zıt 90 akıllı saat / Defne BARAK - Tüm Köşe Yazıları - Sayfa 1

Zıt 90 Akıllı Saat

zıt 90 akıllı saat

TV Ünitesi

Aile ile beraber bir dizi ve film izlemek, paylaşım ve keyifli vakit açısından önemli sosyal etkinlikler arasında yer alır. Kaliteli bir film ve programın izleyicide bıraktığı etki, doğru uzaklıktan izlemek ile de yakından ilgilidir. Televizyonlar genellikle odanın genel dekorundan farklı bir objeymiş gibi düşünülerek konumlandırılır. Yeni nesil akıllı TV’lerde, konulacağı yerin rengine uygun değişken renkli çerçevelerin bulunması, bu cihazların da genel iç dekorasyonun bir parçası olabileceğini gösterir. Aygıtın yan taraflarında yer alan LED ışıkları, bulunduğu ortamı izlenen programa uygun şekilde aydınlatması da aynı dekoratif tamamlayıcılık özelliğinden ileri gelir. Televizyon ünitesi modelleri de bu tasarım sürekliliğinin sağlanması için çeşitli beğenilere göre tasarlanır.

Modern tv ünitesi modelleri ayrıca televizyondan sarkan kablo ya da diğer bağlantı araçlarının kolaylıkla gizlenmesi amaçlanarak tasarlanır. TV ünitesi modelleri hem dekorasyon açısından tamamlayıcıdır hem de fonksiyonel olarak bulunduğu mekânda ekstra yer kazandırdığı için kullanışlıdır. İç mekândaki kullanım alanına göre çeşitli boy ve ebatlarda üretilir ve böylece kabloların ve hoparlör sisteminin toplu şekilde tutulması mümkün olur. Değişik modeller ve renkler ile üretilen televizyon üniteleri arasında beğeninize uygun olanları kolaylıkla seçebilirsiniz.

Televizyon seçimi kadar önemli olan ünite seçiminde de konfor ön plana alınabilir Ayrıca evde yaşayan tüm canlılar göz önünde bulundurularak yapılacak seçimler daha avantajlı kullanışlı olabilir. Küçük çocuk olan evde, su ile bozulabilecek kadar narin bir ağaç ile yapılmış bir tv ünitesi çok daha az dayanıklı olacaktır. Tıpkı bunun gibi, evcil hayvan olan evlerde de genellikle tırnak ve diş izi gibi izlerin kalabileceği dokulardaki televizyon üniteleri tercih edilmemesi tavsiye edilir.

Tv Ünitesi Özellikleri Nelerdir?

Tv Ünitesi Özellikleri Nelerdir?

TV ünitesi satın alırken ihtiyaçlarınızı ve konforunuzu göz önünde bulundurmanız faydalı olacaktır. TV odasının boyutları, yaşam alanı genişliği gibi önemli ölçüler önceden hesaplanabilir. Mekân içindeki diğer sabit objelerin yerleri gibi detaylar TV ünitesi duvara monte edilirken veya diğer çeşitler arasında karar verirken belirleyici olabilir. Tüm bu ilk fizibilite, konforlu ve rahat zaman geçirebilmek açısından önemlidir. Bir sonraki aşamada TV ünitesinin özellikleri göz önünde bulundurulabilir. Televizyonun duracağı mobilya incelenirken birincil derecede bakılması gereken özellik, kullanılan ham maddedir. Satın alınan eşyanın hangi malzemeyle üretildiğini bilmek uzun vadede faydalı olabilir. Malzemenin üzerine uygulanan boya ve cila gibi kimyasalların uçucu içerip içermemesi de dikkat edilebilecekler arasında yer alabilir. Bu nedenle üretim materyallerinin sağlık standartlarına uyumlu olup olmadığı da araştırılabilir.

TV ünitelerinin ergonomik olması da faydalı olabilir. Dekoratif TV ünitesi denilince büyük ve gösterişli modellerin yanı sıra duvara monte edilebilen gömme TV ünitesi de akla gelebilir. Dikkat edebileceğiniz bir diğer unsur ise eşyanın kullanım kolaylığına sahip olmasıdır. Bu anlamda ergonominin yanı sıra ürünlerin kalitesi de dikkat edilmesi gereken bir diğer detaydır. Kaliteli ham maddenin ve üretimin, kalitesiz bir işçilik ve montajlama ile bir araya getirilmesi mobilyanın ömrünü kısaltabilir. Örneğin, masif ahşap TV ünitesi doğru şekilde monte edilmezse zaman içinde esnemeler ve genleşmeler meydana gelebilir. Bu da mobilyanın tamamı üzerinde etkili olabilecek bir deformasyona yol açabilir.

Ürünün yüzeyi, köşe ve kenar bantları ya da ön desenleri üretim kalitesi hakkında kolaylıkla bilgi verebilir. Metal ayaklı TV ünitesi de dâhil olmak üzere ayaklı olan tüm TV mobilyalarında ayak kısmının kontrolünün yapılması önemlidir. Ürünün eve gelişinden sonra birleştirilmesi esnasında ayakların kontrolü gerçekleştirilebilir. Söz konusu kısımda görülen dengesiz bir eğim ya da üzerindeki herhangi bir çatlak zaman içinde eşyanın tamamen kullanışsız hâle gelmesine neden olabilir.

En Çok Tercih Edilen Tv Üniteleri Hangi Materyallerden Üretilmektedir?

En Çok Tercih Edilen Tv Üniteleri Hangi Materyallerden Üretilmektedir?

TV ünitesi seçimi genellikle kullanılacağı yere göre değişir. Renk ve tasarım tercihlerinde genellikle dekorasyona uyumu göz önünde bulundurulur. Montajının kolay ve parçalarının hafif olması da üründen beklenen bir diğer özelliktir. Bunlar genellikle MDF ya da sunta malzemeden üretilir. MDF, orta yoğunluğa sahip lif hâlindeki levha demektir. Ahşap kalıntıları parçalanarak life çevrilir. Yüksek ısı ve basınç altında reçine ve mumla üretilen tutkalla birleştirilir ve levha şeklinde tasarlanır. Sunta malzemeler ise odun talaşlarının çeşitli kimyasallar ile karıştırılıp birleştirilmesi ile oluşturulur. Levha hâline getirilmesi ise preslenme ile yapılır. Tamamen fabrikasyon olduğu için çeşitli kalınlıkta ve boyutlarda üretilebilir. Bu materyaller hem ucuz hem de işlevseldir. Ancak su ve ısı gibi dış etkenlere karşı oldukça dirençli değillerdir. Üretim kaliteleri darbe dayanıklılığına göre belirlenerek derecelendirilir.

MDF ve sunta malzemeyle üretilen eşyaların yanı sıra demir TV ünitesi ya da kütük TV ünitesi gibi modellerde ahşap kullanılır. En çok kullanılan ağaçlar ise meşe, akçaağaç, sedir, kayın, mor renkli ya da paduk ahşap, kızılağaç ve kiraz olarak sıralanabilir. Meşe ağacı mobilyalar dayanıklılığı ile öne çıkar. Akçaağaç olanlar ise enine doğru kendinden desenlidir. Sedir ağacı daha çok sıcak havalarda dayanıklı olan bir türdür. Kayından yapılan eşyalar oymalar ve işlemeler için elverişlidir. Paduk mobilyalar kırmızıya çalan renktedirler. Kızılağaç çok rahat verniklenebildiği ve oldukça parlak yüzeyler elde edilebilir. Bu nedenle oldukça sık tercih edilir. Kiraz ağacı eşyaların rengi diğerlerine göre daha açıktır. Ayrıca nem ve ısı değişikliklerine kolaylıkla uyum sağlayabilir.

Ağaçlar üzerine çeşitli kaplamalarla değişik modeller elde edilebilir. Kaplamalarla mermer desenli TV ünitesi veya eskitme TV ünitesi gibi çeşitler de üretilebilir. Kaplama, daha nostaljik bir görüntü

için çeşitli fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçirilerek eskitme TV ünitesi gibi modeller elde etmek için tercih edilir. Bu tip kaplama ünitelerin tasarımları için ham madde olarak genellikle MDF ya da sunta kullanılsa da özel tasarımlarda ağaç tercihi yapmak da seçenekler arasında yer alabilir.

Salonunuza Şıklık Katacak Tv Üniteleri Modelleri Nelerdir?

Salonunuza Şıklık Katacak Tv Üniteleri Modelleri Nelerdir?

Salon TV ünitesi çeşitleri arasından seçim yaparken salonun boyutları ve dekorasyonu belirleyici göz önüne alınabilir. Doğru televizyon ünitesini bulmak için öncelikle odanın kuş bakışı görüntüsünü çizebilir ve duvar ölçülerini alabilirsiniz. Televizyonun doğru açı ve uzaklıkla izlenmesi için bu ölçüler faydalı olabilir. Böylelikle ekran boyutu ve TV ünitesi hakkında daha rahat karar verebilirsiniz. TV’nin ideal uzaklığı, ekran ölçüsünün 2 ya da katı olmalıdır Eğer odada bu mesafe varsa ayaklı ya da duvara monte üniteler arasında karar vermek tamamen keyfî ve zevke dair bir durum olabilir.

Eğer oda dikdörtgen ve oturma grubu uzun duvarların önüne sıralanmışsa kısa duvara kartonpiyer TV ünitesi yaptırılabilir. Bu tip pratik çözümler, dekoratif olarak alanın havasını değiştirebilir. Özel LED ışıklandırma ile derinlik verilerek daha geniş bir görünüm yaratılabilir. Alçıpan TV ünitesi fiyat ve kullanım açısından oldukça avantajlı olabilir. LED ışıklandırma yerine özel LED’li TV ünitesi de tercih edebilirsiniz. Küçük ve nispeten karanlık mekânlarda ekstra ışıklandırma her zaman derinlik algısını artırabilir. Dar ve küçük odalarda derinlik algısını artıracak modeller arasında aynalı televizyon ünitesi çeşitleri de bulunur. Bunun gibi diğer dizaynları salon oturma odası mobilyası seçenekleriyle tamamlayabilirsiniz.

Geniş odalarda hareket alanı oldukça büyük olduğu için öne doğru çıkma yapan TV üniteleri kolaylıkla tercih edilebilir. Yaşam alanı daha geniş olan büyük salonlarda kullanılacak TV üniteleri için daha cesur tasarımlar tercih edilebilir. Oval TV ünitesi ya da şömineli TV ünitesi modelleri hem ilgi çekici hem de oldukça estetiktir. Vitrinli televizyon ünitesi, camlı bölmeler arkasında korunması ve saklanması gereken estetik objelerin de kolaylıkla sergilenebileceği alanlar yarattığından sıkça tercih edilir. Aynı şekilde çekmeceli TV ünitesi modelleri de odadaki dağınıklığın kolayca toparlanabileceği türdendir.

Geniş salonların vazgeçilmezleri arasında yer alan büyük mobilyalar ya da salon bitkilerinin televizyon ünitesine yakın olmaması önerilir. Bunun nedeni ürünün nem ve ısı dengesi açısından stabil bir ortamda yer alması gerekliliğidir. Özellikle ek aksesuarlı TV üniteleri hem görsel hem de estetik anlamda etkileyici dekorasyon parçalarındandır. Özel yapım ünitelerde televizyon çevresine kurulan duvar içi aydınlatma, salonun genişliği içinde kaybolabilir. Bu nedenle aşağıdan aydınlatmalar ve ses sistemi ışıklandırması ile desteklenerek tamamlanabilir. Şömine ya da benzeri detaylar içeren TV üniteleri, televizyon kapalıyken bile hareket yaratan efektler oluşturabilir. Bu nedenle sıkça tercih edilen ürünler arasında yer alırlar.

Raflı Tv Üniteleri mi Dolaplı Tv Üniteleri mi Daha Kullanışlıdır?

Raflı Tv Üniteleri mi Dolaplı Tv Üniteleri mi Daha Kullanışlıdır?

TV ünitesinin kullanım şekli, kullanıcının yaşam şekline göre de çeşitlenebilir. Televizyonun da durduğu mobilyada yer alacakların yaşamı daha kolay ve pratik kılması karar vermeyi kolaylaştırabilir. Dolaplı televizyon ünitesi genellikle kalabalık ve geniş aileler tarafından kullanılır. Özellikle sıklıkla misafir kabul eden veya küçük çocuğu olan aileler, ortamı pratik şekilde toplamak için dolaplı TV ünitesini tercih edebilirler. Modern ünitelerde ise televizyon, konsol oyunu, çeşitli aksesuarlar, kablolar ve kulaklıklar gibi birçok ürünün toparlanabildiği raflı üniteler de avantajlı olabilir.

Televizyonun durduğu ünitenin, odanın diğer dekorasyon renklerine uyumlu olması tasarım bütünlüğünün korunması için önemli olabilir. Minimalist ve pastel renklerle dekore edilmiş alanlarda krem TV ünitesi ya da beyaz TV ünitesi modelleri uyum sağlayabilir. Biraz daha ton sür ton olması için TV ünitesi gri seçilebilir. Tamamen kontrast renklere yönelerek odanın enerjisinin yükseltilmesi isteniyorsa beyaz ağırlıklı dekorasyonda, TV ünitesi siyah olabilir. Böylelikle daha keskin hatlarla sert bir imaj da sağlanabilir. Bunların yanı sıra lake tv ünitesi de sıcak bir ambiyans yaratabilir. Özellikle özel tasarımlı ofislerde bu keskin kontrastlara ihtiyaç duyulabilir. Genç odası için sarı TV ünitesi ya da mavi TV ünitesi tercih edilebilir. Daha koyu bir tasarım için lacivert TV ünitesi çeşiti de oldukça hoş bir hava yaratabilir. Mekânın ağırlıklı tarzına göre gold tv ünitesi ya da renkli TV ünitesi türleri de dikkat çekici olabilir.

Dolaplı ve vitrinli tv ünitesi çeşitleri geleneksel tasarımlarda olduğu gibi modern ve minimalist tasarımlarla her zevke hitap edebilecek çeşitlerde üretilir. Odanın dar olduğu durumlarda, derinlik çağrıştırabilecek küçük yuvalar oluşturmak için raflı TV ünitesi çeşitleri kullanışlı olabilir. Bunun yanı sıra geniş mekânlarda da raflı sistemler sıkça kullanılır. Kitap, fotoğraf gibi çeşitli eşyaları koyup sergilemek için de tercih edilen bu mobilyalar hem rustik hem de modern tasarımlarıyla dikkat çeker. Mini TV ünitesi yanına iliştirilmiş duvara monte ahşap raflar şık bir kombinasyon oluşturabilir.

Aksesuarlarla Süsleyebileceğiniz Tv Ünitelerinin Genişlikleri Nasıldır?

Aksesuarlarla Süsleyebileceğiniz Tv Ünitelerinin Genişlikleri Nasıldır?

TV ünitelerinin genişliğine, bulunduğu mekânın boyutlarına göre karar verilebilir. Televizyonların genişliğine göre ya da eğlence konsolları gibi yan ürünlerin de kullanılması nedeniyle hepsini bir arada tutmak için geniş üniteler kullanılabilir. Ayrıca mekân ölçüleri de TV ünitesinin ölçülerinde belirleyici kriterlerdendir. cm TV ünitesinin yanı sıra , , cm TV ünitesi çeşitleri de alanın genişliğine ve tavan yüksekliğine göre tercih edilerek kullanılabilir. Bilinen modellerin haricinde özel tasarım TV ünitesi modelleri de tercih edilebilir. Bu niş TV ünitesi çeşitleri genellikle kullanım kolaylığı ve pratik çözümler göz önünde bulundurularak tasarlanır. Ayrıca odanın dekoratif konseptine uygun ürünlerin satın alınması yerine tamamen konseptin bir parçası gibi özel üretim üniteler de göz dolduracağı için tercih edilebilir.

Tüm bu tasarım ve özel üretim TV ünitelerinin, kendilerine göre genişlikleri bulunur. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli detay, televizyonun konulduğu raf ya da benzeri bölümün materyalinin dayanıklı olması için desteklenmesidir. Özellikle yeni nesil televizyonların büyük ekranları üzerine monte edildiği üniteye ekstra ağırlık yaparak denge merkezinin kaymasına neden olabilir. Bu durum, ürünün daha kısa sürede yıpranmasına yol açabilir.

Dayanıklı ve uzun ömürlü TV ünitesi kullanımı için doğru ölçüye ve genişliğe göre satın alınması faydalı olabilir. Uygun genişlikteki bir mobilyaya karar verirken televizyon ölçülerinin net olarak alınması gerekir. Genişlik, yükseklik, kalınlık ve diyagonal boyutlarının yanı sıra ağırlığının da bilinmesi yararlı olabilir. Televizyonun, konulacağı üniteye oranla küçük olması gerekir. Her taraftan eşit şekilde açıklık olması TV’nin simetrik durmasını sağlar. Kablolar, konsol gibi ekstra eğlence araçları da varsa ürünün genişliği bunlara göre artırılabilir. Böylelikle kablonun gizlenmesi için katlanıp sıkıştırılması gerekmez, ufak bir gizleme aparatı ile ünite içinde rahatlıkla gizlenebilir.

Tv Üniteleri Fiyat Aralıkları Nasıldır?

Tv Üniteleri Fiyat Aralıkları Nasıldır?

Televizyon ünitesi fiyatları modelleri boyutlarına, fonksiyonlarına, ham maddelerine göre değişir. Kullanışlı ve pratik TV üniteleri arasında karar verirken kullanım süresi, dayanıklı oluşu gibi kriterler göz önüne alınarak seçim yapılabilir. Televizyonun takılacağı yerde, duvara monte özel ışıklandırma ve kartonpiyer dekorlu çeşitler düşünülüyorsa alçıpan malzemesi, tasarım, dekorasyon ve elektrik tesisatı gibi detaylandırmalar üzerinde durulabilir. Masif TV üniteleri, klasik ve retro üniteler, özel tasarım ve niş TV ünitelerinde fiyatlandırmaya tasarım ve işçilik de eklenir. TV ünitelerine ekstradan konulacak aksesuarlar ile ücretler değişiklik gösterebilir. Taşlı televizyon ünitesinde kullanılan materyaller bağlamında fiyat farklılığı yaratabilir. Camlı televizyon ünitesi ve aynalı TV ünitesi çeşitlerinde de ücretlendirmeler, aksesuarların sayısı ve değerlikleri üzerinden de belirlenebilir.

TV ünitesi alırken dekoratif, konforlu ve pratik oluşu ön planda tutulabilir. Tüm bu detayları karşılayan çeşitler arasından tercih yaparken ödeme kolaylıkları ve avantajlı fiyatlar da göz önünde bulundurulabilir. Özellikle yeni ev kuran kişiler, oturma ve yemek gruplarında olduğu gibi televizyon odalarının dekorasyonunda da hassas davranabilirler. Günün yorgunluğunun atılacağı ev içi sosyal kullanım yoğunluğu fazla olan bu alanlar genellikle kanepe çeşitleriyle bir arada düşünülür. Dolayısı ile iç dekorasyonda da rahatlık ve huzur ön planda olur.

Televizyon karşısına konulan büyük koltuk, hemen önüne konulacak sehpa seçimi işlevsel bir sonuç sağlayabilir. Söz konusu mobilyalardaki detaycılık, özellikle televizyon ünitesine yoğunlaşılmasını gerektirebilir. İzleme uzaklığının yanı sıra yüksekliği de televizyon ünitesi seçiminde bir kriter olabilir. Televizyonun çok yukarıdan ya da aşağıdan izlenmesi gibi yanlış duruşlar zaman içinde postür bozukluklarına kadar giden rahatsızlıklar yaratabilir. Bu nedenle televizyon ünitesi satın alınırken ihtiyaçlar, ölçüler ve konfor kriterleri ön planda tutulabilir. Evinizin ve sizin ihtiyaçlarınıza yönelik tüm TV ünitesi çeşitlerine Trendyol’un ayrıcalıklı avantajlarıyla kolaylıkla sahip olabilirsiniz. Zengin ürün yelpazesiyle dilediğiniz tasarımda ve özellikte üniteye, güvenli alışveriş seçenekleriyle ulaşabilirsiniz. Bunların yanı sıra yorum kısmında gerçek kullanıcılar tarafından yapılan yorumlardan faydalanarak ürünler hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Defne Barak

Koyun embriyonu enjekte ettirdi genç kaldı

23 Temmuz

70’li yıllarda t&#;m d&#;nyada fırtına gibi esen Blondie grubunun solisti Deborah (Debby) Harry tekrar sahnelerde. "Desperately Seeking Susan" adlı şovun m&#;ziklerini hazırlayan Harry, &#;ıkık elmacık kemikleri ve melankolik bakışlarıyla eski g&#;zelliğinden hi&#;bir şey kaybetmemiş. 62 yaşındaki yıldız, gen&#;lik sırlarını Defne Barak’a anlattı.  İnanılmaz genç görünüyorsunuz, sırrınız nedir?

- Genetik gelişmeleri takip ediyorum. Ayrıca uzun bir dönem yogayla uğraştım. Çok şükür kızarmış yemekleri de sevmiyorum, yine de defalarca diyet yaptım. Makrobiyotikleri denedim, DNA/RNA’dan zengin diyetler uyguladım. Hatta bir ara vejetaryen bile oldum, sonra balık tüketimine döndüm. Sağlıklı beslenmek genç kalmama çok yardımcı oldu. Tam tarihi hatırlamıyorum, yaşları arasındayken Vogue dergisinde Montreux-Clarins’deki hücre yenilenmesiyle ilgilenen özel bir kliniğin reklamını gördüm ve hemen oraya gitmeye karar verdim. O zamana kadar oraya yatan en genç hasta bendim. 

Peki orada ne yaptırdınız?
/images//0x0/55ea8d3effbb8fee
- Siyah koyun embriyonundan elde edilen enjeksiyonlar yaptılar. Embriyonun salgı bezlerinden, karaciğerinden, kemiklerinden alınan maddeler özel maddelerdi. 11 kez enjeksiyon yaptılar ve bence çok harikaydı.

 Bu uygulama kaç defa yaptırılmalı?

- İstediğiniz kadar Ben sadece bir kere gittim. Sonradan duyduğuma göre bir doktor da Alzheimer hastalarına büyüme hormonu enjekte ediyormuş. Diğer kürden farklıydı ama yine de yaptırdım. Çok şükür kötü deneyimlerim olmadı hayatta. Tabii bir de yüzümde estetik operasyonlar var. Hem kendinizi iyi hissettiriyorlar hem de genç gösteriyorlar. Gerekirse yine yaptırırım. Bir de kozmetikler var tabi. Cildime uyacak kozmetikleri bulmam zaman aldı, ancak deneme yanılma yoluyla bulabildim. Ayrıca büyüme hormonu enjeksiyonunu da kesmedim.

 Hormonların gündüz bir dozu mu var, nasıl alıyorsunuz?


- Ben çok çalışıyorum ve sürekli stres altındayım. Bu yüzden mümkün olduğunca sık almaya çalışıyorum. Zaten etkisi de çabuk geçmiyor. Üstümde çok etkili olduklarını düşünüyorum.

 Kendi kendinize mi enjekte ediyorsunuz?

- Evet bazen de doktora gidiyorum. Çok sık seyahat ettiğim için kendi kendime yapmayı öğrendim. İnsanların yanlış bir kanıya kapılmalarını istemem. Bu aynı bir diyabet hastasının kendine insülin enjekte etmesi gibi. Çok küçük dozlarda alıyorsunuz, öyle büyük bir operasyon değil.

 Bu hormonlar, vücudun yaşlanma dolayısıyla artık üretmediği birtakım kimyasalları dengeliyor, değil mi?

- Evet aynen öyle. Bunun için bir de vitamin alıyorum. Ayrıca başka hormon ilaçlarım da var. Benim şansım vücudumun bu tür tedavilere ve ilaçlara cevap veriyor olması. Bir de ben vücudumu dinlerim, neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışırım. Bence birçok insan aceleden bunu yapmıyor.

 Şu sıralar yaşları arasındaki güzel kadınlar trendi var. People dergisi Sophia Loren’i 65 yaşındayken dünyanın en güzel kadını seçti. Bir de 30’unu aşmayan kadınların Holywood’da iyi roller kapamadığı söyleniyor.

- Yaşlanmak hayatın sonuyla yüz yüze gelmek demek. Bu yüzden de ürkütücü. Aslında artık insan ömrü uzadı, hayat standartları da yükseldi bu iyi bir şey tabii ki. Ama bir zamanlar yaşlılık, bilgelik ve prestij sembolüyken bugün bence asıl önemli olan gençlik ve enerji.



- Peki, bir şarkıcı olarak yaşınız ilerlediği için bazı fırsatları kaçırdığınızı düşünüyor musunuz?

Bazı yönlerden evet Ama ben şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü dinleyicilerim ve ben beraber büyüdük. Blondie çıktığında çok fazla bu işi yapan yoktu çünkü. Yine de bir genelleme yapamam, yani birinin yaşlandığını izlemek, bir de güzel biriyse, hem dramatik hem ürkütücü. Ayrıca dediğiniz gibi Sophia Loren, Jeanne Moreau o kadar güzeller ki, nefesim kesiliyor.

- Ama Sophia Loren de yeni roller almıyor?

Her şeyin cevabı bende değil. Mesela Lauren Bacall gibi film sektöründe büyük bir kariyeri olan biri sizi konuyla ilgili daha çok aydınlatabilir. Hollywood’da herkes genç. Orada kalıp çalışmaya devam edenler de var elbet, gerçekten büyük starlar. Gelenek böyle, benim yapabileceğim bir şey yok.
Yazının Devamını Oku

Diana’nın gerçek aşkı kimdi

12 Nisan

Milyonlara kendini sevdiren Prenses Diana’nın &#;mr&#;n&#;n son d&#;neminde niyahet aşkta mutluluğu bulduğu sanılıyordu. Acaba gerçekten öyle miydi? Defne Barak, Prenses Diana’nın son gerçek aşkını gizleyen sır perdesini aralamak amacıyla onu ve büyük aşkı olduğu ileri sürülen Pakistanlı kalp cerrahı Dr. Hasnat Khan’ı yakından tanıyan kişilerle görüştü ve birbiriyle çelişen açıklamalarla karşılaştı. yılında geçirdikleri trafik kazasında Prenses Diana’yla birlikte hayatını kaybeden sevgilisi Dodi El Fayed’in babası Muhammed El Fayed ise bu iddiaların saçma olduğunu söyledi.

Adam reklam peşindeydi

- Siz her şeyin Dodi’nin müslüman olmasından kaynaklandığını söylüyorsunuz. Ama prensesin hayatında iki yıl süreyle bir başka müslüman erkek, Dr. Hasnat Khan vardı.

Muhammed El Fayed: Bunların hepsi saçmalık. Diana onunla bir bağış toplantısında tanıştı. Adam açıkçası reklam peşindeydi. Diana, yılda ancak bin kazanan bir adamı ne yapsın? Böyle biri Diana’yı nasıl geçindirir?

- Siz ona bu iddiaları sordunuz mu?

M. El Fayed: Diana’nın pek çok erkek arkadaşı vardı, o alçakların hepsi de birer hikaye uydurdular. Diana’nın Dodi’yle gerçek bir ilişkisinin olmadığını, bu beraberliğin basit bir yaz macerası niteliği taşıdığını yaymak istediler. Saçma!

- Ama Diana, Dodi’yle ilişkisi başlamadan kısa bir süre önce Pakistan’a gitti ve Hasnat’ın ailesini ziyaret etti.

M. El Fayed: Diana, Imran Khan ile o zamanlar evli olduğu Jemima’nın dostuydu. Pakistan’a turist olarak gitti. Oraya hiç gitmemişti. Hepsi bu kadar.

Hasnat Khan’a gerçekten aşıktı

- Bir sabah bir büroda Prenses Diana’yı karşınızda bulunca şaşırdınız mı?

Claudia Van Platten: Evet, ama şaşkınlığım sadece üç dakika sürdü. Hiç makyaj yapmamıştı. Tıpkı bugün benim olduğum gibi gayet normal görünüyordu.

- O sabah odada siz, Dr. Magdi Yacoop ve Dr. Hasnat Khan vardı değil mi?

C. Van Platten: Evet.

- Prensesi hastanede çocuk hastaları bölümüne götürdüğünüz zaman başka bir şey oldu, yani normal sayılmayan birşey değil mi?

C. Van Platten: Diana, fazla konuşmadan insanların kendilerini çok farklı hissetmelerini sağlıyordu. Kalp ameliyatı geçirmesi gereken küçük bir çocuk bizi, yani Umut Zinciri kurumunu yakından ilgilendirmişti. O sabah Diana hastaneye gelmişti ve kalp ameliyatıyla özel olarak ilgileniyordu.

- Kuşkusuz prensesin ameliyatı izlemesi bütün dünyada heyecan yaratmıştı.

C. Van Platten
: Açık konuşmak gerekirse, insanlar onun Dr. Hasnat Khan’a aşık olduğu için küçük kalp hastalarıyla ilgilendiğini düşünmüşlerdi.

- Acaba prenses için sosyal yardım mı, yoksa Hasnat Khan mı öncelik taşıyordu?

C. Van Platten: Dürüst olmak gerekirse, sosyal yardım öncelikliydi. Hasnat ile de sosyal yardım çalışmaları sayesinde tanışmıştı. Birlikte çok hoş bir serüven yaşadılar. Bunun sosyal yardım konusundan ayrı tutulması gerekir.

- Prenses size bu ilişkiden sözetti mi?

C. Van Platten: Bu, çok ayrı bir meseleydi.

- Ama siz olanları biliyordunuz değil mi?

C. Van Platten: Evet, elbette. Sosyal yardım çalışmaları ayrı bir konuydu, yaşadığı aşk hikayesi de ayrı bir konuydu. Zaten Hasnat Khan’dan ayrıldıktan sonra da prensesin çalışmaları sürdü.

- Ama Hasnat Khan, prensesin gerçekten aşık olduğu kişiydi değil mi?

C. Van Platten: Evet, kesinlikle doğru. Prenses, Hasnat Khan’a gerçekten aşıktı.

- Bu ilişki pek gizli kapaklı devam etmişti öyle değil mi?

C. Van Platten: Evet, ama bu beraberliğin güzel yanı da gizli kalmasıydı.

Hasnat’la evlenmeyi planlıyordu

- Prenses Diana, ölümünden kısa bir süre önce sizi ziyaret etmek için Pakistan’a gelmişti değil mi?

Imran Khan: Prenses eski kayınvaldemin yakın dostuydu. Benim hastane açmaya hazırlandığımı öğrenince Pakistan’a gelmek istedi. İkinci ziyareti ise hastanenin bombalanmasından sonra gerçekleşti.

- O sıralar Dr. Hasnat Khan’a aşıktı.

I. Khan: Evet, siz de biliyorsunuz; o sıralar prenses funduszeue.info Khan’la evlenmeyi düşünüyordu. Ayrıca doktorun ailesiyle de tanışmıştı ama

- Bu konuda sizden yardım istedi değil mi?

I. Khan: Kesinlikle hayır.

- Prensesin aileyle tanışması için yardımcı oldunuz mu?

I. Khan: Bakın, ben prensesle o kadar samimi değildim.

- Siz Londralı bir güzelle evlendiğiniz için prenses sizden akıl almak istemiş olabilir mi?

I. Khan: Bu ilişkinin bizimle bir ilgisi yoktu.

- Diana, Jemima’dan sizinle Dr. Hasnat konusunu görüşmesini istemiş olabilir mi?

I. Khan: Ben Hasnat’la görüşüp meselenin içyüzünü öğrenmeye çalışacağımı söylemiş olabilirim. Ama ben İngiltere’ye gittiğimde sahnede Dodi vardı.

Kimseyle evlenmeyi düşünmüyordu

- Prenses Diana’nın son doğum gününde Chrysanthe Lemos ve Prenses Diana’yla öğle yemeğinde buluştunuz.

Gabriela Basatne: Evet, doğru. Onunla Kensington Sarayı’nda öğle yemeği yedik.

- Kuşkusuz prenses için güzel bir doğum günü değildi bu. Olaylar onun istediği şekilde gelişmemişti.

G. Basatne: Hayır, hayır. Prensesin kesinlikle çaresizlik içinde kıvrandığı sanmıyorum. Prenses kendini yenileme çabası içindeydi ve bunu bir erkeğin yardımıyla, bir aşk sayesinde yapmayı düşünmüyordu.

- Prenses mayıs ayında Pakistan’da evlenmek istiyordu. Evlenmek istediği kişinin ailesini ziyaret etti. Ama bu iş yürümedi.

G. Basatne: Elbette yürümedi, çünkü onlar bu tür ilişkilerden hoşlanmazlar. Sanırım yabancılarla evlenmeyi prensip olarak benimsemiyorlar. Ve hiç kuşkusuz prenses de reddedilmeyi pek kolay kabullenemedi. Ben şahsen onun ikinci kez evlenmeyi düşündüğünü hiç sanmıyorum. Özellikle de o adamla

- Dodi ile mi yoksa Hasnat ile mi? Ya da hiçbiriyle mi?

G. Basatne: Belirttiğim gibi hiç kimse gerçeği bilmiyor. Ama ben böyle bir izlenim edindim. Oğulları, Diana için çok önemliydi.

- Onun Hasnat’a gerçekten aşık olduğunu biliyorsunuz. Ayrılık sonrası durumu nasıldı?

C. Lemos: Anladığım kadarıyla çok acı çekiyordu. Ve sevdiği adama aşık olduğunu ve onunla ilgilenen başkalarının bulunabileceğini göstermek için Dodi’yle beraberdi.

Yazının Devamını Oku

Afgan mücahitlere yardım edecek

22 Temmuz

Amerikalı akt&#;r Tom Hanks, yeni filminde Sovyet işgali d&#;neminde Afgan m&#;cahitlere gizlice silah yardımı yaparak, işgalin başarısız olmasına katkıda bulunan Teksaslı bir parlamenteri oynayacak. Hanks, George Crile adlı yazarın Charlie Wilson's War kitabından aynı adla uyarlanacak filmin başrol&#; i&#;in, Universal Pictures şirketiyle s&#;zleşme imzaladığı belirtildi.

Senaryosu, CIA'nin Afgan direnişine mali destek ve silah verme konusundaki gizli çalışmalarına destek veren, alkol ve kadınlara düşkünlüğüyle tanınan bu parlamenterin gerçek hikayesine dayanacak  filmin çekimlerine, gelecek ilkbaharda başlanacağı kaydedildi.

Yazının Devamını Oku

Burnundaki kulak kıkırdağı

24 Ağustos

Michael Jackson’ın sayısız ameliyat ge&#;irdikten sonra sabitleştirilmekte zorluk &#;ekilen burnu, son olarak &#;nl&#; plastik cerrah Dr. Werner Mang’ın ellerine teslim edildi. Mang, Jackson’ın burnunun ucuna koyduğu kulak kıkırdağını, beyazlaşmasına neden olan vitiligo hastalığını ve cildinin nasıl bir parşömen kağıdına döndüğünü Defne Barak’a anlattı.

Dr. Werner Mang, dünyadaki en iyi plastik cerrahlardan biri. Almanya’daki kliniğinde günde yaklaşık 10 ameliyat yapan Mang, özellikle burun estetiğinde uzman. Mang, aynı zamanda Michael Jackson’ın sayısız estetik ameliyat yaptırmaktan iyice küçülen ve cildi parşömen kağıdına döndüğü için sabitleştirmekte güçlük çekilen burnunu düzeltme ameliyatını yapan doktorlardan biri. Dr. Werner Mang, ünlü sanatçının artık estetik ameliyatlara dur demesi gerektiğini düşünüyor.

- Michael Jackson’la nasıl tanıştınız?

Michael Jackson’ın plastik cerrahı Stephen Hoefflin’i 10 senedir tanıyorum ve onu birçok kez Santa Monica’daki kliniğinde ziyaret ettim. Michael Jackson, onun kliniğinde 10’dan fazla operasyon geçirdiği için Jackson’ın problemlerini birlikte çok tartıştık.

- Ne gibi problemler?

Michael Jackson’ın ‘Thriller’ albümüne kadar çok iyi gözüken bir yüzü vardı. 90’ların sonunda, ve ’de cildiyle ilgili problemler ortaya çıktı. Deri ve yüzde ortaya çıkan problemler estetikte en önemli problemdir. Michael Jackson’ın burnuna ve yüzüne 10’dan fazla estetik yapıldığı için, cildi giderek incelmişti.

- Bütün problemlerin nedeni ameliyatlar o zaman

Evet, ama başka nedenler de var. Burna enjekte edilen kortizon da cildin incelmesine neden oluyor. Bir de şarkıcının vitiligo hastalığı var. Bu hastalık yüzünden yüzünde ve vücudunda beyaz lekeler var. Lazerle cildi daha da beyaz yapabiliyorsunuz. Şarkıcının üç tane problemi var, ama estetik cerrahide en önemli problem derinin giderek incelmesi.

- Arkadaşınız Dr. Hoefflin bir gün sizi Jackson’la ilgili aradı ve

Çok uzun zaman önceydi. Stephen Hoefflin’le bir konferans sırasında tanıştım ve başka problemlerden konuştuk. Ben burun konusunda uzman olduğum için söz dönüp dolaşıp şarkıcının burnuna da geldi. Burnu sabitleştirmek problem teşkil ediyordu. Sabitleştirmenin en iyi yolu benim geliştirdiğim bir yöntem olan burnun ucuna kulaktan alınan kıkırdağın konmasıydı. Şu anda Jackson’ın burnunda bir sorun yok. Silikon yerine kulak kıkırdağı var.

BEYAZ BİR KADINA DÖNMEK İSTİYOR

- Sizce neden bu kadar ameliyat oldu?

Benim estetik cerrahi felsefeme göre, doktor ‘Thriller’ albümünden sonra ameliyatlara son vermeliydi. O albümden sonra Michael Jackson’ın iyi bir görünüşü vardı. Bence ameliyat işini abarttı. Bundan sonra kesinlikle yüzüne estetik yaptırmaması gerekiyor, çünkü cildi için çok tehlikeli.

- Bunu Michael’a söylediniz mi?

Evet, bunu Stephen Hoefflin’e de söyledim. Estetik ameliyatlara bir son vermesi gerektiğini belirttim. Ama sanırım Michael Jackson zenci bir erkekten beyaz bir kadına dönüşmek istiyor. Stephen Hoefflin’e sık sık gidip ‘Dövme yaptırabilir miyim?’, ‘Daha ince bir burnum olamaz mı?’ diye sorduğunu biliyorum. Yüzünü sevdiğini düşünüyorum, ama şu anda problemli çünkü cildi oldukça ince, tıpkı parşömen kağıdı gibi. Güneşle ilgili problemleri de var.

- O yüzden mi güneş gözlükleri ve şemsiye kullanıyor?

Evet, güneş ve rüzgarın neden olacağı komplikasyonlara karşı güneş gözlükleri ve şemsiyeyle korunuyor.

- Michael’a ameliyatlara son vermesini söylediğinizde tepkisi ne oldu?

Sanırım Stephen Hoefflin sadece Michael ısrar ettiği için ameliyatlara devam etti. Michael’a cildinin durumu ve bütün komplikasyonlar ciddi bir şekilde anlatılsaydı, belki de dinlerdi.

- Kortizonun problemlerden biri olduğunu söylüyorsunuz. Öyleyse neden yapıldı?

Zenci burnunda cilt çok kalın oluyor ve cildi kortizon enjekte ederek inceltebiliyorsunuz. Michael Jackson’ın 20 sene önceki haliyle bugünkü hali arasında büyük bir fark var. Burnun ne hale geldiğine inanamıyorsunuz. En büyük sorun tabii ki çok sayıda operasyon. Ben her zaman söylerim, eğer yüzünüzü üç kereden fazla gerdirirseniz doğallıktan uzak bir yüze sahip olursunuz. Burun estetiğinde de aynı şey söz konusu.

- Şarkıcı vitiligo hastalığıyla mı doğmuş?

Hiçkimse bilmiyor. Bu, az rastlanan bir hastalık ama Michael bundan pek rahatsız değil çünkü giderek beyazlaşıyor.

- Zenci bir adamdan beyaz bir kadına dönüşmek istiyor dediniz

Bu, benim düşüncem. Bence onun çocukluğundan gelen bir şey. Zenci bir adamdan beyaz bir kadına dönüşmek istiyor. Ben onun çocuklarla ilişkiye girdiğini düşünmüyorum. O bana göre eğlendirmeyi en iyi bilen insanlardan biri. Umarım estetiklere bir son verir ve yeni bir albümle müziğe geri döner.

- Michael’ın burnunu düzeltmek için Los Angeles’a mı gittiniz?

Estetik burun ameliyatları konusunda oldukça tanınmış biriyim. Bir konferansta Dr. Hoefflin’le Michael Jackson’ın problemlerini tartıştık. Burnu düzeltmenin en iyi yolu kulak kıkırdağıyla düzeltmek. Ben bu fikrimi Dr. Hoefflin’le paylaştım ve o da bu işlemi uyguladı. Ben tavsiye verdim, o uyguladı yani. Stephen Hoefflin çok iyi bir cerrahtır.

- Bu işlem ne zaman yapıldı?

ya da ’un sonuydu.

- Bu ameliyatta Dr. Hoefflin’in yanında mıydınız?

Evet, ameliyat yaklaşık iki saat sürdü.

HER ALBÜM SONRASI ESTETİK YAPTIRIRMIŞ

- Michael Jackson’ın estetik takıntısı var diyebilir misiniz?

Estetik cerrahi takıntısı olduğunu düşünüyorum. Stephen Hoefflin, bana her albümden sonra estetik yaptırdığını söylemişti.

- Sadece burun mu?

Burun ve çene estetiği. Ama asıl ameliyatlar burnuna yapıldı, çünkü zenci burnundan nefret ediyor. Daha kadınsı bir burun istiyordu.

- Michael bir röportajda sadece iki estetiği olduğunu söylemişti

Evet, bunu duyunca çok şaşırmıştım. Sanırım kimse de inanmadı. Eğer zenci burnuna sahipseniz, en az 3 ya da 4 ameliyat yaptırmanız gerekir.

- Michael çocukları taciz etmediğini de söylüyor. Estetikleri konusunda yalan söyleyen birine nasıl güvenebiliriz?

Bana göre Michael Jackson çocuklarla hiçbir zaman ilişkiye girmedi. Ameliyat sayısı hakkında yalan söylemesi hiç akıllıca değildi. Çünkü çocuklar ve seks hakkında söylediklerinin de yalan olabileceğini düşünüyor birçok kişi.

- Onunla tanıştığınızda daha fazla estetik yaptırmaması gerektiğini anlamadığını, çünkü çocuk gibi olduğunu söylemiştiniz

Çocuk gibi. Çocuklarla ilişkiye giren bir suçlu değil. İyi bir terapiye ihtiyacı var bence.

Kahvaltıdan sonra burun estetiği öğleden sonra yüz germe yaptım

Dr. Werner Mang’ın Almanya’daki kliniği, Avrupa’nın en büyük estetik plastik cerrahi kliniği. Yılda ’e yakın ameliyat yapılıyor. Amerika’dan, Avustralya’dan ve İtalya’dan çok sayıda hasta geliyor. Liposuction, yüz germe ve burun estetiği klinikte en çok yapılan işlemler.

- Günde kaç ameliyat yapıyorsunuz?

Her gün 10’a yakın ameliyat yapıyorum ve çok iyi bir ekibim var. Günde iki burun estetiği, bir yüz germe, iki liposuction, vücut şekillendirme yapmayı seviyorum. Kahvaltıdan sonra burun estetiği, daha sonra liposuction ve sonrasında yüz germe Bu sıralamayı izlemeyi seviyorum. Şimdiye kadar 30 binin üzerinde ameliyat yaptım ve hálá aynı heyecanı taşıyorum.

- Sizin uzmanlık alanınız burun değil mi?

Burun benim hobim, 14 yaşındayken burun modelleri yapar ve burun resimleri çizerdim. Aslında burun estetiği çok zor bir operasyon, çünkü cilt, kemik, mukoza ve kıkırdak var. Çok iyi hissetmeniz gerekiyor, eğer fazla yaparsanız doğal olmayan bir burun olur. Burun, estetik cerrahinin en etkileyici yanlarından biri. Yine de gözkapağı ameliyatını, yüz germeyi, liposuction yapmayı da seviyorum.

Davası ’te

45 yaşındaki Michael Jackson, nisan ayında küçüklere cinsel tacizden 10 ayrı suçla itham edildi. Suçsuz olduğunu söyleyen şarkıcı, 3 milyon dolar kefaletle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Jackson’ın eylül ayında başlaması öngörülen davası 31 Ocak ’e ertelendi.

Yazının Devamını Oku

Düşman kardeşler barıştı

30 Nisan

Uyuşturucu ve alkol sorunlarıyla boğuşan, aşkları ve mutluluk getirmeyen evlilikleriyle g&#;ndeme gelen Liza Minelli, &#;vey kızkardeşi Lorna Luft’la da uzun s&#;redir g&#;r&#;şm&#;yordu. Defne Barak, Amerikan televizyonuna yaptığı Amerikalı Kardeşler adlı programında Minelli ve kardeşini biraraya getirdi. Program sonrasında da Minelli’yi soru yağmuruna tuttu. Judy Garland, Hollywood’un en başarılı çocuk yıldızlarından biriydi ve ilk gençlik yıllarında da şöhretini müzik dünyasında sürdürdü. Alkol komaları, uyuşturucu tedavileri, peşpeşe yaşadığı özel sorunlar, sevgilileri, kocaları, Garland’ın dramında baş oyunculardı. Garland’ın iki de kızı vardı.

Birincisini tanıyorsunuz: Liza Minelli. Sinema ve müzik dünyasının en başarılı sanatçılarından. Müzik ve sinema ona pek çok ödül kazandırdı. Liza Minelli, annesinin izinden gidiyordu. Ünlü yıldız da tıpkı annesi gibi uyuşturucu ve alkol sorunlarıyla uzun süre boğuştu. Aşkları, evlilikleri, tıpkı annesine olduğu gibi ona da mutluluk getirmedi. Liza Minelli, buluğ çağına geldiği zaman artık küçük kız kardeşi Lorna Luft’a da annelik yapmak zorundaydı.

Sanırım iki yıl kadar önceydi, Lorna Luft ile ablasının kavga ettiklerini ve birbirlerine darıldıklarını öğrendim. Lorna Luft dargınlığın nedenini açıklamıyordu. Ama Liza Minelli’nin son kocası David Gest’in bu dargınlıkta önemli bir rol oynadığından eminim.

- Kızkardeşin ve yeğeninle, iki yıl aradan sonra biraraya geldiniz. Onları yeniden gördüğünde neler hissettin?

- Ah, büyük bir coşkuyla yüreğim kabardı. Ben ailemi çok seviyorum. Kızkardeşime de hayranım. Tabii başka kardeşler gibi biz de ara sıra kavga edip birbirimize küsüyoruz. Barıştığımız zamanlarda da müthiş heyecanlanıyoruz. Birbirimizle her zaman övünürüz. İtiraf edeyim, Lorna çok akıllı ve mantıklı bir kadın. Tabii anne olmasının da etkisi büyük. Belki de suç hep bendeydi.

- Belki sen de değişmeye başladın?

- Ah, evet, kesinlikle öyle. Biz ikimiz de ihtiraslı kadınlarız. Böyle yetiştirildik. Lorna doğduğu zaman ben yedi yaşındaydım. Birden annemle babam boşanınca, çok sevdiğim üvey babamdan ayrılmak bana zor geldi. Annemin alkolik olması bizi birbirimize daha da yakınlaştırmıştı. Üçümüz gerçekten çok kötü günler geçirdik. Ama Lorna her zaman ‘cesur olan’ımızdı.

Yıllarca akvaryumda yaşadık

- İki kardeş karşılıklı oturup annenizin durumunu tartıştınız mı?

- Merakını anlıyorum ama bu konuya girmek istemiyorum. Ben sadece kardeşimden söz etmek istiyorum. Çocukken birbirimizi eğlendirmeye çalışırdık. Biz Amerikalı kardeşlerdik.

- ‘Amerikalı Kardeşler’ derken kastettiğin nedir?

- Şey, Amerikalı kardeşler olmak, İtalyan kardeşler olmaktan farklı değil. Yani pek de sessiz sakin geçen bir ilişki yaşamadık. Bilirsin işte, sık sık kavga edilir, sonra barışılır. Biz ikimiz çocukluk dönemimizde inanılmaz bir varolma savaşı yaşadık. Mutlu değildik belki ama hayata hep gülümsedik.

- Kızkardeşin de başarılı bir şov programı hazırladı. Lorna, ‘Ben Judy’nin öbür kızıyım’ diyor. Müzik dünyasında sen Judy Garland’ın kızı olarak tanınıyorsun. Neden Lorna aynı sıfatı taşımıyor?

- Belki ben çok daha erken bir yaşta sahneye çıktım. Ayrıca babalarımız ayrıydı. Bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum. Lorna, harika bir anne oldu. Bu açıdan onu kıskandığımı itiraf etmeliyim. Gerçek bir aileye kavuştu. Düzenli bir hayatı var. Ona gıpta ediyorum.

- Şu sıralar sen ne yapıyorsun? Şu sıralar sahne alıyor musun?

- Ülke ülke dolaşıp konser veriyorum Yakında Macaristan’a gideceğim.

- Siz iki kardeşin neden insanları büyülediğinizi açıklayabilir misin?

- Hiçbir fikrim yok. Biz ikimiz yıllarca bir akvaryumda yaşadık. Dışarı çıkınca da sanırım herkes bizi merakla izlemeye başladı. Biz hiç kimsenin hayal edemeyeceği sorunlar yaşadık ve bunların üstesinden geldik. Galiba bu özelliğimiz bizi ön plana çıkardı.

- Ailecek hepinizin gay olduğu iddia ediliyor?

- Hiçbir fikrim yok.

Kırmadılar sarıldılar

Amerikan televizyonunda ‘Amerikalı Kardeşler’ isimli bir program hazırlarken, Liza Minelli ile üvey kardeşi Lorna Luft’u biraraya getirmek istedim.

Doğrusu Liza’nın bu teklife nasıl bir cevap vereceğini kestiremiyordum. Ancak Liza’nın kocasından ayrı yaşamaya başladıktan sonra on üç yaşındaki yeğeni Vanessa’yı sık sık aradığını duymuştum. Sonunda Liza, küçük kardeşi Lorna Luft ile kameraların karşısında barışmayı kabul etti. O programdan sonra da Liza ile karşılıklı oturup dertleştik.

Annemin şarkıları

Judy Garland’ın Sidney Luft’tan olan kızı Lorna, hastalıklar ve parasızlıkla boğuşan annesinin yanında kalıyordu. Liza Minelli ve Lorna Luft kelimenin tam anlamıyla zıt kardeştiler. Lorna, annesinin dünyasından uzak kalmış, evlenip düzenli bir hayat kurmuştu. Liza Minelli ise sanat dünyasında annesinin ve babasının adını yaşatmak uğruna belki de kişiliği böyle gerektirdiği için, çılgınca bir yaşamı tercih etmişti.

Liza Minelli ne zaman hastalansa, kızkardeşi Lorna hemen onun yanına koşuyordu. İki yıl süren dargınlıktan sonra Liza Minelli ve Lorna Luft birbirlerine yeniden sarıldı. Lorna Luft bir süre önce de Annemin Öğrettiği Şarkılar adıyla bir albüm çıkardı.

Yazının Devamını Oku

Keşke başka çocuğum olsaydı

23 Nisan

Defne Barak, d&#;nyanın g&#;ndemini oluşturan &#;nl&#; kişileri Kelebek’teki k&#;şesinde ağırlayacak. Bu hafta Senat&#;r Hillary Clinton, y&#;reğinin gizli k&#;şelerinde sakladığı sırlarını, Defne Barak’a a&#;ıkladı. Siyasetten sinemaya, tıp dünyasından sahnelere, televizyondan Beyaz Saray’a kadar her kesimden pek çok ünlüyü bilinmeyen yönleriyle tanıtacak.

Demokrat Parti New York senatörü Hillary Clinton’ın gelecekte ABD Başkanı seçilmesinden söz edilirken, eski Başkan Bill Clinton’ın eşi, onca işinin, omuzlarına yüklenen onca sorunun arasında, açık yüreklilikle bir özlemini dile getiriyor. Kendini bildi bileli büyük bir mücadelenin içinde olmasına, erkeklerle başa baş savaşmasına rağmen, annelik duygusu zaman zaman ağır basıyor.

Ve de sadece bir çocuk sahibi olduğu için pişmanlık duyduğunu belirtiyor. Hillary Clinton’ı fazla tarife gerek yok derseniz yanılırsınız. Senatodaki özel bürosunda beni kabul eden, turuncu pantolon takımlı orta yaşlı bakımlı kadın, ince bir zevkle seçildiği hemen farkedilen mücevherleri ve yüzüne çok yakışan saç modeliyle, dünyanın tanıdığı ‘eski’ Hillary Clinton’dan çok farklı bir görüntü sergiliyordu.

Sohbetimize, elbette politikayla başladık. Çocukluğundan beri, politikayla yoğrulan bu zarif kadın, yaklaşan ABD Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti adayı John Kerry’yi destekleyecek. Peki, ya sonra? ABD’de sonraki Başkanlık seçiminde, Hillary Clinton Başkan adayları arasında yer alabilir mi?

11 EYLÜL’Ü UNUTAMADIM

Hillary Clinton, hayatta ve özellikle siyasette şansa inanıyor. Tabii insanların şanslarını kendilerinin yaratmaları gerektiğini de düşünmüyor değil. Adaylık konusunda ölçülü ve temkinli konuşmaya özen gösteriyor.

Sohbetimizin adaylık sorularıyla çıkmaza girmesini önlemek için de hemen Senato’daki çalışmalarından söz etmeye başlıyor. Senatör arkadaşlarının ona yabancılık çektirmediklerini, herkesle çok kısa sürede kaynaştığını söylüyor. Senatör Hillary Clinton’ın siyasi hayatında hiç unutamayacağı gün de 11 Eylül. O gün yaşananları hatırladıkça, hálá dehşet içinde ürperiyor.

Bir yandan New York halkına olan görevlerini yerine getirmeye çalışırken bir yandan da o gün Manhattan’da olan kızından haber alamamak onu çok üzmüş. Bir anne olarak endişelenirken, bir senatör olarak da halkı teselli etmeye çalışmak elbette kolay değil. Ama Hillary Clinton zor olanı da başarmış.

DAVETLERE BAYILIYOR

Siyasetten, Senato’nun resmiyet kokan havasından biraz uzaklaşıp, Hillary Clinton’ın kendi dünyasından söz etmek istiyorum. Clinton’ların Washington’da, New York’ta birer evleri ve İrlanda’da bir apartman daireleri var.

Hillary Clinton, ‘Senato toplantılarının sürdüğü dönemde pazartesi gecesinden perşembeye kadar Washington’daki evde kalıyorum. Bazen cuma sabahı New York’a gidiyorum. Haftasonlarını, Chappaqua’daki evimizde geçiriyoruz.

Bill de bu evi çok seviyor. Senato’nun kapalı olduğu dönemlerde New York’u bir baştan bir başa dolaşıyorum. Benim için gerçek anlamda yuvam diyebileceğim yer Chappaqua’daki evimiz. Karı koca burada çok güzel günler geçiriyoruz’ diyor.

Hillary Clinton başarılı bir siyasetçi ama o aynı zamanda bir kadın. Kendine ayırdığı özel zamanlarında kadınlık duyguları ağır basıyor. Evinde dolaplarını temizleyip yeniden düzenlemeye, davet planları yapmaya bayılıyor.

Yorucu bir günün sonunda ‘Ben bugün elimden geleni yaptım’ diyebilirse, kendini mutlu hissediyor ve yorgunluğunu unutuyor.

Bill ve Hillary Clinton, sadece birbirlerine ayırdıkları zamanı nasıl geçiriyor dersiniz?

Ünlü karı kocanın bir köpeği var. Bir araba kazasında kaybettikleri köpekleri Buddy’nin yerini, onun bir akrabası olan Seamus almış. Hillary Clinton ve eşi sıradan bir orta yaşlı çift gibi, fırsat buldukça, köpekleriyle birlikte uzun yürüyüşlere çıkıyor. Hillary, sinema tutkunu. Bill Clinton da öyle. Karı koca sinemaya gidiyorlar. Evde oturup güzel yemekler pişirmek, kağıt oynamak, TV’de film izlemek.. İşte Clinton’ların başkalarıyla paylaşmadıkları gizli dünyalarındaki yaşantıları böyle.

GİZLİ DÜNYASI ÇOK SAKİN

Hillary Clinton, tepeden tırnağa siyasete bulaşmış durumda. Oysa Bill Clinton genç yaşta emekli oldu. Çalışan bir kadının emekliye ayrılmış bir kocayla uyum sağlaması zor olmuyor mu? Hillary Clinton, eşinin emekli sayılamayacağını söylüyor. ABD’nin eski Başkanı Bill Clinton, dünyanın dört bir yanında konferanslar veriyor. Eskisi kadar ağır sorumluluklar taşımasa da emekli olduğunu düşünmeye bile zamanı yok. Eski Başkan, ayrıca eşine en iyi bildiği konuda yani siyasette danışmanlık yapıyor.

Her kadının içinde kalmış bazı istekleri vardır. Bunları her zaman dışa vurmaz, kendine saklar. Hillary Clinton’ın da böyle bir isteği olmuş. Tek çocukla yetinmek yerine birkaç çocuk dünyaya getirmeyi düşlemiş.

Ama kocasının ve kendisinin çalışma koşulları buna imkan vermemiş. Bu nedenle de Hillary Clinton, annelik duygularını sevgili kızı Chelsea’da yoğunlaştırıyor. Ellili yaşlarının ortasına gelen Hillary Clinton acaba şu yaş meselesi hakkında neler düşünüyor? ‘Ellili yaşlar, gerçekten harika. Tarihin bu döneminde yaşayan bir kadın, bir Amerikalı kadın olduğum için kendimi çok şanslı sayıyorum.

Sağlığım yerinde. Maddi açıdan benim ve ailemin hiçbir sıkıntısı yok. Bu arada kadınları hesaba katmayan toplumların kendilerine zarar verdikleri gibi, dünya için de tehlike oluşturduklarını iyi anladım. Bu nedenle zamanımın büyük bir bölümünü tüm dünyadaki kadınlara destek vermeye ayırıyorum’ diyor.

Hillary Clinton, kendini çok iyi yetiştirmiş, başarılı bir siyasetçi ve de tüm dünyada hayranlık uyandıran fedakar bir eş.

Bu özelliklerini kime ya da kimlere borçlu olduğunu merak etmeyin. O, her şeyi annesiyle babasına borçlu olduğunu kelimelerin üzerine basa basa söylüyor.

Oyunculuk hayali

Bu başarılı kadın da çocukluk yıllarında diğer yaşıtları gibi geleceğe dönük hayaller kurmuş. Önce astronot, daha sonra gazeteci olmak istemiş. Bir ara oyunculuğu da aklından geçirmiş. Sonunda avukat olmuş. Bugün 85 yaşında olan annesi, Hillary Clinton’a zaman zaman öğütler veriyor. Ailenin üç kuşak kadın temsilcilerinin uyumu herkesi kıskandırıyor.

Yazının Devamını Oku

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası