hafız isimleri / hafız isimleri haberleri - Yasemin

Hafız Isimleri

hafız isimleri

Hâfız ve Hafîz, Yüce Rabbimizin isimlerindendir. el-Hafîz, varlıklar âlemini dilediği süre içerisinde, dilediği her türlü şeyden, zevâlden, helâkten, kazâ ve belâdan dilediği gibi koruyan anlamınadır. O, hiçbir şeyi unutmayan, hiçbir şeyde yanılmayan, sâhip olduğu hiçbir şeyi kaybetmeyendir. Bu aslâ O’na zor ve güç gelmez. Bu isim, O’nun Hâfız isminden daha mübâlağalı bir korumayı ifâde eder. “Elbette benim Rabbim her şeyi koruyup kollayandır1 Âyetlerde O’nun hâfız oluşu da şöyle ifâde edilir: Doğrusu Kitâbı Biz indirdik, onun koruyucusu elbette biziz.2 Allah en iyi koruyandır, O merhametlilerin merhametlisidir.3 

İslâm’ın ilk dönemlerinde Kur’ân’ı ezberleyip onu güzel okuyanlara kaarî deniyordu. Çok miktarda hadis ezberleyenlere de hâfız deniyordu. Ancak sonraları hâfız denince öncelikle Kur’ân’ı ezbere bilenler anlaşılmaya başlandı. Kur’ân hâfızları, Yüce Rabbimiz’in bizzat uhdesine aldığı İlâhî Kelâm’ı koruma işinin aktif elemanları oldukları için bu isimle anılmışlardır. Onlara hâmil-i Kur’ân, Ehl-i Kur’ân, Sâhib-i Kur’ân da denilmiştir. Her müslümanın özellikle namaz sahîh olacak kadar Kur’ân’dan bir miktar ezberlemesi farzdır. Kur’ân’ın tamâmını ezberlemek ise farz değildir. Kültürümüzde Kur’ân’ın ezberlenmesi ve onun kırâatinin en güzel ve ileri seviyede tâliminin yapılabilmesi için Dâru’l-Huffâz ve Dâru’l-Kurrâ gibi özel eğitim merkezleri kurulmuştur. 15 asırlık târihî birikim ile hafızlık için çok özel metodlar geliştirilmiş, çoğu zaman ortalama iki yılda hâfızlık tamamlanırken, iki-üç ay gibi kısa zamanlarda hıfzını tamamlayanlar da olmuştur. 

Yüce Rabbimiz’in koruması tüm herşeyde kendini gösterir. Göklerin derinliklerinden yere düşen yağmur damlası bile O’nun korumasıyla yere düşer. O’nun koruması altında olanlara hiçbir kimse ve hiçbir güç en küçük bir zarar veremez. Önemli olan O’nun korumasını hak edebilmek ve O’nun koruması altında olabilmektir. Bu ise, her zaman ve yerde O’nun hukûkunu korumak, O’na teslîm olup isteklerini içtenlikle yerine getirmekle mümkündür. İşte Hâfız unvânını alanlar bu sorumluluğun farkında olmalıdırlar.

Koruyup kollayan anlamına gelen Yüce Rabbimiz’in El-Hâfız ismi, insan için de isim ve sıfat olmuştur. Buna göre bu isim ve sıfatı alanlar Yüce Rabb’in ahlâkıyla ahlâklanmayı düstûr edinmelidirler. Şöyle ki gerçek anlamda hâfız,gönlünü ve tüm âzâlarını haramdan koruyan, dînini hevâ ve hevesine uydurmaktan koruyan, Allâh’ın yüklediği peygamberlik ve tebliğ görevini hakkıyla koruyup gereğini yerine getiren, vahyi olduğu gibi ezberleyip muhâfaza edendir. 

Yüce Rabbimiz, herkese güven versin ve dünyâ ve âhirette hep güvende olsun diye el-Mü’min ismini, inanan kullarına vermiştir. Yine O, her zaman ve her şartta hakîkatin şâhitleri olsunlar diye eş-Şehîd ismini, yolunda can verenlere vermiştir. Tıpkı bunun gibi her hâl ü kârda onlar, hakları koruyanlar olsunlar diye Kur’ân hâfızlarına O’nun el-Hâfız ismi verilmiştir. Buna göre Hâfız-ı Kur’ân, Yüce Allâh’ın ismini taşıdığını bilmeli, O’nun kelâmını hem lafzıyla, hem mânâsıyla, hem de hükümleriyle korumalıdır. Onun için hâfızlar, Hâfız-ı Kur’ân, Vâkıf-ı anlam, Muhâfız-ı Ahkâm olmalıdırlar. Kur’ân’ın lafzını korudukları kadar, hükümlerini de korumaya gayret etmelidirler. İşte ancak o zaman Kur’ân’ın şefâatine, Yüce Rabb’in rızâsına ve cennetine nâil olmak onlar için söz konusu olacaktır. 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kayıtlarına göre yılı itibâriyle ülkemizde Kur’ân hâfızı bulunmaktadır. Bir önceki yıl civârında kardeşimiz hıfzlarını bitirerek hâfızlar kervânına katılmıştır. Kur’ân’ın sâhibine hamdolsun ki, Kur’ân eğitiminin önündeki engellerin büyük ölçüde kaldırılmasıyla her yıl bu katılım artmaktadır.

İslâm ülkelerinde de hafızlık özenilen bir meziyet, hâfızlar da toplumlarının en saygın kişilikleridir. Sözgelimi Pakistan’da hâfız sayısı 7 milyon civârındadır. Somali’de ülke nüfûsunun yarısının hâfız olduğu söylenmektedir. Bu rakamlardan yola çıkarak hâfız sayısının çokluğunun, ülkenin maddî ve mânevî alanlarda gelişmişliği için tek başına yeterli olmadığını söyleyebiliriz.

bin kişilik diyanet kadrosunun 30 bin kadarı hâfızlardan oluşuyor. Bu rakamlara göre yüz üç bin hâfızımız diyanet dışında çalışıyor. Yine yapılan tesbitlere göre hâfızlarımız içerisinde hıfzı sağlam olanların oranı % 10’lardadır. Bu ise gerçekten üzücü bir durumdur! Bu rakamlar bize nicelikte iyiye doğru gitsek bile, nitelikte döküldüğümüzü göstermektedir. Bunun için büyük özverili çalışmalarıyla hâfız yetiştiren kurumlarımız, yetiştirdikleri hâfızların hıfzlarını en sağlam şekilde muhafaza etmeleri ve hâfızlıklarını Kur’ân’a hizmet yolunda en güzel şekilde değerlendirmeleri için yönlendirici çalışmalar yapmalıdırlar. 

O halde hâfızlarımızla Yüce Allâh’a hamdederken, hıfzlarını koruyamayanlar için de aynı derecede hüzünle estağfirullah dememiz gerekir. Yüce Allah hepimizi affetsin! Kaldı ki Kur’ân’a karşı sorumluluğumuz yalnızca onu yüzünden okumak yâhud ezberlemek değildir. Onu doğru bir şekilde anlamak ve gereklerini yaşamak mü’minler olarak hepimizin üzerine düşen bir görevdir. O halde hâfızlık rütbesine tâlip olan bu ruhla bu rütbeye tâlip olsun, bu rütbenin hakkını versin, hıfzını korusun, çalışanlar da ancak bunun için çalışsın. Çalışsın ki cennet onları özlesin, melekler onlara duâ etsin, Yüce Rabb’in katından rahmet ve sekine onların üzerine insin. Kur’ân ehlini, Yüce Allâh’ın âilesi olarak tanımlayan Peygamberimiz4, bir hadislerinde şöyle buyurur:

Bir topluluk Allâh’ın evlerinden bir evde toplanarak Allâh’ın kitâbını okurlar ve aralarında onu tedrîs ederlerse/ezberlemek ve anlamak için üzerinde çalışırlarsa, onlar üzerine sekîne/vakar ve huzur iner, rahmet onları kuşatır, melekler onları sarar sarmalar, Yüce Allah da onları katında anar/onları över ve sever.5

Hadiste dört müjde yer almaktadır: Huzur, rahmet, meleklerin yardım ve duâsı, Yüce Allâh’ın övgüsü. Bunları hak edebilmek için gerekenler ise şunlardır: Allâh’ın kitâbını okumak, anlamak ve ezberlemek için bir araya gelmek. Nebevî müjdeye erebilmek için bunları yerine getirmek gerekir. Bu müjdeler Kerîm Kitâb’ın bize dünyâdaki ikramları. Onun bir de âhiretin zor zamanlarında ikramları var ki onu da Peygamberimiz bize haber veriyor:

Oruç ve Kur’ân, kıyâmet günü sâhiplerine şefâat edeceklerdir. O gün oruç dile gelip şöyle diyecektir: Rabbim ben bu kulunu gündüz yeme içme ve şehevî arzularından alıkoydum, bana bu konuda ona şefâat etme izni ver. Kur’ân da dile gelip şöyle diyecektir: Rabbim, ben bu kulunu gece uykularından alıkoydum, bana bu konuda ona şefâat etme izni ver. Her ikisine de bu yetki verilir.6

O halde gücümüz yettiğince Kur’ân ile olalım, onun nurlu mesajlarıyla dolalım, onun rehberliğinde bir hayâtın adamı olalım ki, o gün onunla el ele tutuşup cennete konalım.

Dipnotlar:

 11 Hûd 57, 34 Sebe’

 15 Hıcr 9.

 12 Yûsuf

 İbn Mâce, Dârimî, Ahmed b. Hanbel.

 Müslim, Ebû Davûd, İbn Mâce, Dârimî, Ahmed b. Hanbel.

 Ahmed b. Hanbel.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

HÂFIZ–FUZÛLİ KARŞILAŞTIRMASI

Klasik Türk edebiyatından bahseden kaynaklar, İran edebiyatının Türk edebiyatına etkisinden söz etmektedirler. Bu etkinin ne boyutlarda olduğunun anlaşılabilmesi için çok yönlü karşılaştırmalara ihtiyaç vardır. Ancak derinlemesine bir araştırma yapmadan Firdevsî, Feridüddin Attar, Nizamî-i Gencevî, Mevlânâ, Sadî, Ömer Hayyam, Hâfız-ı Şîrâzî, Molla Câmî gibi isimleri saymak bile bu etkiye ışık tutacak mahiyettedir. Bu isimlerden Firdevsî'nin Şehnâme, Attar'ın Tezkiretü'l-evliyâ ve Mantıku't-tayr, Mevlânâ'nın Mesnevî, Sadî'nin Bostan ve Gülistan, Molla Câmî'nin Bahâristan ve Ömer Hayyam'ın rubaileriyle Türk şairleri üzerinde etkili olduğu bilinmekte diğer şairlerin hangi alanda ne kadar etki ettiği pek bilinmemektedir. Bu etkinin anlaşılmasına katkı sağlamak amacıyla biz de Hâfız ile Fuzûlî Divanlarını birkaç açıdan karşılaştırmak istiyoruz. İran edebiyatının büyük gazel şairi Hâfız-ı Şîrâzî ile Türk edebiyatının büyük şairi Fuzûlî arasındaki etkileşimi anlamak için öncelikle bu şairlerin içinde bulundukları sosyal ve siyasi şartlara bir göz atmak yerinde olur sanırız. Sonra bu şairlerin hayatlarına ve edebi şahsiyetlerine değinerek şiirdeki başarılarından söz etmek istiyoruz. Hâfız yüzyılda yaşamış büyük bir İran şairi, Fuzûlî ise yüzyıl Türk edebiyatının büyük şairlerinden biridir. Elbette iki ayrı edebiyatın iki büyük ismini bütün özellikleriyle bir makale çerçevesinde karşılaştırma imkânı olmadığının farkındayız. Bu sebeple genel bir değerlendirmede bulunabilmek için şiirlerinin bazı yönlerine değinecek ve örnek olmak üzere şairlerin birer gazelini ve nesre çevrilmiş biçimini vereceğiz. Yaşadıkları çağlar, kullandıkları diller ve işledikleri konular göz önüne alındığında daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulduğu görülecektir

The resources mentioning the Classical Turkish Literature state the Persian Literature’s influences on it. In order to diagnose the scales of this influence, some multi-faceted comparisons are needed. But before a detailed analysis, mentioning the names of such as Hafız-ı Şirazi, Firdevsî, Feridüddin Attar, Nizamî-i Gencevî, Sadî, Ömer Hayyam, Molla Câmî and Mevlana has an explaining character on this influence. Among these people Attar’s Tezkirretul Evliya (Biographies of the Saints) and Mantıku’t-tayr(The Conference of the Birds),Firdausi’s Shahnameh(The Book of Garden), Molla Cami’s Bahārestān, rubaies Ömer Hayyam and Mevlana’s The Masnavi are known as having influences on the Turkish poets. However, it is not known that how much other poets have influences on and in what realms they were affective. So as to provide a contribution for an understanding, we want to make a comparison between the diwans(collection of the poems) Hafiz and Fuzuli. In order to understand the interaction between the ghazal poet of the Persian Literature, Hafiz Sirazi, and the great poet of the Turkish Literature, Fuzuli, it is favorable for us to take a glance at the social and political conditions in which they lived. After that, we want to talk about these poets’ successes in the realm of poetry by mentioning the lives and the literary personalities of them. Hafiz was a great Persian poet who lived during the 14th century, on the other hand Fuzuli was one of the great Turkish poets who lived during the 16th century. Of course, we are aware of the fact that there is no opportunity for us to compare the two great poets of the two different literatures in all aspects within an article. Therefore, in order to make general assessment, we are going to mention some points of the poems and present each poet’s one of the ghazals and their prose versions as examples. When the ages in which they lived in, the languages they wrote and the topics they mentioned are considered, it is going to be seen that more comprehensive studies are needed

Tam Metin

___

  • AKYÜZ Kenan vd., Fuzûlî Divanı, Akçağ Yayınları, Ankara
  • AMÎD Hasan, Ferheng-i Amîd I-II, Müessese-i İntişârât-ı Emîr Kebîr, Tahran
  • Âşık Mehmed Çelebi, Meşairü’ş-şuarâ, Ankara Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi, istinsah tarihi (), 06 Hk
  • BEYATLI Yahya Kemal, Kendi Gök Kubbemiz, Yahya Kemal Enstitüsü Yayınları, İstanbul
  • Büyük Türk Klasikleri, C. III, “Fuzuli”, Ötüken-Söğüt, İstanbul
  • CANIM Rıdvan, Latîfî Tezkiretü’ş-şuarâ ve Tabsıratu’n-nuzamâ (İnceleme-Metin), AKM, Ankara
  • CEYLAN Ömür, Tasavvufî Şiir Şerhleri, Kapı Yayınları, İstanbul
  • Divan-ı Hafız,
  • Divan-ı Hafız,
  • Fuzûlî, Matla’u’l-itikâd fî Ma’rifeti’l-Mabda’i ve’l-Ma’âd, (Haz. Muhammed b. Tâvît At-Tancî), DTCF Yayınları, TTK Basımevi, Ankara
  • Fuzûlî, Rind ü Zâhid, (Haz. Kemal Edip Kürkçüoğlu), DTCF Yayınları, TTK Basımevi, Ankara
  • GÖLPINARLI Abdülbâkî, Fuzûlî Divanı, İstanbul
  • Hafız-ı Şirazî, Sazman-ı Tebliğat-ı İslamî,
  • HEYET Cevat, Azerbaycan Edebiyat Tarihine Bir Bahış, Tahran (April, ).
  • İNCE Ömer, “Hâfız’ın Bir Gazelini Modern Yaklaşımla Açımlama (Şerh/Tahlil) Uygulama Denemesi, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic-, Volume 4/6 Fall , s
  • İPEKTEN Halûk, Fuzûlî Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri ve Bazı Şiirlerinin Açıklamaları, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Ankara
  • KARAHAN Abdülkadir, “Fuzuli”, İslam Ansiklopedisi, TDİA, C, İstanbul
  • KAYA İbrahim, “Konevî’nin Hâfız Divanı Şerhi ve Tasavvufi Yorumu Üzerine Bazı Düşünceler”, Turkish Studies-İnternational For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/1 Winter , p.
  • KERİMİ Ali Rıza, Şiir ve İlim.
  • Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-şuara, C. II, (Haz. İbrahim Kutluk), TTK, Ankara
  • Külliyât-ı Dîvân-ı Fuzûlî, Ahter Matbaası, (İstanbul), 20 Rabiüssânî
  • LEVEND Agah Sırrı, Türk Edebiyatı Tarihi, C. I, TTK, Ankara
  • MAZIOĞLU Hasibe, Fuzûlî Farsça Divan, TTK Basımevi, DTCF Yayınları, Ankara
  • MAZIOĞLU Hasibe, Fuzûlî Üzerine Makaleler, TDK Yayınları, Ankara
  • MAZIOĞLU Hasibe, Fuzûlî ve Türkçe Divanı’ndan Seçmeler, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara,
  • MAZIOĞLU Hasibe, Fuzûlî-Hâfız, İki Şair Arasında Bir Karşılaştırma, Türkiye İş Bankası Yayınları Kültür Yayınları, Seri 1, No. 3, TTK Basımevi, Ankara
  • ÖZTUNA Yılmaz, Büyük Osmanlı Tarihi, C. II, Ötüken Yayınları, İstanbul
  • RİTTER Helmut, “Hafız”, İslam Ansiklopedisi, MEB, C. V/1,İstanbul , s.
  • SAFÂ Zebîhullah, Târîh-i Edebiyât-ı İran (Telhis Ez-Muhammed Turabî), C. II, Firdevs-Tahran
  • SOLMAZ Süleyman, Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâsı (Metin-İnceleme), AKM Yayınları, Ankara
  • TARLAN Ali Nihat, Fuzûlî Divânı Şerhi, C.I. Ankara,
  • TARLAN Ali Nihat, Fuzûlî’nin Farsça Dîvânı (Tercümesi), Milli Eğitim Basımevi, İstanbul
  • TATÇI Mustafa, Yunus Emre Dîvânı –Tenkitli Metin-, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara
  • YAZICI Tahsin, “Hâfız-ı Şirâzî”, İslâm Ansiklopedisi, TDİA, C, İstanbul

___

APA BİRGÖREN H (). HÂFIZ–FUZÛLİ KARŞILAŞTIRMASI. Turkish Studies (Elektronik), 8(8), -
Chicago BİRGÖREN HAMDİ HÂFIZ–FUZÛLİ KARŞILAŞTIRMASI. Turkish Studies (Elektronik) 8, no.8 (): -
MLABİRGÖREN HAMDİ HÂFIZ–FUZÛLİ KARŞILAŞTIRMASI. Turkish Studies (Elektronik), vol.8, no.8, , ss -
AMABİRGÖREN H HÂFIZ–FUZÛLİ KARŞILAŞTIRMASI. Turkish Studies (Elektronik). ; 8(8): -
VancouverBİRGÖREN H HÂFIZ–FUZÛLİ KARŞILAŞTIRMASI. Turkish Studies (Elektronik). ; 8(8): -
IEEEBİRGÖREN H "HÂFIZ–FUZÛLİ KARŞILAŞTIRMASI." Turkish Studies (Elektronik), 8, ss - ,
ISNAD BİRGÖREN, HAMDİ. "HÂFIZ–FUZÛLİ KARŞILAŞTIRMASI". Turkish Studies (Elektronik) 8/8 (),

    Atatürk ve Ailesi

Mustafa Kemal Atatürk, (Rumî ) yılında Selanik’te Koca Kasım Paşa Mahallesi Islahhane Caddesi’nde bugün müze olan üç katlı bir evde dünyaya geldi. Babası o sırada kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır. Baba tarafından dedesi, Kızıl Hafız Ahmet Efendi; anne tarafından dedesi ise, Sofuzâde (Sofizâde) Feyzullah Efendi’dir.

Mustafa Kemal’in hem baba hem de anne tarafından soyu Rumeli’nin fethinden sonra buraların Türkleştirilmesi için Anadolu’dan göç ettirilerek iskan edilen Yörük (Yürük) veya Türkmenlerden gelmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün baba tarafından ataları, Karaman’dan gelerek Manastır Vilayetinin Debre-i Balâ Sancağına bağlı Kocacık’a yerleşmişlerdir. Kocacık, bugünkü Makedonya Cumhuriyeti’nde Arnavutluk sınırına yakın olan Debre şehrine bağlı bir nahiyedir. Aile sonradan (muhtemelen ’larda) Selanik’e göç etmiş; Ali Rıza Efendi de muhtemelen ’da Selanik’te dünyaya gelmiştir. Dedesi Ahmet ve dedesinin kardeşi Hafız Mehmet Emin’in taşıdığı “Kızıl” lakabı ve yerleştikleri nahiyenin adı olan Kocacık’ın da gösterdiği üzere, Mustafa Kemal’in baba tarafından soyu, Anadolu’nun da Türkleşmesinde önemli roller oynayan Kızıl-Oğuz yahut Kocacık Yörüklerine/Türkmenlerine dayanmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün anne tarafından ataları da Konya/Karaman’dan gelerek Selanik ile Manastır’ın arasında bulunan Vodina Sancağına bağlı Sarıgöl de denilen Kayalar Nahiyesine yerleştiler. Aile, sonradan, Selanik yakınlarında bugün de kaplıcaları ile meşhur olan Lankaza’ya yerleşmiştir. Dedesi Feyzullah Efendi’nin taşıdığı “Sofuzâde” lakabının, yerleştikleri Sarıgöl bölgesindeki yer adlarından ve ailenin hatıralarından yola çıkıldığında, Atatürk’ün anne soyu Konya/Karaman’dan Rumeli’ye gelen ve bundan dolayı da Konyarlar olarak Rumeli’de anılan Yörüklere dayandığı anlaşılmaktadır. Zübeyde Hanım, ’de Lankaza’da dünyaya gelmiştir.


doğumlu Zübeyde Hanım ile doğumlu Ali Rıza Efendi veya yılında evlendiler. Bu evlilikten altı çocukları olmuştur: Fatma (/), Ahmet (), Ömer (), Mustafa (Kemal Atatürk) (), Makbule (Boysan, Atadan) () ve Naciye (). Bu çocuklardan Fatma dört, Ahmet dokuz, Ömer sekiz yaşlarında, o senelerde Rumeli’yi kasıp kavuran salgın kuşpalazı (difteri) hastalığından daha çocukken ölmüşlerdir. En küçükleri Naciye, Mustafa Kemal’in Harp Okulu’nu bitirdiği sene, on iki yaşında iken hayata gözlerini yummuştur. Ailede çocuklardan en uzun yaşayan Makbule Hanım olmuştur.

Babası Ali Rıza Efendi’nin hastalanarak 28 Kasım tarihinde vefat etmesi üzerine 12 yaşında yetim kalan Mustafa Kemal ve iki küçük kardeşinin (Makbule ve Naciye) büyütülmesi ve yetiştirilmesi görevi, büyük Türk kadını Zübeyde Hanım’a düşmüştür.





Sonraki Sayfa

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası