ev filmi ekşi / ev - sayfa 11 - ekşi sözlük

Ev Filmi Ekşi

ev filmi ekşi

ev

aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • an itibariyle kanal d'de gösterilen filmdir.

  • kanal d'nin gece yarısından sonra ikinci sınıf amerikan filmleri niyetine belli aralıklarla gösterdiği film. yine de türk gerilim-korku filmleri standartlarına göre iyi sayılabilecek bir film bence. vermek istediği çaresizlik hissiyatını başarılı bir şekilde yansıtmış.

  • alper-caner özyurtlu kardeşlerden popüler kültüre eleştirel yaklaşan mükemmel bir film. türünde çekilmiş ilk türk filmi. bu filme sadece gerilim deyip geçmek biraz haksızlık olur. bence bu filmi izlerken ilk amaç gerilmek, kormak veya heyecanlanmaktan çok, günümüz toplumunun geldiği hale eleştirel gözle bakabilmek olmalı. böyle eleştirel bir filmin sıkıcı bir havaya sokulmadan, akıcı ve soluk kesen bir tempoda çekilmiş olması büyük bir başarı.

    spoiler

    özellikle oylama sırasında halkın sağduyunun çok uzağında oluşu toplumsal çılgınlığa bir ipucu niteliğinde. saldırganın, oyun üzerine çıkılacağından adı gibi emin oluşu aslında yadırganacak birşey değil. günümüz toplum davranışlarını biraz inceleyen, üzerinde düşünen herkes bundan emin olabilir. ve kurallar kalktığında herkesin nasıl da özüne döndüğünü, insanların kendi hayatları tehlikeye girdiğinde ne kolaylıkla başkalarını gözden çıkarabildiklerini, toplum baskısı ve cinsel tabuların bizleri ne kadar derinden etkileyip kontrolüne aldığını yüzümüze çarpıyor. saldırganın teklifi olan sevişme oyunu kameralar önünde gerçekleştirilmiş olsa, kimsenin ölmeyeceği gerçeği bile bir kızı bu sahte sevişmeye ikna edemiyor. halbuki 70 milyonun gözleri önünde cinayet işlemek daha kolay geliyor. bence bu filme eleştirel gözle bakıldığında çıkartılacak çok mesaj var.

    bir de çok dikkatimi çekti, film esnasında canlı yayınlar vardı, haber bültenleri, eğlence programları vs. gerçeğe birebir uygun ve gerçek sunucuları tarafından sunulan yayınlar hazırlanmış film için. bu haber programlarında sağ üst köşede fb-gs maçı skoru ve saat dikkatimi çekti, 15 dakika içinde fener 2 gol birden atıp gol sayısını 1 den 3 e yükseltti ama galatasaray tarafını okuyamadım. yönetmenler fenerli olsa gerek*
    spoiler

  • kapital sahiplerinin oynadığı oyunu, insanların riyakarlığını yüzüne çarpan harika bir film.

    spoiler

    psikopata katılıyorum. ben de paramı geri istiyorum.

    spoiler

  • izledigim en iyi turk gerilim filmi. konu yaratici otesi, senaryo muhtesem, oyunculuk ust duzey, yonetmen desen git alnindan op. helal olsun.

  • dolabı açıp dakikalarca amaçsız bakabileceğin, istediğin odaya sorgusuzca girebileceğin, tuvaleti, banyosu olan yer.

    kendi evin değilse eğer, hiçbir yerde bulamazsın kendi evinin rahatlığını, yatağının sıcaklığını. başkasına ait evde rahat et diye giyecek verilir ya hani üzerine, ne giysen emanettir batar işte. sana ait olmayan ev huzursuzluktan başka bir şey değildir.

  • 25 yıl sonra ilk defa sahip olacağımız için fazla heyecan yaptığım, uğruna hastalar olduğum; iki göz oda bile olsa içinde büyüyüp, yaşlandığımız minik müzik kutuları her birini çevirince içinden farklı melodiler yükselen

  • insanın kalesidir.

  • şöyle yılda bir içini komple elden geçirmediğinizde bazı eşyaları değiştirmediğinizde, farklı bir şeyler katmadığınızda çok sıkıcı oluyor. derin nefes alıp arkanıza yaslanarak, içinde yaşamaktan keyif aldığınızı hissetmeniz için gerçekten belirli zamanlarda değişim şart.

  • göbekli tepe 'den beri, bacasi tutsun diye sobalarinda catir cutur ruhlar yanandir.
    daglar kizi reyhan muzikalinden.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Nihayet özgün bir korku filmi

Karabasanları andıran bir sahneyle açılıyor ‘Ayrılmalıydın’ (You Should Have Left). Daha sonra adının Ella olduğunu öğreneceğimiz küçük kız, gece yarısı karanlıkta yatağının başında beliren adama karşı öylesine savunmasız ki ürpermemek elde değil. Bir rüya olsa bile…

Aslında sahnenin rüya olması değil, rüyayı gören şaşırtıyor bizi. Ella’nın karabasan gördüğünü düşünürken, babası Theo Conroy’un (Kevin Bacon) rüyasında olduğumuzu anlıyoruz. Kızını koruyamama korkusu kadar sanki bir suçluluk duygusu da var rüyada.

Ertesi gün Theo Conroy hakkında daha çok bilgi ediniyoruz. Emekli ve varlıklı biri Theo. Kendisinden çok daha genç olan sinema oyuncusu Susanna (Amanda Seyfried) ile evli…

Açılıştaki rüyayı saymazsak filmin ilk bölümü daha çok ‘mutlu aile tablosu’ gibi… Theo’nun, Susanna’yı almak için sete gittiğinde mecburen kulak misafiri olduğu sevişme sahnesi, bir korku-gerilimden ziyade komedi filmini akla getiriyor. Theo sette olup bitenlere biraz bozulsa da yaş farkına rağmen iyi anlaştıklarını, birbirlerini sevdiklerini ve aralarında ciddi bir sorun olmadığını görüyoruz. Ama tatil için gittikleri Galler’in kırsal bölgesindeki o ıssız evde her şey değişmeye başlıyor.

Evi ilk gördüğümüzde ses kuşağında beliren müzik, tekinsizliği önceden hissettiriyor zaten. O evde bir şeylerin ters gideceğini ilk geceden, hatta karakterlerden bile önce anlıyoruz. Duvarlardaki hareketli gölgeleri, aynalardaki uyumsuz yansımaları onlardan önce görüyoruz. Hatta Theo’nun aniden ortaya çıkan huysuzluğunu, Susanna’ya olan güvensizliği ve kıskançlığını, evdeki marazi gücün tetiklediğini düşünüyoruz. Evde geçirdikleri ikinci günde yaptıklarından sonra Theo’yla aramızdaki mesafe açılıyor, ona güvenmemeye başlıyoruz. Özellikle geçmişiyle ilgili kafamızda çeşitli sorular beliriyor. Ama Ella’ya sevgisi ve bağlılığı konusunda kafamızda hiç kuşku yok. Kaldı ki, tüm korkularının kökeninde Ella’yı yeterince koruyamama duygusu ve yetersizlik hissi olduğu açık.

‘Ayrılmalıydın’, Theo karakteri üzerinden baktığımızda sağlam bir karakter dramı. Ama bir korku gerilim filmi olarak da bence gayet iyi işliyor. Öncelikle, Theo’nun rüya sahnelerinde bu dünyada hiçbir korku filminin kâbuslarımızla rekabet edemeyeceği gerçeğini bir kez daha anlıyoruz. Zaten kâbusların en kötü yanı gerçek olduğunu düşünmemiz değil midir? Theo da bunu en ağır şekilde yaşıyor. Kâbuslarla başa çıkmak için dinlediği ‘kişisel gelişim’ kitaplarının da hiçbir işe yaramayacağı belli aslında.

‘Ayrılmalıydın’ alıştığımız tarzda bir tekinsiz ev filmi değil. Güzel yanı da bu zaten… Theo’nun rüyalarıyla ev arasında karanlık ve gizemli bir bağ kuruluyor. Öyle ki rüyalarla evi birbirinden ayırmak belirli bir noktadan sonra imkânsızlaşıyor. Henüz ilk geceden evin içinde farklı zaman boyutları olduğunu fark ediyoruz. Theo ile Susanna arasındaki uyumsuzluk ilk olarak ‘zamanın göreceliği’ sorunuyla başlıyor. İkinci gece ise Theo için rüya ile gerçeklik arasındaki tüm sınırlar belirsizleşiyor. Çünkü gördüğü tüm rüyalar evin farklı yerlerinde geçiyor ve sabah kalktığında uykuyla uyanıklık arasındaki geçişleri artık ayrıştıramadığını fark ediyor.

Daha kötüsünü ise Susanna’nın kasabaya gitmesiyle yaşamaya başlıyor. Gerçeklik üzerindeki kontrolünü kaybediyor ve yaşadığı her şey uyumadan gördüğü rüyaları andırıyor. ‘Ayrılmalıydın’ın kendine özgü havasını bulduğu çok etkili sahneler bunlar. Yönetmen David Koepp, bu sahnelerde mekânları yanılsama ile gerçeklik arasında geçişken şekilde betimleyen M.C. Escher tablolarından esinleniyor. Son bölümde, evde lineer bir zaman akışı olmadığını, zamanın sürekli eğilip büküldüğünü görüyoruz.

David Koepp’in senaryoyu yazarken aklının bir köşesinde Stanley Kubrick’in Stephen King’in kitabından uyarladığı ‘The Shining’ filmi olduğu kesin. O filmde Jack Torrance otelin geçmişiyle karanlık bir bağ kurar ve bir noktadan sonra kendi iradesini kaybeder. Theo Conroy, çok daha başka bir serüven yaşıyor ama evin geçmişiyle ya da ev onun geçmişiyle bir bağ kuruyor. Koepp bir noktadan sonra evle Theo’nun bilinçdışındaki ayrımları belirsizleştiriyor ve bunu tamamen resimler üzerinden, sinema diliyle yapıyor.

Escher tabloları ve ‘The Shining’den esinlense de ‘Ayrılmalıydın’, asıl olarak ‘tekinsiz ev filmi’ne getirdiği kreatif yorumla kendi kişiliğini buluyor. Ev deyince aklımıza toprağa sağlam şekilde tutunan ve gökyüzüne uzanan sabit ve güvenilir bir yapı gelir aklımıza. Ama filmde karşımıza çıkan büyük ev, değişkenliği ve güvensizliğiyle bildiğimiz ev imgesinin tam tersine dönüşüyor. Zaman ve mekânın sürekli değiştiği, kontrol edemediğiniz, hep aynı yerde duruyor gibi görünse de kendi içinde sürekli ‘hareket halinde’ bir ‘yanılsamalar ve labirent’ evi…

Yeri gelmişken, çekimlerin Galler’de yapıldığını ve filmde nerdeyse bir karakter gibi kullanılan evin Llanbister bölgesinde bulunduğunu belirtelim. Ünlü İngiliz mimar John Pawson ile yazar ve düşünür Alain de Botton’un iş birliğinin ürünü olan ev, Life House adını taşıyor. Yapımı ’da biten bu tatil evini De Botton, ‘modern seküler çağın manastırı’ olarak niteliyor.

Yönetmen David Koepp, evin dışarıya yansıyan ve tehdit içermeyen sade modernizmini, alacakaranlığın içinde geniş pencerelerden yansıyan ışıklı haliyle huzursuz edici bir imgeye çeviriyor. Ama asıl başarısı evin içindeki minimalizmi ve tuğlalı duvarları, bir tür hapishaneye çevirmesi. ‘Ayrılmalıydın’, evin hikâyedeki kullanımıyla mimari - sinema ilişkilerinde mutlaka akla gelecek bir film…

Kaldı ki, bilinçdışının eve ya da evin bilinçdışına dönüşmesi filmin en parlak fikri… Korku-gerilim gibi aynı hikâye formatlarını aynı klişeler ve anlatım teknikleriyle sürekli yineleyen bir tür için hayli orijinal bir film ‘Ayrılmalıydın’.

Büyük bütçeli Hollywood filmlerinin senaryo yazarı olarak tanınan ve arada yönetmenlik de yapan David Koepp’in Daniel Kehlmann’ın aynı isimli romanından uyarladığı ‘Ayrılmalıydın’, son dönemde seyrettiğim en özgün korku gerilim filmlerinden biri. En hoşuma giden yanı ise hem karakter dramı hem de gerilim filmi olmayı başarması…

Alt metinleri itibarıyla da sağlam bir film. Korkularımızın kaynağında sevdiklerimizi koruma endişesi ve kendimize olan güvensizlik var. En derin ve en büyük korkular ise yüzleşemediklerimiz… Bilinç ise vicdanı olan insan için ömür boyu çıkmayacağı bir hapishaneden farksız…

Kevin Bacon ve Amanda Seyfried’in özenli oyunculuklarıyla öne çıkan ‘Ayrılmalıydın’ı korku filmi meraklıları kaçırmasın. Sinema salonları için çekilen ama pandemi nedeniyle ABD’de çevrimiçi olarak, ‘öde ve izle sistemi’yle gösterime giren yapımı filmi şimdi BeinConnect’te izleyebilirsiniz.

7/10

the conjuring

  • bazı sahneleri geren bazı sahneleri güldüren, korku filmlerine göre ortalamanın üstünde bir film.
    gerçek bir hikayeden alınmışmışmış.

    spoilercık

    sex and the city'de salak burger rolünde oynayan adam bu filmde de saflığından bi şey kaybetmemiş.
    içine şeytan giren kadına "are you okey?" diye sormak nedir arkadaşım? gülmekten ölecektim valla ayhh içime biraz şeytan kaçmış, hazımsızlık yaptı ahaha neyse, ciddi oluyoruz;

    şeytan hanım kızımızın dolabın üstünde belirip evin kızlarından birinin üstüne atladığı sahnede içinden yoğun miktarda ürperti geçmeyen bizden değildir. sağolsun pek sevimli bi yaratıktı. pek sevimli bi yaratık demişken annabella denen çok tatlı oyuncak bebek geldi aklıma, her eve lazım.

    filmin sonundaki mesaj ise spoiler içinde spoilerdı resmen. manevi konularda henüz arayış içinde olanlar bundan sonrasına bakmasın, sürprizli son!!!

    -- spoiler --

    şeytan var. tanrı var.

    -- spoiler --

    teallam.

  • gerçek olmasından ötürü dikkat çeken film. bir de evet, klişelerden biraz uzak kalmayı başarabilmiş bir film. kimi sahnelerin doğru kullanılması da öyle.

  • yarrak gibi film.

    izleyip de beğenenin aklını sikeyim afedersiniz.

    korku filmlerinden tırsmıyorum, tırsamıyorum. ama yine de oturur izlerim. bunu da bi ara indirmişim, pazar günü boş zamanım olunca açıp izleyeyim dedim. demez olaydım.

    paranormalle, metafizikle uğraşan insanların ne kadar mal olduğunu bir daha hatırlattı sağolsun.
    amk duvar arasındaki delikten iki kat aşağıya düşüyosun, ilk yaptığın iş yanındaki müzik kutusunu kurup aynasına falan bakmak. yönetmenini ayrı , senaristini ayrı çitileyeyim bu filmin.

  • bir korku filmi olarak gayet başarılı funduszeue.info ormanın içindeki eski-büyük-perili ev geyiğinine girilmeseymiş iyiymişfunduszeue.info de "ne izlesem" diye düşünüp durduğunuz boş bir vakitte tercih funduszeue.info öyle yaptım ve de pişman değilim sayın hakim..

  • izlediğim en korkunç film. çok korku filmi izlememişimdir ama en azından 20 tane övülenlerinden izlemişimdir, bu diğerlerine fark atıyor bariz şekilde. bunun en büyük iki sebebi var bana kalırsa: birincisi gerçek bir hikayedir demesi ve cidden gerçekçi başlaması, ikincisi de diğer çoğu filmin aksine ruhların agresif yapısı. bir de başından sonuna en üst noktalarda dolaşması, her şeyin filmin sonuna sıkışmaması güzel. bu filmden de korkmayan ve gülen adam zaten filmlerde korkmaz, güler. o yüzden korku filmleri izleyip ısrarla hakkında yorum yapması da abestir. bundan korkmayan adam neyde korkuyor? öneriler varsa alayım.

    not: ruh, cin vesaire, hiç birine de gram inanmam.

  • eşim hamile ve günü yakın, az kaldı bebeğimize kavuşmaya, sahurdan sonra uyku tutmadi film izleyim diyerekten tercihimi bu filmden yana kullandım.
    sonuç : az daha eşimden önce doğuracaktım, üstelik hamile de değilken.

  • son zamanlarda izlediğim en iyi korku filmi olmuştur. korku filmlerinin de boku çıktı artık korkutmuyor kafasındaysanız benim gibi alın bunu izleyin, amaan genemi şeytan çıkartma filmi demeyin. hele bir izleyin gece rahat uyuyamadığınızı göreceksiniz. hatta izlerken arada bir ani olaylardan ötürü hoplayabilirsiniz de. hani ne derler tam izlemelik

    ufakta bir tavsiye: sabah izleyin.

  • sondaki credits'i hakikaten de kendisinden daha korkunç olan, şeytanlı yaratıklı saçma sapan başka bir film. bu filmden korkabilen, kendi gölgesinden bile korkuyordur yazık.

  • tartışmasız, son on yılda yapılmış en iyi korku filmidir. filmin yönetmeni eskilere bir saygı duruşunda bulunurken; aynı zamanda yetmişlerin havasını da müzikleri, kostümleri ve oyuncuları ile gayet de başarılı bir şekilde vermiştir. yani o sevimli, kalabalık ailenin zamanımızdan fırlamışçasına eğreti durduğunu iddia edemeyiz. bu durumda en küçük oyuncunun performansından tutun da, lili taylor' ın oyunculuğuna kadar hemen hemen herkesin iyi bir iş çıkarması etkili olmuş. bir de yönetmenin iki farklı hikayeyi filmin bütünlüğe zarar vermeden, filme yedirebilmiş olması da ayrı bir başarı. sıradan bir şeytan hikayesinden ayrılan filmin dramatik yapısı çocuklar ve anne üzerinden verilince de ortaya kalıcı bir seyirlik çıkmış. her neyse; bana göre filmin en korkunç bölümü şudur efenim, her izleyişimde tekrar tekrar tırsmamı sağlar.

    spoiler
    odada bulunan gardrobun üzerinden aniden belirerek kızların üzerine atlayan cadının olduğu sahne; evlere şenliktir.
    spoiler

    8/10

  • bu filmin bu kadar korkunç bulunmasını ve beğenilmesini anlayamadım. bildiğin exorcist in 45 yıl sonra çekilseydi olacak haliymiş. tek sevdiğim detay six feet under'ın lisa'sıydı.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası