hz ömer hz ümmü gülsüm / Ümmü Gülsüm bint Ali - Vikipedi

Hz Ömer Hz Ümmü Gülsüm

hz ömer hz ümmü gülsüm

Soru sor

Hz. Ömer'in Ümmü Gülsüm ile evlenmesi hakkında anlatılanlar

Selamun aleykum hocam, Hz. Ömer'in, Hz. Alinin kızı Ümmü Gülsümle evlenmek istediği.. Hz. Ali'nin kızını Hz. Ömere gönderdiği.. Hz. Ömer'in kızın eteğini kaldırp baktığı.. yazılıyor.(Hayatüs sahabe 3. Cilt) Bu hareket Hz. Ömer gibi büyük bir sahabinin yapacağı bir davranışa benzemiyor, acaba bu olayın aslı nedir, açıklayıp bizleri doğru yönde bilgilendirebilir misiniz? Tşk ederim Allaha emanet olun

Ve aleyküm selâm…

Değerli kardeşim;

Sorduğun hususla alakalı kaleme alınmış, “Hz. Ömer'in, Ehl-i Beyt'le akrabalık arzusu ve Hz. Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm'le evliliği” başlıklı güzel bir makaleyi –bazı tashih ve tanzimle– aynen paylaşmak isterim.

***

Hz. Ömer'in hayatındaki bu olay onun Ehl-i Beyt sevgisini gösterir. Hz. Ömer (r.a.) halifeyken, bir gün, Hz. Ali'den, kızı Ümmü Gülsüm'ü istedi. Hz. Ali, “o küçüktür" dedi.

Bunun üzerine Ömer (r.a.), “Hayır. Vallahi, bu bir şey değil; fakat sen beni engellemek istiyorsun" diye konuştu ve devamla, “Eğer gerçekten dediğin gibi (çocuk/sabî) ise onu bana gönder" diye ekledi.1

Aslında, Rasûlullah'ın vefatından önce dünyaya gelen Ümmü Gülsüm, gerçekten küçüktü.2 Hattâ, bir rivayette, kendisinden, "O, o zaman bir kız çocuğu idi" diye söz edilir. Hattâ, Mescid-i Nebevî'de sonucu bekleyen Hz. Ömer'e yanındakiler, "Ey Mü'minlerin Emîri! Ondan ne istiyorsun? O küçük bir kız çocuğudur" demişlerdi.

Ümmü Gülsüm'ün küçüklüğü bir yana, Hz. Ali onu, Tebük'te şehid olan kardeşi Câfer-i Tayyar'in öksüz oğluna vermek istiyordu.

Hz. Ali, evine geldi. Ümmü Gülsüm'ün eline bir hülle (elbise) verip, "Bunu Emîru'l-Mü'minîn'e götür, ona şöyle söyle: 'Babam sana, bu elbiseyi nasıl buluyorsun, diyor de" diye onu gönderdi. Çocuk yaşta olan Ümmü Gülsüm, hiçbir şeyin farkında değildi. Elbiseyi Hz. Ömer'e getirerek babasının dediklerini tekrarladı. Bunun üzerine onun izarından (ön kolundan) tutunca, Ümmü Gülsüm kolunu çekti.3

Ümmü Gülsüm, Ömer'e kızmıştı. Hz. Ömer ise, "iffetli ve şerefli birisi" dedikten sonra, "Git, ona (babana) şöyle de: O ne güzel ve ne cemâllidir. Vallahi o, senin dediğin gibi değildir."

Bunun üzerine Hz. Ali, onu Ömer'e (r.a.) nikahladı. Mevzu hakkında birbirine benzer farklı rivayetler de vardır. Zehebî'ye göre, Hz. Ömer, Ümmü Gülsüm'le H. 17. Yıl'da evlenmiştir.4

***

Aslında Hz. Ömer'in, Hz. Ali'nin kızıyla evlenmesinde gayesi başkaydı. O, Ümmü Gülsüm'ü isterken, bir rivayete göre, "Ey Ebe'l-Hasen! Onu benimle evlendir. Çünkü mutlaka ben, ondan hiç kimsenin beklemediği bir keramet (değer) ve şeref gözlüyorum" demişti.

Ümmü Gülsüm'le alacağı değeri/kerameti de Hz. Ali'ye, "O küçük olursa olsun" deyip şöyle açıklamıştı: "Ben Rasûlullah'tan (s.a.v.) şöyle derken işittim: ‘Bütün sebepler/bağlar, 5 nesebler (soylar) ve sıhriyetler kesilmişlerdir; ancak benim sebebim, nesebim ve sihrim hâriç'" 6 diye açıklamıştı.

Bir başka rivayette de şu ilâve vardır: ‘Ben de, benimle Rasûlullah (s.a.v.) arasında bir sebep ve sıhr (kız alma) yoluyla akrabalık oluşmasını istedim."7

***

a) Hz. Ömer, neseben Ehl-i Beyt'ten değildir; hiç olmazsa sebeben/kız alma yoluyla, Kıyamet Gününde Ehl-i Beyt'le ve Rasûlullah Efendimizle (s.a.v.) bir bağı olsun istemektedir.

b) O, Rasûlullah soyuyla ilişkiye ve yakınlığa azamî derecede isteklidir. Onun Ummü Gülsüm'le evlenmesi başka bir sebepten değildir; küçüklüğü ve onunla evlilik münasebeti geri plândadır. Hattâ, Hz. Ali’ye, “Gerçekten ben, yanımda Rasûlullah'tan (s.a.v.) bir uzuv (organ) olmasını istiyorum"8 diyerek onu istemiş;9 Hz. Ali, “Bende ancak (Fâtıma'dan olma) Ümmü Gülsüm var; o da küçük hâldedir" deyince, Hz. Ömer, “yaşarsa büyür”, demiştir.9

O, Kıyamet Günü için yanında bir sebep ve Rasûlullah soyundan bir et parçası olsun istemektedir. Sebep: Hurma gibi ağaçlara çıkmak için elde bulunan "habl"dir, (iptir). Kendisiyle bir şeye ulaşılan her vesileye sebep denir.10 Marifete vesile olan her şey de sebeptir. Ümmü Gülsüm de, Fâtıma'nın kızı ve bir "seyyide" olmakla Kıyamet'te Rasûlullah'a ulaştıran, onunla ilişkiye sebep olan bir vesile olacaktır. "Zerî'a" da sebep mânâsına gelir. Nitekim, İmam Şâfî de, Ehl-i Beyt sevgisini dile getiren bir şiirinde, Âl-i Nebî benim sebebim/ipimdir. Hem onlar beni ona/Rasûlullah'a bağlayan bir vesilemdir"11 diyerek aynı mevzuya parmak basmıştır.

***

Hz. Ömer'in bu evlilik hadisesi de, Rasûlullah Efendimize (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'e sevgi ve saygısına büyük bir delildir.

Ümmü Gülsüm'le nikahlandıktan sonra, Ömer (r.a.) Mescid-i Nebevî'de Muhacirîn ve Ensâr ile otururken, “Beni tebrik etmiyor musunuz?" demişti.

Oradakiler, “Seni neden dolayı tebrik edelim ey Mü'minlerin Emîri?" diye sordular.

O da "Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm'le..." diye cevap verdi.

Hz. Ömer, sonra da Kıyamet Günü bütün sebeplerin ve neseblerin kesilmesiyle ilgili hadis-i şerifi zikrederek, “Ben de Rasûlullah'la aramda bir sebep/sıhrîyet ve neseb olmasını çok sevdim ve istedim, sevginin gereği olarak çok arzuladım"12 dedi.

Bunun üzerine oradakiler kendisini tebrik ettiler...

Hakikaten, Ehl-i Beyt'le olan akrabalık ilişkisi onu çok sevindirmişti.

İslâm irfanında (kültüründe), seyyide ve şerifelerle evliliğe, bahusus bu hadise sebebiyle çok rağbet gösterilmiştir.13

Ümmü Gülsüm'den, Hz. Ömer'in Rukiyye adlı bir kızı ve Zeyd adlı bir oğlu oldu. Çocuklar çok yaşamadı. Hz. Ömer'in vefatından sonra (H. 23. Yıl/M. 644) Ümmü Gülsüm'ü, amcasının oğlu Avn b. Cafer aldı. Çocuk bırakmadan ikinci kocası ölünce, yine amcasının oğullarından Muhammed b. Cafer'e vardı. Ondan bir kızı oldu. Onun ölümüyle de, Abdullah b. Cafer'le evlendi. Bununla nikâhlı iken ve son kocasından çocuğu olmadığı hâlde vefat etmişti.14

Dipnotlar
1- Târîhu’l-Hamis, II, 284; Zehairu’l-Ukba, s. 168
2- Zehairu’l-Ukba, s. 169; el-Hulefâu’r-Râşidûn, s.68. Bu evlilik H. 17. Yıl'da olmuştur.
3- İbare-ifade şöyle: “Fe-aheze Umeru bi-zirâiha fe’c-tezebetha minhu”; Zehairu’l-Ukba, s. 168; Târihul Hamis, II, 284.
4- Konuyu bütün rivayetlerle ele almak ve tartışmak sözü uzatacağı için diğer rivayetleri almıyoruz. Geniş bilgi için bkz. Tarihül Hamis, II, 284; Zehairu’l-Ukbâ, s. 148-170; el-Hulefâu’r-Râşidûn, s. 68
5- Zehairu’l-Ukbâ, s. 168; Târîhu’l-Hamis, II, 284.
6- Zehairu’l-Ukbâ, s. 168; Târîhu’l-Hamis, II, 285.
7- Zehairu’l-Ukbâ, s. 169
8- Rasûlullah, “Fatıma benden bir et parçasıdır”, buyurmuştur. Ümmü Gülsüm de ondan olduğu için, Rasûlullah’tan bir parça olarak kabul ediliyor.
9- Zehairu’l-Ukbâ, s. 169; Târîhu’l-Hamis, s. 284 vd.
10- el-Mufredât, s. 220; Sebep kelimesine bakınız.
11- el-Mufredât, s. 220; Sebep kelimesine bakınız.
12- Zehairu’l-Ukbâ, s. 168.
13- İsmail Hakkı Bursevi hazretlerinin ve sair tasavvuf büyüklerinin ve Tuğrul Bey’in de benzer bir evlilikleri vardır.
14- Zehairu’l-Ukbâ, s. 170; el- Hulefâu’r-Râşidûn, s. 103; Mürûcu’z-Zeheb, II, 353. Doç. Dr. Murat Sarıcık.

Hz. Ali, Hz. ömer, Ümmü Gülsüm, Emîru'l-Mü'minîn, onun izarından (ön kolundan) tutunca, Ümmü Gülsüm kolunu çekti, Tebük, Câfer-i Tayyar,

MollaCami.Com

Hz Ömer

İslam Devleti'nin Hz. Ebu Bekir'den sonraki Başkanı ve 2. Halifesi.

Hz Ömer, 584 tarihinde Mekke, Suudi Arabistan’da doğmuştur. Babası Hattab bin Hufeyl, annesi Ebu Cehil'in kardeşi ve amcasının kızı olan Fatıma bin Haşam'dır. Hz Ömer çocukIuğundan itibaren deve çobanIığı yaρmaya başladı. Ömer: "Babam çok acımasızdı. Develeri güderken dinIenmek iςin işi bıraktığımda beni döverdi." demiştir. Ömer küçük yaşta okuma yazma öğrendi. İsIam öncesi dönemde okur yazarIık nadiren vardı. Hz Ömer ergenlik döneminde ata binme, dövüş sporları ve güreş öğrendi.

Hz Ömer, iyi bir hatip olduğundan babasının yanında kabileler arası anlaşmazlıklarda hakemlik yaptı. Tüccarlık yaparken Roma ve Pers şehirlerine gitti ve buradaki düşünürlerle tanışma imkanı bulmuş oldu.

Hz. Ömer Mekke müşriklerince Hz Muhammed'i öldürmek üzere görevlendirilmiş, yolda bu niyetini anlayan bir sahabe Nuaym b. Abdullah ile karşılaştı. Nuaym, Hz. Ömer’in ne yapmak istediğini öğrenince ona, kız kardeşi ve eniştesinin yeni dine girmiş olduğunu söyledi ve önce kendi ailesi ile uğraşması gerektiğini bildirdi. Bunu öğrenen Hz. Ömer öfkeyle eniştesinin evine yöneldi. Kapıya geldiğinde içerde Kuran okunmaktaydı. Kapıyı çalınca, içeridekiler okumayı kesip, Kuran sayfalarını sakladılar. İçeri giren Ömer eniştesini dövmeye başlamış, araya giren kız kardeşinin aldığı darbeden dolayı burnu kanamıştı. Kız kardeşinin ona, ne yaparsa yapsın dinlerinden dönmeyeceklerini söyleyerek kararlılığını bildirmesi üzerine, ona karşı merhamet duyguları kabarmaya başlamış ve okudukları şeyleri görmek istediğini söylemişti.

Kendisine verilen sahifelerden Kuran ayetlerini okuyan Hazreti Ömer, "Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih etmektedir…" diye başlayan Kur'an ayetlerinden (Taha ve Hadid surelerinin ilk ayetleri) etkilenerek Müslüman olmuştur. Müslüman olduktan sonra müşriklere karşı çok sert davranmış ve dinini her ortamda, kimseden çekinmeden herkese meydan okuyarak savunmuştur.

Hz. Ömer birkaç defa evlendi. Bu evliliklerinden çocukları da oldu. Hz. Ebu Bekir'in yaklaşık iki yıllık süren halifeliği hastalanıp vefat etmesiyle son bulmuştur. Hz. Ebu Bekir, son günlerinde ashabın görüşlerini alarak yerine Halife olarak Hz. Ömer'i tavsiye etmiştir ahitnameyi Hz. Osman'a yazdırmıştır.

Hz. Ömer döneminde Bizans ile yapılan Yarmuk, Halep, Ecnadin, Demirköprü, Dathin, Firaz ve Qarteen muharebeleri ile Mısır, Suriye, Lübnan ve Filistin; Sasaniler ile yapılan Köprü, Nihavend, Kadisiye muharebeleri ile de Irak'ın tamamı ve İran'ın büyük bir kısmı feth edildi. Hz. Ömer döneminde hilafet içerden güçlendi. Ömer adaletli bir hükümdardı, devlet memurları ve valileri her zaman kontrol ederdi. Beytülmal'ı müslümanlar arasında en iyi şekilde bölüştürmüştür. Kendisi çok fakirdi, aylık geliri sadece 16–20 dirhemdi.

Pahalı, lüks elbiseler giymekten kaçınır, evinin yevmiye masrafı on dirhemi geçmezdi. Diğer insanlar gibi gerektiğinde alelade işlerle uğraşmaktan çekinmezdi. Tanımayan kimse onun müslümanların halifesi olduğunu asla anlayamazdı. Çünkü çoğu zaman giydiği elbise yamalarla doluydu. Hz. Ömer güçlü bir hitabet kudretine sahip şiire de ilgi duyan ve şiir zevki olan sahabilerden birisidir. İyi ata biner ve güreş tutardı. O, her sene haccetmeyi asla ihmal etmemiştir.

Onun zamanında ülke, yönetim birimlerine ayrıldı. Valiler ve Halifeye bağlı olarak kadılar atandı. İlk kez adalet işlerinde kadıların görevlendirilmesiyle, yönetim ve adalet işleri birbirinden ayrıldı. Hicri takvimin uygulamaya konulması, devletin önemli sorunlarının görüşüldüğü bir meclisin ve devlet hazinesinin oluşturulması yine bu yıllarda gerçekleşti.

Hazreti Ömer geçimini ticaretle temin ederdi. Bunun yanında Hz Muhammed’in Medine’de ona bazı tarlalar verdiği de bilinmektedir. Hayberin fethini müteakip burada ele geçirilen araziler, savaşa katılanlar arasında taksim edilmişti. Ancak, Hazreti Ömer kendi payına düşen araziyi vakfetmiş ve bir vakıf şartnamesi de düzenlemişti Bu arazi satılamaz, hibe edilemez ve miras yolu ile sahip olunamaz geliri fakirlere, akrabaya, kölelere Allah yolunda, yolcu ve misafirlere harcanacaktır. Vakfı yöneten kişinin ölçülü olarak yemesinde ve yedirmesinde bir sakınca yoktur. İslam’da ilk vakıf olayı budur.

Hazreti Ömer zamanında ilk defa nüfus sayımı yapıldı. Çocuklara maaş verildi. Satıcıların, esnafın, tüccârların müşterileri aldatmalarına mâni olmak için hisbe denilen belediye teşkilâtını kurdu. O’nun zamanında posta teşkilâtı geliştirildi. Geceleri bekçi koyup asayişin teminini ilk defa Hazreti Ömer tatbik etti. Mısır’dan Medine’ye deniz yoluyla ilk defa gıda maddeleri O’nun zamanında geldi.

Akrabasından hiç kimseye devlet hizmetinde görev vermemiştir. Kızı Hafsa (d. 606), Hz Muhammed’in’in zevcelerinden biri idi. Kızı Hafsa’nın ilk kocası Huneys b.Huzafe el-Ensari'nin, hicri 3.yılda Uhud Savaşı'nda ölmesi üzerine dul kalmıştır, daha sonra Hz Muhammed ile evlendi.

Abdullah, Hafsa, Zeyd, Asım, Ubeydullah,Az-Zubayr ibn Bakkar, Fatıma, Zeynep, İyad, Abdurrahman, Ruqayyah, Abdurrahman, Abdurrahman el-Asğar adlarında çocukları vardı.

Hz. Ömer İslam öncesi döneminde; önce Kureyş’in Cumahoğulları’ndan, Osman b. Maz’un’un kız kardeşi Zeynep bint-i Maz’un ile evlenmişti. Bu hanımdan üç çocuğu oldu: Abdullah, Hafsa ve Abdurrahman.

Daha sonra Hz. Ömer yine Mekke’de İslam öncesi dönemde, Huzaa kabilesinden Cervel kızı Müleyke / Melike ile de evlenmişti. Bu kadın Ümmü Gülsüm olarak da bilinir. Melike, oğlu Übeydullah’ın annesiydi. Hz. Ömer hicret edince bu müşrik hanım Mekke’de kaldı. Hz. Ömer hicreti altıncı yılına, Mümtehine suresinin onuncu ayetinin inmesine kadar onunla evli kaldı. Hanımı Mekke’de o Medine’de olmasına rağmen, evlilik altı yıl devam etmişti. Mümtehine suresinin onuncu ayeti, Müslüman erkeklerin müşrik kadınlarla evlenemeyeceğini hükme bağlayınca, Hz. Ömer bu hanımını boşadı ve ondan ayrıldı. Aynı şekilde İslam öncesi dönemde Mahzumoğullarından, Ebu Ümeyye’nin kızı Kureybe ile de evlenmişti. Hicretle bu müşrik hanımı da Mekke’de kaldı ve Mümtehine suresinin onuncu ayeti, Müslüman erkeklerin müşrik kadınlarla evlenemeyeceğini hükmü neticesinde ondan da boşandı.

Daha sonra Hz. Ömer, dayısının kızı Ümmü Hakim’le de evlendi. Bu hanımından da Fatıma adında bir kızı olmuştu. Medine’de, hicretin yedinci yılında, kırk beş yaşındayken ensardan Asım b. Sabit’in genç kız kardeşi Asiye ile evlendi ve adını Cemile olarak değiştirdi. Oğlu Asım bu kadından doğdu. Sonradan bu hanımı boşamıştı.

Hicretin 17. yılında 639 yılında elli beş yaşlarında iken, bu kez Hazreti Ali’in, Hz. Fatıma’dan olma kızı Ümmü Gülsüm’le (d. 626) 12-13 yaşında iken evlendi. Bundan Zeyd ve Rukiye adlı bir oğlu ve bir kızı olmuştu. Her iki çocuk da fazla yaşamadılar.

Hz. Ömer, Yemenli bir hanım olan Lüheyye / Lihye ile evlenmişti. Bundan Abdurrahman el-Asğar (Küçük Abdurrahman) doğdu. Ayrıca Hz. Ömer, amcaoğlu Zeyd b. Amr’ın kızı Atike ile de evlenmişti. Atike Medine’de Zübeyir b. Avam tarafından boşanınca, Hz. Ömer onunla evlenmişti.

Hz. Ömer Medine döneminde Hz. Ebu Bekir’in kızı Ümmü Gülsüme de talip olmuş, fakat Ümmü Gülsüm onu sert mizaçlı bulduğu için onunla evlenmek istememişti.

Fıkıh usulünün oluşumu Hz. Ömer ile başlar Hz Muhammed’in hadislerinden başka hiç bir şey onun bu içtihadlarının üzerinde değildir Hz. Ömer’e, hak ile batılı birbirinden ayırt edici anlamına gelen el-Faruk lakabını bizzat Hz Muhammed vermiştir. Hz. Ömer, Hadis rivayeti konusunda çok titiz davranmıştır beş yüz otuz dokuz hadis rivayet etmiştir.

Miladi 1 Kasım 644 tarihinde kendisinden alınan verginin azaltılmasını isteyen, ancak talebi kabul edilmeyen Fars Ebû Lü'lü tarafından Medine'de sabah namazında hançerle saldırıya uğradı. Saldırgan intihar ederken Hz Ömer üç gün sonra vefat etti.

Hz Ömer, 3 Kasım 644 tarihinde Medine, Suudi Arabistan’da 60 yaşında bir suikast sonucunda ölmüştür.

Kaynak:Biyografi.info

kaynağı değiştir]

627 yılında doğmuştur. Ali'nin Ümmü Gülsüm adındaki iki kızından büyük olanıdır. Ömer ile yaptığı evlilik Sünni kaynaklarda geçiyorken Şii kaynaklar arasında tartışmalıdır. Şii kaynaklarda; Ömer'in Ali'yi tehdit ederek kızıyla evlendiği, Ömer'in Ali'nin Fatıma'dan olmayan başka hanımından olan kızıyla evlendiği, Ömer'in Ali'nin Necran'dan çağırdığı bir cinle evlendiği ve böyle bir evliliğin hiç gerçekleşmediği gibi çeşitli rivayetler vardır.

Sünni kaynaklara göre Ömer, Muhammed ile akrabalık bağını güçlendirmek için Ümmü Gülsüm ile evlenme isteğini Ali'ye beyan etti. Ali ise kızının ergenlik çağına ermediğinden ve kardeşi Cafer bin Ebu Talib'in oğluyla evlendirmek istediğinden bu isteğe karşı çıktı. Ancak Ömer'in ısrar etmesi üzerine Ali rıza gösterdi. Ümmü Gülsüm Ömer ile 638 yılının son aylarında evlendi. Bu evlilikten Zeyd ve Rukiyye adında iki çocukları oldu.[1][2] Oğlu Zeyd annesi ile aynı gün ölmüştür, kızı Rukiyye ise İbrahim bin Nuaym en-Nehhâm ile evlenmiştir.[3]

Halifenin eşi sıfatıyla Bizans kraliçesi ile hediyeleşmiştir. Ömer'in vefatının ardından amcası Cafer bin Ebu Talib'in oğullarıyla evlenmiştir. İkinci evliliğini Avn ile, onun ölümünün ardından diğer kardeşi Muhammed ile, onun da ölümünün ardından Abdullah ile evlenmiştir. Cenaze namazını üvey oğlu Abdullah bin Ömer kıldırmıştır.[4]

Kaynakça[değiştir

Soru: Hz. Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm Hz. Ömer ile evlendiğinde kaç yaşındaydı? Bu evlilik hakkında bilgi verir misiniz? Cevaplayan: Nimet Yılmaz (Uzman İlahiyatçı)

 

Hz. Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm ile Hz. Ömer'in nikahlandığı, tarih kaynaklarında kaydedilmiştir fakat bu evliliğin gerçekleşme hikayesi temel kaynaklarda bulunamamıştır.

Evlilik gerçekleştiğinde Ümmü Gülsüm 9-10 yaşlarında, Hz. Ömer 56-57 yaşlarında olmalıdır. Bu yaş farklılığı o toplum için gayet normaldir. Peygamberimiz'in Hz. Aişe ile evliliği de aynı yaş aralığında olmuştur.

Bazı rivayetler zaman zaman zayıf ve uydurma olan kitaplarda yer bulmuş. Yakışıksız anlatımların yanlış çeviri ya da yanlı bir duruş veyahut ta hatalı değerlendirme olması kuvvetle muhtemeldir. Biz Hz. Ömer'in ve Hz. Ali'nin Hz. Peygamber'in yakın arkadaşı olmaya yakışmayacak bir davranış sergilemeyeceklerine inanıyoruz. Tarihi bilgilere bu minvalden bakmak ve yorum yapmak gerekir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası