hamilelikte hormonlar ne zaman değişmeye başlar / Hamilelik Hormonları Hakkında Rehberiniz | Prima TR

Hamilelikte Hormonlar Ne Zaman Değişmeye Başlar

hamilelikte hormonlar ne zaman değişmeye başlar

Hamilelikte sekizinci ay (sekiz aylık hamilelik)



Hamilelikte 8. ayda anne adayında ve bebekteki değişiklikler

28 ila haftalar arasında, 8. ay içindeyiz. 8. aydayız şu anda. Artık yavaş yavaş, hatta hafta diyelim. Yavaş yavaş değil, hızlı bir şekilde hamileliğiniz ilerliyor. 

Bir kere hamilelik ilerlediği için, artık hamilelikte karnın vücuda yaptığı baskılar neticesinde oluşan bazı şikayetler ortaya çıkmaya başladı.


Video: Gebeliğin son aylarında göğüs kafesinde ve kaburgalarda batma ve elektriklenme nasıl tedavi edilir?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Ne oluyor? Bir kere nerelere baskı yapıyor?

Baskı yaptığı yerler arasında en önemli yer, sağ taraftan geçen ana toplardamar. Bu ana toplardamar vücudun bütün damarlarına, yani toplardamarlardan gelen kanı kalbe geri ileten sistem. Eğer bu baskıya uğrarsa o zaman neler oluşuyor? Bir kere öncelikle ayaklarda ödemler oluşabiliyor. Gerçi hamilelikte ödem oluşmayan bir durum yok ve ödem oluşmasını zaten biz bunu normal karşılıyoruz ama daha çok olabilir.

Varisler ortaya çıkabiliyor. Bacaklarda özellikle baldır kısmında böyle ince ince kılcal damarlar ortaya çıkmaya başlamışsa varis eğiliminiz var demektir. Bu tür durumlarda doktora danışarak varis çorabı kullanmanızda fayda var.

Onun dışında basur şikayetleri ortaya çıkabilir yine bu baskı nedeniyle. Ortaya çıktığı zaman yapılacak olan şey nedir? Bir kere kabızlık yaşamamak, ondan sonra eğer gerekirse de doktorun önerdiği ilaçları kullanmak. Eğer kanama yapmıyorsa, sadece basur kitlesi elinize geliyorsa bunun için ekstradan yapmanız gereken bir şey yok.



Yine basıya bağlı olarak tabii ki üst tarafta ortaya çıkan değişiklikler nelerdir? Bir kere bebek yukarıya doğru baskı yaptığı için kaburgada bir baskı hissedilebiliyor bebek hareket ettiği zaman.


Video: GEBELİKTE NEFES DARLIĞI, NEFES NEFESE KALMA, NEFES AÇLIĞI, DERİN SOLUK ALMA ZORLUĞU NEDEN OLUR?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

İkincisi akciğerlere baskı yaptığı için nefes nefese kalma ve nefes daralması gibi şikayetlere sebep olabilir. Bunlar hep baskıya bağlı bebeğin basısına bağlı şeyler

Mide de yukarıya doğru itildiği için, mide ile yemek borusu arasındaki açı bozulduğu için, normalde yemek borusundan mideye doğru olan akış mideden yemek borusuna doğru olursa, reflü adı verilen mide yanması ortaya çıkar. Çünkü yemek borusuna asit değiyor. Normalde asit değmez yemek borusuna ama asit değmeye başladığı anda burada böyle bir yanma hissedilebilir. 

Bunu anne adaylarının çoğu, aslında günümüz anne adaylarının anneleri değil ama, artık çünkü çok eskidi bu bilgi, bebeğin saçlanmasına bağlarlar. Hiç alakası olan bir şey değil, bebeğin saçları ile midenin hiçbir alakası yok. O yüzden de “bebeğim saçlı olacak galiba” falan diye bir yorumda bulurlar, öyle bir şey yok, yani mide yanmasıyla bebeğin saçlanması arasında hiçbir bağlantı yok. 

Yine bası belirtilerinden devam edecek olursak, bu saydığımız belirtilerin çoğu az veya çok her anne adayında vardır. Eğer bunlar artarsa o zaman tabii ki tedaviye gerek var ve ileri incelemeye gerek var. 

Mesela normal olmayan belirtileri nelerdir: bir kere ellerde şişme ve yüzde şişme, ayaklardaki şişmeyi normal kabul ediyoruz ama ellerdeki ve yüzdeki şişmeyi o kadar normal kabul edemiyoruz, preeklampsi açısından ileri inceleme gerektiren bir durum.


Video: GEBELİK ZEHİRLENMESİ (PREEKLAMPSİ) NEDİR, TANISI NASIL KONUR?HİPERTANSİYON VE İDRARDA PROTEİN ÇIKMASI

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Bilek kanalı sıkışmasına bağlı olarak karpal tünel sendromu dediğimiz ve parmaklarda yanma şeklinde seyreden bir hastalık var, yine bu aşırı ödeme bağlı olarak, o bilek sinirin geçtiği kanalının sıkışmasına bağlı ortaya çıkan bir şeydir. Çözüm nedir? Elin sabit pozisyonda atele alınması, veya ödem çözücü tedavi uygulanması diyeceğiz ama öyle bir tedavi hiçbir zaman uygulayamıyoruz hamilelikte, neden? Ödem fizyolojik bir bulgudur, ödemi çözmeye yönelik girişimler gebelik fizyolojisini bozar.

Eskiden mesela ödem söktürücü ilaçlar veriliyormuş. Ama tabii ki bu hamilelik fizyolojisini bozduğu için günümüzde artık kullanılmıyor. Ödem söktürücü ilaçlar yerine sadece tuzu azaltmanızı öneriyoruz, tuzu çok az tüketmenizi öneriyoruz.



Bu dönemde anne adaylarının aklına gelen diğer bir soru da:  “Erken doğum mu yapacağım?”

Erken doğum yapmanın bulguları nelerdir, öncelikle ondan bahsedelim:

Bir kere erken doğum riski yüksek olan anne adayları kimlerdir?

  • İkiz gebelik taşıyanlar,
  • sürekli olarak daha haftada başlayan kasılmaları olanlar, yani sürekli olarak bir şeyler oluyor, gerçi gerçek doğum sancısı değil ama,
  • daha önce erken doğum yapmış olanlar
  • ve rahim ağzında herhangi bir lezyon nedeniyle konizasyon dediğimiz veya LEEP konizasyon dediğimiz bazı ameliyatlar geçirmiş olanlarda erken doğum riski yüksek olabilir. 

Onun dışında bu riski olmayan anne adayları da da erken doğum yapabilirler.


Video: Erken doğum neden olur, nasıl saptanır ve tedavi edilir, anne adayı ne yapmalı, nasıl önlenebilir?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

İki nedenle erken doğum olabilir:
1- kendisi başlayıp da sonuçlandığı için,
2- anne adayında veya bebekte herhangi bir hastalık olup, onun erken doğurtulup bir an önce çocuk doktoruna teslim edilmesi amacıyla bebeği doğmuş olur. 

Anne adayındakilere tipik örnek tansiyon yükselmesi, hipertansiyon ve buna bağlı gebelik zehirlenmesi, preeklampsi diyoruz buna.

Bebekte de gelişme geriliği veya işte sıvı azalması gibi bebeğin bir an önce rahim içindeki ortamdan çıkartılmasının gerekli olduğu durumlar. Bunlar doktor tarafından başlatılan erken doğum girişimleri.

Onun dışında kendi kendine erken doğum gelişimi başlayacağını anne adayı nasıl anlayabilir?

Karnında kasılmalar varsa ve bunlar düzenli olarak oluyorsa, 10 dakikada 3 adet kasılma, her biri 50 saniye süren, bunu nasıl anlar anne adayı: elini karnına koyduğu zaman elinin altında böyle o yumuşak olan karın yavaş yavaş böyle hareket etmeye başlar, yani elinin altında toplanıyor, yavaş yavaş, yavaş bastırmak lazım karnınıza, o şekilde toplanıyor hissederseniz bu bir kasılmadır.

Kasılma eşittir erken doğum mudur? Hayır. Hazırlayıcı kasılmalar dediğimiz, Braxton-Hicks kasılmaları dediğimiz hazırlayıcı kasılmalar bu aylarda başlayabilir. 

Hazırlayıcı kasılmalarla erken doğum kasılmaları arasındaki fark şu: erken doğum kasılmalarında kural başlayıp bitmemesi, yani düzenli olarak girmeye devam etmesidir. Braxton-Hicks kasılması en çok çalışırken ve stres altındayken olur. Erken doğum kasılması ise herhangi bir zamanda yakalayabilir. 


Video: Gebelikte öksürmek, hapşırmak, ağlamak, gülmek, ıkınmak su gelmesi-erken doğum-düşük nedeni midir?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Bu aradaki ayrımı eğer net olarak yapamıyorsa anne adayı, mutlaka doktora başvurmasında fayda var, erken doğumla ilgili, erken doğum riski ile ilgili şeylerin aydınlatması için mutlaka doktora başvurmak gerekiyor. 



Onun dışında anne adaylarının aklına gelen bir şey de bu haftalarda, bu ayda: doğum önü izni.

Doğum önü izni haftada yani yedi buçuk aylıkta başlıyor. Doğum izni ve de doğuma kadar olan 8 haftalık süreyi kapsıyor. haftada başlatılan doğum önü izni sonrasında haftada doğum yaparsa anne adayı, sadece 4 hafta faydalanmış olabiliyor. Bu aslında kanunun bir eksikliği, giderilmeye çalışılıyor ama henüz aynen geçerli (güncel durum farklı olabilir!!).

haftada doğum önü iznini aldığınız zaman 36'da doğum yaparsanız 4 hafta izin kullanıyorsunuz. 

Doğum sonrasına aktarmak için haftada açtırmak lazım doğum önü iznini ve de o doğum önü iznini açan doktora demek lazım, “ben 37'ye kadar çalışmak istiyorum” diye. O zaman o 5 haftalık süre doğum sonrasına aktarılabiliyor.

haftadan sonra çalışmak diye bir şey bir anne adayı için söz konusu olamaz. Hem kanunen çalışamaz, hem de çalışmaması lazım zaten. Yani 37 haftadan sonra zaten çalışmamalı.

Peki, “doğum önü iznini ertelemeli miyim, yani doğum sonrasına aktarmalı mıyım?” Cevabı: eğer tıbbi bir sorununuz yoksa aktarabilirsiniz. Ama şunu da düşünmeniz lazım, yani sonuçta bebeğin rahim içinde de beslenmeye ihtiyacı var ve özellikle istirahat dönemleriniz, eğer işiniz çok yoğunsa bence hiç aktarmamalısınız. 

İkiz gebelik taşınıyorsa zaten 2 hafta önceden izne çıkılıyor ve doğum sonrasına aktarmanın hiçbir mantığı yok çünkü ikiz gebelik zaten erken doğuma eğilimli bir gebelik şeklidir. O yüzden bu izin meselesini de şimdiden düşünmenizde fayda var ve de her iş yerinin farklı kuralları olabilir, işyerinizden bunun nasıl bir prosedür olduğunu öğrenmeniz lazım. Özel hastaneden veya muayenehaneden alınan belge yeterli midir, bunu öğrenmeniz lazım. 

Devlet Hastanesine gidecekseniz bunu öğrenmeniz lazım yani bu konu bu ayda gündeminizde olmalı. 


Video: İKİZ GEBELİKTE BESLENME VE İSTİRAHATTE NELERE DİKKAT EDİLMELİ, ÖZELLİKLE HANGİ BESİNLER TÜKETİLMELİ?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Bebekte ne oluyor?

Bebek aynı şekilde hızlı bir şekilde kilo almaya başlıyor ve hareketleri bu haftadan itibaren farklılaşmaya başladı artık. 

Bir kere, bu ayın sonunda, doğsa da yaşama olasılığı yüksek olan bir birey, yani o artık aramıza katıldı, içerde olsa bile o artık bir canlı ve de görme fonksiyonları da tamamen tamamlanmış oluyor ve beyin fonksiyonları hızlı bir şekilde ilerliyor. 

Eksik olan ne? Akciğer. Akciğer gelişmesi eksik olduğu için bu ayda doğmuyor, yoksa normalde bizim vücudumuz niye 9 ay tutsun içerde bir bebeği, neden? Çünkü akciğer fonksiyonları genelde haftadan, 8. aydan sonra olgunlaşmaya başlıyor.

Buradan hemen bir şeye daha geri gidelim: “8 aylık doğan çocuk yaşamaz, 7 aylık doğan çocuk yaşar”, böyle bir mantık var bizim halk arasında, tabii bunlar giderek azalıyor yani günümüzde ama, o mantık geçerli olmayan bir mantık.

Çünkü bebeğin erken doğduğu zaman yaşayabilmesi kilosu ile değil, haftası ile alakalı. Ne kadar ileride bir zamanda doğmuşsa akciğerleri olgunlaşmamış olsa bile akciğer olgunlaştırıcı ilaçlar verilerek yaşama olasılığı da artar. 7. ayda doğmuş bebeğin yaşama olasılığı, 8. ayda doğmuş bebeğe göre daha azdır, daha fazla değildir. Neden? 8 aylık bebek rahim içinde daha fazla olgunlaşmıştır.

Öyle bir mantık kuruluyor, işte buna göre bazı senaryolar üretiliyor, falan böyle bir şey kesinlikle yok yani. 

Rahim içindeki yaşam süresi ile bebeğin doğum sonrası sağlıklı yaşama olasılığı arasında direkt bir bağlantı var. Rahim içinde ne kadar uzun süre kalırsa, doğum sonrasında sorun yaşama olasılığı o kadar azalıyor. Bunları niye sağlıklı gebelikte bahsediyoruz. Çünkü bu ay konumuz erken doğum idi.


Video: Bebek hareketleri nasıl olmalıdır? Rahim içinde bebek hareketlerinde artma ve azalma neden olur?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Onun dışında bebeğin hareketleri farklılaşmaya başladı demiştik. Neden? Çünkü artık beyin koordinasyonu, beyin içindeki birbiriyle iletişimli bölgelerde farklılaştığı ve olgunlaştığı için bebek daha bilinçli hareket yapar. 

Şimdi biz mesela niye hareket ederiz? Biz, bir ihtiyacımızı gidermek için hareket ederiz veya yatarken solumuza döneriz, ondan sonra aynı yerde yattığımız için sıkılırız ve sağımıza döneriz. Bebek te aynı hareketleri yapıyor ve bebek hıçkırma, özellikle hıçkırma hareketini çok fazla yapıyor. Neden? Amniyon sıvısını yutuyor, ondan sonra çok fazla yutmaya alışkın olmadığı için hıçkırık tutuyor. 

Solunum hareketlerini çok fazla yapıyor ve daha belki az hareket yapıyor izlenimi vermiş olabiliyor anne adayına bazen. 


Video: Bebekler rahim içinde doğmadan önce soluk/nefes alıp verir mi? Bu solunum hareketleri ne işe yarar?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Anne adayları bu dönemlerde hep böyle işte “bebeğimin hareketleri azaldı”, derler ama bebeğin hareket farklılaşmasıdır aslında bu, neden huyları yavaş yavaş değişmeye başlıyor çünkü, beyni olgunlaşmaya başlıyor.


 7. ay9. ay 

 

 



Hamilelik hormonu nedir?

Kadınların rahminde bir yumurta döllendiği zaman, bu yumurtanın gelişebilmesi ve bir bebeğe dönüşebilmesi için bazı özel hormonlar salgılanmaya başlıyor. Hamileliği ve doğumu mümkün kılan, aynı zamanda hamileliğin durumu ile ilgili de ipuçları veren bu hormonlara hamilelik hormonu adı verilir. Bilinen 5 hamilelik hormonu vardır.


Kadınlar gebelikleri boyunca vücutlarında birçok fiziksel ve duygusal değişiklikler yaşıyor. Bu dönemde kadınlar bir an sakin ve mutlu, saniyeler sonra ise karamsar ve parlayan, değişken bir ruh haline sahip olabiliyor. Tüm bunları yaşamalarına neden olan şey ise; fiziksel ve ruhsal değişikliklere yol açan gebelik hormonları. Hormonlar, genel olarak hamilelikte ilk ay itibariyle salgılanmaya başlarlar. Bu hormonlar, bazen istenmeyen durumlara neden olmaları ile meşhur olsalar da, aslında sağlıklı bir hamilelik ve bebek için çok önemli.



Gebe kalındığını müjdeleyen hormon olarak da bilinir. Gebelik testi, bu hormonun kanda veya idrarda tespit edilmesi ile kesinlik kazanır. HCG hormonu, yeni döllenmiş yumurtayı çevreleyen ve daha sonra plasentaya dönüşecek olan hücreler tarafından salgılanır.



HCG hormonunun alfa (α) ve beta (β) olmak üzere iki adet alt ünitesi (subunit) bulunur. Gebelik testlerinde kanda ölçümü yapılan beta ünitesi olduğu için, kanda bakılan gebelik testlerine ‘BETA-HCG TESTİ’ adı veriliyor.


Hormonun anne kanında tespit edilmesi, yaklaşık olarak LH pikinden (yumurtlamadan) 10 gün sonra mümkün oluyor. Yani anne kanında β-HCG hormonunun tespit edilmesi, yaklaşık olarak adet gecikmesi yaşanan günlerde veya birkaç gün önce mümkün olabiliyor. Gebeliğin rahme yerleşmesinden sonra HCG hormonu anne kanında giderek artmaya devam eder ve gebelik haftasında en yüksek değere, yani yaklaşık mIU/ml değerine ulaşır. Bu haftadan sonra gebeliğin orta dönemine kadar mIU/ml değerlerine kadar düşüyor ve doğuma kadar da bu değerlerde sabit kalıyor.


HCG hormonu gebelikte mide bulantısından sorumlu hormon olarak gösteriliyor. İlk 3 aydan sonra, HCG hormonu salgılanmasının azalmasıyla birlikte mide bulantıları da azalıyor.





Östrojen hormonu, kadınların fizyolojilerinde en önemli rolü oynayan hormonlardan biridir. Adet döngüleri, meme büyümesi, menopozun yanı sıra, hamilelikte de önemli etkileri olan bir hormondur.


Bu hormon anne adayının vücudunu, bebek taşımaya ve emzirmeye hazır hale getirmede de önemli rol oynar. Aynı zamanda embriyonun rahim yüzeyine sağlıklı bir şekilde tutunabilmesi de östrojen sayesinde mümkün olur.


İlk 3 ay boyunca östrojen, yumurtlamadan regl dönemine kadar olandan biraz daha fazla salgılanıyor. İlk 3 aydan sonra ise östrojen, normal değerin katına kadar yükseliyor. Bu artış, rahimdeki kaslar ile göğüslerdeki süt kanallarının büyümesine ve rahme yeterli kan gitmesine yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra eklemleri yumuşatması, özellikle de pelvisin gevşek hale gelmesini sağlaması ile doğuma hazırlıkta rol oynuyor. Hatta hamileliğin son günlerindeki yüksek östrojen ve buna eklenen progesteron seviyesindeki düşüşün, doğumu başlattığı düşünülüyor.


Bebeğin sağlıklı bir şekilde rahmin içine tutunabilmesini ve hamileliğin sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlayan östrojen, hamileliğe özel bazı durumlardan da sorumlu.

Örneğin östrojen, cilde rengini veren pigment maddesinin de artmasına yol açar. Bu yüzden hamilelikte göğüs uçlarının rengi koyulaşır ve yüzde çillenmeler meydana gelir. Artan östrojenin etkisi, aynı zamanda cinsel arzunun artmasına da neden olabiliyor.



Östrojen, gebelikte artan kan basıncının da ana nedeni. Bunun nedeni ise; rahme daha fazla kan gönderilmesini sağlamak. Östrojen, tüm bu etkilerinin yanı sıra eklemlerde gevşemeye yol açtığı için, özellikle akşam saatlerinde çekilen sırt ağrılarının da sorumlusu olarak gösteriliyor.




Yumurtlamadan hemen sonra progesteron seviyesi yükselir. Bu hormonun temel görevi; döllenen yumurtayı barındıracak olan rahim içi dokusunun yerinde durmasını sağlamak. Bu görevi östrojen hormonu ile birlikte yerine getiriyor. Progesteron, aynı zamanda hamileliğin son ana kadar devam etmesini sağlayan hormondur.


Progesteron hamilelik döneminde kasları rahatlatıyor, özellikle de rahim kaslarının gereksiz yere kasılarak hamileliği vaktinden önce sonlandırılmasını engelliyor.


Progesteron etkisi ile kasların yavaşlaması vücutta birçok başka değişikliklere yol açıyor. Sindirim sistemindeki kasların da yavaşlaması ile kabızlık görülebiliyor. Hormon, aynı zamanda böbreklerin büyümesine yol açtığı için, özellikle geceleri daha fazla idrara çıkma ihtiyacı hissedilebiliyor. Dolaşım yavaşladığından, bacaklarda ve hatta vajinada varisler oluşabiliyor. Aynı zamanda tansiyon düşürücü etkisi olduğu için, uzanma ihtiyacı hissettiriyor. Hormon, rahmin gereksiz kasılmalarını önlüyor ve vücudun genel olarak sakinleşmesini sağlıyor.


Hormonun bir başka etkisi de ayak bileklerinin özellikle akşam saatlerinde çok şişmesi. Ayrıca sık idrara çıkma nedeniyle, gece uykularının bölünmesine de neden oluyor.





'Aşk hormonu' olarak da bilinen oksitosin, aynı zamanda doğumun gerçekleşmesini sağlayan hormondur. Doğum başladığında vücutta doğal olarak yükselmeye başlayan oksitosin hormonu, rahim kasılmalarını düzenler ve bebeği dışarı itmeyi mümkün kılar.


Oksitosin, aynı zamanda 'çekingen' bir hormon olarak da bilinir. Kişinin içinde bulunduğu fiziksel duruma ve çevresel şartlara göre salınımı tetiklenebilir ya da durabilir. Örneğin doğumu başlayan bir anne kendini güvende hissetmezse, herhangi bir korku unsuru nedeniyle adrenalin salgılıyorsa, oksitosin seviyeleri düşerek doğumu zorlaştırabilir. Doğum yapan memeli hayvanların güvenli bir alan araması gibi, kadınlar da mahremiyet alanı içinde olabilecekleri, sakin, az ışıklı ve güvenli ortamlarda daha kolay oksitosin salgılarlar ve bu sayede daha rahat bir şekilde doğumlarını gerçekleştirebilirler. Öyle ki, doğum ilerlemediğinde suni oksitosin verilmesi gerekebilir. "Suni sancı" olarak da bilinen yapay oksitosin (pitocin) rahim kasılmalarını düzenlemeye yardımcı olması için damar yoluyla verilir.


Vücutta salgılanan oksitosin, rahim kasılmalarını mümkün kılarak döllenmenin gerçekleşmesine de yardımcı olur. Cinsel ilişki esnasında salgılanan oksitosin, rahmin spermleri sağlıklı bir şekilde alabilmesine yardımcı olur ve aynı şekilde, kadınların cinsel ilişkiden aldığı hazzı da arttırır.


Doğum sırasında da rahmin kasılmasını düzenleyerek doğumun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.



Doğumdan sonra da vücutta oksitosin seviyeleri yüksektir. Bu sayede rahim yavaşça kasılmaya devam ederek, eski haline gelecek şekilde toparlanabilir.


Bunun yanı sıra doğumdan sonra emzirirken salgılanan oksitosin, göğüslerden süt gelmesine yardımcı oluyor. Bebeğin her meme emişinde oksitosin salgılanıyor. Bu esnada süt üreten hücrelerin etrafındaki kaslar kasılarak, sütün meme başından dışarı çıkışı sağlanıyor.





Relaksin hormonu yumurtalıklarda salgılanan, rahim boynunu ve pelvis kemiklerini esnetmeye yardımcı olan bir hormondur.



Hamilelik oluştuğunda vücutta artmaya başlayan relaksin hormonu, yeni kan damarlarının oluşmasına yardımcı olarak döllenen yumurta için en uygun ortamın oluşmasına yardımcı olur.


Bunun yanı sıra hamilelik ilerledikçe, rahim ağzının ön tarafında bulunan ve normalde sabit olan symphysis pubis (kalça kemiklerinin önde çatı kemiği bölgesinde birleştiği çatı eklemi) adlı eklemin gevşemesini sağlıyor. Bu sayede doğumda bebek pelvisten daha kolay çıkıyor. Symphysis pubis eklemi gevşedikçe, pubik (karnın ön bölümünde, kalça kemiğinin alt kenarı ile dış cinsel organların üst kenarı arasında kalan kıllarla kaplı bölge) kemiğinde keskin sancılar hissedilebiliyor.




Gebelik Hormonları ile İlgili Her Şey

Hayatınız boyunca sağlık ve iyiliğiniz, hücrelerle organların kontrol ve koordinasyonunu sağlayan kimyasal taşıyıcılar olan hormonlara bağlıdır. Bebeğinizi koruyup beslemeye yardım eden ve vücudunuzu doğuma, anneliğe hazırlayan hormonlar, özellikle de hamileyken önemli bir rol oynarlar. Hamileliğin her üç ayında, çeşitli hormonların iniş çıkışlarına bağlı olarak fiziksel ve duygusal dalgalanmalar yaşarsınız.

Bu değişen hormon seviyeleri vücudunuzu ve duygularınızı nasıl etkiler? Gebelikte en önemli hormonlar, ne işe yaradıkları ve nasıl hissettirdikleriyle ilgili rehberimize göz atın.

Hormon

En Aktif Olduğu Zaman

İşlevi

Neden Olduğu Semptomlar

Luteinizan Hormon (LH)

Yumurtlama

Östrojeni düzenler

Folikül-Stimülan Hormon (FSH)

Yumurtlama

Yumurtlamayı tetikler

Human Karyonik Gonadotropin (hCG)

Gebeliğin ilk üç ayı

Östrojen ve progesteron üretiminde artışı tetikler

Gebelik güzelliği Sabah bulantısı

Östrojen

Tüm erişkin hayat boyunca; ilk üç ayda artar

Plasentayı büyümesi için besler

Sabah bulantısı Ruh halinde değişim

Progesteron

Tüm erişkin hayat boyunca; ilk üç ayda artar

Rahim duvarının inşasına yardımcı olur; göğüsler ve pelvis bölgesine kan tedariğini artırır

Halsizlik Sindirim sorunları Gebelik güzelliği Ruh halinde değişim

Relaksin

Üçüncü üç ay

Ligamentleri gevşetir ve doğuma hazırlar

Eklemleri ve ligamentleri gevşetir Pelvis bölgesinde ağrı Doğumda açılma

Oksitosin

Üçüncü üç ay ve doğum sonrası

Bebeğinizle aranızda bağ kurulmasına yardım eder; emzirme sırasında süt akışını stimüle eder. sentetik formu, doğumu başlatmak için kullanılır.

Sevgi ve güven duygularını yaratır Bağ kurmayı sağlar Doğum sonrası sevinç patlaması yaratır

Prolaktin

Üçüncü üç ay ve doğum sonrası

Anne sütü üretimini tetikler

Göğüsleri sütle doldurur Doğum sonrası sevinç patlaması yaratır

Hamile Kalmada Önemli Rol Oynayan Hormonlar

İş doğurganlığa geldiğinde, iki önemli hormon vardır: luteinizan hormon (LH) ve folikül stimülan hormon (FSH). LH, vücudunuzdaki östrojen seviyesini düzenler ve yumurta hücrelerinin gelişimi ve salımını tetiklemek için FSH ile birlikte çalışır.

HCG Hormonunun Her Yerinde “Hamilesiniz" Yazıyor

Döllenmiş yumurta kendini rahminizin duvarlarına yerleştirdikten ve plasenta şekillenmeye başladıktan kısa bir süre sonra vücudunuz human karyonik gonadotropin (hCG) üretmeye başlar. Bu vücudunuzun ilk üç ayda üreteceği en temel gebelik hormonlarından biridir ve hCG hormon miktarı gebeliğin ilk haftalarında birkaç günde bir ikiye katlanır. HCG, yumurtalıkları yumurta salımını durdurması konusunda uyarır ve vücudunuza daha fazla östrojen ve progesteron üretmesi konusunda işaret verir. Bu hormonlar hamile kadınlara özel olduğu, ayrıca kan dolaşımı ve idrarınıza karıştığı için evde yapılan gebelik testleri bu hormonları saptamak üzere tasarlanmıştır. Ancak gebeliğinizin çok erken bir aşamasındaysanız, vücudunuzdaki hCG miktarının pozitif sonuç için yeterince yüksek olmayabileceğini aklınızdan çıkarmayın ve hala hamile olduğunuzu düşünüyorsanız, bir hafta sonra bir gebelik testi daha yapın. Sonrasında doğuma ne kadar vaktiniz olduğunu merak edecek olursanız, Prima Doğum Tarihi Hesaplayıcısını kullanarak tahmini bir tarih elde edebilirsiniz.

Artan kan dolaşımına ek olarak yanaklarınızın al al olmasını sağlayan hCG, hamile kadınlarını güzelleşmesini de sağlar. Progesteronun yanı sıra bu hormonun artan üretimi, cilt bezlerinin daha çok yağ üretmesine yardımcı olur, bu da yüzünüze renk verir.

Yüzünüze renk getirmesinin yanı sıra, doktorlar hCG’nin sabah bulantısına neden olan hormonlardan biri olduğuna inanırlar.

Sadece Gebeliğe Özgü Olmayan Bazı Gebelik Hormonları

Vücudunuzun gebelik sırasında ürettiği temel hormonlardan östrojen ve progesteron, ergenlik döneminizden bu yana aktiftir. Bu hormonlar birlikte çalışarak aylık döngünüzü düzenler ve sizi kadın yapan karakteristik özelliklerinizi geliştirir. Gebeliğin başlarında bu hormonların seviyesi haftadan haftaya artar ve bu artış adetinizi durdurur, plasentayı gelişmesi için besler. Östrojen ve progesteron ayrıca rahim duvarınızın yapılanmasına yardımcı olur, pelvis bölgesi ve göğüslere kan tedariğini artırır, rahim kaslarınızı gevşetir. Bunlar ayrıca gebelik sırasında büyük bir olasılıkla yaşayacağınız moral değişiklikleri ve yoğun duyguların arkasındaki gebelik hormonlarıdır. Bebeğiniz doğduğunda bu hormonların seviyesi düşecektir. Bu da bazı kadınlarda lohusa depresyonuna katkıda bulunabilir.

Ayrıca bitkinlik ve sindirim sorunlarında da progesteronun parmağı olabilir. Hamileliğinizin ilk günlerinde, size kendinizi yorgun hissettiren progesteron seviyesi artar. Artan progesteron aynı zamanda yiyeceklerin sindirim sisteminizdeki hareketini de yavaşlatarak gaz ya da kabızlığa neden olabilir.

Relaksin Vücudunuzu Doğuma Hazırlar

Gebeliğin son aşamasında relaksin adı verilen hormon, vücudunuzu doğuma hazırlar. Ligamentlerin ve pelvik bölgedeki diğer eklemlerin gevşemesine yardımcı olur, böylece doğum sırasında pelvis genişleyebilir. Relaksin ayrıca rahim boynunu da yumuşatır.

Oksitosin Bebeğinizle Bağ Kurmanıza Yardımcı Olur

“Sevgi ve güven hormonu" da denilen oksitosin, anneler ve çocukları arasındaki o özel bağın kurulmasında rol oynar. Yani bebeğinize aşık olduysanız, bu hormona teşekkür edebilirsiniz.

Oksitosin hormonunun sentetik formu, doğum başlatmakta kullanılabilse de, vücudunuzun ürettiği doğal oksitosinin doğum sürecini desteklediğine dair bir kanıt bulunmamaktadır. Gebelik sonrası oksitosin, emzirirken süt akışını tetikleyen hormonlardan biridir.

Prolaktin Süt Getirir

Prolaktin, anne sütü üretimini harekete geçirmekten sorumludur ve vücudunuz bu hormonu gebelik sırası ve sonrasında üretir. Bu hormon, süt üretimini başlatır ve artırır, ancak emzirme ve süt sağma vücudun hormonu daha fazla üretmesini sağlayarak, göğüsleri daha fazla süt üretmesi için harekete geçirir.

Hamileliğiniz boyunca muhtemelen hormonların neden olduğu birçok değişiklik yaşayacaksınız. Gebelik hormonlarının, vücudunuzun başarmasını sağladığı ilginç ve harika şeyleri öğrenmek için biraz zaman ayırın ve bunları sizi gebelik boyunca desteklemek için her adımda yanınızda olan eşinizle de konuşun.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır