vergi ceza hukuku çıkmış sorular pdf / Vergi Hukuku Çıkmış Sınav Soruları - PDF Free Download

Vergi Ceza Hukuku Çıkmış Sorular Pdf

vergi ceza hukuku çıkmış sorular pdf

1. Kanunilik ilkesiyle ilgili aşağıdaki ifade­lerden hangisi yanlıştır ?

 A) Suç ve cezanın sadece kanunla yara­tılmasını amaçlar.

 B) Yürütmenin keyfiliğini önlemeyi amaç­lar. 

 C) Yargının keyfiliğini önlemeyi amaçlar. 

 D) Yasamanın keyfiliğini önlemeyi amaç­lar.

 E) Suç ve ceza yaratan normlar yönünden kıyas işlemini yasaklamayı amaçlar. 

(2009-KPSS) 

cevap C

3. Aşağıdakilerden hangisi tabii hakim il­kesini ifade etmektedir?

 A) Ceza hakimi, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır ceza veremez  B) Ceza hakimi ancak kanunda konulan güvenlik tedbirlerini uygulayabilir 

 C) Bir kimse kanunen bağlı olduğu mah­kemeden başka bir merci önüne çıkarı­lamaz

 D) Suçluluğu sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz 

(2008-EDPK Uzman Yrd.)

 Cevap C

4. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’yla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

  A) Şikâyetin sirayetini (genişleme etkisi) kabul etmemiştir. 

  B) Cezanın önleyici etkisini göstermesini engellediği için erteleme kurumunu  kaldırmıştır. 

  C) Genel affı failin kabulü şartına bağla­ mıştır. 

  D) Cürüm - kabahat ayrımını kaldırmıştır.

  E) Müsadereyi ceza olarak düzenlemiştir. 

(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.) 

 Cevap D

5. Aşağıdaki ceza hukuku ilkelerinden han­gisi 1982 Anayasasında yer almaz? 

 A) Vatandaşın geri verilmemesi ilkesi

 B) Cezai sorumluluğunun şahsiliği ilkesi

 C) Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi

 D) Güvenlik tedbirlerinin kanuniliği ilkesi 

 E) Kusursuz suç olmaz ilkesi 

(2008-maliye Bakanlığı Mali Hizmetler Uzman Yrd.) 

Cevap E

6. Türk Ceza Kanunu’na göre, ceza ehliye­tiyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

 A) Yirmi bir yaşını dolduran sağır ve dil­ sizlere tam ceza verilir.

 B) On iki yaşını doldurmuş 15 yaşını dol­ durmamış çocuklara ceza verilmez, tedbir uygulanır. 

 C) On beş yaşını doldurmuş 18 yaşını doldurmamış çocuklara tam ceza veri­ lir. 

 D) On beş yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlere azaltılmış ceza verilir.

 E) On iki yaşını doldurmamış çocuklara ceza verilmez ve tedbir uygulanmaz.

(2008-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.)

Cevap:  A

7. Soruşturulması ve kovuşturulması şika­yete bağlı olan suçlarda yetkili kimse hangi süre içinde şikayette bulunmazsa soruşturma ve kovuşturma yapılmaz? 

A) 6 ay 

B) 30 gün 

C) 3 ay 

D) 2 ay

 (2009/Kasım-Vergi Denetmen Yrd.)

 Cevap A

8. Türk Ceza Kanunu’na göre, aşağıdakilerden hangisi isnat edilebilirliği (kusur ye­teneğini) etkilemez?

 A) Yaş küçüklüğü

 B) Haksız tahrik 

 C) Sağır ve dilsizlik 

 D) Geçici nedenler 

 E) Akıl hastalığı 

(2008-Maliye Bakanlığı- Mali Hizmetler Uzman Yrd.)

 Cevap B

9. 

 l-    Yüksek mahkemeler 

 ll-   Adli, idari ve askeri mahkeme üyeleri 

 lll-  Adli, idari ve askeri mahkeme hakimleri 

 IV- Cumhuriyet savcısı 

 V-  Avukatlar

 Türk Ceza Kanununun 6.maddesinde yer alan tanımlardan “yargı görevi yapan” deyiminin içerisinde yukarıda sayılan­lardan hangileri yer almaktadır?

 A) I-II-III-IV ve V 

 B) ll-lll-IV ve V

 C) l-ll ve lll 

 D) lll-IV ve  V 

(Kasım/2009-Vergi Denetmen Yrd.)

 Cevap A

10. Türk Ceza Kanununa göre aşağıdaki ifa­delerden hangisi yanlıştır?

  A) Sonradan yürürlüğe giren ceza kanu­nun hükümleri, failin daha aleyhine ise bir önceki kanun döneminde işlenilen suçlar için geçerli olmaz. 

  B) Yürürlükten kalkan ceza kanunu hü­kümleri failin lehine de olsa, yeni ceza kanunu döneminde işlenmiş fiiller için geçerli olmaz. 

  C) Lehte kanunilik hükümleri tatbik edilir­ken, yürürlükten kalkan ceza kanunun lehe olan hükümleri ile yürürlükte olan ceza kanunu hükümleri karşılaştırılır. Her iki kanunun lehe olan hükümleri seçilmek suretiyle uygulanır.

  D) Yürürlükten kalkan ceza kanunu dö­neminde işlenmiş suçlar için, sonra­ dan yürürlüğe giren ceza kanunu hü­ kümleri daha lehe dahi olsa, sadece hüküm verilinceye kadar dikkate alına­bilmesine dair herhangi bir kısıtlama yoktur.

 (EyIül/2009-Vergi Denetmen Yrd.)

Cevap C

11. Türk Ceza Kanunu’na göre, ceza kanun­larının yer yönünden uygulanmasıyla il­gili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlış­tır?

 A) Türkiye’de işlenen fiiller bakımından Türk kanunları uygulanır. 

 B) Fiilde neticenin Türkiye’de gerçekleş­mesi hâlinde suç Türkiye’de işlenmiş sayılır. 

 C) Fiilde neticenin yabancı ülkede gerçek­leşmesi hâlinde suç yabancı ülkede iş­lenmiş sayılır ve Türk kanunları uygu­lanmaz. 

 D) Fiilin kısmen ya da tamamen Türki­ ye’de işlenmesi hâlinde suç Türkiye’de işlenmiş sayılır. 

 E) Fiilin kısmen yabancı ülkede, kısmen Türkiye’de işlenmesi hâlinde Türk ka­nunları uygulanır.

 (2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

 Cevap C

12. Ceza kanunlarının zaman bakımından uygulanmasıyla ilgili aşağıdaki ifadeler­ den hangisi yanlıştır?

 A) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilmez. 

 B) Yeni kanunun lehe olan hükümleri geçmişe yürür.

 C) Lehe olan kanun saptanırken, yeni ve eski kanunun lehe olan hükümleri bir­ likte uygulanamaz. 

 D) Süreli kanunlar, bu kanunlar yürürlük­ten kalktıktan sonra işlenmiş olan suç­lara da uygulanır

 E) Süreli kanun yürürlükten kalksa da yü­ rürlükte olduğu sırada işlenmiş suç­larda yargılamaya devam edilir ve hü­küm verilir.

 (2007-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.)

 Cevap D

13. Türkiye’de suç işleyen bir yabancının Türkiye’de cezalandırılmasıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

 A) Türk kanunlarına göre cezalandırılır 

 B) Vatandaşı olduğu ülkenin kanunlarına göre cezalandırılır

 C) Vatandaşı olduğu ülke ya da Türk ka­ nunlarından sanığın lehine olan kanu­ na göre cezalandırılır 

 D) Vatandaşı olduğu ülke ya da Türkiye arasında bu konuda bir antlaşma ol­ ması şartıyla Türk kanunlarına göre cezalandırılır

 E) Hiçbir şekilde Türkiye’de cezalandırı­lamaz 

(2002-KPSS) 

 Cevap A

14. Açık denizde Türk bayrağını taşıyan bir gemide işlenen suçlarda, yer yönünden yetkili mahkeme aşağıdakilerden hangi­sidir? 

A) Sanığın Türkiye’de yakalandığı yer mahkemesi 

B) Sanığın Türkiye’deki ikametgâhı mah­kemesi 

C) Geminin Türkiye'de ilk uğradığı yerin veya bağlama limanının mahkemesi 

D) Yargıtay’ın belirlediği mahkeme 

E) İlk usul işleminin yapıldığı yer mah­kemesi

 (2002-KPSS)

 Cevap:c

15. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa (TCK) göre, bir suç nedeniyle kişinin yabancı ülkeye geri verilmesi ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

 A) Türk kanunlarına göre suç teşkil etme­ yen bir fiil iadeye konu olabilir. 

 B) Askeri suç niteliğindeki bir fiil, iadeye konu olabilir.

 C) Siyasi suç niteliğindeki bir fiil iadeye konu olamaz. 

 D) Vatandaşın iade edilemeyeceğine iliş­ kin kural, Anayasaya göre, suçun iş­ lenmediği sırada vatandaş olanlar ba­ kımından geçerlidir. 

 E) Fiil affa uğramış olsa bile iadeye konu olabilir

 (2005-KPSS) 

Cevap C

16. Kişinin işlediği fiille birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet vermesi hali aşağıdakilerden hangisini oluşturur?

A) Fikrî içtima 

B) Zincirleme suç 

C) Bileşik suç 

D) Gerçek içtima 

E) Görünüşte içtima

 (2011-KPSS) 

 Cevap A

17. Kişinin öngördüğü neticeyi istememesi­ne karşın neticenin meydana geldiği hâlle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

 A) Kişi bu fiili kasten işlemiştir.

 B) Kişi bu fiili bilinçsiz taksirle işlemiştir. 

 C) Kişi bu fiili olası kastla işlemiştir.

 D) Kişi bu fiili bilinçli taksirle işlemiştir. 

 E) Kişi bu fiili kasta taksir kombinasyonu çerçevesinde işlemiştir.

(2011-KPSS) 

 Cevap D

18. Türk Ceza Kanunu’na göre, taksirle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

 A) Taksirli fiiller, kanunun belirttiği hâl­ lerde cezalandırılır.

 B) Taksirle işlenen suçlardan dolayı veri­ lecek ceza, zararın ağırlığına göre be­ lirlenir.

 C) Neticesi sebebiyle ağırlaşan suçlarda failin cezalandırılması için ağır netice bakımından en azından taksirli hareket etmesi gerekir. 

 D) Bilinçli (öngörülü) taksir cezayı ağır­ laştıran bir nedendir. 

 E) Taksir, neticenin öngörülemeyerek gerçekleştirilmesidir.

 (2010-KPSS) 

 Cevap B

19. Kastla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangi­si yanlıştır?

 A) Kastın kurucu unsurları, bilme ve is­ temedir.

 B) Kastın, suçu oluşturan davranışın icra­ sı anında var olması yeterlidir. 

 C) Olası kast hâlinde ceza artırılır. 

 D) Bazı suçlar yönünden genel kasttan başka özel kast da aranır.

 E) Kast, hareketin yapılmasından sonra da ortaya çıkabilir.

  (2009-KPSS) 

 Cevap C

20. A karşıdan ve yakın mesafeden başka bir aracın geldiğini gorduğu halde önündeki aracı sollamak istemiş ancak sollaya- madan karşıdaki araç ile çarpışarak o araç­ taki surucunun ojumune neden olmuştur. Bu durumda A’nın cezai sorumluluğuyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğ­rudur? 

 A) Bilinçli taksirle hareket etmiştir

 B) Doğrudan kastla hareket etmiştir

 C) Olası kastla hareket etmiştir

 D) Beklenmeyen durum söz konusudur cezai sorumluluk doğmaz 

(2008-Vergi Denetmen Yrd.) 

Cevap A

21. Bay A, şehir merkezindeki caddede arabası ile saat 13:30 sularında 120km/hızla sey­ retmektedir. Çok yoğun ve her yerinden insanların geçmesi muhtemel olan bu caddede A, aşırı süratle araba kullandığı için yoldan geçmesi muhtemel binlerine çarpabileceğini öngörmüş olmasına rağ­ men çok usta bir şoför olduğunu, dolayı­ sıyla gerçekleşmesi muhtemel kazaları şo­ förlük becerisini devreye sokarak önleyebi­ leceği düşünmüş ancak caddenin yaya ge­ çitlerinden birinde yoldan geçmekte olan Bayan B’ye çarparak ölümüne sebebiyet vermiştir. Bay A’nın cezai sorumluluğuyla ilgili ola­ rak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

 A) Kasten adam öldürmeden sorumludur 

 B) Dolaylı kastla adam öldürmeden so­ rumludur

 C) Bilinçli taksirle adam öldürmeye sebe­ biyet vermekten dolayı sorumludur

 D) Kastın aşılması sureti ile adam öldür­ meden sorumludur 

(Eylül/2009-Vergi Denetmen Yrd.)

 Cevap:  C

22. 

 I. Suçun oluşması için kural olarak failin taksirli olması aranır.

 II. Öngörülü taksirde netice fail tarafın­ dan öngörülmüştür. 

 III. Öngörülü taksirde ceza artırılır. 

 IV. Taksirli fiiller ancak kanunda açıkça belirtilen hâllerde cezalandırılır. 

 V. Neticesi sebebiyle ağırlaşan suçlarda failin netice yönünden en azından tak­ sirli hareket etmesi gerekir. 

Taksirle ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?

 A) Yalnız I

 B) Yalnızlll 

 C) İve III

 D) II , IV ve V

 E)II, III, IV ve V

(2009-KPSS) 

 Cevap E

23. Düğün evine gelenlerden Bay T çok m ik­ tarda alkol almış ve evin içinde tabanca ile tavana ateş ederken alkolün etkisiyle elinin seyrini kaybetmesi üzerine yere paralel ateş etmeye devam etmiş ve katılanlardan birisini alnından vurarak öldürmüştür. Olaydaki suç bakımından manevi unsur hangisidir? 

A) Taksir 

B) Bilinçli taksir 

C) Olası kast 

D) Kast 

(2009/Kasım-Vergi Denetmen Yrd.) 

Cevap C

24. Türk Ceza Kanunu’na göre, kastla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

 A) Kasta dayalı sorumluluk istisnai bir so­ rumluluktur. 

 B) Kastın unsurları bilme ve istemedir. 

 C) Sırf davranış suçlarında davranışın bi­ linip istenmesi yetenidir.

 D) Sonuçlu suçlarda sonucun istenmediği durumda kasttan söz edilemez. 

 E) Suçun olası kast ile işlenmiş olması hâlinde cezada indirim yapılır.

 (2008-Maliye Bak. Mali Hizmetler Uzman Yrd.)

 Cevap A

25. Kast ile ilgili aşağıdaki ifadelerden han­gisi doğrudur?

 A) Kasta dayalı sorumluluk istisnai bir soruinluluktur. 

 B) Kast için fiilin bilinmesi yeterlidir. 

 C) Olası (muhtemel) kast cezayı ağırlaştı­ ran bir nedendir. 

 D) Kast için sadece hareketin bilinip is­ tenmesinin yeterli olduğu suç tipleri vardır.

 E) Özel kast suçun kurucu unsuru değil, sadece suça etki eden nedendir. 

(2006-KPSS)

 Cevap D

26. A ve B birbirinden habersiz bir şekilde öl­ dürmek için C’ye zehir verirler. Her birinin verdiği zehir öldürücü miktarda değildir. Ancak ikisinin verdiği zehir Cnin ölümüne neden olur. Buna göre, A ve B’nin cezai sorumluluk­ larıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangi­si doğrudur? 

A) Sonucu nedeniyle ağırlaşan yaralama suçundan sorumludurlar. 

B) Kasten insan öldürme suçundan so­ rumludurlar. 

C) insan öldürmeye teşebbüs suçundan sorumludurlar. 

D) Taksirle insan öldürme suçundan so­ rumludurlar. 

E) Olası kastla insan öldürme suçundan sorumludurlar.

 (2007-KPSS)

 Cevap C

27. Kesintisiz (mütemadi) suçla ilgili aşağı­ daki ifadelerden hangisi doğrudur? 

A) Her suçun kesintisiz suç olarak işlen­ mesi mümkündür. 

B) Kesintisiz suç cezayı ağırlaştıran bir nedendir. 

C) Bazı ani suçlar da kesintisiz suç şek­linde işlenebilir. 

D) Kesintisiz suç, ihlal edici durumun oluşturulduğu anda sona ermiş olur. 

E) Ani suç ve kesintisiz suç ayrımı sadece suçun tamamlanması anı yönünden önemlidir.

 (2008-KPSS)

  Cevap C

28. A, B’ye 20 metreden başındaki elmayı vu­ rabileceğini söyler ve bunun üzerine iddia- laşırlar. B, başına bir elma koyar. A, ateş eder, mermi B’nin başına isabet eder ve B ağır şekilde yaralanır. Buna göre, A’nın sorumluluğuyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

 A) Kasıtlı insan yaralamadan sorumludur. 

 B) Basit taksirli insan yaralamadan so­ rumludur.

 C) Olası kast ile insan yaralamadan so­ rumludur.

 D) Öngörülü taksirle insan yaralamadan sorumludur. 

 E) B’nin rızası olduğu için sorumlu değil­dir. 

(2008-KPSS) 

 Cevap D

29. Hata ile ilgili olarak aşağıdaki ifadeler­ den hangisi doğrudur?

A) Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlar­ da hata fiil üzerinde hataya dönüşebi­ lir. 

B) Fiili hata halinde herhangi bir sorum­ luluktan bahsedilemez. 

C) Meşru savunmanın varlığı konusun­ daki her türlü hata sorumluluğu orta­ dan kaldırır. 

D) Hukuki hata kastı ortadan kaldırır. 

(13 Mayıs 2011 Milli Emlak Denetmen Yrd.)

  Cevap A 

30. Sel baskınından kurtulmak için B’nin ka­ pısını kırıp içeri giren A’nın bu fiili Türk Ceza Kanununa göre aşağıdakilerden hangisine örnektir?

A) Hakkın kullanılması 

B) Meşru savunma 

C) Zaruret hali 

D) Haksız fiil

 (2010-Maliye Bakanlığı Vergi Denetmen Yrd.) 

Cevap C 

31. Türk Ceza Kanunu’na göre, zorunluluk (zaruret) hâliyle ilgili aşağıdaki ifadeler­ den hangisi yanlıştır? 

A) Kişinin kendisine ya da başkasına ait bir hakka yönelik bir tehlike bulunma­ lıdır. 

B) Tehlike ağır ve muhakkak bir tehlike olmalıdır. 

C) Kişi, tehlikeye bilerek neden olmamalı­ dır. 

D) Tehlikeden başka türlü korunmak mümkün olmamalıdır. 

E) Tehlike, sadece kişinin kendisine ait bir hakka yönelik olmalıdır.

 (2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

 Cevap E

32. Failin suçun icrasına başladıktan sonra icra hareketlerini tamamlamaktan iste­ yerek vazgeçmesi ya da kendi çabasıyla suçun tamamlanmasını veya sonucun gerçekleşmesini önlemesine ne denir?

 A) Eksik teşebbüs 

 B) Etkin pişmanlık 

 C) Pasif pişmanlık 

 D) Gönüllü vazgeçme 

(2008-Vergi Denetmen Yrd.)

 Cevap:   D

33. Türk Ceza Kanunu’na göre, aşağıdakilerden hangisi haksız tahrik indirim nede­ ninin koşullarından biri değildir?

 A) Failin, haksız bir fiilin meydana getirdi­ği hiddetin etkisi altında olması 

 B) Failin, haksız bir fiilin meydana getirdi­ği şiddetli elemin etkisi altında olması 

 C) Failin işlediği suçun, haksız bir fiilin yol açtığı şiddetli elemin sonucu olma­ sı 

 D) Failin işlediği suçun, haksız fiil ile orantılı olması 

 E) Failin işlediği suçun, haksız bir fiilin yol açtığı hiddetin sonucu olması 

(2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

34. Bir ceza davasında hüküm verilirken aşağıdakilerden hangisi haksız tahrikle birlikte uygulanamaz? 

 A) Kısmi akıl hastalığı. 

 B) Takdiri hafifletici nedenler. 

 C) Plan, proje yapmak şeklinde anlaşılan taammüd 

 D) Hukuka uygunluk nedenleri. 

 E) Yaş küçüklüğü. 

(2004-KPSS)

 Cevap D

35. Aşağıdakilerden hangisi ceza hukukunun genel hükümleri kapsamında taksirin un­ surları arasında sayılmaz?

A) Kanunda fiilin taksirle işlenebileceği­ nin açıkça gösterilmiş olması 

B) Hareketin bilinmesi ve istenmesi 

C) Neticenin gerçekleşmesi 

D) Neticenin bilinmesi, öngörülmesi ve istenmesi 

(2008-Vergi Denetmen Yrd.) 

 Cevap D

36. Haksız tahrikle ilgili aşağıdaki ifadeler­ den hangisi doğrudur?

 A) Haksız tahrik hâlinde fiil suç olma nite­ liğini korur. 

 B) Haksız tahrik, Ceza Kanunu’nda basit ve ağır haksız tahrik olmak üzare ikiye ayrılmıştır. 

 C) Tahriki oluşturan fiilin, tepkide bulu­ nan kişiye karşı işlenmiş olması gere­ kir. 

 D) Tahrik fiilinin haksız olması için suç teşkil etmesi gerekir. 

 E) Tepki, haksız tahrikten hemen sonra gerçekleştirilmelidir.

 (2008-KPSS) 

Cevap A

37. Haksız tahrikle ilgili aşağıdaki ifadeler­ den hangisi doğrudur? 

 A) Takdiri hafifletici bir nedendir.  

 B) Hukuka aykırılığı etkiler. 

 C) Haksız tahrikin etkisiyle tahrikte bulu­ nanın yakınlarına karşı suç işleyen kimse haksız tahrikten yararlanır.

 D) Yakınlarına karşı yapılan haksız hare­ ketin doğurduğu gazabın etkisiyle suç işleyen kişi, haksız tahrikten yararla­ nabilir.

 E) Haksız tahrikten söz edilebilmesi için, tahrik fiili ile buna tepki olarak işlenen suç arasında belli bir zaman aralığı olmamalıdır. 

(2003-KPSS)

 Cevap A

38. Türk Ceza Kanunu’na göre, zorunluluk hâliyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangişi yanlıştır?

 A) Failin bilerek neden olmadığı bir tehli­ ke olmalıdır. 

 B) Tehlike ağır bir tehlike olmalıdır. 

 C) Tehlike mutlaka faile yönelik olmalıdır. 

 D) Tehlike mal varlığı hakkına yönelik olabilir. 

 E) Tehlike muhakkak bir tehlike olmalıdır.

(2008-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.) 

 Cevap C

39. Meşru savunmayla ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisgjöğrudur? 

 A) Haksız saldırı herkese yönelmiş olabi­lir“ 

 B) Haksız salam saaece faile yönelmiş olmalıdır.

 C) Haksız saldırı sadece faile veya failin akrabalarına yönelmiş olmalıdır. 

 D) Haksız saldırı sadece faile, yakın akra­ balarına veya küçüklere yönelmiş ol­ malıdır.

 (13 Mart 2011-Mıllı Emlak Denetmen Yrd.)

Cevap A

40. Türk Ceza Kanununa göre meşru savun­ manın şartlarıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi yanlıştır?

 A) Haksız bir saldırı olmalıdır 

 B) Saldırı mutlaka gerçekleşmiş olmalıdır 

 C) Saldırı gerek kendisine gerekse baş­ kasına ait bir hakka yönelmiş olmalıdır 

 D) Savunma zorunlu ve saldırı ile orantılı olmalıdır 

(2010-Maliye Bakanlığı Vergi Denetmen Yrd.) 

Cevap B

41. Meşru savunmayla ilgili aşağıdaki ifade­ lerden hangisi yanlıştır? 

A) Meşru savunma için saldırı haksız ol­ malıdır 

B) Meşru savunma için saldırı mevcut olmalıdır 

C) Meşru savunma için gerçekleşmesi muhakkak saldırı yeterlidir 

D) Meşru savunma için gerçekleşmesin­ den sadece şüphe edilen saldırı yeter­ lidir 

(2010-Milli Emlak Denetmen Yrd.)

 Cevap D

42. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa (TCK) göre, hukuka uygunluk nedenleri (ceza sorumluluğunu kaldıran nedenler) ile il­ gili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

 A) Amirin emrinin yerine getirilmesi bir hu­ kuka uygunluk nedeni olarak düzenlen­ memiş. Anayasaya atıfta bulunmakla ye- tiniimiştir.

 B) Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası, hukuka uygunluk nedeni olarak açıkça düzenlenmiştir.' 

 C) Üçöncü kişi lehine zorunluluk hali kabul edilmemiştir. 

 D) Hukuka uygunluk nedenleri arasında sı­ nırın aşılması hali düzenlenmemiş, Ce­ vap kusurlukla ilgili gene! kurallara bıra­ kılmıştır. 

 E) Hukuka uygunluk nedenlerinin, sadece 5237 sayılı TCK’da yer alanlarla sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır

(2005-KPSS)

 Cevap B

43. Meşru müdafaayla (savunma) ilgili aşa­ğıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? 

A) Meşru müdafaa fiilin hukuka aykırılığı­ nı etkiler. 

B) Meşru müdafaa suçun oluşmasını en­ geller 

C) Meşru müdafaadan söz edilebilmesi için tepkinin saldırıda bulunana karşı yapılması gerekir. 

D) Her türlü hakka yönelik haksız saldırı meşru müdafaaya neden olmaz. 

E) Meşru müdafaadan sadece haksız sal­ dırıya uğrayanlar yararlanabilir

 (2003-KPSS) 

 Cevap E

44. Aşağıdakilerden hangisi hukuka uygun­ luk nedenidir?

 A) Maddi cebir

 B) Fiili hata 

 C) Mağdurun rızası 

 D) Hukuki hata 

 E) Mücbir sebep 

(2001-KMS) 

Cevap C

45. Türk Ceza Kanunu’na göre, amirin emrini yerine getirme şeklindeki hukuka uygun­ luk nedeni ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

 A) Amirle memur arasında kamu hukuku ilişkisi bulunmalıdır.

 B) Emrin hukuka uygunluğunun denet­ lenmesi kanun tarafından engellene­ mez. 

 C) Emir görev gereği zorunlu bir emir olmalıdır. 

 D) Konusu suç teşkil eden emir yerine ge­ tirilmez. 

 E) Emrin görevle ilgili bir emir olması yetmez. 

(2008-Mali Hizmetler Uzman Yrd.) 

CevapB

46. Türk Ceza Kanunu’na göre ceza sorumlu­ luğunu kaldıran nedenlerle ilgili aşağı­ daki ifadelerden hangisi doğrudur?

 A) Hukuka aykırı emir hiçbir surette yeri­ ne getirilemez. 

 B) Hayvan saldırılarına karşı meşru sa­ vunma mümkündür.

 C) Üçüncü kişiye ait bir hakka yönelik ağır ve muhakkak tehlikeye karşı zorunlu­ luk hali kabul edilmemiştir. 

 D) Ceza sorumluluğunu kaldıran neden­ lerde sınırın taksirli şekilde aşılması halinde, fiilin taksirli şekli de cezalandırılıyorsa fail işlenen fiilin taksirli şek­ linden cezalandırılır; ancak cezası ka­ nunda belirtilen oranda indirilir. 

 E) İsnat yeteneği olmayanların haksız saldırılarına karşı meşru savunma mümkün değildir.

 (2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.) 

 Cevap A

47. Meşru savunmayla ilgili aşağıdaki ifade­ lerden hangisi doğrudur?  

 A) Saldırıda kullanılan araçla, savunmada kullanılan araç benzer olmalıdır

 B) Saldırının cinsel bütünlüğe karşı olma­ sı savunmayı haklı kılmaz. 

 C) Savunmada sınırın aşılması halinde fail hiçbir durumda ceza almaz. 

 D) Saldırıyla alakası olmayan üçüncü bir kişiye zarar verilmektedir. 

 E) isnat yeteneği olmayan akıl hastası ve küçüklerin saldırılarına karşı da sa­ vunma yapmak mümkündür.

 (2007-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.)

 Cevap E

48. Türk Ceza Kanunu’na göre, meşru sa­ vunma ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

A) Meşru savunma ancak hayata, vücut bütünlüğüne ve cinsel özgürlüğe karşı saldırılar yönünden kabul edilmiştir. B) Meşru savunma mameleki haklara yö­ nelik saldırılar için de kabul edilmiştir. 

C) Meşru savunma gerçekleşmesi şüpheli olan saldırı yönünden kabul edilmiştir. 

D) Meşru savunma tekrarı şüpheli olan saldırılar yönünden kabul edilmiştir. 

E) Meşru savunma için herhangi bir-sal­ dırı yeterlidir. 

(2008-Sayıştay Denetçi Yrd.)

Cevap: B

49. Meşru savunmada haksız saldırı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

 A) Sadece hayata yönelik olmalıdır.

 B) Sadece hayata ve vücut bütünlüğüne yönelik olmalıdır. 

 C) Sadece hayata, vücut bütünlüğüne ve ırza yönelik olmalıdır 

 D) Sadece kişilik haklarına yönelik olmalı­ dır. 

 E) Her türlü hakka yönelik olabilir.

 (2006-KPSS) 

 Cevap E

50. Meşru savunmayla ilgili aşağıdaki ifade­ lerden hangisi doğrudur?

 A) Haksız saldırı sadece faile yönelmiş olmalıdır. 

 B) Haksız saldırı sadece faile veya failin akrabalarına yönelmiş olmalıdır

 C) Haksız saldırı sadece faile, yakın akra­ balarına veya küçüklere yönelmiş ol­ malıdır.

 D) Haksız saldırı sadece faile ve failin alt ve üst soyuna yönelmiş olmalıdır.

 E) Haksız saldırı herkese yönelmiş olabi­ lir. 

(2007-KPSS)

Cevap E

51. Hukuka uygunluk nedenlerinde sınırın aşılmasıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? 

A) Sınırın taksirle aşılması halinde ceza­ nın indirilip indirilmemesi hâkimin takdirine bırakılmıştır. 

B) Sınırın taksirle aşılması halinde fail, fii­ lin taksirli şekli suç ise cezalandırılır. 

C) Sınırın taksirle aşılması halinde faile taksirli suçun cezası indirilerek verilir. 

D) Sınırın aşılması halinde failin kusuru yoksa ceza verilmez. 

E) Sınırın kastla aşılması hafinde fail meydana gelen sonuçtan kasıtlı olarak sorumludur.

 (2007-Sayıştay Denetçi Yrd.)

 Cevap A

52. Türk Ceza Kanunu’na göre, amirin emrini /erine getirmeyle ilgili aşağıdaki ifade­ lerden hangisi doğrudur?

 A) Şirket sahibinin emrini uygulayan işçi sorumlu olmaz.

 B) Emrin görevle ilgili bir emir olması ye- terlidir. 

 C) Emrin görev gereği zorunlu bir emir olması gerekir. 

 D) Emrin konusunun suç teşkil etmesi fii­ lin hukuka uygunluğunu etkilemez. 

 E) Emrin hukuka uygunluğunun denet­ lenmesi hiçbir şekilde engellenemez.

 (2008-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.)

 Cevap C

53. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa (TCK) göre, meşru savunma ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? 

 A) Kişiye ait her türlü hakka saldırı karşı- sınria meşru savunma mümkündür. 

 B) Saldırının haksız sayılabilmesi için sal­ dırının isnat edilebilir veya cezalandırı­ labilir olması gerekir.

 C) Saldırının haksız olması için suç teşkil etmesi gerekli değildir, hukuka aykırı olması yeterlidir,

 D) Sınır, mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ötürü aşılmışsa faile ceza verilmez.

 E) Saldırı ile savunma arasında bir oran bulunması, meşru savunmayı hükme bağlayan normda belirtilmiştir.

 (2005-KPSS)

Cevap B

54. Türk Ceza Kanunu’na göre suça teşeb­ büsle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır

  A) Türk Ceza Kanunu’nun teşebbüse iliş­ kin hükümleri, cezai sorumluluğu da­ raltıcı nitelik arz eder. 

  B) Teşebbüs halinde kalan suçun, manevi unsur bakımından tamamlanmış suç­ tan bir farkı yoktur

. C) Eksik ve tam teşebbüs ayrımı bulun­ mamaktadır.

  D) Tehdit suçuna teşebbüs mümkündür. 

  E) Teşebbüste gönüllü vazgeçme halinde fail, kastettiği suçtan cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım bir suça vücut veriyorsa o suça ait cezayla cezalandı­rılır. 

(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

 Cevap A 

55. Teşebbüsle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

 A) Teşebbüsü düzenleyen hükümler cezai sorumluluğu genişletir. 

 B) Teşebbüs için suç işleme kararının ic­ rasına başlanmış olması yeterlidir. 

 C) Teşebbüsten söz edilebilmesi için icra hareketlerinin tamamlanmamış olması şarttır.

 D) Gönüllü vazgeçme durumunda faile hiçbir şekilde ceza verilmez. 

 E) İşienemez suç durumunda faile güven­ lik tedbiri uygulanır.

 (2007-Sayıştay Denetçi Yrd.) 

Cevap A

56. Teşebbüsle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

 A) Teşebbüs için suç işleme kararının ic­ rasına henüz başlanmamış olmalıdır.

 B) Teşebbüs için kastedilen suçun icrası­ na başlanmış olması yeterlidir. 

 C) Türk Ceza Kanunu’na göre eksik ve tam teşebbüs olmak üzere iki tür te­ şebbüs vardır. 

 D) icra hareketlerinin tamamlanmamış olması halinde faile ceza verilmez. 

 E) Teşebbüs olası kastla işlenen suçlar yönünden de mümkündür.

 (2007-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.) 

 Cevap B

57. A, kuyumcu B’nin dükkanındaki kasayı açıp, mücevherleri almak için maymun­ cukla kasanın bulunduğu odaya gider, ka­ sayı maymuncukla açmaya çalışırken maymuncuk kırılır. Bunun üzerine başka bir zaman yeni maymuncukla gelerek ka­ sayı açma düşüncesiyle oradan uzaklaşır. Olayla ilgili olarak aşağıdakilerden han­ gisi doğrudur? 

 A) Gönüllü vazgeçme durumu vardır 

 B) Etkin pişmanlık söz konusudur 

 C) Hırsızlık suçuna teşebbüs söz konusu­ dur

 D) Olayda icra değil hazırlık hareketleri söz konusudur

 (2008-Vergi Denetmen Yrd.)

 Cevap C

58. Türk Ceza Kanunu’na göre, aşağıdakiler- den hangisi iştirak türlerinden biri değil­ dir? 

 A) Azmettirme

 B) Teşvik 

 C) Suç kararını kuvvetlendirmek 

 D) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek 

 E) Suç işlendikten sonra yardım etmek 

(2010-KPSS)

 Cevap E

59. Suça iştirak ile ilgili aşağıdaki ifadeler­ den hangisi doğrudur? 

  A) iştiraki düzenleyen hükümler cezai so­ rumluluğu daraltır. 

  B) Suç ortaklarından birinin suçun işlen­ mesinden ihtiyarıyla vazgeçmesi ceza­ landırılmaması için yeterlidir.

  C) İştirakten söz edilebilmesi için failler arasında önceden bir anlaşma olması şart değildir.

  D) iştirak iradesinin açıklanması cezai so­ rumluluk için yeterlidir.

  E) Maddi iştirak, manevi iştirakten daha ağır şekilde cezalandırılır.

(2004-KPSS) 

 Cevap C

60. Suça iştirak ile ilgili aşağıdaki ifadeler­ den hangisi yanlıştır? A) Suç işlendikten sonra olabilir. B) Manevi şekilde olabilir. C) Suç işlenirken olabilir. D) Maddi şekilde olabilir. E) İhmali davranışla olabilir. (2006-KPSS) Cevap: Suça iştirak; ?Nw JVlanevi şekilde olabilir Suç işlenirken olabilir lx ^ j Maddi şekilde olabilir İhmali davranışla olabilir.Cevap A

61. Suça iştirakle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

 A) iştirak, cezai sorumluluğu genişleten bir müessesedir 

 B) İştirakten söz edilebilmesi için suçun işlenmesine katkıda bulunmak şart de­ğildir 

 C) iştirakte her ortak için öngörülen ceza aynıdır

 D) Çok failli suçlara iştirak mümkün de­ ğildir 

 E) Mahsus suçlara iştirak mümkün değil­ dir

 (2003-KPSS)

Cevap A

62. A, bir banka şubesini soymayı düşündü­ ğünü B'ye söyler. B, bunun çok iyi bir dü­ şünce olduğunu, mutlaka gerçekleştirmesi gerektiğini ifade eder. A, şubeden parayı çalıp kaçarken yakalanır. B'nin davranışı hangi iştirak türünü oluş­ turur?

 A) Azmettirme

 B) Yardım etme

 C) Suç kararını takviye 

 D) Talimat verme

 E) Müzaheret ve muavenette bulunma

 (2001-KMS) 

 Cevap B

63. A'nm tek bir söz ile birden fazla kişiye hakaret etmesi durumunda aşağıdakilerden hangisi söz konusu olur? 

 A) Geçitli suç 

 B) Zincirleme suç

 C) Fikri içtima 

 D) Bileşik suç

 (2008-Vergi Denetmen Yrd.) 

 Cevap B

64. A, B’ye peş peşe üç defa hakaret etmiştir. Buna göre A’nın cezai sorumluluğuyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğ­ rudur? 

 A) İtiyadi suç vardır. 

 B) Üç ayrı hakaret suçu vardır.

 C) Zincirleme suç vardır.

 D) Mütemadi suç vardır. 

 E) Tek hakaret suçu vardır

 (2007-Sayıştay Denetçi Yrd.)

  Cevap E

65. Bisiklet satış mağazası olan A, karşısında yeni açılan bisiklet satış mağazasının sahi­ bi B’yi yıldırmak için, işçisi C’ye B’nin ma­ ğazasından on bisiklet çalmasını; aksi hal­ de aylığını ödeyemeyeceğini söyler. Bir gece C, B’nin mağazasına girer, üç bisikleti dışarı çıkarıp arabasına yerleştirir. Olayla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangi­ si doğrudur?

 A) A, suça teşvik eden durumundadır. 

 B) Olayda bir tek hırsızlık suçu vardır. 

 C) Olayda müteselsil hırsızlık suçu vardır. 

 D) Olayda üç tamamlanmış, bir de teşeb­ büs derecesinden kalmış hırsızlık suçu vardır. 

 E) Tehdit edildiği için C’nin cezai sorum­ luluğu yoktur. 

(2004-KPSS)

 Cevap:  B

66. Has mı A'nın, B iie karakola gittiklerini gö­ ren C, saçmaların B'ye de isabet edeceği ihtimalini göze alarak, arkadan ve yakın mesafeden A'ya çifte ile bir el ateş etmiş; saçmaların bir kısmı A'ya, bir kısmı da B'ye isabet etmiştir. A ölmüş, B uzun bir tedavinin sonucunda sağlığına kavuşmuş­ tur. Cnin cezai sorumluluğuyla ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

 A) Fikri içtima söz konusu olduğundan ka­ sıtlı adam öldürme suçundan ceza veri­lir.

 B) Kasıtlı adam öldürme ve müessir fiil suçlarından ceza verilir.

 C) Kasıtlı adam öldürme suçundan ve adam öldürmeye teşebbüsten ceza veri­lir. 

 D) Kasıtlı adam öldürme ve kasıtlı müessir fiil suçlarından ceza verilir. 

 E) Müteselsil suç söz konusu olduğundan kasıtlı adam öldürme suçundan ceza ve­rilir, bu ceza bir miktar artırılır. (2001-KMS)

Cevap C

67. Türk Ceza Kanunu’na göre, aşağıdakiler- den hangisi cezai sorumluluğu kaldıran nedenlerden biri değildir?  Â)Kanun hükmünün yerine getirilmesi

 B) Yetkili amirin emri 

 C) Haksız tahrik 

 D) Zorunluluk hâli 

 E) İlgilinin rızası

 (2010-KPSS)

Cevap C

68. Aşağıdakilerden hangisi Türk Ceza Ka- nunu’nda öngörülen müeyyidelerden biri değildir?

 A) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası

 B) Müebbet hapis cezası .... 

 C) Süreli hapis cezası 

 D) Hafif hapis cezası 

 E) Adli para cezası 

(2008-Sayıştay Denetçi Yrd.) 

Cevap D

69. Türk Ceza Kanunu’na göre, müsadereyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğ­ rudur? 

 A) Kasıtlı bir suçun işlenmesine tahsis edilen eşya, iyi niyetli üçüncü kişilere ait olsa bile müsadere edilir 

 B) Bir şeyin sadece bazı kısımlarının mü­ saderesi hiçbir zaman mümkün değil­dir 

 C) Paydaşlığa konu eşya bakımından sa­ dece suça iştirak edenin payının mü­ saderesine karar verilemez

 D) Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından teh­ likeli olması hâlinde müsadere edilir

 (2010-Miüf Emlak Denetmen Yrd.) 

Cevap D

70. Af ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğ­ rudur?

 A) Özel af sadece cezayı etkiler 

 B) Özel afta cezaya bağlı olan hak yok­ sunlukları ortadan kalkar.

 C) Cumhurbaşkanının affı genel aftır. 

 D) Özel af yürütülen soruşturmanın sona erdirilmesine sebep olur.

 E) Özel af sadece cezayı bütün sonuçla­ rıyla kaldırır. 

(2003-KPSS)

  Cevap A

71. Aşağıdakîlerden hangisi ceza davasını ortadan kaldırmaz?

 A) Dava konusu suçun özel affa uğraması 

 B) Dava konusu suçun genel affa uğra­ ması 

 C) Sanığın ölümü 

 D) Şikâyete bağlı suçla ilgili davada şikâ­ yetin geri alınması 

 E) Dava zamanaşmnına süresinin dolması 

(2004-KPSS)

  Cevap A

72. Tekerrürle ilgili olarak aşağıdaki ifade­ lerden hangisi doğrudur?

 A) Özel affa uğramış mahkumiyet teker­ rüre esas olmaz d 

 B) Yabancı mahkemeler tarafından veri­ len bazı mahkûmiyetler tekerrüre esasi olur *

 C) Kasıtlı suçtan dolayı verilen mahkûmi­ yetler taksirli suçta tekerrüre esas olur 

  D) Önceki cezanın çekilmiş olması gere­ kir

 (13 Mayıs 2011-Millî Emlak > Denetmen Yrd.)

Cevap B 

73. Türk Ceza Kanununa göre “erteleme” ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğ­ rudur? 

 A) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı herhangi bir mahkumiyeti olanın ceza­ sı ertelenemez

 B) Kural olarak 3 yıla kadar hapis cezası ertelenebilir 

 C) Para cezaları ertelenemez 

 D) 65 yaşını dolduran kişinin cezası, mik­ tarı ne olursa olsun ertelenebilir 

(2010-Milli Emlak Uzman Yrd.)

Cevap C

74. Türk Ceza Kanunu’na göre, cezaların er­telenmesi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

  A) Ertelenecek cezanın miktarı sanığın yaşına göre değişir. 

  B) Para cezasının ertelenmesinde bir mik­tar belirlenmemiştir.

  C) Denetim süresi hapis cezasında tek başına hükmedilen adli para cezasına nazaran daha 

  D) Hükümlü deneme süresi içinde her­ hangi bir suç işleyecek olursa cezanın tamamı infaz kurumunda çektirilir. 

  E) Denetim süresi sonunda mahkûmiyet ortadan kalkar. 

(2008-Sayıştay Denetçi Yrd.) 

Cevap A

75 Aşağıdaki mahkûmiyetlerden hangisi tekerrüre esas olur?

A) Ön ödeme kararı 

B) Adli sicilden silinen mahkûmiyet 

C) Yeni kanunla suç olmaktan çıkarılmış mahkûmiyet

D) Güvenlik tedbiri hakkında karar

E) İnfaz edilmemiş mahkumiyet kararı

(2004-KPSS) 

Cevap E

76. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, süre­ lerin hesaplanmasıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

 A) Gün ile belirlenen süreler tebligatın yapıldığı gün başlar.

 B) Hafta olarak belirlenen süreler, her hâlde son haftanın son günü mesai bi­ timinde sona erer. 

 C) Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatil­ den önceki son iş günü mesai saatinde sona erer.

 D) Süre ay olarak belirlenmişse tebligatın yapıldığı günün, son ayda sayı bakı­ mından karşılığı olan günün mesai sa­ ati bitiminde sona erer. Son bulduğu ayda sayı karşılığı olan gün yoksa süre ayın son günü mesai saati bitiminde sona erer.

 E) Ay olarak belirlenen sürelerde, sürenin son bulduğu ayda sayı karşılığı olan gün yoksa süre izleyen ayın ilk günü mesai saati bitiminde sona erer. 

(2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

Cevap D

77. Aşağıdakilerden hangisi kamu güvenliği nedeniyle davanın naklini Yargıtay’dan ister? 

 A) Adalet Bakanı 

 B) Sanık 

 C) Davaya bakan mahkeme

 D) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı

 E) Davayı açan ve takip eden Cumhuriyet savcısı 

(2007-Sayıştay Denetçi Yrd.) 

 Cevap A

78. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, da­ vanın nakliyle ilgili aşağıdaki ifadeler­ den hangisi yanlıştır? 

A) Dava hukuki nedenlerle nakledilebilir. 

B) Dava fiili nedenlerle nakledilebilir. 

C) Dava kamu güvenliği nedeniyle nakle­ dilebilir. 

D) Dava kamunun sağlığı nedeniyle nak­ ledilebilir. 

E) Kamu güvenliği nedeniyle davanın naklini Adalet Bakanı Yargıtaydan ister. 

(2008-Sayıştay Denetçi Yrd.)

 Cevap D

79. Aşağıdakiierden hangisi soruşturmanın Özelliklerinden biri değildir?

 A) Gizlilik

 B) Yoğunluk

 C) Dağınıklık 

 D) Kamusallık 

 E) Vazıhlık  

(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

 Cevap B

80. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, mahkemelerin (yer bakımından) yetkisi­ nin belirlenmesinde esas alınan temel kural aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Suçun işlendiği yer 

B) Şüpheli veya sanığın yakalandığı yer 

C) Şüpheli veya sanığın yerleşim yeri 

D) Şüpheli veya sanığın Türkiye’deki son yerleşim yeri 

E) Şüpheli veya sanık hakkında ilk usul işleminin yapıldığı yer 

(2011-KPSS) 

 Cevap A

81. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, mahkemelerin yetkisiyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? 

A) Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendi­ ği yer mahkemesine aittir.

B) Teşebbüs aşamasında kalmış suçlarda • son icra hareketinin yapıldığı yer mah­ kemesi yetkilidir. 

C) Kesintisiz (mütemadi) suçlarda kesintinin gerçekleştiği yer mahkemesi yet­ kilidir. 

D) Zincirleme suçlarda son suçun işlen­ diği yer mahkemesi yetkilidir.

E) Kesintisiz (mütemadi) suçlarda son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkili­dir.

(2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

 Cevap E

82.

 I. Yerleşim yeri mahkemesi 

 II. Yakalandığı yer mahkemesi 

 III. İlk usul işlemlerinin yapıldığı yer mahkemesi 

 IV. En son adresinin bulunduğu yer mahkemesi 

Şüpheli veya sanığın suçu işlediği yer belli değilse özel yetkili mahkemeler sırasıyla aşağıdakilerden hangisidir?

 A) I, II, III, 

 B) I, II, IV, III

 C) II, I,III, IV 

 D) II, I, IV, III 

 E) III,I,II, IV

 (2007-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.) 

Cevap:

83. İlk derece mahkemesinde yetkisizlik id­ diası en geç ne zamana kadar ileri sürü­ lebilir?

 A) Sanığın sorgusundan önce 

 B) Hükümden önce 

 C) İddianame okunmadan önce 

 D) Savcının esas hakkındaki mütalaasın­ dan önce 

 E) En geç üçüncü oturumdan önce 

(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.) 

 Cevap A

84. Ceza muhakemesinde yer yönünden yetki kuralıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

 A) Teşebbüs aşamasında kalan bir suçta ilk icra hareketinin yapıldığı yer mah­ kemesi yetkilidir. 

 B) Zincirleme suçlarda ilk suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. 

 C) Kesintisiz suçlarda ilk hareketin yapıl­ dığı yer mahkemesi yetkilidir. 

 D) Takibi şikâyete bağlı olan hakaret su­ çunun ülkede yayımlanan bir basılı eserle işlenmesi halinde, eser mağdu­ run yerleşim yerinde veya oturduğu yerde dağıtılmışsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. 

 E) Suçun işlendiği yer belli değilse Anka­ ra mahkemesi yetkilidir. 

(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

 Cevap D

85. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa (CMK) göre, bir deniz taşıtında ve taşıt Türk karasularındayken işlenen suçlarda yer itibariyle yetkili mahkeme, aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Gemi kaptanının yerleşim yeri mahke­ mesi 

B) Şüphelinin yerleşim yeri mahkemesi 

C) Ankara mahkemeleri 

D) Yargıtay tarafından belirlenen mahke­me 

E) Geminin ilk ulaştığı yer mahkemesi

 (2005-KPSS) Cevap E

86. Mahkeme, davanın konusunu oluşturan fiilin mahiyetini ileri sürerek davanın daha aşağı bir yetkili mahkemenin yetki­ sine dahil olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararını ne zamana kadar verebilir? 

 A) Duruşmaya kadar

 B) İddianame okununcaya kadar 

 C) Esas hakkmdaki mütalaalar bildirilinceye kadar 

 D) Sorguda 

 E) Son karar verilinceye kadar 

(2001-KMS) .

 Cevap A

87. Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüp­ hesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreye ne ad veri­lir?

 A) Kovuşturma 

 B) Soruşturma 

 C) Hazırlık soruşturması 

 D) İlk soruşturma 

 E) Son soruşturma 

(2011-KPSS) 

 Cevap B

88. Aşağıdakilerden hangisi tanıklıktan çekilenemez?

 A) Şüphelinin nişanlısı 

 B) Şüphelinin eski eşi 

 C) Şüphelinin evlatlığı

 D) Şüphelinin babası 

 E) Şüphelinin iş ortağı

 (2006-KPSS)

 Cevap E 

89. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, aşa- ğıdakilerden hangisi mesleği ve sürekli uğraşı sebebiyle tanıklıktan çekinemez?

 A) Eczacılar

 B) Ebe yardımcıları

 C) Avukat stajyerleri 

 D) Tapu memurları 

 E) Maîmüşavirler 

(2008-KPSS) 

Cevap D

90. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa (CMK) göre, bilirkişilikle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, bilirkişi görevlendirilebilir. 

B) Tüzel kişilerin de bilirkişi olması müm­ kündür. 

C) Resmi bilirkişilikle görevlendirilmiş olan kişiler, bu görevlendirmeyi reddemez. 

D) Bilirkişilerin hiçbir şekilde çekinmesi mümkün değildir. 

E) Bilirkişi, görevini yerine getirmek ama­ cıyla bilgi edinmek için, şüpheli ve sa­ nık dışındaki kimselerin de bilgisine başvurabilir.

 (2005-KPSS) 

Cevap D

91. Bir ceza davasında en geç ne zamana kadar delil ibraz edilebilir?

 A) Hüküm verilinceye kadar

 B) Hüküm kesinleşinceye kadar

 C) Hazırlık soruşturmasının sonuna kadar 

 D) Duruşma başlayıncaya kadar

 E) Duruşma sona erinceye kadar (2002-KPSS) 

Cevap B

92. Tutuklama ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 

 A) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının tutukluyu resen serbest bı­ rakma yetkisi yoktur. 

 B) Tutuklu şüphelinin salıverilme istemi üzerine merciince, tutuklama yerine adli kontrol uygulanmasına karar verilemez. 

 C) Şüpheli veya sanığın salıverilme istemi V,... üzerine merciince, 3 gün içinde karar verilir. 

 D) Tutukluluk sürelerinin uzatılmasına ilişkin kararlara.itiraz mümkün değildir. 

 E) Ağır ceza mahkemesinin görev aianına giren işlerde, toplam tutukluluk süresi 3 yılı geçemez. 

(2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.)

 Cevap C

93. Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhâl kendisini çağıran merci önüne çıkarılamadığında, en geç ne ka­dar süre içerisinde çağıran hâkim, mah­keme veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir?

 A) Yol süresi hariç en geç 12 saat içinde 

 B) Yol süresi hariç en geç 48 saat içinde 

 C) Yol süresi dâhil en geç 24 saat içinde

 D) Yol süresi dâhi! en geç 48 saat içinde

 E) Yol süresi hariç en geç 24 saat içinde

 (2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.) 

 Cevap E 

94. Ağır ceza mahkemesinin görevine girme­yen işlerde tutukluluk süresi, uzatma sü­resi dâhil en çok ne kadardır?

 A) 1 yıl

 B) 1yıl 6ay 

 C) 2 yıl 

 D) 5 yıl 

 E) 10 yıl 

(2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.) 

 Cevap B

95. Savcı yürüttüğü bir soruşturmada şüpheli Ş'nin tutuklanmasını sulh ceza hâkiminden istemiş, ancak sulh ceza hâkimi sanığı tutuklamamıştır. Savcı bu karara itiraz etmiş ve itiraz merci tutuklama kararı vermiştir. Buna göre, merciin verdiği bu kararın denetimi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

 A) Merci taralından verilen bu tutuklama kararına karşı, itiraz kanun yoluna gidi­ lebilir.

 B) Merciin itiraz üzerine verdiği bu karar kesindir ve başka bir kanun yoluna gi­ dilemez.

 C) Merciin verdiği bu karara karşı, kanun yararına bozma talebinde bulunulabilir. ’

 D) Merciin bu kararına karşı, temyiz kanun yoluna gidilebilir.

 E) Merciin bu kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Baş savcılığına başvurulabilir.

 (2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.) 

 Cevap A

96. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, aşağıdakilerden hangisi koruma tedbiri de­ğildir?

 A) Yakalama 

 B) Tutuklama 

 C) Arama 

 D) iletişimin denetlenmesi

 E) Kamu davasının açılmasının ertelen­mesi

(2011-KPSS) 

 Cevap D

98. Aşağıdaki suçların hangisinde tutuklama nedeni varsayılabilir? 

A) Taksirle insan öldürme 

B) Cebir suçu 

C) Organ ve doku ticareti 

D) Hırsızlık 

E) Resmî belgede sahtecilik 

(2010-KPSS) 

Cevap D

99. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre bilgi­ sayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma tedbiriyle ilgili aşağıdaki ifade­ lerden hangisi yanlıştır?

 A) Şüphelinin kullandığı bilgisayarlar ve bilgisayar programlarında arama yapılması için, başka surette delil elde etme olanağının bulunmaması gerekir.

 B) Şüphelinin kullandığı bilgisayarlar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılması için hâ­ kim kararı gerekir. 

C) Gecikmesinde sakınca bulunan hâller­ de, bilgisayarlarda, bilgisayar prog­ ramlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama, el koyma tedbirine Cum­ huriyet savcısının yazılı emri bulunma­sı şartıyla başvurulabilir. Cumhuriyet savcısının bu kararı 24 saat içinde gö­ revli hâkimin onayına sunulur. 

 D) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine t el koyma işlemi sırasında sistemdeki veriler yedeklenir.

 E) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine el koyma işlemi sırasında oluşturulan veri yedeğinin bir kopyası, istenmesi hâlinde şüpheliye veya vekiline verilir. 

(2009-KPSS)

Cevap C

100. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, aşa- ğıdakilerden hangisi tutuklunun salıve­ rilmesine karar veremez? 

 A) Cumhuriyet savcısı 

 B) Sulh ceza hâkimi 

 C) Bölge adliye mahkemesi

 D) Yargıtay Ceza Genel Kurulu

 E) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 

(2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

Cevap E

101. Ceza Muhakemesi Kanununa göre teknik araçlarla izleme koruma tedbiri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? 

A) Kuvvetli suç şüphesi barındıran bir ey­ lemin açığa çıkartılması için başka bir delil etme imkânmm olmaması gerekir 

B) Koruma tedbirinin ağırlığı ve önemi nedeniyle sadece hakim kararıyla uy­ gulanabilir 

C) izlemenin ancak kamuya açık yerler ve işyerlerindeki faaliyetler için yapılması gerekir 

D) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar dışında bu tedbirin uygulanma­ sının dört haftayla sınırlandırılıp, ge­ rektiğinde bir defaya mahsus uzatılabi­lir 

(2008-EPDK Uzman Yrd.)

 Cevap B

102. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, aşa- ğıdakilerden hangisi adli kontrol kapsa­ mındaki yükümlülük türlerinden biri de­ ğildir? 

 A) Yurt dışına çıkmamak 

 B) Her türlü taşıtı ya da bunlardan bazıla­ rını kullanmamak 

 C) Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence mik­ tarını yatırmak

 D) Silah bulundurmamak veya taşımamak

 E) Taşınmazlara, hak ve alacaklara el ko­ yulmasına katlanmak

 (2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

 Cevap E 

103. Gizli soruşturmacı görevlendirmeye iliş­ kin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlış­ tır?

 A) Adli organların gerekli gördüğü her durumda gizli soruşturmacı tayin edi­ lebilir.

 B) Sadece kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak tayin edilebilirler. 

 C) Soruşturmacı görevini yerine getirirken suç işleyemez.

 D) Gerekli hallerde soruşturmacının kimliği değiştirilebilir

 E) Soruşturmacının görevlendirilmesi su­ retiyle elde edilen kişisel bilgiler, görevlendirildiği ceza soruşturması ve kovuşturması dışında kullanılamaz 

(2008-Halkbank Uzman Yrd)

 Cevap Â

104. Aşağıdakilerden hangisi tutuklama ne­ denlerinden biri değildir?

 A) Şüphelinin kaçması 

 B) Şüphelinin kaçacağı şüphesini uyandı­ ran somut olguların bulunması  

 C) Şüphelinin davranışlarının delilleri de­ ğiştirme konusunda kuvvetli şüphe oluşturması 

 D) Şüphelinin davranışlarının mağdur üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma hususunda kuvvetli şüphe oluşturması 

 E) Fiilin kamuoyunda infial uyandırması 

(2007-KPSS) 

 Cevap E

105. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa (CMK) göre, aşağıdakilerden hangisine el konulabilir?

A) Şüphelinin babasının evinde yapılan bir aramada bulunan ve şüpheli tara­ fından babasına yazılmış olduğu anla­şılan mektuba.

B) Sanığın ablasının işyerindeki çalışma masasında yapılan aramada bulunan ve sanık tarafından jjjılaşma yazılmış olduğu anlaşılan mektuba.

C) Şüphelinin hekiminin muayenesinde yapılan bir aranıada ele geçen, şüphe­liye ait sağlık kayıtlarında.

D) Şüphelinin avuKatiQ,m bürosunda yapı­lan aramada bulunan, şüpheli hakkın­

da yürüyen soruşturmaya ait savunma evrakının yerleştirdiği dosyaya.

E) Sanığın yakın arkadaşının evinde bulu­ nan ve o şahsa yazılmış olduğu anlaşı­lan mektuba.

(2005-KPSS)

  Cevap E

106. Yakalama koruma tedbiriyle ilgili aşağı­ daki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Kolluk görevlilerinin yakalama yetkisini kullanabilmeleri için diğer koşulların yanıgda savcı veya amirlerine başvur­ ma olanaklarının da bulunmaması ge­rekir.

B) Kolluk önleyici tedbirleri aldıktan son­ ra, yakalanana kanuni haklarını derhal bildirmek zorundadır.

C) Suçüstü halinde çocuklara karşı işle­nen şikâyete bağlı suçlarda, şüphelinin yakalanması için şikâyetin gerçekleş­mesi şarttır.

D) Kolluk, kişilerin yakalama yetkisine sa­ hip olduğu durumlarda da yakalama yetkisine sahiptir.

E) Herkesin yakalama yapabileceği hal­lerden biri de kişiye, suçu işlerkenrastlanmasıdır.

(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.) 

 Cevap C

107 Tutuklarfıa kararını aşağıdakilerden hangisi verebilir?

A) Hakim

B) Savcı

C) Emniyet Müdürü

D) Hepsi

(2008-EPDK Uzman Yrd.)

Cevap: Tutuklama ancak hakim kararıyla söz konusu olabilir. Cevap A

108. Tutuklamayla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Fiilin toplumda infial uyandırdığı hal­ lerde sanığın tutuklanmasına karar ve­rilmesi zorunlu değiidir.

B) Sanığın kaçma şüphesini uyandıracak vakıaların bulunması halinde tutuk­ lanmasına karar verilebilir.

C) Delilleri karartma şüphesi olan kişi tu­ tuklanabilir.

D) Tutuklama bir koruma tedbiridir.

E) Tutuklama nedeninin var olduğu her durumda tutuklama kararı verilmesi zorunludur.

(2003-KPSS)

Cevap E

109. Ceza Muhakemesi Kanuna göre, aşağıdakilerden hangisi tutuklama kararı veri­ lebilmesi için aranan koşullardan biri değildir? (Soru değişen mevzuata göre değiştirilmiştir)

A) Suçun toplumda infial uyandırması

B) Sanığın kaçacağı şüphesini uyandıra­ cak olayların bulunması

C) Sanığın bilirkişileri etki altına almaya çalıştığını gösteren hallerin bulunması

D) Sanığın delilleri karartma şüphesi

E) Sanığa karşı şiddete başvurulacağını gösteren hallerin bulunması

(2001-KMS)

Cevap: Suçun toplumda infial uyandırması tu­ tuklama kararı verilmesi için aranan şartlardan değildir. Cevap A

110. Aşağıdaki hallerden hangisinde koruma tedbiri nedeniyle devletten tazminat is­tenemez?

A) Yakalanmaları yakınlarını bildirilme­ yenler

B) Kanuna uygun olarak yakalandıktan sonra hakkında kovuşturmaya yer ol­ madığına karar verilenler

C) Kanuna aykırı şekilde telefonu dinle­ nenler

D) El konulan eşyaların korunması için gerekli tedbirleri almayanlar

(2008-EPDK Uzman Yrd.) 

 Cevap C

111. Duruşmada ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, ilk önce kime verilir?

A) Cumhuriyet savcısına

B) Katılana veya vekiline fc Sanığın mü- dafiine

D) Sanığa

E) Tanığa

(2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.)

Cevap: Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanunî tem­ silcisine verilir (CMK m.216/f.1). Cevap B

112. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, iddi­ anamenin iadesiyle ilgili aşağıdaki ifa­delerden hangisi yanlıştır?

A) Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen iddianamenin iadesine ka­ rar verilir.

B) Ön ödemeye ya da uzlaşmaya tabi ol­duğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde, ön ödeme veya uz­ laşma usulü uygulanmaksızın düzen­lenen iddianamenin iadesine karar ve­rilir.

C) Suçun hukuki nitelendirilmesi nedeniy­ le iddianame iade edilemez.

D) 15 gün içinde kabul edilmeyen iddia­name iade edilmiş sayılır.

E) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz edilebilir.

(2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

 Cevap D

113. Aşağıdakilerden hangisi ile kamu davası açılmış olur?

A) İddianamenin düzenlenmesiyle

B) iddianamenin mahkemeye verilmesiyle

C) iddianamenin kabulüyle

D) Mahkemenin duruşma gününü belir­lemesiyle

E) İddianamenin sanığa tebliğiyle

(2006-KPSS)

Cevap: 5271 sayılı CMK’ya göre kamu_davası iddianamenin kabulüyle açılmış sayılır (CMK m.175/f.1). Cevap C

114. Aşağıdakilerden hangisi Ceza Muhake­ mesi Kanununa göre iddianamenin iade­ sini gerektirecek bir neden değildir?

 A) iddianamenin sonuç kısmında şüphe­linin sadece aleyhine ola hususların ileri sürülmesi

 B) Suçun sübutuna etki edeceği mutlak  sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenmesi

 C) Yüklenen suç ve uygulaması gereken kanun maddelerinin iddianameye ya­zılmaması

 D) İddianamenin  hukuki nitelendiriimesinin hatalı yapılması

(2008-EDPK Uzman Yrd.)

Cevap: Sucun. hukuki nitelendirilmesinin hatalı yapılması nedeniyle iddianamenin iadesi söz konusu olamaz (CMK m. 174/f.2). Cevap D

115, Cumhuriyet savcısıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) Sulh ceza mahkemelerinde Cumhuri­yet savcısı bulunmadığı için bu mah­kemelerdeki davaları şikâyet eden kişi 

açmaktadır.

B) Cumhuriyet savcılarına Adalet Bakanı dava açmaları konusunda emir vere­mez.

C) Ceza Muhakemesi Kanunu, Cumhuri­yet savcısı tarafından kamu davası açılması için her koşulda kamu yararı­ nın aranmasını şart koşmaktadır.

D) Cumhuriyet savcıları ilk derece mah­kemelerinde kamu davasını açtıktan sonra, duruşma aşamasında mahke­

mede yer almak zorunda değildir.

E) Bir kamu davasını hangi Cumhuriyet savcısı açmışsa, duruşmada da yalnız­ ca o savcı bulunmak zorundadır.

(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.) 

 Cevap B

116. Aşağıdakilerden hangisi, kamu davası açmak için Cumhuriyet savcısına emir verebilir?

A) Başbakan

B) Adalet Bakanı

C) TBMM Başkanı

D) Valiler

E) Hiçbiri

(2003-KPSS)

Cevap: Cumhuriyet savcılarına kimse dava açma konusunda emir veremez. Mülga CMUK'da ise Adalet Bakanı dava açma emri verebilmektey­di. Cevap E

117. Cumhuriyet savcısının kovuşturmama (kovuşturmaya yer olmadığına dair) ka­ rarına karşı yapılan itirazı aşağıdakilerden hangisi inceler?

A) Savcının mensup olduğu ağır ceza’ mahkemesi

B) Savcının mensup olduğu ağır ceza mahkemesinin başkanı

C) Savcının mensup olduğu ağır ceza mahkemesinin yanındaki Cumhuriyet başsavcısı

D) Savcının mensup olduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mah­kemesi

E) Savcının mensup olduğu ağır ceza mahkemesine en vakın aaır mahkemesine

(2001-KIV1S)

 Cevap E )

118. Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi ile il­gili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlış­tır?

A) iddianamenin mahkeme tarafından ka­ bul edildiği tarihten itibaren müdafiin dosya içeriğini ve delilleri incelemesine sınırlama getirilemez.

B) Müdafiin dosyayı incelemesi, soruş­turmanın amacını tehlikeye düşürebile­ cek ise Cumhuriyet Savcısının kararıyla bu yetki kısıtlanabilir.

C) Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi kısıt- lansa bile şüphelinin ifadesini içeren tutanakların müdafi tarafından ince­

lenmesine engel olunamaz.

D) Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi kısıt­ larsa bile bilirkişi raporlarının müdafi tarafından incelenmesi engellenemez.

E) Müdafiin dosyayı incelemejyetkisi kısıtlansa bile şüphelinin hazır bulunmaya yetkili olduğu adli işlemlere ilişkin tu­ tanakların incelenmesi engellenemez.

(2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.) 

Cevap B

119. Yemin etmeyen tanığa uygulanabilecek disiplin hapsinin azami süresi ne kadar­ dır?

A) 3 gün

B) 1 hafta 

C) 1 ay

D) 3 ay

E) 6 ay

(201O-KPSS) 

Cevap D 

120. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, du­ruşmanın açık ya da kapalı yapılmasıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yan­lıştır?

 A) Sanık, 18 yaşını doldurmamış ise du­ruşma kapalı yapılır.

 B ) Sanık, 18 yaşını doldurmamış ise hü­ küm kapalı duruşmada açıklanır.

 C) Genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tama­

mının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir.

 D) Genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, açıklığın kaldırılmasına ilişkin duruşma da kapalı yapılır.

 E) Duruşmanın kapalı yapılması konu­sundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanır.

(2009-KPSS)

Cevap D

121. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, hâkimin davaya bakamayacağı hâllerle il­gili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlış­tır?

A) Hâkim suçtan kendisi zarar görmüşse hâkimlik görevini yapamaz. 

B) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse hâkimlik görevini yapamaz,

C) Aynı davada hâkim olarak keşif kararı vermişse hâkimlik görevini yapamaz.

D) Şüpheli, sanık veya mağdur ile araların­da üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa hâkimlik görevini yapamaz.

E) Şüpheli, sanık veya mağdur ile araların­da evlat edinme bağlantısı varsa hâkim­lik görevini yapamaz

(2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.) 

Cevap: C

a) Suçtan kendisi zarar görmüşse, 

b) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa,

c) Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya ka­yın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise,

d) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlât edinme bağlantısı varsa,

e) Şüpheli, sanık veya mağdur jle aralarında üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa,

f) Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarmdaHkinci derece da­hil kayın hısımlığı varsa,

g) Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adlî kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa

h) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla din­ lenmişse, hâkimlik görevim yapamaz (CMK m.22). Buna göre keşif kararı vermiş olan hakimin davaya bakmasına herhangi bir en­ gel bulunmamaktadır.

122. Duruşmayla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Sözlülük ve açıklık ilkeleri geçerlidir.

B) Genel ahlakın ve kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde duruşmanın kapalı yapılmasına mahke­ mece karar verilir,

C) Sanık 18 yaşını doldurmamışsa duruşma kapalı yapılır ve hüküm de ka­ palı duruşmada açıklanır.

D) Birden çok savcı aynı duruşmaya katı­ labilir.

E) Haber verme hakkı çerçevesinde kapalı duruşmanın içeriği iletişim araçlarında yayınlanabilir.

(2007-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.) 

Cevap E

123. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, aşa­ğıdakierden hangisi,hâkimin davaya ba­ kamayacağı hallerden biri değildir?

A) Mağdur ile aralarında kayyımlık ilişkisi olması

B) Mağdur ile aralarında evlat edinme ilişkisi olması

C) Mağdur ile aralarında nişanlılık ilişkisi olması

D) Mağdurun vekilliğini yapmış olması

E) Aynı davada tanık sıfatıyla dinlenmiş olması

(2006-KPSS

Cevap C

124. Aşağıdakilerden hangisi, Ceza Muhake­ mesi Kanunu’nda hâkimin davaya baka­ mayacağı hallerden biri olarak belirtil­ memiştir?

 A) Şüpheli, sanık veya mağdur ile arala­ rında ev sahibi-kiracı ilişkisi olması

 B) Şüpheli, sanık veya mağdur ile arala­ rında evlat edinme bağlantısı olması

 C) Şüpheli, sanık veya mağdur ile arala­

rında üçüncü derece dahil kan hısımlı­ ğı olması

 D) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmiş olması

 E) Suçtan kendisinin zarar görmesi 

(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)

Cevap: Hâkimin yasaklık nedenleri şunlardır (CMK m.22);

a) Suçtan kendisi zarar görmüşse,

b) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa,

c) Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya ka­ yın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise,

d) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlât edinme bağlantısı varsa,

e) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa,

f) Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında ikinci derece da­hil kayın hısımlığı varsa,

g) Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adlî kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa,

h) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla din­lenmişse, hâkimlik görevini yapamaz. Buna göre şüpheli, sanık veya mağdur ile arala­rında ev sahibi kiracı ilişkisinin bulunması hakimin davaya bakamayacağı hallerden de­ğildir. 

Cevap A

125. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, yargılamaya katılma yasağıyla ilgi­li aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Bir hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemede bu hükme ilişkin ola­rak verilecek karara katılamaz.

B) Hâkim boşandığı eşinin sanık olduğu davada yargılama yapamaz.

C) Önceki yargılamada görev yapan hâ­ kim yargılamanın yenilenmesinde gö­rev yapamaz. 

D) Aynı davada tanık olarak dinlenen kişi hâkimlik yapamaz

E) Bir işin kovuşturmasına katılan hâkim davanın nakli nedeniyle başka bir yer mahkemesinde o işe bakamaz.

(2007-KPSS)

126. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, aşağıdakilerden hangisi duruşmada, katılana doğrudan soru yönetemez?

A) Vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avu­ kat

B) Mahkeme başkanı

C) Cumhuriyet savcısı

D) Müdafi 

E) Sanık

(2008-KPSS)

Cevap E

127. Kovuşturmama (kovuşturmaya yer olma­ dığına dair) kararının kaldırılması için, ilgili, aşağıdakilerden hangisine başvu­ rulmalıdır?

A) Savcının bulunduğu yargı çerçevesin­deki sulh ceza hakimine

B) Cumhuriyet Başsavcısına

C) Valiye

D) Adalet bakanına

E) Kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ce­ za mahkemesine en yakın ağır ceza 

mahkemesine

(2004-KPSS)

 Cevap E

128. Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, kamu davasına katılma ile ilgili aşağıdaki ifa­ delerden hangisi yanlıştır?

A) Mağdur, suçtan zarar gören ve malen sorumlu olanlar katılma hakkına sahip­tir.

B) Kanun yolu muhakemesinde kamu da­ vasına katılma mümkün değildir.

C) Kamu davasına katılma davayı dur­ durmaz.

D) Katılmadan önce verilmiş kararların, katılana tebliği zorunludur.

E) Katılanm ölümü katılmayı hükümsüz kılar.

(2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.) 

 Cevap D

129. Katılmayla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Malen sorumlu olan kamu davasına katılabilir.

B) Küçük olan katılanm avukatı yoksa zo­runlu olarak bir avukat görevlendirilir.

C) Katılan ölürse katılma hükümsüz kalır.

D) Katılan ancak savcıyla birlikte kanun yoluna başvurabilir.

E) Mirasçılar davaya katılabilir.

(2007-KPSS)

 Cevap D

130. Şikâyet şartıyla ilgili aşağıdaki ifadeler­ den hangisi yanlıştır?

A) Soruşturulması veya kovuşturulması şikâyete bağlı suç hakkında yetkili kimse 6 ay içinde şikâyette bulunabilir.

B) Resen takip edilen bir suçun şikâyete tabi olduğu kovuşturma sırasında an­ laşılırsa durma veya düşme kararı ve­ rilmesi gerekir.

C) Şikâyet hakkının kullanılabilmesi için fiilin öğrenilmesi yeterlidir.

D) Şikâyet süresi fiilin ve failin öğrenil­ mesinden itibaren 6 aydır.

E) İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkında şikâyette bulunulması di­ğerlerine sirayet eder.

(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.) 

 Cevap B

131. Kamu güvenliği nedeniyle davanın bir başka yere nakledilmesine karar verme yetkisi kime aittir?

A) Görevli üst derece mahkemesine

B) Görevli Cumhuriyet Savcısının talebi 

üzerine davaya bakan mahkemeye

C) Adalet Bakanının talebi üzerine 

Yargıtaya

D) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Yargıtaya

(2008-EPDK Uzman Yrd.) 

 Cevap C

132.Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, aşağıdaki kararlardan hangisine itiraz edi­lemez?

A) Madde bakımından yetkisizlik kararına

B) Tutuklama kararına

C) Yer bakımından yetkisizlik kararına

D) Hâkimin reddi isteminin kabulüne iliş­kin karara

E) Eski hâle getirme isteminin reddine, ilişkin karara

(2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.)

Cevap D

133. Ceza Muhakemesinde, aşağıdakilerden hangisi temyiz kanun yolu bakımından kesin hukuka aykırılık nedenlerinden biri değildir?

A) Mahkemenin kanuna aykırı olarak da­vaya bakmaya kendini yetkili görmesi

B) Duruşmanın, kanunen mutlaka hazır bu­lunması gereken kişilerin yokluğunda yapılması

C) Hükmün, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillere dayanması

D) Hükmün, gerekçeyi içermemesi

E) Fiilin nitelendirilmesinde, maddi cezai hukukuna kesin aykırılığın bulunması

(2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.)

 Cevap E

134. Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, ka­nun yararına bozma ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) Kanun yararına bozma, sadece mah­keme tarafından verilen kararlar aleyhine işletilebilen bir kanun yolu­ dur.

B) Kanun yararına bozma, temyiz ince­lemesinden geçip geçmediğine ba­kılmaksızın tüm karar veya hükümler aleyhine işletilebilen bir kanun yolu­dur.

C) Kanun yararına bozma talebi üzerine verilen bozma kararlarına karşı direnilebilir.

D) Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemini alan Yargıtay Cumhuri­yet Başsavcısı, bozma talebine ilişkin kendi görüşüyle birlikte dosyayı ilgili ceza dairesine gönderir.

E) Kanun yararına bozma nedeni, hüküm­ lünün cezasının kaldırılmasını gerekti­riyorsa Yargıtay Ceza Dairesi cezanın kaldırılmasına doğrudan hükmeder.

(2011-Anayasa Mah. Raportör Yrd.)

Cevap A

135. Aşağıdakilerden hangisi Ceza Muhake­ mesi Kanunu’nda düzenlenen olağan ya da olağanüstü kanun yollarından biri de­ğildir?

A) Temyiz

B) İtiraz

C) Yargılamanın yenilenmesi

D) Karar düzeltme

E) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının iti­ razı

(2009-KPSS)

Cevap D

136. Kovuşturma evresinde suçun takibinin şikâyete bağlı olduğu ve şikâyet süresinin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.Bu durumda Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, mahkemenin vereceği karar­ la ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) Durma kararı verebilir.

B) Düşme kararı verir.

C) İddianameyi iade eder.

D) Ceza verilmesine yer olmadığına karar verir.

E) Hükmün açıklanmasının geri bırakıl­masına karar verir.

(2008-KPSS)

137. Aşağıdaki mahkeme kararlarından han­ gisi hüküm değildir?A) Ceza verilmesine yer olmadığı kararıB) Davanın durması kararıC) Davanın reddi kararıD) Davanın düşmesi kararıE) Güvenlik tedbiri uygulanması karan(2007-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.)  Cevap B138. Ceza muhakemesinde hükümle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?A) Beraat kararı bir hükümdür ve sadece sanığın suçsuz olduğunun kesin olarak ispat edilmesi halinde verilebilir.B) Mahkûmiyet kararı suçluluk konusun­ da kesin kanaate ulaşılmadan da veri­lebilir.C) Durma kararının verilebildiği durum­larda her koşulda durma kararı veril­melidir.D) Durma kararı da bir hükümdür.E) Mahkemenin verdiği “ceza verilmesine yer olmadığı kararı ’’ bir hükümdür.(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)  Cevap C139. Aşağıdakilerden hangisi Ceza Muhake­ mesi Kanununda yer alan olağanüstü ka­nun yollarından biridir?A) Temyiz ~B) İtirazC) Karar düzeltmeD) Yargılamanın yenilenmesi(2008-EPDK Uzman Yrd.) Cevap D140. Türk Ceza Kanunu’na göre, aşağıdakiierden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir?A) Özel afB) Ön ödemeC) Sanığın ölümüD) Dava zaman aşımıE) Şikâyetin geri alınması (vazgeçme)(2008-Mali Hizmetler Uzman Yrd.) Cevap A141. Türk Ceza Kanunu’na göre, aşağıdaki kamu idaresinin güvenirliliğine ve işle­yişine karşı suçlardan hangisi bakımın­ dan etkin pişmanlık öngörülmüştür?A) Kamu görevlisinin ticaretiB) Görevi kötüye kullanmaC) Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağla­maD) İrtikâp E) Zimmet(2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)  Cevap E142. Türk Ceza Kanunu’na göre, zimmet su­ çuyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?A) Failin zimmete geçirilen mala, görevi gereği zilyet kılınması gerekir.B) Fail kamu görevlisi olmalıdır.C) Suçun, zimmetin açığa çıkmasını sağ­ lamaya yönelik hileli davranışlarla iş­ lenmesi durumunda ceza artırılır.D) Failin görevi gereği zilyet kılındığı malı başkasının zimmetine geçirmesi zim­ met suçunu oluşturmaz.E) Zimmet suçunun, maiın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde verilecek ceza indiri­ lebilir.(2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.) Cevap D143. Türk Ceza Kanunu’na göre, rüşvet suçuy­ la ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?A) Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.B) Rüşvet konusunda anlaşmaya varıl­ması hâlinde suç tamamlanmış gibi cezalandırılır.C) Görevinin gereklerine uygun davran­ ması için kendisine menfaat sağlayan kamu görevlisi tamamlanmış rüşvet suçundan cezalandırılır.D) Rüşvet alan kişinin yargı görevi yapan­lardan biri olması hâlinde cezası ağır­ laştırılır.E) Rüşvet alan kişinin yeminli mali müşa­ vir olması hâlinde cezası ağırlaştırılır.(2009-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.) Ce­vap C144. Zimmet suçuyla ilgili aşağıdaki ifadeler­ den hangisi yanlıştır?A) Zimmet suçu, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlardan­dır.B) Kamu görevlisine, sadece kendisine duyulan kişisel güven sonucu zilyetliği devredilen mal üzerinde, zimmet suçu işlenemez.C) Zimmet suçunun maddi konusunu oluşturan mal veya paranın devlete ait olması şart değildir.D) Malın zilyetliğinin devri, kamu görevli­sinin zorlaması veya ikna etmesi so­ nucu gerçekleşmişse zimmet suçu oluşmaz.E) Zimmet suçunun maddi konusunu oluşturacak malın resmen teslimi ge­rekir.(2008-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.)  Cevap E145. Türk Ceza Kanunu’na göre, kamu görev­ lisinin resmî belgede sahtecilik suçunu işlemesiyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?A) Resmî belgenin sahte olarak düzen­lenmesiyle işlenir.B) Gerçek bir belgenin değiştirilmesiyle işlenir.C) Sahte resmî belgenin kabul edilmesiyle işlenirD) Gerçeğe aykırı düzenlemeyle işlenir.E) Sahte resmî belgenin kullanılmasıyla işlenir. (2008-Ziraat Bankası Müfettiş Yrd.)  Cevap C146. Aşağıdaki suçlardan hangisi taksirle de işlenebilir? A) Yaralama suçu B) Tehdit suçu C) Hırsızlık suçu D) Cinsel saldırı suçu  E) Zimmet(2007-KPSS) Cevap A147. Aşağıdakilerden hangisi 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar- dan biri değildir?A) Denetim görevinin ihmaliB) Yetkili olmadığı bir is için yarar sağla­ maC) Görevjjtötüye kullanmaD) İhaleye fesat karıştırma(2009-Milli Emlak Uzman Yrd.)  Cevap E148. A, hileli yollarla bir bankanın bilişim siste­ mine girerek B’nin hesabındaki parayı kendi hesabına aktarmış daha sonra da bu parayı ATM’den çekmiştir.Buna göre A’mn cezai sorumluluğuyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğ­rudur?A) A’ya zincirleme suç nedeniyle ceza ve­ rilir.B) A’ya bileşik suç nedeniyle ceza verilir.C) A’ya fikri içtima nedeniyle ceza verilir.D) A’ya müterakki suç nedeniyle ceza ve­ rilir.E) A’ya 2 ayrı suç nedeniyle ceza verilir. (2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)CEVAP B149. Türk Ceza Kanununda düzenlenen bilişim sistemine girme suçuyla ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?A) Suçun oluşması için bilişim sisteminin tamamına girilmiş olması zorunlu de­ğildir, bir kısmına dahi girilmiş olm ası yeterlidirB) Suçun taksirli şekli TCK’da düzenlen­ miştir.C) Suçun bedeli karşılığı yararlanabilen sistemler hakkında işlenmesi hafifletici neden olarak değerlendirilirD) Bu suçun işlenmesiyle sistemde bir veri kaybı veya değişikliği yaşanırsa verilecek olan ceza ağırlaştırılır(2008-EDPK Uzman Yrd.)  Cevap B150. Aşağıdaki suçlardan hangisi Türk Ceza Kanununda yer alan Çevreye Karşı İşle­nen Suçlar arasında yer almaz?A) Çevrenin kasten kirletilmesiB) imar kirliliğine neden olmaC) Radyasyon yaymaD) Gürültüye neden olma(2008-EPDK Uzman Yrd.)  Cevap C151. Aynı apartmanda oturan komşunun şifreli TV aboneliğinden, kendisinin rızası ol­ maksızın ek bir düzenek oluşturmak su­ retiyle yararlanan kişinin eylemi aşağı­ daki suçlardan hangisine vücut verir?A) DolandırıcılıkB) HırsızlıkC ) Karşılıksız yararlanmaD) Güveni kötüye kullanma(2008-EPDK Uzman Yrd.) Cevap C152. Kanununda malvarlığına karşı işlenen suçlar arasında düzenlenmemiştir?A) ibadethanelere ve mezarlıklara zarar vermeB) Parada sahtecilikC) Hileli iflasD) Hakkı olmayan yere tecavüz(2008-EDPK Uzman Yrd.) Cevap B153. Vergi dairesinde veznedar olarak görev yapan A, yatırılan vergilerin bir kısmını ka­yıt harici bırakmak suretiyle kendisine mal ediyor.Buna göre A’nın cezai sorumluluğu aşağıdakilerden hangisidir?A) Güveni kötüye kullanmaB) DolandırıcılıkC) Resmi evrakta sahtecilik ve güveni kö­ tüye kullanmaD) Ağırlaştırılmış zimmetE) İkna suretiyle irtikâp(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)Cevap E154. İlçe belediye başkanı olan A, gerçekte ya­pılmayan tretuariar yapılmış gibi hayali hak ediş raporları düzenleyerek belediyenin pa­ rasını kendisine mal etmiştir.Buna göre A’nın cezai sorumluluğuyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğ­ rudur?A) Basit zimmetten cezalandırılır.B) Ağırlaştırılmış zimmetten cezalandırılır.C) Dolandırıcılıktan cezalandırılır.D) Resmi belgede sahtecilik ve dolandırı­ cılıktan cezalandırılır.E) Basit zimmet ve resmi belgede sahte­cilikten cezalandırılır.(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.)  Cevap B155. Milli Emlak Müdürlüğü satış servisinde şef olarak çalışan A ve memur olarak çalışan B, satışı yapılan taşınmazların ihale sonrası ödenmesi gereken KDV’si için başvuran 10 kişiden, gerçeğe aykırı bir kısım hesaplar yaparak ödemeleri gerekenden daha fazla vergi istemişlerdir. Fazladan aldıkları para­yı da vergi dairesine yatırmayıp mal edin­ mişlerdir.Buna göre A ve B’nin cezai sorumluluğu aşağıdakilerden hangisidir?A) RüşvetB) İkna suretiyle irtikâpC) İcbar suretiyle irtikâpD) ZimmetE) Görevi kötüye kullanma (2006-Kamu İhale Kurumu Uzm. Yrd.) Cevap B156. A, inşa etmiş olduğu ve gerekli şartları yerine getirdiği binaya iskân ruhsatı veren belediye yetkilisi B’ye, bu nedenle bir ara­ba hediye etmiştir.Buna göre B’nin cezai sorumluluğu aşağıdakilerden hangisidir?A) Rüşvet almakB) İcbar suretiyle irtikâpC) ikna suretiyle irtikâpD) Görevi kötüye kullanmaE) Zimmet(2006-Kamu İhale Kurumu Uzman Yrd.). Cevap D157. A, öldürmek kastıyla B’nin kalbine yöne­ lik nişan alarak ateş etmiş ve B’yi kolun­ dan yaralamıştır. Daha sonra B’nin yara­ sı mikrop kapmış ve B, bu enfeksiyon nedeniyle ölmüştür. A, aşağıdaki suçla­rın hangisinden cezalandırılır?A) Kastı aşan adam öldürmedenB) Adam öldürmeye teşebbüstenC) Ağırlaştırılmış müessir fiildenD) Ağır yaralamaE) Basit adam öldürmeden(2003-KPSS) CevapB158. Aşağıdaki suçlardan hangisi, Türk Ceza Kanununda adliyeye karşı suçlar arasın­ da düzenlenmiştir?A) Suç işlemeye tahrikB) Cürüm övmekC) ŞantajD) Cürüm eşyasını saklamakE) Suç tasnü(2002-KPSS) Cevap E 159. Uyguladığı yanlış tedaviyle hastanın sağ­lığının daha çok bozulmasına neden olan hekim, aşağıdakilerden hangisinden so­rumludur?A) Adam öldürmeye eksik teşebbüstenB) Adam öldürmeye tam teşebbüstenC) Müessir fiile tam teşebbüstenD) Taksirli müessir fiildenE) Müessir fiile eksik teşebbüsten(2002-KPSS)  Cevap D

1.ÜNİTE - VERGİ CEZA HUKUKUNA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

Vergi hukuku devlet ile halk arasında kanunlarla kurulan bir ilişkidir. Bu ilişkinin düzenlenmesi amacıyla konulan kurallara uyulması, yani vergi ödevlerinin kanunlarda belirtilen kurallara uygun olarak yerine getirilmesi gerekmektedir. Ancak vergi yükümlü ve/ya da sorumlularının bazı hallerde vergi ödevleri konusunda bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek kanunla­ra aykırı davrandıkları bilinmektedir.  

Vergi Ceza Hukuku, hem kabahat hem de suç niteliği taşıyan vergi kanunları­na aykırılıkları ve bunlara ilişkin ceza ve/ya da yaptırımları incelemektedir. Vergi suçları ve/ya da kabahatleri, kural olarak devlet hazinesine karşı işlenen (ekono­mik) suç ve/ya da kabahat olarak kabul edilmektedir. Vergi suç ve/ya da kabahat­leri ve bunlara uygulanan cezaların ve/ya da yaptırımların amacı, vergi kanunları­nın zamanında ve gereği gibi uygulanmasını sağlamaktır.  

Vergi ceza hukukunda suç ve/ya da kabahat olarak nitelendirilen fiillerden bir kısmı zarar suçu ve/ya da kabahati; diğerleri ise tehlike suçu ve/ya da kabahati ni­teliği taşımaktadır. 4369 sayılı Kanunla vergi ceza hukukuna kazandırılan “vergi ziyaı suçu”, bir zarar kabahatidir.

VERGİ CEZA HUKUKUNUN KONUSU VE KAPSAMI

Vergi Ceza Hukukunun Konusu

Bir hukuk dalının konusunu, bu hukuk dalına kaynaklık eden kuralların kimler arasındaki ilişkileri düzenlediği; bu ilişkilerin doğması, niteliği, kapsamı ve sona ermesi oluşturmaktadır. Vergi ceza hukuku, devletle vergi ödevlileri arasında do­ğan ceza hukuku ilişkisini; hangi fiillerin kabahat ve/ya da suç oluşturduğunu ve bu fiillere uygulanacak ceza ve/ya da yaptırımları; cezaların kesilmesini ve/ya da hükmolunmasıni; ceza muhatabının hak arama yollarını ve ceza hukuku ilişkisinin sona ermesini konu edinmektedir.

Vergi ceza hukukunda devletle kişiler arasında doğan ceza hukuku ilişkisi, ver­gi ve diğer mali yükümlülük kurallarına aykırı davranışlardan kaynaklanmaktadır. Vergi ödevi ilişkisinden kaynaklanan hukuka aykırılıklardan hangilerinin kabahat ve/ya da suç oluşturduğunun ve bunlara hangi cezaların ve/ya da yaptırımların uy­gulanacağının kanunlarda düzenlenmesi gerekmektedir. Bu, kanunsuz suç ve ce­za olmaz ilkesinin gereğidir.  

 Vergi ceza hukukunun konusu sadece maddî vergi ceza hukuku konularından ibaret değildir, Ayrıca şeklî ceza hukukunun konusunu oluşturan, vergi kabahatle­rinin ve/ya da suçlarının ve fiilleri işleyenlerin ortaya çıkarılması; kabahatliler için ceza kesilmesi; ceza kesme işlemlerinin dava konusu edilmesi ile suçluların yargı­lanması da vergi ceza hukukunun konusunu oluşturmaktadır.

Vergi Ceza Hukukunun Kapsamı

Vergi ceza hukukunun kapsamı, bir bölümü olduğu kabul edilen vergi hukuku­nun kapsamına paralellik göstermektedir, Vergi hukuku, sadece vergi adı ile talep ve tahsil edilen kamu gelirlerini değil, bunun yanında diğer mali yükümlülükleri de kapsamaktadır, Başka bir deyişle, vergiler başta olmak üzere, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler olarak adlandırılan ve/ya da nitelendirilen cebrîlik un­suru taşıyan tüm mali yükümlülükler vergi hukukunun kapsamına girmektedir.

Vergi ceza hukukunun kapsamı bakımından özellik arzeden bazı hususlara işa­ret edilmesinde yarar vardır. Bunlardan birincisi, mevcut düzenlemelere göre, gümrük idarelerince talep ve tahsil edilen vergiler ile ek mali yükümlülüklerin Ver­gi Usul Kanunu’nun kapsamı dışında olmasıdır (VUK.m.2). Bu nedenle, bu yü­kümlülükleri düzenleyen kurallara aykırılıklardan kaynaklanan kabahat ve/ya da suçlar, Vergi Usul Kanunu hükümlerine tâbi değildir.  

 Vergi ceza hukukunun kapsamı bakımından işaret edilmesi gereken bir başka husus da Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenen suçlar ile bunlara uygulanacak olan ceza ve/ya da yaptırımların durumudur. Bu suçlar ile bunlara uygulanacak olan ceza ve/ya da yaptırımların, Vergi Usul Kanunu esas alı­narak kapsamı belirlenen Vergi Ceza Hukukunun kapsamına dahil olmadığını be­lirtmek gerekir.

VERGİ CEZA HUKUKUNUN DİĞER HUKUK DALLARI İLE İLİŞKİSİ

Vergi ceza hukukunun bazı hukuk dalları ile ilişkisinin bulunması kaçınılmazdır. Bu ilişkiler daha çok, anayasa hukuku, ceza hukuku, idare hukuku, uluslararası hukuk ve uluslararası vergi hukuku ile özel hukukun bazı dalları arasındadır.

 

Anayasa Hukuku İle İlişkisi

Vergilerin ve diğer mali yükümlülüklerin kanuna dayanması ilkesi ilk temel daya­nağını Anayasa’da bulmaktadır (Any.m.73). Vergiler ve diğer mali yükümlülükler hiçbir zaman Anayasa’ya aykırı olarak alınamayacağı gibi, vergi ve diğer mali yü­kümlülüklere aykırı davranışlar nedeniyle kesilecek ve/ya da hükmolunacak ceza­larda da durum aynıdır. Bu nedenle, vergi ceza hukukuyla Anayasa Hukuku ara­sında temel bir ilişki bulunmaktadır.  

Vergi ceza hukuku ile anayasa hukuku arasındaki ilişki, sadece maddî vergi ce­za hukuku bakımından değil, ayrıca şeklî vergi ceza hukuku açısından da geçerlidir.  

Ceza Hukuku İle İlişkisi

Vergi ceza hukuku, hem ceza hukukunun hem de vergi hukukunun ilkeleri çerçe­vesinde düzenlenmektedir. Bu nedenle, vergi ceza hukukunun bu iki hukuk dalı ile sıkı bir ilişkisi bulunmaktadır.

Ceza hukukunun konusunu hem suç hem de kabahat niteliği taşıyan hukuka aykırılıklar oluşturmaktadır. Vergi hukukunun ceza hukuku ile ilişkisi daha çok vergi hukukunun Vergi Ceza  

Vergi ceza hukukunun en önemli yasal dayanağı Vergi Usul Kanunu’dur. An­cak, bu tür bir düzenleme, vergi ceza hukukunun ceza hukuku ile ilişkisini hiçbir zaman ortadan kaldırmamaktadır.

Vergi ceza hukuku hükümleri Vergi Usul Kanunu’nda ayrı bir bölümde toplan­maktadır. Bu bölüm, başlı başına özel bir ceza kanunu niteliği taşımaktadır. Vergi Usul Kanunu, vergi kabahatlerini ve suçlarını ayrıntılı olarak düzenlemektedir. An­cak, vergi mahremiyetini ihlâl suçu ile yükümlülerin özel işlerini yapma suçunun cezası, Türk Ceza Kanunu’na atıf yapılmak suretiyle belirlenmektedir.

İdare Hukuku İle İlişkisi

Vergi hukukunun idare hukuku ile yoğun ve yakın ilişkisi, vergi ceza hukukunun da idare hukuku ile çok yakın bağlantısı olmasını gerektirmektedir. Örneğin, ver­giyi tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil eden idare olduğu gibi, vergi cezalarına ilişkin olarak yapılması gereken bu görevlerin hemen hemen tümü de idareye düşmek­tedir. Nitekim, vergi kabahatlerinin tesbiti ve bunlara uygulanacak olan cezaların kesilmesi görevi idareye aittir.

Uluslararası Hukuk İle İlişkisi

Uluslararası hukuk, egemenliğe sahip devletlerin birbirleriyle ilişkilerini düzenle­yen bir kamu hukuku dalıdır. Bu hukuk dalının da vergi ceza hukuku ile yakın iliş­kisi bulunmaktadır. Çünkü günümüzde uluslararası ekonomik ve dolayısıyla vergi ilişkileri çok genişlemektedir. Bugün, ülkeler arası emek, sermaye ve mal-hizmet (serbest) dolaşımı çok yaygındır. Karşılıklı bu ilişkiler, devletler arasında çeşitli an­laşmazlıkların doğmasına yol açmaktadır.  

Uluslararası Vergi Hukuku İle İlişkisi

Uluslararası emek, sermaye ve mal-hizmet (serbest) dolaşımı, teknolojik gelişme­ler uluslararası ilişkilerin daha geniş bir biçimde ortaya çıkmasını; uluslararası hu­kuk ve uluslararası özel hukukun ilke ve kurallarına başvurarak yeni bir uluslara­rası vergi hukukunun oluşmasını sağlamıştır. Uluslararası vergi hukukunu, iki ya da daha çok devlet arasındaki vergi ve vergiden doğan ilişkileri düzenleyen ve bu amaçla uluslararası hukuk ilkelerine göre gerekli anlaşmaların yapılmasını sağla­yan kuralları inceleme konusu yapan bir vergi hukuku dalı olarak tanımlamak mümkündür.  

Özel Hukuk İle İlişkisi

Özel hukuk, bir toplum içinde eşit hak ve ödevlere sahip kişiler arasındaki ilişki­leri düzenlemektedir. Özel hukukun en geniş kısmını medenî hukuk oluşturmak­tadır. Bu nedenle, medenî hukuk kavramı bazen özel hukuk anlamında da kulla­nılmaktadır. Medenî hukuk, kişilerin, aile, miras, eşya ve borç ilişkilerini düzenle­mektedir. Hiçbir hukuk kolunun, bu kadar geniş bir düzenleme alanı bulunan me­denî hukuk ile ilişkisinin olmaması düşünülemez.  

VERGİ CEZA HUKUKUNUN KAYNAKLARI

Hukukta geniş anlamda kaynak kavramından, uygulanması ve uyulması gerekli kurallar koyan düzenlemeler ve hukukçuların kanunlar, yargı kararları ve genel hukuk kuralları hakkında açıkladıkları görüşler ile tüzük, yönetmelik ve tebliğ gi­bi kanunların uygulanma biçimlerini gösteren idarî metinler anlaşılmaktadır, Uygu­lamadaki etkinlikleri dikkate alındığında, hukukun kaynaklarını bağlayıcı kaynak­lar ve yardımcı kaynaklar olmak üzere iki grupta ele almak mümkündür.

Bağlayıcı kaynak-yardımcı kaynak ayrımı, vergi ceza hukukunda herhangi bir kaynağın yeni bir vergi ceza normu koyup koymaması ölçütünü esas almaktadır, Bu ölçüte göre, yeni norm koyanlar bağlayıcı; diğerleri ise, yardımcı kaynak sayıl­maktadır, Genel olarak pozitif hukukun kaynaklarının hepsi vergi ceza hukuku bakımından da geçerli olmakla birlikte, bu kaynakların bir kısmı vergi ceza huku­kunun niteliği gereği bazı özellikler taşımaktadır, Ayrıca, diğer hukuk dallarının kaynaklarına ek olarak vergi ceza hukukuna özgü bazı yardımcı kaynaklar da bu­lunmaktadır,

Bağlayıcı Kaynaklar

Vergi ceza hukukunun bağlayıcı kaynakları, anayasa, kanun, uluslararası anlaşma, kanun hükmünde kararname, Anayasa Mahkemesi Kararları, içtihadı birleştirme (Yargıtay ve Danıştaym) kararlarıdır.

Anayasa

Çağdaş toplumlarda, devlete üç temel yetki verilmektedir, Bunlar, vergilendirme, zor kullanma ve para basma yetkisidir, Bu üç yetki sayesinde devlet, egemenliği­ni ve üstün iradesini gerçekleştirmektedir (AnyM, 27,9,1988 tarih ve E,1988/8, K,1988/27, RG, 26,12,1988-20031), Başka bir deyişle, çağımızda vergilendirme ve cezalandırma yetkisi devletin varlık şartıdır ve bu bakımdan egemenliğinin ayrıl­maz bir parçasıdır,

 Vergi Ceza Hukukunun da en öncelikli bağlayıcı kaynağı Anayasadır, Anaya- sa’nın 38’inci maddesinde ceza hukukuna ilişkin kurallar yer almaktadır.

Kanun

Kanunlar, Anayasa’mn yetkili kıldığı organ tarafından çıkarılan yazılı, genel, sürek­li ve soyut hukuk kurallarıdır. Kanun yapma yetkisi, yasama organına, yani Türki­ye Büyük Millet Meclisi’ne aittir. Kanunların ilk özelliği, yazılı olmalarıdır. Bu özel­lik, kanunları, hukuk kurallarının diğer bir kaynağı olan örf ve âdetten ayırmakta­dır. Kanunların diğer bir özelliği, genel olmalarıdır. Bu nedenle kanunlar, belirli bir kişi veya olay dikkate alınarak çıkarılmamalı ve aynı durumdaki kişi ve olayları kapsamalıdır. Kanunlar, kural olarak sürekli olmaktadır. Ancak bazı kanunlar be­lirli bir süre için çıkartılabilmektedir.  

Vergi Ceza Hukukuna kaynak olan ana kanun, Vergi Usul Kanunudur. 1949 yı­lma kadar vergi suç ve cezalarına ilişkin hükümler, maddî vergi kanunları içinde dağınık olarak yer almıştır. Bu yılda yapılan vergi reformu ile bu dağınık düzenle­meler, çağdaş anlayışa uygun biçimde 7.6.1949 tarih ve 5432 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda bir araya getirilmiştir.  

Yürürlükte bulunan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Ceza Hükümleri” başlı­ğını taşıyan Dördüncü Kitabında, vergi suç ve cezalarına ilişkin Genel Esaslar, Ver­gi Cezaları, Vergi Cezasının Kesilmesi, Ödenmesi ve Kalkması konuları düzenlen­mektedir.

Vergi Usul Kanunu, vergi kabahatleri ve/ya da suçları ve bunlara uygulanacak olan ceza ve/ya da yaptırımların büyük bir bölümünü kendi içinde toplamaktadır. Ancak, başka vergi kanunlarında da vergi suç ve/ya da kabahatlerine ve bunlara uygulanacak olan ceza ve/ya da yaptırımlara ilişkin hükümler yer almaktadır.  

Uluslararası Vergi Anlaşmaları

Uluslararası vergi anlaşmaları, devletlerin vergi kanunlarını, kanunların mülkîliği ve/ya da şahsîliği ilkelerinden birini ya da diğerini karşılıklı olarak uygulamamala­rından ve/ya da birlikte uygulamalarından kaynaklanan çifte vergile(ndir)menin önlenmesi amacıyla yapılmaktadır. Çifte vergile(ndir)mede birden fazla devletin vergilendirme yetkisi çakışmakta ve çatışmaktadır. Bu sorunun sadece iç hukuk hükümleriyle çözülememesi nedeniyle uluslararası hukuk ilkeleri çerçevesinde çö­zümler aranmaktadır. Bu bağlamda, devletler ya iç hukuk hükümleriyle tek taraflı olarak vergilendirme yetkisini sınırlandırarak ya da ikili ve/ya da çok taraflı anlaş­malarla çifte vergile(ndir)me sorununu çözmeye çalışmaktadır.

Uluslararası vergi anlaşmaları, çifte vergile(ndir)menin önlenmesi yanında ver­gilendirmeyi ilgilendiren bazı konularda da yapılabilmektedir.

Vergi ceza hukuku bakımından uluslararası anlaşmalarda ceza normuna yer ve­rilmiş olması halinde, bu anlaşmanın bağlayıcı bir kaynak olarak doğrudan bir de­ğeri olacağını belirtmek gerekir. Ancak uluslararası anlaşmalarda genellikle doğru­dan bir suç düzenlemesine ilişkin olarak ceza hukuku normlarına yer verilmediği de unutulmamalıdır.

Kanun Hükmünde Kararname

Anayasa’nın 91’inci maddesine göre, yasama organı bir yetki kanunu ile Bakanlar Kuruluna bazı konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebil­mektedir, Kanun hükmünde kararname, yürütme organının yasama işlemi niteli­ği taşıyan genel düzenleyici işlemidir, Kanun hükmünde kararnameyi, Bakanlar Kurulunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çıkardığı yetki kanununa veya olağa­nüstü hallerde Anayasa’dan aldığı yetkiye dayanarak düzenlediği ve maddî anlam­da kanun gücü kazanan kararnameler olarak tanımlamak mümkündür,

Kanun hükmünde kararname iki yöntemle çıkarılabilmektedir, Bunlardan bi­rincisi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabul ettiği yetki kanununa dayanılarak; ikincisi ise, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından kanun hükmünde kararname çıkarılmasıdır.

Anayasa Mahkemesi Kararları

Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 148 vd, maddelerinde belirtilen kurallar çerçe­vesinde kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM îçtüzüğü’nün Anayasaya uygunluğunu denetleyen bir yüksek mahkemedir,

Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmek­te ve kural olarak yayın tarihinden itibaren hüküm ifade etmektedir, Ancak Mah­keme iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilmektedir.

İçtihadı Birleştirme Kararları

İçtihadı birleştirme kararları, genel kapsamlı, uygulamada ayrı görüşler nedeniyle ortaya çıkan tereddütleri gideren ve uygulamada birliği sağlayan bağlayıcı kararlar­dır. Değiştirilene kadar tüm yargı organlarını bağlayıcı nitelikleri gereği, içtihadı birleştirme kararları vergi ceza hukukunun da bağlayıcı kaynakları arasında yer al­maktadır.  

Vergi kabahatleri ve bunlara uygulanacak ceza ve/ya da yaptırımlar bakımın­dan Danıştay İçtihadı Birleştirme Kararları; vergi suçları ve bunlara uygulanacak ceza ve/ya da yaptırımlar bakımından ise, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları vergi ceza hukukunun bağlayıcı kaynakları arasında yer almaktadır.

Yardımcı Kaynaklar

Vergi yükümlüleri ve/ya da sorumlularını ve özellikle yargı organlarını bağlayıcı niteliğe sahip olmayan, yeni vergi ceza normu koyma özelliği taşımayan ancak vergi ceza hukuku uygulamalarına yön veren, yol gösteren kaynaklara yardımcı kaynaklar denilmektedir. Bağlayıcılık ve yeni vergi ceza normu koyma ölçütüne göre bağlayıcı kaynak niteliği taşımayan yardımcı kaynaklar arasında yargı karar­ları, Tüzük, Yönetmelik, Maliye Bakanlığının genel tebliğleri, özelgeleri (muktezaları), sirkülerleri ile bilimsel görüşler yer almaktadır.  

Tüzük

Tüzükler, Bakanlar Kurulu tarafından kanunların uygulanmasını veya kanunların emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak kaydıyla Danıştay ince­lemesinden geçerek çıkarılan, cumhurbaşkanınca imzalanarak Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan, sürekli, soyut ve genel hükümler içeren genel düzenleyici işlem niteliğindeki hukukî metinlerdir.

Bakanlar Kurulu, kanunla yetki verilmesine gerek olmaksızın her zaman tüzük çıkarabilmektedir. Ancak kanunlarda, yapılacak düzenlemenin mutlaka tüzükle yapılacağı belirtilmişse, o düzenleme ancak tüzük adıyla ve usulüne uygun olarak çıkartılan tüzüklerle yapılabilmektedir.  

Yönetmelik

Yönetmelikler, başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda, kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını gösteren ve bunlara aykırı olamayan düzenleyici işlemleridir, 1961 Anayasası’na göre yönet­meliklerin Resmî Gazete’de yayınlanması Anayasal bir zorunluluk olmasına rağ­men, 1982 Anayasası’na göre, hangi yönetmeliklerin Resmî Gazete’de yayınlanaca­ğının belirlenmesi kanunlara bırakılmaktadır (Any,m,124).

Yönetmelikler, kanunların veya tüzüklerin uygulanmasını göstermeleri nede­niyle, yeni bir kural koyamadıkları gibi var olan bir vergi ceza hükmünü değiştire­mezler veya kaldıramazlar, Buna, vergilerin kanunîliği ilkesi ile suç ve/ya da kaba­hatler ile ceza ve emniyet tedbirleri ve/ya da yaptırımların kanunîliği ilkeleri engel oluşturmaktadır.

Maliye Bakanlığı Genel Tebliğleri, Özelgeleri ve Sirkülerleri

Maliye Bakanlığınca çıkartılan genel tebliğler, özelgeler (muktezalar), sirkülerler bağlayıcı olmayan kaynakların örnekleridir, Bunları, vergi hukukunun “açıklayıcı” kaynakları (metinleri) olarak nitelemek mümkündür, Yeni bir vergi (ceza) normu getirmedikleri ve varolan normların açıklanması için kullanıldıklarından, vergi yü­kümlüleri ve/ya da sorumluları bakımından değil, yalnız vergi idaresinin iç ve hi­yerarşik ilişkileri bakımından bağlayıcı olduklarından, bu metinlerde bağlayıcı kay­nak niteliği bulunmamaktadır.

Genel Tebliğler

Genel tebliğler, vergi kanunlarının uygulanması konusunda Maliye Bakanlığı ta­rafından çıkarılan ve kanunların açıklanmasını ve yorumlanmasını kapsayan genel nitelikteki direktiflerdir. Maliye Bakanlığının vergi kanunlarının uygulanmasına yön vermek için çıkardığı tebliğler, kural olarak bağlayıcı değil, yol gösterici kay­nak niteliği taşımaktadır.

Genel tebliğleri iki grupta ele almak mümkündür. Birinci gruba giren genel teb­liğler, vergi kanunlarının, genel tebliğlerle düzenlenmesini Maliye Bakanlığına bı­raktığı hususlarda uyulması gereken bir kaynak olarak ortaya çıkmaktadır.  

Özelgeler (Muktezalar)

Özelgeler (muktezalar), yükümlülerin Vergi Usul Kanunu’nun 413’üncü maddesi uyarınca, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından şüpheli ve/ya da tered­düde yol açan hallerde, Gelir İdaresi Başkanlığı’na veya bu konuda yetkili kılınan makamlara yaptıkları yazılı başvurularına verilen cevaplardır. Gelir İdaresi Başkan­lığı, kendisinden istenen görüşleri, özelge ile açıklayabileceği gibi, aynı durumda bulunan bütün yükümlüler bakımından uygulamaya yön vermek ve açıklık getir­mek üzere sirküler de yayınlayabilir.

Sirküler ve özelgelerin, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde, Gelir İdaresi Baş­kanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanmdan oluşan bir komisyon tarafından oluşturulması gerekmektedir.  

Sirkülerler

Sirkülerler, hiyerarşik âmirlerin ve özellikle bakanların, sahip oldukları hiyerarşi gücüne dayanarak astlarına onların uygulamakla yükümlü oldukları kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması konusunda verdikleri emir, talimat ve görüşlerdir. Sirkülerlerle yeni bir kural ve hüküm getirilememek­tedir; sadece mevcut olan mevzuat hükümleri açıklanmakta, yorumlanmakta ve bunların nasıl uygulanacağı gösterilmektedir.

Vergi hukuku alanında sirkülerlerin, sadece vergi uygulamaları ile ilgili belirli bir durumdaki çok sayıda yükümlünün tereddüde düşmesi ve Gelir İdaresi Baş­kanlığına başvurması halinde genel nitelikli özelge şeklinde yayımlanması gerek­mektedir. Bu şekilde yayımlanan sirkülerlerle vergi hukuku alanında yeni bir dü­zenleme getirilemez. Bu sirkülerlerin yükümlüler ve özellikle yargı organları bakı­mından herhangi bir bağlayıcılığı; kesin ve yürütülmesi gereken işlem niteliği bu­lunmadığı kabul edilmektedir.

Maliye Bakanlığının Açıkladığı Görüşlere Uygun Davranmanın Sonuçları

Yükümlülerin genel tebliğlere, sirkülerlere ve özellikle özelgelere uygun davran­maları halinde, kabahat işlemiş sayılmaları mümkün değildir. Çünkü bu durumda Vergi Usul Kanunu’nun 369’uncu maddesinde belirtilen yanılma hali sözkonusu olmaktadır.  

Başkasına verilmiş olan bir özelgeye uygun davranmış olan bir kimsenin kusur­lu olup olmadığı tartışmaya açıktır. Eğer özelge/sirküler, yayınlanmak suretiyle ale­niyet kazanmış ya da ilgili, başkasına verilmiş olan özelgeyi idareye sunmuş ise, bu kimsenin de yanılma halinden yararlanması gerekir.  

VERGİ CEZA HUKUKU KURALLARININ UYGULANMASI

Vergi Ceza Hukukuna ilişkin düzenlemeler yapan kanunlar soyut kurallara yer vermektedir, Bu soyut vergi ceza hukuku kurallarının somut olaylara uygulanabil­mesi bakımından, vergi ceza hukuku kurallarının nerede, kim hakkında, ne zaman ve nasıl uygulanacağının bilinmesi gerekmektedir.

Bunların bilinmemesi halinde, uygulamada sorunlar yaşanması ve bu sorunların da önemli uyuşmazlıklara yol aç­ması mümkün ve muhtemeldir,

Yer Bakımından Uygulanması

Devletlerin egemenliği ancak kendi ülkeleriyle sınırlıdır, Bu nedenle, devletlerin kanunlarının da ancak kendi ülkeleri içinde uygulanması gerektiği ve ülke dışında uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmektedir, Ayrıca, devletlerin kendi ülkesi üzerindeki egemenliğinin mutlak olması nedeniyle, ülke içerisinde başka devletlerin kanunlarının uygulanmaması da bu egemenliğin doğal sonucu olarak sayılmaktadır, Ancak bu anlayışın mutlak bir şekilde benimsenmesi ve bu anlayı­şa uyulması, günümüz şartlarında mümkün olamamaktadır.

Vergi ceza hukuku bakımından da bu iki ilkenin genel olarak geçerli olması benimsenmektedir.

Türk Ceza Kanunu, mülkîlik ilkesini esas almakla birlikte, karma sistemi benim­semektedir (TCK, m, 8 vd)

Vergi ceza hukuku bakımından da esas olarak mülkîlik ilkesi benimsenmekte­dir, Bu itibarla, vatandaş olsun veya olmasın, bir ülkede yaşayan kişiler, ülkede yürürlükte bulunan kanunların getirdikleri yükümlülüklere (vergi ve vergi cezası) uymak zorundadır.

Zaman Bakımından Uygulanması

Kanunların zaman bakımından uygulanması, onların yürürlüğe girmesi ve yürür­lükten kalkması ile yürürlüğe girmeden önceki ya da yürürlükten kaldırıldıktan sonraki olaylara uygulanıp uygulanmamasıyla ilgilidir.

Kanunların Yürürlüğe Girmesi

Kanunlarının ne zaman yürürlüğe gireceği, kanunların zaman bakımından uygu­lanması konusunu ilgilendirmektedir. Bir kanun, yürürlüğe girdiği tarihte uygulan­maya başlar ve yürürlükten kalkması ile birlikte uygulanamaz hale gelir. Bu ne­denle, bir kanunun ne zaman yürürlüğe girdiğinin bilinmesinde yarar vardır.

Bir kanunun ne zaman yürürlüğe gireceği, kural olarak, o kanunun yürürlük maddesinde belirtilmektedir.

Kanunların Yürürlükten Kalkması

Bir kanunun yürürlüğe girdiği tarihin bilinmesi kadar yürürlükten kalktığı tarihin bilinmesi de önemlidir. Çünkü, bir kanunun ne zaman uygulanmaya başladığı yü­rürlüğe girmesi ile; ne zaman uygulanamaz hale gelmesi de yürürlükten kalkması ile bilinmektedir.

Kanunların yürürlükten kalkması üç yolla gerçekleşmektedir. Bunlardan birin­cisi, yürürlükten kaldırmadır. Buna göre, yürürlüğe giren bir kanunun kendisin­den önce yürürlükte bulunan bir kanunu yürürlükten kaldırdığını açıkça belirtme­si halinde, yürürlükten kaldırıldığı belirtilen kanun yürürlükten kalkar. Buna, açık (sarih) yürürlükten kaldırma denilmektedir.  

Kanunlarının yürürlükten kalkması hallerinden ikincisi, sürenin dolmasıdır. Ba­zı kanunlar belirli sürelidir. Bu kanunlar, uygulanmaları için belirlenmiş olan süre­nin sona ermesi ile birlikte yürürlükten kalkmaktadır. Süreli kanunların tipik örne­ği, Bütçe Kanunudur.

Kanunlarmrn Geçmişe Yürümemesi

Kanunlar kural olarak yürürlüğe girmeleri ile yürürlükten kalkmaları arasında ge­çen süre içinde uygulanmaktadır, Kanunların yürürlüğe girmeden önceki olay ya da işlemlere uygulan(a)mamasına kanunların geçmişe yürümemesi ilkesi de­nilmektedir,

Kanunların geçmişe yürümemesi, hukukta genellikle benimsenen bir ilkedir, Bu ilkeye göre, bir kanun yürürlüğe girdiği tarihten sonra uygulanma imkânı bul­maktadır, Bu tarihten önceki olay ve işlemlere o zaman yürürlükte olan kanun hü­kümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Kanunların geçmişe yürümemesi ilkesi, özel hukukta olduğu gibi kamu huku­kunda da geçerlidir, Ancak, bu konuda getirilen istisnalar özel hukuka göre daha fazladır, Anayasa’da kanunların geçmişe yürümemesine ilişkin genel bir hüküm bulunmamakla birlikte, suç ve cezalara ilişkin olmak üzere bu ilkeye yer verilmek­tedir (Any, m, 38).

Lehe Olan Kanunun Uygulanması İlkesi

Türk Ceza Kanunu’na göre, “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulana­maz, İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden do­layı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz.

Kabahatler Kanunu’nda ise, zaman bakımından uygulanma konusunda farklı bir düzenleme yer almaktadır.

Ceza hukuku bakımından, her fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan kanuna tâbi olması gerekir, Bu, kanunsuz suç olmaz ilkesinin temel dayanağını ve aynı za­man doğal bir sonucunu oluşturmaktadır, Ancak, bu ilkenin her zaman uygulan­ması amaca elverişli sonuç doğurmamaktadır.

Kanunların yürürlüğe girmesi ve yürürlükten kalkması ile geçmişe yürütülüp yürütülemeyeceği konusunda yapılan açıklamalar ve benimsenen ilkeler vergi ce­za hukuku bakımından da geçerlidir. Nitekim, 4369 sayılı Kanun’un 20’nci madde­siyle eklenen Vergi Usul Kanunu’nun Ek 21’inci maddesine göre, “Bu Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş fiiller hakkında kesilecek cezalarda, bu fiille­rin işlendiği tarihte 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun yürürlükte bulunan vergi ce­zalarına ait hükümleri; hükmolunacak cezalar hakkında ise bu fiillerin işlendiği ta­rihte yürürlükte bulunan hükümler ile bu Kanun hükümlerinden lehe olanı uygu­lanır”.  

Anlam Bakımından Uygulanması

Soyut kanun hükümlerinin somut olaylara uygulanabilmesi için, hukuk kuralları­nın anlam bakımından uygulanmasının, yani hukuk kurallarının yorumlanmasının ne anlama geldiğinin belirlenmesi/bilinmesi gerekmektedir. Hukuk uygulamasının doğru yapılabilmesi, hukuk kurallarının isabetli bir biçimde yorumlanmasına bağ­lıdır. Başka bir deyişle hâkimin bir soyut hukuk kuralını somut bir olaya uygulaya­bilmesi, o kuralın yorumlanmasını gerektirmektedir. Yorum yapılırken uygulana­cak yöntem, varılacak sonucu büyük ölçüde etkilemektedir.  

Yorum Çeşitleri

Yorumu yapan organa ve/ya da kişiye göre dört çeşit yorumdan söz edilmektedir.

Bunlardan birincisi, yasama yorumudur. Kanunların yorumu, her şeyden önce kanun koyucunun gerçek iradesinin belirlenmesini gerektirir. Bu nedenle, yorum konusunda ilk akla gelen, uygulamaya ilişkin olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklarda, iradesinin ne anlama geldiğini bizzat yasama organının açıklamasıdır. Yasama yo­rumu, yasama organı, yani kanun koyucu tarafından yapılan yorumdur. Kanun hükmünün nasıl anlaşılması gerektiğine ilişkin olarak yasama organı tarafından ya­pılan yoruma yasama yorumu denilmektedir.

 Yorum çeşitlerinin ikincisi, idarî yorumdur. İdarî yorum, vergi idaresinin vergi kanunlarını anlayış ve uygulayış biçimidir. İdarî yorum, yargı organları yönünden bağlayıcı olmayıp idarenin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tâbi tutul­ması ilkesi (Any. m.125) gereği, yargı denetimine tâbidir. Başka bir deyişle, idare­nin vergilendirme süreciyle ve bu bağlamda ceza kesme işlemleri ile ilgili olarak yaptığı yorumun hukuka uygun olup olmadığı, dava açılması halinde, mahkeme­ler tarafından denetlenebilmektedir.

Yorum çeşitlerinin üçüncüsü, yargısal yorumdur. Yargısal yorum, uyuşmazlık­ların çözümü sırasında yargı organlarınca yapılan yorumdur. Yasama yorumunun genel nitelikli olmasına karşın, yargısal yorum özel nitelik arzetmektedir. Yargısal yorum, somut olayın özellikleri ve tarafların durumu dikkate alınarak yapıldığın­dan, sadece ilişkili bulunduğu olayla sınırlı bir bağlayıcılığa sahiptir. Bu itibarla, bir uyuşmazlık hakkında verilen bir karar, sonraki ve benzer olaylar hakkında ne baş­ka mahkemeleri ne de kararı vermiş olan mahkemeyi bağlamaktadır.

Yorum Yöntemleri

Yorum yapmanın amacı, belirli bir hukukî ilişkiyi düzenlerken kanun koyucunun açıkladığı iradenin gerçek anlamını belirlemektir. Bunun yapılabilmesi ise, uygun bir yorum yönteminin benimsenmesine bağlıdır. Yorum yöntemleri olarak adlan­dırılan tekniklerin hiçbiri, yorumlama işini tek başına gerçekleştirmeye yeterli de­ğildir. Bu nedenle birçok olayda, bu yöntemleri birlikte uygulamak ve bu yolla bir sonuç elde etmeye çalışmak gerekir.

Lafzî (Deyimsel) Yorum Yöntemi

Lafzî (deyimsel) yorum, soyut hukuk kuralının somut olaya uygulanması sırasın­da başvurulacak ilk yöntemdir, Burada, kanun hükmünde yer alan kelimelerin, deyimlerin, ifadelerin dilbilgisi kuralları yönünden cümle yapısı içindeki anlam­ları araştırılmaktadır.

Sistematik Yorum Yöntemi

Kanun hükümlerinin ne anlama geldiği konusunda, çoğu zaman lafzî yorumla ge­rekli açıklığın sağlanması mümkün olamamaktadır, Bu durumda, belli bir hükmün nasıl anlaşılması gerektiğini anlamak için hükmün, önce o kanunun bütünü için­deki yeri, daha sonra da tüm ilgili hukuk kuralları ile bağlantısı araştırılmalıdır, Bu yönteme, sistematik yorum yöntemi adı verilmektedir,

Bu yöntemin uygulanmasında, hukukun tüm kurallarıyla; uyumlu ve tutarlı bir bütün oluşturduğu varsayımından hareketle, belli bir kuralın o bütün içindeki ye­rine bakılarak anlamlandırılmasına çalışılmaktadır.

Tarihî Yorum Yöntemi

Bir hukuk kuralını yorumlayacak olan kimsenin, ilk olarak kanunun yapıldığı an­daki kanun koyucunun iradesini araştırmasını öneren yönteme tarihî yorum yön­temi denilmektedir, Bunun anlamı, hukuk kuralının yorumu için, kanunun hazır­lık evresinden kanunlaşmasına kadar geçen dönemdeki malzemeye başvurulması­dır, Bu yöntemde, bir kanun hükmü uygulanırken kanun koyucunun kanunun ya­pıldığı andaki iradesi ve amacı araştırılmaktadır.

Tarihî yorum yöntemine daha çok uluslararası vergi andlaşmalarmın yorumun­da başvurulmaktadır. Nitekim andlaşmalarm hazırlık çalışmalarından, andlaşma taslağı üzerinde yapılmış olan görüşmelerden, tarafların egemenliklerini ne ölçüde sınırlandırmak niyetinde olduklarını anlamak mümkündür.

Amaçsal (Gai) Yorum Yöntemi

Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesi, “Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder, Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşun- daki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır” (VUK.m.3/A-II) demektedir. Kanun koyucu, bu ilke-kural ile, önce, salt lafza (söze) dayanan yorumun yeterli ol(a)mayacağını, bu­nun yanı sıra kuralın ruhunun (özünün) de araştırılması gerektiğini belirtmektedir.  

Amaçsal yorum, kuralın kanundaki yeri, konumu ve öteki kurallarla ilişkisi dı­şında, kuralla ilgili daha geniş ölçekli ve kapsamlı bir değerlendirme işlemidir. Bu yapılırken her şeyden önce, kuralın kanuna konuluş dönemindeki tarihî malzeme­nin, o döneme ait kültürel, ekonomik ve sosyal değerlerin, değer yargılarının, çı­karlar dengesinin göz önünde tutulması ve kuralın bu bağlamda kanun koyucu ta­rafından hangi amacı gerçekleştirmek üzere kabul edildiğinin belirlenmesi gerekir.  

Kıyas Yasağı

Kanun hükümlerinin uygulanmasında kimi zaman kıyas yoluna da başvurulmakta­dır. Fakat kanunun yorumlanması ile kıyasen uygulanması birbirinden farklı kav­ramlardır. Yorum, bir hukuk kuralının olaya en uygun anlamını belirlemeyi amaç­lamaktadır. Kıyas ise, sebeplerdeki benzerliğe dayanarak var olan bir kuralın kanun tarafından kapsama alınmayan bir olaya uygulanması demektir. Kıyas, kanunun an­lamını ortaya koyabilmek için değil; fakat kanundaki boşlukları doldurmak için ya­pılan genişletici bir işlemdir. Başka bir deyişle kıyasta, kanun koyucunun amacı araştırılmamakta, kanun koyucuya özgü bir faaliyette bulunulmuş olmaktadır.

HUK405U – Vergi Ceza Hukuku Çıkmış Sınav Soruları

Açıköğretim bölümleri ders içeriklerinde yer alan “HUK405U” kodlu “Vergi Ceza Hukuku” dersine ait çıkmış sınav sorularına aşağıdaki butonlardan ulaşabilirsiniz.

Sisteme eklenen çıkmış sınav soruları mavi olarak gösterilmekte, sisteme henüz eklenmeyen çıkmış sınav soruları ise kırmızı olarak işaretlenmiştir. Açıköğretim sisteminde çıkmış sınav soruları artık kişiye özel olduğu için tüm sorulara erişim imkanımız olmuyor malesef. Bu nedenle öğrenci sayfanızdan çıkmış sınav sorusunu indirerek tarafımıza gönderebilir, diğer öğrenci arkadaşlarımızında faydalanmasını sağlayabilirsiniz.

Çıkmış Sınav Sorusu göndermek için sağ taraftaki PDF gönder linkini kullanabilir veya BURAYA tıklayarak soru gönderebilirsiniz. Soruları paylaştığınız için tüm öğrenciler adına teşekkür ediyoruz.

VERGİ CEZA HUKUKU ÇIKMIŞ SINAV SORULARI


 

Açıköğretim olarak öğrenim gören öğrenciler derslere fiziksel olarak katılamadıkları için evde kendilerinin ders çalışması gerekiyor. Açıköğretim ders kitaplarının fiziksel olarak dağıtımı durdurulup sadece e-kitap şeklinde e-kampüs sayfasında yer almaktadır. Öğrenciler, öğrenci sayfalarına giderek ders kitabını pdf olarak indirebildikleri gibi bu sayfadan da erişim sağlayabilirler.

Açıköğretim ders kitabını fiziki olarak almak isteyenler ise kitap başına bedel ödeyerek ders kitaplarını temin edebilmektedir. ( Kitap bedeli her yıl değişkenlik göstermektedir. )

Ders kitapları fiziksel olarak dağıtılmadığı için ders kitaplarını e-kitap olarak sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz. Sizlerde öğrenci sayfanızdan indirdiğiniz ders kitaplarını bizlere göndererek sayfada paylaşılabilmesini sağlayabilirsiniz.

Aşağıda açıköğretim derslerinden bir tanesi olanVergi Ceza Hukuku ( HUK405U ) dersinin e-kitabını görüyorsunuz. Açıköğretim ders kitaplarında zaman zaman değişiklikler yapılabilmektedir. Ekampüs sayfanızdan kitabın son halini kontrol etmenizi öneririz. Güncellenmiş olan ders kitabını bize ilettiğinizde sayfamıza ekleyebiliriz.

Ders Kitabı E-Kitap şeklinde olup dosyanın boyutuna göre yüklenmesi uzun sürebilmektedir.

Vergi Ceza Hukuku ( HUK405U ) Ders e-Kitabı:

Not: Ders kitapları zaman zaman güncellendiği için buraya tıklayarak ders kitabının güncellik kontrolünü yapmanızı öneririz. Sayfamızda ders kitabı güncel değil ise e-kampüs sayfasından ders e-kitabını alarak BURAYA tıklayıp bizlere gönderebilirsiniz. Sizlerin adına sayfamızda paylaşabiliriz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır