 24. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Beraatını sağ elinden alır.
  • 25. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Ölüm meleği en güzel surette gelir, onu cennet nimetleriyle müjdeler.
  • 26. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah'ın emriyle melekler şeytanın şerrinden korurlar.
  • 27. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah'ın emriyle cehennemin kapıları kapanır.
  • 28. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah'ın emriyle cennetin kapıları açılır, hangi kapıdan isterse o kapıdan girer.
  • 29. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Eyyüb'ün (as) sabır sevabı ihsan edilir ve bütün günahları bağışlanır.
  • 30. gece teravih namazını kılmanın fazileti: Allah'ın emriyle arşın altından bir münadi şöyle seslenir: "Gece teravih namazını kılan kullar cehennemden azad olmuş kullardır. Korktukları cehennemden kurtulup umdukları ve Allah'ın Cemâl'ine nail olanlardır" Allah (cc) buyurdu ki: "İzzetim ve Celalim hakkı için bu kullarıma af ile muamele eyledim. Cehennem ateşini vücutlarına haram eyledim" Sonra Allah emreder ki; o kullara -erkek olsun, kadın olsun- cehennem azabından kurtulmak ve sıratı kolaylıkla geçmek için beraat yazılır.

TERAVİH NAMAZI SEVAPLARI

Sözlükte rahatlatmak, dinlendirmek anlamlarına gelen tervîha kelimesinin çoğulu olan teravih, dinî bir terim olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan nafile namaz demektir.

Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ashabıyla beraber cemaat hâlinde bu namazı kılmış, onların iştiyakını görünce farz olur endişesiyle cemaatle kılmayı terk ederek yalnız kılmaya devam etmiştir (Buhârî, Salâtü't-terâvîh, 1; Müslim, Salâtü'l-Müsâfirîn, 177-178). Yine Hz. Peygamber, "Kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan namazını (Teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır." (Buhârî, Salâtü't-Teravih, 1; Müslim, Salâtü'l-Müsâfirîn, 173) buyurarak teravih namazına teşvik etmiştir. Bu bakımdan teravih namazı, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir.

Teravih namazını dört rekâtta bir selam vererek kılmak caiz ise de, iki rekâtta bir selam vererek kılmak daha faziletlidir. Bu namazın her dört rekâtının sonunda bir miktar oturup dinlenmek müstehaptır. Bu dinlenmelerde tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) ve salavât ile meşgul olunması uygundur.

Resûl-i Ekrem bizzat teravih namazını kıldığı gibi, "Ramazan ayını inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek ihya eden kimsenin geçmiş günahları bağışlanır" hadisiyle (Buhârî, "?alâtü't-terâvî?", 1; Müslim, "?alâtü'l-müsâfirîn", 173, 174) bilhassa gece ibadetlerinin ve teravih namazının kastedildiği yorumu yapılmıştır. Bu tür hadislerden hareketle İslâm âlimleri, teravih namazının erkek ve kadın her müslüman için sünnet olduğu konusunda görüş birliğine varmıştır. Hanefîler, Şâfiîler, Hanbelîler ve bazı Mâlikîler'e göre bu namaz müekked sünnettir. Orucun değil ramazan ayının sünneti olduğundan oruç tutamayanlar da bu namazı kılar. Bazı Hanefî âlimleri, Resûl-i Ekrem'in ümmetine farz kılınmasından çekinerek teravih namazını bazı geceler eda ettiği, sahâbenin ise devamlı kıldığı gerekçesiyle bunun sahâbenin sünneti olduğunu söylemişse de tercih edilen görüş Resûlullah'ın sünneti olduğu yönündedir (Kâsânî, I, 288; Tahtâvî, s. 335). Fıkıh kitaplarında teravihin kadınlar için de sünnet olduğuna vurgu yapılması bu namazı erkeklere mahsus kabul eden bazı fırkalara reddiye amacı taşımaktadır. Ca'ferî mezhebinde teravih namazı yerine bu ay boyunca toplam bin rek'attan fazla nâfile namaz kılınması müstehaptır; mezhep kaynaklarında hangi gecelerde kaç rek'at namaz kılınacağına dair bilgi verilmektedir (Ebû Ca'fer et-Tûsî, I, 133-134). Zeydiyye'de ise teravih namazını tek başına kılmak müstehap, cemaatle kılmak bid'at sayılır (Ahmed b. Kasım, I, 158).

Teravih namazını başlangıçta cemaate bizzat kıldıran Hz. Peygamber ümmetinin yükünü arttırabileceği düşüncesiyle bu uygulamadan vazgeçmiştir. Onun bu namazı iki veya üç gün mescidde kıldırdığı, cemaatin gittikçe çoğaldığını görünce mescide çıkmadığı ve bunu Allah'ın farz kılabileceği endişesiyle yaptığını söylediği rivayet edilir (Buhârî, "Teheccüd", 5, "?alâtü't-terâvî?", 1; Müslim, "?alâtü'l-müsâfirîn", 177, 178). Ramazan ayının son on günü içinde meydana gelen bu olayın tarihi hakkında farklı fikirler ileri sürülmüştür. Teravihin oruçla birlikte hicretin 2. yılında teşrî' kılınmış olabileceği yönünde bir görüş bulunmakla birlikte, Resûlullah'ın ikinci defa teravih namazını kıldırdığına dair bir rivayetin nakledilmemesi ve kendisine bu namazla ilgili yeni soruların sorulmamasından hareketle teravihin risâletin son yılında teşrî' kılındığı görüşü (Kalyûbî, I, 248; Cemel, I, 489) daha kuvvetli görünmektedir. Teravihin tek başına kılınmasına Hz. Ebû Bekir döneminde devam edilmiştir. Bu uygulamanın camide meydana getirdiği dağınıklığı, artık farz kılınma ihtimali bulunmadığını ve Resûl-i Ekrem'in konuyla ilgili sözünden çıkan anlamı dikkate alan Hz. Ömer 14 (635) yılında Übey b. Kâ'b'dan cemaate teravih namazı kıldırmasını istemiş ve bu uygulama günümüze kadar sürmüştür.

Teravih namazının rek'at sayısıyla ilgili sekiz, on, on altı, yirmi, otuz altı, otuz sekiz, kırk gibi sayılar ileri sürülmüştür (Aynî, XI, 126-127). Hanefî, Şâfiî ve Hanbelî fakihlerin çoğunluğu, Hz. Peygamber'in vitir dahil yirmi üç re'kat namaz kıldığı yolundaki rivayetten (İbn Ebû Şeybe, II, 163-164; Beyhaki, II, 496) ve sahâbe uygulamasından hareketle teravihin yirmi rek'at olduğu görüşünü benimsemiştir. İbnü'l-Hümâm ve Süyûtî gibi âlimler, Resûl-i Ekrem'in bir gecede vitir dahil on bir rek'attan fazla nâfile namaz kılmadığı yönündeki hadislere dayanarak teravihin sekiz rek'at olduğunu söylemiştir; İbnü'l-Hümâm sekizden sonra kılınan on iki rek'atın müstehap olduğu kanaatindedir (Fet?u'l-?adîr, I, 468). İmam Mâlik'in teravihin otuz altı rek'at olduğunu savunduğu nakledilmekte, ayrıca yirmi rek'at olduğu yönünde bir görüşü de bulunmaktadır (İbn Rüşd, II, 309-310). Bütün bunlar arasında yirmi rek'at rivayeti güç kazanmış ve İslâm toplumunda gelenek bu doğrultuda gelişmiştir. Özellikle Hz. Ömer dönemindeki uygulamanın bu husustaki etkisini belirtmek gerekir. Hatta ashap buna itiraz etmediğinden teravihin yirmi rek'at olduğunda sahâbe icmâı meydana geldiği (Kâsânî, I, 288) veya icmâa yakın bir kabul teşekkül ettiği (İbn Kudâme, I, 799) ifade edilmektedir. Ancak teravih namazının mendup namazlar kategorisinde yer aldığı ve bu tür namazların en azı iki olmak üzere rek'at sayısında bir üst sınırın bulunmadığı dikkate alınırsa bu tür farklı görüşlerin konunun özüne ilişkin olmadığı söylenebilir. Rivayetlerden teravihin ramazan gecelerini ihya faaliyetlerinden birini teşkil ettiği ve Hz. Peygamber'in rek'at sayısından çok o geceyi ihya etmeye ve özellikle kıraatin, rükû ve secdenin uzun tutulmasına önem verdiği anlaşılmaktadır. Resûlullah'ın kıldırdığı teravih namazlarından birini anlatan Ebû Zer el-Gıfârî onun namazı neredeyse sahura kadar uzattığını söyler (Ebû Dâvûd, "Şehru Ramazân", 1). Amellerin en faziletlisine dair bir soruyu, "Kıyamı uzun olan namaz" diye cevaplaması da (Ebû Dâvûd, "Te?avvu?", 23) bu fikri desteklemektedir. Âlimlerin rek'at sayısındaki ihtilâfı da bu konuda sabit bir sayının belirlenmediğine işaret etmektedir.

Ebû Hanîfe, Ahmed b. Hanbel ve Mâlikîler ile Şâfiîler'den bazılarına göre teravih namazını cemaatle kılmak sünnettir ve daha faziletlidir. Diğer taraftan Hanefîler'e göre bu namazın cemaatle kılınması sünnet-i kifâye sayıldığından bir bölge halkı teravihi cemaatle kılmayı bütünüyle terkederse, topluma yönelik sünneti terk sebebiyle günah işlemiş olur (a.g.e., a.y.). Bu fikri savunanlara göre nâfile namazları evde kılmayı tavsiye eden hadis teravihle değil teheccüd namazıyla ilgilidir. Mâlikîler ve Şâfiîler'in çoğunluğu ile Hanefîler'den Tahâvî'ye göre ise mescidleri boş bırakmamak şartıyla teravihin evde kılınması müstehaptır. Teravihin evde kılınmasını daha faziletli gören âlimler de camilerin ihmal edilmemesi gerektiği noktasında birleşmiştir.

Hz. Peygamber'in sünnetinde gece namazlarının ikişer rek'at kılınması uygulaması öne çıktığından (Buhârî, "Vitir", 1, 2, "?alât", 84; Müslim, "?alâtü'l-müsâfirîn", 145-148, 156-159) fakihler teravih namazının her iki rek'atta bir selâm verilerek kılınmasının fazileti konusunda görüş birliği içindedir. Şâfiî mezhebine göre iki rek'atta bir selâm vermek farzdır, kasten dört rek'atta bir selâm verilirse namaz bâtıl olur; hata ile yapıldığı takdirde namaz herhangi bir nâfile namaza dönüşür. Hanefîler'e göre yirminci rek'atın sonunda verilecek tek selâmla kılınan teravih namazı mekruh görülmekle birlikte sahihtir. Mâlikîler'e göre dört rek'atta bir selâm vermek mekruhtur, bununla beraber namaz sahih olur. Teravih namazında ramazan boyunca bir hatim yapılması Hanefîler ve Hanbelîler'e göre sünnet, Şâfiîler ve Mâlikîler'e göre müstehaptır. Hz. Peygamber ve sahâbe döneminde bu namaz oldukça uzun bir kıraatle eda edilirken tarihî süreç içerisinde insanlara zahmet vermeme kuralından hareketle uzun okumadan vazgeçilmiş ve cemaati çoğaltmanın kıraati uzatmaktan daha yararlı olacağı düşüncesi öne çıkmış (Kâsânî, I, 289; İbn Kudâme, I, 800), zamanla her rek'atta uzunca bir âyet veya üç kısa âyetin okunması yeterli görülmüştür. Ancak her durumda namazın âdâbına ve özellikle ta'dîl-i erkâna riayet edilmesi zorunludur; namazın bunu ihlâl edecek biçimde hızlı kıldırılması doğru değildir.

Teravih namazının vakti yatsı namazının arkasından fecre kadar geçen süredir; vitirden sonra kılınması câiz olmakla birlikte uygulamada vitirden önce kılınmaktadır. Hanefîler ve Şâfiîler'e göre teravihin gecenin ilk üçte birlik dilimine veya yarısına ertelenerek kılınması müstehaptır. Hanbelîler ise gecenin ilk vaktinde kılınmasını daha faziletli görmüştür. Teravih namazının eda edilmesi için ezan okunmaz ve kamet getirilmez; kılamayan kişinin kazâ etmesi gerekmez. Teravih iki rek'atta bir selâm verilecekse sabah namazının, dört rek'atta bir selâm verilecekse ikindi namazının sünneti gibi fakat tamamında cehrî kıraatle kılınır. Şâfiîler, Hanbelîler ve bazı Hanefîler'e göre teravih namazında niyetin bu namaz için belirlenmesi gerekli olup mutlak niyet yeterli değildir. Teravih namazı başladıktan sonra camiye gelen kimse önce yatsı namazını kılar, daha sonra teravih namazı için imama uyar. Çünkü teravih yatsı namazına tâbidir ve ondan önce kılınmaz.

DiniGündemYaşamHaberler

Bire Bin Kazandıran Hazine: Teravih Namazı

Bir Ramazan akşamı cami imamının kapısını çalmış gençler.

— Hocam, demişler. Teravihe gelmek istiyoruz ama yatsıdan biraz sonra dünya kupası maçı var. Yetişebilir miyiz?

İmam gençleri kaçırmak istememiş.

— Tabiî ki yetişirsiniz çocuklar, ezan okununca camiye gelin, cevabını vermiş.

Yatsı ezanı okunmuş, gençler camiye koşmuş. İmam yatsıyı normal bir şekilde kıldırmış, ama sıra teravihe gelince bir koşturmaca başlamış. Öyle ki, gençler ikinci secdeden kalkarken yaşlılar birinciyi ancak yetiştiriyor. Herkes kan ter içinde kalmış.

Namaz biter bitmez, teravih kılmanın iç huzuruyla coşan gençler, “huşu içinde” maç izlemeye koşmuşlar. Cemaat dağılırken yaşlı bir amca imamın önünü kesmiş.

— Hocam, demiş. Ben bu namazdan bir şey anlamadım. O kadar hızlı kıldırdınız ki, secdede bir sübhane rabbiyel âlâ ancak diyebildim.

Genç imam gülmüş.

— Sen ona şükret amca. Vallahi ben onu da diyemedim.

Tabiî teravihle ilgili bir fıkra bu. Belki de hiç yaşanmadı. Ancak bazı teravihlerde rükû ve secdede bir tesbihi ancak söyleyebiliyoruz. Cemaatin yoğun denetiminde olan bazı imamlar bıktırmamak için elinden geleni yapıyor.

“Amma yavaş kıldırdın hocam”, “Çok uzun okudun, neredeyse uyuyacaktım” gibi tepkiler imamları üzüyor. Zaten Ramazan’ın ilk günü tıklım tıklım olan camilerde cemaatin önce yarıya, sonra da üçte bire düşmesi “mesaj” olarak yetiyor.

Peki, teravihi cazip hale getirmenin yolu, giderek hızı arttırmak mı? Neredeyse hiçbir İslâm ülkesinde görülmeyen bir hızda kılınan teravih namazları, adeta bir akrobasiye veya 19 Mayıs hareketlerine dönüşüyor. Oysa teravih, en kuvvetli sünnetlerden. Peki, böyle mi kılıyordu Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.). Teravih zaten kelime olarak “istirahat ederek, rahat rahat kılınan namaz” demek. Öyle ki, sahabeler ve onları izleyenler, her rekâtta bir sayfa okuyarak Ramazan boyunca bir hatim yapıyorlarmış. Şimdi yanlışlıkla hatimle kıldırılan bir camiye girenler, iki rekât kıldıktan sonra çareyi kaçmakta buluyor.

Bir grup genç imamı namazdan sonra yargılıyorlar.

— Hocam, hani nasıl anlaşmıştık? İlk dört rekât iyiydik, ama birden yavaşladın.

Sol tarafa selam verirken müftüyü gören imam ne yapsın?

— Sormayın gençler, demiş. Radara yakalandık.

İyi ama tüm radarların üzerinde olan Rabbimizin kontrolünden uzak mı sandık kendimizi? Hani Onun “sem’i ve basar” sıfatları vardı? Her sözümüzü işitip, her anımızı görmüyor mu? Bütün yaptıklarımız, bütün ayrıntılarıyla melekler tarafından kameraya alınmıyor mu?

Belki de ülkemizin birçok şehrinde hızlı teravih kılınan camilere akın ediyor gençler. Hatta hızlı kılınan cami daha uzak olduğu için namazda geçen zamandan daha fazlasını yol yürüyerek kaybetseler bile.

Her Ramazan bir tartışma başlar.

— Teravih sekiz rekât mı, yirmi rekât mı?

Tartışmalar gazete köşelerinden televizyon ekranlarına kadar taşınır. Bana:

— Sekiz rekât kılsak olur mu hocam, diye sorduklarında hemen cevap veririm:
— Hiç kılmasan da olur. Ama kılarsan, çok iyi olur, muhteşem olur, sevabı ve fazileti muazzam olur.

Yine imam olduğum zaman gençler sorar:

— Hocam, kaç rekâtta bir selâm vereceksiniz?
— Çok sevap alalım diye iki rekâtta bir selâm vereceğiz, derim.
— Dört rekâtta bir versek…

Niçin böyle istiyorlar? Çünkü iki selâmla bir salâvat kârları olacak! Bunun her biri yaklaşık on saniye sürse, beş kez tekrarlanacağı için 50 saniye daha erken bitecek namaz.

Oysa bir bilsek bunun faziletini… Öncelikle iki rekât kılmak daha faziletli, daha sevaplı. Selâmı iki tarafımızdaki hafaza meleklerine veriyoruz. Hatta bazı Allah dostları, sağ tarafa verirken peygamberlere, sol tarafa verirken de evliyalara selâm verdiğini söylüyor.

Salâvat ise Efendimizin (s.a.v.) bize şefaat etmesine vesile olacak. Hem bizim için ömür boyu dua eden, mahşerde “Ümmetim” diye yalvaracak olan Güzeller Güzeline bu kadar nankör ve vefasız olmakla ne kazanacağız?

Ramazan’da işlediğimiz her iyiliğe, yaptığımız her ibadete bin kat sevap veriliyor. Cehennem kapıları kapanıp Cennet kapıları açılıyor ve şeytanlar zincire vuruluyor. Af ve mağfiretin coştuğu, günah hamalı olan biz ahir zaman Müslümanları için kârlı bir ticaret mevsimi ve adeta kurtuluşumuz için bir can simidi olan Ramazan’ın müstesna bir ibadeti olan teravihi yeniden keşfetmek ve tavizsiz olarak uygulamak zorundayız.

Zaten ümmet olarak birçok nafile namazın hakkını veremiyoruz. Hiç değilse her bir rekâtı bin rekât olarak yazılan teravihe sarılalım. Her gün yirmi bin rekât namaz kılmış gibi sevap almayı kim istemez? Hiç kılmayıp terk etmekle ya da kabul olmayacak derecede hızlı kılmakla Allah’ın rızasını reddettiğimizin farkında mıyız? İhmal ettiğimiz her bir teravih, Cennetteki bahçemizi küçülten, köşklerimizi azaltan bir hatadır. Belki de Cehennemin yollarını tıkayacak güzelim rekâtları, heba ediyoruz, heder ediyoruz…

Teravih, haşir meydanında hesap görülürken terazimizin sevap kefesini ağırlaştıracak muhteşem bir ibadettir. Kim bilir, tam da sevaplarımız az geldiğinde, Cehennem korkusundan zangır zangır titrerken, kalbimiz heyecandan gümbür gümbür atarken, güzel gökçek, dırahşan çehreli bir yiğit gibi teravih namazımız gelecek, hafif gelen sevap kefesine kurulacak ve bir anda her şey tersine dönecektir.

Hiç kimsenin hiç kimseye bir katkısı olmadığı o dehşetli günde bize şefaat edecek, elimizden tutacak olan teravihe niçin dört elle sarılmıyoruz?

Bakın ne diyor Sevgili Efendimiz (s.a.v.): "Her kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır" (Buharî, İman, 25, 27; Müslim, Musafi'in, 173, 176; İbn Mace, İkametu's-Salâ, 173; Tirmizî, Savm, 83)

Hadis alimlerinden en-Nevevî, Hz. Muhammed (s.a.s)'in ashabına Ramazanı ihya etmeyi vacip kılmadığını, fakat mendup olarak emredip teşvik ettiğini, İslâm alimlerinin de bunun mendup olduğunda ittifak ettiklerini kaydetmektedir. En-Nevevî, "Ramazanı ihya etmenin, teravih namazını kılmakla hasıl olduğunu" da zikretmektedir. Bu açıdan Hz. Muhammed (s.a.s)'in, "her kim Ramazan'ı ihya ederse" sözü, "her kim geceleri namaz kılarak Ramazan'ı ihya ederse" şeklinde anlaşılmalıdır (en-Nevevî, el-Minhâc, 1924, VI, 39, vd.)

Nitekim Abdurrahman b. Avf'ın naklettiği bir hadiste Hz. Muhammed (s.a.s): "Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur" buyurmaktadır. (İbn Mâce, İkametu's-Salâ, 173; İbn Hanbel, I, 191, 195).

Hz. Peygamber (s.a.s), Ramazan'ın bir gecesinde namaz kıldırdı. Abu Zer (r.a) "Ey Allah'ın Resulü, gecenin kalan yarısında da bize namaz kıldırsaydınız." deyince, Hz. Peygamber cevaben, "İmam namazı bitirinceye kadar onunla namaz kılmak, bütün geceyi ihya etmeye eş değerdir." buyurmuştur. (Ebu Davud, Salat 318; Tirmizi, Savm 81; İbn Mace, İkame 173.)

Hadislerde geçen "Ramazan'da geceyi kıyam/ihya etme" ile teravih namazının kastedildiği hususunda ittifak vardır. (Ayni, Udetü'l-kari, 9/198; Şerbini, el-İkna, 1/117)

Kim bu müjdeye kavuşmak istemez? Ya şu müjdeye nail olmak için 20 rekât namaz az bile gelmez mi?

Teravihi, “nasıl olsa sünnet” düşüncesiyle asla hafife almamak gerekir. Hatta her zamanda ve her şartta tavizsiz bir tavrımız olmalı. Çünkü, yolculuk, hastalık, misafirlik, iş yoğunluğu gibi bir mazeretle kılmadığımız zaman nefsimiz alışkanlık kazanacak, hafife alacak ve önemsemeyecektir.

Ne zaman ki bir gün kılmayıp ihmal ettiniz; ertesi gün nefis şunu söylemeye hazırdır:

— Canım ne olacak kılmasan? Dün de kılmamıştın. Hem zaten farz bile değil. Üstelik birkaç kez 20 rekât kıldın. Oysa sekiz bile kılınırmış. Fazla kıldıklarını kılmadıklarına say.

Bazen de çok masum bir mazeretle geliyormuş gibidir nefis. Gün boyu Allah yolunda bir hizmet için koşturmuşsunuzdur.

— Bugün teravihi kılmasan da olur. Zaten hizmet için koştun. Onun sevabı sana yeter de artar bile, diyerek kandırmaya çalışır.

Eski asırların insanları çok ibadet eder, tavizsiz yaşarlardı. Ara sıra gerçek mazeretleri olduğunda kılamaz, buna bile üzülürlerdi. Günümüz Müslümanları ise, bir bahaneyle teravihten kaçmak için fırsat kolluyor. Mazeretinin birisi gerçekse, birçoğu asılsız bahanelerden ibaret. Bu yüzden nefse karşı tavizsiz olmak, meydan okumak ve hiçbir bahanesine yüz vermemek tek çözümdür.

Ben bunun yolunu tavizsizlikte buldum. Teravihle ilgili yıllar önce nefsimle bir tartışma yaşadım. Bunu özet olarak yazmak istiyorum. Aramızda şöyle bir konuşma geçti:

— Ey nefis! Sakın ola bana teravih için bir bahaneyle gelme. Hiçbir sözünü dinlemem.

— Estağfirullah efendim, elbette senin gibi bir namaz sevdalısına ben ne diyebilirim?

Ancak sünnettir, hasta veya yorgun olunca ne yapacaksın?
— Yine kılarım, teravih bu. Bire bin yazılıyor. Ya bir dahaki Ramazan’a erişemezsem?
— Ama ayakta duramazsanız?
— Direnirim, dururum. Ama duramazsam, oturarak kılmak da caiz.
— Peki, Ramazan’da sık sık konferanslara gidiyor, namazı anlatıyorsun. Yolculukta kılmazsan bir şey olmaz. Zaten Allah için çalışıyorsun.
— Öyle mi? İnsanlara tavsiye ettiğimizi kendimiz yapmazsak doğru olur mu? Seyahatlerde çoğu kez gittiğimiz beldede fırsat oluyor, camide kılıyoruz. Pek azı yolculuk anına rastlıyor. O zaman da molalarda pekâlâ kılabiliyorum.
— Haklısın ama hiç değilse iftara gittiğin misafirliklerde kılmasan… Çünkü Allah yolunda çok tatlı sohbetler oluyor…
— Yine yanıldın nefis, Ramazan sohbetten çok ibadet zamanı. Hele hele boş geziler, eğlenceler, lüzumsuz sohbetler sevap yerine günah getirir. Misafirliklerde ya camiye gitmek gerekir ya da evdeki çoluk çocuk kimse varsa cemaat yapıp yine teravihi kılmak lazımdır.
— Yani bu teravihi engelleyen hiçbir şey yok mu? Farzın bile bazen mazereti oluyor…
— Teslim olursan bahane çok. Ancak kim bahanelere aldırıp her gün en az 20 bin rekât sevabı kazandıran 20 rekatlık teravihi ihmal ederse, adeta 20 bin adet beşibiryerde altını kaybetmiş olur. Bu yüzden hiç karşıma çıkma, beni kandıramazsın.

Bu tür uzun münazaralardan sonra nefsim anladı ki, boş yere uğraşmaya gerek yok, bu adam ikna olmaz.

Tabiî diyeceksiniz ki:
— Yoğun koşturmacalar içindeyken hiç mi kaçırdığımız teravih olmayacak?

O sizin teravihe verdiğiniz öneme ve değere bağlı. Camide cemaatle kılmak daha faziletli olduğu halde fırsat bulamadıysak yalnız kılacağız, ama terk etmeyeceğiz. Gece kılmaya imkân bulamadık veya uyku ve yorgunluk galip geldiyse, sahura biraz erken kalkıp yine kılacağız. Çok uğraştık, ama zaman daraldıysa hiç değilse sekiz rekât kılacağız, ama o feyiz deryasından hissesiz kalmayacağız.

Tabiî asla içindeki dualardan eksiltmek, hızlı kılmak gibi bir nefis oyununa mağlup olmamalıyız. Eğer olağanüstü meşgulsek veya zamanımız darsa, terk etmek yerine daha kısa surelerle yine kılıp o muazzam hazineden nasipsiz kalmayalım.

İhmal eden, hafife alan, küçümseyen ya terk eder ya birkaç teravihle yetinir. Ama önemseyen, değer veren, hassas ve tavizsiz olan ya tümünü kılar ya da birkaç tane ancak kaçırır.

Bize tümünü kılmak yakışır. Çünkü ahir zaman Müslümanıyız, çok günahkârız, affa ve sevaba çok muhtacız.

Teravih her yerde her zaman güzeldir. Ama camilerde, hususan büyük veya tarihî camilerde, bilhassa İstanbul’da Sultanahmed, Süleymaniye, Fatih, Eyüp Sultan gibi camilerde; Edirne Selimiye’de, Bursa Ulucami’de, Ankara Kocatepe’de, Şanlıurfa Dergâh Camiinde kılmak daha güzeldir.

Özellikle güzel sesli hafızların imamlığında kılmak, her biri farklı makamdaki salâvatları dinlemek, enfes ilâhîlerle coşmak insanı dünyadan koparıp lâhutî ve uhrevî âlemlere götürür. Böyle güzellikler varken, teravihin nurlu deryasından mahrum olmak doğru olur mu? Son yıllarda müminler teravih kılarken camilerin çevresinde kurulan dükkânlarda dolaşmak büyük bir zarardır. Çünkü içerde hazineler paylaşılmaktadır. Teravihi kılıp alış verişe gitmek her zaman mümkündür.

Tabiî teravihin tüm faziletlerini, sevaplarını kazanmak, ancak beş vakit namazı kılmakla mümkün. Zira hiçbir sünnet namaz, farz namazın yerini tutamaz.

Bunun için Ramazan’da beş vakit namazla birlikte orucunu tutan, teravihini kılan, istiğfar, salâvat ve Kur’an’la meşgul olan kişi, bayrama erdiğinde annesinden doğduğu gün gibi tertemiz olacaktır inşallah.

Teravih namazı hakkında bilgi için tıklayınız.

TERAVİH NE ZAMAN KILINACAK 2023: Son teravih namazı hangi gün kılınacak?

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Nisan 18, 2023 19:01

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Teravih namazı vakitleri ile milyonlarca Müslüman Ramazan ayı boyunca ibadetlerini idrak etmeye devam ediyor. Mübarek Ramazan ayının son günlerine girilirken son teravih namazı ne zaman kılınacak sorusu, pek çok kişinin araştırdığı konu olmaya devam ediyor. Arefe günü teravih kılınır mı sorusu gündemde yer almaya devam ediyor. Ramazan ayının önemli ibadetleri arasında yer alan teravih namazı, Ramazan ayının son gününe girilirken gündemde yer almaya başladı. Yatsı namazından sonra kılınan teravih namazının ne zaman biteceği bayrama az bir zaman kala araştırılan konular arasında yerini aldı. Diğer yandan teravih namazı nasıl kılınır sorusu da ibadetlerini tam ve eksiksiz yerine getirecek olanların odaklandığı konulardan oldu. Peki, teravih namazı kaç rekat, ne zaman kılınır? Peki, Arefe günü teravih kılınır mı? İşte detaylar…

Haberin Devamı

Geçtiğimiz yıl getirilen kısıtlamaların ardından bu yıl teravih namazını camilerde kılma imkanını elde eden pek çok vatandaş, arefe günü teravih kılınır mı sorusuna cevap arıyor. Bayrama az bir zaman kala vatandaşlar, son teravih namazı ne zaman kılınacak sorusuna cevap aramaya başladı. Peki arefe günü teravih namazı kılınır mı? İşte, o detaylar

SON TERAVİH NE ZAMAN KILINACAK? AREFE GÜNÜ TERAVİH KILINIR MI?

Son teravih namazı 19 Nisan Salı günü (yarın) kılınacak. Arefe günü ise teravih namazı kılınmayacak.

TERAVİH NAMAZI NASIL KILINIR?

Teravih namazı, iki rekâtta bir ya da dört rekâtta bir selam verilerek toplamda yirmi rekât olarak kılınır. Hasta veya yorgun olanlar, yirmi rekâtın tamamını kılmakta zorlanırlarsa, bu fazileti kaçırmamak için teravih namazını sekiz rekât olarak da kılabilirler. Zira Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Faziletine inanarak ve mükâfatını umarak Allah rızası için ramazan gecelerini (teravih vb.) ibadetlerle geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, Teravih, 1 (2008); Müslim, Namaz, 173 (759).

Haberin Devamı

Teravih namazı, yatsı namazının son iki rekât sünneti kılındıktan sonra eda edilir, yatsıdan önce kılınması caiz değildir. Vitir namazı ise genellikle teravihten sonra kılınır.

teravih namazı her iki rekâtta bir selamla kılınacaksa sabah namazının sünneti gibi kılınır. Dört rekâtta bir selamla kılınacaksa, ikindinin sünneti gibi kılınır. Vaktinde kılınmayan teravih namazı sonradan kaza edilmez. Teravih namazının tamamı tek namaz hükmünde olduğundan bu namaz için baştan bir niyet yeterli ise de aralarda verilen selamdan sonra namazdan çıkılmış olduğundan yeniden namaza başlarken tekrar niyet edilmesi ihtiyata daha uygundur.

- Yatsı namazının farzı ve son sünneti kılındıktan sonra teravih namazına başlanır.

- Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya, bana uyanlara imam oldum" diye niyet ederek iftitah tekbirini alıp eller bağlanır.

-Sübhâneke okuınur.

-Sübhaneke'nin okunması bitince, Eûzü-Besmele, Fatiha ve bir sûre okunur. Rükû ve secdeleri yaptıktan sonra ikinci rekata kalkılır.

Haberin Devamı

- Besmele, fatiha ve bir sûre okuyup rükû ve secde yapılır ve oturulur. İkinci rekatın sonundaki bu ilk oturuşta "Ettehiyyatü, Allâhümme salli ve Allâhümme barik" okunur ve üçüncü rekata kalkılır.

- Üçüncü rekatın başında Sübhaneke okunur. Sonra Eûzü-Besmele, fatiha ve bir sure okunur. Sonra rükû ve secdeler yapılarak dördüncü rekata kalkılır.

- Besmele, fatiha ve bir sure okunur ardından yine rükû ve secdeler yapılıp oturulur.- Bu son oturuşta da Ettehiyyatü, Allâhüme salli, Allâhümme barik, Rabbenâ âtina ve Rabbena firli okuduktan sonra selâm verilir. Böylece teravih namazının ilk dört rekatı kılınmış olur.

- Bundan sonra ayağa kalkılarak tıpkı tarif ettiğimiz gibi dörder rekat kılınmaya devam edilerek yirmi rekat tamamlanır.

Haberin Devamı

- Sonra da vitir namazı kılınır.

Teravih namazının günlere göre sevapları nelerdir?

Teravih namazının günlere göre sevapları nelerdir?

Müslümanların Ramazan Ayı'nda kıldığı teravih namazı, nafile bir namazdır. Kadınların ve erkeklerin evde tek başına da kılabildiği teravih namazının camide cemaatle birlikte kılınması daha makbul görülmüştür. Teravih namazının günlere göre sevapları nelerdir? On bir ayın sultanı Ramazan Ayı'nın yaklaşmasıyla teravih namazının gün gün sevaplarını sizler için İlahiyatçı Yazar Adnan Şensoy yanıtladı.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

Müslümanların sabırsızlıkla beklediği İslam'da 'On Bir Ayın Sultanı' olarak tanımlanan Ramazan Ayı'nda her gece kılınan teravih namazı nafile namazlardan biridir. Teravih; rahatlatmak, dinlendirmek anlamlarını taşıyan 'terviha' kelimesinin çoğuludur. Nafile namazlar arasında olan teravih namazı Müslümanların mübarek Ramazan Ayı'nda kıldıkları namazdır. Peygamber Efendimizin (SAV) sünneti olan teravih namazının gün gün sevabını sizler için Yasemin.com muhabiri Müge Çakmak sordu İlahiyatçı Yazar Adnan Şensoy yanıtladı.

"RABBİMİZ DİYOR Kİ..."

Ramazanın gelmesiyle beraber Müslümanların eda etmek için sabırsızlandığı Teravih namazıyla ilgili İlahiyatçı Yazar Adnan Şensoy şu sözlere yer verdi:

"Rabbim diyor ki; Ben seni ramazan seansıyla istediğin kulluğa çeviririm. Gündüz orucunu tut akşam namazını kıl ve tefekkürünü fikrini ve zikrini günahlardan sakınmasını yerine getir. Kötü sözü ve ameli de terk et. Ben seni olman gereken pamuk gibi bir kulluğa ulaştırırım."

teravih namazının faziletleri

teravih namazının faziletleri

Gece ibadetinin faziletleri ve okunacak dualar! Gece yapılacak zikirler neler? Gece namazı..İLİŞKİLİ HABERGece ibadetinin faziletleri ve okunacak dualar! Gece yapılacak zikirler neler? Gece namazı..

TERAVİH NAMAZININ GÜNLERE GÖRE SEVABI!

Ebû Hüreyre (r.a)'un rivayetlerine göre, Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuştur:

"Kim Ramazan'ın faziletine inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır."

İmam-ı Gazali Hazretleri Ramazana özel olarak kılınan teravih namazının sevapları ile ilgili şöyle demiştir; "Hz. Ali'den (ra) rivayet edilmiştir ki:

1. gece: Tüm günahlar bağışlanır.

2. gece: Kendisinin ve eğer mü’min iseler ana ve babasının günahları bağışlanır.

3. gece: Melekler müjde vererek derler ki: “Ey falan kişi! Sana müjde olsun ki, Allah (cc) senin amelini kabul edip umduğuna nail eyledi.”

4. gece: Allah (cc) Tevrat, İncil, Zebur ve Kur'ân’ı okumuş kadar sevap ihsan eder.

5. gece: Allah (cc) Mescid-i Haram’da namaz kılanın sevabı kadar sevap ihsan eder.

6. gece: Allah (cc) Beyt-i Mamur’u tavaf edenin sevabı kadar sevap ihsan eder.

7. gece: Allah (cc) Musa'nın (a.s) yanında firavun ve haman ile mücadele etmiş sevabı ihsan eder.

8. gece: Allah (cc) Bedir savaşında Peygamber Efendimiz (sav) ile beraber olmuş gibi sevap ihsan eder.

9. gece: Allah (cc) Davud (as) ile beraber ibadet etmiş sevabı verir.

10. gece: Allah (cc) dünya ve ahiret selameti verilir.

teravih namazının günlere göre sevapları

teravih namazının günlere göre sevapları

11. gece: Kabul edilmiş umre sevabı verilir.

12. gece: Sıratı yıldırım gibi geçer.

13. gece: Beytullah'ı imar etmiş gibi ecir verilir.

14. gece: Allah (cc) Kadir gecesini sabaha kadar ihya etmiş gibi sevap verir.

15. gece: Allah (cc) hacetini ve duasını kabul eder. Ahirette yüksek dereceler ihsan eder.

16. gece: Kıyamet gününde kabrinden kalkarken "Lailahe illallah" diyerek kalkar.

17. gece: Dünyadan çıkmadan Cennet-i Ala’daki makamını görür.

18. gece: Şehitlere ve gazilere verilen ecir gibi ecir verilir.

19. gece: Allah (cc) dünya ve ahirette yardımcısı olur.

ramazan ayı ibadetleri

ramazan ayı ibadetleri

20. gece: Rasulullah Efendimiz’i (asm) rüyasında görmeden dünyadan çıkmaz.

21. gece: Yerde ve gökte ne kadar melek varsa hepsi onun için istiğfar eder. Ve Allah (cc) o kuldan razı olmadıkça dünyadan ahirete göçmez.

22. gece: Ümmet-i Muhammed’in yetimlerini ve dullarını doyurmuş gibi sevap alır.

23. gece: Ümmet-i Muhammed’in esirlerini azad etmiş gibi sevap alır.

24. gece: Beraatını sağ elinden alır.

25. gece: Ölüm meleği en güzel surette gelir, onu cennet nimetleriyle müjdeler.

26. gece: Allah’ın emriyle melekler şeytanın şerrinden korurlar.

27. gece: Allah’ın emriyle cehennemin kapıları kapanır.

28. gece: Allah’ın emriyle cennetin kapıları açılır, hangi kapıdan isterse o kapıdan girer.

29. gece: Eyyüb'ün (as) sabır sevabı ihsan edilir ve bütün günahları bağışlanır.

30. gece: Allah'ın emriyle arşın altından bir münadi şöyle seslenir: "Gece teravih namazını kılan kullar cehennemden azad olmuş kullardır. Korktukları cehennemden kurtulup umdukları ve Allah’ın Cemâl’ine nail olanlardır" Allah (cc) buyurdu ki: İzzetim ve Celalim hakkı için bu kullarıma af ile muamele eyledim. Cehennem ateşini vücutlarına haram eyledim.

Ramazan mukabelesi 12. gün! Kuran-ı Kerim'in 12. cüzünün yazılışı ve okunuşu

İLİŞKİLİ HABER

Ramazan mukabelesi 12. gün! Kuran-ı Kerim'in 12. cüzünün yazılışı ve okunuşu

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır