namaz kılarken nefes nefese kalıyorum / Namaz kılarken nefesim kesiliyor | seafoodplus.info - islami forum

Namaz Kılarken Nefes Nefese Kalıyorum

namaz kılarken nefes nefese kalıyorum

Namaz kılarken kaygı belirtilerim var, ne yapabilirim?

Değerli kardeşimiz,

Anlattıklarınızdan ciddi bir kaygı probleminizin olduğu anlaşılmaktadır. Bu seviyede bir kaygı sorunu için size tavsiyemiz, öncelikle zaman kaybetmeden uzman ve dini bütün bir psikoterapiste görünmenizdir. Çünkü sorunun çözümü için, özellikle namaz kılarken “aşırı bir kaygı” yaşamanızın altında yatan psikolojik dinamiğin anlaşılması gerekir. Bu anlaşılır, bir farkındalık oluşursa sıkıntının kaynağı bilinçdışından bilince gelebilir. O zaman sizde kaygı ve stres doğuran otomatik olumsuz düşüncelerin de önüne geçilebilir.

Aşırı kaygı, nedenini tam bilemediğimiz gerçek dışı, abartılı veya olumsuz düşüncelerden kaynaklanır. Nedeni bilinmeyen kaygıların kökeni ise ya geçmişte yaşanılan bir travmada ya da şiddet, aşağılanma, değersizleştirme, kişiliğe saldırı, şahsiyeti yaralama vb gibi bir olayda yatar. Ya da yaptığınız şey ile düşünceniz, değerleriniz, inancınız çatıştığında yaşanır. Sizin durumunuzda ise ya doğrudan namaz ile ilgili bir sıkıntı yaşamışsınız ya da namaz öncesi veya namazın çağrıştırdığı bir konuda bir sıkıntı yaşamışsınız. Ya da şeytan namazla ilgili size gerçek dışı vesvese vermektedir.

Bunun anlaşılması, düğümü çözebilir.

Alanında uzman ve dini bütün bir psikoterapiste gitme imkânınız yoksa, bu kaygının asıl nedeninin ne olduğunu siz kendi kendinize fark ettiğiniz zaman kısmı bir rahatlama yaşayacaksınız inşallah. 

1) Bunun için size şunları düzenli olarak yazmanızı tavsiye ederiz.

a) Tespit etmeniz gereken birinci şey: Bu kaygıların hayatınızda ilk namaz kıldığınız günden itibaren değil de hayat seyriniz içinde belli bir noktadan sonra başladığını düşünüyoruz. Kaygılarınız bu düzeyde ilk ne zaman başladı ve o tarihte hayatınızda ve düşünce dünyanızda neler değişti? Bunu tespit edebilirseniz, rahatlayacaksınız. Çünkü o zaman sıkıntının asıl kaynağının ne olduğunu fark edeceksiniz.

b) Tespit etmeniz gereken ikinci şey: Bu sıkıntıyı, normal hayatınızda her namaz kıldığınızda mı yaşıyorsunuz, yoksa zaman zaman mı? Eğer zaman zaman hissediyorsanız, o zamanlarda neler yaşadığınızı, aklınızdan nelerin geçtiğini bir kağıda yazın.

c) Tespit etmeniz gereken üçüncü şey: Hissettiğiniz aşırı kaygı durumunun şiddeti ne zaman artıyor ve ne zaman azalıyor. Artarken veya azalırken aklınızdan hangi otomatik düşünceler geçiyor?

d) Tespit etmeniz gereken dördüncü şey: Bu kaygıyı sadece namaz kılarken mi yaşıyorsunuz yoksa başka zamanda, mesela diğer ibadetlerde de yaşıyor musunuz? Eğer sadece namaz kılarken yaşıyorsanız, o zaman namaz öncesinde aklınızdan geçen inançla ilgili veya namazın size çağrıştırdıkları ile ilgili otomatik düşünceleri yazın.

Bu dört maddeyi bir ay kadar düzenli yazmanız durumunda bir kalp grafiği gibi sizi kaygıya sevk eden olumsuz otomatik düşüncelerin skalasını rahatlıkla çıkarabileceksiniz. Ondan sonra, bu olumsuz düşüncelerin ne kadar gerçek dışı olduğuna yönelik araştırma yapın, düşünün.

2) Olumsuz duygularımızı kendi kendimize bütün bütün ortadan kaldıramasak da şiddetini ve sıklığını azaltmak elimizde. Şiddetli kaygı duygusunun verdiği rahatsızlığı azaltmak için de bazı önlemler alabilirsiniz.

a) Bu kaygıların hiçbirinin imanınıza, namazınıza ve diğer ibadetlerinize zarar vermediğini bilmeniz gerekir. Bunlar aynaya yansıyan necaset gibidir, böyle bir durumda ayna necis olmadığı gibi, sizin iç dünyanıza yansıyan kaygılar da namaza asla zarar vermez.

b) Namaz öncesinde derin nefes çalışması yapabilirsiniz. Kaygılandığınızda yapacağınız bu nefes çalışması bedeninizde bir rahatlama sağlayacaktır. Ancak bu nefes, diyafram nefesi olmalı ve derinden alınmalıdır. Gözleriniz kapatın, size huzur veren bir yeri, bir olayı düşünün, güzel bir manzarayı zihninizde iyice canlandırın. Her nefes alışınızda içinizden yavaşça sekize kadar sayın; verirken de aynı şekilde.

c) Namazla ilgi düşüncelerinizi yeniden gözden geçirin. Sizde kaygı uyandıran namaz değildir, namazla ilgili otomatik düşünceleriniz veya şeytanın vermiş olduğu vesveselerdir. Bu çerçevede size tavsiyemiz Risale-i Nur Külliyatı'ndan “Yirmi Birinci Söz” namaz ve vesvese konularını sık sık okumanızdır.

d) Sık sık büyük camilere gidin, orada insanların nasıl huzur içinde namaz kıldıklarını izleyin. Onların huzurlu hâllerini zihninize kazıyın. Ve daha sonra zihninizde canlandırın. Bunu ne kadar sıklıkla yaparsanız o kadar rahatlayacaksınız.

Rabbimiz yar ve yardımcınız olsun.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Sual: Mâlikî mezhebinde yatsı namazını vaktin üçte birinden sonraya geciktirmek günah olduğu için vakit girer girmez hemen yatsının farzına duruyorum. Sonra ilk ve son sünneti kılıyorum. Böyle yapmak doğru oluyor mu?

Cevab: Yatsının önce sünneti, sonra farzı kılınır. Yatsının vakti dört mezhepte de imsake kadardır. Vaktin ilk üçte birinde kılmamak Mâlikî mezhebinde günah ise de, namazın şartı değildir. Başka mezhebi taklid eden kimse, yalnızca bu mezhebin o amel için aradığı şart ve müfsidlere uyacağı için, gusl, abdest veya namaz için Mâlikîyi taklid eden Hanefî mutlaka gecenin ilk üçte birinde kılmalıdır denemez. Ama mezheplerin ihtilâflı hükümlerine uymak iyi olur. Müstehap olur.

Mâlikîler, vakti, ihtiyarî ve zarurî olmak üzere iki kısma ayırmışlardır. İhtiyarî vakit, mükellefin o vakit içinde edâ etme serbestisine sahib olduğu bir zamandır. Zarurî vakit de bundan sonra gelir. Zarurî denmesinin sebebi, bu vaktin; dalgınlık, hayız görme, bayılma, delirme ve benzeri zaruret hallerine benzemesinden ileri gelmektedir. Bu saydığımız zaruretlere mâruz kimselerin, namazlarını zarurî vakit içinde kılmaları günahkâr olmalarına neden olmaz. Ama bunlardan başka hiçbir özrü olmayan kişilerin bu vakitte namaz kılmaları, günaha girmelerine neden olur. Ancak ihtiyarî vakit içinde bir rek'at namaz kılmış olurlar da namazın geri kalan kısmı zarurî vakte aşacak olursa bundan ötürü günahkâr olmazlar.

Sabah namazının ihtiyarî vakti, fecr-i sâdığın doğmasından itibaren, açık bir aydınlığın meydana gelmesine kadar devam eder. Açık aydınlık, açık havada normal gözün yüzleri görebileceği ve seçebileceği bir aydınlıktır. Sabah namazının zarurî vakti ise bu ihtiyarî vaktin ardı sıra başlayıp güneşin doğuşuna kadar devam eder.

Öğle namazının vakti, güneşin zeval noktasına varmasından hemen sonra başlar. Yani bu vakit, güneşin tam tepeden batıya doğru meyletmesi anında başlayıp her şeyin gölgesinin kendi misline varmasına kadar devam eder. Bu, öğle namazının ihtiyarî vaktidir. Zarurî vaktine gelince bu, ikindinin ihtiyarî vaktinin girmesinden, ikindi namazı sığacak kadar bir zaman müstesna olarak günbatımına kadar devam eder.

İkindi namazının vakti, her şeyin gölgesinin zeval anındaki gölgesine ek olarak kendi mislini aşması anında başlar. Bu ihtiyarî vakittir. Güneşin sararıp batmaya yüz tutmasından batışına kadar da zarurî vakittir.

Akşam namazının vakti, güneş kursunun ufukta kaybolmasıyla başlayıp kırmızı şafağın yine ufukta kaybolmasıyla sona erer. Akşam namazının ihtiyarî vakti, abdest alıp, varsa necâsetten temizlenmek, avret yerini örtmek, ezan okuyup kaamet getirmek gibi şartları ifa edip namazı kılabilecek kadar zamandır. Şu halde bahsi geçen şartları daha önceden yerine getiren kimse, akşam namazını, vaktin başlamasından itibaren bu şartlan ifa etmeye yetecek kadar bir zaman geciktirebilir. Bu geciktirme, mezkûr şartların normal olarak yerine getirilebileceği kadar bir müddetle takdir edilmelidir. Vesveseli bir kişinin uzatmasına itibar yoktur. Zarurî vakit, bu ihtiyarî vaktin peşi sıra başlar ve ufuktaki aydınlığın kayboluşuna kadar devam eder.

Yatsı namazının ihtiyarî vakti, batı ufkundaki kırmızı şafağın kaybolmasıyla başlayıp gecenin ilk üçte birinin sona ermesine kadar devam eder. Zarurî vakti de ihtiyarî vaktin hemen ardı sıra başlayıp fecrin doğuşuna kadar devam eder. Kişi özürlü olmadıkça yatsı namazını zarurî vakte bırakmakla günahkâr olur.

Görülüyor ki, Mâlikî mezhebinde sadece yatsı namazında değil, bütün namazlarda namazın muayyen bir zaman içinde kılınmaması hâlinde günah oluyor. Mâlikîlere göre namazı ihtiyarî vaktinde kılmayan günahkâr oluyor; ancak namazı kazâya kalmış olmuyor. Nitekim Hanefî mezhebinde de ikindi namazını güneş batarken kılmak tahrimen mekruhtur. Akşam namazını da yıldızlar çoğaldıktan sonraya bırakmak böyledir. Ancak hiç birinde namaz kazâya kalmış değildir. Bu vakitlere riayet namazın sıhhat şartı değildir. Namazı ihtiyarî vaktinden sonra kılan kimse Mâlikî mezhebinin şart ve müfsidlerine uymuş demektir.

22 Temmuz Perşembe

namaza adapte olamıyorum

Rivayet edilir ki ,Hatem Esad'a nasıl namaz kıldığını sorarlar der ki:
- namaz vakti yaklaştığı zaman ,noksansız bir abdest alırım,namaz kılacak olduğum yere gelir azalarımın sukunet bulması için seafoodplus.info namaza kalkarıseafoodplus.info'beyi kaşlarımın ortasına ,sıratı ayaklarımın altına ,cenneti sağıma,cehennemi soluma ,ölüm melegini arkama alırım ve kıldığım namazın son namaz olduğunu sayarım ,sonra korku ile ümit arasında durur tekbiri geregiyle alırım ,ayeti usulü ile okurum,tevazu ile rukü eder,huşu ile secde ederim,ihlaslı bir şekilde kılarım. sonra namazın
kabul olup olmadığını bilmem


Rasulullah :''Kişi kıldıgı namazda ,bedeniyle beraber kalbi de hazır bulunmazsa allah,o namaza bakmaz.

Kardeşim allah 'a çok çok tövbe istigfar etmeliyiz.
ben de aciz bir kul olarak sadece hadis ve büyüklerimizin namaz kılmalarından örnek yazdım rabbim cümlemizin namazını kabul olanlardan seafoodplus.info

Genişletmek için tıkla

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir