davranış bilimleri giriş / Davranış Bilimlerine Giriş ( SOSU ) Ders Kitabı | AÖF Çıkmış Sorular

Davranış Bilimleri Giriş

davranış bilimleri giriş

Marmara Üniversitesi
Marmara Üniversitesi Eğitim-Öğretim Bilgi Sistemi

Marmara Üniversitesi

Programlar Hakkında Bilgi

Lisans - İletişim Fakültesi - Halkla İlişkiler ve Tanıtım

M&#;fredat AdıDers KoduDers AdıDers T&#;r&#;D&#;nemAKTSTeorikUygulama
Halkla İlişkiler ve Tanıtım - LisansDBDavranış BilimleriZorunlu12,0020

Dersin İ&#;eriği

Dersin Amacı

İnsan davranışlarını anlamak: Algılanan toplumsal ve bireysel davranışların nedenlerini analiz etmek.

&#;ğrenim T&#;r&#;

-

Dersin İ&#;eriği

-

Planlanan &#;ğrenme Aktiviteleri ve Metodları

-

Staj Durumu

-

Dersin Sunulduğu Dil

Türkçe

Ders Kitabı / Malzemesi / &#;nerilen Kaynaklar

Çiğdem Kağıtçıbaşı, İnsan ve İnsanlar, Evrim, Mahmut Oktay, Halkla İlişkilerciler İçin Davranış Bilimlerine Giriş, Muzaffer Şerif, Carolyn W. Şerif, Sosyal Psikolojiye Giriş, Sosyal Yayınlar, Shalley funduszeue.info,v.d, Sosyal Psikoloji, İmge Kitabevi, Yıldız Dilek ERTÜRK, Davranış Bilimleri, Kutup Yıldızı Yayınları,

Dersin Web Sayfası

-

M&#;fredat Sorumlusu

Dersi Veren &#;ğretim G&#;revlisi/G&#;revlileri - Dersi Veren &#;ğretim G&#;revlisi/G&#;revlileri EBRU &#;ZGEN
Ofis/Oda No - Ofis/Oda No
Telefon - Telefon
E - Posta - E - Posta
Web - Web
&#;ğrenci G&#;r&#;şme Saatleri - &#;ğrenci G&#;r&#;şme Saatleri

&#;ğrenme &#;ıktıları

  • &#;ğrenciler davranış bilimleri temel kavramlarını &#;ğrenirler
  • &#;ğrenciler yazılı ve s&#;zl&#; iletişim becerisini geliştirirler.(P&#;5)
  • &#;ğrenciler İletişim mesleğinin k&#;resel ve toplumsal seviyedeki etkilerinin anlaşılmasına yardımcı olma becerisi kazanırlar. (P&#;6)
  • &#;ğrencilere, g&#;ncel olaylar hakkında bilgi ve bu olayların iletişim mesleği &#;zerine etkileri konusunda bilgi kazandırmak.(P&#;7)
  • &#;ğrencilere, yaşam boyu &#;ğrenmenin gerekliliği bilinci ve bunu ger&#;ekleştirebilme becerisi kazandırmak.(P&#;11)

Haftalık Ayrıntılı Ders İ&#;eriği

HaftaTeorik
1Davranış bilimlerine giriş
2Toplum, Grup ve Normlar
3K&#;lt&#;r Kavramı, k&#;lt&#;r t&#;rleri
4K&#;lt&#;r, Sosyalleşme ve Sosyal Etki
5Sosyal hayatta tutumlar
6Tutumların oluşması ve değişmesi
7İletişim ve toplum
8Ders &#;alışma haftası
9Ara sınav
10Davranışın oluşumunda kişilik
11Davranışı anlama ve empatik iletişim
12Engellenme, &#;atışma ve savunma mekanizmaları
13Duyum ve algı
14Kaygı
15Gereksinmeler ve motivasyon
16Stres ve t&#;kenmişlik
17Ders &#;alışma haftası
18Yarıyıl sonu sınavı

Değerlendirme

DeğerlendirmeDeğer
Yarıyıl (Yıl) İ&#;i Etkinlikleri50
Yarıyıl (Yıl) Sonu Etkinlikleri50
Yarıyıl (Yıl) Sonu EtkinlikleriDeğer
Final Sınavı

&#;ğrenci İş Y&#;k&#; Hesabı

EtkinliklerSayısıS&#;resi (saat)Toplam İş Y&#;k&#; (saat)
Ders &#;ncesi/Sonrası Bireysel &#;alışma14114

Program ve &#;ğrenme &#;ıktıları İlişkisi

ÖÇ1
ÖÇ2
ÖÇ3
ÖÇ4
ÖÇ5

Açıköğretim olarak öğrenim gören öğrenciler derslere fiziksel olarak katılamadıkları için evde kendilerinin ders çalışması gerekiyor. Açıköğretim ders kitaplarının fiziksel olarak dağıtımı durdurulup sadece e-kitap şeklinde e-kampüs sayfasında yer almaktadır. Öğrenciler, öğrenci sayfalarına giderek ders kitabını pdf olarak indirebildikleri gibi bu sayfadan da erişim sağlayabilirler.

Açıköğretim ders kitabını fiziki olarak almak isteyenler ise kitap başına bedel ödeyerek ders kitaplarını temin edebilmektedir. ( Kitap bedeli her yıl değişkenlik göstermektedir. )

Ders kitapları fiziksel olarak dağıtılmadığı için ders kitaplarını e-kitap olarak sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz. Sizlerde öğrenci sayfanızdan indirdiğiniz ders kitaplarını bizlere göndererek sayfada paylaşılabilmesini sağlayabilirsiniz.

Aşağıda açıköğretim derslerinden bir tanesi olanDavranış Bilimlerine Giriş ( SOSU ) dersinin e-kitabını görüyorsunuz. Açıköğretim ders kitaplarında zaman zaman değişiklikler yapılabilmektedir. Ekampüs sayfanızdan kitabın son halini kontrol etmenizi öneririz. Güncellenmiş olan ders kitabını bize ilettiğinizde sayfamıza ekleyebiliriz.

Ders Kitabı E-Kitap şeklinde olup dosyanın boyutuna göre yüklenmesi uzun sürebilmektedir.

Davranış Bilimlerine Giriş ( SOSU ) Ders e-Kitabı:

Not: Ders kitapları zaman zaman güncellendiği için buraya tıklayarak ders kitabının güncellik kontrolünü yapmanızı öneririz. Sayfamızda ders kitabı güncel değil ise e-kampüs sayfasından ders e-kitabını alarak BURAYA tıklayıp bizlere gönderebilirsiniz. Sizlerin adına sayfamızda paylaşabiliriz.

1 T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ Yazarlar funduszeue.infoç.Dr. Filiz GÖKTUNA YAYLACI (Ünite 1, 2, 4) Arş.Gör. Mine KARAKUŞ (Ünite 3) funduszeue.infoç.Dr. Bahtiyar Eraslan ÇAPAN (Ünite 5, 7, 8) Arş.Göfunduszeue.info Yıldız KURTYILMAZ (Ünite 6) Editör funduszeue.info Bilhan KARTAL ANADOLU ÜNİVERSİTESİ i

2 Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Öğretim tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Copyright by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without permission in writing from the University. UZAKTAN ÖĞRETİM TASARIM BİRİMİ Genel Koordinatör Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Genel Koordinatör Yardımcısı Doç.Dr. Hasan Çalışkan Öğretim Tasarımcıları funduszeue.infoç.Dr. Seçil Banar Öğr.Göfunduszeue.info Mediha Tezcan Grafik Tasarım Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Öğr.Gör. Nilgün Salur Kitap Koordinasyon Birimi Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Grafiker Gülşah Yılmaz Dizgi Açıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi Davranış Bilimlerine Giriş ISBN Baskı Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde adet basılmıştır. ESKİŞEHİR, Ocak ii

3 İçindekiler Önsöz iv 1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma Aile Ekonomi, Teknoloji ve Çevre Psikolojiye Giriş Duyum ve Algı Güdüler ve Duygular Öğrenme iii

4 Önsöz Açıköğretim Fakültesinin Davranış Bilimlerine Giriş başlıklı kitabında, kişi ya da grup davranışlarının nedenleri, sonuçları ve onları bu davranışa yönelten etkenler ele alınmaktadır. Kitabın amacı, programa katılanlara davranış bilimleri bağlamında sosyoloji ve psikoloji alanlarına ilişkin kavramlar, kuramlar ile temel bilgileri aktarmak; öğrenenlerin söz konusu alanların başat konularını algılamalarını ve irdeleyebilmelerini sağlamaktır. Sosyoloji ile psikoloji, davranış bilimlerini oluşturan farklı bilim dalları arasında yer alan temel disiplinlerdendir. Bu bağlamda kitabın ilk dört ünitesi bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin bir toplum içinde neden ve nasıl düzenli yaşadıklarına yönelik konuların irdelendiği sosyolojiye ayrılmıştır. Kitabın ilk ünitesi olan Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar da sosyal ilişkileri, sosyal değişme ile davranış süreçlerini analiz eden ve bu süreçlerin sonuçlarına ilişkin öngörüde bulunan; sosyal organizasyon ya da gruplar arasındaki farklılıkları ortaya koyan sosyoloji bilim dalının ortaya çıkma sürecine ve sosyoloji kuramlarının gelişim evrelerine ilişkin kavramlar ile kuramsal yaklaşımları değerlendirebileceksiniz. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma başlıklı ikinci ünitede ise bir toplumda yaşayanların yaşam biçimi ve yaşamlarına yön veren ilkeler bütünü olan kültür ve kültürün temel öğelerini oluşturan düşünme biçimleri, düşünceleri yerine getirmenin toplumca kabul edilmiş yolları ile kültür ürünlerini kullanma kalıpları hakkında bilgi edineceksiniz. Bunun yanı sıra çok boyutlu etkenlerin söz konusu olduğu toplumsal değişme olgusunu açıklamaya çalışan yaklaşımlar ile toplumsal tabakalaşma sistemlerini ve toplumsal tabakalaşmaya ilişkin yaklaşımlarını kavrayabileceksiniz. Aile olgusunu irdeleyen üçüncü ünitede, aile-toplum ilişkisini açıklamaya yönelik kuramların dışında temel feminist yaklaşımları değerlendirebilecek, cinsiyete dayalı roller ile günümüzde önemli bir toplumsal sorun olmaya devam eden aile içi kadına ve çocuğa yönelik şiddet konusunu tartışabileceksiniz. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre başlıklı dördüncü ünitede ise temel bir toplumsal kurum olarak toplumların yaşamında önemli bir yer tutan ekonomi olgusu ve farklı ekonomik modeller hakkında bilgi edinecek; çağımızın başat sorunlarının arasında yer alan çevre konusunu teknoloji ve toplum ilişkisi bağlamında irdeleyebilecek ayrıca çevreye ilişkin sosyolojik yaklaşımları değerlendirebileceksiniz. İnsanların kişilik yapısı üzerinde durarak, kişilerin düşünce ve duygularının çevre etkisi altında nasıl ve niçin değiştiğini; davranışlar arasındaki benzerlik ve farklılıkların nedenlerini araştıran psikoloji, davranış bilimlerini oluşturan başat bilim dallarındandır. Yaşamın her döneminde bilgilerine gereksinim duyduğumuz psikoloji, davranışı ve davranışın altında yatan süreçleri bilimsel olarak inceleyen bir çalışma alanıdır; insanın bir canlı olarak çevresine uyum sağlama ve kendi içinde de dengeli bir gelişme gösterme sürecinde yardımcı olmayı hedefler. Davranış Bilimlerine Giriş kitabının son dört ünitesini, psikoloji alanının önemli konuları arasında yer alan duyum, algı, güdüler, duygular ve öğrenme konuları oluşturmaktadır. Bu kapsamda beşinci ünite olan Psikolojiye Giriş te psikolojinin gelişme süreci, alt alanları ve objektif bilgilere ulaşmak için kullanılan bilimsel araştırma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olacaksınız. Altıncı ünite Duyum ve Algı da ise her biri insanın yaşam mücadelesinde farklı görevler üstlenen duyu organlarını değerlendirebilecek, algı ile duyum arasındaki farkı ayrıca bireylerin kendi algılarını nasıl oluşturduklarını kavrayabileceksiniz. Kitabın yedinci ünitesi olan Güdüler ve Duygular da edineceğiniz bilgi doğrultusunda hayatımızın birçok alanında iç içe geçen güdüler ile duyguları ayırt edebileceksiniz. Bunun yanı sıra dış dünya hakkında bilgiler sağlayarak davranışlarımıza yön veren yedi temel duyguya ilişkin bilgi edinecek; güdüyü ve duyguları açıklayan genel yaklaşımları tartışabileceksiniz. İnsanların nasıl öğrendiği, psikolojinin ilgilendiği temel konulardan biridir. Psikolojinin her alanında farklı irdelenen Öğrenme kitabın son ünitesini oluşturmaktadır. Bu ünitede öğrenmeye ilişkin kapsamlı olarak ele alınan temel psikolojik yaklaşımlarını değerlendirebileceksiniz. Ünitelerin sonunda Özet, Sıra Sizde, Kendimizi Sınayalım ve Yaşamın İçinden ve Okuma Parçası bölümleri yer almaktadır. Söz konusu bölümler, ele alınan konuları daha iyi pekiştirmenize yardımcı olacak; güncel gelişmeler ve yaşanan olaylar üzerinden irdeleyici bir bakış açısı kazanmanızı sağlayacaktır. Editör funduszeue.info Bilhan Kartal iv

5

6 1 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Sosyolojik düşüncenin kökenlerini açıklayabilecek, Sosyal bilim olarak sosyolojiyi tanımlayabilecek, Sosyolojik kuramların gelişim dönemlerini açıklayabilecek, Çağdaş sosyolojik yönelimlerin farkında olabilecek bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Sosyolojik İmgelem Çatışma Kuramı Etkileşimcilik İşlevselcilik İçindekiler Giriş Sosyolojik Düşüncenin Kökenleri Sosyolojinin Ortaya Çıkışı Bir Sosyal Bilim Olarak Sosyoloji Sosyolojik Çözümleme Sosyolojinin Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar 2

7 Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar GİRİŞ İnsanlar toplumlar halinde yaşarlar. Bireylerin davranışları ve toplumsal koşullar arasında güçlü bir etkileşim söz konusudur. Bireyin toplumsal bağlam içindeki yerini kavrayabilmesi, davranışlarını ve toplumsal olguları anlayabilmesi için sosyolojik anlayışa gereksinim vardır. Giddens ın ( 38) vurguladığı gibi, yirmibirinci yüzyılın başlarında; günümüzde gelecek hakkında yoğun kaygı duyulmasına rağmen olağanüstü umutlarla dolu bir dünyada yaşamaktayız. Bu dünyanın ve toplumsal yaşamın nasıl ortaya çıktığı, anne-babalarımızın ya da dedelerimizin yaşam koşullarının neden çok farklı olduğu, gelecekte yaşantımız ne yönde değişecek gibi sorular hepimiz için büyük önem taşımaktadır. Sosyoloji bu sorulara yanıt vermek üzere gelişmiş bir sosyal bilimdir. Bu ünitede sosyolojik düşüncenin doğuşundan başlayarak, toplumsal gerçekliği anlamak üzere geliştirilmiş olan temel sosyolojik yaklaşımları ele alacağız. SOSYOLOJİK DÜŞÜNCENİN KÖKENLERİ Sosyolojinin temel konusunu toplum içinde yaşayan insan davranışlarının incelenmesi oluşturur. Sosyologların insanlara ilişkin konularda yaptıkları çalışmalarda ulaştıkları temel sonuç ise bütün insan davranışlarının toplumsal bir bağlamda ortaya çıktığı gerçeğidir. Bireyleri çevreleyen kurumlar ve kültürün oluşturduğu bağlam, onların düşüncelerini ve davranışlarını biçimlendirmektedir. Toplumsal yapı, değişimler ve bireylerin davranışlarındaki etkileşim farklı biçim ve nitelikte olsa da tarih boyunca düşünürlerin ilgisini çekmiştir. Daha Antik Yunan döneminde Platon ve Aristo gibi antik çağ filozoflarından bu yana birçok düşünür yaşadıkları toplumların sorunlarıyla ilgilenmişlerdir. Aristo ve Platon toplumu bütüncül bir yaklaşımla, parçaların bütüne zorunlu bir biçimde bağlı olduğu bir organizma olarak görmüşlerdir. Platon toplumu işbölümü ve eşitsizlik temelinde yapılanmış olarak görürken Aristo bütün toplumsal gruplardan oluştuğunu ileri sürer. İnsan doğası gereği toplumsal ve siyasal nitelikler taşımaktadır (Andersen ve Taylor, 4; Bozkurt, ). Toplum üzerine mevcut araştırmaların ya da düşüncelerin tarihi yüzyıldan çok öncelere dayanmaktadır. Ancak bu çabalar sosyoloji adı altında değil, siyasal felsefe, sosyal felsefe ve ideoloji adı altında yürütülmüştür (Doğan, 17). Sosyolojiyi modern Batı dünyasına ait bir olgu olarak görme konusunda güçlü bir eğilim olmasına karşın, uzun zaman önce dünyanın başka bölgelerinde İbn Haldun gibi düşünürlerin sosyolojik nitelikte düşünce ve kuramlar geliştirdikleri bilinmektedir. İbn Haldun toplumların yapısı ve toplumsal değişme konularında düşünceler üreten ve sosyolojinin önemli tarihsel öncüllerdendir (Ritzer ve Goodman, 6). İbn Haldun un yüzyılda Avrupa da tercüme edilen Mukaddime adlı kitabı bazı otoriteler tarafından sosyolojinin konularına ilişkin önemli bir öncül olarak vurgulansa da Batıda göz ardı edilmiştir (Meriç, ) de eğitimli bir ailenin çocuğu olarak Tunus ta doğan İbn Haldun, Kur an, matematik ve tarih eğitimi almıştır. Tunus, Fas, İspanya ve Cezayir de, elçilik, bakanlık, bilginler konseyi üyeliği gibi çeşitli görevlerde bulunan İbn Haldun sosyolojik düşünce ile tarihsel gözlem arasındaki bağı vurgulamış, çağdaş sosyoloji ile ortak yönler içeren birçok düşünce geliştirmiştir. Toplumun bilimsel olarak incelenmesine, deneysel araştırmaya ve toplumsal olguların nedenlerinin araştırılmasına önem vermiştir. Politika ve ekonomi gibi toplumsal kurumlar ve ilişkileri üzerinde dururken ilkel ve modern toplumların karşılaştırılması gibi konularla da ilgilenmiştir (Ritzer ve Goodman, 6). 3

8 Resim İbn Haldun ( ) Sosyolojinin öncülerinden birisi olarak kabul edilen Arap düşünür. Medeniyetlerin bulunduğu iklim ve coğrafya ile etkileşimi, toplulukların ortaya çıkmasına yol açan asabiyet duygusu gibi konularda önemli düşünceler geliştirmiştir. Kaynak: ( ) Sosyolojik düşüncenin önemli öncüllerinden birisi olarak kabul edilen İbn Haldun un Mukaddime adlı kitabındaki topluma ilişkin önemli saptamaları okuyabilirsiniz. İbn Haldun un sosyolojik açıdan büyük önem taşıyan ve görüşlerini etrafında geliştirdiği temel kavram asabiyettir. Grup duygusunu ifade eden asabiyet, toplumun bireyleri arasında yardımlaşma ve dayanışma sağlayan ya da direnme ve atılım yapmayı mümkün kılan toplumsal bağlılığı ifade etmektedir (Bozkurt, 17). Topluluk halinde yaşamın ve medeniyetlerin ortaya çıkışında etkili olan asabiyet birlik ruhuna dayalı kuvveti ifade eder. Dayanışma ve güçlü olmayı kapsar. Her dönem ve toplumda farklı biçimlerde ortaya çıkan asabiyetin ilk kaynağı akrabalık ve soydur (Doğan, 23). temel katkısı nedir? Sosyolojik düşüncenin öncülerinden İbn-i Haldun un sosyolojiye Modern anlamda sosyolojinin Avrupa daki öncülerinden olan Montesquieu ise iklim, coğrafya, nüfus ve dinin toplumsal yaşama etkileri üzerinde durmuştur (Bozkurt, ). Toplumsal olanı bilimsel olarak tanıma çabası, toplumsal olayların ardındaki derin nedenleri araştırma düşüncesi Montesquieu nun öncü bir sosyolog olarak görülmesini sağlamıştır (Aron, ). Resim Montesquieu ( ) Fransız düşünür. Toplum, hukuk ve yönetim biçimleri üzerinde durmuştur. Kaynak: ( ) 4

9 SOSYOLOJİNİN ORTAYA ÇIKIŞI Toplumu konu edinen ve dünyanın farklı bölgelerinde geliştirilen çeşitli düşüncelerin varlığına karşın modern anlamda bir bilim dalı olarak sosyoloji, yüzyılda Avrupa daki özgün koşulların ürünü olarak ortaya çıkmıştır. On dokuzuncu yüzyılda endüstri devriminin ortaya çıkması ve siyasal, toplumsal çalkantıların yoğunlaşmasına kadar toplumu doğrudan bir inceleme nesnesi olarak görmek yaygınlaşmamıştır. Bilim olarak sosyolojinin kökenleri Aydınlanma ve Devrimler Çağı na dayanmaktadır. yüzyıldaki bilimsel keşiflerin ardından toplumsal yapıda hızlı değişimler yaşanmaya başlamıştır. yüzyılda ABD, İngiltere ve Fransa da yaşanan devrimler toplumsal yapıyı köklü biçimde dönüşüme uğratmıştır. Artık eski Yunan ya da Roma düşünürlerinin görüşleri yaşanan yeni toplumsal dönüşümlere ve toplumların geleceğine ilişkin sorulara yanıt veremez hale gelmiştir. Bilimsel yöntemle yeni yanıtların aranması süreci sosyolojiyi ortaya çıkarmıştır. Söz konusu devrimlerin neden olduğu altüst edici değişmelerle geleneksel yaşam biçimlerinin çözülmesi, düşünürleri doğal ve toplumsal yaşama ilişkin yeni anlayışlar geliştirmeye yöneltmiştir. Aydınlanma çağının bilimsel yönteme verdiği öneme paralel olarak bilimsel yöntemlerle toplumsal olguların da incelenebileceği düşüncesi ağırlık kazanmaya başlamıştır (Marshall, ; Kornblum, 7; Giddens, 44). Sosyoloji, yükselen endüstri devrimi ile sarsılan toplumsal düzenin var olduğu, yönetimlere karşı, Amerikan ve Fransız Devrimi, şiddetli isyanlar gibi toplumsal hareketlerin yaşandığı bir kargaşa döneminde ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda coğrafi keşifler yoluyla ötekilerin farklı yaşamları da keşfedilmiştir. Kilise otoritesinin zayıfladığı bu süreçte, sanayiciler, iş adamları gibi aristokratlara meydan okuyan yeni toplumsal sınıflar ortaya çıkmıştır. Toplumsal yapının dramatik biçimde değiştiği, köklü dönüşümlerin yaşandığı bu kargaşa döneminde meydana gelen değişimleri anlayabilmek ve baş edebilmek için yeni arayışlar söz konusu olmuş, toplumun sistematik analizi ile bilimsel yöntemin kabulü sosyoloji biliminin doğuşuna yol açmıştır. Henri Saint-Simon ( ) ve Auguste Comte ( ) sosyoloji biliminin öncüleri olmuşlardır (Tischler, 12). Sosyoloji kavramı ilk olarak Auguste Comte tarafından yılında kullanılmıştır (Jenkins, 14). Saint-Simon sosyolojiden insanın bilimi ve sosyal fizik diye bahsederken, Comte, Saint-Simon un sosyal fizik olarak adlandırdığı bu alana sosyoloji adını vermiştir (Meriç, ). Sosyoloji Latince üye, arkadaş, dost anlamındaki socius ile Yunanca bilim anlamındaki logy sözcüklerinden türetilmiştir (Marshall, ). Societe (toplum) kelimesi yüzyılda Fransızca ya girmiş, bu sözcük ilerleyen dönemde İngilizceye Fransızcadan alınmış ancak Yüzyılda social (toplumsal) anlamını taşıyan bir olgudan söz edilebilmiştir (Doğan, ). BİR SOSYAL BİLİM OLARAK SOSYOLOJİ Bilim, genel yasaların işleyişini gösteren sistemli bir biçimde düzenlenmiş bilgi bütünüdür. Sosyal bilimler ise toplumu ve insan ilişkilerini inceler. Bunun yanısıra insan davranışını konu edinen çalışmalarda bilimsel yöntemleri uygulayan bütün disiplinleri kapsar. Doğa bilimlerinin ardından yüzyılda gelişen ve her biri özgün alanına sahip olan sosyal bilimler arasında ekonomi, antropoloji, siyasal bilimler, sosyoloji vb. sayılabilir (Tischler, 9; Andersen ve Taylor, 4; Marshall, ). Genel olarak sosyoloji, toplumu inceleyen bilim dalı olarak tanımlansa da bu tanım birçok açıdan yetersiz kalmaktadır. Bütün tanımlama girişimlerinin ortak noktaları göz önüne alınarak sosyoloji; toplumu, grupları, toplumsal ilişkileri ve kurumları sistematik olarak inceleyen bilim dalı olarak tanımlanabilir (Giddens, aktaran Bozkurt, 2). Bir disiplin olarak sosyoloji, disiplin edilmiş bir toplum anlayışı ve onu yeniden üreten ve değiştiren toplumsal süreçleri ifade eder. Sosyoloji, toplum ve toplumun bireyler ile gruplara olan etkileri üzerine bilimsel düşünme yöntemidir, geliştirilmiş olan kuramsal çalışmalarla birlikte, gözlem, anlamlandırma ve mantığa dayalı analizler kullanılır aynı zamanda doğal bilimlerin genel yöntemleri ile araştırmalar yapılır. Gözlem, deney, genelleme ve doğrulama ile inşa edilen bilimsel bilgi bütününün ortaya çıkarıldığı bu süreçte bilimsel yöntem toplumsal olguların anlaşılmasında kullanılır (Tischler, 8; Andersen ve Taylor, ; Bilton vd. ). Sosyoloji konusu ve problem alanından dolayı sosyal bilimler kategorisinde yer alan bir bilim dalıdır. Sosyolojinin ana konusu olan toplumun ve toplumsal olguların çok boyutlu olması ve diğer sosyal 5

10 bilimlerin de ilgi alanına girmesi nedeniyle diğer sosyal bilimlerin sosyoloji ile ilişkilerinin bilinmesi bir sosyal bilim olarak sosyolojinin yerinin daha iyi kavranmasını sağlayacaktır (Doğan, 15; Tischler, ); Ekonomi: Ekonomi aynı zamanda toplumun bir parçasıdır. Ekonomi; fiyatlar, arz ve talep, enflasyon oranı ile işsizlik ile çalışma gibi konulara sosyoloji ise ekonomik davranışa yol açan toplumsal etkenlere odaklanır. Tarih: Tarih bilimi, zaman içinde neyin, ne zaman ve neden olduğunu anlamaya yöneliktir. Sosyoloji de tarihi olayları toplumsal bağlamları içinde inceler ve nedenlerini ortaya çıkarmayı ve daha önemlisi toplumsal açıdan önemini belirlemeyi amaçlar. Tarihçiler, Fransız devrimi ya da kölelik gibi tekil olaylarla ilgilenirken sosyologlar devrimler ve kölelik süreçlerinde yer alan etkenler gibi konulara odaklanırlar. Siyasal Bilimler: Politik kuramlar, yönetimlerin işleyişi ve politik davranışı inceler; sosyoloji ile örtüşen konular üzerinde çalışır. Sosyolojinin farkı, öncelikle politik sistemlerin kurumlara olan etkilerine odaklanmasıdır. İki disiplin de oy verme davranışı, siyasal hareketlere katılım gibi ortak konulara odaklanır. Sosyal Hizmet: Bu alandaki birçok kuram ve araştırma yöntemi sosyolojiden ve psikoloji temellidir ancak sosyal hizmet daha geniş düzeyde uygulamaya ve sorun çözmeye dönüktür. Sosyoloji ve sosyal hizmet sıklıkla karıştırılan iki alandır. Kültürel Antropoloji: Sosyoloji ile en yakın ilişkisi olan sosyal bilim kültürel antropolojidir. Söz konusu alanlarda ortak birçok kuram ve kavram yer alır. Kültürel antropolojide, araştırmacının içine girerek uzun süre gözlemde bulunabildiği küçük ve endüstri öncesi toplumlarla onların kültürlerinin içeriği, sosyolojide ise modern ve endüstriyel toplumların kültürü, bu kültürlerdeki kurum ve gruplar ile işlevleri önem taşır. Psikoloji: Bireysel davranış ve zihinsel süreçler psikolojinin konularındandır. Psikoloji, güdüleri algılama, biliş, yaratıcılık, zihinsel bozukluklar ve kişilik gibi olguları inceler, diğer sosyal bilimlerden daha yoğun biçimde laboratuar deneyleri kullanılır. Psikoloji ve sosyoloji bir alt alanda örtüşür, bu alan, insan davranışlarının çeşitli toplumsal bağlamlardan nasıl etkilendiğini ve biçimlendirildiğini inceleyen sosyal psikolojidir. İlk dönem sosyologlarından Durkheim sosyoloji ile psikoloji alanlarına giren olguların arasında kesin bir farklılık olduğunu düşünürken günümüzde sosyal bilimciler sosyoloji ile psikoloji arasındaki ayrıma farklı yaklaşmaktadırlar. Sosyoloji ve psikoloji arasındaki temel farklılaşma odak noktalarının farklı oluşu yönündedir. Sosyoloji ile psikoloji arasında yer alan sosyal psikoloji ise toplum içindeki bireyi konu edinir (Bozkurt, 19). SOSYOLOJİK ÇÖZÜMLEME Sosyoloji öz olarak toplumsal etkileşimin ve insan topluluklarının bilimsel olarak araştırılmasını ifade eder. Sosyolojide temel amaç toplumsal kurumları anlamak ve toplumdaki tekrarlayan özellikleri incelemektir. Sosyoloji, diğer sosyal bilimlerden farklı bir perspektifle çeşitli toplumsal olguları konu edinerek toplumu kendine özgü çözümlemelerle ele alır. Toplumsal varoluşun her bir detayı sosyolojik düşüncenin besin kaynağıdır ve sosyolojik analizin ilgi alanına girer (Tischler, ). Sosyolojinin ana konusu olarak görülen toplum da günümüzde aileden uluslararası örgütlere uzanan bir perspektif ile geniş bir bağlamda kullanılmaktadır (Bozkurt, 9). Toplumsal yaşam bir bulmaca gibidir ve sosyologlar toplumu anlamak için çalışırlar. Gerçekte herkes bir toplumda yaşamaktadır ve toplumsal yaşamı, başkalarıyla ilişki kurmayı başarmaktadır. Toplumsal etkileşimi nasıl gerçekleştireceğini herkes bilir ve uygular ancak bu durum sosyolojiye olan gereksinimi geçersiz kılmaz. Çünkü sosyoloji sadece akademik bilgi üretmekle sınırlı değildir. Toplumsal değişimi anlamak ve çözümleyebilmek kuşkusuz daha iyi bir toplum kurmayı da mümkün kılacaktır. Sosyolojik perspektif için gerekli temel kavramsallaştırmalar aşağıdaki gibi sıralanabilir (Bilton vd., 5; Andersen ve Taylor, 19); 6

11 Toplumsal yapı: Birlikte toplumu oluşturan toplumsal kurumlar ve toplumsal ilişkiler bütünü. Toplumsal kurumlar: Aile, din, ekonomi, evlilik, yönetim gibi belirli ve kabul edilmiş amaçlara dönük kurulu ve organize toplumsal davranış sistemleri. Toplumsal değişme: Toplumsal yapıda, kurumlarda ve ilişkilerde yaşanan dönüşümler. Toplumsal etkileşim: İki ya da daha fazla insan arasındaki anlam atfedilen davranışlarla ortaya çıkan süreç. Sosyolojinin diğer bir önemli kavramı ise toplumsal davranış ya da toplumsal eylemdir. Toplumsal eylem başkalarının davranışları dikkate alınarak gerçekleştirilen davranışlardır. Weber, sosyolojiyi toplumsal eylemi yorumlayarak anlamaya çalışan bir bilim olarak tanımlamıştır (Bozkurt, 9). Tarihteki toplumsal güçler; savaş, ekonomik bunalım, nüfus artışı, üretim ve tüketim değişiklikleri vb. bireylerin yeni biçimlerde davranmalarına yol açar. Bu etkiye karşılık bireylerin yeni yaşam biçimleri ve davranışları da toplumsal güçlere dönüşür ve tarihi biçimlendirir (Kornblum, 3). Sosyolojinin konusu toplumsal olandır. Weber e göre iki bisikletlinin birbirine çarpması olağan bir olay iken çarpmamak için birbirlerine yol verme girişimleri ya da çarpmanın ardından kavga, uzlaşma gibi davranışları birer toplumsal davranıştır (Bozkurt, 10). Sosyolojinin temel amacı, bireylere toplumsal yaşama nasıl katılacakları aynı zamanda bir adım geri çekilerek ne olup bittiğine ilişkin nasıl çözümleme yapacakları konusunda yardım etmektir. Bu yetenek sosyolojik imgelemdir. Sosyolojik imgelem kavramını ortaya atan funduszeue.info Mills e göre bireyler yaşadıkları olayları kişisel başarı ya da başarısızlıklarıyla açıklamaya eğilimlidirler, bireysel biyografileri ile insanlık tarihi arasındaki bağlantıyı göz ardı ederler. Ancak bireylerin yaşamları ve toplumun tarihi birbirlerine olan etkileri dikkate alınmadan anlaşılamaz (Kornblum, 3). Mills (), toplumsal olayların algılanması ve yorumlanmasına ilişkin farklı düzeyler tanımlamış, sosyolojik imajinasyon kavramını kullanmıştır. Sosyolojik imajinasyon, bireysel deneyimlerle, davranışları biçimlendiren daha geniş toplumdaki güçler arasındaki ilişkiye atıfta bulunur. Sosyolojik imajinasyon, insan davranışlarının tamamındaki unsurlara, aralarındaki görünmeyen bağlantılara ve bireyler arasındaki ilişkilere odaklanır. Araba yarışları ya da futbol maçlarındaki kalabalıkların davranışları, popüler müzik ve giyim tarzlarındaki değişimler, evliliğin değişen özellikleri, değişik yaşam tarzlarının ortaya çıkışı ve zamanla kaybolması, siyasal hareketler, dini gruplar, gelir dağılımı, kaynaklara ve hizmetlere ulaşma vb. incelenen konulardandır (Tischler, 6). Sosyolojik imgelem olgulara gündelik yaşamın sıradanlığından uzak farklı bir bakışla düşünmeyi gerektirir. Örneğin sıradan bir kahve içme olayını ele alacak olursak, sosyolojik açıdan olayın sadece kahve içmek olmadığını söylemek gerekecektir. Kahve toplumsal etkinliklerimizin bir parçası olarak simgesel anlamlar taşır, kahve içmenin törensel yönü kahvenin kendisinden daha önemlidir. Bir Batılı için kahve içmek güne başlamak anlamına gelmektedir. Gün içinde başkalarıyla bir araya gelinerek kahve içilir, kahve içmekten çok bir araya gelmek ve sohbet etmek önem kazanır (Giddens, ). Bizim kültürümüzde sık kullanılan gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül muhabbet ister kahve bahane deyimi ise olayın toplumsal ve simgesel boyutunu ifade etmektedir. Sosyolojik analizin makro, mezzo ve mikro olmak üzere üç düzeyi olduğu söylenebilir. Bu düzeyleri ve bu düzeylerde konu edinilen davranışlar ile araştırma soruları Şekil 1 deki gibi ifade edilebilir (Kornblum, 6); 7

12 Çözümleme Düzeyi Makro Mezzo Mikro Üzerinde Çalışılan Toplumsal Davranışlar Devrimler, Kıtalararası Göç, Yeni Kurumların Ortaya Çıkışı Bürokrasideki ilişkiler, toplumsal hareketler, topluluklardaki katılım, örgütler, cemaatler Küçük gruplardaki etkileşimler, kendilik algısı, roller Araştırma Soruları Bütün olarak toplumlar ve kurumlar nasıl değişir? Bürokrasi kişiliği nasıl etkiler, toplumsal hareketler aynı aşamalardan mı geçer? Gruplardaki roller nasıl ortaya çıkarlar ve üstlenilirler? Grupların yapısı nasıl inşa edilir? Resim funduszeue.info Mills ( ) Kaynak: ( ) funduszeue.info Mills ( ), sosyolojik perspektiften ilk söz eden kişidir. Klasik kitabı Sosyolojik İmajinasyon da sosyolojinin görevinin bireyler ve yaşadıkları toplum arasındaki ilişkiyi anlamak olduğunu ifade etmiştir. Sosyolojik imgelemi, grupların üyesi olan bireyleri olduğu kadar bireyleri etkileyen toplumsal unsurları da görebilme becerisi biçiminde tanımlamıştır (Andersen ve Taylor, ). Sosyolojik bakış açısı toplumsal hayat hakkında eleştirel düşünebilmeyi sağlarken toplumsal ilişkiler hakkındaki farkındalığı da artırır (Bozkurt, 17). Sosyolojik imgelem ise bireyin geniş tarih sahnesini kendi içsel yaşamı açısından anlamasını sağlar. Sosyolojik imgelem, tarih ve biyografi ile ikisi arasında bulunan toplumsal bağlamdaki ilişkileri kavrayabilmeyi sağlar. Bu onun görevi ve vaadidir. Bu görevi tanımlamak ve bu vaat klasik toplumsal analizcilerin ayırt edici özelliğidir; Herbert Spencer ın abartılı, kapsamlı, fazla cümlelere boğulmuş karakteridir, Comte ve Durkheim ın karmaşık ve incelikli, Marx ın entelektüel mükemmelliği ve Max Weber deki derinlik ve berraklıktır. Sosyolojinin bilimsel olarak inceleme alanına giren konuları ya da başka bir ifade ile sosyolojik çözümlemenin alanlarını şöyle sıralayabiliriz; Toplumsal örgütler: Kurumlar, toplumsal gruplar, tabakalaşma, toplumsal hareketlilik, bürokrasi, etnik gruplar ve ilişkileri vb, eğitim, din, politika, ekonomi. Sosyal psikoloji: Grup yaşamının ürünü olarak insan doğasının araştırılması, toplumsal tutumlar, kolektif davranış, kişilik. Toplumsal değişme ve düzensizlikler. Ekoloji. Nüfus ve demografi. Toplumsal teori ve grup teorisi. 8

13 Sosyolojinin alt dalları ise şöyle sıralanabilir; Ahlâk Sosyolojisi, Beden Sosyolojisi, Bilgi Sosyolojisi, Çalışma Sosyolojisi, Çevre Sosyolojisi, Din Sosyolojisi, Eğitim Sosyolojisi, Göç Sosyolojisi, Kent Sosyolojisi, Kurumlar Sosyolojisi, Sağlık Sosyolojisi, Siyaset Sosyolojisi, Tarih Sosyolojisi, Uluslararası İlişkiler Sosyolojisi. Uygulamalı Sosyoloji ise günlük yaşamın sorunlarına sosyolojik araştırma bulgularının kullanılmasını ifade eder, kriminoloji, sosyal çalışma, eğitim, endüstriyel ilişkiler, etnik ilişkiler, aile danışmanlığı bu kapsamda yer alır. nedir? Sosyolojinin diğer sosyal bilimlerle ilişkisinin temelinde yer alan olgu SOSYOLOJİNİN GELİŞİMİ VE KURAMSAL YAKLAŞIMLAR Sosyolojinin tarihsel olarak gelişimini ve sürmekte olan dönüşümünü, modern dünyayı yaratan değişimleri inceleyerek anlayabiliriz. Sosyoloji bir sosyal bilimdir ve odaklandığı temel alan geçtiğimiz iki-üç yüzyılda endüstri devrimine dayalı dönüşümlerin ürünü olan toplumsal kurumlardır. Sosyolojinin gelişiminde rol oynayan büyük dönüşümler arasında Fransız devrimi gibi siyasal devrimler, endüstri devrimi ve kapitalizmin yükselişi, sosyalizmin yükselişi, kentleşme, bilimin gelişimi sayılabilir (Ritzer ve Goodman, ; Giddens, ). Bütün bu dönüşümler sosyolojiyi biçimlendirmiştir. Genel anlamda üç temel sosyolojik perspektif söz konusudur (Marshall, ); Birey ya da grupların üzerinde etkili olan ve bağımsız bir varlığa sahip olan toplumsal ilişki örüntülerinin yani toplumsal yapıyı savunan yaklaşım. Örneğin çekirdek ailede ki anne, baba, çocuk vb. konumlar, bireylerden bağımsız olarak vardır ve kuşaktan kuşağa varlığını sürdürür. Bu yaklaşımın iki önemli versiyonu Marksizm ve Parsoncu yapısal-işlevseciliktir. İkinci perspektifte sosyolojinin asıl nesnesi olarak Durkheim la birlikte kolektif temsiller görülür. Paradigma dilin kendisidir. Modern yapısalcı ve postmodernist çalışmaların büyük kısmı bu perspektiften kaynaklanmaktadır. Üçüncü perspektif, sosyolojik ilginin asıl nesnesinin, Weber in tasarladığı çerçevede anlamlı toplumsal eylem olduğunu savunmuştur. Toplum diye bir şey yoktur fakat birbirleri ile sosyal ilişkiler kuran bireyler ve gruplar vardır. Sosyoloji alanında geliştirilen farklı kuramsal yaklaşımlar toplumun doğasına ilişkin farklı varsayımlar ve bakış açıları sağlamaktadır. Bu yaklaşımlar çeşitli açılardan farklı biçimlerde sınıflandırılabilir. Topluma ve toplumsal konulara bakış açılarına göre sınıflandırma yapıldığında makro ve mikro sosyolojik yaklaşımlardan söz edilebilir. Makrososyoloji alanındaki yaklaşımlar toplumu bir bütün olarak anlamaya çalışırken yüz yüze toplumsal etkileşime odaklanan yaklaşımlar ise mikrososyoloji alanında yer alır. Sosyolojideki farklı kuramsal yaklaşımların kaynaklandığı üç büyük gelenekten söz edilebilir; işlevselcilik, çatışma kuramı ve sembolik etkileşim. Tarihsel bir gelişim çizgisi temelinde düşünüldüğünde ise sosyoloji kuramları, klasik sosyoloji kuramı, modern sosyoloji kuramı, yakın zamandaki bütünleştirici yaklaşımlar, modernden postmoderne sosyoloji kuramı olarak sınıflandırılabilir (Andersen ve Taylor, 18; Ritzer ve Goodman, 3). Bu bölümde sosyolojik yaklaşımları sosyoloji biliminin gelişim sürecine paralel olarak ilk dönemler, klasik kuramlar, modern sosyoloji kuramları ve çağdaş sosyoloji biçiminde sınıflandırılarak ele alacağız. İlk Dönemler İlk dönem sosyologları makro sosyolojik kavramlarla ve yaklaşımlarla düşünme eğiliminde olmuşlardır. Bir bütün olarak toplumu ele almışlar ve bireylerin davranışlarını etkileyen toplumsal nitelikleri incelemişlerdir. İlk dönem sosyologlarının sosyoloji alanına günümüzde de geçerli olan önemli etkileri söz konusudur (Kornblum, 8). İlk dönemin önemli isimlerinden Saint-Simon ( ) endüstri toplumu kavramını ilk ortaya atan düşünürdür. Sosyolojinin kurucusu olarak görülen Saint-Simon, aristokrat bir aileden gelmiş ancak Fransız İhtilalinden sonra bütün varlığını kaybederek farklı sosyal sınıfları deneyimlemek zorunda kalmıştır (Bozkurt, 29). 9

14 Resim Saint-Simon ( ), Cemil Meriç in ilk sosyolog olarak tanımladığı Fransız düşünür. Kaynak: ( ) Saint-Simon ve Comte dönemlerindeki sosyal felsefe alanında deneyselciliğin olmayışını eleştirerek reddetmişlerdir (Tischler, 12). Bilimsel yöntemin yeni bir insan toplumuna ilişkin bir bilimin inşasında kullanılması gerektiği düşüncesi Auguste Comte ile birlikte yaşama geçirilmiştir (Kornblum, 7). Comte, Saint-Simon un öğrencisi ve çalışma arkadaşıdır. Ekonomik sorunlar, akademik çevrelerden dışlanması, evlilikle ve sağlıkla ilgili sorunları Comte u inzivaya yöneltmiştir. Bu dönemde temel eseri olan Pozitif Felsefe Kursları nı yazmıştır. Comte temel olarak bütün toplumların endüstrileşmiş Avrupa örneğinde olduğu gibi belirli gelişme aşamalarından geçerek mükemmelleşmeye doğru ilerlediğini savunmuştur (Tischler, 12). Resim Auguste Comte ( ) Sosyolojinin isim babası sayılan Fransız düşünür. Kaynak: ( ) Comte a göre toplumlar için üç hal yasası söz konusudur. Üç hal yasasına göre insanlık birbirini izleyen üç evreden geçer; teolojik, metafizik ve pozitivist çağ. İlkinde insan düşüncesi olguları kendisiyle kıyaslayabileceği çeşitli varlık ya da güçlere mal ederek açıklar, ikinci evrede doğa gibi soyut nesnelere başvurur, üçüncü çağda ise olguları gözlemleyerek ilişkileri belirleyen nedenlerden çok onları yöneten yasaları bulmaya çalışır (Aron, 62). Comte, sosyolojiyi iki bölümde ele almıştır. Sosyal statik, toplumdaki görece istikrarlı ilişkiler ile sosyal yapıya odaklanırken; sosyal dinamik ise toplumdaki değişmeye odaklanır. Comte un üç hal yasası da toplumdaki değişmeye odaklanmaktadır (Bozkurt, 30). Comte, sosyoloji için pozitif bir bilimsel anlayışı benimsemişti. Toplumun incelenmesinde fiziksel dünyanın incelemesinde kullanılan aynı kesin bilimsel yöntemin kullanılması gerektiğine inanıyordu (Giddens, 45). Günümüzde Comte un pozitivizme dayalı görüşleri sosyologlar tarafından fazla 10

15 kabul görmese de Türkiye deki akademik ve yönetici elit tarafından güçlü bir biçimde benimsenen temel düşünce niteliğindedir (Bozkurt, 32). Comte, sosyologların toplum hakkında bilimsel bilgi geliştirebileceklerine ve toplumun barışçı ve düzenli bir biçimde, iyi yönde evrilmesine rehberlik edebileceklerine inanmıştır. İngiltere de bilinen ilk kadın sosyolog Harriet Martineau ( ), Comte un düşüncelerini paylaşmış ve görüşlerini ülkesine aktarmıştır (Thio, 9). Sosyolojinin gelişimine erken dönemlerde önemli katkılar sağlayan Martineau aynı zamanda Comte un en önemli eserini İngilizceye çevirmiştir. Sosyolojik çalışmalarda sadece gözlemlerin sunulmasının değil, araştırmaların toplumsal reform sağlamaya dönük olmasının gerekli olduğunu savunmuştur de yayınlanan kitabı Amerika da Toplum; Uygulama ve Kuramı adlı eserinde ABD deki adetleri ve yaşam tarzını hastaneler, hapishaneler, fabrikalar ve ailelerin evlerinde gözlemler yaparak çözümlemiştir. Göç, aile konuları, politika, din gibi konuların yanı sıra Avrupa ve ABD deki toplumsal tabakalaşmayı karşılaştırmıştır (Tischler, ). Resim Harriet Martineau ( ) evlilik, eviçi yaşam, ırk ilişkileri gibi konuları sosyolojik açıdan inceleyen ilk düşünürdür. Kaynak: ( ) İlk dönemin diğer bir özgün düşünürü ise ilk sosyoloji ders kitabı olan Sosyolojinin İlkelerini yazan Herbert Spencer dır. Comte tan farklı olarak Spencer sosyolojinin konusunu daha açık tanımlamıştır (Tischler, 14). Spencer a göre toplum yaşayan bir organizmaya benzer, parçalarının hepsi birbirine bağlı olan toplumun unsurları, aynı organlar gibi kendi işlevlerini yerine getirir, bütünün varlığını sürdürmesi için özel katkı yapar. Spencer, Darwin in evrim görüşünü toplumsal bağlama uyarlamayı öneren düşünür ve sosyal Darwnizmin savunucusudur. Bu düşünce ırklar arasında farklılıklar bulunduğu düşüncesini güçlendirirken özellikle beyazlar tarafından ırk ayrımcılığını ve ırkçılığı meşru kılmak için kullanmıştır. Spencer in sosyal Darwinizmle olan bağlantısı birçok otorite tarafından sosyolojiye olan katkısının göz ardı edilmesine yol açmıştır (Tischler, 14). Resim Herbert Spencer ( ). Bütün sosyal bilimlerin sentezini geliştirmeye çalışan İngiliz düşünür ve biyoloğu. Darwin den daha önce evrim düşüncesini savunmuş ve insan topluluklarına uyarlamıştır. Kaynak: ( ) 11

16 Toplumu yaşayan bir organizmaya benzeten Spencer a göre aile, din, devlet ve endüstri yaşayan bir organizma olan toplumun organları gibidir. Toplum doğal olarak sağlıklı ve istikrarlı olmaya doğru yönelir bu nedenle kendi başına bırakılırsa problemlerini kendisi çözecektir. Toplumsal sorunlar doğal seçim yoluyla çözülür; zengin, başarılı, güçlü insanlar doğa tarafından seçilmişlerdir, zayıf, başarısız, fakir insanlar da doğa nedeniyle bu haldedirler. Devletlerin yapması gereken ise sorunlara müdahale etmek değil doğal haline bırakmaktır (Thio, 10). Resim Sosyolojinin ABD e gelişimi bağlamında W.E.B. DuBois ( ) önemli bir yere sahiptir. Harvard da doktora unvanı alan ilk Afrikalı-Amerikalı olan Du Bois özellikle Afrikalı-Amerikalıların tarihi ve sosyolojisi üzerine çalışmalar yapmıştır (Tischler, ). Kaynak: ( ) Klasik Dönem Sosyoloji, alanı yüzyıl boyunca tutarlı bir disiplin olması için biçimlendiren üç önemli otoritenin, Karl Marx, Emile Durkheim ve Max Weber in etkisi altında hızlı bir gelişme göstermiştir (Tischler, 14). Bu düşünürler klasik düşünürler olarak adlandırılırlar çünkü yaklaşık yüz elli yıl önce sundukları analizler sadece sosyolojide değil başka alanlarda da toplumun anlaşılmasına katkı sağlamaya devam etmektedir (Andersen ve Taylor, 14). EMILE DURKHEIM: İlk sosyoloji profesörü olan Emile Durkheim gerçek ve bütüncül anlamdaki ilk sosyolojik çalışmayı üretmiştir. Durkheim, bireylerin yaşadıkları sosyal çevrenin ürünü olduklarını ve toplumun, bireyleri mümkün olan her yolla biçimlendirdiğini öne sürmüştür. Durkheim e göre sosyal olaylar bağlamında birey psikolojisini aşan, bireyin dışında olan ve ona baskı yapan olaylar söz konusudur. Toplumsal çevrede var olan farklılıklar toplumsal davranışta da farklılıkların oluşmasına yol açmaktadır. İntihar, işbölümü, dinsel yaşam gibi konularda çalışmalar yapan Durkheim toplumu bir arada tutan güçlere ve bu bağlamda toplumsal yapıların işlevlerine odaklanmıştır. Bu yaklaşım işlevselci yaklaşım olarak adlandırılmakta ve modern toplum araştırmalarında egemen yaklaşım olarak etkisini sürdürmektedir (Meriç, ; Tischler, ). Durkheim ın insan davranışlarını etkileyen toplumsal yapıya ilişkin görüşleri özellikle intihar konusundaki sosyolojik analizi ile dikkat çekmiştir. Durkheim daha önce dikkat çekilmeyen boyutları vurgulamış ve intiharın toplumsal nedenlerine odaklanmıştır. Durkheim a göre üç tür intihar vardır. Bencil intiharlar, bireyin üyesi olduğu tolumsal yapı tarafından korunmamasından kaynaklanır. Özgeci intihar, toplumdan kopma sonucu değil toplumla aşırı özdeşleşme sonucu ortaya çıkar. Anomik intihar ise toplumsal dönüşümler sonucunda bireylerin yaşam biçimleri ve değerlerinin altüst olması ile ortaya çıkar. Durkheim ın intihara ilişkin analizi, yaşanan olayların toplumsal boyutlarına atıfta bulunması nedeniyle sosyolojik düşüncede önemli bir aşama niteliğindedir. Durkheim sosyolojide kullanılan birçok önemli kavram geliştirmiştir. Büyük dönüşümlerin ve alt üst oluşların yaşandığı bir dönemde yazan Durkheim, bireylerin ve grupların arzularının toplumsal dokuyu parçalamasını engelleyen olguyu açıklamak ve toplumların hangi biçimlerde bütünleştiğini incelemek amacıyla toplumsal dayanışma kavramını kullanmıştır. Dayanışma mekanik ve organik olmak üzere iki biçimde var olur. Mekanik dayanışma bireylerin birbirine benzer hayatlar yaşadıkları ve özdeşlik kurdukları geleneksel ya da modern öncesi dönemlerdeki toplumlarda görülmektedir. Kabile, klan ya da 12

17 küçük köylü topluluklarının bir arada kalma nedenleri, hemen hemen herkesin aynı şekilde yaşaması ve çalışmasından kaynaklanmaktadır. Modern toplumlarda ise organik dayanışma ortaya çıkmıştır. Birbirinden çok farklı olan ve farklı işlevleri yerine getiren bireylerin karşılıklı bağımlılıkları ve farklılığa dayalı özdeşleşme söz konusudur. Örneğin bankerler, öğretmenler, mühendisler, tesisatçılar gibi farklı işlerde çalışan birçok insan farklı inanç, değerler ve geleneklere sahip olsa da organik dayanışma içinde olur ((Bilton vd., ; Thio, ). Durkheim ın geliştirdiği bir diğer önemli kavram ise anomidir. Normsuzluk durumunu tanımlayan anominin, kolektif kimliğin ve ortak çıkarlar ile değerlere ilişkin algının gerilediği, gelişmiş ve işbölümüne dayalı toplumlarda bireyciliğin artmasıyla birlikte ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir (Bilton vd., 6). Resim Emile Durkheim,( ), Fransız sosyolog. Kaynak: ( ). Modern sosyolojinin babası olarak görülmektedir, ilk sosyoloji profesörüdür. Sistemli bilimsel yöntemleri sosyolojiye ilk olarak uygulayan Durkheim olmuştur. İntihar konusundaki görüşlerini planlı bir araştırma yöntemi ile sistemli gözlemin yanı sıra bütün Avrupa dan derlediği istatistikî verilere dayandırarak formüle etmiştir. Sosyologların toplumsal olgulara şeyler olarak bakması gerektiğini, subjektif deneyimlerin sosyolojinin ilgi alanında yeri olmadığını savunmuştur (Thio, 11). KARL MARX: Sosyolojiye büyük etkisi olan ikinci klasik sosyolog Karl Marx tır. Toplumsal değişmeye ilişkin kuramında ekonomiye öncelik vermiştir. Marx a göre üretim araçları ve üretim ilişkilerinin oluşturduğu alt yapı; kültür, dil, din devlet, örf gibi unsurlardan oluşan üst yapıyı belirlemektedir. Başka bir deyişle bireylerin bilinçlerini maddi yaşamları belirlemektedir (Bozkurt, 37) Üretim biçimi kavramını geliştiren Marx, görüşlerinin merkezine sınıf analizini koymuştur. Güç toplumdaki sınıflar arasında eşitsiz biçimde dağılmaktadır ve ekonomik güç diğer güçlerin de temelidir. Marx ın geliştirdiği diğer bir önemli kavram ise yabancılaşmadır. İşçilerin, emeklerinin ürünlerinden, birbirlerinden ve diğer sınıflardan uzaklaştırılmasını ifade eder. Sosyologlar yabancılaşmayı ekonomik bağlamın ötesinde daha geniş bir kapsamda kullanmışlardır (Bilton vd., 10). Marx toplumsal değişme kuramını, bütün toplumların onları ileriye doğru sevk eden temel çıkar çatışmasına sahip olduğu düşüncesine dayandırmıştır. Ona göre sınıf çatışmaları var olan toplumsal ilişkilerin devrimsel dönüşümü ile çözülebilecektir. Endüstri Devrimini sınıf çatışmaları biçimlendirmiştir; kapitalist toplumlar, sınıflar arasındaki derin bölünmeler nedeniyle daha çok ve büyüyen çatışmalar üretir (Giddens ve Sutton, 17; Tischler, 14). Marx a göre bütün insanlık tarihi sınıf çatışmalarının tarihinden ibarettir. Çatışma temel olarak, üretim araçlarına sahip olan ve kontrol eden burjuva-kapitalistler ile işçi kitlelerinden oluşan proletarya arasındadır, ezilen ile ezen arasında. Kapitalistler, zenginliğin, gücün ve düşüncelerin toplumda dağılımını belirler ve kontrol ederler. Zengin, kapitalist, gücünü sadece ekonomiyi kontrol etmekten değil aynı zamanda siyasi, eğitim ve dini kurumların kontrolünden de alır. Böylece üretilen ortak inanışlar işçilerin bulundukları konumları kabullenmelerine yol açar. Marx zamanla kapitalist toplumda iki geniş sınıfa ayrılacağını öngörmüştür; kapitalistler ve artan düzeyde fakirleşen işçiler. Günümüzde birçok kapitalist toplumda bu öngörünün aksine işçi sınıfının kapitalist sistemden yararlanmasını sağlayan mekanizmalar geliştirilmiştir (Tischler, 15). 13

18 Resim Karl Marx , Alman sosyolog, düşünür. Bütün insanlık tarihinin sınıf çatışmaları tarihinden ibaret olduğunu savunmuştur. Ona göre yapılması gereken, filozoflar gibi dünyayı anlamaya çalışmak değil dünyayı değiştirmeye çalışmaktır. Kaynak: ( ) Farklı bir evrim anlayışına sahip olan Marx a göre, toplumsal evrimci Spencer ın ileri sürdüğü istikrarlı ve karşılıklı bağımlı parçaların bütünü niteliğindeki toplum bir mittir. Esas olan çatışma ve rekabettir. Güçlü ile zayıf arasındaki farklılık doğal seçim değil ekonomik sistem tarafından üretilmektedir. İnsanlar toplumu evrilmeye terk etmemeli, onu değiştirmeye çalışmadır. Marx ve Spencer, Comte gibi toplum konusunda bilimin değerini kabul etmiş ancak bilimsel yöntemlerle çalışmamışlardır (Thio, ). MAX WEBER: Üçüncü klasik sosyolog Max Weber in sosyoloji alanındaki etkisi farklı biçimlerde günümüzde de devam etmektedir. Weber in en önemli katkısı, modern öncesinden modern toplumlara geçiş sürecine ilişkin açıklamalarıdır. O na göre, bu süreçte rasyonel düşünce ve örgütlenme biçimleri daha çok belirginleşmiştir. Weber toplumsal eylemin öznel boyutunu, toplumsal aktörlerin motivasyonlarının önemini vurgulamıştır (Bilton vd., 12). Weber e göre Rasyonalite, amaçları başarmak için en etkili biçimde kullanılacak araçları hesaplama meşguliyetidir ve modernizmin vebası olan azgın rasyonelleşmenin çaresi yoktur. Rasyonalizasyonun sadece Batı da ortaya çıkmasının nedeni ise diğer kültürlerdeki dini öğretiler ve entelektüel yönelimlerdir (Bilton vd., ). Weber e göre toplumsal davranış türleri de rasyonelite ile yakından ilişkilidir. Toplumsal davranış türleri dört sınıfta ifade edilebilir (Bozkurt, ); Amaçla ilişkili rasyonel davranış: Bireyin belirlediği amaca ulaşmak için dış dünyadaki nesnelerin ve insanların davranışlarını, beklentilerini araç olarak kullanması, koşulları değerlendirmesi. Değerle ilişkili rasyonel davranış: Bireyin, ahlaki, estetik ya da dini açıdan değer taşıdığını düşündüğü için bir davranışta bulunması. Duygusal davranış: Anlık duygusal tutumlar ve heyecanlar ile sergilenen davranışlar. Geleneksel davranış: Bireyin davranışlarını yerleşik alışkanlıklara göre düzenlemesi. Weber in sosyolojiye yaptığı önemli katkılardan biri de egemenlik türleri sınıflandırmasıdır. Weber e göre, akılcı, geleneksel ve karizmatik olmak üzere üç egemenlik türü söz konusudur (Aron, ); Vergi memuruna itaat konusunda olduğu gibi, akılcı egemenlik uygular (Bu itaat bireylere değil meşru emirlere, yorumcularına ve uygulayıcılarınadır. Geleneksel egemenlik ise modern toplumlarda çok az görülmektedir. Geleneksel egemenlik sahibi olan bir kralın meşruluğu uzun bir geçmişe dayanır. Günümüzdeki krallıklar daha çok semboliktir. Karizmatik liderlikte ise, Lenin, Hitler ya da De Gaulle örneklerinde olduğu gibi, önder olağanüstüdür, onlara gösterilen bağlılık da öyledir. 14

19 Resim Karl Emil Maximilian "Max" Weber ( ), Kaynak: ( ) Alman sosyolog. Modern sosyolojinin kurucularından. Metodolojik antipozitivizm, sosyolojiyi deneysel olmayan bir alan olarak görmüştür. Weber, sosyologların insanların ne yaptığının, gözlemlenebilenin ötesine gitmesi gerektiğini savunmuş, ayrıca insanların davranışları hakkında ne düşündüklerinin, ne hissettiklerinin de keşfedilmesi gerektiğini öne sürmüştür. O na göre, sosyolog kendisini zihinsel olarak araştırdığı, gözlemlediği insanların yerine koymalı, yorumlayıcı bir anlayış geliştirmelidir (Thio, ). Weber in çalışmalarında Marx ın görüşlerinin eleştirisi yoğunlukla yer almıştır. Marx, entelektüellerin insanlara ne yapmaları gerektiğini de söylemeleri gerektiğini düşünürken Weber, yapılması gerekenin gerçeğin araştırılması ve açıklanması olduğuna inanmıştır. Marx, üretim araçlarının kontrolünün zenginlik, güç ve düşüncelerin kontrolünü getirdiğini varsayarken Weber ekonomik kontrolün her zaman saygınlık ve güç gerektirmediğini öne sürmüştür. Buna göre, çevreyi kirleten kimyasal ürünleri üreten bir fabrikanın sahibi toplumda çok az saygınlık görecektir. Marx üretimin kontrolünün kaçınılmaz olarak ideolojilerin kontrolünü getireceğini savunurken Weber ideolojilerin de ekonomik sistemleri etkileyebileceğini savunmuştur. Marx, dini halkların afyonu olarak adlandırırken ideoloji yaratma ve bunun kitlelerin sömürüsü için kullanılabilme potansiyeline de göndermede bulunan Weber aynı zamanda dinin bir inanç sistemi olarak yeni ekonomik koşullar ve kurumlar ortaya çıkarabileceğini göstermiş, Protestan ahlakı olarak adlandırdığı olgunun rasyonel, disiplinli ve çok çalışma yoluyla ekonomik başarıya yol açması sürecini vurgulamıştır. Marx kapitalizmi yabancılaşma, sömürü ve kontrolün kaynağı; sosyalizm ile komünizmi ise sömürüyü sonlandıracak bir yapı olarak görürken Weber bürokrasinin sosyalist ya da kapitalist toplumların hepsini karakterize edebileceğini savunmuştur (Tischler, 18). Bu üç klasik sosyoloji kuramcısında görüldüğü üzere Avrupa da sosyolojinin ilk gelişim sürecinde geniş ölçekli, kapsamlı kuramlar geliştirilirken ABD de daha pragmatik bir yol izlenmiş, sınırlı ve belirli sorunlara odaklanarak çözümler geliştirmeye çalışılmıştır. ABD de sosyolojinin kurucularından olan Jane Addams ( ), Chicago da toplumsal problemlere çözümler üretmek üzere kurduğu bir merkezde bilimsel yöntemlerle araştırmalar yapmış ve üretilen çözümlerle kamuoyu oluşturmaya çalışmıştır. Çabaları hükümetler üzerinde de etkili olan ve birçok sorunun çözümünde önemli rol oynayan Addams de Nobel ödülü almıştır Nobel ödülü alan tek sosyolog unvanını taşımaktadır (Thio, 12). 15

20 Resim Jane Addams, Nobel ödülü kazanan tek sosyolog, ABD de sosyolojinin kurucularından birisi olarak kabul edilmektedir. Kaynak: ( ) Resim Prens Sabahattin ( ), ( ) Türkiye de sosyolojik düşüncenin geçmişi Tanzimat Dönemi ne kadar gitmektedir. Ali Suavi, Münif Paşa, Şinasi, Ahmet Cevdet Paşa ve Prens Sabahattin gibi Osmanlı aydınları yaşanılan sorunların kaynağını toplumsal kurumlardaki bozulmalarla ilişkili olarak değerlendirmiştir. Batıdaki örnekleri takip eden bu aydınlar, Durkheim dan önemli ölçüde etkilenmiş, Ahmet Cevdet Paşa İbn Haldun un görüşlerini temel almıştır. Türkiye de sosyoloji denilince ilk akla gelen isim Ziya Gökalp tir. Durkheim cı geleneğin etkisinde olan Ziya Gökalp Türkçülük akımının da düşünsel temellerini geliştirmiştir (Doğan, ). adresinde Türk sosyologları ile ilgili daha geniş bilgi bulabilirsiniz. Modern Sosyoloji İlk dönem sosyologlarının sosyolojinin kurucuları olarak atmış oldukları kuramsal temeller üzerinde modern sosyoloji kuramları geliştirilmiştir. İşlevselcilik-Yapısalcılık, Çatışma Kuramı ve Etkileşimcilik modern sosyoloji kuramları olarak günümüze kadar etkisini sürdürmüştür. Sosyolojideki kuramsal yaklaşımlar İşlevselcilik, Çatışma Kuramı ve Sembolik Etkileşim kuramından ibaret değildir ancak toplum önemli bir zaman diliminde söz konusu kuramlar esas alınarak açıklanmaya çalışılmıştır (Andersen ve Taylor, 21). Comte, Spencer ve Durkheim ın görüşlerine dayanan Yapısal-İşlevselci Kuram, toplumsal yapıya odaklanır ve toplumu bir bütün olarak ele alır. Buna karşın Marx ın görüşlerine dayanan Çatışma Kuramı, toplumsal davranışın birbiriyle yarışan gruplar arasındaki gerilim ve çatışmalar 16

21 bağlamında anlaşılabileceğini savunur. funduszeue.info, funduszeue.info ve G. H. Mead tarafından geliştirilen Sembolik Etkileşimcilik ise bireyler arasındaki etkileşime odaklanır (Bozkurt, ). İşlevselcilik: İşlevselcilik Yaklaşımının kökenleri Durkheim ın çalışmalarına dayanmaktadır. Yapısal işlevselcilik olarak da adlandırılan bu yaklaşım Durkheim ın yanı sıra Spencer, Parsons ve Merton gibi otoritelerin görüşleri çerçevesinde geliştirilmiştir. Bu yaklaşıma göre, toplum tıpkı biyolojik bir organizma gibi normal koşullarda denge konumunda ve istikrar içinde bulunur. Toplumun çoğu üyesi değerler sistemini paylaşır. Toplum, bütünün işleyişine katkı sağlayan farklı parçalardan oluşur. İşlevselcilik, toplumun her bir parçasını, bütünün istikrar içinde olmasına yaptığı katkı ile yorumlar. Durkheim toplumu, onu bir araya getiren unsurların toplamından daha fazlası biçiminde kavramsallaştırır. Toplumu oluşturan her bir parça toplum için işlevseldir ve birbirine bağımlıdır. Her bir parça farklı gereksinimleri karşılamak üzere organize olur ve toplumun biçimlendirilmesinde belirli etkileri söz konusudur (Andersen ve Taylor, ; Tischler, 21). Yaklaşıma göre aile, okul, devlet, ekonomi, birbirine bağımlıdır. Aile çocukların eğitimi için okula, okul eğitimin finansmanı için aile ve devlete, devlet ise aile ve okula, uyumlu yurttaşlar yetiştirmesi için bağımlıdır (Thio, 14). İşlevselcilik toplumsal istikrar ve paylaşılan değerlere odaklanarak toplumdaki uzlaşma ile düzeni vurgular. Bu bakış açısına göre sapma davranışı gibi sistemdeki düzensizlikler toplumsal değişmeye yol açar. Çünkü toplumsal unsurlar istikrarı sağlamak için dengelenmek, ayarlanmak zorundadır. Toplumu bir arada tutan şeyin toplumsal uzlaşma olduğu savunulur. Uzlaşma, toplumun üyelerinin çoğunun herkes için neyin iyi olduğu konusunda görüş birliğinde olmasını ifade eder (Andersen ve Taylor, 19). İşlevselcilik uzun yıllar boyunca sosyolojide egemen kuramsal perspektif olmuştur. Önde gelen temsilcilerinden biri de Talcott Parsons tır ( ). Parsons a göre toplumsal sistemin bütün parçaları birbiri ile ilişkilidir ve toplumun farklı unsurlarının farklı işlevleri vardır. ABD de yapısal işlevselciliğin gelişmesine öncülük eden Parsons, toplumu ilişkili parçalardan oluşan, iyi düzenlenmiş istikrarlı bir sistem olarak tanımlamıştır. İşlevselci kurama önemli katkı yapan diğer bir otorite ise Merton dur. İşlevselcilik Robert Merton ( ) tarafından daha da geliştirilmiştir. Ona göre toplumsal uygulamalar ile olayların çeşitli sonuçları vardır ancak bunlar hemen görünür olmaz. Merton un sosyolojiye yaptığı en önemli katkı toplumsal işlevlerin iki farklı biçimini tanımlaması olmuştur; açık işlevler toplumsal süreçlerin tanımlanmış, amaçlanmış, gizli işlevler amaçlanmamış, kolaylıkla tanımlanmamış sonuçları ifade etmektedir. Üniversiteye gitmenin açık işlevi eğitim almaktır ancak aynı zamanda müstakbel eşle tanışmak gibi gizli işlevleri de vardır; (Tischler, ;Andersen ve Taylor, 19; Thio, 15). Resim Talcott Parsons ( ), Toplumsal Sistem adlı klasik eserin yazarı, toplumsal düzen, bütünleşme ve denge sorunları üzerine çalışmış Amerikalı sosyolog. Kaynak: ( ) 17

22 Reism Robert K. Merton ( ), amaçlanmamış sonuçlar, referans grup, rol gerilimi gibi kavramları üreten, işlevselci yaklaşımı geliştiren Amerikalı sosyolog. Kaynak: ( ) İşlevselci yaklaşım, sadece toplumun olumlu işlevlerine odaklanarak olumsuzları göz ardı ettiği ve muhafazakâr tutumu nedeniyle statükoyu koruduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir (Thio, 15). Çatışmacı Kuram: Çatışmacı Kuram, Marx ın görüşlerine ve yüzyıldaki diğer toplumsal eleştirel yaklaşımlara dayanır. Kuram Marx ın yanı sıra Simmel in görüşlerinden de etkilenmiştir Mills, Coser ve Dahrendorf kuramın gelişmesinde etkili olan diğer önemli düşünürlerdir. Yaklaşıma göre toplum, toplumsal eşitsizlik ve toplumsal çatışma nedeniyle sürekli değişim geçirir. Toplumsal değişmeye toplumsal çatışma neden olur. Toplumsal düzen, egemen güçlerin alt grupların kontrolü ile ortaya çıkar. Yaklaşım toplumsal çatışmalara aşırı ilgi gösterirken toplumda istikrarı sağlayan süreçleri göz ardı ettiği, ideolojik temelli olduğu ve nesnel istatistiki veriler ile araştırma yöntemlerini yeterince kullanmadığı için eleştirilmiştir (Tischler, 22). Çatışma kuramları da işlevselciler gibi toplumsal yapıları vurgular ancak toplumsal bütünleşmeyi değil bölünmeleri öne çıkarır. Toplum hepsi kendi çıkarını gözeten ayrı gruplardan oluşmuş olarak görülür ve bu gruplar arasındaki gerilim ve çatışmalara odaklanılır (Giddens, ). Bu bağlamda kuramın fahişelik olgusuna yaklaşımı örnek olarak verilebilir. Fahişelik erkekler ve kadınlar arasındaki çatışmanın ürünüdür. Egemen ve güçlü olan erkekler zayıf olan kadınların sömürüsünden yarar sağlarlar. Bütün cinsiyetlere eşit davranılırsa kadınlardan bu şekilde yararlanılması mümkün olmayacaktır. Fahişelik erkek egemenliğini güçlendirir (Thio, 17). Etkileşimcilik: Bireylerin toplumsal dünyayı nasıl anlamlandırdıkları ve yorumladıkları üzerine odaklanan bu yaklaşıma göre eğitim sistemi, aile, siyasi sistem ve bütün toplumsal kurumlar insanların birbiri ile etkileşimleri sonucunda oluşturulur, yaşatılır ve değiştirilir. Yaklaşım Mead, Garfinkel, Goffman vd. tarafından geliştirilmiştir (Tischler, 23). Simgesel etkileşimcilik dil ve anlama yönelik ilgiden kaynaklanmıştır. Yaklaşımdaki temel kavram simgedir. Simge başka bir şeyi dile getiren bir şeydir. Örnek olarak sözcükler verilebilir. Kaşık sözcüğü çorba içerken kullandığımız bir mutfak aletini tanımlamak için kullandığımız bir sözcüktür. Birine el sallamak da simgesel bir anlam taşır, insanların birbirleriyle olan etkileşimleri paylaşılan simge ve anlayışlara dayanmaktadır (Giddens, 58). Sembolik etkileşimcilik yaklaşımına göre, insanlar birbirlerinin davranışlarına anlamlar yüklerler. Birisinin davranışına gösterilen karşılık o kişinin eylemi ile değil bizlerin kendi subjektif yorumlarımız tarafından belirlenir (Thio, 18). 18

23 Resim George Herbert Mead ( ) Sosyal Psikolojinin kurucusu olarak kabul edilen Amerikalı sosyolog. Topluma bütün olarak yaklaşan Avrupa kaynaklı kuramların aksine Mead bireye ve insan zihnine odaklanan mikro bir yaklaşım geliştirmiştir. Kaynak: george_herbert_mead, ( ) George Herbert Mead ( ) tarafından geliştirilen sembolik etkileşimcilik insanların kendilerinin ve başkalarının davranışlarına yükledikleri anlamlara odaklanmaktadır. İnsanlar otomatik olarak davranışta bulunmaz ya da tepki göstermezler, etraflarında olup biteni gözetirler, prova yaparlar, başkalarını hesaba katarlar, davranışlarını başkalarının beklentileri ve tepkileri güçlü bir biçimde etkiler. Toplumsal davranışlar da yüksek düzeyde sembolik anlamlara sahiptir örneğin bir ülkenin bayrağı göndere çekildiğinde insanlar ayağa kalkarlar çünkü bayrağı ülkelerinin temsilcisi olarak görürler (Tischler, 23). Erving Goffman, sembolik etkileşimciliğin en önde gelen isimlerindendir. Goffman a göre canlılar arasında sadece insanların yorumlama ve çevresindeki dünyaya anlam atfetme yeteneği vardır. İnsan olmak topluluk halinde yaşamaktan dolayı kişilerin birbirlerinin eylemlerine anlam atfetmeyi içerir. Giyim, tutum, yüz ifadesi vb. yanı sıra en önemli simgesel anlam kaynağı dildir. Sosyal karşılaşmalarda açığa vurulan herşey başkaları tarafından kimlikle ilgili fikir edinmek için kullanılabilir. Bu nedenle insanlar kısa sürede başkalarının kendisi hakkındaki yorumlarını anlamlandırmayı, ona göre davranmayı ve yaşam sahnesinde aktör olmayı öğrenirler (Bilton vd., ). Etkileşimcilik yaklaşımında toplumsal düzen ve toplumsal değişmenin, bireyler ve gruplar arasında tekrar eden geniş çeşitlilikteki etkileşimlerden kaynaklandığı kabul edilir. Bu yaklaşım, toplumsal yaşamın çözümlenmesinin bireylerarası ilişkiler düzeyinde yapılmasına yol açar (Kornblum, 13). Modern Sosyoloji Kuramlarının Değerlendirilmesi Kuramlara genel olarak bakıldığında temel bir farklılık olarak odak noktaları göze çarpmaktadır. Özellikle pozitivist gelenekteki sosyologlar daha çok toplumun birey üzerindeki etkisine yoğunlaşmışlardır. Ancak sembolik etkileşimciler gibi toplumdan daha çok bireye ve küçük gruplara odaklanan yaklaşımlar da söz konusudur. Pozitivizmden yoğun biçimde etkilenen İşlevselci ve Çatışmacı yaklaşım makro bir kuram olarak topluma yönelirken, etkileşimcilik daha çok birey ve topluluklara odaklanır. Günümüzde makro kuramlara yönelik eleştiriler sembolik etkileşimciliği giderek daha çok ilgi odağı haline getirmektedir (Bozkurt, 12,45). İşlevselcilik ve Çatışma Kuramlarının ikisi de tanımlayıcı ve öngörüye dayalıdır; zayıf ve güçlü yönleri vardır, toplumsal yaşamın farklı yönlerine odaklanır. Etkileşimcilik kuramı da daha farklı boyutlara odaklanır. Üç temel kuram da özgün görüşler içermesine karşın, mükemmel değildir ancak toplumsal gerçekliğin farklı boyutlarda açıklanmasına katkı sağlar. İşlevselcilik toplumsal düzen ve dayanışmaya özel önem verirken çatışma kuramı toplumdaki eşitsizliklere ve güç mücadelelerine ağırlık vermektedir (Tischler, 22; Andersen ve Taylor, 21). İşlevselcilik birey ve toplum arasındaki ilişkide belirli rollerin varlığını, Çatışmacı Kuram bireyin topluma bağımlı oluşunu, etkileşimcilik ise birey ve toplum arasında karşılıklı bağımlılık olduğunu savunur. İşlevselciler toplumsal eşitsizliklere ilişkin eşitsizliğin kaçınılmaz oluşuna, Çatışma Kuramını geliştirenler eşitsizliğe yol açan sınıf mücadelelerine, etkileşimciler ise eşitsizliğin sembolik ifadelerine 19

24 dayalı açıklamalar getirmişlerdir. İşlevselciler, toplumsal düzenin uzlaşma ile sağlanacağını düşünürken çatışmacılar güç ve zor ile düzenin sağlandığını vurgularlar. Etkileşimciler ise toplumsal etkileşimle düzenin sürdürüldüğünü savunmaktadırlar. İşlevselcilere göre toplumsal değişme düzensizlik ve sapma ortaya çıktığında toplumsal dengenin sağlanması gereksinimi ile sağlanır. Çatışmacılar ise toplumsal değişmenin sınıfsal çatışma ve mücadelenin sonucunda ortaya çıktığını savunmaktadırlar. Etkileşimciler yine diğer yaklaşımlardan farklı olarak toplumsal değişmenin kaynağını da bireyler arasındaki ilişki ve zihinsel anlamlandırma süreçlerindeki değişimlerle açıklamaktadırlar. Üç kuramsal yaklaşıma yöneltilen en temel eleştirilere bakıldığında göz ardı edilen boyutların varlığı dikkat çekmektedir. İşlevselciler tutucu bakış açılarıyla güç farklılıklarını göz ardı etmekte, çatışmacılar toplumsal dayanışma ve istikrara yeterince önem vermemekte, etkileşimciler ise eşitsizliğe yeterince eğilmezken toplumsal düzenin özne temellerine aşırı odaklanmaktadırlar (Andersen ve Taylor, ). Üç Temel Sosyolojik Yaklaşım Temel Sorunlar İşlevselcilik Çatışma Kuramı Sembolik Etkileşim Bireyler belirli Bireyler ve toplum Bireyler topluma Bireylerle Toplum toplumsal rollerde karşılıklı olarak birbirine bağımlıdırlar. Arasındaki İlişki bulunurlar. bağımlıdır. Eşitsizlik Toplumsal Düzenin Sağlanması Toplumsal Değişimin Kaynağı Temel Eleştiriler Eşitsizlik kaçınılmazdır ve toplumsal olarak işlevseldir. Toplumsal düzen uzlaşma ve kamu değerlerinden kaynaklanır. Toplumsal düzensizlik oluştuğunda toplum dengelenmeye gereksinim duyar. Topluma ilişkin muhafazakâr bir bakış açısıdır ve gruplar arasındaki güç farklılıklarını göz ardı eder. Eşitsizlik sınırlı kaynaklar üzerindeki mücadelenin ürünüdür. Toplumsal düzen güç ve zor ile sürdürülür. Kaynaklar için mücadele eden bireylerin hareketliliği ile değişim oluşur. Kuram toplumdaki istikrar ve dayanışmayı hafife almaktadır. Eşitsizlik sembollerin önemi ile sergilenir. Toplumsal düzen, toplumsal normlara bağlılık toplumsal etkileşim yoluyla sürdürülür. Değişmekte olan toplumsal ilişkiler setinden ve yeni anlam sistemlerinin yaratımından değişim evrilir. Eşitsizliğe ilişkin analizler sınırlıdır, toplumun öznel-hayali temellerini abartmaktadır. Şekil Modern Sosyoloji Kuramlarının Karşılaştırılması Thio ( 18), Elliot Liebow dan naklettiği bir hikaye ile sosyolojide temel kuramların hangisinin doğru olduğu sorusuna cevap vermiştir. Bu öykü Türk kültüründeki Nasrettin Hoca hikâyesine çok benzemektedir. Nasrettin Hoca versiyonu ile ifade edilecek olursa; İki kişi Nasrettin Hoca ya gelerek birbirlerini şikâyet ederler. Birinci adamı dinleyen Hoca Sen haklısın der, daha sonra ikinci adamı dinler ve ona da Sen haklısın der. Bunları duyan Nasrettin Hoca nın eşi Olur mu Hoca ikisi birden haklı olur mu? deyince Nasrettin Hoca eşine şöyle der; Sen de haklısın. Sonuç olarak kuramların hepsi toplumsal olguları kendi bakış açıları doğrultusunda açıklamaya çalışır. Sosyoloji kuramlarını gelişim dönemlerine göre nasıl sınıflandırabiliriz? 20

25 Çağdaş Sosyoloji Son dönemlerde sosyologlar iki nedenle klasik yaklaşımların yetersiz olduğunu düşünmektedirler; ilki modernite çalışmalarından kaynaklanan klasik kuramların, çağdaş toplumsal yaşamdaki sorunları anlamakta yetersiz kaldığı, ikincisi de postmodernite olarak adlandırılan ve moderniteden çok farkı bir toplum biçiminin egemen olduğudur (Bilton vd., ). Her ne kadar klasik ya da çağdaş sosyoloji kuramlarının ayrımı çok belirgin değilse de lardan başlamak üzere sosyolojik kuramlarda bir dönüşüm yaşandığı söylenebilir. Özellikle lardan sonra tarihsel koşullar önemli biçimde değişmiştir. Bu dönüşümler çağdaş olarak adlandırılan sosyolojik yaklaşımların da biçimlenmesine yol açmıştır. Büyük Bunalım, faşist yönetimler, komünist Doğu ve kapitalist Batı arasındaki soğuk savaş gibi süreçler sosyolojik yaklaşımları etkilemiştir. Büyük Bunalımı yaşamamış ve hemen hepsi İkinci Dünya Savaşından sonra, larda dünyaya gelmiş olan sosyoloji otoriteleri toplumsal değişme ve değişime direnme, bireysel ya da gruplar arası farklılıklar, toplumsal eşitsizlik, dışlama ve sömürme süreçleri gibi konulara ilgi göstermişlerdir (Calhoun vd., ). Sosyoloji alanında modern kuramlar ağırlıkla yer almaktadır ancak kimi otoriteler sosyolojinin bilim olarak içinde doğmuş olduğu modern çağın yerini postmodern dönemin aldığını savunmaktadırlar (Bozkurt, 56). Sosyoloji kuramları bir anlamda bir geçiş sürecindedirler. Tıpkı sosyolojinin ortaya çıkış döneminde olduğu gibi yaşanan toplumsal dönüşümler sosyolojik yaklaşımları da biçimlendirmekte ve dönüştürmektedir. Üç temel yaklaşımın yanı sıra farklı ve daha yeni yaklaşımlar da geliştirilmiştir. Çağdaş sosyoloji kuramları olarak adlandırılan bu kuramlar feminist kuramdan ve post-modernizmden güçlü biçimde etkilenmiştir (Andersen ve Taylor, 21). Çağdaş sosyolojide, modern sosyoloji kuramları bütünüyle etkilerini yitirmiş değildir ancak İşlevselci Yaklaşım ya da Çatışma Kuramı günümüzde orijinal halleriyle varlıklarını sürdürmemektedir. Çatışmacı Kuramı Mills, Dahrendorf, Collins ve Coser gibi otoriteler çağdaş topluma uyarlamışlardır. Mills ve Dahrendorf çatışmayı sınıflarla sınırlı olarak görmemekte, gruplar arasındaki kaçınılmaz gerilimlere uygulanabilir olduğunu düşünmektedirler. Aileler ve çocuklar, üretici ve tüketiciler, profesyoneller ve müşterileri, azınlıklar ve çoğunluklar gibi gruplardaki çatışma ve gerilimleri çözümlemişlerdir (Tischler, 23). Resim Ralf Dahrendorf ( ). Alman-İngiliz Sosoyolog Kaynak: ( ) Sosyoloji günümüz dünyasındaki değişimlerden etkilenmektedir. Giddens ın () vurguladığı gibi Doğu Avrupa da komünizmin çöküşü ile birlikte modern dünyayı anlamak bakımından Marx ın düşünceleri bazılarına daha az geçerli görünmeye başlamıştır. Eskiden Marxist olan kimi sosyologlar Marx ın görüşlerinin tamamen göz ardı edilmesi gerektiğini düşünmektedirler. Postmodernist olan bu düşünürlere göre, sosyologlar artık Marx ya da Weber in yaptığı gibi toplumsal değişmenin genel bir yorumunun yapıldığı kuramlar geliştirmekten vazgeçmelidirler. 21

26 Postmodernist düşünürler, klasik düşünürlerin benimsemiş olduğu, tarihin bir şekli olduğu ve ilerlemeye doğru gittiği düşüncelerinin artık geçersiz olduğuna inanmaktadırlar. Kapsayıcı büyük anlatılar artık mümkün değildir. Yaşamakta olduğumuz dünya, Marx ın söylediği gibi sosyalist aşamaya ulaşmış bir dünya değildir. Bunun aksine medyanın egemen olduğu ve bizi geçmişimizin dışına çıkaran bir dünya söz konusudur. Postmodernist yaklaşımı benimseyen Habermas, Beck, Castells ve Giddens gibi diğer çağdaş sosyologlar toplumsal dünyanın genel kuramlarının yine de geliştirilebileceğini savunmaktadırlar. Ancak postmodern durum güçlü biçimde varlığını sürdürmektedir. Postmodern dünya çoğulcu ve çeşitlidir. Sayısız film, video, tv programı ve internette imajlar dünya ölçeğinde dolaşmaktadır. Her şey akışkandır. Postmodern dünyanın en önemli yazarlarından olan Baudrillard elektronik medyanın insanların geçmişleri ile olan bağlarını yıkıma uğrattığını ve karmakarışık boş bir dünya yarattığını savunmaktadır. Toplumu ekonomik güçlerin etkilediğine ilişkin Marxist görüş tersine çevrilmiştir, toplumsal yaşamı simgeler ve imajlar etkilemektedir. Örnek olarak Prenses Diana nın ölümünü veren Baudrillard, bu olayın medya yoluyla bütün dünyaya duyurulduğunu ve böylece dünyanın her tarafında üzüntü yarattığını belirtmiştir. Ona göre bu ölüm gerçek hayatımızdan gerçek bir karakterin ölümünden çok bir dizi filmde meydana gelen bir olay gibidir (Giddens, ). Margaret M. Poloma nın Çağdaş Sosyoloji Kuramları adlı kitabında kuramlara ilişkin daha geniş bilgiye ulaşabilirsiniz. Resim Jean Baudrillard ( ) Kaynak: ( ) Fransız düşünür. Simülasyon kuramını geliştirmiştir. Bütün düşünce akımlarını reddetmesi ile ve kendine özgü yaklaşımıyla tanınmaktadır. Sessiz Yığınların Gölgesinde adlı kitabında artık toplumsal ın var olmadığını öne sürmüştür. nelerdir? Günümüz dünyasında sosyolojiye etki eden temel dönüşümler 22

27 Özet Sosyolojinin bir bilim olarak kabul edilmesinden çok önceleri de, Aristo ve Platon dan bu yana toplumsal konularla ilgili düşünceler geliştirilmiştir. Bu bağlamda yüzyılda yaşayan ve sosyolojinin öncüsü sayılabilecek yaklaşımlar geliştiren düşünür Ibn Haldun örnek olarak verilebilir. İnsanların toplumlar içinde yaşamaları ve toplumlardaki değişimler konusunda sosyolojik düşüncenin temellerini oluşturan İbn Haldun toplumun bilimsel olarak incelenmesi düşüncesini ortaya atmıştır. Toplumların ve medeniyetin ortaya çıkışı, iklim ve coğrafyanın toplumsal yaşama etkilerine ilişkin önemli katkılar sağlamıştır. İlerleyen süreçte, yüzyıldada Montesquieu bir anlamda ilk sosyolog olarak görülmesine yol açan toplumsal görüşlerini geliştirmiş, iklim ve toplum ilişkisini, dinin toplumsal etkilerini incelemiştir. Doğa bilimlerinin gelişmesinin ardından toplumsal yaşamın çeşitli boyutlarını konu edinen sosyal bilimler ortaya çıkmıştır. Konusu gereği sosyoloji de toplumsal bilimlerin arasında yer alır. Toplumsal yaşamın bilimsel yaklaşımla incelenebileceği düşüncesi bu gelişmenin temelini oluşturmaktadır. Toplumsal yaşamın doğası gereği çok boyutlu ve bu boyutların birbiri ile yakından ilişkili olması sosyolojinin diğer sosyal bilimlerle yakın ilişki içinde olmasına yol açmıştır. Ekonomi, tarih, antropoloji, psikoloji gibi sosyal bilimlerle sosyolojinin birçok ortak konusu, yöntemi ve amacı vardır. Aynı zamanda sosyologlar bu bilimlerin verilerinden de yararlanarak sosyolojik analizi geliştirmektedirler. Sosyolojik kuramların gelişim evreleri, ilk dönem, klasik dönem, modern kuramlar ve çağdaş sosyoloji kuramları dönemi olmak üzere dört aşamada değerlendirilebilir. Sosyolojinin tarihsel gelişimiyle koşutluk gösteren bu sınıflama sosyolojinin bilim olarak ortaya çıktığı ilk dönemi, özgün bir disiplin olarak biçimlendiği ve temellerin atıldığı klasik dönemi, modern yaşamın sonucu ortaya çıkan sorunlara odaklanan modern kuramların geliştiği modern dönemi ve postmodernizmin yaşandığı dönemi yansıtmaktadır. Günümüzde artan bir hızla yaşanan toplumsal dönüşümlerin kaynağı olan küreselleşme ve modernizm sonrası düşünceler sosyolojiyi biçimlendirmektedir. Modern dönemin kapsayıcı büyük kuramları yerine yaşanılan sorunların çözümüne yönelik ve özellikle elektronik medya ile şekillenen toplumsal koşullar üzerine odaklanılmaktadır. 23

28 Kendimizi Sınayalım 1. Sosyolojinin temel konusu nedir? a. Kişilik b. Doğal çevre c. Tarih d. Toplum e. Medya 2. İbn Haldun un sosyolojik düşüncenin öncüsü kabul edilen eserinin adı nedir? a. Mukaddime b. Tarihler c. Politika d. Marifetname e. Manzume 3. Sosyolojinin isim babası hangi düşünürdür? a. İbn Haldun b. Montesquie c. Saint Simon d. Comte e. Marx 4. Sosyolojinin en yakın ilişkide olduğu sosyal bilim hangisidir? a. Kültürel antropoloji b. Ekonomi c. Siyasal Bilimler d. Tarih e. Psikoloji 5. Toplumu oluşturan toplumsal kurumlar ve toplumsal ilişkilerin organize unsurları aşağıdakilerden hangisidir? a. Normlar b. Kültür c. Toplumsal yapı d. Toplumsal çatışma e. Toplumsal ilişki 6. Sosyolojik imgelem kavramını kim geliştirmiştir? a. C. Wright Mills b. Weber c. Marx d. Saint Simon e. Martineau 7. Aşağıdakilerden hangisi ilk dönem sosyologlardan değildir? a. Spencer b. Comte c. Martineau d. Saint Simon e. Durkheim 8. Karl Marx, Emile Durkheim ve Max Weber hangi dönem kuramcılarıdır? a. İlk Dönemler b. Modern c. Çağdaş d. Klasik e. Öncü 9. İlk sosyoloji profesörü olan düşünür hangisidir? a. Weber b. Marx c. Durkheim d. Comte e. Montesquie Sembolik etkileşimci kuram hangi düşünürün görüşlerine dayanmaktadır? a. Mead b. Marx c. Comte d. Mills e. Giddens 24

29 Yaşamın İçinden Belediye Çalışanlarına &#;Sosyolojik&#; Eğitim Kayseri&#;nin Talas ilçe belediyesi, vatandaşa kaliteli hizmet sunulması ve diyaloğun sağlıklı kurulabilmesi amacıyla, personeline sosyolog eşliğinde eğitim aldırıyor. Kaynak: calisanlarina-sosyolojik-egitim haberi/,( ) Kayseri&#;nin Talas ilçe belediyesi, vatandaşa kaliteli hizmet sunulması ve diyaloğun sağlıklı kurulabilmesi amacıyla, personeline sosyolog eşliğinde eğitim aldırıyor. Belediye Başkanı Rifat Yıldırım, "Böylelikle personelimiz vatandaşla empati kurarak, iletişim sağlayacak" dedi. Talas Belediyesi, vatandaşla birebir iletişim kuran personele yönelik hizmet içi sosyolojik eğitim vermeye başladı. Sosyolog Bülent Yıldırım tarafından ilk etapta Temizlik İşleri Müdürlüğü&#;ne bağlı ekiplere verilen eğitim, daha sonra bütün birimlerdeki çalışanlarla devam edecek. Belediye Başkanı Rifat Yıldırım, amaçlarının vatandaşa daha kaliteli hizmet vermek olduğunu belirterek, "Belediyecilik sadece yol ve kaldırım yapmaktan ibaret değil. Aynı zamanda sosyal belediyecilik anlayışla hareket ediyoruz. Bu kapsamda vatandaşımızın kaliteli hizmet alabilmesi için gerek teknoloji gerekse sosyal bilimlerden yararlanıyoruz. Daha önce teknik ve beşeri konularda eğitim alan personelimiz bu eğitimlerle kendini vatandaşımızın yerine koyarak hizmet etmiş olacak. Böylelikle vatandaşın arzu, istek ve önerilerini daha iyi anlayarak, hizmetin gerçekleşme süresini azaltıp, kalitesini yükseltmiş olacak. Vatandaşlarımızla diyalog halindeki tüm birimlerdeki personelimiz sosyolojik eğitimi alarak hizmet edecek" diye konuştu. 25

30 Okuma Parçası Sosyolog Max Weber ve Sosyoloji ve_funduszeue.info,( ) Max Weber&#;e ( ) de Marx gibi sadece bir sosyolog olarak bakılamaz; çünkü Weber&#;in ilgilendiği konular ve çalışma yaptığı alanlar çok geniş bir yelpazeye yayılmış durumdadır. Weber, Almanya&#;da doğmuş ve akademik yaşantısının büyük bir bölümünü bu ülkede geçirmiştir. Weber&#;in yazıları; hukuktan felsefeye, ekonomiden tarihe ve nihayet sosyolojiye dair birçok alandaki farklı konuları içermektedir. Bu çalışmalarından birçoğu, çağcıl kapitalizmin gelişmesinin, yazının yazıldığı alana (sosyoloji, hukuk, felsefe vb.) bağlantısını içermektedir. Yani Weber&#;in ele aldığı en temel konularından birisi, çağcıl kapitalizmin gelişmesidir. Weber de toplumsal değişmeyi anlamaya çalışmış ve bu konuda Marx&#;tan çok etkilenmiş; buna rağmen Marx&#;ın kimi önemli görüşlerinin güçlü bir eleştiricisi olmuştur. Bu bağlamda Weber, tarihin materyalist kavrayışını reddetmiş ve sınıflar arası savaşa Marx&#;ın verdiğinden daha az önem vermiştir. Weber&#;e göre de ekonomik etkenler toplumsal değişmede önemlidir; ancak düşünce ve inançlar da toplumsal değişme üzerinde aynı derecede etkilidir. Bu açıdan bakılınca Weber&#;de bir "Durkheim-Marx Diyalektiği" görebilmek mümkündür. Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. d Yanıtınız yanlış ise Bir Sosyal Bilim Olarak Sosyoloji bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 2. a Yanıtınız yanlış ise Sosyolojik Düşüncenin Kökenleri bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 3. d Yanıtınız yanlış ise Sosyolojinin Ortaya Çıkışı bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 4. a Yanıtınız yanlış ise Bir Sosyal Bilim Olarak Sosyoloji bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 5. c Yanıtınız yanlış ise Sosyolojik Çözümleme bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 6. a Yanıtınız yanlış ise Sosyolojik Çözümleme bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 7. e Yanıtınız yanlış ise Sosyolojinin Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 8. d Yanıtınız yanlış ise Sosyolojinin Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 9. c Yanıtınız yanlış ise Sosyolojinin Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar bölümünü yeniden gözden geçiriniz. a Yanıtınız yanlış ise Toplumsal Hareketlilik bölümünü yeniden gözden geçiriniz. Weber&#;in çağcıl toplumların yapısı ve batı yaşam biçimlerinin dünya üzerine yayılma nedenlerine ilişkin anlayışı Marx&#;ınkinden farklılık göstermektedir. Weber&#;e göre kapitalizm, - ekonomik girişimi örgütlemenin belirgin bir biçimi- toplumsal değişmeyi biçimlendiren birçok önemli etkenden yalnızca birisidir. Kapitalizmin dayandığı kimi bakımdan ondan daha temel olan şey, bilim ve bürokrasinin etkisidir. Bilim çağcıl teknolojiyi biçimlendirmiştir ve gelecekteki her toplumda da biçimlendirmeye devam edecektir. Bürokrasi çok sayıdaki insanın etkin bir biçimde örgütlenmesinin tek yoludur ve dolayısıyla da ekonomik ve siyasal gelişmeyle birlikte kaçınılmaz olarak artmakta, büyümektedir. Bilimin, çağcıl teknolojinin ve bürokrasinin gelişimi, Weber tarafından bir bütün olarak; "rasyonelleşme" -ekonomik yaşamla toplum yaşamının etkinlik ilkeleri ve teknik bilgiye dayanarak örgütlenmesi- diye adlandırılmaktadır. 26

31 Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Toplumun bilimsel olarak incelenmesine, deneysel araştırmaya ve toplumsal olguların nedenlerinin araştırılmasına önem vermiştir. Sıra Sizde 2 Sosyolojinin ana konusu olan toplumun ve toplumsal olguların çok boyutlu olması ve diğer sosyal bilimlerin de ilgi alanına girmesi. Sıra Sizde 3 İbn Haldun, Montesquieu, Saint-Simon gibi düşünürlerin sosyolojiye öncülük eden yaklaşımları, Bilim olarak sosyolojinin ortaya çıktığı ilk dönemler, Durkheim, Marx ve Weber in klasik dönem, İşlevselci, Çatışmacı ve Etkileşimci yaklaşımların geliştiği modern dönem ve çağdaş sosyoloji dönemi. Sıra Sizde 4 Küreselleşme ve elektronik medya bütün toplumsal kurumları ve bireyler arasındaki etkileşimleri kökten bir biçimde dönüştürmektedir. Doğu Blok unun yıkılması gibi siyasi olayların da sosyolojik düşünceye önemli etkileri olmuştur. Yararlanılan Kaynaklar Andersen, M.L.; Taylor, H.F. (). Sociology: The Essentials. Belmont: Wadsworth Aron, R. (). Sosyolojik Düşüncenin Evreleri. Çev. funduszeue.infor. Ankara: Bilgi Yayınevi. Bilton,T.;Bonnet,K.;Jones,P.;Lawson,T.;Skinner, D.;Stanworth,M.;Webster,A. (). Sosyoloji. Ankara: Siyasal Kitabevi Bozkurt, V. (). Değişen Dünyada Sosyoloji: Temeller, Kavramlar, Kurumlar. Bursa: Ekin Kitabevi. Browne, K. (). An Introduction to Sociology. Malden: Polity Press. Calhoun, C.J.;Gerteis, J.;Moody, J. (). Contemporary Sociological Theory. Doğan, İ. (). Sosyoloji: Kavramlar ve Sorunlar. Ankara: Pegem A Yayıncılık Giddens, A. (). The Scope of Sociology. Sociology: Introductory Readings. 3rd Edition (Ed. funduszeue.infos; funduszeue.info) Cambridge: Polity Press. Giddens, A. (). Sosyoloji. Yay. Haz. C.Güzel, İstanbul: Kırmızı Yayınları Giddens, A.; Griffiths, S. (). Sociology. Cambridge: Polity Press Geertz, C. (). The Interpretation of Cultures: Selected Essays. New York: Basic Books Grusky, D.B. (). Social Stratification: Class, Race, and Gender in Sociological Perspective. Colorado:Westviews Press Haralambos, M.; Holborn, M. (). Sociology: Themes and Prspectives. Collins Educational. Jenkins, R. (). What is Sociology For? Sociology: Introductory Readings. 3rd Edition (Ed. funduszeue.infos; funduszeue.info) Cambridge: Polity Press. Kornblum, W. (). Sociology in a Changing World. Thomson Wadsworth. Macionis, J.J. (). Sociology. New Jersey: Prentice Hall Marshall, G. (). Sosyoloji Sözlüğü. Çev. funduszeue.infoınhay; D.Kömürcü. Ankara: Bilim ve Sanat Vakfı 27

32 Meriç, C. (). Sosyoloji Notları. İstanbul: İletişim Mills, C.W. (). The Sociological Imagination. Oswell, D. (). Culture and Society: An Introduction to Cultural Studies. London: Sage Publications Özkalp, E. (). Sosyolojiye Giriş. Eskişehir: Anadolu Üniveristesi. Ritzer, G; Goodman, D. J. (). Sociolojical Theory. 6th edition. New York: McGraw Thio, A. (). Society Myths and Realities: An Introduction to Sociology. Boston: Pearson Tischler,H. (). Introduction to Sociology. Ninth Edition. California: Thomson Wadsworth. Weber,M (). Sociological Writings. Edited by Wolf Heydebrand, published in by Continuum. Sections on foundations 28

33

34 2 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Temel kavramlarıyla kültürü açıklayabilecek, Kültürü oluşturan öğeleri ve kültürel çeşitliliği ifade edebilecek, Toplumsal değişmeye yol açan etkenleri sıralayabilecek, Toplumsal değişmeye ilişkin temel yaklaşımları açıklayabilecek, Toplumsal tabakalaşma sistemlerini tanımlayabilecek, Toplumsal tabakalaşmaya ilişkin temel yaklaşımları açıklayabilecek. bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz Anahtar Kavramlar Kültür Toplumsal Değişme Toplumsal Eşitsizlik Kültürel Çeşitlilik Toplumsal Hareketlilik Toplumsal Sınıflar İçindekiler Giriş Kültür Kavramı Kültüre İlişkin Temel Kavramlar Kültürün Öğeleri Kültür Konusundaki Yaklaşımlar Kültürel Çeşitlilik Toplumsal Değişme Kavramı Toplumsal Değişmenin Nedenleri Toplumsal Değişmeye İlişkin Yaklaşımlar Toplumsal Eşitsizlik ve Tabakalaşma Toplumsal Tabakalaşma Sistemleri Toplumsal Tabakalaşmaya İlişkin Yaklaşımlar Toplumsal Hareketlilik 30

35 Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma GİRİŞ Kültür ve değişim kavramları insanların yaşamlarında önemli bir yer tutmaktadır. Dünyada ve insanların yaşamlarında her şeyin artan bir hızla değiştiğine ve yaşanan değişime ayak uydurmanın zorunluluğuna ilişkin söylemler çok sık işitilmektedir. Bu değişimin nasıl gerçekleştiği ve değişimi oluşturan koşulların bilinmesi, içinde yaşadığımız toplumu ve bireysel yaşam serüvenimizi daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Bireyler ve toplumsal gruplar farklı özellikleri ile toplumsal yaşamda belirli konumları işgal etmektedirler. Gelişen teknoloji, eğitim olanakları ve ekonomik koşullarla birlikte bireylerin yaşadıkları çevreyi, grupları ve toplumsal konumları hızlı bir biçimde değiştirdikleri bir süreç yaşanmaktadır. Bu ünitede kültür, toplumsal değişme ve toplumsal tabakalaşma konularını ele alarak yaşanmakta olan toplumsal dönüşümü anlamaya çalışacağız. KÜLTÜR KAVRAMI Temel konusu topluluk halinde yaşayan insan olan sosyoloji açısından kültür oldukça önemli, temel bir kavramdır. İnsanları hayvanlardan farklı kılan temel olgu kültürdür. Gündelik konuşmalarımızda kültür genellikle edebiyat ve müzik gibi uğraşlarla ilgili olarak ya da çok okuyan, bilgili ve görgülü insanlar için kullanılmaktadır. Ancak bu biçim gerçekte kültürün ancak belirli bir parçasını ifade edebilmektedir. Kültürün kapsamı ve neyin kültürle ilişkili olduğu konusu bu noktada önem kazanmaktadır. Kluckhohn un dediği gibi sosyal bilimci için mütevazı bir pişirme kabı Beethoven ın sonatları kadar kültürel bir üründür (Kornblum, 45). Burada önemli olan ölçüt söz konusu edilen olguların bilinçli bir çabanın sonucu olarak insan ürünü oluşlarıdır. Bir anlamda kültür insan ürünü olan her şeyi kapsamaktadır denilebilir. Bir toplumun üyeleri, ortak bir bağ ve ilişki ile paylaşılmış kurallar ve inançlar yoluyla dünyayı benzer biçimlerde algılarlar, bu paylaşılmış kültürel bilgi aynı zamanda insanların bir toplumda bir arada yaşamalarını sağlar (Newman ve O Brien, 71). Toplumların üyeleri paylaşılan bir kültür olmaksızın birbirleriyle iletişim kuramaz ve işbirliğinde bulunamazlardı bu durumda ise kaçınılmaz olarak toplumda karmaşa ve düzensizlik ortaya çıkacaktı. Kültür olmadan insan toplumu var olamazdı (Haralambos ve Holborn, 3). Bu durum kültürün sosyolojik açıdan önemini de ortaya koymaktadır. Kültür insanları topluluk haline getiren ve bir topluluk olarak bir arada tutan özellikleri ifade etmektedir. Bu yönüyle kültür sosyolojinin odak noktası niteliğindedir. Kültür insan yaşamının bütününü kapsamaktadır. Yeni doğmuş bir insanı düşünelim, bebek olarak bütünüyle yardıma muhtaçtır. Fiziki açıdan türünün yetişkinlerine bağımlı olduğu gibi toplumda yaşayabilmek için gerekli davranış kalıplarından da yoksundur. Öğrenecek çok şeyi vardır. Varlığını sürdürebilmek için çeşitli becerileri, bilgileri ve doğduğu toplumdaki kabul gören davranışları öğrenmek zorundadır. Yaşam biçimini, sosyolojik kavramlarla söyleyecek olursak, toplum kültürünü öğrenmesi gerekir. Kültürün bu bağlamda iki önemli özelliği ortaya çıkmaktadır; kültür öğrenilir ve paylaşılır (Haralambos ve Holborn, ). Kültür, bir toplumun üyesi olarak insanların gereksinim duyduğu objeler, değerler ve öteki niteliklerin oluşturduğu karmaşık yaşam için yapılmış tasarımdır. Sosyologlar kültür hakkında konuştuklarında genellikle yüksek kültür olarak adlandırılan opera, edebiyat ya da güzel sanatlara ilişkin karmaşık bilgiler 31

36 hakkında konuşmazlar, bu yüksek kültürle nüfusun çok az bir kısmı ilgili iken kültür bütün bir toplumun sahip olduğu şeydir. Kültür ve toplum aynı şey değildir, ancak birbirinin yerine kullanılabilmektedir. Toplum aynı yerde yaşayan insanların etkileşimlerinden oluşur. Kültür ise toplumun doğasını yansıtan insan ürünü somut objeler ile insanları etkileyen düşünceler gibi soyut yapılardır (Thio, ). Resim İngiliz antropolog Edward Tylor, de kültürü, bilgi, inanç, sanat, ahlak ve gelenek olarak öğrenilmiş yapı biçiminde tanımlamıştır. Kaynak: ( ) Bu aşamada kültür kavramına ilişkin tanımlamaların üzerinde durmak yararlı olacaktır. Latincede cultura kelimesi natura yani doğanın karşıtı olarak kullanılmıştır. Romalılar insanların yetiştirdikleri bitkileri kendiliğinden yetişen bitkilerden ayırmak ve tanımlamak üzere bu kavramı kullanmışlardır. (Sarı, 5). Kelimenin şimdiki anlamında kullanılmasına yönelik ilk girişimler ve yüzyılda olmuştur. Kültür (culture) kavramı başlangıçta bir sürecin adı olarak (cultivation) ekin yetiştirme, bu amaçla toprağı işleme, hayvanları yetiştirme ve terbiye etme anlamlarında kullanılmıştır. İlerleyen süreçte ise insan zihninin ürünü olarak kültür anlamında kullanılmaya başlanmıştır. yüzyılın sonlarında özellikle Almanca ve İngilizcede, insanların yaşam biçimlerini şekillendiren ruhu tanımlayan bir kavrama dönüşmüştür. Kültür kavramı, dünyada farklı kültürlerin varlığını vurgulamak üzere yüzyılda yaşamış olan ünlü Alman düşünür Herder ( ) tarafından ilk kez çoğul olarak kültürler biçiminde kullanılmıştır (Williams, ). T.S. Eliot () ise kültürü belirli bir yerde bir arada yaşayan belirli insanların yaşam biçimleri olarak tanımlamıştır. Bu bağlamda toplulukların sanatlarında, toplumsal düzenlerinde, inançlarında, alışkanlıklarında ve geleneklerinde görünür hale gelen kültür aynı zamanda bunların toplamından fazla bir şeydir (Oswell, 8). Kavramsal olarak kültürü, bir nesilden diğerine, dil, jest, mimik, yazı gibi iletişim yollarıyla aktarılan düşünce ve davranışın bütün biçimleri olarak tanımlayabiliriz. Sosyal bilimler açısından kültür ise, insan toplumunun biyolojik olarak değil ancak toplumsal araçlarla iletip aktardığı her şeyi ifade eder. Bazı hayvan türlerinin de kültürel yeteneklere sahip olduğuna ilişkin görüşler olsa da kültür sadece insan toplumunun sembolik ve öğrenilmiş yönlerini tanımlamaktadır (Kornblum, 45; Marshall, ). Aynı zamanda kültür, bir insan grubunun üyelerini diğer grupların üyelerinden ayıran zihnin ortak bir programlanması niteliğindedir. Bu bağlamda kültür değerler sistemini kapsar (Bode, 7). Öz olarak kültür, bir toplum ya da grubun yaşam biçimini tanımlayan karmaşık davranış ve anlamlandırma sistemidir. İnançlar, değerler, bilgiler, sanat, ahlak, yasalar, alışkanlıklar, gelenekler, dil, giyim, kuşam vb. unsurları kapsar (Andersen ve Taylor, 27). Kültüre ilişkin tanımlardan yola çıkarak kültürün kavramsal özelliklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz (Geertz, ); İnsanların yaşam biçimleri Bireylerin gruplarından edindikleri toplumsal miras İnanma, hissetme ve düşünme biçimleri Bir gruptaki insanların davranma biçimlerine ilişkin kuram 32

37 Derlenen bütün öğrenilen şeylerin deposu Tekrarlayan sorunlara yönelik geliştirilen tek tip davranışlar Öğrenilmiş davranışlar Davranışların normatif olarak düzenlenmesi Bireylerin dış çevreye ve öteki insanlara göre kendisini ayarlama teknikleri Tarihin izleri Kültür tanımlarında vurgulanan ortak noktalar nelerdir? KÜLTÜRE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR Toplumsal yaşamın bütün yönlerini kapsayan kültür olgusunun daha iyi anlaşılabilmesi için kültürün çeşitli boyutlarının ve kültür olgusuna ilişkin çeşitli kavramların irdelenmesi gerekmektedir. Kültür türleri ya da kültürün boyutları, kültür değişmesi, kültürel gecikme, kültür şoku, uygarlık, kültürlenme gibi temel kavramlar kültür olgusunu bütüncül olarak anlamaya yardımcı olacaktır. Kültürün ne olduğunun tam olarak anlaşılabilmesi için kültür kapsamında yer alan özelliklerden öncelikle düşünceler ve somut objeler ile ilgili olanlar arasında bir ayrım yapılmalıdır (Macionis, 61). Bu ayrım aynı zamanda kültürün iki temel boyutunu ifade etmektedir. Kültürün temel olarak iki boyutu ya da türü olduğu söylenebilir; maddi ve manevi kültür. Belirli bir toplumda yaratılan mimari, sanat, araç-gereçler, oyuncaklar, yazılı-görsel medya gibi somut objeler maddi kültürü, normlar, yasalar, idealar, gelenekler ve inanışlar ise manevi kültürü oluşturmaktadır (Andersen ve Taylor, 27). Maddi kültürün unsurları arasında mızraktan sabana, pişirme kaplarından kompakt diske kadar insan ürünü fiziki objeler yer almaktadır. Bunlar üretildikleri toplumun doğasını yansıtır. Örneğin, arkeologlar eski bir topluma ait alanlarda yaptıkları kazılarda iyi yapılmış, işlenmiş silahlar bulurlarsa o toplumun kültüründe savaşın önemli olduğu sonucuna varırlar. Sosyologlar ise maddi olmayan kültürle daha çok ilgilenirler. Kültürün dokunulamayan, soyut boyutu sosyoloji açısından toplumsal yaşamdaki belirleyici rolü nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Manevi kültürü oluşturan bilgi, inançlar, normlar, değerler, semboller ve dil toplumsal yapının oluşmasında ve yaşatılmasında temel bir işleve sahiptir (Thio, 51). Bir toplumun yapısında kültürün maddi ve manevi unsurları uyumlu bir biçimde bir arada bulunur. Örneğin karasabana dayalı bir tarım yaşantısında çekirdek aile değil geniş aile biçimi yaygındır. Bu durumda toplumsal dayanışma hükümet kurumlarına değil akrabalık, komşuluk vb. arasındaki ilişkilere dayalıdır (Özkalp, 97). Kültür ürünü olduğu toplumsal grubun ya da çevrenin ötesinde etkilere sahip olacak biçimde gelişim göstererek karmaşık sistem haline gelebilir. Kültürün sistematik biçimde gelişmesi ve toplumsal sınırlarının ötesinde etkili olabilmesi sürecinde uygarlık (civilization) ortaya çıkmaktadır. Uygarlık, birçok kültürdeki ana ve belirleyici kültürel özellikler tarafından biçimlendirilmiş kültürel kompleks olarak tanımlanabilir. Uygarlığın belirgin özelliği, kaçınılmaz olarak kaynak sınırlarının ötesine yayılmasıdır. Uygarlıkların sınırlarının ötesine yayılması ve başka toplumlar üzerinde de etkili olması kültürlenme (acculturation), yutulma (asimilasyon) ve uyma (accommodation) gibi süreçler aracılığıyla gerçekleşir. Bir kültürden bir birey başka bir kültüre ait norm ve değerleri kendisininkine eklemlediğinde kültürlenme gerçekleşir. Geniş bir medeniyetin içinde yaşayan bir grubun egemen olan farklı kültürel özelliklere, farklı bir dile, farklı değerler ve normlara uyum sağlaması ve toplumsal kurumlar içinde eşit konum kazanması halinde yutulma, küçük ve görece zayıf bir grubun büyük bir medeniyetle temas halinde dahi öz kültürünü koruyabilmesi durumunda ise uyma söz konusudur (Kornblum, 69). Bir topluma ait kültür hiçbir zaman durağan değildir. Yaşam koşullarının değişmesi, üretilen bilgi ve teknolojideki değişimler ya da başka kültürlerle etkileşim toplumsal ve kültürel değişmeye yol açabilir. Ancak kültürdeki değişmeler her zaman kendi doğal süreci içinde gerçekleşmez. Kültürel değişim farklı biçim ve niteliklerde ortaya çıkabilir ve başka kültürel sistemlerin yerleşmesi de söz konusu olabilir. Kültürü oluşturan değişik unsurlar farklı biçim, nitelik ve hızda değişebilir. Kültürün bazı unsurları 33

38 diğerlerinden daha hızlı değişirken bazıları da daha geç değişebilmektedir. Kültürel gecikme, kültürün bazı unsurlarının daha hızlı değişerek, henüz değişmemiş olan geleneksel unsurlarla çatışması sürecini ifade etmektedir. Kültürel gecikme kavramını ortaya atan Ogburn () teknoloji gibi maddi kültür unsurlarının manevi kültür unsurlarından daha hızlı değiştiğini vurgulamıştır (Tischler, 69). Kültürel değişim kültürün dinamikleri ile ilişkilidir. Malinowski kültür değişmesini bir toplumdaki maddi ve manevi kültür modelinin başka bir modele dönüşmesi süreci olarak tanımlamıştır. Kültürel değişim, farklı kültürlerle ilişki ve etkileşim sonucunda serbest bir biçimde gerçekleşebileceği gibi zorunlu kültür değişmesi biçiminde de gerçekleşebilir. Bu durumda bir toplumun başka bir toplum üzerinde baskısı ya da bir toplumdaki egemen güçlerin farklı bir modeli zorla kabul ettirmesi söz konusudur (Doğan, ). Günümüzde küreselleşmenin sonuçlarından biri olarak belirli bir kültürün küresel ölçekte yayılması söz konusudur. Kültürel emperyalizm olarak da adlandırılan bu süreç Batılı değer sisteminin diğerlerinden üstün ve tercih edilebilir olduğu düşüncesine dayanan saldırganca bir tutumdur. Ancak yerel kültürler bu süreçte küresel kültürle etkileşim içine girerek bir şekilde varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Kültür emperyalizminin küresel bir homojen kültür ortaya çıkaramayacağını öne süren düşünürlere göre evrensel olacak olan bu kültür özgül köklere ve ortak tarihe sahip olmayacağından sadece teknik düzeyde kalacaktır (Bilton vd., 57). Her toplumsal grubun kendine özgü bir kültürü vardır, yaşamlarını kendi gelenek ve alışkanlıklarına göre düzenlerler. Dünyada birbirine benzer özellikler taşıyan kültürler olduğu gibi önemli farklılıklar taşıyan kültüler de vardır. Bireyler farklı ülkelere yolculuk yaptıklarında, farklı kültürlerle temas ettiklerinde kimi olumsuz deneyimler yaşayabilirler. Yemek yeme saatlerinden yemek türlerine kadar her şey alışılan öz kültürdekinden farklı olabilir ve yabancı bir kültürün içinde bulunanlar yerli grubun kendilerinden beklediği davranışlardan ve tepkilerden de habersizdir. Kültür şoku kavramı bireylerde endişe ve rahatsızlık yaratan bu durumu tanımlamak üzere kullanılmaktadır. Kültür şoku, farklı bir kültüre alışmaya çalışanların yaşadıkları zorluğu ifade etmektedir (Tischler, 57). Bireyler üyesi oldukları toplumun kültürel değerlerini benimserler, yaşatırlar ve sonraki kuşaklara aktarırlar. Bu durum daha önce vurgulandığı gibi, kültürün paylaşılan bir süreç oluşunu da ifade etmektedir. Bireyler üyesi oldukları toplumun kültürünü farklı düzeylerde benimseyerek özdeşlik kurabilirler. Bir bireyin kendi kültürünü diğer kültürlerden üstün görmesine etnosantrizm denir (Kornblum, 69). Birey düşüncelerinde ve yaşantısında kendi kültürünü merkeze koyar. Etnosantrizm bütün kültürler ve bütün bireyler için geçerlidir ancak bu tutumun düzeyi ve niteliği farklılık gösterebilmektedir. Kendi kültürünü üstün görmenin aşırı biçimlerinde başka kültürleri aşağılama, onlardan nefret etme ya da korku duyma gibi olumsuz özellikler görülebilir. Yabancı düşmanlığı, İslamofobi, ırkçılık ya da eşcinsel düşmanlığı bu bağlamda değerlendirilebilir. Etnosantrizm bütün toplumlarda belirli seviyelerde görülmektedir. Kuzey Amerika da yaşayanlar Batılı olmayan bazı geleneksel toplumlarda, çocukların ergenliğe kadar anne-babalarıyla birlikte aynı odada uyumalarını psikolojik açıdan sağlıksız olarak görürlerken, geleneksel toplumlarda yaşayanlar ise Kuzey Amerikalıların, Batılıların yaşlı anne-babalarını yalnız yaşamaya terk etmelerini acımasız bulmaktadırlar (Thio, 65). Herkesin belirli düzeyde etnosantrist bakış açısına sahip olması, farklı kültürleri araştıran sosyologlar için de önemli bir sorundur. Kültür konusunda çalışanlar, üzerinde çalıştıkları kültürlerle ilgili olarak yabancı ya da normal gibi kavram ve yargılamalardan kendilerini uzak tutmalıdır. Kültür, üyelerinin gözünden görülmelidir. Kültürün bir üyesi gibi bilinmeli ancak dışarıdaki birisi gibi anlaşılmalıdır (Andersen ve Taylor, 26). Bu bağlamda kültürel görelilik kavramı sosyologlar açısından önem kazanmaktadır. Kültürel görelilik, kültürlerin özgün kavramları ve koşulları ile anlaşılması, değerlendirilmesi gerektiğini ifade eder. Ancak başkalarının kültürlerine onların gözü ile bakabildiğimizde davranışlarının nedenlerini daha iyi anlayabiliriz (Thio, 66). Kültürel görelilik, toplumsal grupların ve kültürlerin ön yargılardan ve kültürler arası karşılaştırmalardan uzak bir biçimde, o grubun üyeleri gibi anlaşılıp incelenmesini ifade etmektedir (Tischler, 57). 34

39 KÜLTÜRÜN ÖĞELERİ Daha önce de ifade edildiği gibi, kültür toplumsal yaşamın bütün boyutlarını ve toplumsal yaşamda üretilen her şeyi kapsamaktadır. Bu nedenle kültürü oluşturan öğelerin sistematik bir sınıflandırmasının yapılması yararlı olacaktır. Kültürün kapsamına giren unsurlar, kültürü oluşturan temel öğelerin yer aldığı üç ana boyutta ifade edilebilir (Kornblum, 46); Bireylerin bilinç düzeyini düzenleyen düşünme biçimleri. Normlar ya da düşünceleri aktarmanın, uygulamanın kabul edilmiş yolları. Maddi kültür; kültür ürünlerini kullanma ve sahip olma kalıpları. Kültür öğelerini beş grupta sınıflandırabiliriz (Bozkurt,); Değerler İnançlar Semboller Dil Normlar Kültürü oluşturan bu öğelerin kapsamlarını aşağıdaki gibi ifade edebiliriz (Andersen ve Taylor, ; Kornblum, 69; Macionis, 64; Newman ve O Brien, ; Bozkurt, ); Değerler, bir topluluk ya da gruptaki ideal prensipleri tanımlayan öz standartlardır. Bu standartlar amaçlarımızı ve davranışlarımızı belirlerken bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterir. Değerler iyi, kötü, güzel ya da çirkini belirlemede ölçütler sunar ve güçlü bir toplumsal kontrol aracı niteliğindedir. İnançlar, bir kültürde insanların birlikte sahip oldukları doğrunun, hakikatin ne olduğuna ilişkin paylaşılan idealler inançları oluşturur. İnançlar, sağduyuya, dine, bilime ya da bunların karışımına dayanabilir. Dini doktrinler birer inanç sistemidir, aynı zamanda siyasal ideolojiler de siyasal alanda ne olması gerektiği konusundaki inançlara dayanır. Semboller, kültürü oluşturan bütün unsurların temelinde yer alır. Bütün yaratıklar gibi insanlar da çevrelerindeki dünyayı duyumsarlar ancak diğerlerinden farklı anlamlar yüklerler. Semboller, kültürü paylaşan, tanınmış belirli anlamları aktaran her şeydir. Bir söz, bir duvar yazısı, yanıp sönen kırmızı bir ışık, sıkılmış bir yumruk hepsi birer semboldür. Sembollere yüklenen anlamlar da kültürden kültüre farklılık göstermektedir. Örneğin çoğu toplumda köpek dost ya da bekçi olarak görülürken Çin in kuzeyinde yaşayanlar için akşam yemeğini sembolize edebilir. Aynı biçimde aynı kültürün içinde de sembollere yüklenen anlamlar zamanla değişebilir. Bireylerin kıyafetlerinin, saç ya da sakallarının farklı sembolik anlamları vardır, yüzyıl önce işçilerin giydiği ucuz ve dayanıklı bir işçi pantolonu olan blucinin günümüzde gençliğin tercih ettiği bir statü sembolüne dönüşmesi bu değişime örnek olarak verilebilir. Dil, kültür dünyasının taşıyıcısı ve anahtarı konumundadır, bireylerin birbirleriyle iletişimde bulunmalarına imkân tanıyan bir semboller sistemi ve kurallar setidir. Kültürün öğrenilmesinde ve aktarılmasında dil büyük önem taşıyan bir araçtır. Dilbilim alanında görelilik hipotezine göre kültür ile dil arasında güçlü bir etkileşim söz konusudur aynı zamanda bir kültürün normları, değerleri ve inançları açısından olasılıkları ve potansiyelleri belirler. Normlar, kişisel alanı kullanma vb. bir durumda nasıl davranılacağına ilişkin belirli kültürel beklentilerdir. Sosyologlar paylaşılan kültürel beklentileri toplumsal normlar olarak görürler. Gündelik yaşamı düzenleyen mekanizmalar ve bütün toplumsal muhataplar açısından normlar kurallaşmış, standartlaşmıştır. Kişiler birbirlerinin beklentileri hakkında ancak paylaşılan normlar aracılığıyla bilgi sahibi olurlar. Normlar zorlandığında ise doğru ve yanlışı tanımlayan bu paylaşılmış kurallar toplumsal davranışın sınırlarını hatırlatır. Kültürü oluşturan öğeler nelerdir? 35

40 KÜLTÜR KONUSUNDAKİ YAKLAŞIMLAR Kültürün anlamı sosyolojik düşüncenin üç temel perspektifine göre aşağıdaki biçimde açıklanabilir (Thio, 69); İşlevselci perspektif, kültürün toplumsal düzeni sağlama işlevine vurgu yapar. Kültür insanların gereksinimlerini karşılamak üzere önemli işlevleri yerine getirir. Bu bakış açısına göre örneğin Hindistan da ineklerin kutsal olduğuna ilişkin var olan inanç, çiftlik işlerinde kullanılan ve birtakım ekonomik yararlar açısından önem taşıyan bu hayvanların korunması yoluyla toplumsal düzeni ve istikrarı sağlar, yaşatır. Çatışma perspektifi, kültürü, statükoyu korur, varsıl egemenlere yarar sağlar, toplumsal eşitsizliği destekler. Bu bakış açısına göre, örneğin rekabet kültürü işçilerin üreticiliğini uyararak işverenler için büyük yarar sağlar. Bu kültür aynı zamanda zenginlerin zekâları ve çok çalışmaları nedeniyle zenginliği hak ettikleri inancını ortaya çıkarır ve besler. Sembolik etkileşimci perspektif, kültürün insanlar arasındaki etkileşimin ürünü olarak geliştiğini savunur. Kültür toplumsal etkileşim açısından rehber görevi gören paylaşılmış anlayışlar bütününü yansıtır. Örneğin kültür insanlara markette nasıl alışveriş yapacaklarını gösterir ve daha sayısız birçok yönlendirme yapar. Kişilerin süpermarkette ürünleri kendilerinin seçmeleri, kendi kendilerine hizmet etmeleri gibi, yeni karşılaştıkları durumlarla baş etmek üzere geliştirdikleri yöntemlerle birlikte kültür de değişime uğrar. KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK Kültür belirli bir toplumda kabul gören davranış biçimlerini tanımlar ve toplumdan topluma farklılıklar gösterir. Yeryüzünde birbirinden farklı sayısız kültür yapıları söz konusudur. Örneğin, Sioux Kızılderilileri arasında bir sorunun cevabını bilmeyenlerin bulunduğu bir ortamda doğru cevabı vermek yanlış bir davranış olarak kabul edilirken aynı davranış başka kültürlerde farklı yorumlanabilmektedir. Bütün farklılıklara rağmen kültürel evrensellikler de vardır. Çünkü kültürler her yerde bireylerin gereksinimlerini karşılama tarzlarını ifade etmektedir ve bu gereksinimler de evrenseldir. Dolayısıyla gerek maddi gerek manevi kültür açısından evrensellikten söz edilebilir. Dünyada ensestin tabu olması, mitler, folklor, tıp, yemek pişirme, dans, kutlama yapma gibi kültürel evrensellikler bu duruma örnek olarak verilebilir (Thio, 63). Bunların yanı sıra her kültürde aile, eğitim ve ekonomi ile siyaset kurumları gibi yapısal evrensellikler, hemen her toplumda değerler, inançlar, semboller, dil ve normlar gibi öğeler yer alır (Bozkurt, 93). Kişiler benzer durumlar karşısında farklı tepkiler verebilirler. Örneğin kız arkadaşına sataşılan ve rahatsız edilen bir ABD li genç diğerleriyle kavgaya girişebilir hatta bunun sonucunda bıçaklanarak öldürülebilirken sokak serserileri tarafından rahatsız edilen ve hakarete uğrayan bir Çinli genç Kung-Fu eğitimi almış olmasına ve muhataplarını rahatlıkla alt edebilecek durumda olmasına karşın cevap vermeden yürüyüp geçebilir ve Bir köpek size havlarsa siz de dört ayağınızın üstünde durup onlar gibi havlamazsınız anlayışı doğrultusunda diğerlerine hiçbir karşılık vermeyebilir. Birbirinden çok farklı olan bu iki gencin davranışları, onların iki farklı toplumda ve kültürde yetişmiş ve yaşamış olmalarından kaynaklanmaktadır. Verilen örnekte de görüldüğü gibi, toplum ve kültür insanların yaşamını biçimlendirir (Thio, 34). Kimi durumlarda aynı toplum içinde farklı gruplar arasında da kültürel farklılıklar söz konusu olabilmektedir. Belirli bir kültürün içinde var olan farklılaşmaları açıklamak üzere çeşitli kavramlar geliştirilmiştir. Bu kavramlara değinmeden önce kültürün bütün olarak ideal kültür ve yaşanmakta olan kültür biçimindeki temel farklılaşmasından söz etmek yararlı olacaktır. Değerler ya da normlar gerçekleşmekte olan davranışları değil o davranışlara yön vermesi beklenen ilkeleri yani ideal kültürü tanımlar. Ancak gerçekte yaşanmakta olan kültür ideal kültürden her zaman farklılık gösterir. Toplumlarda evlilikte sadakatin önemi konusunda yaygın bir mutabakatın söz konusu olmasına karşın eşlerini aldatanların oranının azımsanmayacak ölçüde yüksek olması bu farklılığa örnek olarak verilebilir. Yüksek kültür ve popüler kültür ayrımı, kültürdeki farklılaşmaları açıklayan en önemli kavramlardandır. Kültürdeki farklılık ve çeşitliliğin kaynaklarından biri de toplumdaki elitlerle geniş halk tabakalarının norm ve değerler konusundaki ayrılıklardır. Özel bir yaşam biçimi, zevkleri, alışkanlıkları olan küçük elit bir grubun sahip olduğu kültüre yüksek kültür denir. Klasik müzik düşkünlüğü, resim ve 36

41 heykel sanatına ilgi yüksek kültürün özelliklerindendir. Televizyon seyretmek, maça gitmek, aile etkinliklerine katılmak, sokaktaki köfteciden köfte yemek gibi özellikler ise yaygın (popüler) kültürde görülür (Özkalp, ). Geniş kitlelere çekici gelen popüler kültür görece sofistike olmayan artistik ürünleri, sinema, TV şovları, müzik gösterileri gibi geniş kitleleri eğlendiren programları kapsar (Thio, 61). Popüler kültürde söz konusu olan halkın beğenisidir. Halkın sevmediği kişilerin ya da konuların popüler kültürde yeri yoktur (Doğan, ). Yüksek kültür, farklı ve seçkin elitlerin kültürel kalıplarını ifade ederken popüler kültür toplumun genelinde yaygın olan kültürel kalıpları anlatır. Ortak algı, yüksek kültürün popüler kültürden daha üstün olduğu yönündedir, elitler ile sıradan insanlar aynı zevkleri paylaşmazlar. Bu iki kategoride yer alanlar birçok nedenden ötürü birbirlerinden farklılaşırlar (Macionis, 74). Bu bağlamda popüler kültürün yanı sıra kitle kültüründen de bahsetmek yararlı olacaktır. Endüstri toplumlarının ürünü olan kitle kültürü kavramı belirli bir toplumsal grup tarafından halka yönelik geliştirilen ve kitle iletişim araçlarıyla üretilen kültürü ifade etmektedir (Sarı, 68). Yüksek kültür ve popüler kültürün dışında, daha çok endüstrileşmemiş geleneksel toplumların özelliklerini taşıyan, belirli bir halkın yaşam tarzı ve ürettiği kültüre folk ya da halk kültürü denilir. Halk kültürü zaman içerisinde özellikle günümüzde popüler kültürü ve yüksek kültürü de etkilemekte ve biçimlendirmektedir. Resim Yüksek Kültür Kaynak: ( ) Resim Popüler Kültür Kaynak: ( ) 37

42 Resim Geleneksel Halk kültürü. Kaynak: ( ) Belirli bir toplumda kültürün karmaşık yapısını anlamakta yararlı olacak temel kavramlar egemen kültür, alt kültür ve karşı kültürdür (Andersen ve Taylor, 38). Toplumun temel kültürel değerlerini benimsemekle birlikte kendisini diğer gruplardan ayıran özgün değer, norm ve yaşam tarzları olan grupların kültürü alt kültür olarak tanımlanabilir. Gençliğin, ırkların, etnik grupların oluşturduğu alt kültürler vardır (Özkalp, ). Toplumun bazı bölümlerininkinden ayrı yapılanan kültür kalıpları alt kültürleri ifade eder. Hip-hop müziği ile eğlenen gençler, Polonya kökenli Amerikalılar, çok sık uçuş yapan yöneticiler, cazcılar, kampçılar, bilgisayar düşkünleri hepsi birer alt kültür örneğidir. İnsanları alt kültürlere göre sınıflandırmak kolay ancak genellikle hatalıdır. Çünkü birçok insan çok sayıda alt kültüre çok fazla bağlılık söz konusu olmadan dâhil olabilir. Eski Yugoslavya örneğinde olduğu gibi, etnik ya da dini alt kültürlere üye olmak çeşitli çatışmalara yol açabilmektedir (Macionis, 74). Toplumun yaşam biçiminden farklılaşan bir grubun özgün bir kültürü kendi üyelerine benimsetmesi söz konusudur. Alt kültürün değerleri ve üyeleri için getirmiş olduğu diğer ölçütler toplumun hâlihazırdaki değerlerine ve diğer kültürel niteliklerine kesin bir tepki niteliği taşıdığında söz konusu olan kültür karşı kültür olarak adlandırılır. Alt kültürler toplumsal yapı açısından çeşitlilik işlevi görürken karşı kültürlerin toplumsal kültürle bütünleşmesi zor olabilir (Doğan, ). Karşı kültürde norm ve yaşam biçimi açısından içinde yaşanılan topluma ve kültürüne ters düşme söz konusudur, toplumun kültürü reddedilir. ABD deki Hare Krişna hareketi ile lardaki hippi ler karşı kültüre bir örnektir (Özkalp, ). Resim Bir karşı kültür örneği Hippiler. Kaynak: ( ) 38

43 TOPLUMSAL DEĞİŞME Kültürel çeşitliliğin örnekleri nelerdir? Değişimin toplumdan topluma farklı olduğu yönündeki görüşlerin yanı sıra toplumlar arasında değişimin farklılaşmadığını savunanlar da bulunmaktadır ancak toplumsal değişme bütün toplumlar için geçerli bir olgudur (Thio, ). Günümüzde bütün toplumları dönüştüren ve köklü toplumsal değişmelere yol açan temel süreç küreselleşmedir. Küreselleşme kültürleri, toplumsal değişmenin niteliğini dönüştürmekte ve hızını belirlemekte; yeni toplumsal çatışmaların, yeni toplumsal sınıfların ve toplumsal hareketlerin oluşumuna yol açmaktadır. Bütün toplumlardaki kültürler değişime uğrar, sosyal bilimin temel çabası bu değişimleri anlayabilmek ve öngörebilmek üzerinedir (Kornblum, 53). Günümüzde toplumsal değişmeyi en yoğun ve köklü bir biçimde etkileyen süreç küreselleşmedir (Bozkurt, ). Dünyanın küresel bir köye dönüştüğüne ilişkin söylem yaşanan dönüşümü ifade etmektedir. Küreselleşme kültürü çeşitli koşulların ortaya çıkması ile birlikte giderek daha yoğun biçimde yaşanmaktadır. Küreselleşmeyi ortaya çıkaran bu koşullar arasında dünya çapındaki uydu enformasyon ağının varlığı, küresel tüketim ve tüketim kalıplarının ortaya çıkması, kozmopolit yaşam tarzlarının gelişmesi, dünya çapındaki spor organizasyonlarının oluşması, ulus devletin gücünü giderek yitirmesi, dünya ölçeğinde bir siyasal sistem kurulması, bütün dünyaya yayılan sağlık sorunlarının varlığı ve dünyayı tek bir yer olarak kavrayan bir bilincin oluşmasını sayabiliriz (Marshall, ). Toplumsal değişmeyi tanımlamak oldukça zordur. Her şey her zaman değişmektedir. Herakleitos un dediği gibi, aynı nehre iki defa girmek mümkün değildir, su sürekli aktığı için ikinci kez girildiğinde nehir artık aynı nehir değildir (Giddens, 77). Toplumsal değişme, bir toplumun kurumları ile kültürünün zaman içinde dönüşmesidir. Günümüzde toplumsal dönüşüm giderek daha hızlı gerçekleşmektedir, yeni bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki gelişme nedeniyle değişimin hızı giderek artmaktadır. Toplumsal değişme, toplumsal yapının ve onu oluşturan toplumsal ilişkiler ağının, bu ilişkileri belirleyen toplumsal kurumların ve kültürün değişmesini ifade eder. (Tezcan, ; Giddens, ). Resim Polis: Efendim aynı nehre iki defa girdiğinizi gördük. Adam: Hayır! Bunu kimse yapamaz ama! Kaynak: ( ) 39

44 Toplumsal değişmenin bütün toplumlar için geçerli olan belirli özellikleri vardır. Öncelikle toplumsal değişme kaçınılmazdır. Toplumsal değişme bazen amaçlıdır ancak genellikle plansız bir şekilde gerçekleşir. Değişmenin olumlu ve olumsuz sonuçları olabilir. Son olarak, gerçekleşen bazı değişimler diğerlerinden daha önem taşıyabilmektedir (Macionis, ). Toplumlar dünya tarihi boyunca belirli değişimler geçirerek bugünkü durumlarına ulaşmıştır. Farklı topluluklar farklı değişim deneyimleri geçirmiş ve değişim hepsi için farklı hızda gerçekleşiyor olsa da genel olarak toplumların bazı değişim evreleri vardır. Bu evrelerde toplumlarda yaşama biçimi ve kültür bu değişimler doğrultusunda şekillenmiştir. Toplumsal ve kültürel evrim olarak adlandırabileceğimiz bu süreç boyunca kat edilen aşamaları ve bu aşamalardaki toplumsal özellikleri Şekil 1 deki gibi ifade edebiliriz (Thio, ); Tablo Toplumsal Sosyokültürel Evrilmenin Değişik Aşamalarında Özellikleri Toplum Tipi Avcı- Toplayıcı Göçebe Çobanlık İlkel Tarım Toplumları Tarım Endüstriyel Postendüstriyel Ortaya Çıktığı Zaman ve Şimdiki Durumu İnsan yaşamı dünyada ortaya çıktığında görüldü. Çok az bir düzeyde Güney Afrika, Malezya ve Avustralya da varlığını sürdürmektedir. 10 bin yıl önce görüldü. Az sayıda örneği Kuzey ve Doğu Afrika çöllerinde ve platolarında, Orta Doğuda ve Moğolistan da varlığını sürdürmektedir. 10 bin yıl önce görüldü, az sayıda örneği Afrika, Asya, Güney Amerika ve Avustralya da tropik ormanlarda yaşamaktadır. 5 bin yıl önce görüldü, hala önemli sayıda örneği görece yoksul ülkelerde Afrika, Asya ile Orta ve Güney Amerika da varlığını sürdürmektedir. yıl önce görüldü. Birçok örneği Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya daki zengin ülkelerde yaşamaktadır lerde ortaya çıktı. Hala oluşum sürecindedir. ABD, Kanada, Japonya ve öteki zengin ülkelerin öncülüğünde. Yiyecek-Üretim Teknolojisi Mızrak ve öteki basit av aletleri, bitkilerin elle toplanması için basit araçlar Hayvanların evcilleştirilmesi yoluyla Basit el araç-gereçleri Hayvanların kullanıldığı sabanlar vb. Makineler İleri teknoloji, biyoteknoloji, gen teknolojisi, hizmet endüstrileri Sosyokültürel Yaşam İşgücünün cinsiyet temelli bölüşümü, en eşitlikçi düzen. Şiddetli bağımsızlık, savaşçı, çobanlık ve basit tarım ile hayvanlarının değerlerini yansıtan dinler, büyük toplumsal eşitsizlik Savaşçı, yüksek düzeyde eşitsizlik, savaşçı asalet sıradan insanlara egemen, eşitsizlik değişken tanrılara tapınmada yansır. Çeşitli uğraşlar, meslekler ortaya çıkarır, şehirleri ortaya çıkarır, yöneticiler sıradan insanlar üzerinde tanrısal güçleri olduğuna inanılır, çok tanrıcılık, en eşitsiz düzen Büyük şehirleri ortaya çıkarır, önceki toplum tiplerinden daha güçlü biçimde eğitim ve ekonomi gibi kurumların etkili olması, dinin artık egemen olmaması, yaşam koşullarının iyileşmesi, görece daha az savaş, insan ilişkileri daha zayıf Hizmet, bilgi ve bilişim işleri ile fabrika üretiminin yer değiştirmesi, bireyler için daha çok güç ve özgürlük, cinsiyet eşitsizliğinin artması Kaynak: Thio,

45 Resim Adam: Hey avcı olan benim senin toplayıcı olman gerekiyor! Kadın: Toplamak istediğim şeylerin üzerinde duruyordu. Kaynak: ( ) Toplumsal değişme çalışmalarının önemli bir kavramı endüstrileşmeden doğan toplumsal desenler ifade eden modernitedir (Macionis, ). Bütün dünyayı farklı düzeylerde etkileyen bir toplumsal değişme biçimi olarak modernleşme tarım kültürüne sahip toplumların endüstri toplumlarına dönüşme süreçlerini ifade eder. Modernleşmenin geleneksel kültürleri yok ettiğine ilişkin yaygın kanıya rağmen Hindistan ve Japonya örneğinde olduğu gibi bir arada bulunduğu toplumlar da söz konusudur. Yakınsama (Convergence) kuramına göre, modernizasyon Batılı ve Batılı olmayan toplumları kültürel engelleri yıkarak bir araya getirmekte ve küresel bir toplum ortaya çıkarmaktadır. Iraksama (Divergence) kuramına göre ise özellikle birçok Asyalı ve Müslüman toplumlar Batı kültürünü reddetmekte, özgün kültürlerini sürdürmektedirler (Thio, ). Modernleşmenin temel özellikleri aynı zamanda geleneksel toplumlarda yaşanan toplumsal değişmenin hangi alanlarda gerçekleştiğini de yansıtmaktadır. Bu özellikleri şöyle ifade edebiliriz (Macionis, ), Küçük geleneksel toplulukların yok olması, Kişisel tercih alanının genişlemesi, Toplumsal çeşitliliğin artması, Gelecek yönelimlilik ve gelişen zaman bilinci. TOPLUMSAL DEĞİŞMENİN NEDENLERİ Toplumsal değişmeyi tek bir etkenle açıklamaya çalışmak mümkün değildir. İnsanın toplumsal gelişimi, avcı-toplayıcı toplumlardan kırsal toplumlara, geleneksel uygarlıklardan günümüzün son derece karmaşık toplum düzenlerine kadar olan çeşitliliği sınırlı yaklaşımlarla kavranamamaktadır (Giddens, 79). Toplumsal değişmenin çok çeşitli kaynakları vardır, bu kaynakları iç ve dış kaynaklar olarak sınıflandırabiliriz. İç kaynaklar; çevresel değişmeler, istila, kültürel temas, yayılma gibi etkenler iken dış kaynaklar, keşifler ve icatlar, nüfus hareketleri gibi etkenlerdir (Özkalp, vd.). Farklı bir sınıflandırma ise fiziksel çevre, politik örgütsel ve kültürel etkenler biçiminde yapılabilir (Giddens, 79). Bu etkenler irdelendiğinde toplumsal değişmenin çok farklı kaynaklarının olduğu ve bu etkenlerin 41

46 farklı düzeylerde toplumsal değişmelere yol açtığı aynı zamanda farklı toplumlar için farklı etkenlerin daha önemli olduğu görülmektedir. Toplumsal değişmeye kaynaklık eden çeşitli etkenlerin bazı özellikleri aşağıda verilmiştir (Giddens, ,; Bozkurt, ; Özkalp, ); İklimlerin ve coğrafyanın insanların karakterlerini biçimlendirdiği ve bütün uygarlıkların uygun coğrafi koşullarda ortaya çıktığına ilişkin düşünceler çok eskilere dayanmaktadır. Ancak toplumsal değişmenin sadece fiziki çevreye indirgenmesi doğru olmasa da insanların yaşadıkları fiziki çevre toplumsal örgütlenmelerini etkilemektedir. Kutuplarda yaşayanlar tropikal bölgelerde yaşayanlara göre farklı alışkanlık ve pratikler geliştirirler, yine de çevrenin toplumsal değişme üzerinde doğrudan etkisinin çok büyük olmadığı söylenebilir. Nüfus yapısı da toplumları dönüştüren etkenlerdendir. Nüfusun yaşlanması önemli bir değişime yol açabilir. Değişim ve dönüşüme yol açan önemli nüfus hareketi ise göçtür. Kültür toplumsal değişmeyi etkiler fakat tek etken değildir. Weber kültürün ve kültürün önemli bir unsuru olan din olgusunun toplumlar üzerindeki etkisini açıklamıştır. Kültürde meydana gelen değişmeler bir biçimde toplumsal değişmeye neden olur. Toplumsal değişmeye yol açan kültürel etkenler arasında dinin etkileri, iletişim sistemleri, yazının bulunmasının etkileri, Hz. İsa, Hz. Muhammed, Sezar, Newton vb. liderlerin etkileri sayılabilir. Kültürel değişmenin üç önemli kaynağı, icatlar, buluşlar ve yayılımdır. Buluşlar yeni objeleri yeni düşüncelere ve toplumsal desenlere kaynaklık eder larda başlayan roket araştırmalarının devamında uzay gemileri ortaya çıkmıştır, yüzyılda ise insanların uzay seyahati yapabileceği öngörülmektedir. Tıbbi buluşlar insanın yaşam süresini uzatmıştır. Ürün, insan ve enformasyonun bir kültürden diğerine yayılması da toplumsal değişime yol açmıştır. Anadolu da bulunan paranın, Avrupa da bulunan saatin, Asya daki dokumacılığın, elbiselerin dünyaya yayılması örnek olarak verilebilir. Toplumsal yapıdaki çatışmalar da önemli bir toplumsal değişme faktörü olarak görüfunduszeue.infodaki çatışmalar var olan eşitsizliklerden kaynaklanmaktadır. Marx ın öne sürdüğü gibi, çatışmanın yol açtığı süreçlerin toplumsal değişme üzerinde önemli etkisi vardır. Örneğin Batılı devletlerin sömürgeci tutumları da birçok toplum açısından değişimin çoğu zaman zorlayıcı kaynağı olmuştur. Batıda Sanayi toplumlarının gelişimi dünyanın birçok bölgesinin sömürgeleştirilmesine yol açarken bu sömürgeleştirme süreci uzun süredir varlığını koruyan toplumsal düzenlerin ve kültürlerin kökten bir biçimde değişmesine yol açmıştır. Diğer bir önemli değişim kaynağı ise düşüncelerdir. Max Weber çatışmanın yanı sıra düşüncelerin de toplumsal değişme üzerindeki etkisini açıklamıştır. Karizmatik liderlerin toplumsal değişmeye yol açacak düşünceleri ve mesajları buna örnektir. Bu bağlamda dini düşüncelerin değişme üzerindeki etkisi de söz konusudur. Endüstriyel kapitalizm, Protestan iş ahlakının güçlü olduğu Batı Avrupa da gelişmiştir. Düşüncelerin aynı zamanda toplumsal hareketleri de yönlendirme özelliği vardır. Bir diğer önemli değişim kaynağı ise teknolojidir. Teknolojinin toplumsal değişme üzerindeki etkisi tartışılamaz. Kültürel ve ekonomik açıdan endüstri sonrası dönemi yaşayan ülkelerin gerisinde bulunan toplumlar teknoloji yoluyla söz konusu uygarlıkların değerlerinin bir anlamda işgaline uğramıştır. Çevremizde teknolojinin yarattığı değişimleri rahatlıkla gözlemleyebiliriz, özellikle kitle iletişim araçlarından biri olan televizyon insanların yaşam tarzlarını, düşünüşlerini, kültürlerini değişime uğratmıştır. Teknolojinin toplumsal değişme üzerindeki etkisi tek yönlü olmamaktadır. Örneğin TV ve internet her türlü bilgiyi ve her düzeyde programı herkese ulaştırmakta, bireyleri ve toplulukları üzerinde etkili olmakta ve biçimlendirmektedir. Teknoloji ve kitle iletişim araçları toplumsal yaşamda önemli değişimlere yol açmaktadır. Toplumsal değişmeye yol açan etkenler nelerdir? 42

47 TOPLUMSAL DEĞİŞMEYE İLİŞKİN YAKLAŞIMLAR Toplumsal değişmeyi tek bir unsurla açıklayan kuramlar üç grupta toplanabilir; teknolojiye önem verenler, ekonomiye önem verenler, ideolojiye önem verenler (Tezcan, ). Toplumsal değişme kuramlarını, Evrimci Kuram, Çevrimsel Kuramlar, Çatışma Kuramları, İşlevselci Kuramlar ve Etkileşimci Kuramlar olarak sınıflayabiliriz. Evrimci Kuram: yüzyılda çok sayıda düşünür toplumsal düzensizliği ve değişmeyi evrimsel gelişme temelinde açıklamıştır. Comte a göre toplumlar evrimleşerek daha iyiye ve doğruya ulaşacaktır. Toplumlar teolojik, metafizik ve pozitivist aşamalardan geçerek evrimleşir ve bu süreçte toplumsal değişme meydana gelir (Özkalp, ). Kurama göre toplumlar aşama aşama basitten karmaşığa doğru değişmektedir. İşlevselci Herbert Spencer kuramın ilk temsilcilerindendir. Ona göre bütün toplumlar tek biçimdeki evrimin doğal yasalarını izlemektedir. En güçlü olanın yaşamda kalması biçiminde özetlenebilecek bu yasalara göre bunu başaran toplumlar yaşamaya devam eder ve gelişmesi kaçınılmazdır, başaramayanlar ise yok olmaya mahkûmdur. Kuram, Batı kültürünü medeniyetin en üst düzeyi olarak sunan aşırı etnik merkezciliği nedeniyle eleştirilmiştir. Modern evrimciler basitten karmaşığa doğru gelişmeyi kabul etmekle birlikte bunun her zaman bir iyileşme anlamına gelmeyeceği görüşündedirler (Thio, ). İşlevselci Yaklaşım: En önemli temsilcisi Parsons a göre toplumsal değişmenin incelenebilmesi için öncelikle toplumsal yapı ele alınmalıdır. Değişmenin temeli toplumsal yapı, toplumsal sistemdir. Çeşitli toplumsal işlevler farklılaşma sürecinde yeni yapılara evrilir, toplumsallaşmanın aileden okula, üretimin bireysel işyerinden atölye ve fabrikalara kayması gibi. Farklılaşma ile işlevlerin bölünmesi yeni bir bütünleşmeyi gerektirir. Toplumsal değişme bir denge içinde oluşan bir evrim niteliğindedir (Tezcan, ). Toplumun bütün parçaları bazı işlevleri yerine getirir ve birbirlerine bağımlıdır bu nedenle parçalardan birinde meydana gelen değişim diğer parçalarda dengeleyici değişimlere yol açar. Toplum yeniden dengeyi sağlamak için değişim geçirir. Kuram aşamalı değişimleri açıklama konusunda işlevsel kabul edilirken devrim hareketlerinin yarattığı değişimi açıklamakta yetersiz görülmüş, aynı zamanda toplumları olduğundan daha istikrarlı ve uyum içinde gösterdiği için eleştirilmiştir (Thio, ). Çevrimsel Kuram: Evrimci yaklaşım tek yönlü bir toplumsal değişimi var sayarken çevrimsel kuram toplumların sonsuz çevrim serileri boyunca ileri-geri ve yukarı-aşağı hareket ettiğini ileri sürer. Alman tarihçi Oswald Spengler kuramın ilk temsilcilerindendir. Toplumları ve medeniyetleri bir organizma gibi değerlendiren Spengler, doğum, gençlik, olgunluk, yaşlılık ve ölüm çevrimlerinin toplumlar için de geçerli olduğunu savunmuştur. Spengler in kuramı bilimsel olmaktan çok şiirsel olarak görülmüş ve eleştirilmiştir (Thio, ). Sorokin de toplumların tek çizgi boyunca gelişimi düşüncesine karşı çıkar, ona göre tarihsel süreçte hiçbir toplum sadece gelişmez, yükselmelerin yanı sıra düşüşler de vardır (Tezcan, 17). Çatışma Kuramı: Diyalektik modeller bu kapsamda yer alır. Değişme toplumsal sınıfların çatışmasının ürünüdür. Toplum bu çatışmalarla çeşitli aşamalardan geçer. Sürecin sonunda sınıflar ortadan kalkacak ve toplum dengeye ulaşacaktır. Marx ın görüşüne göre bütün toplumsal yapının ve toplumsal değişmenin tek belirleyicisi ekonomik ilişkilerdir. Ancak toplumsal değişmeyi etkileyen hukuk, edebiyat, sanat, din gibi daha birçok etken de söz konusudur (Özkalp, ). Yaklaşıma göre toplumlar karşıt iki keskin gücün mücadelesi sonucunda çabucak ve kökten bir biçimde değişebilir. Marx kapitalist toplum geliştikçe, işçilerin daha çok bir araya geleceklerini, yabancılaşma ve sınıf bilinci gibi etkenlerle işçi sınıfının kapitalist sınıfa karşı devrim gerçekleştireceğini var sayar. Bu öngörüler ilerleyen süreçte gerçekleşmemiştir. Marx ın, geniş orta sınıfın ortaya çıkışını ve yönetimlerin toplumsal çatışmalara, işçilerin koşullarını iyileştirerek karşılık verebileceğini öngöremediği söylenebilir. Kapitalist yönetimler bu görüşten yararlanarak işçilerin sorunlarına çözüm aramaya başlamıştır (Thio, ). Geliştirilen üretim olanak ve araçları önceki üretim araçlarına göre kurulmuş olan üretim ilişkileri düzeni ile çatışarak yeni üretim biçimi, yeni bir sınıf ve yeni bir ideoloji ortaya çıkarır. Değişim, dışsal bir etkinin ürünü olarak değil, toplumun kendi içinden gelen bir kaynağa bağlı olarak düşünülür (Tezcan, 19). 43

48 Sembolik Etkileşimci Perspektif: Sembolik etkileşimciliğe göre insanlar etkin bir biçimde dünyayı yorumlar ve buna göre davranırlar. Toplum yeni bir toplumsal yaşam ortaya çıkarmak üzere değiştiğinde insanlar dünyayı geçmiştekinden daha farklı tanımayacaklardır. Bireyler genç ise yaşanmakta olan dünyaya alışkın olduklarından önceki toplumsal yaşama alışkın olan anne-babalarıyla yeni dünyayı yorumlayışlarında farklılıklar olacaktır. Toplumsal değişme bireylerin kendilik algılarını da başkalarıyla etkileşimlerini de dönüştürür (Thio, ). Toplumsal değişmeye ilişkin temel yaklaşımlar nelerdir? TOPLUMSAL EŞİTSİZLİK VE TABAKALAŞMA Bir toplumda yaşayan herkes aynı ya da eşit koşullarda bulunmaz, bireyler yaşamlarının her aşamasında çeşitli farklılıklar ve eşitsizlikler deneyimlerler. Titanik in batması ile yaşamını kaybeden ya da kurtulan insanların özellikleri toplumsal eşitsizliklerin insanların yaşamlarını nasıl etkileyebileceğinin göstergesi niteliğindedir kişinin kaybedildiği kazada önce kadınlar ve çocuklar kurtarma botlarına bindirilmişti bu nedenle ölenlerin % 80 i erkekti. Birinci sınıf bilet taşıyanların %60 ından fazlası kurtarılanlar arasındaydı çünkü üst katlarda kaldıkları için kurtarma botlarına daha kolay ulaşabildiler. İkinci sınıftakilerin %36 sı, geminin en alt bölümünde kalan üçüncü sınıfların ise %24 ü kurtulabilmiştir. Titanik yolcuları arasındaki sınıf farklılığı kamara özelliği olmaktan öte ölüm kalım konusu olmuştur (Macionis, ). Resim Titanik Batarken Kaynak: ( ) Toplumsal ve ekonomik eşitsizlik analizi başlangıçtan bu yana sosyolojinin temel ilgi alanlarından biri olmuştur. Bunun en önemli nedeni, modernitenin yaratmış olduğu yeni toplumsal eşitsizliklerin anlaşılmasına duyulan gereksinimdir. Bu eşitsizlikler toplumsal değişme açısından olumlu olduğu kadar olumsuz sonuçlar da ortaya çıkarmaktadır. Bu iki durum da sosyolojinin çalışma konuları arasında yer almıştır. Sosyologlar eşitsizliğin bireyler tarafından deneyimlenmesiyle ve eşitsizliğin gerçekliğiyle ilgilenirler. Toplumsal eşitsizlik söz konusu mudur, hangi temelde vardır, insanlar buna nasıl karşılık vermektedirler, eşitsizliklerin önem derecesi farklı mıdır, farklı toplumlarda farklı eşitsizlik yapıları var mıdır gibi sorulara cevap aranır (Bilton vd. ). 44

49 Resim Amerikalıların oturdukları yemek masaları toplumsal sınıflarının göstergesi niteliğindedir. %1 i oluşturan zirvedekiler öğünlerini lüks bir masada, orta sınıf mütevazı bir masada, en at sınıflar ise çöplüklerde yer Kaynak: ( ) İnsanlar ve gruplar arasında var olan eşitsizlikleri tanımlamak üzere sosyologlar tabakalaşmayı kullanırlar. Tabakalaşma, sosyologların ilgilerinin odak noktası konumundadır çünkü modern toplumlar geniş ölçekli eşitsizlikler içerir. Tabakalaşma (stratification) kelimesi katman kelimesinden gelmektedir (strata-layer), bu kavramla kaya tabakalarının birbirinin üstüne gelmesine atıf yapılmaktadır. Kadınerkek, zengin-fakir, siyah-beyaz ve sınıflar arasında eşitsizlikler vardır. Tabakalaşma cinsiyet, yaş, askeri konum ve dini sıfatlar nedeniyle de oluşabilir. Bireyler ve gruplar tabakalaşma şemasındaki konumlarına uygun olarak toplumsal ödüllere farklı düzeyde ulaşmanın çeşitliliğini deneyimlerler. Basit bir şekilde tabakalaşma, farklı insan gruplaşmaları arasındaki yapılaşmış-yapısal eşitsizlikler olarak tanımlanabilir. Toplumların daha çok tercih edilenin en üstte, daha az ayrıcalıklı olanın da en alta yakın olduğu bir hiyerarşi içinde tabakalar dan oluştuğu düşünülebilir (Browne, 11;Giddens ve Griffiths, ). Bütünüyle eşitliğe dayalı bir toplum hala bir düş olarak kalmaya devam etmektedir. En basitinden en karmaşığına bütün insan toplulukları bir çeşit toplumsal eşitsizlik gösterir. Güç, saygınlık ve zenginlik bütün toplumlarda bireyler ve toplumsal gruplar arasında eşit olmayan biçimde dağıtılmıştır. Toplumsal eşitsizlik toplumsal olarak üretilmiş eşitsizlikler anlamını taşır. Toplumsal tabakalaşma, toplumsal eşitsizliğin belirli bir biçimidir, saygınlık ve zenginlik gibi ölçütler açısından birbirlerinin altında ya da üstünde sıralanmış farklı toplumsal grupların varlığını ifade eder (Haralambos ve Holborn, 21). Bireysel kazanımlara ve doğuma bağlı olan tabakalaşma, toplumlarda tarih boyunca değişim ve dönüşüm içinde var olmuştur. Avcılık ve toplayıcılığa dayanan ilk insan topluluklarında tabakalaşma, paylaşılacak kaynakların ve zenginliğin de azlığı nedeniyle çok az düzeyde gerçekleşmiş, tarımın gelişmesi daha çok zenginliğin üretilmesine yol açarak toplumsal tabakalaşmanın da artmasını sağlamıştır. Tarım toplumunun gereksinimleri kast sistemlerini oluşturmuştur. Bu toplumlarda tabakalaşma piramide benzemektedir. Geniş ölçekte insanlar alt tarafta iken az sayıda başarılı olanlar piramidin üstüne doğru tırmanırlar. İnsanların yeteneklerine bağlı olan endüstriyel üretim ise sınıf sistemini ortaya çıkarmıştır. Günümüz endüstri ve endüstri sonrası toplumları çok karmaşıktır ve gözyaşı damlasına benzemektedir. Geniş ölçekte insanlar orta ve alt-ortada sıralanırlar, daha az sayıda insan alt tarafta, çok az sayıda insan ise en üstte yer alır. (Macionis,). Sosyolojik açıdan insanların yaşamlarında aldıkları ödüller, karşılıklar üç grupta toplanabilir; zenginlik, güç ve saygınlık. Bunlar sırasıyla ekonomik, siyasal ve toplumsal ödüllerdir. Genellikle birlikte bulunurlar yani zenginler aynı zamanda politik güce ve saygınlığa da sahip olurlar. Ancak birisinin varlığı diğerlerini zorunlu kılmaz. Örneğin öğretmenlerle karşılaştırıldığında bazı yerleşim birimlerindeki temizlik işçilerinin daha fazla para kazanmalarına rağmen toplumda daha az saygın ve güç sahibidirler (Thio, ; Giddens ve Griffiths, ). 45

50 Tabakalaşmaya ilişkin önemli kavramlar aşağıdaki biçimde tanımlanabilir (Browne, 12); Ekonomik eşitsizlik: Zenginlik, gelir ve çalışma saatleri gibi bireylerin yaşamlarını etkileyen maddi ölçütlere ilişkin eşitsizlik. Yaşam Fırsatları: Toplumda istenilir şeylere sahip olma ve istenmeyen şeylerden kaçınmakorunmaya ilişkin fırsatlar. İyi bir ev, sağlık, tatil, iş güvenliği ve eğitimde başarı gibi istenilir ve hastalık, işsizlik gibi kaçınılacak şeyler. Statü: Bir grup ya da toplulukta, farklı konumlara öteki üyeler tarafından atfedilen saygı. Hıristiyan bir toplumda bir papaza yüklenen yüksek statü büyücülükle uğraşan cadılık atfedilenlere verilmez. Verili Rol: Bireye doğumuyla birlikte verilen ve genellikle yaş, cinsiyet, doğum yeri ve aile gibi değişmeyen roller. Kazanılmış Rol: Bireylerin kendi çabaları ile eğitim, yetenek, kariyer gibi kanallarla kazandıkları rol. Statü Sembolleri: Bireylerin statülerini başkalarına gösteren şeyler. Sahip olunan iş, para harcama tarzı, yaşanılan ev, kullanılan otomobil modeli vb. genel yaşam tarzı. Toplumsal hareketlilik: Toplumsal tabakalar arasında yukarı ya da aşağı doğru hareketlilik. Toplumsal tabakalaşma toplumsal grupların hiyerarşisi niteliğindedir. Bir tabakanın üyeleri ortak bir kimliğe, ortak çıkarlara, benzer yaşam tarzlarına sahiptirler (Haralambos ve Holborn, 22). Toplumsal tabakalaşma dört temel ilke üzerine yapılanır (Macionis, ); Toplumsal tabalaşma, toplumun bir özelliğidir, bireysel farklılıkların basit bir yansıması değildir. nesiller boyunca ısrarlı bir biçimde varlığını sürdürür. evrenseldir ancak farklı biçimleri vardır. sadece eşitsizlikleri değil inançları da kapsar. TOPLUMSAL TABAKLAŞMA SİSTEMLERİ Sosyologların tanımlamış olduğu temel tabakalaşma sistemlerini şöyle ifade edebiliriz; Eşitlikçi Sistem, Efendi-Köle Sistemi, Kast Sistemi, Feodal Zümreler Sistemi ve Sınıf Sistemi (Thio, ; Browne, ). Bu sistemler bazen aynı zamanda bir arada da bulunabilirler. Eski Yunan da ve ABD nin güneyinde yüzyılın ikinci yarısındaki iç savaş öncesi sınıfların yanı sıra köleliğin de var olması gibi. Toplumsal tabakalaşma sistemlerinin üç ortak özelliği söz konusudur (Giddens ve Griffiths, ); Tasnif, ortak nitelikleri taşıyan bireylerin toplumsal kategorilerine uygulanır. Bu bireylerin birbirleriyle etkileşim içinde olmaları koşul değildir. Kadınlar erkeklerden, fakirler zenginlerden farklı tasnif edilebilir. Bu bireylerin belirli bir kategoriden bireylerin sıralamalarını değiştiremeyecekleri anlamına gelmez. Kategori, birey başka bir kategoriye doğru hareket etse de yine var olmaya devam eder. İnsanların yaşam deneyimleri ve fırsatları güçlü biçimde bireylerin tasnif edildikleri toplumsal kategoriye bağlıdır. Farklı toplumsal kategorilere ait sıralamalar zaman içinde çok yavaş değişir. Örneğin, İngiliz toplumunda kadınlar daha yakın zamanlarda erkekler karşısında eşitlik kazanabilmişlerdir. Eşitlikçi Sistem: Tabakalaşmanın az olduğu toplumlar eşitsizliğin de en az düzeyde olduğu toplumlardır. Avcı-toplayıcı toplumlar bu bağlamda en eşitlikçi toplumlardır. Bunun yanı sıra erkekler kadınlardan, Şamanlar diğerlerinden ve iyi avcılar diğer üyelerden daha yüksek statüde yer alırlar (Thio, ). Efendi Köle Sistemi: Bu sistemde bazı insanları hizmet etmeleri için başkaları sahiplenir. Eski Mısır, Roma ve Yunanda mevcut olan bu sistem yakın dönemlerde ABD de de görülmüştür. Köleler, 46

51 yoksullardan, etnik açıdan aşağı görülen gruplardan, fethedilen ülkelerden getirilen insanlardan oluşmuştu ve daha çok kol gücüne dayalı işlerde çalıştırılmışlardı. Günümüzde kölelik bütün toplumlarda yasal olarak yasaklanmasına karşın çeşitli biçimlerde varlığını sürdürmektedir (Thio, ). Kast Sistemi: En belirgin örneğinin Hindistan da görüldüğü kast sistemi bireylere hayat boyu taşınan sosyal statülerin verilmiş olduğu toplumsal bir sistemdir. Farklı toplumsal katmanlar kapalıdır ve bireyler toplumsal katmanlarını doğumdan ölüme sürdürmek zorundadırlar. Toplumsal statüler bireylerin kişilik özellikleri ile yakından ilişkilidir, ırk ya da etnik köken ya da anne-babanın inancı kastı belirleyicidir. Tarım toplumlarında görülen bu tipik sistem Hindistan ın kırsal kesimlerinde varlığını sürdürmüştür. Bu sistem Avrupa da da farklı biçimlerde yer almış, Yahudilere belirli dönemlerde ayrı bir kast gibi davranılmış, şehirlerin belirli bir bölgesinde kendi içlerinde yaşamaya zorlanmışlardır. Günümüzde varlığını sürdürmekte olan az sayıdaki kast sistemi örneği ise küreselleşmenin engelleyici özelliğinden yoğun biçimde etkilenmektedir (Giddens ve Griffiths, ). Hindu kast sistemi iki bin yıllık geçmişi olan Hindu dini inancını yansıtmaktadır. Belirli meslek gruplarıyla yakından ilişkili dört temel kast vardır. Brahmanlar (bilgin ve ruhani liderler) tepede yer alırlar, onları Kşatriyalar ( askerler ve yöneticiler), Vaisyalar (çiftçiler ve tüccarlar) ve Sudralar (işçiler ve zanaatkârlar) izler. Bu dört kastın en altında Dalitler (dokunulmayanlar- ezilmiş insanlar) bulunur. İnsanların pisliklerini taşımak, çöplüklerden yiyecek aramak gibi özellikler bu gruba aittir de yasadışı ilan edilmesine karşın özellikle kırsal bölgelerde etkisini sürdürmektedir. Ancak modern Hindistan ın kapitalist ekonomisi ve küreselleşme farklı kastlardan insanları bir araya getirmekte ve kast sisteminin etkisini giderek zayıflatmaktadır. Bir diğer örnek ise de sonlanan Güney Afrika daki kast sistemidir. Apartheid olarak adlandırılan bu sistem bütünüyle ırksal özelliklere dayanmaktadır. Siyahiler, Hindular ve Asyalılar toplumsal düzen içinde Beyazlardan ayrı ve alt seviyede kastlar olarak kabul edilmiştir (Giddens ve Griffiths, ). Resim Hindu Kast Sistemi, piramidin en tepesinde Brahmanlar (bilgin ve ruhani liderler) vardır, onları Kşatriyalar (askerler ve yöneticiler), Vaisyalar (çiftçiler ve tüccarlar) ve Sudralar (işçiler ve zanaatkârlar) izlemektedir. Kastlar arasında geçişlilik söz konusu değildir. Kaynak: ( ) Kast sistemi tabakalaşma sistemleri arasında en katısı olarak bilinmektedir. Her bir tabaka kast olarak adlandırılır ve hiyerarşi açıkça tanımlanmıştır. Hindu inanışları doğrultusunda bireyler doğumla birlikte verilen toplumsal pozisyonlara sahip olurlar. Reenkarnasyon inancı doğrultusunda bireylerin içine doğdukları kastın önceki yaşamlarının sonucu olduğuna inanılır. Birey kastını bütünüyle kabullenerek bir 47

52 sonraki yaşamında bir üst kasta geçebilecektir (Browne, 13). Küreselleşme dünya çapındaki kast düzenlerinin sonunu Güney Afrika örneğinde olduğu gibi çeşitli yasal düzenlemelerle hızlandırmaktadır. Ancak Batı ya göç eden Hint ailelerinin kendi çocukları için kast evliliğini gözetmeleri örneğinde de görüldüğü gibi kast sisteminin kimi izleri sanayi sonrası toplumlarda hala yaşayabilmektedir (Giddens, ). Feodal Zümre Sistemi: Feodal zümreler sisteminde tabakalaşma sisteminin temelini toprak sahipliği oluşturur (Browne, 13). Zümreler, Avrupa feodalizminin ve diğer birçok geleneksel medeniyetin parçasıdır. Zümre sisteminde birbirine karşı sorumlulukları ve hakları olan değişik tabakalar söz konusudur. En üstte yer alan zümre aristokratlar ve eşraftır. Ruhban sınıfı diğer bir tabakadır. Aşağıda bir tabaka olmasına rağmen özgün bir takım ayrıcalıklara ve güce sahiptir. Üçüncü tabakayı ise halk tabakası, serfler, özgür köylüler, tüccarlar ve zanaatkârlar oluşturur. Zümreler arasında hareketlilik ve evlilikler belirli bir düzeyde hoş görülmektedir. Halk zümresinden gelenler şövalye olabilirler ya da tüccarlar krallara gerekli ödemeleri yaptıklarında kimi asil sıfatlar kazanabilirler. Bu sistemin kalıntıları Britanya da hala yaşatılmakta, işadamları, sanatçılar vb. hizmetleri karşılığında şövalyelikle onurlandırılmaktadırlar (Giddens ve Griffiths, ). Resim Kraliçe tarafından Sir unvanı ile onurlandırılan Beatles Grubu ndan Paul McCartney Kaynak: ( ) Feodal zümre sisteminin üç önemli özelliği bulunmaktadır (Bottomore, aktaran Doğan, ); Zümreler, hukuki olarak ifade edilmiştir. Her bir zümrenin hak, yükümlülük ve ayrıcalıkları yasal olarak belirlenmiştir, geniş ölçekte yaygın bir iş bölümünü yansıtır, aynı zamanda siyasal grupları ifade eder. Feodal sistem, merkezi siyasal güçlerin çökmesinin ardından ortaya çıkan kaos ve güç mücadelesi ile birlikte görülmüştür (Thio, ). Zümre düzeninde yasalar birbiriyle eşit olmayan zümreler oluşturarak onların varlığını güvence altına alır. Zümrelerin belirli görevleri vardır ve kraliyet ailesi, soylular, özgür yurttaşlar, serfler ve köleler biçiminde tabakalanır (Özkalp, ). Sınıf Sistemi: Sınıf (class) kelimesi ve yüzyıllarda kullanılmıştır. Kategorileri ve sıralamayı ifade eden kelime bugünkü kavramsal içeriğini yüzyıl ikinci yarısından itibaren kazanmıştır (Doğan, ). Endüstrileşme ile birlikte dönüşüm geçiren toplumsal koşullarda ortaya çıkan sınıf sistemi birçok açıdan kölelik, kast ve zümreden (mülk sahipleri) farklıdır. Sınıf, yaşam biçimlerini etkileyen genel ekonomik kaynakları paylaşan büyük çaptaki insan öbeği olarak tanımlanabilir. Sınıf düzeninin diğer tabakalaşma biçimlerinden farklarını şöyle sıralayabiliriz (Giddens, ); 48

53 Sınıflar arasındaki sınırlar keskin değildir. Sınıflar arası evlilikleri engelleyen yasal düzenlemeler yoktur. Birey sınıfını sadece doğumla elde etmez. Yukarı ve aşağı doğru hareketlilik diğer türlerden daha yaygındır. Sınıf düzenleri büyük çaplıdır, kişisel değildir. Resim Toplumsal Sınıf Sisteminde tabakalaşma piramit biçiminde değil gözyaşı damlası modelinde ifade edilebilir. % 1 lik en üst kısımda kapitalistler, % 14 lük kısımda üst-orta sınıf, % 30 luk kısımda orta sınıf, % 20 lik kısımda işçi sınıfı, izleyen % 13 lük kısımda fakir işçiler ve en alttaki % 12 lik kısımda alt sınıf yer alır. Kaynak: ( ) Sınıf sistemi özellikle kast sisteminden farklı olarak daha açık bir tabakalaşma sistemidir ve bireylerin sistemdeki konumları kazanılabilir, eğitim ve becerilerdeki farklılaşma ile değişebilir niteliktedir (Thio, ). Resim Üst sınıfların yaşadığı Beverly Hills te Ben sadece bir orta sınıfım diyen bir dilenci. Kaynak: ( ) 49

54 Kast sisteminin geliştiği tarım toplumları ile karşılaştırıldığında endüstri toplumları daha çok meritokrasiye doğru gelişme göstermektedir. Toplumsal tabakalaşma kişisel yetenek ve liyakate göre yapılanır, çünkü endüstri toplumları çiftçiliğin ötesinde çok sayıda ve nitelikte yeteneklere gereksinim duyar. Tabakalaşma sadece tesadüfî doğumla değil yeteneklere göre şekillenir ancak kast sisteminin bazı nitelikleri sınıf sisteminde de görülmektedir. Kast sistemi insan potansiyelini boşa harcar ancak bunun yanında oldukça kurallı, düzenlidir. Endüstri toplumlarının sadece yeteneklere göre yapılanacak saf meritokrasiyi geliştirmeyip nesilden nesile zenginliğin aktarılması gibi kast sistemi ile benzer bazı özelliklere sahip olmasının gerekçesi de budur. Bütünüyle meritokrasi var olduğunda ailelerin ve toplumsal grupların önemi azalacaktır. Ekonomik başarı her şey değildir bu nedenle endüstri toplumları verimlilik ve etkililik için meritokrasiye doğru yönelir ancak toplumsal düzeni ve bütünlüğü korumak için kast sisteminin bazı özelliklerini de canlı tutar (Macionis, ). Toplumsal tabakalaşma sistemleri nelerdir? TOPLUMSAL TABAKALAŞMAYA İLİŞKİN YAKLAŞIMLAR En önde gelen tabakalaşma kuramları Karl Marx ve Max Weber in geliştirdikleri yaklaşımlardır. Günümüzdeki Neo-Marxist ve Neo-Weberian yaklaşımlar gibi modern tabakalaşma kuramlarının hepsi Marxist ve Weberian perspektiften kaynaklanmıştır. (Giddens, ; Haralambos ve Holborn, ). Bu yaklaşımların yanı sıra İşlevselci-Yapısalcı perspektife de değinmekte yarar vardır. Yaklaşımların her biri tabakalaşmanın oluşması ve yaşatılması konusunda farklı boyutlara ilişkin açıklamalar getirmiştir. Marx ın Yaklaşımı ve Çatışma Perspektifi: Marx ın tabakalaşmaya ilişkin görüşleri, kapitalist sistemin ortaya çıkardığı eşitsizliklerden güçlü bir biçimde etkilenmiştir. Geleneksel toplumlarda yaşam standartları bütün tabakalar için oldukça kıt ve yetersiz iken modern endüstrinin gelişimi ile birlikte zenginlik ve refah daha önce görülmemiş düzeyde üretilmiştir. Ancak çalışanlar, emeklerinin ürettiği zenginliğin çok az bir kısmına ulaşabilmişlerdir. Marx a göre işçi sınıfı fakirleştirilerek dilenci konumuna itilmiştir, eşitsizlik derinleşmiştir (Giddens ve Griffiths, ). Marx, toplumsal sınıflarla ilişkili olarak toplumsal eşitsizliğin bütün biçimlerinin azaltılmasını, yok edilmesini önemli görmüş ve sınıfların sadece toplumdaki önemli toplumsal grupları biçimlendirdiğini varsaymıştır (Haralambos ve Holborn, 39). Tabakalaşma, Marx ın yaklaşımı ve çatışma kuramında bütünleştirici olmaktan çok bölümlere ayırıcı, ayrıştırıcı olarak görülür ve işbirliğine yönelik olmaktan çok bazılarının bazılarını sömürdüğü bir mekanizma olarak tanımlanır. Toplumsal tabakalaşma sistemi, toplumsal grupların üretim araçlarıyla ilişkilerinden kaynaklanır. Marx, tabakalaşma sistemindeki ana tabakayı sınıf olarak adlandırır. Sınıf, üretim araçlarıyla aynı ilişkiye sahip olan üyeleri ifade etmektedir. Örneğin feodal dönemde, üretim araçlarının önemli unsuru olan toprak sahibi olmak sınıfları belirlemektedir. Toprak sahibi aristokratlar ve bu topraklarda çalışan topraksız serfler. Marx ın toplumsal sınıflara dayalı yaklaşımı, üretim araçlarına sahip olma ya da olmamanın belirlediği iki sınıfa dayalıdır. Burjuvazi ya da kapitalist sınıf üretim araçlarına sahiptir, proletarya ya da işçi sınıfı sadece emek gücüne sahiptir ve bunu burjuvaziye kiralar (Haralambos ve Holborn, ; Browne, ). Marx a göre burjuvazinin proletaryayı sömürüsü bu iki sınıf arasında çatışmaya yol açmaktadır. Marx, işçilerin zamanla isyan edeceklerini ve ekonomik eşitliğin olduğu sınıfsız bir toplum kuracaklarını öne sürmüş ancak bu varsayım gelişmiş kapitalist ülkelerde gerçekleşmemiştir larda yazan Marx, işçi sömürüsünün sona erebileceğini, gelir düzeyi yüksek geniş ölçekte beyaz yakalı işçi sınıfının ortaya çıkabileceğini öngörememiştir ler ve lar boyunca burjuvalaşma süreci ile çok sayıda kol gücü ile çalışan işçi orta tabakaya girmiş, orta sınıfa dönüşmüştür (Thio, ; Haralambos ve Holborn, 76). Toplumsal sınıflarda yaşanan dönüşümü açıklamak üzere Erik Olin Wright tarafından geliştirilen Neo-Marxist Sınıf Kuramına göre bazı işçiler özgün sınıflarından farklı olarak yönetici egemen sınıfın bazı özelliklerini taşırlar. Burjuvazi ve proletarya arasında bir konumda yöneticiler ve denetçiler gibi gruplar bulunur. Proletaryadan yarı özerk ücretliler ve burjuvaziden küçük işverenler ortaya çıkar ve bunlar da küçük burjuvayı oluştururlar (Haralambos ve Holborn, ). Yine Marx ın görüşlerinden yola çıkan Dahrendorf ise 50

55

Aöf - Davranış Bilimlerine Giriş

ANADOLU NVERSTES YAYINI NO: AIKRETM FAKLTES YAYINI NO:

DAVRANI BLMLERNE GR

Yazarlar funduszeue.info Enver ZKALP (niteler ) funduszeue.info Hsn ARICI (nite 9) funduszeue.info Rveyde BAYRAKTAR (nite 10) funduszeue.info Orhan AYDIN (niteler 11, 12, 15, 16) funduszeue.info Buket ERKAL (nite 14) funduszeue.info Ali UZUNZ (nite 13)

Editr funduszeue.info Enver ZKALP

ANADOLU NVERSTES

Bu kitabn basm, yaym ve sat haklar Anadolu niversitesine aittir. Uzaktan retim tekniine uygun olarak hazrlanan bu kitabn btn haklar sakldr. lgili kurulutan izin almadan kitabn tm ya da blmleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayt veya baka ekillerde oaltlamaz, baslamaz ve datlamaz. Copyright by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University.

UZAKTAN RETM TASARIM BRM Genel Koordinatr funduszeue.info Levend Kl Genel Koordinatr Yardmcs funduszeue.info Mjgan Bozkaya retim Tasarmcs funduszeue.info Ferruh UZTU Grafik Tasarm Ynetmenleri Prof. T. Fikret Uar funduszeue.info Cemalettin Yldz Televizyon Programlar Yneticisi funduszeue.info Feridun AKYREK Dil ve Yazm Danmanlar funduszeue.info Hlya Pilanc Okt. Meral Akar Okt. Necip Hatipolu lme Deerlendirme Sorumlusu Uzm. Blent Gezen Kitap Koordinasyon Birimi funduszeue.info Feyyaz Bodur Uzm. Nermin zgr Kapak Dzeni Prof. T. Fikret Uar Dizgi Akretim Fakltesi Dizgi Ekibi

Davran Bilimlerine Giri ISBN

3. Bask Bu kitap ANADOLU NVERSTES Web-Ofset Tesislerinde adet baslmtr. ESKEHR, Haziran

indekiler

iii

indekiler
nsz xii alma Yntemi xii Kullanm Klavuzu xiv

Sosyolojiye Giri ve Yntem 1


GR 3 SOSYOLOJNN BAKI AISI VE FARKLILII 3 SOSYOLOJNN DER BLMLER ARASINDAK YER 6 SOSYOLOJNN ALT DALLARI 7 Bilgi Sosyolojisi 7 Ekonomi Sosyolojisi 8 Sanayi Sosyolojisi 8 Kent Sosyolojisi 8 Ky (Krsal) Sosyolojisi 8 Din Sosyolojisi 9 Hukuk (Tze) Sosyolojisi 9 Siyaset Sosyolojisi 9 Eitim Sosyolojisi 9 Uygulamal ve Klinik Sosyolojisi 10 SOSYOLOJDE KULLANILAN ARATIRMA YNTEM VE TEKNKLER.. 10 BLMSEL ARATIRMA LKELER 12 Nesnellik (Objektiflik) 12 Doruluk ve Tekrar 12 Basitlik ve Aklk 12 Snrllk 12 BLMSEL YNTEMDE TAKP EDLMES GEREKEN AAMALAR 13 Sorunu Ortaya Koyup Tanmlamak 14 Konu le lgili Bilgi Toplamak 14 Hipotezi Formle Etmek 14 Verileri Toplamak ve Verileri Analiz Etmek 15 Deney Teknii 15 Gzlem 15 Saha Aratrmas Teknii (Survey) 16 Hipotezle lgili Sonulara Ulamak 18 GVENLRLK VE GEERLLK 18 ARATIRMA ET (AHLAKI) 19 zet 20 Kendimizi Snayalm 21 Yaamn inden 22 Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Kaynaklar 22 Yant Anahtar 22

NTE 1

Sosyolojinin Ortaya k ve Kuramsal Yaklamlar 23


GR 25 LK VE ORTA ADA TOPLUMSAL DNCE SOSYOLOJNN ORTAYA IKII VE BUNU HAZIRLAYAN ETKENLER.. 27 Auguste Comte () 28

NTE 2

iv

indekiler

Herbert Spencer () 28 Karl Marx ve Maddeci Gr () 29 Emile Durkheim () 29 Max Weber () 30 SOSYOLOJDE KURAMSAL YAKLAIMLAR 31 Fonksiyonalist Yaklam 31 atma Yaklam 32 Etkileimcilik Yaklam 33 SOSYOLOJ GELENENDE YEN YAKLAIMLAR: SOSYAL ALIVER KURAMI VE FEMNST KURAM 34 Sosyal Alveri Kuram 34 Feminist Kuram 35 TRKYE'DE SOSYOLOJ 37 zet 38 Kendimizi Snayalm 39 Yaamn inden 40 Biraz Daha Dnelim 40 Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar 40 Yant Anahtar 40

NTE 3

Toplum ve Toplumsal Yap 41


GR 43 TOPLUM 43 Toplumsal Yap 44 Kltr 44 Toplumsal Snf 45 Stat 45 Rol 46 Gruplar 47 Toplumsal Kurumlar 47 TOPLUM TRLER 49 Avc ve Toplayc Toplumlar 50 Gebe ve obanlk Toplumlar 50 Tarm ncesi Toplumlar (lkel Tarm Toplumlar) 51 Tarm Toplumlar 51 Endstriyel Toplumlar 52 zet 53 Kendimizi Snayalm 54 Yaamn inden 55 Biraz Daha Dnelim 55 Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar 55 Yant Anahtar 55

NTE 4

Kltr 57
GR 59 KLTR NEDR? 59 KLTRN ZELLKLER 60 KLTREL FARKLILIKLAR VE KLTREL BRLEME 60 DN VE KLTR 61

indekiler

KLTR OLUTURAN PARALAR NORM VE DEERLER 62 NORM 62 KLTRN KEND NDEK FARKLILIKLARI 65 Popler kltr ve Fakirlik Kltr 66 deal Kltr ve Gerek Kltr 67 Yksek Kltr ve Yaygn Kltr 67 Alt Kltr ve Kart Kltr 68 ETNOSENTRZM VE KLTREL RELATVZM 69 zet 71 Kendimizi Snayalm 72 Yaamn inden 73 Biraz Daha Dnelim 73 Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar 73 Yant Anahtar 73

Toplumsallama 75
GR 77 TOPLUMSALLAMA NEDR? 77 NSANIN DOASI VE ZOLASYONUN TOPLUMSALLAMADAK ETKLER 78 KURUMLARDA YETM OCUKLAR VE TOPLUMSALLAMA 80 TOPLUMSALLAMA LE LGL SOSYOLOJK KURAMLAR 81 Benlik Nedir? 81 funduszeue.info ve Ayna Benlik 82 George Herbert Mead () ve Rol Alma 83 TOPLUMSALLAMADA ETKL KURUMLAR 84 Aile ve Toplumsallama 84 Din Kurumu 86 Eitim 86 Arkada Gruplar 87 Sportif Etkinlikler 88 Kitle letiim Aralar 88 alma ortam 89 YETKN TOPLUMSALLAMASI 89 zet 90 Kendimizi Snayalm 91 Yaamn inden 92 Biraz Daha Dnelim 92 Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar 92 Yant Anahtar 92

NTE 5

Toplumsal Gruplar 93


GR 95 GRUP, YIIN VE KATEGOR FARKLILII 95 GRUP TRLER 97 Birincil Gruplar 97 kincil Gruplar 98 ve D Gruplar 99 Referans Grubu Elektronik Etkileim Gruplar

NTE 6

vi

indekiler

KK GRUPLAR Grubun Bykl Kk Gruptaki Liderlik GRUP NORMLARI zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

NTE 7

Aile Kurumu


GR ALE VE EVLLK KURUMUNUN TANIMI ALE YAPILARI VE TRLER Cinsel likileri Dzenleme Ekonomik Dayanma reme Toplumsallama Geleneksel Geni Aile ENDSTRLEME SREC VE EKRDEK ALE LKS EVLLK BMLER VE ANALZ ALE KURUMUNA TEORK YAKLAIMLAR Fonksiyonalist Yaklam Cinsel Davranlar Dzenlemek Topluma Yeni yeler Kazandrmak Toplumsallama Bakm ve Korunma Salama Sosyal Yerletirme Duygusal Destek Ensest Yasas ve Fonksiyonlar atma Kuram Sembolik Etkileim Kuram BOANMA Bireysel Nedenler Toplumsal Nedenler Boanmalarn ocuklar zerindeki Etkileri Baarl Evliliklerin Nedenleri zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

NTE 8

Toplumsal Tabakalama ve Deime


GR TABAKALAMA Klelik ve Kast Sistemi Zmreler

indekiler

vii

Snf ve Stat Sistemi TOPLUMSAL TABAKALAMA KURAMLARI Marx ve atma Modeli Dahrendorf ve Marx Fonksiyonalist (Grevselci) Yaklam Max Weber ve Toplumsal Tabakalama Bir Sentez ve Lenski'nin Kuram GLOBAL TABAKALAMA VE DNYANIN GELM SREC TOPLUMSAL HAREKETLLK TOPLUMSAL DEME TOPLUMSAL DEMENN TEMEL SAYILTILARI Deime Doal Bir Olgudur Deime Kanlmazdr Deime Sreklidir Deime Gereklidir Deime Benzerlik Gsterir TOPLUMSAL DEMEY YARATAN ETMENLER evresel Etmenler stila Kltrel Temas Yaylma Kaynaklar Keifler ve catlar Nfus Hareketleri Teknoloji ve Toplumsal Deime TOPLUMSAL DEME VE MODERNLEME zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

Psikoloji Bilimine Giri


PSKOLOJNN TANIMI PSKOLOJYLE LGL BEKLENTLER VE BUNLARIN DORULANMA DERECES PSKOLOJNN DER BLMLER ARASINDAK YER PSKOLOJNN DALLARI Deneysel Psikoloji Sosyal Psikoloji Geliim Psikolojisi Uygulamal Psikoloji Psikometrik Psikoloji PSKOLOJNN YNTEM Betimsel Aratrmalar ve lgili Teknikler Doal Gzlem Sistematik Gzlem Testler Anket (Soru Listesi)

NTE 9

viii

indekiler

Mlakat Vak'a ncelemesi Deneysel Aratrmalar Korelatif Aratrmalar zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

NTE 10

Yaam Boyu Geliim Psikolojisi


GR GELM PSKOLOJSNDE BAZI TEMEL KAVRAMLAR Gelime ve Deime Geliim Psikolojisinin Amalar Davrann Gelimesinde Biyolojik ve evresel Etkenler Kaltmn Geliim zerindeki Etkileri: Olgunlama evrenin Geliim zerindeki Etkileri: renme, Sosyalleme Kaltm ve evre Arasndaki Etkileim DAVRANIIN GELMN AAKLAMAYA YNELK BALICA KURAMLAR Sosyal renme Kuram Dnem Kavram ve Geliim Dnemleri Sigmund Freud ve Psikoseksel Geliim Dnemleri Erik funduszeue.infon ve Psikososyal Geliim Dnemleri Erikson'a Gre nsann Sekiz Dnemi Jean Piaget'nin Bilisel Geliim Kuram ve Bilisel Geliim Dnemleri Duyusal-Motor Dnem ( Ya) lem ncesi Dnem ( Ya) Somut lemsel Dnem ( Ya) Formel lemsel Dnem (11 Ya ve Sonras) VCDAN GELM: DORU VE YANLI Freud'un Ahlak Geliimine Yaklam Bilisel-Geliim Yaklam zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

NTE 11

Gdler ve Duygular


GR GD NEDR? OLUMLU VE OLUMSUZ HEDEFLER sel Gdleyiciler Dsal Gdleyiciler BLNDII GDLENME

indekiler

ix

GDLERN SINIFLANDIRILMASI Birincil Gdler Sosyal Gdler GDLERN HYERARS DUYGULAR Duygularn Fizyolojik Temeli Sinir Sistemi ve Duygular Duygularn fadesi DUYGUSAL YAANTILAR DUYGULAR VE PSKOSOMATK BOZUKLUKLAR zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

Duyum ve Alg


GR DUYUM NEDR? ALGI NEDR? ALGININ ZELLKLER Seicilik Deimezlik rgtlenme Derinlik Algs Monokler pular Binokler pular ALGI YANILMALARI ALGIDA RENMENN ROL zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

NTE 12

renme


GR RENMENN TANIMI RENMENN YOLLARI Tepkisel Koullama (Klasik artlanma) Tepkisel Koullamann Temel Kavramlar Tepkisel Koullamann nsanlar in nemi Edimsel (Operant) Koullama Yoluyla renme Edimsel Koullamann Temel Kavramlar Edimsel Davran ve Sonular Arasndaki likiler Pekitirme Tarifeleri Pekitirme Tarifelerinin Davranlara Etkisi ve nemi Gzlem Yoluyla renme (Sosyal renme)

NTE 13

indekiler

zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

NTE 14

Kiilik Psikolojisi ve Kiilik Kuramlar


GR KLK PSKOLOJS VE KLN TANIMI KLN TANIMLANMASI KLN GELMES Biyolojik Etkenler Kaltsal Etkenler Fiziksel Yap evresel Etkenler Kltrel Etkenler Ailenin Etkileri KLK KURAMLARI Kiilik Kuramlarnn Durumu Psikoanalitik Kuram Kiilik Yaps KLK GELM Psikoseksel Geliim Dnemleri FREUD SONRASI PSKODNAMK KURAMLAR: Sosyal Grl Psikoanalistler Alfred Adler Karen Horney Erich Fromm Harry S. Sullivan SOSYAL GRL PSKOANALSTLERN DEERLENDRLMES NSANCIL YAKLAIMI SAVUNAN KLK KURAMLARI Carl Rogers DAVRANII YAKLAIM SOSYAL RENME KURAMLARI KLK DEERLENDRLMES VE KLK TESTLER Objektif Kiilik Testleri Projektif Kiilik Testleri zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

NTE 15

Davran zerine Sosyal Etkiler


GR SOSYAL ETK Uyma Benimseme

indekiler

xi

Benimsemi Grnme NSANLAR NN UYMA DAVRANII GSTERRLER? UYMA DAVRANIINI BELRLEYEN ETKENLER UYMA DAVRANIININ TOPLUMSAL BR LEV VAR MIDIR? AZINLIK ETKS KABUL ETME TAAT Milgram'n taat Deneyi nsanlar Otoriteye Niin taat Eder? GRUBUN BREYN DAVRANILARI ZERNDEK ETKS zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

Tutumlar


GR VE TUTUM KAVRAMI nsanlar nelere Kar Tutum Sahibi Olabilirler? Tutumun Bileenleri Bilisel Bileen Duygusal Bileen Davransal Bileen Tutumlarn zellikleri Kuvvet Derecesi Karmaklk Derecesi Bileenler Aras Tutarllk Dier tutumlarla liki TUTUM VE DAVRANI TUTUMLARIN OLUMASI Ana-Baba Ekisi Akranlarn Etkisi Kitle letiim Aralar Tutum Nesnesiyle Olan Kiisel Yaantlar TUTUMLARIN LLMES TUTUMLARIN DEMES Bilgi Kaynann zellikleri Mesajn zellikleri Hedefin zellikleri GNLK YAAMDA TUTUM DEMES zet Kendimizi Snayalm Yaamn inden Biraz Daha Dnelim Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar Yant Anahtar

NTE 16

Szlk Dizin

xii

nsz

nsz
Davran Bilimlerine Giri dersi Akretim Fakltesi rencilerinin eitimlerinin ilk yllarnda karlatklar derslerden birisidir. Bu dersin elinizdeki kitab da sosyoloji, psikoloji ve sosyal psikoloji ierikli nitelerden olumaktadr. Kitabn ilk sekiz nitesi sosyolojinin temel konu ve kavramlarn ele alrken, dokuz ve ondrdnc niteler genel psikolojiyi, onbe ve onaltnc niteler ise sosyal psikoloji konularn iermektedir. Davran Bilimleri kitab, rencilere hem iinde yaadklar toplumu hem de kendilerini daha iyi tanma amacyla hazrlanmtr. Sosyolojiye ilikin niteler, yaadmz toplumun davranlarmz zerindeki etkilerine ilikin bilgilerimizi gelitirmeyi hedeflemektedir. Genel psikoloji ve sosyal psikolojiye ilikin nite ieriklerinde ise bireyin, yetenekleri, zellikleri, renme becerileri, tutumlar ve geliimine dair temel kavram ve konular incelenmitir. Bu kitap ve ders kapsamnda karlaacanz kavramlar, edineceiniz bilgi, kendinizi, evrenizi daha farkl bir gzle grmenizi, yorumlamanz salayacak bir derinlie sahiptir. Kitap ve televizyon programlar sz edilen tm konular daha iyi anlayabilmeniz amacyla tasarlanmtr. Bu konuda sizlere den kimi grevler de bulunmaktadr. zellikle kitap iinde sra sizde, yaamn iinden ve biraz daha dnelim balklar altnda yer alan uygulama ve tartma sorularn olabildiince cevaplandrmaya aln. Davran Bilimleri, insan ve toplumu dolaysyla hayatmz dorudan ilgilendiren bir ok sorun ve olayla yakndan ilgilidir. Bu nedenle ders kapsamnda rendiiniz kimi kavramlar gndelik hayatnzdaki olaylarla ilikilendirererek, yaknlarnzla tartmaya paylamaya zen gsterin. Baar dileklerimle.

Editr funduszeue.info Enver zkalp Haziran , Eskiehir

alma Yntemi

xiii

alma Yntemi
Bu kitap uzaktan retim ilkelerine gre tasarlanm bir kitap olarak okuyucularnn etkin ve katlmc bir retim sreci iinde olmalar son derece nem kazanmaktadr. Kitapta yer alan konu ve kavramlar televizyon programlaryla desteklenmektedir. TV programlarn izlemeden nce nitelerin nceden allm olmas konu ve kavramlarn anlalmasn kolaylatracaktr. niteler arasnda birbirini tamamlayan ve aan konularla karlaacaksnz. Dikkat ikonu ile birlikte yer alan ve sizleri daha nceki blmlere ynlendiren uyarlar bu btnl salamak iin dnlmtr. Bunun yan sra Sra Sizde bal altndaki uyarlara da zen gstererek, buralarda yer alan tartma sorularn evrenizle paylan. Bylece konular daha iyi anlalacak ve pekiecektir. Davran Bilimleri, insan yaadmz evreyle ilikileri, zcesi kendimizi ve hayat konu alr. Bu nedenle nite banda yer alan rnek Olay ve nite sonundaki Yaamn inden blmlerini kuramsal bilgilerin hayata yansmalar olarak deerlendirin. Yeni ve farkl rnekleri sizler de gelitirmeye aln. Baarlarnzn salkla ve mutlulukla srmesi dileiyle.

xiv

Kullanm Klavuzu

endi kendine renme ilkelerine gre hazrlanm olan bu kitabn ilevlerini renmek iin hazrlanan Kullanm Klavuzu, konular anlamanzda ve snavlara hazrlanmanzda sizlere yarar salayacaktr.
Amalarmz: Amalarmz blm nite sonunda kazanacanz bilgi ve becerileri ifade etmektedir.

rnek Olay: Konulara giri nitelii tayan ve nite iindeki kavramlar gncel yaammzla ilikilendiren okuma paralardr.

Yana kma: nite iinde yeralan nemli bir bilgi, ayn ya da farkl szcklerle ksa bir mesaj olarak sayfa kenarndaki bolukta belirtilir.

Dikkat: Unutmamanz gereken bir konuyu, ek bilgiyi, uyary ya da ynlendirmeyi belirtmek iin kullanlr.

Sra Sizde: Herhangi bir balk altnda yaplan aklamalarn bitiminde ya da arasnda sizlerin aklanan konuyu kavrayp kavramadnz lmenize yardmc olmak iin sorulan sorulardr.

Kullanm Klavuzu

xv

Kendimizi Snayalm: Her nitenin sonunda ilenen konularla ilgili oktan semeli sorular yer alr. Bu sorular size snavlarda sorulacak soru biimine ynelik rnekler verir ve ilenen konuyu renip renmediinizi kendi kendinize lmenize yardmc olur.

zet: nitede ayrntl olarak ilenen konularn ksa aklamalarn ierir. O niteye ilikin bir gr kazanmanz salar. Ama sorularnn ilgili olduklar konular gstermek iin aklamalarn banda ama sorusu yer alr.

Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar: lenen konulara ilikin daha geni bilgi edinmek isteyenlere yararlanabilecekleri dier kaynaklar gsterir.

Yaamn inden: nite iinde yeralan konu ve kavramlara ilikin gncel yaammzdan rnekler. Kavramlar yaamla uygulamayla ilikilendirme amac tar.

Biraz Daha Dnelim: nite amalarna ilikin konu ve kavramlar renip renmediinizi lmeye yardmc olur.

Yant Anahtar: "Kendimizi Snayalm" blmlerindeki sorularn yantlar nite sonunda yer alr.

Sosyolojiye Giri ve Yntem

Amalarmz
Bu niteyi altktan sonra; bir disiplin olan sosyolojiyi tanmlayacak, toplumsal yaamdaki yerini tartabilecek; temel ilgi odan, grup ilikilerindeki nemini ve amacn aklayacak, sosyolojinin alt dallarn tanmlayacak, sosyolojinin kulland yntem ve bilimsel aratrmada takip edilmesi gerekli aamalar rneklerle tartabileceksiniz.

Sosyolojiye Giri ve Yntem

On be yandayken Willie Basket, iki kiiyi New York ehrinin metrosunda ldrerek hkm giyer ve hapishaneye gnderilir. Birka yl sonra ya kk olduu iin serbest braklr. Ancak, ksa bir sre sonra kundaklk suundan tekrar hapse dner. ylna kadar hapishanede kalan Willie, bu sre iersinde kald kouu yedi kere atee verir, sekiz kere gardiyanlara saldrr ve birok kez kamaya teebbs eder. ylnda bir gazeteciyle yapt bir grme srasnda, kendini getiren gardiyan baklayarak ar yaralar. Gazeteci olay ok sama olarak niteler. nk, Willie hibir amac olmadan hi tanmad gardiyan bo yere baklamtr. Willie konumasnda, iinde bulunduu toplumsal sistemi komik bulduunu ve kendisine hibir yarar olmadn syler. Sadece yaratlan canavarla mcadele ettiini belirtir. Acaba Willie Basket nasl bir evrede yetimitir? ahitlerin ifadesine gre Willie'nin annesi ok sevecen ancak pasif bir kadnd. Willie annesine ne zaman babasn sorsa onun da kendisi gibi kt bir insan olduu cevabn almt. Willie'nin hibir zaman babasn tanma ans olmad. Annesi onu dokuz yandayken islahevine gnderdi. Okul yaamnda retmenleri, Willie'yi bir trl kontrol edemediler. Willie bir hastaneye gzlem iin gnderildi. Psikolojik testler, Willie'nin vaktinden nce gelimi scakkanl ve bakalarn anlayabilen bir kii olduunu gsterdi. Bu nedenle kendisinin kuvvetli bir destee ve ynlendirmeye ihtiyac olduu ortaya kt. Bunu yapabilecek kiinin yaratc bir potansiyele ve yksek bir entellektellik dzeyine sahip olmas gerekiyordu. Ancak, hakim, psikoloji merkezinden yaplan bu tavsiyeleri dinlemiyerek, Willie'yi, sulu ocuklarn bulunduu bir islahaneye gnderdi. Willie ile 12 yandan beri birlikte olan ve ona yardm etmeye alan sosyal hizmet uzman Silvia Honig, bu yllarn Willie zerinde ok nemli etkileri olduunu dnmektedir. nk, Willie hibir zaman disipline olmamt, snftan kam, hatta ehire kzlarla ve okulun retmenleriyle gidip sarho oluncaya kadar iki imesine izin verilmiti. Willie bydke daha saldrgan, otorite dinlemeyen biri olmu, bir ocuun gzne sopayla vurarak onu sakat brakm, bir ocua dutayken cinsel saldrda bulunmu, hatta kamyon alarak sosyal hizmet uzmann ziyarete gitmitir. Buna ramen 'de henz ya on drt iken islahaneden braklm ve brakldktan sonra bir yl iinde birok su ilemitir. Bunlarn iinde metroda iledii cinayet de vardr. Willie gelecekten ne beklemektedir? Sonu ne olacaktr? Son cinayetinden sonra Willie hapishanede izole edilmi olarak, tek bana yaamaktadr. Hatta en yakn dostu olan sosyal hizmet uzman bile artk onu ziyaret etmeyi brakmtr. Canavar olan bir dnyada Willie gn getike daha ok canavarlamaktadr. Silvia Honig, Willie'nin ok ksa bir sre iinde ya kendini ya da bir bakasn ldreceine inanmaktadr. Willie ise sosyal hizmet uzmanna "kendisini ldrecek olurlarsa, ancak huzur bulabileceini sylemitir."

Giri - Sosyolojinin Bak As ve Farkll

GR
rnek olaymzdaki durum acaba sizi nasl etkiledi? Willie hakknda neler dndnz? Belki de iledii sulardan tr ona kzp lanetlediniz. En iyi zmn onu asmak olduunu dndnz. te yandan yaplan testler sonucunda olumlu zelliklere sahip olmasna karn, yaad ortamn ve ald eitim sisteminin bireyi nasl azl bir sulu haline getirdiine ahit oldunuz. Yani toplumsal adan bozuk bir ynetimin, nasl tahrip edici bir gce sahip olduunu grdnz. Belki de sadece ardnz ve aklnz kart. Eer aklnz kartysa, sakn kendinizi kt hissetmeyin. te toplumbilimciler yaamlarn toplumsal olaylara ve konulara adayp, bu olaylarn sosyolojik analizleriyle uramaktadrlar. Willie Basket'in hikayesi, insanlarn yaadklar toplumsal evreden veya dnyadan nasl etkilendiklerini anlatan bir rnek olaydr. te sosyoloji veya toplumbilim, insanlarn grup ii davranlarnn bilimsel almasn yapan ve bireylerin belirli davranlarda bulunmasn etkileyen toplumsal gleri inceleyen bir bilim daldr. Sosyoloji dier deyimiyle toplumbilim sosyal bilimlerden birisidir. Ancak, dier sosyal bilimlerden konusu ve ilgi alan ile farkllk gsterir. Sosyolojiyi birok biimde tanmlamak mmkndr. rnein, "insan ilikilerini inceleyen bilimsel bir disiplin" ya da "insan toplumlarnn ve bireylerin sosyal davranlarnn bilimsel olarak incelenmesi" gibi tanmlanabilir. Grld gibi bu tanmlarda sosyoloji, toplum iindeki insan ilikileri ve etkileimleriyle ilgili bir disiplin olarak ortaya kmaktadr. Sosyologlar; birbirinden izole olarak yaayan kiilerle deil, aksine birbirlerini etkileyen, iletiim kuran, dier bir deyimle bir sosyal ortam iinde bulunan insan gruplaryla ilgili olarak alrlar. nsanolu bir toplumsal evre iinde dier insanlarla iliki kurarak yaamn srdrr. Yani bizim dmzda olan ancak bizi kontrol eden milyonlarca iliki iinde yaamaktayz. Hepimiz bir aile ortamnda doup anne ve babamzla, kardelerimizle eitli biimlerde iliki kurarak yaadmz toplumsal evreyi renir ve ona uygun biimde hareket ederiz. oumuz eitli okullara gidip eitim grr, ders alr, not tutar, snavlara girerek, belirli otoritelere itaat etmeyi reniriz. Bu ekilde kiiliimizin, grg ve bilgimizin gelimesine yardmc oluruz. Bu ortamlar ierisinde gerekte ilikide bulunduumuz insanlarn says ok deildir. Bunlar arasnda, arkadalarmz, hocalarmz, zaman zaman da idarecilerimiz yer almaktadr. Ancak hepimiz, bizim dmzda olan ve bu snrl iletiimin dnda gerekleen daha birok sistemli ilikinin varlndan haberliyizdir. Bu ynyle yaam, insanlarn eitli roller alarak katld, bir oyuna benzemektedir.

SOSYOLOJNN BAKI AISI VE FARKLILII


nsanlar, dier insanlarla ilikide bulunurken sanki bir oyun dzenleyip, belirli kurallar ve kaideler koymaktadrlar. Bu kurallar ve kaideler zamanla onlarn yaamlarnn dzenleyicisi olmaktadr. rnein, snfta nasl ders dinleneceinden, nasl yemek yeneceinden, bankadan nasl para ekileceine kadar her ey bir dzen ve iliki ierisinde gereklemektedir. Btn bu anlatlanlar nda, sosyolojiyi yle tanmlamak mmkndr: Sosyoloji; bir btn ierisinde insanlarn btn ilikilerini inceleyen, bu ilikilerin nasl yaratlp korunduunu ve deitiini analiz eden sosyal bilimlerden bi-

Sosyoloji bir btn ierisinde insanlarn btn ilikilerini inceleyen, bu ilikilerin nasl yaratlp korunduunu ve deitiini analiz eden sosyal bir bilimdir.

Sosyolojinin Bak As ve Farkll

ridir. Sosyoloji hibir zaman bireyi tek bana ele alp inceleyen, onun sorunlarn zmeye alan bir disiplin deildir.

Sosyoloji insan toplumlarn ve toplumsal davranlarn bilimsel olarak inceler.

Toplumbilim (sosyoloji) her zaman bireyin iinde yaad grubu ve grup davranlarn inceler. nk, insanolu yaam boyu eitli gruplara ye olarak hayatn devam ettirir. Bu gruplardan bazlar aile gibi kk, bazlar ise ehir gibi byktrler. Bu gruplar ve bireyler birbirlerini etkileyerek yaamlarn srdrr, eitli beklentiler ve sorumluluklar gelitirirler. te btn bu gruplar, toplumsal kurallar ve gler sosyolojinin ilgi alandrlar. Tarih boyunca atalarmz, insann evresinde yer alan toplumsal olaylarla ilgilenmi, onlarn nedenlerini, nasl olutuklarn anlamaya almtr. Neden insanlar yaamlar boyunca aile kurmular ve neden bir tanrya inanmlardr? Niye bir grubun yaam biimi bir dierinden farkldr? Neden baz insanlar toplumsal kurallara itaat edip uyarken bazlar uymaz? Niye baz insanlar fakir bazlar zengindir? Niin hi istenmedii halde savalar olmaktadr? nsanlar savamaya iten faktrler nelerdir? Toplumu bir arada tutan ey nedir? Neden toplumlar zamanla deimektedirler? Gemiten, gnmze dein birok insan bu sorulara cevap vermeye alm ve aklamalar getirmilerdir. Ancak bu cevaplarn ou sezgisel, nyargl, speklatif, inanlara ve doast glere dayalyd. Dier bir deyimle bilimsel deildi. Geen an sonlarnda yeni bir yntem, insan toplumlarn ve toplumsal davranlarn incelemede kullanlmaya baland. Bu yntemin ad bilimsel yntem idi ve bilimsel yntemin yukardaki sorulara verdii cevaplar, gereklere ve sistematik aratrmalara dayalyd. te toplumsal olaylar bu yeni yntemle aratrma biimi sosyolojinin gelimesinde ve ortaya knda byk bir rol oynad. Bu dal, insan toplumlarn ve toplumsal davranlarn bilimsel olarak inceleyen bir disiplin olarak tanmland.

Sosyolojinin Bak As ve Farkll

Sosyologlar daha bilimin balang yllarndan balayarak, kendilerini insan trnn rencileri olarak adlandrdlar. Gerekte insan davran kesin olarak bir bilim dalnn (disiplinin) tekeli altnda deildir. Yani insan davranlarn tek bir disiplin incelemez. Farkl disiplinler, insan davranlarnn farkl ynlerini ele alr ve inceler. O halde doal olarak akla u soru geliyor: Sosyoloji insann hangi ynn ele alr ve inceler, sosyolojinin bak as ve yaklam nedir? imdiye kadar anlatlanlarla birlikte sosyolojinin temel ilgi odan nasl tanmlayabiliriz? inde yaadmz dnya, her bireyin evresindeki gerekleri ayn biimde grd ve yorumlad bir yer deildir. rnein, herhangi bir ev birok insan iin farkl anlam ve eerler tayabilir. Bir mimar, komisyoncu, hrsz ya da artistin bu eve bak alar farkldr. Komisyoncu evin ka para edeceini, hrsz eve nasl girebileceini, mimar ise yap biimini ele alarak bu eve bakar. Tpk bunun gibi sosyologlar da ilgi alan olan konulara farkl bir gz ve dnce ile bakarlar. Onlarn bak as bir airin, avukatn, politikacnnkinden doal olarak farkldr. nsann dnya grn kendi deneyim ve tecrbeleri olutururken, sosyoloji bize yeni bir bak as ve dnya gr sunmaktadr. Bu sunulan dnyann iinde; zenginler ve fakirler, politikaclar, doktorlar, uyuturucu madde bamllar, sulular ve daha biroklar yer almaktadr. Bu insanlarn farkl bak alar, farkl yaam tecrbeleri ve gerekleri farkl bir biimde alglaylar szkonusudur. te sosyoloji bu noktada bizim, bu insanlarn da dnyalarn grmemize, anlamamza, kendimizden farkl olan tutum ve davranlarn kavramamza yardmc olur. nsan, yaamn bir toplum ierisinde geirir. inde yaadmz bu toplum, biz domadan vard, biz ldkten sonra da varln srdrecektir. Hepimiz toplumda bir grubun yesi olarak dnyaya gelir, kiiliimizi, mit ve korkularmz, mutluluumuzu bu gruplarla srdrdmz ilikiler sonunda kazanrz. Bu adan sosyolojinin temel gr olarak "insan davranlarnn, bireyin iinde yaad, yesi olduu grup tarafndan etkilendii ve bu grup iindeki etkileimlerle ekillendii" kabul edilmektedir. Sosyolojik bak as insanlarn iinde bulunduklar toplumsal ierik ile dorudan ilikilidir. Bu nedenle sosyologlar, bu toplumsal evrenin veya ieriin bireylerin yaantlarn nasl etkilediini analiz ederler. Dier bir deyimle, sosyolojik bak asnn temelinde insanlarn iinde bulunduklar toplumlardan nasl etkilendii yer alr. nsanlarn baz eyleri neden veya niin yaptklarna baktmzda, sosyologlar, bu bireylerin o toplum iinde nerede bulunduklarna bakarlar. Yani birey o toplum iinde nerede yer alyor, yapt i nedir, geliri ne kadardr, eitim dzeyi nedir, ya veya cinsiyeti nedir? te bu noktalar gz nne aldmzda bireyin o toplum iinde nerede olduunu anlarz. Bizler yetiirken iinde bulunduumuz gruplarla kurduumuz zdeimler sonucu fikirlerimiz, deerlerimiz, dnya grmz bunlardan etkilenerek farkllar veya benzerlik tar. Dier bir deyimle yaantmz dier insanlarla kurmu olduumuz ilikilerdir. Tokalamaktan cinayete btn sosyal davranlarmz ve ekonomiden aileye btn toplumsal kurumlar, sosyal etkileimin bir sonucu veya rndrler. Btn bu anlatlar sonucunda, gruplarn sosyologlar iin temel alma alan olduu kolaylkla anlalmaktadr. Bu gruplar yani sosyologlarn (toplumbilimcilerin) zerinde odaklatklar gruplar, bir mzik grubunda olduu gibi kk, etnik bir topluluk ya da bir kent
SIRA SZDE

Sosyolojinin temel gr insan davranlarnn, bireyin iinde yaad, yesi olduu grup tarafndan etkilendii ve bu grup iindeki etkileimlerle ekillendiidir.

Sosyolojinin Dier Bilim Dallar Arasndaki Yeri

gibi byk, ya da milyonlarca insan barndran endstriyel toplumlar gibi ok byk gruplar olabilir. Bu nedenle sosyoloji; aile, din gruplar, sapkn grup davranlar, rgtler, niversiteler, topluluk ve toplumlar inceler. Dolaysyla sosyoloji insann hibir zaman bulunduu yerde tek bana olmad, daima bir grup ierisinde yer ald dncesinden hareket eder. Sosyologlar toplum, toplumsal kurumlar ve insan ilikileri zerinde alan bilim adamlardr. Onlarn altklar konular genelde bizim iin yabanc deildir. Sosyologlar sradan, ok basit gibi grnen olaylar ele alarak incelerler ve herkesin kabul edebilecei toplumsal gerekleri ortaya koymaya alrlar. Sosyologlarn ele ald sorunlar ok zor gibi grnebilir; ama aklandklarnda ise ok basitmi gibi grnrler. Sosyologlar olaylar arasndaki deimez ilikileri gsterme, kanunlara varma abas iindedirler. Btn bu sz edilenler her bilim dalnda olduu gibi sosyolojide de bilimsel bilgi birikimi teori (kuram) ve kanunlarla geliecek ve amacna ulaacaktr.
SIRA SZDE

Daha nce tantnz bilim dallarn da dnerek sosyolojini temel amacn tanmlamaya alnz.

SOSYOLOJNN DER BLMLER ARASINDAK YER


imdiye kadar sosyolojinin bal bana bilimsel bir disiplin olduunu ortaya koymaya altk. imdi de sosyolojinin dier bilimler arasndaki yerini aklayacaz. Doal olarak bu aklamalara "Bilim Nedir?" sorusuna cevap vererek balamak gerekiyor. Bilim, mantk ve sistematik yollarla bilginin elde edilmesi ve retilmesi demektir. Dier bir deyimle, bilimsel olmak belirli bir yntem izlemek anlamna gelmektedir. Bilimler genelde iki byk ksma ayrlr. Bunlar; Doa Bilimleri, (Fizik, Kimya, Biyoloji) Sosyal Bilimlerdir. (Psikoloji, Sosyal Psikoloji, Sosyoloji, Tarih) Doabilimleri, fiziki ve biyolojik olgular ve olaylar zerinde younlarlar, sosyal bilimler ise insan davranlarnn farkl ynlerini ele alrlar. Ancak her iki daln da temel yaklam bilimsel yntemi kullanmasdr. Gerek sosyal, gerek doa bilimleri dnyadaki her eyin belirli bir dzen iersinde olutuunu varsaym olarak kabul ederler. Yani,olaylar ve molekller tesadfi deil, insanlarn genellemeler yapmalarn kolaylatracak bir uyum iersinde evrende vardr. Bu nedenle bilim adamlar, olaylar arasndaki bu neden-sonu ilikileriyle yakndan ilgilidirler. Dier bir deyimle, olaylarn nedenlerini ve bunun ortaya kard sonular anlamak, aklamak ve yordamak amacyla bilim adam aratrma yapar. Bilim adamnn bulduu sonular bakalar tarafndan da pekitirildii, doruluu ispatland zaman, bilim adamnn aratrmas amacna ular. Toplumsal olaylar da dier doa olaylar gibi rastgele ve kendiliinden oluan olaylar deildir. Aksine toplumsal olaylar belirli dzen ve kalplar ierisinde gerekleir. nsanlar gemite olduu gibi, belirli dnce ve davran kalplar ierisinde ilikilerini srdrmektedirler. Bu nedenle, sosyoloji de dier doa bilimlerinin uygulad bilimsel yntemi uygular ve bulduu sonular genelletirir. Tabi ki, sosyoloji olaylar arasndaki ilikileri saptayp teorilere ulamaya alr. Sosyologlar bu amala veri toplar, bulduu verileri analiz eder, gzlem ve deney yapar, bunlarn kaytlarn tutar ve sonuta da kesin ve doru bilgilere ular.

Bilim, mantk ve sistematik yollarla bilginin elde edilmesi ve retilmesidir.

Sosyolojinin Alt Dallar

Dier sosyal bilimler gibi sosyoloji de dier doa bilimlerine kyasla daha az gelimi bir disiplindir. Bunun da iki nedeni vardr. Birincisi, bilimsel yntemin sosyolojide uygulan tarihinin yeni oluudur. kincisi ise sosyolojinin konusu olan insan davranlarna ilikin konularda, almann ortaya kard glklerdir. Gerekten de doa bilimlerinde molekller ve maddelerle aratrma yapmak son derece doal ve kolayken, insan zerinde aratrma yapmak kolay deildir. Aratrma yapldn hisseden insan, eitli nedenlerle doal davranlarn deitirir ve aratrmacy yanltr. nsan davranlar karmak birok nedene dayaldr. Bu davranlar bir tek faktrle aklamak ok zor hatta imkanszdr. Ancak bu olgu, sosyolojinin biyokimya veya fizie kyasla daha az bilimsel olduunu gstermez. Sadece sosyolojinin genelleme ve aklamalar yapmada daha zorlandn gsterir. Bu nedenle sosyologlarn kullandklar kavramlar ve aklamalar her zaman kolay anlalr dilden deildir. Hatta onlarn kendilerine zg bir dilleri olduundan sz edilir. Sosyal bilimler ve doa bilimlerini eitli alardan karlatrnz.
SIRA SZDE

SOSYOLOJNN ALT DALLARI


Burada toplumsal yaamn belli bir ynn kendisine konu alan ve saylar srekli artan zel toplumbilim dallarna deineceiz. Toplumsal sorunlarn oalmas, bilgilerin giderek farkllaan, uzmanlaan ve saylar artan alanda dier bilgi btnlerinden neredeyse bamsz bir biimde younlamas, zel sosyolojilerin douunu zendirmitir.
SOSYOLOJNN ALT DALLARI Tablo Sosyoloji Biliminin Alt Dallar

Bilgi Sosyolojisi

Bilgi Sosyolojisi Ekonomi Sosyolojisi Sanayi Sosyolojisi Kent Sosyolojisi Ky (Krsal) Sosyolojisi Din Sosyolojisi Hukuk (Tze) Sosyolojisi Siyaset Sosyolojisi Eitim Sosyolojisi Uygulamal Sosyoloji

Bilgi sosyolojisinin temel konusu uygarlk, kltr, toplum, snf ve grup tiplerine gre ncelikli bilgi trlerinin ve biimlerinin aratrlmasdr. Bilgi sosyolojisi ayrca, deiik toplum yaplarna gre, bilginin ve bilgiyi oluturan ve yayan kiinin rolleri, bilginin yaylmas ve biimlerinin toplumsal anlam, bilgi trleri gibi konularla ilgilenir.

Sosyolojinin Alt Dallar

Sanayi sosyolojisi alma ya da i sosyolojisi olarak da tanmlanr.

Ekonomi Sosyolojisi
Ekonomi dalndaki bilgilerden de faydalanarak; teknoloji, gelir dalm, tketim ve farkllamas, i blm, ulusal dzeyde karar mekanizmalar ve yaps gibi konularla ilgilenir.

Sanayi Sosyolojisi
alma ya da i sosyolojisi olarak da nitelenen sanayi sosyolojisi; rgt sosyolojisi, psikoloji, sosyal psikoloji, i idaresi, ekonomi gibi birok sosyal bilimin ve bu bilimlerin zel dallarndan bir ounun eitli dzeylerde kurduklar ilikileri kapsamakta ve toplumsal gerein bir btnl asndan, bunlar toplumun yapsna greli olarak bir sentez haline getirmeye almaktadr. Bir sanayi sistemini konu olarak inceleyen sanayi sosyolojisi; i yerinin yaps, gvenlii, sendikalama hareketleri, verimlilik, ii-iveren ilikileri, sanayi ve toplum ilikileri gibi konular inceler. Son zamanlarda sanayi sosyolojisi ile ilgili almalarn bo zamanlarn deerlendirilmesi konusuna giderek daha fazla yer ayrd da grlmektedir.

Kent Sosyolojisi
Kent Sosyolojisi kentlerin oluumu, konutlar, kent yaamnn insan ve toplum zerine etkileri, kentsel yaam, kentsel yaamn dourduu sorunlar, kentlerin yerleim dzeni, yeni kentlerin kuruluu ve gelimesi, kentsel imajlarn gruplara gre deiimi gibi eitli konular inceleyen bir zel sosyoloji daldr.

Ky (Krsal) Sosyolojisi
Sosyolojinin bir dier alt dal olan Ky Sosyolojisi ile tarm kesiminin sorunlar, toplumsal deime (krsal alanda), teknolojik deimenin yaratt sorunlar, deer sistemlerindeki deimeler, kasaba-ky-ehir ilikileri, kyde liderlik sorunu, kyn genel ynetim sorunlar gibi konularla ilgilenmektedir.

Sosyolojinin Alt Dallar

Din Sosyolojisi
lk din sosyolojisi almalar gnmz azgelimi toplumlardaki dinlerin ya da gemiteki toplumlarn dinlerinin incelenmesine ynelik olmutur. Din sosyolojisi, bugn daha ok din ve dinsel pratikler ile dier toplumsal etken ve kurumlar arasndaki karlkl ilikileri incelemeye ynelmi bulunmaktadr. Dinin toplumdaki yeri ve dier toplumsal kuram ve oluumlar zerindeki etkileri, teknolojik,ekonomik ve toplumsal deimenin dinsel pratikleri belirleme biimleri, sanayileme ve kentleme ile dinsel pratikler arasndaki ilikiler, dinsel otoritenin toplumsal rol ve gc kltr ve uygarlklarn dinsel temelleri, din sosyolojisinin ele ald konular arasndadr.

Hukuk (Tze) Sosyolojisi


Hukuk ile hukuk toplumbilimi ayn eyi incelerler. Toplumbilimci, hukuk kurallarn belli bir toplumsal durumun anlatm olarak alp inceler; nk her toplum, zellikle ada toplum yaamnn btn ynlerini hukuk dzeninde yanstr. Hukuk insanlarn bir arada yaamalar zorunluluunun doal sonularndan biridir. Hukuk belirli bir toplumda, birey gruplarn toplumsal ilikileri ve eylemleri zerinde normatif, emredici ve yaptrmc bir etki yapar. Toplum tarafndan meru olarak kabul edilen ve kurallarla belirginleen bir toplumsal kontrol mekanizmasdr. Hukuk sosyolojisi, zellikle, hukuk, ahlak ve halkn grenek ve kurallarn ayrdetmede, ykmllk dncesinin geliiminde, sululuk, ailenin evrimi ve boanma, yetki ve sorumluluk alanlarnda nemli sonular alm bulunmaktadr.

Siyaset Sosyolojisi
Siyaset bilimi, tarihinde iki adan tanmlanmtr. Bir tanma gre siyaset bilimi devleti, onun kurulu ve ileyiini inceler. Bu geleneksel anlaytr. Yeni bir anlaya gre ise siyaset bilimi, erk (iktidar) olaylarn, baka bir deyile ynetme ve ynetilme olayn bunun kurumsallama srecini inceler. Bu ikinci yaklam siyasal bilimin toplumbilimsel bak asndan ve toplumbilimin verilerinden etkilenerek, insanlarn siyasal davranlarna etkide bulunan btn toplumsal etkenleri de incelemeye balamasnn bir sonucu olmutur. Bu adan siyaset sosyolojisinin en belirgin amalarndan biri, toplumlarn yaplaryla siyasal rejimleri arasndaki ilikileri inceleyerek, bir siyasal rejim tipolojisine ulamaktadr. Bu bakmndan siyasal parti tiplerinin, parti fonksiyonlarnn ve parti sistemlerinin incelenmesi, siyaset sosyolojisinin nem verdii konulardan biridir. Bu gruplarn, ekonomik ve toplumsal kkenleri, tipleri (mesleki, ideolojik, bilimsel) siyasal otorite zerindeki etki yollar ve biimleri nemli aratrma konularn kapsar. Bir baka aratrma alan da, siyasal katlma ve seimleri kapsamaktadr. Bireylerin genel siyasal davranlar, siyasal rgtler iersindeki etkinlikleri bu disiplinin bir baka ura alandr.

Eitim Sosyolojisi
Eitim sosyolojisi bir yandan sosyo-ekonomik kalknmada eitimin, zellikle de teknik eitimin oynad rol ve lkenin nfus yapsnn zelliklerine uygun bir eitim planlamasna duyulan ihtiya konularyla ilgilenmektedir. Dier yandan da eitim sosyolojisi, aa yukar btn lkelerin anayasa ve yasalarnda belirtilen, sosyal adalet, eitimde frsat eitlii ve blgeler aras dengesizliklerin giderilmesi gibi an zorunlu kld temel toplumsal ilkeleri belirlemeye alr. Bu ekilde

10

Sosyolojide Kullanlan Aratrma Yntemi ve Teknikleri

eitim sosyolojisi, belirgin bir toplumsal yap iindeki eitim sorunlarna ilikin aratrmalar yapan bir disiplindir. Doal olarak her kltrn eitim sorunu deiiktir. Toplumun kltrne uygun bir eitim politikasnn belirlenmesi de eitim sosyolojisinin ilgi alannn temelini oluturmaktadr.

Uygulamal ve Klinik Sosyoloji


Sosyolog Paul Lazersfeld ve Jeffrey Reitz () sosyolojinin Amerika'da aamadan getiini ne srmlerdir. Gelecek nitede anlatacamz gibi balangta sosyoloji toplumda bir reform gerekletiriyordu. lk sosyologlarn temel ilgi alan toplumu daha dzgn yaanabilir bir yer yapmakt. Bu dnemde ama toplumsal artlar inceliyerek buradan elde edilen bilgilerle, toplumsal yaanty gelitirmek, dzenlemektir. Bu dnem 'lere kadar srd. kinci dnemde sosyologlarn amac sosyolojiyi sayg duyulan bir bilim yapmakt. Burada sosyologlarn amac, saf ve temel bir teori gelitirip aratrma ve teoriyi birletirerek insan gruplar hakknda eitli keiflerde bulunup bunlar anlamakt. Ancak sosyologlarn bu gruplar deitirmek gibi bir amalar yoktu. Bu ama ksa srede gerekleti ve Amerika'da hemen her niversitede okunan bir ders haline geldi. II. Dnya Sava'nn balangc ile bu dnem sona erdi. inde yaadmz nc dnemde ise, artk sosyoloji sorunlarn zmeye bilgi ve pratii birletirmeye alan bir disiplin haline geldi. Sadece bilim iin bilim yapmak insanlarda tatminsizliklere yol at. Bu nedenle birok sosyolog, becerilerini toplumda deimeler yaratmak, sosyal yaanty farkllatrmak amacyla kullanmaya balad. Bu aamadaki sonular henz tam olgunlamam olmasna ramen, uygulamal sosyoloji son birka yl iinde byk bir ivme kazanm bulunmaktadr. Uygulamal sosyoloji isminden de anlalaca gibi, sosyolojik bilgi ve pratiin birlikte kullanlmasdr. Burada sosyoloji artk bir sorun zme aracdr. rnein, birok endstriyel iletme sosyologlar iletme iindeki sorunlar belirlemek amacyla istihdam etmektedir. Ayn ekilde hkmetler de toplumsal sorunlar hakknda bilgi edinmek amacyla sosyologlar kullanmaktadrlar. Uygulamal sosyolojinin bir grubunda ise sosyologlar, deiime bizzat katlarak zmler getirme abasndadrlar. Bu tr sosyolojiye Klinik Sosyoloji denilmektedir. Klinik sosyologlardan bazlar, endstriyel iletmelerde alarak rnein, iten ayrlmalar azaltmak amacyla alma koullarnda deimeler yaratmaya almakta, bazlar ise, uyuturucu madde bamllar ile uramakta veya eski hkmllere dnk almalar yapmaktadrlar. Burada ama, bu insanlar tekrar topluma kazandrmak olmaktadr.
SIRA SZDE

Sosyolojinin modern ada geirdii aamay gzden geirerek; bu deiimlerde sosyoloji biliminde deien grlerin neler olduunu tartnz.

SOSYOLOJDE KULLANILAN ARATIRMA YNTEM VE TEKNKLER


Sosyoloji de doa bilimleri gibi kanunlara ulama abasndadr.

Sosyoloji de doa bilimleri gibi kanunlara ulama abasndadr. Bu nedenle aratrma yapar ve bilgi toplar. Acaba bu aratrmalar nasl yaplr, burada bunu aklamaya alacaz. nsan davranlarn ilgilendiren hemen her alanda aratrma yaplabilir. rnein, makro sosyolojide oy verme davranlarndan, rksal ilikilere, mikro sosyolojide ise insanlarn sokaktaki etkileimlerinden, insanlarn evleri-

Sosyolojide Kullanlan Aratrma Yntemi ve Teknikleri

11

ni nasl dekore ettiklerine kadar aratrma yaplmas olasdr. Ancak bunun bir yntem iinde yaplmas szkonusudur. imdi nce yntem nedir, sorusundan balayarak konuya girelim. Gnlk hayatmzda ok karlatmz bir szck olan yntem, "belirli bir amaca ulamada kullanlan yollarn tm" eklinde tanmlanmaktadr. Bilimsel bilgiye ulamak iin giriilen her trl yntemli aba, bir bilimsel aratrmadr. Bilimsel yntem gerei renmek ve toplumsal gelime yasalarna ulamak amacyla, sistematik bilgi edinme yolu olarak tanmlanr. Sosyolojide aratrmann ok nemli bir yeri vardr. Bu bilim alannda aratrmalar sayesinde bilgiye ulalr. Aratrma esas hareket kaynamz oluturur. Sosyolojik aratrmalar genelde belirli bir sahada yaplr, belirli bir snf ierisinde yaplmaz. Yani geni bir alan kapsar. Ancak saha aratrmalaryla, sosyologlar ilgilendikleri konular arasndaki neden sonu ilikilerini grebilir ve kavrayabilirler. Bilim birbiriyle ilgili iki almay kapsar. Teori (Bilgiyi biriktirmek) Yntemdir (Veri toplamak). kisi de bilim asndan bir zorunluluktur ve birbirine baldr. Bizler kuramlar aa kavuturmak iin bilgi toplarz. Elde edeceimiz bilgiler ise yeni kuramlarn ortaya kmasna yardmc olur. Gerekler kuramsal bir aklama olmadan bilim adam iin bir anlam tamazlar. Ancak bir aklama ile bilimsel bir ereve ierisinde olaylar bir anlam tar. Ayn ekilde ispatlanmam gerekler de, snrl kullanm alan olan speklasyonlardan baka bir ey deildir. nk, onlarn doru olup olmad henz kantlanmamtr. Bu nedenle kuram ve aratrma bir dairenin iki tamamlayc yarlar gibidirler. Tabii ki teorilere ulamak iin bilimsel yntemle yaplm aratrmalara ihtiya vardr. Yntemli bir aba sonucu toplanan bilgilerle kuramlar ispatlamak ya da yanlln gstermek mmkn olur. Bu abalar sonucunda sosyolojik bilgiye, bilimsel yntemle de bilgi biriktirme abalar sonucunda kuramlara ulalr. Bu bilgiler de yeni kuramlarn ortaya kmasna yardmc olur. Kuram, bilgi edinme srecinin herhangi bir aamasnda ortaya atlan, bilimsel yntemle saptanm bilgilerden oluan, i tutarll olan bir aklama biimidir. Kuramlar eitli olaylar arasndaki ilikileri gstermeye ve balar kurmaya alr. Kuramlar olaylar arasndaki "niin" sorusunun akla kavumasna yardmc olurlar. imdi de kuram oluturan elerin neler olduunu grelim: Kuram temel eden oluur: nerme, Kavram, Tanmlar. Kuramlar, tanmlara dayal kavram, kavramlara dayal nermelerden meydana gelir. Bilimsel bilgi retmede kullanlan kavramlarn, ak ve seik bir tanmnn yaplmas gerekir. Kavramlar, toplumsal olay ve olgularda karlalan ortak bir nitelii ifade eder. Her bilim, vard sonular anlatmak iin kendine zg kavramlar gelitirir. Bu kavramlar o bilim dalnda alanlar iin zel bir anlam ifade eder. rnein, Toplumsal Dayanma, Toplumsal Gerek, Ayna Benlik gibi Kuramn formle edilmesinde kavramlar ve olaylar arasndaki ilikileri ortaya koyan cmlelere nerme denilir. nermeler doru ya da yanl bir yarg ifade eder. Bylece tanmlardan kavramlara, kavramlardan nermelere, nermelerden de kuramlara ulalr. Bu ilikiyi ksaca Tanm, Kavram-nerme-Kuram eklinde gsterebiliriz.

Bilimsel yntem gerei renmek ve toplumsal gelime yasalarna ulamak amacyla, sistematik bilgi edinme yoludur.

Kuram, bilgi edinme srecinin herhangi bir aamasnda ortaya atlan, bilimsel yntemle saptanm bilgilerden oluur.

12

Bilimsel Aratrma lkeleri

SIRA SZDE

Kavram tanmlayarak; aratrmadaki nemini tartnz.

BLMSEL ARATIRMA LKELER


Aratrmann doru, geerli ve gvenilir bilgilere ulamas iin baz zelliklere sahip olmas gerekir. Bu zellikleri drt temel balk altnda toplamak mmkndr. Bilimsel aratrmann sahip olmas gereken zellikler: Nesnellik (objektiflik), Doruluk ve tekrar, Basitlik ve aklk, Snrllk.

Nesnellik (objektiflik)
Bir aratrmada aratrmacnn kiisel inanlar, karlar, alkanlklar, beklentileri yer almamaldr. Bulgular olduu gibi yer almaldr. Buna bilim ahlak da denilir. Aratrmada, aratrmaclar, bulgulara kadar olan ksmda kendi dncelerini, beklentilerini, ie kartrmamaldr. Aratrmaclar bilgilerini geici olarak unutmu ya da bilmiyormu gibi hareket ederek aratrmaya balamaldrlar. Bulgularn yorumunda, deerlendirilmesinde de aratrmac kendi amalarn, alkanlklarn, inanlarn olduu gibi akladktan sonra, deerlendirme yapmaldr. Bylece aratrma sonular herkes tarafndan, olduu gibi izlenebilir, anlalabilir.

Doruluk ve Tekrar
Her aratrma en doruyu bulmak amacyla gerekletirilir. Bilimde doruluk, bilim adamnn mutlak gerei gstermesi deil, ona mmkn olduu kadar yaklamas ve sylediini, en anlalr ve en doru ekilde sylemeye almasdr. Her olay incelendii yer ve zamann somut koullar iinde, doru bir biimde tanmlanmaldr. Bylece bir aratrmann bulgular, dier aratrmaclar tarafndan da aynen ve ksmen tekrarlanabilir olmaldr. Ayn konuda, ayn rneklem zerinde, ayn tekniklerle, belli bir zaman sresi iinde, benzer bulgular elde edilmelidir. Bu, gvenilirlik olarak da adlandrlmaktadr.

Basitlik ve Aklk
Bilimsel bir aratrma dier aratrmalarda rapor edilmi bulgularn kontrol edilmesine, genellemelerin kabul ya da reddedilmesine dayanr ve bunlardan geni lde yararlanlr. Bu nedenle aratrmada basitlik ve aklk esas olmaldr. Bu szlerden karmak kuramlarn geersiz olduu anlalmamaldr. Ancak aratrmaclar daha kolay, daha ksa ve ak yolu seerek daha ok yarar salayabilir. Basitlik ve aklk temelinde, kavramlarn aklanm olmas, kullanlan kavramlarn dier kavramlardan farkl olan ynlerinin ortaya konulmas gerekir.

Snrllk
Bir aratrma, inceledii konuyu dierlerinden ayran zellikleri belirterek snr izmelidir. Bylece konularn karkl nlenmi olur. Aratrc belirli bir ilgi oda zerinde younlaarak aratrmasn srdrr. Gereksiz konular aratrma srecinin hem uzamasna hem de ilgi odann dalmasna neden olabilir. Bu nedenle her aratrma snrl bir alanda yaplmaldr.

Bilimsel Yntemde Takip Edilmesi Gereken Aamalar

13

Bilimsel bir aratrmann objektif olmasnn neden gerektiini ve nasl salanabileceini tartnz.

SIRA SZDE

BLMSEL YNTEMDE TAKP EDLMES GEREKEN AAMALAR


Bilimsel yntem, organize ve sistematik bir biimde olumu bir takm aamalardan oluur. Bir bilimin amacna ulamasn her eyden nce yntemi salar. Yntem "nasl" sorusuna cevap verir ve bir amaca gre hazrlanm aratrma plandr. Bir yntemde en temel ey planlamadr. Sosyologlar herhangi bir konu hakknda bilgi edinmek istediklerinde, telefona sarlarak ya da sokaktaki insan durdurup bilgi alamazlar. Bilimsel yntemin uygulanaca bir aratrma iin iyi bir hazrlk gerekir. Aratrmac yeterince dikkatli olmad takdirde, aratrmann verileri dorular gstermez, yanl sonular ortaya karr. Bu nedenle aratrmac konuya yanlsz ve objektif bir biimle yaklamal, kendi kanaat ve grlerini dikkate almamaldr. Bilimsel yntem, takip edilmesi gerekli be basamaktan oluur. Bunlar srasyla syledir: Aratrlmas gereken sorunu ortaya koyup tanmlamak, Konu ile ilgili bilgileri toplamak, Hipotezi formle etmek, Veri toplamak ve verilerin analizini yapmak, Hipotezle ilgili sonulara ulamak. imdi bu aamalar birlikte incelemeye alalm ve gnlk yaamdan bir rnek zerinde bu aamalar gsterelim: 'li yllarda funduszeue.info "Susam Soka" adl televizyon dizisi okulncesi ocuklar hem elendirmek hem de eitmek amacyla televizyon kanallarnn yayn programlarnda yer ald. Susam Soka adl bu televizyon dizisi, programn temel karakterleriyle ve A.B.D.'deki amalar dorultusunda daha sonra lkemizde de gsterildi. imdi rneklerimizi bu televizyon dizisinden vererek szkonusu aamalar inceleyelim.
ARATIRMA KONUSUNUN TESBT VE TANIMI KONU LE LGL LTERATR TARAMA HPOTEZN FORMLE EDLMES ARATIRMA YNTEMNN TESBT (Deney, saha aratrmas, gzlem) VERLERN TOPLANMASI (Hipotezin kabul ya da red edilmesi) SONULARA ULAMA RAPOR YAZIMI
Yntem "nasl" sorusuna cevap verir ve bir amaca gre hazrlanm aratrma plandr.

Tablo Aratrma Ynteminin Yedi Temel Aamas

14

Bilimsel Yntemde Takip Edilmesi Gereken Aamalar

Sorunu Ortaya Koyup Tanmlamak


Her sosyolojik aratrmada neyi ne amala aratrlacann ok ak bir biimde ortaya konmas gerekir. nk, baz sorunlar bilimsel bir yntemle llmesi imkansz eyler olabilir. Bilimsel aratrmalar iyi formle edilmi bir aratrma sorusuyla balar. Biz de bu aamada "Susam Soka" adl programn ocuklar zerindeki eitimle ilgili etkilerini renmeye alalm. Bunun iin baz tanmlara ihtiya duyulabilir. rnein "okula hazrlk" adl bir kavramdan sz edebiliriz. nk bu program daha ok okulncesi ocuklara yneliktir. Bu yataki ocuklar okula hazrlamak amacyla planlanmtr. Bu nedenle problemin ve kavramlarn gelitirilmesinde nemle durulmaldr. Ancak, baz aratrmalar da srf o konuda finansal destek bulunmasnn kolayl veya medyay ok ilgilendirmesi nedeniyle de seilebilir. Sosyologlar genelde inceledikleri konuda daha fazla bilgi sahibi olmak veya konuda zmler getirmek amacyla veri toplarlar.

Konu ile lgili Bilgi Toplamak


Genellikle saha aratrmalarna balamadan nce, o konuyla ilgili daha nce yaplm olan aratrmalar ve almalar dikkatli bir biimde incelemek gerekir. nk, daha nce benzer konularda yaplm aratrmalar bilgi daarcmz genilettii gibi bizleri yapabileceimiz hatalardan da uzaklatrr. Literatr taramak, ayn zamanda aratrmacya ne tr sorular sorabileceine ilikin de bir bilgi salar. Bazen aratrmac inceledii sorunun daha nce cevaplandn grebilir. Bylece de gereksiz bir abadan uzaklam olur.

Hipotezi Formle Etmek


Belirlenen sorunu aklayabilecek, ilikileri gsterebilecek bir hipotezin ortaya konulmas nc aamay oluturur. Bilimsel aratrmann hareket noktas hipotez kurmaktr. Hipotezlerin snanmas demek, olaylar arasnda ngrlen ilikilerin varlnn ya da yokluunun aratrlmas demektir. Hipotez en genel tanmyla olaylar arasnda iliki kurmak ve olaylar bir nedene balamak amacyla tasarlanan bir nermedir. Btn bilimlerde olduu gibi, sosyologlar da olaylar arasndaki neden sonu ilikilerini aratrrken eitli deikenler kullanrlar. Bu nedenle her hipotezde iki tr deiken kullanlr. Bunlar baml ve bamsz deikenlerdir. Genelde nedensellik ilikisi, bir grup deikenin bir dieri zerindeki etkisiyle anlalr. Tpk alkol kullanma alkanlnn, trafik kazalar zerindeki etkisi gibi. Ar alkoll ara kullanma, trafik kazas orann arttrr dediimiz zaman, bir grup faktrn bir dieri zerindeki etkisini gstermekteyiz. Burada iki tr deiken sz konusudur. Bamsz deiken bir dierini etkileyerek esas neden olan deiken demektir ya da hipotezde belirleyici deiken diyebiliriz. Baml deiken ise, bamsz deikene bal olarak deitii kabul edilen deikendir. Bamsz deiken durum, baml deiken davran olarak ortaya kar. rnein, yukardaki rneimizde bireyin sarholuunun derecesi bamsz, trafik kazasna yol amas ise baml deikendir. nk trafik kazalar alkole bal olarak ortaya kmaktadr veya alkoln sonucudur. Tespit ettiiniz ve literatr taramas yaptnz bir aratrma konusu ile ilgili bir hipotez oluturup, buradaki baml ve bamsz deikenlerinizi tanmlaynz.

Hipotez, olaylar arasnda iliki kurmak ve olaylar bir nedene balamak amacyla tasarlanan bir nermedir.

SIRA SZDE

Bilimsel Yntemde Takip Edilmesi Gereken Aamalar

15

imdi tekrar "Susam Soka" adl rneimize dnerek birer hipotez gelitirelim. rnein "Susam Soka" adl program dzenli olarak seyreden ocuklarn okula hazrlk konusunda daha baarl olacan, daha az seyreden ya da hi seyretmeyenlerin ise daha az ya da hi baar gstermeyeceklerini nerebiliriz. imdi dikkatle zerinde durmamz gereken ey, bunun henz ispatlanmam olmasdr. Ancak aratrmaya deer bir konudur. Doru ya da yanl olabilir. Bunu gstermek zorundayz. Bu hipotezde okula hazr olu, bizim baml deikenimiz, bunu etkileyen faktr olan "Susam Soka" adl program sk sk izleme ise bamsz deikenimizdir. Bu aamada dier nemli bir konu ise hipotezle ilgili olan tanmlamalardr. Her hipotez gayet iyi tanmlanm olan kavramlardan oluur. rnein, dier insanlarla birlikte olmayan sosyal adan izole olmu erkeklerin, sosyal birliktelii yksek olan insanlara kyasla daha ok rza geme olaylarna kartn ne sren bir hipotezde, sosyal birliktelik, sosyal izolasyon ve rza geme olaylarnn en ak ve anlalr tanmlarnn yaplmas gerekir. imdi Susam Sokana ilikin olan hipotezimizi dorulamaya ve bu konuda atlacak admlar renmeye geelim.

Veri Toplamak ve Verileri Analiz Etmek


Bir hipotezi test etmek iin, bilgiye ihtiyacmz vardr. Sosyologlar aratrmalarnda genellikle farkl teknik kullanrlar. Bunlar; Deney, Gzlem, Saha aratrmasdr.

Deney Teknii
Sosyologlar olas neden sonu ilikilerini snarlarken deney yntemini kullanabilirler. Deney yntemi aratrmac tarafndan yapay olarak hazrlanm bir durumdur. Deney tekniinde bilim adam olaylarn birbiri zerindeki etkilerini aratrr. Bunu yaparken baz deikenleri deiimler (manipule eder), bazlarn ise etkilerinin daha fazla olduunu dnerek deiimlemez. Klasik deney ynteminde, birbirleriyle benzer zellikler gsteren iki grup seilerek, bu gruplarn karlatrlmas yaplr. Bu gruplar deney ve kontrol gruplardr. Deney grubu bamsz deikene tabi tutulan grup, kontrol grubu ise bamsz deikene tabi tutulmayan, artlarn olduu gibi muhafaza edildii gruptur. Tekrar "Susam Soka" rneimize dnersek, iki grubu karlatrmak gereini duyarz. Birinci gruba dzenli aralklarla "Susam Soka" adl program seyrettiririz. Buna deney grubu denir. kinci grup ise bu program ister seyreder isterse seyretmez. Yani artlar doal olarak braklan gruptur. Sonuta bu program izleyen ve izlemeyenleri karlatrarak baary saptayabiliriz. Eer program izleyenler, okula hazrlk konusunda daha baarl iseler hipotezimiz dorulanm demektir. Deney tekniinin amacn gzden geirerek; sosyolojik aratrmalarda deney teknii kullanmann olumlu ve olumsuz ynlerini tartnz.

Klasik deney ynteminde birbirleriyle benzer zellikler gsteren iki grup seilerek bu gruplarn karlatrlmas yaplr.

SIRA SZDE

Gzlem
Bu teknik ounlukla doa ile uraan bilim adamlarnn sistematik bilgi toplamak iin kulland bir funduszeue.infoojide ok yaygn olarak kullanlmaz. Gzlem basit ve sistematik olmak zere iki gruba ayrlr. Basit gzlem standart bir teknie

16

Bilimsel Yntemde Takip Edilmesi Gereken Aamalar

Katlml gzlem, aratrmacnn gzledii olaya dorudan katlarak gzlemde bulunmasdr

Monografi, belli bir grup veya zel bir rnein gzlenmesidir.

dayanmayan, tekrarlanmas rastlantlara kalm gzlemdir. Basit gzlem katlml ve katlmsz olmak zere kendi iinde ikiye ayrlr. Sosyolojide nemli olan gzlem katlml gzlemdir. Yani gzlemci gzledii olaya dorudan katlarak gzlemde bulunur. Burada gzlemci aratrmac kimliini saklayabildii veya kendisini gzlemde bulunduu grubun bir yesi olarak kabul ettirebildii zamanlarda baarldr. Gzlemcinin onlardan biri gibi davranmas, ona dier tekniklerle kavranamayacak bilgiler salar. Bu yntemin en baarl yn budur. Ancak, sakncal birok yn de vardr. Burada en byk saknca, gzlemcinin yanszln yitirmesidir. Olay ve durumlarn ar etkisinde kalrsa, doruyu grmek yerine, onlarn etkisinde kalarak durumu gzledii grubun bak asndan grmeye balar. Bu da onu esas amacndan uzaklatrr. Katlmsz gzlemde ise gzlemci gzleyecei olayn ya da grubun dnda kalmaya aba gsterir. Bu da bireyin gzlem yapma olanan snrlar. te yandan durumu dardan izleyebilmek gzlemciye olaylara geni bir adan bakabilmek ve nesnel olmak imkann salar. Sistematik gzlem ise kulland standartlatrc aralarla toplanan verileri denetleme olanan salar. Gzlemci neyi gzleyeceini ve nasl bilgi toplayacana ilikin bir izelgeye sahiptir. Sosyolojide bunun ilk rneklerini Frederic Le Play Avrupa iileri monografileri ile vermitir. Monografi, belli bir grup veya zel bir rnein gzlenmesidir. Trkiyede de "ky envanterleri", hane halk anketleri bu nitelikte hazrlanm bilgi toplama aralardr.

Saha Aratrmas Teknii (Survey)


Sosyologlarn bir baka bilgi toplama yntemi, insanlara eitli konular hakknda yazl ve szl sorular sorarak cevaplar almaktr. Bu teknik saha aratrmas olarak bilinir. Saha aratrmas grme ve anket tekniiyle ya da bu iki teknii birlikte kullanarak yaplr. Bu tekniklerle insanlarn bir konu hakknda ne dnd, nasl hareket edecei saptanmaya allr. imdi ksaca bu iki teknik hakknda bilgi verelim. Grme (Mlakat) Teknii: Grme karlkl ilikiler yoluyla bilgi edinmedir. Baka bir deyile karlkl konumaktr. Grme, bir snama ya da sorguya ekme deildir. Ancak sradan bir konuma da deildir. Sadece grmecinin grt kimseden bilgi ald bir sretir. Grmecinin iyi bir dinleyici olmas, gerektii yerde mdahale etmesi, sorularn ak ve anlalr olmas gibi faktrler olduka nem tar. Mlakat bu amala hazrlanan grme cetveli ya da anahtarlarndan yararlanlarak yaplr. Burada bilgi toplanacak kiiyle yzyze bir etkileim vardr. Anket (Soru kad) Teknii: Bu teknik bilgi verecek olanlarn dorudan okuyup cevaplayacaklar bir soru cetveli hazrlanmas yoluyla bilgi toplanmasdr. Bu teknik snrl bilgiler salar ve alnan cevaplarn yorumlanmas zordur. Ancak, maliyeti yksek olmayan bir tekniktir. Anket grup tipi ve postayla uygulanan olmak zere iki biimde dzenlenebilir. Grup tipi anket soru katlarnn bir grup olarak bulunan kimselere verilerek, cevaplarnn ayn zamanda topluca alnmasdr. rnein, iletme rencilerine ya da bir iyerinde alanlara uygulanan anketler gibi. Posta ile uygulanan anket ise, aratrma evrenini oluturan birimlerin yaygn ve dank olmas durumunda kullanlr. Ancak adreslerin ok salam kaynaklardan elde edilmesi gerekir.

Anket (Soru kad) Teknii, bilgi verecek olanlarn dorudan okuyup cevaplayacaklar bir soru cetveli hazrlanmas yoluyla bilgi toplanmasdr.

Bilimsel Yntemde Takip Edilmesi Gereken Aamalar

17

Saha aratrmasnda grme ve anket tekniiyle toplanan bilgiler nasl deerlendirilir? Saha aratrmalar, ok nemli bir konuda sorularn hazrlanmasdr. Bilimsel bir aratrmada kullanlacak sorularn aratrlmas, ciddi bir almay gerektirir. Her eyden nce sorularn konu ile ilgili olmas, soru tiplerinin konuya uygun seilmesi, soru sralamasnn kullanma elverili olmas gerekir. Sorular hazrlandktan sonra sorularn rnekleme ok benzeyen bir grupta tekrar snanmalar lazmdr. Buna pilot aratrma denir. Bu aratrma ile anlalamayan sorular saptanarak yeniden yazlr ve tekrar snanr. Bundan sonraki adm, anket formlarnn gnderilmesi ya da anketilerin sahaya gnderilmesidir. Bilimde incelenen konunun btn zerinde aratrma yapmak ok g olduu iin, sosyologlar incelenen konunun bir ksmn ele alrlar, inceler ve vardklar sonular genelletirirler. te bu olaya rnekleme denir. rnekleme, bir btnn kendi iinden seilmi paralaryla temsil edilmesidir. En ok kullanlan yntem tesadfi rneklemedir. Bu teknikte rnekleme giren her kiinin eit oranda seilme ans bulunur. Bir rnekleme yaparken iki genel koul; rnein, temsil yetenei ve yeterliliidir. rnein temsil yetenei, iinden seildii evrenin karakteristiklerini bir yanllk yaratmadan yanstmas demektir. rnein yeterlilii ise gven uyandracak bir byklkte olmasdr. ncelenen konu hakknda bilgi ve veriler toplandktan sonra, sra bunlarn analizine gelir. Bu aama biraz karmak olup istatistiksel tekniklerin kullanmn gerektirir. Genelde toplanan verilerin bir zeti yaplarak, snanacak hipotezin geerlililii kontrol edilir. Toplanan verilerin saysal olarak analizi de ok nemlidir. Verilerin sunumunda kullanlan iki istatistiksel teknik: Korelasyon, Tablolar biiminde sunmadr. Korelasyon teknii ile, olaylar arasndaki ilikiler bulunur veya deikenler arasndaki ilikinin derecesi saptanr. Deikenlerden birindeki azal ya da art dierinde de bir art ya da azala neden olur. Korelasyon 0 ile 1 arasnda deien deerler alr. 0 deeri iki deiken arasnda iliki olmadn +1 ise deikenler arasnda ok iyi bir iliki olduunu gsterir. Tablolar yaparak sunma ise biraz daha farkldr. Deikenler hakknda bulunan deerler -bunlar yzde, miktar, sklk olarak belirebilir- karlkl yazlarak aralarndaki ilikiler gzlenir. Pilot aratrma ne demektir, hangi amala yaplr? Aadaki tabloda yukarda szn ettiimiz verileri tablo olarak sunma biimine bir rnek grlmektedir.
YILLAR Cinsiyet Erkek Kadn Okur yazar oranlarn toplam nfusa oran

SIRA SZDE

Tablo Saym Yllarna ve Cinsiyete Gre Trkiye Nfusunun Okur Yazarlk Durumu Kaynak: Birsen GKE, Trkiye'nin Toplumsal Yaps ve Toplumsal Kurumlar, Sava Yaynevi, Ankara, , s

18

Gvenilirlik ve Geerlilik

Grld gibi tablo saym yllar itibariyle erkek ve kadn nfustaki okuma yazma oranlarn vermektedir.

Hipotezle lgili Sonulara Ulamak


Artk aratrmada son aamaya gelinmi demektir. Burada topladmz bilgilerin hipotezinizi destekleyip desteklemediini gsterip, aratrmay sonulandrmak durumundayzdr. Eer aratrma sonucunda elde ettiimiz veriler hipotezimizi dorular nitelikte ise kuramn kabul edilirlii artmtr. Bu nedenle kuram dorulanm olur. Eer elde ettiimiz veriler hipotezi destekler nitelikte deil ise, hipotez red edilir ve kurama da phe ile baklr. Bazen de kurammz yeniden formle ederek ondan yeni hipotezler tretmek isteyebiliriz. Bylece, yeni ortaya atlan hipotezi snamak amacyla, tekrar aratrma yapp, veri toplamak durumunda kalrz. te kuram ile aratrma arasndaki bu karlkl ilikiler sonucunda, bizim olaylar hakkndaki bilgimiz artar. Toplumbilimciler (sosyologlar) kuramlarn mmkn olduu kadar gereklerle snamak isterler. Bu nedenle baz kuramlar reddedilir, bazlar ise yeniden incelenmek durumunda olabilir. Hipotezin tekrar snanmas sonucunda benzer sonular elde edilir ise kurammz daha bir gvenilir hale gelir. Aratrmann son aamas, aratrma ile ilgili bir rapor hazrlayp sunmaktr. Bu raporda sonuca ulalmaya kadar olan basamaklar dier insanlarn deerlendirilebilmesi iin aklanr. Bulunan sonularn literatrdeki dier aratrmalara benzer veya farkl olan yerleri belirtilir. Dier aratrmalar tarafndan desteklenip desteklenmedii ortaya konulur. Aratrmann bir bilimsel dergide yaynlanmas veya bir kitap haline getirilmesiyle artk bu sonular, bilimsel bir topluluun bir paras haline gelir. Aratrma sonularn dier bilimsel aratrmalarda veri olarak kullanlmasyla da aratrma giderek evrensel bir nitelik kazanmaya balar. Sonulara ilave edilen yeni bulgular ise aratrmann bilimsellik dzeyini daha da arttrm olur.
SIRA SZDE

Aratrmann raporlandrma aamalarnn nemi nedir?

GVENLRLK VE GEERLLK
Gvenilirlik bir lme aracnn ayr ayr lmlerde kararl ve benzer sonular elde etme yeteneidir.

Geerlilik ise en genel anlamda lme aracnn konusuna uygunluudur.

Bir aratrmada elde edilen bilginin salaml iki temel koula baldr. Bunlardan birincisi gvenilirlik ikincisi de geerliliktir. Gvenilirlik bir lme aracnn ayr ayr lmlerde kararl ve benzer sonular elde etme yeteneidir. Eer bir almada belirli bir ehirde bir aratrma kadnlarn cinsel tacize urama oranlarn %1, bir dier aratrma ise % 10 olarak gsteriyorsa iki aratrma arasnda bir tutarszlk szkonusudur. Bundan dolay sosyologlar daha gvenilir sonular veren, yani yaplan lmlerde benzer sonular veren aratrmalar tercih ederler. Geerlilik ise en genel anlamda lme aracnn konusuna uygunluudur. rnein i tatmini lmek iin dizayn edilmi bir teknii kiilii test etmek amacyla kullanrsanz, bu lmek istediini lemez. Bu nedenle de karmza yanl sonular kar. Bir dier rnekte uzunluk llerinde verilebilir, metre lmek iin geerli ama zaman lmek iin geerli bir ara deildir. te lme aracnn lmek istediini doru olarak lmesi geerlilik olarak tanmlanr. Geerlilik ve Gvenilirlik tanmlaryla birlikte iki kavram arasndaki farkllklar gzden geiriniz.

SIRA SZDE

Aratrma Etii (Ahlak)

19

ARATIRMA ET (AHLAKI)
Sosyolojik aratrmalarda uygun bir aratrma metodolojisi kadar nemli bir dier konu da etik ile ilgili davran ve kurallardr. Sosyologlarda tpk doa bilimlerinde olduu gibi istedikleri her trl aratrmay istedikleri biimde yapamazlar. Her aratrmada aratrcnn etik asndan uymas gerekli baz kural ve kaideler vardr. Her aratrmac profesyonel bir kii olarak baz etik standartlara bilim ve ahlak asndan uymak zorundadr. Aratrma etiinin birinci kural aklktr. Dier bir deyimle aratrmac bulduklarn bilimsel bir toplulukla paylamak zorundadr. kincisi ise drstlktr ve gerekiliktir. Yani aratrc bulgularn uydurmayacak veya baka bir yerden almayacaktr. Kendi bulgularm diye bir bakasnn bulgularn veri olarak kullanyorsa, bu bilim etiine aykr bir davran olur. Bir dier kural ise aratrmacnn ilgilendii objeye veya konuya bir zarar vermemesidir. Yani aratrmac eer cinsel taciz zerinde alyorsa bu tacize urayanlar rahatsz etmeyecek bir biimde olmaldr. Buna bal olarak aratrmac insanlarn mahremiyetlerine ve srlarna saygl olmal, onlar aklamamal, aratrmasnda izin verilmedii srece ahs isimlerini kullanmamaldr. Bir dier nemli nokta ise aratrmac kimliini saklamamaldr. Genelde bu konu baz sosyologlar tarafndan benimsenmese de, aratrmac kimliini aka ortaya koymal ve insanlar kandracak davranlarda bulunmamaldr. Aratrma etiini tanmlayarak; etik ile ilgili kurallar tartnz.
SIRA SZDE

20

zet

zet
AMA

Bir disiplin olan sosyoloji'yi tanmlamak.

AMA

Sosyoloji insan ilikileri konusunda alan ve bu ilikileri inceleyen bir disiplindir. Sosyolojinin en nemli ayrc zellii, onun bir bilim olmasdr. Ancak sosyolojik incelemelerin hedefi insanlar arasndaki sosyal ilikilerin yaps zerindedir.
AMA

Toplumsal yaamdaki yerini tartabilecek; temel ilgi odan, grup ilikilerindeki nemini ve amacn aklamak. Sosyoloji daha ksa bir biimde, insan grubunu odak alr ve insann grup ierisindeki davranlarn inceler. Sosyologlar da toplumsal kurumlar ve insan ilikileri zerinde alan bilim adamlardr. Sosyoloji sadece normal davran deil, toplum ierisinde grlen anormal insan davranlarn da inceler. rnein, sapkn bir davran biimi olan sululuk, crm gibi. Ancak sosyolojinin konuya yaklam biimi farkldr. Sosyologlar (toplum bilimciler) suluya deil, sululuk konusuna eilirler ve toplumsal artlarn su zerindeki etkisini aratrrlar. Sosyologlar birbirinden izole olan insanlar zerinde deil, birbirleriyle etkileen dier bir deyimle sosyal bir ortamda yaayan insan gruplaryla ilgili olarak alrlar. Bu nedenle ilgi sahas birey deil gruplardr. Sosyoloji ondokuzuncu yzyln banda bilimsel yntemin toplumsal olaylar incelemede kullanlmaya balanmasyla bilimsel bir nitelie kavumutur. Bilimsel bilgi retmede, belirli kurallara uyulmas, belirli aamalar takip edilmesi, bilgiyi kullanmada ve yorumlamada kolaylklar salar ve bakalarnn da kullanmna aar. Sosyolojinin alt dallarn tanmak.

AMA

Sosyolojinin ilgi alanna giren konuya yaklam biimi, onu dier disiplinlerden ayr klar. nk sosyologlar konuya, sahip olduklar deer ve nyarglardan arnarak olaylarn ve koullarn etkisinde kalmadan, objektif olarak bakarlar. Olaylar arasndaki neden ve sonu ilikilerini grmeye, anlamaya ve kuramlara ulamaya abalarlar. Sosyolojinin niversitelerde okutulan ve her biri ayr bir ilgi sahasn oluturan birok alt dal vardr. Bunlar arasnda bilgi, ekonomik, sanayi, kent, ky, din, endstri, hukuk ve siyaset sosyolojisi en yaygn olanlardr. Btn bilimler gibi toplumbilim de (sosyoloji de) aratrma ve deerlendirme teknikleriyle kavram ve kuramlar arasndaki yakn etkileimle kendini yenileyerek gelimektedir. Bu gelime yakn zamanlarda ve hzl bir gelime temposuyla ortaya kan ve dier bilimler arasndaki yerini almaya alan toplumbilimde de aktr.

Sosyolojinin kulland yntem ve bilimsel aratrmada takip edilmesi gerekli aamalar tanmak ve rneklerle tartabilmek. nsan ilikilerini inceleyen bir disiplin olarak sosyoloji de geni uygulama sahasyla, bu bilimsel yntemi kullanmaktadr. Sosyoloji bu yntemi, deney, gzlem ve saha aratrmas teknikleriyle birlikte kuramlar gelitirmek, bilgi toplamak ve insan sistemini anlamak amacyla kullanmaktadr. nsanlar iinde bulunduklar evreyi tanmak ve meraklarn gidermek amacyla aratrma yaparlar. Bilim, dnyadaki olaylarn niinlerini bulmak amacyla bilgi elde etme ve biriktirme yoludur. Bilim birbiriyle ilgili iki almay ierir. Bunlar; Bilgiyi biriktirmek, Veri toplamaktr. Bu iki alma bilimde kuram ve yntem olarak adlandrlr. Kuramlar ilikili olduklar konularda her zaman ayn biimde ortaya kan gereklerdir. Kuramlar olaylar daha iyi anlamamza yardmc olurlar ve niin sorusunun akla kavumasna yardmc olurlar. Kuramn temel paras vardr: Bunlar; nermeler, kavramlar ve tanmlardr. nermeler, olaylar arasndaki ilikileri ortaya koyarlar. Kavramlar ise, toplumsal olay ve olgularda karlalan ortak bir nitelii ifade ederler. Kavramlar, tanmlar yoluyla retilir. Eer kavramlar ak bir biimde tanmlanmazlarsa herkes tarafndan farkl anlalrlar. Kuramlar snamak iin bilimsel yntemler gelitirilmitir. Yntem, kuramn tersine nasl sorusuna cevap verir. Nesnel gerei en ok ve en iyi yanstmay amalayan her bilim, bilimsel yntemi uygulamak zorundadr. Bilimsel yntem birka aamal bir geliim gsterir. Bu aamalar: Aratrlmas gereken sorunu ortaya koymak. Hipotez ve nermeleri formle etmek. Aratrma plan ya da veri toplama teknii gelitirmek. Verilerin analiz ve zetini yaparak hipotezin mmkn olabilirliini gstermek. Hipotezin dorulanmas, yeniden formle edilmesi veya yeniden gzden geirilmesidir. Her bilimsel disiplinin aratrma yntem ve teknikleri birbirinden farkldr. Sosyologlar aratrmalarda farkl teknik kullanrlar. Bunlar: Deney, Gzlem Saha aratrmasdr.

Kendimizi Snayalm

21

Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi sosyolojinin inceleme alanna girmez? a. Aile b. Byk organizasyonlar c. Sapkn birey davran d. niversiteler e. Din gruplar 2. Teknoloji, gelir dalm, tketim farkllamas, iblm, ulusal dzeyde karar mekanizmalar ve yaps gibi konularla ilgilenen sosyoloji dal aadakilerden hangisidir? a. Sanayi sosyolojisi b. Ekonomik sosyoloji c. Kent sosyolojisi d. Eitim sosyolojisi e. Hukuk sosyolojisi 3. Bilimsel aratrma tekniklerinden deneysel yntemde, kurulan hipotezde belirleyici neden saylan deikene ne ad verilir? a. Kontrol deikeni b. Bamsz deiken c. Ara deiken d. Baml deiken e. Denek deikeni 4. Aadakilerden hangisi bilimsel bir yntemde izlenmesi gereken aamalardan biri deildir? a. Verilerin toplanmas b. Aratrma ynteminin tespiti c. Aratrma konusunun tespiti ve tanm d. Hipotezin formle edilmesi e. Soyut ve belirgin olmayan kavramlarn belirlenmesi 5. Bilgi verecek olanlarn dorudan okuyup cevaplayacaklar bir soru cetveli hazrlanmas yoluyla bilgi toplanmasna ne ad verilir? a. Sistematik gzlem b. Grme c. Anket d. rneklem e. Saha aratrmas

6. Bir lme aracnn ayr ayr lmlerde kararl ve benzer sonular elde etme yeteneine ne ad verilir? a. Yeterlilik b. Geerlilik c. Tesadfi rnekleme d. Gvenilirlik e. rnein temsil yetenei 7. Bir btnn kendi iinden seilmi paralar ile temsil edilmesine ne ad verilir? a. Korelasyon b. rnekleme c. Regrasyon d. Ortalama e. Pilot aratrma 8. Sosyoloji ile ilgili aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Sosyoloji birbiyle izole olarak yaayan insanlarla deil, sosyal ortam iinde yaayan insanlarla ilikilidir. b. Sosyolojinin ilgi alan daha ok gruplardr. c. Sosyolojinin ilgi alan toplumsal gler ve toplumsal kurallardr. d. Sosyoloji her zaman bireyleri tek bana ele alr ve inceler. e. Sosyoloji aratrmalarnda bilimsel yntem kullanlr. 9. Uygulamal sosyoloji kavram ile ilgili olarak aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Uygulamal sosyoloji bilgi ve pratiin birlikte kullanmdr. b. Sosyoloji sorun zme aracdr. c. Sosyologlar bizzat deiime katlarak zm sunmaldr. d. Sosyoloji toplumda iletiimler yaratmak amacyla kullanlr. e. Sosyoloji ynetme ve ynetilme olayn ve bunun kurumsallamasn inceler. "Her aratrma en doruyu bulmak amacyla gerekletirilir" szn bilimsel aratrma ilkelerinden hangisini ifade eder? a. Nesnellik b. Objektiflik c. Basitlik d. Doruluk e. Snrllk

22

Yaamn inden - Biraz Daha Dnelim - Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar - Yant Anahtar

Yaamn inden
Yeni domu bir bebei ailesinden uzaklatralm ve Gney Amerika'daki bir yerli kabilesine gnderelim ve bu bebek bu insanlarla bysn. Bir mddet sonra bebek byynce kendi doduu lkenin dilini deil, yerli kabilenin dilini konuarak onlar gibi giyinip, onlarn yaptklar ileri yapacak ve deerlerini paylaacaktr. Geride brakt lkenin deerleri ve dili onun iin bir anlam tamayacaktr. nk insanlar iinde yaadklar toplumu olduu gibi kabul ederler. rnein biz Trkler iin kfte ekmek ok lezzetli bir yiyecek, kk bir aile yapsna sahip olmak arzulanan bir gelecek veya iyi bir mhendis olmak baar iin nemli bir unsur olabilir. Buna karn Sina llerinde yaayan bir Arap kabilesi iin ise taze Deve kanndan yaplm bir iecek ok makbul, her bireyin ok sayda yeden oluan geni bir aile yapsna sahip olmas ok arzulanan bir istek olabilir. nsanlarn bu tr arzularnn nedeni igdleri deildir. Peter Berger'in de belirttii gibi bunlar iimizde var olan toplumun istekleridir. Bu istekler bireylere yansyarak yaamamz etkilerler. Siz de gnmz toplumsal, kltrel ortamnda deien istekleri, kendiniz ve yakn evrenizi de dikkate alarak tartnz.

Robertson, Ian. Sociology. funduszeue.info Worth Publishing Inc. Schaefer, Richard T. Sociology. McGraw Hill Book Company, Sencer, Muzaffer, Sencer Yakut. Toplumsal Aratrmalarda Yntem Bilim. T.O.D.A.. Yaynlar, Ankara, Shepard, Jon M. Sociology. 6. edi West Publishing Comp, New York,

Yant Anahtar
1. c 2. b 3. b 4. e Yantnz yanl ise Sosyolojinin Bak As ve Farkll blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Sosyolojinin Alt Dallar blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Deney Teknii blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Bilimsel Yntemde Takip Edilmesi Gereken Aamalar blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Veri Toplamak ve Verileri Analiz Etmek blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Veri Toplamak ve Verileri Analiz Etmek blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Sosyolojide Kullanlan Aratrma Yntem ve Teknikleri blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Sosyolojinin Bak As ve Farkll blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Sosyolojinin Bak As ve Farkll blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Bilimsel Aratrma lkeleri blmn tekrar okuyunuz.

5. c 6. d 7. b

Biraz Daha Dnelim


1. Bir disiplin olarak sosyolojiyi tanmlaynz. 2. Sosyolojinin toplumsal yaamdaki yeri ve nemini aklaynz. 3. Sosyolojinin alt dallarn tanmlayanz. 4. Sosyolojinin kulland yntem ve bilimsel aratrmada takip edilmesi gerekli aamalar aklaynz.

8. d 9. e d

Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar


Armaan, brahim. Bilimsel Yntem. Dokuz Eyll niversitesi Yaynlar, zmir, Dnmezer, Sulhi. Sosyoloji. Sava Yaynlar, stanbul, Erkal, Mustafa. Sosyoloji. Filiz Kitabevi, stanbul, Ergun, Doan. Sosyoloji El Kitab. Gerek Yaynlar, Gke, Birsen. Toplumsal Bilimlerde Aratrma. Sava Yaynlar, Ankara, Henslin, James, M. Sociology. 3. Edi. Allyn and Bacon Ltd. Boston, zkalp, Enver. Sosyolojiye Giri. Anadolu niversitesi Yaynlar, Eskiehir,

23

Sosyolojinin Ortaya k ve Kuramsal Yaklamlar

Amalarmz
Bu niteyi altktan sonra; ilk ve ortaadaki toplumsal dncenin temellerini inceleyecek, sosyolojinin bir bilim dal olarak ortaya kmasnda rol oynayan etkenleri aklayacak, ilk sosyologlarn toplum konusundaki dncelerini ve sosyolojinin temel yaklam olan fonksiyonalist, atma ve etkileimcilik yaklamlarn aklayacak, yeni yaklamlardan sosyal alveri kuram ve feminist kuram tartmalar ile inceleyebileceksiniz.

24

Sosyolojinin Ortaya k ve Kuramsal Yaklamlar

Karl Marx, gerek ekonomi gerekse sosyoloji alannda yapt almalarla dnyada birok kiiyi etkisi altna alm nemli bir sosyal bilimcidir. Marxn yaam ise tam bir elikiler yumadr. Almanyann Trier kentinde doan Marx, de doktorasn kazanm ve daha sonra bir gazetede editr olarak almaya balamtr. Fakat Marxn devlet otoritelerine ynelttii ard arkas kesilmeyen toplumsal eletiriler, onu Almanyadan Parise g etmeye zorlamtr. Daha sonraki dnemde yaad elikiler onu Fransadan da kamaya mecbur etmi ve lnceye kadar da Londrada zamannn byk bir ksmn ktphanede geirerek yaamtr. Karl Marx, Max Weber ve Emile Durkheim gibi sosyolojinin geliiminde gerekten nemli katklar olmu sosyal bilimcilerden birisidir. Fakat, Amerikal sosyologlar 'lara kadar Marx'n dncelerine ok az ilgi gstermilerdir. Peki bunun nedeni nedir? Bunun cevab, Marx'n endstriyel-kapitalist topluma aka ynelttii eletiride yatar. lk dnem sosyologlar genellikle onun fikirlerini ciddi bilimsel almalar olarak grmemi, sadece "politika" olarak deerlendirerek gz ard etmilerdir. Fakat, Marx'a gre bilim politika idi. Birok sosyolog Max Weber'in ileri srd ve aratrmaclarn kendi deerlerinin en aza indirgeyerek ya da gizleyerek aratrma yapmalar gerektii anlayn savunurlarken, Marx deerleri dn biiminin tam merkezine yerletirmitir. Marx yalnzca toplumu gzlemlemekle kalmam, kapsaml bir toplumsal deime kuram ortaya atmtr. Deerlerin, tm dnceleri nereye kadar ekillendirdiine dikkat etmeliyiz ki, Marx'n toplumsal analizi de sosyolojide nemli bir yaklam olarak hak ettii ilgiyi sonunda grebilsin.
Kaynak: MACIONIS, John J. and Ken PLUMMER, Sociology a Global Introduction, Prentice Hall,
DKKAT

Bu nitede verilen ksa bilgi size sadece yol gsterici niteliktedir. Dier kaynaklara ulaarak bu yndeki bilgilerinizi gelitirin.

Giri - lk ve Orta ada Toplumsal Dnce

25

GR
Sosyoloji ne zaman balad? Bu soruya cevap verebilmek baz bakmlardan hi de kolay deildir. rnein, sa doduu zaman, Eski Yunanllar ve Romallar insan davranlarna ilikin karmak bir felsefi gre sahiptiler. Hatta ok eski insanlarda bile toplumsal yaamn nasl olduuna ilikin bir takm abalarn var olduunu biliyoruz. Onlar bile kendi kendilerine, neden savayoruz; neden baz insanlar daha zengin ve gldr eklindeki sorulara cevaplar bulmaya almaktaydlar. Ancak onlarn cevaplar daha ok hurafelere, mitolojiye, sihire, batl inanlara veya yldzlarn o anki yerlerine dayalyd. Yani dncelerini dorulama dier bir deyimle snama ansna sahip deildirler. Yaptklar gzlemler ounlukla yeterli deildi. Btn bilimler gelimelerini bir takm teorilere bal olarak aklamaktadrlar. Bu teoriler sistematik aratrmalarla dorulanr veya rtlr. Yani yanllklar gsterilerek braklr. Bu nedenle sosyolojinin de uzun bir gemii ve bir kuramsal geliimi bulunmaktadr. te bu nitede ok ksa da olsa bu geliimi anlatmaya alacaz.

LK VE ORTA ADA TOPLUMSAL DNCE


Toplumsal dncenin tarihi, insann dnce tarihi kadar eskidir. Toplumsal dnce ilk olarak filozoflarn felsefe sistemlerinde yer almtr. Bu dnceler sonucunda sosyoloji bir bilim dal olarak ortaya km ve gelimitir. lkadaki dnrler iki gruba ayrlarak incelenmektedir. Bunlar Sokrat'tan ncekiler ve sonrakilerdir. Sokrat'tan nce Sofistler'e rastlyoruz. Sofist szc Yunanca "bilen, bilgili kii" demektir. Onlara gre toplum, yapma ve uzlamaz bir varlktr, insanlar tarafndan oluturulmu suni bir yapdr. Toplum, insanlarn gizli bir uzlamasyla olumutur. Asl olan toplum deil doadr. Doadan insanlar dil ve kanun olmakszn yaarlar. Sokrat'tan sonra ise iki nemli bilgin Platon (Eflatun M.. ) ve Aristo'dur.(M.. ) Platon'a gre birey, iinde yaad devletin karakterini tar. Bu nedenle, insan tanmak iin onun iinde yaad topluluu gznnde tutmak gerekir. Toplum bir btn ve sistemdir. Tanr tarafndan kurulmu bir dzene sahiptir. Bu dzenin banda yneticiler bulunur. Ondan sonra asker, tccar, ifti ve kleler gelir. Toplumsal dzen bir insan vcuduna benzer. Nasl bir vcutta her organn bir grevi varsa, toplumu oluturan snflarn da belirlenmi grevleri vardr. rnein, yneticiler ba, kleler ise kol ve ayaklardr. Toplum dnya iinde en ycedir daha sonra ruh ve Allah mertebeleri gelir. Aristo ise hocas Platon'un etkisi altndadr. O da insan toplum iinde yaayan bir varlk olarak grr. Birey kendi varlnn anlamn toplum iinde yaamakla anlar. nsanlk toplumu Aristo'ya gre ahlak ve hukuk esaslarna dayanr. Bu nedenle dier topluluklardan ayrdr. Aristo, Platon'a gre daha gerekidir; "Btn, paralarn toplamndan fazla bir eydir." tezini ortaya atm ve "esas olan somut olandr" grn benimsemitir. Aristo'nun en nemli eseri "Politika" adl almasdr. Grld gibi her iki dnr de idealist bir toplum dzeninden sz etmekte ve toplum ile devlet arasndaki fark grememektedirler. Hristiyan dnrler, Eski Yunanllardan balayarak Rnesans'a dein mistik skolastik dnya gr altnda bir ilerleme gsterememiler, bireysel ve toplumsal sorunlara olumlu yaklaamamlardr. Bilindii gibi bu gr toplumun temeli ve dzeni olan kanunlar, akln prensiplerinden karmaya ve akln kurallarn

26

lk ve Orta ada Toplumsal Dnce

Hristiyanln kutsal kitab olan (ncil'in) emirleriyle uzlatrmaya alr. Buna gre devlet, Allah'n istemi olduu bir kurumdur, dolaysyla devletin bandakilere itaat gerekir. Bu kat grlerin karsnda ise islam dnyasnda bu alarda dncenin zgrce olutuunu ve Eski Yunan felsefesinin Arapa'ya evrildiini gryoruz. Bu alarda toplumla ilgilenen islam dnrleri arasnda Farabi (), bn-i Rd (), Gazzali () ve bn-i Haldun'u () gryoruz. Farabi eserlerinde Eflatun ve Aristo'yu benimser. nsaniyeti bir dnrdr. Ona gre mkemmel devlet ekli, btn insanl iine alan bir dnya devletidir. ki eit site (ehir devleti) vardr; Faziletli ehir, Faziletsiz ehir. Faziletli ehir, aydnlar tarafndan ynetilir, iine bilgin ve faziletli kimseleri alr. Faziletsiz ehir ise iinde yaanlan toplum (cemiyet) demektir. Burada gl ve gsz arasnda srekli mcadele vardr. Sonuta gsz yenik der ve toplum doar. Menfaat ve istekleri birleen kimseler toplumu olutururlar. bn Rd'e gre ise devlet, yallar ve filozoflar tarafndan ynetilmeli ve btn insanlar saadete ulatrlmaldr. Bylece her birey btn toplumun mutluluundan payn alr. Toplum organik bir birlemedir, erkek ve kadnlar eittir. Gazzali ise devletin gerekliliini savunarak modern devlet anlayn getirir. nsann yalnz bana yaayamayacan, dierlerine ihtiyac olduunu belirtir. bn-i Haldun islam dncesinin en sekin temsilcisidir. Onun iin temel sorun insan iradesinin dnda meydana gelen sosyal olguyu aklamak ve bu dzenli oluumun nedenlerini belirlemektir. Umumi Tarih adl eserinin girii durumunda olan Mukaddimesi bir sosyoloji kitab zellii tar. Burada zellikle, medeniyet gebe ve yerleik kltr ztl, sosyal snflar, meslek ve sanatlar, eitim gibi konular ele almtr. Tarih zerinde zellikle duran bn-i Haldun toplumsal olaylarn ve bunlarn tarihsel srecinin belli kanunlar ve bu kanunlarn dile getirdii neden-sonu ilikileri bulunduunu sylemekte ve aklcla dayanmaktadr. Devletler de canllar gibi doar, byr ve lrler. Daha sonra Bat dnyasnda balayan ve hzl bir biimde gelien "Reform (dinde yenilikler) ve Rnesans", (Sanatta ve dncedeki ilerlemeler) ortaan tutucu toplumsal dncelerini kertmi ve hzl bir ilerleme a balamtr. Onbe, onalt ve onyedinci yzyllarda Avrupa'da byk imparatorluklar paralanm, Katolik ve Protestanlar arasnda balayan otuz yl savalar Avrupa'nn belini iyice bkmt. Avrupa onu bara ve huzura gtrecek yolda "Doal Hukuk" retiminde aramaya balad. Artk toplumsal dncenin geliimi yeni bir aa girmi bulunuyordu. Bu ayn zamanda sosyolojinin hazrlk ayd. Doal Hukuk, toplumlar idare eden kurallar birletirme, ortak ve deimez prensipler bulma amacn tayan bir retidir. Bunlar arasnda yer alan en nemli isimler ngiliz Thomas Hobbes, Fransz Jean Jacques Rousseau, Jean Bodin ve yine bir ngiliz olan John Locke'dur. Ancak btn bu dnrler, idealist bir yaklamla konular incelemiler, ideal bir dzenden sz etmiler ve savunduklar, genel evrim emasnn btn toplumlar iin ayni olduunu ileri srmlerdir. Bylece bu ada sosyoloji bir tarih felsefesinden teye gidememitir.
SIRA SZDE

lk ve orta adaki toplumsal dncenin temelinde nelerin yattn gzden geiriniz?

Sosyolojinin Ortaya k ve Bunu Hazrlayan Etkenler

27

SOSYOLOJNN ORTAYA IKII VE BUNU HAZIRLAYAN ETKENLER


yzyln ortalarna gelinceye dein toplumla ilgili olan almalar, toplumun kendisiyle deil, nasl olmas gerektii ile ilgili olan bir takm filozoflarn dnce tekelindeydi. Sosyolojinin bilimsel bir disiplin olarak ortaya k yzyln ortalarnda Endstri Devriminin yol at hzl toplumsal deiimlerle birlikte olmutur. En az Endstri Devrimi kadar etkili bir dier patlama da Fransz Devrimidir. Tarihte hi bir toplumsal deime Endstri Devrimi kadar yaygn ve etkileyici olmamtr. Bu devrim, asrlardr dzenli bir yaam biimi olan Avrupa toplumlarn youn bir biimde etkileyerek, yepyeni bir takm sorunlara ve deimelere neden olmutur. Yeni teknoloji ve endstriler Avrupa'nn toplumsal ve fiziki evresinin deitirmi, kk kasabalar ortadan kalkm, hava kirlilii hzl bir biimde byk kentleri kaplam, aileler topraklarndan koparak eitli maden ve fabrikalarda ok ar artlarda almaya zorlanm, alk, hrszlk, sefalet ve hastalklar btn byk kentleri iine almtr. Hzl bir biimde byyen kentlerde, eski dzeni salayan gelenek, grenekler ve normlar bu toplumlar bir arada tutmaya yetmez olmu, bu nedenle toplumda dzensizlikler bagstermitir. Bireyci yaklamlarn desteklenmesiyle, orta snf oalm, monarik devletler yklm, demokrasi ideolojisi n plana kmtr. Fransz ve Amerikan ihtilallerindeki baarlar, Bat lkelerindeki mevcut dzeni sarsm ve daha demokratik modeller Avrupa'da giderek yerlerini almaya balamlardr. Geleneksel yapnn sarslmas Avrupa'da dinin egemenlii ile aklanan birok faktr de etkilemi ve kilisenin gc sarslmaya balamtr. Her nemli toplumsal deime ile geleneksel bir biimde aklanan insan varlnn nedeni sarslmaya balam ve yeni aklamalara duyulan ihtiya giderek artmtr. Byle bir ortam iinde bir takm sorulara cevaplar verecek bilimsel bir disiplin ihtiyac youn bir biimde hissedilmeye balanmtr. Ancak henz bu disiplinin ad konmamtr. Sosyolojinin geliimini etkileyen bir dier faktr ise emperyalist gelimelerdir. Teknolojik ilerleme ile Avrupal'lar dnyann bir ok blgesini ele geirmeye balamlar ve yeni koloniler insanlar yepyeni kltrlerle kar karya getirmitir. Afrika'da, Kuzey Amerika ve Asya'da elde edilen blgelerdeki yaam biimi, Avrupa'daki toplumsal yaantdan ok farklyd. te bu farkl yaam biimleri insanlarn kafalarnda yeni bir sorunun domasna yol at. Bu da bu kltrler neden farkldr, sorusuydu? te bu sorulara aranan cevaplar da yeni bir disiplinin varln gerektiriyordu. Sosyolojinin gelimesini etkileyen bir nc faktr ise doa bilimlerindeki hzl gelimelerdir. Bilimsel metodun fizik ve kimyada baarl bir biimde uygulanmas yani objektif, sistematik gzlemler ile kuramlarn test edilmesi neden sosyal bilimlerde de bu yntem uygulanmasn sorusunu gndeme getirmiti. Doa bilimlerinde baarl bir biimde uygulanan bilimsel yntem anlaynn sosyal dnyada aklanmaya allan sorulara uygulanmas birok dnre ok mantkl gelmekteydi. Bu mant savunan ve sosyolojinin isim babas olarak tannan nl sosyolog Fransz Auguste Comte'dir. Sosyal dncenin gelimesini etkileyen olaylar grdkten sonra, imdi baz nemli sosyologlarn temel dncelerini incelemeye alalm. Sosyolojinin ncleri olan bu kiiler toplumu bir arada tutan gler zerinde durarak eitli aklamalar getirmilerdir.

Sosyolojinin bilimsel bir disiplin olarak ortaya k yzyln ortalarnda Endstri Devriminin yol at hzl toplumsal deiimlerle birlikte olmutur.

Sosyolojinin gelimesini hzlandran bir etmen de emperyalist gelimeler ve teknolojik ilerleme ile Avrupallarn dnyann bir ok blgesini ele geirmeye balamalar ve kolonilerde yeni kltrlerle kar karya gelmeleridir.

28

Sosyolojinin Ortaya k ve Bunu Hazrlayan Etkenler

SIRA SZDE

Sosyolojinin bir bilim olarak ortaya kmasnda rol oynayan etkenler nelerdir?

Auguste Comte ()


Bilimsel yntemi sosyal dnyaya uygulama fikri, pozivitizm olarak adlandrlr ve bunu ilk neren kii de Auguste Comte'dur. Comte ayn zamanda sosyolojinin kurucular arasnda bu disipline ismini kazandran kiidir. Fransz Devriminin etkilerini yaayan Comte, yaad ve byd kk kasabay terk ederek Paris'e gelmi ve iki nemli konu olan toplumsal dzen ve toplumsal deime konularna yakn ilgi duymutur. Comte toplumsal dzeni Toplumsal statik, toplumsal deimeyi ise Toplumsal dinamik olarak adlandrlr. Bu noktadan hareketle sosyolojiyi de tpk fiziin blnd gibi, Toplumsal Statik ve Toplumsal Dinamik olarak ikiye ayrr. Statik, bir toplumdaki dzeni ve duraanl inceledii iin bir dzen kuram, dinamik ise deime ile ilgili olduu iin bir ilerleme kuramdr. Comte, bilimsel yntemin toplumdaki bilinmeyenleri zeceine inanr ve sosyologlar insanln rahipleri ve din adamlar olarak tanmlar. Toplumlarn gelimesini harekete geiren faktrn insan dncesi olduunu savunan Comte bu dncenin aamadan geerek pozitif ya da bilimsel hale ulatn savunur. Bu geliim hal ya da durum yasas olarak bilinir. Bunlar; Teolojik ya da hayali hal, Metafizik ya da soyut hal, Pozitif ya da bilimsel haldir. Comte yaad ada alt bilimden szetmektedir. Bunlar; matematik, fizik, kimya, biyoloji, astronomi ve sosyolojidir. Kendisi sosyolojinin bunlarn hepsinden stn bir yeri olduunu savunur. Ayrca toplumsal yaam konusunda domatik olmamamz, insan davranlarn gzlemleyip snflandrmamz, ancak bu ekilde toplumun temel yasalarna ulalabileceini belirtir. Toplumsal olaylar toplumsal statik ve dinamik kavramlaryla nasl aklanr?

Sosyoloji disiplinine ismini kazandran Auguste Comte


Statik, bir toplumdaki dzeni ve duraanl inceledii iin bir dzen kuram, dinamik ise deime ile ilgili olduu iin bir ilerleme kuramdr.

Herbert Spencer ()


Spencer'n gr Darwin'in kuramna benzerlik tad iin kuramna Sosyal Darwinizm de denir.

Bir ngiliz dnr olan Spencer sosyolojinin ikinci kurucusu olarak da bilinir. Spencer toplumun belirlenmi kanunlar erevesinde ilediini savunur. Spencer'e gre toplumlar barbarlk aamasndan medeni toplumlar aamasna doru gelien bir yapdadr. Spencer, nesiller getike en yetenekli ve zeki insanlarn toplumun yaamnda nem kazanp, ayakta kalacaklarn, yeteneksizlerin, topluma uyum salamayanlarn ise yok olacaklarn savunur. Spencer toplumsal dzen ve deime konusunda bu ada gelitirdii biyolojik kuramla n yapmtr. Spencer'n gr Darwin'in kuramna benzerlik tad iin kuramna Sosyal Darwinizm de denir. Spencer, insan toplumlar ile dier organizmalar karlatrm ve aralarnda benzerlikler grmtr. Yani bir canldaki kalp, cier gibi organlar canlnn yaamna destek veriyorlarsa, toplumun paralar olan devlet ve ekonomi gibi kurumlarn da toplumun devamllnda nemli katklar vardr, tezini savunur. Dnceleri sosyolojide fonksiyonalist ya da grevselci yaklamn ekillenmesinde nemli bir rol oynamtr. Tpk Comte'da olduu gibi Spencer bir sosyologdan ok bir sosyal filozoftur. Spencer yine Comte gibi bilimsel aratrmalar yapmam sadece toplum konusunda fikirler gelitirmitir.

Sosyolojinin Ortaya k ve Bunu Hazrlayan Etkenler

29

Karl Marx ve Maddeci Gr ()


Alman dnr olan Marx sosyolojideki atma kuramnn yaratclarndandr. Marx kuramn yzyln ngiltere'sinde endstrileme srecinin en youn olarak yaand bir ortamda yazm, bu nedenle de iinde yaad g koullar kuramn dorudan etkilemitir. Marx, Comte gibi insanlarn toplumu deitirmek konusunda aktif admlar atmalarn savunur. Kendisi Almanya'dan ihtilalci fikirleri nedeniyle srgn edilip ngiltere'ye geldikten sonra almalarn Londra'da tamamlam, alk ve sefalet iinde geen bir mrden sonra yine bu ehirde lmtr. Marx, Comte ve Spencer'den farkl dncelere sahipti. Snf yapsnn temeli olarak retim ilikilerini grm, devlet ve dnce sistemini toplumun styaps olarak nitelendirmitir. Marx'a gre "retim aralar, retim gleri ve retim ilikileri" anlamna gelen alt yap, ekonomik temeldir. st yap ise, din, sanat, bilim, ahlak gibi kltr kurumlarndan oluur. Aralarnda karlkl bir iliki olmakla birlikte st yap, alt yap tarafndan yani ekonomik ilikiler tarafndan belirlenir, der. Kendisi bir sosyolog olmamakla beraber yazdklar sosyolojik adan ok zengin olduundan en nemli ve zgn dnrlerden birisi olarak nitelendirilmitir. Marx'a gre sosyal bilimcilerin grevi dnyay aklamak deil, deitirmektir. Bu deiim de ihtilalci bir yaklamla olur. Marx, toplumda kanlmaz ve doal bir atmann olduunu syler. Bu atma endstriyel toplumda iki snf arasnda gerekleir. Bunlar endstriyel bir iletmede alan, emeini kiralayarak geinen ii snf ile retim aralarna sahip olan burjuvazidir. Marx retim aralarna sahip olanlar ile olmayanlar arasndaki mcadeleye snf mcadelesi der ve tarih boyunca farkl toplumlarda olan mcadelenin toplumlar yeni bir aamaya getirdiini vurgular. Marx, dncelerinde nl Alman sosyologu George Hegel'in diyalektik srecinden youn bir biimde etkilenmi ve onun idealist diyalektiini, dnceyi yaratan maddedir prensibiyle materyalist bir biime dntrmtr. Marx'n en nemli eseri, iinde liberal grn eletirisinin yer ald Kapital adn tar. Marx'n gelitirdii kuramn temel tezi nedir?

Marx'a gre sosyal bilimcilerin grevi dnyay aklamak deil, deitirmektir. Bu deiim de ihtilalci bir yaklamla olur.

SIRA SZDE

Emile Durkheim ()


Bir Fransz dnr olan Durkheim, toplumsal dzen sorunu ile ilgilenmi ve toplumu bir arada tutan glerin, toplumun yelerince paylalan ortak inan ve deerler olduunu sylemitir. Durkheim toplumsal gerein temelini "Toplumsal Bilinte" grmektedir. Toplumsal bilin "Bir toplumun bireylerindeki ortak inan ve duygularn btndr." Kendisi, bir toplumu bir arada tutan paralarn toplumun devamllna ne ekilde katkda bulunduunu aratrmtr. Durkheim'e gre insan davranlarn bireysel olarak anlamann imkan yoktur. Bu davranlar ancak geni bir toplumsal erevede anlalabilir. Durkheim'in bir dier ilgi alan da endstriyel toplumlardaki i blm ve bunun sonulardr. Ona gre i blmnn endstriyel toplumlarda ortaya kard bir sorun anomidir. Anomi endstrilemi toplumlarda ortaya kan bir kuralszlk durumudur. Yani bir toplumda dzeni salayan kurallar, o toplumu bir arada tutmada yetersiz kald zaman bu durum ortaya kmaktadr. zellikle toplumsal deimenin hzl olduu dnemlerde birey bir toplum iinde yaamann amacn kaybederek intihara kadar gidebilmektedir. ntiharlar konusu Durkheim'n dier bir ilgi alandr. Durkheim bir gruptan bir gruba deien intihar oran-

Toplumsal dzen sorunu ile ilgilenen Emile Durkheim


Durkheim toplumsal gerein temelini toplumsal bilinte grr. Toplumsal bilin "bir toplumun bireylerindeki ortak inan ve duygularn btndr.

30
Durkheim'in bir dier ilgi alan da endstriyel toplumlardaki i blm ve bunun sonulardr. Ona gre i blmnn endstriyel toplumlarda ortaya kard sorun anomidir.

Sosyolojinin Ortaya k ve Bunu Hazrlayan Etkenler

Durkheim'n sosyolojiye en byk katks sosyolojik yaklam insan davranlarn anlamada kullanmas olmutur.

larn aratrm ve intiharlarn nedenlerinin bireysel deil toplumsal kkenli olduunu ne srmtr. Durkheim'in en temel amalarndan biri, sosyolojiyi ayr bir disiplin olarak dier bilimler arasna yerletirmekti. nk, yaad dnemde sosyoloji ekonominin veya tarihin bir alt disiplini olarak grlyordu. Durkheim, grd eitim ve yapt almalar sonucu ilk defa 'de Bordeaux niversitesi'nde sosyolog olarak grevlendirilmitir. Durkheim'in iki amac daha vardr. Birincisi bireysel davranlarn toplumsal gler arafndan ne ekilde etkilendiini gstermek, dieri ise toplumsal aratrmalar daha pratik hale getirmektir. Kendisi sosyologlar tp doktorlarna benzetir. Sosyologlar, toplumsal hastalklarn doktoru olarak niteler. Genelde tp doktorlar bilimsel bilgilerini, insan hastalklarn tedavi etmek iin urarlarken, sosyologlar da bilimsel becerilerini toplumsal hastalklar iyi etmede kullanmaktadrlar. Durkheim'n sosyolojiye en byk katks sosyolojik yaklam insan davranlarn anlamada kullanmas olmutur. rnein, intiharlar bireysel kkenli davranlar olmas nedeniyle psikologlar tarafndan incelenmelidir, sosyologlar tarafndan deil, der. Ancak, intiharlar sadece bireysel adan ele alrsak, toplumsal temelini ihmal etmi oluruz, demektedir. Bylece Durkheim, sosyolojinin bak asn daha da belirginletirmektedir. Anomi kavramn gzden geirerek; Durkheim'in sosyolojiye yapt en nemli katky tartnz.

SIRA SZDE

Max Weber ()


Weber'in sosyolojik yaklamna gre, bu disiplin toplumsal yaamn nemli sahalarndaki nedensel ilikileri anlamal ve aratrmaldr.

Objektiflik ilkesi sosyologlarn olaylara nyarglarndan arnm bir biimde bakmalarn savunur.

Weber'in sosyolojik yaklamna gre, bu disiplin toplumsal yaamn nemli sahalarndaki nedensel ilikileri anlamal ve aratrmaldr. Sosyolojinin gelimesinde nemli katklar olan bir dier Alman dnr Weber'dir. Weber'in sosyolojik yaklamna gre, bu disiplin toplumsal yaamn nemli sahalarndaki nedensel ilikileri anlamal ve aratrmaldr. Dolaysyla sosyoloji bir anlam bilimidir. Weber, toplumsal olaylarn bir takm objektif kriterlerle anlalp, llemeyeceini, bu nedenle bireylerin davranlarna yansyan bir takm subjektif kriterlerle anlamann mmkn olabileceini ne srer. Toplumsal olaylar anlamada bir tek faktrn deil birok faktrn etkili olduunu savunur. rnein, dnce, inan, tutum ve duygular gibi. Weber, sosyologlarn alma hayatlarnda bir takm znel deerlerden arnm olarak hareket etmelerini ister. Buna objektiflik ilkesi der. Yani sosyologlarn olaylara nyarglarndan arnm bir biimde bakmalarn savunur. Max Weber, Durkheim ile ayn zamanlarda yaam ve Bat Sosyolojisine en ok katkda bulunan kiilerden birisidir. Sosyolojiye birbirinden farkl sahalar olan, politika, hukuk, ekonomi, mzik ve din konularnda eitli katklarda bulunmutur. Kendisi endstriyel toplumlardaki deimenin yn ve biiminin, brokrasi ve brokratik kurallar yznden arzu edilmeyen bir hale dntn ve hayatlarnda aklclk ve etkili olmaktan baka bir ey bilmeyen uzmanlar tarafndan endstriyel yaam olumsuz olarak etkilendiini savunmutur. Weber, bu tr bir yolla insanln demirden bir kafese konulduunu ifade eder. Weber'in bir ok almas Karl Marx'n almalaryla kartlk tar. Weber, Marx'n almalarn yakndan izlemi bir kiidir. Weber de Marx gibi sosyal eitsizliin veya adaletsizliin kanlmakta olduunu grm ve bu eitsizlii

Sosyolojide Kuramsal Yaklamlar

31

ho karlamamtr. nk, bunun sonucunda devletin birey zerinde byk bir g olarak duracan ve onun hareketlerini kstlayacan dnmtr. Weber, Marx'dan farkl olarak toplumsal deimenin mutlaka ekonomi kkenli olmasn kabul etmez. Ekonomik nedenlerin yannda sosyal nedenlerin de deimede nemli bir faktr olduunu savunur. rnein, kapitalizmin douunu aklayan nemli eserinde din faktrnn de deiimde nemli bir rolnn olduunu savunur. Weber'in sosyolojiye nemli bir katks ise anlama (Verstehen) konusunda olmutur. Weber insan davranlarnn sadece bir takm istatistiklerle aklanamyacan, bunlarn muhakkak yorumlanmas, anlamlandrlmas gereini savunur. Weber, burada bireylerin duygu ve dnceleriyle davranlar arasndaki ilikiyi anlamaya veya kavramaya alr. Ksaca, olaylarn bireyler iin tadklar znel anlamlar bilmemiz gerektiini syler. nsanlarn davranlarn kendilerinin nasl yorumladklarn bilmek, olaylar anlamak iin byk nem tar. Weber'in anlama sreci aamal olarak ortaya kar. Birinci durumda sosyolog olaylar gzler ve bireylerin duygularn grmeye alr. kinci durumda bireylerin motifleri yani gdlerini kefetmeye alr. nc aamada ise bireyin duygu ve gdlerine ilikin davranlarn veya faaliyetlerini aklamaya alr. Weber ilgilendii konular anlamada iki teknik kullanr. Bunlar; deal Tip Analizi ve Tarihi Analiz teknikleridir. Weber'e gre anlama nasl tanmlanmaktadr? Objektiflik ilkesi ne tr bir davran savunur?

Weber insan davranlarnn sadece bir takm istatistiklerle aklanamyacan, bunlarn muhakkak yorumlanmas, anlamlandrlmas gereini savunur.

SIRA SZDE

SOSYOLOJDE KURAMSAL YAKLAIMLAR


Btn bilimlerde olduu gibi sosyolojide de ok nemli bir konu kuramlara ulamaktr. Sosyoloji de kuram, olaylar arasndaki neden sonu ilikilerini aklamak zere gelitirilmi cmlelerdir. Bylece, kuram geerli ise bu olaylarn benzer bir biimde gelecekte de ayn ekilde ortaya kacaklarn iaret eder. Sosyolojide modern kuramsal yaklamlar ana balk altnda incelemek mmkndr. Bunlar; Fonksiyonalist (Grevselci) yaklam, atma Yaklam, Etkileimcilik Yaklamdr.

Fonksiyonalist Yaklam
Bu yaklam temellerini Herbert Spencer ve Emile Durkheim'in almalarndan almakla birlikte, ada anlamda kurucusu Talcot Parsons'dr. Daha nce de belirtildii gibi Spencer toplumlarla, canl organizmalar karlatrmakta ve her organizmann bir yapsndan sz etmekteydi. Her organizmay meydana getiren paralarn o organizmann devamllnda belirli bir grevi olduu gibi, toplumu meydana getiren paralarn da o toplumun devamllnda belirli bir fonksiyonu vardr. Bu modele gre Parsons'n yaklamnda toplum bir fonksiyonlar btndr. Yani nasl bir organizmada rnein, kalbin fonksiyonu kan dolamn salamaksa, toplumda da her kurumun, o toplumun devamllnda nemli olan bir grevi vardr. T. Parsons'n kuram, toplumu organize olmu, dzenli ilikilerden meydana gelen ve her bireyin toplumun temel deerlerini paylat bir sosyal sistem olarak grr.
T. Parsons'n yaklamnda toplum bir fonksiyonlar btndr.

T. Parsons'n kuram, toplumu organize olmu, dzenli ilikilerden meydana gelen ve her bireyin toplumun temel deerlerini paylat bir sosyal sistem olarak grr.

32

Sosyolojide Kuramsal Yaklamlar

Fonksiyonalist yaklama gre, fonksiyon belirli bir toplum ierisinde her gelenein, dnce, deer ve inanlarn, birey ya da gruplarn oynad roldr. Parson yaklamnda sosyal sistemi oluturan paralarn (ekonomi, din, aile, politika ve eitimin) toplumda yerine getirdii grevlerin (fonksiyonlarn) o toplum iin fonksiyonel olmalar nemlidir demektedir. Kuram, toplumu organize olmu, dzenli ilikilerden meydana gelen ve her bireyin toplumun temel deerlerini paylat bir sosyal sistem olarak grr. Daha sonra Robert Merton, kurama gizli ve ak fonksiyon kavramlarn ilave ederek, gelitirmeye almtr. Ak fonksiyon bir sistemin iinde bulunanlar tarafndan arzulanan ve bilinen fonksiyonlardr. Gizli fonksiyonlar ise sistemin iinde bulunanlar tarafndan ne bilinen ne de arzulanan fonksiyonlardr. rnein, okullarn bir toplumda rencileri bilgili klmak, eitmek gibi ak fonksiyonlar olduu gibi, onlar sokaa brakmamak, belirli bir yaa gelinceye kadar belirli konularla megul etmek eklinde gizli fonksiyonlar da vardr. Ksaca fonksiyonalist yaklama gre grup, birbiriyle ilikisi olan paralarn fonksiyonel bir btndr. Bir btn iindeki paralar anlamak iin o paralarn btn iinde tadklar fonksiyonlar ve dsfonksiyonlar (bozucu fonksiyonlar) bilmek gerekir. Bu basit yaklam toplumsal gruplardan,toplumun btnnn anlalmasna, hatta aileye kadar uygulanabilir.
SIRA SZDE

Fonksiyonalist yaklamn temel tezini dikkate alarak yaklamn eksikliini tartnz.

atma Yaklam
atma yaklam, toplumsal davranlarn en iyi ekilde rekabet halinde bulunan gruplar arasndaki gerginlik ve mcadele ile anlalabileceini savunur.

Bu kuram toplumdaki rekabet, deiim ve gerginlik sreleri zerinde durmaktadr. Fonksiyonalist yaklamn tersine bu yaklam dnyada var olan devaml bir mcadele srecinden sz etmektedir. atma yaklam, toplumsal davranlarn en iyi biimde rekabet halinde bulunan gruplar arasndaki gerginlik ve mcadele ile anlalabileceini savunur. Temel grlerini Karl Marx'n kuramndan esinlenerek dile getirmektedir. Bilindii gibi Marx, toplumsal snflar arasnda olan bir mcadeleden sz etmektedir. Marx'a gre bu mcadele toplumsal deiimin itici gcdr. Bu mcadelede iki nemli snf burjuva ve proleterya snfdr. Marx'a gre tarih, snflar aras bir mcadeledir. Marx bu gzlemlerini yapt srada kapitalist sre daha balang aamasnda idi. Bu nedenle endstride alanlar, iverenlerin insafna kalan ezici bir ynetimle kar karyadrlar. Bugn iin olmaz ise olmaz gzyle baktmz haklar o gn iin bir hayal rnyd. Bu haklar arasnda grev hakk, asgari cret, sekiz saatlik mesai, ay aralar, be gnlk alma haftas, cretli tatil, sosyal gvenlik, hastalk sigortas gibi konular saylabilir. Gnmz atma kuramclar ise, konuya ok daha geni bir adan bakmaktadrlar. rnein Ralf Dahrendorf () belirli bir otoritenin mevcut olduu her yerde atmann varlndan sz etmektedir. Belirli bir otoriteye sahip insanlar, uyum iin insanlar zorlayabilmektedirler. Bu zorlama ise belirli bir diren ve uyumazlklara yol amaktadr. Bylece ortaya kan atmalar toplumun tm kesimlerine yaylabilmektedir. Ancak bu yaklam gruplar arasndaki mcadelenin muhakkak ihtilal gibi kktenci biimde olmasn gerekli grmez. Bu mcadele toplu i grmeleri, parti politikalar, bte tartmalar gibi eitli biimlerde olabilir. Dier bir atma kuramcs Lewis Coser ise atmann zellikle birbiriyle yakn ilikide bulunan insanlar arasnda geliebileceini savunur. Bu insanlar birbirleriyle sorumluluk ve g alaryla baldrlar. Bireylerden bir tanesinin dierleri-

Sosyolojide Kuramsal Yaklamlar

33

ne gre farkl bir dl almas, yerleik ilikileri bozaca iin atmalar kabilir. Sosyologlar bu nedenle hangi kltr ve rgtte olursa olsun mevcut ilikilerden kimin kazan, salad kimin ise zarar grdne bakarlar. Bu yaklam 'l yllardan sonra Amerika Birleik Devletleri'nde giderek yaygnlk kazanmtr.

Etkileimcilik Yaklam
Bu yaklam toplumda yer alan bireylerin birbirlerini etkilemelerini, karlkl ilikilerini ve bu ilikileri nasl gerekletirdiini inceler. atma ve fonksiyonal gr sosyolojik incelemelerinde makro konular olan toplumsal deime, dzen, toplumsal snf gibi konular incelerken, etkileim kuramclar mikro bir yaklamla kk gruplar, aile arkada ilikileri zerinde durmaktadrlar. Etkileimcilik yaklam, bireyi odak alarak incelemektedir. Bu yaklam, toplumlar bireylerden olutuuna gre, onu ve ilikilerini anlamadan toplumu anlamann mmkn olamayacan savunur. nk nemli olan insandr, derler. Ancak insanlarn varl ve etkileimleriyle toplum olumaktadr. Bu yaklama birok dnr eitli biimlerde katklarda bulunmutur. Bunlar arasnda nl psikolog William James (), eitimci John Dewey (), sosyolog Charles Horton Cooley (), William I. Thomas () ve George Herbert Mead () saylabilir. Etkileim kuramclar sembol zerinde durarak, insanlarn semboller araclyla etkileimde bulunduunu ne srerler. Bu nedenle bu kuramclara, Sembolik etkileim kuramclar da denilir. Sembolik etkileim, bireyler arasnda sembollerle yaplan etkileim demektir. Bu etkileim ounlukla yzyzedir. Ancak, okuma ve yazma gibi baka biimlerde de olabilir. Sembolik etkileim yaklam, sosyologlar yaadklar toplumu ve toplumun iinde yer alan bireylerin davranlarn anlamaya iten bir abadr. Sembolik etkileimciler sembol zerinde dururlar ve sembollerin toplumsal yaamn temelini oluturduunu savunurlar. Sembol anlamlandrdmz eylerdir. Semboller olmakszn sosyal ilikilerimiz, hayvanlarn kurduu iletiim dzeyinden farksz kalr. Bakalaryla kurmu olduumuz, ilikileri alglamakta en nemli mekanizma adlandrdmz sembollerdir. (Hala, amca, retmen gibi). Biraz karmak gelse de belirli sembollere sahip olduumuz iin amca ve teyzelere sahip olmaktayz. nk, ancak bu semboller ile bizler bu ilikinin ieriini tanmlayabilmekte veya aklayabilmekteyiz. kinci olarak semboller olmadan, dier insanlarla olan ilikilerimizi koordine edemeyiz. Hatta gelecekle ilgili planlar bile yapamayz, zaman ve yer konusunu belirliyemeyiz. Takvim, ay, gn ve saatler olmasa acaba bunu nasl gerekletirebiliriz? Bir dnn! Semboller olmakszn kitaplar, sinema hatta mzik aletleri bile olamaz. nk, yaz bunlar anlaml klar, notalar ise mzie hayat verir. Bu nedenle semboller toplumsal yaammz olas klmaktadr. Sembolik etkileim davranlarmzn neye bal olduunu, kendimizi ve bakalarn tanmlamamzn analizini yapmaktadr. rnein, bir kiiye amca veya hala dediiniz zaman, bu kiilere belirgin bir biimde davranyoruz. Bir kiiyi erkek veya kz arkadam diye tanmladnz zaman ise, davranlarmz tamamen farkllayor. Bu nedenle gnlk yaam, bizim eitli davranlarmz sergilediimiz bir tiyatro sahnesidir. Deien seyircilere gre burada farkl roller alyor ve farkl performanslar sergiliyoruz. Sembolik etkileim bu nedenle daha ok yzyze olan ilikilerimizi birincil olarak ele alp incelemekte, bu ilikilerin nasl gerekletiini ve yaammz nasl ekillendirdiine bakmaktadr (Henslin, ).
Etkileimcilik yaklam bireyi ve ilikilerini anlamadan toplumu anlamann mmkn olmadn savunur.

Etkileim kuramclar sembol zerinde durarak, insanlarn semboller araclyla etkileimde bulunduunu ne srerler.

Sembol anlamlandrdmz eylerdir. Semboller olmakszn sosyal ilikilerimiz, hayvanlarn kurduu iletiim dzeyinden farksz kalr.

34

Sosyoloji Geleneinde Yeni Yaklamlar: Sosyal Alveri Kuram ve Feminist Kuram

SIRA SZDE

Sembol tanmn gzden geirerek sembollerin toplumsal yaamdaki nemi aklaynz.

SOSYOLOJ GELENENDE YEN YAKLAIMLAR: SOSYAL ALIVER KURAMI VE FEMNST KURAM


Fonksiyonalizm, atma ve sembolik etkileim kuramlar, gnmz sosyolojisinde temel kuram olmakla birlikte, gelien toplum yaantsnda yeni yaklamlar da giderek oalmaktadr. Burada son yllarda ok tartlan iki kuramdan sz edeceiz. Bunlar, sosyal alveri (exchange) ve feminist kuramdr.

Sosyal Alveri Kuram


Deiim ve sosyal alveri kuram genelde farkl bir yol izler. Deiim yaklam ile ilgili temel, genelde ekonomistlerin, antropologlarn ve psikologlarn fikirlerine dayaldr. Kuram, insan etkileiminin dl ve cezalara dayal olarak gerekleen bir alveri ile olutuunu ileri srer. Kuramda sz edilen deiim kavram toplumsal bir deiimden ok karlkl bir alverii ifade eden bir nitelik tar. Bu nedenle kurama, sosyal alveri kuram da denilmektedir. yzyln ekonomistleri olan Adam Smith, David Ricardo, John Stuart Mill ve Jeremy Bentham gibi dnrler, insan kendini dnen, her zaman kar etmeyi amalayan ve aklc olan bir varlk olarak dnmlerdir. Birok antropolog da deiim veya alveriin ilkel topluluklardaki nemini incelemiler ve buralardaki geerliliini aratrmlardr. rnein, Bronislaw Malinowski doal bir alp vermenin veya deiimin sosyal yaamn bir paras olduunu ne srmtr. Psikolojideki davransal akmn temsilcilerinden Pavlov ve Skinner de, "nsanlar mevcut alternatifler" iinde kendini en ok dllendireni ve en az cezalandrc olan tercih ederler demektedir. Sosyal alveri kuramnn bilinen iki nemli temsilcisi George C. Homans () ve Peter M. Blau'dur (). Modern alveri kuramnn yaratclarndan olan Homans, genelde davransal psikolojiye youn bir biimde baldr ve almalarnda ondan etkilenmitir. Bunun etkileri 'de yazd Social Behavior: Its Elementary Forms (Sosyal Davrann Temel Biimleri) adl yaptnda youn olarak grlr. Homans, bu yaptnda ilkel ekonomi ve davransal psikolojiden gelitirilen alveri kuramn tantr. Bilindii gibi davranlar sadece gzlemlenen davranlarla ilgilidirler. Sonuta, Homans da insanlarn isel bir sreci olan dnme ve duygularn dta tutarak, bireylerin grnen davranlarna ynelir. Etkileim iersinde olan insanlarn davranlar Blau'nun ne srd alveri kuramnda da nemli bir yer tutar. Blau'nun dncesi klasik kuramclarn grlerine daha yakndr. Bu adan da Homans'tan farkllk tar. Homans'n kuram, bireysel davrann aklanmasna ynelik ar vurgulardan dolay psikolojik bir indirgemecilie kayar. Blau ise buna kardr. Homans mikro yaplar zerinde dururken, Blau makro yaplar zerinde durur. Mikro yaplar etkileimde bulunan bireylerden oluan yaplar iken, makro yaplar birbiriyle karlkl iliki iindeki sosyal gruplardan oluur. Temel olarak Blau, Homans'n kuramn benimser, fakat ikisi arasnda nemli farkllklar mevcuttur. Blau, bireyleraras etkileimlerden ok, daha byk sosyal niteler olan rgtler, topluluklar ve toplumlar zerinde durmutur. Blau, Homans'n grlerini kltrel ve sosyal dzeylerdeki alverile btnletirmek ister. En genel anlamda, Blau, Homans'dan farkl olarak sosyal olguculuk (factism)

Modern alveri kuramnn yaratclarndan olan Homans genelde davransal psikolojiye youn bir biimde baldr ve almalarnda ondan etkilenmitir.

Sosyoloji Geleneinde Yeni Yaklamlar: Sosyal Alveri Kuram ve Feminist Kuram

35

ve sosyal davranln kombinasyonunu ieren sosyal alveri kuramn gelitirir (Wallece ve Weet, ). Blau'nun yaklamna gre sosyal etkileim, ilk nce sosyal gruplarda gerekleir. nsanlar gruplara kabul edilmek isterler, nk gruplarda dl mekanizmas vardr. nsanlar gruplara kabul edilebilmek iin grup yelerine dller teklif etmek zorundadrlar. Grup yeleri arasndaki ilikiler, grup yeleri grubu etkiledikleri ve yeler bekledikleri dlleri aldklar zaman glenir. Sosyal alveri kuramnn ilk saylts, insan davranlarnn aklc oluudur. Buna gre insanlar eitli alternatifler arasnda kendisi iin en uygun ve dllendirici olan seer ve zarardan kanr ya da en az zararla altndan kalkabilecei alternatifleri seer. nsanlarn bu kararlar yanl olabilir, bu durumda eitli durumlar analiz ederek zararn en aza indirger ve kendi ilgisini dllendirir. Hatta insanlar kendi ilgi alanlarndaki bir eyi elde etmek iin, yine kendisi iin nemli olan, deer tayan bir eyden vazgeebilirler. rnein, bir kadn baka bir yerdeki nemli bir kariyer geliimi iin kocasndan vazgeerek, ondan boanabilir veya bir ocuk, ablasnn hi de sevmedii ocuuna bakarak babasnn arabasn kullanabileceini dnebilir, yani bir dl iin bazen fedakarlklar yaplabilir. kinci nemli saylt, ekonomistlerden dn alnan azalan marjinal yarar yasasdr. Yani insanlarn sosyal ilikilerinde azalan marjinal yarar yasas geerlidir. Dier bir deyimle, insanlar dllere doymu olabilir. Eer bir kii kendisi iin nem tayan birey elde ettiyse, onun zerindeki deerler en azndan ksa dnemde onun iin nem tamamaya balar. Yani dier eyler giderek anlamn yitirebilir veya nemleri azalr. Bunun en gzel rnei yiyecektir. Eer bir kii birka gnden beri yemek yememise, yiyecek onun iin byk nem tar. Buna karn karn tok bir birey yiyecek konusunda daha seicidir. rnein, karn tok bir kii iin dnercide yiyecei bir tabak dnerin anlam, karn a biri iin tad anlam ve nemi tamaz. nc sayltya gre, sosyal alveri durumunda insanlar verdikleri ile aldklar arasnda bir denge beklentisi iindedirler. Dier bir deyimle insanlar arasndaki ilikiler verme ve geri almann dengelenmesine dayanr. nsanlar dier insanlarla olan ilikilerinde verdiklerinin karlnda adil bir geri beklenti iinde bulunurlar. Yani hep verip, yeterince alamyorlarsa tatminsizlik duyarlar. Ancak, bu beklenti adil lde karlanrsa, bu ilikiden mutluluk duyar ve tatmin olurlar. Eer dengesizlik devam ederse, yani ilikiden daha az ey elde ediyorlar ise bu ilikiyi keserler. rnein, alan bir kadn ev yaamnda kocasnn yeterince katksnn olmadn dnyorsa, yani kendisi hep veriyor; ama kocas onun kadar aba gstermiyorsa bu iliki boanma ile sonulanabilir.

Blau'nun yaklamna gre sosyal etkileim ilk nce sosyal gruplarda gerekleir. nsanlar gruplara kabul edilmek isterler, nk gruplarda dl mekanizmas vardr.

Feminist Kuram
Feminist kuram bir toplum iindeki kadn ve erkekler arasndaki cinsiyet ilikilerinin yapsn incelemektedir. Margaret Anderson, feminist kuramn emsiyesi altnda bunu ereve iinde ele almaktadr. Bunlar; liberal feminizm, radikal (kktenci) feminizm ve sosyalist feminizmdir. Bu teorik erevede cinsiyet kavram, toplumsal snf ve aznlk gruplar arasndaki ilikiyi aklamaya almaktadr. Feminist kuram, bir toplum iindeki kadn ve erkekler arasndaki cinsiyet ilikilerinin yapsn inceleyerek, kadn haklar ve kadnn eit stats zerinde durur. Bu dncenin savunucular kadn haklar ve kadnn eit stats zerinde durmaktadr. Kadnn deien toplum yaps iinde, varolan haklarnn aa karma, bu haklardan onlar bilgili klma ve genelde bu konuda toplumun ilgisini ek-

Feminist kuram, bir toplum iindeki kadn ve erkekler arasndaki cinsiyet ilikilerinin yapsn inceleyerek, kadn haklar ve kadnn eit stats zerinde durur.

36

Sosyoloji Geleneinde Yeni Yaklamlar: Sosyal Alveri Kuram ve Feminist Kuram

me grevini stlenmektedir. Hatta kadnn deien yap iindeki kanuni stats ile bu haklarn yeniden yaplandrlmas zerinde de durmaktadrlar. Eer kadnlar da erkekler gibi ayn muameleye tabi tutulacaksa, hukuki yapda, toplumsal politikalarda ve sosyal yapda byk deimeler yaplmas gerekmektedir. rnein eit ie eit cret, ocuk aldrabilme hakk ve medeni haklar liberal feministlerin ilgilendikleri ve savunduklar konular arasndadr. Liberaller arasnda Acker (), Bem () Epstein () saylabilir.
SIRA SZDE

Feminist kuramn alma alanlarn lkemizin koullarn da dikkate alarak tartnz. Feminist kuram, kadnn odak olarak alnd bir perspektiften bakarak toplumsal yaam ve buradaki farkl sistem ve fikirleri irdelemektedir. Feminist kuram kadn temel obje veya ilgi oda olarak grr ve onu adan inceler. Birincisi aratrmalarn balang noktas kadndr. Kadnn durumu veya toplum iindeki stats gibi. kincisi kadn merkezi bir obje olarak grr. Btn aratrma srecinin ilgi oda kadndr ve toplumda hereyi kadnn bak asndan deerlendirir ve aratrr. ncs ise feminist kuram kadnn bak asndan, hem kritik hem de eylemcidir ve kadna mevcut yapda daha iyi bir yer bulmaya veya dnya yaratmaya alr. Bu adan da tartmalar insana yneliktir. Biraz nce de belirtildii gibi, liberal feministler iin nemli olan konular kadnn toplum iinde aalanmas, ikincil stats, erkee oranla kanunlardaki eit olmayan durumu ve kadn ve erkein toplum tarafndan nasl etkilenerek kendi hakkndaki benlik duygusunu gelitirdii veya rendiidir. Radikal feministler ise kadnn toplum iinde bask altnda olduunu, ezildiini, toplumlarn erkekler tarafndan ynetildiini, hakimiyetin onlarda olduunu ve bu nedenle de kadnlarn bask altnda tutulduunu savunur. Erkek stnlnn olduu (patriarchal) toplumlarda her ey erkekler tarafndan kontrol edilir ve erkek toplumda gce, prestije ve ekonomik avantajlara sahiptirler. Erkein kontrolnde olan kurumlar (aile, din ekonomi, eitim ve hkmet) kadnlar erkeklere oranla daha aa grr, hatta erkein kadna olan stnln ebediletirmek iin abalar. Dier bir deyimle erkein stnln devaml klmak iin gayret gsterir. Radikal feministler erkein bu gc nasl kazandn ve nasl btn kurumlar kontrol altnda tuttuunu aratrmaktadrlar. Dolaysyla erkein stnl ve bunun nedenleri radikal feministlerce temel ilgi oda olarak grlmektedir. imdi de hem sosyalist feministlerden sz edelim, hem de bunlarn kurama olan katklarna bakalm: Sosyalist feministler radikal feministlerden ok daha fazla radikaldirler. Hatta kapitalizmi kadnn ezilmiliinin temel kayna olarak grrler. Onlarn bak alar Marksizm'in kapitalizme bak asndan da te gider. Bu kuramclar iinde en ok kullanlan kavram kapitalist patriyarki kavramdr. Bu grn iki nemli temsilcisi Eisenstein ve Hartman'dr. "Sosyalist feministler kadnn ezilmiliinin temel nedeninin kapitalist toplumda kadnn erkein mal olmasna bal olarak aklarlar. Kadn toplumda ezilmilii kapitalist bir yap olmadan da mevcut olduuna gre, kapitalizmin gelimesi zellikle i yerlerinde ve endstride kadnn daha fazla bask altnda tutulmasna veya smrlmesine neden olmaktadr." Dier bir nokta da patriyarki kavramdr. Patriyarki, sosyalist ve endstri ncesi toplumlardaki erkein stnln simgeler. Buna gre kapitalist toplumlarda snf yaps iindeki g ilikileri, erkein stnl ile birleerek, kadnn toplum iinde ezilmesine neden olmaktadr (Shepard,).

Radikal feministler kadnn toplum iinde bask altnda olduunu, ezildiini, toplumlarn erkekler tarafndan ynetildiini, hakimiyetin onlarda olduunu ve bu nedenle de kadnlarn bask altnda tutulduunu savunur.

Sosyalist feminst kuramn temel kavramlarndan biri olan patriyarki, sosyalist ve endstri ncesi toplumlardaki erkein stnln simgeler.

Trkiye'de Sosyoloji

37

Liberal ve radikal feministler arasndaki en temel farkllk nedir?

SIRA SZDE

TRKYE'DE SOSYOLOJ
lkemizde sosyoloji Birinci Dnya Sava sralarnda Edebiyat Fakltesinde okutulmaya balanmtr. Osmanl mparatorluu'nun son dnemlerinde lkemizde iki tr sosyoloji akmnn varln gryoruz. Bunlar; Prens Sabahattin () tarafndan temsil edilen Leplay Okulu, Ziya Gkalp () ve Mehmet zzet () tarafndan temsil edilen Comte-Durkheim Okulu'dur. Leplay Okulu, kinci Dnya Savann bana kadar niversite krslerinde ve liselerde yer almam, buna karlk Gkalp'in temsil ettii Durkheim Sosyolojisi zellikle 'de Dar'l-fnun'da yer aldktan sonra bilim evremizde ok byk yanklar uyandrm, hatta Cumhuriyetten sonra liselerimize konan sosyoloji derslerine temel oluturmutur. Ziya Gkalp'in sosyolojik dncesinin kaynann kavramak iin, iinde yaad ortamn dnce ve inan yaklamn belirleyen pozitivizm ideolojisini bilmek gerekir. Pozitivizm salt gerei ve olaylarn nedenlerini aramaktan vazgeen, olaylar hakknda bilgi edinmekle yetinen bir ideolojidir. ttihat ve Terakki'nin fikir adam olan Gkalp, "Trkln Esaslar'nda Durkheim'in toplumsal bilin kavramn tarihsel maddeciliin snf elikisine kar kullanmtr. Ziya Gkalp, Durkheim'in "Toplumsal Blm" adl kitabnda savunduu ahlak anlayn benimsemi, Trk folkloru, Trk masal zerinde sosyolojik aratrmalar yapmtr. Gkalp'in sosyolojisinin eksenini' "ulus" ve "terakki" konular oluturur. Bununla birlikte, Trk sosyolojisi tarihine adlar gemi, dier sosyologlar olarak, Ahmet Rza (), Ahmet uayp () ve Salih Zeki'yi verebiliriz. Ayrca, 'li yllardan balayarak gerek Trkiye'de sosyolojinin tantlmasn yaygnlatrmak, gerekse sosyolojik kurumlar aklamak, gelitirmek ve eletirmek iin aba harcam, rnler vermi sosyologlarmz olmutur. Bunlar arasnda Hilmi Ziya lken, Ziyaettin Fahri Fndkolu, Nurettin azi Ksemihal, Cavit Orhan Ttengil, Cahit Tanyol, brahim Yasa, Mbeccel Belik Kray en tannm olanlardr. Giri nitelii tayan bu kitapta, bu sosyologlarn sadece ad verilmekle yetinilecektir. Trk sosyolojisine ilikin daha ayrntl bilgiler iin kaynakada yer alan kitap ve almalara bavurabilirsiniz.
SIRA SZDE

38

zet

zet
AMA

lk ve ortaadaki toplumsal dncenin temellerini incelemek. nsanlar toplum olarak bir arada yaamaya baladklarndan itibaren, iinde yaadklar dzeni anlamaya alm ve eitli fikirler ileri srmlerdir. Toplumsal dnce ilk defa filozoflarn felsefe sistemlerinde yer almtr. lk ada dnrler Sokrat'tan nceki ve sonrakiler diye ikiye ayrlr. Sokrat'dan nce sofislere rastlyoruz. Sokrat'tan sonra nemli iki bilgin Platon ve Aristo'dur. Platon'a gre birey iinde yaad devletin karakterini tar. Aristo, Platon'a gre daha gerekidir. Hristiyan dnrler Rnesans ve Reform'a dein mistik ve skolastik dnya gr altnda byk bir ilerleme salamazken, islam dnyasnda olumlu dnce sistemlerini gryoruz. Bu alarda toplumla ilgilenen dnrler arasnda bn-i Rd, Gazzali, Farabi ve bn-i Haldun en nemlileridir. zellikle bn-i Haldun'un Mukadimesi bir sosyoloji kitab niteliindedir. Sosyolojinin bir bilim dal olarak ortaya kmasnda rol oynayan etkenleri aklamak. Sosyolojinin ortaya knda iki nemli toplumsal olgu yer alr. Bunlar: Endstri Devrimi ve Fransz Devrimi'dir. Tarihte hibir deime Endstri Devrimi kadar uzun dnemli, etkili ve arpc olmamtr. Bu olgunun dnda doa bilimlerindeki gelimeler, bilimsel yntemin kullanl ve yeni ktalarn kefi de sosyolojik dncenin geliiminde nemli bir yer tutar. lk sosyologlarn toplum konusundaki dncelerini ve sosyolojinin temel yaklam olan fonksiyonalist, atma ve etkileimcilik yaklamlarn aklamak. Sosyolojinin kurucular arasnda, adn koyan Auguste Comte'dur. Zamann en zgn dnr olan Comte, doa bilimlerinde kullanlan bilimsel yntemin toplumsal olaylar incelemede de kullanlabileceini savunur. Daha sonra Herbert Spencer, biyolojik yaklamn kurucularndandr. Spencer,

toplumu canl bir organizmaya benzeterek incelemek ister. Karl Marx ise atma kuramnn kurucusudur. Dncelerinde bir dier Alman dnr olan Hegel'in etkisindedir. Marx'a gre toplumbilimcilerin grevi dnyay aklamak deil, deitirmektir. Her eyin birbiriyle atma iinde olduunu savunan Marx, kuramn snf atmas ile destekler. Sosyolojinin bilimsel alanda gelimesinde nemli bir kii de Fransz Emile Durkheim'dir. Durkheim, toplumsal gerein temelini toplumsal bilinte grr. Durkheim'in bir dier ilgi alan toplumsal iblm ve sonulardr. Modern bir Alman dnr ise Max Weber'dir. Weber, sosyolojide anlama zerinde durarak, ideal tip ve tarihi analiz tekniklerini gelitirmitir. Sosyolojide tarihsel geliim iinde yaklam sz konusudur. Bunlar; Fonksiyonalist yaklam, atma yaklam Etkileimcilik yaklamdr. Sosyolojide yeni yaklamlardan sosyal alveri kuram ve feminist kuram tartmalar ile inceleyebileceksiniz. ki modern kuram, Sosyal Alveri Kuram ve Feminist kuramlar da giderek popler hale gelen ve tartlan kuramlar arasnda yer almaktadr. Bu kuramlardan sosyal alveri kuram, genelde ekonomistlerin, antropologlarn ve psikologlarn fikirlerine dayaldr. Kuram, insan etkileiminin dl ve cezalara dayal olarak gerekleen bir alveri ile olutuunu ileri srer. Kuramda sz edilen deiim kavram toplumsal bir deiimden ok karlkl bir alverii ifade eden bir nitelik tar. Bu nedenle kurama sosyal alveri kuram da denilmektedir. Feminist kuram kadnn odak olarak alnd bir perspektiften bakarak toplumsal yaam ve buradaki farkl sistem ve fikirleri irdelemektedir. Feminist kuram kadn temel obje veya ilgi oda olarak grr ve inceler. Feminist kuram, liberal, sosyalist ve radikal olmak zere temel yaklama sahiptir.

AMA

AMA

AMA

Kendimizi Snayalm

39

Kendimizi Snayalm
1. Dncenin temel aamadan getiini ne sren dnr kimdir? a. M. Weber b. E. Durkheim c. A. Comte d. F. Hegel e. H. Spencer 2. Sosyolojide anlam zerinde durarak, ideal tip ve tarihi analiz teknikleri gelitiren dnr kimdir? a. H. Spencer b. Hegel c. E. Durkheim d. funduszeue.info e. K. Marx 3. Gizli ve ak fonksiyon kavramlar kim tarafndan gelitirilmitir? a. T. Parsons b. R. Merton c. K. Marx d. A .Comte e. E. Durkheim 4. Kapital adl eser kim tarafndan yazlmtr? a. M. Weber b. E. Durkheim c. K. Marx d. H. Spencer e. A .Comte 5. Toplumda yer alan bireylerin birbirlerini etkilemelerini, karlkl ilikilerini ve bu ilikilerin nasl gerekletiini ele alan model aadakilerden hangisidir? a. Tabakalama b. atma c. Yapsal fonksiyonel yaklam d. Tarihsel maddecilik e. Etkileimcilik

6. blmnn toplumsal bir olgu olduunu ve bu yzden baka bir toplumsal olguyla aklanmas gerektiini dnen bilim adam aadakilerden hangisidir? a. E. Durkheim b. M. Weber c. H. Spencer d. S. Simon e. A. Comte 7. Ziya Gkalp'in sosyoloji dsncesindeki kaynaklar arasnda aadakilerden hangisi en nemli yeri tutar? a. Pozitivizm b. Bilin c. Geliim d. Devlet e. Snf 8. Belirli bir otoritenin mevcut olduu her yerde atmann varlndan sz eden atma kuramcs kimdir? a. funduszeue.info b. R. Dahrendorf c. K. Marx d. R. Merton e. funduszeue.info 9. Aadaki kuramclardan hangisine gre "toplum bir fonksiyonlar btndr"? a. H. Spencer b. T. Parsons c. J. Dewey d. W. James e. D. Ricardo Aadaki sosyoloji kuramclarndan hangisi genelde davran psikolojiye youn bir biimde baldr? a. G. C. Homans b. B. Malinowski c. A. Smith d. D. Ricardo e. L. Coser

40

Yaamn inden - Biraz Daha Dnelim - Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar - Yant Anahtar

Yaamn inden
Yedii dayaklar canna tak etti el'in Tarsus ilesinde oturan Aye Mehmet ile grc usul ile evlendirildi ve Alanya'ya gelin gitti. Dnden 4 ay sonra ise kocas, aylk hamile Aye'yi dvd. Gen kadn, soluu baba evinde ald. Aile bykleri araya girdi ve bartlar. Ancak, Mehmet btn gn evde oturuyor, buna karn einin alp eve para getirmesini istiyordu. almad zaman da dvyordu. Aye, dayaa daha fazla dayanamad ve ikinci kez baba evine gitti ve doumunu orada yapt. "BEN KURTARIN" Daha sonra dayak kocasndan boanmak iin Silifke Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava at. lk durumaya kucanda 11 aylk ocuu ile gelen Aye, hakime bandan geenleri bir bir anlatarak "Beni kurtarn" dedi. Duruma, kocann dinlenilmesi iin ertelendi. 18 ubat Sabah Gazetesi Yukardaki rnek olay Trkiye aile ii iddet ve kadn dayana ilikin tipik bir gstergedir. Bu blmde anlatlan feminist kuram asndan bu konuya nasl yaklar ve ne tr aklamalar getirirsiniz? Sizce toplumun bu tr bir iddet olayndan kurtulabilmesi iin kadnlar asndan yaplmas gerekenler nelerdir? Tartnz.

FLETCHER, R. The Making of Sociology. Vol. 1 and 2, Nelson University, HENSLIN, James M. Sociology. 3. Edi. Allyn and Bacon Ltd. Boston, KIZILELK, Sezgin. Sosyoloji Teorileri. Saray Kitabevi, zmir, KOCACIK, Faruk. Toplumbilim Ders Notlar. Sivas Cumhuriyet niversitesi Yaynlar, No: 64, KONGAR, Emre. Toplumsal Deime Kuramlar ve Trkiye Gerei. Bilgi Yaynevi, Ankara, KONGAR, Emre. Trk Toplum Bilimcileri. Remzi Kitabevi, stanbul, ZANKAYA, zer. Toplum Bilime Giri, Sava Yaynlar, Ankara, ZKALP, Enver. Sosyolojiye Giri Dersleri. Anadolu niversitesi Yaynlar, Eskiehir, SHEPARD, Jon M. Sociology. 6. Edi West Publishing Comp, New York, TOLAN, Barlas. Toplum Bilimlerine Giri. Sava Yllar, Ankara,

Yant Anahtar
1. c 2. d Yantnz yanl ise A. Comt'e ilikin blm tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Max Weber'e ilikin blm tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Fonksiyonel Yaklam blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Karl Marks ve Maddeci Gr blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Etkileimci Yaklam blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Emile Durkheim'e ilikin blm tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Trkiye'de Sosyoloji blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise atma Yaklam blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Fonksiyonalist Yaklam blmn tekrar okuyunuz. Yantnz yanl ise Sosyal Alveri Kuram blmn tekrar okuyunuz.

Biraz Daha Dnelim


1. lk ve ortaadaki toplumsal dncenin temellerini tanmlaynz. 2. Sosyolojinin bir bilim dal olarak ortaya kmasnda rol oynayan etkenleri aklaynz. 3. Sosyolojinin temel yaklam olan fonksiyonalist, atma ve etkileimcilik yaklamlarn aklaynz. 4. Sosyolojide yeni yaklamlardan sosyal alveri kuram ve feminist kuram tanmlayarak; Trkiye'de feminist yaklamlar tartnz.

3. b 4. c 5. e 6. a 7. a 8. b

Bavurabileceimiz Dier Kaynaklar


ABRAHAM J.H. Origins and Growth of Sociology. Pelican Book, DENISOF, R.S. and WAHRMAN, R. An Introduction to Sociology. Mc Millan Publ. Company, DNMEZER, Sulhi. Sosyoloji. Sava Yaynlar, Ankara, ERGUN, Doan. Sosyoloji El Kitab. Gerek Yaynlar, stanbul, ERKAL, M.E. Sosyoloji (Toplumbilim). Filiz Kitabevi, stanbul,

9. b a

41

Toplum ve Toplumsal Yap

Amalarmz
Bu niteyi altktan sonra; toplum kavramn; onu oluturan koullar dikkate alarak tanmlayacak, toplumsal yap ve bu yapy oluturan paralar olan kltr, toplumsal snf, stat, rol, kurum ve gruplar aklayacak, insanolunun tarihi geliimiyle oluan toplum trlerinin temel zelliklerini aklayarak tartabileceksiniz.

42

Toplum ve Toplumsal Yap

Bir Alman turist olan Helmut Simon, de talya snrna yakn olan Gneybat Avusturya Blgesinin geni buzullarnda yapt bir yry srasnda, bu yzyln bilimsel keiflerinden birini yapt. Simon, eriyen buzullarn arasndan ortaya km tandk bir ekille karlatnda, bata bunun bir oyuncak bebek kafas olduunu dnd. Sonradan farkna vard ki, bu bir oyuncak bebek kafas deil, bir insan kafatasyd. Bu kafatas, bundan yaklak 5 yl yani Byk Msr Piramitlerinin ina edilmesinden nce len ve insan trnn bozulmam olarak bulunan en eski yesi olan Buzul adama aitti. Dnyann farkl yerlerindeki birok uzman, bu olay zerine ksa srede heyecanl tartmalara baladlar. Buzul adamn ldnde yaklak otuz yalarnda cm boyunda ve 50 kg arlnda bir erkek olduunu tahmin ettiler. Buzul adam baharda Alp'lerde srsn daha ykseklere karan bir oband. Bilim adamlar kan souk bir frtna sonucu buzul adamn dan srtnda snd yorumunu yaptlar. Yaad byk sknt sonunda biraz uzanm ve uykusu gelmiti, bu arada scaklk dmeye devam ediyordu. Buzul adam, ac ekmeksizin donarak lmt. st ste yaan karlar ve buzlar, buzul adamn vcudunu tamamen kaplamt. Bylece, buzul adamn bedeni 6 Cde 53 yzyl boyunca hi bozulmadan gnmze dek ulaabilmiti. Buzullarn erimesi ve dalarda yry yapan dikkatli bir dacnn ans eseri buzul adama rastlamas, buzul adamn kefedilmesine yol amt. Buzul adamn giysilerini inceleyen bilim adamlar, bu "maara adam"nn iinde yaad toplumun ne kadar gelimi olduunu grdklerinde hayrete dmlerdi. Buzul adamn salar gayet dzgn bir biimde taranmt, vcudunun birok yerinde yaad toplumdaki konumunu sembolize ettii dnlen dmeler bulunmaktayd. Gayet ustalkla dikilmi bir ceket giymiti. Ceketinin zerinde ise d etkenlerden daha fazla koruma salayan ve otlardan rlm bir pelerin vard. Ayakkablar da yine deriden yaplm, ayrca rahatlk ve scaklk salamas amacyla da otlarla doldurulmutu. Buzul adamn yannda bir balta, tahta sapl bir bak ve akmakta ulu tyl oklar atmaya yarayan bir yay bulunmutu. Yine srtnda tad basit srt antasnn iinden, yardmc baz aletler ve kiisel eyalar kmt.
Kaynak: MACIONIS, John J. and Ken PLUMMER, Sociology a global introduction, Prentice Hall, RADEMAEKERS, William and Rhea SCHOENTHAL, "Iceman", Time, Vol. , No. 17 (26 October ):
DKKAT

Bu niteyi okurken evrendeki lkeleri bunlarn farkl zelliklerini bu farkllklarn bir ok grnmn dikkate almaya ve hatrlamaya aln.

Giri - Toplum

43

GR
Sosyolojik analizlerin iki boyutu vardr. Bunlardan birincisi, makro boyutudur. Makro sosyolojinin konusu toplumun kendisi, genel yaps ve ilikileridir. atma ve fonksiyonalist kuramclar, toplumsal snf ve gruplarn birbirleriyle olan ilikilerini inceleyerek burada etkinlik gsterirler. rnein, bir toplumda yeri yurdu olmayan, sokakta yatan kalkan insanlar zerinde alyorsanz, bunu snf sistemi ile bir lde aklayabilirsiniz. nk bu insanlarn dk statlerini onlarn yeterli eitime sahip olmamalarna, baz frsatlarn onlara kapal olmalarna ve iverenlere sunacak bir yeteneklerinin bulunmadklarna balayabiliriz. Bu yaklam bir makro sosyoloji rneidir. Mikro sosyoloji ise sosyal etkileim zerinde durmaktadr. Yani insanlar bir araya geldiklerinde birbirlerini nasl etkilemektedirler. Dier bir deyimle insanlarn yaamda kalma stratejileri, bir lde mikro sosyolojinin ilgi alandr. rnein, paralarn nasl harcyorlar, kz veya erkek arkadalaryla, aileleriyle olan ilikileri nasldr; zamanlarn nasl harcamaktadrlar, kullandklar kendine zg bir lisanlar var mdr? te bir nceki nitede incelediimiz sembolik etkileim modeli, genelde bu tr bir yaklam simgeler ve insanlarn yzyze ilikilerini ele alr. Toplumu anlamak iin bu iki yaklama da gereksinim vardr. Ancak sosyologlar genelde bu iki yaklamdan birini kullanarak toplumsal olaylar incelerler. Sosyologlarn aldklar eitim veya geldikleri alt yapsal zellikler bunlardan birinin tercihinde etkin olmaktadr. Ancak her iki yaklamda, toplumu anlamak asndan byk nem tar. Bu nitede insanlarn btn yaamn etkileyen toplum nedir? Onun paralarn neler oluturur? Bu sorular cevaplandracaz. Bunlar aklarken de makro sosyolojik yaklam kullanacaz.
Makro sosyoloji, toplumun kendisi, genel yaps ve ilikilerini odak alrken mikro sosyoloji, sosyal etkiliim zerinde durur.

TOPLUM
Toplum ve birey birbirinin ayrlamaz paralardr. nk, aralarnda youn bir etkileim vardr. Ancak, toplumun birey zerindeki etkisi daha youndur. Toplum bizi ynlendirerek yaammz anlamlandrr, bizler de saysz bir biimde onu ekillendirerek, gelecek nesillere aktarrz. Toplumlar bizler domadan nce var olduu gibi, bizler bu dnyadan gtkten sonra da varolacaklardr. Toplumlar olmakszn bizler yaayamayz. nk insanlarn dnyaya geldiklerinde bakma ve korunmaya ihtiyalar vardr. te yandan hibir gelimi canl belirli bilgilere sahip olmakszn, hayatta kalamaz. Bu bilgilerde ancak belirli bir toplum iinde yaayarak ve ondan etkilenerek yani renerek elde edilir. Dier bir deyimle, bir toplum iinde yaptmz her ey renerek kazanlr. Bu renme sreci, birlikte yaayarak yani dier insanlarla bir olup etkileim kurarak ve dier insanlara ynelik bir biimde gerekleir. Toplum ve birey arasnda bir etkileim vardr, ancak toplumun birey zerindeki etkisi daha youndur. En geni anlamda toplum insanlar etkileyen gerek ilikiler btndr. Dier bir deyimle insanlarn bir toplum iinde var olmalarn salayan birbirleriyle her tr ve biimde kurmu olduklar ilikilerin btn toplumdur. Ancak toplumdan sz edebilmek iin belirli artlarn gereklemesi gerekir. Bunlardan birincisi ortak bir toprak parasna sahip olmaktr. kincisi, belirli bir idare biimini benimseyip ona uymaktr. Yani ortak politik bir otoriteye sayg gstermektir. ncs ise ortak bir kltre ya da yaam biimine sahip olmaktr. Bylece, toplum ortak bir toprak parasna sahip olan, ayn politik otoriteye

Toplum ve birey arasnda bir etkileim vardr, ancak toplumun birey zerindeki etkisi daha youndur. Toplum, insanlar etkileyen gerek ilikiler btndr.

44

Toplum

uyan ve ortak bir kltrden gelen nfus ynlardr. Modern dnyada toplumlar bir devlet biiminde karmza kmaktadrlar. nemli olan bu devlet iinde yaayan insanlarn, ortak bir kltr benimsemeleri ve uymalardr. Birok toplumlarn yaantlar birbirine benzemeyebilir. Bu nedenle her toplumun deiik bir yaps vardr. Ancak bu yapy anlamakla toplum anlalr bir hale gelir. Bu da sosyologlara geni bir alma alan yaratr.

Toplumsal Yap
Sosyologlar toplumu tanmlarken onu bir organizmaya benzetirler. Her organizmann bir yaps olduu gibi, toplumun da bir yaps vardr. rnein, insan organizmas iin elleri, ayaklar, i organlar onun yapsn oluturur. Bu yap birbirleriyle ilikili olan bir takm paralarn bir btndr. Baka bir yap, rnein herhangi bir binay ele alalm: Bu binann paralar, duvarlar, yeri, dam, pencereleri, kaps olabilir. Btn binalarda bu paralara aa yukar rastlanr. ekilleri farkl olmakla birlikte hepsinin fonksiyonu da ayrdr. Ancak bu paralar olmakszn binann anlam olmaz. Sosyologlar toplumu incelerken onun yapsndan sz etmektedirler. Bu yap, her bir parann dierinden bamsz olarak yer ald tesadfi olarak bir araya gelmi insanlardan olumu bir ey deildir. Aksine toplumsal yap, toplumdaki organize olmu toplumsal ilikilerin bir btndr. Bu organize olmu ilikiler, toplumdan topluma farkl olmakla beraber bir btndr. Toplumsal yap, toplumun bir erevesidir ve bu ereve bizler domadan nce, insanlarn birbirleriyle kurmu olduklar ilikiler tarafndan tayin edilir. Ksaca insanlar, belirli davranlar toplumsal yapdaki yerlerine bal olarak renmekte ve bunlara gre hareket etmektedirler. Yani toplumda imtiyazl bir aileden gelmeleri veya gelmemeleri, ikisinin arasnda bir yerde olmalar, fakir veya zengin olmalar bireyin toplum ierisindeki yerini tayin eder. Bireyler ite bu sosyal statleri gerei, belirli eyleri benimser ve ona gre hareket etmeyi renirler. Toplumsal yapnn bireyler zerindeki bu nemli etkisi, onlarn kim olduklarn neye benzeyeceklerini etkilemesi, bu yapnn daha dikkatli bir biimde analizini gerektirir. O halde bu yapy oluturan paralar nelerdir? Bunlar, kltr, toplumsal snf, stat, rol, grup ve kurumlardr. Bylece toplumsal yap, kltrn, snfsal durumun, stat, rol, grup ve kurumlarn birbirleriyle kurmu olduklar ilikiler sonucu ortaya kmaktadr. Toplumu nasl tanmlayabiliriz? Toplumsal yapy oluturan paralar nelerdir?

Toplumsal yap toplumun bir erevesidir ve bu ereve bizler domadan nce, insanlarn birbirleriyle kurmu olduklar ilikiler tarafndan tayin edilir. nsanlar belirli davranlar toplumsal yapdaki yerlerine bal olarak renmekte ve bunlara gre hareket etmektedirler.

SIRA SZDE

Kltr
Bu konu gelecek nitede detayl olarak incelenecek olmasna ramen, yine de ksaca etkisini inceleyelim: Kltr bizim etrafmz saran veya evreleyen bir zarf gibidir. Sosyologlarn kltr olarak adlandrdklar ey, grubun kulland lisan, deerler, inanlar, davranlar hatta ifadelerdir. Dier bir deyimle kltr, bizi saran insanlardan rendiimiz toplumsal bir mirastr. Kltr kalplar ierisinde btn bu rendiklerimiz bizim gelecekte nasl bir insan olacamz etkiler. Yani Eskimolar, Japonlar, Ruslar, Trkler tarafndan yetitirilmemiz, orada doup bymemiz bizi Eskimo, Japon, Rus veya Trk yapar. Bylece biz Japonca veya Trke veya Rusa konuur, onlara benzer, onlar gibi davranr, onlarn deerlerini benimser onlardan biri haline geliriz. Sadece dsal benzerliimiz deil, hissettiklerimizle de yetitiimiz kltre benzeriz. Yani bir Eskimo veya Trk gibi dnr ve

Kltr bizi saran insanlardan rendiimiz toplumsal bir mirastr.

Toplum

45

onlarn hissettiklerini, duygularn paylarz. te bu nedenle kltr, toplumsal yapnn ok nemli bir parasdr.

Toplumsal Snf
nsanlar anlamak iin onlar toplum ierisindeki yerlerini incelememiz gerekir. zellikle belirgin bir toplumsal snf, kendini gelir dzeyi, eitim ve mesleki saygnlkla belirli eder. Gnmzde kalabalk bir insan grubu sahip olduklar, benzer gelir dzeyi, eitim, yaptklar iler ve kabaca karlatrlabilir saygnlk lleriyle toplumsal snf olarak tanmlanmaktadr. Toplumsal snfn, yap zerindeki etkisini hi bir zaman ihmal edemeyiz. nk, snfsal ortam, hem bireylerin davranlarn hem de fikir ve dncelerini etkilemektedir. Hangi snfa mensup bir insansanz, bu yapnn sizlere verdii dncenin, giyim, kuam, nezaket, hatta politik tutumlarn etkisinde kalp, bunlara zg davranmakta olduunuzu unutmaynz. Bu adan toplumsal snf ok nemli bir faktrdr. Bu nedenle bu konu zerinde ileride daha detayl durulacaktr.

Stat
Gnlk konumada stat kavram bir saygnl ya da prestiji ifade eder. Sosyolojide ise stat bireyin toplum iindeki pozisyonudur. Hepimizin gnlk yaamda eitli statleri vardr. rnein, renci, marangoz, yal, gen, milletvekili, retmen gibi. Bireyin stats onun toplumda nereye uygun olduunu ve kimlerle iliki kuracan gsterir. rnein, bir irketin yneticisi iseniz, iliki kuracanz insanlar; emrinizde alanlar, hissedarlar ya da bir dier irketin yneticileri olabilir. Bireyin sahip olduu stat zamanla deitii gibi, birden fazla statye de sahip olabilir. Ancak bunlardan bir tanesi dierlerine gre daha fazla nem tar. Buna temel stat ya da master stat denir. Bu stat bireyin toplum iindeki kimliini belirler.
Stat bireyin toplum iindeki pozisyonudur.

Her stat kendini sahip olduu sembollerle belirgin klar.

46

Toplum

Edinilmi stat, bireyin dorudan bir abas olmadan, kendi dndaki faktrler tarafndan salanan statdr. Kazanlm stat ise, bireyin kendi istei ve abalaryla, gnll olarak elde ettii statdr.

Bireyler toplum iindeki statlerini iki biimde elde ederler. Bunlar, edinilmi ve kazanlm statlerdir. Edinilmi stat, bireyin dorudan bir abas olmadan, kendi dndaki faktrler tarafndan salanan statdr. Yani birey doumuyla, cinsiyetiyle ve yayla ilgili olarak bunu elde eder. Yal, gen, kadn, erkek, siyah, beyaz gibi bir statye sahip olmak buna rnek verilebilir. Kazanlm stat ise, bireyin kendi istei ve abalaryla, gnll olarak elde ettii statdr. abalarmz sonucunda niversite rencisi, anne, baba, doktor, avukat veya polis oluruz. aba gstermez isek, niversiteden atlr, i bulamaz, bir meslek sahibi olamayz. Bir baka deyile kazanlm stat, pozitif ve negatif olmak zere iki ynldr. Bir niversite rektr de, bir banka hrsz da kazanlm statye sahiptirler. Toplumsal statlerin insan davranlar asndan nemli yn, her statnn bireye rehberlik ederek nasl davranacaklarn gstermesidir. Toplumsal statlerin hemen tm insan gruplarnda mevcudiyeti, onu toplumsal yapdan ayrlmaz klar. Her stat kendini sahip olduu semboller ile belirgin klar. rnein, evlilik yz evli olduunuzu, tadnz silah veya omzunuzdaki rtbe sizin asker veya polis olduunuzu gsterir. Bir genel mdrn arabas, retim yesinin veya hakimin giydii cbbe, onlarn statlerinin semboldr. nsanlar bu kiilere buna uygun davranlar sergiler ve uygun tarzda hareketlerde bulunurlar. Edinilmi ve kazanlm statler arasndaki farklar dikkate alarak kendi edinilmi ve kazanlm statlerinizi tanmlayarak, bunlar arasnda sizin iin temel olan aklaynz.

SIRA SZDE

Rol
Rol bir grup ya da toplum iindeki insanlarn snrlar belirlenmi olarak oynadklar bir oyundur.

Sahip olduumuz roller birer koruyuculuk grevi yaparak toplumun bizden istediklerini yapmamza yardmc olurlar.

Belirli bir toplum iinde yer alan bireyler, zerine aldklar belirli rolleri yerine getirirler. Bu tpk bir tiyatro oyuncusunun sahnede canlandrd role benzer. Rol bir grup ya da toplum iindeki insanlarn snrlar belirlenmi olarak oynadklar bir oyundur. Her toplum, yelerinden stlendikleri rol en iyi bir biimde yerine getirmelerini bekler. rnein; bir taksiye bindiimiz zaman ofrn bizi istediimiz adrese gtrmesini, bir annenin ocuklarna iyi bakmasn, bir retmenin rencileri ile yaknen ilgilenip, onlara en iyi davran biimlerini retmesini bekleriz. Her roln bireyden baz beklentileri ve ona verdii baz imtiyazlar vardr. nk, her rol bir stat ile ilgilidir. Rol ve stat arasndaki ilikiyi u ekilde aklayabiliriz: nsanlar belirli bir staty igal eder ve bu statye uygun bir rol oynarlar. Bylece stat ve rol kavram bir madeni parann iki yz gibidir. rnein, stats niversite profesr olan bir kimseyi ele alalm: Bu statdeki kimsenin rol hocalktr. Bylece toplum ierisindeki bir takm normlar bu hocann yerine getirecei rolleri belirler. Hocann stats bir tek olmakla beraber, yerine getirdii rol biroktur. Yani belirli bir statdeki insann oynad birok rol vardr. Bu rollerden bir tanesi retmektir. Ancak bunun yannda dier retim yeleriyle meslektalk rol, aratrmac rol, yazarlk rol, danmanlk rol, evde yerine getirdii babalk rol vardr. Bylece bir stat birok rol davrann gerektirmekte ya da ortaya karmaktadr. Sahip olduumuz roller birer tahta perde veya koruyuculuk grevi yaparak toplumun bizden istediklerini yapmamza yardmc olurlar. Bu koruyucu zaman zaman bize baz serbestiyetler de salar; ancak bu belirli bir snra kadardr. Bu snr amamza msaade etmez. rnein, evleneceimiz zaman insan olarak resmi elbise giymekten hi holanmasak da evlilik trenlerinde uygun resmi elbise ve-

Toplum

47

ya smokin giyeriz. Yani her ortamda uygun rolleri oynar, uygun davranlar simgeleriz. Sosyolojik adan roller, insanlarn beklentilerini ortaya koymalar asndan nem tarlar. Bireyler rol davranlarn sergiler, bu rollerin bir araya gelip, kaynamasyla toplum oluur. Bylece roller sayesinde insanlar bir arada dzgn bir biimde yer alrlar. Rollerin getirdii sorumluluk toplumsal kargaay engeller. Rol tanmlayarak, kendinize ilikin rnekleri aklaynz.
SIRA SZDE

Gruplar
Toplumsal davranlarmzn ou, insanlarn oluturduu gruplar ierisinde yer alr. Sosyolojik anlamda grup en az iki kiiden meydana gelen, benzer deer ve beklentilere sahip olan bireylerin dzenli etkileimleri ile ortaya kan bir birlemedir. Dier bir deyimle grup, stat ve rolleri arasnda belirli ilikiler olan herhangi bir byklkteki insanlardan oluur. Ancak, insanlarn bir grubu oluturabilmeleri iin, aralarnda kesin bir ilikinin veya etkileimin olmas gerekir. Yani bir otobsn iinde seyahat eden, bir tiyatro seyircisi olan ynlar birer grup deildirler. Grup yeleri benzer deer, norm ve beklentileri paylarlar. Nasl davranlarmz iinde bulunduumuz snf, stat ve rollerden etkileniyorsa, gruplar da yaammzda ok gl birer faktrdrler. Eer bir gruba ye isek, grup yeleri bizlerden onlar gibi davranmamz beklerler. rnein, bir aile grubunun yesiyseniz 15 yandaki kznza "Bu atnn altnda yaayacaksan, gecenin belirli bir saatinde evde olmalsn!" dediiniz zaman, bu grubun otoritesini simgeler ve genelde aile yeleri bu tr bir norma uygun davranlacan beklerler. Ailenin bir yesi olarak kalacaksanz, bu beklentiye uyum salam olmanz gerekir. Gruplar en yaygn biimde birincil ve ikincil gruplar olarak ikiye ayrlrlar. Birincil grup yeleri arasnda youn bir iliki olan ve birbirlerine sevgi ve zveri duygularyla bal insanlardan oluur. Aile, arkadalk, hsmlk gibi. kincil grup ise birbirleriyle geici bir biimde iliki kuran ve kar amac tayan gruplardr. Resmi rgtler, irketler ve siyasi partiler gibi. Her iki grup tr de kim olduumuzu, fikirlerimizi, beklentilerimizi ve yaama uyumumuzu etkilemeleri asndan byk bir neme sahiptirler. Birincil grup ne demektir? Grup olmann ayrc zellii sizce nedir?
Grup en az iki kiiden meydana gelen, benzer deer ve beklentilere sahip olan bireylerin dzenli etkileimleri ile ortaya kan bir birlemedir.

SIRA SZDE

Toplumsal Kurumlar
Toplum yeleri, yaamda kalabilmek iin belirli ihtiyalarn karlamak ve tatmin edici bir hayat standard salamak zorundadr. rnein; ocuklar korunup baklmal, kltrel bilgi ve birikimler gelecek nesillere aktarlmal, sosyal dzen uygun bir biimde salanmal, mal ve hizmetler retilip adaletli bir biimde bltrlmelidir. Btn bu grevlerin her toplumda belirli bir biimde doldurulmas gerekir. te her toplumda bu tr grevleri yerine getirecek kurumlar yer alr. Kurum, toplumun yaps ve temel deerlerini korumas asndan zorunlu saylan nispeten srekli kurallar topluluudur. Sosyologlar, kurumlar zerinde almakla iinde yaadklar toplumu daha kolay anlar ve tanrlar. Sosyologlar dokuz temel kurum tanmlamaktadrlar. Bunlar: Aile, Din, Hukuk,

Kurum, toplumun yaps ve temel deerlerini korumas asndan zorunlu saylan nispeten srekli kurallar topluluudur.

48

Toplum

Toplumsal kurumlarn drt temel karakteristii, deimeye kar direnli olmas, aralarndaki youn iliki, birbirlerine bal olarak deimeleri, toplumdaki sorun merkezi oluturmalardr.

Politik, Ekonomik, Eitim, Tp, Bilim, Askeri kurumlardr. Her kurumun stlendii belirgin bir grev, rol ve normlar mevcuttur. Aile kurumu ocuun bakm ve korunmasn stlenirken, eitim kurumu kltrel bilgi birikimini gelecek nesillere aktarr. Din kurumu insanlar ortak deer ve dini trenlerde birletirerek, toplumun devamllna katkda bulunur. Politik kurumlar g ve dzenin salanmas grevini stlenir. Ekonomi kurumu ise mal ve hizmetlerin retimi ve blm konularyla ilgilenir. Dier kurumlarn da benzer grevleri mevcuttur. Endstriyel toplumlarda bunlar ok gelimi ve ayr kurumlarken, gelimemi toplumlarda bu kurumlarda daha az gelimi ve resmi bir biimde yer almaktadrlar. rnein, endstriyel toplumlarda eitim ok gelimi, yaplam bir durumda iken, gelimemi toplumlarda eitim informal bir biimde renilmi, beklenti ve rollerden oluabilir. Toplumsal kurumlarn drt temel karakteristii vardr: Her toplumsal kurum deimeye kar direnlidir. Her toplumsal kurum dier kurumlarla youn bir iliki ierisindedir ve birbirlerine baldr. Toplumsal kurumlar zamanla birbirlerine bal olarak deiebilirler. Toplumsal kurumlar bir toplumdaki temel sorunlarn merkezini olutururlar. Toplumsal kurumlarn drt temel karakteristiini imdi de biraz daha detayl grelim: Birinci karakteristik yani kurumlarn deimeye olan direnleri ok doal ve evrenseldir. nk, insanlar gelenek ve greneklerle bu kurumlarn zelliklerini benimsemilerdir. Bu kurumlara olan herhangi bir saldr ya da eletiri o toplumdaki yelerin tepkilerine yol aar. rnein, Trkiye'de ailenin gereksiz olduunu savunan bir grn, ne derece tepki alacan bir dnn. kinci karakteristik olan her kurumun birbirine olan ball ise yine ok doaldr. Eer bir kurumun ortaya koyduu bir norm, dier kurumlarca benimsenmezse o toplumda dzensizlikler ve anomi balar. rnein, politik bir sistem olarak demokrasiyi benimseyen bir lkede dier kurumlar, demokrasinin yanlln savunuyorlar ve desteklemiyorlarsa, kurumlararas atmalar balar ve toplumsal dzen bozulur. nc karakteristik ise kurumlarn zamanla deieceidir. Ancak bu olgu bir btnlk iinde gerekleir. Kurumlarn birbirine baml olmas nedeniyle herhangi bir tanesinde olan deime dier kurumlar da etkiler. rnein, Endstri Devrimiyle ekonomide balayan deimeler zamanla aileyi, dini, politik kurumlar ve eitimi etkilemi ve hemen hepsinde hzl deimeler gzlenmitir. Drdnc karakteristik kurumlarn toplumsal sorunlarn oda olmas ise u ekilde aklanabilir: Bilindii gibi her kurum belirli ihtiyalar karlamak iin toplumda yer alr. Bu ihtiyalarn gerektii gibi karlanamamas nemli toplumsal sorunlar yaratr. rnein, isizlik art ekonomi kurumunun, yksek crm ve cinayet oranlar hukuki kurumlarn boanma oranlarndaki artlar ise aile kurumunun temel sorunlar arasnda yer alr. Ancak hepsi de topluma yansyan sorunlardr.

Toplum Trleri

49

Toplumsal kurumlar tanmlayarak drt temel karakteristiini aklaynz. Her toplumsal kurumun zerimizde ok nemli etkileri bulunmaktadr. Btn kurumlar toplumun temelini oluturan bir kumaa benzetilebilir. Toplumsal yaantmzdan tutun, bizlerle ilgili her ey bu kurumlar tarafndan oluturulur ve ekillenir. Bu kurumlar deitike, yaplar farkllatka bizler de uygun deimeler gsteririz, farkl insanlar oluruz. Fonksiyonalist ve atma kuramclar toplumsal kurumlarn varln farkl biimlerde aklamaktadrlar. imdi ksaca bu farkllklar grelim: Fonksiyonalist kurama gre, toplumsal kurumlar toplum ierisinde ok nemli grevlere sahip olmalar nedeniyle yaamsal bir neme sahiptirler. Hibir toplum, bu kurumlar olmadan varln srdremez. Her toplum temel ihtiyalarn karlamak amacyla ve yaamda kalabilmek iin bu kurumlara ihtiya gsterir. Fonksiyonalist kurama gre bu be temel gereksinim unlardr. Yeni yelere Sahip Olmak: len insanlarn yerini dolduracak insanlar aile oluturmakta kazanlr. Yeni yeleri Toplumsallatrmak: Burada ailenin yannda din ve eitim kurumlar ocuklar topluma uygun birer birey olarak kazandrmakta aktif bir grev alrlar. Mal ve Hizmetleri retmek ve Datmak: Burada ekonomik kurumlar yiyecek, giyecek, barnma gibi temel kaynaklar salarlar. Toplumsal Dzeni Korumak: Burada politik kurumlar ve askeri rgtler ile d ve i tehlikelere kar nlem almak, toplum iindeki grev ve asayii salamak nem tar. Yaama Bir Anlam Kazandrmak: Toplumun hemen tm kurumlar bu amaca hizmet ederler. Yaadmz toplumda tadmz ama, gerektiinde bu toplum iin fedakarlkta bulunmamz hatta canmz feda etmemizi gerektirebilir. atma kuramclar ise, bu temel fonksiyonlar kabul etmekle beraber bunlarn bir uyum ierisinde olmadn, ortak bir ama iin, uyumlu olarak almadklarn ileri srerler. Aksine, toplumsal kurumlarn toplumun st tabakalarnda yer alan elitler tarafndan kontrol edildiini, bu gruplarn kendi imtiyaz ve karlar iin, bu kurumlar kontrol ettiklerini savunurlar (Domhoff , ). Dier bir deyimle ounluun retimden ok az pay alp, aslan paynn kk bir aznlk tarafndan kullanldn ne srerler. Her iki yaklamda birbirleriyle zt bir dnce erevesinde kurumlarn varln aklamaktadrlar. atma kuramclar kurumlarn varln, zenginliin korunmas amacyla kk bir grubun elinde olmasyla aklamakta, grevselciler ise sosyal kurumlar evrensel olan insan ihtiyalarn karlamak iin var olduunu ne srmektedirler.

SIRA SZDE

TOPLUM TRLER
Gnlk dilde toplumlar eitli biimlerde snflamaktayz. rnein gelimi, gelimekte olan, ak, kapal, krsal, kentsel gibi. Ancak bunlar belirleyen kriterler tam ve ak deildir. nsanolu tarihi geliimiyle birlikte birbirine benzemeyen binlerce toplum yeryznde yer almtr. Bu geliim srecinde bilim adamlar bu toplumlarn doay ve evreyi deitirmede kullandklar teknolojinin eidine gre, onlar be tre ayrmaktadrlar. Bilim adamlarnn bu snflamas aada grlmektedir.

50

Toplum Trleri

Toplum trleri: Avclk ve toplayclk toplumlar, obanlkla geinen gebe toplumlar, (Pastoral Societies) lkel tarm toplumlar,(Horticultural Societies) Tarm toplumlar, (Agricultural Societies) Endstriyel toplumlardr. Bu be toplumun dnda son yllarda sper endstriyel toplum ad verilen bir toplumdan da sz edilmektedir.

Avc ve Toplayc Toplumlar


Avc ve toplayc toplumlar yaamlarnn byk bir ksmn vahi hayvanlar avlamak ve yiyecek bulmakla geirmilerdir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası