vasilik sorgulama / Vesayet Davası ve Vasi Tayini (Atanması) ()

Vasilik Sorgulama

vasilik sorgulama

Vesayet Hakkı Nedir

 

Vesayet, velayete tabi olmayan küçükler ile kısıtlıların tabi olacağı, özel hukuk bağlamında koruyucu bir kurum olarak düzenlenmiştir. Bu kurum ile amaçlanan şey, buna ehil olmayanların mal varlıklarına ilişkin menfaatlerinin onlar adına korunması ve onların temsil edilmesidir. Görüldüğü üzere vesayet; korunmaya muhtaç, zayıf ve güçsüz kişilerin devlet eliyle koruma altına alınmasıdır. Bu yazımızda bu kuruma ve bu kuruma dair bazı çok merak edilen konulara genel bir bakış atacağız. Konu hakkındaki sorularınızı sayfanın en altındaki forum aracılığıyla bizlere iletebilirsiniz.

Vasilik Nedir?

Vasi, vesayet makamınca, korunmaya muhtaç kişinin malvarlığını ve bazı konularda kendisini temsil ve yönetim konumuna getirilen kişidir. Yani kendini temsilden ve aktif ile pasif malvarlığını yönetimden aciz kişiyi bu konularda temsil edecek kişidir. Daha geniş bir tanımlama yapmak istersek, vasi; mevzuatta öngörülü hallerde, küçüklük veya kısıtlılık sebebiyle, bu tür kişilerin menfaatlerini korumak amacıyla, Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi tarafından atanan yasal temsilcidir.

Türk Dil Kurumu&#;na göre, vasilik ve vesayet aynı anlamı karşılayan kavramlardır. Buna göre; vasi, yetim veya aklında zayıflık bulunan hasta birisinin malvarlığını yöneten kişidir. Vasilik ise; vasi olma durumuna verilen isimdir. Vesayet de mana olarak, vasilik şeklinde kendisine sözlükte yer bulmuştur.

Vasilik Gerektiren Durumlar Nelerdir?

Vesayet kurumuna başvurulabilmesi için çeşitli hallerden en az birisinin mevcudiyeti gereklidir. Bu haller, Türk Medeni Kanununun ve maddeleri arasında sınırlı sayı ilkesine dayalı olarak belirtilmiştir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Küçüklük:  Doğal şartlar altında anne ve babanın çocuk üzerindeki velayeti, çocuk ergin olasıya kadar devam etmektedir. Dolayısıyla bu kişilere ayrıca bir vasi atanması gerekmemektedir. Vesayet, ancak bu küçüklerin velisi bulunmaması halinde gündeme gelecektir. Amaç çocuğun korunmasıdır. Küçükler için ayrıca bir kısıtlama kararı alınmasına gerek yoktur. Ergin olasıya kadar doğal olarak kısıtlı sayılmaktadırlar zaten. Dolayısıyla küçükler için vesayet altına alma ve vasi atanması yeterli olacaktır. Çocuğun velayetten yoksun bir duruma düşmesi, birçok sebeple ortaya çıkabilir. Örneğin anne ve babanın ölmesi halinde vesayet kurumu gündeme gelecektir. Aynı şekilde evliliğin iptali halinde, hakim, çocuğun yüksek menfaatleri açısından o şekilde uygun görürse; anne ve babadan velayeti alıp çocuğa vasi atayabilecektir. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir.
  • Kısıtlama:  Hakkında kısıtlama kararı verilen kişiye mahkemece bir vasi atanması gerekmektedir. Kısıtlama kararı, bu yönüyle yenilik doğuran bir karardır. Kısıtlı, ergin bir kişidir fakat fiil ehliyeti mahkemece sınırlandırılmaktadır. Burada kısıtlı ergin kişinin ana veya babası hayattaysa bu kişilere velayeti de verilebilir. Kısıtlama nedenlerinin neler olduğu belirlidir. Bunların dışında hakim takdir yetkisi ile kapsamı genişleterek kişi hakkında kısıtlama kararı veremez. Kısıtlama; tam ehliyetli kişinin fiil ehliyetini kısıtlayarak onu sınırlı ehliyetsiz haline getirir. Kısıtlama sebepleri kanuni ve isteğe bağlı olmak üzere iki gruba ayrılır. Kanuni kısıtlama sebepleri şu şekildedir: 1) Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı. 2) Savurganlık. 3) Alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı. 4) Kötü yaşama tarzı. 5) Kötü yönetim. 6) Özgürlüğü bağlayıcı ceza. Bu durumlardan birinin mevcut olması halinde, vasi atanması konusunda kısıtlanacak kişinin isteği olup olmaması dikkate alınmayacaktır. İsteğe bağlı kısıtlama sebepleri ise şu şekildedir: 1) Yaşlılık. 2) Sakatlık. 3) Deneyimsizlik. 4) Ağır hastalık. Bu husus; TMK m. &#;de, ayırt etme gücüne sahip ergin açısından düzenlenmiştir.

Vesayet Hakkı Nedir?

Herhangi bir sebeple velayet altında olmayan, velayetin değiştirilmesi mümkün olmayan küçükler ve sınırlı ehliyetsiz durumundaki kısıtlılar, vesayet altına alınacaktır. İşte bunu sağlayan durum, bu kişilerin sahip olduğu vesayet hakkına haiz olma halidir. Bu hakkın kısıtlanması mümkün değildir. Hatta çoğu zaman bu hakkın kullanımı doğrudan talep üzerine olmamaktadır. Genellikle başka bir mahkeme veya idari makam durumu fark etmesi halinde gerekli işlemlerin yapılması için mahkemeye bildirimde bulunmaktadır. Aynı şekilde isteğe bağlı kısıtlılık halinde de doğrudan başvurma istisnai niteliktedir. Ekseriyetle yetkisiz 3. kişinin başvurması ve ilgilinin bu duruma rıza göstermesiyle vasi atanması gerçekleşmektedir.

Noterden Vasi Tayini Yapılabilir Mi?

Bu şekilde bir vasi tayini yapılması mümkün değildir. Bu işlemi yapmaya ehil tek makam Türk Yargısıdır. Yetkili ve görevli mahkemede dava açılması halinde atama işlemi o mahkeme tarafından yapılacaktır. Bu konuda dava nasıl açılır isimli makalemize bir göz atabilirsiniz. Kısacası, halkta yanlış bilinenin aksine, noterlere böyle bir yetki verilmemiştir. Bunun yanında noterlerin vesayet konusunda bir yükümlülükleri bulunmaktadır. O da şudur ki; noterlikler olağan görevlerini ifa ederlerken küçüğün velayet altında olmadığını tespit edebilirler. Bu durumda noter, vaziyeti vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.

Vasi Atanması Nedir?

Vasi atamasının ne olduğu ile buna ilişkin usul ve kaideler TMK m. ile m. aralığında düzenlenmiştir. Atanan vasinin; özen gösterme, gerçek kişiyi gözetim altında tutma, koruma ve bakma gibi yükümlülükleri vardır. Tüzel kişilerin bu yükümlülükleri yerine getirmesi beklenemez. Dolayısıyla atanacak vasi ancak gerçek kişi olabilecektir. Genel kural, bir kişiye ancak bir vasi atanması şeklindedir. Fakat ayrık hallerde, durum o şekilde gerektiriyorsa, birden fazla vasi atanması da mümkündür. Bu durumda atanmış vasilerin yetkilerini bağımsız olarak mı yoksa birlikte mi kullanacaklarını belirleyecek mercii atamayı yapan vesayet makamıdır.

Vasi olarak atanacak kişinin; ergin, ehil ve görevi ifa edebilecek yetenekte olması gerekir. Bu olumlu şartlara sahip olmaması halinde kişinin vasi olarak atanabilmesi mümkün değildir. Aksi yönde bir atama yapılması halinde; ilgililer, kararı alan vesayet makamına itirazda bulunabileceklerdir. Bunun üzerine vesayet makamı bir değerlendirme yapabilecek; atanan kişinin görevine son verip, yerine başka birisini görevlendirebilecektir. Aksi takdirde denetim makamına itirazda bulunulması da mümkündür.

Vasi Tayini Şartları Nelerdir?

Öncelikle, daha önce de bahsettiğimiz üzere, tayin edilecek kişinin ergin ve bu işi yapmaya ehil birisi olması gerekir. Bu olumlu şartların yanında bir de olumsuz şartlar vardır. Yani vasi olarak tayin edilecek kişide, bir takım hallerin mevcut olmaması gerekir. Bu haller şunlardır; 1) Kısıtlı olmak. 2) Kamu hizmetinden yasaklı olmak. 3) Haysiyetsiz hayat sürmek. 4) Çıkarların çatışması. 5) Aralarında düşmanlık bulunması. 6) İlgili vesayet daireleri hakimi olmak. Bu hallerden birinin varlığı halinde o kişi vasi olarak tayin edilemeyecektir.

Kanunumuz, vasi tayini konusunda eş ve hısımlara öncelik tanımıştır. Fakat burada dikkat edilmelidir ki eşin diğer akrabalara göre öncelikli olma durumu söz konusu değildir. Hakim, somut ilişkileri değerlendirecek; kimin vasi olarak tayin edilmesi, kısıtlı veya küçük açısından daha faydalı olacaksa ona göre bir karar verecektir. TMK m. &#;te; bunun dışında haklı sebepler olmadıkça, hakimin, vesayet altına alınacak kişi ya da anne veya babasının istediği kişiyi vasi olarak ataması gerektiğine işaret edilir. Vesayet makamı, mümkün mertebe ilgililerin isteğine bağlı olarak hareket etmelidir. Hakim talebin aksine bir hüküm oluşturursa; bu noktada ilgililerin denetim makamına itiraz hakkı doğar.

Vasi olarak tayin edilen kişi, kanunda sayılan kaçınma sebeplerine haiz değilse, kendisine yüklenen bu görevi kabul etmek zorundadır. Aksi halde yaptırımın ne olacağı ise kanunda düzenlenmemiştir. Fakat yerine yeni birisi atanana kadar görevini ifa etmeyen mevcut vasi, bu sebeple doğacak olan zararlardan sorumlu olacaktır.

TMK m. &#;de vasilikten kaçınma sebepleri düzenlenmiştir. Kaçınma sebepleri şunlardır; 1) 60 yaşının üstündeki kişiler. 2) Bedensel özürleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle ifa edebilecek olanlar. 3) En az 5 çocuğun velisi konumunda olan kişiler. 4) Halihazırda üzerinde bir vasilik görevi olan kişiler. 5) Cumhurbaşkanı. 6) Milletvekilleri ve bakanlar. 7) Hakim ve savcılar. Bu kişiler dilerse görevi ifa edebilecek dilerse yükümlülükten kaçınabileceklerdir. Oluşturulan vesayet kararına karşı itiraz veya kaçınma sebeplerinin sunulması için ilgililere tebliğ veya tefhimden itibaren 10 günlük süre tanınmıştır.

Vesayet Makamı Neresidir?

Vesayet daireleri ikiye ayrılmaktadır. Bunlar; vesayet makamı ve denetim makamıdır. Vesayet makamı olarak Sulh Hukuk Mahkemesi belirlenmiştir. Çocuklar yönünden ise bu görev varsa özel kuruluş kanunu olan Çocuk Mahkemesine öncelikli olarak verilmiştir. Şayet yetkili yerde Çocuk Mahkemesi bulunmaması halinde yine görevli makam Sulh Hukuk Mahkemesi olacaktır. Vasi tayini bu makam tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu bakımdan vesayet makamı, vasinin faaliyetlerine katılan makamdır. Bu makam, vasi atanmasının yanında; vasi üzerinde denetim, kontrol, izin, tedbir olarak veya kesin olarak görevden alma gibi yetkilere de sahiptir.

Denetim makamı olarak ise Asliye Hukuk Mahkemesi görevlendirilmiştir. Onama ve şikayetler, bu makam tarafından karara bağlanmaktadır. Yine vasi ataması kararlarına karşı itiraz ve çekinme taleplerini inceleyecek ve nihai olarak karara bağlayacak olan makam da burasıdır. Bu anılan faaliyetler icra edilerek denetleme görevi, makamı tarafından yerine getirilmiş olacaktır.

Vasilik Davası Atama Usulü Nasıldır?

Atama işleminde görevli mahkeme belirttiğimiz üzere, Sulh Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise hakkında vasi tayini istenen kısıtlı veya küçüğün yerleşim yeri mahkemesidir. Vesayet makamı, atama işlemini ivedilikle yerine getirmelidir. Bu surette, vesayet makamı bu durumu ister C. Savcısının ister ilgililerin isterse de 3. kişilerin bildirimi sayesinde öğrensin; durumdan haberdar olur olmaz resen harekete geçmeli ve vasi atama prosedürünü uygulamaya başlamalıdır. Şayet gerekli gördüğü hallerde vesayet makamı, prosedür tamamlanasıya ve vasi kararı verilesiye kadar, kişinin menfaatlerini gözeterek geçici önlemler alabilecektir.

Vasi Kararı Nedir?

Vesayet makamı tarafından verilen, kısıtlama ve vasi atanmasına ilişkin karara vasi kararı denir. Bu karar, vasiye hemen ve Tebligat Kanununa uygun olarak tebliğ edilmelidir. Bu vasi kararı ilgilisine tebliğ edilmeden kesinleşmiş sayılamaz. Ayrıca vasi kararı içeriğinde bir kısıtlama söz konusuysa; bu karar, kısıtlının yerleşim yerinde ve nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan olunur.

Vasi kararının tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde; varsa kaçınma sebebi veya karara itiraz, vesayet makamına bildirilecektir. Bu kaçınma bildirimi veya itiraz, vesayet makamınca yerinde görülürse, vasi kararı kaldırılır ve yeni bir vasi atanır. Fakat vesayet makamı bu itiraz veya kaçınmayı yerinde görmezse, gerekçeli görüşünü bildirerek durumu denetim makamına iletir. Denetim makamının vereceği karar kati surettedir. Burada itiraz veya kaçınma nedeni yerinde görülürse, vasi kararı kaldırılacak ve dosya yeni bir vasi atanmak üzere vesayet makamına geri gönderilecektir. Fakat itiraz veya kaçınma yerinde görülmezse, vasi kararı aynen onanacak ve bu şekliyle kesinlik kazanacaktır.

Vasilik Süresi Ne Kadar?

Vesayet makamınca verilen vasilik kararının kesinleşmesine müteakip vasi, görevini ifa etmeye başlayacaktır. Peki vasi ne kadar süreyle bu görevi ifa etmekle yükümlüdür? Türk Medeni Kanununda vasilik görev süresi 2 yıl olarak belirlenmiştir. Burada sürenin kısa tutulmasındaki amaç; vesayet altındaki kişinin menfaatleri gözetilerek, daha uygun bir vasi adayının bulunması halinde kısa süreler içerisinde değişiklik sağlayabilmektir. Bununla birlikte, kanunun maddesinde sayılı şartların mevcudiyeti halinde, vasi her zaman için görevden alınabilecektir.

Vasilik görev süresinin son bulması halinde; vesayet makamı, vesayet altındaki kişinin menfaati buna uygunsa görev süresini ikişer yıllık periyotlar halinde uzatabilecektir. Yani her 2 yılda bir, vesayet makamı, vasilik görevini gözden geçirecektir. Bunun yanında, TMK m. /3 uyarınca, 4 yıl süre ile vasilik görevini ifa etmiş kişinin, artık bu görevi üstlenmekten kaçınma hakkı doğmaktadır. Yani kimse 4 yılın üzerinde aynı kişi için vasilik yapmaya zorlanamaz.

Vasinin Görevleri Nelerdir?

Vasinin yapmakla görevli olduğu ve yetkisi bulunan işleri 7 kalemde toplayabiliriz. Bunları sıralamak ve kısaca açıklamak gerekirse şu şekildedir:

  • Defter Tutma:  Vasiye, vesayet makamının da atayacağı bir kişi eşliğinde defter tutma görevi verilmiştir. Bu defterde, vesayet altındaki kişinin malvarlığına ait aktif ve pasifler belirtilir. Bunun yanında bu defter belli bir şekil şartına tabi tutulmamıştır. Yani adi şekilde düzenlenebilecektir. Bu defter vasinin yıllık hesap verme zamanında ve vasiliğin sona ermesi halinde vesayet makamına sunulacaktır.
  • Değerli Şeyleri Saklama:  Kıymetli evrak, değerli eşya, önemli belge ve benzerleri; vesayet makamının gözetimi altında bulunan güvenli bir yerde muhafaza edilir. Tabi bu durumun, malvarlığının yönetimi açısından bir aksamaya sebep olmaması şartıyla gerçekleşeceğini belirtelim. Kıymetli evraklara; hisse senetleri, tahviller, ipotekli borç senedi veya irat senetleri örnek olarak verilebilir. Bunun yanında değerli eşyalara; mücevherler ve fikir sanat eserleri örnek teşkil edebilir. Sözleşmeler, vasiyetnameler, tapu senetleri de önemli belgelerden sayılabilir. Burada uygulamada güvenli yer olarak genelde banka kasaları kullanılmaktadır. Kasa anahtarı kural olarak vesayet makamında kalır. Fakat gerekli görülmesi halinde bu anahtar, güvence teminatı karşılığında vasiye de verilebilir.
  • Taşınırları Paraya Çevirme:  Vesayet altındaki kişinin menfaatinin gerektirmesi halinde, yukarıda sayılan değerli şeyler haricindeki menkul mallar satışa çıkarılabilecektir. Burada vesayet makamının vereceği talimat uyarınca açık artırma sureti ile satış yolu izlenecektir. Bu noktada asıl kriter, vesayet altındaki kişinin nakit ihtiyacıdır. Burada karar verici mercii vesayet makamıdır. Vasi bu kararla bağlı olmakla birlikte bu karara karşı itiraz hakkı saklıdır.
  • Parayı İşletme:  Vasi, vesayet altındaki kişinin kendisi veya malvarlığının yönetimi için gerekli olmayan paralarını vesayet makamının belirleyeceği banka hesabına yatırmalıdır. Göreve başladıktan itibaren 1 ay içinde paralar hesaba yatırılmalıdır. Aksi takdirde doğan zararı faiziyle ödemek durumunda kalabilir. Ayrıca dolandırıcılık suçu şüphelisi olmanız işten bile değil.

Vasinin Yetkileri Nelerdir?

Vasinin yapmakla görevli olduğu ve yetkisi bulunan işleri 7 kalemde toplayacağımızı ve kısaca, genel açıklamalarda bulunacağımızı söylemiştik. 4 kaleme ve buna dair açıklamalara bir üst başlıkta yer verdik. Kalan 3 kalemi de şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Ticari ve Sınai İşletmelerle İlgili Yöntem Belirleme:  Bu yerler geniş anlamda yorumlanmalıdır. Yani bir dişçinin muayenehanesiyle bir avukatın ofisi de bu kapsamda değerlendirilecektir. Burada söz vesayet makamındadır. Vasi sadece talimata göre hareket edecektir. Vesayet altındaki kişinin işletme üzerindeki menfaatleri uzman bilirkişilerce incelenecek ve ortaya konulacaktır. Buna göre de vesayet makamı işyerinin tasfiyesini, devamını, çalışma alanı değiştirmesini, usul değişikliği vb. isteyebilecektir. Vasi de bu talimatı icra etmekle yükümlüdür.
  • Taşınmazları Satma:  Burada yine vesayet altındaki kişinin menfaati gözetilecektir. Bu kişinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik; nakit parası ve taşınır mallarının gücünün yetmediği takdirde ancak vesayet makamının talimatı doğrultusunda taşınmazların satışı gündeme gelebilecektir. Yani mutlak bir zorunluluk olması gerekmektedir. Bu kapsamda taşınmazlar, en son başvurulacak malvarlığıdır. Satış işlemi vesayet makamının görevlendireceği kişi tarafından gerçekleştirilecektir. Vasi de bu işlem sırasında hazır bulunmalıdır. Vasi bu kararla bağlı olmakla birlikte yine burada da itiraz hakkı saklıdır.
  • Diğer Görevler:  Vasi, vesayet altındaki kişinin evlenmesine izin verilmesi noktasındaki görüşlerini vesayet makamına karşı beyan edebilecektir. Ayırt etme gücünden yoksun küçük için nafaka davası açılması gerekiyorsa, vasi bu işlemi küçük adına yapabilecektir. Kısıtlının menfaati doğrultusunda bir kuruma yerleştirilmesi de yine vasinin yetkileri arasındadır. Yine vasinin sahip olduğu yetkilerden birisi de vesayet altındaki kişinin çalışmasına izin verebilmesidir. Bunun dışında vasi, tanıma beyanında bulunan kişiye karşı, vesayet altındaki kişi adına, rıza açıklamasında bulunabilir.

Vasilikten Çekilme Nedir?

Vasiliğin sona erme hallerinden birisi de vasilikten çekilmedir. Normal şartlar altında vasi, 2 yıllık süresi son bulmadan görevinden çekilemez. Ancak kanun koyucu bazı hallerde vasilikten çekilebilmeye olanak tanımış, bazı hallerde de çekilmeyi zorunlu tutmuştur. Bu haller şu şekilde sıralanabilir:

  1. Engel Bir Durumun Ortaya Çıkması: Vasiliğe engel halleri; kısıtlı olma, kamu hizmetlerinden men edilmiş olma, haysiyetsiz ve onursuz bir yaşam sürmek, vesayet altına alınacak kişi ile menfaat çatışması içerisinde olma, vesayet altına alınacak kişiye karşı düşmanlık barındırmak ve ilgili vesayet daireleri hakimi olmak şeklinde sayabiliriz. Atanan vasinin, görev süresi içerisinde bu sayılan hallere haiz bulunması durumunda; vasi, görev süresini doldurmadan görevinden çekilmekle yükümlüdür. Yani bu halde çekilme, vasi açısından zorunlu tutulmuştur.
  2. Kaçınma Sebebinin Ortaya Çıkması:  Vasilikten kaçınma sebeplerinin neler olduğuna değinmiştik. Bu sebepler vasilik görevini icra etmeye başladıktan sonra ortaya çıkmış olabilir. Bu durumda vasi, vesayet makamına talepte bulunarak görevinin süresinden önce sonlandırılmasını isteyebilir. Fakat vesayet makamı, vesayet altındaki kişinin menfaatini gözeterek görev süresinin sonuna kadar görevin devam ettirilmesi yönünde karar verebilir. Çekinme talebi reddedilen vasi, kararın tebliğinden itibaren 10 ün içerisinde denetim makamına itirazda bulunabilecektir. Denetim makamının vereceği karar nihai niteliktedir.
  3. Haklı Sebebinin Ortaya Çıkması:  Vasinin görevini icra ettiği sürede bir haklı nedenin ortaya çıkmasıyla birlikte vasilikten çekilme talebinde bulunabilir. Burada nedenin haklı olup olmadığının tespiti vesayet makamı tarafından yapılacaktır. Örneğin eğitim için veya mesleki kariyer açısından uzun süreli olarak yurt dışında bulunulacak olması, bir haklı neden teşkil etmektedir. Vasinin talebi reddedilirse; yine burada da kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde denetim makamına başvurulabilecektir. Denetim makamı bu itirazı kesin olarak karara bağlayacaktır. Yani bu karara karşı istinaf mahkemesine başvurabilmek mümkün değildir. Vasinin çekilme talebi kabul edilse dahi, yeni vasi ataması yapılasıya kadar görevlerini aynen yürütmekle yükümlüdür.

Vasiliğin Kaldırılması Nedir?

Vasinin görevden alınması da vasilik sıfatını sona erdiren hallerden birisidir. Bu durum Türk Medeni Kanununun maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Vasinin görevini ağır derecede boşlaması, yetkilerini açık bir şekilde kötüye kullanması, güven sarsıcı hareketler içerisinde olması, borcunu ödeme konusunda acze düşmesi ve görevini ifa etme konusunda yetersiz kalması nedenleri ile vasi görevinden alınabilecektir.

Görevden alma işlemi, vesayet makamı tarafından yerine getirilecektir. Burada Sulh Hukuk Mahkemesi, bildirim veya talep üzerine harekete geçebileceği gibi resen de hareket edebilir. Bu konuya ilişkin karar; ancak gerekli araştırma yapılması ve vasinin dinlenmesi sonucunda alınabilecektir. Yine burada verilecek olan kararlara karşı denetim makamına itiraz yolu açıktır.

Yaşlılara Vasi Tayini Olur Mu?

Yaşlılık, istek üzerine kısıtlama sebeplerinden birisidir. Burada yaşlılığın ne manada kullanıldığı konusu önemlidir. Buna göre yaşlılık; kişinin yaşının ilerlemesi sebebiyle, işlerini gereği gibi görmesine engel olacak düzeyde bedensel ve/veya zihinsel zayıflığa yol açacak hale gelmesidir. Bu minvalde yaşlılık, kişinin iradi kısıtlaması için yeterlilik arz etmektedir. Bunun dışında zorunlu kısıtlama sebepleri mevcutsa, o halde yaş faktörü zaten dikkate alınmayacaktır.

Burada kısıtlama talebinde bulunulması bir zorunluluktur. Kişi bunu bizzat istemiş olabileceği gibi 3. kişilerin taleplerine zımni kabul şeklinde rıza göstermiş de olabilir. Burada vesayet makamı gerekli tahkikatı yürütecek ve gerekli görmesi halinde yaşlıyı kısıtlı olarak ilan edecek; akabinde de bu kişiye vasi atamasında bulunacaktır.

Vasilik Ücreti Ne Kadar?

İfa edilen vasilik görevine karşılık ücret talebinde bulunmak, vasiye tanınan haklardan birisidir. Bu husus, TMK m. &#;de düzenleme altına alınmıştır. Buna göre; vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığından, buna olanak bulunmadığı taktirde Hazineden karşılanmak üzere kendisine bir ücret verilmesini sayın mahkemeden talep edebilir.

Bu ücrete kaynak oluşturması bakımından öncelikle vesayet altındaki kişinin malvarlığına başvurulacaktır. Buradan sonuç alınamaması halinde; yardım yükümlülüğü kapsamında eşine, küçükse anne ve babasına, en olmadı yardımla yükümlü akrabalarına başvurulabilecektir. Bunlardan hiçbirinin sonuç getirmemesi halindeyse Devlet Hazinesi verilecek ücrete kaynak oluşturacaktır.

Bu talep vesayet makamına iletilecektir. Ücret verilip verilmemesi konusunda takdir Sulh Hukuk Mahkemesi hakimindedir. Yani talepte bulunulmuş olması, kesinlikle ücret verileceği manasına gelmemektedir. Verilecek ücretin düzenli bir maaş şeklinde mi yoksa tek sefere mahsus mu olacağı konusu, ücretin miktarı vb. konular, birçok etmen gözetilerek hakim tarafından karara bağlanacaktır. Yine bu talebe ilişkin verilen kararlara karşı, denetim makamına itiraz yolu açıktır.

Vasilik Sorgulama Nasıl Yapılır?

Kişi hakkındaki kısıtlama, vasi atanması gibi durumların sorgulaması birkaç şekilde yapılabilmektedir. Bu konuya ilişkin sorgulamalar, vesayet altına alınan kişinin E- Devlet kapısı üzerinden veya UYAP Vatandaş Portal üzerinden yapılabilecektir. Bunun yanında, vesayet altına alındığı düşünülen kişinin yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi Tevzi Bürosuna başvurularak da bilgi edinme ihtimaliniz vardır. Tüm bunların dışında bir diğer bilgi edinme yolu da kişinin kayıtlı olduğu Nüfus Müdürlüğüne başvurmaktır. Bu yollardan en azından biriyle sonuca ulaşabilirsiniz.

Vesayet konusunu, sizler için bu yazımızda, elimizden geldiğince irdelemeye çalıştık . Makalemizde cevabını bulamadığınız sorularınızı aşağıdaki forum aracılığıyla bizlere iletebilirsiniz.

UYAP Bilişim Sistemi Sisteme Giriş Seçenekleri

Mobil İmza Nedir?

Cep telefonu ve GSM SIM kart kullanılarak sayılı Elektronik İmza Kanunu ve ilgili yasal mevzuata uygun olarak ıslak imza niteliğinde güvenli bir biçimde elektronik imza işlemi yapılmasına imkân sağlayan uygulamadır.

UYAP Bilişim Sistemi mobil imza kullanımı için herhangi bir ücret talep edilmezken, GSM operatörleri tarafından bir ücretlendirme mevcuttur. Mobil İmza ücretlendirmesi hakkında Vodafone, Turkcell veya TurkTelekom firmalarından bilgi edinebilirsiniz.

Mobil İmza Nasıl Alınır?

Mobil elektronik imza GSM işletmecileri tarafından sunulan bir hizmettir. Mobil imza aboneliği üç aşamadan oluşur. Ön başvuru, Başvuru ve Aktivasyon. Bu hizmeti sunan Vodafone,Turkcell ya da TurkTelekom firmalarına başvurarak ayrıntılı bilgi alabilir ve başvuru yaparak bir mobil imza edinebilirsiniz.

Vodafone Mobil İmza
Turkcell Mobil İmza
Türk Telekom Mobil İmza

Tebligat işlemleri ile ilgili esaslara sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte yer verilmektedir.

Yürürlükteki tebligat mevzuatı uyarınca, Türkiye’deki mahkemelerce veya diğer kurumlarca düzenlenen ve ilgilisine tebliğ edilmek üzere Dış Temsilciliklerimize ulaştırılan tebligat evrakının teslim edilmesi için ilgilisininşahsenveya tebligat teslim alma yetkisi içeren noter tasdikli vekaletnameyle vekilin veya mahkeme kararıyla vasilik yetkisi bulunulan kişinin yetki belgesiyle birlikte Dış Temsilciliğimize başvurması gerekmektedir.

Başkonsolosluğumuzca tebligat sahibine, tebligatını almak için şahsen başvurması gerektiği yönünde bir davet mektubu (iadeli taahhütlü postayla) gönderilmektedir. Tebligat sahibinin, söz konusu mektubun kendisine teslim edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde Dış Temsilciliğimize şahsen başvurması gerekmektedir.

Tebligat sahibinin davet mektubunu aldıktan sonraki 30 gün içinde tebligatını almak için Dış Temsilciliğimize başvurmaması (gelmemesi) halinde tebligat yapılmış sayılmaktadır.

Tebligat sahibinin tebligatı almak üzere Dış Temsilciliğimize başvurup, tebligatı almaktan imtina etmesi halinde ise durum tutanak altına alınarak tebligat yapılmış sayılmaktadır.

Tebligat işlemleri için ADLİ KONULAR-Tebligat Başvurusubölümündenrandevualınması gerekmektedir.

Gerekli Belgeler/Ücret

-Nüfus cüzdanı

-Pasaport

-5,-EUR posta ücreti

Vesayet Davası ve Vasi Tayini (Atanması)

Vesayet davası, bazı ergin kişilerin veya velayet altında bulunmayan küçüklerin kişisel ve maddi menfaatlerini korumak amacıyla sayılı Medeni Kanun ile düzenlenmiş bir hukuk kurumudur. Vesayet altına alınma, kanuni bir zorunluluktan kaynaklanabileceği gibi kişinin kendisi de bazı durumlarda vesayet altına alınmasını mahkemeden talep edebilir. Vesayet davası, kanuni bir zorunluluktan açılabileceği gibi kişinin kendisi de bazı durumlarda vesayet davası açabilir. Medeni Kanuna göre vesayet aşağıdaki hallerde mümkündür;

  • Yaş küçüklüğü,
  • Kısıtlanma
  • Hürriyeti bağlayıcı (hapis cezası) ceza alma,
  • Kişinin kendi isteğiyle vesayet altına alınmayı talep etmesi.

Velayet altında olmayan küçükler ve kısıtlama hali olan erginler adına vasi atanmaktadır. Kendi haklarını ve mali menfaatlerini koruyamayacak durumda olmaları nedeniyle koruma altına almak adına vasi atanması kararı verilmektedir. Vesayete dair hükümler, Türk Medeni Kanunu’nun maddesi ile maddesi arasında yer almaktadır. Türk Medeni Kanun , , ve maddelerinde vesayeti gerektiren haller ve şartları tek tek sayılmıştır.  maddede ise kişinin kendi isteğiyle vesayet altına alınması düzenlenmiştir. Vesayet altına alınan herkese bir vasi tayin edilir. Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür (MK m).

vesayet davasi vasi tayini nedir

Vesayeti Gerektiren Haller

Türk Medeni Kanun’a göre vesayeti gerektiren haller; küçüklük ve kısıtlanmadır.

  • Küçüklük Nedeniyle Vesayet

TMK’nın /1. maddesine göre; “Velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır.” denmektedir. Ancak küçüğe anne veya babası vasi olarak atanmışsa, veli sıfatını alır. Kendisine vasi atanmış küçük ergin olduğu anda, küçük üzerindeki vesayet de kendiliğinden sona erer.  Velayet altında bulunmayan 18 yaşından küçük her çocuk vesayet altına alınır. Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.

  • Kısıtlanma Nedeniyle Vesayet

Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle vesayet

TMK’nın /1. maddesine göre; “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.” denmektedir. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedenleriyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için akıl hastalığı veya akıl zayıflığının resmi sağlık kurulu raporu kanıtlanmış olması koşuldur. Hâkim, kısıtlamaya ilişkin karar vermeden önce, kurul raporunu gözönünde tutarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebilir.

Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.

Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim nedeniyle vesayet

Türk Medeni Kanunu maddesine göre savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.

Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanacaktır. Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.

Hürriyeti bağlayıcı ceza nedeniyle vesayet

Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır. Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sonra ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.

Kişinin kendi isteği üzerine vesayet altına alınması

İstek üzerine de vasi ataması yapılabilir. Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.

Vesayet Davası Usulü

  • İlgilinin Dinlenilmesi ve Bilirkişi Raporu

TMK’nın /1. maddesine göre savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetimi veya isteği bağlı kısıtlama hallerinde, kısıtlanması söz konusu olan kişinin dinlenmesi zorunludur.

İkinci fıkrasına göre ise, bir kişinin akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebepleriyle kısıtlanması için, resmi sağlık kurulu raporu alınmış olmalıdır. Hâkim, bu sebeplerle kısıtlama kararı vermeden önce, kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.  Bir kimse dinlenilmeden savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimi veya isteği sebebiyle kısıtlanamaz. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.

TMK’nın maddesinin birinci fıkrasına göre, kısıtlama kararı kesinleşince, kısıtlının hem nüfusa kayıtlı olduğu yerde, hem de yerleşim yerinde hemen ilan edilir. Kısıtlama kararı kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan olunur. Kısıtlama, iyiniyetli üçüncü kişileri ilandan önce etkilemez. Ayırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin hükümler saklıdır.

vesayet davasi vasi atamasi

Vesayet Davası Yetkili ve Görevli Mahkeme

Vesayet işlerinde yetkili mahkeme, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki mahkemedir. Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesi(vesayet makamı) olarak düzenlenmiştir. Vesayete ilişkin davalar, basit yargılama usulüne tabi olup hasımsız olarak açılmaktadır. Basit yargılama usulüne tabi olduğundan adli tatil boyunca süreler işleyecektir.

Vasi tayin edilmesi ancak mahkeme kararı ile mümkündür. Yer bakımından yetkili ve görevli mahkeme tarafından küçük veya kısıtlılara vasi ataması yapılacaktır; noterden vasi tayin edilmesi mümkün değildir.

Vesayet Altındaki Kişinin İkametgahını Değiştirmesi

Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilan olunur. Cezaevinde bulunan hükümlü kişinin ikametgah adresi ise cezaevidir. Vesayete ilişkin davalarda yetkili mahkemenin belirlenmesinde, hükümlünün mahkumiyetten önceki son adresi dikkate alınır. Cezaevinde bulunan hükümlünün mahkumiyetten önceki son adresi, mahkeme kararı ile de olsa sonradan değiştirilemez.

Vesayet Organları ve Vesayet Makamı

Vesayet organları, vesayet daireleri (Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemesi) ile vasi ve kayyımlardır (TMK m. ). Vasi ile kayyım atanmasının aynı anlama geldiği düşünülmekte ise de her iki kavram birbirinden farklıdır. Vasi, vesayet altına alınan küçük ya da kısıtlının malvarlığına dair bütün menfaatlerini korumakla yükümlüdür. Buna karşılık kayyım, yalnızca belirli işleri görmek veya malvarlığı yönetmekle yükümlüdür.

Kamu vesayeti, vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütülür. Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı ise, asliye hukuk mahkemesidir (TMK m. ).

Vasi Tayini (Atanması)

Vasi olacak kimsenin TMK m. /I uyarınca; ergin ve vesayet işlerini görmeye ehil olması gerekir. Bununla birlikte vasi olacak kimsede, vesayete engel sebeplerden birinin bulunmaması gerekir. Vasi atanacak kişinin, kısıtlanacak olan kimsenin mallarını idare edecek, onun bakım ve korunmasını sağlayabilecek güç ve yetenekte olması gerekir. Vasi olacak kişi aynı zamanda TMK m. ’de sayılan olumsuz sebepleri de taşımamalıdır. Maddeye göre; “kısıtlılar, kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler, menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar, ilgili vesayet daireleri ve yargıçları’’ vasi olarak atanamazlar.

Hakim gerekli gördüğü hallerde birden fazla vasi atayabilir. Birlikte vasilerden birinin ihmali ile vesayet altındaki kimse zarar görürse diğerleri de müteselsilen sorumlu olur. Hakim haklı sebepler engellemedikçe vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşini veya yakın hısımlarından birini vasi olarak tayin eder. Yerleşim yerinin yakınlığı ve kişisel ilişkiler vasi tayininde göz önünde tutulur. Yine haklı sebepler engel olmadıkça vasiliğe, vesayet altına alınacak kişinin ya da ana babasının gösterdiği kimse atanır. Vesayet altına alınan kimsenin yerleşim yerinde oturanlardan vasiliğe atananlar, vasilik görevini kabul etmeye mecburdur.

TMK m’de ise vasilikten kaçınma sebepleri belirtilmiştir. Esasen vasi adayının ileri sürdüğü, vasiliğe yeterli ya da yetenekli olmadığı veya görevi sebebiyle  çok meşgul olduğu gibi mazeretleri hâkim yerinde görmezse o kişiyi vasi tayin eder. Fakat TMK m. ’de belirtilen 60 yaşını doldurmuş olmak, bedensel özür ya da sürekli hastalık sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olmak, dörtten çok çocuğun velisi olmak, üzerinde başka bir vasilik görevi olmak gibi sebepler ile vasilikten kaçınılabilir. Bu halde hâkimin takdir yetkisi yoktur.

Yine aynı madde, Cumhurbaşkanı, TBMM ve Bakanlar Kurulu üyeleri, Hakimlik ve Savcılık mesleği mensuplarının vasilik görevini kabul etmeyebilecekleri belirtilmiştir. Vasi tayini davasını yürüten ilgili daireler ve makamlar vesayet halinin gerekli olması halinde hiç vakit kaybetmeden bu işlemin yapılması konusunda yükümlü olmaktadırlar. Vasilik görevini üstlenmesi istenen veya bu görevin verileceği kişiye vasi tayini yapıldığına dair bir tebliğin yapılması gerekir. Karar, bu görevi üstlenecek kişinin ikametgahının bulunduğu yerdeki ilgili makamlarca açıklanır.

Vasi olarak atanmış ve sorumluluğu üstlenmiş olan kişi tebliğin kendisine ulaşmasından başlayarak on günlük bir süre boyunca kendisinde bu duruma itiraz etme hakkını tutabilir. Kanuna aykırı olması sebebi ile vasi duruma itiraz ettiği ve mahkeme tarafından bu konuda olumlu karar çıktığı takdirde yeni bir vasinin atanmasının gerçekleşmesi gerekmektedir. Yeni bir vasinin atanması için arada geçen süre boyunca daha önce vasiliği konusunda mahkemenin olumlu karar verdiği kişi bu karara rağmen vasilik görevini yerine getirmek zorundadır. Ancak yeni vasinin belirlenmesi sürecinin tamamlanması ile kişi vasilik görevlerini bırakabilmektedir.

Vasinin Görevleri

  • Vasiliğe atanma kararının kesinleşmesi üzerine vasi ile vesayet makamının görevlendireceği bir kişi tarafından, vakit geçirilmeksizin, yönetilecek malvarlığının defteri tutulur.
  • Kıymetli evrak, değerli eşya, önemli belge ve benzerleri, malvarlığının yönetimi bakımından bir sakınca yoksa, vesayet makamının gözetimi altında güvenli bir yere konulur.
  • Vesayet altındaki kişinin menfaati gerektirirse değerli şeylerin dışındaki taşınırlar, vesayet makamının vereceği talimat uyarınca, açık artırma ile satılır. Hâkim, özel durumları, taşınırın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir. Vesayet altındaki kişinin kendisi veya ailesi için özel bir değer taşıyan şeyler, zorunluluk olmadıkça satılamaz.
  • Vesayet altındaki kişinin kendisi veya malvarlığının yönetimi için gerekli olmayan paralar, faiz getirmek üzere, vesayet makamı tarafından belirlenen milli bir bankaya yatırılır veya Hazine tarafından çıkarılan menkul kıymetlere çevrilir. Paranın yatırılmasını bir aydan fazla geciktiren vasi, faiz kaybını ödemekle yükümlüdür.
  • Vesayet altındaki kişinin malvarlığı içinde ticari, sınai veya benzeri bir işletme varsa; vesayet makamı, bunların işletilmesinin devamı veya tasfiyesi için gerekli talimatı verir.
  • Taşınmazların satışı, vesayet makamının talimatı uyarınca ve ancak vesayet altındaki kişinin menfaati gerekli kıldığı hallerde mümkündür. Satış, vesayet makamının bu iş için görevlendireceği bir kişi tarafından vasi de hazır olduğu hâlde açık artırmayla yapılır ve ihale vesayet makamının onamasıyla tamam olur; onamaya ilişkin kararın ihale gününden başlayarak on gün içinde verilmesi gerekir. Ancak denetim makamı, istisnai olarak özel durumları, taşınmazın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir.
  • Vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil eder. Fakat vasi olan kişi kefil olma, yeni bir vakıf kurma ya da vesayet altında bulunan kişinin adına bağışta bulunmaya yetkili değildir.
  • Vesayet altındaki kişi görüşlerini oluşturma ve açıklama yeteneğine sahipse, vasi önemli işlerde karar vermeden önce olanak ölçüsünde, onun görüşünü almakla yükümlüdür; ancak vesayet altındaki kişinin işi uygun bulmuş olması vasiyi sorumluluktan kurtarmaz.
  • Vesayet altındaki kişiye vesayet makamı tarafından bir meslek veya sanatın yürütülmesi için izin verilmiş ise, o kişi bununla ilgili her türlü olağan işlemleri yapmaya yetkilidir ve bu tür işlemlerden dolayı bütün malvarlığı ile sorumludur. Vesayet altındaki kişi, kendi tasarrufuna bırakılmış olan mallar ile vasinin izniyle çalışarak kazandığı malları serbestçe yönetir ve kullanır.
  • Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek zorundadır. Vasi, yönetimle ilgili hesap tutmak ve vesayet makamının belirlediği tarihlerde ve her hâlde yılda bir defa hesabı onun incelemesine sunmakla yükümlüdür.
  • Yasalar çerçevesinde vasi tayini sonucu görev alan kişinin bu görev süresi iki yıldır. Makamlar gerekli ve uygun gördüğü takdirde bu süreyi her seferinde iki yıl uzatmak üzere genişletebilmektedir. Vasi görevini yürüten kişi dört senelik görevinin sonunda vasilik görevinden kaçınma hakkını kullanma özgürlüğüne sahip olmaktadır.
  • Vesayet altında bulunan kişi vasinin isteğinin bulunması durumunda ücret ödemekle yükümlü olmaktadır. Eğer bu yükümlülüğü yerine getirebilecek bir duruma sahip değilse bu durumda Hazine tarafından vasiye ödeme yapılmaktadır. Ücretin belirlenmesinde ise vasinin ortaya koyduğu emek ve üzerinde sorumlu olduğu malvarlığına bağlı olarak esaslar belirlenerek bir değerin belirlenmesi gerçekleştirilir.

Vesayet Makamından İzin Alınması Gereken Durumlar

Aşağıdaki hallerde vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesinin izni gereklidir:

  1. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir ayni hak kurulması,
  2. Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi,
  3. Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri,
  4. Ödünç verme ve alma,
  5. Kambiyo taahhüdü altına girme,
  6. Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması,
  7. Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması,
  8. Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması,
  9. Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması,
  10. Borç ödemeden aciz beyanı,
  11. Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması,
  12. Çıraklık sözleşmesi yapılması,
  13. Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi,
  14. Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi.

Denetim Makamından İzin Alınması Gereken Durumlar

Aşağıdaki hallerde vesayet makamının izninden sonra denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesinin da izni gereklidir:

  • Vesayet altındaki kişinin evlât edinmesi veya evlât edinilmesi,
  • Vesayet altındaki kişinin vatandaşlığa girmesi veya çıkması,
  • Bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması,
  • Ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması,
  • Mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması,
  • Küçüğün ergin kılınması,
  • Vesayet altındaki kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması.

Vesayet Makamının Rapor ve Hesapları İncelemesi

Vesayet makamı, vasinin belli dönemlerde vereceği rapor ve hesapları inceler; gerekli gördüğü hâllerde bunların tamamlanması veya düzeltilmesini ister.

Vesayet makamı, rapor ve hesapları kabul veya reddeder; gerektiğinde vesayet altındaki kişinin menfaatini korumak için uygun önlemleri alır.

Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi ve her ilgili, vasinin eylem ve işlemlerine karşı vesayet makamına şikayette bulunabilir. Vesayet makamının kararlarına karşı tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edilebilir.

Vesayet Dairelerinden İzin Alınmadan Yapılan İşlemler

Kanunen gerektiği hâlde vasinin yetkili vesayet dairelerinin iznini almadan yapmış olduğu işlemler, vesayet altındaki kişinin vasinin izni olmaksızın yaptığı işlem hükmündedir.

Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi, vasinin açık veya örtülü izni veya sonraki onamasıyla yükümlülük altına girebilir veya bir haktan vazgeçebilir. Yapılan işlem diğer tarafın belirlediği veya başvurusu üzerine hâkimin belirleyeceği uygun bir süre içinde onanmazsa, diğer taraf bununla bağlı olmaktan kurtulur. Vasinin onamadığı işlemlerde taraflardan her biri verdiğini geri isteyebilir. Ancak, vesayet altındaki kişi, sadece kendi menfaatine harcanan veya geri isteme zamanında malvarlığında mevcut olan zenginleşme tutarıyla ya da iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmış olduğu miktarla sorumludur. Vesayet altındaki kişi, fiil ehliyetine sahip olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış ise, onun bu yüzden uğradığı zarardan sorumlu olur.

Vesayet altındaki kişinin vasi veya Devlete karşı alacakları imtiyazlı alacaktır.

Vasinin ve Vesayet Dairelerinin Sorumlulukları

Vesayet organları ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişiler, bu görevlerini yerine getirirlerken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler.

Vasi, görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kişiye verdiği zarardan sorumludur. Kayyım ve yasal danışmanlar hakkında da aynı hüküm uygulanır.

Devlet, vesayet dairelerinde görevli olanların hukuka aykırı olarak sebebiyet verdikleri zararlardan doğrudan doğruya sorumlu olduğu gibi; vasi, kayyım ve yasal danışmanlara tazmin ettirilemeyen zararlardan da sorumludur.

Zararı tazmin eden Devlet, zararın meydana gelmesinde kusurlu olanlara rücu eder. Zararın doğmasına kusurları ile sebep olanlar, rücu hakkını kullanan Devlete karşı müteselsilen sorumludurlar.

Devletin vesayet dairelerinde görevli kişilere karşı rücu davasına bakmaya, vesayet dairelerinin bulunduğu yere en yakın asliye mahkemesi yetkilidir. Vesayetle ilgili tazminat ve diğer rücu davaları vesayet dairelerinin bulunduğu yer asliye mahkemesinde görülür.

Vesayeti Gerektiren Hallerin Sona Ermesi

  • Küçüklerde Vesayeti Gerektiren Hallerin Sona Ermesi

Küçük üzerindeki vesayet, onun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer.

Erginliğe mahkemece karar verilmiş ise, mahkeme aynı zamanda küçüğün hangi tarihte ergin olacağını tespit ve ilân eder.

  • Kısıtlılarda Vesayeti Gerektiren Hallerin Sona Ermesi

Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.

Diğer kısıtlılar üzerindeki vesayet, yetkili vesayet makamının kararıyla sona erer. Vesayeti gerektiren sebebin ortadan kalkması üzerine vesayet makamı vesayetin sona ermesine karar verir.

Kısıtlı ve ilgililerden her biri, vesayetin kaldırılması isteminde bulunabilir. Kısıtlama ilan edilmişse, kaldırılması da ilan olunur. Fiil ehliyetinin yeniden kazanılması ise, ilanın yapılmasına bağlı değildir.

Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmî sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi hâlinde karar verilebilir.

Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.

Kendi isteğiyle kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılması, kısıtlamayı gerektiren sebebin ortadan kalkmasına bağlıdır.

Vasilik Görevinin Sona Ermesi

  • Fiil Ehliyetinin Yitirilmesi ve Ölüm

Vasi konumunda bulunan kişinin fiil ehliyetini kaybetmesi veya yaşamının sonlanması sonucu fiziki olarak vasilik görevinin bitmesine sebep olan şartlar sağlanmış olur.

  • Sürenin Sona Ermesi ve Uzatılmaması Nedeniyle Vasilik Görevinin Sona Ermesi

Vasilik görevi, uzatılmadığı takdirde, sürenin dolmasıyla sona erer.

  • Engelin veya Kaçınma Sebebinin Ortaya Çıkması

Vasi, vasiliğe engel bir sebebin ortaya çıkması hâlinde görevinden çekilmek zorundadır.

Vasi, bir kaçınma sebebi ortaya çıktığı takdirde sürenin bitiminden önce görevinden alınmasını isteyebilir; ancak, önemli sebeplerin varlığı hâlinde görevine devam etmek zorundadır.

Görevi sona eren vasi, yenisi göreve başlayıncaya kadar zorunlu işleri yapmakla yükümlüdür.

Vasilik Görevinden Alınma

Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi veya her ilgili, vasinin görevden alınmasını isteyebilir. Vasi atamada olduğu gibi vasinin görevden alınması görevi vesayet makamına aittir. Vasinin görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatleri tehlikeye düşerse, vesayet makamı kusuru olmasa bile vasiyi görevden alabilir. Görevden alınmayı gerektiren sebebin varlığını başka bir yoldan öğrenen vesayet makamı, vasiyi re’sen görevden almakla yükümlüdür.

TMK’nın maddesine göre vasinin görevden alınma nedenleri;

  • Görevini ağır surette savsaklaması,
  • Yetkilerini kötüye kullanması,
  • Güveni sarsıcı davranışlarda bulunması,
  • Borç ödemede acze düşmesi

Başvuru üzerine veya resen harekete geçen vesayet makamı TMK’nın maddesine göre görevden alma işleminden önce, gerekli araştırmayı yapmalı ve vasiyi dinlemelidir. Ancak yaptığı araştırmadan sonra ağır olmayan hallerde görevden almak yerine vasiye görevden alınacağı konusunda uyarıda bulunulur.

Gecikmesinde tehlike bulunan hallerde vasiye geçici olarak işten el çektirilip bir kayyım atanabileceği gibi; gerekirse muhtemel zararı göz önünde bulundurarak vasinin mallarına ihtiyati haciz koyabilir ve tutuklanması da istenebilir. Görevden almak ve uyarıda bulunmanın tanı sıra, vesayet altındaki kişinin korunması için gerekli diğer önlemler de alınmaktadır.

İlgililer, vesayet makamının kararlarına karşı, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edebilirler. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin karara bağlar.

  • Vasinin Kesin Hesap ve Malvarlığını Teslim Zorunluluğu

Görevi sona eren vasi, yönetimle ilgili son raporu ve kesin hesabı vesayet makamına vermekle yükümlü olduğu gibi; malvarlığını vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edilmek üzere hazır bulundurmak zorundadır. Son rapor ve kesin hesap belli zamanlarda verilen rapor ve hesaplar gibi vesayet makamı tarafından incelenir ve onaylanır.

  • Vasinin Görevine Son Verilmesi

Son rapor ve kesin hesap onaylandıktan ve malvarlığı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edildikten sonra, vesayet makamı vasinin görevinin sona erdiğine karar verir. Vesayet makamı, son rapor ve kesin hesabın onaylanması veya reddi konusundaki kararı ile birlikte kesin hesabı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye, tazminat davası açma hakları bulunduğunu da belirtmek suretiyle tebliğ eder. Bu tebliğde vasinin görevine son verildiği de belirtilir.

Sorumluluk Davasında Zamanaşımı

Vasi, TMK’nın /1. maddesine göre, görevini yerine getirirken, kusurlu davranışı ile yaptığı işlemlerden doğan zararlardan tek başına sorumlu olur. Bu kural, TMK’nın /2. maddesine göre, kayyım ve kanuni danışmanlar için de geçerlidir.

Sorumlu vasi ve kayyıma karşı açılacak tazminat davası kesin hesabın tebliğ edildiği tarihten başlayarak bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Tazmin ettirilemeyen zararlar için Devlete karşı açılacak tazminat davasının zamanaşımı süresi, zararın vasi, kayyım ve yasal danışmana tazmin ettirilemeyeceğinin anlaşılmasından başlayarak bir yıldır. Vesayet dairelerinde görevli olanların sebebiyet verdikleri zararlardan dolayı Devlete karşı açılacak davaların zamanaşımı genel hükümlere tâbidir. Devletin rücu davası, rücu hakkının doğumunun üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Olağan zamanaşımı süresi işlemeye başlamadan önce zarar gören tarafından bilinmesi veya anlaşılması olanağı bulunmayan bir hesap yanlışlığına veya bir sorumluluk sebebine dayanan tazminat davası, hesap yanlışlığının veya sorumluluk sebebinin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl içinde açılabilir. Vesayetten doğan tazminat davaları, her hâlde kesin hesabın tebliğinin üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Vesayet Davası ve Vasi Tayini (Atanması) Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. HD Karar: /

  • Medeni Kanunun Madde ve Devamı
  • Vasi Tayini

Davacı, hükümlü olması nedeniyle vasisi aracılığıyla açtığı boşanma davasında eşinin de boşanma talebini kabul ettiğini beyan etmiş, davalı eş de cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanında boşanmayı kabul ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, davacının hükümlü olması nedeniyle anlaşmalı boşanmanın mümkün olmadığı belirtilerek davaya çekişmeli olarak devam edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı almış olduğu kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle kısıtlanmıştır. O halde sınırlı ehliyetsiz olan davacı, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını yasal temsilcisinin rızası olmadan kullanabilir (TMK.m). Davacının talebi Türk Medeni Kanununun /3 maddesinde düzenlenen “anlaşmalı boşanmaya” yöneliktir. Mahkemece, davacı bulunduğu cezaevinden getirtilerek, davalı da davet edildikten sonra beyanlarının alınması ve şartları oluştuğu takdirde “anlaşmalı olarak” boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Yargıtay 2. HD Karar: /

  • Medeni Kanunun Madde ve Devamı
  • Vasi Tayini

Davacı tarafından aile mahkemesinde evlenmenin iptali davası açılmıştır. Davacı erkek, davalıyla yapmış olduğu evliliğini davalının akıl hastalığına dayalı mutlak butlan sebebini ileri sürerek evlenmenin iptalini istemiştir. Mahkeme davalı kadın hakkında rapor düzenlenmesini istemiş ve Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu tarafından verilen raporda, davalı kadın olayları kavrayıp sağlıklı sonuca varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak derecede psikotik bozukluk denilen hastalık olduğu saptanmıştır. Davalı kadının bu hastalığının geçici olmadığı, sürekli olduğu ve belirtilerinin devam etmesi ile ayırt etme gücünü kazanmadığı belirtilmiştir. Mahkeme, ilgili raporu gerekçe göstererek kurmuş olduğu davanın kabulüne karşılık davalı kadın tarafından temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde dava şartının dava ehliyetine sahip olması konusunun kamu düzeniyle ilgili olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle mahkeme tarafından davalı kadın hakkında sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunarak davalı için vasi tayini atanmasını sağlayarak ihbarda bulunulması vasi atanmasının sağlanması, vasiye yöneltilmesi ve tüm deliller ile birlikte karar verilmesi gerekmektedir. Davalının taraf teşkili sağlanmadan, savunma hakkı kısıtlanmış olduğundan kanuna aykırı kurulan hüküm karşısında bozma kararı verilmiştir.

Yargıtay 2. HD Karar: /

  • Medeni Kanunun Madde ve Devamı
  • Vasi Tayini

Mahkeme tarafından davalı K. davacı kadına vasi atanmasının gerekip gerekmediği konusunda ilgili üniversiteye sevk etmiş ve kadının akıl zayıflığı bulunduğu, iyileşmenin de mümkün olmaması nedeniyle vasi atanması gerektiğini belirtmiştir. Ancak … Sulh Hukuk Mahkemesinin vesayet dosyasında, davalı kadının duygu durum bozukluğu olduğuna dair tanı konularak vasi tayini atanmasına ihtiyaç olmadığını belirtmiştir. Taraflar arasında aile mahkemesinde boşanma davası görülmüş, mahkemenin kurmuş olduğu hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde her iki raporun çelişkili olduğunu, çelişkinin giderilmesi adına mahkeme tarafından Adli Tıp Kurumuna davalı kadının tekrardan sevk edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkeme tarafından kurulan hüküm kanuna aykırı olduğundan bozma yönünde karar verilmiştir.

Yargıtay 2. HD Karar: /

  • Medeni Kanunun Madde ve Devamı
  • Vesayet Davası

Aile mahkemesi sıfatıyla görülen boşanma davasında karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay tarafından gerçekleştirilen dosya incelemesinde davalının ağır ceza mahkemesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini tespit etmiştir. İlgili karar kesinleşmiş olduğundan cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun maddesine göre 1 yıl veya uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkum olan erginin kısıtlanır hükmünü haiz olduğundan davalıyı temsil etmek üzere vasi atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin usule aykırı olması nedeniyle bozma yönünde karar verilmiştir.

Yargıtay 2. HD Karar: /

  • Medeni Kanunun Madde ve Devamı
  • Vesayet Davası

Çocuğun babaannesi, annesinin çocuğu uzun zaman önce bıraktığını ve bu nedenle başka bir ailenin yanında büyüdüğünü ve annesine alışkın olmadığını belirterek çocuğun velayet hakkının kaldırılmasına, kendisinin vasi olarak atanmasını talep etmiştir. Mahkeme tarafından çocuğun velayetine ilişkin davalı anneden kaldırılması yönünde karar verilmiştir.

Yargıtay, velayetin kamu düzenine ilişkin olduğunu ve re’sen araştırma ilkesinin geçerli olduğunu belirtmiştir. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4. maddesine göre çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının olması halinde adli merci önünde kendisini ilgilendiren davalarda temsilci atanmasını ön sorun olarak görmektedir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin ikinci fıkrasında, çocukları davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, kayyımın duruşmaya çağrılması ve tüm delillerle değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurmuş olduğundan bozma yönünde karar verilmiştir.

Yargıtay 2. HD Karar: /

  • Medeni Kanunun Madde ve Devamı
  • Vesayet Davası

…Davacılardan &#;, doğumlu olup tarihinde ergin olacaktır. &#;’ın annesi ve babasının boşanmasından sonra velayetinin mirasbırakanı annesi &#;’ye verilmiş olduğu nüfus kaydından anlaşılmaktadır. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet, sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez. Velayet sahibi anne öldüğüne göre çocuk yasal temsilciden yoksun haldedir. Bu durumda, davada çocuğu temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak için çocuğa temsilci atanması gereklidir. (Çocuk Haklarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4/1). O halde, çocuğun haklarının gözetilip korunması ve temsili için Türk Medeni Kanununun maddesi gereğince kayyım tayini için ihbarda bulunup, atanan kayyımın davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delilleri toplanıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir, eksik hasım ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak &#;’ın tarihinde ergin olacağı dikkate alınarak bu tarihten sonra, davacı &#;’ın kendi katılımı ve davaya muvafakati olup olmadığı araştırılmalı, göstermesi halinde delilleri toplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.

Öte yandan, &#; . Sulh Hukuk Mahkemesinin / Esas, / Karar ve tarihli kararı ile, davacılardan &#; ’ın 1 yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olması nedeni ile Türk Medeni Kanunu madde gereğince tarihinde kısıtlandığı ve kendisine kardeşi diğer davacı &#;’ın vasi olarak atandığı anlaşılmıştır. TMK&#;nın /2 maddesine göre bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışırsa vesayet makamının ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı ataması gerekmektedir. Mahkemece, mirasın reddinde davacı &#;’ın hukuki yararı ile kısıtlı &#;’ın hukuki yararı çatıştığından, kısıtlıya kayyım tayin ettirilmesi, husumetin kayyıma yöneltilmesi, kayyım gösterdiği takdirde delillerin toplanması gerekirken kısıtlı &#;’a kayyım tayin ettirilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.

Eksiklikler giderilmeden karar verilmiş olması nedeni ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Vasi Tayini (Atanması) Davası Dilekçe Örneği

&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE

Davacı : Ad Soyad (TCKN: ……) Adres

Vekili   : Av. Umur YILDIRIM

Davalı  :Hasımsız

Konu      : Vasi Atanması İstemi.

Kendisine Vasi Tayini İstenilen: Ad Soyad (TCKN: …) Adres

AÇIKLAMALAR       : 

Davacı müvekkil geçirdiği trafik kazası sonucu felç geçirmiş ve yatağa bağımlı hale gelmiştir. Bu nedenle adına kayıtlı taşınmazların kiralanması işlemleri ile ilgilenememekte, kira paralarının yatırılıp yatırılmadığını takip edememekte, büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Kendisine eşi …. bakmakta olup, işleriyle eşi ilgilenmekte ancak davacının imzasının gerekli olması halinde davacının bu haliyle taşınması gerekmektedir.

Bilindiği üzere TMK’nın maddesine göre, “Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.”

Açıklanan nedenlerle davacının kısıtlanması ve kendisine eşinin vasi atanması istemli bu davanın açılması zorunlu hale gelmiştir.

(Kendisine vasi tayini istenilen kişinin Engelli, Alzheimer Hastası, Zihinsel Engelli, Hükümlü olması yahut kendisine vasi tayin edilmesi gereken diğer hususlardan birinin varlığı halinde AÇIKLAMALAR kısmında bu sebep ayrıntılı olarak izah edilmelidir.)

HUKUKİ SEBEPLER : TMK ve diğer ilgili sair mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER : Nüfus Kaydı, Sağlık Kurulu Raporu, Tanık ve Her türlü yasal delil.

SONUÇ ve İSTEM:

Yukarıda kısaca açıklanan nedenlerle; davacının TMK’nın maddesi gereği kısıtlanmasına ve davacıya eşi …. TC kimlik nolu …’nın vasi olarak atanmasına karar verilmesini arz ve talep ederim. ../../

              Davacı Vekili

        Av. Umur YILDIRIM

İmza

Ekler:

  1. Sağlık Kurulu Raporu
  2. Kimlik Fotokopisi
  3. Vekaletname Örneği

Vesayet davası açmak için Kadim Hukuk ve Danışmanlık ile iletişime geçebilirsiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir