aşk ve öbür cinler / Bülent Çallı’s review of Aşk ve Öbür Cinler

Aşk Ve Öbür Cinler

aşk ve öbür cinler

aşk ve öbür cinler

  • (bkz: love and other demons)
    (bkz: strangelove)

  • (bkz: del amor y otros demonios)

  • çok güzel bi kitap herkes okumalı.

  • gabriel garcia marquez'in can yayınlarından çıkan kitabıdır. yazarın gazete muhabirliği yaptığı bir dönemde, otel yapılması için uğraşılan bir manastırın mahzenindeki mezarların kazılıp boşaltılması sırasında karşılarına çıkan yirmi iki metrelik saç bulunan kafatasının yarattığı sansasyonu anneannesinden dinlediği bir küçük kızı anlatan masaldaki gerçeküstülükle birleştirmesi sonucu yazmış olduğu büyülü gerçeklik örneği bir romandır.

    roman, aristokrat bir ailenin kızının başına gelmesi beklenmeyen bir olay olan köpeğin soylu kızı ısırması ile başlıyor. kızın yaşadıklarından ne anne ne de babanın haberi var . öyle bir yabancılaşmış aile ki kimse birbirini sevmiyor ve umursamıyor. aile bireylerinin birlikte olmasını sağlayıcı tek etmen diğer türlü hareket etme isteğine bile sahip olmayan bir çökkün ruh haline sahip olmaları. babanın gerçekten sevdiği kadının deli diye kendine uygun görülmemesi dolayısıyla kendini kandıran bir yerli halktan kadınla evlenmesi; annenin kendi babasının kurduğu tuzağı uygulayarak mutsuz bir evliliğe kavuşması ancak gerçek aşkı başkasıyla yaşayıp aldatılması sonucu hayata küsmesi; kızın bu mutsuz evliliğin oluşmasındaki baş belası konumunda görülmesi sebebiyle kölelere verilerek büyütülmüş olması ve beyazların dünyasına ayak uyduramaması ailenin mutsuzluğunun röntgeni gibi.

    ortaçağ karanlığında kilisenin ne kadar tehlikeli olduğunu, işkencelere bahane olarak dini kullanmalarını, en masum varlık sayılabilecek çocuklara dahi acımadıklarını, kendi iç dinamiklerinde de paramparça olduklarını gösteriyor marquez okuyuculara.

    adı ölüyü bile dirilten olarak çıkan doktor, engizisyonun mayın tarlası gibi dünyasında ayakta kalmaya çalışırken dikkatimi çeken bir şey, psikoposun astım hastası olmasından dolayı krizler yaşanmasına rağmen bilimi tercih etmemesi ama doktoru da yakalatmaması oldu. demek ki bağnazlık bile bilimin gücünün farkında ve bağırıp çağıran köpek misali ses çıkarsa da ona dokunmayı göze alamadığı durumlar da yaşanıyor. iyi hissettirdi.

    sınıf farklılığının altını çizen marquez, beyaz ırkın soyluluk budalalığını ve karaktersizliklerini ortaya koyarken kölelerin ve yerli halkın yer yer olumsuz bazı özelliklerinden bahsetse de insani güzel yönlerinin de altını çizmeyi tercih ediyor.

    kitaptaki her karakter, sierva maria ( küçük kız) merkezli olarak kendi dünyaya bakış açısını da ortaya koyma imkanını buluyor. kimisi onu şeytani bularak ona işkence etmeyi arzularken; kimisi onu utanç vesilesi görüp manastıra kapatmayı rahatlama yolu görüyor; kimi de ona delice aşık olarak can veriyor. bakış açısının farklılığının neler değiştirdiğini güçlü biçimde hissettiriyor marquez.

    detaylı anlatımlar film izler gibi takip etmeye imkan kılıyor okuyucuya. yavaş yavaş temponun yükseldiği görülüyor. kitap, büyük bir aşk hikayesi barındırıyor gibi görünse de temelinde "sevgisizlik" temeli üzerine kurulmuş bir eser.

  • spoiler

    mutluluğun iyi edemediğini iyileştirecek ilaç yoktur. s

    düşüncelerini kabullenecek olursanız hiçbir deli, deli değildir. s

    düşünceler kimsenin değildir. &#x; tıpkı melekler gibi, oralarda uçuşur dururlar. s

    &#x;insan hiçbir zaman inancını tam olarak yitirmez,&#x; diye karşılık verdi marki. &#x;içinde hep bir kuşku kalır.&#x;

    abrenuncio ne demek istediğini anlamıştı. artık inanmaz olmanın, daha önce inancın bulunduğu yerde silinmez bir yara izi bıraktığını düşünmüştü hep. s

    delaura, kadınlarla anlaşma konusundaki beceriksizliğinin bilincindeydi. onların gerçeklerin tehlikeli sularında kazaya uğramadan seyredebilmek için yalnız kendilerine özgü bir sağduyuya sahip oldukları kanısındaydı. s

    dikkat edin dedi delaura. &#x;bazen anlamadığımız bazı şeyleri, tanrının anlamadığımız şeyleri olabileceğini düşünmeden, şeytana yorarız.&#x;

    zamanında gösterilen bir kuşkudan daha yararlı bir şey olamaz. s

    isanın yasasını kabul ettirmek için okyanusu geçtik ve bunu ayinlerde, dinsel yürüyüşlerde, azizlerin yortularında başardık, ama ruhlarda değil. s

    latince olarak voltaire neredeyse bir mezhep sapkınlığı demektir. s

    &#x;benim yaşımda ve birbirine karışmış onca kandan sonra, artık nereli olduğumu ben de kesin olarak bilemiyorum&#x; dedi delaura. &#x;kim olduğumu da&#x;
    dili yok dedi. insan onun yüzüne bakınca ne dediğini anlıyor. s

    hiçbir tanrı sizinki gibi bir yeteneği cüzzamlıları yıkayarak boşa harcasın diye yaratmış olamaz. s

    çünkü biz tanrıtanımazlar din adamları olmadan yaşayamayı beceremeyiz,&#x; diye karşılık verdi abrenuncio. &#x;hastalar bize bedenlerini emanet ederler, ama ruhlarını değil; biz de tıpkı şeytan gibi, tanrıyla o ruhlar için tartışmaya çalışırız.
    abrenıncio, mantığa kul köle olmaktan yeni azat olmuş bu adamın kendisinde uyandırdığı hayranlığı saklayamadı. s

    &#x;sizinki, ona karşı durabilmeniz için size cesaret ve mutluluk veren bir ölüm dini,&#x; dedi ona. &#x;benimki öyle değil; ben esas olan tek şeyin hayatta kalmak olduğuna inanırım.&#x; s
    spoiler

  • sunay akın'ın aşk ve öbür cinler'in yazılması süreci ile ilgili kız kulesi'ndeki kızılderili kitabında yazdığı yazı:
    " yılının 26 ekim sabahı gabriel garcia marquez muhabir olarak ilk yazılarını yazdığı günlük gazetenin toplantısından çıkmak üzereyken, telefondan, eski santa clara manastırı'nın mahzenindeki mezarların boşaltıldığı haberi alınır ve, yazı işleri müdürü marquez'e seslenir:" oralarda bir dolaş bakalım, yazacak neler bulabileceksin."
    çatısının yıkılmasıyla açıkta kalan tarihi manastır, yerine beş yıldızlı bir otel yapılmak üzere satılmıştı!.. mahzendeki mezarlarda piskoposlar, başrahipler ve ileri gelenler gömülüydü. marquez gördüğü manzara karşısında şaşırır: işçiler, mezarların kapaklarını kazmayla kadırırken, ustabaşı kemiklerin birbirine karışmaması için mezar taşlarındaki bilgileri birer kağıda yazarak üstlerine koymaktadır.
    ama, ünlü yazar birkaç dakika sonra daha da şaşıracaktır. ilk kazma darbesiyle kırılan mezar taşının ardından bakır renginde canlı bir saç yığını mezardan dışarı doğru yayılır. işçiler çektikçe saçlar uzamaktadir!.. sonunda saçların bağlı olduğu bir kız çocuğunun kafatasi ortaya çıkar. mezar taşının parçalarında ise soyadı bulunmayan bir ad okunur: sierva maria de todos los angeles.
    saçların uzunluğu ölçüldüğünde marquez'in şaşkınlığı bir kat daha artar: yirmi iki metre in bir santim ustabaşı, insan saçının ölümden sonra ayda bir santim uzadığını anlatırken marquez, yaşadığı olayı babaannesinden duyduğu bir latin amerika öyküsüyle bagdaştırır: saçları arkasında bir gelin duvağı gibi yerlerde sürülen küçük bir markiz karayip halkları arasında gerçekleştirdiği mucizelerle yüceltilir. küçük kız çocuğu bir köpeğin ısırmasıyla kudurarak ölür. marquez gazeteye döndüğünde mezarin öykudeki kız çocuğunun olabileceği düşüncesiyle yazısını yazar. ama, tanık olduğu olay aradan geçen kırk beş yıl sonra yazdığı aşk ve öbür cinler adlı romanıyla dünya edebiyatındaki yerini alır."

  • marquez&#x;in büyülü gerçek üstücülük üslubunu sürdürdüğü hicivle dolu romanlarından biridir. marquez kitabında bilim, inanç, bağnazlık cehalet ve insan ilişkilerini irdeliyor aslında.

    aristokrat bir ailenin kızının kuduz olduğu düşünülen bir köpek tarafından ısırılmasıyla başlıyor olaylar. öncelikle aristokrat aileyi ele alıyor marquez, ailenin sevgisizliğini ve içinde bulundukları dönemi anlatıyor. kölelerle ilişkilerini birbirlerine olan sevgisizliklerini ve kopukluklarını betimliyor.

    köpek tarafından ısırılan kızın yetiştirilişini aileden kopukluğunu ve dolayısıyla yalnızlığını temel alarak uzun saçlarını anlatılıyor. doğduğu günden bu yana evleninceye kadar kesilmeyen saçlarını

    kuduz gibi bir hastalığa karşı utanç hissini yaşayan ailenin tedavi için dinsiz bir doktordan medet umuşuyla başlıyor hikaye. doktor bilimsel temellerle süreci açıklıyor olası tedavileri yapıyor. dinsiz kabul edildiği için tedavi edemeyeceğine inanılıyor bu yüzden bölgenin tüm üfürükçülerinden medet umuyor aile. üfürükçülerin kocakarı ilaçlarından medet umuluyor. cahilliğe gidiş cehaletten medet umuş ve bunun sonuçlarını irdeliyor ve hicvediyor marquez.

    kızın durumunun kocakarı ilaçlarla tedavi edilememesinin sebebinin cinleri olduğunu düşünen kilise devreye giriyor ve cin çıkarma vaadiyle kızı kilit altında tutuyorlar. bu arada kızın cinleriyle yaşadığı gerçek üstü olaylara ilişkin kilise tarafından tutanlar tutuluyor, şeytanın kölesi olduğundan emin olunuyor.

    kilisenin yazmanı ise kızımıza aşık oluyor ve marquez aşkı detaylarıyla inceliyor. aşık olduğu için kilise tarafından görevden alınıp sürülüyor buna rağmen içindekini ifade ediyor.

    kilise ise cin çıkarma adı altında dogmatik düşünceleri temsil ediyor, farklılıkları barındırmadan onları yok etmek ve tek bir kimlikle herkesin yaşamasını sağlamak için gözdağı veriyor.

  • muhteşem bir roman.

    marki elli iki yaşındaydı, bernarda ise yirmi üç, ama aralarındaki yaş farkı en önemsiz sakıncaydı

  • herkesin okuması gereken bir kitap. bazı cümleleri var ki tam kalbinizden vuruyor.

    spoiler

    mutluluğun iyi edemediğini iyileştirecek ilaç yoktur
    spoiler

    doktor abrenuncio'nun markiye kızı sierva maria'yayı nasıl iyileştirebileceği tavsiyesini verirken aslında hayatın kısa bir özetini yaptığı cümlesidir.

    spoiler

    bu acıya dayanacak olana elbet yaparsın bunu
    spoiler

    delaura ve sierva maria arasında geçen konuşmada delaura'nın cevabı oldu bu. aslında kendi hayatımızda da en çok incittiğimiz dayanabilecek olduğuna inandıklarımız değil mi?

    offf, daha neler yazmak istiyorum ama yazmayacağım, okuyun, içinize işleyerek okuyun.
    sevgisizliğin ve ilgisizliğin bir insana neler yapabileceğini, dini bahane edip insanların hayatına müdahale edildiğinde ne felaketler olabileceğini okuyun. sonra tartışalım

  • adı kadar içeriği de muazzam bir kitap. okunması kesinlikle tavsiye edilir.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Bülent Çallı's Reviews > Aşk ve Öbür Cinler


Aşk ve Öbür Cinler’i bitirdikten sonra aklıma pek çok şey geldi, pek çok şey düşündüm. En çok da keyfin ve doygunluğun büyüğünü neden kitabı okurken değil de okumayı bitirip kitaplıktaki diğer kitapların yanına yerleştirdikten sonra hissettiğimin üzerine kafa yordum.

Bu girizgâhtan, romanın kolay okunmayan, okuyucuyu yoran bir eser olduğu sonucunu çıkartmayalım. Aksine, diğer Marquez eserlerine göre daha basit ve de uzunluk olarak da oldukça kısa bir roman var elimizde. Güzel güzel okunuyor yani, endişeye mahal yok. Sihir başka bir yerde. Kitabın asıl numarası, topu topu sayfa süren ve her hangi bir üçkâğıdı olmayan basit bir hikâyenin içine engizisyonu, din ve inanç algısını, yobazlık illetini, yasaklı kitapları, Afrika’yı ve kölelik kültürünü, Cartegena şehrinin kolonyal dönemdeki sosyal yaşamını ve elbette ki tüm dünyanın başının belası aşkı sığdırabilmesi. Romanın baş kahramanı Sierva Maria’nın içimizi burkan hikâyesini okurken bir yandan da eski gücünde olmasa da o korkunç İspanyol Engizisyonunun burnunun dikine giden karanlığını anlayabiliyoruz.  Böylece, insanlık tarihinin belki de o en kara döneminde nice masum insanın cin, şeytan, cadılık gibi hurafelerle mahkûm edilip, diri diri yakıldıklarını hatırlıyoruz. Neyse ki bu zamanların artık geride kaldığı aklımıza geliyor ve seviniyoruz. Sonra satırların arasında, iktidar sahiplerinin kendilerine farklı gelen, anlayamadıkları ya da en kötüsü uygun görmedikleri kişileri toplumdan tecrit ederlerken, korku ve cehaletle ile besledikleri din kalkanına nasıl yaslandıklarını okuyoruz. Bunların günümüzde dahi din ve inanç adına yapıldığını fark edip bu kez üzülüyoruz.

Romanın hemen başında, alnında beyaz bir lekesi olan kül renkli bir köpek Sierva Maria’yı ısırıyor. Roman boyunca hem biz, hem de romanın diğer karakterleri küçük kızın o dönemin amansız hastalığı olan kuduza yakalanmasını bekliyoruz. Bu bekleyiş sırasında, tanıştığımız karakterlerin cehaletleri ve bilgisizliğe olan teslimiyetleri canımızı sıkıyor. Unutulmaz bir karakter olan Doktor Abrenuncio sayesinde kitapları yasaklamanın eski bir insanlık geleneği olduğunu öğreniyoruz. Doktor bizi biraz olsun rahatlatıyor. O kitapların emin ellerde olması ve hâlâ okunması bize umut veriyor. Derken, Afrika’dan koparılan ve köle yapılan insanların ıstıraplarının Güney Amerika’dan başladığını okuyoruz. Soylular ve onların evlerinde çalışan köleler arasındaki sosyal düzeni, hiyerarşiyi, alışkanlıkları ve gerilimi de öğreniyoruz. Kolombiya’nın Cartegena şehrindeki hayatın, sokaklarda, evlerde ve odalarda bir zamanlar nasıl aktığı hakkında bilgimiz oluyor. Kölelerin kulübelerine dalıyoruz:  Gizemler, dumanlar, Oddua kolyeleri, efsunlar, şeytan çıkarmalar Kongolar, Yorubalar, Mandingalar, yameya mineçiçekleri… Uzaklara, Karayipler’e olan merakımız iyice keskinleşiyor. Gizliden gizliye, bizi oralara çağıran sesleri duyuyoruz. Bu seslere başka sesler de karışıyor: Düşüp giden bir papaz, kaybolmuş gitmiş bir marki, kakao bağımlısı bir eş, güvensiz bir piskopos, karanlıklar içinde tek başına bir doktor, mahkûm bir rahibe… Hepsi de hızlıca okuduğunuz o satırlardan size sesleniyor. Öyle ki bazen an geliyor, hepsinin sesleri birbirine karışıyor ve kimin ne dediğini anlayamıyorsunuz. Tüm bu sesleri bastıran ise romanın sonuna doğru peydahlanan imkânsız ve de beklenmedik bir aşk hikâyesi oluyor. Öyle bir aşk ki bu bir bakmışsınız aslında o çok korkulan kuduzdan daha ölümcül ya da şeytanın bile çarpamadığını, hem de bir yıldırım gibi, dehşetle çarpmış geçmiş. Roman, İspanya’nın en büyük şairlerinden birini, Garcilaso de la Vega’yı da araya sıkıştırıp kucağımıza bırakarak, başladığı gibi apansız bitiveriyor ve siz kitabı kapatıp ne okuduğunuzu düşünmeye başlıyorsunuz. Ve bütün bunlar topu topu sayfa süren ve her hangi bir üçkâğıdı olmayan basit bir hikâyenin içinde oluyor.

Aşk ve Öbür Cinler, yine de Gabriel Garcia Marquez’in en çok tanınan, okunan romanları arasında değil. Buna rağmen, Kolombiya’nın “Afrikalı” topraklarına dikilmiş olan bu ufak ve narin ağacın tohumları, kendisiyle oynaşan rüzgâra kapılıp başka topraklarda da meyve vermekten geri kalmamış. yılında Macar besteci Peter Eötvös, librettosunu yine Macar Kornel Hamvai’nin, Aşk ve Öbür Cinler romanına dayanarak yazdığı bir opera bestelemiş. Onu, ’da Kosta Rikalı yönetmen Hilda Hidalgo’nun yönettiği aynı adlı film takip etmiş. Operanın ’deki ilk gösterisinden sonra akıbeti ne oldu öğrenemedim. Sadece, okuduğum kadarıyla eserde soyluların konuşmaları İngilizce, kilisedeki ayinler Latince, Delaura’nın Sierva Maria’ya hâllendiği anlar ise İspanyolca, kölelerin konuşmaları ise Yoruba dilinde yazılmış. Kitaba büyük bir saygı duruşu olan ama opera geleneği dışında kalan bu çaba eserin sahnelenmesini biraz zora koşmuş olmalı. Film ise Oscar törenlerinde En İyi Yabancı film dalında Kosta Rika’yı temsil etse de finale kalamamış.

Koskocaman bir güneş olan Gabriel Garcia Marquez’e övgüler düzmek kadar beyhude bir çaba olamazdı herhalde. O, şüphesiz ki elindeki lobutları ustalıkla çeviren bir sirk cambazı. Uzaklardan gelen hikâyesi bol bir yolcu gibi, arşınladığı yolların tozunu size de tattırırken, eteğindeki taşları da birer birer yerlerine koyup öyle gidiyor. Belli ki Marquez usta, kendi kendisine tanıdığı bu daracık alanda söylemeyi kafasına koyduğu her lafı söylemiş olmanın rahatlığı ile geceleri mışıl mışıl uyuyor. Bizler ise kısalığına, uzunluğuna, basitliğine, karmaşıklığına, öncesine, sonrasına bakmadan, böyle bir büyük usta, böyle büyük bir eseri yazmış, bizim gibi fakirler de onu okumaya fırsat bulmuş; ne mutluluk, diyoruz ve ayağa kalkıp ceketimizin önünü ilikliyoruz.

26 likes · Like ∙ flag

A&#;k ve &#;b&#;r Cinler

Gabriel Garcia Marquez

"Mezar yaz&#;t&#; ilk kazma darbesiyle par&#;a par&#;a yerinden f&#;rlam&#;&#;, bak&#;r renginde canl&#; bir sa&#; y&#;&#;&#;n&#; mezardan d&#;&#;ar&#; ta&#;m&#;&#;t&#;. Ustaba&#;&#;, i&#;&#;ilerinin de yard&#;m&#;yla bunlar&#; t&#;m&#;yle d&#;&#;ar&#; &#;&#;karmak istedi, ama sa&#;lar&#; ne kadar &#;ok &#;ekerlerse o kadar uzun ve g&#;r g&#;r&#;n&#;yorlard&#;; sonunda hala bir k&#;z &#;ocu&#;unun kafatas&#;na yap&#;&#;&#;k son sa&#; telleri de d&#;&#;ar&#; &#;&#;kt&#;&#;
&#;
Yere yay&#;lan o harikulade sa&#;lar yirmi iki metre on bir santim uzunlu&#;undayd&#;"&#;
&#;
Gabriel Garcia Marquez, y&#;llar &#;nce tan&#;k oldu&#;u bu &#;rk&#;n&#; olay&#;n izini s&#;rerek, gizemli bir a&#;k &#;yk&#;s&#; &#;&#;kar&#;yor ortaya, bahts&#;z bir gen&#; k&#;zla bir rahibin ola&#;and&#;&#;&#; a&#;klar&#;n&#;n &#;yk&#;s&#;n&#;.&#;
&#;
B&#;y&#;l&#; ger&#;ekli&#;in b&#;y&#;k ustas&#;, A&#;k ve &#;b&#;r Cinler'de, ya&#;ama ve &#;l&#;me meydan okumakla kalmayan, akl&#;n ve inanc&#;n s&#;n&#;rlar&#;n&#; da zorlayan bir a&#;k hikayesi sunuyor okurlar&#;na. Ger&#;ekle s&#;ylencenin ustal&#;kla harmanland&#;&#;&#; &#;a&#;da&#; bir novella ( Sayfa) funduszeue.info / Arka Kapak Yazisi.&#;

ISBN:

Yazar: Gabriel Garcia Marquez

Yayın evi: Can Yayinlari

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası