Sen Hiç Ateşböceği Gördün Mü Konusu

Netflix Türkiye tarafından çekilen Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü filminin başrolünü Ecem Erkek üstlendi. Netflix Türkiye top 10'da birinci sıraya oturan filmin yazarlığını Yılmaz Erdoğan üstleniyor. yılında tiyatro oyunu olarak sahneye konan Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü hakkında merak edilen her şey haberimizde yer alıyor.

SEN HİÇ ATEŞ BÖCEĞİ GÖRDÜN MÜ FİLMİNİN OYUNCULARI

Ecem Erkek, Engin Alkan, Devrim Yakut, Merve Dizdar, Ushan Çakır, Bülent Çolak, Ahmet Rıfat Şungar, Atakan Çelik ve Fatih Özkan

SEN HİÇ ATEŞ BÖCEĞİ GÖRDÜN MÜ FİLMİNİN KONUSU

Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü?, ailesiyle birlikte yaşadığı çevreye uyum sağlamak için çabalayan, üstün zekalı bir çocuk olarak dünyaya gelen Gülseren'in hayatına odaklanıyor.

İlk kez ’da, İstanbul’daki BKM’de sahnelenen oyun 1 milyondan fazla kişi tarafından izlendi. Tam kere sahnelenen oyunun filmleşmesi fikri ilk kez yılında ortaya atıldı. Yılmaz Erdoğan bir röportajında “Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?”nün filmini yapmak istiyorum. Ciddi bir prodüksiyon. Beş dönem anlatan bir film. Gündemde ilk o var.” açıklamalarında bulunmuştu.

yılında sahnelenmeye başlanan, Yılmaz Erdoğan’ın kaleminden çıkan ve Demet Akbağ’ın performansıyla da akıllarda yer eden “Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü?” adlı tiyatro oyunu, o zaman verilen bilgilere göre civarı tekrar yapmış ve tiyatroda 1 milyon insan tarafından izlenmişti. Erdoğan’ın o zamanlar meşhur olan ve ülkeye farklı bir mizah anlayışı getirdiği çalışmalarının en başarılılarından olan oyun, Andaç Haznedaroğlu yönetmenliğinde, Ecem Erkek, Engin Alkan, Devrim Yakut, Merve Dizdar, Ushan Çakır, Bülent Çolak, Ahmet Rıfat Şungar, Atakan Çelik ve Fatih Özkan’dan oluşan oyuncu kadrosuyla Netflix için çekildi. Tiyatro oyunundan senaryo anlamında bir farkı olmayan film, bazı şaheserlerin dokunulmaması gerektiğini düşünmemizi sağlıyor. Nedenlerine geçelim… Film, en başta, Gülseren karakteriyle röportaj yapan sunucunun Youtube’a içerik üretmesiyle modern ve yenilikçi bir uyarlama

yılında yayınlanan bir Yılmaz Erdoğanfilmi,Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü? Güldürürken düşündürmek yerine düşündürürken güldürmeyi seçen kalemlerden. Açık konuşmam gerekirse kalemini oyunculuğundan daha fazla severim. Çoğu zaman sadece yazsa diyerek geçiririm içimden. Fakat kökeni tiyatroya dayanan her senarist, kendine rol yazmadan kendini alıkoyamaz. Hakları da var elbette. Hazır balı tutuyorken parmak yalamamak olmaz. Üstelik elindeki iyi bir bal iken…

Sen hiç ateş böceği gördün mü filminin konusuna gelecek olursak; yılında kalabalık bir konakta dünyaya gelen Gülseren’in hayat hikayesini anlatıyor yapım. Sağ sol çatışmalarının ortasında geçen gençliğinde, sağı solu belli olmayan bu kadının bir yeteneği vardır. Çoklu rakamları kafasından işlem yapabilmesi. Zekidir Gülseren. Öyle ki zekâsı toplumun zekasından üstün olduğu için etrafındakiler deli Gülseren derler ona. Toplum işte sevmez kendinden üstün olanı. Bir de ateş böceklerini sever Gülseren. Onun eline bir fener verin başka bir şey istemez dünyadan. Kaç yaşında olursa olsun. Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü sevdiklerini kaybetmiş bir hayatın hikayesidir.

• Oyuncular: Sen hiç ateş böceği gördün mü filmi;Oyuncuları tiyatro oyununu aratmayacak kadar yerinde seçilmiş. Baba karakteri hariç. Hiç sevemedim adamı. Sanırım karakterinden dolayı. Dayanamayacağım yazacağım. Adam bütün paraları tuza, şekere saçma sapan işlere yatırıyor. Gelip diyor ki sonra; &#; İş battı ne kadar şanssızım&#; . Oh ne dünya… Bir parantez de Gülseren karakterini oynayan Ecem Erkeğe. Zamanında Demet Akbağ’ın oynadığı bir karaktere hayat vermek her babayiğidin harcı değildir fakat o bunu fazlasıyla yerine getirmiş. Zaten yeni yetme oyunculardan bana umut veren ender tiyatroculardan kendisi. Türk sinema ve dizilerinin kalitesini arttırmasını umut ettiklerimden

• Diyaloglar: Benim filmde o kadar saat kalmamın tek sebebi. Diyaloglar özenle yazılmış. Sağ sol çatışmalarının olduğu diyaloglar ve Gülseren’i istemeye geldiklerindeki söylemleri çok iyiydi.

• Zamanın Kıymetini, Zamanımız Varken Bizim Gözümüze Sokuyor:Dedim ya bir fotoğraf albümünün hikayesi bu diye. Zamanı bitmiş yaşlı bir kadının geçmişini anlatırken yanan bir ateşin sönüşünü izler gibi izliyorsunuz onu. Cıvıl cıvıl kalabalık konağın yıllar içerisindeki çöküşünü. Gülseren’in taze yüzünde beliren yok oluşları kendi bedeninizde hissediyorsunuz.  Huzurevinde, hayatındaki herkesi kaybetmiş bu yalnız kadının nasıl bu hale geldiğini dinlerken içinizdeki burukluğa engel olamıyorsunuz.

Peki Sen Hiç Ateş böceği Gördün Mü Filmi Konusu İtibariyle İzleyicileri Tatmin Edebildi mi?

Benime cevabım hayır olacaktır. Bir tiyatro oyunu olarak sergilendiği yıllarda eğer izleyebilseydim şüphesiz çok beğenirdim. Nedeni ise tiyatroyu doyuran bir senaryo. Beyaz perde için fazla sönük ve konusuz kalmış. Diyaloglar ve karakterler çok iyi hakkını yiyemem fakat bir film olarak insanı kendine çekemiyor. Ne koca koca yazılarla yazılan YILMAZ ERDOĞAN’IN kaleminden yazısı, ne de başrollerinde ECEM ERKEK oynuyor yazısı bu gerçeği değiştiremiyor maalesef.  Son sözümde ateş böceklerine. Filmde en gereksiz bulduğum ve oturtamadığım ateşböcekleriydi. Neden bu kadar insanın hayatını etkileyecek ve karartacak kadar etkiliydi filmde anlamadım. Valla iyi ki hiç ateşböceği görmemişim dedirtmedi değil film bana…

Sen hiç ateş böceği gördün mü yazımı beğendiyseniz ve diğer yazılarımı merak ediyorsanız buyurun.