hadiye hurkus / Vecihi Hürkuş'un ilham veren hikayesi ekranlarda: Vecihi Hürkuş kimdir? | N-Life

Hadiye Hurkus

hadiye hurkus

Pek bilinmez, ’de Kafkas cephesindeki 7. Tayyare Bölüğü’nde görev yaparken, uçak düşüren ilk pilot odur. Savaşta yaralanan ve düşmana teslim olmamak için uçağını yakan da odur. Nargin adasında Ruslara esir düştüğünde, Azeri Türklerinin yardımıyla adadan yüzerek kurtulmayı başaran da odur. Zira o, Vecihi Feham’dır. Yani Vecihi Hürkuş’tur. Türkiye’nin ilk sivil ve askeri yapıp havayolu şirketini […]

Pek bilinmez, ’de Kafkas cephesindeki 7. Tayyare Bölüğü’nde görev yaparken, uçak düşüren ilk pilot odur. Savaşta yaralanan ve düşmana teslim olmamak için uçağını yakan da odur. Nargin adasında Ruslara esir düştüğünde, Azeri Türklerinin yardımıyla adadan yüzerek kurtulmayı başaran da odur. Zira o, Vecihi Feham’dır. Yani Vecihi Hürkuş’tur.

Türkiye’nin ilk sivil ve askeri yapıp havayolu şirketini kuran, Türk havacılığının kurucu isimlerinin ilklerinden olan Vecihi Hürkuş’un hayat hikayesi, okunduğunda dahi büyük ısdırap verici engellemeler ve zorluklarla doludur. Okuyacağınız metin, o büyük mücadeleyi veren kahramanın yaşamından sadece bir kesittir. Her ne kadar hakkında bir sinema filmi yapılmış olsa da maalesef, Hürkuş’un, kendi ülkesinde, kendi emeği ile binbir yokluk içinde, binbir emekle sıfırdan inşa ettiği verdiği mücadele de bilinmiyor, ona bu hayatı reva görenler de bilinmiyor. Mücerret olarak, biraz da son zamanlarda savunma sanayiimizde atılan önemli adımlarla birlikte ismi biraz biraz hatırlanmaya başlanan bu öncü ismi bir nebze olsun kamuoyu gündemine taşımak ve gündemde tutmak için, yılında dönemin Resimli Ay dergisinin kendisinden istediği tarihi bir yazıyı, daha doğrusu, kendisinin dilinden kendi hikayesini dikkatinize sunuyoruz. Vecihi Hürkuş’la ilgili çok önemli çalışmalar yapan kıymetli isim Bahadır Gürer’in bir röportajında kullandığı o cümlenin hüznü ile sizlerden bu öncü adama bir Fatiha rica ediyoruz. Zira Gürer’den öğreniyoruz ki, “Yaptığı onca şeye rağmen, yılında vefat ettiğinde, cenazesinde sadece 12 kişi vardı.”

seafoodplus.info

Rahmetle ve minnetle.

Zahit Kaşgar

 

Muharriri: Vecihi

Bu satırları kendimi met için yazmıyorum. Zaten Avrupa’nın tayyarecilikte fevkalade terakki ettiği, dünyayı dolaşabilecek teyyareler yaptıkları bu devirde küçük bir teyyare vücuda getirmek büyük bir maharet de sayılmamak icab eder. Binaen aleyh yaptığım teyyare haddı zatında büyük bir kıymeti haiz olan bir şey addedilmeyebilir. Fakat benden bu tayyareyi nasıl inşa ettiğimi ve bu sa’yimin nasıl mükâfatlandırıldığını duyan “Resimli Ay” sahipleri onu karilerine de bildirmek istedikleri için aşağıdaki satırları ıztırar ile yazmağa muvafakat ettim diyebilirim.

Memleketimiz tayyareci yetiştirmekte kısır değildir. Hele İstiklal Harbi’nden sonra tayyareciliğimiz hayli terakki etmiş, tayyare idaresinde muvaffakiyet ve maharet gösteren çoğalmıştır. Fakat tayyare ile uçmak otomobille gezmeye benzer. Önünüze konulan makineyi idare etmesini öğrendikten sonra tayyare idare etmek basit bir iş kalır. Zaten tehlikelere maruz tayyare seyahatleri yaparak cesaret ve maharetinizi göstermeye imkân da yoktur. Binaenaleyh tayyare ile uçmayı basit ve adi bir iş addettim ve kendi kendime bir tayyare yapmayı düşündüm. Öteden beri makine ile meşgul olduğum için bunu başaracağıma emniyetim vardı. Uzun müddet tereddüt devresi geçirdim. Nihayet arkadaşlarımın teşvikiyle bir tecrübe yapmaya karar verdim.

Proje Hava Kuvvetleri Müfettişliği’nde

Geceli gündüzlü çalışarak elimizde mevcut tayyarelerden tamamen farklı, onlardan daha basit fakat sürat ve mukavemet itibariyle onlara faik yeni bir proje vücuda getirdim. Bu projeyi mevkii fiile koyabilmek için Kuvva-i Havaiye Müfettişliğinin tasvip etmesi lazımdı. Projemi Müfettişliğe verdim ve müsaade ettikleri takdirde bu proje dâhilinde yeni sistem bir Türk tayyaresi yapabileceğimi bildirdim. Müfettişlik, projemi eski bir tayyareci olan fen memuruna tetkik ettirdi. Fen Memurluğu projenin kabili tatbik olduğunu tasdik etti. Tayyarenin inşasına müsaade edildi.

Hayatımda o gün kadar mesut olduğumu hatırlamıyorum. Büsbütün yeni sistem bir tayyare yapacak, memleketime yeni bir şey hediye edecektim. İstikbalde tayyarenin oynayacağı mühim rolü herkesten iyi bildiğim için bu hediyenin ileride kıymet-i takdir edileceğine kani idim, inşaata başlamak için icap eden malzemeyi verdiler. Ben derhal faaliyete geçtim.

Benim yeni tayyarem, tayyare karargâhında bir hadise olmuştu. Bütün arkadaşlarım başıma üşüşüyor, faaliyetimi merakla takip ediyordu, iş muvaffakiyetle ilerliyordu. Gövdeyi yaptık. Ayakları taktık. Kuyruğunu bitirmek üzere idim. Ben henüz muvaffak olmak ümidiyle gece sevincimden uyku uyuyamıyor, gündüz yorulmak bilmez bir faaliyetle çalışıyordum. Artık beş on güne kadar tayyare bitecek, eserim tamam olacaktı. Bu sırada fen memuru istifa ediyordu. Bunun üzerine tayyarenin inşası tehir edildi. Bu karar beni ta kalpgahımdan vurdu. O gün beynime bir kurşun sıksalardı bu kadar müteessir olmayacaktım.

Engeller Engeller

Bu kadar meşakkate tahammül ettikten, bu kadar ümide düştükten sonra birdenbire tamam olmak üzere olan eserimi topraklar üzerinde terk edip çekilmek bana çok acı geldi. Günlerce tayyaremin yanına gittim, eserimin yavaş yavaş ölüşüne şahit oldum. Ölüme mahkûm hasta çocuğu yanında ağlayan bir baba vaziyetinde idim. Eserimi itmam etmeme (tamamlamama, bitirmeme) müsaade etmiyorlardı. Nihayet ıstıraba mukavemet edemedim. Bir gün bütün cesaretimi toplayarak Müfettişliğe müracaat ettim:

– “Bey efendi” dedim, “memleketime ufak bir hizmet ifa etmek, ona küçük bir eser hediye etmek istiyordum. Buna müsaade edilmeyecekse ben tayyarecilikten çekiliyorum.” Mesleğimden adeta nefret etmiştim.  İnsan terakki eseri gösterince böyle önüne mânialar dikmek reva-ı hak mıdır? Bu müracaatım müfettişliği yumuşattı, tekrar inşaata devam etmekliğime müsaade ettiler.

Artık ikinci bir mânie uğramak korkusuyla var kuvvetimle tayyaremin nevakasını (eksikler, noksanlar) ikmale başladım. İhmal yüzünden hâsıl olan hasaratı tamir ettim.

Kanatları hazırladım. Motoru takdım. Tayyarem tamam olduğu gün dünyanın en büyük kâşifi kadar mesut ve bahtiyardım.

Müfettişliğe müracaat ettim. Tayyaremin hazır olduğunu ve tecrübeye amade bulunduğumu bildirdim. Tayyare beygirlik bir motorla mücehhezdi ve saatte kilometre sürati vardı. Mukavemet itibarıyla da Avrupa’dan getirttiğimiz tayyarelerden hiç aşağı kalır yeri yoktu. Benim bu tecrübem daha ziyade kendi tayyarelerimizi kendi memleketimizde imal kabiliyetini göstermek itibarıyla haizi ehemmiyetti.

Fakat işte ikinci mânia ile mücadele etmek lazımdı. Müfettişlik, tayyarenin tecrübesine müsaade etmiyor, bir defa Heyet-i Fenniye tarafından tetkikine lüzum gösteriyordu. Tayyareyi ben yapmıştım. Üzerinde ben uçacak, hayatımı ben tehlikeye koyacaktım. Ben ne kadar sabırsızlanıyorsam onlar o kadar soğukkanlılık gösteriyorlardı. Heyet-i Fenniye tayyareyi tetkik etti. Uçmasına mani bir kusur görmedi. Fakat tecrübe yapılmasına da müsaade etmedi. Tetkikat bir aydan fazla sürdü. Bir türlü bir karar verilmiyor, tecrübe yapmama müsaade edilmiyordu.

Vecihi Bey’in Sabrı Taşıyor!

Istırabımdan çıldıracak bir hale gelmiştim. Müfettişlik kraldan ziyade kral taraftarlığı ediyor, benim hayatımı benden ziyade düşünüyordu. Ben tayyaremden emindim. Muvaffakiyetle uçacağımdan zerre kadar şüphem yoktu. Bunu Heyet-i Fenniye’ye fenni delillerle de ispat etmiştim. O halde neden bu eserimin tecrübe edilmesine müsaade etmiyorlardı? Artık tehammülüm kalmamıştı. Bir gün gizlice tayyaremi meydana çıkardım. Motoruna gaz doldurdum. Üzerine atladım. Ve makineleri tahrik ederek havalandım.

Yükseldikçe ruhum açılıyor, muvaffakiyetimden ciğerlerim şişiyordu. Eminim ki ilk tayyare ile uçan mucitler bile bu kadar derin bir zevk duymamışlardır. İşte altımdaki makine İlan-ı şadumani eden gürültülerle ilerliyor, semadan bütün cihana muvaffakiyetimi ilan ediyordu. Teyyareme son sürati verdim. Havada kilometre süratle uçuyordum. Yükselmek, aşağı inmek tecrübelerini yaptım. Tayyarem, elimizde mevcut tayyarelerin hepsinden daha büyük bir muvaffakiyetle işliyor, hepsinden iyi uçuyordu. Artık kalbim rahattı. Şimdi istedikleri kadar mümanaat edebilirlerdi. Tekrar geri döndüm, tayyaremi kaldırdığım yere indirdim.

Tayyarem yükselir yükselmez karargâhta bulunanlar hemen meydana koşmuşlar, ansızın havaya yükselen bu teyyarenin hangi teyyare olduğunu tetkike koyulmuşlar, nihayet benim uçtuğumu anlayınca merak içinde beni beklemeye başlamışlardı. Ben yere iner inmez arkadaşlarım etrafımı aldılar. Muvaffakiyetimi tebrik ettiler.

Mükafat: 15 Gün Hapis

Fakat biz asker olduğumuzu unutmuştuk. İçimden gelen hisse mukavemet edemeyerek, verilen emir hilafına tecrübeye kalkışmış, müfettişliğin emrini dinlememiştim. Müfettişlik derhal bir emri vaki ile 15 gün hapse ve yarım maaşımın kat’ına karar verdi.  Mektep sıralarında iken aldığımız terbiye bize sa’yimizin ya mükâfatla ya da mücazatla karşılanacağını öğretmişti. Benim muvaffakiyetim, mücazatla mükâfat görüyordu. Bu icadımdan dolayı bir ikramiye ile taltif (rütbe, maaş artırımı gibi şeylerle sevindirme) edilmekliğim lazım gelirken, 15 gün hapse mahkûm olmuştum. Fakat bu ceza artık benim için ehemmiyetini kaybetmişti. Ben tecrübemi yapmış ve tereddütler içinde bulunan Heyet-i Fenniye’ye tayyaremin mükemmeliyetini tasdik ettirmiştim. Benim için en büyük mükâfat bu idi.

 

Motör takatı              :
Benz marka (6 silindirli ve su ile soğuyucu) B.K.

Tayyarenin ebadı     :
Tam uzunluğu                       7,   m. ”
genişliği                               11,   m. ”
yüksekliği                              3,00     m.
Kanat sathı                         31,   seafoodplus.info

Tayyarenin ağırlıkları:
Boş ağırlık                                      ,00 Kg.
Mürettebat                                     ,00 Kg.
Muharebe ağırlığı                             80,00 Kg.
Yanıcı maddeler                            ,00 Kg.
Tam uçuş ağırlığı:                        ,00 Kg.

Muhtelif notlar         :
En yüksek sürat                                        Km / sat
Seyahat sürati                                          ”
Askı sürati                                            83      ”
Taşımaya düşen ağırlık                     40,0   Kg./ m
Kuvvete düşen ağırlık                         5,8   Kg / B.K.
Pervane çapı                                                  mm.
Pervane hatvesi ( bir devir uzunluğu )           mm

 

Dönemin gazete manşetleri

VECİHİ HÜRKUŞ

 

 

 

 

 

Vecihi Hürkuş Kimdir?

_px-vecihi_-_war_of_independenceTürk havacılık tarihinin en önemli kişilerinden biri, pilot ve aynı zamanda da mühendis olan Vecihi Hürkuş&#;tur.

yılının Ocak ayında, İstanbul&#;da doğmuştur. İstanbullu bir ailenin çocuğu olan Gümrük Müfettişi Ali Feham Bey, Vecihi Hürkuş&#;un babasıdır. Annesi ise, Vidin&#;de doğmuş, küçük yaşlardayken İstanbul&#;a getirilmiş olan Zeliha Niyir Hanım&#;dır. Daha bebek sayılabilecek yaşlarda iken babası ölmüş, annesi ve geriye kalan geniş ailesi ile birlikte yaşamıştır.

Ardından, amcası Ahmed Şekür Bey&#;in yanına sığınmışlardır. Amcası Ahmed Şekür Bey, Harbiye&#;de eskrim ve resim hocasıdır. Sonraları ise, kardeşleri ve annesi ile birlikte Üsküdar&#;a taşınmışlardır. Vecihi Hürkuş, 3 kardeşin ortanca olanıdır. İlkokulunu Bebek&#;te okumuş, sonra ise sırasıyla Üsküdar&#;da Füyuzati Osmaniye Rüştiye&#;sinde ve Üsküdar Paşakapısı İdadi&#;sinde öğrenim görmüştür. Bir süre sonra, sanata olan merakı ve isteği nedeniyle de, Tophane Sanat Okulu&#;na geçmiş ve burayı bitirmiştir.

&#;de yaşanan Balkan Savaşı&#;na, eniştesi olan Kurmay Albay Kemal Bey&#;in yanında gönüllü olarak katılmıştır. Bu savaşta, Edirne&#;ye giren kuvvetlerin içinde yer almıştır. Balkan Savaşı&#;ndan sonra ise, Beykoz Serviburun&#;daki esir kampına kumandan olmuştur.

_vecihi-hurkus-cenazesiVecihi Hürkuş, gençliğinden bu yana tayyareci olmak niyetindeydi. Yaşının küçük olması sebebiyle, makinist mektebine alınmıştır. Burayı bitirerek, Tayyare Makinist Mektebi&#;nden Küçük Zabit olarak mezun olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında, makinist sıfatıyla Bağdat&#;a gönderilmiştir. Gönderildiği yerde, yılının Şubat ayında bir uçak kazasında yaralanarak İstanbul&#;a dönmüştür.

Savaştan yaralı olarak döndükten sonra, Yeşilköy&#;deki Tayyare Okulu&#;na girmiş, burada tayyareci olmuştur. Vecihi Hürkuş, pilot olarak ilk uçuşunu 21 Mayıs tarihinde gerçekleştirmiştir. 15 Kasım tarihinde ise, tayyarecilik tahsilini başarıyla noktalamış ve pilot diplomasını almıştır. yılının sonbaharında, Ruslar&#;a karşı savaşmak üzere Kafkas Cephesi&#;ne, 7. Tayyare Bölüğü&#;ne atanmıştır. Burada oldukça başarılı keşif ve bombardıman uçuşları gerçekleştirmiştir. Kafkas Cephesi&#;nde girdiği bir hava muharebesinde, bir Rus savaş uçağını düşürerek, uçak düşüren ilk Türk tayyareci olmuştur.

__baci1 yılının Ekim ayında, bir hava savaşında yaralanıp düşürülmüş, esir olacağını anlayınca, düşmana teslim etmemek için uçağını yakmıştır. Esir olarak Hazar Denizi&#;ndeki Nargin Adası&#;nda tutulmuştur. Azeri Türkleri&#;nin yardımıyla adadan yüzerek kaçmış, adanın karşısındaki Bakü, Ruslar tarafından işgal edildiği için, savaşa girmeyen İrandan karaya çıkmıştır. Beraber esaretten kaçtığı istihkâm Teğmeni Salih Bey ile, 2,5 ay süren kara yolunu yaya olarak tamamlamıştır. Süleymaniye üzerinden Musula geldikten sonra yurda dönüp, yılı yaz başlarında Yeşilköy&#;de bulunan 9. Harp Tayyare Bölüğü&#;nde görev almıştır.

Bu zaman zarfında, bir av uçağı tasarımı yapan Vecihi Hürkuş&#;un projesi, Mondros Ateşkes Antlaşması&#;nın imzalanması nedeniyle yarıda kalmıştır. İstanbul işgal edildiğinde, esaretten dönen askerlerin arasına karışarak, Harem&#;den kalkan bir gemiyle gizlice Mudanya&#;ya, oradan da Bursa ve Eskişehir üzerinden Konyaya geçerek Kurtuluş Savaşı&#;na katılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında, Vecihi Hürkuş, &#;Sivil Pilot&#; olarak başarıyla görev yapmıştır. Özellikle İnönü ve Sakarya savaşları sırasında, çok başarılı keşif ve destek uçuşları yapmıştır. Bu uçuşlardan birinde, bir Yunan uçağını da indirmiştir. Ayrıca, Kurtuluş Savaşı&#;nın ilk ve son uçuşunu yapan pilot olarak da havacılık tarihine geçmiştir. İzmir (Gaziemir &#; Seydiköy) hava meydanına ilk giren ve işgal eden kişi de, Vecihi Hürkuş&#;tur.

Vecihi Hürkuş&#;a, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir. Bununla birlikte, TBMM tarafından 3 kez takdirname verilmiştir. Bu başarısı ile de, 3 takdirname verilen tek kişi olma ünvanına da sahip olmuştur. Kurtuluş Savaşı sıralarında, Akşehir&#;de Jandarma Komutanı olan Ratıp Bey&#;in kızı Hadiye Hanım&#;la evlenmiştir. Gönül ve Sevim isimli 2 kızı olmuştur.

Savaşın ardından, İzmir / Seydiköy&#;de açılan tayyare okulunda, yeni tayyarecileri eğitmeye başlamıştır. yılının başlarında, İzmit bölgesindeki Tayyare bölüğüne atanmıştır. Ancak 3 ay geçtikten sonra, İzmir&#;de görevli Binbaşı Fazıl&#;ın, eğitim uçuşunda düşüp şehit olmasıyla, tekrar İzmir&#;e çağrılmıştır. Tüm bu eğitim ve görevlerin yanı sıra, fen işleri ile de uğraşmış, savaşta birçok sıkıntı ve yokluk çekildiğini bildiği için, bu sıkıntıların giderilmesi amacıyla, havacılığı millileştirme düşünceleri zihnine hakim olmuştur.

_vecihi-hurkus-cenazesi

Yine bu yıllarda, Edirne&#;ye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağını almakla görevlendirilmiştir. Bu hizmeti karşılığında, o uçağa &#;VECİHİ&#; adı verilince, uçak tasarlama ve yapma düşüncelerine yoğunlaşmıştır. İzmir Seydiköy Hava Okulu&#;nda (bugün yerinde Gaziemir Hava Teknik Okullar Komutanlığı bulunan askeri tesis), uçak yapımı projesine devam etmiştir. Kendi ürettiği ilk uçağında, yılında Yunanlılar&#;dan savaş ganimeti olarak elde edilen motoru ve bazı parçaları kullanmıştır. Aynı zamanda bu uçak, imal edilen ilk Türk uçağıdır. 28 Ocak tarihinde, &#;VECİHİ K-VI&#; adını verdiği uçağını uçurmuştur. Ancak, bugün gururla anlatılan bu olay, izinsiz uçuş yaptığı için, Vecihi Hürkuş&#;a ceza getirmiştir. Uçuş için istediği izin nedeniyle bir heyet toplanmış, ancak havacılıktan pek de anlamayan kimselerce izin işi geciktiği için, çeşitli telkinlerle uçuş kararı alan Vecihi Hürkuş&#;a, heyet tarafından ceza verilmiştir. Bu ceza, havacılık tarihi açısından, bir dönüm noktasıdır.

Ceza aldıktan sonra istifa ederek hava kuvvetlerinden ayrılıp, Ankara&#;ya giden Vecihi Hürkuş, yenice kurulmakta olan Türk Tayyare Cemiyeti&#;ne (T.T.C.) katılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk&#;ün, &#;İstikbal göklerdedir&#;&#; sözünden feyz alan bu cemiyet, çeşitli bağışlarla güçlenmek ve havacı bir nesil yetiştirmek için okul kurmak niyetindeydi. Vecihi Bey, bu cemiyete bağışlamak için yaptığı uçağı geri almaya çalışmış, ancak bunda başarılı olamamıştır.

yılında Kadıköy&#;de, bir keresteci dükkânını kiralayarak, 3 ay gibi bir sürede, ilk Türk sivil uçağını, kendisinin de ikinci uçağı olan &#;VECİHİ XIV&#;&#;ü inşa etmiştir. Bu uçakla ilk uçuşunu, 27 Eylül &#;da Kadıköy Fikirtepe&#;de gerçekleştirmiştir. Ardından, VECİHİ XIV ile önce Yeşilköy&#;e, sonra da Ankara&#;ya uçmuştur. Uçabilirlik Sertifikası&#;nı alabilmek için, İktisat Bakanlığı&#;na başvurmuş, ancak 14 Ekim &#;da &#;Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir&#; cevabını almıştır. Bu cevap üzerine, istenen belgenin alınması amacıyla, uçak sökülerek Çekoslovakyaya gönderilmiştir. Hürkuş, 6 Aralık da Praga vardığında, parçalanmış tayyare henüz gelmemiştir. Birçok prosedür, montaj ve çeviri işlemlerinin ardından, tayyarenin uçuş kontrolü tamamlanmıştır.

Vecihi Hürkuş, 23 Nisan de, Çekoslovakyalı yetkililerin düzenlediği bir törenle, başköşesinde &#;Yaşasın Türk Tayyareciliği&#; yazan bir pankartla onurlandırılarak, uçuş izni almıştır. 25 Nisan de Çekoslovakyadan uçuşuna başlamış, 5 Mayıs de Türkiyeye ulaşmıştır.

Vecihi Hürkuş, yılında, Türk Tayyare Cemiyeti yararına Türkiye turu yapmıştır. Tur güzergahları ise şöyledir;

Birinci Tur (): Ankara, Kızılcahamam, Gerede, Bolu, Ereğli, Zonguldak, Cide, Sinop, Samsun, Trabzon, Of, Rize, Gümüşhane, Bayburt, Suşehri, Zara, Hafik, Sivas, Şarkışla, Akdağmadeni, Sorgun, Yozgat, Sungurlu, Kalecik, Ankara.

İkinci Tur () : Ankara, Gölbaşı, Bağla, Şereflikoçhisar, Aksaray, Konya, Beyşehir, Seydişehir, Alanya, Manavgat, Antalya, Fethiye, Köyceğiz, Muğla, Göktepe, Kale, Tavas, Karacasu, Babadağ, Denizli, Çal, Çivril, Karahallı, Ulubey, Uşak, Kütahya, Eskişehir, Çukurhisar, İnönü, Bozüyük, Karaköy, Söğüt, Geyve, Adapazarı, İzmit, İstanbul.

yılında, &#;Vecihi Sivil Tayyare Mektebi&#; isimli, ilk Türk Sivil Havacılık Okulu&#;nu açmıştır. Okulda, ilk Türk kadın pilotu olan &#;Bedriye Gökmen&#; ile beraber, toplam 12 pilot yetiştirmiştir. İstanbul Kalamış-Kadıköy&#;de, ilk sivil uçağı &#;VECİHİ XIV&#;, ilk eğitim ve spor uçağı &#;VECİHİ XV&#;, beygirlik Mercedes uçak motorlu deniz kızağı &#;VECİHİ SK-X&#; üretilmiştir. Nuri Demirağ, bir tayyare yapımı için TL vermiş, bunun sonucunda, yılında &#;NURİ BEY&#; adı verilen &#;VECİHİ XVI kabin uçağı&#; yapılmıştır.

yılında ilk Türk sivil havayolu şirketi olan Hürkuş Havayolları&#;nı kuran da, Vecihi Hürkuş&#;tur. Türk Hava Yolları&#;nın seferden kaldırmış olduğu uçaklardan sekiz tayyare, Ziraat Bankası&#;ndan kredi kullanılarak satın alınmıştır. Ancak kazalar, kaçırılmalar, sabotajlar vb. aksilikler sonucunda, Hürkuş Hava Yolları&#;nın uçakları uçuştan men edilmiştir. Bu kötü gelişmeye rağmen, elinde kalan son uçağını (TC-ERK), Maden Tetkik Arama Enstitüsü adına kullanarak, Güney Doğu Anadolu&#;da toryum, uranyum ve fosfat arama faaliyetlerinde görev almıştır.

Hayatının sonlarına doğru çok sıkıntı çekmiş, borçlandırılmaya sürüklenmiş, icra takipleri ve davalarla boğuşurken, vatana hizmet nedeniyle kendisine bağlanan çok yetersiz maaşına bile haciz konulmuştur.

Ankara&#;da anılarını yazdığı zaman diliminde, beyin kanamasından komaya girmiştir. Hayatı boyunca havacılıkla uğraşmış olan Vecihi Hürkuş, insanoğlunun aya ayak basmak üzere Dünya&#;dan ayrıldığı tarihte (16 Temmuz ), Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi&#;nde, hayata gözlerini yummuştur.

Ölümünün ardından, Ankara / Cebeci Asri Mezarlığı&#;na defnedilmiştir.

Kaynakça:
seafoodplus.info%C3%BCrku%C5%9F
seafoodplus.info?id=

Yazar:Baran Akçok

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir